ULUSLARARASI SEMPOZYUM

Benzer belgeler
Medeniyetler Sosyolojisi: Neden Çok Medeniyetli Bir Dünya Düzeni Ýçin Yeniden Ýbn Haldûn?

ünite1 Sosyal Bilgiler

600.yýl. Türkçe Özetler. Ýdeal-Gerçek Uyuþmazlýðýna Ýbn Haldun un Yaklaþýmýnýn Bazý Örneklerle Tahlili. Ali Çaksu

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum


Psikoloji ve Din: Psikologlarýn Din ve Tanrý Görüþleri Ali Ayten Ýstanbul: Ýz Yayýncýlýk, sayfa.

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

ULUSLARARASI SEMPOZYUM

MEDENÝYETLER ÝTTÝFAKI

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Ali Ayten. Kur an ve Oryantalistler Selahattin Sönmezsoy Ankara: Fecr Yayýnevi, sayfa.

KÜRESEL GELÝÞMELER VE ULUSLARARASI SÝSTEMÝN ÖZELLÝKLERÝ. Hazýrlayan: Prof. Dr. Ali Karaosmanoðlu RAPOR NO: 1


Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Simge Özer Pýnarbaþý

C. H. Becker ( ) Örneðinde Uygulamalý Oryantalizm (Angewandte Orientalistik) Anlayýþý-Oryantalizm Çalýþmalarýnýn Siyasallaþma Süreci

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

ULUSLARARASI SEMPOZYUM

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

KÝTÂBÝYAT. Frager in eseri Teþekkür, Önsöz, sekiz bölüm ve Ýndeks ten oluþmaktadýr.

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Termik Röleler ÝÇÝNDEKÝLER Özellikler Karakteristik Eðriler Teknik Tablo Sipariþ Kodlarý Teknik Resimler EN TS EN IEC Ra

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

Ýbn Haldûn un es-siyâsetü l-medeniyye Teorisini Eleþtirisi

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Modern Dönemde Dinî Ýlimlerin Temel Meseleleri - Ýlmî Toplantý -

LYS FELSEFE. Felsefeyle Tanýþma Bilgi Felsefesi Varlýk Felsefesi Ahlak Felsefesi

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Modernleþme ve Sekülerleþme Kuramlarý Baðlamýnda Din, Toplumsal Deðiþme ve Ýslâm Dünyasý

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012


Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Üçgenler Geometrik Cisimler Dönüþüm Geometrisi Örüntü ve Süslemeler Ýz Düþümü

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

Bütün talepleri karþýlýyacak en optimal ürünler: Seramik döþemesi için ARDEX.

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

olarak çalýºmasýdýr. AC sinyal altýnda transistörler özellikle çalýºacaklarý frekansa göre de farklýlýklar göstermektedir.

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

ULUSLARARASI SEMPOZYUM

Kanguru Matematik Türkiye 2017

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Kanguru Matematik Türkiye 2015


GÝRÝÞ. Bu anlamda, özellikle az geliþmiþ toplumlarda sanayi çaðýndan bilgi


BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - II


INTERIOR PARTITIONS BÖLME SÝSTEMLERÝ BÖLME SÝSTEMLERÝ INTERIOR PARTITIONS. aluwall.com. Arpa GLASS FITTINGS & ACCESSORIES COMPACT LAMINATE PANELS

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.


GEOMETRÝK ÞEKÝLLER. üçgen. bilgi

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Hiç Bitmeyen Destek. Örnek 100. Çözüm. Vakýflar 1. Bir hizmetin gelecekte

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

YAKIN DÖNEM TÜRK-AMERÝKAN ÝLÝÞKÝLERÝ. Prof. Dr. Ersin ONULDURAN

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Yayýnevi : Ýcmal Yayýncýlýk Reklamcýlýk San.Tic.Ltd.Þti Tel: FLORYA / ÝSTANBUL

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Anka nýn Sonbaharý: Osmanlý da Ýktisadî Modernleþme ve Uluslararasý Sermaye Ali Akyýldýz Ýstanbul: Ýletiþim Yayýnlarý, 2005.

Kullaným kýlavuzu. Oda kumandasý RC. Genel. Oda sýcaklýðýnýn (manuel olarak) ayarlanmasý. Otomatik düþük gece ayarýnýn baþlatýlmasý

KÜLTÜR DEÐÝÞMESÝ ve MÝLLÝYETÇÝLÝK

6. Büyük kan dolaþýmýnýn amacý nedir? Büyük kan dolaþýmýnda kanýn izlediði yolu kýsaca açýklayýnýz.

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Transkript:

ULUSLARARASI SEMPOZYUM GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN Vefatýnýn 600. Yýlýnda Ýbn Haldun u Yeniden Okumak 3-4 Haziran 2006

Sempozyumlar Dizisi Geçmiþten Geleceðe Ýbn Haldun: Vefatýnýn 600. Yýlýnda Ýbn Haldun u Yeniden Okumak Sayfa tasarýmý: Ender Boztürk Ýslâm Araþtýrmalarý Merkezi (ÝSAM) Altunizade, Ýcadiye Baðlarbaþý Cad. 40 Baðlarbaþý 34662 Üsküdar-Ýstanbul Tel. (0216) 474 08 50 Fax. (0216) 474 08 74 www.isam.org.tr Her hakký mahfuzdur. Ýstanbul, Haziran 2006

GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN 600.yýl Medeniyetler Sosyolojisi: Ýbn Haldun un Umran Kuramý Açýsýndan Medeniyetler Arasý Ýliþkilerin Geleceði Recep Þentürk* According to Ibn Khaldun (808/1406), a product of a society that experienced many civilizations at one time, in his National System that was prepared on the basis of Islamic jurisprudence, madaniyyah (civilization) and umran (the nation) are synonymous concepts. According to Ibn Khaldun, the world is in the shape of a globe; half of this globe is covered with water while a large portion of the other half that forms the land is not conducive to settlement. The people residing in the areas that are conducive to settlement, despite possessing some different characteristics, have established civilizations which demonstrate similar behavior. Thus Ibn Khaldun defined civilization as a corporate social actor, turning it into an individual discipline, and studied the behavior and reactions of civilizations under different circumstances. His investigations brought him to the conclusion that in the universal order civilizations demonstrate similar behavior. In his own period, by studying existence and scientific thought, he identified the avari a al-zatiyyah (shortcomings of the nation). Ibn Khaldun proposed a theory in which civilization where civilization and inter-civilization relationships are propelled, on the one hand, by internal dynamics, as well as, on the other, by external relational dynamics, which are defined as change and conflict. According to this approach, civilizations do not show a linear progression or regression; quite the contrary, they have a history full of rises and declines. In a paradoxical manner many civilizations that have developed strongly weaken their ability to defend themselves, opening the way to their collapse. If we approach the subject from a modern perspective, how can we interpret the conflicts and disagreements that occur between modern civilizations from the point of view of Ibn Khaldun s theory of civilizations and intercivilization relationships, that is, the subject of the Science of Umran, and what can we say about the future of relationships between civilizations? Our aim is to evaluate the concept of the future from Ibn Khaldun s perspective, starting from Samuel Huntington s theory of the clash of civilizations and then to look at the future anew from the perspective of Ibn Khaldun. * Doç. Dr., ÝSAM, Ýstanbul. 265

GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN Ýçinde yaþadýðýmýz tarihi dönemeçte, çok medeniyetli bir dünya düzeninin kurulmasý arayýþlarýnda, Ýbn Haldun un medeniyetler sosyolojisi son derece yararlý bir temel oluþturabilir. Ýbn Haldun un medeniyet anlayýþýnýn iki kaynaðý vardýr: Fýkýh ve Umran Ýlmi. Ýbn Haldun, aldýðý eðitim, meslek hayatýnda bir Maliki fakihi, kadýsý ve zaman zaman Mâliki baþ kadýsý (kâdýlkudâtý) olarak görev alýp geçimini temin etmesi hasebiyle Fýkýh geleneðine mensuptur. Ayný zamanda kendisi Umran ilminin kurucusudur. Bu tebliðimde Ýbn Haldun un mensubu olduðu Fýkýh ilminin medeniyet anlayýþý ile kurucusu olduðu Umran ilmi arasýndaki baðlantýya dikkat çekmek ve birisi Umran ilmi, diðeri Fýkýh ilmi ile alakalý iki öneride bulunmak istiyorum: Birinci önerim þudur: Ýbn Haldun un medeniyet yaklaþýmýný küreselleþme çaðýndaki dünyamýzda medeniyetler arasý iliþkilerin yapýsýný objektif olarak açýklamada kullanalým. Medeniyetleri, medeniyetler arasý iliþkileri, onlarýn iç ve dýþ çatýþmalarýný ve medeniyetlerin dönüþümünü objektif olarak incelerken, Ýbn Haldun un medeniyetler sosyolojisini kullanmanýn çok önemli faydalarý olacaktýr. Bunlardan en önemlisi, içinde yaþadýðýmýz çok medeniyetli dünyayý tarafsýz bir objektiflikle anlamaya yarayacak kavram ve yöntem eksikliðini kapatmaktýr. Böylece, görüþlerine katýlmayan bir çok muhalifin yaptýðý gibi, bir alternatif öne sürmeden Huntington u sadece eleþtirmekle kalmýþ olmayacaðýz. Küreselleþen dünyada medeniyetler ve medeniyetler arasý iliþkileri açýklamak ve yorumlamakta kullanabileceðimiz yeni bir kavramsal araca veya moda deyimiyle paradigmaya sahip olmuþ olacaðýz. Böyle bir ihtiyacý gidermede Ýbn Haldun dan daha güzel bir baþka baþlangýç noktasý göremiyorum. Ýkinci önerim þudur: Küreselleþme çaðýnda giderek yoðunlaþan medeniyetler arasý iliþkileri normatif olarak düzenlerken Fýkýh yaklaþýmýndan yararlanalým. Günümüzde medeniyetler arasý iliþkileri düzenleyecek küresel bir normatif düzen eksikliðinin sýkýntýlarýna þahit olmaktayýz. Batý medeniyeti Orta Çað boyunca býrakýn farklý medeniyet ve dinleri bir arada tutmayý, Hiristiyanlýðýn farklý mezheplerini bile bir arada tutacak çoðulcu bir normatif düzen geliþtirememiþtir. Orta Çagdaki bu teolojik baþarýsýzlýk, günümüzde seküler sosyal bilim ve hukuk alanýnda da göze çarpmaktadýr. Huntington un yaklaþýmý bunun en güzel örneðidir. Fýkýh yaklaþýmý, Ýslam ýn ortaya çýkýþýndan Osmanlý nýn yýkýlýþýna kadar müslümanlar tarafýndan çok medeniyetli toplumlarý idare etmek için kullanýlmýþtýr. Biraz sonra daha ayrýntýlý olarak ele alacaðým gibi, Huntington un kaçýnýlmaz bir çatýþmanýn eþiðinde gördüðü dokuz medeniyetten altý tanesi uzun asýrlar boyunca tamamen veya kýsmen Ýslam idaresi altýnda çatýþmadan ve asimile olmadan hayatýný sürdürmüþtür. Çok medeniyetli toplumun en son örneði Osmanlý olmuþtur. Fýkýh ta temellenen Osmanlý millet sistemi bir çok medeniyeti asýrlar boyunca bir arada yaþatmayý baþarabilmiþtir. Fýkýh ta millet olarak isimlendirilen ve müstakil bir birim olarak görülen her millet ayný zamanda bir medeniyeti temsil etmektedir. Fýkýh yaklaþýmýna göre, medeniyetler topluluðuna üye olmak için aranýlan tek þart, insanýn can, mal, din, akýl, aile ve þerefinin dokunulmazlýðýný garanti altýna alan temel insan haklarýndan oluþan zarûriyyât olarak adlandýrýlan aksiyomatik ilkeleri ve haklarý kabul etmektir. Zarûriyyât evrensel planda insan iliþkilerini düzenleyen aksiyomatik yani her kesin tartýþmasýz kabul ettiði ilkelerdir. Medeniyetler zarûriyyât dýþýnda farklý deðerlere sahip olabilirler. 266

Þentürk Ýbn Haldun un Umran Kuramý Açýsýndan Medeniyetler Arasý Ýliþkilerin Geleceði Bu noktada Ýbn Haldun un hayatýnýn büyük bir kýsmýnda geçimini Ezher gibi döneminin döneminin önde gelen eðitim kurumlarýnda Fýkýh dersi vererek ve hakimlik yaparak saðlayan bir Maliki baþkadýsý olduðunu hatýrlatmakta yarar vardýr. Ýbn Haldun, Endülüs ten Fas a, Mýsýr dan Suriye ye çok dinli, çok kültürlü ve çok medeniyetli toplumlarda yönetici ve aydýn elitin bir parçasý olarak yaþamýþtýr. Bundan dolayý çok medeniyetli bir toplumsal düzen Mukaddime de tartýþmasýz bir veri olarak alýnmýþ, Ýslam medeniyetinin, diðer medeniyetleri ortadan kaldýrarak bütün dünyaya hakim tek medeniyet olmasý gibi bir düþünceye yer verilmemiþtir. Günümüzde gücü elinde tutan Batý medeniyeti, Orta Çaðda Ýslam medeniyetinin yaptýðý gibi, kendinden baþka medeniyetlere deðerlerini muhafaza ederek hayatýný idame ettirme hakkýný tanýyacak mýdýr? Yoksa onlarla çatýþmaya girip, Batý medeniyetini tüm dünyaya hakim kýlmaya, diðer medeniyetleri yok etmeye mi çalýþacaktýr? Merak edilen soru budur. Ýbn Haldun un Medeniyetler Sosyolojisi Medeniyetler arasý iliþkilerle ilgilenen kiþiler günümüzde iki kampa ayrýlmýþ bulunmaktadýr. Bir kýsmý dünyada tekbir medeniyet olduðunu ki bu da Batý medeniyetidir ve diðer medeniyetlerin miadýný doldurmuþ olduðunu öne sürmektedir. Bu gelenek çok gerilere gitmekle beraber en son temsilcileri arasýnda Huntington ve Bernard Lewis ten bahsedilebilir. Tarihte bu tezi savunanlar köktendinci Batýlý evangelic hristiyanlar olmuþtur. Aydýnlanma çaðýndan itibaren bazý laik aydýnlar da bu tezi sahiplenmiþlerdir. Birinci grup Batý nýn Hristiyan medeniyetini, ikinci grup ise laik medeniyetini dünyadaki diðer medeniyetlerden üstün görmüþ, çatýþma yoluyla onlarýn üzerinde hakimiyet kurma yolunu savunmuþlardýr. Ünlü toplumbilimci Max Weber ve Karl Marks da bu kategoride yer almaktadýrlar. Protestan Etiði ve Kapitalizmin Yükseliþi adlý kitabýnýn baþýnda Weber, Batý medeniyetinin niçin üstün bir medeniyet olduðunu gösterme çabasýný sergiler. Marks ise evrimci þemada Batýyý en üste koyar, Doðu yu despotizmle suçlar. Batý sömürgeciliði çoðu zaman dini ve laik argumanlar vasýtasýyla bir medenileþtirme misyonu olarak meþrulaþtýrýlmýþtýr. Diðer yandan, Richard Bulliet, Richard Falk, John Esposito ve benzerleri medeniyetler çatýþmasý tezine karþý çýkmaktadýrlar. Ýspanya hükümeti önderliðinde baþlatýlan medeniyetler ittifaký projesi de bu baðlamda deðerlendirilebilir. Bu tezin tarihteki en önemli temsilcisi Ýbn Haldun dur ama Ýbn Haldun un ismi bu tartýþmalarda geçmemektedir. Ýbn Haldun medeniyetlerin asla çatýþmayacaðýný iddia etmemiþtir ama Huntigton veya Lewis gibi farklý deðerlerin çatýþmaya yol açacaðý tezini kabul etmemiþtir. Ýbn Haldun a göre medeniyetler kültürel deðerleri farklý olduðu için deðil mecd yani hegemonya mücadelesi içine girdikleri zaman çatýþýrlar 1. Ýbn Haldun medeniyetleri konu edinen bir ilmin kurucusudur. Bizce Ýbn Haldun un böyle bir projeye giriþmesinde, Maðrib ten Meþrýk a (bu günkü ifadesiyle, Ýspanya, Kuzey Afrika ve Orta Doðu ya) içinde yaþadýðý çok medeniyetli bir toplumdaki çatýþma ve deðiþmeler çok önemli 1 Abdurrahman b. Haldun, Mukaddimet-ü Ýbn Haldun, (nþr. Ali Abdulvahid el-vafi) Kahire: Daru n-nahda, t.y., II, 539, 542. Bundan sonraki dipnotlarda kýsaca Mukaddime olarak geçecektir. 267

GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN bir rol oynamýþtýr. Her toplumbilimci gibi, Ýbn Haldun da yaþadýðý toplumda olan biteni anlamaya çalýþmýþtýr. Biz de bu gün, içinde yaþadýðýmýz toplumu anlamaya ve onun geleceðini tahmin etme konumundayýz. Ýbn Haldun döneminde Endülüs ten Doðu Türkistan a kadar uzanan Ýslam coðrafyasýnda Müslümanlarýn yönetimi altýnda bir çok medeniyet barýþ içinde yaþamaktaydý. Söz konusu medeniyetleri bir arada tutan kavramsal yapý ve medeniyetler arasý iliþikileri düzenleyen hukuki yapý, Fýkýh tarafýndan sekillendirilmiþti. Günümüzde millet sistemi olarak adlandýrýlan bu sistem de her millet ayný zamanda bir medeniyeti temsil ediyordu: Katolik, Ortodoks, Kipti, Yahudi, Mecusi, Hindu, Budist. Kendisi bir Fýkýh alimi ve kadý olan Ýbn Haldun bu hukuk düzenini Mukaddime de bir veri olarak almýþtýr. Fakat, söz konusu çok medeniyetli düzen özellikle Osmanlý nýn çökmesiyle yok olmuþtur. Bu yüzden, günümüz þartlarý göz önünde bulundurulduðunda, Ýbn Haldun un medeniyetler sosyolojisi hala geçerliliðini koruyor mu? sorusu haklý olarak akla gelebilir. Kanaatimce, mevcut dünya düzenini deðiþmez bir veri olarak görmek, tarihe aykýrýdýr. Bu yüzden Ýbn Haldun un medeniyetler sosyolojisi bir çok açýdan geçerliliðini korumaktadýr. Huntington, dünya düzeninin nasýl yeniden yapýlanacaðýndan bahsettiði eserinde, günümüz dünyasýnda dokuz medeniyet olduðundan bahsetmektedir: Batý, Latin Amerika, Afrika, Ýslam, Çin, Hind, Ortodoks, Budist ve Japon. Huntington bu medeniyetlerin aralarýndaki deðer farklýlýklarýndan dolayý kaçýnýlmaz olarak çatýþacaðý tahminini yürütmektedir. Dikkat edilirse bu medeniyetlerden altý tanesi Ýbn Haldun zamanýnda tamamen veya kýsmen Müslümanlarýn yönetiminde birlikte yaþamaktaydý: Ýslam, Afrika, Hind, Ortodoks, Budist ve Endülüs ü tecrübesinde olduðu gibi kýsmen Batý. Huntington un sözünü ettiði medeniyetlerden, sadece Çin, Japon ve Latin Amerika medeniyetleri Ýslam yönetimi altýnda deðildi. Huntington a göre medeniyetler arasýndaki kültür ve deðer farklýlýklar kaçýnýlmaz olarak çatýþmaya dönüþmek zorundaysa, Müslümanlarýn yönetimi altýnda adý geçen medeniyetler nasýl oldu da asýrlarca birlikte yaþayabildiler? Bu gün bir çok insan bu tarihi tecrübede yatan sýrrý araþtýrmakta ve oradan hareketle medeniyet içi ve medeniyetler arasý barýþcý bir dünya düzeninin kavramsal temelleri yeniden nasýl kurulabilir sorusuna cevap aramaktadýr. Baþka bir ifadeyle, Huntington un dünyayý Batý ve Batý-dýþý diye ikiye bölen basit ikili mantýða (dual logic) dayalý dünya düzeni vizyonuna karþýlýk, bütün dünya medeniyetlerini bünyesinde barýndýracak çok deðerli mantýða (multi-valued logic) dayalý bir dünya düzeni vizyonu nasýl kurulabilir? Fýkýh çok deðerli mantýk üzerine kurulmuþ bir düþünce sistemi sunmasý itibarýyla bu dönüþümde önemli bir ilham kaynaðý olabilir. Günümüzde çok medeniyetli bir dünya düzeni arayýþýnda olanlar, özellikle de medeniyetler ittifaký tezini ortaya atanlar, kavramsal bir temel ve örnek bir tarihi tecrübe ararlarsa, Ýbn Haldun un mensubu olduðu Fýkýh geleneði ile kurucusu olduðu Umran ilmine müracaat edebilirler. Ýbn Haldun a göre medeniyetlerin çatýþmasýnýn sebebi, medeniyetler arasýndaki deðer farklýlýklarý deðildir. Yükselen medeniyetler diðer medeniyetler üzerinde mecd (hegemonya) kurmak isterler. Her medeniyet mecdinin sürekli ve sýnýrsýz olmasýný ister. Bu durum medeniyetlerin çatýþmasýna yol açar. Günümüzde Bernard Lewis ve Huntington gibi tanýnmýþ temsilcileri bulunan medeniyetler çatýþmasý tezi Batý nýn tarihi tecrübesini yansýtmaktadýr. Batý tecrübesi Orta Çaðda Hristiyanlýðýn 268

Þentürk Ýbn Haldun un Umran Kuramý Açýsýndan Medeniyetler Arasý Ýliþkilerin Geleceði tek bir mezhebini, Aydýnlanma döneminden sonra ise tek bir ideolojisini tüm dünyaya hakim kýlma mücadelesini yansýtmaktadýr. Basil Mathews isimli bir misyoner 1926 yýlýnda þu baþlýkla bir kitap yayýmladý: Young Islam on Trek: A Study in the Clash of Civilizations 2. Mathews a göre savaþcý ve barbar bir din olan Ýslam asla akýl ve bilimle baðdaþmaz. Ýslam ýn liberal bir reform gerçekleþtirmesi imkansýzdýr tezini savunan Mathews den çok kýsa bir zaman önce, Arnold Toynbee benzer bir isimle baþka bir kitap yayýnlamýþtý: The Western Question in Greece and Turkey: A Study in the Contact of Civilizations. 3 Dünyayý farklý medeniyetlere ayýrma ve uluslararasý iliþkileri medeniyet birimini kullanarak anlamaya çalýþma yöntemi 1950 lerden sonra yerini modernleþme ve kalkýnma teorilerine býrakmýþtýr. Daniel Lerner bu akýmýn önde gelen temsilcilerindendi 4. Bu yaklaþým dine önemsiz, modernleþmeyle beraber kendiliðinden ortadan kalkacak olan fakat halen modernleþmeye karþý baþarýsýz bir direniþ veren geçici bir faktör olarak bakmýþtýr. Bununla beraber, modernleþme teorisi Batý dýþý dünyanýn medeniyetin tek temsilcisi olan laik Batý kültürünü giderek artan bir þekilde benimseyeceði gibi çok açýk bir Batý üstünlüðü ve yayýlmacýlýðý varsayýmý üzerine kurulmuþtu. Lewis in ayný dönemde iyimser bir yaklaþýmla yazdýðý The Emergence of Modern Turkey adlý kitabý da modernleþme teorisinin bir yansýmasý olarak görülebilir 5. 1990 sonrasý Lewis ve Huntington la birlikte medeniyetleri küresel zeminde çatýþan aktörler olarak görme yaklaþýmý uluslararý iliþkiler ve siyasetbilim kuramýnda yeniden canlandý. 1993 te Samuel Huntington Foreign Affairs dergisinde meþhur makalesini ve peþinden 1996 da kitabýný yayýnladý: The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order 6 Huntington un ortaya koyduðu yaklaþýma göre baþta Müslümanlar olmak üzere Batý dýþý dünya yanlýþ deðerlere sahiptir ve kendilerini düzeltmeleri de kolay kolay mümkün deðildir. Lewis de ayný yaklaþýmý paylaþtýðýný gösteren makale ve kitaplar kalem almýþtýr 7. Lewis e göre Müslümanlar yanlýþ yoldadýrlar ve bir türlü Ýslam medeniyetini býrakýp Batý medeniyetini benimseme konusunda baþarýlý olamamýþlardýr. Richard Bulliet, The Case for Islamo-Christian Civilization adlý kitabýyla Lewis ve Huntington u eleþtirerek karþý bir tez ortaya attý 8. Bulliet in yaklaþýmýna göre, Ýslam ve Hýristiyanlýk tarihi tecrübeleri itibarýyla medeniyetler çatýþmasý tezine malzeme olarak kullanýlamaz. Tam tersine Ýslam ve Hýristiyanlýðýn tarihi tecrübeleri birbirinden ayrýþtýrýlamayacak þekilde iç içe geçmiþtir. Burada maksadýmýz medeniyetler çatýþmasý tezini savunanlar ve karþý çýkanlarýn kimler olduklarýný ve iddialarýný nasýl temellendirdiklerini göstermek deðildir. Esas maksadýmýz, medeniyeti küresel bir aktör olarak siyaset bilim ve uluslarasý iliþkiler kuramýna ilk defa sokan Umran 2 Basil Mathews, Young Islam on Trek: A Study in the Clash of Civilizations, New York, Frendship Press 1926. 3 Arnold Toynbee, The Western Question in Greece and Turkey: A Study in the Contact of Civilizations, Boston: Houghton Mifflin 1923. 4 Daniel Lerner, The Passing of Traditional Society: Modernizing the Middle East, New York: The Free Press 1958. 5 Bernard Lewis, The Emergence of Modern Turkey, 3. baský, Oxford: Oxford University Press 2002. 6 Samuel P. Huntington, The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order, New York: Simon and Schuster 1996. 7 Bernad Lewis, What Went Wrong? Western Impact and Middle Eastern Response, Oxford: Oxford University Press 2002. 8 Richard Bulliet, The Case for Islamo-Christian Civilization, New York: Columbia Unviversity Press 2004. 269

GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN ilminin kurucusu Ýbn Haldun un yaklaþýmýn bu tartýþmalarda neden hiç kullanýlmadýðýna dikkat çekmektir. 1990 lardan bu yana devam eden medeniyetler çatýþmasýyla alakalý tartýþmaya Ýbn Haldun gözüyle henüz bakýlmamýþtýr. Hem Müslüman hem de Batýlý siyasetçi, aydýn ve bilim adamlarý bu konuda ilginç bir ihmal sergilemiþlerdir. Özellikle Müslüman araþtýrmacýlarýn konuyu ele alýrken Ýbn Haldun yaklaþýmýný hiç kullanmamýþ olmasý son derece dikkat çekicidir. Bir Kavram, Üç Terim: Medeniyet, Umran, Ýctima Önce bir kavram kargaþasýna açýklýk getirmek gerekiyor. Medeniyet, umran ve ictima Ýbn Haldun a göre eþ anlamlýdýrlar. Ýbn Haldun Mukaddime de Birinci Kitab ýn birinci babýnda ilk mukaddimeye söyle baþlar: Ýnsanýn toplum halinde yaþamasý (ictimâ ) zorunludur. Filozoflar bunu þöyle ifade etmiþlerdir: Ýnsan doðasý itibarýyla medenidir. Bundan maksat insanýn topluma duyduðu zorunlu ihtiyaçtýr ki bu onlarýn ýstýlahýnda medeniyet tir ki o umran ýn manasýdýr 9. Ancak þunu altýný çizerek belirtmek gerekir ki, Ýbn Haldun un medeniyet anlayýþý ile kendinden önceki, çaðdaþý ve sonraki düþünürlerin medeniyet anlayýþlarý arasýnda farklýlýklar olabilir. Bu nedenle özellikle günümüzde medeniyete yüklediðimiz anlamla, Ýbn Haldun un medeniyete yüklediði anlamý varsaymak bizi yanýlgýya düþürebilir. Böyle bir yaklaþým çok açýk bir anakronizm örneði oluþturur. Nitekim, Ýbn Haldun un Müslüman ve Batýlý yorumcularýnýn niçin Ýbn Haldun u yanlýþ anladýklarýnýn temelinde de anakronizm yatmaktadýr. Günümüzde bir çok yorumcu, Ýbn Haldun u pozitivist toplumbilimin öncüsü veya kurucusu olarak görmektedir ki bu çok büyük bir yanýlgýdýr. Ýkinci yaygýn yanýlgý ki bu genellikle Müslüman aydýnlar tarafýndan irtikap edilmektedir umran kavramýný medeniyet kavramýnýn Ýslami alternatifi olarak kullanmaktýr. Bu yanýlgý, medeniyet kavramýnýn Osmanlýca ya Batý dillerindeki civilization kelimesinin tercümesi olarak modern dönemde girdiði varsayýmýna dayanmaktadýr. Yukarýdaki alýntýnýn açýkça gösterdiði gibi Ýbn Haldun medeniyet ve umranýn eþanlamlý olduðunun altýný çizmiþtir. Ýbn Haldun düþüncesi ile modern medeniyet anlayýþý arasýndaki fark lafzi bir fark olmaktan öte, içerik farkýdýr. Ayný terimler kullanýlsa bile, onlarýn delalet ettikleri anlamlar farklýdýr. Bu farklýlýklarýn ortaya çýkarýlmasý gerekmektedir. Aslýnda farklýlýk sadece Batýlý düþünürler ve Ýbn Haldun arasýnda deðildir. Müslüman aydýn ve akademisyenlerin de bu gün medeniyete yükledikleri anlam ile Ýbn Haldun un yüklediði anlam arasýnda önemli farklýlýklar olabilir. Bu farklýlýklarýn düþünür temelinde mukayese ile ortaya konulmasý gerekmektedir. Kýsaca belirtmek gerekirse anakronizm hem Batýlý hem de Müslüman yorumcularýnýn Ýbn Haldun u yanlýþ anlamalarýna yol açan en temel sebeptir. 9 Mukaddime, I, 337. Ýbarenin Arapça aslý þöyledir: Enne el-ictimâ el-insânî zarûriyyun. Ve yuabbaru el-hukemâu an hâzâ bi kavlihim: el-insânü medeniyyun bi t-tab ey lâ büdde lehû min el-ictimâ ellezî hüve el-medeniyyetü fi istýlâhýhim ve hüve ma na l- umrân. Ýctima ve ümranýn ayný anlamda kullanýldýðýný belirten bir ifade için bkz. Mukaddime, I, 327. 270

Þentürk Ýbn Haldun un Umran Kuramý Açýsýndan Medeniyetler Arasý Ýliþkilerin Geleceði Medeniyet Niçin Zaruridir? Ýnsanýn üç temel ihtiyacý vardýr: üns (dostluk), maddi ihtiyaçlarýn karþýlanmasý ve güvenlik. Medeniyet bu üç ihtiyaca cevap verdiði için zorunludur. Toplum halinde yaþamayan insanlar bu ihtiyaçlarýný baþka türlü karþýlayamazlar. Dolayýsýyla Hay bin Yakzan vakýada mümkün deðildir. Toplum kuran insanlarýn, toplumsal çatýþmalarý önleyecek güçlü bir yöneticiye ve devlete ihtiyaçlarý zorunludur. Aksi takdirde insanlar birbirlerini þiddet kullanarak yok ederler. Ama bu yöneticinin Peygamber olmasý veya vahiy kaynaklý bir hukuka dayanmasý zorunlu deðildir. Ümran Ýlmi ve Medeniyetin Avârýz-ý Zâtiyyesi Ümran ve Tarih ilminin iki katmaný vardýr: zahir ve batýn. Zahir seviyesinde tarih ilmi ihbar denilen anlatý yöntemini kullanarak geçmiþteki olaylardan ve medeniyet ve devletlerden bahseder. Batýn seviyesinde ise nazar (düþünme, kuramsallaþtýrma), tahkik (araþtýrma), ta lil (sebep sonuç iliþkisine dayalý açýklamada bulunma) yöntemlerini kullanarak yorumlama yapar 10. Ýbn Haldun, Umran ilminin siyasetbilim ve retorik ile konularý açýsýndan benzeþtiðini ama aralarýndan önemli farklýlýklar olduðunun altýný çizer. Ýbn Haldun a göre, Umran ilmi her ne kadar zahiri itibarýyla, anlatý gibi hatâbi (retorik) yöntemi kullansa da, batýný itibarýyla akli (burhânî) yöntemi kullanan bir ilimdir. Ýbn Haldun döneminde ilimler kullandýklarý yönteme göre hatâbi ve burhânî diye ikiye ayrýlýyordu. Tarih ilmi genellikle hatabi ilimler arasýnda sayýlýyordu. Burhani ilimler arasýnda Felsefe, Usul-i Fýkýh ve Kelam vardý. Ýbn Haldun a göre medeniyetler bütün dünyada temel nitelikleri itibarýyla benzer yapýsal özellikler taþýrlar. Ýbn Haldun bu özellikleri avârýz-ý zâtiyye olarak isimlendirmiþtir. Ýbn Haldun, Mukaddime de ne yaptýðýný þöyle izah etmektedir: Onda [Mukaddime de] ümranýn ve temeddünün (medeniyet kurmanýn) hallerini ve insan toplumunda ortaya çýkan zatî nitelikleri (avârýz-ý zâtiyye) olaylarýn illet ve sebepleriyle sana faydalý olacak þekilde açýkladým 11. Ýbn Haldun aþaðýda saydýðý medeniyetin zâti arazlarýnýn sebep ve illet lerini akli delillerle açýkladýðýný vurgulamaktadýr: Devlet ve millet, þehir ve köy, izzet ve zillet, kesret ve kýllet, ilim ve sanat, kesb ve izaat, deðiþen yaygýn haller, bedv ve hadr, þimdiki durum ve beklenen durum (vaki ve muntazar) 12. Malum olsun ki tarih ilminin hakikati alemin ümraný demek olan içtima-ý insanîden ve bu ümranýn tabiatýna arýz olan tevahhuþ, teennüs, asabiyyat, insanlarýn birbiri üzerinde hegemonya kurmasý, ve bundan neþet eden mülk, devletler ve onlarýn mertebeleri, beþerin kesb, maaþ, ulum ve sanatlar gibi çabalarý ve amelleriyle kazandýklarý þeyleri ve tabiatý icabý söz konusu ümranda ortaya çýkan halleri haber vermektir 13. 10 Mukaddime, I, 276. 11 Mukaddime, I, 286. 12 Mukaddime, I, 287. 13 Mukaddime, I, 328. 271

GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN Yukardaki alýntýlarda sözü geçen medeniyetin arazlarýný kabaca maddeleþtirirsek söyle bir liste ortaya çýkmaktadýr: 1. Devlet 2. Millet: din 3. Þehir 4. Köy 5. Ýzzet: yükselme 6. Zillet: geri kalma 7. Kesret: nüfus artýþý 8. Kýllet: nüfus azlýðý 9. Bedv: göçebe hayat 10. Hadr: yerleþik hayat 11. Vaki: þimdiki durum 12. Muntazar: gelecek 13. Tevahhuþ: yalnýzlýk 14. Teennüs: kaynaþma 15. Asabiyyat: toplumsal birlik þuuru 16. Teðallub: galibiyet, üstünlük, hegemonya 17. Mülk: otorite 18. Devlet: 19. Kesb: kazanç 20. Ýzâat: kaybetme 21. Maaþ: geçim yollarý 22. Ulûm: ilimler 23. Sanâ i: sanatlar Arazlarýn özelliði deðiþmektir. Bu açýdan ümran dinamik bir yapýya sahiptir. Ümran ilminin konusu mâîdir, katý deðildir. Ýbn Haldun bunun altýný þöyle çizmektedir: Tarih ilmindeki gizli hatalardan biri de, asýrlarýn deðiþmesi ve günlerin geçmesi ile toplumlar ve nesillerde ahvalin tebeddülünü göz önünde tutmamaktýr. Bu son derece gizli ve þiddetli bir hastalýktýr 14. Ýbn Haldun a göre beþer umraný ve insanýn ictimâý müstakil bir ilmin konusudur. Bu ilmin meseleleri, bir biri sýra medeniyet ve topluma zatýndan dolayý iliþen avârýz ve ahvaldir. Nitekim, vaz î ve aklî bütün ilimlerin yaptýðý da bundan ibarettir 15 ; onlar da mevzularýnýn zâtî arazlarýný araþtýrýrlar. Ýbn Haldun, Umran ilmi veya Ýctima ilminin aralarýndaki konu benzerliðinden dolayý hitabet ve siyaset-i medeniyye ilimleriyle karýþtýrýlmamasý gerektiðine dikkat çeker 16. Ýbn Haldun a göre bu ilime ait meseler burhani ilimlerden olan Felsefe, Kelam ve Usul-i Fýkýh ta geçmektedir. Hükema ve Ülema isbat-ý nübüvvet konusunda, beþerin varlýklarýný sürdürebilmek için yardýmlaþmaya muhtaç olduklarýný ve bu yüzden bir yöneticiye ihtiyaçlarý olduðunu iddia ederler. Benzer þekilde, Usul-i Fýkýh ta lüðatlarýn varlýðý ispatlanýrken, insanlarýn içtima ve teavünün tabiatý gereði maksatlarýný ifade etmeye muhtaç olduklarý, ifadelerdeki farklýlýklarýn buradan kaynaklandýðý öne sürülür. Benzer þekilde, Fukaha þer î hükümleri makâsýt ile ta lîl eder yani makasýt illeti (sebebi) üzerine hüküm inþa eder. Buna göre, zinanýn yasaklanmasý nesli korumak, katlin yasaklanmasý insan türünü korumak içindir. Zulüm insan türünün fesadýna ve me- 14 Mukaddime, I, 320. 15 Mukaddime, I, 321. 16 Mukaddime, I, 332. 272

Þentürk Ýbn Haldun un Umran Kuramý Açýsýndan Medeniyetler Arasý Ýliþkilerin Geleceði deniyetin harabýna götürür. Bütün bu makasýd, Ýbn Haldun a göre medeniyeti koruma temeline dayalýdýr bundan dolayý Fukahanýn medeniyetin niteliklerine kuramsal düþünce yürütmeleri ve kuramlar geliþtirmeleri zorunludur 17. Medeniyetler arazlarýyla var ve yok olurlar. Arazlarýn varlýðý medeniyetin varlýðýna, medeniyetin varlýðý arazlarýn varlýðýna baðlýdýr. Bir medeniyet çökmüþse onun ilim ve sanatlarý da çöker. Ýlim ve sanatlar medeniyet olmadan yaþayamaz. Ýslam medeniyetinin günümüzdeki durumuna bu açýdan bakabiliriz. Mülk: Gücün Tabiatý Hegemonyayý (infirâd bi l-mecd) Gerektirir. Ýbn Haldun a göre, mülkün tabiatý, infiradý yani gücün tamamýný tek baþýna elinde tutmayý, günümüzdeki ifadesiyle hegemonyayý gerektirir 18. Bu kaçýnýlmaz eðilim ister istemez mülk üzerinde iddiasý olan güçler arasýnda çatýþmaya yol açar. Ýbn Haldun Umran kuramýný iki seviyeli bir diyalektik üzerine kurmuþtur: Ýç çatýþmalar, dýþ çatýþmalar. (1) Ýç Dinamikler: Elitlerin Devridaimi Ýbn Haldun medeniyet içi çatýþmalarýn dinamiklerine büyük önem vermiþtir. Her medeniyette yönetici sýnýf (ruling class) statüsü devamlý bir çatýþmanýn konusudur. Bu çatýþmalarda asabiyet çok önemli bir rol oynar. (2) Dýþ Dinamikler: Medeniyetler Dayanýþmasý ve Çatýþmasý Ýbn Haldun medeniyetlerin macerasýný incelerken sadece iç dinamiklerle yetinmemiþ dýþ dinamikleri, bir medeniyetin çevresindeki medeniyetlerle iliþkilerini de bir deðiþken olarak hesaba katmýþtýr. Medeniyetler tek baþlarýna var olamayacaklarýndan, devamlý olarak baþka medeniyetlerle iliþki içindedirler. Bu iliþki zaman zaman çatýþmaya dönüþür. Ýbn Haldun medeniyetler arasý çatýþmayý, deðer farklýlýðýna deðil, baþka medeniyetler üzerinde hegemonya kurma çabasýna baðlar. Medeniyetler Arasý Ýliþkiler: Zayýf Medeniyet Güçlü Medeniyeti Taklit Eder Ýbn Haldun a göre zayýf medeniyetler güçlüleri ideoloji, kýyafet ve adetleri baþta olmak üzere bir çok alanda taklit ederler 19. Batý medeniyetinin askeri, teknolojik ve ekonomik üstünlüðü sürdüðü müddetçe dünyadaki diðer medeniyetlerin mensuplarý onu taklit etmeye devam ede- 17 Mukaddime, I, 332-333. 18 Mukaddime, II, 539. 19 Mukaddime, II, 510. 273

GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN cektir. Ýslam medeniyetinin güçlü olduðu dönemde, diðer medeniyetlerin mensuplarý Ýslam medeniyetini taklit etmiþlerdi. Batýnýn yükseliþi ile birlikte, Müslümanlar da dahil olmak üzere bütün dünya medeniyetleri Batýyý taklitte birbirleri ile yarýþmýþlardýr. Ancak, batýlýlaþma ve modernleþme çabalarý Batý dýþý toplumlarda devamlý olarak baþarýsýzlýkla sonuçlanmýþtýr. Tartýþmalý Japonya örneði dýþýnda, Batý dýþý toplumlardan batýlýlaþma çabalarýný baþarýyla tamamlayan tek bir örnek göstermek mümkün deðildir. Batýlýlaþma daha çok, sembolik ve kültürel üstyapý kurumlarýnýn batýlýlaþmasý olarak gerçekleþmiþtir. Altyapý kurumlarý ise Batý merkezli dünya ekonomik düzeninin icaplarýna göre þekillenmiþtir. Taklit sonunda baðýmlýlýk doðurur. Nitekim günümüzde Batý dýþý medeniyetler, Batý medeniyetine bir çok bakýmdan deðiþen düzeylerde baðýmlý haldedirler. Bunun en çarpýcý örneði ise entelektüel veya fikri baðýmlýlýktýr. Ýslam Medeniyetine Ýbn Halduncu bir Bakýþ: Ýbn Haldun a göre Ýslam medeniyeti ile diðer medeniyetler arasýnda tabi olduklarý toplumsal ve tarihi kanunlar itibarýyla bir farklýlýk yoktur. Bütün medeniyetler ayný kanunlara göre iþlerler. Dini farklýlýklar medeniyet içi siyasi ve ekonomik çatýþmalarýnýn yapýsýný etkilemez. Ancak bir alanda Ýslam medeniyeti diðer medeniyetlerden farklýdýr: naklî (temelde vahye dayalý) ilimler. Ýbn Haldun nakli ilimlerin (Tefsir, Hadis, Fýkýh, Kelam) özellikle Fýkýh ilmi ve isnad sisteminin Ýslam medeniyetine has olduðunun altýný çizerek belirtir 20. Nakli ilimleri ve onlarýn birbiri ile olan irtibatýný saydýktan sonra þöyle bir tespitte bulunur: Bu nakli ilimlerin hepsi Ýslam milletine ve ehline hastýr 21. Ýbn Haldun, Maðrib te ümranýn azalmasý ve isnadlarýn kesintiye uðramasý ile ilim çarþýlarýnýn kesata uðradýðýný belirtmiþtir. Tarih: Ýbn Haldun ve Huntington medeniyetler arasý iliþkilere ve çatýþmaya medeniyetlerin geleceðini belirleme bakýmýndan büyük önem atfetmektedirler. Halbuki, yaygýn olan söyleme göre, Ýslam medeniyeti sadece kendi iç dinamiklerine atfedilen sebeplerden dolayý geri kalmýþ bir medeniyet olarak görülmektedir. Bu yaklaþým, Ýslam medeniyeti tarihini tamamen kendi iç dinamikleriyle açýklamaya çalýþmakta ve Ýslam medeniyetinin son birkaç yüzyýldýr maruz kaldýðý dýþ saldýrý ve sömürüyü hesaba katmamaktadýr. Halbuki Ýbn Halduncu yaklaþýma göre medeniyetlerin geliþimini birbiriyle baðlantýlý bir þekilde belirleyen iç ve dýþ sebepler birlikte ele alýnmalýdýr. Ýbn Haldun un bu yaklaþýmýndan hareketle baktýðýmýzda günümüzde yaygýn olarak kullanýlan ve sadece iç dinamiklere dayalý bir açýklama önermekten öte geçemeyen geri kalmýþlýk söylemi teorik zeminini büyük ölçüde kaybetmektedir. Buna göre, Ýslam medeniyeti geri kalmamýþ fakat Batý medeniyetiyle asýrlardýr devam eden çatýþmada maðlup olmuþ ve kolonize edilmiþtir. 20 Mukaddime, III, 1026-1027. Ve hâzihi el- ulûm el-naqliyye küllühâ muhtassatun bi l-milleti l-islâmiyyeti ve ehlihâ. 21 Mukaddime, III, 1027. 274

Þentürk Ýbn Haldun un Umran Kuramý Açýsýndan Medeniyetler Arasý Ýliþkilerin Geleceði Ýbn Haldun dan hareketle Ýslam medeniyeti ve Osmanlý kemale erdiði için çökmüþtür denebilir. Çünkü Ýbn Haldun a göre, günümüzdeki yaygýn kanýnýn aksine, geri kalmýþlýk deðil, aþýrý geliþmiþlik, müreffeh toplumlarda savaþ ruhunu ve dýþ saldýrýlara karþý kendini savunma kabiliyetini zayýflatýr. Nitekim Ýslam medeniyeti aþýrý geliþtiði dönemlerde dýþardan gelen barbar saldýrýlara karþý koyamamýþtýr. Endülüs, Baðdat ve en son Birinci Dünya Savaþý bunun örnekleri arasýndadýr. Günümüz: Ýbn Haldun a göre zayýf kültürler güçlü kültürleri taklit eder. Günümüzde Ýbn Haldun un medeniyetin arazlarý dediði alanlarýn bir kýsmýnda Batý medeniyeti bir kýsmýnda Ýslam medeniyeti güçlü görünmektedir. Ýslam dünyasý kültürel ve dini deðerler açýsýndan Batý dan güçlüdür ama teknolojik ve ekonomik açýdan zayýftýr. Bu nedenle Batý ve Ýslam medeniyetleri arasýndaki çatýþmanýn nihai galibi henüz tam olarak belli deðildir. Hem kültürel hem teknolojik gücü elinde bulunduran bir taraf olsaydý Batý ve Ýslam çatýþmasý þimdiye kadar çoktan sona ererdi. Nitekim, Ýslam dýþý medeniyetlere karþý Batý medeniyeti hem kültürel hem teknolojik üstünlük kurarak mutlak galibiyet elde etmiþtir. Ayný galibiyeti Ýslam medeniyeti karþýsýnda elde edememekten dolayý þaþkýn bir sabýrsýzlýk sergilemektedir. Diðer yandan Batý medeniyeti manevi ve ahlaki alandaki iddialarýný giderek daha fazla feda ederek kültürel açýdan daha zayýf bir konuma düþmektedir. Buna karþýlýk Ýslam dünyasýnda giderek artan Ýslam a dönüþ sayesinde maneviyat gücü giderek artmaktadýr. Bu baðlamda bazý batýlýlar Ýslam ýn manevi gücünü taklit ederken, bazý Müslümanlar da Batý nýn maddi gücünü taklit etmektedirler. Dolayýsýyla tam bir üstünlük kurma hiçbir tarafa nasip olmamaktadýr. Bir tarafýn kesin galibiyeti mevcut dengenin bozulmasýyla ortaya çýkacaktýr. Medeniyetlerin Devridaimi: Circulation of Civilizations Ýbn Haldun a göre hiç bir medeniyetinin yükselisi veya çöküþü ebedi deðildir. Kýsaca Ýbn Haldun un medeniyetler sosyolojisine göre tarihin temel dinamiði, medeniyetlerin devridaimidir. Baþka bir ifadeyle çizgisellik tarihte imkansýzdýr: Ne daimi yükseliþ, ne de daimi çöküþ söz konusu deðildir. Onun yerine iniþ ve çýkýþlar söz konudur. Ýbn Haldun un umran kuramýndan hareketle, Batý medeniyetine bir göz attýðýmýzda, iki önemli tespitte bulunmak mümkündür: Birinci tespite göre, Batý medeniyeti veya diðer adýyla modern medeniyetinin yükseliþi de diðer medeniyetlerin yükseliþi gibi sonludur. Onun sonsuza kadar devam edeceðini düþünmek tarihin temel kanunlarýna terstir. Ýkinci tespite göre ise, Batý medeniyetinin sonu, kemale erdiði zaman gelecektir. Artan refah modern toplumlarýn savunma gücünü zayýflatacaktýr. Sömürge konumunda olan medeniyetler yükselecektir. 275

GEÇMÝÞTEN GELECEÐE ÝBN HALDUN Sonuç: Ýbn Haldun Paradoksu Ýbn Haldun paradoksu na göre, medeniyetler geri kaldýklarý veya zayýfladýklarý için deðil, tam tersine kemale erince çökmeye baþlar. Buna göre, yukarda ortaya koymaya çalýþtýðým gibi, Ýslam medeniyeti ve onun son büyük temsilcisi Osmanlý aþýrý refaha erdiði baþka bir ifadeyle geliþmesinin sýnýrlarýna eriþtiði için çökmüþtür. Batý medeniyeti de geliþmesinin son sýnýrlarýna erdiði zaman çökmeye baþlayacaktýr. Refah seviyesi yükselen medeniyetlerin paradoksal bir þekilde savaþçýlýklarý ve kendini savunma kabiliyetleri zayýflar. Buna göre üstün baþarý bir medeniyetin sonu demektir. Ya da Türkçe ifadesiyle her kemalin bir zevali vardýr. Ýbn Haldun a göre medeniyetler sosyolojisi ve tarihi paradoks ve ironilerle doludur. En temel paradoks ise, medeniyetlerin kemalinin zevale dönüþmesidir 22. Biz buna medeniyerlerin devridaimi (circulation of civilizations, ya da sürekli dönüþüm) demeyi uygun görüyoruz. Ýbn Haldun a göre dünya hakimiyeti peþindeki medeniyetlerin devridaimi, medeniyet içi iktidar mücadelesi veren yönetici sýnýflarýn devri daimi gibi kaçýnýlmaz bir süreçtir. Ýbn Haldun un kurucusu olduðu Umran ilmi ve mensubu olduðu Fýkýh ilmi, günümüz dünyasýnda, yoðunlaþan medeniyetler arasý iliþkileri yapýcý bir yaklaþýmla yeniden yorumlamak, daha çoðulcu ve barýþçý bir yaklaþýmla yeniden þekillendirmek isteyenlere ilham kaynaðý olabilir. Medeniyetler arasý iliþkilerin geleceði, geçmiþi gibi, çizgisellikten uzak, helezonik eksende iniþ çýkýþlarla ilerleyen paradokslar ve ironilerle dolu olacaktýr. 22 Mukaddime, II, 542. 276