DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI

Benzer belgeler
ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

1. Hafta İlişkilerin Önemi

KARŞILIKLI BAĞIMLILIK KURAMI

Derece Alan Üniversite Yıl. BA Psychology Hacettepe 1999

H.Ü. Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü BBY 208 Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri II (Bahar 2012) SPSS Ders Notları II (19 Nisan 2012)

Korelasyon, Korelasyon Türleri ve Regresyon

VARYANS ANALİZİ (ANOVA)

Romantik Kıskançlığın Bağlanma Stilleri, Benlik Saygısı, Kişilik Özellikleri ve Evlilik Doyumu Açısından Yordanması

SANAYİ İŞÇİLERİNİN DİNİ YÖNELİMLERİ VE ÇALIŞMA TUTUMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ - ÇORUM ÖRNEĞİ

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Psikoloji Hacettepe 1999

: Marmara Eğitim Köyü Maltepe/İSTANBUL. :

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi Journal of Research in Education and Teaching Kasım 2017 Cilt: 6 Sayı: 4 ISSN:

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

Kişiler arası sevgi ve çekicilik

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

EPİSTEMOLOJİK İNANÇLAR ÜZERİNE BİR DERLEME

ROMANTİK İLİŞKİLERDE SOSYAL AĞ ETKİLERİ 1

ULUSLAR ARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

PARAMETRİK TESTLER. Tek Örneklem t-testi. 200 öğrencinin matematik dersinden aldıkları notların ortalamasının 70 e eşit olup olmadığını test ediniz.

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (SOSYAL PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI

Öğretmenlerin Eğitimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerini Kullanma Konusundaki Yeterlilik Algılarına İlişkin Bir Değerlendirme

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

KIMYA BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN ENDÜSTRİYEL KİMYAYA YÖNELİK TUTUMLARI VE ÖZYETERLİLİK İNANÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ; CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ

BÖLÜM 3 KURAMSAL ÇATI VE HİPOTEZ GELİŞ

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Psikoloji Hacettepe 1999

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

PSİKİYATRİ KLİNİĞİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU, TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

BİYOLOJİ ÖĞRETMENLERİNİN LABORATUVAR DERSİNE YÖNELİK TUTUMLARININ FARKLI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri

ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNİN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR DERSİNE İLİŞKİN DEĞERLERİNİN İNCELENMESİ

MESLEĞE VE ÖRGÜTE BAĞLILIĞIN ÇOK YÖNLÜ İNCELENMESİNDE MEYER-ALLEN MODELİ

DANIŞMAN ÖĞRETMEN MENTORLUK FONKSİYONLARI İLE ADAY ÖĞRETMENLERİN ÖZNEL MUTLULUK DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 )

İŞSİZ BİREYLERİN KREDİ KARTLARINA İLİŞKİN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ YAPISAL EŞİTLİK MODELİYLE İNCELENMESİ: ESKİŞEHİR ÖRNEĞİ

Eğitim Fakültesi Dergisi. Endüstri Meslek Lisesi Öğrencilerinin Yetenek İlgi ve Değerleri İle Okudukları Bölümler Arasındaki İlişki

Bir çalışmanın yazılı bir planıdır. Araştırmacının yapmayı plandıklarını ayrıntılı olarak ifade etmesini sağlar. Araştırmacıya yapılması gerekenleri

YETİŞKİNLERDE BAĞLANMA STİLLERİNİN MUTLULUK,YAŞAM DOYUMU VE DEPRESYON İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ CANSU DEMİREL

HEDEF BELiRLENEN ENGELLi OLAN VE OLMAYAN ÖGRENCILERDE ANTRENMANIN PERFORMANS VE DUYGUSAL DURUMLAR ÜZERiNE ETKisi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

KARŞILAŞTIRMA İSTATİSTİĞİ, ANALİTİK YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI, BİYOLOJİK DEĞİŞKENLİK. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2005

AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ?

Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı

Sosyometri. Halk Sağlığı. Mart-2005

Bilgisayar ve İnternet Tutumunun E-Belediyecilik Güvenliği Algısına Etkilerinin İncelenmesi

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim. Akademik Ünvanlar HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ SEVGİNAR VATAN.

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

BÖLÜM 12 STUDENT T DAĞILIMI

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Psikoloji Hacettepe 1999

: Marmara Eğitim Köyü Maltepe/İSTANBUL. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Psikoloji Hacettepe 1999

Evliliklerde Olumlu Yanılsama: İlişki Bağlanımı ile Nedensellik ve Sorumluluk Yüklemeleri Arasındaki İlişkiler

THOMAS TÜRKİYE PPA Güvenilirlik, Geçerlilik ve Standardizasyon Çalışmaları Özet Rapor

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır.

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Halil Coşkun ÇELİK

Korelasyon testleri. Pearson korelasyon testi Spearman korelasyon testi. Regresyon analizi. Basit doğrusal regresyon Çoklu doğrusal regresyon

PSİKOLOJİK İYİ OLMA VE YETİŞKİN BAĞLANMA BOYUTLARI PSYCHOLOGICAL WELL-BEING AND ADULT ATTACHMENT DIMENSIONS

PANSİYONLU OKULLARDA ÇALIŞAN BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLERİNİN KARAR VERMEDE ÖZ SAYGI ve KARAR VERME STİLLERİ

HS-003. Nuray ŞAHİN ORAK (Marmara Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Hemşirelik Esasları Anabilim Dalı.

EĞİTİM İŞ ANNE BABALARIN ÖSS SINAVI SONRASI BEKLENTİ VE KAYGILARININ TESPİT EDİLMESİ ARAŞTIRMA NO:2 GENEL EĞİTİM SEKRETERLİĞİ

Ortaokul Öğrencilerinin Sanal Zorbalık Farkındalıkları ile Sanal Zorbalık Yapma ve Mağdur Olma Durumlarının İncelenmesi

Ergenin Psikososyal Uyumu, Arkadaşlıklarının Niteliği İle Annenin Arkadaşlıklarla İlgili İnançları ve Akran Yönetimi Davranışları Arasındaki İlişkiler

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Üniversite Öğrencilerinin Akademik Başarılarını Etkileyen Faktörler Bahman Alp RENÇBER 1

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

T.C. KARA HARP OKULU SAVUNMA BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ GÜVENLİK BİLİMLERİ ANABİLİM DALI İLİŞKİLER YÜKSEK LİSANS TEZİ. Hazırlayan Mehmet ÖZER

2012 YILI BALIKESİR İŞLETMELERİNİN SOSYO-EKONOMİK DURUM VE 2013 YILI BEKLENTİ ARAŞTIRMASI BALIKESİR TİCARET ODASI

Örneklemden elde edilen parametreler üzerinden kitle parametreleri tahmin edilmek istenmektedir.

Behire KUYUMCU 2. Abstract

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır

Parametrik İstatistiksel Yöntemler (t testi ve F testi)

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

EVLİ BİREYLERDE BAĞLANMA BİÇİMLERİ VE EVLİLİĞE DAİR İNANÇLARIN EVLİLİK DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Sosyal Ağ Servislerinde Kullanıcı Güveni: Facebook ve Linkedin Karşılaştırması. A.Kübra Özkoç Bilgisayar Ortamında Sanat ve Tasarım Seminer

Kişilerarası İlişkiler

ÖĞRETMEN ADAYLARINDA UMUTSUZLUK VE ALGILANAN SOSYAL DESTEK

İLKOKUL ÇOCUKLARI İÇİN UYUMSAL DAVRANIŞ ÖLÇEĞİ BİR GEÇERLİK - GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI*

İlişkilerin Önemi 1. Çekicilik ve İlişki Gelişimi 19 İÇİNDEKİLER. İlişkilerin Önemi Hakkında Ne Biliyoruz? 2 Ait Olma Gereksinimi 3

Siirt Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Yrd. Doç. Dr. H. Coşkun ÇELİK Arş. Gör. Barış MERCİMEK

EVLİ BİREYLERİN, BAĞLANMA STİLLERİNE VE KENDİLİK ALGISINA GÖRE EVLİLİKTE YAŞANAN SORUNLARLA BAŞA ÇIKMA YOLLARININ İNCELENMESİ

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ PSİKOLOJİ (UYGULAMALI/KLİNİK PSİKOLOJİ) ANABİLİM DALI

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Çalışan Memnuniyeti Anket Raporu

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

GeroBarometre OCAK- ŞUBAT 2017

ERGENLERİN ARKADAŞ BAĞLILIĞI VE İNTERNET BAĞIMLILIĞININ CİNSİYET, EBEVEYN TUTUMU VE ANNE- BABA EĞİTİM DÜZEYLERİNE GÖRE İNCELENMESİ

Psikolojik Danışmanların Mesleki Doyumları ile Mesleki Yeterlilikleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi^ GİRİŞ

Üniversite Öğrencilerinin Yaşam Doyumları, Bağlanma Stilleri ve Psikolojik Dayanıklılıklarının Birbirleriyle Olan İlişkisinin İncelenmesi

Transkript:

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKING PAPER SERIES Tartışma Metinleri WPS NO/ 114/ 2017-06 EVLİ ÇİFTLERDE BAĞLANMA STİLLERİ VE İLİŞKİ İSTİKRARI Kübra Nur UZUN* *kubraslann@gmail.com İstanbul Ticaret Üniversitesi Aile Danışmanlığı ve Eğitimi Tezli Yüksek Lisans Öğrencisi. 1

Özet Bu araştırma, evli bireylerin sahip oldukları bağlanma stilleri ile ilişki istikrarları arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın örnekleminde seksen beş kadın, seksen beş erkek, toplam yüz yetmiş katılımcı bulunmaktadır. Araştırmanın verileri tüm katılımcılardan Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri, İlişki İstikrarı Ölçeği ve araştırmacıların hazırlamış olduğu Demografik Bilgi Formu uygulanarak elde edilmiştir. Araştırma sonucunda; ilişki doyumu yaş, flört süresi, evlilik süresi arttıkça azalmakta, çocuk sayısı arttıkça artıyor olmakla birlikte güvenli ve korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki doyumlarının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. İkinci olarak ilişkiye alternatif durumların ortaya çıkması çocuk sayısının artışı ile azalmakla birlikte evlilik ve nişanlılık sürelerinin uzun olması çiftlerin seçenekleri değerlendirme ihtimallerini artırmaktadır. Güvenli ve korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin bu alt ölçekten aldıkları puan diğer iki bağlanma stiline göre düşüktür. Son olarak; ilişki istikrarı flört ve evlilik süreleri arttıkça azalırken, nişanlılık süresi uzadıkça artmaktadır. Güvenli ve korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki istikrarı puanları yüksek elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Evlilik, Bağlanma Stilleri, İlişki İstikrarı. Abstract This research aims at examining body perceptions and the levels of depression and social appearance anxiety of adolescent disabled and able-bodied individuals. The sample group of this research consists of ninety participants, forty-five of which are disabled individuals while the other forty-five are able bodied. The data of the research has been acquired through the Beck Depression Scale, Social Appearance Anxiety Scale and Body Image Perception Scale. The results indicate that while the age, period of flirt, period of marriage are increase, then satisfaction decreases; while number of the children increase then satisfaction also increases. Also securely and fearful attachment style have high satisfaction. Secondly, while number of children increase consedering about alternatives decrease. However while period of marriage and engagement increase also consedering about alternatives increase securely and fearful attachment style have lower score of this subscale. Lastly, relationship stability decreases when flirt and marriage period are getting longer. But it increases when engagement period increases. Securely and fearful attachment style have high score of relationship stability. Key Words: Marriage, Attachment Styles, Relationship Stability.

Giriş Yakın ilişkiler kişilerin kendilerini ifade ederken başvurdukları önemli yaşantılardır. Hayatımızı keyifle sürdürülebilir bir konuma taşıyan yakın ilişkiler aile, arkadaşlık ve elbette ki romantik ilişkilerdir. Romantik ilişkinin yeri diğerlerine nazaran farklıdır. Büyükşahin in 2006 da ifade ettiğine göre, kişiler kendilerine duygusal yakınlık seviyesini bulmak için sorulan sorulara, kişilerin yarısına yakını romantik ilişkilerinin en yakın ilişki olduğunu belirtmişlerdir. Gerek teorik araştırmalara dayanarak gerek pratikteki gözlemlerimizi dikkate alarak romantik ilişkinin bireyin hayatında önemli bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. Aşk duygusunun sone ermesi ile evliliklerinden duygusal mana da koptuğuna şahit olmaktayız. Peki neden bazı ilişkiler yıllar boyu istikrarla sürürken bazıları ayrılıkla neticelenmektedir? Halat ın (2009) aktardığına göre Locke ve Wallace gibi araştırmacılar evliliğin sürekliliğini araştırmak için romantizmden ziyade karşılıklı doyum ve ilişki istikrarına yönelmişlerdir. Karşılıklı bağımlılık kuramından esinlenerek geliştirdiği Yatırım Modeli ile Rusbult (1983), neden bazı ilişkilerin devam ettiğini ve bazılarının ayrılıkla sonuçlandığını romantik ilişkilerde bağlanım ve istikrar kavramlarını kullanarak açıklamaya çalışmıştır. Bu çalışmanın temel amacı da, evli çiftlerin sahip oldukları bağlanma stilleri ile ilişki istikrarı arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bowlby'nin (2005), bağlanmanın yakın ilişkilerimizin de temelini oluşturabilecek nitelikte olduğunu vurgulamaktadır. Bağlanma kuramının, yalnızca romantik ilişkileri için değil, diğer tüm yakın ilişkilerin de nasıl başladığını, nasıl yol kat ettiğini ve de nasıl bittiğini açıklayan bir teorisinin olduğu kabul edilmektedir (Hazan ve Shaver, 1987). Çocuklar bağlanma nesnelerinden temel manada sevgi ve güven almak isterler ve bu durum yetişkinler için de geçerli olup, yetişkinlerde ilişkilerinde bu ihtiyaçlarının giderilip giderilmediğine bakmaktadır (Fraley ve Shaver, 2000). Bugüne dek yürütülen birçok araştırma, kişilerin sahip oldukları bağlanma stillerinin güncel romantik ilişkilerini etkilediği sonucuna ulaşmıştır (Feeney, 1999; Wolters, Edwards, Benton ve Karandashev, 2012; Büyükşahin, 2006). Bartholomew ve Horowitz (1991) yetişkin bağlanmasını sınıflandırmıştır. Her bireyin sahip olduğu zihinsel modeller Bowlby ye (1982), göre bağlanma yaşantıları özelinde şekillenir. Bunlar: (a) bağlanma figürünün genel manada korunma ve destek veren biri olarak algılanıp algılanmadığı; (b) kişinin kendisini başkaları, özellikle de bağlanma figürü tarafından yardıma değer birisi olarak görüp görmediğidir. Bu bilgiyi dikkate alan Bartholomew ve Horowitz

(1991) bağlanma stillerini benlik ve başkaları modelinin belirlediğini ileri sürmüştür. Bireyin, diğerler insanların tasdiklemesinden ayrı olarak kendini var kılabilmesi, sevilebilir biri olduğuna dair fikri ve sahip olduğu özsaygısı olumlu benlik modelini tanımlar. Olumsuz benlik modelinde ise düşük özsaygı ve başkalarından onay alma isteği vardır. Olumlu başkaları modelinde ise kişi kendisi için önemli olan kişilere ulaşabilirliği ve onlara güven duymasını pozitif tanımlar ve aynı zamanda onlardan yakın ve de destek isteme davranışlarının pozitif yönde şekillenmektedir. Başkaları modeli olumsuz olduğu takdirde kişi diğerleriyle yakın ilişkiler kurmaktan kaçınır, sosyal destek almak ve vermek hususunda kayıtsız tavırlar sergiler ayrıca ilişkilerde olumsuz beklentileri sahiptir (Bartholomew ve Horowitz, 1991). Bu bilgiler doğrultusunda güvenli, saplantılı, kayıtsız ve korkulu olmak üzere bağlanma sınıflaması yapılmıştır. Güvenli bağlanma biçimi: Olumlu benlik ve başkaları modellerinden meydana gelir. Bu doğrultuda güvenli bağlanma stiline sahip kişiler kendisini sevilebilir hissederler. Olumlu benlik duygularını başkalarının güvenilir, destekleyici ve iyi niyetli olduklarına dair olumlu beklentileri ile birleştirirler. Saplantılı bağlanma biçimi: Olumsuz benlik modeli ile olumlu başkaları modelinin bir araya gelmesi sonucu oluşmaktadır. Saplantılı bağlanmaya sahip bireyler, kendini değersiz hissetme veya sevilmeye layık görmeme eğilimindedirler. Ayrıca başkalarına ilişkin olumlu değerlendirmelere sahiptirler. Bu nedenle saplantılı bağlanan kişiler yakın ilişkilerde kendini doğrulama ya da kanıtlama eğilimi gösterirler (Akt. Bahadır, 2006). Kayıtsız bağlanma biçimi: Benlik modeli olumlu ancak başkaları modeli olumsuzdur. Başkalarına karşı olumsuz tavır ve tutumlar içindeyken kendilerini önemseyerek değerli görürler. Bu kişiler bağımsızlığa önem verirler. Başkalarına duyulan ihtiyacı ve yakın ilişkilerin kıymetini reddederler (Bahadır, 2006). Korkulu bağlanma biçimi: Bu bağlanma stiline sahip bireylerin hem kendilik hem de başkaları modeli olumsuzdur. Değersizlik duyguları içinde birey kendini başkalarının sevgisine ve desteğine layık görmez; başkalarını da reddedici ve güvenilmez olarak değerlendirir (Bahadır, 2006).

Yatırım modeli, yakın ilişkilerin inşa edilmesi, devamının sağlanması ve bitirilmesini açıklamak maksadıyla geliştirilen ve sosyal mübadele kavramlarını içeren Karşılıklı Bağımlılık Kuramının bir uzantısıdır. Ancak Karşılıklı Bağımlılık Kuramının kavramları olan doyum ve seçeneklerin niteliğine ek olarak Rusbult, yatırımın büyüklüğü kavramının da ilişkinin sürdürülmesinde çok önemli olduğunu vurgulamıştır (Büyükşahin, 2006). Yatırım modeline göre kişinin bağlanım seviyesi şu üç değişkenin kendi aralarındaki ilişkileri doğrultusunda belirlenmektedir: doyum düzeyi, seçeneklerin niteliği, yatırım miktarı. Bu değişkenlerin belirleyicisi ise, kişinin, ilişkisinden edindiği ödüller ve ilişkisinin sebep olduğu bedellere dair öznel değerlendirmesidir. Ödüller, algılanan pozitif sonuçları kapsamaktadır. Ödüller, mutlu anılar, paylaşılan kaynaklar ve ortak ilgiler gibi genel olarak algılanan pozitif Bedeller ise, algılanan negatif sonuçları kapsamaktadır (Halat, 2009). Doyum değişkeni, bireyin sahip olduğu ilişkinin bireyin ihtiyaçlarını karşılamasından etkilenir. Kişinin ilişkisine dair algıladığı ödüller yüksekse ilişkisinden de doyum almakla birlikte ilişkine dair algıladığı bedeller düşükse, daha fazla doyum elde edilecektir. (Büyükşahin, 2006). Seçeneklerin niteliği, kişinin mevcut ilişkisini kıyaslayabileceği en cazip alternatife duyduğu çekimi ifade etmektedir. Seçenekler, başka bir olası ilişki, vakti bireysel aktivitelerle değerlendirmek, arkadaş veya aile ile zaman geçirmek, ya da işle ilgilenmek olabilir (Rusbult, Martz ve Agnew, 1998). Yatırım Modeli ne göre yatırım miktarı ilişkide kalmayı belirleyen bir başka değişkendir. Yatırım miktarı, kişilerin ilişkilerine bağladıkları kaynakları ifade eder. Bu kaynaklar ilişki bitişi ile birlikte ortadan kalkacak ya da değerlerini yitireceklerdir (Rusbult, Martz ve Agnew, 1998). İlişkiye yapılan yatırımlar içsel ve dışsal olmak üzere iki kategoride incelenebilir. İçsel yatırımlar, direkt ilişkiye yapılan yatırımlardır. Örneğin kişinin ilişkisi için mücadele etmesi, ilişki için vakit harcaması, yahut partneri ile duygusal yakınlıkta bulunmasıdır. Dışsal yatırımlar ise ilişkiyle sonradan ilişkili hale gelen kaynaklardır. Örneğin, ortak sosyal çevre, çocuklar, paylaşılan etkinlikler, e paylaşılan maddi varlıklar gibi (Halat, 2009).

2. Yöntem 2.1. Katılımcılar Örneklem İstanbul ve Ankara ilinde yaşayan kolayda örnekleme yöntemi ile tespit edilen 170 yetişkinden oluşmaktadır. Kolayda örnekleme yapılmasının maksadı, kolayca erişilebilir kişilerin seçilmesiyle örneklemin oluşturulmasıdır. Seçilen örneklemin evreni temsil etmesi gerektiği dikkate alınarak mümkün olduğunca değişik sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik düzeydeki şahıslarla çalışılmıştır. Araştırmaya bu çalışmaya kendi rızasıyla katılmayı kabul eden, araştırmacının ulaşabildiği herkes dâhil edilmiştir. Katılımcılardan kimlik bilgileri istenmemiştir. Araştırmanın yapılma maksadı ve ilerleyen zamanlarda diğer bilimsel çalışmalarda kullanılabileceği bilgisi paylaşılmıştır. Verilen ölçekleri doldurmanın ne kadar süre alacağı araştırmacı tarafından sözlü olarak bildirilmiştir. Kişilere sırasıyla demografik bilgi formu, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri ve İlişki İstikrarı Ölçeği doldurulmak üzere elden teslim edilmiştir. Ölçekler öz-bildirim türünde olduğundan katılımcıların tek başına doldurmaları istenmiştir. 2.2. Veri Toplama Araçları Araştırmada veri toplamak amacıyla, Demografik Bilgi Formu, Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri ve İlişki İstikrarı Ölçeği kullanılmıştır. Demografik Bilgi Formu: Bu formda katılımcıların cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi gibi demografik bilgilerini edinmeye yönelik soruları yanıtlamaları istenmiştir. Bu sorulara ek olarak katılımcılara ilişki istikrarı ve bağlanma stilleri ile ilişkili olduğu düşünülen, kaç çocuk sahibi oldukları, evde kimlerle yaşadıkları, evlilik şekilleri ve yapmış oldukları evlilik sayıları hakkında da sorular yöneltilmiştir. İlişki İstikrarı Ölçeği: İlişki İstikrarı Ölçeği, 1998 yılında Rusbult, Martz ve Agnew tarafından romantik ilişkilerin seyrini saptamak adına geliştirilmiştir. Bireylerin ilişkiye yaptıkları yatırımı, başka bir partnerle olmanın avantaj ve dezavantajlarını, ilişkiden sağladıkları doyumu ve de bağlanımı ölçmeyi amaçlamışlardır. Ölçek ilişki doyumu, ilişki yatırımı ve seçeneklerin niteliğini değerlendirme olmak üzere üç alt ölçekten oluşmaktadır (Rusbult, 2003). Büyükşahin, Hasta ve Hovardaoğlu (2005) romantik ilişkide olan duygusal 325 kişi ile gerçekleştirdiği çalışma ile ölçeğin Türkiye geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmışlardır.

Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri II: Brennan ve arkadaşları tarafından geliştirilen YİYE, bağlanmada temel iki boyut olan yakın ilişkilerde yaşanan kaygı ve başkalarından kaçınmayı ölçmeyi amaçlamaktadır (Akt. Işınsu, 2003). Brennan ve arkadaşları dört bağlanma stilinin iki boyut üzerinde yapılan küme analizi yöntemi ile oluşturulmasını önermişlerdir. Bu analizde her iki boyuttan da düşük puan alanlar güvenli, her iki boyuttan da yüksek puan alanlar korkulu, kaygı boyutundan yüksek kaçınma boyutundan düşük puan alanlar saplantılı ve kaygı boyutundan düşük kaçınma boyutundan yüksek puan alanlar kayıtsız bağlanma stili içinde sınıflandırılmaktadır (Taycan ve Kuruoğlu, 2014). 3. İşlem Uygulama sırasında, araştırma ölçeklerinin tamamı katılımcılar ile yüz yüze, bireysel olarak uygulanmıştır. Tüm ölçekler katılımcılara peş peşe uygulanmıştır. Araştırma ölçeklerinden elde edilen verilerin analizi SPSS 24 istatistik programı ile yapılmıştır. 4. Bulgular 4.1. Bağlanma Stilleri ile Demografik Değişkenlerin Karşılaştırılması Bağlanma stilleri ile demografik değişkenler arasındaki ilişkinin gösterildiği korelasyon tablosuna göre sadece kayıtsız bağlanma stili ve nişanlılık süresi arasında anlamlı negatif yönlü ilişki vardır, r(168)=.22, p<.05. Ayrıca güvenli bağlanma stili boyutu ile nişanlılık süresi arasında anlamlı negatif yönlü ilişki vardır, r(168)=.2, p<.05. Diğer boyutlar ve demografik değişkenler arasında.05 anlamlılık düzeyine göre anlamlı ilişki belirlenememiştir. 4.2. İlişki İstikrarı Ölçeğinin Alt Boyutları ile Demografik Değişkenlerin Karşılaştırılması Gerçekleştirilen Pearson korelasyon analizine göre, ilişki doyumu ile kişilerin çocuk sayıları arasında düşük düzeyde pozitif, r (168)=.16, p<.05, seçeneklerin niteliğini değerlendirme ile kişilerin çocuk sayıları arasında düşük düzeyde negatif r (168)=.21, p<.01, ve ilişki yatırımı ile kişilerin nişanlılık süresi arasında düşük düzeyde pozitif r (168)=.26, p<.01, yönlü anlamlı ilişki vardır. 4.3. İlişki Doyumunu Yordayan Değişkenler Cinsiyet, yaş ve çocuk sayısı birlikte, kişilerin ilişki doyumu boyutunun %6 sını (F=3,200 p<0,05) açıklamaktadır. Çalışmanın bağımlı değişkeni olan ilişki doyumuna yaş ve çocuk

sayısının anlamlı bir etkisinin olmasına rağmen cinsiyetin anlamlı bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Modele göre yaşın artması kişilerin ilişki doyumlarını azaltırken, çocuk sayısının artması kişilerin ilişki doyumlarını artırmaktadır. Kişilerin ilişki doyumlarını yordayan değişkenlerin hangileri olduğunu tespit etmek için yapılan hiyerarşik regresyon analizi yapılmıştır. İlişki doyumunu yordayan değişkenleri saptamak amacıyla denkleme önce dörtlü bağlama stillerinden güvenli değeşkeni alınmıştır. Güvenli değişkeninin açıkladığı toplam varyans %15,1 dir ve bu anlamlı bir değerdir (F=30,804; s.d.=1-166; p<0,05). Daha sonra ikinci blokta korkulu değişkeni eklendiğinde açıklanan toplam varyans %37,8 e yükselmiştir ve bu anlamlı bir değerdir (F=51,814; s.d.=2-165; p<0,05). Üçüncü blokta güvenli ve korkulu değişkene kayıtsızlık değişkeni eklenmiştir. Bu üç değişkenin açıkladığı toplam varyans %37,5 tir ve bu anlamlı bir değerdir F=34,413; s.d.=3-164; p<0,05). Son blokta saplantı değişkeni de eklendikten sonra açıklanan toplam varyans %39 olmuştur ve bu anlamlı bir değerdir (F=27,679; s.d.=4-163; p<0,05). Ardından ikinci analizde ilişki doyumunu yordayan değişkenleri saptamak amacıyla denkleme önce dörtlü bağlama stilleri alınmıştır. Güvenli, kayıtsız, saplantılı değişkeninin açıkladığı toplam varyans %36,4 dür ve bu anlamlı bir değerdir (F=9,005; s.d.=3-39; p<0,05). Daha sonra ikinci blokta beraberlik süreleri eklendiğinde açıklanan toplam varyans %45,6 dır ve bu anlamlı bir değerdir (F=6,029; s.d.=7-35; p<0,05). Üçüncü blokta cinsiyet, çocuk sayısı ve evlilik değişkeni eklenmiştir. Bu üç değişkenin açıkladığı toplam varyans %44,5 dir ve bu anlamlı bir değerdir (F=4,385; s.d.=10-32; p<0,05). 4.4. Seçeneklerin Niteliğinin Değerlendirilmesini Yordayan Değişkenler Cinsiyet, yaş ve çocuk sayısı birlikte, kişilerin ilişki istikrarının seçeneklerin niteliğini değerlendirme boyutunun yaklaşık %7 ini (F=3,456 p<0,05) açıklamaktadır. Çalışmanın bağımlı değişkeni olan seçeneklerin niteliğini değerlendirmeye çocuk sayısının anlamlı bir etkisinin olmasına rağmen cinsiyet ve yaşın anlamlı bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Modele göre çocuk sayısının artması kişilerin seçeneklerin niteliğini değerlendirmelerini olumsuz olarak etkilemektedir. Tabloda görüldüğü gibi seçeneklerin niteliğini değerlendirmeyi yordayan değişkenleri saptamak amacıyla denkleme önce dörtlü bağlama stillerinden güvenli değeşkeni alınmıştır. Güvenli değişkeninin açıkladığı toplam varyans %6,7 dir ve bu anlamlı bir değerdir (F=13,041; s.d.=1-166; p<0,05). Daha sonra ikinci blokta korkulu değişkeni eklendiğinde

açıklanan toplam varyans %11 e yükselmiştir ve bu anlamlı bir değerdir (F=11,322; s.d.=2-165; p<0,05). Üçüncü blokta güvenli ve korkulu değişkene kayıtsızlık değişkeni eklenmiştir. Bu üç değişkenin açıkladığı toplam varyans %10,6 dır ve bu anlamlı bir değerdir (F=7,572; s.d.=3-164; p<0,05). Son blokta saplantı değişkeni de eklendikten sonra açıklanan toplam varyans %12,3 olmuştur ve bu anlamlı bir değerdir (F=6,835; s.d.=4-163; p<0,05). İkinci olarak tabloda görüldüğü gibi ilişki doyumunu yordayan değişkenleri saptamak amacıyla denkleme önce dörtlü bağlama stilleri alınmıştır. Güvenli, kayıtsız, saplantılı değişkeninin açıkladığı toplam varyans %12,1 dir ve bu anlamlı bir değerdir (F=2,3935; s.d.=3-39; p<0,05). Daha sonra ikinci blokta beraberlik süreleri eklendiğinde açıklanan toplam varyans %22,5 dır ve bu anlamlı bir değerdir (F=2,740; s.d.=7-35; p<0,05). Üçüncü blokta cinsiyet, çocuk sayısı ve evlilik değişkeni eklenmiştir. Bu üç değişkenin açıkladığı toplam varyans %25,1 dir ve bu anlamlı bir değerdir (F=2,405; s.d.=10-32; p<0,05). 4.5. İlişki Yatırımını Yordayan Değişkenler İlişki yatırımını yordayan değişkenleri saptamak amacıyla denkleme önce dörtlü bağlama stillerinden güvenli değişkeni alınmıştır. Güvenli değişkeninin açıkladığı toplam varyans %9 dur ve bu anlamlı bir değerdir (F=17,615; s.d.=1-166; p<0,05). Daha sonra ikinci blokta korkulu değişkeni eklendiğinde açıklanan toplam varyans %15,3 e yükselmiştir ve bu anlamlı bir değerdir (F=16,217; s.d.=2-165; p<0,05). Üçüncü blokta güvenli ve korkulu değişkene kayıtsızlık değişkeni eklenmiştir. Bu üç değişkenin açıkladığı toplam varyans %14,8 dir ve bu anlamlı bir değerdir (F=10,750; s.d.=3-164; p<0,05). Son blokta saplantı değişkeni de eklendikten sonra açıklanan toplam varyans %16,4 olmuştur ve bu anlamlı bir değerdir (F=9,216; s.d.=4-163; p<0,05). İkinci olarak ilişki yatırımını yordayan değişkenleri saptamak amacıyla denkleme önce dörtlü bağlama stilleri alınmıştır. Güvenli, kayıtsız, saplantılı değişkeninin açıkladığı toplam varyans %15,21 dir ve bu anlamlı bir değerdir (F=3,512; s.d.=3-39; p<0,05). Daha sonra ikinci blokta beraberlik süreleri eklendiğinde açıklanan toplam varyans %30,8 dır ve bu anlamlı bir değerdir (F=3,676; s.d.=7-35; p<0,05). Üçüncü blokta cinsiyet, çocuk sayısı ve evlilik değişkeni eklenmiştir. Bu üç değişkenin açıkladığı toplam varyans %29,5 dir ve bu anlamlı bir değerdir (F=2,755; s.d.=10-32; p<0,05).

3.7. İlişki İstikrarının Çiftlerin Beraberlik Sürelerine Göre Farklılık Analizleri İlişki Doyumuna Göre Beraberlik Süresinin Farklılık Analizi Sonuçları Evlilik sürelerine göre ilişki doyumu düzeyine ilişkin one-way anova testi karşılaştırılmasını gösteren dağılım ve arkadaşlık, nişanlılık ve flört sürelerine göre ilişki doyumu düzeyine ilişkin t-testi karşılaştırılmasını gösteren dağılımlar incelendiğinde; kişilerin ilişki doyumu düzeyleri arasında bahsi geçen değişkenlerin sürelerine göre.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir farklılık bulanmamıştır. İlişki Yatırımına Göre Beraberlik Süresinin Farklılık Analizi Sonuçları Evlilik ve flört sürelerine göre ilişki yatırımı düzeyine ilişkin one-way anova testi karşılaştırılmasını gösteren dağılımlar incelendiğinde; kişilerin ilişki yatırımı düzeyleri arasında bahsi geçen değişkenlerin sürelerine göre.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir farklılık bulanmamıştır. Ancak katılımcıların ilişki yatırımlarına ilişki görüşleri eşleri ile arkadaşlık sürelerine göre 0,05 anlamlılık düzeyinde önemli bir farklılık göstermektedir (t=- 2,229 p<0,05). Tablodaki test sonuçlarına göre arkadaşlık süresi 2 ve üzeri olan kişilerin ilişki yatırımlarına ilişkin görüşleri, nişanlılık süresi 1 yıl ve daha az olan kişilere göre daha olumludur. Son olarak katılımcıların ilişki yatırımlarına ilişki görüşleri eşleri ile nişanlılık sürelerine göre 0,05 anlamlılık düzeyinde önemli bir farklılık göstermektedir (t=-2,599 p<0,05). Tablodaki test sonuçlarına göre nişanlılık süresi 2 ve üzeri olan kişilerin ilişki yatırımlarına ilişkin görüşleri, nişanlılık süresi 1 yıl ve daha az olan kişilere göre daha olumludur. Seçeneklerin Niteliğine Göre Beraberlik Sürelerinin Analizi Sonuçları Evlilik sürelerine göre ilişki doyumu düzeyine ilişkin one-way anova testi karşılaştırılmasını gösteren dağılım ve arkadaşlık, nişanlılık ve flört sürelerine göre ilişki doyumu düzeyine ilişkin t-testi karşılaştırılmasını gösteren dağılımlar incelendiğinde; kişilerin ilişki doyumu düzeyleri arasında bahsi geçen değişkenlerin sürelerine göre.05 anlamlılık düzeyinde anlamlı bir farklılık bulanmamıştır.

5. Sonuç ve Değerlendirme Kişilerin kaygı düzeyleri arttıkça ilişkiden elde ettikleri doyum ve ilişkiye yaptıkları yatırım miktarı da benzer oranda artmaktadır. Yine kişilerin kaçınma davranışları ne kadar fazla ise ilişkiden doyum almaları aynı oranda azalmaktadır. Öğrenim düzeyi arttıkça bireylerin kaygı oranları azalmaktadır. Kayıtsız ve güvenli bağlanmaya sahip bireylerin nişanlılık süreleri korkulu ve saplantılı bağlanma stiline sahip bireylerden daha kısadır. Çocuk sayısı ve nişanlılık süresi arttıkça ilişki doyumu da artmaktadır. Bireylerin ilişkilerine alternatif durumları değerlendirmeleri sahip oldukları çocuk sayısı ile ters orantılıdır. Yani çocuk sayısı arttıkça kişiler seçenekleri değerlendirmekten benzer oranda vazgeçmektedirler. Son olarak nişanlılık süresi uzadıkça kişilerin ilişki yatırımından aldıkları skorda yükselmiştir. Yani nişanlılık süresi uzun olan bireylerin ilişkilerine daha fazla yatırım yaptıklarına dair algıları yüksektir. Hem kadınlarda hem de erkeklerde ilişki doyumunu; güvenli, korkulu, saplantılı ve kaygılı bağlanma stili değişkenleri anlamlı olarak yordamaktadır. Bunlardan kayıtsız ve saplantılı bağlanma stili değişkenleri, ilişki doyumunu negatif olarak yordamaktadır. Yani, bu iki değişken ilişki doyumunu düşürmektedir. Güvenli ve korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki doyumları yüksek iken, kayıtsız ve saplantılı bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki doyumu diğer iki stile göre düşüktür. Güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki doyumunun yüksek çıkıyor olması, literatürle örtüşen bir sonuçtur. Ancak korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin ilişkilerden yüksek ve saplantılı bağlanma stiline sahip bireylerin düşük doyum elde ettiklerine dair bir bulguya rastlanmamıştır. İlişki doyumuna yaş ve çocuk sayısının anlamlı bir etkisinin olmasına rağmen cinsiyetin anlamlı bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Modele göre yaşın artması kişilerin ilişki doyumlarını azaltırken, çocuk sayısının artması kişilerin ilişki doyumlarını artırmaktadır. Sonuçlar beklentileri karşılamaktadır. Flört süresi, evlilik süresi ve cinsiyet değişkenleri, ilişki doyumunu negatif olarak yordamaktadır. Hem kadınlarda hem de erkeklerde ilişki yatırımını; güvenli, korkulu, saplantılı ve kaygılı bağlanma stili değişkenleri anlamlı olarak yordamaktadır. Bunlardan kayıtsız ve saplantılı bağlanma stili değişkenleri, ilişki yatırımını negatif olarak yordamaktadır. Yani, bu iki değişken ilişki doyumunu düşürmektedir. Güvenli ve korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki doyumları yüksek iken, kayıtsız ve saplantılı bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki doyumu diğer iki stile göre düşüktür. Güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki

doyumunun yüksek çıkıyor olması, literatürle örtüşen bir sonuçtur. Ancak korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin ilişkilerden yüksek ve saplantılı bağlanma stiline sahip bireylerin düşük doyum elde ettiklerine dair bir bulguya rastlanmamıştır. Flört süresi, evlilik süresi ve cinsiyet değişkenleri, ilişki istikrarını negatif olarak yordamaktadır. Hem kadınlarda hem de erkeklerde ilişki doyumunu; güvenli, korkulu, saplantılı ve kaygılı bağlanma stili değişkenleri anlamlı olarak yordamaktadır. Bunlardan güvenli ve korkulu bağlanma stili değişkenleri, ilişki doyumunu negatif olarak yordamaktadır. Yani, bu iki değişken ilişki doyumunu düşürmektedir. Saplantılı ve kayıtsız bağlanma stiline sahip bireylerin seçeneklerin niteliğini değerlendirmeleri yüksek iken, güvenli ve korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin ilişki doyumu diğer iki stile göre düşüktür. Güvenli bağlanma stiline sahip bireylerin seçeneklerin niteliğini değerlendirmeleri ile ilgili puanlarının düşük çıkıyor olması, literatürle örtüşen bir sonuçtur. Ancak korkulu bağlanma stiline sahip bireylerin seçeneklerin niteliğini değerlendirme konusunda yüksek puan almaları beklenmekteydi. Aynı şekilde ve saplantılı bağlanma stiline sahip bireylerin yüksek puan alması beklentilerle örtüşmemektedir. Çalışmanın bağımlı değişkeni olan seçeneklerin niteliğini değerlendirmeye çocuk sayısının anlamlı bir etkisinin olmasına rağmen cinsiyet ve yaşın anlamlı bir etkisinin olmadığı belirlenmiştir. Modele göre çocuk sayısının artması kişilerin seçeneklerin niteliğini değerlendirmelerini olumsuz olarak etkilemektedir. Nişanlılık süresi ve de evlilik süresi seçenekleri değerlendirmeyi negatif olarak yordamaktadır. Evlilik, arkadaşlık, nişanlılık, flört sürelerine göre ilişki doyumu düzeyine ilişkin one-way anova testi karşılaştırılmasını gösteren dağılım incelendiğinde; kişilerin ilişki doyumu düzeyleri arasında bahsi geçen bu değişkenlere göre anlamlı bir farklılık bulanmamıştır. Evlilik sürelerine göre ilişki yatırımı düzeyine ilişkin one-way anova testi karşılaştırılmasını gösteren dağılım incelendiğinde; kişilerin ilişki doyumu düzeyleri arasında evlilik süresine göre anlamlı bir farklılık bulanmamıştır. Ayrıca flört sürelerine göre ilişki yatırımı düzeyine ilişkin one-way anova testi karşılaştırılmasını gösteren dağılım incelendiğinde; kişilerin ilişki yatırımı düzeyleri arasında flört süresine göre anlamlı bir farklılık bulanmamıştır. Ancak çizelgedeki test sonuçlarına göre arkadaşlık süresi 2 ve üzeri olan kişilerin ilişki yatırımlarına ilişkin görüşleri, nişanlılık süresi 1 yıl ve daha az olan kişilere göre daha olumludur. Son olarak katılımcıların ilişki yatırımlarına ilişki görüşleri eşleri ile nişanlılık sürelerine göre anlamlı bir farklılık göstermektedir. Çizelgeye göre nişanlılık süresi 2 ve üzeri olan kişilerin

ilişki yatırımlarına ilişkin görüşleri, nişanlılık süresi 1 yıl ve daha az olan kişilere göre daha olumludur. Evlilik, arkadaşlık, nişanlılık, flört sürelerine göre seçeneklerin niteliğinin değerlendirilmesi düzeyine ilişkin one-way anova testi karşılaştırılmasını gösteren dağılım incelendiğinde; kişilerin seçeneklerin niteliğini değerlendirme düzeyleri arasında bahsi geçen bu değişkenlere göre anlamlı bir farklılık bulanmamıştır.

Kaynakça Bahadır, Ş. (2006). Romantik ilişkilerde bağlanma stilleri, çatışma çözme stratejileri ve olumsuz duygudurumunu düzenleme arasındaki ilişki. Ankara: A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Bartholomew, K., & Horowıtz, L.M., (1991). Attachment Styles Among Young Adults: A Test Of A Four-Category Model, Journal Of Personality And Social Psychology, 61, 226 Bowlby J. (2005). Sevgi Bağlarının Kurulması ve Bozulması. M. Kamer (Çev.) İstanbul Psikoterapi Enstitüsü Yayınları. Bowlby, J. (1982). Attachment and loss: Vol. 1. Attachment (2nd ed.). New York: Basic Books. Büyükşahin, A. (2006). Yakın ilişkilerde bağlanım: yatırım modelinin bağlanma stilleri ve bazı ilişkisel değişkenler yönünden incelenmesi. Ankara: A. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi. Feeney, J.A. (1999). Adult Attachment, Emotional Control, And Marital Satisfaction. Personal Relationships, 6, 169-185. Halat, M. I. (2009). Yakın ilişkilerde istikrar: bağlanma stilleri ve toplumsal cinsiyet rolleri açısından bir karşılaştırma. Ankara: A. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi. Hazan, C. ve Shaver, P. R. (1987). Romantic Love Conceptualized as an Attachment Process. Journal of Personality and Social Psychology, 52 (3), 511-524. Karandashev, V., Benton, M., Edwards, C. ve Wolters, V. (2012). Development of Attachment in Romantic Relationship of Young Adults with Different Love Styles. Interporsona, 6, 1-22. Rusbult, C. E. (1983). A Longitudinal test of the investment model- the development (and deterioration) of satisfaction and commitment in heterosexual involvements. Journal of Personality and Social Psychology, 45 (1), 101-117