PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK VE PSİKOPATOLOJİK YANSIMALARI UZM DR ŞENGÜL ÇAVAŞ BALİ
Neden bazı insanlar çok üzücü olaylar karşısında eski hallerine dönüp yaşamlarına kaldıkları yerden devam ederken bazı insanlar hemen yıkılmaktadır?
Bu insanları birbirinden ayıran şey nedir? Kişilik özelliği mi? Öğrenilebilen bir davranış mı? Soruları araştırmacıları bu konuya yönlendirmiştir.
Hastalık modeli Hastalık modeli nedir: İnsanın güçlü yanları göz ardı edilmiş. Daha çok hastalığa ve hastalığı oluşturan duruma odaklanılmıştır. Ancak hastalığa patolojiye odaklanmanın yeterli olmayacağı fikrinin ortaya atılmasıyla yeni bir dönem başlamıştır.kişinin zayıf yönlerini irdelemekten ziyade güçlü yönlerine odaklanmanın durumu çözümlemek açısından daha faydalı olduğu görüşü hakim olmaya başlamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü ruh sağlığı modeli Yüksek iyilik hali Düşük hastalık Yüksek hastalık Düşük iyilik hali
Psikolojik dayanıklılık nedir? Kişinin olumsuzluklar karşısında gösterdiği uyum ve başa çıkabilme becerisidir. Başa çıkamayacak durumlar olunca bu durumla başa çıkmaktır. Hayatta kalabilmek için mevcut kaynaklar arasında gezintiye çıkmaktır.risk durumunun getirdiği olumsuzluklar karşısında uyum sağlaması ve olumlu sonuçlara ulaşabilmesidir.
Psikolojik dayanıklılık nedir? Dayanıklılık önemli bir tehdit ağır güçlük veya travma koşullarında pozitif adaptasyon gerçekleştirme becerisini içeren gelişimsel bir süreçtir. Strese karşı zarar görmezlikten ziyade olumsuz olaylardan iyileşme becerisini işaret etmektedir. En önemli nokta eski haline dönmek değil yaşamına kaldığı yerden devam edebilmektir.
Dayanıklı insanların stresli bir olayı takiben denge noktasına hızlıca ulaşabilme kapasitesi daha büyüktür.
Psikolojik dayanıklılık nedir? Dayanıklılık beyin hasarına cevap olarak gelişen nöral plastisiteye benzer bir biçimde bireylerin ağır stres sonrası işlevsel iyileşmesi olarak tanımlanabilir. Ya da bağışıklık sisteminin patojenlere karşı bedeni savunmak için bireysel adaptasyon mekanizmalarını harekete geçirmesi gibi psikolojik dayanıklılıkta stresörlere ve benzer risk faktörlerine karşı aktif hale gelerek ruh sağlığını koruyucu rol üstlenmektedir. Ruhsal darbelerle sallanır ancak düşmezsek dayanıklıyızdır.
Yapılan tanımlara bakıldığında psikolojik dayanıklılığın tek boyutta açıklanamayacağı söylenebilir. Ancak tanımların hepsinde ortak noktaların olduğu görülmektedir. Psikolojik dayanıklılık kavramının dinamik bir süreç olması, geliştirilebilir olması, travma ve zorlu yaşam olayı yani bir risk faktörü olmalıdır.
Psikolojik dayanıklılık nedir? Psikolojik dayanıklılığın ortaya çıkabilmesi için risk anahtar kelimedir. Risk yoksa dayanıklılıktan bahsedilmez.
3 temel nokta **Risk faktörü **Koruyucu faktör **Olumlu sonuç
Psikolojik dayanıklılık stres ve hastalıklar arasında tampon görevi üstlenmektedir. Yaşam boyu insanlar birçok stres durumu ve travma ile karşı karşıya kalmaktadır. Karşılaştıkları stres ve travmalar insanların yaşamlarını etkilemektedir. Kişide yoğun olumsuz duygular yaratır. Fakat yapılan çalışmalar stres ve travma durumunda %35 inin olumsuz duruma yenik düştüğünü göstermektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi insanların büyük çoğunluğu pes etmemekte ve travmanın kendisini olumsuz etkilemesine izin vermemektedir.
Psikolojik dayanıklılık bileşenlerinin özellikle TSSB üzerine koruyucu olduğu bildirilmekle birlikte TSSB belirti gruplarında hangilerinin hangi koruyucu etkiye duyarlı olduğuna ilişkin yeterli veri yoktur. Travmaya kaçınma biçiminde uyum gösteren kişilerde TSSB belirtilerinin fazla olduğu bildirilmektedir. Ailenin birbirine bağlılığı ve sosyal desteğin TSSB den koruyucu olduğu bildirilmiştir.
Li ve ark(2012) Wenchuan da 2008 de meydana gelen depremden 1 yıl sonra depreme maruz kalanlarla yaptığı çalışmasında psikolojik dayanıklı bireylerin doğal afet durumunda pozitif uyum sağladıkları gözlenmiştir. Karaırmak ın(2007) 99 depreminden sonra depremi yaşamış kişilerle yaptığı çalışmada olumlu kişisel faktörlerin hepsinin dolaylı ya da direkt olarak psikolojik dayanıklılıkla ilişkili olduğu bulunmuştur.
Sakarya ve ark (2011) Van depremi sonrasında depremi yaşayan ka tılımcıların psikolojik dayanıklılığını belirleyen etmenler ile TSSB belirti düzeyleri arasındaki olası ilişki değer lendirilmiştir.psikolojik dayanıklılığın TSSB den koruyucu olduğu gös terilmiştir. Durak ın(2002) depremi yaşamış öğrencilerle yaptığı çalışmasında psikolojik dayanıklılığın stres ve psikolojik bulgularla arabulucu role sahip olduğu bulunmuştur.
Resilient olmayan insanlar Beck in depresyonun açıklama modeli olarak ortaya attığı bilişsel üçlüyü kullanırlar.olanı kişiselleştirir,genelleştirir,felaketleştirirler. Bu düşünce biçimine sahip olan kişi yaşanan şeyin sorumlusunun kesinlikle kendisi olduğuna, durumun sürüp gideceğine ve değiştirilemez olduğuna ve hayatının diğer alanlarının da etkilendiğine inanır.
Rosenberg in kendini değerli hissetmek olarak tanımladığı benlik saygısı bireylerin mücadele zamanında dayanmalarına katkı sağlamaktadır. Yüksek düzeydeki benlik saygısının psikolojik dayanıklılığın önemli göstergelerinden olduğu gösterilmiştir.benlik saygısının yüksek olması genel iyi oluş halini işaret eder.
Mak ve ark(2001) psikolojik dayanıklılığa sahip bireylerin depresyondan koruyucu, pozitif duyguları artırıcı işlevi olan benlik ve dünya hakkında pozitif görüşlere sahip olduğunu savunmuştur. Psikolojik dayanıklılığa sahip bireylerin yüksek benlik saygısına sahip olduğunu,bu durumunda mücadele zamanında dayanmalarına katkı sağlamaktadır.(bennet 2006)
Dünya hakkında olumsuz genel inançların dah a fazla TSSB ilişkili olduğu bulunmuştur. Yüksek umuda sahip bireylerin daha az depr esyon ve kaygı deneyimleri gösterilmiştir. Pollock a göre dayanıklı bireyler aktif başa çıkma stratejilerini kullanmaktadırlar.
Çok fazla iç ve dış kaynağa sahiptirler. Problem odaklı başa çıkma stratejisi kullananlar duygu odaklı başa çıkma stratejisini kullananlara göre stres karşısında kendini daha çabuk toparlamaktadır.
Dayanıklı Bireyler tehdit ve stresin kurbanı değil bu durumlara aktif olarak etki eden ve durumların sonuçları üzerinde belirleyici olan bireylerdir. Yüksek seviyede dayanıklı bireyler problem çözmede başa çıkma mekanizmasını kullanırken,dayanıksız bireyler kaçınmacı ve inkar mekanizmasını kullanan bireylerdir. Dayanıklı bireylerin daha çok güvenli bağlanma stiline sahip bireyler olduğuna ilişkin bulgulara rastlanmaktadır.
Karaırmak'ın 1999 depreminden sonra yaptığı çalışmasında güvenli bağlanma ve psikolojik dayanıklılığın olaylarla yapıcı bir şekilde baş etmeye yardımcı içsel kaynaklar olduğu sonucuna varılmıştır.
Yaşamlarında denetim sağlayan bireyler kendi yaşamlarını kendileri tayin ederler. Yaşamdaki durumları etkileyebileceklerine olan inaçları yüksek özsaygının temelini oluşturur. Özsaygı ve güven stres karşısında dayanıklı olmayı sağlar. Dayanıklı bireyler meydan okurlar. Durağan olmaktan çok değişime inandıklarından stresli yaşam durumlarını güvenliği tehdit edici değil kişisel gelişim için gerekli bir fırsat olarak görürler.
Fusco'nun (1994) 101 hemşire üzerinde yaptığı psikolojik dayanıklılık ile tükenmişlik ve stresle başa çıkma arasındaki ilişkide aktif başa çıkma yöntemleri ile psikolojik dayanıklılık arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Broking (1997) dayanıklılık, depresyon, sosyal destek ve fiziksel hastalıkların yaşam stresine etkisi incelenmiştir. Psikolojik dayanıklılığın hastalık belirtilerini azaltıcı etkiye sahip olduğu görülmüştür.
Ed ve ark(2012) Norveçli askerlerle psikolojik dayanıklılık, kaçınmacı başa çıkma stratejisi ile alkol kullanımı arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Araştırma sonuçlarında düşük psikolojik dayanıklılık kaçınmacı başa çıkma stratejilerinin alkol kullanımını artırdığı gözlenmiştir.
Sosyal destek ile psikolojik dayanıklılık arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Weiss in (2002) özürlü çocuğa sahip annelerin stres düzeylerinde sosyal destek ve dayanıklılığın incelendiği araştırma da hem psikolojik dayanıklılığın hem de sosyal desteğin başarılı bir uyumun göstergesi olduğu sonucuna varılmıştır.
King ve ark(1998) Vietnam gazileri üzerinde yaptığı çalışmada olumsuz yaşam olayları karşısında dayanıklılık için sosyal desteğin çok güçlü bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Sosyal desteğin savaş sonrası olumsuz yaşam olayları ile karşılaşmada durumla başa çıkmayı kolaylaştırdığı gözlenmiştir. Eş kaybı yaşayan insanları sosyal desteği fazla ise dayanıklılıklarının daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Campbell(2001) 70 eşi ölmüş kadınla yaptığı çalışmada sosyal desteği olanların durumla baş etmeleri daha kolay olmuştur.
Psikolojik olarak dayanıklı bireyler olumlu du ygularının daha fazla olumsuz duygularının da ha az olduğunu ifade ederler. 2001 yılının başında ölçüm alınan ve olumlu duygulara sahip 46 kişiden 11 eylül saldırısında 1 hafta sonra yeniden ölçüm alındığında olumlu duygularının dayanıklı bireyleri depresyondan koruduğu bulunmuştur.(fredrickson 2003)
Martin ve Krumm'un(2003) iyimser sporcuların kötümser sporculara göre daha az kaygılı ve daha özgüvenli olup daha başarılı performans sergilediği belirlenmiştir. Katrina kasırgasından 10 yıl Missisipi körfez kıyısı petrol sızıntısından 5 yıl sonra yapılan incelemede dayanıklılıkla depresif belirtiler arasında ters bir ilişki olduğu gözlendi.
Min ve ark(2013) kanser hastalarında dayanıklılık ve duygusal stres arasındaki ilişkiyi incelemiş, dayanıklılık seviyesinin duygusal stresle negatif olarak ilişkili olduğu bulunmuştur. Kanserle ilgili duygusal stresle baş etmek için sağlamlığı artırmaya yönelik psikososyal müdahalelerin yararlı olacağı önerilmiştir.
Yapılan çalışmalar gösteriyor ki psikolojik dayanıklılık düzeyi yüksek olan bireyler - stresli durumlar karşısında daha güçlü, - pozitif düşünen ve yaşadığı durumu çözmeye çalışan, - problem odaklı stratejileri benimseyen, - aktif tutum sergileyen, - yaşama, iş hayatına ve ilişkilerine kendini adamış, - hayatı ve yaşadıkları üzerinde kontrol sahibi olabilen, - değişimi yaşamın bir parçası olarak gören bireyler olarak değerlendirilmiştir.
TEŞEKKÜRLER
HAYATIMIZI BİZE OLANLARDAN DEĞİL NASIL TEPKİ VERDİĞİMİZDEN TANIMLAYABİLİRİZ (OBAMA)