T.C. ÇUKUROVA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ FELSEFE VE DN BLMLER ANABLM DALI HUZUREV SAKNLERNDE DN YAAYI. Adeviye MEK YÜKSEK LSANS TEZ



Benzer belgeler
OTSTK ÇOCUKLARIN ALELERNE YÖNELK GRUP REHBERL NN ANNE BABALARIN DEPRESYON VE BENLK SAYGISINA ETKS

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre,

EL PARMAKLARINA DEERLER VEREREK KOLAY YOLDAN ÇARPMA ÖRETM YÖNTEMYLE ZHN ENGELL ÖRENCLERE ÇARPIM TABLOSU ÖRETM UYGULAMASI

BURSA DA GÖREV YAPAN MÜZK ÖRETMENLERNN ULUDA ÜNVERSTES ETM FAKÜLTES GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM DALI LE LETM VE ETKLEM

Sosyo-Ekonomik Gelimilik Aratırması

2. Bölgesel Kalkınma ve Yönetiim Sempozyumu Ekim 2007, zmir

OTSTK ÇOCUKLARDA TEACCH PROGRAMININ GELMSEL DÜZEYE ETKS: OLGU SUNUMU

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

SVAS L MERKEZNDE BULUNAN LKÖRETM ÇAINDAK ÇOCUKLARIN AIZ D SALII DURUMU VE ALIKANLIKLARININ BELRLENMES

BELEDYELERDE NORM KADRO ÇALIMASI ESASLARI

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

AMER KA B RLE K DEVLETLER SAYI TAYI

TÜLN OTBÇER. Seminer Raporu Olarak Hazırlanmıtır.

! "#$ % %&%' (! ) ) * ()#$ % (! ) ( + *)!! %, (! ) - )! ) ) +.- ) * (/ 01 ) "! %2.* ) 3."%$&(' "01 "0 4 *) / )/ ( +) ) ( )

GÜNCEL GELMELER IIINDA LKÖRETM: MATEMATK-FEN-TEKNOLOJ-YÖNETM

LKÖRETM KNC KADEME (2005) TÜRKÇE DERS ÖRETM PROGRAMINDA GENEL AMAÇLAR - HEDEF/KAZANIMLAR

SINIF ÖRETMEN ADAYLARININ NTERNET KULLANIMINA LKN TUTUMLARININ DEERLENDRLMES

ELEKTRK MÜHENDSLER ODASI MESLEK Ç SÜREKL ETM MERKEZ YÖNETMEL

EK-4 ÖZGEÇM!" Derece Alan Üniversite Yıl. Görev Unvanı Görev Yeri Yıl

Almanya da ve Türkiye de Yafll Hizmet Zinciri

ÜNVERSTELERN GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ MÜZK ETM ANABLM/ANASANAT DALI BRNC SINIF ÖRENCLERNN KSEL PROFLLER *

AKÇA, Hakan (2012). Ankara li Aızları (nceleme, Metinler, Dizin), Ankara: Türk Kültürünü Aratırma Enstitüsü Yayınları, XXII+672 s.

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

Avrupa da Uyuturucu imdi Her Zamankinden Daha Ucuz

FRANSA DA OKULA GTME

Giri. Yabancı, bugün gelen ve yarın giden deil; bugün gelen ve yarın kalandır. (Simmel)

1. Bütün Organizasyonlar için Risk De erlendirme ablonu Bütün Organizasyonlar için Yangın Riski De erlendirme ablonu...

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN SOSYAL DESTEK ÖRÜNTÜLER VE BUNUN PSKOLOJK SALIK LE L KS. Uzm. Psk. Arzu YURDAKUL* Uzm. Psk. Alev GRL *

MATEMATK ÖRETMNDE BULMACA ETKNLNN ÖRENC BAARISINA ETKS

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

FEN BLGS, SOSYAL BLGLER VE SINIF ÖRETMENL ÖRENCLERNN BLGSAYAR DERSNE YÖNELK TUTUMLARI

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

II. Ara tırmanın Amacı III. Ara tırmanın Önemi

Aratırma Koordinatörü: Prof. Dr. Faruk en. Hazırlayanlar: Gülay Kızılocak Cem entürk Dr. Martina Sauer

KIREHR REHBERLK VE ARATIRMA MERKEZ ÖZEL ETM BÖLÜMÜNDE NCELENEN ÖRENCLERN ÇETL DEKENLERE GÖRE NTELKLER

BOSAD Boya Sanayicileri Dernei TÜRK BOYA SEKTÖRÜ. Dünya Boya Ticaretindeki Gelimeler

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I: GERONTOLOJİ: YAŞLILIK BİLİMİ...1

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 7 Sayı: 31 Volume: 7 Issue: 31

BREYSEL ÇALGI ETM I (KEMAN) DERS HEDEFLERNN GERÇEKLEME DÜZEYLERNN BELRLENMES * (A..B.Ü ÖRNE)

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

KENTSEL RAYLI SSTEMLERDEK SON GELMELERE LKN GÖRÜ VE ÖNERLER

* Yrd.Doç.Dr. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü.

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

LKÖRETM SOSYAL BLGLER DERS KTAPLARININ ÖRETMEN GÖRÜLERNE GÖRE DEERLENDRLMES (KIRIKKALE ÖRNE)

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

YAŞLILARA YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

HASTA VE YAŞLI HİZMETLERİ ALANI HASTA VE YAŞLI HİZMETLERİ AMAÇ

T.C. ÇUKUROVA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ ETM BLMLER ANABLM DALI

ARACI KURUMUN UNVANI :DELTA MENKUL DEERLER A.. Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU

Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi

Yaşamsal fonksiyonların sürekli azalması, tüm organizmanın verimliliğinde görülen azalma,çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneğinin azalması

Bilgi lem Müdürlüü Görev ve Çalıma Yönetmelii

Demans ve Alzheimer Nedir?

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi

GÜZEL SANATLAR ETM BÖLÜMÜ ÖRENCLERNN OKUL DENEYM I DERSNE YÖNELK LGLER VE BEKLENTLER **

GYLEBLR SANAT BALAMINDA GELENEKSELDEN GÜNCELE SHIBORI TEKN UYGULAMALARI

ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi

BOLU ANADOLU GÜZEL SANATLAR LSES ÖRENCLERNN ÖSS VE ÖZEL YETENEK SINAVLARINA YÖNELK KAYGILARI ***

Bu faaliyet sonucunda, yaşlı ve hasta hizmetleri alanında yer alan meslekleri

ÖRETMEN ADAYLARININ ALGILADIKLARI LETM BECERS DÜZEYLERNN NCELENMES

KOÇ ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER (KÜSB) KULÜBÜ TÜZÜÜ

Üretim irketleri daıtım irketleri ile itirak ilikisine girebilirler fakat kontrol oluturamazlar (Md. 3.c.1)

ÜNVERSTE ÖRENCLERNN ÇEVRE DUYARLILIKLARININ NCELENMES

YAŞAMBOYU SPOR ve ANTRENMAN BİLGİSİ. HAZIRLAYAN Zekeriya BAŞEKEN Beden Eğitimi Öğretmeni 1

İş Yerinde Ruh Sağlığı

ETK LKELER BANKACILIK ETK LKELER

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi. Güz 2012 Fall 2012

YALI TÜKETCLERN SATIN ALMA KARAR SÜREÇLERNE TELEVZYON REKLÂMLARININ ETKS

BOYASAN TEKSTL SANAY VE TCARET ANONM RKET Sayfa No: 1 SER:XI NO:29 SAYILI TEBLE STNADEN HAZIRLANMI YÖNETM KURULU FAALYET RAPORU 31 MART 2010 TBARYLE

ANKET. Katılımcı ZORGVRAGER

ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Aratırmaları Dergisi Issn: Cilt: 2 Sayı: 3 Haziran 2011

Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 14 Fall 2010

GENÇLERN YALI BREYLERE KARI TUTUMU ATTITUDES TOWARDS ELDERLY OF YOUNGS Yasemin UCUN* Sevinç MERSN** Emine ÖKSÜZ***

salıklı ve kaliteli bir yaam sürdürebilmesi amacıyla enerji depoladıı bir mekandır. Konut, insan varlıının en etkili güvencesidir (Ören ve Yüksel,

OTSTK BR OLGUNUN DUYGULARI ANLAMA VE FADE ETME BECERSNN KAZANDIRILMASINA YÖNELK DÜZENLENEN KISA SÜREL BR E TM PROGRAMININ NCELENMES


Esrar kullanımı dengeleniyor, gençler arasında gördüü rabetin azaldıına dair belirtiler var

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Eitim-Öretim Yılında SDÜ Burdur Eitim Cansevil TEB

DELTA MENKUL DEERLER A..

ANKARA ÖRNENDE YALNIZ YAAYAN YALI KADINLARIN GEREKSNMLER THE NEEDS OF ELDERLY ALONE WOMEN IN THE CASE OF ANKARA Sema BUZ Eda BEYDL

ÇANKIRI GAZİ MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ İŞLETMELERDE MESLEKİ EĞİTİM YILLIK PLAN

OTSTK VE ZHNSEL ENGELL ÇOCUU OLAN ALELERN STRESLE BAETME YOLLARI ANNE-BABA FARKLILIKLARI

PSİKOSOSYAL RİSK ETMENLERİ

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

MÜZK ETM YÖNETM ve DEERLENDRME LKLER *

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Transkript:

T.C. ÇUKUROVA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ FELSEFE VE DN BLMLER ANABLM DALI HUZUREV SAKNLERNDE DN YAAYI Adeviye MEK YÜKSEK LSANS TEZ ADANA 2006

T.C. ÇUKUROVA ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ FELSEFE VE DN BLMLER ANABLM DALI HUZUREV SAKNLERNDE DN YAAYI Adeviye MEK Danıman: Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK YÜKSEK LSANS TEZ ADANA 2006

Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüüne, Bu çalıma, jürimiz tarafından Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalında YÜKSEK LSANS TEZ olarak kabul edilmitir. Bakan: Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK (Danıman) Üye: Yrd. Doç. Dr. Asım YAPICI Üye: Prof. Dr. Ali Osman ATE ONAY Yukarıdaki imzaların, adı geçen öretim elemanlarına ait olduklar onaylarım.../.../... Prof. Dr. Nihat KÜÇÜKSAVA Enstitü Müdürü Not: Bu tezde kullanılan özgün ve baka kaynaktan yapılan bildirilerin, çizelge, ekil ve fotorafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ndaki hükümlere tabidir.

I ÖZET HUZUREV SAKNLERNDE DN YAAYI Adeviye MEK Yüksek Lisans Tezi, Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı Danıman: Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK Eylül 2006, 94 sayfa Bu aratırma huzurevi sakinlerinin dini yaayılarını deiik boyutlardan tesbit etmek amacıyla yapılmıtır. Aratırmanın örneklemi Adana Huzurevi Sakinleri olup, aratırmaya yaı 65 ve üstü olan 86 denek katılmıtır. Aratırmada veri toplamak için mülakat formu kullanılmıtır. Bu çalımada öncelikle teorik kısım oluturulmutur. Teorik kısmın birinci bölümünde yalılık, yalıların genel özellikleri, huzurevleri, Türkiye de huzurevlerinin konumu vb. konular, ikinci bölümünde yalılık döneminde dini hayat, dindarlıın boyutları, dua, yalılık ve ölüm vb. konular incelenmitir. Uygulama kısmında ise mülakat ve sonucunda elde edilen bulgular, yalıların demografik özelliklerine göre ilikilendirilerek sınıflandırılmı, istatistiksel açıdan yüzdeleme yöntemi kullanılmıtır. Çıkan sonuçlar daha iyi görülüp, anlaılması açısından tablolatırılmıtır. Aratırmada kısaca u sonuçlar elde edilmitir: Huzurevi sakinlerinin büyük çounluu ibadetleri yerine getirmekte, hemen hemen tamamı dua etmektedir. badetleri yerine getirdiklerinden dolayı kendilerini dindar hissetmekte ve insanın yalandıkça daha çok dindarlatıını düünmektedirler. Dinin insan hayatında gerekli ve önemli olduuna inanmaktadırlar. Yalıların çounluu kader-kaza, ahiret, öldükten sonra dirilme ve sorguya çekilmeye inanmaktadırlar. Ancak bu tür dini konularda bilgileri az olup, büyüklerinden ya da çevreden aldıkları bilgilerle yetinmektedirler. Yalıların sadece bir kısmı (% 15) ölümden korkmakta ve ölümü kabullenememekte olup, çounluu ölümden korkmadıklarını, acı çekerek ölmekten korktuklarını belirtmilerdir. Kısaca huzurevindeki yalıların büyük çounluunun Allah a ve dine balılıkları sonsuz olup, bu balılıkları hayatlarına olumlu olarak yansımaktadır. Anahtar Kelimeler: Yalılık, Huzurevi, dini yaayı

II ABSTRACT RELIGIOUS LIFE OF PEOPLE IN OLD PEOPLE S HOME Adeviye MEK Master Degree Thesis, The Department of the Philosophy and Religious Sciences Supervisor: Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK September 2006, 94 pages This research has been done to fix different dimensions of people s religious life, live in old people s home. The research s illustrating is people in Adana old people shome, 86 trieds who are 65 and upper have joined to this research. Interwiew system is used to gather datum. In this work, first theoretical part has been formed. In this first part of theoretical section; subjects such as old age, general features of old people, location of old people s homes in Turkey, in the second part; religious life of old age term, dimensions of religiousness, prayer, old age and death etc have been scrutinise. In the practice part clues which has been obtained from interview have clasigied according to demographic features of old people and percentage method has been used for statistical results. The results has been made tableam in order to see and understand the results. In this research shortly those results have been obtained: People in old people s home almost have made their worship and all of them have prayed. They feel themselves religious for made their worship and they think people can make worship better when they become older. They beleived that religious is important and necessary thing in human s life. Many of old people beleive that there are the destiny-chance, the next word, returning to life, being crossed examine etc. But they have not enough knowledge about these subjects and they are contented with information from their parents and environment. Only a few of them have death-fear (%15) and don t accept death, many of them indicate that they don t fear from people in old people s home beleive in God, faithfully and this faithfulllness makes their life easy and help them during their life. Key Words: Old age, old people s home, religious life

III ÖNSÖZ Din insanlık tarihi kadar geçmie sahip olup, bireyleri az ya da çok etkileyen bir olgu olarak karımıza çıkar. En eski çalardan bu yana insanlar dinsel kavramlar üzerinde özellikle Tanrı kavramı üzerinde düünmü ve aratırma yapmılardır. Ancak din, 19 yy. a gelinceye kadar insandan ayrı bir varlık olarak incelenmi, insanla dinin ilikisi bir baka deyile insanın içinde yaadıı, hissettii dini aratırmak söz konusu olmamıtır. 19 yy. da insan bilimlerinin hızla geliimi sonucunda insana ve insanın yaadıklarına karı ilgi artmıtır. te insanın yaayıp, hissettii deerlerden biri olan din, bu platform içinde din psikolojisi bilim dalında kendine aratırılacak konu olarak yer edinmitir. Dolayısıyla din psikolojisinin aratırma alanlarından birisi, dine yönelii ve dini içinde yaayıı ölçüsünde inananın bütün ruhi halleri, tecrübeleri ve dini hayatıdır. Din insanın bütününe nüfuz edici bir özellie sahiptir. Duygular, düünceler ve tasavvurlar, ilgi ve eilimler, istek ve idealler, hareket ve faaliyetler vb. bütün ruhi süreçler içerisinde dini yaayıı izlemek mümkündür. Bu bakımdan insanın dini boyutunun aratırılması, onun her yönünün aratırılması demektir. nsan hayatının son evresi gerek fizyolojik, gerekse psikolojik açıdan çok önemli deiikliklerin yaandıı bir dönemdir. Bu dönem dini geliim psikolojisini içine alan din psikolojisi açısından oldukça önemlidir. Buna ramen Türkiye de yalılık dönemi dini yaantısı konusunda yapılan çalımalar çok azdır ancak gittikçe bu konuya eilim artmaktadır. Biz Huzurevi Sakinlerinde Dini Yaayı adlı bu çalımamızda huzurevinde yaayan yalıların dini yaantılarını ortaya koymaya çalıtık. Bu amaç dorultusunda yapılan çalımamız iki ana bölümden olumaktadır. Çalımamızda ilk önce kuramsal çerçeve oluturulmutur. Bu bölümde yalılık, yalıların genel özellikleri huzurevleri, Türkiye de huzurevlerinin konumu, ihtiyacı karılama durumu vb. konular ilenmitir. Aratırmanın ana bölümü olan ikinci bölümde huzurevi sakinlerine yöneltilen mülakat soruları sonucunda elde edilen bulgular ve yorumlar yer almaktadır. Aratırma sırasında yardımlarını, desteini esirgemeyen deerli hocam ve danımanım Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK a teekkürü bir borç bilirim. Ayrıca her türlü

IV destek ve yakınlıı gösteren Prof. Dr. Kerim YAVUZ a; mülakatın hazırlanması ve uygulanması aamasında bana yol gösteren Yrd. Doç. Dr. Asım YAPICI ya; her zaman desteini arkamda hissettiim anneme ve babama; tezin oluturulması ve yazılması sırasında yardımlarını esirgemeyen eim Ahmet ÖZGAN a ve özellikle aratırmaya katılarak sorulara cevap verme inceliini gösteren Adana Huzurevi sakinlerine ükranlarımı arz ederim. Ayrıca çalımam Çukurova Üniversitesi Aratırma Fonu tarafından F2004YL17 no lu proje ile desteklenmitir. Katkılarından dolayı teekkür ederim. Adeviye MEK

V ÇNDEKLER Sayfa ÖZET...I ABSTRACT... II ÖNSÖZ...III TABLOLAR LSTES...VIII KISALTMALAR... X GR... 1 BRNC BÖLÜM YALILIK VE HUZUREV 1.1. Yalılık... 2 1.2. Fiziksel Özellikler... 4 1.3. Psikolojik Özellikler... 8 1.4. Yalıların Yaam Biçimleri... 9 1.4.1. Ailesi ile Birlikte Yaama... 9 1.4.2. Kendi Konutunda Baımsız Olarak Yaama... 11 1.4.3. Kurumlarda Yaama... 12 1.5. Korunmaya Muhtaç Yalı... 12 1.6. Korunmaya Muhtaç Yalılara Verilen Hizmetler... 14 1.6.1. Kurum Bakımı... 14 1.6.1.1. Huzurevi... 15 1.6.1.2. Bakımevi... 17 1.6.1.3. Güçsüzler Yurdu... 18 1.6.2. Evde Bakım Hizmetleri... 18 1.6.3. Yalı Kulüpleri... 19 1.6.4. Yalı Dayanıma Merkezleri... 20 1.6.5. Yalı Bakım ve Rehabilitasyon Hizmetleri... 20 1.7. Türkiye de Yalılık Hizmetlerinin Tarihsel Geliimi... 21 1.8. Huzurevlerine Duyulan htiyaç... 23 1.9. Huzurevlerine Talep Nedenleri... 25

VI KNC BÖLÜM YALILIK DÖNEMNDE DN HAYAT 2.1. Din... 27 2.2. Yalılık ve Din... 29 2.3. Dindarlıın Boyutları... 31 2.3.1. Dini nanç Boyutu... 33 2.3.2. Dini Uygulama Boyutu... 34 2.3.3. Dini Duygu Boyutu... 34 2.3.4. Dini Bilgi Boyutu... 35 2.3.5. Dini Etki Boyutu... 35 2.4. Din ve Dua... 35 2.5. Yalılık ve Ölüm... 38 2.6. Ölüm Korkusu... 39 2.7. Ölme Süreci... 42 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ARATIRMA VE YÖNTEM 3.1. Aratırmanın Konusu ve Amacı... 44 3.2. Aratırmada Cevap Aranan Sorular... 45 3.3. Evren ve Örneklem... 46 3.4. Veri Toplama Araç ve Teknikleri... 49 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR... 51 BENC BÖLÜM TARTIMA... 75

VII ALTINCI BÖLÜM SONUÇ... 83 KAYNAKLAR... 88 EK... 92 ÖZGEÇM... 94

VIII TABLOLAR LSTES Sayfa Tablo 1. Türkiye de Yalılara Hizmet Veren Kuruluların Sayı ve Kapasiteleri... 16 Tablo 2. Huzurevlerinin 1991 ve 2006 Yıllarında Belirlenen Sayı ve Kapasitelerinin Karılatırılması... 17 Tablo 3. Deneklerin Ya Durumlarına Göre Daılımı... 46 Tablo 4. Deneklerin Cinsiyet Durumlarına Göre Daılımı... 47 Tablo 5. Deneklerin Eitim Durumlarına Göre Daılımı... 47 Tablo 6. Deneklerin Medeni Durumlarına Göre Daılımları... 47 Tablo 7. Deneklerin Mesleki Durumlarına göre Daılımı... 48 Tablo 8. Deneklerin Sosyal Güvencelerine Göre Daılımı... 48 Tablo 9. Deneklerin Huzurevine Gelme nedenlerine Göre Daılımı... 48 Tablo 10. Deneklerin Huzurevinde Kalma Durumlarına Göre Daılımı... 49 Tablo 11. Deneklerin Salık Durumlarına Göre Daılımı... 49 Tablo 12. Deneklerin badet Etme Durumlarına Göre Daılımı... 51 Tablo 13. Deneklerin badet Etme Nedenleriyle Eitim Durumlarının Karılatırılması52 Tablo 14. Deneklerin Yerine Getirdii badetler ile Salık ve Sosyal Güvence Deikeni ile lgili Daılımları... 53 Tablo 15. Deneklerin badet Etme Sıklıı ile Cinsiyet ve Eitim Durumlarının Karılatırılması... 54 Tablo 16. Deneklerin badet Ederken Neler Hissettiklerine Göre Daılımları... 55 Tablo 17. Dua Etme ile Deneklerin Cinsiyet Ya ve Salık Deikenleri ile lgili Daılımları... 56 Tablo 18. Deneklerin Dua Etme Nedenlerinin Cinsiyet ve Eitim Durumuyla Karılatırılması... 57 Tablo 19. Oruç Tutma Bilgisi ile Deneklerin Cinsiyet ve Eitim Durumları ile lgili Daılımları... 58 Tablo 20. Hacca Gitme stei ile Deneklerin Eitim ve Sosyal Güvence ile lgili Daılımları... 60 Tablo 21. Dindarlık Algısı ile Deneklerin Eitim ve Ya Deikenleri ile lgili Daılımları... 61 Tablo 22. nsanın Yalandıkça Dindarlama Durumu ile Deneklerin Cinsiyet, Eitim, Ya Deikenine Göre Daılımları... 62

IX Tablo 23. Dinin Önem Derecesi ile Deneklerin Cinsiyet ve Eitim Durumu ile lgili Daılımları... 63 Tablo 24. nsanın nançsız Yaatıp Yaayamama Durumu ile Cinsiyet, Eitim Deikeni ile lgili Daılımları... 64 Tablo 25. nsanın nananıp nanmadıında Ne Olacaı Bilgisi ile Deneklerin Cinsiyet ve Eitim Durumları ile lgili Daılımları... 65 Tablo 26. Dini Konularda üphe Durumu ile Deneklerin Cinsiyet ve Eitim Deikeni ile lgili Daılımları... 67 Tablo 27. Deneklerin Ahiret Bilgisi ile Cinsiyet ve Eitim Durumu Deikenleriyle lgili Daılımları... 67 Tablo 28. Deneklerin Kader Kaza nancı ve Bilgisi ile Cinsiyet, Eitim Deikenleri ile lgili Daılımları... 69 Tablo 29. Cinsiyet ve Eitim Deikenlerine Göre Kabir Ziyaretinin Denekleri Etkileme Durumlarının Daılımı... 70 Tablo 30. Öldükten Sonra Dirilme ve Sorguya Çekilme nancı ile Deneklerin Cinsiyet Eitim Durumu ve Ya Deikeni ile lgili Daılımları... 71 Tablo 31. Deneklerin Cinsiyet, Eitim, Ya Deikenine Göre Ölüm Hakkındaki Düüncelerinin Daılımları... 73

X KISALTMALAR Bk : Bak C : Cilt Çev : Çeviren Ed : Editör Kr : Karılatır n : Sayı s : Sayfa Ünv : Üniversite vb : Ve benzeri % : Yüzde SSK : Sosyal Sigortalar Kurumu DPT : Devlet Planlama Tekilatı SHÇEK : Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu AIDS : Kazanılmı Baııklık Eksiklii Sendromu YDM : Yalı Dayanıma Merkezi

GR Doum artı hızındaki azalma, çounlukla hayatın sona ermesi ile noktalanan kanser, kalp vb. hastalıkların tedavisinde meydana gelen gelimeler nedeniyle ölüm oranlarının giderek azalması sonucunda toplumdaki nüfus yapısında önemli deiiklikler meydana gelmitir. Bu deiikliklerin en önemlisi, toplumdaki yalı nüfus oranının artmasıdır. Ortalama yaam beklentisinin artması da birçok insanın yetikinlikten sonra uzun bir süre daha yaamda kalacaı anlamına gelmektedir. Bu durum da yalılık konusunu gündeme getirmektedir. nsan yaamının son dönemi olarak nitelendirilen yalılık, yalı nüfusun tüm dünyada olduu gibi ülkemizde de artmasıyla birlikte önemli bir ilgi odaı haline gelmitir. Bu perspektifte yalılık, her alanda olduu gibi bilimsel çalımalarda da aratırılacak konu olarak yerini almıtır. Yalılık ve yalanmaya dair sorunlar, geçmiten günümüze çeitli bilimsel çalıma ve ilgi alanlarının temel konularından birini oluturmaktadır. Bu konuda geriatri, gerontololoji, geronto-sosyoloji, psikoloji ve antropoloji gibi disiplinler aracılııyla, yalılık ve yalanma olgusu fiziksel, biyolojik, ekonomik, politik, sosyal, psikolojik ve dini yönden deiik boyutlarıyla ele alınmaktadır. Dier çalıma ve aratırma alanları yanında, yalılık ve din eksenli çalımaların önem ve aırlıı, gittikçe arttıı gözlemlenmektedir (Akgül, 2004, s. 19). Türkiye de SHÇEK ya da Sosyal Hizmetler Yüksekokulu yayınları, tıp ve salık alanları tarafından yalıların genel özellikleri, salık durumları, yaam kaliteleri, yalılara sunulan hizmetler gibi konularla ilgili çalımalar vardır. Hatta az da olsa yalıların dini yaayılarıyla ilgili çalımalar mevcuttur. Ancak huzurevindeki yalıların dini yaayılarıyla ilgili yapılmı çalımalar daha da azınlıktadır. Kısaca ülkemizde yalılık ve sorunlarıyla ilgili çalımalar tıbbi bilimler-geriatrik aratırmalar ve bulgular çerçevesinde yapılmaktadır. Ancak sosyal bilimsel ya da gerontolojik çalımalar ise oldukça sınırlı kalmaktadır. Sosyal bilimsel ve gerontolojik aratırmalar kapsamına giren bu çalımada huzurevi sakinlerinin dini yaayıları incelenmitir. Bu amaçla huzurevi sakinlerine dini yaantılarını örenmeye yönelik mülakat uygulanmı, elde edilen veriler çalımamızda yorumlanmı ve deerlendirilmitir.

2 BRNC BÖLÜM YALILIK VE HUZUREV 1.1. Yalılık Yalılık yaam süresinde gelime ve olgunlamayı takip eden genetik yapı ve çevre arasındaki etkileimin en üst düzeyde görüldüü fizyolojik ve ruhsal deiimlerin ortaya çıkmasıdır. Yalılıın balangıcını fizyolojik olarak belirlemek güçtür. Psikolojik olarak ise neredeyse imkânsızdır. Bir insan kendini yalı gibi hissediyorsa, yalı gibi davranıyorsa yalanmı demektir. Bu da ruhsal yönden çevreye karı ilgisizlik, içe kapanma, yaamdan zevk almama gibi deiimlerle kendini belli eder. Yalılık, genetik bir programla düzenlenen organizmayı yapısal ve ilevsel deiimlerle, ölüme götüren olaylar toplamıdır (Pekcan, 2000, s. 51 52). Yalılıı çou kii varılmak istenmeyen korkunç bir son olarak düünür. Kukusuz yalılık kaçınılmaz ve geri dönülmez bir süreçtir. Doada bulunan tüm canlılar yaamlarının sonuna doru yalanırlar. Çünkü yalanmak sadece insana özgü deildir. Tüm canlılar, doar, geliir ve sonuçta yalanıp ölürler. Bu doanın evrensel bir kurgusudur (Emirolu,1989, s. 15). Yalılık göreceli bir kavramdır, toplumdan topluma, bireyden bireye farklılık gösterir. Tufan a (2002, s.19) göre yalılara karı toplumun takındıı tutum ve davranılar çaa ve ülkeye göre sürekli deiim göstermektedir. Dönem dönem statüsü yükselen yalılar, bazı dönemlerde de önemsenmeyen bir kitle olarak görülmütür. Yalıların güncel yaamda gördüü ilgi ve itibar, her dönemde, ait olduu toplumsal sınıfa, cinsiyete ve soysa-ekonomik durumuna göre ekillenmektedir. Yalanma bir insandan dierine göre deien, bireyin genel olarak bedensel ve ruhsal açıdan bazı fonksiyonlarında ve fiziksel görünümde yaanan deiimleri kapsayan bir süreçtir. Her yalının biyolojik geçmii, i deneyimleri duygusal yaamı vb. hususlar birbirinden oldukça farklıdır. Baran a (2000, s. 69) göre yalanma sürecinde, bazı kayıplar olabilirken, bir yandan da küçük çaplı kazanımlardan söz edilebilir. Kii bu durumda kayıplarını düünüp yaamdan geri çekilir ya da neler kazanmı olduunu dikkate alarak yaama aktif katılabilir. Baka bir ifade ile kimileri

3 yalılıı problem olarak algılamakta kimileri ise yalılıa karı olumlu tutumlar sergilemektedir. Yalılıı bir altın ça olarak algılayan Joseph Choate, 70 80 ya arasını gerçek mutluluun yaandıı bir dönem olarak görüp bir an önce oraya varılmalı derken, yalılıa olumsuz bakan Cato: Yalı olmadan önce zamanımı tamamlamayı tercih ederim demektedir (Emirolu, akt. Onat, 2000, s.103). Yalılıın olumsuz yönlerine deinen ozanımız Behçet Necatigil, yazmı olduu Nineler iirinde yalılıı dramatik bir dönem olarak aktarmaktadır: Küçüldünüz temelli /çocuklar kadarsınız /halinizden belli/hatıralarla yaarsınız /nineler, gece gündüz aklınız /dünyasını sürmemi /olunuza gider/muradına ermi/yavrunuza gider/mesut yuvanız vardı/yiit kocanız vardı/unun bunun elinde /hor tutulursunuz/arınıza gider/ya çocuunuz inlemeli /ya gözünüz perdeli /aır iitir kulaınız/nineler yazık oldu size/ olunuzun, kızınızın /arkasına kaldınız. Yalılık ne zaman balar, yalı kime denir? sorularını tek bir tanımla cevaplamak doru deildir. Emeklilik, sigorta kurumlarında yalılıı belirlemede istatistiksel yöntemler kullanılsa da yalanma asla tek boyutlu bir süreç olarak incelenmez. Kiinin kronolojik yaına bakarak 65 yaını geçen kii yalıdır demek yalılıı tek boyutlu olarak incelemektir. Oysa kii 70 yaında olup, biyolojik ve psikolojik yönden 50 yaındaki kii gibi görünebilir. Yalılıın, birden fazla disiplin konusu içerisine girmesinin nedenlerini Uysal, yalılıın biyolojik ve psikolojik ve sosyolojik boyutların hepsini kapsamı olmasından kaynaklandıını belirtir (Oktik, 2003, s.17). Hatta bunlara ek olarak yalanmayı ekonomik, patolojik yalanma balıkları altında inceleyen aratırmacılar da vardır. Biyolojik yalanma: Zamana balı olarak bireyin anatomi ve fizyolojisindeki deiimlerdir. Psikolojik Yalanma: Bireyin davranısal uyum yeteneindeki yaa balı deiimlerdir. Sosyal Yalanma: Zaman akıı içinde edinilen sosyal davranı ve sosyal konumun ve bireylerin sosyal rollerini deimesidir. Ekonomik Yalanma: Parasal koullardaki deiikliklerin etkisi ile yalı kiinin yaam tarzının deimesidir.

4 Patolojik yalanma: Yalanma ve fakirlie ya da alıkanlıa balı olarak (beslenme, salık açısından yetersizlik, hareket eksiklii vb.) ortaya çıkan deiimlerdir (Pekcan, 2000, s. 51). nsan yaamının doal bir sonucu olarak ortaya çıkan yalanma Bond ve dierlerine göre, u özellikleri taır (Baran, 2000, s.70): Yalanma evrenseldir, nüfusu oluturan tümü için geçerlidir. Yalanma devam eden bir süreçtir Yalanma, geliimsel ya da olgunlaan deiimlerin yıpranması ya da bozulmasıdır. Dünya Salık Tekilatı nın 1963 yılında yalıların salık sorunları konusunda düzenledii seminerde yalanma, kronolojik olarak üçe ayrılmıtır (www.sosyalhizmetuzmani.org). *Orta Yalılar (45 59 ya) *Yalılar (60 74 ya) *Kocamılar (75 + ya) Kronolojik olarak dünya tekilatı yalılıın balangıcını 60 yala balatmıtır. Ayrıca Birlemi Milletlerin konuyla ilgili yayınladıı raporda da yalılık, 60 yatan itibaren balatılmaktadır. Bununla birlikte yalılıın balangıcı genel olarak 65 olarak kabul edilmi ve kurumlar tarafından emeklilik yaı olarak görülmütür. Bugün Türkiye de 2004 verilerine göre 65 ve üstü yataki kii sayısı 5.643.121 olup, toplam nüfus oranı % 7.79 dur. Bu yalı nüfusun % 4.61 (3.337.740) ini kadınlar, % 3.18 (2.305.378) ini erkekler oluturmaktadır (www.nvi.gov.tr). 1.2. Fiziksel Özellikler Yalılık karmaık bir olaydır. nsanlar yalandıkça fiziksel ve ruhsal deiimlere urarlar. Geliim sürecinin ilerleyen yıllarında organlarda yenilenmenin yavalaması, durması ve yıpranmaya balaması ile fiziksel deiimler ortaya çıkar (Emirolu, 1995, s. 20).

5 Biyolojik yalanma belirtileri genel olarak, yalanma belirtilerinden biri olup psikolojik ve sosyal deiikliklerden çok daha önce kendini gösterir (Arpacı, 2005, s.17). Bazıları yalılıktaki fiziksel deiimleri üç grupta toplamaktadır (Sarnoff,1962): Bedensel deiimler Entelektüel deiimler Seksüel deiimler Ya ilerledikçe fiziksel hareketlerde gerilemeler, davranı ve reflekslerde yavalamalar görülür (Emirolu, 1995, s. 20). Kas güçlerinin gittikçe azalmaya balaması sebebiyle yalı bireylerin hareket etmeleri güçleir (Onur, 2004, s. 305) ve önceleri kolaylıkla yapabildikleri ii yaparken zorlanmaya, hatta yapamamaya balarlar. Yalılık çaına gelinceye kadar geçen süre içinde çeitli nedenlerle eklem kıkırdaı aınmaya, eski esnekliini ve kayganlıını yitirmeye, eklem yerleri kireçlenmeye balar. leri yalara gelindiinde bireyin kemik yapısında düü, kemiklerde kireç kaybı olur, bu da kemik erimesi, kemiin kırılma olasılıını artırır (Koar, 1996, s. 143). Biyolojik yalanma ile doku ve hücrelerde histolojik deiiklikler ve organlarda fonksiyon azalması söz konusudur. Yapılan çalımalar göstermitir ki, yalı nüfusun hemen hemen yarısının günlük yaam aktiviteleri kısıtlı, % 18 inin de önemli bir hareket kısıtlıı vardır. Kalp hastalıkları görme yetersizlikleri ve artritler bu kısıtlılıa sebep olan üç temel sorundur (Arpacı, 2005, s. 18). Amerika Ulusal Yalanma Enstitüsü verilerine göre, kalp zayıfladıında kan dolaımı hızı düer, kolesterol artar, tansiyon yükselir. Konuya paralel olarak Buca Zübeyde Hanım Huzurevi nde yaayan yalılarda ortostatik hipotansiyon görülme sıklıı ve bunu etkileyen etmenlerin incelenmesi üzerine yapılan aratırmada da ya arttıkça ortostatik hipotansiyon görülme sıklıının arttıı saptanmıtır (Bayık, 2003, s. 417). Yalılıkta sindirim organlarında bazı deiiklikler olur. Dil ve aız boluunda yer alan hücrelerin ölümü ile tat algılama yetenei azalır. Yetmi yaındaki birey, gençliindeki tat hücre sayısının yaklaık üçte ikisine sahiptir (Baysal, 2003, s. 2).

6 Hemen hemen bütün duyularda bir düü görülür ve bu düü ile birlikte bireyin etkinliinin sınırlanması uyum sorununu ortaya çıkarır. Koku ve tat duyularındaki azalma beslenmeyi bozar, görme ve iitmenin zayıflaması konumayı etkiler, toplumsal ilikiyi sınırlar ve bireyin de karııklık, akınlık, güvensizlik duyguları yaamasına yol açar (Onur, 2004, s. 305). Yala midenin boalma hızı yavalar. Midedeki yemeklerin yarıya ini süreci gençlikte elli dakika iken yalılarda yüz yirmi be dakikaya kadar çakabilmektedir (Baysal, 2003, s. 2). Bu dönemde bedenin görünüünde de bazı deiimler olur. Cilt esnekliini yitirmesi sonucu cildin buruması, saç yitimi ve aklaması, di yitimi, etlerinin çekilmesi deiimler arasındadır (Onur, 2004, s. 305). Ya ilerledikçe zararlı mikroplara karı bedeni savunan baııklık sisteminin ilevinde azalma olduundan yalılarda enfeksiyon hastalıkları riski artar (Baysal, 2003, s. 3). Gençler akut enfeksiyonlara daha yatkınken, yalılar kronik enfeksiyonlara daha eilimlidirler. Ancak yalılar akut enfeksiyonlara az yakalanmalarına ramen bunlarla baa çıkmada daha fazla güçlük çekerler. Mesela üst solunum yolları enfeksiyonları çocuklarda öldürücü deildir ancak yalılarda öldürücü olabilir (Onur, 2004, s. 306). Yalılık döneminde ortaya çıkan deiiklikler arasında en önemlisi salıkla ilgili olandır. Salık sorunlarının bir kısmı, yalılıa özgü rahatsızlıklar, bir kısmı da baka bir hastalıın ve rahatsızlıın yansıması eklinde görülebilir. Genel olarak yalılarda görülen hastalıklar (Sevil, 2005, s. 67 86): Bunama: Zihinsel yeteneklerin ve ilevlerin kaybolması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Alzheimer: Hastalıın balangıcında bellek kaybı, isim, tarih vb. unutma sorunu aırma belirtileri görülürken ileri dönemlerde yürüyememe, konuamama, aile üyelerini tanıyamama, ihtiyaçlarını karılayamama gibi bozukluklar görülür. Yalılık dönemi hastalıkları içerisinde en önemlisi olan Alzheimer, dünyadaki yalı nüfusun artmasına paralel olarak artmaktadır. Parkinson: Sinir sistemiyle alakalı olarak hareketlerde yavalama, titreme, dengesizlik gibi belirtileri olan yalılık hastalııdır. Prostat: Erkeklerde prostat bezinin büyümesi ve idrar yollarında sorun yaanmasına sebep olan hastalıktır. Altmı yaından sonra sık rastlanır.

7 Kalp hastalıkları: Damarların sertlii, yüksek tansiyon, kan dolaımı bozuklukları vb. nedenlerle yalılıkta daha sık görülen kalp damar hastalıkları vardır. eker hastalıı: eker hastalıı pankreasla ilikilidir. Pankreas, kana glikoz eklinde giren niastalı ve ekerli maddeleri enerjiye ve glikojenine dönütürmek için insülin hormonu çıkaran iç salgı bezidir. Pankreasın yeterli insülin oluturması için bazı proteinlere ihtiyacı vardır. Bunun yerine fazla ekerli ve niastalı maddeler alınırsa, pankreas yorulur ve kana yeterli insülini gönderemez ve böylece eker hastalıı ba gösterir. Belirtisi kanda görülen eker miktarıdır. Hastalık hastalıı: Yalı insanlarda daha çok görülen bu hastalık kısaca kiinin salıı ile aırı kaygılanması, herhangi bir rahatsızlıkları olmadıı halde kendilerinde bazı hastalıkların bulunduu ya da baladıı kaygısına kapılırlar. Sürekli doktora ve hastaneye gitmek isterler. Vücut ısısının dümesi: Vücut sıcaklıının normal deerler altına dümesidir. Vücut ısısının 35 santigrat dereceye dümemesi gerekir. Daha çok yalılarda görülen bu durum, vücuda ısı salayan düzenlemelerde veya sinir merkezlerindeki bozukluklardan kaynaklanır. Özellikle yalnız yaayan yalılar ile kronik hastalıı olan, felç ve romatizma gibi nedenlerle hareketleri kısıtlanmı olan, evleri ısınmayan ileri yalılarda görülür. Zihinsel yeteneklerde ileri yıllarda yala birlikte bir düü ortaya çıkmaktadır. Zekanın bazı yönleri özellikle performans testleriyle ölçülenler ve akıcı zeka, dierlerinden daha fazla yatan olumsuz etkilenmektedir. Buna karılık zekânın bazı yönleri de özellikle birikimli zeka ileri yalara kadar artmaktadır. Akıcı zekâ kültürden baımsızdır ve organizmanın fizyolojik yapısına dayanır, birikimli zeka ise toplumsal deneyimler sırasında kazanılır. Hız, fiziksel etkinlik ya da kısa süreli bellek gerektiren yetenekler, zamana balı olmayan, deneyimden kaynaklanan yeteneklerden daha fazla düü gösterdikleri söylenebilir. Ancak böyle bir sonuç yalı kiilerin gençlerden, orta yalılardan daha az zeki oldukları anlamına gelmez Bu düüün nedeni yalılarda tepkinin yavalaması, zeka ölçümlerinin gençlerinkinden daha düük olmasına yol açmaktadır. Yalı kiilerin görsel ve devinimsel egüdüm gerektiren görevlerde birtakım özel güçlükleri vardır. Kısaca diyebiliriz ki, zihinsel edimde ortalama olarak yaa balı birtakım düüler vardır (Onur, 2004, s. 307 311).

8 1.3. Psikolojik Özellikler Psikolojik yalanma, yaın kronolojik ilerlemesine balı olarak bireyin algılama, örenme, problem çözme gibi bellek gücü ile kiilik kazanma alanlarında uyum salamadaki deiimleri kapsar. Bireyin davranısal uyum yeteneindeki yaa balı deiimleri oluturur. Aslında psikolojik yalılık bireyin kendini yalanmaya hazırlamamasından doar. Kendini ii ile özdeletiren birey emekli olunca çöker (Arpacı, 2005, s. 18). Yalanan insanda yetersizlik duygusu, bakalarına yük olma korkusu, ie yaramama tedirginlii ortaya çıkar. Gelir ve verim düüklüü, tüketici duruma gelme yalıyı baımlı kılar, bu durumda yalı, ailenin bir parçası olmak yerine aile dıı bakım kurumlarına gereksinim duyabilir. Eini kaybetme, yalnızlık korkusu, ölüme yaklama duygusu yalıyı rahatsız eder, bekledii saygıyı, bakımı göremezse, ruhsal rahatsızlıklar duyabilir, yalanmayı, yalnızlıı kabullenemez hale gelebilir (Sevil, 2005, s. 55 56). Yalanmayla birlikte algılama ve yaratıcı yeteneklerde azalma, dikkatsizlik, düünme hızında yavalama görülebilir. Ancak birey yaam deneyimleriyle zenginlemi olduundan iyi bir konuma diline ve deerlendirmeye sahiptir (Arpacı, 2005, s. 19). Zihinsel deiikliklere paralel olarak kiilikte de bazı deiiklikler olur. Yalı birey, yeni durumlara uyum salamada, yeni düünceleri kabul etmede sorun yaar. Çevreye karı daha az ilgili iken kendine karı daha çok ilgili olup, ilikilerde daha derin ve seçicidir (Arpacı, 2005, s. 19). Yalılıkta fiziksel ve ruhsal gerilemeye balı olarak yaama gücü ve istei giderek azalmaktadır. Emosyonel duyumlarda azalma ve kalite deiiklikleri önemli yer tutmaktadır. Özellikle sevme içgüdüsü önemli derecede bozukluk göstermektedir. Yalılıkta duygusal sarsıntılar içinde kiinin kendi gençlik imajını kaybetmi, yakınların kaybı ve gençlerin evlenme ve örenim sebebiyle evden ayrılmasının getirdii sevgi kaybı, uzun sürmü evliliklerin yaam yorgunluu ve bezginlii cinsel yaamdaki durgunluk yalıda psikolojik bunalımların balangıcı arasında yer alır (Emirolu, 1995, s. 21 22).

9 Yapılan aratırmalarda yalı nüfusun % 25 inde anlamlı psikiyatrik belirtiler bulunmutur. Bu psikiyatrik durumların baında depresyon gelmektedir. Yaamın her dönemine urayan depresyon yalılık dönemini de ihmal etmemektedir. Özellikle sosyal baları zayıflamı, einden ayrılmı veya eleri tarafından terkedilmi, yalnız, fakir, fiziksel hastalıkları olanlar depresyona daha yatkın bireylerdir. Tedavi olanaının bulunması, tedavi edilmezse intihar riskinin olması ve ilev azalmasına yol açması nedeniyle önemli bir salık sorunudur. Yapılan aratırmalar göstermitir ki yalı insanlarda depresyon hastalıının veya belirtilerinin yaygın olarak görüldüünü, eklenen tıbbi sorunların, bunamanın, bakımevlerinde yaamanın depresyonu artırdıını ileri sürmektedirler. Toplumumuzda yalıların yaklaık üçte birinde, tıbbi hastalıı olan ya da kurumda yaayanların yarısına yakınında depresyon bulunmaktadır. Olaan günlük yaam aktiviteleri ve keyif verici uralara karı isteksizlik, eski neelerinin azalması, bu klinik tablonun önemli belirtilerindendir (Ouzhanolu, 2003, s. 63). Erikson kiinin yaamını sekiz döneme ayırmakta, yalılıın orta yala baladıına inanmaktadır. Yalılık deiimlerinin bu dönemde baladıına iaret ederek nedenlerini somatik, kültürel, ekonomik sorunlar ve psikolojik stresler olarak sıralamaktadır. Bu dönemin sonunda kiinin geçirmi olduu yedi dönemin meyvelerini toplamaya baladıını, egonun bütünletiini belirtmekte, bu bütünlük içinde artık ölüm olayının kii için önemini yitirdiini kabul etmektedir (Erikson, 1984, s. 37 50). 1.4. Yalıların Yaam Biçimleri 1.4.1. Ailesi le Birlikte Yaama Ülkemizde ekonomik ve toplumsal yapıdaki gelimeler, çeitli sosyal sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Nüfus artıı, nüfusun kırsal kesimlerden akımı ile gerçekleen ve gelien kentleme sürecine balı olarak deien aile yapısı, tıpta gerçekletirilen gelimelerin sonucu ortalama insan ömrünün uzaması, yalı nüfusunun genel nüfus içinde artmasını salamakta, toplumsal deiim öelerini oluturmaktadır. Geleneksel geni aile düzeninde, aile içinde bakılan, saygı gören yalı, çekirdek aileye dönüüm sonucunda yalnız ve güçsüz kalmıtır. Bu alanda geni ailenin ilevlerini devletin karılaması yönündeki çabalar da son derece yetersiz kalmı ve toplumsal

10 deiime kout gidememitir. Bu durum, yalılıın doal olarak getirdii güçten düme, dolayısıyla ekonomik sorunlar, zihinsel etkinliklerde gerilik, ruhsal sorunlar, vb. sorunları yalının daha youn yaamasına yol açmıtır. Salık hizmetlerinin gelitii, sosyal hizmetlerin daha çok para ve rahatlık saladıı dünyanın birçok bölgesinde insanların çounun daha uzun süre yaadıı, böylece de birçok sosyal sorunu beraberinde getirerek yalı bireylerin sayısının giderek arttıı gözlenmektedir. Bununla beraber, yalıların çounluu salıklı yaamakta, aktif yaamakta ve sosyal izolasyon, yalnızlık duygusu yaamadan ailesi ile birlikte yaayıp ailesi tarafından bakılmaktadır (Arpacı, 2005, s. 106 107). Sosyal deime sürecinde aile bir yandan yapı ve görevleri yönünden deimeye urayıp görevlerinin bir bölümünü toplumun yeni kurumlarına devrederken, dier yandan ülke nüfusu, nüfus yapısı, corafi daılımı ve deerler deimektedir. Hızlı teknolojik deime insanlar için yeni çevreler yaratmakta, bunun sonucu olarak da toplumun deer sistemlerinde gelenek göreneklerinde ve sosyal ilikilerinde deimelere yol açmaktadır. Günümüzdeki hızlı deime ve gelimeler aile üzerinde, özellikle de kentsel kesimde aile yapısı ve deer yargıları üzerinde etkili olmaktadır. Ülkemizde tam ve etkili olarak salanamayan kent hizmetleri ve sosyal hizmetler, gelir ve konut sorunları nedeniyle gençlerin anne-babasıyla mekân birlii veya gündelik ilikiler çerçevesinde youn bir baımlılık içinde oldukları görülmektedir. Yalının aile bireyleriyle birlikte yaamasının çekici tarafları olabilir, ama birlikte oturmak zorunluluktan kaynaklanıyorsa, o zaman çeitli sorunlarla karılaılabilir. Nesillerin birbiri ile uyumaması ve rollerin deimesi uyum salamayı oldukça zorlatırmaktadır. Ayrıca birlikte yaama durumunda ailede gizlilik ihtiyacı, güvenlik, konut alanı ve evle ilgili ekipmanlardan memnuniyet durumu gibi faktörlerinde dikkate alınması gerekmektedir. Ancak yine de ailenin temel yalılık sorunlarının en iyi çözümlenebilecek ortam olduu unutulmamalıdır. Beraber yaama durumunda yalı ve gençlerin kiilik özellikleri, deerleri, alıkanlıkları farklılık gösterse de karılıklı anlayı ve hogörü çerçevesinde ve birlikte yaamayı gerektiren kuralların yerine getirilmesi ile uyum salanabilir (Arpacı, 2005, s. 108 109).

11 1.4.2. Kendi Konutunda Baımsız Olarak Yaama Yaamın olaan dönemlerinden olan yalılık, fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunların daha youn yaandıı bir dönemdir. Bu dönemde, çocukların çalıma yaamına katılma ya da evlenip evden ayrılmaları yalıyı yalnız yaamak zorunda bırakmaktadır. Emeklilik bireyin i yaamındaki gruptan ayrılması yalnızlıa biraz daha sürüklenmesine sebep olur. Bu dönemdeki bir dier sorun yakınlarını kaybetme ve muhtaç durumda kalmasına ramen, çocuklarından yeterince destek alamamaktadır. Tek baına yaamak zorunda kalan yalının kendi ilerini kendisinin yapması, kendi kendisine bakması gerekmektedir. Buna ramen bir kurumda yaama ve kurum bakımı yalıyı alıtıı çevreden kopardıı için mutsuzlua yol açmakta bu yüzden yalılar evde yaamayı tercih etmektedir. Ülkemizde yalıların büyük çounluu evde yaamaktadır. Yapılan aratırmalarda toplumdaki yalıların ve ilerde yalanacak olan insanların kendisinin ev ortamında yaamayı tercih ettikleri görülmütür (Arpacı, 2005, s. 113). Ersoy ve Arpacı tarafından evde tek baına yaayan yalıların bakım gereksinimlerini karılama durumları üzerinde yapılan aratırma bulgularına göre; evde tek baına yaayan yalıların yarıdan çou kadın olup, büyük çounluu ei öldüü için tek baına yaamaktadır. Evde yalnız yaamalarının nedeni ise (% 72) evinden ayrılmak istememesi, kendisi ile yaayacak birini bulamaması, gidecek baka yeri olmaması ve yakınlarının uzakta olmasıdır. Bakım gereksinimlerini karılama durumları incelediinde çounluu hasta ve yetersiz olup hastalıklarıyla ilgili diyetlere uymada sıkıntı çekmektedirler. Kiisel bakımını kendisi yapan yalılar vücut bakımlarını yapmada zorlanmakta, komudan, akraba ve arkadatan yardım almaktadırlar. Ev bakımlarını kendileri yapan yalılar ev ilerinde zorlandıklarını belirtmektedirler (Ersoy ve Arpacı, 2003, s. 245 246). Günümüzde ekonomik koullar ve toplumsal yapıdaki deimeler sonucu, kentte yaayan kadınların çounun çalııyor olması yalı bakımını güçletirmektedir. Ayrıca çocukların eitiminin önem kazanması ve evde ayrı mekân verilmesi gibi sosyal deimelerin ortaya çıkardıı mekânsal sıkıntılar da yalının evli çocuklarıyla birlikte oturmasını olanaksızlatırıp, yalıların tek baına yaamasını gerektirmektedir (Arpacı, 2005, s. 114).

12 1.4.3. Kurumlarda Yaama Gelimi ülkelerde yalıların % 90 dan fazlası baımsız konutlarda yaamaktadır. Az gelimi ve gelimekte olan ülkelerde yalılar yaamlarını baımsız olarak sürdürmeyi istemelerine ramen hem konut maliyetini karılayamamaları hem de konut açıı nedeniyle bunu yapmaları mümkün olmamaktadır. Bazı yalılar, gelirin sabit kalması ve zamanla azalması, mevcut konutun vergisi ve yakıt giderlerini karılamaya gücü yetmemesi, konutun tamiri ve bakımının zor ve maliyetli olması, komuların deimesi, çocukların evden uzaklaması, salık sorunları ve bakıma ihtiyaç duyma gibi sebepler dolayısıyla hizmet veren huzurevi, bakım evi ve benzeri yerlere gitmek durumunda kalmaktadırlar (Arpacı, 2005, s. 115). Huzurevleri, ya ve güçsüzlüü nedeniyle yalıların yalnız yaayamaması ya da korumalı meskenlerde barınamaması durumunda, toplu bakım veren, yalıların yeme, içme, barınma ihtiyacını karılayan ve sosyal yaam salayan yatılı kurumlardır. Bazı yalılar kendisini idare edemeyecek kadar güçsüz olup, bakıma ihtiyaç duyarlar. Bu tür yalılar için barınma ve bakım hizmeti veren yalı bakım evleri vardır. Aynı zamanda ülkemizde bakım evlerinin bir benzeri olan güçsüzler yurdu veya dükünler evi gibi adlarla anılan yatılı kurulular da vardır (Onat ve Tufan, 2003, s. 75). * 1.5. Korunmaya Muhtaç Yalı Korunmaya muhtaçlık kiinin sorununu çözümleyecek, kendi ve yakın çevresinin imkânlarının var olması ya da harekete geçmesi halindeki zor durumdur. Böyle bir duruma düme olasılıı yalılar için çok fazladır. Korunmaya muhtaç yalılar üç kısımda sınıflandırılabilir 1- Kiinin fiziksel, sosyal ve zihinsel çöküü nedeniyle öz bakımını yapamayan, dı çevreyi kontrol edemeyen ve günlük yaamını sürdürmede zorluk çeken, bakalarından yardım isteme gücü olmayan yalılar. * *Yalılara yönelik olan kurum hizmetleri (huzurevi, bakım evi, güçsüzler yurdu vb.) muhtaç yalılara verilen sosyal hizmetler balıı altında ayrıntılı olarak incelenmitir (Bk, s. 13)

13 2- Evsiz olan yalılar. Evsiz insanlar içinde yalılar, önemli bir oran oluturmaktadır. Bu yalıların bir kısmı önceden beri evsiz barksız, orada burada yaayanlardır. Dier bir kısmı ise hiçbir sosyal güvencesi olmadan marjinal ilerde günlük geçimini zorlukla temin eden ve yalanıp artık çalıamaz ya da i bulamaz hale geldiklerinde yaadıkları yerden ayrılmaya zorlananlardır. 3- Bakaları tarafından, ailesi dâhil, istismar ve ihmal edilen, kötü muameleye maruz kalan yalılar. Froggat a göre istismar ve kötü muamele, yalının ona bakan kii tarafından sis tematik ve devamlı bir biçimde ihtiyaçlarının karılanmaması, dılanmasıdır (Koar, 1996, s. 81). Küçükkaraca, (2000, s. 113-114) yalıların istismar edilmesini, toplumsal ve bireysel istismar olarak sınıflandırılmıtır. Toplumsal istismar yalının, içinde bulunduu toplumda kendisini gerçekletirmesini, fiziksel, duygusal, ekonomik olarak yardım alsa da onlardan baımsız olmasını, aile ve toplumun deerli bir üyesi olduunu hissetmesini ve böyle yaamasını engelleyen tüm toplumsal düünce, kamusal politika ve kurumsal hizmet eksiklikleri olarak sınıflandırılabilir. Bireysel istismara genel olarak kendi kendisini korumakta yetersiz olan 60 ve üstü yalıların yaadıkları acı veya üzüntüye yol açan olaylar eklinde tanımlanabilir (Bacan, 1996, akt. Küçükkaraca, 2000, s. 114). Bireysel istismar yalıya yönelik kötü muamele, fiziksel acı, duygusal çöküntü ve ekonomik kayıpla sonuçlanan her hareketi kapsar. Dünya salık örgütü, sık izlenmesi gereken, beslenme, temizlik, aılama, egzersiz eitimi, verilecek koruyucu tedavi edici ve rehabilite edici hizmetlerin daha özenle sunulması gereken riskli yalı gruplarını öyle tanımlamaktadır: Yaı 80 üzerinde olan yalılar Yalnız yaayan yalılar Huzurevlerinde yaayan yalılar zole edilmi yalılar Çocuksuz yalılar

14 Kronik bir hastalıı ya da kendi kendilerine günlük aktivitelerini yerine getirmede yetersiz olan yalı çiftler. Devlet ve sosyal güvenlik kurulularından destek almadan ya da çok az destek görerek yaayan yalılar (Aksu, 1997, s. 16). 1.6. Korunmaya Muhtaç Yalılara Verilen Hizmetler Nüfus artıı ve ya beklentisinin yükselmesinin sonucu yalı kabul edilen gurubun nüfustaki oranının artması, çocukların ana babalarıyla birlikte veya onların yakınında yaamaya ve onlara bakmaya ilikin zorlanmaları gibi nedenlerle yalının yaadıı mekânla ilgili güçlüklerinin çözümlenmesi aile yanında toplumca da ele alınması gereken bir sorundur. Zorluklar karısında özellikle sosyal destek sistemi yetersiz olan yalının barınmaya ilikin güçlüklerini gidermek, yaayabilecei uygun, yeni bir mekânı belirlemek günümüzde toplum açısından da bir yükümlülük olmutur. Yalı adına bu yönde özel bir takım tedbirlerin alınması, hizmetlerin sunulması esastır. Yalılara verilen hizmetlerde barınmaya ilikin temel ilke yalının olabildiince alıtıı ortamda ve artlarda kalması için elden gelenin yapılması, bu mümkün olmadıında ise evi dıında kalabilecei güvenli bir mekânın salanmasıdır (Koar, 1996, s. 94). 1995 yılında düzenlenen Dördüncü Ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı ında yalı ve sosyal hizmetler gurup raporuna göre yalılara yönelik sosyal hizmet modelleri u ekilde sıralanmıtır (Sevil, 2005, s. 139): Kurum bakımı, evde bakım, yalı kulüpleri, yalı dayanıma merkezleri, yalı bakım ve rehabilitasyon hizmetleri. 1.6.1. Kurum Bakımı Kurum bakımı, yalının yaamını geceli gündüzlü geçirebilecei özel düzenlenmi bir kurumda bakım altında tutulmasıdır. Kurum bakımı yalnız ülkemizde deil dier ülkelerde de uygulanan temel hizmet modelidir. Yararları ve sakıncaları vardır. Korunmaya muhtaç yalılara belli kurallar çerçevesinde hizmet veren kurumlardır. Kimsesi olmayan yalıların uyum salamayı belli kuralları örendikten sonra, yaamının sürdürebilecei en iyi sosyal hizmet modellerinden biridir. Kurum bakımı resmi özellikte olup aile ve yakınların yerine geçemeyen ve yalının duygusal ve

15 psikolojik gereksinimlerini yeterince karılayamayan modeldir (Sevil, 2005, s. 140). Tüm olanaklara sahip olsa dahi hiçbir kurumda aile arasındaki sevgi, saygı ve sıcaklıı oluturmak mümkün deildir. 1.6.1.1. Huzurevi Kurum bakımının en temel ve en yaygın modellerinden birisidir. 20/05/1983 tarih ve 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Yasası nda muhtaç yalı ve huzurevinin tanımı yapılmıtır. Buna göre muhtaç yalı, sosyal ve ekonomik yönden yoksunluk içinde olup, korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç yalı statüsündeki kiidir. Huzurevi ise, muhtaç yalı kiileri huzurlu bir ortamda korumak ve bakmak sosyal ve psikolojik gereksinimlerini karılama amacıyla kurulan yatılı sosyal kurulu olarak tanımlanmaktadır (www. shcek. gov.tr). Aynı konunun sosyal hizmetlere ilikin genel esaslarının bir maddesi " muhtaç, engelli ve yalıların hayatlarını salık, huzur ve güven içinde sürdürmesi, muhtaç engellilerin toplum içinde kendi kendilerini idare edebilecek ve üretken hale gelebilecek ekilde bakım ve rehabilitasyonlarının yapılması, bunların tedavisi mümkün olmayanların sürekli bakım altına alınması amacıyla gerekli her türlü tertip ve tedbir alınır" biçimindedir. Huzurevi yönetmeliinde genel esasların yanında personelin görev ve sorumlulukları, kurumun nitelii, fiziksel ortamı ve benzeri konular yer almaktadır (Taneli, 1997, s. 46). SHÇEK yönetmeliine göre huzurevlerine kabul için aranan artlar; - 60 ya ve üzeri yalarda olmak - Ruh salıı yerinde olmak - Bulaıcı hastalıı olmamak - Uyuturucu madde ya da alkol baımlısı olmamak - Sosyal ve ekonomik yoksunluk içinde bulunduuna dair soysal inceleme raporu bulunmak - Kendi gereksinimlerini karılamasını engelleyici bir rahatsızlıı bulunmamak ve günlük yaama faaliyetlerini (yeme, içme, tuvalet vb.) baımsız yapabilecek nitelikte olmak.

16 Huzurevi, ifa yurdu veya bakımeviyle aynı deildir. Daha çok kendini idare edebilen yalılara yöneliktir. Kendini bir ölçüde idare edebilen güçsüzlere de sınırlı olarak hizmet vermekte ancak ileri yalarda tıbbi müdahale ve bakım gerektiinde bu gereksinimleri karılayabilmeleri zor olmaktadır (Koar, 1996, s. 102). Türkiye'de yalı nüfus artmakta ve bu nüfusun deien toplum yapısı içinde sorunları ve ihtiyaçları artma eilimi göstermektedir. 60 ve üzeri ya gurubundan acil ve uzun dönemli bakıma muhtaç yalıların sadece az bir bölümüne hizmet ulaabilmektedir. Bu nedenle yalı bakım alanında temel ilke yalıyı aile ortamında ve kendi evinde maddi ve manevi desteklemek olsa da yataa baımlı yalılar için huzurevlerinin bir bölümünün tahsis edilmesi 5. Be Yıllık Kalkınma Planı'nda uygun görülmütür (Koca, 1994, s. 33). Böyle bir kararda amaç korunmaya muhtaç yalılara daha çok hizmet ulatırmak, ailelerin yükünü hafifletmek ve salık alanındaki yalı yatalak hastaları huzurevlerine kaydırarak yatak igal oranını azaltmaktır (www.elele.gen.tr). Bugün SHÇEK'e balı huzurevlerinin birçounda (DPT nin aldıı karar dorultusunda) bakım ve rehabilitasyon merkezleri bulunmakta, huzurevleri çok amaçlı kullanılmaktadır. Türkiye de yalılara hizmet veren kurulu sayısı ve kapasiteleri, 2006 SHÇEK kayıtlarına göre öyledir: Tablo 1. Türkiye de Yalılara Hizmet Veren Kuruluların Sayı ve Kapasiteleri Huzurevleri Sayı Kapasite SHÇEK balı huzurevleri 67 7255 Dernek ve vakıflara ait H. 32 2315 Yerel yönetimlere ait H. 20 2017 Kamu kurum ve kurulu H. 7 2586 Azınlıklara ait H. 7 979 Gerçek kiilere ait. H. 79 2889 Toplam 212 18041

17 Tablo 2. Huzurevlerinin 1991 ve 2006 Yıllarında Belirlenen Sayı ve Kapasitelerinin Karılatırılması Huzurevleri 1991* 2006 Sayı Kapasite Sayı Kapasite Shçek balı huzurevleri 32 3744 67 7255 Dier bakanlıklara balı huzurevleri 3 721 - - Belediyelere ait huzurevleri 17 2055 20 2017 Azınlıklara ait huzurevleri 6 1000 7 979 Dernek ve vakıflara ait huzurevleri 15 968 32 2315 Gerçek kiilere ait huzurevleri 2 55 79 2889 Toplam 75 8543 205 15455 *Kurumlarla ilgili bilgiler www.shcek.gov.tr internet adresinden alınmıtır. 1991 tarihli kurum bilgileri ise R.Yazgaç tarafından 1992 de yapılmı olan "Yalılık ve Huzurevi, stanbul da 4 Huzurevinde Yapılan Bir Aratırma" adlı yüksek lisans tezinden alınmıtır. Ülkemizde kurum bakımı hizmeti veren huzurevlerinin sayıları her geçen gün artmaktadır (Bk. Tablo 2). Özellikle büyük ehirlerde talep karılanamamaktadır. Kamu kurulularının yanı sıra yerel yönetimlerin (belediye, il özel idaresi), özel kiilerin, sivil toplum örgütleri, vakıf ve derneklerin, azınlıkların ilettikleri huzurevleri 2828 sayılı yasanın huzurevleri yönetmeliine balı olarak hizmet vermektedir. 1.6.1.2. Bakımevi Bu kuruluu tanımlar ve açıklarken yalı refahı için hizmet veren dier kurululardan ayırmamız gerekmektedir. Bakımevleri, bakım ilerinin daha ön planda olduu ve daha güçsüz kiilere yönelik hizmet veren kurululardır. Bakımevlerinin huzurevlerinden en önemli farkı, huzurevlerinin, aktif, kendi öz bakımını yapabilen yalılara, bakımevleri ise kendi öz bakımını yapamayan, baımlı, bakıma muhtaç yalılara yönelik olmasıdır. Bakımevleri, dier baımlı bireylere örnein özürlülere hizmet verebilir ve karıık gruptakiler bakımevlerinde kalabilir. Bazı huzurevleri, Devlet Planlama Tekilatı 5.Be Yıllık Kalkınma Planında alınan kararlar dorultusunda (bak. Huzurevleri, s. 14) deiik düzeydeki ihtiyaçları karılamaya böylece bakımevi ilevini de görmeye çalıırlar. Huzurevinde kalırken belli bir süre sonra tam baımlı hale gelen kiilerin kurum deitirmesine gerek duyulmadan özel bölüme nakledilmesi uygulaması yaygındır. Böylece huzurevleri bir ölçüde

18 bakımevi ilevini yüklenirse de bakıma muhtaç yalıların oranını düük tutmaya çalıır. Bakımevlerinin ise esas hizmet verdii nüfus yatalak, güçsüz, bakıma muhtaç, baımlı kiilerdir. Kısaca barınmaya ilikin kurumsal hizmetlerde bakımevleri, huzurevi ve hastane arası bir yerdedir ve yalı bakımında önemli rol oynarlar (Koar, 1996, s. 134 135). 1.6.1.3. Güçsüzler Yurdu Günümüzde güçsüzler yurdu veya dükünler evi gibi adlarla ileyen bu kurumlar barınma ihtiyacının karılamaya yönelik yatılı kurum bakımı hizmeti verirler. Bu kurumları dier kurumlardan ayıran en önemli fark kuruma bavuran insanların niteliidir. Kurulu, yaı ölçüt almaksızın bütün güçsüzlere hizmet vermeye çalıır ve yatan çok güçsüzlük ölçüt olarak kullanılır. Güçsüzler yurdu, kimsesiz ve yoksul kiilerin bakıldıı yerler olup, içinde kimsesiz, muhtaç yalıları da barındırmaktadır. (Koar, 1996, s. 138). Güçsüzler yurduna en güzel örnek "Darülaceze"dir. Günümüze kadar varlıını sürdüren (1895 II. Abdülhamit döneminde kurulmutur) en eski huzurevi olarak bilinen Darülaceze, daha çok dükünler evi niteliindedir. stanbul'da kurulan bu kuruluun amacı, yoksullara yardım etmek, dilenciliin ortadan kaldırılmasını salamak, kimsesiz çocuklara bakım ve eitim vermek, hasta ve özürlülere yardım etmek, yalı, dükün ve güçsüzlere bakım hizmeti vermek amacıyla kurulmutur. Darülaceze'nin en önemli özellii dil, din, ırk, cins ve milliyet ayrımı yapmadan her muhtaç bireye hizmet vermesidir. Bünyesinde camii, kilise, havra bulunan tek sosyal hizmet kurumudur (Sevil, 2005, s. 151 152). 1.6.2. Evde Bakım Hizmetleri Evde bakım hizmeti IV. Ulusal Sosyal Hizmetler Konferansı Çalıma Gurubu Raporu'nda öyle belirtilmitir. Yalıların gereksinim duydukları, ancak tek baına gideremedikleri ya da evde bulunan aile bireylerinin koulları nedeniyle yardımcı olamadıkları gereksinimlerinin, çeitli hizmetlerle desteklenerek, onları sosyal

19 çevrelerinden ayırmadan yaamlarını evlerinde sürdürmelerine yönelik öz bakım hizmetini kapsayan bir modeldir (Sevil, 2005, s. 152). Onat, yalıların kendilerini algılayı biçimleri, huzurevinde kalma istekleri ve benzeri konuları içine alan aratırmasında yalıların büyük çounluu ( % 97) huzurevinde kalmayı istemediklerini belirtmilerdir. stememe nedenleri ise, ailesi ile olmaktan mutlu olması, çocuklarının izin vermemesi, yalnız yaamayı sevmemesi vb. dir (Onat, 2004, s. 139). Dolayısıyla yalılar ya evde yalnız yaamayı ya da ailesiyle birlikte yaamayı tercih etmektedir. Böyle bir tercihte yalılara evde bakım yapılma hizmetlerinin gittikçe önem kazanmasını salamaktadır. Evde bakım hizmetleri kendi evinde yalnız yaayan yalılar için farklı, çocuklarıyla yaayan yalılar için farklı olmalıdır. Evde yalnız yaayan yalıların evlerinin yalıya uygun hale getirilmesi, mekânsal deiiklikler yapılması arttır. Örnein, evin banyo tuvalet gibi bölümlerine tutamak yapmak, kaymayı önleyici yer döemeleri gibi tesisatları düzenlemek gerekir. Ev yalının yaamasına uygun deilse baka uygun bir yere taınması gerekir. Bugün yalıların daha iyi yaayabilmesi için, küçük dairelerden oluan korunmalı meskenler sosyal hizmetler tarafından önerilmektedir (Onat, 2004, s. 94). Ailesinden ve yakınlarından ayrılmak istemeyen veya yalılarına yanlarında bakmak isteyen ailelere maddi yardım yapılması ya da evde bakım hizmetine yardımcı olunması gibi hizmet modelleri uygulanabilir. 1.6.3. Yalı Kulüpleri Yalı kulüpleri, çok yönlü hizmet sunabilen, bünyesinde kütüphane, oyun salonları, müzik ve konser çalımaları, tiyatro ve dier gösterilerin sergilenebilecei yerlerdir. Ayrıca yalılar bu kulüplerde bir araya gelerek sohbet eder, sorunlarını tartıır, güncel olayları görüür ve toplumdan kopmamı olurlar (Sevil, 2005, s. 154). Gelimi ülkelerde yalı kulüplerinin pek çok örnei var olup, ülkemizde bu hizmet modelinin örnei bulunmamaktadır.