Çevresel Faktörler Ve Kanser



Benzer belgeler
HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER

KANSER TANIMA VE KORUNMA

Kalıcı Organik Kirleticiler ve Stockholm (KOK) Sözleşmesi

Kimyasal Risk Etmenleri

Doğal ve Doğal Olmayanı Ayırma Teknikleri. Prof. Dr. Hulusi Barlas

Biyolojik Risk Etmenleri

«DM Patogenezinde unutulan riskler» Endokrin Bozucular & Çevresel Etkenler

DİOKSİNLER VE BUNLARIN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

RİSK DEĞERLENDİRMESİ

SİGARANIN ZARARLARI VE İÇİNDEKİ ZARARLI MADDELER

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

LABORATUVARLARDA İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ. İş Güvenliği Uzmanı Elif BAYHATUN İş Sağlığı & Güvenliği Birimi

Çevre İçin Tehlikeler

ECZACILIK FAKÜLTESİ TOKSİKOLOJİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K

BİYOKONSANTRASYON, BİYOAKÜMÜLASYON, BİYOMAGNİFİKASYON

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

Dioksinler & PCB'lere ilişkin kaygılar

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

MESLEKSEL KANSERLER. Ülkemizde ve Dünyada Durum. Doç. Dr. Engin TUTKUN

KANSER GELİŞİMİ VE RİSK FAKTÖRLERİ DR BURÇAK ERKOL HAYDARPAŞA NUMUNE EAH TIBBİ ONKOLOJİ

Tütsü ve Kanser. Tütsü Nedir ve Bileşenleri Nelerdir?

TÜMÖR BELİRTEÇLERİNİN KLİNİK TANIDA ÖNEMİ. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri

KARSİNOGENEZ Prof.Dr.Şevket Ruacan

Farmasötik Toksikoloji Nükleik asitler ile etkileşim MUTAJENİK (GENOTOKSİK) ETKİ. Hedef moleküller

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

BİYOİNORGANİK KİMYA 9. HAFTA

İçindekiler VII. Ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür XV XIX XXI. I. Kısım Su teminine giriş

MESLEKi TOKSİKOLOJİ AÇISINDAN KİMYASAL MARUZİYET

KARSİNOGENEZ. Prof.Dr.Şevket Ruacan

SÜRDÜRÜLEBİLİR KİMYA VE TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ İÇİN UL ÇEVRE KORUMA HİZMETLERİ

GIDALAR KANSERİN NERESİNDE?

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen

İçerik. Çevre tanımı Sağlık çevre ilişkisi Verdiği Zararlar Önlemler

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

Daha iyi bir yasam kalitesi için!

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİTİRME PROJESİ

Kelime anlamı olarak kanser, bir organ veya dokudaki hücrelerin düzensiz bir şekilde bölünüp çoğalmasıyla ortaya çıkan kötü urlara denir.

1. KİMYASAL ANALİZLER

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kanser Çalışmaları. Dr Fikri İçli

YATAY (1) NO. MEVZUAT NO MEVZUAT ADI Aarhus Sözleşmesi Espoo Sözleşmesi

İÇERİK. Amaç Yanma Dizel motorlardan kaynaklanan emisyonlar Dizel motor kaynaklı emisyonların insan ve çevre sağlığına etkileri Sonuç

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

ÜNİTE. MESLEK HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Aslı KARA İÇİNDEKİLER HEDEFLER MESLEKİ KANSERLER

Farmasötik Toksikoloji

Deniz Ortamında Organik Kirleticilerin Bulunuşu ve Ekosistem Etkileşimi

PESTİSİTLER. 1. DDT(diklorodifeniltrikloroetan) grubu: DDT ve türevleri. 2. BHC (benzenhekzaklorür) grubu: Lindan ve izomerleri

KANSER NEDIR? TARAMA YÖNTEMLERI NELERDIR? BURSA HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ KANSER ŞUBE DR.AYŞE AKAN

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr.Fikri İçli

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

Hava kirleticilerinin çoğu havaya küçük miktarlarda katılır. Kirleticilerin yoğunluğu değişik biçimlerde ifade edilir.

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

Türkiye'yi kanser eden ürünleri devlet gizledi, biz açıklıyoruz! İşte zehir listesi

SANAYİ TESİSLERİNDE KASITSIZ ÜRETİM SONUCU OLUŞAN KOK LARIN ATMOSFERE VERİLMESİNİN KONTROLÜNE İLİŞKİN MEVZUAT VE ÇALIŞMALAR

Türkiye de Kanser Kontrolü Doç. Dr. Murat Gültekin Kanser Daire Başkanı mrtgultekin@yahoo.com

Soluduğumuz havanın temiz olması sağlığımız için çok önemlidir.

insanlardaki kanserlerin büyük bölümünün (%80 kadarı) çevresel etkiler ve yaşam biçimi özellikleri sonucu meydana geldiği bilinmektedir.

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

ÇOCUK VE ÇEVRE. Prof. Dr. Ayşe Sevim Gökalp. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı

Kimyasal Maddeler. Tehlikeli Kimyasal Maddeler. Patlayıcı, alevlenebilir, kanserojen, tahriş edici v.b gibi maddeler

ULUSAL GIDA REFERANS LABORATUVARI

ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİNDE EPİDEMİYOLOJİ VE ETYOLOJİ DOÇ.DR. CAN ACIPAYAM ÇOCUK HEMATOLOJİSİ VE ONKOLOJİSİ

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

Toz Aktif Karbon Püskürtme İle Dioksin-Furan Giderimi

İ Ç İ NDEKİ LER. Çevre Mühendisliği ve Bilimi İçin Kimyanın Temel Kavramları 1. Fiziksel Kimya ile İlgili Temel Kavramlar 52.

ÇEVRE VE AKCİĞER. Prof. Dr. Bedia ÖZYILDIRIM. İTF Halk Sağlığı AD

AKCİĞER KANSERİ. Doç.Dr.Filiz Koşar

Doğurganlığın korunmasında etik ve yönetmelikler. Doç. Dr. Murat Gültekin Kanser Daire Başkanı mrtgultekin@yahoo.

Prof.Dr. Mustafa ODABAŞI

ANTİPERSPİRANTLAR, DEODORANTLAR ve ANTİMİKROBİYAL AJANLAR

IYE'D -' """ A 1 IGI. Pror. Hr. İlhan Ti ~( ~R. Editörler. Dr. Ediz F~ ( 'f lşa R. lh>\'- i>r. ~afi1 8()ZDl-:\1İR. Uo~. Ur. Rl"fik Rl 'Rt;l'T.

DETERJAN VE DEZENFEKTANLAR. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

BİYOLOJİK RİSK ETMENLERİ

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

GIDA TOKSİKOLOJİSİ Doç.Dr. Gül Özhan

Enfes bir nefes için...

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

ANKARA ŞEHRİNİN HAVA KALİTESİNİN UOB LER AÇISINDAN İNCELENMESİ

ÖLÇÜM VE /VEYA ANALİZ İLE İLGİLİ; Kapsam Parametre Metot Adı Metot Numarası ph Elektrometrik metot TS EN ISO 10523

KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI

GEBELİK VE MEME KANSERİ

Karbonmonoksit (CO) Oluşumu

Sperm Bozuklukları Sperm Testi: Sperm testi nasıl yapılır, gerekli koşullar nelerdir?

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

BÖLÜM 4. TOPRAK KİRLİLİĞİ ve KONTROLU

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

TURHAN DOĞRU NEFES ALMAK:

Hava Kirleticileri. Hava Kirleticileri. Özgür ZEYDAN (PhD.)

Transkript:

Çevresel Faktörler Ve Kanser Nurşen BAŞARAN Hacettepe Üniversitesi, Toksikoloji Anabilim Dalı, 06100, ANKARA

Karsinojenler hücre DNA sını etkileyerek kansere yol açan kimyasal bileşikler, fiziksel (asbest ) ve biyolojik ( bazı virüs ve bakteriler) etmenlerdir. Genetik bozukluklar, Kronik inflamasyon, Kimyasal, fiziksel etkenlere iş yeri kaynaklı yada çevresel veya diyet ile temas, Virüsler ve nedeni bilinmeyen etmenler kansere neden olmaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü kanserlerin %80 kadarının mesleki veya çevresel etmenlere bağlı olabileceğini tahmin etmektedir. Her yıl olası toksik etkileri yeterince incelenmeden yeni kimyasal maddeler sentez edilmektedir. İş yeri ortamından ya da endüstriyel işlemler sırasında pekçok zararlı kimyasal madde gerekli önlemler alınmadığından çevreye salınmaktadır.

İş yeri yakınındaki ya da kirlenmiş alanlardaki su kaynakları ve hava, kimyasal karsinojenlerle karışmaktadır. Tabaklama ve boya yapımında kullanılan krom ve kromatlar sadece iş yerlerinde değil çevrede de dağılarak nazal sinüs ve bronşlarda, Boya ve tekstil işlemlerinde kullanılan benzidin, b-naftilamin türevi boyalar sadece işçilerde değil çevredeki dağılımları nedeniyle mesanede kanser yapabilirler.

Uluslar arası Kanser Araştırma Ajansı na (IARC) (2004) göre karsinojenler ; İnsanlara karsinojen (Grup 1) İnsanlara olası karsinojen (Grup2a) İnsanlara muhtemel karsinojen (Grup2b) İnsanlarda karsinojen olarak sınıflandırılmayan (Grup3) İnsanlarda muhtemel karsinojenik olmayan (Grup4)

USA Çevre Koruma Ajansı (EPA) (2003) e göre karsinojenler; İnsanda karsinojen İnsanlarda muhtemel karsinojen Karsinojenik olasılığı için anlamlı veri bulunanlar Karsinojenik olasılığı için yetersiz bilgi içerenler İnsanlarda karsinojenik olmadığı varsayılanlar

Tüm dünyada kanser sıklığı hızlı bir artış göstermektedir. Artmış kanser sıklığının nedenleri tümüyle yaşlanma yaşının artması, tarama tekniklerinin gelişmesi ve yaşam biçimiyle ilişkilendirilemez. Kanser gelişiminde yaşam-biçimiyle ilişkili faktörlere ek olarak çevresel faktörlerde beklenenden fazla rol oynayabilir ve kanser sıklığının artmasına katkıda bulunabilir.

Geniş anlamda çevresel faktörler bireylerin günlük yaşamlarında karşılaştıkları ve kontrol altına alamadıkları yada sınırlı kontrol edebildikleri doğal ya da insan yapımı maddeleri içerir. Çevresel temas etmenleri bu açıdan hava, su, toprak ve gıda kirleticilerini kapsar.

Çevresel faktörler bireyin etrafında yer alan fiziksel, kimyasal ve biyolojik ajanlar olarak da tanımlanmaktadır. Çevresel Karsinojenler *mikrorganizmalar (virüsler) *radyasyon (radyoaktivite, elektromanyetik alanlar) *kimyasallar alt başlıklarında incelenebilir.

Virüsler ve Diğer Mikroorganizmalar Kanser olgularının yaklaşık %16 sından onkojenik virüslerin sorumlu olduğu bildirilmektedir. Bu oran gelişmiş ülkelerde %10, Afrika ülkelerinde %25 civarındadır.

İnsanlarda kanser ile ilişkili virüsler; İnsan papillomavirüsleri (servikal kanser, deri kanserleri ) Epstein-Barr virüsü (nazofaringeal karsinoma, Burkitt s lenfoma, Hodgkin lenfoma..) Kaposi sarkoma ile ilişkili herpes virüsler Hepatit B ve hepatit C virüsü (karaciğer kanserleri)

DNA ve RNA virüsleri ya doğrudan mutajenik olup E6 ve E7 gibi viral genleri indükleyebilirler ya da kronik inflamasyon esnasında enfekte hücrelerde reaktif oksijen bileşiklerini indükleyerek dolaylı kanserin başlamasını sağlarlar.

DNA ve RNA virüsleri, retrovirüslerden (HIV - insan immünyetmezlik virüsleri ) farklılık gösterirler. Retrovirüsler immün sistemi baskılayarak onkojenik virüslerin başlatıcı etkisini teşvik ederler. ( HIV enfekte insanlarda viral kaynaklı lösemi, lenfoma, yumuşak doku sarkoması, ve diğer bazı katı tümörlerin görülmesi v.b.)

Virüslere ek olarak Gastrointestinal kanalın Helicobacter pylori gibi bazı mikroflora bakterileri (gastrik neoplazmalardan), Bazı parazitler Opisthorchis viverrini (safra kesesi kanserleri), Schistosoma haematobium (mesane kanserleri) Bazı onkojenik toksinler de (aflatoksinle ilişkili küfler) kanser oluşumunda risk faktörleridir.

Kimyasal Maddeler; Çevresel kirliliğe neden olan kimyasal maddeler mesleki kanserleri indükleyebilmeleri açısından önemlidir. Polisiklik aromatik hidrokarbonlarla ilişkili karbon partiküllerinin yol açtığı dış mekan hava kirliliği, Çevresel tütün dumanı ile ilişkili iç mekan hava kirliliği, Nitratlar, pestisitler, dioksinler ve diğer organik klorlu bileşikler gibi karsinojenik kirlilikler v.b

Dış Mekan Hava Kirliliği, Organik bileşiklerin yanması sonucu oluşan polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) mutasyona neden olurlar. Yakıt ekzozlarında, tütün dumanında, fabrika dumanlarında atıkların yanmaları sonucu yayılımlarında (emisyonlarda) bulunurlar.

PAH lar havada asılı karbon partiküllerine yapışırlar, partiküller solunan hava ile kolayca alınırlar. Yetişkinlerde hava kirliliği yoğun olan şehirlerde partiküllere uzun süre temasın akciğer kanser sıklığını % 10 civarında artırdığı bildirilmektedir (sigara içme kontrol edilse bile).

PAH lara bağlı akciğer kanser riski kirlenmiş şehirlerde daha fazladır ve sigara içme bu etkiyi potansiyelize etmekte, riski daha artırmaktadır. Trafik ile ilişkili hava kirliliğine ve çevresel tütün dumanına bağlı akciğer kanseri oranı hiç içmeyenlerde ve sigarayı bırakanlarda sırasıyla %5-7 ve %16-24 artmıştır ( Vineis ve ark. 2007).

Hava kirliliğinde PAH ların, ufak ve çok ufak karbon partiküllerin yanısıra azot oksitlerin (NO 2 ) de katkısı vardır. Azot oksitler, taşıt ekzozlarında, atık yanma emisyonlarında, güç ünitelerinde bulunur. Deneysel çalışmalar azot oksitlerin akciğer kanserini indüklediğini ve metastatik yayılımı artırdığını göstermiştir.

Hızlı solunumları nedeniyle vücut ağırlığı başına daha fazla kirletici solumaları sonucu trafik ekzozlarına bağlı hava kirleticilerine çocuklar daha duyarlıdır. Çocukluk lösemileri ile hava kirliliği arasında ilişkiyi gösteren az sayıda çalışma bulunmaktadır.

İç Mekan Hava Kirliliği; İç mekan havası karbon partikülleri, PAH ların yanısıra cevresel tütün dumanı, biyosidaller (haşere ilaçları), formaldehit ve IARC tarafından karsinojen olarak sınıflandırılmış benzen, 1,3-butadien gibi uçucu organik bileşikler benzeri çok sayıda kimyasal maddeyi barındırır.

Çocuklar iç mekan hava temasından daha çok etkilenmekte ve epidemiyolojik çalışmalar çocukluk kanserlerinde iç mekan hava kirliliğinin rolünün büyük olduğunu göstermektedir. İç mekandaki uçucu organik bileşiklerin ve iç mekanda yoğun insektisit kullanımının lösemi ve lenfoma riskini artırdığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır.

Pasif Sigara Dumanına Temas Pasif sigara içimi belirlenmiş bir karsinojendir. 50 den fazla akciğer kanseri ile ilgili epidemiyolojik çalışmaya göre eş nedeniyle tütün dumanı teması sonucu rölatif risk (RR) kadınlarda 1.22, erkeklerde 1.36 bulunmuştur (IARC 2004).

Büyük ölçekli bir akciğer kanser çalışmasında da hiç sigara içmemiş ancak eşleri nedeniyle dumana maruz kalmış kadınlarda oran %63, erkeklerde %13 bulunmuştur. İş yerinde dumana temas sonucunda da hiç sigara içmemiş erkeklerde akciğer kanser oranı %71, kadınlarda %47 saptanmıştır (Boffetta 1998). Yapılan çalışmalar sonucu tüm akciğer kanser olgularının yaklaşık %1.6 sı pasif sigara dumanı temasına bağlanmaktadır.

Radon Parçalanma Ürünlerine Evsel Temas Özellikle yer altı uranyum madencilerinde radon parçalanma ürünlerinin karsinojenitesi geniş olarak çalışılmış ve radonun akciğer kanserine neden olduğu ortaya konmuştur. Evlerdeki radon teması daha az olmasına rağmen temas süresi ve temas eden popülasyonun fazlalığı dikkate alındığında radon parçalanma ürünlerine evsel temasın önemine dikkat çekilmelidir.

Biyositler ve Pestisitler; Son yıllarda tarımda,iç ve dış mekanlarda kullanılmak üzere yüzlerce haşere ilaçı (biyositler ) piyasaya sürülmüştür. Bu kimyasallardan özellikle organik klor, karbamat ve karbinol grubu taşıyanlar EPA ve IARC tarafından insanda muhtemel ve olası karsinojen olarak tanımlanmaktadır.

Bu bileşiklerin bazıları kimyasal yapı olarak östrojenlere benzerlik gösterir ve endokrin bozucu olarak değerlendirilir. Bu bileşiklerin bazıları mutajenik, bazıları teşvik edicidir. Bir kısım maddelerde kuvvetli immünosüpresyona neden olabilir. Çocuklarda yapılan bazı epidemiyolojik çalışmalarda pestisitlere mesleki yada mesleki olmayan ebeveyn teması ile artmış kanser riski (lösemi, SSS tümörleri) arasında bir ilişki gösterilmiştir.

Çocukların doğrudan pestisitlere maruziyetinin de lösemi, non-hodgkin lenfoma, beyin tümörleri, Wilm s tümörü, Ewing sarkoma ve üreme hücre tümörlerine neden olabileceği bazı çalışmalarda bildirilmektedir. Yetişkinlerdeki veriler çelişkilidir. Pestisit kullanımı ile meme ve prostat kanserleri arasında ilişkiyi gösteren çalışmaların yanı sıra riskin olmadığını bildiren yayınlar da bulunmaktadır.

Karmaşık temas şekli, kullanılan kimyasalların çeşitliliği, pestisit temasına bağlı öngörülen kanser sıklığından az olgu bulunması eldeki verilerin değerlendirilmesinde güçlükler doğurmaktadır. Hacettepe Üniversitesi Geçmişte kullanılan bazı pestisitlerin deney hayvanlarında kansere neden olduğu gösterilmesine rağmen pestisit kullanımı sonucu insanlarda kesin artmış kanser kanıtı bulunmamaktadır.

Ancak DDT (trikloro klorofenil etan), klorofenol ve fenoksi herbisitler ile sarkoma, Hodgkin ve non-hodgkin lenfoma riski arasında kuvvetli bir ilişkinin olduğu bildirilmektedir. Karbon disülfit, fosfin (PH 3 ) ve metilbromür ile yetişkin lösemi riskinde artış da gösterilmiştir.

Karsinojenik, mutajenik ve üremeye etkileri nedeniyle organik klorlu pestisitler çoğu ülkede yasaklanmıştır. Bu kimyasallar ile asıl sorun maddelerin çevrede, suda ve gıdada bozunmadan yıllarca kalmalarıdır. Pestisitlerin kanserdeki rolü ile ilgili çalışmalar hızla artmasına rağmen pek çok ülkede pestisitler kontrolsüz olarak kullanılmaktadır.

Pestisitler sadece gıda v.b. ile ağızdan alınmakla kalmayıp, solunan hava ve deri yolu ile vücuda girmekte ve yağ dokusunda birikmektedirler. Plasentayı geçmektedirler. Anne sütünde bulunmaktadırlar. Bu nedenle hamilelik, süt verme döneminde bebekler ve çocuklar risk grubundadırlar.

Son yıllarda da bu maddelerin erkek üreme bozukluklarına neden olduğunu gösteren çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu bozukluklar arasında testiküler disgenezi, testiküler kanserler, kriptorşidizm, hipospadias, ve düşük sperm sayısı yer almaktadır.

Dioksinler ve Pestisitler Dışındaki Diğer Organik Klorlu Bileşikler; Organik klorlu bileşikler karsinojenik, mutajenik ve üremeye toksik bileşiklerdir. Klorla temas eden organik bileşiklerin yanması sonucu yada endüstriyel kimyasal sentez esnasında oluşur. En toksik olanlardan biri 2,4,7,8-tetrakloro dibenzo p-dioksin (dioksin) dir.

Dioksinler PVC gibi halojenli plastiklerin, hekzaklorobenzen gibi pestisitlerin ve poliklorlubifenillerin (PCB) yanması sonucu oluşur. Deney hayvanları ile yapılan çalışmalarda bu bileşiklerin endokrin bozucu olduğu ve gelişim toksisitelerinin yanısıra teşvik edici yada kokarsinojenik etkileriyle kansere neden olabilecekleri belirtilmiştir.

1979 yılında İtalya da Seveso kentindeki kimyasal kaza sonucu ortama yayılan dioksin olayından sonra IARC 2,3,7,8 tetra klorodibenzo-p-dioksini insanda olası karsinojen olarak (Grup 2B) sınıflamıştır. Bu sınıflama 1997 de değerlendirilerek Grup 1 insan karsinojeni olarak yenilenmiştir. Dioksin in etki mekanizması kesin olarak aydınlatılmamasına rağmen dioksine kronik temas ile hemen hemen tüm kanser tipleri arasında kuvvetli bir ilişki bulunmaktadır.

Klorlanmış suyun uzun süre tüketilmesi sonucu ile mesane ve kolorektal kanserler, yetişkin lösemisi arasında ilişki gösterilmektedir. Klorun kendisi karsinojenik değildir ancak içme suyunda organik bileşiklerle reaksiyona girerek trihalometanlar (kloroform, bromodiklorometan, klorodibromometan), haloasetik asitler gibi klor desenfeksiyon yan ürünleri oluşabilir. Bu maddeleri in vitro ve in vivo hayvan modellerinde mutajenik ve karsinojenik oldukları gösterilmiştir.

Bu bileşikler çevrede ve vücut yağ dokusunda birikirler. Temasın ana kaynakları kontamine suyun içilmesi ve yıkanmadır. Sudaki yan ürünlerin konsantrasyonu organik kirliliklere bağlı olarak, coğrafi alan ve iklime göre değişiklik gösterir. Diyet de önemli bir karıştırıcı faktördür. Ancak tüm bu faktörlere rağmen mesane kanserlerinde %10 luk bir oran klorlama yan ürünlerine bağlanmaktadır.

İlaçlar ve Kozmetikler Bazı antikanser ilaçlarının üretimi ve hazırlanması esnasında işçileri ve onkoloji departmanlarında çalışan hemşireleri etkiledikleri sonucu yasal uygulamalar ve kişisel korunma önlemleri getirilmeğe çalışılmıştır. Ancak bu mutajenik ilaçların idrar yolu ile çevreye salınımı göz ardı edilmemelidir.

Antikanser ilaçlarının yarar/zarar oranları yüksek olması nedeniyle hasta bireylerde kullanılmaması söz konusu olamaz. Ancak sağlıklı bireylerde özellikle menapozal belirtilerin tedavisinde hormon preparatlarının kullanımı ya da tamoksifen gibi anti-östrojen ilaçların meme kanseri önlenmesinde kullanımında yarar/zarar oranının dikkatli yapılması gerekir.

Son yıllarda da formaldehit, hormonal ürünler, fitalatlar ve parabenler gibi maddelerin kozmetiklerde kullanımına dikkat çekilmektedir. Kesin olmamakla birlikte koltuk altı deodorantlarında kullanılan parabenlerin meme kanserine neden olabileceği bildirilmektedir.

Aromatik amin taşıyan saç boyalarının mesane kanser riskini %22-50 oranında artırdığını gösteren çalışmalar vardır. Ayrıca 15 yıl süreyle, senede 6 kez saç boyamanın kadınlarda akut lösemi rölatif riskini kadınlarda 2.4 kez artırdığı da bildirilmiştir (Rauscher 2004). Saç boyalarının mesane, akut lösemi, lenfoma ve miyeloma riskini artırdığı da bazı çalışmalarda gösterilmiştir.

Dış kaynaklı çevresel faktörlerin karsinojenik ve kokarsinojenik özelliklerine göre sınıflandırılması Mutajen Teşvik Edici Kokarsinojen Kimyasallar ve Partiküller Küçük hava partikülleri C Asbest M C Azo boyaları M Bifenol A M(?) P β-naftilamin M Benzen ve türevleri M Ftalatlar M P Dioksin P Formaldehit ve türevleri M Hormonal atıklar P Metaller, metalloidler M C N-nitroso bileşikleri NO2 P C Organik klorlu bileşikler M (bazıları?) P C PAH M ( 5 halka) P (<5 halka) C PCB M (bazıları) P Pestisitler M (bazıları) P Vinil klorür (monomerleri) M M

SONUÇ Belirsizlikler olmasına rağmen çevrede bulunan pek çok kimyasal madde, virüsler fiziksel etkenler mutajenik ve/veya teşvik edici (promoter) özellikleri ve kokarsinojenik etkileri ile kansere neden olabilirler.