Akne Vulgarisli Hastalarda Mizaç-Karakter Özelliklerinin İncelenmesi Assesment of Temperament and Character Profile of Patients with Acne Vulgaris



Benzer belgeler
Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Akne Vulgaris Hastalarında Karakter ve Mizaç Özellikleri

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Akne Vulgaris in Psikiyatrik Etkileri

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

Akneli Vulgarisli Hastaların Stresle Baş Etme Tutumlarının Öfkeyi İfade Tarzlarıyla İlişkisi

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

Akneli hastalarda akne şiddeti ve depresyon ilişkisi

Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Afyonkarahisar, Türkiye 2

Pruri Universalis, Alopesi Areata, Psoriasis Vulgaris ve Kronik Ürtikerde Beck Depresyon, Durumluk ve Sürekli Kaygı Envanterlerinin Değerlendirilmesi

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Akne Vulgaris Hastalarında Sosyal Kaygı Düzeyi ve Bunun Klinik Değişkenler İle İlişkisi

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

PSİKODERMATOLOJİDE KULLANILAN ÖLÇEKLER

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

[BİROL BAYTAN] BEYANI

Akne hastalarında yaşam kalitesi, problem çözme, kontrol odağı ve öfke eğilimi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

A.Evren Tufan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi

Suicide and personality

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

Yardımcı Doçent Psikoloji Haliç Üniversitesi 2000 Yardımcı Doçent Psikoloji FSM Vakıf Üniversitesi 2011

HOŞGELDİNİZ. Diaverum

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

ADLİ VAKA SÜRECİNDE HASTA ve AİLE İLE İLETİŞİM

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Alopesi Areata ve Akne Vulgarisin Ruhsal Durum Üzerine Etkileri

Huzursuz Bacaklar Sendromlu Hastaların Mizaç ve Karakter Özellikleri

Diffüz alopesili kadınlarda öfke, anksiyete ve depresyon

POSTPARTUM DEPRESYON VE ALGILANAN SOSYAL DESTEĞİN MATERNAL BAĞLANMAYA ETKİSİ

Seboreik Dermatit Hastalarının Depresyon, Anksiyete Düzeyleri ve Yaşam Kalitesi

TIP FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNDE GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ VE DEPRESYON ŞÜPHESİ İLİŞKİSİ

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

OBEZİTE Doç. Dr. Erdal Vardar 46. UPK

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Hemodiyaliz Hastalarının Psikolojik Dayanıklılık Durumları ve Etkileyen Faktörlerin Değerlendirilmesi

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

KRONİK BÖBREK HASTALIĞI OLAN BİREYLERİN PSİKOSOSYAL GEREKSİNİMLERİ

Depresif Duygudurum ile Kiflilik Aras ndaki liflki: Beck Depresyon Envanteri ile Mizaç ve Karakter Envanteri nin Karfl laflt r lmas

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Sigara Bırakmada Psikopatoloji, Bağımlılık Şiddeti ve Mizaç Karakter Özellikleri

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

Mental sağlığın korunmasında etkili faktörler. Prof. Dr. Zeynep Oşar Siva İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

14 Aralık 2012, Antalya

1 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji 2 FMC Türkiye 3 İzmir Katip Çelebi Üniversitesi

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim. Akademik Ünvanlar HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ SEVGİNAR VATAN.

Mizaç ve Karakter Envanteri nin Türkçe Formunun Faktör Yapısı, Geçerlik ve Güvenilirliği

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Parkinson Hastalığı ile α-sinüklein Geni Polimorfizmlerinin İlişkisinin Araştırılması

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

Psoriasis Hastalarında Depresyon, Anksiyete ve Yaşam Kalitesinin Hastalığın Şiddeti ile İlişkisi

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

Emine Sevinç Tok. İzmir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü. Gürsel Aksel Bulvarı No: Üçkuyular İzmir

Kronik Solunum ve Kalp Hastalıklarında Anksiyete ve Depresyon Sıklığı ve İlişkili Özelliklerin Değerlendirilmesi

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

Sağlıkta Yaşam Kalitesinin Klinikte Kullanımı

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

DİYABETTEN KORUNMADA CİNSİYET İLİŞKİLİ FARKLILIKLAR. Dr. İlhan TARKUN Kocaeli Üniversitesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

İKÇÜSBFD ARAŞTIRMA / RESEARCH. Meltem ERTAŞ, Uzm. Hem. 1, Gülay OYUR ÇELİK, Yrd. Doç. Dr. 2. Özet

Sosyal ilişkilerde kişilik özellikleri etkili mi? Sosyal ağ, yalnızlık ve algılanan sosyal desteğin aracı etki olarak incelenmesi

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

HEDEF BELiRLENEN ENGELLi OLAN VE OLMAYAN ÖGRENCILERDE ANTRENMANIN PERFORMANS VE DUYGUSAL DURUMLAR ÜZERiNE ETKisi

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Transkript:

Araştırma Makalesi / Research Article 255 Doi: 10.4274/npa.y6059 Akne Vulgarisli Hastalarda Mizaç-Karakter Özelliklerinin İncelenmesi Assesment of Temperament and Character Profile of Patients with Acne Vulgaris Perihan ÖZTÜRK1, Fatma Özlem ORHAN2, Neslihan DOKUR1, Ali ÖZER3 1Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye 2Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye 3Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye ÖZET Amaç: Akne vulgaris toplumda sık görülmesi ve yüzde daha fazla yerleşmesi sebebiyle kişilerin sosyal ve psikolojik yönlerini olumsuz olarak etkilemektedir. Deri hastalıklarında kişilik yapısını araştıran çalışmaların sonuçları çelişkilidir. Bu çelişkiyi gidermek için, Cloninger in psikobiyolojik kişilik modeli gibi kişiliği birçok boyutta incelemeye ve biyolojik yapı ile ilişki kurulmasına olanak sağlayan bir kişilik modeli düşünülebilir. Bu çalışmanın amacı akneli bireylerde mizaç-karakter profillerini ölçmektir. Yöntemler: Dermatolojik muayene ile akne vulgaris tanısı konan 30 hasta ile yaş ve cinsiyet uyumlu 30 sağlıklı birey çalışmayı alındı. Akne vulgaris hastaları aknenin şiddetine göre 2 gruba ayrıldı. Komedonal aknesi olanlar grup 1; papül, püstül ve nodüler aknesi olanlar grup 2 olarak kabul edildi. Hasta ve kontrol grubuna Mizaç ve Karakter Envanteri, Hastane anksiyete depresyon ölçeği uygulandı. Bulgular: Akne vulgarisi olan hastalar sağlıklı kontrollerle karşılaştırıldığında mizaç karakter özelliklerinin değişmediği (p>0,05), bununla birlikte anksiyete ve depresyon puanlarının kontrol grubuna oranla daha yüksek olduğu tespit edildi. Gruplar arasında TCI ve alt birimlerinin değerlendirilmesinde anlamlı farklılık olmadığı bulundu (p>0,05). Yapılan korelasyon analizinde ise TCI mizaç boyutunda yenilik arayışının (NS) alt ölçeklerinden NS3 (savurganlık), zarardan kaçınma alt ölçeklerinden HA4 (çabuk yorulma ve dermansızlık); karakter boyutunda ise işbirliği yapma alt ölçeklerinden olan C3(yardımseverlik) akne süresi ile pozitif ilişkili idi (p=0,001). So nuç: Çalışmamız sonucunda akne vulgarisli bireylerin anksiyete depresyon puanlarının yüksek olmasına karşın, mizaç karakter özelliklerinin değişmediği kanısındayız. (Nöropsikiyatri Arflivi 2012; 49: 255-259) Anahtar kelimeler: Akne, mizaç, karakter, anksiyete, depresyon Çıkar çatışması: Yazarlar bu makale ile ilgili olarak herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir. ABSTRACT Objective: Acne vulgaris is a common disease in the community and it has negative social and psychological effects due to its location especially on the face. Results of the studies investigating the personality structure of patients with skin diseases are conflicting. To resolve this contradiction, Cloninger s psychobiological model of personality, which sets a relation with the biological structure and examines the personality in many dimensions, may be considered. The purpose of this study was to measure the temperament and character profiles of patients with acne. Methods: 30 patients who were diagnosed with acne vulgaris by dermatological examination and a control group consisted of 30 age- and sex-matched healthy subjects were studied. According to lesion severity, the patients with acne vulgaris were divided into two groups: Group 1 - acne vulgaris with comedones, Group 2 - acne vulgaris with papules and pustules and nodules. The Temperament and Character Inventory and the Hospital Anxiety Depression Scale were administered to both patients and control group. Results: Temperament and character propertyies of patients with mild to moderate acne did not change (p>0.05); however, anxiety and depression scores were found to be increased. There has been no difference found in the temperament and character inventory (TCI) and subscales between the two groups (p>0.05). In the correlation analysis, the sub-scales NS3 (extravagance) of novelty seeking (NS), HA4 (fatigability) of harm avoidance and the sub-scale C3 (helpfulness) of cooperativeness were found positively correlated with acne period (p=0.001). Conclusion: We suggest that if predisposition to anxiety and depression are known the effectiveness of treatment in individuals with acne vulgaris may be enhanced. (Archives of Neuropsychiatry 2012; 49: 255-259) Key words: Temperament, character, anxiety, depression Conflict of interest: The authors reported no conflict of interest related to this article. Giriş Akne vulgaris; pilosebase ünitenin (kıl folikülü+sebase bez) inflamatuar bir hastalığı olup özellikle genç erişkinler arasında oldukça sık görülmekte nadiren de olsa adolesan dönemde de ortaya çıkabilmektedir (1). Toplumun yaklaşık %85 i hayatının bir döneminde akne vulgaristen şikayetçi olmakta (2), sıklıkla yüzü etkileyen ve yaşam boyu devam eden bu hastalık kalıcı skarlara neden olabilmektedir (3). Dış görünüm kişinin vücut imaj algısı açısından önemli olduğundan düşük şiddette olsa bile akne vulgaris Yaz flma Adresi/Correspondence Address: Dr. Perihan Öztürk, Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalı, Kahramanmaraş, Türkiye Gsm: +90 532 574 5881 E-pos ta: drperihanozturk@hotmail.com Geliş tarihi/received: 10.03.2011 Kabul tarihi/accepted: 20.09.2011 Nöropsikiyatri Arşivi Dergisi, Galenos Yayınevi taraf ndan bas lm flt r. / Archives of Neuropsychiatry, published by Galenos Publishing.

256 Akne Vulgarisli Hastalarda Mizaç - Karakter Özelliklerinin İncelenmesi Nöropsikiyatri Arflivi 2012; 49: 255-259 Archives of Neuropsychiatry 2012; 49: 255-259 emosyonel, sosyal ve psikolojik fonksiyonları etkileyebilmektedir (4,5). Emosyonel stres akne vulgarisi şiddetlendirebildiği gibi akneli hastalarda psikiyatrik sorunlar da oluşabilmektedir (3). Adolesan dönem özgüven ve sosyal becerilerin gelişiminde çok önemli bir dönemdir. Akneli kişilerde kendine güven, sosyal ilişki kurma başarısı ve psikolojik iyilik hali olumsuz etkilenir (6). Kişilik gelişiminde önemli bir dönüm noktası olan, beden görünümü ve benlik imgesinin neredeyse benlik saygısıyla eşdeğer tutulduğu ergenlik döneminde kendisini gösteren akne vulgaris, bireyin kimliğinin yapılanmasında olumsuz bir role sahip olabilir. Benlik saygısında yarattığı azalma, anksiyete ve depresyon gibi duygularla birlikte kişilerarası ilişkilere olumsuz yansıyabilmektedir. Bu olumsuzluk, kişinin günlük yaşama ilişkin güçlüklerle başa çıkmasında uyuma götürmeyen yöntemlere başvurmasına yol açarak kendilik algısındaki olumsuzluğu pekiştirebilmekte, kişilik örüntüsünde kalıcı izler bırakabilmektedir (7). Kişiliği değerlendirmek için boyutsal psikobiyolojik model Cloninger tarafından geliştirilmiş ve kişiliğin iki temel bileşeni olan mizaç ve karakter incelenmiştir. Mizaç duygusal uyarılara doğuştan yapısal olarak belli bir şekilde otomatik tepki gösterme eğilimi; karakter ise bireyin göreceli değişmeyen, nesnel olarak gözlenebilen davranışları ve öznel olarak bildirilen iç deneyimleri olarak tanımlanmaktadır. Karakter bireyin yaşam tarzı ve davranış şekli olarak çevresi ile karşılıklı ilişkileri devam ettirmek için bilinçli veya bilinç dışı geliştirdiği tepki ve yanıt davranışlarını da içerir (8,9,10). Akne vulgaris hastalarında mizaç karakter özellikleri ile ilgili çalışma bulunamadı. Çalışma 2010 yılında dermatoloji polikliniğine başvuran akne vulgaris tanısı alan hastalarda mizaç karakter özellikleri ile depresyon ve anksiyete ilişkisini araştırmak için yapılmıştır. Yöntem Çalışma Temmuz - Kasım 2010 tarihlerinde dermatoloji kliniğine başvuran akne vulgaris hastaları arasından seçilerek yapıldı. Çalışmaya başlamadan önce tıp fakültesi etik kurulundan gerekli izin ve onay alındı. Tüm hastalar bu çalışma öncesinde bilgilendirildi ve onayları alındı. Bu çalışmaya 30 akne vulgaris hastası, 30 sağlıklı kontrol grubu alındı. Akne vulgaris hastaları aknenin şiddetine göre 2 gruba ayrıldı. Komedonal aknesi olanlar grup 1; komedonlara ilaveten papül, püstül ve nodüler aknesi olanlar grup 2 olarak kabul edildi. Hastaların çalışmaya alınma kriterleri: 15 yaş üstü olma, akne vulgaris tanısı alma, okur yazar olma, sistemik, metabolik hastalığının bulunmaması, bunama, zeka geriliği, bilişsel bozukluk, tekrar eden suisid düşünce varlığı ve psikotik hastalığın olmaması, psikiyatrik ilaç kullanmama, ilerlemiş nörolojik hastalığın ve dekompanse sistemik hastalığın bulunmaması olarak belirlendi. Dermatoloji kliniğine başvuran akne vulgarisli hastalara öncelikle çalışma hakkında bilgi verildi ve çalışmaya katılmayı kabul edip etmedikleri soruldu. Çalışmaya katılmayı kabul eden hastaların bu kriterlere uyup uymadığına hekim görüşmesi ile karar verildi. Kriterleri tamamlamayan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Dermatoloji kliniğinde yapılan muayene sonrası akne tanısı alan ve çalışmaya katılan hastalara rutin kan biyokimyası (glukoz, üre, kreatinin, ALT, AST), hormon tahlilleri (FSH, LH, östrojen, progesteron, serbest testesteron, DHESO4, prolaktin) tetkikleri bakıldı. Sistemik hastalığı olanlar çalışmaya dahil edilmedi. Bu şekilde çalışma kriterlerini sağlayan 30 hasta çalışmaya alındı. Kontrol grubu ise personeller ve öğrenciler arasından seçildi. Kontrol grubu için aknesi olmayan, sistemik, metabolik ve psikiyatrik hastalık tanısı almamış olan sağlıklı gönüllüler alındı. Hasta ve kontrol grubunun sosyodemografik özellikleri kaydedildikten sonra Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD) ve mizaç karakter envanteri (TCI) uygulandı. Sosyodemografik bilgi formu: Hasta ve kontrol grubunun genel bilgilerini içermektedir. İlk başvuruda uygulanan bu formda yaş, cinsiyet, meslek, akne süresi, aknenin şiddeti, kullandığı ilaçlar yer almaktadır. Mizaç ve Karakter Envanteri (Temperament and Character Inventory-TCI): Cloninger, mizaç ve karakter üzerine psikobiyolojik bir model geliştirmeye çalışmış ve bu modele uygun olacak şekilde 1987 de Üç Boyutlu Kişilik Ölçeği nin (Tridimentional Personality Questionnaire-TPQ) ilk şeklini geliştirmiştir (9). 1993 te ise bu ölçeğe arkadaşlarıyla birlikte bir mizaç boyutu ile üç karakter boyutu ekleyerek ölçeğin adını Mizaç ve Karakter Envanteri (Temperament and Character Inventory-TCI) olarak değiştirmişlerdir (11). Ölçek doğru ya da yanlış şeklinde yanıtlanan 240 maddeden oluşan bir kendini değerlendirme ölçeğidir. TCI yedi üst sıra ölçekten oluşmaktadır. Sebat etme dışında tüm boyutlar, üç ve beş arasında alt ölçeklere ayrılmıştır. Mizaç boyutunda, yenilik arayışı (NS) 4 alt ölçeğe (NS1: keşfetmekten heyecan duyma, NS2: dürtüsellik, NS3: savurganlık, NS4: düzensizlik), zarardan kaçınma (HA) 4 alt ölçeğe (HA1: beklenti endişesi, HA2: belirsizlik korkusu, HA3: yabancılardan çekinme, HA4: çabuk yorulma ve dermansızlık), ödül bağımlılığı (RD) 3 alt ölçeğe (RD1: duygusallık, RD3: bağlanma, RD4: bağımlılık), ayrılmıştır. Karakter boyutunda, kendi kendini yönetme (S) 5 alt ölçeğe (S1: sorumluluk alma, S2: amaçlılık, S3: beceriklilik, S4: kendini kabullenme, S5: uyumlu ikincil huylar), işbirliği yapma (C) 5 alt ölçeğe (C1: sosyal onaylama, C2: empati duyma, C3: yardımseverlik, C4:acıma, C5: erdemlilik-vicdanlılık), kendini aşma (ST) 3 alt ölçeğe (ST1: kendilik kaybı, ST2: kişiler ötesi özdeşim, ST3: manevi kabullenme) ayrılmıştır (11,12). Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği (HAD), hastada anksiyete ve depresyon yönünden riski belirlemek, düzeyini ve şiddet değişimini ölçmek amacıyla uygulanan kendini değerlendirme ölçeğidir. Toplam 14 soru içermekte ve bunların yedisi anksiyeteyi ve diğer yedisi depresyonu ölçmektedir (13). Aydemir ve arkadaşlarının (14) yaptıkları geçerlik ve güvenirlik çalışması sonucunda anksiyete alt ölçeği için kesme puanı 10/11, depresyon alt ölçeği için ise 7/8 bulunmuştur. Buna göre bu puanların üzerinde alanlar risk altında olarak değerlendirilir..çalışmamızda anksiyete için kesme puanı 10, depresyon için kesme puanı 7 olarak kabul edildi. İstatistiksel Analiz Çalışmada elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için, SPSS (Stastical Package for Social Sciences) for Windows 15.0 programı kullanıldı. İstatistiksel değerlendirmelerde ki-kare testi, Student s T testi, spearman korelasyon testi yapılmıştır. Tüm sonuçlar için anlamlılık değeri p<0,05 düzeyi kabul edilmiştir.

Nöropsikiyatri Arflivi 2012; 49: 255-259 257 Archives of Neuropsychiatry 2012; 49: 255-259 Akne Vulgarisli Hastalarda Mizaç - Karakter Özelliklerinin İncelenmesi Bulgular Çalışmayı toplam 30 hasta tamamladı. Çalışmaya alınan akne vulgaris hasta grubunda yaş ortalaması 19,03±3,82 yıl; kontrol grubunda yaş ortalaması 20,53±3,65 yıl olarak değerlendirildi. Hastaların 22 si kadın 8 i erkek, kontrol grubunun ise 16 sı kadın, 14 ü erkekti. Akne vulgaris hastaları ve kontrol grupları arasında yaş ve cinsiyet bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05). Hasta grubunda 22 öğrenci (diğerleri 4 hastane personeli, 1 ev hanımı, 3 işsiz), kontrol grubunda ise 22 öğrenci (diğerleri 5 personel, 3 işsiz) vardı. Hasta ve kontrol grubu meslekleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p>0,05). Akne vulgaris hastalarının ve kontrol grubunun sosyodemografik özellikleri Tablo 1 de yer almaktadır. Hastalarda ortalama akne süresi ortalama 3,53±2,20 yıl olarak bulundu. Akne vulgaris hastaları ve kontrol grubunun TCI puanları karşılaştırıldığında akne vulgaris hastaları ve kontrol gruplarının TCI mizaç ve karakter ölçeklerinde ve alt ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0,05). Hastaların 16 sı grup 1, 14 ü grup 2 de yer almaktaydı. Hastalarda grup 1 ve grup 2 arasında TCI puanları ve alt ölçekleri karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu (p>0,05). Hastaların cinsiyetleri ile TCI puanları ve alt ölçekleri kontrollerle karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmedi (p>0,05). Hasta grubunda cilt bakımı için kozmetik ilaç kullanım oranı %40 iken, kontrol grubunda bu oran %10 olarak bulundu. Akne vulgaris hastaları ve kontrol grubunu anksiyete açısından karşılaştırıldığında anksiyete puanları hasta grubunda belirgin olarak yüksek bulundu (p<0,005). Yine hasta grubuyla kontrol grubu karşılaştırıldığında hasta grubunda depresyon puanları anlamlı bir şekilde yüksek bulundu (p<0,05) (Tablo 2). Yapılan korelasyon analizinde ise TCI mizaç boyutunda yenilik arayışının (NS) alt ölçeklerinden NS3 (savurganlık) akne süresi ile pozitif korele olarak bulundu (p=0,00). TCI nın mizaç boyutunda zarardan kaçınmanın (HA) alt ölçeklerinden HA4 (çabuk yorulma ve dermansızlık) akne süresi ile pozitif korele olarak bulundu (p=0,04). TCI nın karakter boyutunda işbirliği yapma (C) nın alt ölçeklerinden C3 (yardımseverlik) akne süresi ile pozitif bulundu. TCI nın hem mizaç hem de karakter boyutunun akne tipi ile korelasyonu bulunmadı. Anksiyete ve depresyonun ise akne süresi ve tipi ile korelasyonu bulunmadı (Tablo 3). Tartışma Akneli vulgarisli hastalar ve alt gruplarının kontrollerin karşılaştırıldığı bu çalışmada TCI nın anlamlı farklılıklar içermediği sonucuna varıldı. Kişilik ile akne gelişimi arasında bir ilişki olup olmadığı konusunda kesin bilgi henüz bulunmamaktadır (7). Bu ilişkinin anlaşılabilmesi için kişiliği psikobiyolojik modele göre değerlendirme olanağı veren Mizaç ve Karakter Envanteri ile yapılan çalışmaların önemli katkılar sağlayabileceği öne sürülmüştür (3,15). Akneli kişilerde stabil olmayan, çekingen kişilik özellikleri gibi nörotik özelliklerin olduğunu ileri süren yazarlar yanısıra, aknenin organik bir olay olarak ele alınmasının gerektiğini, kişilik özelliklerinin akne gelişimi üzerinde etkisi olmadığını söyleyen yazarlar da bulunmaktadır (16,17). Çeşitli çalışmalarda akneli hastalarda depresyon ve sosyal anksiyete değerlendirmesi yapılmış, hastalarda bu ölçümlerin %18-48 olduğu ve hastalığın bireylerin yaşamlarında kısıtlamalar oluşturduğu öne sürülmüştür (18,19,20). Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise akneli bireylerde obsesif kompulsif belirtilerinin Tablo 1. Hastaların sosyodemografik özellikleri Akne Kontrol P (n=30 %) (n=30 %) Cinsiyet Kadın 22 (73,3%) 16 (53,3%) 0,108 Erkek 8 (26,7%) 14 (46,7%) Meslek Öğrenci olmayan 8 (26,7%) 8 (26,7%) 1,0 Öğrenci olan 22 (73,3%) 22 (73,3%) Yaş (ort±sd) 19,03±3,82 20,53±3,65 0,126 Tablo 2. Hasta ve kontrol grubunun HAD ortalama puanlarının karşılaştırılması Akne Kontrol P (n=30) (n=30) HAD-A 10,46±3,64 7,56± 2,82 0,001 HAD-D 7,33±3,42 5,50±3,41 0,042 Tablo 3. Akne süresi ve tipi ile TCI, anksiyete ve depresyon düzeylerinin korelasyonu İstatistiksel değerler Akne süre Akne tipi NS1 P 0,81 0,68 (Keşfetmekten Heyecan Duyma) R 0,46-0,07 NS3 (Savurganlık) P 0,00 0,22 R 0,66-0,22 HA4 (Çabuk yorulma P 0,04 0,98 ve dermansızlık) R 0,37-0,00 HAT (zarardan kaçınma) P 0,24 0,93 R 0,21-0,01 RDT (ödül bağımlılığı) P 0,14 0,95 R -0,27-0,01 P (sebat etme) P 0,43 0,69 R -0,14 0,07 C3 (Yardımseverlik) P 0,02 0,08 R 0,41 0,32 CT (işbirliği yapma) P 0,25 0,48 R 0,21-0,13 STT (kendini aşma) P 0,25 0,55 R 0,21 0,11 ANKSİYETE P 0,34 0,88 R 0,17 0,02 DEPRESYON P 0,91 0,72 R -0,02 0,06

258 Akne Vulgarisli Hastalarda Mizaç - Karakter Özelliklerinin İncelenmesi Nöropsikiyatri Arflivi 2012; 49: 255-259 Archives of Neuropsychiatry 2012; 49: 255-259 yanı sıra depresyon ve kişilerarası duyarlılık ölçeklerinin de yüksek olduğu belirlenmiştir (21). Özcan ve ark ise akne ile anksiyete depresyon arasında kontrol grubuna göre istatistiksel açıdan anlamlı olmayan hafif bir yükseklik bulmuşlardır (7). Gupta ve arkadaşları çalışmalarında akneli hastaların % 6 sında intihar eğilimi olduğunu bildirilmişlerdir (22). Fried ve ark iki ayrı çalışmalarında akneli hastalarda depresyon ve intihar eğilimi % 7,2 bulmuşlardır (23,24). Baz ve arkadaşları da şiddetli aknesi olan hastalarda isotretinoin tedavisinin yaşam kalitesi ve anksiyete-depresyon üzerine etkisini araştırmışlar, bu amaçla DLQI ve HAD (Hastane Anksiyete-Depresyon) ölçeklerini uygulamışlardır. Tedavi öncesi ve tedavinin 16. haftasında hasta ve kontrol grubuna aynı ölçekler uygulanmıştır. Tedavi sonrasında hasta grubunda HAD skorunda önemli bir değişiklik saptamamışlardır (25). Kellett ve arkadaşlarıda tedavi ile depresyon ve anksiyetede değişiklik olmadığını saptamışlardır (26) Biz de çalışmamızda önceki çalışmaların bazıları ile benzer şekilde HAD-A ve HAD-D ortalama puanlarının kontrol grubuna göre anlamlı şekilde yüksek olduğunu saptadık. Bu çelişkili sonuçlar bu alanda daha fazla veriye gereksinim olduğunu ve başka değişkenlerin de varolabileceğinin göz önünde bulundurulması gereğini ortaya koymaktadır. Kişiliği değerlendirmek için psikobiyolojik model Cloninger tarafından geliştirilmiş ve kişiliğin iki temel bileşeni olan mizaç ve karakter incelenmiştir. Mizaç duygusal uyarılara doğuştan yapısal olarak belli bir şekilde otomatik tepki gösterme eğilimi; karakter ise bireyin göreceli olarak değişmeyen, nesnel olarak gözlenebilen davranışları ve öznel olarak bildirilen iç deneyimleri olarak tanımlanmaktadır. Karakter, bireyin yaşam tarzı veya davranış şekli olarak çevresi ile karşılıklı ilişkileri devam ettirmek için bilinçli veya bilinç dışı geliştirdiği tepki ve yanıt davranışlarını da içerir. Mizaç bileşenlerinin genetik olarak bağımsız oldukları ve %40-60 kalıtsal özellik gösterdikleri düşünülmektedir. Karakter ölçeğinde genetik etkilerin %10-15, yaşanan çevresel etkilerin %30-35 oranlarında etkili olduğu öne sürülmektedir (9,11,12). Dermatolojik hastalarda kişilik özelliklerini araştıran sınırlı sayıda araştırma bulunmaktadır (8,27,28). Doruk A ve ark, genç erişkin erkek örneklerinde psöriyazis ve alopesi areata olgularının mizaç ve karakter özelliklerini normal popülasyona benzer olarak buldular (27). Kılıç A ve ark psöriazis hastalarında TCI nın alt ölçeklerinden olan zarardan kaçınmayı anlamlı olarak yüksek ve kendini yönetmeyi ise anlamlı düşük olarak bulmuşlardır (8). Güler Ö ve ark ise; psöriazisli hastalarda saptanan kişilik özelliklerinin maddeyle ilişkili bozukluklarda gözlenenlere benzer olduğunu, vitiligolu hastalarda ise psöriazisin tersine yenilik arayışı puanlarının düşük oluşunu, monoton durumlara daha dayanıklı, tahammüllü oldukları ve yeni uyaranlara daha az ilgi gösterdikleri şeklinde yorumladılar. Ayrıca total zarardan kaçınma skoru ile çabuk yorulma alt skorunun nörodermatitli hastalarda düşük oluşunu ise bu hastaların zarardan daha az kaçınan daha iyimser ve enerjik olmaları olarak yorumladılar (28). Literatür taramasında geniş serilerde akne vulgaris oluşumunda mizaç ve karakter özelliklerinin rol oynayıp oynamadığını araştıran çalışmaya rastlanmamıştır. Bu açıdan bizim çalışmamız TCI uygulanarak yapılan ilk çalışma niteliğindedir. Mizaç ve karakter özellikleri açısından değerlendirildiğinde, çalışmamızdaki akne hastalarında süre ile zarardan kaçınmanın alt ölçeklerinden çabuk yorulma ve yenilik arayışı alt ölçeklerinden savurganlığın ilişkili olduğu görülmüştür. Yenilik arayışı (NS) mizacı, yenilikle karşılaşıldığında yapılan araştırıcı etkinlikleri yansıtmaktadır. NS mizacı boyutunda yüksek puanlar kolay heyecanlanma, hızlı karar verme, çabuk öfkelenme, düzensiz ve sistemsiz olma eğilimini ve zayıf dürtü denetimini yansıtmaktadır. Yüksek NS skoru göstermenin olumsuz yanı kişinin engellenmelerle karşılaştığında yoğun öfke yaşaması ve çabuk vazgeçmesidir, bu da kişilerarası ilişkilerde tutarsızlıklara ve sebatsızlığa yol açar (11,12,29). Çalışmamızdaki akne hastalarında süre ile savurganlığın korele olmasının aknenin tedavilere rağmen düzelmemesi durumunda hastaların medikal tedaviler yanında kozmetiklere de yönelişi ile ilgili olabileceğini düşündürdü. Yüksek zarardan kaçınma, pasif, sakınan, kendine güveni olmayan, olumsuzluk beklentisi içinde, kötümser bireyler olarak tanımlanmaktadır (10,11). Kendilerini güvende hissetmez, dolayısıyla etkin olamazlar. Strese dayanıklı değildirler, kolayca endişe ve korku hissederler (30). Hastalarımızda akne süresiyle zarardan kaçınma alt ölçeği olan çabuk yorulmanın ilişkisi, akne süresi uzadıkça hastaların yaşam streslerine hassasiyeti arttırarak yorgunluğa yol açıyor olabileceği şeklinde değerlendirilebilir. Korelasyon analizi ile elde edilen sonuçların güvenilirliği oldukça kısıtlıdır. Herhangi bir dermatolojik hastalıkta da benzer ilişkiler söz konusu olabilir. Diğer psikosomatik hastalıklarda olduğu gibi aknede de salt psikiyatrik durumu ve kişilik özelliklerini sorgulamak eksik olacaktır. Çok etkenli hastalık modeli çerçevesinde, genetik ve kişilik zemini üzerine eklenmiş çevresel ve duygusal sorunların sebum artışına yol açarak aknenin başlaması ve şiddetlenmesine neden olabileceği düşünülebilir (30,31,32). Hastalık süreçlerinin başlaması, alevlenmesi ve iyileşmesinde ruhsal etkenlerin rolü kadar özellikle beden imgesini etkileyen bozuklukların mizaç ve karakter üzerindeki etkileri önem taşımaktadır. Hastalıklara bu karşılıklı etkileşim çerçevesinde biyopsikososyal tıp modeline göre yaklaşmak ve tedavi planlarken bunları göz önünde bulundurmak önemlidir. Hasta sayısının kısıtlı olması ve hastalara uzman eşliğinde yapılandırılmış tanısal görüşme tekniği (SCID-1) uygulanmamasını çalışmamızın limitasyonları olarak düşündük. Kaynaklar 1. Demirçay Z, Şenol A, Seçkin D, Demir F. Akne vulgarisli hastalarda akne yaşam kalite ölçeğinin Türkçe Güvenilirlik Çalışması. Türkderm 2006; 40:94-97. 2. Rapp DA, Brenes GA, Feldman SR, Fleischer AB Jr, Graham GF, Dailey M, Rapp SR. Anger and acne: implications for quality of life, patient satisfaction and clinical care. Br J Dermatol 2004; 151:183-189. 3. Ermertcan AT. Akne ve yaşam kalitesi. Dermatose 2007; 6:91-97. 4. Yazici K, Baz K, Yazici AE, Köktürk A, Tot S, Demirseren D, Buturak V. Disease-spesific quality of life is associated with anxiety and depression in patients with acne. J Eur Acad Dermatol Venereol 2004; 18:435-439. 5. Mosam A, Vawda NB, Gordhan AH, Nkwanyana N, Aboobaker J. Quality of life issues for South Africans with acne vulgaris. Clin Exp Dermatol 2005; 30:6-9.

Nöropsikiyatri Arflivi 2012; 49: 255-259 259 Archives of Neuropsychiatry 2012; 49: 255-259 Akne Vulgarisli Hastalarda Mizaç - Karakter Özelliklerinin İncelenmesi 6. Öztürkcan S, Aydemir Ö, İnanır I. Akne vulgarisli hastalarda yaşam kalitesi. T Klin Dermatoloji 2002; 12:131-134. 7. Özcan Y, Özcan H, Ünal S. Akne vulgarisli bireylerde kişilik özellikleri. Klinik psikiatri 2000; 3:56-60. 8. Kiliç A, Güleç MY, Gül U, Güleç H. Temperament and character profile of patients with psoriasis. J Eur Acad Dermatol Venereol 2008; 22:537-542. 9. Cloninger CR. A systematic method for clinical description and classification of personality variants. A proposal. Arch Gen Psychiatry 1987; 44:573-588. 10. Cloninger CR, Przybeck TR, Svrakic DM. The Temperament and Character Inventory (TCI): a quide to its development and use. Washington University, St. Louis: Center for Psychobiology of Personality 1994. 11. Cloninger CR. A unified biosocial theory of personality and its role in the development of anxiety states. Psychiatr Dev 1986; 3:167-226. 12. Zigmond AS, Snaith RP. The hospital anxiety and depression scale. Acta Psychiatr Scand 1983; 67:361-370. 13. Zigmond AS, Snaith RP. The hospital anxiety and depression scale. Acta Psychiatr Scand 1983; 67:361-370. 14. Aydemir Ö. Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği Türkçe Formunun Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi 1997; 8:280-287. 15. Güleç MY. Psikosomatik hastalıklarda mizaç karakter. Psikiatride güncel yaklaşımlar 2009; 1:201-214. 16. Krowchuk DP, Stancin T, Keskinen R, Walker R, Bass J, Anglin TM. The psychosocial effects of acne on adolescents. Pediatr Dermatol 1991; 8:332-338. 17. Lim LCC, Tan TC. Personality, disability and acne in college students. Clin Exp Dermatol 1991; 16:371-373. 18. Tan JK. Psychosocial impact of acne vulgaris: evaluating the evidence. Skin Therapy Lett 2004; 9:1-3. 19. Niemeier V, Kupfer J, Demmelbauer-Ebner M, Stangier U, Effendy I, Gieler U. Coping with acne vulgaris. Evaluation of the chronic skin dis order questionnare in patients with acne. Dermatology 1998;196:108-115. 20. Kilkenny M, Stathakis V, Hibbert ME, Patton G, Caust J, Bowes G. Acne in Victorian adolescents: associations with age, gender, puberty and psychiatric symptoms. J Pediatr Child Health 1997; 33:430-433. 21. Aktan Ş, Özmen E, Yavuz Ş. Akne vulgarisli hastalarda görülen psikiyatrik belirtiler. Türkderm 1994; 28:93-98. 22. Gupta MA, Gupta AK. Depression and suicidal ideation in dermatology patients with acne, alopecia areata, atopic dermatitis and psoriasis. Br J Dermatol 1998; 139:846-850. 23. Fried RG, Gupta MA, Gupta AK. Depression and skin disease. Dermatol Clin 2005; 23:657-664. 24. Fried RG, Wechsler A. Psychological problems in the acne patient. Dermatol Ther 2006; 19:237-240. 25. Baz K, Yazıcı K, Köktürk A, Yazıcı AE, Yazıcı AC, Demirseren DD, İkizoğlu G. Effects of isotretinoin treatment on dermatological quality of life and anxiety/depression inpatients with severe acne. T Klin J Dermatol 2004; 14:75-79. 26. Kellett SC, Gawkrodker DJ. The psychological and emotional impact of acne and the effect of treatment with isotretinoin. Br J Dermatol 1999; 140:273-282. 27. Doruk A, Tunca M, Koç E, Erdem M, Uzun Ö. Psöriyazis ve Alopesi Areatalı Erkek Olgularda Aleksitimi, Öfke-Öfke İfade Tarzı ve Mizaç- Karakter Özellikleri. Turkiye Klinikleri J Med Sci 2009; 29:1503-1509. 28. Güler Ö, Emül M, Özbulut Ö, Geçici Ö, Kulaç M, Karaca Ş. Psöriyazis, Nörodermatit ve Vitiligolu Hastalarda Mizaç ve Karakter Profili. Nöropsikiyatri Arşivi 2007; 44:139-144. 29. Cloninger CR. A systematic method for clinical description and classification of personality variants. A proposal. Arch Gen Psychiatry 1987; 44:573-588. 30. Darcan A, Onur E, Köse T, Alkın T, Erdem A. Temporamandibular bozukluğu olan hastalarda mizaç ve karakter boyutları. Türk psikiyatri dergisi 2008; 19:274-282. 31. John KOO. Psychodermatology: A practical manual for clinicians. Curr Probl Dermatol 1995; 7:204-232. 32. Acar MA, Memişoğlu HR. Akne vulgaris. Dermatoloji, 2. Baskı, Tüzün Y çeviri editörü İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri 1994;483-488.