Burjuvazinin sahneye çıkışı BURJUVAZİ KRAL İŞBİRLİĞİNİN SERENCAMI
Ortaçağ toplumsal yapısının dönüşümü Marco Polo nun seyahatnamesi (14.yy) Modern devletin doğuşunda kentlerin doğuşunun önemi (topraktan bağımsız bireyin doğuşu) Ticaretin kentlerde yeni bir sosyal zümreye kaynaklık etmesi Senyörler için kent nüfusunun artışı daha fazla vergi almak demekti «KENT HAVASI ÖZGÜR KILAR» Kırsaldan kaçan serflerin kentlere sığınması, değişik süre uygulamaları Ayni vergi, derebeylerin giderek güçten düşmesi
Ortaçağ mirası kurumlar Tek bir feodalite modeli yok, Fransa farklı, Almanya ve İngiltere farklı Feodalitenin aşılması zaman dilimi olarak da farklıdır İngiltere, Fransa, Almanya Vergilerin ancak feodal beylerin (asilzadeler), kent meclislerinin ve din adamları temsilcilerinin onayı ile meşru sayılması KENTLERİN ÖZERKLİĞİNİ ARTTIRMA MÜCADELELERİ (çoğu zaman parasal gücünü kullanarak bilhassa özel YARGI kurumu oluşturmaları, Hamburg ve Bremen, Amsterdam örnekleri Feodal beyler kentlere ticareti canlandırmak amacıyla ayrıcalığa olumlu bakmışlardı
Ekonomik yapının dönüşümü Avrupa da manifaktür üretim tarzının yaygınlaşması (bir veya daha fazla atölyenin aile içi üretimi aşar ölçüde) Manifaktür üretim kentlere nüfus akışını tetikledi. Feodal bağlardan kopuş arttı. Loncalar ekonomik büyümeye engel, yol yapımı büyük çaplı bir organizasyona gereksinim 17.yy, ekonomi siyasallaştı, aile içi üretimden Pazar için üretime geçiş
Ekonomi ve sosyal yapının dönüşmesi (burjuva kamusalının doğuşu) 16.yy.dan beri popülerliğini sürdüren MERKANTİLİST ekonomi. (ticaretin devletçe desteklenmesi +değerli..) 17.yy ŞARK TEHDİDİ ortadan kalktı. BASININ DOĞUŞU, Burjuva kamusalı, kamunun basını SANSÜRLEMESİ Toplumsal bölünmüşlük: Soylular ASALAKTIR, Burjuvazi görgüsüz ama PARASı var. Madame Bovary (Gustav Flaubert iyi anlatıyor) Almanya da farklı sosyal zümrenin görüşlerini akademisyenler ve bankacılar dile getirmekteydi.
Burjuva kamusalı (devam) Sivil örgütlenmeler 17.yy. İngiltere Londra Royal Socitey Fransa da Bilimler Akademisi, (devlet kontrolü ve desteğinde sivil görünümlü yapılar) Burjuvazi daha uzak bölgelere mal satmak için kralların güçlenmesini savunur Dinde reform talepleri ve aydınlanma akımı kiliseyi zayıflattı, krallar derebeylerine karşı yargı gücünü önemli ölçüde tekellerine aldı.
Burjuva Dinanizmi Feodal beyler daha fazla vergi almak için kentlerin nüfusunun artışını desteklediler. Soylular da başlangıçta bu durumdan rahatsız olmadılar.hem burjuvazi hem de yüksek soylular ticaret yollarının güvenliği, ulusal ekonominin desteklenmesi, fetihlere girişilmesi, suluların cezalandırılması konularında mutabıklardı. Burjuvazi İngiltere den başlamak üzere soyluluktan kaynaklanan ayrıcalıkları yasal yollarla elde etmeye giriştiler
Yükselen Sınıf: Burjuvazi Burjuvazi hiyerarşik toplumsal düzende konumunu güçlendirici adımları ısrarla atmaya çalıştı. AYDINLANMA İDEOLOJİSİ ona yeni bir dünya, insan, toplum ve devlet tasavvuru kazandırdı. Yine de burjuvazi kral otoritesiyle açıkça çatışmaya girmekten kaçınmıştır. İngiltere de 1615-1688 arası kral ile parlamento şiddetli mücadelelere girişti (Cromwell) Fransa da kral-burjuvazi çekişmesi Papalığın Ortaçağda başlattığı ideolojik çekişmenin şekil değiştirmesiyle devam etti
Modern devletin sürükleyici gücü: SİVİL TOPLUM Sivil toplum kavramlaştırması feodalitede olduğu gibi MARX (bürgerliche Gesellschaft: yurttaşlar toplumu) Daha önceden ESKİ TOPLUM/YENİ TOPLUM kavramı kullanılmaktaydı. Feodalite/burjuva toplumu 18.yy.da dokuma tezgahları çelikten üretilmeye başlandı. Klasik merkantilist politikalar yetersiz bulunmaya başladı, Fransa da yaşanan bu dönüşüm burjuvazi ile kralın çıkarlarını karşı karşıya getirdi Fransız devrimi öncesi kral ve taraftarları (devlet) ile sivil toplum artık ayrı hassasiyetler sahiplerdi.
Düşünce tarih bazında devlet-toplum ayrılığının serencamı Devlet ve toplum algısı ile dönemin düşünürlerinin görüşleri birbirine paraleldi. Feodal tehditler güçlü hissedildiği erken yeniçağda liberal özgürlükler için devlet bir sığınaktı. Burjuvazi güçlendikçe devlet ile dinamik toplum kesimi ayrı düzeyler olarak algılanmaya başladı. Ekonomik gücü artan burjuvazi merkezi mutlak otoriteyi kendisi için tehdit saymaya başladı
Filozoflar yaşadıkları çağın geleceğe mesaj taşıyıcılarıdır Jean Bodin (1530-1596), mezhep ayrılıklarının ve mezhepler arası ayrımcılığın devlete zarar verdiğini ısrarla vurgular. Döneminde giderek eskimekte olan KARMA DEVLET modelini yaptığı EGEMENLİK TANIMI ile reddeder. Egemenlik bölünmez, devredilmez ve MUTLAK bir buyurma yetkisidir. Hukuk=kralın fermanı Kral mülkiyet hakkına saygılı olmalı, vergi mükelleflerinin ONAY hakkı vardır. İLK DEFA BURJUVAZİYİ FARK EDİŞ!
Mutlakiyeti devlet toplum birlikteliğiyle kuramsallaştırmak BODİN e göre Egemenlik: Yurttaşların, uyrukların ve HUKUKUN ÜSTÜNDE olan üstün bir KUDRET» olarak tanımlar. Ona göre kralın mutlak yetkilere sahip olması burjuvazi gibi kesimlerin refah düzeyini de arttırmaktaydı. Devlet güçlü olursa ekonomiye ilişkin canlanma sağlanabilirdi. Ama yine de BURJUVAZİ GELECEKTE DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜNE KARŞI TEHDİT OLUŞTURABİLİRDİ.
İngiltere de Mutlakiyet: T. Hobbes 1588-1679
Mutlak devletin ve mutlakiyetin reddinin gerekçeleri bir arada DOĞA DURUMU, doğal yaşama dönemi varsayımı mutlak devlet düşüncesini sarsar Doğa durumu tam bir kargaşadır, herkes eşittir, herkesin her şeye hak iddiası mümkün, hak ya da haksızlık yok, otorite yoksa özgürlük de yok İNSAN İNSANIN KURDUDUR. Herkesin doğa yasalarına göre eşit olması ama insanın sahip olduğu rekabet duygusu, ihtiras ve başkalarına karşı güvensizlik kargaşanın en önemli sebebidir. Doğa yasaları: barışı ara, adalet, empati
Toplum Sözleşmesi Doğa durumundan çıkmak için toplum sözleşmesi bir çıkıştı. Sözleşme herkesin doğal yasalardan tek taraflı ve geri dönmemek koşulu ile VAZGEÇMESİ ile oldu. Kral bu sözleşmeye katılmayan kişidir. Bu nedenle o doğa durumundaki iradesini kullanmaya devam eder. Bu nedenle onun yetkileri mutlak ve SINIRSIZDIR. Mülkiyet dahil bütün haklar devlet otoritesinin tanıdığı ölçüdedir.
Hobbes ta devlet Ona göre otoritesi bölünen devlet ortadan kalkar İnsan kendini ancak güçlü bir devletin otoritesi altında güvende hissedebilir. Devlet bir nevi ÖLÜMLÜ TANRI dır. Toplum sözleşmesine tek kişi katılmamışsa krallık, birden çok kişi katılmamışsa aristokrasi yönetimi ortaya çıkar. YASAK YOKSA ÖZGÜRLÜK VARDIR. Ama egemen her zaman yasayla hakkı ortadan kaldırabilir. Egemenlik mutlak ve SINIRSIZ, kiliseye BAKIŞ
Hobbes ta Sivil Toplum Onun döneminde toplum-devlet özdeşliği öngören Aristocu toplum felsefesi görece etkisi sarsılmıştı. Hobbes başlangıçta devleti hükümdarla özdeş görürken Leviathan daki görüşlerine bakılırsa devlet artık onun için bir tüzel kişi anlamına gelmekteydi Hobbes döneminde burjuvazi kral ile bir güç mücadelesi içindeydi. Ancak yine de toplum ile devleti ayrı gerçeklik olarak görse bile kargaşa korkusu onu açık bir ayrım yapmaktan alıkoydu. Hakları doğal hukuka bağlaması döneminden ayırır onu.