Sayfa 1 / 6 TÜSİAD BÖLGESEL FARKLAR VE POLİTİKLAR RAPOR ODAMIZIN DEĞERLENDİRMESİ
Genel : Rapor akademik metotlar ve varsayımlar üzerinden yazılmıştır. Verilen bazı verilerde bu metotları açıklamak amacıyla verilmiştir. Raporun birinci bölümünde bu akademik varsayımları yine akademik olarak izah edilmiştir. Bölgesel gelişmişlik farklarının belirlenmesinde DPT yayınlanan bir çok parametresi olmasına karşın raporda çok az parametre ele alınmıştır. DPT nin bölgesel kalkınma raporları baz alındığında bir çok parametre ele alınmadığı ve özellikle Türkiye nin bölgesel kalkınma maceraları ve deneyimleri çok kısa geçilmiştir. Raporda önemli görülen tespitler kendi ifadelerimle yazılmıştır. Birebir alıntı yapılmamıştır. Tespitlere de yorumlar eklenmemiştir. Rapordaki Tespitler TÜSİAD bu çalışması her şeyden önce Türkiye de var olan bölgesel farklılıkları gidermek için politika ve yöntem üretmek değil, bölgesel kalkınmayı tartışmaya açmaktır. Bölgesel kalkınma politikalarının akademik düzeyde yöntemlerini anlatılmıştır. Bu kapsamda bölgesel kalkınmalarda stratejiler,planlama,araçlar ve devlet müdahalesi yine akademik dille genel politika olarak anlatılmıştır. Cumhuriyet ilk dönemlerinden ve planlı kalkınma dönemleri dahil her planlamada bölgesel kalkınma ifadeleri kullanılmıştır. Fakat hayata geçirecek politikalar üretilmemiştir. Bölgesel kalkınma girişimlerimizin başarısız olmasının iki nedeni olabilir ; Bunlardan birisi yazılan politikaların kağıt üzerinde kalması ve uygulanmaması, ikinci ise özellikle son dönemlerde bölgesel kalkınma politikalarının özellikle AB den ithal edilmesi sonucunda politikacıların bu önemli konuyu özümsememsinden kaynaklanmaktadır. Bölgesel kalkınma politikaları bölgenin özelliklerine göre özgün olmalıdır. Gelişmiş ülkelerde bölgesel kalkınma politikaları hakkaniyet esasına göre şekillenmektedir. İlk beş yıllık kalkınma politikası sektörler arasında karşılaştırmalar yapılmış ve bazı sektörlerin desteklenmesi benimsenmiştir. İkinci kalkınma planında kalkınmada öncelikli yöreler oluşturulmuştur. Üçüncü kalkınma planında bölgesel kalkınmadan neredeyse vaz geçilmiş ve bölgesel kalkınmaya ayrılan kaynağın israf edildiği görüşü hakim olmuştur. Dördüncü kalkınma planında bölgeler arasında eşgüdüm ve mekan örgütlenmesi esas alınmıştır.fakat ülkede yaşanan sosyal ve ekonomik bunalım bu politikaları hayata geçirememiştir. Beşinci kalkınma planı bir öncekinin devamı şeklindedir. Altıncı ve daha sonra oluşturulan kalkınma planlarında ise ilk defa AB bölgesel kalkınma politikaları referans alınmıştır. Sektörel,mekansal ve kurumsal olarak bölgesel kalkınma politikaları ele alınmaya çalışılmıştır.özellikle sekizince ve dokuzuncu kalkınma planlarında tüm argümanlarda sürdürülebilirlik esası üzerinde durulmuştur. AB,2007-2013 döneminde bölgesel kalkınmalarına 347 milyar AVRO ayırmıştır. Bu fonun %75 i AB ortalamasının altında kalan bölgelere ayrılmıştır. AB-25 de en tepedeki %25 lik kesim ile, son %25 lik kesim arasında kişi başına düşen gelir farkı 2-2.5 kattır. Türkiye de bu oran 7-9 kat arasındadır. AB de kıyaslama %10 dilime indirgendiğinde bile bu durum 5 kata ulaşmaktadır. Buna rağmen hala AB de bölgesel kalkınma önemli bir sorundur ve özellikle İspanya,Yunanistan ve Portekiz de bir çok bölgeler ortalamanın %75 altında kalmaktadır. Hiçbir kalkınma politikası makro ve mikro ölçekte olmayacak tüm ülkeyi etkileyecektir. Bölgesel Kalkınma politikaları muhakkak gelişen teknolojilerin eşgüdümde hareket etmek zorundadır. Bazen uygulanan bölgesel kalkınma politikalarının başarısız olma nedenleri yanlış olmalarından değil güçlü olmamalarından veya yeterince arkasında durulmamamsından kaynaklanmaktadır. Kimi önemsiz veya geçici olan politikalãr sonuçta büyük etki yaratabilir veya büyük politikaların ilk ivmesini yaratabilir. Bölgesel kalkınma politikaları ancak kurum ve kuruluşların eş güdümü ve sahiplenmesi ile başarılı olabilecektir. Bölgesel kalkınma ajanslarının oluşturulmasındaki esas, bölgesel politikaların geliştirilmesi için yönetici anlayışından çıkıp, girişimci esasına ve görüşüne geçişin göstergesidir. Bölgesel kalkınmayı gerçekleştiremeyince bazı sosyal ve iktisadi sıkıntılar ile karşılaşılmıştır. Bölgesel eşitsizlikler toplumda adalet duygusunu zedelemiştir, işsizliğin bölgelerde çözülememesi nedeniyle büyük metropollerin kapasitesinin üzerinde yük bindirmiştir.işsizlik daha büyük sosyal ve siyasi krizlere neden olmuştur.sosyal bir umutsuzluk oluşturmuştur.öte yandan çalışarak kazanma imkanı kalmayan insanların haksız kazançlara yönelmeleri kaçınılmaz olmuştur. 2006 yılından hanehalkı iş gücü anketine göre Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, çalışabilir durumdaki fakat iş gücüne katılamayan erkeklerden her iki kişiden bir tanesi iş bulma umudu olmadığını söylenmiştir. Sayfa 2 / 6
Sayfa 3 / 6 Kalkınma ajanslarının AB uyum sürecinde olması gereken bir kurum değil. Yerel ve bölgesel faktörler dikkate alınarak kendine özgü stratejiler ve faaliyetler geliştirmelidir. Bütün bölgesel kalkınma stratejileri ve kurumları birbirleriyle eşgüdüm halinde çalışması gerekir. Görevleri ve birbirleri ile olan ilişkileri açık ve net bir şekilde belirlenmelidir. 2000 yılından sonrası için bölgesel farkları ölçebilecek yeterli bilimsel veri veya istatistikler mevcut değildir. Bu nedenle son 8 yıllık hızlı büyümenin bölgesel farklar üzerindeki etkisini ölçmek mümkün değildir. Yaratılan katma değerler itibariyle, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Türkiye içindeki payı % 4.9 dur. Doğu Anadolu ise %2.4 dür. Nüfus ve yüz ölçümle karşılaştırılırsa büyük bir orantısızlık görülecektir. Yaratılan katma değer itibariyle İstanbul ülkenin %23.3 lük kısmını tek başına yapmaktadır. Güneydoğu ve Doğu Anadolu yaratılan katma değerde %7.3 lük paya sahipken ülke nüfusunun yaklaşık % 20 lik kısmı bu bölgede yaşamaktadır. GAP bölgesinde yaratılan katma değerin %55 lik kısmını Gaziantep tek başına yapmaktadır. İstanbul ortalama tüm ülkeden %58 daha zengindir.bölgemizdeki kişi başına düşen gelir ülke ortalamasından %42 daha düşüktür.bölgemiz için daha büyük sorun ise bölge içi farklardan kaynaklanmaktadır. Bölgeler arası gelişmişlik farkı dönemler itibariyle yavaş yavaş kapanmasına rağmen bölge içi farklarda aynı oranda artmaktadır.2000 yılında bölgeler arası fark % 67.5 iken bölge içi farklar %32.5 olmuştur. 1980 yılındaki sosyo-ekonomik verilerine göre Güneydoğunun ve Doğu Anadolu nun illeri ülkenin en fakir illeri iken 2000 yılında da durumu hiç değişmemiştir. Fakat aynı durum diğer bölge illerinde söz konusu değildir. Gelişmişlik ve kişi başına düşen gelirlerinde sürekli iyileşmeler gözlenmiştir. Bölgeler arasındaki gelir farklarının temelinde verimlilik farkları yatmaktadır. En verimli il ile en verimsiz il arasında 11 kat fark vardır. 1980 yılından sonra Ülke ekonomisindeki tarım üretiminin yarattığı katma değer katkısı hızla aşağılara düşmüştür.sanayinin ve hizmet sektörünün katkısı da hızla yukarıya çıkmıştır.güneydoğu Anadolu bölgesinde ise bu iniş ve çıkışlar ülke ortalamasından daha uzak gerçekleşmiştir. Katma değer ve istihdam yaratan verimli sektörler gelişmiş olan bölgelerde yer aldığından büyüme hızları ülke genelinde aynı olmamıştır. Verimli sektörlerin dağılımında ve sektörlere ait verimlilik analizlerinde Güneydoğu ve Doğu Anadolu sürekli olarak ülke ortalamasının negatif yönünde kalmışlardır. Ülke genelinde toplam verimlilik %60 ların altında kalmaktadır. Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesi de ülke ortalamasının yaklaşık % 40 altında kalmaktadır. Türkiye de gelişmişlik sıralamasında ilk sıradaki şehirler dışındaki tüm iller kalkınma ivmelerini tarımdan almışlardır. Türkiye nin genel sorunu olmakla beraber özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinin iş gücüne katılma oranı ile çalışabilir nüfus artışı ve istihdamı yaratma hızı arasında büyük bir orantısızlık vardır. Yığınlaşma(kümelenme) bölgesel kalkınma politikalarının en büyük argümanıdır. Büyük sanayilerin oluşması da kümelenme çalışmalarından çıkacaktır. Yapılan bir araştırma ile İstanbul diğer bölgelerin gelişmesine %86 oranında katkı sağlamaktadır. Güneydoğu Anadolu yarattığı katma değerin sadece 1/3 nü kendi dinamiklerinden sağlıyor denebilir. Türkiye de en hızlı artan bölgeler İstanbul,Doğu Marmara,Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesidir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi dışındaki bölgelerin artış hızı göçlerden kaynaklanmaktadır. Bölgemizde ise doğurganlık hızının yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Doğurma yaşına giren kadınlara düşen çocuk sayısı olarak bölgemiz ülke ortalamasından 10 puan daha yüksektir. Genellikle olgun çalışma yaşı olarak bilinen arası arasındaki nüfus %33 civarındadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ilköğretim, lise ve lise sonrası ilk birkaç yıl sonraki nüfus oranı Ülke ortalamasında %15-20 arasında yüksektir. Fakat 25 yaş sonrasına baktığımızda ise bu defa %10 ülke ortalamasının altına düşmektedir. Buda bölgemizden metropole akan %20 civarında bir göçümüz vardır. Bir önemli noktada 65 yaşının üstündeki nüfusumuzda ülke ortalamasından 3 puan düşüktür bu durumda ortalama yaşam ömrümüzün ülke ortalamasından aşağıda olduğunu gösteriyor. 15 yaş ve üzerindeki nüfusun yarısından daha küçük bir kısmı iş gücüne katılmayı seçmektedir. Bölgeler arasında en yüksek iş gücüne katılım Karadeniz bölgesinde, en düşük katılım ise Güneydoğu Anadolu Bölgesindedir. Bölgemizde ancak nüfusun 1/3 ü iş gücüne katılmaktadır. Türkiye de sadece her dört kadından birisi iş gücüne katılmaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise kadınların sadece %6.5 i iş gücüne katılmaktadır. İş gücüne katılamayan işsiz erkeklerin %9.2 i umutsuz olduğu tespit edilmiştir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise bu oran % 37.5 e kadar çıkmaktadır. Özellikle büyük metropoller dışındaki yerlerde tarım kesimi içerisindeki nüfus kendini çalışan nüfus içinde görmemektedir. Ekonomik geliri yüksek olan yerlerde veya tüketim kültürünün yüksek olduğu yerlerde iş gücüne katılım oranı daha yüksektir. Kırsallarda özellikle kadınların iş gücüne katılımı bu nedenle düşüktür. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde arası nüfusun iş gücüne katılım oranı erkeklerde ve kadınlarda ülke ortalamasına göre 10-15 puan daha düşüktür. arasında ise ortalama 5 puan düşüktür. Bu da bölgemizde gençlerimiz 25 yaşından sonra iş bulmaya başlıyorlar veya iş arıyorlar. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde arasındaki nüfus arasında işsizlik ülke ortalamasından %25-30 civarında daha yüksektir. 25-65 yaş arasında ise % 30 civarında daha yüksektir. Özellikle kadın işsizlerde bu oran en yüksek değerlerini almaktadır.
Ülke genelinde son 20 yılda %2.1 oranında yeni iş yaratıldığı fakat buna karşın çalışma yaşındaki nüfusta ise %3.7 oranında büyüme vardır. Güneydoğu Anadolu bölgesinde bu durum %30-40 arasında daha kötü ilerlemektedir. Bu duruma göre en iyi ihtimalle bölgemizde her yıl çalışma yaşına giren gençlerimizin %30-40 hiçbir şekilde iş bulamayacaktır. Bölgeler arasında gelişmişlik farkının bir sonucu da insan sermayesinin yer değiştirmesidir. Bu durum daha sonra az gelişmiş bölgelerin gelişememesinin de en önemli nedeni olmaktadır. Bu nedenle bölgemiz özellikle nitelikli insan göçünü sürekli olarak göç vermektedir. Bu nedenle de daha sonra da gelişememesinin en önemli nedenlerinden biri olmaktadır. Çalışan nüfus içerinde ortalama son yirmi yılında okunan okul yılı itibariyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi 5.4 ile ülke ortalamasından 2 puan daha düşüktür. Yani Batı Anadolu ve gelişmiş metropollerde çalışan nüfus 2 yıl güneydoğu da çalışan insana göre daha fazla okumuştur. Türkiye genelinde üniversite mezunu ortalamasında iki kat büyüme olmuştur. Bu oran kadınlarda 3 katına çıkmaktadır. Fakat bu aynı oranda istihdama ve yaratılan katma değere yansımamıştır. Buna rağmen Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üniversite muzunun nüfusa oranı %3.7 ile ülke ortalamasının yarısıdır. En üst düzeyde eğitim almış nüfusun %42 si üç büyük kentte yaşamaktadır. Gelişmiş bölgeler olarak bakılırsa erkeklerde %77 si kadınlarda %82 si bu bölgelerde yaşamaktadır. Yüksek öğrenim hariç diğer eğitim seviyelerinde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 22 dir. Okul öncesi eğitimse ise bu oran 27 dir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise bu oran %30-40 arasında daha kötü durumdadır. Meslek lisesi mezunları oranı itibariyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ülke ortalamasına ve diğer bölgelere yakın olmasına rağmen, çalışan meslek lisesi mezunları arasında ise güneydoğu 4.1 ile diğer bölgelere oranla 3-4 kat daha düşüktür. Çalışabilir nüfus içinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde işsizlik oranı %50 lere varmıştır. İç göç alan bölgelerin ilerlemesinin düştüğü ve göç veren bölgelerin ise gerilemesinin hızlandığı veriler ışığında tespit edilmiştir. 1995-2000 döneminde mekan değiştiren insan sayısı 7 milyon olarak tespit edilmiştir.bunun %72 si ise il değiştirmiştir. İstanbul da yaşayanların sadece %40 ı İstanbul doğumludur. Göçlerde ilk sırada Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ikinci sırada ise Karadeniz bölgesi yer almaktadır. Yaşanan göçler 20 yıl öncesinde köyden il merkezlerine idi.gelişen kentleşme sonucu son 20 yıldır ise il den ile yön değiştirmiştir. Göç eden nüfusun %20 si iş bulma umuduyla göç ettiği anlaşılmıştır. Diğer ekonomik nedenlerde dahil edilirse Türkiye deki göçün asıl nedeni iktisadi olduğu görülecektir. Yine iş bulma umuduyla göç eden nüfusun ortalama %20 si sürekli bir iş bulabilmiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinin kentleşme oranları ve kentleşme artış hızı ülke ortalamasına yakındır. Bu parametrede esasen tüm bölgeler ortalamaya yakındır. Anadolu da kentleşme yeni yerleşim yerlerinin oluşması ile büyüme göstermektedir. Büyük metropollerde bu durum daha düşük durumdadır. Sayfa 4 / 6
Sayfa 5 / 6 Raporda Yer Alan Tüm Tablolar Özet Bir Toplada Toplanmıştır. 2000 Tarım Sanayi Hizmet Türkiye Güneydoğu Anadolu Türkiye Güneydoğu Anadolu Türkiye Güneydoğu Anadolu Yaratılan Katma Değer % 14,7 26,4 36,6 29,7 48,7 43,9 İstihdamdaki payı % 48,4 61,5 13,4 7,1 38,2 31,4 Toplam verimlilik (=100,00) 30,4 27,6 203,6 177,2 145,0 101.5 İstihdam Artış Hızı 0.4 1.2 0.5 0.4 0.4 1.2 2000 Türkiye Güneydoğu Anadolu En yüksek/düşük bölge Bölgesel katma değer payı % 11.182 *1000 YTL (1987 rakamları) 4.9 15.3 Ege 23.3 İstanbul Yıllık büyüme ve gelir artışı oranı % 2.00 1.65 2.44 doğu Marmara 2.39 batı Marmara Verimlilik artışı 2.38 2.72 2.95 orta Anadolu İstihdam artışı % -0,38-1,07 0.16 batı Anadolu Çalışan başına katma değer 4.301*1000 YTL (1987 rakamları) 0.65 1.40 doğu Marmara 1.74 İstanbul Verimli sektörler Analizi Referans noktası kabul edilmiş -0.46 altında 0.20 doğu Marmara 2.40 İstanbul Üstünde Verimlilik avantajı analizi Referans noktası kabul edilmiş -0,77 altında 0.59 doğu Marmara Çalışabilir nüfus artış hızı 0.71 0.70 0.96 doğu Karadeniz Çalışabilir nüfusun iş gücüne katılım kızı -0.81-1,3 -.0.14 batı Karadeniz -0.16 batı Marmara -0.20 ege Nüfus artış hızı 1.7 2.6 3.6 İstanbul Batı Karadeniz 00 Doğu Karadeniz -0.4 Doğurganlık hızı 30.5 51.3 22,1 batı Marmara 24.4 ege 26.8 batı Anadolu 0-14 yaş arası nüfus 26.4 38.9 19.6 batı Marmara 21.7 ege arası nüfus 17.6 19.8 16.8 batı Marmara 16.1 ege 25-64 arası nüfus 42.1 32.8 44.9 batı Marmara 44.8 ege 65 yaş üstü nüfus 6.9 4.1 9.1 batı Marmara 8.3 ege İş gücüne katılım 48 71.5 erkek 24.9 kadın İş gücüne katılmama nedenleri Erkek Umutsuz 9.2 Emekli öğrenci 79.7 Kadın umutsuz 3.1 Emekli öğrenci 18.9 İş gücüne katılım oranları 61.1 78.7 erkek 43.0 kadın İş gücüne katılım oranı yaş grupları 54.3 71.6 erkek,35.6 kadın 18.6 34.5 63.9 erkek 6.5 kadın Erkek Umutsuz 22 Emekli öğrenci 62.3 Kadın umutsuz 3.7 Emekli öğrenci 8.2 58.4 76.6 erkek 39.8 kadın 43.8 61.3 erkek,24.9 kadın 16.2 62. 3 doğu Karadeniz 53.3 batı Marmara 50.1 Akdeniz Kuzeydoğu Anadolu Erkek Umutsuz 30.9 Emekli öğrenci 61.8 Kadın umutsuz 4.4 Emekli öğrenci 19.8 Batı Marmara 66.1 82.7 erkek 47.8 kadın Batı Marmara ve Ege 48.4 64.4 erkek,30.7 kadın
Toplam işsizlik oranları 9.9 9.7 erkek 10.3 kadın Yaş gruplarına göre toplam işsizlik Üniversite mezunlarının nüfusa oranı Üniversite bölgelere dağılımı mezunlarının 34.3 erkek,4.2 kadın 30.1 erkek,3 kadın 15.1 27.6 erkek,3.1 kadın 14.0 KD Anadolu,batı 14.6 erkek 8.4 kadın 24.1 21.7 erkek,30.4 kadın 15.2 14..3 erkek,24.2 kadın 7.00 8.7 erkek 5.3 kadın 36.1 33.4erkek,50.8 kadın 27.3 26.1 erkek,44.8 kadın 3.7 5.5 erkek 2.0 kadın 4.4 Erkek 5.1 3.1 kadın Meslek okulları mezunları 16.6 11.3 Bölgesel pay 4.1 Öğretmen başına öğretmen oranları Kentleşme oranı ve hızı (2007 resmi verisi) 22.4 Okul öncesi 27.1 İlköğretim 24.4 Orta öğretim 18.6 Meslek lisesi 14.9 Oran 70.5 Hızı 1.9 30.1 Okul öncesi 46.8 İlköğretim 30.9 Orta öğretim 26.2 Meslek lisesi 19.6 Oran 66.00 Hızı 1.8 Karadeniz 5.3 6.5 erkek 2.4 kadın Batı Marmara ve Ege 14.5 10.6 erkek,26.5 kadın 9.0 8.2 erkek,18.1 kadın Batı Anadolu 10.9 12.8 erkek 8.9 kadın İstanbul,ege,batı Anadolu Ortalama 5-6 kat arası Ege,doğu Marmara,batı Marmara 22.6 Marmara ve ege 19.2 Okul öncesi 23.2 İlköğretim 21.1 Orta öğretim 15.7 Meslek lisesi 13.6 Tüm bölgeler birbirine yakındır. Sayfa 6 / 6