ASİT- BAZ DENGESİ VE DENGESİZLİKLERİ Prof. Dr. Tülin BEDÜK 2016
Herhangi bir çözeltinin asitliği veya bazlığı içindeki hidrojen iyonunun (H + ) konsantrasyonuna bağlıdır. Beden sıvılarının asit-baz dengesi denilince de akla beden sıvılarındaki H + konsantrasyonu gelmelidir.
H + konsantrasyonunun artması ph ın düşmesine yani asit tarafa kaymasına, H + konsantrasyonunun azalması ise ph ın yükselmesine yani alkali tarafa kaymasına neden olur. ph = Loq 1 H + konsantrasyonu olarak ifade edilir.
Bir başka deyişle, H + konsantrasyonu ph= Log 1 H + konsantrasyonu veya ph= - Log H + konsantrasyonu olarak da ifade edilmektedir.
H + konsantrasyonundaki hafif değişmeler bile hücre içinde oluşan kimyasal reaksiyonları etkiler. H + konsantrasyonunun fazlaca artması asidosiz denen tabloyu yaratır. Konsantrasyonun fazlaca azalması ise alkalosiz denen duruma neden olur, her iki durumunda ileri halleri ölümle sonuçlanır. Sağlıklı kişilerde vücudun ph ı çok dikkatle korunur.
6.8 - ÖLÜM 6.9 7.0 Asidoz 7.1 7.2 7.3 7.3 Normal ph 7.4 7.4 7.5 7.6 Alkaloz 7.7 7.8 - ÖLÜM
Vücutta ph yı kontrol ederek normal tutulmasını sağlayan sistemler 1) Tampon sistemler Bütün beden sıvılarında bulunurlar ve sıvıya fazladan eklenen asit veya alkali maddelerle derhal birleşerek aşırı ph sapmalarını önlerler. Tampon sistem genellikle zayıf bir asitle onun kuvvetli bir tuzunun eriyik halinde karışımından ibarettir.
a)bikarbonat tampon sistemi: Ekstraselüler sıvının en önemli tampon sistemidir. Bu sistemle ekstraselüler sıvıdaki H iyonunun %90 ını kontrol eder.
HCl + NaHCO 3 H 2 CO 3 + NaCl (kuvvetli asit) (kuvvetli tampon baz) (zayıf asit) (tuz) NaOH + H 2 CO 3 NaHCO 3 + H 2 O (kuvvetli baz) (asidik tampon) (zayıf baz) (su)
b) Fosfat tampon sistemi: Bu sistemin en büyük komponentleri NaH 2 PO 4 (sodyum monofosfat) ve Na 2 HPO 4 (sodyum difosfat) dır. NaH 2 PO 4 + NaOH Na 2 HPO 4 + H 2 O NaH 2 PO 4 + HCl NaH 2 PO 4 + NaCl
c)protein tampon sistemi: Ekstrasellüler sıvıda, plazmada ve hücre içinde aktiftir. Vücut sıvılarının ¾ ü bu sistemle tamponlanır. Proteinler birbirine peptit bağı ile bağlanmış aminoasitlerden oluşmuşlardır.
(COOH) COO - + H + (bazlarla reaksiyona girer) (-NH 3 OH) -NH 3 + OH - (asitlerle reaksiyona girer)
2) Asit baz dengesinin solunum sistemiyle regülasyonu Akciğerler bedendeki H 2 CO 3 ü azaltıp çoğaltarak asit baz dengesini kontrol eder. Solunum sisteminin H iyonunu kontrol gücü %50 dir. ph= 6.1 + log HCO 3 CO 2 (Henderson Hasselbach denklemi)
HCO 3 /CO 2 oranı normalde 20 olup logaritması 1.3 tür. Bu denkleme göre beden sıvılarında CO 2 in artması ph yı asit tarafa, azalması da alkali tarafa kaydıracaktır.
H + ile solunum sistemi arasındaki feedback (geri bildirim) mekanizması Hiperventilasyon Medulladaki solunum Merkezi uyarılır CO 2 ve H 2 CO 3 Kan ph Kan ph Kan H 2 CO 3 Kan H 2 CO 3 Kan pco 2 Kan pco 2 CO 2 retansiyonu Medulladaki solunum merkezi baskılanır Hipoventilasyon
3) Asit baz dengesinin renal sistemle regülasyonu Böbrekler beden sıvılarında HCO 3 - konsantrasyonunu, dolayısıyla NaHCO3 ü azaltıp çoğaltarak H + konsantrasyonunu düzenler. Ayarlama böbrek tubulüslerindeki bir sıra karmaşık reaksiyonla gerçekleşir ki bunları 4 grupta toplamak mümkündür.
a) H + sekresyonu (salgılanması) b) Na + reabsorbsiyonu (geri emilimi) (Na + =H + değişimi) b) HCO 3 ün (bikarbonat) idrarla atılması c) NH 3 sekresyonu
a) Tubuluslerden H + sekresyonu Proksimal tüp, distal tüp ve kollektör kanalların epiteli tüplere H + salgılar. Tüplerin epitel hücresinde: CO 2 + H 2 O Karbonik anhidraz H 2 CO 3 H 2 CO 3 H + + HCO 3 Buradaki H + tüp sıvısına atılır.
b) Na + reabsorbsiyonu Sözü edilen şekilde salgılanan her H iyonu yerine bir Na iyonu tüp hücresi içine reabsorbe olur. Bu Na iyonları HCO 3 iyonları ile birlikte interstesiyel sıvıya geçerek NaHCO3 oluşturur, oradan da kana geçer. CO 2 konsantrasyonu ekstrasellüler sıvıda ne kadar çok olursa reaksiyonlar o kadar hızlı ve H + sekresyonu da o kadar çok olur. Bunun yanı sıra Na reabsorbsiyonu da artar.
Tersine CO 2 konsantrasyonunu düşüren nedenler (solunumun hızlanması, metabolizmanın yavaşlaması vb) H sekresyonu ve Na reabsorbsiyonunu azaltır.
Ekstraselüler Sıvı HCO 3 Na Na Na HCO HCO 3 HCO 3 + H H HCO 3 H 3 H 2 CO 3 H 2 CO 3 CO 2 Karbonik karbonik anhidraz CO 2 + H 2 O CO 2 + H 2 O
c) İdrarla HCO 3 atılımı Bikarbonat iyonu normalde glomerul filtrasyonu ile yer değiştirir. Böbrek tüplerinde hücre dışına çıkan H ile HCO 3 birleşip tüp sıvısı içinde H 2 CO 3 oluşturur. ½ H 2 + HCO 3 H 2 CO 3 H 2 CO 3 CO 2 + H 2 O
CO 2 hücre içine oradan da ekstraselüler sıvıya geçer. Su idrar sıvısı içinde kalır. H tüp sıvısında bolsa tüp sıvısındaki HCO 3 iyonları reabsorbe olur.
Ekstr. Sıvı HCO 3 Na Na Na HCO HCO 3 HCO 3 + H H HCO 3 H 3 H 2 CO 3 H 2 CO 3 CO 2 Karbonik karbonik anhidraz CO 2 + H 2 O CO 2 + H 2 O
d) Amonyak sekresyonu Proksimal tüp, distal tüp ve kollektör kanalların epitel hücreleri sürekli olarak NH 3 sentez ederler ve bu tubulus sıvısına diffüzyonla geçer. NH 3 tubulus lümenine salgılanan H ile birleşerek NH 4 (amonyum) oluşturur. NH 4 molekülleri tubulus sıvısındaki Cl ya da sulfat iyonları ile birleşerek idrarla atılırlar.
Bu mekanizma fazla H iyonlarını elimine ederek asit-baz dengesini normale çevirir. Bu mekanizmanın olmadığı durumlarda NH 3 sekresyonu olmazsa tüp sıvısına sekrete edilen H iyonları, tüp sıvısındaki Cl - iyonları ile birleşerek HCl oluşturur.
Ekstraselüler Sıvı Tüp Sıvısı Cl HCO 3 H 2 CO 3 + H H H 2 O + NH NH 3 CO 2 NH 3 NH 4 + Cl
Hücre dışı sıvı Tüp Na + Cl Na + HCO 3 Na Cl Na CO 2 H 2 CO 3 HCO 3 + H CO 2 H 2 O + CO 2 H NH 3 NH 4 Cl NH 3
ASİT BAZ DENGESİZLİKLERİ Beden sıvılarındaki asit-baz dengesindeki bozukluklar H konsantrasyonunun artması veya azalması şeklinde olur.
Asidoz: H konsantrasyonunun normalin üstüne çıkması ya da vücudun alkali rezervinin (yedeğinin) normalin altına düşmesiyle ortaya çıkar. ph düşer. Örneğin; Kan ph sı normalde 7.4 tür. Bu 7.3 olabilir. Alkalozis: H konsantrasyonunun normalin altına düşmesi ya da vücudun alkali rezervlerinin normalin üstüne çıkmasıdır. ph yükselir. Örneğin; Kan ph sı 7.5 olabilir.
Asidoz veya alkaloz akciğerlerle ilgiliyse duruma solunum asidozu veya solunum alkalozu denir.
ASİT-BAZ DENGESİZLİKLERİNDE KAN GAZLARI DEĞİŞİKLİKLERİ Dengesizliğe bağlı değişiklikler Kompansasyon durumundaki değişiklikler Dengesizlik ph paco 2 HCO 3 ph paco 2 HCO 3 Metabolik Asidoz Metabolik Alkaloz Solunum Asidozu Solunum alkalozu Normal Normale yakın artış Normal Normale yakın Azalma Normal Normale yakın artış Normal Normale yakın azalma
Kan ph ı; Kandaki hidrojen iyon yoğunluğunu gösterir. ph normalden düşükse ortamda H iyonları fazladır ve bu duruma asidoz denir. ph normalden yüksekse ortamda H iyonları azdır ve bu duruma da alkaloz adı verilir.
pco2 Parsiyel karbondiyoksit basıncıdır. Normalde arteriyal kanda 35-50 mmhg dir. Yüksekliği solunum asidozu ya da metabolik alkalozu gösterir. Metabolik alkalozda pco2 yüksekliğinin nedeni vücut sıvılarında artan HCO3 ı dengelemek için gelişen kompansatuvar hiperventilasyondur.
Plazma total CO2 kapsamı Bu veri organizmadaki HCO3 miktarını belirler. Normalde 20-30 meq/l dir. Yüksekliği metabolik alkalozu, düşüklüğü ise metabolik asidozu gösterir. Solunum asidozunda böbreklerin kompansatuvar olarak HCO3 tutması sonucu yüksek, solunum alkalozunda yine kompansatuvar olarak HCO3 atılması sonucu düşük bulunabilir.
ASİDOZ VE ALKALOZUN BEDEN ÜZERİNE ETKİSİ Asidozun etkisi Asidoz en büyük etkisini merkezi sinir sistemine yapar. ph 7.0 altına düştüğü zaman sinir sistemi fonksiyonlarında ileri derecede yavaşlama olur. Kişinin önce çevreyi algılaması bozulur, sonra tamamen kaybolur ve koma ortaya çıkar.
*Metabolik asidozda ekstrasellüler sıvıda H konsantrasyonunun yüksek oluşu solunum merkezini uyararak solunumun derinlik ve hızını arttırır. *Solunum asidozunda ise solunum tersine yavaş ve yüzeyseldir. Bunun nedeni ise çok artan CO 2 düzeyinin solunum merkezini deprese etmesidir.
Alkalozun etkisi Merkezi sinir sistemi en çok etkilenen sistemdir. Bu durumda siniri sisteminde aşırı eksitabilite (aşırı uyarılma) vardır. Aşırı eksitabilite MSS den önce periferik sinir sisteminde görülür.
* Kaslarda tetani gelişir. Tetani önce ön kol kaslarında başlar sonra bütün vücuda yayılır. Alkalozlu hastalar solunum ve larinks kaslarının tetanisinden ölürler. * Merkezi sinir sisteminin eksitabilitesi alkalozlu hastalarda seyrek ortaya çıkar. Bu durumda aşırı sinirlilik hali olur ve bazılarında konvulsiyonlar gelişir.