ÇOCUKLUK ÇAĞINDA MONOSİTOZ SENDROMLARI



Benzer belgeler
İmmun sistemi baskılanmış hastalarda lenfomagenezde rol alan faktörler ve etkileşimleri. Blood Reviews (2008) 22, 261

6 ay önce kadavradan kalp nakli olan 66 yaşındaki kadın hastada inguinal bölgede 3X3 cm da lenf düğümü saptandı. Lenf düğümü cerrahi olarak eksize

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

HIV ENFEKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ VE DOĞAL SEYRİ

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Hematoloji BD Olgu Sunumu 4 Ocak 2018 Perşembe. Dr.

VİROLOJİ -I Antiviral İmmunite

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

Epstein-Barr Virüs (EBV) Enfeksiyonlarının Laboratuvar Tanısı. Dr.Saliha Sanem Geçgel

56Y, erkek hasta Generalize LAP ( servikal, inguinal, aksiller, toraks ve abdomende ) Ateş Gece terlemesi Lenfopeni IgG, IgA, IgM yüksek

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II. KAN-DOLAŞIM ve SOLUNUM DERS KURULU

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

I- Doğal-doğuştan (innate)var olan bağışıklık

MATÜR T- HÜCRELİ LENFOMALAR TANISI PATOLOG GÖZÜYLE

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI.

TÜLAY AKSARAY TECİMER 4 MAYIS 2013

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI.

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları. Dr Fikri İçli

T Lenfositleri. Dr. Göksal Keskin

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 4 Temmuz 2018 Çarşamba. Dr.

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

HIV ENFEKSİYONUNUN İMMÜNOLOJİ LABORATUARINDA TAKİBİ

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

MEME KANSERİ KÖK HÜCRELERİNİN GEN EKSPRESYON PROFİLİ

KANSER AŞILARI. Prof. Dr. Tezer Kutluk Hacettepe Üniversitesi

HODGKIN DIŞI LENFOMA

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

EPSTEIN-BARR VİRUS ENFEKSİYONLARI TANISINDA ELISA VE İMMUNOBLOT TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

LÖKOSİTOZLU ÇOCUĞA YAKLAŞIM. Doç.Dr.Alphan Küpesiz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Antalya

Böbrek nakli hastalarında akut rejeksiyon gelişiminde CTLA-4 tek gen polimorfizmlerinin ve soluble CTLA-4 düzeylerinin rolü varmıdır?

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP C TEORİK DERS PROGRAMI

Hücresel İmmünite Dicle Güç

b. Amaç: Bakterilerin patojenitesine karşı konakçının nasıl cevap verdiği ve savunma mekanizmaları ile ilgili genel bilgi öğretilmesi amaçlanmıştır.

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP A TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP D TEORİK DERS PROGRAMI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON

Prof Dr Davut Albayrak. Ondokuz mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi KAN MERKEZİ VE ÇOCUK HEMATOLOJİ BÖLÜMÜ SAMSUN KMTD KURS-2012

SDÜ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI EĞİTİM YILI DÖNEM IV GRUP B TEORİK DERS PROGRAMI

İMMÜN YANITIN EFEKTÖR GRUPLARI VE YANITIN DÜZENLENMESİ. Güher Saruhan- Direskeneli İTF Fizyoloji AD

Hepatit B de atipik serolojik profiller HBeAg-antiHBe pozitifliği. Dr. H. Şener Barut Gaziosmanpaşa Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve KM AD

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER

Yrd. Doç. Dr. İlyas Yolbaş Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD

VİRAL HEPATİTLER 5. Sınıf Entegre Ders. Prof. Dr. Fadıl VARDAR Prof. Dr. Sema AYDOĞDU

Edinsel İmmün Yanıt Güher Saruhan- Direskeneli

Sorunlu Viral Enfeksiyonlar

Reed Sternberg Hücreleri

Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS Yenidoğan muayenesi R. ÖRS Yenidoğan muayenesi R. ÖRS

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Prof. Dr. Demir Budak Dekan Eğitim Koordinatörü: Prof. Dr. Asiye Nurten DÖNEM III DERS KURULU 4 TIP TIP 312- HEMATOLOJİ VE BOŞALTIM SİSTEMİ

YENİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

Toxoplasma tüm omurgalı canlıları ve çekirdeği olan tüm hücreleri enfekte edebilen bir protozoondur.

Kan Bankacılığı ve Transfüzyon Tıbbında HLA Sisteminin Önemi

Nöroinflamasyon nedir? Temel mekanizmaları ve ölçümleme

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Prof. Dr. Haluk ERAKSOY İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

VİRAL TANI KİTLERİ (GFJ-480)

ayxmaz/biyoloji Olumsuz yanıtları: Alerjiler - normalde zararsız maddelere tepki Otoimmün hastalıklar (Diyabet)(Kendi dokularını yok eder)

ANCA SAPTANMASI VE TANI KRİTERLERİ DR. NİLGÜN KAŞİFOĞLU

Dr.Funda Şimşek Çanakkale, Ocak 2015

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

Normal değerler laboratuarlar arası değişiklik gösterebilir. Kompleman seviyesini arttıran hastalıklar nelerdir?

VİROLOJİYE GİRİŞ. Dr. Sibel AK

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

HEMATOLOJİ, İMMUNOLOJİ VE ONKOLOJİ DERS KURULU SINAV GÜNLERİ. 1. KURUL SORUMLUSU ve SINAV SALON BAŞKANI: 1. KURUL SORUMLU YARDIMCISI :

ANTİNÜKLEER ANTİKOR. ANA Paterni İlişkili Antijen Bulunduğu Hastalık. Klinik Laboratuvar Testleri

MONONÜKLEER FAGOSİT SİSTEM

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

EnfeksiyonlaKarışabilecek EnfeksiyonDışıNedenler. Dr. Ferit KUŞCU Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hst ve Kli.

Romatoid Artrit Patogenezinde SitokinAğı

Dr. Gaye Erten. 21. Ulusal İmmünoloji Kongresi, 9 Nisan 2011, Marmaris

A) Plazma hücrelerinin infiltrasyonu. B) Multinükleer histiyositik dev hücreleri. C) Lenfositlerden zengin inflamasyon. D) Fibrozis.

SLAYT SEMİNERİ TANISAL SİTOLOJİDE ALGORİTMİK YAKLAŞIM

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Adölesanda Lösemi & İnfant Lösemi

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Adaptif İmmünoterapi. Prof.Dr.Ender Terzioğlu Akdeniz Üniversitesi Antalya

Transkript:

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA MONOSİTOZ SENDROMLARI Adalet Meral Güneş Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı, Görükle, Bursa Mononükleer Fagosit Sistemi Bu sistem kemik iliğinde monoblastlar, promonositler, periferik kandaki monositler ve hem serbest hem de dokuya fiske makrofajları içerir. Vaskuler endotel hücreleri, retiküler hücreler, ve dendritik hücreler mononükleer fagositer sisteme dahil edilmez iken, yapılan in vito çalışmalar monositlerin dendritik hücrelere de dönüşebildiğini göstermiştir. Bu nedenle daha önce retiküloendotelyal sistem olarak tanımlanan sistemin aslında, monosit ve makrofajlardan oluşan fonksiyonel bir sistem olduğu düşünülmektedir. Kinetik çalışmalar makrofajların monositlerin değişimi ile oluştuğunu ve monositlerin de kemik iliğindeki kök hücreden geliştiğini kanıtlamıştır. Periferik kandaki monositler hareketli hücreler olup, damar duvarında bulunurlar ve yüzeye yapışma özelliği vardır. Bir inflamasyon veya kemotaktik uyarıda aktif diyapedez ile damar duvarından geçerler ve inflamasyon alanına gelerek olgun makrofajlara dönüşürler ve fagositik kapasiteleri, hidrolitik enzim içerikleri belirgin olarak artar. Ayrıca serbest makrofajler, meme bezlerinde, alveolar alanlarda, plevra, periton ve sinovyada bulunurlar. Daha az hareketli dokuya fikse makrofajlar ise değişik doku (karaciğer, dalak, timus, kemik vb) ve seröz boşluklarda bulunurlar. Mononükleer fagositlerin dağılımı Tablo I de verilmiştir; Kemik İliği Monoblast Promonosit Monosit Makrofaj Periferik Kan Monosit Vücut Başlıkları Pleural makrofaj Peritoneal makrofaj İnflamatuar Doku Epitelyum hücreleri Eksuda makrofajları Çok nukleuslu dev hücreler Doku Karaciğer (Kuppfer hücreleri) Akciğer (Alveolar makrofajlar) Bağ Dokusu (Histiyositler ) Dalak (Kırmızı Pulpa makrofajları) Lenf bezleri Kemik (Osteoklastlar) Snovya (Tip A hücreleri) GIS Genitoüriner sistem Endokrin organlar SSS (Mikroglia) Deri (Histiyosit/Dendritik hücreler) Monosit ve makrofajların fonksiyonları; 1. Mikroorganizmaların, yabancı cisimlerin ve doku artıklarının fagositozu 2. Kimyasal medyatörlerin salınımı ve inflamatuar yanıtın oluşturulması 3. Antijen-lenfosit ilişkisinin sağlanması ile immun yanıtın geliştirilmesi;sitotoksisite, tumör hücrelerinin öldürülmesi gibi. Monosit morfolojisi Monositlerin çapı heterojendir. Genellikle 12-15um çapında olmakla birlikte, daha küçük 47

veya daha büyük çaplarda da olabilirler. Periferik kana geçtikten sonra yarı ömürleri 1 gün kadardır. Endotelyal hücrelerin varlığında monositler 2 farklı yöne doğru farklılaşırlar; 1. Endotel duvarından geçenler dendritik hücrelere 2. Subendotelde kalanlar makrofajlara dönüşürler. Monosit-Makrofaj Yüzey Reseptörleri Mutlak monosit sayısı yaşa bağımlı olmakla birlikte, yaşamın ilk 2 haftasında genellikle >1000/ mm3 üzerindedir. Daha sonraki dönemde ise bu oran azalır ve total lökosit sayısının ancak %10 kadarını oluşturur. Olgun monositler kemik iliğindeki progenitör hücrelerden gelişir. Ancak, kemik iliğinde depo edilmezler ve olgunlaşan monositler nötrofillerden çok daha önce periferik dolaşıma salınır. Özellikle, miyelosupresyonu izleyen dönemde nötrofillerden çok daha önce periferik kana geçerler ve hematopoietik kök hücre naklinden sonra engraftmentı izlemede faydalı bir markerdır. Monositozis ile ilşkili durumlar; enfeksiyonlar, maliyn hastalıklar, bağ dokusu hastalıkları ana başlıkları altında gruplandırılabilirler (Tablo II). Tablo II : Monositoz ile ilişkili hastalıklar ENFEKSİYONLAR Enfektif Endokardit Tuberküloz Brusellozis Tifo Konjenital sifiliz Kala-Azar Viral enfeksiyonlar: EBV, CMV MALİYN HASTALIKLAR Miyelodisplastik Sendrom Akut Miyeloid Lösemi Hodgkin Hastalığı Hodgkin dışı lenfoma BAĞ DOKUSU HASTALIKLARI Ülseratif Kolit Sarkoidoz Crohn s Hastalığı Sistemik Lupus Eritamatozis Romatoid Artrit Miyozit NEDENİ BİLİNMEYENLER Postsplenektomi Lipidozlar (Niemann-Pick..vb) Mononukeozlar içinde erişkin ve pediatrik hastaları en sık etkileyen hastalıklardan Epstein-Barr Virus a bağlı gelişen hastalıkları ayrıca incelemek istedim. Epstein-Barr Virus a Bağlı Gelişen Hastalıklar Epidemiyoloji: Eptein-Barr virus (EBV) herpes virus grubundan olup 1964 yılında Epstein ve Barr isimli iki araştırmacı tarafından tanımlanmıştır. Dünya nüfusunun %95 i bu virus ile karşılaşmış olup, güney Asya ve Afrika da endemik olarak enfeksiyon çok daha yaygındır. EBV ile karşılaşma gelişmiş olan ülkelerde 5 yaş altında daha nadir olmasına karşın, gelişmekte olan ülkelerde 5 yaş ve altında daha sıktır. Türk toplumunda yaşa göre EBV ile karşılaşma prevalansına bakıldığında 5yaş atında sıklık % 60-70, >15 yaşın üstünde ise %90 dır. Patogenez: EBV tükrük yolu ile yayılır ve orofaringeal B hücreleri ile yassı epitel hücrelerini enfekte eder. B hücre içine girişi için viral zarf glikoproteini gp350, B hücre yüzeyinde bulunan viral reseptör CD21 e bağlanır. B hücre içindeki virion CD 21 negatif epitel hücrelerinin içine de transfer olur ve çoğalır. Böylece EBV aynı anda hem orofarinksdeki B hücrelerini hem de yassı epitel hücrelerini enfekte etmiş olur (Şekil I). EBV enfeksiyonun oluşması için B hücre sayısının yeterli olması gerekir. Örneğin; olgun B hücrelerin olmadığı X e bağlı agammaglobulinemi hastalığında EBV enfeksiyonu gelişmez Epitel hücreleri ise daha çok virusun içinde çoğaldığı ve diğer kişilere enfeksiyonun bulaşmasında önemli olan hücrelerdir. Primer EBV enfeksiyonu iki tip enfeksiyona yol açar; A. Latent enfeksiyon B. Litik enfeksiyon Naif B hücresi içine EBV virusu girdikten sonra EBV nükleer antijenleri (EBNA lar ve latent membran proteinlerinin (LMP ler) etkisiyle B hücre prolifere olur. B hücre proliferasyon aşamasına latent enfeksiyon tip III adı verilir. Prolifere B hücreler lenf bezinde germinal merkeze doğru ilerledikçe; EBNA antijenlerinden sadece EBNA1 ve LMP lerin ekspresyonu devam eder ve viral transmembran proteinleri (EBER) ekspresyonu ile enfekte B hücreleri apoptozisden korunurlar. Bu aşamaya da latent enfeksiyon tip II adı verilir. Daha sonra B hücreleri olgunlaşarak olgun-hafıza B hücresi olur ve dinlenme fazına geçerler ve hiçbir antijen içermezler. Bu döneme de latent enfeksiyon tip 0 denir. Hafıza B hücreleri sadece bölünürken EBNA1 proteinini eksprese ederler. Bu dönem ise 48 XXXVI. Ulusal Hematoloji Kongresi

latent enfeksiyon tip I dir. Latent dönemde olan hafıza B hücrelerinde EBV ye ait viral promoterların büyük bir bölümü sessizleşmiştir. Böylece sitotoksik T hücrelerin enfekte hücreleri tanıyarak yok etmesinden kaçmış olur. Latent enfeksiyonda pozitif bulunan EBV antijenlerinin özellikleri; EBNA lar: EBNA-1 viral DNA ya bağlanır ve EBV genomunun B hücre içinde sirküler DNA epizomu şeklinde bulunmasını sağlar. EBNA-2 EBV LMP-1 ve LMP-2 ekspresyonunu artırarak B hücre proliferasyonunu artırır. EBNA-3 hem LMP-1 hem de EBNA-2 ekspresyonunu artırır. LMP ler: LMP-1: Onkogen özelliğinde olup, lenfoma oluşumunda önemli rol oynar. LMP-2: Latent enfeksiyonun reaktive olmasına engel olur ve latent fazın devamını sağlar. EBER: (EBV encoded RNA): Protein kodlamazlar. Ancak, onkogenez ve apoptozisin engellenmesinde önemli olduğu düşünülmektedir. Değişik hastalıklarda EBV latent genlerinin ekspresyonu Tablo 1 de verilmiştir; Tablo I: Değişik Hastalıklarda EBV Latent Genlerinin Ekspresyonu Type EBER EBNA-1 EBNA-2 EBNA-3 LMP-1 LMP-2 Hastalık 1 + + - - - - BL 2 + + - - + + NPC, HD 3 + + + + + + IM, LPD Other + +/- - - - + Taşıyıcı EBV latent enfekte B hücrelerince epitel hücrelerine taşınır ve ara ara replike olarak taşıyıcıların tükrük, semen, anne süte ya da servikal sekresyonlarınca sekrete edilir. Litik enfeksiyon tükrük bez epitelinde gelişir. Latent enfeksiyondan tekrar epitelde çoğaldığı Litik Enfeksiyona geçişte EBV promoter bölgesine bağlanarak viral replikasyona yol açan viral transkripsiyon aktivatörleri rol oynar. Bunlar; a. EBV ZEBRA proteinleri b. BCRF-1: IL-10 ile homolog bir yapıdadır ve T hepler 1 hücre fonksiyonunu inhibe ederek EBV immun sistemden kaçar. c. EBV-BILF1 geni tarafından kodlanan G protein reseptörleri (G proteins coupled reseptors) Böylece virus hem enfekte B hücreleri hem de epitel hücresi içinde çoğalarak tükrüğe salgılanır ve sağlıklı bireylerin enfekte olmasına yol açar. İmmun sistemi sağlıklı bireylerde litik enfeksiyonun kontrolü sitotoksik CD8+ T hücreleri ile sağlanır. Ebv Enfeksiyonuna Karşı İmmun Yanıt: EBV enfeksiyonu ile hem humoral hem de hücresel immun sistem uyarılır. Ancak, enfeksiyonun kontrolünde hücresel immun yanıt daha önemlidir. Primer enfeksiyon sırasında EBV ile enfekte B hücrelerin proliferasyonu, sitotoksik CD4+, CD8+ T ve NK hücreleri tarafından kontrol edilir. Primer enfeksiyondan sonra latent ve litik enfeksiyonun kontrolü de sitotoksik CD8+ T hücreleri tarafından yapılır. Sitotoksik T hücre yanıtı, direkt olarak EBV nin LMP ve EBNA-3 proteinlerine karşıdır. Ancak, EBV çok zeki bir virus olup, immun sistemin tanınmasından değişik mekanizmalar ile kaçabilir: A. EBV apoptozisi inhibe eden başlıca 2 proteini kodlar; BHFR1 ve LMP-1.Her ikisi de bcl-2 proteini ile homolog yapıda olup, bir çok hücresel proteinin ekspresyonunu artırarak enfekte B hücre proliferasyonunu artırır. B. Immun sistemden kaçışı sağlayan sitokin ve sitokin reseptörlerini kodlar; BCRF1 ve BARF1. Her ikisi de interferon alfa ve gamanın etkinliğini bloke ederek EBV ile enfekte olan hücrelerin kontrolsüz artışına yol açar. Klinik: EBV, sağlıklı erişkinlerin %90 ında periferik kan B lenfosit ve tükrük bezinde latent olarak bulunur. Patogeneze göre, B ve T/NK hücreler üzerinden yaptığı hastalıkları başlıca 2 guruba ayırabiliriz; A. B hücre enfeksiyonu: Enfeksiyöz Mononukleoz (EM) B. T hücre/nk enfeksiyonu: a. EBV-Hemafagositik Lenfohistiyositoz b. Kronik aktif EBV enfeksiyonu (KA-EBV) c. EBV+ Lenfoma: i. Hodgkin lenfoma ii. Burkitt s Lenfoma d. Nasofaringeal karsinoma Enfeksiyöz Mononukleozis (EM): Gelşmiş ülkelerde Daha çok adolesanlarda görüldüğü belirtilse de gelişmekte olan ülkelerde 10 yaşın altında daha sıktır. Ateş, lenfadenomegali, 49

faranjit olguların hemen hepsinde görülür. Splenomegali %50 olguda vardır. Hepatomegali, palatal peteşi, deri döküntüsü ise %10-20 olguda saptanır. Daha nadir komplikasyonlar; hemolitik anemi, trombositopeni, aplastik anemi, miyokardit,hepatit, genital ülser, nörolojik (Guillan-Barré sendromu, ansefalit, menejit vb.) hastalıklardır. Pek çok olguda, lökositoz ve periferik yaymada lenfosit ve mononükleer hücrelerde artış ve atipik lenfositler görülür. B hücrelerde proliferasyon artışına bağlı olarak poliklonal antikor titresi artar; heterofil antikor düzeyi, soğuk aglutininler, romatoid faktör, antinukleer antikor düzeyleri artmıştır. EBV ye Bağlı Gelişen Hemafagositik Sendrom (EBV-HLH): Burada enfeksiyonun T/NK hücrelerince kontrol edilemeyişine bağlı olarak gelişen hiperinflamasyon söz konusudur. Immun yetmezlikli çocuklarda bildirilmekle birlikte daha önce tamamen sağlıklı olan çocuklarda da görülür. Daha çok Güney Asya ülkeleri ve Japonya dan bilidirilmektedir. Ancak, EM, kronik aktif EBV, familyal HLH, X e bağlı lenfoproliferatif hastalık, periferal T-hücre lenfoma ve NK hücre lösemisi gibi hastalıklar sırasında da görülebilir. EBV-HLH sistemik bir hastalıktır. Tanı için Histiyosit gurubunun HLH için tanımlamış olduğu 8 kriterden en az 5 inin olması gerekir; ateş splenomegali,hemafagositoz, düşük NK hücre aktivitesi, hiperferritinemi, sil2 resptörlerinde artış, bisitopeni, hipertrigliseridemi. Ayrıca, tüm olgularda EBV enfeksiyonunun serolojik veya viral DNA-mRNA saptanması ile tanımlanması gerekir. Bu hastalıkta, EBV ile enfekte T ve NK hücrelerinde proliferasyon ile makrofajlar aktive olmakta ve hipersitokinemiye yol açarak doku hasarı gelişmektedir. Kronik Aktif EBV (KAEBV): Batı ülkelerinde nadir görülmektedir ve Japonya ve Güney Asya ülkelerinde sıktır. Tanıda başlıca 3 bulgu vardır; a. EM semptomlarının 6 ay boyunca devam etmesi veya ara ara yinelemesi b. EBV antikor düzeyinde (Anti-VCA ve Anti- EA) anormal derecede artış ve/veya EBV genomunun periferik kan ya da etkilenen dokudan izole edilmesi c. Başka bir hastalıkla açıklanamayan kronik hastalık hali; pnömoni, aplastik anemi, üveit, hepatit gibi. Aslında EBV-HLH ve KAEBV birbirine çok benzer klinik bulgular vermektedir. Ancak, EBV- HLH de sitotoksik CD8+ T hücreleri egemen iken, KAEBV de CD4+ hücreler daha aktiftir. X e Bağlı Lenfoproliferatif Hastalık: Erkek çocuklarda görülen bu hastalık fatal seyirli olup, etkilenen erkek çocuk EBV enfeksiyonunu sınırlandıramaz. Tanımlanan olguların %57 sinda EM, %30 unda edinsel hipogammaglobulinemi, %24 ünde maliyn lenfoma gelişmiştir. Olgularda X kromozomu üzerindeki SAP geninde mutasyon vardır. Normalde bu gen T hücre yüzeyinde bulunan bir proteini kodlar. Bu sayede T ve B hücreleri (SLAM) ile NK hücreleri (2B4) üzerinde bulunan 2 protein SAP proteini ile iletişime girer. Mutant halde ise T ve B hücreleri arasında normal iletişim sağlanamaz ve EBV ile enfekte B hücrelerinde artmış bir proliferasyon görülür. EBV İle İlişkili Kanserler: a. Nazofaringeal karsinoma: Sıklıkla Güney Asya, kuzey Afrika ve Alaska da görülür. Avrupa ülkelerinde ve ABD de sporadiktir. EBV genomu tumör içindek iepitel hücrelerinden izole edilmiştir. EBV genomu nazofarinksdeki epitelden erken gönemde, karsinoma in situ safhasında, izole edilmiştir. Bu hastalarda serumda EBV-spesifik Ig A düzeyi artmıştır. Endemik olan ülkelerde tarama yöntemi olarak önerilmektedir. Ayrıca tedaviye yanıtın değerlendirmesinde de kullanılmaktadır. Tedavi sonrası yüksek antikor titresi kötü prognoz ile ilişkilidir. b. Lenfoma: -Burkitt s Lenfoma Afrika da endemik olarak bulunur ve hastaların %90 ında EBV ili ilintilidir. Özellikle Plazmodium Falsiparum un yaygın olduğu yerlerde sıktır. Malarya enfeksiyonunun T-hücre kontrolünü azalttığı, böylece EBV ile enfekte B hücrelerde kontrolsüz bir artış olduğu düşünülmektedir. Tümör Afrika da genellikle çene kemiğinde yerleşmiş olup, Avrupa ve ABD de abdominal yerleşimlidir. Burkitt s lenfomada kromozom 8 üzerinde bulunan c-myc geni kromozom 14, 22 veya 2 ye transloke olmakta ve c-myc geninde anormal regulasyon oluşmaktadır. EBV ile enfekte B hücresinde c-myc ekspresyonu hücrelerde tumoral gelişimi sağlamaktadır. Tümör dokusunda EBV genomu saptanmıştır. Bu da tümörün EBV ile enfekte tek bir hücreden klonal geliştiğini gösteren bir bulgudur. 50 XXXVI. Ulusal Hematoloji Kongresi

-Hodgkin s Lenfoma ABD de Hodgkin s hastalığı olan olguların %40-60 ında tümör dokusunda EBV genomu izole edilmiştir. EBV genomu miks sellüler ve lenfositten fakir tipte sıklıkla bulunmuştur. Türk çocuklarında lenfoma ve EBV arasındaki Ayhan Çavdar ve arkadaşları tarafından ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Bu çalışmalarda Burkitt s lenfomalı çocukların serumlarında EBV-VCA, EA, ve EBNA titrelerinin sağlıklı çocuklardan çok daha yüksek olduğu saptanmış ve tümör dokusundan da EBV tip I DNA tanımlanmıştır. Ayrıca Hodgkin lenfomalı çocuklarda da EBV ye bağlı antikor titrelerinin sağlıklı kontrollere göre çok yüksek olduğu saptanmıştır. Ayrıca tümör dokusunda EBV-LMP-1 saptanarak Hodgkin li olgular ile EBV ilişkisi kanıtlanmıştır. -EBV ye bağlı lenfoproliferatif hastalık Konjenital ya da edinsel immun yetmezlikler ile birlikte görülür. Örneğin; kombine immun yetmezlik, organ yada hematopoietik kök hücre transplantı (HLKT) olanlar ve AIDS li olgular. Ayrıca azaltılmış T hücre ve HLA- uyumsuz kök hücre nakilleri sonrasında, CMV enfeksiyonu geçiren transplant olgularında, trnasplant sonrasında primer EBV geçiren olgularda lenfoproliferatif hastalık açısından risk artmıştır. Görüldüğü üzere, bu olgularda T hücre yetmezliği söz konusu olup, EBV ile enfekte B hücre proliferasyonu kontrol edilememektedir. Klinik olarak, EM benzer bir klinik vardır ya da daha yaygın bir hastalık olup tüm organlarda (karaciğer, akciğer, santral sinir sistemi vb.) lenfoproliferasyon yapabilir. Etkilenen dokularda plazma hücrelerinde artış, B hücrelerde hiperplazi, B-hücre lenfoma ya da immunoblastik lenfoma gelişir. Ancak, Burkitt s lenfomada görülen tipik kromozomal translokasyon yoktur. Bu lezyonlar, monoklonal, poliklonal ya da oligoklonal olabilir. Poliklonal lezyonlarda prognoz daha iyidir. EBV lenfoproliferatif hastalıkta dokuda EBV DNA, RNA saptanması gerekir. -Diğer kanserler: EBV genomu daha bir çok tümöral hastalıkta doku düzeyinde saptanmıştır. Bunlar, nazal T hücre/nk hücre lenfoması, periferik T hücre lenfoması, santral sinir sitemi lenfoması, lenfomatoid granulomatozis gibi tümörlerdir. EBV ve HIV Enfeksiyonu Sağlıklı bireylere göre AIDs li olgularda periferik kanda çok daha fazla sayıda EBV ile enfekte B hücresi vardır. Bu olgularda T- hücreleri EBV ile enfekte olan B hücrelerini inhibe etmede yetersizdir. HIV li olguların sekresyonlarında EBV miktarı artmıştır ve serumda EBV antikorları yüksektir. Bu olgularda EBV-spesifik T hücre sayısında azalma olduğu ve EBV viral ükünün arttığı durumlarda EBV ye bağlı lenfoma gelişme riski artar. Bu durum, genellikle AIDS li olgularda görülen fırsatçı enfeksiyonlar sonrasında gelişir. Sonuç EBV, toplumda erişkin yaşa dek karşılaşma oranı %90 olan, dünyada en yaygın görülen virusdur. Çoğu kişi hastalığı asemptomatik olarak geçirir ve virüs konakçıda ömür boyu kalır. EBV tükrük yolu ile bulaşır. Yaşam siklusu sırasında; Waldeyer halkasında bulunan naif B hücrelerini enfekte eder ve bu hücreler lenfoid dokuda germinal merkeze giderek farklılaşır ve latent EBV ile enfekte memory B hücreleri haline dönüşür. Burada virus latent olarak bulunur. Daha sonraki bir dönemde, enfekte hücreler litik faza girerek viral replikasyon ile aktif virus salgılanır ve yeni naif B hücreleri ve tükrük yolu ile de diğer kişiler enfekte olur. EBV ile enfeksiyonun sınırlandırılmasında sitotoksik CXD4+, CD8+T ve NK hücreleri etkendir. Bu hücrelerin sayı ve fonksiyonlarının azaldığı durumlarda EBV ye bağlı HLH, KAEBV, lenfoproliferatif hastalık, lenfoma gibi hastalıklar oluşur. 51