Parapsoriazis Grubu Hastalıkların Klinik ve Histopatolojik Değerlendirilmesi

Benzer belgeler
Dr. Özlem Erdem Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 22. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ

LENFOSİTİK VASKÜLİT PATERNİ LUPUS ERİTEMATOSUS İÇİN UYARICI MI?

Tedaviyi İzleyen Değişiklikler ve Değerlendirme Zorlukları. Prof. Dr. Duygu Düşmez Apa Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

Mikozis Fungoides Tanısında Histopatolojik Kriterlerin Değeri

Mikozis Fungoides. Tanı ve Evreleme. Yard. Doç. Dr. Banu Taşkın. İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D

2. Ulusal Lenfoma Myeloma Kongresi 16 Nisan 2011, Antalya SIK GÖRÜLEN PRİMER DERİ LENFOMALARI - patoloji -

5 Pratik Dermatoloji Notları

SPONGİYOTİK DERMATİTLER

Displastik nevüs?malign melanom? Prof. Dr. Cuyan Demirkesen İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

İnvers Pitiriyazis Rozea: Nadir Bir Varyant

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 DERMATOLOJİ STAJ TANITIM REHBERİ

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

Özgün Araştırma /Original Article

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara

Urticarial dermatitis: Case series of six patients

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

Bu araştırma Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma Fonu tarafından TF2010LTP2 no ile desteklenmiştir.

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

PRÝMER KUTANÖZ LENFOMA: RETROSPEKTÝF DEÐERLENDÝRME* Primary Cutaneous Lymphomas: A Retrospective Evaluation

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Ofuji nin Papuloeritroderması: İki Olgu Sunumu

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

VULVADA SIK GÖRÜLEN İNFLAMATUAR LEZYONLARIN AYIRICI TANI ÖZELLİKLERİ 21.ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ İZMİR

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Tıp Fakültesi. Tıp Fakültesi. Olgu Sunumu Çocuk Allerji İmmünoloji Bilim Dalı. İnt. Dr. Yağmur ÇAKIR 25 Aralık 2018 Salı Dr.

Prognostik Öngörü. Tedavi Stratejisi Belirleme. Klinik Çalışma Dizaynı

Çocukluk çağı özofajitleri: Eozinofilik Özofajit...? Reflü Özofajit...?

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7 (3):

AYIRICI TANIDA ZORLUK YARATAN LEZYONLAR

Dermatoloji ve Fotoğraf

Kutanöz Sarkoidozlu 15 Hastanın Geriye Dönük Analizi A Retrospective Analysis of 15 Patients with Cutaneous Sarcoidosıs

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Eritemli skuamlı hastalıklar

Sjögren sendromu (SS) lakrimal bezler ve tükrük bezleri başta olmak üzere, tüm ekzokrin bezlerin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize, kronik,

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

Göz Kapağı Tümörlerinin Histopatolojik ve Demografik Özellikleri

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

Otoimmün Büllü Hastalıkların Spektrumu: 331 Hastanın Retrospektif Değerlendirilmesi

A) Plazma hücrelerinin infiltrasyonu. B) Multinükleer histiyositik dev hücreleri. C) Lenfositlerden zengin inflamasyon. D) Fibrozis.

Dermatoloji Pratiğinde Reflektans Konfokal Mikroskop Kullanımı

Dapson Tedavisine Yanıtsız Bir Eritema Diskromikum Perstans Olgusu INEFFICACY OF DAPSON TREATMENT IN A PATIENT WITH ERYTHEMA DYSCHROMICUM PERSTANS

FULYA DÖKMECİ. Ankara Üniversitesi Tıp Faültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A. D.

MALİGN VE BENİGN GRANÜLER HÜCRELİ TÜMÖR KARŞILAŞMALI İKİ OLGU SUNUMU.

YAYGIN, KAŞINTILI, PAPÜLLÜ DÖKÜNTÜ. Araş. Gör. Dr. Nahide Gökçe ÇAKIR KTÜ AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Anormal Kolposkopik Bulgular-1 (IFCPC, 2011)

İDİOPATİK İNTERSTİSYEL PNÖMONİLER (IIP) DE RADYOLOJİK BULGULAR. Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD İzmir

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

TDD YETERLİK PRATİK SINAVI BİLGİLENDİRME 7 OCAK 2018

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2015;7(3):

08:30-09:20 Pratik: Genel ve dermatolojik öykü alabilme Prof. Dr. Şemsettin Karaca

Dr. Merih Tepeoğlu Başkent Üniversitesi Patoloji A.B.D

* Tuba Devrim ** Nermin Karahan ARAŞTIRMA / CLINICAL INVESTIGATION. Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg 2015:22(1):8-13

Ders Yılı Dönem-V Deri ve Zührevi Hastalıkları Staj Programı

Baş ve Boyun Patolojisi Slayt Semineri

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Kimyasal Sistit Modelinde Human Chorionic Gonadotropinin Etkisi

Deri ve Zührevi Hastalıkları A.D Akademik Yılı Seminer Programı

MEME HAMA}lTOMU ÖZET SUMMARY. histopathologicala features of this lesion are evaluated and compared with the literature.

SİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015

6 Pratik Dermatoloji Notları

Klinikte Postinflamatuar Hiperpigmentasyon Tanısı Alan Olgularda Maküler Amiloidoz'un Histopatolojik Tetkiki

LEPROMATÖZ LEPRA (Olgu Sunumu)

26. ULUSAL PATOLOJİ KONGRESİ HEMATOPATOLOJİ ANTALYA, Dr.Nazan Özsan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı İzmir

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLARI ANA BİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMI

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

DERMATOLOJİDE T HÜCRE RESEPTÖR GEN REARRANJMANI

Acıbadem Labmed Hematoloji Network

Lenfositik Vaskülit Paterni Lupus Eritematozus İçin Uyarıcı mı?

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Uzm. Dr. Nur Benzonana

Deri lenfomaları alanında yeni tekniklerin

YENİ AJANLARLA YAN ETKİ YÖNETİMİ NASIL OLMALIDIR?

Böbrekte AA Amiloidozis in Histopatolojik Bulguları ve Klinik Korelasyon

KUTANÖZ T HÜCRELİ LENFOMA HASTALARINDA PERİFERAL KAN CD4+ T LENFOSİTLERDE CD26 EKSPRESYONUNUN AKIM SİTOMETRİK YÖNTEMLE ARAŞTIRILMASI

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

KOLOREKTAL KARSİNOMA VE ÖNCÜ LEZYONLARINDA MİKROSATELLİT İNSTABİLİTESİNİN İMMÜNHİSTOKİMYASAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

Düşük dereceli B-hücreli Hodgkin-dışı lenfomalardan oluşan olgu sunumları OLGU IV

Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

ENDOSERVİKAL KÜRETAJIN KOLPOSKOPİ UYGULAMASINDA YERİ VARDIR

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

Darier Hastalığı Zemininde Gelişen Kaposi Variselliform Erüpsiyonu

DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLAR STAJI

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI. Dr Alparslan ŞAHİN

Akut Apandisit Tanısal Yaklaşımlar

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

DEJENERATİF RETİNA HASTALIKLARI Dr Alparslan ŞAHİN Periferik retina dejenerasyonları Dejeneratif miyopi Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu

Glomerül Zedelenmesi -İmmunolojik Mekanizmalar-

Dr. Muhammet Uraloğlu1, Dr. Alper Ural1, Dr. Murat Livaoğlu1, Dr. Özgür Agdoğan1,

MATÜR T- HÜCRELİ LENFOMALAR TANISI PATOLOG GÖZÜYLE

İçindekiler I.KISIM Genel Bilgiler İlaç Erüpsiyonları ile İlgili Genel Bilgiler

Transkript:

Parapsoriazis Grubu Hastalıkların Klinik ve Histopatolojik Değerlendirilmesi CLINICAL AND HISTOPATHOLOGYCAL EVALUATION OF PARAPSORIASIS Muammer PARLAK*, Teoman ERDEM**, Akın AKTAŞ*, Sebahat KOT*** * Doç.Dr.Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji AD, ** Yrd.Doç.Dr.Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji AD, *** Prof.Dr.Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji AD. ERZURUM Özet Çalışmamızda kliniğimize başvuran 5fi parııpsoriazisli olgunun klinik ve histopatolojik özellikleri reirospektifolarak incelendi. Olguların "{,36.2'sinin büyük plaklı parapsoriazis (BPk'P), %25.S'iıün piıvriazis lichenoides aeuta (PLA), %l7.3 sinin pilvriazis lichenoides ehroniea (PLK). %15.5'inin küçük plaklı parapsoriazis (KpPP) ve %5.2 sinin lenjömaloid papiillozis (LP) olduğu saplandı. Klinik ve histopatolojik benzerlik gösteren küçük plaklı parapsoriazis, büyük plaklı parapsoriazis. pitriazls likenoides akma ve pilriazis likenoides kronikanın ayırıcı tanısının zorluğu vurgulandı. Mikozis Fııngoidcs 'e döııüşebilmeleri nedeniyle bu tabloların lanı ve ayırıcı tanılarının gerekliliği hatırlatıldı. Summary In this study, the clinical and hislopatlio/ogical features of fifty eight patients with parapsoriasis, who admitted our Dermatology department were investigated, respectively. We determined that 36.2% of patients were large plaque parapsoriasis, 25.8% pityriasis lichenoides acuta, 17.2% pityriasis lichenoides chronica, 15.5%, small plaque parapsoriasis anil 5.2%, lenfomaloid papiillosis. We emphasize that cilinieal ami histopathological differential diagnosis of small plaque parapsoriasis, large plaque parapsoriasis, pityriasis lichenoides acuta and pityriasis lichenoides chronica is difficult But ibis differantialion must he done, because some of these dennalologic disorders might undergo Mycosis Fungoides. Anahtar Kelime: Parapsoriasis T Klın Dermatoloji 1998, 8:61-66 Key Word: Parapsoriasis T Klin J Dermatol 1998. 8:61-66 Parapsoriazis terimi klinik ve histopatolojik benzerlik gösteren bir grup hastalık için kullanılmaktadır (1,2). 1897 yılında Brocq küçük ve büyük plaklı parapsoriazis tablolarını tarif etmiş (3,4), 1916 yılında Muclıa ve Habcrman pityıiazis liehenoides et varioliformis acuta'yı farklı bir antite olarak bildirilmiştir (3). 1981 yılında Lambert ve Everett bu tabloları pityıiazis lichenoides acuta, pityriazis lichenoides chronica, küçük plaklı parapsoriazis ve büyük plaklı parapsoriazis olarak aynı grup altında sınırlamışlardır (1,2,5). Parapsoriazislcrin bazı tiplerinin seyirleri esnasında Mycosis Fungoides'c dönüşünün bildirilmesi, bu tabloların kesin teşhis ve takibinin gerekliliğini ortaya koymaktadır (1,6). Geliş Tarihi: 04.06.1997 Yazışma Adresi: Dr.Mııammer PARLAK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji AD, ERZURUM Pityriazis likenoideslerin, ayrıca klinik tablo açısından benzerlik gösterdiği, histopatolojik olarak atipik hücrelerle malign imaj veren lenfomatoid papüllozisden ayırımı önem arzetmektedir (U). Bu çalışmada kliniğimiz histopatoloji laboratuarında klinik ve histopatolojik benzerlik gösteren bu grup hastalıklara ait 58 olguluk deri biyopsi kesitleri yeniden değerlendirilerek klinik karşılaştırma ile birlikte histopatolojik ayırıcı tanılan yapıldı vc konu yeniden vurgulandı. Materyal ve Metod Kliniğimize 1979-1996 yılları arasında başvurarak klinik ve histopatolojik olarak parapsoriazis teşhisi konan toplam 58 olgu çalışma kapsamına alındı. Olguların başvuru tarihleri kaydedilerek yıllar içindeki dağılımları gözlendi. Yaş ve cinsiyetleri kaydedildi. Lezyonlarm klinik görünümleri, lokalizasyonları ve semptomları incelendi. Klinik T Klın J Dcrmulol l't'j.s. S 61

Muammer PARLAK ve Ark. PARAPSORİAZİS GRUBU HASTALIKLARIN KLİNİK VE HİSTOPATOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ Tablo 1. Olguların yaş ve cinsiyet dağılımları Yas Kadın Erkek Toplam % 10-19 - 4 4 6.9 20-29 6 6 12 20.7 30-39 4 17 21 36.2 40-49 1 7 8 13.8 50-59 2 8 10 17.2 60-69 1 2 3 5.2 Toplam 14(%24.1) 44(%75.9) 58 100 Tablo 2. Olguların yaş dağılımı YAŞ BPPP KPPP PLA PLK LP 10-19 2-1 - 1 20-29 4 4 1 3-30-39 9 4 5 2 1 40-49 1-5 1 1 50-59 3 1 3 3-60-69 2 - - 1 - YAŞ ORT. 36.2 31.5 4 1.0 40.7 31.0 BPPP: Büyük plaktı parapsöriazis KPPP: Küçük plaktı parapsöriazis PLA: Pitriazis likenoides akut a PLK: Pitriazis likenoides kronika LP: Lenfomatoid papiilozis ön teşhisler patolojik teşhisle karşılaştırmak üzere kaydedildi. Bu olgulara ait HE ile boyalı histopatolojik kesitler ışık mikroskobunda aşağıdaki parametreler doğrultusunda incelendi. Epidermal bulgular; Atrofi, akantoz, parakeratoz, hiperkeratoz, interselüler ve intraselüler ödem, bazal tabakada vakuolizasyon, dejenerasyon, epidermal nekroz ve ülser, epidermise eritrosit ve/veya lenfosit göçü, atipik hücre varlığı, bazal tabakada pigment varlığı. Dermal bulgular; Dermoepidermal bölge kaybı, yamalı veya bant hücre infıltrasyonu, dermal damar endotellerinde şişme, proliferasyon, damar duvarlarında fibrin depolanması, pigment inkontinensi. Kaydedilen bu bulguların Lever (6) kriterleri ile karşılaştırılmasıyla histopatolojik değerlendirilmeler yapıldı. Bulgular Çalışma kapsamına 1979-1996 yılları arasında, kliniğimizde klinik ve histopatolojik olarak parapsöriazis teşhisi konmuş 58 olgu alındı. Olguların 14(% 24. l)'ü kadın, 44 (%75.9)'ü erkek idi. Yaş ortalaması erkeklerde 37.11, kadınlarda 35.14 ve toplamda 36.6 idi. Olguların yaş ve cinsiyet dağılımı Tablo l'de gösterilmiştir (Tablo 1). Olguların yaşlan histopatolojik teşhise göre değerlendirildiğinde en küçük yaş ortalamasının LP'e, en büyük yaş ortalamasının ise PLA'ya ait olduğu görüldü. Onaltı yaşındaki en genç olgu ve 63 yaşındaki en yaşlı olgu BPPP teşhisi almıştı (Tablo 2). 1979-1996 yılları arasında incelenen olguların 3 yıl aralıklarla başvuru oranları değerlendirildiğinde 1991-1993 yıllarında 19 olgu ile en fazla hastanın takip edildiği görüldü. 1994-1996 yıllarında (1996'nm son altı ayı hariç) ise 12 olgu saptandı. Olguların yıllara dağılımı Tablo 3'de gösterilmiştir (Tablo 3). Lezyonlarm lokalizasyonları incelendiğinde % 17.2 oranında sadece alt ekstremite, %25.8 oranında sadece gövde, % 13.8 oranında hem alt hem üst ekstremite, %43.1 oranında hem gövde hem de ekstremitelerde yaygın tutulum olduğu gözlendi (Tablo 4). Olgularda gözlenen lezyonlarm değerlendirilmesi sonucu en sık %36.2 ile eritemli skuamlı plak lezyonlara rastlandığı, bunu sırasıyla Tablo 3. Olguların yıllara dağılımı Yıl Kadın Erkek Toplam % 1979-1981 6 6 10.3 1982-1984 1 7 8 13.8 1985-1987 2-2 3.4 1988-1990 3 8 11 19.0 1991-1993 5 14 19 32.7 1994-1996 3 9 12 20.7 Tablo 4. Lezyonlarm lokalizasyonları Lokalizasyon Kadın Erkek Toplam % Üst ekstremite - - - - Alt ekstremite 2 8 10 17.2 Gövde 5 10 15 25.8 Alt ve üst - 8 8 13.8 ekstremite Gövde ve 7 18 25 43.1 ekstremiteler 62 TKlin Dermatoloji 1998, 8

PARAPSORlAZtS GRUBU HASTALIKLARIN KLİNİK VE HİSTOPATOLO.IİK DEĞERLENDİRİLMESİ Muammer PARLAK ve Ark. eritcmlı skuamlı papül, critcmli skuamlı makülopapülün izlediği, en az veziküi ve eritemli makûl görüldüğü saptandı. Papülopüstül ve veziküler lezyonların tepelerinde ve papüler karakterli lezyonlarm bir kısmında hemorajik krut ve erozyon vardı. Bazı olgularda lezyonların uniform olmadığı, iki ya da üç tip lezyonun aynı anda gözlendiği dikkati çekti. Olgularda gözlenen lezyonlar Tablo 5'de gösterilmiştir (Tablo 5). Histopatolojik değerlendirmede; %36.2 BPPP (Şekil 1), %25.8 PLA (Şekil 2), %17.2 PLK (Şekil 3), Şekil 2. Pitriazis likenoides akuta'ya ait histopatolojik tablo. Tablo 5. Olgularda gözlenen lezyonlar Lezyoıı Olgu % Eritemli makûl 2 3.4 Hiperpigmente makûl 4 6.9 Eritemli skuamlı makülopapül 9 15.5 Eritemli skuamlı papül 15 25.8 Eritemli skuamlı plak 21 36.2 Papülopüstül 4 6.9 Veziküi 1 1.7 Polimorf lezyonlar 5 8.6 Tablo 6. Olguların histopatolojik değerlendirilmesi Histopatolojik Tam Erkek % Kadın % Topl am % BPPP 17 (29.3) 4 (6.9) 21 (36.2) KPPP 3 (5.2) 6 (10.3) 9 (15.5) PLA 14 (24.1) 1 (1.7) 15 (25.8) PLK 8 (13.7) 2 (3.4) 10 (17.2) LP 2 (3.4) 1 (1.7) 3 (5.2) Şekil 3. Pitriazis likenoides kronika'ya ait histopatolojik tablo. %15.5 KPPP (Şekil 4) ve %5.2 LP (Şekil 5)'e ait bulgular saptandı (Tablo 6). Histopatolojik tabloların cinsiyete göre dağılımı da Tablo 3'de görülmektedir (Tablo 3). Yalnızca KPPP'de kadın/erkek oranı 2/1 olarak kadınlar lehine görünmektedir, diğer tablolarda erkek olgu sayısı kadınlardan 2/1 ile 14/1 arasında değişen oranlarda fazla bulunmuştur. Şekil 1. Büyük plaktı parapsoım/.ise ait histopatolojik tablo. Tartışma Parapsoriazislerin etyolojisi bilinmemektedir. Pitriazis likenoidesin klinik gidişinin benzerliği ve sporadik olgular halinde görülmesi enfeksiyöz bir ajanın rolünü düşündürmüş, fakat etkenin tesbiti mümkün olmamış ve bulaşma gösterilememiştir (1,2,8). Bu tablonun bir immün kompleks hastalığı olduğu ve bir enfeksiyöz ajan ile kompleksin T Klin J Dermatol 1998, 8 63

Muammer İ'ARLAK ve Ark I'\RAI>S0RİAZİS GRUBU HASTALIK I ABIM Kİ İNİK Vl : IIİSTOI'YTOI.O.IİK Dl'ĞLRI LNHİRİI MİSİ Şekil 4. Küçük plaklı parapsorıazisc ait histopatolojik lablo. Şekil 5. Lenfuıııatoid papüllozis'e ait histopatolojik tabii başlatıldığı konusunda da çeşitli yayınlar mevcuttur (1,8). Olgularımızın yıllara dağılımına bakıldığında 1985 yılından sonra olgu sayısında bir artışın başladığı, 1991 yılından sonra bu artışın hız kazandığı görülmektedir. İmmün kompleks teorisi kabul edilecek olursa olgu sayısında son yıllardaki artış, henüz belirlenememiş olan antijenik stimulusu düşündürebilir. Ayrıca Mikozis fııngoidese (MF) dönüşümde, T lenfositlerin immünolojik stimulasyonu ile sonuçlanan viral ya da kronik antijenik uyarının söz konusu olabileceğine dair görüşler mevcuttur (9). Büyük plaklı ve küçük plaklı parapsoriazislerin erkeklerde sık görüldüğü ve ortalama olarak erkek/kadın oranının 3/1 olduğu bildirilmektedir (2,3,5). Oysa BPPP'li olgularımızda erkek sayısı kadına oranla yaklaşık 4 kat fazla iken literatüri bilginin aksine KPPP' li olgularda kadın sayısı erkek sayısının iki katı idi. Plak tarzındaki parapsoriazislerin en sık 40-50 yaş civarında görüldüğü bildirilmektedir (2,3,5). Bizim olgularımızın yaş ortalaması BPPP'de 36.2, KPPP'dc 31.5 olarak bu ortalamanın altında yer alıyordu. Pitriazis likenoideslerin daha genç yaşlarda görüldüğü bildirilmekle birlikte ortalama yaş 42 olarak verilmektedir (1,2,7,10). Oysa PLA ve PLK'lı olgularımızın yaş ortalamaları sırasıyla 41.0 ve 40.7 olmak üzere BPPP ve KPPP'li olgularımızın yaş ortalamasından büyüktü fakat literatüri bilgilerle uyumluydu. Aynı şekilde literatürde kadın/erkek oranının eşit olarak bildirilmesine rağmen özellikle PLA'lı olgularımızda erkek/kadın oranı 14/1 ile en yüksek farkı yansıtıyordu. Lezyonlar en çok gövde ve ekstremitelerde yaygın olarak ve sıklıkla eritemli skuamlı plak ve papül tarzında karşımıza çıkıyordu, daha sonra sadece gövde, sadece alt ekstremiteler ve alt ve üst ekstremite tutulumu gözlenmekteydi. KPP ve PL'de lezyonlarm üst ekstrem itelere sıklıkla yerleştiği belirtilmesine (1,2) karşın olgularımızda sadece üst ekstremite tutulumuna hiç rastlanmadı. BPPP'in poikiloderma tarzında ya da nadir bir form olan retiform parapsoriazis şeklindeki lezyonlarda klinik teşhis nisbeten daha kolaydır (1,5). KPP'in nadir bir formu olan digitate dermatoz şeklinde görüldüğünde klinik teşhise yaklaşım daha kolay olmaktadır (1,2,4,5). Plaklı parapsoriazislerin birbirleriyle benzerlik göstermesinin yanısıra yine her iki formun da ayırıcı tanısına eritemli skuamlı hastalıklar, ilaç erüpsiyonları ve dermatitler girer (1,2). Ayrıca bazı KPPP'lerin seyri esnasında atrofı ve retiküler pigmentasyon göstererek BPPP'e dönüştüğü de bildirilmiştir (1). PLA ve PLK birbiriyle ve özellikle KPPP'le karışabileceği gibi, özellikle PLA, lenfomatoid papüllozisden çoğu kez klinik olarak ayrılamaz (1,2). Bu elementer lezyonlar ve bu lokalizasyonlarla olgulara klinik olarak kesin teşhis koymak hemen hemen imkansızdır. Parapsoriazis grubu hastalıkların teşhis ve ayırıcı tanı zorluğu klinik muayene esnasında başlar. Çünkü belirtildiği gibi her bir tablo birbirine benzeyebileceği gibi başka bir takım hastalıkları da taklit edebilmektedir. Bu yüzden bu klinik bulguları tek başına değerlendirmekten ziyade histopatolojik tablo ile de karşılaştırarak değerlendirmenin daha doğru ola- 64 T Kim Dermatoloji 1998, <V

I'ARAPSORİAZİS «RUHU HASTALIKLARIN KLİNİK VK HİSTOPATOLOJİK DI'OLRLENDİRİLMl-Sİ Muammer PARLAK ve Ark cağına inanıyoruz. Histopatolojik değerlendirmede; dermişte bant tipi lenfosit infiltrasyonu, epidermiste hafif hiperkeratoz, fokal parakeratoz, atrofi, bazal hücrelerde vakuolizasyon, kapillerlerde genişleme ve pigment ınkontincnsi görülen kesitler BPPP, dermişte daha çok perivasküler yamalı lenfositik infiltrasyon, epidermiste parakeratoz, hafif akantoz, spongioz ve lenfosit ckzositozu olan kesitler KPPP, dermişte yoğun perivasküler ya da bant infiltrasyon ve bunun sonucunda dermoepidermal bölge kaybı gözlenen, epidermiste ıntra ve intersclüler ödem ve dejenerasyon bulunan, erozyon ve ülserasyona rastlanabilen, bazal hücrelerde vakuolizasyon ve epidermis içinde eritrosit ve lenfosit ckzositozu gözlenen, damar duvarlarında fibrin depolanması, endotelial şişme ve prolifcrasyon bulunan kesitler PLA, dağınık süperfisiyel perivasküler lenfositik infiltrasyon, epidermisde spongioz, kalınlaşma, parakeratoz gözlenen, ekstravaze eritrosit vc makrofaj bulunan kesitler PLK olarak değerlendirildi. Kullanılan histolojik parametreler oldukça benzerlik göstermekte vc dolayısıyla histopatolojik teşhiste de yanılgı payım artırmaktadır. Klinik tablo vc kesitlerde poikiloderma bulgularına rastlandığında teşhiste BPPP lehine kolaylık sağlar (2,6). BPPP vc KPPP'in başlangıç lczyonlarının histopatolojisi nonspesifık olabilir vc tanınmayabilir. Hatta bazan KPPP'de hücre infiltrasyonu yoğun olabilir vc BPPP'ı taklit edebilir (6). Klinik olarak lezyonların 5 cm den küçük olması, sarımsı kahverengi renk tonu ve eğer varsa digitate lezyonların bulunması KPPP lehine kuinanılmaktadır (4,5). Yapılan çalışmalarda BPPP'in %8.5-12 oranında MF'e ilerlediği bildirilmektedir (6). Bu olguların MF'c dönüşümü/ide klinik olarak kaşıntı vc endürasyonun artmasını uyarıcı sayan yazarlar (6) olduğu gibi son yıllarda BPPP'i, MF'in ilk safhası olarak da kabul eden yazarlar da vardır (2,3,4,11). KPPP için tartışma daha da farklılık arzetmektedir. Klasik bilgiler (1,3) KPPP'in birkaç ay vaya en geç 10 yıl içinde remisyona gittiğini ve malignensiyc dönüşmediğini vurgularken bazı yazarlar çalışmalarında klinik ve histopatolojik benzerlikler yüzünden tıpkı BPPP gibi MF'e dönüşebilen bir tablo vc hatta MF'in ilk safhası olarak kabul etmekten yanadırlar (4,5,11). Haeffcr ve arkadaşlarının izledikleri beş KPPP olgusunda 18 yıllık izlenimde MF'e dönüşmediği bildirilmiştir (12). Bazı araştırmacılar KPPP'in MF'e dönüşmediğini fakat MF'in ilk lczyonlarının KPPP plaklarından ayırımının yapılamamasının bu fikre sebep olduğunu iddia ederler (13). Parapsoriazis- Icrin MF'den histopatolojik olarak ayrımında Pautrier mikroabselerinin varlığı kriter olarak kabul edilmektedir (4,14). Histopatolojik kesitlerde MF'e gidişin en önemli bulgusu büyük serebriform ntıkleuslu MF hücrelerinin gözlenmesi ve bu hücreleri içeren intraepidermal mikroabselerin varlığıdır. Bu yüzden her iki tabloda da uygun aralıklarla biyopsinin tekrarının önemi üzerinde durulmaktadır (5). Olgularımızın içinde iki BPPP teşhisi alan kesitte infiltrat içinde MF hücresi için tam kriterlere uymayan fakat anormal hücrelere rastladık ve bu olguları takip etmeyi uygun gördük. Olguların birinde daha sonraki yıllarda MF'in klinik vc histopatolojik olarak yerleştiğini gözlemledik. PLA'nın histopatolojik teşhisi için bazı kriterler gerektiği görülmektedir. Bant tarzı ya da daha sıklıkla perivasküler lenfositik infiltrasyon, hiperkeratoz, parakeratoz, spongioz, epidcrmal nekroz gibi bulgular diğer tablolarda da görülebilen nisbeten nonspesifik bulgular olarak kabul edilebilirken, dermal damarlarda endotelial şişme, proliferasyon ve damar duvarında fibrin depolanması daha karakteristik sayılan bulgulardır (6,10,15). Fakat gerçek vasküliti destekleyecek damar hasarına rastlanmaz (6,15). Ayrıca eritrosit ekstravazasyonu, epidermise eritrosit vc lenfosit göçü ve epidermal hücrelerde daha bariz görünen hasar teşhis için bulunması gereken bulgulardır (6,10,15). Epdcrmisteki nekroz göç eden lenfositlerden salınan hidrolitik enzimlerin aktivitcsiylc açıklanmaktadır (15). PLK histopatolojik olarak PLA tablosunun daha hafif şekli olarak karşımıza çıkmaktadır. Her iki tablonun ayırıcı tanısında klinik bulguların ve hastanın takibinde hastalık süresinin yaran olacaktır. Den lczyonları PLK'da daha az sayıda, üzerinde ince skuamlar bulunan papüller şeklinde görülmeye eğilimlidir (2). Her iki tablonun birbirine dönüşebileceğinden dolayı tek bir hastalığın varyantları olarak kabul edildiği de bildirilmektedir (2,15). T Kim.1 Dcrmutnl /W,S'. S 65

Muammer PARLAK ve Ark. PARAPSORIASIS GRUBU HASTALIKLARIN KLİNİK VE HÎST0PAT0L0JİK DEĞERLENDİRİLMESİ Pitriazis Iıkcnoides grubu hastalıkların parapsoriazisler içinde kabul edilmesinin nedenleri klinik ve histopatolojik olarak benzemelerinin yanısıra bir kaç olguda BPPP ve hatta MF'e dönüşünün bildirilmesidir (2). Dolayısıyla bazı klimsyenler PL grubu tabloların benign gidişli olduğu fikrine katılmamakta ve bu tabloların bir deri retikülozisine dönüşebileceğini savunmaktadırlar (7,9). Bu fikri destekler şekilde PLA teşhisi konan olgularımızdan birinin daha sonraki yıllarda klinik ve histopatolojik olarak MF'e dönüş gösterdiği gözlemlenmiştir. Bu değerlendirmeleri yaparken dikkat edilmesi gereken en önemli şey klinik olarak PLA veya PLK'ya çok benzerlik gösteren lenfomatoid papüllozis (LP) tablosunun tamnabilmesidir. Çoğu zaman klinik olarak pitriazis likenoidesden ayrılamayan LP klinik olarak benign, histopatolojik olarak malign karakter gösteren bir tablodur (9,16). Bu tabloda histopatolojik bulgular bant vaya daha çok kama tarzında lenfositik ve histiyositik infıltrasyonla karakterize olmasına göre lenfositik ve histiyositik tip olmak üzere iki şekilde görülür (6). Hafif ekzositoz, eritrosit ekstravazasyonu, dermal damar endotelinde şişme, epiderme! hücrelerde ödem ve dejenerasyon gözlenebilir ve bu bulguların çoğu zaman PLA'dan ayırımında yardımcı olmaz (6,16). Ayırıcı tanıda en önemli bulgu infiltrat içinde anormal hücrelerin bulunmasıdır. Histiyositik tipte Recd-Sternberg hücrelerine benzer hücerelere rastlanırkan lenfositik tipte MF hücrelerine rastlanabilir (16,17). Hatta bazen bu hücrelerin bulunduğu intraepidermal abselere rastlanabilir (6). Bununla bereber PLATı olguların yaklaşık %7'sinde az sayıda da olsa büyük koyu boyanan mononükleer hücrelerin bulunabileceği bildirilmektedir ve LP'in pitriazis likenoidesin bir varyantı olarak düşünülmesini tavsiye eden yayınlar da vardır (2). Tanıda yardımcı olabilecek başka bir özellik infiltrat içinde nötrofıl, eozinofıl gibi polimorf hücre bulunabilmesidir. LP'in seyri esnasında nadir de olsa lenfoma gelişebileceğinin bildirilmesi nedeniyle olguların uzun süreli takibi önerilmektedir (12). Parapsoriazis grubu hastalıkların incelenmesi dermatolojik bir takım tabloların ayırıcı tanısında sadece klinik bulguların, hatta bazan histopatolojik değerlendirmenin de yetersiz kaldığı ve bir dermatologun hem klinik hem de patolojik bulguların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. KAYNAKLAR 1. Gibson LE, Perıy HO. Papulosquamous Eruptions and Exfoliative Dermatitis. Dermatology' de. Eds; Moshelle SL, Hurley HJ. Third edition, Philadelphia: WB Saunders Company, 1992: 607-51. 2. Kotoğyan A, Mat C, Tüzün Y. Parapsoriazislerin günümüzdeki yeri. X. Prof. Dr A Lütfü Tat Simpozyumu (Deri ve Zührevi Hastalıklarda Yenilikler 23-25 Ekim 1991), Ankara, Yargıçoğlıı Matbaası, 1992: 194-208. 3. Ross S, Sanchez JL. Parapsoriasis. A century later. Int J Dermatol 1990; 29,5:329-30. 4. Haeffner AC, Smoller BR, Zepter K, Wood GS. Differentiation and clonalty of lesional lymphocytes in small plaque parapsoriasis. Arch Dermatol 1995; 131: 321-4. 5. Mat C. Parapsoriazislerde terminoloji ve ayırıcı tanı. XI. Prof Dr Lütfü Tat Simozyumu (Deri ve Zührevi Hastalıklarda Yenilikler 5-8 Ekim 1993 Nevşehir), Ankara, Yargıçoğlıı Matbaası, 1994: 78-84. 6. Lever WF, Lever GS. Histopathology of the Skin. Seventh edition, Philadelphia: JB Lippinctt Company, 1990: 165-166, 177-9. 7. Marks R, Black M, Jones EW. Pityriazis lichenoides: a reapprasial. Br J Dermatol 1972; 86: 215-25. 8. Clayton R, Haffenden G, Dıı Vivier A, Burton J, Mowbray J. Pityriazis lichenoides-an immune complex disease. Br J Dermatol 1977; 97: 629-34. 9. Farmer ER, Hood AF. Pathology of the Skin. United States of America, Prentice-Hall International Inc. 1990: 201-4. 1 O.Hood AF, Marks EJ. Histopathologic diagnosis of pityriasis lichenoides et varioliformis acuta and its clinical correlations. Arch Dermatol 1982; 118: 478-82. 1 l.ackerman AB. If small plaque (digitate) parapsoriasis is a cutaneous T cell lymphoma, even an "abortive" one, it must be Mycosis fungoidesl. Arch Dermatol 1996; 132: 562-6. 12.Burg G, Dummer R. Small plaque(digitate) parapsoriasis is an "abortive cutaneus T cell lymphoma" and is not Mycosis ftingoides. Arch Dermatol 1995; 131:336-8. B.Raskin CA. Small plaque parapsoriasis and Mycosis fungoides. Arch Dermatol 1996; 132:1388. 14. Altomare GA, Capella GL, Pigatto PD, Biondo B, Lavezzi AM. Densitometry of Pautrier's microabcess in cutaneous T cell lymphoma.int J Dermatol 1995; 34: 535-7. 15. Black MM, Marks R. The inflammatory reaction in pityriasis lichenoides. Br J Dermatol 1972; 87:533-9. 16.Sina B, Burnett JW. Lymphomatoid papulosis. Dermatol 1983; 119:189-97. Arh 17.Baysal V, Gürer MA. Lenfomatoid papülozis. Deri Hast Frengi Arş 1992; 26: 69-73. 66 T Klin Dermatoloji 1998, 8