Popülizm Halk Olmadığı İçin Var (Mario Tronti)



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

İ Ç İ N D E K İ L E R

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Tabakalaşma ve Sınıf. Lütfi Sunar. Sosyolojiye Giriş / 11. Ders

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Avrupa da Yerelleşen İslam

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

İktisat Tarihi

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Cumhuriyet Halk Partisi

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Kitabın çok sayıda tezi bulunmakla birlikte bence bunlar üçe indirilebilir:

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

15 Ekim 2014 Genel Merkez

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U)

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

A Framework for an Emancipatory Social Science

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 2. Hafta Ders Notları - 12/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

Helen Birliği/İskender İmparatorluğu

ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

İNSAN HAKLARı. Kısa Tarihi ve Felsefi Temelleri. Doç. Dr. Doğan Göçmen Adıyaman Üniversitesi-Felsefe Bölümü Adıyaman Üniversitesi 10 Aralık 2010

ALİ ARTUN Sanatın İktidarı

AYIRAN SINIRLAR OLMADAN AVRUPA İÇİN PAYLAŞILAN TARİHLER

Genel olarak ticaret ve işbölümü ne kadar fazla serbest olursa ve rekabet mevcut ise halk o ölçüde fazla fayda sağlar. Adam Smith

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim?

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

Yaz l Bas n n Gelece i

Cumhuriyet Halk Partisi

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

Başlangıç Meridyeni ve Greenwıch - İstanbul

DTO TURİZM VE ÇEVRE DERS NOTLARI ÖĞR.GÖR. ŞULE KIYCI

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, Haberleri, ).

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

ÜNİTE:1. Siyaset ve Siyaset Bilimi ÜNİTE:2. Siyasetin Dili: Kavramlar, Kurumlar ÜNİTE:3. Bir Örgütlü İktidar Olarak Devlet ve Siyasal Sistemler

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

SİYASET NEDİR? İnsan yaratılışı gereği sosyal bir varlıktır. İnsanlar eşit yaratılmamışlardır. SİYASET NEDİR?

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

10SORUDA AİLE SİGORTASI

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

ZANAATLA TEKNOLOJİ ARASINDA TIP MESLEĞİ: TEKNO-FETİŞİZM VE İNSANSIZLAŞMIŞ SAĞALTIM

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

frekans araştırma

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

Türk-Alman Üniversitesi. Hukuk Fakültesi. Ders Bilgi Formu

KENT SOSYOLOJİSİ GİRİŞ PLANLAMA TEKNOLOJİ ORGANİZASYON. Kutsal Üçlü (Storper,1997)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Taliban Esaretinden İslam a

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

SİYASETİN BAĞIMLILIĞI VE GÖRECE ÖZERKLİĞİ

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 3. Hafta Ders Notları - 19/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

İSMAİL VATANSEVER ETİK VE BİYOETİK KAVRAMLARININ KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ İLE İLİŞKİSİ

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Kahramanmaraş Uluslararası Tekstil Makineleri Fuarı Açıldı

Transkript:

Popülizm Halk Olmadığı İçin Var (Mario Tronti) 9 Şubat 2015 hayalgucuiktidara.org "Bugün halk nasıl imal ediliyor, işte mesele bu. Sınıfın artık merkezi bir noktada durmadığı bugün, halk nasıl inşa edilir?" Mario Tronti nin Democrazia e Diritto dergisinin 2010 3-4 sayısına yazdığı, popülizm sorusuna adanmış yazısıdır. HALK Sıklıkla kullandığımız, bu nedenle de tam olarak ne anlama geldiğini bildiğimizi sandığımız birçok kelime, gerçekte yalnızca ayrıcalıklı küçük bir kesimin kafasında tamamen nettir. Herkesin kullandığı kare ve daire sözcüklerinde sadece matematikçilerin açık ve kesin bir fikre sahip olmaları gibi. Herkesin dilinde olan ancak ne manaya geldiği hakkında kimsenin net bir fikre sahip olmadığı halk kelimesi de böyledir. Büyük Frederik in gözbebeği Prusya Kraliyet Akademisi nin 1778 yılında düzenlediği Kandırılmak halk için faydalı olabilir mi? sorulu yarışmayı kazanan matematikçi ve filozof Frederic de Castillion bu soruya şöyle cevap veriyor: Normalde halk dediğimizde hemen hemen değişmez bir biçimde mekanik, kaba saba ve yorucu işlerle

uğraşan, yönetimden ve kamusal hayat rollerinden dışlanmış nüfus çoğunluğunu kastederiz. Bu noktada, Fransız devriminin arifesindeyiz, lakin ulus ve halkın İngiltere, Fransa ve İspanya daki gibi mutlak monarşiler yoluyla henüz birbirine denk düşmediği Almanya dan bahsediyoruz. Dolayısıyla aynı zamanda İtalya dan da bahsediyoruz. Frederic de Castillion Toskana dan geldikten sonra Berlin e hareket etmişti. Ulus ve halk kavramları modern çağda birlikte büyüdüler. Onları bir araya getiren ise modern devlet. Devlet olmadan ulus olmaz. Lakin, devlet olmadan halk da olmaz. Bu, öncelikle mevzuyu anlamak, dahası bizim ilgilendiğimiz ve ilişkilendiğimiz zaman dilimi içerisinde kavramak için oldukça mühim. Çünkü bu, tarihsel olmaktan çok İncil le alakalı ebedi bir konu. Bana öyle geliyor ki, kadim/eski Ahit teki halk kavramı, Musa tarafından kurulan halk modern dönemdeki halk kavramına, Antik Yunan daki demos ya da Romalıların populus kavramlarından daha yakın. Ne şehir devleti ne de İmparatorluk bir halk kurdu. Vaat edilen bir toprak parçası, sürgün, kurtuluşa kaçış, orduların Tanrısı gibi şeylerden bahsetmek mümkün değil. Agora daki özgür yurttaşlar ya da Kolezyum terasındaki plebler bir halk meydana getirmedi. Bu imgeler ve metaforlar yaşadığımız çağ için hem güncel hem değil. Halk sekülerleştirilmiş teolojik bir kavramdır. Egemen senatörler meclisi ya da çok başlılıkla bir ilgisi yoktur. 1 Esposito ve Galli, Enciclopedia del pensiero politico da [ Politik Düşünce Ansiklopedisi ] sekülerleşme sürecini Marsilius (universitas civium seu populus) 2 ve Bartolo (populus unius civitatis) 3 ile başlatır. Ancak prensliğe ya da aristokratik cumhuriyete karşı halk iradesine dayalı yönetimi ortaya koyan ve bundan bahseden ilk kişi Machievelli dir. Leviathan da Hobbes a göre ise tebaa (Kral a bağlı kitle) bir yığındır ve Kral halktır. Krallar ya da Halk, Reinhard Bendix tarafından yapılan bu izlenimci tablo, Ortaçağ kral otoritesinden modern halk egemenliğine geçişin tarihini anlatır. Hükmetmek için egemen olmak... Modern kapitalizm kaç defa bu sözü vermiş ve tutmamıştır? Bu söz elbette son kertede hep onun çıkarlarına yani savaşlar, krizler ve yeniden doğuşlar yoluyla değişim ve gelişime göre şekillenmiştir. 20. yüzyıl tarihi, totaliter yönetimlerden demokrasiye uzanan çeşitli farklı geçişler ve geri dönüşleri ile buna yeteri kadar kanıttır. Tam da yazdığım gibi; Akdeniz kıyılarında böyle bir şey, sultanların şehir meydanlarında halk karşısında diz çökmesiyle beraber farklı bir şekilde yeniden meydana geliyor. Bu türden halk oluşumları nereye gidecek? Bu halklar ne elde edecekler? Kime hizmet edecekler? Bendix, İngiltere ve Fransa da 16. yüzyılda meydana gelen, 1 Belua Multorum Kapitum: Kelime anlamı çok başlı canavar demek olan bu deyim, genelde Belua Multorum es Kaptitum olarak kullanılmakta ve halkı oluşturan bireylerin çeşitliliğine ve 2 Dünya farklı düşüncelere vatandaşı ya sahip da halk bir ç.n. bütüne vurgu yapar ç.n. 3 Bir olmuş devletin vatandaşı ç.n.

Almanya, Japonya ve Rusya ya ancak 19. yüzyılda varan ve ertesinde, önce Çin devrimine, sonra 20. yüzyılda Arap sosyalizmi ve milliyetçiliğine ulaşan bu uzun dalganın tarihini titizlikle aktarır. Tamamen ulus inşasıyla bağlantılı bir halk fikri bu. Burjuva, ulusal burjuvazinin halk tahayyülü. İşçi sınıfı pratiklerine ziyadesiyle zarar vermiş yaygın inancın aksine, politik bir kavram olarak halk, Fransız Devrimi ya da sosyal ve ulusal çatışma olarak vuku bulan önceki İngiliz ve Amerikan burjuva devrimleriyle ortaya çıkmadı. Bu yeni siyasi öznenin sahneye çıkması 1848 yılına kadar bekleyecekti. Romantik Volksgeist 4 fikriyle sarhoş olmuş Delacroix, 1830 Haziran Devrimi nde, halka önderlik eden özgürlüğün muzaffer imgesinin farkına varmayı başarmıştır. Ancak 1848 deki kadere yazılmış Haziran dır; Paris ten bütün Avrupa ya yayılan, burjuvanın hiç hayal edemeyeceği o gerçeği, silahlı insanların kendi devrimleri için barikatlarda olduğu gerçeğini gören. Marx, işçi sınıfının politik özne olarak çıkışını kehanet gibi algılayarak müthiş bir hata yaptı. Hâlbuki gerçek, eski proletaryanın, ilk endüstri devriminden beri, toplumun bazı parçalarını, özellikle de kentsel alanları işgal etmiş olmasıydı. Tam da burada, analizimiz, yönelimimiz ve yargımız açısından, kendimize karar verecek önemde bir nokta buluyoruz. Bizim ilgilendiğimiz anlamda politikada, yani tahakküm yoluyla karar almış ve almakta olan politikadan özerk politikada, halkı siyasi bir kategori yapan sınıf kavramıdır. Sınıf ve sınıf mücadelesi kavramı modern politika sahnesine Restorasyon dönemindeki tarihçiler tarafından siyaset ve ekonomiyi analiz etmek için icat edilen bütün araçları yerlerinden oynatarak çıkmıştır. Muhafazakârların, gerçeği kavrarken, kendi kısmi çıkarlarını gözetmek için, her daim duyarlı gözleri vardır. Sınıfla beraber, halk siyasi bir kategori haline gelmiştir. Siyaseten konuşursak, sınıf olmadan halk olmaz. Toplumsal, hatta ulusal olarak halk kavramını tarafsızlaştırmak ve siyasetten uzaklaştırmak için iki yol vardır. Komünist halk, milli irade teorisyenleri ve uygulayıcıları tarafından ya da bir başka deyişle Gramsci den Togliatti ve sonrasına giden saygı duyulası bir bakış açısı tarafından acı bir teste tabi tutuldu. Ancak Komünist halk, kendini işçi sınıfının cisimleşmesi olarak tarif eden bir Parti içinde ve bu cisimleşme parti için olduğunda bir mana teşkil eder. Bu tariflendirme, ICI (İtalyan Komünist Partisi) çözülmeden birkaç yıl önce, özellikle Enrico Berlinguer in ölümünden sonra olduğu gibi terk edilirse, sadece Komünist Halk değil, aynı zamanda Halk siyasal- kavramsal gerçekliği de ortadan kalkar. Bugün halk tabakasından bahsettiğimiz zaman, sosyolojik bir kavramdan, yani toplumsal bir varoluşun bir koşulu ve pozisyonu olan ve tesadüfi olamayacak bir biçimde siyasi olarak kavramanın ve temsil etmenin imkânsız olduğu bir kavramdan bahsediyoruz.) Gerçekte ise, tam da anti- siyaset pozisyonları üzerinden kavranabilir ve temsil edilebilir. Popülizmi bu açmazın 4 Halkın Ruhu anlamına gelen bu kelime, yekvücut olmuş bir halk hayalini imler. ç.n.

ortasında konumlayabiliriz. 19. yüzyılın son yıllarında, hemen hemen aynı dönemlerde ortaya çıkmış, (iki farklı biçimde ortaya çıkmalarına rağmen) Narodizm ve Popülizmin aynı şeyi söylüyor olmaları gerçeğinden ve en azından aynı eğilimleri göstermiş olmasından ne öğrenmeliyiz? Tocquville in Amerika ve Rusya tahmininden başka 20. yüzyılın büyük aktörleri kimler olabilirdi? Amerikan demokrasisinin olgunluk çağı popülizm eleştirisinden doğdu. Sovyet devriminin teori ve pratiği de popülizm eleştirisinden doğdu. Bilhassa, bu son nokta ile ilgileniyoruz. Genç Sosyal Demokrat Lenin, geri kalmış bir ülkedeki kapitalizmin gelişiminin ustaca analizini, bu alanda, yani Halkın Dostlarını eleştirerek elde etmiştir. Bu doğru yöntemdi. Popülizm her zaman bir probleme gerçek bir probleme işaret eder. Bugün de, biz de bu imlemeyi aynen dikkate almalı ve yaşadığımız sistemin gerçekte var olan sosyal, politik, ekonomik, kurumsal koşullarının analizine vurgu yapmalıyız. Alternatif çözümleri geliştirmek için popülizmin önerdiği çözümlerin eleştirisini yapmak zaruridir. Popülizm her zaman olmasa da, modern siyasetin çözülemeyen sorununu, yani yöneten ile yönetilen arasındaki ilişkiyi, ortaya koyan biçim ya da biçimlerden biridir. Bu minvalde, bu olgu tarım ekonomisi ve çiftçi kitlelerine sahip az gelişmiş toplumlara ya da artık olmasa da Latin Amerika nın bazı ülkelerine yayıldı. Bu olgu post- endüstriyel ekonomilere ve post- demokratik siyasi sistemler olarak adlandırılan oluşumlara hiç beklenmeyen biçimlerde geldi. Burada, derin bir öngörüye ihtiyaç duyuyoruz ve Democrazia e diritto dergisinin bu sayısının yaptığı şey de bu. Centro per la Riforma dello Stato olarak Ernesto Laclau ile kitabı Popülist Akıl Üzerine yi tartıştığımızda, popülizme eleştiri getirirken halk kavramını kurtarma çabasını takdirle karşılamıştık. Bu, geçmişi ve geleceği ile İtalya deneyiminin örnekleyeceği gibi, takip edilmesi gereken doğru yoldur. Geçmiş deneyimler, Katolik popolarismo dan (Halk partisinin ve Hristiyan Demokratların ideolojik temeli) sosyalist gelenek ile komünist çeşitliliğe kadar olan büyük siyasi güçlerin halkçı/popüler bileşenler üzerine temellendiğini görmüştür. Halk olduğunda popülizm yoktu. Bunun tersine, günümüz İtalya sında popülizm var çünkü halk yok. Bu noktada, siyasal halk kavramına geri dönmek yararlı, doğrusunu söylemek gerekirse kaçınılmaz olabilir. Çünkü bu durum onunla alakalıdır. Kavramsal- gerçeklik olarak adlandırdığımız bu kavram nasıl ve ne zaman çözündü? Bu çözünme, sınıf fikri ile pratiğinin çözünmesi/zayıflaması ile aynı zamanda ve bağlamda meydana geldi. Sınıfın toplumsal koşullarının ortadan kalkması yüzünden değil, ona yapılan siyasi referansların terk edilmesinden dolayı çözündü. Eski toplumsal gelenekleri yâd ederek korumaya çalışmaktan ibaret ya da daha çok bunun tersine bütün sosyal bağlamların çözünmesine saldırgan bir şekilde uyum sağlayarak vuku bulan güncel popüler tepkiler, burada oluşan boşluğu doldurdu.

Lenin, ikincisine karşı, Rusya daki ilk popülizme hayrandı bizim de bugün Çay Partisi nden ziyade Halkın Partisi ne hayran olduğumuz gibi. Claudio Giunta nın yerinde bir şekilde Italianieuropei dergisinin popülizme odaklanmak sayısında (2010/4) önerdiği gibi, Christopher Lasch büyük olasılıkla yeniden okumaya değer. Lasch ın kendisinin yazdığı, bu sayıda yayınlanan özet metni, okumaya değer nitelikte: Solun alt sınıflara dair bütün ilgisini yitirmek için biraz vakti var. Bu kaybedilmiş bir davayı andıran her şey için bir alerjiktir. Kaybolmuş dava, bir zamanlar insanların yaptığı gibi, Parco della Musica Oditoryumu civarına hiç gitmemek gibi korkunç alışkanlıkları olan şehrin kenar mahallelerinde yaşayan insanların gündelik hayatları hakkında endişelenmektir. Halkın bugün ne demek olduğunu söylemek zor. Turbo- kapitalizmin halkı: toplumsal kompozisyon, bölgesel kökenler, miras kalan gelenekler, dil, lehçe, kültür, metropoller arasındalık, orta ölçekli ve küçük kasabalar, köyler ve kırsal kesim, kadınlara dair farklar burada ve bu noktada, toplumsal hiyerarşinin altında yer alıyor. Bunlar gelecekteki bir Sol için olası araştırma alanları. İnternette gezinerek sıkıntı içindeki insan varoluşunun en derin noktalarına temas etmemiz mümkün olmayacak. Biyopolitikayla da sıradan insanların ihtiyaçlarına, et ve kemikten meydana gelen kadınlar ve erkekler olarak, söylenegelen kimselere dokunmak mümkün değil. Kutsal sözü tekrarlayalım: Hiçbir şey eskiden olduğu gibi değil, hiçbir şey önceki gibi ifade edilemez. Ama ben halkın tanım olarak alt sınıflar anlamına gelmesi ve 18. yüzyıldaki mekanik, kaba ve can sıkıcı görevlerle meşgul ve yönetimden ve kamusal hayattaki rollerden dışlanmış bir popülasyon olarak tanımından başka bir tanımlama göremiyorum. Hala çoğunluktalar mı? Bu sorunun cevabı dünyaya hangi bakış açısıyla baktığımıza bağlı: Batı ya da doğudan, kuzey ya da güneyden. Şimdi bizim küçük bahçemizde yani paramparça olsa da cazibesini yitirmeyen memleketimizde çelişki hiç olmadığı kadar hızla büyüyor. Kriz ya da büyüme dönemi fark etmeksizin, geçtiğimiz on yıllarda zengin ve fakir arasındaki uçurum artmaya devam etti. Çalışanlar artık daha çok çalışıp daha az kazanıyor. Çalışmayanlar, çalışmaya gücü yetmeyenler, toplumsal ölçek içinde kayıp gidiyorlar ve ilk kez böylesi tahmin edilemez bir entelektüel ikincil- proletarya (sub- proletariat) oluşuyor. Buna ek olarak orta tabakanın iş ortamında bir çeşit postmodern proleterleşme gerçekleşiyor. Sosyolojik olarak, halk denilen şeyin genişletilmiş bir biçimde yeniden üretildiğini söyleyebiliriz. Ama belirleyici olan bu niceliksel ölçü değil. Alt sınıfların kaderi niceliksel bir azınlık haline gelmek olarak çizilmiş gibi görünüyorsa da, onların tarafında yer almak elzemdir. Bugünün popülizmiyle savaşmak ve onun mantığını yerle bir etmek için işe yarayacak yalnızca bir yol var: halk denen şeye politik bir ifade kazandırmak. Gino Germani, gelenek ve modernlik parçalarının hem bir arada var olduğu hem de çarpıştığı, gelenekten moderniteye bir geçiş olarak popülizmin

incelikli bir okumasını veriyor. Germani her şeyden önce Latin Amerika popülizmine bakıyor. Öte yandan bu Rusya daki ve Amerika daki ilk popülizmler için de doğru. Günümüz popülizmi ise modernden postmoderne geçişi tarif ediyor. Kimse tarafsız bölge postmodernitenin gerçekte ne olduğunu bilmiyor ama şu an için görebildiğimiz şey, bunun ruhsuz bir dünya olduğu sadece bedenler sanal, etsiz bedenler, ve elde kalan zekaya sahip yegane varlıklar olarak makine uzantıları. Aslında bütün bunları temel olarak popülizme doğru yöneliş, yani gelişmiş toplumların bunama felaketi, en karanlık haliyle, açıklıyor. Siyasi- kurumsal biçim antisiyaset- kurumsal biçim demek daha doğru olacak popülist demokrasinin yeni Leviathan ı. Evcilleştirilmiş bir canavar olmaktan ziyade, halk oylamasından gelen rızanın kurnaz şiddetiyle kuşanmış, hayvansılaşmış bir makroantropos olarak, yeni avamdan karizmatik bile olmayan son lidere kadar herkes tarafından uygulanan iktidarın kesintiye uğrayabileceğinin çıplak gerçekliğini saklayan, katılımın parlak elbiselerini giyinmiş bir canavar. Günümüz popülizminde ne halk ne de bir prens var ve eğer çocukluktan öğrendiğimiz şey ( insanların ne olduğunu iyice öğrenmek için prens olmak gerekiyor ve prenslerin doğasını iyice öğrenmek için de halk olmak gerekiyor ) bir kez daha meyve verecekse, ilk önce çatışma kutuplarının yeni giysileriyle yeniden ortaya çıkması gerekiyor. Bunun olması için popüler demokrasi kisvesi altında, popülizmin bertaraf edilmesi lazım; çünkü popülizm iktidar ilişkilerinin üstünü örtüyor. Bu, çağımıza uygun düşen gerçekliğin işleyişini maskeleyip, garanti altına alan ideolojik bir aygıt. Bunun içinde her şeyi bulabiliriz: İletişimin diktatörlüğü, eski ve sürekli yinelenen gösteri toplumu, boş vakit medeniyeti, kitlelerin son retoriği, internetin retoriği, bir maduniyet mevkii olarak etkileşim. Sonuç olarak herkes abartılı bir şekilde politika üzerine konuşuyor, aşağılardan tepelere ya da zirvelerden ovalara inen noktalara bakmak yerine, bedenler ve arzular, müşterekler ve yönetim ve haklar ya da çatışmalar etrafında dönüp durarak. Bugün halk nasıl imal ediliyor, işte mesele bu. Sınıfın artık merkezi bir noktada durmadığı bugün, halk nasıl inşa edilir? Halkı inşa etmek bir toplumu inşa ederkenki zorlulukların benzerlerini beraberinde getiriyor. Bugün, burjuvazinin hayvani ruhunun 5 bireyler arasında fazlasıyla asosyal ilişkiler ürettiği ayrışmanın şafağında, tekrar kolektif kişiler topluluğunu yan yana getirmek mümkün mü? Dahası, ulus devletin artık egemen olmadığı bir düzlemde, bir prens nasıl meydana getirilebilir? Devletsiz ve hala iktidar gerçeği ile yüz yüze bir otorite nasıl olacak? Batının dışında da artık özgül durumlar bulunabiliyorken, normal bir devletin ne demek olduğuna kim karar veriyor? Laclau Margaret Canovan ın çalışmalarına, ister geç dönemindeki Micheal Oakeshott un özgürleşmeci ve pragmatist politikalar arasında yaptığı 5 Animal Spirits: Keynes in insan davranışlarını açıklarken kullandığı bir terim. İnsan davranışlarını yönlendiren içgüdü, duygular ve koşullanmalar bu metaforlarla anlatılır. ç.n.

ayrımı yeniden ele aldıkları olsun ister erken dönemdeki (Populism, 1981), kent popülizmi çerçevesinde, orijinal- kırsal türünden ayırarak elitlerle halk arasındaki ilişkinin sorunsallaştırıldığı çalışmaları olsun, birden çok referans veriyor. Politikanın anlamı ve dikey politik ilişkiler temaları burada dikkatli bir şekilde beraber harmanlanıyor. Bir zamandan öbürüne, tüm zaman boyunca ve her çağ için doğru olmayan bir biçimde, ve çağlar sayı olarak epey az olduğundan ilk tema, sürekli bir döngü halinde, sabit kalırken; ikincisi tarihin akışı içerisinde biçim değiştiriyor. Özgürleşme politikalarına ve realizm politikalarına bağlı kalarak, burada ve şu an, toplumun en altında ve iktidarın doruklarında neyin var olduğunu anlamalısınız. 20. yüzyıl size bir sınıf olarak halkı ve elit olarak partiyi verdi büyük bir hikâye ortaya koymak adına güçlü bir basitleştirme. Herkesin görebileceği üzere de, kitleleri harekete geçirdi. Tekrarlanamayacak bir model mi? Büyük olasılıkla evet. Çünkü özneler sistemi artık geride kaldı. Ama diyalektik olarak geride bırakmak evet, koca bir çağı! onun yönteminin özünü, politik hareketi de korumak anlamına geliyor. Halk ve elitler popülizme öncülük etmedi. Lider ve elitler popülizme öncülük etti. Elitlerin teorisi otoriteryen kişiliğe dair önleyici bir eleştiri yaptı ise de bunun büyük bir politik güç tarafından pratiğe dökülmesini önleye de bilirdi. Bugün de elitlerin teorisini yeniden önererek demokratik kişiliğe dair geriye dönük olarak bir eleştiri yapılabilir. Teorinin, güçlü bir politik hareket pratiği üzerinden meşruiyeti sarsılabilir. Kişileştirmenin gücünü yapı bozuma uğratmanın yalnızca bir yolu var ve bu da öncü sınıfların iktidarını yeniden kurmak. Bu yalnızca solda ve solla birlikte yapılabilir. Sadece burada siyasal halk kavramını toplumsal emek kavramı üzerinden özgülleştirip tarif ederek, bu kavramın özgün anlamını zihinsel olarak yeniden diriltmek mümkün. Kralın tebaası olan değil, vatandaşlardan oluşan değil, bunun yerine işçilerden oluşan bir halk. Emekçi (Çalışan) halk, çok yeni ve çok eski bir deyim. Çalışan insanın siyasetinin merkezinde çalışmak yaşamaktan ziyade varoluşsal bir yere ulaşır. İşçi sınıfı adalet ve özgürlükten yana tavır aldıktan sonra, elbette adalet ve özgürlüğün gerçek manasının hakkını vererek, belki de ilk kez genel sınıfı kurmak ve onun anlamını yeniden keşfetmek gerekli ve mümkündür. Bu çalışan halk sınıfıdır. İşin reddiyle, kendi durduğu yeri gururla ifade eden işçi sınıfı genel bir sınıf olmayı reddetmiş, yenilmeye mahkûm edilmiş devrimci bir özneden başka bir şey değildir. Bu politik yenilgiyi tarihin sonu olarak algılamamak için, bu mefhumun tam olarak parladığı yeri iyi kavramak, bağlamlandırmak, yeniden başlamak ve ileriye doğru yol almak gerekiyor. Çıkış yolu totus politicus dur. Bir genel sınıf olarak işçi (çalışan) halk, yayılmış ve parsellenmiş, geniş bir coğrafyaya uzanmış ve parçalanmış, bölgeselleştirilmiş ve küreselleştirilmiş çalışma koşullarıyla, sadece bugün mümkündür bir nevi kıstasları olmayan emeğin Marksist anlamı, yani ellerin yıpranmasından

kavramın kendisinin yıpranmasına, sevmediğimiz işten bulamadığımız işe geçildiği, bir kıta oluşturan adalardan meydan gelen bir takımada gibi. Elit nedir? İşçileri halk yapan politik bir güçtür. Sadece kendini değil, emeği ve yöneten özneyi kuran öncü bir sınıftır. Bu yüzden nihai hedefin adını yakında bulacağız. Bu esnada bu noktaya nasıl varacağımız hakkında konuşmamız gerekiyor. İngilizceden Çevirenler: Ferda Nur Demirci ve Kafkalnikhov