Pragnanz Yasaları Cemil YAYLAR 251-259 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Cemil YAYLAR 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya Çalışın. 2-Verdiğiniz Yanıtların Şıklarını Kenara Yazın. 3-Sonra Yanıtlarınızı Kontrol Ediniz. 4-Yanlış Yanıtları Muhakeme Ediniz. 5-Gösteriyi İzleyin Tekrar Aynı İşlemi Yapınız.
PRAGNANZ YASASI Gestalt kuramcılar ları algısal örgütlenmeye yardımc mcı olan yasaların n hepsini kapsayan daha genel bir yasa oluşturmu turmuşlar ve buna pragnanz yasası adı vermişlerdir. Koffka bunu şu şekilde açıklama klamıştır: Psikolojik örgütlemeler, kontrol eden koşullar izin verdiği ölçüde, olabildiği i kadar iyi olacaktır. r. her psikolojik olayda anlamlı,, tam ve basit olma eğilimi e vardır. r.
Gestaltçılara lara göre, g psikolojik yaşant antı ile beyinde varolan süres reçler arasında izimorfizm (eşbi biçimlilik) imlilik) vardır. r. Gestaltçılar lar beynin kendisine gelen duyusal uyarımlar mları pragnanz yasasına göre g aktif olarak işleyip i anlamlı ve tam olan yeni bir forma dönüştürdd rdüğünü ileri sürmektedirler. s Görüldüğü gibi, pragnanz yasası gestalt psikologlarınca algılama, lama, öğrenme ve bellek konuları çalışırken yol gösterici g bir ilke olarak kullanılm lmıştır. Bellek de tıpkt pkı algılama lama ve öğrenme gibi tam ve anlamlı olma eğilimindedir. e
Algısal Değişmezler GELİŞİ Bir objeyi koşullar ullar değişmesine mesine rağmen aynı obje olarak görmemize g algısal değişmezlik mezlik denir. Kapının pozisyonuna bağlı olmaksızın (örneğin kapalıyken ya da açıkken) onu kapı olarak, Kişiyi iyi önümüzde durmasına ya da daha uzakta olmasına bağlı olmaksızın n aynı kişi i olarak algılar larız.
Gestaltçılar lar gerçek ek görüntü oldukça a köklk klü bir şekilde değişse de, objenin anlamının n değişmedi mediğine, ine, aynı şekilde algıland landığına işaret etmekte ve sonuç olarak beynin dışd ışarıdan gelen duyusal bilgiyi daha anlamlı hale getirmek için i in organize ettiğini ini ileri sürmektedir. s
Bellek izi ve unutma Koffka ya göre, g kazanılmakta olan yaşant antı,, bellek sürecini s harekete geçirir. Çevresel yaşant antının, n, beyinde meydana getirdiği i etkinliğe bellek süreci denir. Bu etkinlik bittiğinde inde bir iz kalmakta ve bu ize bellek izi adı verilmektedir. Gestaltçılar, lar, unutmayı ise iki nedene b ağlamaktada lamaktadırlar. Bunlardan birincisi; Test etme sırass rasında bellek izini geriye getirme, anımsama ile ilgili güçg üçlüktür. r. İkincisi ise; Bellek izinin yeniden düzenlenmesi d sırasında, orijinal olayın n kayıp edilmesi, bozulmasıdır.
İçgörüsel Öğrenme Gestalt kuramın öğrenme anlayışı ışımıza sağlad ladığı en önemli katkı,, içgörüi çalışmasıdır. SıklS klıkla kla öğrenme bireyin o anda gerçekten ekten anladığı duygusuyla birdenbire oluşur. ur. Böyle B bir öğrenme, unutmaya özellikle dirençli ve yeni durumlara transfer edilmesi kolaydır.
İÇGÖRÜYE DAYALI ÖĞRENMENİN ÖZELLİKLERİ ŞUNLARDIR I- Çözüm öncesinden çözüme geçiş ani ve tamdır. II- İçgörüyle edinilen, Çözüme dayalı performans genellikle pürüzsp zsüz z ve hatasızd zdır. III- İçgörüyle kazanılan problem çözümü uzun süre s anımsan msanır. IV- İçgörüyle kazanılan bir ilke diğer problemlerin çözümüne kolayca uygulanılır.
ÜRETİCİ DÜŞÜNME GELİŞİ Wertheimer yaşam amının n son yıllarında Gestalt yasalarının n eğitime e itime uygulanması konusuyla ilgilenmiştir. Üretici DüşünmeD nme adlı eserinde Wertheimer, problem çözmenin doğas asını ve tekniklerini açıklama klamıştır. Kendisi problem çözme ile ilgili birbirine zıt z t iki süres reçten bahseder: Gestalt ilkelerine dayalı öğrenmede problemin doğas asını anlamaya yönelik y olup bu tür t öğrenmelerde bir başkas kası değil birey tarafından öğrenme (A tipi çözüm) söz s z konusudur. Bu çözümde öğrenilen konu kolaylıkla kla genellenebilir ve uzun süre s anımsanabilir. Diğerinde ise öğrenci olguları veya kuralları anlamadan ezberler (B tipi çözüm). Böyle B bir öğrenme katıdır, çabuk unutulur ve sadece sınırls rlı durumlarda uygulanabilir.
YAŞAM AM ALANI GELİŞİ Sosyal psikolojinin kurucusu olarak bilinen Lewin Gestalt kuramcılar ları tarafından geliştirilen tirilen ve her bir parçan anın n diğerlerini etkilediği dinamik bir sistemin işleyii leyişini ini inceleyen alan kuramını kullanarak insanın n motivasyonu ile ilgili bir kuram öne sürms rmüştür. r. Kurama göre g alan, bütünün b örüntüsüdür. Alanda olan bir değişme, domino etkisi gibi, herşeyi eyi etkilemiştir. tir. En yalın n biçimde, imde, dünyanın n doğusunda çıkan bir rüzgar, r tüm m dünyayd nyayı etkilemektedir. Yaşam am alanı belirli bir bireyin belirli bir zamandaki davranışı ışını etkileyen olguların n ya da gerçeklerin eklerin toplamı olarak tanımlanabilir.
Gestalt Kuramın n Eğitim E Açısından Doğurgular urguları Gestalt Kuramcılar larına göre g insanlar dünyayd nyayı bir bütün b olarak algılamaktad lamaktadırlar. Gelen uyarıcılar bir birbirinden ayrı bir şekilde değil, bir arada anlamlı bütünler halinde örgütlenmiş bir şekilde algılanmaktad lanmaktadır. Algılamada lamada şekil zemin ilişkisi, yakınl nlık, süreklilik, s tamamlama, benzerlik, basitlik ilkeleri söz s konusudur. Bundan dolayı, öğretmen dönemin d başı şında dersin genel çerçevesini evesini bir bütün n olarak sunmalı,, daha sonra ayrınt ntısına na inmelidir.
Gestalt kuramcılar psikolojik gerçekli ekliğin in önemini vurguladıklar kları için in öğrencinin inançlar ları,, değerleri, erleri, gereksinimleri, tutumlarının n dikkate alınmas nması gerekir. Öğretmenler öğrenme-öğretme retme ortamlarını öğrencinin gereksinimlerine yanıt verecek şekilde düzenlemelidirler. d Gestaltçılar lar içgörüye i dayalı öğrenme, problem çözme ve üretici düşünmenin altını çizdikleri için i in öğretmenler problem çözümü için in gerekli tüm t öğeleri sunmalıdır. Gestaltçılara lara göre g öğrencinin körük körüne ezberleyerek değil de anlayarak öğrenmesi önemlidir. Gestalt kuramcılar, öğrenmeyle ilgili olarak yapılan tekrarları yararlı görmektedirler. Gestaltçılar lar öğrenilenlerin yeni durumlara kolaylıkla kla transfer edilmesini önemli olduğunu unu ileri sürmektedirler.