DİLDE EPİDERMOİD KANSERLERDE YAŞ, CİNSİYET, SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ PROGNOZA ETKİLERİ

Benzer belgeler
MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

Oral kavite skuamöz hücreli kanserlerinde evreleme ile perinöral, vasküler ve ekstrakapsüler invazyon bulgularının ilişkisi

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

TİROİD PAPİLER MİKROKARSİNOMLARDA SANTRAL LENF NODU METASTAZINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

Larenks kanserlerinde tümör yerleşimine göre invazyon derinliği ve tümör çapının değerlendirilmesi

THE ETIOLOGICAL ROLE OF SMOKING IN HEAD AND NECK TUMORS

Nod-pozitif Meme Kanserinde Lenf Nodu Oranı Nüks ve Mortaliteyi Belirleyen Bağımsız Bir Prognostik Faktördür

Mide Kanseri Tanısı Olan Hastalarda Lenf Nodu Tutulum Oranı ve Sağkalım İlişkisi

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

CORRELATION of CLINICAL and HISTOPATHOLOGICAL PARAMETERS to SURVIVAL and NECK METASTASIS in LARYNGEAL SQUAMOUS CELL CARCINOMA

DİL KANSERİ: 88 HASTANIN DENEYİMİ

Adrenokortikal Karsinom Tek merkezin 10 yıllık deneyimi

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Dudakta Yassı Epitel Hücreli Karsinom: Yalnız Cerrahi ve Cerrahi ve Postoperatif Radyoterapi ile Tedavi, Elde Edilen Sonuçlar ve Prognostik Faktörler

LARENKS KANSERİ OLGULARIMIZIN RETROSPEKTİF ANALİZİ

Tiroid Papiller Kanserde Güncel Kanıtlar ve Gerçekler. Kılavuzlara göre Ameliyat Stratejisi Değişti mi?

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

GERM HÜCRELİ OVER TÜMÖRLERİNDE CERRAHİ EVRELEME GEREKLİ MİDİR?

SENTİNEL LENF NODU BİOPSİSİ VE ADJUVAN KEMOTERAPİ. Dr. Orhan TÜRKEN

Mavi Boya ile Sentinel Lenf

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ

Papiller Mikrokarsinomlara Yaklaşım Türkiye Perspektifi

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Kliniğimizde Alt Dudak Kanseri Nedeniyle Opere Edilen Hastaların Retrospektif Analizi

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

MEME KARSİNOMLARINDA GATA 3 EKSPRESYONU VE KLİNİKOPATOLOJİK PARAMETRELER İLE İLİŞKİSİ

Merkel Hücreli Karsinom

LARİNKS SKUAMÖZ HÜCRELİ KANSERİ PAPİLLER TİROİD KANSERİ BİRLİKTELİĞİ VE TEDAVİ YAKLAŞIMI

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

DİL YASSI HÜCRELİ KANSERLERİNDE CERRAHİ TEDAVİ SONUÇLARIMIZ: PROSPEKTİF ÇALIŞMA

HASEKi TIP BULTENI. the medical bulletin of haseki hospital. Editör: Doç. Dr. Mustafa YENİGÜN HASEKİ HASTANESİ VAKFI VAYIN ORGANI

Alt dudak kanserli hastalardaki tedavi sonuçları ile tümörün boyutu ve derinliğiyle boyun metastazı arasındaki ilişki

Diferansiye Tiroid Kanserlerinde tiroid beze yönelik cerrahi, boyutları, üst ve alt laringeal sinire ve paratiroid bezlere yaklaşım. Dr.

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

SERVİKS KANSERİNDE LESS RADİKAL CERRAHİ

Larenks Kanserli Hastalarda Yaklaşımımız

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu

Alt dudak kanserlerine cerrahi yaklaşım

Erken Evre Endometrium Kanserinde Cerrahi Tedavi. Prof. Dr. Mehmet Ali VARDAR Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.B.D.

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Rektum Kanseri Lokal Tümör Eksizyonu Radikal Bir Girişim midir?

28. Ulusal Patoloji Kongresi Çıkar İlişkisi Beyanı

Serviks Kanserinde Fertilite Koruyucu Tedavi

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

Akciğer Karsinomlu Olgularda İntraoperatif Plevra Yıkama Sıvısında Malign Hücre Saptanmasının Sağkalıma Etkisi #

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

Santral Bölge Diseksiyonunda Lenf Bezi Diseksiyon Genişliği ve Lokalizasyonunun Değerlendirilmesi

Nazal kavite ve paranazal sinüs kanserli materyallerin raporlanmasında: CAP protokolleri. Dr. Ünsal Han, 2012 SB Ankara Dışkapı YB EAH

10. ULUSAL RADYASYON ONKOLOJİSİ KONGRESİ Nisan 2012, Antalya

Glottik Tümörlerin Tedavisinde Vertikal ve Suprakrikoid Parsiyel Larenjektomi

Larinks Kanserinde TNM Evrelendirmesi: Günümüzdeki Klinik Önemi. Doç.Dr.Halit AKMANSU Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi K.B.B. Hastalıkları A.D.

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği

SENTİNEL LENF DÜĞÜMÜ İŞARETLEMESİ: KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNDE YERİ VAR MI?

Supraglottik larinks karsinomlarında tümör ilişkili doku eozinofilisinin prognostik parametreler ile ilişkisi

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

Endometrium Karsinomları

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Larenks kanserinin preoperatif, intraoperatif ve postoperatif evrelemelerinin karşılaştırılması

MEME KANSERİNDE YENİ BİR BELİRTEÇ: İnsan Epididymis Proteini 4 (HE-4)

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ

N0 boyun tedavisinde selektif boyun disseksiyonunun tedavideki rolü ve etkinliği

Baş ve boyun yassı epitel hücreli kanserlerinde boyun yayılım modelleri

Deri Kanserleri Erken Tanı ve Korunma

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Onkoloji Bilim Dalı. 14 Temmuz 2017 Cuma

Meme Kanseri Cerrahisinde İntraoperatif Değerlendirme Ne kadar güvenebiliriz?

PAPİLLER TİROİD KARSİNOMLU OLGULARIMIZDA BRAF(V600E) GEN MUTASYON ANALİZİ. Klinik ve patolojik özellikler

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi


Tiroid Patolojisi Slayt Semineri

Tl VE T2 LARENGEAL KARSİNOMALARDA CERRAHİ VE KÜRATİF RADYOTERAPİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Yeni Üroloji Dergisi - The New Journal of Urology 2018; 13 (3): 10-15

Alt dudak kanserlerinde cerrahi tedavi yaklafl mlar m z

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Böbrek Tümörlerinin Prognostik Kategorizasyonu

Erken Evre Meme Kanserinde Kimlere Aksiller Diseksiyon Gerekir?

ÇOCUKLUK ÇAĞI PAPİLLER TİROİD KANSERİNDE BRAF V600E MUTASYONU İLE KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİ VE NÜKS ORANI ÜZERİNE ETKİSİ

Nüks alt dudak kanserlerine yaklaşım

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm


Lenf nodu negatif mide kanserli hastalarda sağkalım üzerine etkili prognostik faktörlerin değerlendirilmesi: Üç merkez deneyimi

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

Radyoterapiye Bağlı İkincil Kanserler. Dr. Meral Kurt Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

KÜRATİF TEDAVİ SONRASI PSA YÜKSELMESİNE NASIL YAKLAŞALIM? Doç. Dr. Bülent Akduman Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D.

Transkript:

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 2000, 8(1): 46-50, DİLDE EPİDERMOİD KANSERLERDE YAŞ, CİNSİYET, SİGARA VE ALKOL KULLANIMININ PROGNOZA ETKİLERİ PROGNOSTIC SIGNIFICANCE OF AGE, SEX, SMOKING AND ALCOHOL INTAKE IN SQUAMOUS CELL CARCINOMA OF THE TONGUE Dr. Necat ALATAŞ (*), Dr. Umut AKYOL (*), Dr. Arzu SUNGUR (**), Dr. Faruk ÜNAL (*) Dr. Bülent GÜRSEL (*), ÖZET: Bu araştırmada dilde epidermoid kanserli hastalarda yaş, cinsiyet, uzun süreli sigara ve alkol kullanımının, T N M evresi, histopatolojik parametreler ve prognozla ilişkisi araştırılmıştır. Kırk yaşın altındaki hastalarda tümör kalınlığı ortalaması, 14.67 mm, perinöral invazyon varlığı % 60, üç ve daha fazla lenf nodu metastazı % 89, lokal rekürrens %33, boyunda rekürrens % 9 oranında saptanırken, 40 ve üzerindeki yaşa sahip hastalarda tümör kalınlık ortalaması 10.56 mm, perinöral invazyon varlığı % 35, üç ve daha fazla lenf nodu metastaz varlığı %37, lokal rekürrens %11 ve boyunda rekürrens % 26 oranında saptanmıştır. Kadın hastalarda erkeklere göre iki kat daha fazla periönal invazyon saptanmıştır. Sigara içenlerde içmeyenlere göre iki kat daha fazla orta ve kötü derecede diferansiye tümör ve 3 kat daha fazla lokal rekürrens görülmüştür. Sonuç olarak, 40 yaşın altındaki hastalarda, uzun süreli alkol ve sigara içen hastalarda tümörün daha agresif biyolojik davranış gösterdiği ve tedavi planının da bu sonuçlara göre hazırlanması gerektiği düşünülmüştür. Anahtar Sözcükler: Dil kanseri, prognoz, rekürrens. SUMMARY: In this study, correlation of age, sex, smoking and alcohol use with TNM staging, histopathological parameters and prognosis were investigated. Among patients younger than 40 year of age, the mean tumor thickness was 14.67 mm, 60 % of them had perineural invasion, 89 % had lymphatic metastases in three or more nodes, 33% had local and 9 % had regional recurrences. Where as the same fıgures for patients older than 40 years of age were as follows: 10.56 mm tumor thickness, perineural invasion 35%, three or more lymph node metastases 37%, local recurrence 11% regional recurrence 26%. Female patients had perineural invasion twice as common as male patients. Smokers had two times more moderate to poor tumor differentiation, and three times more local recurrence than nonsmokers. As a result, it was concluded that tumor in patients with younger age and those smoking or drinking alcohol behave more aggresive biologically, thus should be treated according to. Key Words: Tongue cancer, prognosis, recurrence. GİRİŞ Oral kavite kanserleri, kanserler arasında 6. sırada en sık görülen kanser grubudur. Bütün kanserler içerisinde kadınlarda % 3, erkeklerde % 6 oranında görülmektedir (6). Ülkemizde malign tümörler arasında oral kavite tümörleri, erkekte %7.4 oranında 3. sırada, kadında % 2.8 oranında 12. sırada en sık görülen kanserdir (2). (*) Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı, ANKARA (**) Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, ANKARA Etiyolojide sigara, alkol iki önemli faktördür ve oral kavite kanseri oluşma riskini 6 kat arttırmaktadır (3,6,9). Oral kavite tümörlerinin % 95'ten fazlası skuamoz hücreli karsinomdur (6,5). Dil kanseri dilin 2/3 ön kısmında en sık dilin lateral yüzlerinde yerleşir, bölgesel metastaz insidansı ilk görüldüğünde yaklaşır % 40'tır ve metastazların % 20'den fazlasının bilateral olduğu gösterilmiştir (5). Dil kanseri ilke olarak orta ve ileri yaş hastalığıdır, yaşla birlikte insidansı artış göstermekte olup, ortalama teşhis yaşı 60'tır (%95'i 40 ve daha üzerindeki 46

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 2000, 8 (1) : 46-50, yaşa sahiptir) (8). Hastalık genç yaştaki grupta radi kal tedaviye rağmen, agresif ve kötü prognoza sahip tir (1,4,8). YÖNTEM VE GEREÇLER Bu araştırmada, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı nda 1979-1999 yıllan arasında dilde epidermoid karsinom tanısı alan 72 hasta retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Hastaların klinik bilgileri (yaş,cinsiyet, uzun süreli sigara-alkol kullanımı, TNM evresi), histopatolojik parametreler ve rekürrens gelişimi yönünden karşılaştırılmış ve bunların prognostik önemleri araştırılmıştır. Histopatolojik parametreler olarak spesmendeki tümörün çapı (cm olarak), tümör dokusunun en derin yerinden alınan kesitteki mikroskobik tümör kalınlığı (mm olarak), tümörün normal dokuya invazyon paterni (pushing; normal doku sınırı düzgün, infiltratif; yıldız şeklinde uzantılarla normal doku infiltrasyonu), tümörün histolojik diferansiyasyonu (iyi, orta, kötü), tümöre karşı immün cevabı gösteren lenfosit infiltrasyonu (hafıf+, orta ++, şiddetli +++), perinöral ve lenfovasküler invazyon varlığı ya da yokluğu, lenf nodu metastazı, ekstrakapsüler invazyon varlığı ve yokluğu değerlendirilmiştir. Rekürrens gelişimi açısından analizler yapılırken, 72 hastadan postoperatif takipleri en az bir yıl ve üzerinde olan, cerrahi sınırda tümör bulunmayan 50 hasta değerlendirmeye alınmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesinde "Pearson ki kare testi (x2 Fisher kesin iki kare testi (x2), Pearson korelasyon analizi (r katsayısı), Kruskal-Wallis test (x 2 ), Mann-Whitney U testi (z katsayısı)" kullanılmıştır. BULGULAR Hastaların 39'u erkek, 33'ü kadındır ve yaşları 21 ila 83 arasında değişmektedir (Erkek hastalar 21-83, kadın hastalar 23-76 arasındaki yaşa sahiptir, ortalama yaş 53.2'dir). Kırk yaşın altındaki hasta sayısı 15,40 yaş ve üzerindeki hasta sayısı 57'dir. Evre I'de 13 hasta (%18.1), evre H'de 21 hasta (%29.2), evre IIFte 19 hasta (%26.4) ve evre IV'te de 19 hasta (%26.4) bulunmaktadır. Araştırmamızda 40 yaşın altındaki hasta grubunda tümörün daha agresif biyolojik davranış gösterdiğini kanıtlayan bulgular elde edilmiştir- Bu hastaların %67'sinde ilk başvuruda tümörün ileri evrede (Evre III-IV) olduğu görülmüştür. Histolojik değerlendirmede evre I ve II'deki tümörlerde %60(3/5) oranında perinöral invazyon saplanmıştır (40 yaş ve üzerinde bu oran %24'tür 7/29). Tüm evrelerde de 40 yaşın altındaki hastaların % 60'ında perinöral invazyon saptanmış, 40 yaş ve üzerinde ise hastaların %35'inde perinöral invazyon görülmüş aradaki fark istatistiksel olarak önemli bulunmuştur (p 0.08). Kırk yaşın altındaki hastalarda tümörün invazyon derinliği evre I ve II'de ortalama 10 mm olarak saptanırken, 40 yaş ve üzerinde 7.75 mm olarak saptanmış, iki grup arasındaki fark önemli bulunmuştur (p<0.05). Tablo I'de Evre I-II-III-IV'teki hastaların invazyon derinlik ortalaması ve iki grup arasındaki fark gösterilmiştir. Kırk yaşın altında evre I ve II'deki hastaların %60'ında (3/5), 40 yaş ve üzerindeki hastaların %31'inde (9/29) lenf nodunda metastaz varlığı saptanmıştır. Evre I ve II'de 40 yaşın altındaki hastaların %60'ında üç ve daha fazla sayıda lenf nodunda metastaz saptanırken, 40 yaş ve üzerindeki hastalarda ikiden fazla lenf nodunda metastaz saptanmamıştır. Tablo I'de tüm hastalardaki (Evre I-II-III-IV) metastaz oranlan verilmiş, üç ve daha lenf nodunda metastaz varlığı açısından gruplar arasındaki fark önemli bulunmuştur (p<0.05). Kırk yaşın altındaki hastalardan evre I ve II'de bulunan cerrahi sınır negatif hastaların birinde boyunda rekürrens gelişirken, 40 yaş ve üzerindeki hastalardan ikisinde lokal, beşinde boyunda rekürrens gelişmiştir. Tablo l'de tüm hastalardaki (Evre I-II-III-IV) rekürrens oranları verilmiş, lokal rekürrens açısından gruplar arasındaki fark önemli bulunmuştur (p<0.05). Kadın hastaların 15'i (%45) evre I-II'de, 18'i (%55) evre III-IV'te bulunmaktadır. Erkek hastaların 19'u (%49) evre I-II'de, 20'si (%51) evre III-IV'te bulunmaktadır. Otuz üç kadın hastanın 9'unda (%27), 39 erkek hastanın 20'sinde (%51) perinöral invazyon saptanmıştır. Cinsiyetle diğer parametreler arasındaki ilişkiler araştırıldığında sadece perinöral invazyon varlığının cinsiyetler arasındaki farkı önemli bulunmuştur (p=0.038, Jt 2 =4,2S4, r=-0.244). 47

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 2000, 8 (l): 46-50, Hastalarımızın 25'inde (%34.7) uzun süreli sigara içimi öyküsü saptanmıştır. Bu hastaların 14'ünde tümörün histolojik yapısının orta ve kötü derecede diferansiye olduğu saptanmıştır. Tümörün diferansiyasyonu yönünden sigara içen içmeyen hastalar karşılaştırıldığında aradaki fark önemli bulunmuştur (p<0.05) (Tablo 2). Cerrahi sınırda tümör bulunmayan lokal rekürrens gelişen 8 hastanın 5'inde uzun süreli sigara içimi öyküsü saptanmıştır. Lokal rekürrens gelişimi açısından sigara içen-içmeyen hastalar karşılaştırıldığında aradaki fark önemli bulunmuştur (p<0,07) (Tablo 2). Hastaların 9'unda uzun süreli alkol içimi öyküsü saptanmıştır. Hasta sayısı az olmakla birlikte fikir vermek açısından istatistiksel analizler yapılmıştır. Bu hastaların 6'sında tümörde perinöral invazyon saptanmıştır. Perinöral invazyon açısından alkol içen içmeyen hastalar karşılaştırıldığında aradaki fark önemli bulunmuştur (p<0.09). Cerrahi sınırda tümör bulunmayan alkol alan 6 hastanın 3'ünde lokal ve 4'ünde de boyunda rekürrens gelişmiştir. Rekürrens gelişimi açısından alkol alan-almayan hastalar karşılaştırıldığında aradaki fark önemli bulunmuştur (p<0.05) (Tablo 3). TARTIŞMA: Literatürde 40 yaşın altındaki kanserli hastalar arasında oral kavite kanseri insidansında artış olduğu rapor edilmiştir (1). Gençlerde bu hastalığın daha fazla agresif davranış gösterdiği, erken teşhis, uygun klinik tedavi protokollerine rağmen genellikle tedaviye kötü cevap alındığı bildirilmiştir (4,8). Ataula ve arkadaşlarının (1) 40 yaşın altındaki hastalarda yaptıkları araştırmada, kötü prognoza sahip hastaların 4 cm üzerindeki çapa sahip, orta ve kötü diferansiye tümörlü hastalar olduğu belirtilmiştir. Genç hastaların birçoğunda sigara kullanımının malign transformasyonda olası karsinojen etkileri bakımından yeterli süreyi taşımadığı, ancak karsinojenlere maruz kalan epitelde, kanser latent periyodunun genç hastalarda azalmış olması olasılığı veya bilinen risk faktörleri dışında bu hastalarda genetik, immünolojik hastalıkların rolünün olabileceği belirtilmiştir (1,7). Araştırmamızda hastalarımızın %20.8'ini oluşturan 40 yaşın altında ve %79.2'sini oluşturan 40 yaş ve üzerindeki hasta grupları arasında, rekürrens gelişimi açısından farkın önemli olduğu saptanmıştır. Kırk yaşın altındaki hastaların tümör kalınlık ortalaması, 40 yaş ve üzerindeki hastalardan daha fazla bulunmuş, 40 yaşın altındaki hastalarda daha fazla sayıda lenf nodu metastazı saptanmış, bu hastalarda 3 ve daha fazla lenf nodu metastaz varlığı %89 iken, 40 yaş ve üzerindeki %37 oranında bulunmuştur. Araştırmamızda lokal rekürrens gelişiminin 40 yaş altındaki hasta grubunda 40 yaş ve üzerindeki hasta grubundan yaklaşık olarak 4 kat daha fazla saptanması önemli bulunmuştur. Kırk yaş altındaki hasta grubunun % 67'sinin evre III-IV'te bulunması ve yukarıda açıklanan ilişkiler 40 yaşın altındaki hastalarda tümörün daha agresif davranış gösterdiğini desteklemektedir (Tablo 1). Yaptığımız araştırmada tümörde perinöral invazyon varlığının erkeklerde kadınlara göre 2 kat PARAMETRELER 40 yaş altı 40 yaş ve üzeri P değeri r, z, x 2 Evre I - II - III - IV'teki sayılar 2-3-4-6 11-18-15-13 Evre III ve IV'teki oran %67 %49 0.058 r=- 0.270 Tümör kalınlık ortalaması 14.67 mm 10.56 mm 0.026 z=-2.223 Perinöral invazyon varlığı %60 %35 0.080 x 2 = 3.064 Lenf nodu metastaz varlığı %60 %53 0.060 r=-0,223 Üç ve daha fazla metastaz %89 %37 0.033 x 2 = 18.234 Lokal rekürrens oranı %33 %11 0.046 r=-0.284 Boyunda rekürrens oranı %9 %26 0.092 r=0.241 Tablo 1: Yaş gruplarının evre, histopatolojik parametreler ve prognozla ilişkisi 48

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 2000, 8 (1): 46-50, PARAMETRELER İ çen İ çmeyen P değeri r, z, x 2 Orta-kötü diferansiye tümör %66 %30 0.024 x 2 =7.463 Lokal rekürrens gelişimi %29 %9 0.063 x 2 =3.447 Tablo 2: Uzun süreli sigara içimi ile diferansiyasyon ve lokal rekürrensle ilişkisi PARAMETRELER İ çen İ çmeyen P değeri r, z, x 2 Perinöral invazyon varlığı %66 %37 0.087 r=0.203 Lokal rekürrens oranı %50 %11 0.015 r=0.342 Boyunda rekürrens oranı %67 %16 0.004 x 2 =7.927 Tablo 3: Alkol kullanımının perinöral invazyon ve rekürrens gelişimiyle ilişkisi daha fazla bulunduğu, bunun da tümörün evresi, diğer klinik ve histolojik parametrelerden bağımsız olarak önemli olduğu saptanmıştır. Uzun süreli sigara ve alkol kullanımının oral kavite kanser riskini 6 kat artırdığı bilinmektedir (6). Alkol ve sigaranın birlikte kullanılmasının sinerjistik etkiye sahip olduğu bildirilmiştir (3). Sigara içindeki karsinojenler için alkolün bir çözücü rolü oynadığı, prokarsinojenlerin karsinojenlere dönüşüm metabolizmasında etkili mikrozomal enzimleri indüklediği, metabolitleriyle hücresel hasara neden olduğu ve lokal direkt irritan etkiyle de karsinojeneziste etkilerini gösterdiği belirtilmiştir (3). Bu hastaların nutrisyonel yetersizliğe sahip olmasının da diğer sebeplerle birlikte kanser gelişimini kolaylaştırdığı, sigara içenlerde teşhisten sonra bırakmaları durumunda 2 kat, içmeye devam edenlerde içmeyenlere göre 4 kat daha fazla rekürrens gelişme riski olduğu bildirilmiştir (3,9). Araştırmamızda hastalarımızın % 35'inde uzun süreli sigara, %13'ünde de uzun süreli alkol kullanma öyküsü mevcuttur. Sigara kullanan hastalarda tümörlerin kullanmayan hastalara göre daha fazla orta ve kötü diferansiye karaktere ve daha ileri evreye sahip olması, sigara içen hastalarda lokal rekürrens gelişiminin 3 kat daha fazla saptaması önemli bulunmuştur (Tablo 2). Araştırmamızda alkol kullanan hasta sayısının yeter düzeyde olmamasına rağmen, alkolün parametrelerle ilişkileri konusunda fikir vermek amacıyla değerlendirme yapılmıştır. Alkol alan hastalarda almayan hastalara göre; tümörde perinöral invazyon varlığı, lokal rekürrens gelişimi, boyunda rekürrens gelişimi daha fazla saptanmış olması önemli bulunmuştur (Tablo 3). Bu sonuçlar; sigara ve alkol kullanımının kanser oluşum riskini artırmakla kalmayıp, hastalıksız yaşam süresini de kısaltan bir risk faktörü olduğunu desteklemektedir. Sonuç olarak, dilde epidermoid kanserli, 40 yaşın altında, uzun süreli sigara ve alkol alan hastalarda pre ve postoperatif tedavi planı hazırlanırken tümörün biyolojik davranışının daha agresif olacağı dikkate alınırsa, hastalıksız yaşam süreleri daha fazla uzatılabilir. Yazışma Adresi: Dr. Necat ALATAŞ Kıbrıs cad. Dede Efendi sok. Eren Apt. No: 89/2 Kurtuluş / ANKARA KAYNAKLAR 1. ATAULA S., GRENMAN R., LAIPPALA P., SYRJANEN S.: Cancer of the tongue in patients younger than 40 years. Arch Otolaryngol. Head Neck Surg., 1996; 122: 1313-1319. 2. BİLİR N: Cancer frequency in Turkey. Kanser 1981; 11 (2): 93-97. 3. CANN, C.I, FRIED R.K.J.: Epidemiology of squamous cell cancer of the Head and Neck. Otolaryngol. Clin.North Am. 1985; 18; 367-388. 49

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 2000, 8(1) : 46-50, 4. DANIELI, S.N., HANLON A., RIDGE J.A., PAD- MORE, R., FEIN D.A., LANGER C.J.: Oral tongue cancer in patients less than 45 years old: Institutional experience and comparison whit older patients. J. Clin. Oncol., 1998; 16: 745-753 5. GLUCKMAN J.L, THOMPSON R.: Cancer of the oropharynx. "Otolaryngology Head and Neck Surgery" Cilt III (Ed. M.M. Paparella), 3. Baskı, W.B. Saunders Company, Philadelphia, 1991, pp: 2043-2049 6. HIBBERT J.: Oral Cavity. "Scott-Brown's Otolaryngology". Cilt 5 (Ed. G. Kerr) 6. Baskı, Butterworth- Heinemann, Great Britain, 1997, pp: 3/14-17. 7. MADDOX, W.A.: Vicissitudes of Head and Neck Cancer. Am. J. Surg., 1984; 148:428-432. 8. MYERS, E.N.: Partial glossectomy. "Operative Otolaryngology Head and Neck Surgey" Cilt I (Ed. E.N.Myers). W.B. Saunders Company, Philadelphia, 1997, pp:231-240. 9. STEVENS, M.H., GARDNER J.W., PARKIN J.L.: Heaad and Neck cancer survival and life style chan- ce. Arch. Otolaryngol.Head Neck Surg. 1993; 109: 746-749. 50