Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı

Benzer belgeler
MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

BAŞ-BOYUN LENF NODLARI

Toraks Anatomisi. Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

VÜCUDUN TEMEL PARÇALARI. 1) Baş-boyun 2)Gövde 3)Ekstremiteler (Kollar ve bacaklar)

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

TÜRK PLASTİK REKONSTRÜKTİF VE ESTETİK CERRAHİ DERNEĞİ

Toraks; gövde nin boyun ile abdomen arasında yer alan parçasıdır. Toraks oniki çift kaburga, sternum, kıkırdak kaburgalar ve oniki torakal omur dan

MAKEDONYA BİYOLOGLAR BİRLİĞİ. Çözümler

Anatomik Pozisyon

KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ANATOMİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

Truncus (arteria) pulmonalis

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR

Solunum: Solunum sistemi" Eritrositler" Dolaşım sistemi"

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

SPOR BiYOMEKANiĞiNiN BiYOLOJiK TEMELLERi

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Truncus (arteria) pulmonalis

Dr. Ayşin Çetiner Kale

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

Anatomi Terminolojisi ve Temel Bilgiler

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

Solunum Sistemi Fizyolojisi

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

FTR 207 Kinezyoloji I. Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

PULMONES (AKCİĞERLER) DOÇ.DR.M.CUDİ TUNCER D.Ü.TIP FAKÜLTESİ ABD

Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

TOS (Toraksın Çıkım Sendromu)

VİTAL BULGULAR. Dr.Mine SERİN FÜ Çocuk Nöroloji

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

KARACİYER SAFRA KESESİ. Dr. Oktay Arda

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşım Sistemi Dicle Aras

Lokal anestetik preparatları

SYSTEMA LYMPHATICUM LENFATİK SİSTEM

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI

1. ÜNİTE VÜCUDUMUZUN BİLMECESİNİ ÇÖZELİM

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.

Fizik Tedavide Antropometrik Ölçümler. Prof. Dr. Reyhan Çeliker

VÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır.

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM

FTR 207 Kinezyoloji I. Dirsek ve Önkol Kompleksi. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ

ALT EKSTREMİTE KLİNİK ANATOMİSİ. Doç. Dr. ERCAN TANYELİ

DÖNEM II HAFTALIK DERS PROGRAMI

Uyluk ön bölge kasları; musculus iliopsoas, musculus sartorius (terzi kası), musculus quadriceps femoris, musculus tensor fasciae latae dır.

LENF DÜĞÜMÜ DR. OKTAY ARDA

Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Maket İhtiyaç Listesi Maketin adı Miktarı Birim Fiyatı Tutarı

Columna vertebralis (omurga); vücudun arka ve orta kısmında yer alır, kemikten ve kıkırdaktan oluşur ve içinde omuriliği barındırır.

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

Postür Analizi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker. Acıbadem Maslak Hastanesi

Özofagus Mide Histolojisi

TEMEL İLK YARDIM VE ACİL MÜDAHALE

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II II. KURUL

Normal EKG. Dr. Müge Devrim-Üçok

Hücreler arası Bağlantılar ve Sıkı bağlantı. İlhan Onaran

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi

Alt extremite kemikleri üst extremiteye uygun olarak sınıflandırılmıştır.

TF 100 DÖNEM I KURULLARA GÖRE ANATOMİ DERS İÇERİKLERİ TEMEL TIP BİLİMLERİ DERS KURULU IV

Transkript:

Prof. Dr. Pınar Borman Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Lenfatik Sitemi Oluşturan Yapılar ve Fonksiyonları Giriş Lenf damarları deri ve subkutan dokulardan gelen intertisyal sıvıyı absorbe ederek venöz dolaşıma taşır. Barsaklarda lenf damarları besinsel yağ asitlerini absorbe eder. Lenfatik organların önemli immünolojik fonksiyonları vardır. Lenfositler (beyaz kan hücreleri) lenfatik dokularda oluşur ve depolanır. Bu lenfositler yabacı hücreleri, maddeleri, mikropları ve kanser hücrelerini tanıyarak onlara cevap oluşturur, vücuttan atılmasını sağlar. Lenfatik sistem lenf damarlarını ve özelleşmiş lenfatik dokulardan oluşan organları kapsar. Lenfatik organlar; lenf nodları, lenf damarları, dalak, tonsil ve Payer plakları olarak sıralanabilir. LENF DAMARLARI Arter ve venlerden farklı olan lenf damarları, merkezi pompa olan kalp etkisiyle değil lenfatik damarların sıvıyı kendi pompalama aktivitesiyle sıvıyı bölgesel lenf nodlarına ve devamında venöz dolaşıma pompalar. Lenf damarlarının bu intrinsik kontraktilitesine lenfanjioaktivite denir. Ekstremitelerde lenf sıvısı distalden proksimale, kol ve bacaklara paralel seyreden kollektörlerle taşınır. Yapı ve fonksiyonlarına göre lenf damarları kapillerler, prekollektörler, kollektörler, trunkuslar ve duktuslar olarak 5 gruba ayrılır. Lenf Kapillerleri Lenf kapillerleri kan kapillerlerine göre daha büyüktür ve yapısal olarak protein ya da intertisyel debriler gibi büyük moleküllerin absorbsiyonuna uygun şekildedirler. Lenf kapillerleri doku boşluklarından köken alır ve tüm vücutta yoğun bir ağ oluşturur. Deri ve müköz membranların yumuşak bağ dokusunda lenf kapillerleri kan kapillerlerine yakın olarak yerleşmiştir. Duvarları birbiri üzerinde yer alan düz endotelyal hücrelerden oluşmuştur. Endotel hücrelerin birbiri ile örtüşen (overlapping) uçları açılıp kapanarak sıvı absorbsiyonunu sağlar ki buna swinging flap hareketi denir. Anchoring flamanlar lenf kapiller endotel hücreleri ile kapilleri çevreleyen dokulara tutunur. İntertisyel sıvıdaki artışla 1

anchoring filamanlar gerilir, porlar açılır ve küçük damarlara pasif olarak sıvı akışı gerçekleşir. Lenf kapillerinin absorbsiyonu, anchoring filamanların hareketi, sıvının absorbsiyonu, intertisyel basıncın arteryel pulzasyonla değişmesi gibi mekanizmalarla ilgili araştırmalar halen devam etmektedir. Lenf kapillerlernde tek yöne açılan valvler yoktur ve lenf her yöne akabilir. Lenf kapillerlerinin en önemli özelliği tüm vücut boyunca yayılan pleksus oluşturmaları, intertisyel sıvıyı gerektiğinde absorbe etmeleri ve herhangi bir valv içermemeleridir. Lenf kapillerlerinin açılma mekanizması Lenf kapillerleri tek hücreden oluşan yapılardır. İntertisyel boşlukta kapillerleri anchoring flamanlar sabit tutar ve artan intertisyel sıvı volümü ile endotel hücreler arasındaki sınırlar açılır. Basınç farkı eşitlenince gevşek anchoring filamanların swinging flapi kapatır ve sıvı birikimleriyle siklus tekrar başlar. Yapısal olarak bakılırsa; Kapillerler; endotel hücreler, bazal membran ve anchoring filamanlardan oluşur. Daha yapısal bağ doku hücreleri, kas hücreleri ve valvler sistemde ilk kez prekollektörlerde ortaya çıkar. Kollektörler ve trunkus seviyesinde daha gelişmiş kas ve yaygın bağ doku sıvı absorbsiyonunda önemlidir. Prekollektörler Prekollektörler; lenf sıvısının daha geniş taşıyıcı damarlara taşınmasını sağlar. Prekollektörler kapillerler gibi sıvıyı absorbe ederler ancak bazı düz kas ve valv taşıyan alanlarda taşıyıcı görevi görürler. Prekollektörler kapillerler ve kollektörler arasında subkutan dokuda vertikal yerleşimli olup yüzeyel ve subfasial kollektörlere bağlanırlar. Lenf akımında bir bozulma olduğunda kollaterallere basınç oluşur, dilatasyonla valv mekanizması bozulur ve lenf akımı retrograd dokulara yönlenir. Drenaj mevcut kollateral yollarla, yeni kollateral yolların gelişmesiyle veya damarların rejenerasyonuyla tekrar düzenlenir. Prekollektörler bazen sıvının retrograd olarak kapillerlere bypasını da sağlar. Böylece sıvı komşu sağlıklı lenfatiklere ve lenfatik watershed alanlara geçerek drene olabilir. 2

Bu kollateralizasyon süreci kullanılmayan ancak varolan damarlar veya dilatasyon durumunda gerçekleşir. Yine lenfanjiogenezisle hasarlı lenfatiklerin fonksiyonu düzenlenir. Perforan prekollektörler Perforan prekollektörler, fasiayı delerek yüzeyel ve derin lenfatikleri birbirine bağlar. Konjesyonun durumuna göre prekollektörler lenf akımınına iki yöne doğru da izin verir. Bu bypass lenfin yüzeyel dokulara yayılmasına izin verir, veya yüzeyelden derine transportu sağlar. Kollektörler Transportu sağlayan lenf damarlarına kollektör denir. Venlerde olduğu gibi; intima, media ve eksterna tabakalarından oluşur. Kollektörler yapısal olarak venlere benzer ancak daha ince duvarları ve daha sık aralıklarla valvleri vardır. Valvler pasif olarak distalden proksimale veya lenf nodlarına doğru akışı sağlar, geri kaçışı engeller. Damarların çapına bağlı olarak kollektörde her 0.6 ve 2 cm de bir, duktus torasikusta her 6-10 cm de bir valvler bulunur. Kollektörlerde distal ve proksimal valv arasındaki yapıya lenfanjion adı verilir. Kalbin pompa görevi yaptığı kan dolaşmının aksine, lenf transportu lenfanjionların intrensek kontraksiyonları ile yani lenfanjioaktivite ile sağlanır. Kontraksiyonların sıklığı sempatik sinir sistemi ve lenf volümüne bağlıdır. Lenf volümü arttıkça damar duvarı gerilir ve düz kaslar buna kontraksiyonla cevap verir. İstirahatte kontraksiyon sıklığı dakikada 6-10 kezdir ancak egzersiz sırasında 10 katına çıkar. Isı arışı, fiziksel aktivite ve inflamasyona bağlı olarak lenf/zaman volümü artar. Bunun dışında lenf transportu; iskelet kaslarının kontraksiyonu, arteryel pulzasyon, respiratuar basınç değişiklikleri, santral venlerde negatif basınç, manuel lenf drenajı ile yapılan eksternal basınç ve yeni lenf oluşumu (geride basınç oluşturarak) ile de desteklenir. Lenf territorilerinin drenaj özellikleri Bir kollektörden drene olan deri alanları zonları oluşturur. Bir lenf damarı demetindeki kollektörlerin deri zonları teritory leri oluşturur. Bu territoryler karşılık gelen demete göre adlandırılır. Vertikal prekollektörler palm ve plantar yüzeylerde 1.5 cm diğer alanlarda 3-4 cm çapındaki deriyi drene eder. Lenfolenfatik anastamozlar 3

Lenf damarları veya damar demetleri arasında anastamozlar vardır. Bunlar hasar olduğunda sağlam bölgelere akışı yönlendirir. Manüel lenfatik drenaj ile lenfanjionlar uyarılır sıvı konjeste alanlardan kollateral bileşkelere yönlendirilir. Uyarı olmasa da komşu kollektörler arasındaki bu yapılar, sıvı imbalansını düzenlemek üzere lenf nodlarına akışı da sağlarlar. Yüzeyel ve derin kollektörler Yüzeyel kollektörler subkutan yağ dokudadır ve deri ile subkutan dokuyu drene eder. Bağımsız kollektörler daha düz uzanır ve birbirleri ile çeşitli anastomozlarla ilişkilidir. Derin kollektörler ekstremite ve gövdede fasya altındadır. Yüzeyel kollektörlere göre çapları daha büyük olup kas eklem ligaman ve ilişkili yapıları drene ederler. Kural olarak derin arter ve venlerle birlikte seyrederler. Venler gibi yüzeyel ve derin kollektörlerde de perforan yapılar (çapraz bağlantılar) vardır. Visseral lenf kollektörleri derin kollektörlerin alt grubu olup ilgili organlardaki kan damarlarına paralel seyreder ve aralarında lenf nodu zincirleri yer alır. Lenf trunkus ve duktusları En büyük lenf damarları trunkuslar ve duktuslardır. Trunkuslar lenf sıvısını organlar, ekstremiteler ve ilgili gövde bölümlerinden toplarlar. Çeşitli rejyonel lenf nodu gruplarının efferent kollektörleri başlangıç (primer) trunkusları oluşturur. Bu trunkuslar yer ve drene ettikleri territorylere göre isimlendirilir. Trunkuslar kalın mural tabakaları dışında yapısal olarak lenf kollektörlerine benzer. Duktus torasikus Vücudumuzdaki en büyük lenf damarı duktus torasikustur. Yaklaşık 1-5 mm çapında ve 40 cm uzunluğundadır. Omurgaın önünde ve sol tarafında abdomen ve toraksın derininde L2 vertebra hizasından sol venöz açıya dek uzanır ve sol venöz açıya (sol internal juguler ven ve sol subklavian ven arasındaki birleşim yeri) boşalır. Varyasyonlarla T10 hizasından başlayabilir veya %1 olasılıkta sağ venöz açıya dökülebilir. Diyaframı penetre eder, boyun köküne doğru toraksda ilerler. Abdominal torasik ve servikal parçaları vardır. Abdominal kısmın tabanındaki torba şeklinde geniş olan kısmı sisterna kayli (cysterna chylii) adını alır. Bu şilöz sisterna geçici rezervuar rolü görür, genişleyince 3-8 cm uzunluğa ulaşabilir. Pek çok trunkustan sıvı toplayan duktus torasikus, günlük lenf yükünün %75 ini tek başına taşır ki yaklaşık bu değer 2-4 litre arasındadır. 4

Şilöz sisterna sağ ve sol lumbar trunkusların ve pek çok kimsede intestinal trunkusun birleşiminden oluşur. (Bazen intestinal trunkus lumbar trunkusa katılabilir duktus torasikustan önce). Şilöz sıvının rengi içerdiği sindirilmiş yağ asitlerinden dolayı süt beyazdır. Sağ lenfatik duktus Sağ lenfatik duktus yaklaşık 2.5 cm uzunluğunda ve yer olarak sağ venöz açıdadır. Geri kalan %25 lik lenf yükünü taşır. Görüldüğü gibi yüzeyel lenfatiklerin tersine derin lenfatik yapılar asimetriktir. Her 2 lenfatik duktus da içeriğini venöz dolaşıma boşalttığı için lenf nodlarında lenf sıvısı içerdiği patojen ve kontaminan maddelerden temizlenmelidir. Sağ ve sol duktusların kalbe yakın lokasyonları ve terminal kısımlarının yapıları nedeniyle venlere belli bir emilme gücüyle boşalır. Bu süreçe solunumun inhalasyon fazı da yardımcı olur. Özetlersek, her 2 alt ekstremite, sol baş boyun ile sol üst ekstremite duktus torasikus; sağ baş ve boyun ile sağ üst ekstremite de sağ lenfatik duktus yoluyla drene olur. Alt gövdenin lenfatik trunkusları (diyafragmanın altı) Alt ekstremitelerden gelen lenf sıvısı inguinal lenf nodlarına, sağ ve sol lumbar trunkuslarla şilöz sisternaya ve duktus torasikusa boşalır. İntestinal trunkuslar barsaklardan toplanan lenfi şilöz sisternaya iletir. Üst gövdenin lenfatik trunkusları (diyafragmanın üstü) Üst ekstremite ve komşu gövde bölgelerinden gelen sıvı aksiller lenf nodlarına buradan da bilateral subklavian trunkuslar araçlığıyla solda duktus torasikusa, sağda sağ lebfatik duktus boşalır. Akciğerler, bronşlar ve mediastenden gelen sıvı bronkomediastinal trunkusla duktuslara ulaşır. Dolayısıyla sağ ve sol juguler trunkus servvikal lenf nodlarından solda duktus torasikus, sağda sağ lenfatik duktus arasındadki transportu sağlar. Sağ ve sol subklavian trunkus ise aksiller lenf nodlarından sağda sağ venöz duktus, solda duktus torasikus arasındaki transporttan sorumludur. Sağ ve sol bronkomediastinal trunkus ise bronşlar, akciğer ve mediasten gelen lenf sıvısını duktuslara iletir Lenf sıvısı ve lenf nodları Ekstrasellüler boşlukta kapillerler tarafından absorbe edile intertisyel sıvı lenfi oluşturur. Proteinler hidrofilik yapılarından dolayı su çekerler. Lenfatik sistemle günde 75-100 g 5

(günlük dolaşıma katılan miktarın yaklaşık yarısı) protein lenfatik sistemle taşınır. Ayrıca lenfatik sistem lenfositleri, kanser hücrelerini, debrileri ve bakterileri de taşır, intertisyuma giren ve venlerce absorbe edilmeyen fazla su içeriğini de regüle eder. İnce barsaklarda trigliserid, kolesterol gibi uzun zincir yağ asitleri, yağda çözünen A,D, E, K gibi vitaminler de lenfatik sistem tarafından absorbe edilir. Dolayısıyla lenf sıvısında su, proteinler, hücreler (RBC, WBC, lenfositler), yabancı maddeler, çöpsü ürünler ve yağ (intestinal lenf, şilöz sıvı) mevcuttur. Lenf Nodları Lenf bezi yerine lenf nodu terminolojisi tercih edilmelidir çünkü lenflerin bezler gibi sekretuar özellikleri yoktur. Lenf nodları lenforetiküler organlardır, bağ dokuda kapsüllü ve spesifik iç yapıya sahip organlardır. 2-30 mm uzunluğunda oval, fasülye veya böbrek benzeri yapılardır. Çapları ve sayıları ters orantılıdır. İnsan vücudunda 600-700 lenf nodu olup çoğunluğu abdomende (100-200 mezenterik nod) ve baş boyun bölgesindedir. Bunu takiben en fazla aksilla ve inguinal bölgededir. Genellikle yağ dokunun derinlerinde yer aldıkları için palpabl değillerdir. Ancak enfeksiyon veya malignansi gibi durumlarda büyürler ve palpabl olurlar. Atletik ve zayıf kişilerde inguinal lenf nodları hissedilebilir. Lenf nodlarının efferent damarlardan çok afferent lenf damarları vardır. Afferent lenf damarları noda girişi sağlar, az sayıda efferentlerin çapı daha büyük ve daha fazla valvi vardır ve hilustan lenf çıkışını sağlarlar. Hilusa lenf damarları dışında arter ve venler de girip çıkarlar. Her lenf nodu yada nod grupları vücudun belli bir bölgesindeki lenf sıvısını toplar, ilgili alanlarına göre rejyonel lenf nodları isimlendirilir. Lenf nodlarının fonksiyonları 1. Bakteri, toksin ya da ölü hücreler gibi yabancı maddelerin filtrelenme süzülme yeridir. Lenf sıvısı akışı nodlarda yavaşaladığı için buradaki makrofajlar bu yabancı madeleri kolayca yakalar ve fagosite eder. 2. Lenfositler lenf nodlarında üretilir. Bu beyaz kan hücreleri immün sistem için önemlidir. Lenf noduna girerken lenf içeriği 200-2000 lenfosit iken, nodu terkederken lenf sıvısında 17000-152000 lenfosit yer alır. 3. Lenfdeki protein konsantrasyonunu regüle eder. Noda giren lenf sıvısının fazla suyu absorbe edilir, su içeriği azsa hidrostatik ve osmotik basınç dengelerine göre, eşilk eden kan kapillerinden su absorbe edilir. 6

Bölgesel lenf nodları Rejyonel lenf nodları belli territory veya kök alanlardan sıvıyı toplar. Örneğin aksiller lenf nodları aynı taraf üst ekstremite, ön ve arka toraksdan kapillerler, prekollektör ve kollektörler yoluyla gelen sıvıyı alırlar ancak komşu baş boyun omuz veya kontralateral bölgelerden gelen sıvıyı toplamazlar. İşte bu bölgesel drenaj alanlarına watershed (boundaries) denir. Aksiller lenf nodları Aksiller lenf nodları bulundukları bölgeye göre; Lateral aksiller nodlar, subscapular, pektoral, santral ve apikal (infraklavikular) lenf nodları olarak alt gruplara ayrılır. Nodların sayısı değikendir, 8-50 arasında olabilir. Ortalama 10-24, sıklıkla 10-12 adet arasındadır. Büyüklükleri topluiğne başından 8 cm ye dek ulaşabilir. Aksiller lenf nodları; üst ekstremite, omuz bölgesi, ön-arak torakoepigastrik duvarların supraumbilikal kesimlerinden gelen lenfleri alır. Manuel lenfatik drenajla nodlar uyarılarak fazla lenf yükünü almaya hazırlanır. Lenf nodları eksize edilirse ve eğer radyoterapi uygulanmazsa kalan nodların sayı ve kapasitesine göre fazla lenf yükü aktarılmaya çalışılır. Ancak radyasyona duyarlı olduğu için lenf nodları radyoterapi ile hasar görür ve skar doku oluşur, görevini yapamaz duruma gelir. İnguinal lenf nodları İnguinal lenf nodları yüzeyel ve derin 2 gruptan oluşur. Yüzeyel nodlar femoral üçgende derin subkutan yağ dokudadır ve ancak zayıf kişilerde palpe edilebilir. Ortalama 6-12 adettir ancak küçük sayıda daha fazla veya büyük yapıda daha az sayıda olabilir. İnguinal nodların territoryleri vücudun alt yarısında deri, subkutan doku, eksternel genitaller, gluteal bölge ve perine bölgesidir. Sayıca az oldukları için tek nodun bile hasarı alt ekstremite lenf dolaşımını bozabilir. Derin lenf nodlarının drenaj alanları ise kas, eklem, fasya, periost, penis, klitorisdir. Ayrıca derin inguinal lenf nodları yüzeyel inguinal lenf nodlarından lenf sıvısı alır. Baş ve boyun lenf nodları Oksipital, mastoid (retroaurikuler), parotis (preaurikuler, infraauriküler), submandibular ve submental lenf nodları baş boyun sınırnda yer alır ve periservikal lenfatik poligonu oluşturur. Fasial lenf nodları bu zincirin üzerinde, lingual ve retrofarengeal lenf nodları bu poligonun derinindedir ve bazen visseral nodlar olarak adlandırılır. 7

Boyun lateral üçgenindeki nodlar yüzeyel ve derin olarak ayrılır. Yüzeyel eksternal jügüler nodlar eksternal juguler ven boyunca bir zincir oluşturur. Supraklavikular yağ dokudaki nodlar derin lateral servikal lenf nodlarıdır ve aksesuar, internal jügüler ve supraklaavikular zincirler olarak 3 zincir halindedir. Baş boyun lenfleri venöz sisteme 2 yolla ulaşır: Aksesuar ve supraklavikular zincirden oluşan lateral yol ve internal jugüler zincirden oluşan medial yol. Yüz Bölgesindeki lenf nodları Saçlı deride frontal, parietal ve oksipital olarak 3 kök alan (territory) vardır. Çene ve burnun lenf damarları deri, kas, periost, perikondrumdan lenfi drene ederken dudak, yanak ve göz kapaklarındaki lenf damarları müköz membranlardan lenfi drene eder. Bölgelerin drene ettikleri alan tam olarak birbirinden keskin sınırlarla ayrılmayabilir. Çenenin lenf drenajı medialde submental nodlara, komşu lateral kesimlerde submandibular nodlara doğrudur ancak aralarnda anastomozlar olabilir. Dudak ve yanak bölgelerinde; mukoza ve diğer kütanöz yapıları drene eden 2 yol vardır. Yanakta infraorbital kollektörler submandibular lenf nodlarına, göz kapaklarındaki lenf preaurikular, parotis veya submandibular lenf nodlarına drene olur. Mukoza ve deri arasındaki bağlantılardan dolayı bu yapılar parotis submental ve submandibular nodlara da drene olabilir. Abdomen ve pelvisteki lenf nodları Pelvisteki lenf nodları büyük damarların yanında, subperitoneal ve retroperitoneal yağ dokudadır. Eksternal iliak, common iliak ve lumabr nodlar inguinal bölgede başlayan bir zincir oluşturur ve aortik hiatusa uzanır. Eksternal ve common iliac nodlar lateral, intermediate ve medial olarak 3 zincir oluşturur. İliak nodların drenaj alanı mesane, prostat, vajen üst2/3 ü, serviks ve rektumun pelvik kısmıdır. Pek çok visseral lenfatikler direkt olarak iliak nodlara bazıları ise diğer visseral nodlara boşalır. Lumbar nodlar aort ve vena kava inferior boyunca uzanır, birleşik iliak zincirlerin devamı şeklindedir. 35-40 adet noddan oluşan lumbar zincir böbrekler, adrenal bezler, testis, uterus ve fallop kanallarından gelen lenf sıvılarını toplar. Kan damarlarının etrafında longitidunal ve transvers yerleşen lenf kollektörleri vardır.iliak damarların bu perivasküler ağı internal, eksternal ve common iliak pleksusu oluşturur ki bu yapıya iliopelvik pleksus adı verilir. İnterkostal kollektörler ve nodlar Alt göğüs kafesinin interkostal lenf damarları direkt olarak omurganın iki tarafında interkostal (paravertebral) lenf nodlarına drene olur. Üst kostaların lenf akışı memnin 8

derin ve daha iç kısımlarındaki parasternal nodlara doğrudur. Axiller lenf nodu diseksiyonu ve/veya radyoterapi sonrasında bu derin yol kullanılarak göğüs duvarı drenajı sağlanmaya çalışılır. Kübital ve popliteal nodlar Genelde derin lenfatik kollektörler subfasial derin alanda arterlerle beraber seyredip derin drenajı sağlarken; kolda karpal ve kubital fossa alanlarında kollektörler yüzeyel damarlarla anastomoz yapabilir. Bu ilişki disekten derin veya yüzeyele transporta imkan verir. Kubital fossada derin nodlar da vardır. Popliteal nodlar popliteal fossada 1-3 adet küçük subfasial nodlar halindedir. Alt ekstremite yüzeyel lenfatik drenaj Ayağın yüzeyel lenf drenajı plantar yüzeyden dorsale doğrudur. Dorsumdaki medial ve lateral kollektörlerin sayısı değişkendir. Ventromedial bundle (demet) malleoler bölgedeki yüzeyel kollektörlerden oluşur, dizin medialine ilerler, bacağın (uyluğun) ön ve iç yüzeylerinden yüzeyel inguinal lenf nodlarına ulaşır. Diz bölgesindeki büyük safen ven gibi fleksör yüzde femür medial kondilinin arkasından geçer, Ana kollektörleri, kollatralleri ve anastomozlaşan dalları içerir. Değişmekle beraber ayak dorsumunda 15-24, alt bacakta 5-10, üst bacakta 8-20 lenf damarından oluşur. Dizin medialinde 4-6 kollektör vardır ve buraya fizyolojik şişe boynu (bottleneck) adı verilir. Aynı şekilde malleollerin üzrinde de alt bacağın distal ve posteriorunda da kollektör yolları daraları ve sayıları azalır (malleoler bottleneck). Bu bölgelere kompresyon tedavisi sırasında fazla baınç uygulanırsa lenf akışı bozulabilir. Üst ekstremite yüzeyel lenf drenajı Elin palmar bölgesinde yüzeyel kollektörler her parmağın distal falanksından başlar, yüzeyel venlere eşlik ederek aksiller lenf nodlarında sonlanır. Her parmağın dorsumunda palmar yüzünde ve falanks ucunda kollektörlerin drenaj alanları vardır ve parmak kökünde bunlar birleşir. Bazı yazarlara göre bu bölgelerde 30 civarında lenf damarı mevcuttur. Dirsekte de aynı dizdekine benzer yüzeyel ve derin lenfatikler arasında geçiş vardır. Lenfatik Watershedler ve anastomozlar Yüzeyel lenfatik damarlarda belli bir yöne ve belli nodlara drene olan deri alanları vardır, bunlara watershed veya boundary denir. Gövdede akışın yönü önde ve arkada midline, waist ve omuz bölgelerine yakın olarak belli sınırlardadır. Bu watershedlerin her 2 tarafındaki lenf damarları her 2 tarafa (median-sagittal/vertikal watershed) bel bölgesinde (transvers/horizantal watershed) 9

akışı sağlayarak lenf yükünü toraks (aksiller nodlar), abdomen (inguinal nodlar) ve omuzlarda baş boyun (servikal supraklavikular nodlar) olarak sınırlar ve dağıtır. Gövdedeki önemli watershedler (boundary) 1. Median-sagittal (vertikal) watershed 2. Transvers (horizantal) watershed 3. Klavikula watershedi 4. Skapular spine watershedi 5. Gluteal (chaps) watershed Belli lenf nodu veya lenf nodu gruplarına drene olan lenfatik damar bölgelerine kök alan, territory denir. Manuel lenfatik drenajda en etkili kollateral yolları aktive etmek için uyhun watershedler seçilmelidir. Lenfo lenfatik anastomozlar Lenf damarları arasındaki kollateral ilişkiler konjesyon yerine göre en uygun drenaja imkan verir. Konjesyonda sıvı geçişi; kollektörlerin sayılarının artmasına (damarların dallanmasına), tipik akışın tersine valvüler yönlendirme, watershedler arasında geçiş sağlayan kollektörler ve valvi olmayan lenf kapiller ağı ile sağlanmaktadır. Gövdedeki önemli anastomozlar; 1. İnter-aksiller (ön ve arkada) 2. İnteringuinal (ön ve arkada) 3. Aksilloinguinal (sağ ve solda) olarak sayılabilir. Lenf akışı ve kan akışı araıda bazı farklar vardır. Lenf akışı Kan akışı Tek yönlü sirküler 1-2 L/gün Litreler/dk Trunkus intrensek kontraksiyonları ile Kalp ve kalf kaslarınınpompa etkisiyle Devamlı sıvı kolumnası yok Devamlı sıvı kolumnası Konjesyonda proteinden zengin sıvı Obstrüksiyonda proteinden fakir sıvı birikir Hasar ve klinik görnüm arasında süre uzun Hasar ve klinik arasındaki süre kısa Sıvı lenf nodlarında temizlenir 10

11