TÜRKİYE NİN YERALTISUYU KAYNAKLARI VE SU POLİTİKALARI. Jeoloji Müh. Behiç ÇONGAR YER ALTI SUYU KİRLİLİĞİ



Benzer belgeler
Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

Tuzlu Sular (% 97,2) Tatlı Sular (% 2,7) Buzullar (% 77) Yer altı Suları (% 22) Nehirler, Göller (% 1)

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

16-20 Mart 2015-İstanbul 1/28

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

TÜRKİYE'DE HİDROELEKTRİK POTANSİYELİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

Türkiye nin Yüzey Suyu Kaynakları (Nehirler, Göller, Barajlar) Usul (2008)

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

SU YILI ALANSAL YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon. Türkiye deki Atıksu Altyapısı ve Atıksu Mevzuatı

GÖLLER BÖLGESİNDE YERALTISUYU VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

KENTSEL SU YÖNETĠMĠNDE ÇAĞDAġ GÖRÜġLER VE YAKLAġIMLAR

Gıda Güvencesinde, Değişen İklimin Ardındaki Gerçekler

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

Türkiye nin Su Potansiyelinin Belirlenmesi Çalışmaları

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

HİDROLOJİ Doç.Dr.Emrah DOĞAN

SAMSUN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ YENİ HİZMET ALANI

Trakya Üniversitesi, İpsala Meslek Yüksekokulu

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE BU ALANDA TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

BAŞKENT ANKARA NIN YERALTISUYU POTANSİYELİ VE YÖNETİMİ

Şehirsel Teknik Altyapı. 8. Hafta Ders tekrarı yeni eklemeler

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

ULUSLARARASI SU DAYANIŞMA YILI

SÜRDÜRÜLEBİLİR SU YÖNETİMİ

Havza. Yağış. Havza. sınırı. Havza. alanı. Akarsu ağı. Akış Havzanın çıkış noktası (havzanın mansabı) Çıkış akımı

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? Çevre Sorunları Konu Değerlendirme Testi

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU

Yaşayan bir dünya için. Buket Bahar DıvrakD. 27 Mart 2008, İzmir

TÜRKİYE DE SINIRAŞAN YERALTISUYU REZERVLERİ VE KULLANIMI

HAVZA KORUMA EYLEM PLANLARI EYLEMLERİ

TÜRKİYE DE SINIRAŞAN YERALTISUYU REZERVLERİ VE KULLANIMI

(3 il, 52 ilçe, 24 belde ve 263 köy olmak üzere toplam

3.10. ÇEVRESEL SORUNLAR VE RİSK ALGISI

SU YÖNETİMİ VE GÖLLER BÖLGESİ

Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

ULUSAL SU VE SAĞLIK KONGRESİ

saf halde iken tatsız ve kokusuz bir maddedir. Küçük miktarlarda çıplak gözle bakıldığında renksizdir.

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

DRENAJ KANALLARINDA MEVSİMSEL KİRLENMENİN BELİRLENMESİ, AŞAĞI SEYHAN ÖRNEĞİ *

10. ÇEVRE İSTATİSTİKLERİ

TÜRKĠYE DEKĠ YERALTISULARININ ARAġTIRILMASI, ĠġLETĠLMESĠ Ve YÖNETĠMĠ ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

- Türkiye Denizlerinde Kirlenme Durumu

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Su temini açısından en değerli sular atmosferden yağışla gelen, yer üstü ve yer altında bulunan tatlı sulardır.

İklim Değişikliği ve Türkiye. Baran BOZOĞLU TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı

ÇEVRE KORUMA SU KİRLİLİĞİ. Öğr.Gör.Halil YAMAK

İSTANBUL UN ÇEVRE SORUNLARI

Bugün dünyamız çok kolay kirlenecek kadar küçük, çok zor temizlenecek kadar büyüktür.

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

USBS Ulusal Su Bilgi Sistemi Projesi

Su Çerçeve Direktifi ve Genel Kavramlar. Ülkemizde Yapılan Çalışmalar. Belirli kirleticiler ve ÇKS leri. Alıcı ortam bazlı deşarj standartları

KÜRESEL ĞİŞİKLİĞİ SU KAYNAKLARI VE KONYA HAVZASI NDA SOMUT ADIMLAR. Dr. Filiz Demirayak Genel Müdür

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

İSTANBUL UN YENİ SU KAYNAĞI SAKARYA NEHRİ VE SU ALMA YAPISI TEKNİK TESPİT GÖRÜŞÜ

SU KAYNAKLARI POTANSİYELİ

CEV 314 Yağmursuyu ve Kanalizasyon

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

KIRIKKALE BELEDİYESİ KIRIKKALE DE SAĞLIKLI KENT PLANLAMASI

RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇED İZİN VE DENETİM GENEL MÜDÜRLÜĞÜ LABORATUVAR ÖLÇÜM VE İZLEME DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Gübre Kullanımının Etkisi

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

TEBLİĞ. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden: İÇME SUYU TEMİN EDİLEN AKİFER VE KAYNAKLARIN KORUMA ALANLARININ BELİRLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞ

topraksuenerji-kuzey Çin'de kuraklık çok büyük bir tehdit oluşturuken hükümetin aldığı önlemler de bu tehlikenin daha da artmasına neden oluyor.

Dr. Rüstem KELEŞ SASKİ Genel Müdürü ADASU Enerji AŞ. YK Başkanı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER

Dünyada ve Türkiye'de alternatif su yönetimi arayışları ve öneriler. Dr. Akgün İlhan

AKARSULAR

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Diyarbakır Ticaret Borsası Laboratuar Rapor No:002-08

MARMARA BÖLGESİNDEKİ HAVZA KORUMA EYLEM PLANI

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

Ergene Havzası Koruma Eylem Planı 15 başlıktan meydana gelmektedir.

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

Su Hayatı, Biz Suyu Şekillendiriyoruz den beri...

Entegre Su Havzaları Yönetimi

NİSAN 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

EROZYON MODELİNİN GELİŞTİRİLMESİ & HAVZA VERİTABANININ OLUŞTURULMASI. Doğu Karadeniz Havzasının Su Çerçeve Direktifi Sınıflandırma Sistemi

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI. ORMANCILIK VE SU ŞÛRASI Mart 2013 SU KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ ÇALIŞMA GRUBU RAPORU

Çevre İçin Tehlikeler

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

TÜRKİYE NİN YÜZEY SULARI VE YERALTI SULARI POTANSİYELİ

Ergene Havzası nda Yağış ve Yeraltısuyu Seviye Verilerinin Değerlendirilmesi ÖZET

Transkript:

TÜRKİYE NİN YERALTISUYU KAYNAKLARI VE SU POLİTİKALARI Jeoloji Müh. Behiç ÇONGAR YER ALTI SUYU KİRLİLİĞİ Yeryüzüne ulaşan suyun özellikleri, yağmur ve kar suyu analizleriyle belirlenebilmektedir. Genellikle yağmur suyunda pek fazla çözünmüş ya da kolloidal madde bulunmaz. Yağmur suyunun PH değeri, endüstrileşme ve şehirleşmenin yoğun olmadığı yörelerde genellikle 5-6 değerindedir. Yağmur suyu yeryüzüne indiği andan itibaren kirlilik yükünde ani bir artış olur. Organik ve Anorganik partiküller, hayvansal ve bitkisel yaşam artıkları, doğal ve yapay gübreler ve mikroorganizmalar su ile birlikte yeraltına doğru taşınır. Yer altı sularının genellikle içme ve kullanma amacına uygun özellikler taşıdığı, bakteriyolojik açıdan emniyetli olduğu, arıtma gerektiği durumlarda yüzeysel sulara oranla açık daha az bir arıtma ile kullanılabildiği söylenilebilir. Yer altı sulan çok eski tarihlerden beri kullanıla gelmiştir. Ancak sağlık açısından taşıdıkları önem, 19. Yüzyılın ortalarına kadar yeterince anlaşılamamıştır. Yer altı sulan kirlenmeye karşı sulardan çok daha duyarlıdır. Özellikle toksik ve kalıcı bir kirlenmeye maruz kalmış bir yer altı su kaynağı pek çok kulanım açısından değerini çok uzun bir süre yitirmiş olur. Bunun sebebi, yer altı sularındaki değişim ve seyerlem kapasitesinin çok sınırlı oluşudur. Türkiye'de içme suyu olarak önemli bir yeri olan ve hemen daime yüzeysel sulardan çok daha az bir arıtma ile kullanılma imkanı bulunan (çoğunlukla da hiçbir arıtma yapılmaksızın kullanılan) yer altı sularının, gözden uzak oluşan sebebiyle, kirlenmeyeceği düşünülmüştür. Ancak dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de yer altı suyu kirlenme olaylarının ortaya çıkması, toprağın arıtma kapasitesinin sınırsız olmadığını ve bu kaynağın da kirlenebildiğini göstermiştir. Türkiye'de yer altı sularının kirlenme sebepleri : a) Türkiye'de yer altı suyu kirlenmesinin en önemli sebebi, evsel atıkların yer altı suyuna taşınmasıdır. Büyük kentlerde bile yetersiz kalan altyapı tesisleri, küçük

yerleşim yerlerinde hemen hiç bulunmamakta, fosseptik çukurlardan sızan yer altı sularına ulaşabilmektedir. Bunun sonucu olarak su ile geçen bulaşıcı hastalıklara ( Sanlık, barsak parazitleri) Türkiye'de sık rastlanmaktadır. Bornova Ovası yer altı sularında yapılan deneysel çalışmalar, zaman zaman koliform bakteriye rastlandığını, dolayısıyla bazı kuyulara. evsel atıkların sızıntı olduğunu ortaya koymuştur. Ancak söz konusu kuyulardan alınan sular, daha sonra dezenfekte edildiği için tehlike önlenebilmektedir. Ayrıca, yer altı sularında deterjan bulunması da evsel atıkların yer altı sularına ulaştığının bir göstergesidir. Evsel katı atıkların (çöpler gibi) zeminde depolanması ya da arazi doldurulmasında kullanılması da bir diğer kirlilik sebebidir. Çöplerin uygun bertaraf yöntemleriyle arıtılarak uzaklaştırılmaması halinde, sızıntı sulan çok miktarda mikroorganizmanın yanı sıra organik madde, çeşitli tuzlar ve ağır metaller gibi kirleticileri içermekte, yer altı suyu kalitesinde önemli bozulmalara yo1 açmaktadır. b) Yer altı suyu kirlenmesinin nedenlerinden biri de endüstrilerdir. Endüstri kuruluşları, ulaşım imkanlarının iyi ve su kaynaklarının bol bulunduğu ovalan tercih etmekte, Kemal Paşa ovasında olduğu gibi, bazı durumlarda su kaynağının üzerine yerleşmektedirler. Bu durum, endüstriyel kirliliğe yol açmaktadır. Nitekim, Kemalpaşa ovası yer altı suyunda siyanür çıkması, Bornova Ovasında yer altı suyuna. tuz karışması endüstriden kaynaklanan kirliliklerdir. Bornova Ovasındaki endüstrilerden bir tanesi, zeminde tuz bıraktığı için 116 m derinlikteki kuyu suyunda klorür, sodyum ve bikarbonat iyonu konsantrasyonları ile buharlaştırma kalıntısı değerlerinde ani bir artış görülmüştür. Suyun içilemez hale gelmesi üzerine endüstri kuruluşu uzun süre pompajla suyu atma yoluna gitmiş, suyun eski özelliğine kavuşması yıllar almıştır. Bu tür örneklerin azlığı, yer altı suyu kirliliğinin azlığına değil, bu konuda yapılan araştırmaların azlığına işarettir. c) Türkiye, endüstrileşme yolunda, mesafeler kat etmekteyse de halen tarım ülkesi olma özelliğini de devam ettirmektedir. Özellikle son 20-25 yıldır ürün verimini artırma amacıyla tarım ilaçlan (pestisid) ile doğal ve yapay gübre kullanımındaki artış, önemli bir kirlenme kaynağı oluşturmaktadır. Bornova ovasında, yer altı suyu kirliliği konusunda yapılan çalışmada, bazı kuyularda nitrat konsantrasyonunun zaman içinde büyük salınımlar gösterdiği ve bir yıllık süre içinde nitrat konsantrasyonun arttığı, bir

başka sığ kuyuda ise nitrat konsantrasyonunun TSE ce sınır değer olarak verilen 45 mg/lt değerine ulaştığı belirlenmiştir. Bursa ovasında açılmış olan sondaj kuyularından bir tanesi de yapılan periyodik kontrollerde normal olarak kuyudaki nitrat birikimi 16-20 mg/lt iken, gübrelemenin yapıldığı mevsimlerde bu değerin 110-150 mg/lt'ye çıktığı gözlenmiştir. Çukurova'da yapılan bir çalışmada, yer altı suyunda pestisid kirlenmesi olduğu tespit edilmiştir. Yer altı sularında pestisid kirlenmesi konusunda yapılacak araştırmalara büyü ihtiyaç vardır. Ancak ölçümlerinin pahalı aletler gerektirmesi ve güç olması gibi sebeplerle, bu konuda yapılmış araştırma sayısı çok kısıtlıdır. d) Deniz kıyısına yakın yerlerde karşılaşılan bir problem de deniz suyu girişimidir. Yer altı suyunun aşın çekilmesi (kullanılması) sonucu meydana gelmektedir. Deniz kıyılarında, deniz suyu ile akarsu ve yer altı sulan arasında bir tatlı su-tuzlu su karışma bölgesi bulunmaktadır. Denize yakın akiferlerden aşın miktarlarda su çekildiğinde, tatlı su basıncı düşmekte ve deniz suyu kara içinde ilerlemektedir. 167 sayılı kanun ile, DSİ'nin izni olmadan yer altı suyu çekiminin, yasaklanmış olmasına rağmen, yapılan hesaplar Türkiye'de büyük miktarlarda kaçak çekim olduğunu ortaya koymaktadır. Bu da yer altı suyu seviyesinin yıldan yıla düşmesi sonucunu doğurmaktadır. Türkiye de önemli miktarda olan yer altı suyu tüketimi ve toplam faydalanılabilir 9,4 milyar m 3 /yıllık yer altı suyu potansiyeli göz önüne alındığında, yer altı sularının Türkiye açısından taşıdığı önem kolayca anlaşılmaktadır. Ülkemizde ortalama kişi başına brüt içme ve kullanma suyu miktarı 1980 li yıllarda 98 litre/gün, 1990 lı yıllarda 192 litre/gün iken 2000 li yıllarda 210 litre/güne ulaşmıştır. Ancak küresel ısınma sebebiyle kaynakların uzun yıllar kullanılmasını temin bakımından AB ülkelerinde olduğu gibi suda tasarrufa gidilmesi gerekmektedir. Önümüzdeki yıllarda bu miktarın 150 litre/güne çekilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. 2007 yılı sonu itibarıyla DSİ İçme suyu Projelerinin Durumu tablosundan da görüleceği üzere, DSİ nin gerçekleştirdiği projeler ile 25 milyon nüfusun su ihtiyacı karşılanmıştır. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü; barajlar, nehirler ve su kaynakları şeklindeki yer üstü sularından içme-kullanma ve sanayi suyu temin faaliyetlerini yürütürken, yeraltı su kaynaklarından da bu çalışmaları yapmaktadır. 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun esaslarına göre 10 m den daha derinden yeraltı suyu temini için DSİ Genel Müdürlüğünden belge alınması gerekmektedir.

2007 yılı sonuna kadar içme-kullanma ve sanayi suyu ihtiyaçları için 5,371 km 3 yeraltı suyu tahsis edilmiştir. Ayrıca İzmir, Elazığ, Antalya, Kahramanmaraş, Konya, Diyarbakır, Gaziantep gibi illerimize yeraltı suyundan içme suyu temin edilmektedir. YERALTINDA ALARM AA - SİVAS - Türkiye'deki il belediyelerinde içme suyu temininde kullanılan yeraltı su kaynaklarının yüzde 70'inin yerleşim birimlerinin içinde kaldığı ve kirlenme riskiyle karşı karşıya olduğu belirlendi. Cumhuriyet Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Değirmenci, anket yöntemiyle yaptığı araştırmaya göre illerin yüzde 38'inin içme suyu şebekesinin tamamlandığı, yüzde 62'sinde ise şebekenin belirli oranlarda tamamlandığı tespit edildi. Ankete katılan il belediyelerin yüzde 65'i içme suyu ihtiyacını tamamen yeraltı suyundan, yüzde 15'i ise yüzey suyundan karşılıyor. İl belediyelerinin yüzde 20'si ise hem yeraltı suyu hem de yüzey suyu kullanıyor. Araştırmada, mevcut içme suyu kaynaklarının yüzde 70'inin yerleşim birimleri içinde kaldığı, bu oranın ihtiyacının bir kısmını yeraltı suyundan, bir kısmını da yüzey suyundan karşılayan illerde yüzde 87'lere kadar çıktığı belirlendi. 'Kirlenmiş bir yeraltı suyunun temizlenmesinin çok zor ve çoğu durumda imkânsız olduğuna dikkat çeken Değirmenci, Türkiye genelinde, yeraltı su kaynaklarının korunmasına yönelik çalışmaların titizlikle yürütülmesi gerektiğini söyledi. Yeryüzeyinde, en geniş alanları kaplayan, bu nedenle dünyamıza Mavi Küre adının verilmesine neden olan su, yer yüzeyinde en çok bulunan varlıktır. İnsanoğlu, gereksinim duyduğu oranda bu varlıktan yararlanabiliyor mu? İstediği nitelikte yeterli suya sahip mi? Sahip olduğu suyu doğru kullanabiliyor ve onu koruyabiliyor mu? Ülkemizdeki durum ne? Ne kadar su kullanıyoruz, gereksimimiz ne kadar? Türkiye nin yeraltısuyu potansiyelini, yeraltısuyu kullanımını ve ülkemizdki su politikalarını tanımlayabilmek için, öncelikle tüm su kaynaklarını gözden geçirmek yararlı olacaktır. Bu konudaki bazı somut verileri sunmakta yarar görüyorum. DÜNYADAKİ SU VARLIĞI Yeryüzündeki suların % 97 si okyanusları, yani bütün denizleri oluşturur. Tüm tatlı suların oranı % 3 tür.

Tatlı Sular % 79 u buzullar (tüm suların % 2.39 ) % 20 si yeraltısuları ( tüm suların % 0.6 ) % 1 i de ulaşılabilir sular (tüm suların % 0.03) Ulaşılabilir Sular % 52 si göller ( tüm suların % 0.015) % 38 i yeryüzündeki nem ( tüm suların % 0.010) % 8 i atmosferdeki su buharı ( tüm suların % 0.002) % 1 i canlıların organizmalarındaki sular ( tüm suların % 0.0003) % 1 i nehirler ve kaynaklar ( tüm suların % 0.0003) Kullanılabilecek kaynaklar da, bu miktarın bir bölümünü oluşturur. Kullanılabilecek su kaynaklarının, yeryüzünde dağılımı gözlendiğinde, dengesiz bir tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Su Kaynaklarının Yeryüzünde Dağılımı (BM verilerine göre) Kıtalar Nüfus % olarak Su Kaynağı % olarak Kuzey Amerika 8 15 Güney Amerika 6 26 Avrupa 13 8 Afrika 13 11 Asya 60 36 Avustralya ve Adalar 1 5 Bu su kaynakları yönünden zengin görülen bölümlerde de kirlenme hızla ilerliyor. Kullanılabilecek su potansiyeli azalıyor. Suyun maliyeti artıyor, nüfus artıkça da kişi başına düşen su miktarı azalıyor. Son olarak ta,16-23 Mart tarihleri arasında Kyoto da yapılan, 3. Dünya Su Forumu nda, BM kuruluşlarından olan, Dünya Su Değerlendirme Programı nın başkanı Gordon Young tarafından hazırlanan Dünya Su Gelişme Raporu nda da benzer değerlendirmeler yer almıştır.

Gordon Young raporunda, içmesuyu olarak kullanılan, kirlenmiş akarsular ve yeraltısularının, hergün onbinlerce insanın yaşamını tehdit ettiğini bildirmekte ve her yıl 200 milyon insan kirli suya bağlı hastalıklara yakalandığını ve bunların 2.2 milyonunun da hayatlarını kaybettiklerini belirtmektedir. Bugün, 6 milyarlık dünya nüfüsunun yaklaşık % 20 sinin güvenli su kaynaklarından yoksun olduğunu söylemektedir. Ayrıca bu raporda, dünya nüfusunun 9.3 milyara ulaşması beklenen 2050 yılına gelindiğinde, iklim değişiklikleri nedeniyle, 60 ülkedeki 7 milyar insanın su kıtlığı ile karşı karşıya geleceği belirtilmektedir. Yeryüzündeki su kaynakları, bilinçsiz tarım, düzensiz yerleşme, çarpık sanayileşme ve altyapı yetersizliği nedeniyle, yalnız bizde değil, dünyanın birçok bölgesinde, etkili bir şekilde kirletiliyor, tahrip ediliyor, tüketiliyor. Dünyanın en büyük tatlısu depolarından biri, Aral Gölü tamamen kurudu. Şimdi Kazakistan Devleti, Sovyetler Birliğinden miras kalan bu çevre felaketini, bir nebze de olsa düzeltebilmek için, Aral Gölünün küçük bir körfezini seddeliyerek, hiç olmazsa bu kesimde küçük bir göl oluşturabilmek için, büyük projeler üretiyor. Bütün Orta Avrupa Tuna yı kirletiyor. Kıyı akiferleri, başta Kuzey Afrika olmak üzere, dünyanın pekçok bölgesinde tuzlandı. Bundan böyle dünyamızda içme ve kullanma suyunun, çok daha pahalı projelerle sağlanması söz konusu. Havzalar arası su aktarılması, buz dağlarının taşınması, deniz suyunun arıtılması bu pahalı projelerin birkaçı. Bu sorunlara neden olan başlıca etkenlerin başında, nüfus artışının devam etmesi gelmektedir. 1950 yılında, 2,7 milyar olan Dünya nüfusunun, iki misli artarak, 1990 yılında 5,29 milyara ulaştığı, 2050 yılında da 9.3 milyara ulaşacağı hesaplanmaktadır. Artan nüfus, çeşitli sektörlerde su kullanımını da arttırmaktadır. Örnek olarak, 20. yüzyılı incelediğimizde, çağın başı ile sonu arasında su kullanımında, on misli bir artış görülmektedir. Grafik:1

1900-2000 Yılları Arası Küresel Su Kullanımları 6000 Milyar m3/yıl 5000 4000 3000 2000 1000 Endüstriyel kullanım İçme ve kullanım suyu Tarımsal kullanım Toplam kullanım Series1 0 1900 1910 1920 1930 1940 1950 1960 1970 1980 1990 2000 Yıllar Grafikte de görüldüğü gibi, büyük artış tarımsal su kullanımında olmuştur. Asya ülkelerinde sulama suyu, toplam tüketimin %82 si, ABD de %41 ve Avrupa da da %31ini oluşturur. Çevre Sorunları Büyük sulama projeleri her zaman iyi sonuç vermemiştir. Pakistan da 15 milyon ha alanın %40 ında, Hindistan da 40 milyon ha alanın % 20 sine yakın bölümünde tuzlanma oluşmuş ve tarımsal üretim azalmıştır. Endüstriyel faaliyetlerinin doğurduğu çok çeşitli katı ve sıvı atıklar, gerek yüzeysel suları, gerekse yeraltısularını büyük ölçüde nitelik yönünden, olumsuz etkilemektedir. Özellikle kentsel yerleşim alanları çevresindeki su kaynakları, sürekli tehdit altında bulunmaktadır. Kirlenmenin çok büyük boyutlarda geliştiği bilinmekle birlikte, bu konuda gelişmiş ülkelerde bile, kapsamlı bir çalışma henüz yürürlülüğe konamamıştır. En kısa zamanda etkin önlemler alınmadığı taktirde, 21. yüzyılda, bazı nehir sularından faydalanma olanağı tamamen kaybolacak veya çok pahalı arıtma projelerinin devreye sokulması zorunlu olacaktır. Bütün projelerde gerçek ÇED Raporlarının hazırlanması zorunludur. Projelerin uzun vadede çevreye etkileri araştırılmalı, gerçek fizibilite raporları sonucunda uygulamaya geçilmelidir. Dünyadaki bu tablo, Ülkemiz için de yabancı değil. Daha küçük çapta ama, hemen hemen benzer olumsuzluklara, Anadolu nun bazı bölgeleri ve Trakya da da benzer sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz.

ÜLKEMİZDEKİ SU VARLIĞI (DSİ verileri) Türkiye yıllık yağış ortalaması (aritmetik)...642,6 mm Türkiye ye düşen yıllık ortalama yağış miktarı...501,0 km³ Yerüstü Suları Yıllık akış (ortalama)...186,05 km³ Yıllık akış/yağış oranı... 0.37 Tüketilebilecek yıllık su miktarı (ortalama)...95,00 km³ Fiili yıllık tüketim...(2001 yılı)...33,30 km³ Yeraltı Suları Çekilebilir yıllık su potansiyeli... 13,66 km³ Tahsis edilen miktar...(2002 yılı)...10,39 km³ Fiili yıllık tüketim...(2002 yılı)...6,23 km³ Türkiye 26 adet hidrolojik havzaya bölünmüştür. Belirlenen 26 havza, 15 adedi nehir havzası, 7 adedi irili ufaklı akarsulardan oluşan müteferrik havza, 4 adedi ise, denize boşalımı olmayan kapalı havzalardan meydana gelir. Akarsu Havzalarına Göre Yıllık Ortalama Su Potansiyeli Havza Adı Ortalama Potansiyel Ortalama Yıllık Akış İştirak Oranı Yıllık Verim (km³) (%) (l/s/km²) Fırat Havzası 31,61 17,0 8,3 Dicle Havzası 21,33 11,5 13,1 Doğu Karadeniz Havzası 14,90 8,0 19,5 Doğu Akdeniz Havzası 11,07 6,0 15,6 Antalya Havzası 11,06 5,9 24,2 Batı Karadeniz Havzası 9,93 5,3 10,6

Batı Akdeniz Havzası 8,93 4,8 12,4 Marmara Havzası 8,33 4,5 11,0 Seyhan Havzası 8,01 4,3 12,3 Ceyhan Havzası 7,18 3,9 10,7 Kızılırmak Havzası 6,48 3,5 2,6 Sakarya Havzası 6,40 3,4 3,6 Çoruh Havzası 6,30 3,4 10,1 Yeşilırmak Havzası 5,80 3,1 5,1 Susurluk Havzası 5,43 2,9 7,2 Aras Havzası 4,63 2,5 5,3 Konya Kapalı Havzası 4,52 2,4 2,5 Büyük Menderes Havzası 3,03 1,6 3,9 Van Gölü Havzası 2,39 1,3 5,0 Kuzey Ege Havzası 2,09 1,1 7,4 Gediz Havzası 1,95 1,1 3,6 Meriç-Ergene Havzası 1,33 0,7 2,9 Küçük Menderes Havzası 1,19 0,6 5,3 Asi Havzası 1,17 0,6 3,4 Burdur Göller Havzası 0,50 0,3 1,8 Akarçay Havzası 0,49 0,3 1,9 Toplam 186,05 100 -Fırat nehri anakol yıllık akışı: 30,25 km³ tür. -Dicle nehri anakol akışı : 16,24 km³ tür. -Bu değerler havzaların en mansabındaki baz istasyon akışlarından elde edilmiştir Bugünkü değerlendirme ile, eksik suyu ve fazla suyu olan havzaları şu şekilde sıralayabiliriz. Karadeniz ve Akdeniz Havzaları ile, Fırat ve Dicle Havzalarında fazla suyumuz bulunmaktadır. Diğer akarsu havzalarında eksik suyumuz vardır. Burada tüketilebilecek su miktarı ve yeraltısuyu kullanımı potansiyelleri, ekonomik değerlendirmelerle değişebilecek rakkamlardır. Bu değeri özellikle ülke enerji maliyeti belirler. Enerji maliyeti düştükçe, sulama amaçlı daha yüksek pompajlar, havzalar arası su aktarımları ekonomik çıkabilir. Derin yeraltısuyu akiferleri işletilebilir. Daha geniş alanlar sulanabilir, daha çok su tüketilebilir. Bugün bile ekonomi sınırları zorlanarak, sınırlı sayıda da olsa, derin akiferlere inilmekte, havzalar arası su aktarımları yapılmaktadır. Örnek olarak, yeraltısuyunda, 400 800 m lik derinlikteki, İstanbul Koç Üniversitesi, Ankara Başkent Üniversitesi, İzmir Kokakola kuyuları verilebilir. Tekirdağ İçmesuyu Projesi kaynağı, Ergene Havzasındaki yeraltısuyu dur. Su pompajla kıyı havzasına aktarılmaktadır.

İstanbul İçmesuyu Projesi, Trakya da Karadeniz kıyı Havzasındaki akarsulardan, Anadolu yakasında, Darlık, Yeşilçay ve Melen Havzalarındaki akarsuların havza aktarılmasıyla beslenmektedir. İzmir İçmesuyu Projesi, Gediz Havzasından, yeraltısuyu olarak, Tahtalı Havzasından yüzey suyu olarak beslenmektedir. Ankara İçmesuyu Projesinde, Sakarya Havzası artık yetersiz kalmıştır. Filyos Havzasında Gerede Işıklar Projesi ve önümüzdeki yıllar için Kızılırmak Havzasında Kapulukaya Projesi Fizibilite çalışmaları tamamlanmıştır. Dalaman Havzasından, Bodrum ve Didim gibi turistik merkezlere su aktarma projeleri üzerinde çalışılmaktadır. Yukarı Seyhan Havzasından, Kızılırmak Havzasına (Develi Ovası) su aktarma projesi inşa halindedir. Ceyhan Nehri Havzasından, Cevdetiye Regülatörü ile İskenderun kıyı Havzasına su aktarılmaktadır. Tabii en büyük aktarma projesi, Fırat Havzasından, Habur Havzasına, Atatürk Barajı, 28 km lik iki tünel ile (Urfa Tünelleri) Harran- Ceylanpınar Ovaları sulama projesidir. Proje tamamlandığında yaklaşık 4,5 10 9 m³/yıl mertebelerinde su aktarımı olacaktır. Bu değerlendirme gösteriyorki, önümüzdeki yıllarda, suyu akıllıca kullanmaktan başka çare yok. Dünyada birçok bölgede tüketici suyu rasyonel olarak kullanmak zorunda kalacak. Önümüzdeki yıllarda su pahalı tüketim maddeleri arasında yer alacağından, su kullanımı alışkanlıklarında zorunlu değişiklikler olacaktır. Günde birkaç kez duş yapmak, elimizi yüzümüzü yıkarken, dişimizi fırçalarken, musluğun sürekli açık kalması bize pahallıya mal olacaktır. ÜLKEMİZDE SU TÜKETİMİ Yukarda verilen değerlerden de görüldüğü gibi, bugünkü enerji fiyatları ile, yıllık tüketilebilecek su miktarı yaklaşık 110 milyar m³ kabul edildiğinde, 65 milyon nüfusa göre, kişi başına yaklaşık yılda 1700 m³su düşmektedir. Nüfusumuzu 70 milyon alırsak bu değer, 1570 m³ e düşer. Nüfusumuz arttığına göre, önümüzdeki yıllarda bu rakkamın daha da küçüleceğini kabul etmek durumundayız. Ülkemizdeki tüketilebilecek su miktarını arttırmak, ancak enerji maliyetinin düşmesiyle olasıdır. Dünyadaki su zengini ülkelerde bu değer 10 000 m³/yıl ın üzerindedir.

Kanada da 94 000 m³/yıl, Yeni Zelanda da 86 000 m³/yıl gibi değerlere ulaşılmaktadır. Buna karşın Kuveyt te 10 m³/yıl, Arap Emirlikleri nde 58 m³/yıl, Libya da 113 m³/yıl, Suudi Arabistan da 118 m³/yıl ve Singapur da 149 m³/yıl gibi çok düşük değerler görülmektedir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)nun hazırladığı Dünya Su Gelişme Raporu nda, tatlısu kaynakları değerlendirilmesinde, Türkiye dünyada 45. sırada yer almaktadır. Dünyanın bir çok bölgesinde olduğu gibi, bugün ülkemizde de en fazla su, tarımsal sulamalarda kullanılmaktadır. Bu nedenle, öncelikle Türkiye nin toprak kaynaklarını kısaca gözden geçirmekte yarar vardır. TOPRAK KAYNAKLARI Türkiye yüzölçümü (izdüşüm alanı)...77,95 milyon ha Tarım arazileri...28,05 milyon ha Sulanabilir arazi...25,85 milyon ha Ekonomik olarak sulanabilecek alan...8,50 milyon ha Yukarıda açıkça görüldüğü gibi, 25,85 milyon ha olarak belirlenen sulanabilir özellikteki tarım alanlarımızın, ancak 8,50 milyon ha lık kesiminin ekonomik olarak sulanabilmesi için yeterli su kaynağına sahibiz. Bugünkü fiili sulama alanı 2,50 milyon ha (DSİ), 2,00 milyon ha (halk) 4,50 milyon ha cıvarındadır. Toplam: Ülkemizde bugün, 2002 yılı DSİ verilerine göre, yıllık 33,90 milyar m³ yerüstü suyu ve 6,23 milyar m³ yeraltısuyu olmak üzere, toplam su kullanımının 40 milyar m³/yıl mertebelerinde olduğu görülmektedir. Bu da ekonomik olarak kullanılabilir su potansiyelimizin (yaklaşık 110 milyar m³/yıl), yarısından az bir kesimin kullanıldığını gösterir. ÜLKEMİZDE YERALTISUYU VE YERALTISUYU KULLANIM POLİTİKASI ÜZERİNE BAZI ÖRNEKLER Kullanılabilir Yeraltısuyu Potansiyeli Ekonomik olarak kullanıma sunulabilen, ovalık alanlardaki yeraltısuyu potansiyeli DSİ verilerine göre, 13,66 km³/yıl dır. Ancak, büyük kaynaklar ve akarsuların baz akımları göz önüne alındığında bu değer, 60 km³/yıl mertebelerine kadar yükselmektedir. Bu değerlendirmelere giren, ovalardaki yeraltısuyu potansiyelinin korunamaması üzerine bazı örnekler.

Bursa Ovası, Bornova Ovası, Bodrum Ovası, İstanbul Ovaları, MENBA SULARI