Dr Arif Keleşoğlu, Göğüs Hastalıkları Uzmanı İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanı TCSB Dışkapı YBEA Hastanesi



Benzer belgeler
Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde Pestisit Uygulama Davranışları ve Sağlık Etkilerine İlişkin Bilgi Durumu

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

Tekstil Sektöründe Kadın Solunum Sağlığı. Dr. Fatma EVYAPAN Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD TTD Çevre Meslek Çalışma Grubu

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER

TARIM ZEHİRLERİ. Yrd. Doç. Dr. Cem ERTAN İzmir Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

İçerik. Çevre tanımı Sağlık çevre ilişkisi Verdiği Zararlar Önlemler

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

Tekstil endüstrisinde sağlık gözetimi

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ

MERSİN ÖRTÜ ALTI ÜRETİM ÇALIŞANLARI ARAŞTIRMASI: İŞLE İLİŞKİLİ CİLT, SOLUNUM SİSTEMİ VE KAS-İSKELET SİSTEMİ HASTALIKLARI

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

DuoResp Spiromax ile tedavi edilenler için bilgiler

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

TÜTÜN VE ASTIM. Kısa Ders 2 Modül: Tütünün Solunum Sistemine Etkileri

İSTANBUL ANADOLU YAKASI HAVA KİRLİLİĞİNİN PM10 ve PM2.5 AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Ufuk MALAK Prof.Dr. Kadir ALP

Gübre Kullanımının Etkisi

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

Pestisitlerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

USB - Ulusal Sistem Belgelendirme İTU (İYİ TARIM UYGULAMALARI) NESRİN SERİN Genel Müdür

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Temel SFT Yorumlama. Prof. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE MESLEK HASTALIKLARI

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI EĞİTİM YAYIM VE YAYINLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI HİZMET İÇİ EĞİTİM PROGRAMLARI MÜFREDATLARI BÖLÜM I

Manisa'da tütün kullanımı, meslek ve seçili hastalıklara göre mesane kanseri riski

Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri

Tarım Sektöründe İş Hijyeninin Önemi

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

Günümüz dünyasının en önemli sorunlarından biri de hızla artan dünya nüfusudur. Tarıma elverişli alanlar giderek azalmaktadır.

RUS BUĞDAY AFİTLERİNE KARŞI BİYOLOJİK KORUMA

Sağlıklı Tarım Politikası

BATMAN TİCARET BORSASI

KOAH Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı

BİTKİSEL ÇAYLAR. Prof. Dr. Gülçin SALTAN İŞCAN ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI. Prof. Dr. G.

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLER (GDO) ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME. Mahmut ARIKAN

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

AÜTF İBN-İ SİNA HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ VE HASTALIKLARININ SİGARAYLA OLAN İLİŞKİSİ

Türkiye de ve Dünyada Astım Epidemiyolojisi

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLİĞİNDE STANDARTLAR NELERDİR?

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

Çullas İlarslan N.E, Günay F, Bıyıklı Gençtürk Z, İleri D.T, Arsan S Ankara Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları A.B.D.

Renksiz, Kokusuz ve Tatsız Kimyasal Tehlike: Sarin

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Türkiye Mikro & KOBİ Finansman Programı Tarımsal Müşteri Değerlendirme Programı - CAP

Avrupa Birliği Yapısal Uyum Yönetim Otoritesi Daire Başkanı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

SİGARANIN ZARARLARI VE İÇİNDEKİ ZARARLI MADDELER

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Gübre Kullanımının Etkisi

Hidrasyon ve Sağlık Paneli. Moderatör : Prof Dr Ferit Saraçoğlu, YİSAV

TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI

Sürdürülebilir Tarım Yöntemleri Prof.Dr.Emine Olhan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sigaranın Vücudumuza Zararları

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

KORUMA. Doç. Dr. Levent GÖRENEK GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mik. AD.

KONUYA GİRİŞ İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir. BÖLGELERE GÖRE TOPRAKLARDAN YARARLANMA

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

İYİ TARIM UYGULAMALARI ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK

9-ZEHİRLENMELERDE İLKYARDIM

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

TAŞINMAZ DEĞERLEME İLKE VE UYGULAMALARI

Türkiye nin Tarımsal Ürün İthalatı-İhracatı ve Hedefleri

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA YEM SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ, BEKLENTİLER, FIRSATLAR. Prof. Dr. Nizamettin Şenköylü Genel Sekreter

Pestisit Uygulamasına Bağlı Akciğer Sağlığı Sorunları

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

Sebigas: Kaynaklarınızı enerjiye çeviriyor

GARD Türkiye Projesi. Kronik solunum hastalıkları Evde Sağlık Hizmetleri

PESTİSİT UYGULAMA TEKNİKLERİ. ARŞ. GÖR. EMRE İNAK ANKARA ÜNİVERSİTESİ/ ZİRAAT FAKÜLTESİ/ BİTKİ KORUMA BÖLÜMÜ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

KRONİK HİPERSENSİTİVİTE PNÖMONİSİ. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

HEPATİTLER (SARILIK HASTALIĞI) VE KRONİK BÖBREK HASTALIKLARI VE

ULUSAL KAZA YARALANMA VERİTABANI (UKAY)

Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler

SĠLĠKOZĠS KĠP ASBESTOZĠS

DuoResp Spiromax ile tedavi edilenler için bilgiler

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MESLEK HASTALIKLARI-3 PROF.DR.SARPER ERDOĞAN

LABORATUVARLARDA İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ. İş Güvenliği Uzmanı Elif BAYHATUN İş Sağlığı & Güvenliği Birimi

4. Organik Tarımda Türkiye nin Yeri

Transkript:

Dr Arif Keleşoğlu, Göğüs Hastalıkları Uzmanı İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanı TCSB Dışkapı YBEA Hastanesi

İnsanoğlu neolitik çağlarda gıda, tahıl ve elyafı ekerek üretmeyi öğrendi; o zamandan beri süregelen tarım sektöründe şimdi 5 milyar işgücü çalışmaktadır.

Küresel çapta her yıl 4 milyon kişi kronik solunumsal hastalıklar nedeni ile erken ölmektedir; 300 milyon civarında insan astımdan 210 milyon insan da KOAH dan etkilenmektedir. Bu durum paydaşların, hava kirliliği dahil, solunumsal hastalıklar için major risk faktörlerine karşı ortak haraket etmelerine yol açmaktadır.

Yabancı otlar ve zararlılar (tarlalarda böcekler ve ambarlarda fare ve sıçanlar)verimliliği etkiliyordu. İlk zamanlar tarım süreci topraktan tüm besleyici maddeleri almaktaydı; toprağın kendini yenilemesi de bazen 50 yıldan fazla zaman almaktaydı

Jenerik terim olan pestisid 1000 den daha fazla çeşitte kimyasal maddeden oluşmakta ve 1950 lerden beri, artan bir şekilde, tarımsal ve hayvansal üretimde kullanılmaktadır.

Pestisidler hedeflerine göre üç ana grupta sınıflandırılırlar: 1) İnsektisitler( böceklere karşı); organoklorinler, organofosfatlar, karbamatlar, pretiroidler ve neonikotinoidler ve fenilpirazoller olmak üzere yeni gruplardır. 2) Herbisidler (zararlı bitkilere karşı); amidler, klorofenoksi, bipridiller, dinitroanilinler, triazinler, üreli herbisidler ve aminofosfonatlar. 3) Fungusidler; inorganik, ditiyokarbamatlar, anilidler, dikarboksimidler, strobilurin, aromatikler, imidazoller ve konazollar.

Pestisidler aynı zamanda hedef organizmalara göre de sınıflandırılırlar: nematositler, akarisitler, rodentisitler (kemirgenlere karşı) ve fumigantlar (tütsü). Ancak pestisidlerin sınıflandırması, farklı hedefler, farklı kimyasal gruplar ve farklı etki yolları olması nedeni ile, hala oldukça karışıktır.

Pestisidlere mesleki yoldan maruz kalma: pestisidin üretimi, taşınması, depolanması, kullanıcı tarafından kullanıma hazırlanması ve uygulaması sırasında olduğu kadar, uygulanan bölgeye sonradan girilmesi, ekipmanın temizlenmesi ve hasat sırasında da söz konusu olabilmektedir.

Tarımsal alandaki mesleki pestisid maruziyeti: deri yoluyla solunumsal yolla ya da ağız yoluyla olabilir. Pestisid inhalasyonu ana olarak tütsü yapılması sırasında, kapalı alanlarda uygulamada (seralarda) ve maddenin kullanıma hazırlanması sırasında olur. Meslek-dışı ve meskun bölge maruziyetleri de artık ilgi çekmektedir.

Yaygın kullanılan pestisidlerin solunum yolu ile alınmasının yaratacağı toksisite in vitro sıçanların hegzaklorobenzene(aromatik fungusid) maruz kalması eozinofilik havayolu inflamasyonuna ve metakolin aşırı duyarlılığına yol açtığı gösterilmiş.

İnsektisidlerin çoğu, bazı fungusitler ve herbisidler nörotoksikdir. Bazı türleri genotoksik, bazıları üreme üzerine toksiktir ve tohumların, böceklerin ve mantar hastalıklarının üzerindeki etkilerinden bağımsız olarak insan üzerine toksik etkileri de vardır.

Bunun yanı sıra organofosfat ve karbamat gibi kolinesteraz inhibisyonu yapan pestisitlerin insanda yarattığı akut toksidrom etki: asetil kolinesterazı etkileyerek nöral iletimi bloke etmektedir. Bu etki solunum duyu nöronlarını uyarmakta ve proinflamatuvar sinyal başlatmaktadır.

Bipiridil herbisid (parakuat ve diskuat) iyi bilinen bir akciğer toksikanıdır ve etkisini reaktif oksijen ürünleri (ROS) yolu ile gösterir. Folpelin (fitalimid fungusid) insan bronş epitel hücreleri üzerine olan invitro sitotoksisitesi gösterilmiştir. Bu etki maruziyetten sonraki bir saat içinde ve serbest oksijen ürünleri yolu ile olmaktadır. (maruziyetin akut ya da kronik inflamatuvar solunum yolu hastalığı patogenezinde rol aldığını desteklemektedir).

Son yıllarda yapılan çalışmalarda neonikotinoid insektisitlerin akciğere zararlı olduğu saptandı. Bipridilium, alveolo-kapiller difüzyonu bozarak, solunum fonksiyonlarında restriktif patoloji yapmaktadır.

Pestisit kullanımı ile astım arasında sıkı bir ilişki bulunduğunu iddia eden birçok çalışma vardır. Aynı zamanda pestisit kullanımı ile kronik bronşit ve KOAH arasında da ilişki saptanmıştır.

Ana çalışmada 89655 (Agricultural Health Study, AHS) Iowa ve Kuzey Karolina da 1993-1997 arasında 52394 çiftlikte pestisid uygulayan ve 32345 eşi değerlendirilmeye alınmıştır. Ortalama yaş 40 üzerindeydi. Katılımcılar 50 den fazla çeşitte pestisid uygulamışlardı. Mesleki pestisid ile ilgili birçok çalışma bu çalışmayı referans göstermektedir.

Aynı AHS çalışmasında 19704 erkek çiftçide 441 (%2.2) (127 allerjik, 314 non allerjik) astım tespit edilmiştir. Zehirlenme ya da kazaen karşılaşma nedeni ile yüksek maruziyet hem allerjik (OR:1.98 ) hem de non-allerjik (OR: 1.96) astım riskini iki katına çıkarmaktadır.

AHS çalışmasında, 25814 kadın çiftçide 702 sinde (%2.7)astım saptanmış. 282 sinde saman nezlesi ve egzema da dahil allerjik astım, 420 sinde non-allerjik astım tespit edilmiştir. Yedi insektisid 2 herbisid ve bir fungusidde (toplam 10 pestisid) yüksek oranda allerjik astım saptanmıştır.

Üç adet kesitsel çalışma 1990 larda yapılmıştır. Kanada da 1939 erkek çiftçi üzerinde çalışma yapılmıştır; burada 5 yıl içinde doktor tarafından tanısı konulmuş astım bildirimi ile karbamat insektisid kullanımı arasında ilişki bulunmuştur (OR 1.8 %95, 1.01-3.01).

Pestisit kullanımı astım atakları ve hastaların hastane başvurularını etkilemektedir. Avusturalya da DDT ve asetil kolinesteraz insektisitleri ( karbaril ve klorprifos) kullananların astımdan ölümleri genel toplulukla kıyaslandığında daha yüksek bulunmuştur (SMR= 3.45%95 CI: 1.39-7.10).

2005 yılında 1379 Brezilya lı ve pestisid zehirlenme öyküsü olan tarım işçisi değerlendirmeye alınmıştır. Yüksek oranda astım semptomu (OR: 1.48 %95; 1.04-2.58) ve kronik solunum hastalığı semptomu (OR:1.57%95; 1.08-2.28) göstermiştir. Kadınlarda erkeklere göre daha fazla etkilenme bulunmuştur.

2006 yılında Lübnan da yapılan 2 vaka-kontrol çalışması vardır. Bu çalışma kişilerin 3 tür maruziyete karşı( mesleki, meslek-dışı ve evsel ya da çiftliklere yakın yaşam nedeni ile) kişisel yanıtlarını değerlendirmek üzere kurgulanmıştır. Birinci çalışmada 245 astımlı ile 262 kontrol vaka tespit edilmiştir. Her tip maruziyet sonrası belirgin oranda artmış astım riski tespit edilmiştir (OR:2.11,%95;1.47-3.02); mesleki maruziyet ile bu oran daha da fazla artmıştır (OR:4.98, %95; 1.07-23.38). İkinci çalışmada 110 kronik bronşitli hasta 262 kontrol ile kıyaslanmıştır. Burada da kronik bronşit pestisid kullanımı ile artmış risk göstermiştir (OR:2.46, %95; 1.53-3.94); bu oran mesleki maruziyetle çok daha fazla artmıştır (OR:15.92, %95;3.50-72.41).

Çok merkezli EUROPIT adlı prospektif çalışmaya 248 mesleki olarak pestiside maruz kalan çiftçi alındı (Bulgaristan ve Hollanda). Astım tanısı ile herhangi bir pestisid maruziyeti arasında bir ilişki saptanamadı (OR:1.19, %95; 0.93-1.52).

Pestisit maruziyetine bağlı solunumsal semptomlar: Hırıltı soluma, havayolu iritasyonu, boğaz kuruluğu/yanması, öksürük, göğüs sertliği ve nefes darlığıdır. Bunun yanı sıra burun akıntısı ve kuruluğu da olabilir.

Hırvatistan da 1993 yılında167 sera çalışanı 81 ofis çalışanı ile solunum sağlığı açısından kıyaslanmıştır. Kronik öksürük, dispne ve rinit pestiside maruz kalanlarda ve erkeklerde daha çok görülmüştür. Hırvatistan da 1997 yılında 174 üzüm bağı ve orkide üretimi çalışanında maruziyeti olmayan gıda endüstrisinde çalışanlarla kıyaslandığında daha çok dispne, göğüs sertliği, kronik balgam şikayeti saptanmıştır.

Ohio da tahıl üreticilerine yönelik 1999 da 1793 erkek çiftçi ile yapılan bir çalışmada geçmişte traktör sürücüsü olmak ile kronik öksürük arasında bir ilişki tespit edilmiştir (OR:3.8). Mısır ile silaj ya da hayvan yemi yapan çalışanlarda kronik öksürük yüksek bulunmuştur (OR:3.85). Pestisid ile doğrudan temas ile kronik öksürük ve nefes darlığı arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır.

Hindistan Uttar Pradesh de 2011 de yapılan bir çalışmada 108 erkek pestisid kullanıcı (42 sırtta taşıyan 66 traktör ile) değerlendirilmiştir. Traktör kullananlarda, kontrol grubuna göre, anlamlı bir solunum sistemi semptomu yüksekliği tespit edilirken (OR:51.4 %95; 1.0-29) sırtta taşıyanlarda anlamlı olmayan (OR:3.41, %95 ; 0.77-21) bir yükseklik saptanmıştır.

Hayvan barınaklarında son 12 ay içinde insektisid kullanımı ile artmış kronik balgam arasında ilişki bulunmuştur (OR:1.91); influenza benzeri semtomlar arasında ilişki de bulunmuştur (OR: 2.93 %95 1.69-5.12). Buna karşın İowa da herbisid veya insektisid kullanan çiftçilerde bir solunum semptomu bulunamamıştır.

2004 yılında palmiye ağacı ve muz ekim alanlarında çalışıp parakuat maruziyeti olan Kosta Rika lı çiftçileri araştırmıştır. Kişisel koruyucu ekipman kullanımının da dikkate alındığı birikimli maruziyet indeksi hesaplanmıştır. İndeksteki her bir ünitelik artış kronik öksürük riskini ikiye katlarken (OR: 1.8 %95; 1.0-3.1) nefes darlığı ve hırıltılı solunumu iki katından daha fazla artırmaktadır (OR:2.3 %95; 1.2-5.1)..

2003 de ABD de yapılan çalışmada uçaklapestisid ilaçlaması yapan pilotlarla pestiside maruz kalmayan 100 kontrol karşılaştırılmış solunum semptomu açısından bir fark görülmemiştir. Son olarak da meyve ve sebze yetiştiren ve organofosfat pestisid kullanan250 Filistinli ile yapılan çalışmada solunum sistemi semptomları arasında ilişki saptanamamıştır.

Çok sayıda yayın mesleki olarak pestisit kullanımı ile bozulmuş solunum fonksiyonları arasında ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Kesitsel çalışmalar FEV1, FVC ve FEF25-75 de belirgin azalma ile pestisit kullanımı arasında güçlü bir ilişki ortaya koymuştur.

2004 de Etiyopya da tahıl ve sebze ekiminde çalışan102 pestisid uygulayan çiftçi 69 pestisid uygulamayan çiftlik işçisi ile karşılaştırılmış. Sırtındaki depo ile klorprifos ve diazinon uygulayan 15-24 yaş aralığındaki grupta maruz kalmayanlara göre belirgin FVC ve FEV 1 düşüklüğü saptanmış.

İspanya da Andalusia da sera işçilerinde 89 pestisid uygulayıcısı ile kontrol olarak 25 pestisid maruziyeti olmayan işçide solunum fonksiyonları kıyaslanmış. Yakın zamanlı maruziyet kolinesteraz ölçümü ile tespit edilmiş ve bu işçilerde FEV 1 de azalma gösterilmiştir. Birikimli yaşam boyu maruziyette ise FEF 25-75 düşüklüğü bulunmuş, her ikisinde de solunum semtomları fazla bulundu.

Chakroborty, Bengal bölgesinde sigara içmeyen 376 erkek çiftçide araştırma yapmıştı, bunlar çeltik, yulaf ve sebze tarımında organofosfat kullanıyordu. Kontrol grubu 348 tarım dışı işçiydi. Tarım grubunda FVC ve FEV 1 /FVC oranında belirgin bir azalma vardı.

Başka bir çalışmada Güney Kore de 2508 parakuat kullanıcısı 374 kullanmamış kontrol grubu ile karşılaştırıldı. FVC ve FEV 1 değerlerinde parakuat grubunda belirgin derecede düşüklük bulundu; bu dozyanıt ilişkisinin doğrudan etkili olduğu bir durumdu ( >30 yıl, OR:1.89,%95; 1.11-3.24).

Bazı çalışmalarda pestisid maruziyeti değerlendirilmesi ve maruziyet öyküsü ya yapılmamış ya da çok kısa tutulmuştur. Tarımsal sektörde çalışma pestisidlerle maruziyet için aslında yeterli bir şarttır; sadece birkaç çalışma yaşam boyu maruziyet ve birikimli maruziyet indeksini kullanmıştır, ki bu çalışmaların hepsinde doz-etki ilişkisi tespit edilmiştir.

Mesleki amaçlı kullanımda pestisitlerin KOAH ve kronik bronşit ile ilişkili olduğu iddia edilmiştir. Hindistan da organofosfat ve karbamat pestisitleri kullanan kişilerde kronik bronşitin daha yüksek prevalans gösterdiği bildirilmiştir

AHS cohortundaki 20.908 (20.400 erkek ve 508 kadın) çiftçiler ve/veya pestisidleri ticari olarak uygulayan çalışanda 19 yaşından sonra doktor tarafından bildirilmiş tanılı kronik bronşit 654 adet (%3) tespit edilmiştir. Kronik bronşit 11 pestisid ile yakın ilişki göstermiştir; en güçlü ilişki bir organoklor insektisid olan heptaklorla gösterilmiştir (OR:1.50,%95; 1.19, 1.89). Kronik bronşit prevalansı akut pestisid maruziyeti ile de ilişkili bulunmuştur (OR:1.85,%95;1.51-2.52). 21.541 sigara içmeyen çiftçi eşinde 5 pestisid türü kronik bronşit ile ilişkili bulunmuştur

Bir Fransız tarımsal kohort çalışmasında pestisit zehirlenmesinin uzun süreli düşük doz maruziyetten daha fazla kronik bronşit yapıcı etkisinden söz edilmiştir.

Tarımsal alanda maruz kalınan mesleki pestisit maruziyetinin akciğer kanseri ile ilişkisi iddia edilmiştir. Ancak, dioksin ve dioksin benzeri güçlendiriciler ve katkı maddeleri de bazı pestisitlerle akciğer kanseri arasındaki ilişkiyi etkileyebilmektedir. Bu nedenle hali hazırdaki çalışmalar pestisitlerle akciğer kanseri arasındaki ilişkiyi kesinleştirememiştir.

Pestisit maruziyeti ile diğer akciğer hastalıkları arasında ilişki olabileceği iddia edilmiştir. ACCESS adlı sarkoidoz çalışmasında Newman ve ark. insektisitlere mesleki olarak maruz kalınmasının sarkoidoz riskini artırdığını ortaya koymuşlardır.

Bir organofosfat pestisid olan diazinonun genotoksik etkileri olduğu biliniyordu. AHS ile akciğere olan kanser yapıcı etkisi gösterilmişti(iowa ve Kuzey Karolina da). Burada ömür boyu kullanım süresi ve ömür boyu ağırlıklı kullanım yükü hesaplanarak araştırılmıştır. ÖBK a göre RR 1.60 %95, 1.11-2.31 ve ÖBAKY göre RR 1.41, %95, 0.98-2.04 bulunmuştur.

Böbrek kanseri için de RR 1.77, %95, 0.90-3.01 ile oldukça artmış bulunmuştur. Böbrekle ilgili de kesinleştirecek diğer çalışmalara gerek vardı. Bu çalışma 1993-1997 arası maruziyet, 1998-2005 arası takip ile toplanmış verilerin 2010 da değerlendirilmesi ile elde edilmiştir. J Agromedicine, 2015,20(2) 205-16

Cad Saude Publica 31(3) 633-46 Butinof M Arjantin in cordoba bölgesinde karasal iklimde pestisid kullanan 880 çalışanla yapılan çalışmada %47.4 ünde irritasyon, %35.5 inde yorgunluk, %40.4 ünde baş ağrısı ve %27.6 sında sinirlilik ve depresyon gözlenmiş.

Health place 2015 May, 33; 48-56 Weimann H. İsveçte yapılan bir çalışmada çevresel yeşil çevrenin mental ve bedeni sağlığı etkileyip etkilemediği araştırılmış. OR 1.04 %95 0.98-1.10 olarak bulunmuş çok küçük bir etkisinin bulunduğu ve istatistiki bir anlamının olmadığı tespit edilmiş. Ancak sosyo-ekonomik ve uygarlık gelişmişliğin çok daha fazla etkilediği ortaya konulmuş. Bu etkinin OR si 1.24 %95 1.01-1.52 olarak bulunmuş.

1960 lardan itibaren Kore tarım ekonomisinden endüstriyel ekonomiye geçiş yapmış. Bu giderek artan sayıda genç nüfusun kırsal alandan kentsel alana göç etmesine neden olmuştur. İşgücünün giderek azalması hem dışarıda hem de evde yoğun bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu durum yaşlı olan bu nüfusun hızla bedensel ve mental sağlığını yitirmesine yol açmaktadır.

Gözden geçirilen tarımsal pestisid maruziyeti ile solunumsal semptomlara odaklanmış 15 kesitsel çalışmanın 12si kronik öksürük, hırıltılı soluma, nefes darlığı ve göğüs sertliği arasında belirgin bir ilişki saptamıştır. Dört çalışma mesleki maruziyet ile astım, üç çalışma da kronik bronşit arasında ilişki tespit etmiştir. Dört çalışma da obstrüktif ve restriktif olan bozulmuş spirometrik değerlerin pestisidlerin kimyasal sınıfı ile ilişkili olduğunu önermektedirler.

Tayland da 16.7 milyondan daha fazla (çalışan topluluğun %42 si) tarım kesiminde bulunmaktadır, Tay toplumunun düşük sosyo-ekonomik kesimini oluşturmaktadır. Tarım çalışanlarının çoğu (%93) koruma olmaksızın ve kuralsız ya da sağlık ve güvenlik kanunları kapsamı dışında ya da sosyal güvenlik şemsiyesi dışında kayıt dışı olarak çalışmaktadır.

Tarımsal çalışma fiziksel güce dayanmaktadır; işler mevsimsel değişikliklere bağlı olarak dikim, gübreleme ve hasat gibi farklı konuları içermektedir. Tarımsal çalışma açık alanda olduğu için, çalışanlar, Tayland ın ağır ekvatoryal iklimine ve aynı zamanda bunun getirdiği böcek, parazit, hayvan ısırması kaynaklı hastalık riskine ve hayvan allerjenlerine, yakılan pirinç tarlalarından gelen dumana, potansiyel olarak yüksek düzeyde deri ve solunum yolu irritasyonu etkinliğine sahip kimyasallara açıktır.

Tayland ın yıllık pestisid ithalatı giderek aratmaktadır. En sık ithal edilenleri, herbisidlerdir; bunu insektisidler ve fungusidler takip etmektedir. Tay tarım işkolu çalışanlarının tipik olarak çok sayıda pestisid kullandıkları ve ayda üç ya da dört kere uyguladıkları tespit edilmiştir.

Tayland da pestisid uygulaması tipik olarak sırtta deposu taşınan motorize cihazlarla yapılmaktadır. Her ne kadar çoğu bir ya da iki saat ethion (organofosfat pestisid) uygulamaktaysalar da %18 gibi bir kısmı America Conference of Governmental Industrial Hygenists lere göre TLW düzeyi 0.05 mg/m 3 olması gereken düzeyin üzerinde 8 saat çalışmaktadır. Sebze üreticileri tarafından uygulanan dikrotofos adlı ürünle ilgili yapılan hemen tüm maruziyet ölçümleri, sadece 30 dakika ya da bir saat uygulama sonrası, NIOSH un 8 saat süresince izin verilen sınır (PEL) olan 0.25 mg/m 3 üzerinde olduğunu ortaya koymuştur.

Tayland da geniş ve çok jenerasyonu içinde barındıran aileler şeklinde yaşam sıktır. Bu aileler tarımsal üretim yaptıkları için tarım alanlarının yanında yaşamakta ve aile bireylerinin bir kısmı buralarda çalışmaktadır. Böylece, sadece iş olarak pestisid uygulayan çiftçiler değil bu ailenin yanında yaşayan ve bunu uygulamayan aile bireyleri de risk altında kalmaktadır.

Uygulama sırasında sıkılan ilaçlar evlere veya okullara kadar ulaşmakta ve kontamine toprak veya bina yüzeylerinden maruz kalınabilmektedir. Tarım işçileri giysileri ya da derileri yoluyla eve taşıma şeklinde aile bireylerini kontamine edebilmektedir. Pestisidler yaşam alanlarının yanında depolanmakta ve evleri kontamine debilmektedir. Çocuklar, kendisi de bir tarım işçisi olan, annenin rahminden ya da anne sütünden de bulaşla karşılaşabilmektedir.

Tay kadınları gebeliklerinin ortalama 26 haftasını tarım sahasında ve tarım işçisi olarak geçirmektedirler Başka çalışmalarda organofosfat pestisidlerin fetüsü nöro-gelişimsel bozukluk riski altında bıraktığı tespit edilmiştir.

Chiangmai bölgesinde, ebeveynleri tarım işçisi olan, orta okul çocuklarının idrarlarında bir insektisid metaboliti olan piretiroide diğer çocukların idrarından daha yüksek düzeyde rastlanılmıştır. Tarım alanlarının yanında yaşayan çocuklarda ilaçlama mevsiminde dialkilfosfat metabolitlerine tarım alanı dışında yaşayan çocuklara göre daha yüksek oranlarda rastlanmıştır. Klorpirifos pestisidi düzeyi tarım ailelerinin ev yüzeyleri ve havasında, tarım ailesi olmayanlara göre,daha yüksek çıkmıştır. Bu çalışmalar tarım işçisi olanların çocuklarının, gelişimleri süresince kronik olarak bunlara maruz kalmalarının, onların sağlıklarını riske edeceğini iddia etmektedirler.

Tayland da Bangkok daki zehir kontrol merkezi 2001 den 2004 e kadar telefonla bildirilmiş 15,016 vakaya sahiptir. Bu zehirlenmelerin %42 pestisidlere aittir. Bu sonuç batı ülkelerinden faklıdır; oralarda ev ürünleri ve ilaçlarla zehirlenmeler olmaktadır.

Tarım çalışanlarının yüksek düzeyde insektisidlere maruz kalmaları durumunda inhibe olacak, plazma psödokolinesteraz düzeylerini ölçmek için parmak uçlarından kan alınmıştır. Sonuç olarak 173,243 tarım çalışanının %32 sinde PCE düzeyleri riskli ve güvenli değil (>75 ünite/ml) şeklinde tespit edilmiştir.

Tay tarım işçilerinde kendilerinin bildirdiği zehirlenme ile ilişkili semptomların değerlendirildiği ve 420 çeltik işçisinin olduğu bir çalışmada %53 çiftçi nöromuskuler belirti, %34 ü solunumsal semptom ve %10 u ise sindirim sistemi semptomu göstermiştir. Bir yıllık bir dönemde %68 çiftçi bu semptomları hem de göz, deri ve tırnak etkilerini bildirmiştir.

380 acı biber işçisinin takibinde, pestisid kullanımı ile, %38 i baş dönmesi, %31 i baş ağrısı, %27 si bulantı-kusma ve %27 si ateş gözlenmiştir.

Tay tarım işçileri ile ilgili bir çalışmada, bölgesel pestisid kullanımı ile Parkinson hastalığı arasında ekolojik ilişki kurulmuştur. Tayland ın orta kesimlerinde yer alan 2 bölgede çok yüksek oranda pestisid kullanılmaktadır ve bu bölgelerde Parkinson hastalığı yüksek oranlarda görülmektedir.

Hastane kayıtlı aplastik anemi ile organofosfatlar (OR:3.20; 1.87-5.46), karbamatlar (OR: 4.75; 1.92-11.75), organoklorinler (OR: 6.04; 1.31-27.84) ve parakuat (OR:2.17; 1.11-4.25) maruziyeti arasında yüksek ilişki bulunmuştur.

Çok sayıda çalışma tarım çalışanlarında eğitim, hijyen, kullanım şekli ve kişisel koruyucu kullanımını değerlendirmiştir. Sukhothai bölgesindeki %77 çeltik çiftçisi güvenli pestisid kullanımı ile ilgili hiçbir eğitim almadıklarını bildirmiştir. Acı biber çiftçilerinde de %77 oranında pestisid uygularken kullandılacak kişisel koruyucularla ilgili çok az bilgileri olduklarını bildirmişlerdir. Pestisid karıştırırken ya da uygularken eldiven kullanmayan oranı %60 dır. Çeltik, sebze ve meyve yetiştiren Phitsanulok bölgesi çiftçilerinin yalnızca %21 I spreyleme yaparken uzun kollu elbise ve bot giymekte ve sadece %9 u pestisidle uğraştıktan sonra duş almaktadır. Her ne kadar %64 ü uygulama esnasında ağzını ve burnunu kapattığını bildirmiş olsa da bunların çoğu bunu pamuk giysiler ya da örgü giysilerle yapmaktadırlar.

Tay tarımında pestisid uygulamak ve ürün toplamak için bir eğitim veya bilgilenme gerekmeksizin tarım işçisi olunabilir. Nakornsawan bölgesinde yapılan bir çalışmada çiftçilerin hangi tür pestisidi kullanacağı ile ilgili bilgi %80 oranında onu satan firma ya da temsilcileri tarafından verilmektedir. Karşılıklı görüşmelerde tarım çalışanlarına şirketler doğrudan kendi ürünlerini önermekte ve onları kullananları gezilere ve partilere götürmekte ve gıda temin etmektedir.

Supanburi de çeltik ve şeker kamışı çiftçilerinin %48 I çeşitli pestisidlerin karıştırılmasının ve kullanılan miktarın artırılmasının etkiyi artırdığına ve ekim alanlarını koruduğuna inanmaktadırlar. Onlar aynı zamanda, her hangi bir hastalık olmaksızın da, haftada bir pestisid uygulanması gerektiğine inanmaktadırlar.

Devlet destekli organik tarım ve buna bağlı zararlı mücadelesi yaklaşımı proaktif bir yaklaşımdır. Pestisid satışı üzerine konulacak çevre vergisi organik tarıma geçecek köylülerin bu sürede desteklenmesine yardımcı olabilir. Devlet desteğinde uygun pestisid kullanımı eğitimi ve satın alma sırsında bilgilendirme önemlidir.

WIND programı kimyasalların sağlık risklerinin anlaşılması ve kişisel koruyucu kullanımının artırılması konusunda önemli ilerlemeler sağlamıştır. Katılımcılar organik gübre ve organik böcek petisidleri kullanmaya başlamıştır. Bugün WIND programı sadece gönüllülük esasına göre bölgesel köy klinikleri ile yürümekte ve özel bir finansman uygulanmaktadır.

Pathumthani de biyo-gübre ve biyozararlıkontrol, kimyasal gübre ve zararlıkontrol ile kıyaslandı; biyolojik alanlarda kimyasal kullanılan alanlar ile aynı miktarda ürün elde edildi; ancak çeltik yetiştirmek için daha az harcama yapılmış oldu. Çalışmanın sonunda araştırıcılar sonuçların komşu çiftçilere ve okullarda gösterilmesi ve yaygınlaştırılması sayesinde kullanıcıların bölgesel ağı yolu ile biyolojik yöntemlerin geliştirilebileceğini ve sürdürülebilir alternatif tarım modelinin geliştirilebileceğini bildirdiler.