Aray fl. Cemil Özer. Aray fl / Cemil Özer Copyright indeks içerik iletiflim dan flmanl k ve tic. ltd. flti. stanbul 2009



Benzer belgeler
Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Aray fl / Cemil Özer Copyright indeks içerik iletiflim dan flmanl k ve tic. ltd. flti. stanbul 2009

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Cümlede Anlam İlişkileri

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Tema Sonu De erlendirme. erlendirme. A.3.1, B.3.13, B.3.31, C.3.5 kazan mlar. Temiz yaz lmam fl yaz l belgeler, 11 ders saati EL ELE, HEP B RL KTE

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

STRATEJ K V ZYON BELGES

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

DE fi M. Do ada her fley de iflime u rar. A açlar de iflir. Hayvanlar de iflir. Eflyalar de iflir.

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

nsan Kaynaklar Geli imi

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

Endüstri 4.0. nsanl n Gelece i. Tümüyle bilgisayar

NTERNET ÇA I D NAM KLER

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Yay n No : 2351 letiflim Dizisi : Bask Aral k 2010 STANBUL

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

6 MADDE VE ÖZELL KLER

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

flletme Bölümü Pazarlama Anabilim Dal Ö retim Üyesi

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Bu yaz da 6 mant k sorusu sorup yan tlayaca z.

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo

DEVLET KATKI SİSTEMİ Devlet katkısı nedir? Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? Devlet katkısından kimler faydalanabilir?

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

ksi 30 derecelik so uk ve buzdan bir turizm fikri gelifltirilebilece i akla gelir miydi?

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir.

Bir yaz mda, kimbilir hangisinde,

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Canpolat Pamay. Zonguldak n baflö retmeni

ÖZEL EMİNE ÖRNEK İLKOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ. Sorumluluk Duygusu Nedir; Nasıl Kazandırılır?

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

Yoga. Beden Ruh ile Bulufluyor

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Tasarım Psikolojisi (SEÇ356) Ders Detayları

içinde seçilen noktan n birinci koordinat birincinin geldi i saati, ikinci koordinat ysa

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

Koçun Kendisini De erlendirmesi çin Kontrol Listesi

kesri 3 tane Bu kesri yedide üç fleklinde okuruz. Yukar daki bütün 7 efl parçaya ayr lm flt r. Buna payda denir. 3

umhurbaflkan iken, Kendi ste iyle Kimya Ö rencisi Oldu

Ordu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Staj Yönergesi Aralık 2007 T.C. ORDU ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU STAJ YÖNERGESİ

Ard fl k Say lar n Toplam

KAR YER GÜNLER PROJES. Murat F DAN

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler

29 Ekim coflkusu Ekim Maritim Pine Beach Resort Antalya - Belek

Etkili letiflim. Mesaj n bafll takip eden metine göre çok daha fazla okunuyor.

Transkript:

Aray fl / Cemil Özer Copyright indeks içerik iletiflim dan flmanl k ve tic. ltd. flti. stanbul 2009 Cemil Özer Bu kitab n tüm haklar indeks içerik iletiflim dan flmanl k ad na ndeks Yay nevi ne aittir. Kaynak gösterilmeksizin k smen veya tamamen al nt yap lamaz, hiçbir yöntemle kopya edilemez, ço alt lamaz ve yay mlanamaz. YAYINCI: ndeks Yay nevi YAYIN YÖNETMEN : Yaprak Özer ED TÖRLER: Fülay Yafla, Berrin Türkmen KAPAK TASARIM: Esen Ataman Kürklü GÖRSEL YÖNETMEN: Esen Ataman Kürklü BASIM: Ocak 2009 ISBN: 978-605-5721-00-8 Aray fl indeks içerik iletiflim dan flmanl k ve tic. ltd. flti. Kore fiehitleri Caddesi No: 28 At l m fl Merkezi K: 4 D: 4 Zincirlikuyu 34394- stanbul Tel: 0212 347 7070 Faks: 0212 347 7077 www.indeksiletisim.com BASIM: Ömür Matbaac l k A.fi. Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. No: 20 Haramidere / Avc lar Tel: 0212 422 76 00

ÖNSÖZ Yaprak Özer, ndeks letiflim in sitesinde yazmam istedi inde, kendisine teflekkür ederek kabul ederken, kendime de acaba baflarabilir miyim sorusunu sormufltum Düflünmeyi çok seven, düflündüklerini notlarla ka da döken biriyim, ama yaz p yay nlatma deneyimim yok denecek kadar azd. Sorun, baflar l olmaktan ne anlad m veya beklentimin ne oldu unda idi. Ben, çabam n karfl l nda ne maddi ne de flöhret gibi bir kazanç beklemiyorum. Benim hareket noktam: Düflündüklerimi çevremle paylaflmak... Düflünmenin, düflündüklerini söylemenin, olaylar karfl s nda tepkilerini aç kça ifade etmenin, ça dafl, uygar insanlar n bir vatandafll k görevi ve sorumlulu u oldu una inan yorum. Bu sorumlulu u benimsemeyen, bu görevi yapmayanlar n, siyasi ve toplumsal konularda sonradan s zlanma ve flikayet etme hakk olamayaca n düflünüyorum Böyle bir yaklafl mda, baflar n n kriteri öncelikle düflünmek ve düflünceleri olabildi ince genifl bir çevre ile paylaflmakt r. letiflim, etkileflimin ilk basama, etkileflim de iflimin temelidir. Toplumlar n varl klar n sürdürebilmeleri için do al bir süreç içinde de iflerek ça a ayak uydurmalar kaç n lmaz bir zorunluluktur. Do al de iflimi beceremeyen toplumlar ya geçmiflin karanl k mahzenlerinde küflü ortamlarda yaflamak zorunda kal rlar ya da fliddetli de iflimler yaparak a r bedeller öderler Bizim bu konudaki deneyimimiz oldukça büyük. Önemli olan elimden gelenin en iyisini yapmam, bundan da eminim. Bu gibi düflüncelerle içimdeki endifleyi aflt m ve yazmaya bafllad m. Aradan uzun bir süre geçti Yaprak Özer, bu defa, yaz lan makalelerin bir bölümünün kitaplaflt r lmas n dile getirdi. Sanki içimden geçeni okumufltu, tereddütsüz kabul ettim. Yaz lanlar n olabildi ince gözden geçirilip kitap halinde daha genifl kitlelere ulaflt r lmas benim için çok büyük bir mutluluk. Bana bu f rsat haz rlad için

Say n Yaprak Özer e çok teflekkür ediyorum. Ben elimden gelenin azamisini yapaca m ama yeterli olmayacakt r. Okuyanlar n da ellerinden geldi i kadar konular geniflleterek düflünmelerini rica ediyorum. Yaz lar m n genel bafll ; ARAYIfi Aray fl, bir amaca ulaflmak için sarf edilen çabad r. Bütün canl lar; bitkiler, hayvanlar ve insanlar yarad l fllar gere i, içgüdüsel olarak beslenme, korunma ve üreme gereksinimlerini karfl laman n aray fl içindeler. nsan n, di er canl larda olmayan düflünme yetene i, onu çok farkl aray fllar içine sokuyor. Yeni do mufl bir çocuk, daha gözlerini açmadan, içgüdüsel olarak afl aray fl na girer, anne memesini bulur ve emer. Zamanla ifl aray fl bafllar, çünkü iflsiz, afl temin edilemez. fl bulma, bilgi ve beceri gerektirdi inden, o nitelikleri kazanmak için e itim aray fl bafllar. Arkadan aflk aray fl gelir. Aflk n çok farkl boyutlar oldu unu unutmamak gerekir. flini, afl n ve aflk n bulan kifli, bu kazan mlar n n süreklili ini sa lamak ve baflkalar n n tecavüzünden korumak için bir güvence-güvenlik aray fl içine girer... Bütün bunlar n ortak ismi hayat mücadelesidir. Hayat n kendisi bir aray fl ve mücadele sürecidir. Hayat mücadelesi, insana ölçülemez, paha biçilmez deneyimler kazand r r. Bana göre en önemli aray fl ise hayat n son demlerinde bafll yor. nsanlar n son aray fl ; bilgi ve birikimlerimi gelecek nesillere nas l aktar r m olmal d r Kazan mlar n di er insanlarla paylaflan insanlar övgüye de er buluyorum. Birey kendisi için çal fl r, kazan r; kazan mlar n n maddi bölümlerini ailesine, yak n çevresine b rak r; Kazan mlar n n bilgi, birikim yönü ne olacak? nsan, sonlu bir varl k oldu una göre giderken, o de erleri beraberinde götürürse yaflayan insanlar ve toplum için çok büyük bir kay p olur. edip açl klar n gidermek çok güzel bir davran fl olmakla beraber, gönül istiyor ki bu hay rseverler, o aç insanlara bal k tutmay ö reterek açl klar n n giderilmesinde süreklilik sa las nlar. Bilgi paylafl m ve insanlar n e itimine katk da bulunmak tüm insanl a yap lacak en de erli hizmetlerdir. Bilmek, hayat daha zevkli, daha anlaml ve daha güvenli k lar. Bilinmeyen ve bilinip de elde edilemeyen o kadar çok fley var ki Aray fl, bir hedefle sonland r lmamal ve yaflla s n rlanmamal d r. Ulafl lan her hedef, bir sonraki için bafllama noktas olmal. Aray fl, beflikten mezara kadar süren do al bir çabad r. Hayat n zorluklar, ac mas zl klar, insanlara eflit f rsat ve imkan vermiyor. Buna ra men herkesin her zaman kendi çap nda yapaca bir fley mutlaka vard r. En do ru hedef, ulafl labilecek oland r... En büyük güç, ümit ve kendine güvendir... En kutsal ifl, insanl a hizmettir Sis perdesi aralan p karanl k ayd nl a dönüfltükçe, dünyan n güzellikleri ve imkanlar daha net görünecek, refah artacak, güvenlik güçlenecek, insanlar aras nda sevgi ve sayg ba lar kuvvetlenecektir. Paylaflmaktan duyulan hazz, paylaflmayanlar n bilmesi mümkün de il. Aray fllar mda her zaman benim yan mda olup bana destek veren, sevgi ve sayg ya lay k eflim Semra Özer e teflekkürlerimi sunmak benim için bir borçtur Aral k 2008, Fenerbahçe Cemil Özer Evrenin s rlar n n ne kadar na vak f oldu umuzu bilmiyorum, san r m çok az n biliyoruz. Kainat bir tarafa, insanlar n kendilerini ne kadar tan d klar da belli de il. Ö renmenin, bilgi aray fl n n sonu yok. Araflt rmak, bulmak, ö renmek, bilgiyi yaflayan insanlar n yarar na sunmak ve özellikle de gelecek nesillere aktar lmas n sa lamak flart. Muhtaç insanlara maddi yard mda bulunanlar hep alk fllam fl md r. Bal k ikram

: Ç NDEK LER YAfiAMDAN B R KES T (23 Mart 2006) 11 AKIP G DEN ZAMAN (15 Aral k 2003) 21 fiafak SÖKMES (19 Aral k 2005) 25 TANIMAK (26 Temmuz 2004) 33 DO RU (21 fiubat 2007) 37 SES N DUYURMAK (27 Eylül 2006) 43 SEVG -MUHABBET (22 Ocak 2008) 49 KEND N TANIMAK (18 Ekim 2004) 53 BEN NEREDEY M? (28 Haziran 2004) 57 KORKMAK KORKUTULMAK (21 Ekim 2003) 63 ULUSAL GÜVENL K (21 Ocak 2007) 67 ES R OLMAK (18 A ustos 2008) 73 BEDEL ÖDEMEK (7 Temmuz 2008) 79 19 MAYIS 1881 (19 May s 2006) 85 ATATÜRK Ü TANIMAK ve ANLAMAK (17 Kas m 2003) 99 ÇANAKKALE VE GEL BOLU (22 Mart 2004) 115 HATIRLAMA HATIRLATILMA (27 A ustos 2004) 123 ATATÜRK H Ç M HATA YAPMADI? (21 Kas m 2006) 127 B ND DALI KESMEK (31 May s 2004) 135 DUYARLI OLMAK (2 A ustos 2004) 145 NSAN OLMAK (19 Aral k 2006) 149 HAYATI DO RU KULLANMAK (23 Ocak 2006) 155 KIBRIS ve DÜfiÜNDÜRDÜKLER (15 fiubat 2004) 163 SADDAM HÜSEY N IRAK OLAYI (5 Temmuz 2004) 175 AVRUPA B RL TÜRK YE (27 Eylül 2004) 181 B R GEZ DEN NOTLAR (15 Temmuz 2005) 199 GÖRDÜKLER M DÜfiÜNDÜKLER M (28 Temmuz 2006) 203 HAVADAN SUDAN (23 A ustos 2006) 209 RDELENMES GEREKEN B R KARAR (12 fiubat 2005) 213 TAR H ANLAYIfiI (5 Mart 2008) 217 ÇA DAfi TOPLUM OLMAK (17 Nisan 2007) 225

11 :YAfiAMDAN B R KES T Yafl 70, ifle devam Genç yaflta emekli oldu... O, emeklili i kendine hiç yak flt ramad Bizim ülkemizde emekliye hayat yok... Birini öldürmek istedi inizde emekliye ay r n, temize havale Canl canl mezara girmek gibi bir fley... Devlet onu emekli yapt O emeklili e savafl açt... Bir gün bofl durmad... Emekli olduktan bir süre sonra akademik kariyer diye tutturdu... Allah m ne heyecan... Son zamanlarda ders temposu rahatlad... Kendine de zaman ay rmaya bafllad... Arada bir arkadafllar yla bulufluyor Onlar n yan ndayken çok komik San rs n z 70 de il, 17 Çal flman n onu genç ve dinç tuttu unu düflünüyoruz O, her ifli ayn tempoda yap - yor. Baflka türlüsünü bilmiyor... Hep bir yerlere yetiflme telafl yafl yor. (1) Bu k sa paragrafta çok fley anlat l yor. Emekli tiplemesinin tümüne veya baz bölümlerine uyan o kadar çok insan m z var ki, her biri kendisinin tarif edildi ini düflünebilir. Hakl lar Ben de onlardan biriyim. Yukar daki özlü ifadenin bana ça r flt rd klar n yans tmaya niyetlendim... Emeklilik, insan için çok do ru ve çok önemli bir hedef. E er insan n gücü do a kurallar n de ifltirmeye yetseydi, yafllanmay hatta ölümü önlemeyi isteyebilirdi. O zaman emekli olmak diye bir düflünceye ve çabaya gerek kalmazd. Bunun mümkün olmad n bildi i için insan, zay f zamanlar nda kendisini ac mas z dünya koflullar ndan koruyacak bir emeklilik z rh - na bürünmeyi düflünmüfl. nsanlar n birçok yanl fllar n n yan nda yapt klar ender do rulardan birisi Emeklilik z rh n n kalitesi, ömrün kalan k sm n kimseye muhtaç olmadan geçirebilmek için yeterli ve güvenli koflullar sa l yorsa, emeklilik korkulan, kaç lan bir son de il, yakalamak için peflinden koflulan bir amaç olmal d r. Kiflinin, emeklerinin karfl l n alabilmesi, o toplumda hak ve adalet sisteminin var oldu unu gösterir. Emeklilik döneminde, kiflinin yafl na ve kül-

12 türüne uygun hobilerle u raflmas bu dünyan n en büyük nimetlerinden biridir. Çizdi im bu sanal tablonun anlaml ve güzel yanlar n, afla da yans taca- m gerçek tabloda göremeyeceksiniz. Türkiye, her yönüyle geliflmekte olan bir ülke. Toplumsal prensipler, devlet felsefesi ve hukuk anlay fl yerli yerine oturmufl de il. Bir gün yap yor, ertesi gün bozuyor veya de ifltiriyoruz. Bir ileri iki geri sürekli bir karmafla ve belirsizlik içindeyiz. Emeklilik politikam z bu anlat m n tipik örneklerinden birisi... deolojik konularda görüfl ayr l ve çat flma olabilir. Emeklilik, hakka dayal teknik a rl kl bir konu oldu u için görüfllerde çok farkl l k olmamas gerekir. Dünyada emeklilik sistemi olmayan veya emeklilik sistemi kötü olan ülkeler mutlaka vard r, fakat bizdeki gibi karmakar fl k, birden fazla uygulamay bünyesinde bulunduran bir emeklilik sistemi oldu unu sanm yorum. Bizde emeklilik, bir eme in veya bir hizmetin karfl l, bir hak gibi de il, devletin ulufe da tmas gibi alg lan yor. Baz kesimlerde bir emekliye, yedi sülalesini kapsayan emeklilik hakk verildi. Böyle bir ç kardan yararlanmak için birçok kar koca etik d fl bir yaflam düzeni içine girdi. Gariplere çok lüzumlu ilaçlar bile yasaklan rken, onlara özel hastaneleri befl y ld zl otel gibi kullanma hakk (!) tan nd. Buradaki, hak, benim onaylad m bir tabir de il, bu avantajdan yararlananlar n kulland klar bir tabir. Yasal olmas yeterli de il, hak ayn zamanda adil ve etik olmal. Emeklilik sistemimizin belirgin niteliklerini flöyle s ralayabirim: Emeklilik sistemimiz her fleyden önce adil de il. Devletin yat r m yapt personelden yeterince yararlanm yor, ekonomik israf yo un. Sistem küskün, k rg n, mutsuz insanlar yarat yor. Sistem çökertiliyor, milletin s rt na büyük bir yük bindiriliyor, gelecek nesiller zora sokuluyor. 13 Emeklilerimizin tümü sistemin genel çarp kl ndan zarar görürken, baz emeklilerimiz mensup olduklar kurumun özel uygulamalar ndan da ayr ca zarar görüyor. Yukar da sözü edilen tipleme, bu kategoriye mensup bir emeklidir ve yaflanm fl bir olayd r. Gerçek kiflinin ben, sen, o olmas fark etmez, çünkü benzer uygulamaya maruz kalan çok kifli var. Tart flt m z sistemdir. Gerçek kiflinin özelli i, emekli edildikten sonra izledi i çizgidir. Konuya biraz daha yak ndan bakal m: Ellibefl yafl nda emekli edildi. Fiziki ve fikri bak mdan çok verimli bir konumdayd. Yurtiçinde mesle inin en üst kurumlar nda e itilmifl, sonra seçilip yurtd fl na gönderilmifl ve oralarda e itilmiflti. Mesle inin en üst e itim kurumunda ö retim eleman olarak görev yapm flt. Yurtiçinde ve yurtd fl nda ulusal ve uluslararas karargahlarda görev alm flt. Uzun hizmet süresinde ne sözlü ne de yaz l hiçbir uyar almam fl, aksine yaz l ve sözlü övgülere ve takdirlere muhatap olmufltu. Üst rütbeye yükselme de erlendirmelerinin yap ld süreç yaflan yordu. Kendisinin bir üst rütbeye yükselmeyi hak etti ine inan yor, fakat geçmiflte yaflanm fl örnekleri bildi i için hayale kap lmak istemiyordu. Resmi olmayan fakat güvenilir ve sayg n kaynaklardan, bir üst rütbeye yükseltilece i ve yurtd fl nda önemli bir göreve atanaca mesajlar geliyordu. Güvenmek istemese de bunlar pozitif emarelerdi ve onu mutlu ediyordu. Ve bu psikolojik ortamda Kadrosuzluk nedeniyle emekli edildiniz tebligat n ald Bunun nas l bir flok oldu unu yaflamayan anlayamaz. Karar yasald. Ama sadece yasald. Yasal olan bu karar n hukuka, etik kurallara, insani anlay fla uygun ve devletin yarar na oldu una inanmam flt. Bu sonucu do uran nedenleri de az çok tahmin edebiliyordu. Ancak, kol k r lacak yen içinde kalacak ve kendilerine verilen yetkiyi kötüye kullanan bir k s m insanlar n günah yüzünden sayg ve sevgi dolu oldu u kurumun y prat lmas na f rsat vermeyecekti. Belki bir gün sistemin düzeltilmesi amac ile onlar da konuflulabilirdi. So ukkanl l n korudu, duygu ve düflüncelerini içinde bo du, d fla belli etmemeye çal flt... Çevresi ondan daha fazla flok olmufl, daha fazla tepki göstermiflti. Hiç beklemiyorlard Kimi üzüntülerini sözlü olarak dile getirmifl, kimi ortal germemek için sözsüz, sessiz tav r sergileyerek üzüntülerini ortaya koymufltu.

14 Meslekte kendisinden daha k demli, dört befl sene önce emekli edilmifl bir büyü ünün evli, üniversite mezunu k z, babas n n boynuna sar l r gibi onun boynuna sar l p a layarak; Babam emekli edildi inde çok üzülmüfl ama a lamam flt m, sizin emekli edilmenize dayanam yorum, a l yorum. Bu ne biçim bir sistem. Bu ne biçim bir... diye isyan etti inde, O, bu sözlerden gurur mu duysun, yoksa üzülsün bilemedi. Üzülme k z m Buraya kadarm fl Yapanlar utans n demekle yetindi. Yüksek kademelere gelenlere, Büyük Adam deriz ama bu söz herkes için geçerli de ildir. Büyük adam; etik de erlerle donanm fl, adam olma temelinin üstüne bilgi, üreticilik ve yarat c l k niteliklerini oturtmufl insand r. Herkes büyük adam olamaz. Herkesten büyük adam olmas da beklenmemeli. Keflke olabilseler ama devlet yönetiminde görev alanlar n büyük adam olmalar n beklemesem bile onlar n asgari etik de erlere sahip, dürüst ve ciddi adam olmalar n srarla bekliyorum. Bunu istemek yönetilenlerin hakk d r, fakat yeterli de il, bunu gerçeklefltirmek gerek Ciddi Devlet Adam, kararlar n n yasal yetkilerinin içinde oldu unu ileri sürerek kendisini savunamaz. Elbette yasal yetkiler içinde olacak, aksini düflünmek mümkün mü? Ciddi Devlet Adam, kararlar n n yasal olmas n n yan nda hak, adalet, kamu yarar, kiflilerin onuru aç s ndan da do ru olmas gerekti ini idrak edebilendir. Yasa bir yetki belgesidir, onsuz ifl yap lmaz, ama yap lan icraat etik ve insani de erlere uygun de ilse, o icraat yasa da savunamaz Uygulanmakta olan sistemin geçmifle dayanan baz gerekçeleri olabilir. O gerekçelerin bugünün hukuk sistemine ve de erlerine uygun olup olmad tart fl lmal d r. Uygulanmakta olan sistem yanl flt r Asl nda o, bir sistem de de- il, kiflisel kaprislerin tatmin edildi i bir uygulamad r. Sistem, kamu yarar n n yan nda kiflinin onurunu ve özlük haklar n dikkate almak zorundad r. B rakal m özlük haklar n aramay, kifliye en az ndan eksi inin veya kusurunun ne oldu unu ö renme hakk tan mayan sistem, ça dafl de ildir. 15 Kalk nm fl ülkelerde de emeklilikle gelen baz sorunlar var, çünkü en az ndan yaflam tarz de ifliyor. fiunu iyi biliyorum: Amerikan Ordusu nda kifliler hizmet süreleri itibariyle emekliliklerini önceden biliyor ve yeni yaflamlar n n haz rl klar n yap yorlar. Belli rütbeye gelmifl, terfi etmesi veya etmemesi söz konusu olan kifliler, bir y l önceden ne olacaklar n biliyorlar. Avrupa da baz ülkelerde ise kadrosuzluk nedeniyle emekli edilenlere devlet, Sen, yetene in ve çal flmalar nla bir üst rütbeyi hak ettin. Ama benim pozisyonum, kadrom yok. Ben, sana o rütbenin özlük haklar n verip seni emekli etmek zorunday m diyor. Hem devletin gereklerini hem de kiflinin onurunu ve özlük haklar n koruyan, devletçi ve insanc l bir yaklafl m. Bizde niye yok? Çünkü devlet yönetimini bilmiyoruz. Çünkü insan tan m yor, insana de er vermiyoruz. Devletin elbette baz alanlarda öncelikleri, baz alanlarda dokunulmazl klar olacakt r, ama devletin vatandafl için var oldu u da unutulmayacakt r. Yönetim dengelerini kuramayan yöneticiler ak ll de il, vatandafl köle gibi gören yöneticiler insan de ildir. Benzer iflleme maruz kalm fl birçok de erli insan n küsüp köflesine çekildi- ini, daha önce merhaba dedi i bir ifl sahibinin yan na s n p ezildi ini, ifl hayat na at l p elinde avucundaki üç kurufl emekli ikramiyesini de kapt rd n bilmeyen var m? O, emekli edilmeye savafl açt. E er koflullar normal geliflseydi, emekli olmaktan mutlu olacakt. Y llar n stres ve yorgunlu unu bir kenara b rak p dinlenir, hobileri ile u rafl r, yapabiliyorsa birikimlerini de erlendirmeye çal fl rd. Ama O, normali yaflayamad. Yukar ya ç karken afla ya çekildi, bofllu a düflürüldü. Üzgündü ama küskün de ildi. Kime küsecekti? Kurum tüzel bir kiflilikti, sistemin yap c s da uygulay c s da yanl fl insanlard. Çok garip bir tecelli, ibret verici bir tablo: Bir önceki süreçte sistemi överek baflkalar n gözünü k rpmadan emekli edenler, bir sonraki süreçte sistem kendilerine dokununca demediklerini b rakm yorlard. Bu tür, niteliksiz ve ilkesiz insanlardan baflka ne beklenir ki? O, kendine güveniyordu. Onun de irmeni tafl ma suyla de il, öz kaynaklar ndan gelen güçle dönüyordu. Birikimleri vard. O güçle, hem kendisini boflluktan kurtaracak hem de birikimlerini elinden geldi i kadar baflkalar - n n hizmetine sunacakt. Kararl yd

16 Mücadeleye karar verdi, ama hangi kulvarda, kiminle, nereye kadar mücadele edebilece i kafas nda pek net de ildi. lk hedefi emekli psikolojisini yenmekti. O emekli olmayacak, bir çal flan olarak kalacakt. Yeni bir çal flma alan bulacak ve çal flacakt. Temel felsefesi ülkeye ve ülke insan na hizmetti. Hizmetin bir borç oldu u inanc ndayd. Ülkesini ve ülke insan n çok iyi, d fl dünyay ise oldukça iyi tan yordu. Hizmet, devlet kademelerinin d fl ndaki alanlarda da yap labilirdi. Çal flma alan aramaya bafllad. Siyaset, ülkeye hizmetin en etkin yollar ndan birisi. Siyaset kulvar nda bir fleyler yapma aray fl na girdi. Dünya görüflüne uygun mevcut bir siyasi partide nab z yoklad. Siz çok iyisiniz, bize sizin gibi insanlar laz m türünde nazik sözlerle karfl land, fakat samimi bir istekle, Aram za hofl geldin demediler... Gördü ki kimse koltu una potansiyel bir ortak istemiyor. Orada da kadrolar s n rl. Kadrosuzluk nedeniyle içeriye giremedi. Düzgün bir ekiple yeni bir siyasi parti oluflturma çabalar n n içinde yer ald. Teorik olarak büyük bir aflama kaydettiler, pratikte seslerini duyurmaya bafllad lar. Ancak gördü ki paras z siyaset olmuyor. Ekipte para yok, para verecekler kendi borular n n daha çok ötmesini arzu ediyorlar. Siz düzgün bir ekipsiniz, hizmet etmeniz amac yla size flu deste i sa l yorum diyen yok O, siyaseti, topluma hizmet etme arac olarak düflünüyordu. Baflka bir beklenti içinde olmad gibi baflkalar n n borazanc l n yapmak da karakterine uygun de ildi. Asl nda Türkiye deki siyasi yap y biraz tan yor ve sonuç alamayaca n da tahmin ediyordu ama denemeden havlu atmak istememiflti. Denedi ve olamayaca n gördü Bir televizyon kanal nda dört kiflilik bir ekip olarak bir y l kadar haftada bir gün, bir saati aflk n süreli siyaset a rl kl Üçüncü Göz isimli bir program yapt lar. Zaman içinde program aran r bir duruma geldi. Türk insan nda ekip çal flmas anlay fl eksik. Baz kaprislere prim vermedi i için ayr lmaya karar verdi, o çekilince ekip de da ld E itim ve bilim ortam nda olmay her zaman arzu etmifltir. Meslek hayat ndan da birikimleri ve tecrübesi vard. Amac, ülkenin gelece inin teminat 17 olan gençlere katk da bulunmakt. Önce Marmara Üniversitesi, sonra Yeditepe Üniversitesi ona kap lar n aç p Atatürk lkeleri ve Devrim Tarihi dersi vermesi için f rsat verdiler. Her iki üniversitenin de de erli yetkililerine s k s k teflekkürlerini dile getirmeyi hiç ihmal etmedi. Ders verebilmek için bilmek asla yeteri de il. Bir amaç do rultusunda ve bir plan dahilinde, k s tl zaman içinde azami bilgiyi aktarmak, gençleri konunun içine çekmek, araflt rma ve düflünme yeteneklerini gelifltirmek çok önemli. Bir defaya mahsus de il, her ders öncesi bir önceki dersin performans n aflma çabas onu bir hayli yormakla beraber, y lmadan devam etti. En büyük s nav ö rencinin karfl s ndaki s navd r. Emekli de olsa bir kimli i var; onun itibar n korumak ve dersi en verimli flekilde verebilmek için büyük çaba gösterdi. Zaten kolay ne var ki? En büyük zevki de ders saatinin bitiminden sonra hemen çekip gitmeyen ö rencilerle dersle veya Türkiye nin sorunlar ile ilgili konuflmakt. Gençleri sevmifl, kendini gençlere sevdirmiflti. P r l p r l gençlerimiz var; do rular anlat l nca gözlerinin içi gülüyor, bak fllar ile Bana güven, Bize güven diyorlar. Ö rencileri ile aralar nda oluflan iletiflim, onun yorgunlu unu al p götürmekle kalm yor, onu gençlefltiriyordu. Onlarda gördü ü p r lt, ülkenin gelece i hakk nda ona büyük güven veriyordu. O, bu kadarla yetinmedi Yeditepe Üniversitesi nde sosyal antropoloji dal nda doktora yapmaya karar verdi. Geçmifl e itimi antropoloji tabanl olmad için doktora dersleri yan nda antropolojinin lisans ve lisansüstü derslerinin bir bölümünü de almak zorunda kald. Tam 21 ders ald. Kendi e itimi s ras nda alm fl oldu u baz dersler bu e itimde muafiyet sa l yordu, fakat o derslerin en çok üç sene önce al nmas gerekiyormufl. Hiçbir muafiyetten yararlanamad. Profesörlere flaka yollu flunu söyledi: Edinilen bilgilerin, e itimle kazan lan yeteneklerin bir süre sonra unutuldu u veya kayboldu u kabul ediliyorsa, sizlerin de üç-befl y ll k aral klarla yeniden e itimden geçirilmeniz gerekmez mi?

18 Üç y l içinde, yafl nedeniyle çok büyük bir özveri göstererek, akademik dersleri yar yafl ndaki gençlerin önünde baflar yla tamamlay p tez yazma aflamas na geldi. Buras Türkiye, suni engeller bitmiyor ki. LES e (Lisansüstü E itim S nav ) üç defa girdi, istenen puan tutturamad. Serbest zamanda yay nlanm fl LES sorular n n, hem say saldan hem de sözelden, abart s z yüzde 80 ini yapabiliyor, ama s navda 160 soru için verilen 180 dakikal k süre ona yetmiyordu. Kaç n lmaz do a kural gere i 70 yafl ndaki insan n kafas 25-35 yafl ndaki insan n kafas kadar h zl çal flm yor ki... Y lmad. Üniversitedeki profesörlerle konuyu müzakere etti. LES, akademik kariyer zincirinde yer almak isteyenleri ve yurtd fl görevine atanacak akademisyenleri seçmek için yap l yor. (Kiflisel görüflüm; asl nda LES bir de erlendirme ve ölçme kriterinden yoksun. Ancak flans pay yüksek bir eleme ölçüsü olabilir.) 19 Anlatt m uygulamalar n ço u anlams z de il mi? Anlams zl klar n anlam, bizim böyle anlams z ifller yapt m z göstermesidir E er bu anlams zl klar ders almam z sa lar ve düzeltme çabalar m z harekete geçirirse, çözemeyece imiz sorun kalmaz Anlams z diye, yanl fl diye küçümsemeyin, bir ifle yarayan anlams zl klar da yanl fllar da anlaml d r... Bu insanlar, bu co rafya, bu do a, bu ülke bizim. nsanlar m z n ilgiye, bak ma, korunmaya, gelifltirilmeye ihtiyac var. Onlar için piflirilen çorbada tuzumun bulunmas benim için çok büyük mutluluktur. (1) Yaprak Özer in, 19 Mart 2006 tarihli Sabah Gazetesi nin flte nsan ekindeki Anlaml, Anlams zl klar bafll kl yaz s. Halbuki O, ne akademik zincirde yer almak ne de üniversite taraf ndan yurtd fl na atanmak istiyor. Amac sadece kendisini zenginlefltirmek. Bunu yapt, alaca n ald. Bu arada eme ini belgeleyen ve sadece prestij de eri olan bir diplomay da üniversiteden almak istiyordu. LES ezberci bir yaklafl mla okumak isteyen insanlar engelliyor. Bu tür insanlar n önündeki engel kald r ls n. Konufltu u profesörlerin hemen hepsi O nu hakl buldular. Hatta baz lar espri yaparak, Ben de girsem kazanamam dediler. O zaman flu görüflü ileri sürdü: Ben, birey olarak baflvurursam YÖK (Yüksek ö retim kurumu) hiç dikkate almaz. Ben, sizin ö rencinizim, size baflvuray m, siz yetkili kurulunuzda de erlendirin ve dilekçemi, Üniversitemiz bu görüflü paylaflmaktad r gibi bir cümlelik bir yaz ile YÖK e gönderin. Hakl s n dedikleri görüfl, icraat aflamas nda ra bet görmedi. Türkiye de kal plar aflmak çok zor. O, bunlar anlat rken, alk fllanmak istemedi i gibi kendini ac nd rmak da istemiyor. Büyük ifller yapt iddias nda hiç olmad ama her zaman elinden gelenin en iyisini yapma çabas içinde oldu ve tutumu ile her zaman övündü.

20 21 :AKIP G DEN ZAMAN Çocuk yafllar mda baz günlerin, baz aylar n hiç gelmeyece ini san rd m. Zaman durmufl gibi gelirdi. Zaman gelse de fluna kavuflsam diye geçirirdim içimden. Zamana dayal beklentiler tafl rd m. Önemli olan n kazan lmas gereken de er veya nitelik oldu unun fark nda de ildim. Zaman n bana verilmifl bir avans oldu unu hiç düflünmezdim. Zaman ne kadar iyi de erlendirdim veya ne kadar bofla harcad m bilemiyorum. Bir çilenin sona ermesi için o zaman n dolmas gerekiyorsa, zaman n önemini kim düflünür. fiimdi ise zaman n geçmesini hiç istemiyorum. Sona yaklaflma korkusu olsa gerek Ne çocuklukta zaman çabuk gelsin diye sesimi duyurabildim, ne de yafll l kta zaman geçmesin diye sesimi duyurabiliyorum. Zaman, gözlerimin içine baka baka su gibi ak p gidiyor. Do adaki hiçbir fleyin kaybolmad, sadece flekil de ifltirdi i söylenir. Asl nda bu bir söylenti de il, ilmi bir iddia. Düflünüyorum, acaba zaman da böyle bir fley mi? Hiç kaybolmaz m, tükenmez mi, sadece flekil mi de ifltirir? Zaman maddeden farkl, elle tutulamayan, gözle görülemeyen, sadece alg - lanabilen bir kavram. Zaman var m, yok mu, o da ayr bir soru. Takvim, saat bizi aldatmas n. Bunlar insan n buldu u, zaman n ölçü araçlar d r. Onu kazanmak için bir ömür harcad m diyen kiflinin zaman ölçüsü de ömürdür. Herkesin, her fleyin ömrü farkl, ömrün ortak bir ölçüsü yok. Y l olarak de eri de iflir ama ömür, bir insan n tüm zamanlar n n toplam d r. Kutsal kitap, dünyan n alt günde yarat ld n yaz yor. nsanlar bu süreci milyarlarca y l olarak ifade ediyorlar. Uzay elemanlar n n baz ifllevlerini tamamlamas, zaman birimi olarak ka-

22 bul edilmifl; gün, ay, y l gibi Güneflin sabah yükseliflini, akflam bat fl n gözle görür, ona göre zaman n geçti ini alg lar z. Sonra gün boyu güneflin hareketini seçemez, zaman n geçti ini de fark etmeyiz. Zaman var veya yok. Gerçek veya sanal. Ölçülebilir veya izafi. Her bir iddian n bilimsel ve düflünce baz nda gerçeklik pay var. En büyük gerçek zaman n ak p gitmesi nsanlar bir dönem neyin ne oldu unu anlam yor, sonra da oturup kederleniyorlar: Zaman ne çabuk geçti. nsanlar bilmedikleri konular ö renmeye, anlamaya çal flmal ama de ifltirmeyecekleri konularla bo uflup zaten zor olan yaflam daha da zorlaflt rmamal. lmi araflt rmas n, felsefi çal flmalar n yaparken insan, çok iyi bilmeli ki, ayn akar suda iki defa el y kanamayaca gibi ayn zaman parças nda da iki defa nefes almak mümkün de il. Zaman n yede i, alternatifi ve benzeri yoktur. Kiflisel yaflam m zda kendimizle, aile yaflam m zda aile fertleriyle, toplumsal yaflam m zda toplumun di er kesimleriyle didiflir dururuz. Bunun için bir nedenimiz vard r, yoksa da uydururuz. Gözden kaç rd m z husus didiflme için harcanan enerji, kaybedilen zaman n ve zedelenen de erlerin, didiflmeden elde etmeyi düflündü ümüz getiriden çok daha fazla olmas d r. Didiflmelerin nedeni çok defa egodur. Ego, kompleks, saplant lar, önyarg - lar çok ba lay c d rlar, bir baflkas ndaki benzerleriyle uzlaflmay hiç kabul etmezler. Asl nda onlar sahiplerini de esir alm fllard r. 23 Uzlaflma bir anlay flt r, baflka olabilirliklerin kabulüdür. Ötekinin do rular n benimsemek baflka, ötekinin varl n kabul emek baflkad r. Uzlaflma ötekinin varl n kabulle bafllar, ötekiyle ortak bir noktada el s k fl rsa do rudur. Uzlaflma teslimiyet de il dengedir. nsan n kendisiyle uzlaflmas, baflkalar ile uzlaflmas ndan daha zordur. nsan kendini aflamad ndan, kendi egosunu yenemedi inden öteki ile bir ortak noktada buluflma aray fl na girmiyor. Aray fla girse belki bir noktada buluflacaklar, ama kendisininkini üstün görüyor. Hiç ötekinin aya na gider mi? Ak ll insanlar do an n dengeler üzerine kurulu oldu unu bilir ve kendi yaflam n da dengeler üzerine kurar. Her alanda dengeler üzerine kurulan iliflkiler, önyarg l ve dayatmac anlay fl üzerine kurulan iliflkilerden daha sa l kl d r. Hat rlamaya çal fl yorum, nereden nereye geldim... Düflünüyorum, yaflam - ma s d rd m olaylardan mutlu mu olay m, yoksa bu kadar zaman nas l harcad mdan mutsuz mu olay m? Zaman çok de erli bir servet. Bir an n bile bofla harcamamaya çal fl n. Yapabilmeye gücünüzün yetti i en iyidir. Bunu yapt n zdan eminseniz, baflka fleyi dert etmeyin, çünkü etseniz de yarar yok... Do ada çok farkl renkler ve ayn rengin birçok ara tonlar var. Do a zengin. Do a cömert. nsanlar tek renge mahkum etmemifl, seçme flans vermifl. Hatta insanlara birden fazla rengi sevme hakk n da vermifl. Nedense insan do aya benzememifl, do adan nasibini almam fl. nsan çeflitlili i, farkl l, olabilirli i göremiyor veya görüyor fakat kendisininkinin tek oldu una, di- erlerinden üstün oldu una inanm fl. Di erlerini küçümsüyor. Galiba insanlar n ço u egosunun pençesinden kurtulamam fl. Bu nedenle baz lar hayat kendine zindan edercesine yafl yor, bir inat u runa ömrünü harc yor.

24 :fiafak SÖKMES 25 nsan Ben... Sen... O Biz Siz Onlar nsanlar nsan tan yor musunuz? diye sormak, saçma olabilir. Buna ra men soraca m: nsan tan yor musunuz? Sizin cevab n z ne olur, bilemem. Benim cevab m; Her zaman, her yerde beraberiz. O, ben ben de O yum Bazen tamamen örtüflüyoruz, bazen ayr fl yoruz. Kafam kar fl k. nsan tam olarak tan d m konusunda flüphelerim var. nsan, canl varl klar n en de erlisi. nsan, kendisine sorulmadan, nereye geldi ini ve niçin getirildi ini bilmeden dünyaya gelmifltir. nsan, bu bilinmeyenlere cevap bulmaya çal flm fl, geldi i ortam biraz tan m fl fakat niçin getirildi ini flimdiye kadar anlayamam flt r. Bundan sonra anlayabilir mi, bilmiyorum. nsan do mufltur... nsan yarat lm flt r... Dünyaya geldi i andan itibaren, yarat l fl kurallar do rultusunda, insan n fizyolojik tepkileri otomatik olarak harekete geçer. Düflünsel bilinç yetene i uykudad r, zaman içinde uykudan uyan r, geliflir, insan n en önemli de eri olur. Bu de erin düzeyi her insanda farkl d r. Bilincin nas l olufltu- unu, nas l geliflti ini bilmiyorum, ama flafak sökmesi gibi bir sürecin yafland n san yorum. fiafak sökme sürecini yaflamam fl olanlar, san r m büyük bir zevkten mahrum kalm fllard r. Güneflin, gökyüzünden yere yans yan fl nlar, çevremizin karanl n yavafl yavafl da t rken, biraz önce görünmeyenler görülmeye bafllar, kapkara ortam k rm z mt rak bir ayd nl a dönüflür. Karanl ktan kaynaklanan korkular, bir sis bulutu gibi da l r. Il k bir rüzgar insan n içini ferahl k ve coflku ile doldurur. Ayaklar n z n yerden kesildi ini san rs - n z. Sanki kanatlan p görmedi iniz fakat varl n hissetti iniz o fl a do ru uçacakm fl gibi bir duyguya kap l rs n z. Çevreyi daha iyi gördü ünüz, korkular n z att n z için güçlendi inizi düflünürsünüz, kendinize olan

26 güveniniz artar. fiafak sökmesi, insanda hem duygusal hem de düflünsel etkiler yarat r. fiafak olay n yaflamak için uykumdan fedakarl k etti im çok olmufltur. fiafak olay, teorik olarak her zaman vard r fakat pratikte her zaman yaflanmayabilir. Gökyüzü aç k de il de kara bulutlarla kapl ise flafak olay yaflanmaz. O kara bulutla günefl fl n yutar, k rm z mt rak fl nlar dünyaya yans tmaz ve dünyan n kapkara ortam n n ayd nlanmas n engeller. O kara bulutlar, öyle lanet fleylerdir ki, bazen güneflin direkt fl nlar n n bile dünyaya ulaflmas n engeller, kasvetli bir ortam oluflmas na neden olur. Çocukta, yarad l fltan var oldu una inand m bilinç cevherinin nas l uyand n, geliflti ini bilmiyorum. Bilincin geliflmesinde biyolojik uyanman n yan nda çevreden yap lan telkinlerin de önemli rol oynad n düflünüyorum. Biyolojik uyanmay, güneflin do mas gibi bir do a olay na benzetiyorum. Günefl her tarafa fl nlar n yayar. Çevre telkinlerini ise güneflin fl nlar n yans tan billur gibi bir gökyüzüne veya günefl fl nlar n yutan kara bulutlarla kapl bir gökyüzüne benzetebiliriz. Billur gibi bir gökyüzü temizdir, ald fl nlar oldu u gibi yans t r. Kara bulutlarla kapl bir gökyüzü ald günefl fl nlar n yutar, saklar, de- ifltirir ve kasvet dolu, ayd nlatmayan bir sis yans t r. ki yans man n da orijini günefl fl nlar olmas na ra men yans t lanlar çok farkl d r. nsan bilinci uyan rken, ona yap lan d fl telkinler de bu yans yan fl nlar gibidir. Ayd nl k telkinler, bilinci ayd nlatarak uyand r r. Organik gübre gibidir, geliflmeye do al bir katk sa lar. Karanl k telkinler, ayd nlatma bir tarafa, do al uyanmay bile karart r. Hormonlu bir gübre gibidir, çabuk büyütür fakat içinde ne tür bir hastal k oldu unu anlamak zordur. 27 Çevreden gelen telkinler, çocu a, içinde bulundu u ortam tan tmak ve onun nas l olmas gerekti ini empoze etmek için yap l r. Bu ö reti, asl nda bir beyin y kama veya bilincin programlanmas d r. O aflamada, çocu un beyninde-bilincinde kay tl bir fley olmad ndan, duyduklar temel oluflturur ve bundan sonra duyacaklar n, bu temel do rultusunda de erlendirmek zorunda kal r. Böylece insan, daha çocukken manevi zincirlerle s k ca ba lanm fl ve d fl telkinlerin esiri olmufltur. leri dönemlerde farkl fleyler duyabilecek fakat büyük bir ihtimalle, önyarg l olarak karfl ç kacakt r, çünkü do ru onun beynine kaz nm fl oland r. Bu bask ve önyarg lara ra men, zincirleri k r p farkl düflünme yetene i kazanarak ö reti d fl na ç kmaya kalk flanlar veya ç kmay baflaranlar dönek olmufl, suç ifllemifl, hatta ihanet etmifl say lacaklar ve cezaland r lacaklard r. nsan n veya insanl n k r lma noktas buras d r. nsan n kendisini tan mas na, çevresini anlamas na izin verilmiyor. nsan, kendini e iten egemen gücün esiri olmufltur. Egemen güçler, inanç, ideoloji, gelenekler noktas ndan hareket etseler de de iflmeyen nedenleri ç kard r. Egemen güçler, insanlar ya korkutarak ya da yanl fl n do ru oldu una inand rarak esir al yor. Esir alman n en çirkin yöntemi, insan n yanl fl n do ru oldu una inand r lmas d r. nanm fl insan canl bir bombad r. Do ru yapt na inanan insan, çok kolay canavarlafl p vahflice davranabilir. Yarat lm fl insan n düflünsel yan n flekillendiren e itimdir. E itim, içerik ve yöntem bak m ndan ça dafl ise ça dafl insan yetifltirilir. E itim, içerik ve yöntem bak m ndan ça d fl ise ça d fl insan yetifltirilir. Karanl k telkinlerle, hurafelerle, nakillerle büyüyenler içinde bulunduklar gerçeklerden uzakta, kafalar nda yarat lan sanal dünyada yaflarlar. Gerçekler ile hurafeler her zaman çat flma halindedir, ikisi bir arada yaflayamaz. Bu çat flma, biri di erine egemen oluncaya kadar sürer. Ça d fl ezberlerle beslenen insanlar n, kendi kendilerini aflmas veya baflkalar taraf ndan de ifltirilmeleri adeta imkans zd r. Araflt rma, ö renme, sorgulama, yorumlama ve gerçekçi bir yaklafl mla do ruyu seçebilme yetene i onlarda geliflmemifltir. Onlar, nakillerin esiri, önyarg l militanlard r. fiartland r lm fl veya ç karlar n n esiri olmufl insanlar, yaz k ki ço unluktalar. E er demokrasi, bir say rejimi olarak alg lan rsa, hep onlar kazan rlar. Demokrasi sadece say sal de ere ba l bir rejim olmaktan kurtar l p ça dafl de erlerin, kurum ve kurallar n egemen oldu u bir rejim haline getirilmez-

se beklenen yarar veremez, hatta zararl bile olabilir. 28 Karanl k insanlar, de iflik co rafyalarda, de iflik zamanlarda, farkl söylemler kullanm fllar fakat amaçlar hiç de iflmemifltir: nsanlar n ayd nlanmas - n engelleyerek amaçlar na uygun sömürü düzenini sürdürmek Akl n kullanma yetene ini kazanm fl insanlar özgürdür. Özgürlük, yarad l - fl n ve insan n onurunun vazgeçilmez bir niteli idir. Bir insan n de eri, özgür iradesi ile yapt klar veya yapmad klar ile ölçülmelidir. Baz davran fllar ndan köleleri sorumlu tutmamak gerekir, çünkü onlar emredileni yaparlar. Sömürücüler, bir zamanlar insanlar fiilen köle olarak kulland lar. O düzeni sürdürmeye güçleri yetmedi i için terk etmek zorunda kald lar. Bugün o köleli i k n yorlar fakat ikame ettikleri fikir köleli ini sömürü amac yla gene kullan yorlar. Ötekini yaratt lar. Onlar için önemli olan köleli in devam d r; fiziki köle, fikri köle veya öteki insan ne fark eder... Bugün dünyadaki küçük bir grup, sahip olduklar teknolojik güçle veya kendilerinde var oldu unu iddia ettikleri ilahi güçle, dünyan n büyük ço- unlu unu alabildi ine sömürmektedirler. nsanl k gerekirse fiziki köleli i y kmak için ödedi i bedelden daha fazlas n ödeyerek fikir köleli ini de y kmal d r. Özgür insanlar, fikir kölesi insanlar n ayd nlanmas için ellerinden ne geliyorsa onu yapmaktan kaç nmamal d r. Hedef ayd nlanmak, ayd nlatmakt r. Yöntem, imkanlar neye elveriyorsa odur. nsanlar, do ufltan gelen eksikliklerinden dolay elefltirmek do ru de il, düzeltmelerine yard mc olmak insani bir görevdir. Ancak, do ufltan sonra kazand klar de erler ve insanl k için yapt klar do ru veya yanl fllardan dolay fikir ortam nda alk fllanmal veya k nanmal d rlar. nsan, binlerce y ll k süreçte; vatan, devlet, ulus, ba ms zl k, hukuk devleti, yarg ba ms zl, bireysel özgürlük, düflünce özgürlü ü, insan haklar, kad n haklar, çocuk haklar, hayvan haklar, do aya sayg, canl lara sevgi, paylaflma, yard mlaflma, onur, namus gibi de erler yaratt. 29 nsan, bu de erleri bulmak ve hayata geçirebilmek için büyük bedeller ödedi, flimdi de onlar korumak için büyük bedeller ödüyor. nsan, bu de erleri bulmak veya yaratabilmek için geçmiflte kiminle savaflt, korumak için bugün kiminle savafl yor? nsan, bütün kavgalar n geçmiflte de, bugün de ya bire bir kendisi ile ya da di er insanlarla yap yor. Bir fleyi anlay ncaya kadar kendisi ile bo ufluyor. Düflünce yap s ndaki farkl l klar kendi aralar nda savafl yorlar. nsan, kendisi ile uzlaflmaya vard ktan sonra kendi d fl ndakilerle yani di er insanlarla savaflmaya bafll yor. nsan, de er yaratmak için de yaratt de eri korumak için de insanla savafl yor. Kendi eserini kendisinden koruyan baflka bir varl k tan m yorum. Düflündükçe kafam kar fl yor. Acaba insan fleklinde gördü ümüz varl klar n tümü asl nda insan de il mi? Daha da uç bir soru acaba bir insan n içinde birden fazla insan m var? nsan çok ilginç bir yarat k, hangi tafl kald r rsan z alt ndan o ç k yor. Çözülmesi en zor bilmece insan. Genifl bir yelpazede, en iyiden en güzele, en kötüye, en çirkine kadar bütün ürünler ve davran fllar insan n eseridir. nsan oldu um için sürekli gurur duymak istiyorum, fakat ne yaz k ki bazen utan yorum. nsan, kendi kutsal n korumak için baflka insan öldürebilirken baflka insan n kutsal na sayg duymuyor. nsan, kendisi için vazgeçilmez hak sayd dünyevi de erlerin, kendi d fl ndaki insanlar n da hakk olabilece ini kabul etmiyor. nsan bafltac etti i kendi de erlerini, kendi ç - karlar ile çat flt zaman ayaklar alt na alabiliyor. Bunlar ve benzeri tutumlar, bir insan için utanç verici de il mi? nsan nedir? nsan kimdir? nsan neyin peflindedir? nsan için en önemli fley nedir? Yaratt de erler mi yoksa dünyevi ç karlar m? O de erler, tüm insanlar n vazgeçilmez bir hakk m d r yoksa sadece bir k s m insanlar için mi yarat ld? nsan ne kadar yarat lm flt r, ne kadar kendi kendini yaratm flt r? fiu kadar milyar insan aras nda benzerliklerden çok farkl l klar var. Bu farkl l klar insan m yaratt yoksa yarad l fl n kanunu mu?

30 nsan görünümlü yarat klar n birbirlerine hiç benzemediklerini art k biliyorum. Hatta onlardan baz lar n n insan görünümlü baflka yarat klar olabileceklerini bile düflünüyorum. Farkl bedenlerdeki milyonlarca insan n birbirlerine benzemedi ini kabul ediyorum da flüphe etti im bir baflka husus, acaba insan görünümlü tek bedende birden fazla insan olabilir mi? ki ruhlu insan sözü neyi ifade ediyor? 31 Bu ulus saft r, sad kt r, sab rl d r, de erlerine sayg l d r. Geç de olsa ça yakalayacakt r. Bu ulusun hiç affetmeyece i fley, aldat lmak ve ihanete u ramakt r. Arayaca z, ayd nlanaca z ve adam gibi yaflayaca z. Bunu geciktirebilirler ama engel olamazlar. Kendimize dönersek: Her zaman oldu u gibi Türkiye çok s cak, çok zor günler yafl yor. Zavall ülkem hiç serin, l man bir iklim yaflamad zaten nsan anlamaya ve anlad m kadar yla anlatmaya çal flt m. Ulaflt m nokta flu: nsanlar birbirine benzetmeye çal flman n hem bir anlam yok hem de mümkün de il. nsanlar n ortak de erlerde, ortak ç karlarda, ortak güvence ve ortak bir gelecekte birleflmelerini ve uzlaflmalar n sa lamak, en ak lc, en gerçekçi yoldur. Bunun anlam, insanlar uzlaflt rmak, bar flt rmak t r. Bar flmak, yaln z kavgadan sonra olmaz. Kavgal olmayan insanlar n da birbirlerini anlamaya ve bar fl içinde olmaya ihtiyaçlar var. Kendisi ile bar fl... Ailesi ile bar fl Komflusu ile bar fl Baflka kültür, gelenek ve inançlarla bar fl Yurtta bar fl, dünyada bar fl nsanl n var oldu u günden bugüne kadar, bu bar fllar n sa land herhangi bir dönem olmufl mudur? Hiç sanm yorum. Öyle ise, olmayacak duaya niye amin diyorsun demeyin. Olmas için çaba sarf ediyorum. Yukar da sözünü etti im bar fllardan hangisi sa lansa bir baflar d r. Bunlar, merdivenin basamaklar gibidir ve basamaklar s rayla ç k l r. Her türlü problemin kayna da insand r, çözümü de insandad r. Bütün çirkinliklerine ra men insan güzel bir yarat kt r. Bütün ak ls zl klar na ra men, kullanmasa bile, insan akla sahip olan bir yarat kt r. fiu güzel yurdun güzel insanlar n n ayd nlanmas n engelleyenler, akl n zdan ç karmay n, bu yurdun insanlar er geç kand r lm fll k uykusundan uyanacak ve kendilerine yap lan kötülüklerin hesab n soracakt r. Geçmiflte bunu baflard, yar n da mutlaka baflaracakt r.

32 :TANIMAK 33 Birisini iflaret ederek yan m zdakine sorar z: Tan yor musun, kim bu? Yan t gelir; Tan yorum Kendi halinde, efendiden biri Az tan yorum, sadece merhabam z var, san yorum emekli. yi bir çocuk ama bofl gezenin bofl kalfas. Bizim bu yöreden, tam olarak ne yapt n bilmiyorum, biraz karanl k birisine benziyor Sözümona, o kifliyi tan m fl oluruz. Eksik, özellikle, do ru olmayan bilgiler yanl fl kanaatler oluflturur, yanl fl iliflkilere kap açar. Kiflinin tam künyesini bilmek bile, onu tam tan mak için yeterli de ildir, kültür düzeyi ve davran fl biçimleri hakk nda bilgi sahibi olmak gerekir. Yeterince tan nmayan insanlarla kurulan iliflkilerde hayal k r kl klar yaflanabiliyor ve çok defa da yan lg n n nerede oldu u irdelenmeden karfl daki suçlan yor. Belki de, o kifli her zaman öyleydi, onu do ru tan mad k veya ondan beklentilerimizi abartt k. Do rular ile gerçekler birbirinden farkl d r ve bazen uyuflmayabilirler. Do rular, ortam n, ça n gerekleridir, de erleridir. Gerçekler, yaflananlard r. Yaflananlar, do rularsa o ideal bir toplumdur. Yaflananlar, dayat lan konular veya Nuh Nebiden kalan adetlerse, o toplumlar ne zaman patlayaca belli olmayan bir bombad r. Do rularla gerçekler sürtüfltü ü zaman, ibre gerçeklerden yana kayar Gerekçesi de; Öyle olsa iyi olur da, bizdeki koflullar ona elvermiyor ki Bu gerekçe, geçerli de olabilir; bir yan lg da olabilir; bir aldatmaca olarak ileri sürülmüfl olabilir. Do rulardan vazgeçmek, ça dan uzaklaflmak olaca ndan, do rular n yafla-

34 yaca ortam n oluflturulmas ve do ru olmayan gerçeklerin devred fl b rak labilmesi için çaba sarf etmek en ak ll ca yoldur. Bu düflünce do rudur, ama bunu sa laman n, deveye hendek atlatmak kadar zor oldu u da bir gerçektir. Haydi gelin yeteneklerinizi kullan n, do ruya ulaflmak için deveye hende i atlat n bakal m. Do rular n anlafl lmas n sa lamaya, onlar için uygun ortamlar oluflturmaya çaba harcanmal d r, fakat dayatmac bir tutumla do rular kabul ettirmeye çal flmak, onlar sevimsizlefltirir ve baflar flans n da düflürür. fiu bir gerçek ki, toplumsal olaylarda yanl fllar n birço unun yanl fl oldu u bilinmiyor, o yanl fllar do ru oldu u zann yla yap l yor. Bu de ifltirilmeye kalk fl ld zaman da do rusunun de ifltirilip kendisinin yanl fla itildi i zannedilerek karfl ç k l yor. Bilgi düzeyi düflük olanlar e itmeli, do rular gösterilmeye çal fl lmal fakat onlar ezmemeli. Toplumun e itiminde, amac n do rulu u kadar yöntemin do rulu u da büyük önem tafl r. Sadece iyi niyetle bir yere var lam yor. Kendini tan mak, ötekileri tan mak, çevreyi (koflullar ) tan mak, amac ve yöntemi do ru tespit etmek, inançla, sevgiyle, sab rla, azimle yola devam etmek, topluma hizmet etmenin vazgeçilmez koflullar d r. Birkaç gün önce, iki CHP li dostumun, CHP ile ilgili tart flmalar na flahit oldum. Ummad m tav rlar izledim, beklemedi im sözleri duydum. Birisi genç, öteki olgunluk yafl n da aflm fl iki CHP li 35 Genç olan; ça dafl kriterler ve Türkiye nin gerçekleri aç s ndan bugünkü CHP nin yetersiz ve yanl fl oldu unu söylüyor. Yafll olan; Ben bu partiye 50 y l m verdim, tabandan bafllay p parti içinde bir yerlere geldim diyor. Genç olan; bu çabalara sayg duydu unu ancak bugünkü durumun farkl oldu unu ileri sürüyor ve flimdiye kadar hep CHP ye oy verdi ini, bundan sonra oy vermeyece ini söylüyor. Yafll olan; CHP nin Atatürk ün partisi oldu unu, milletin bu partiyi tam anlamad n, di er parti baflkanlar n n hep ABD den icazet alarak ifle bafllad n söylüyor ve bu durumda CHP ne yaps n savunmas n yap yor. Biraz da h rç nlaflarak, Biz bu kadar n yapt k, siz ne yapt n z? diyor Yafll olan; kendi geçmiflini CHP ile özdefllefltiriyor, CHP yi savunurken bir anlamda kendini savunuyor, CHP ye yap lan sald r lar, kendisine sald r olarak alg l yor ve genci küçümser bir hava sergiliyor Halbuki, iyi biliyorum, kendisi de zaman zaman CHP yönetimini elefltiriyor. O hakk kendisinde görüyor ama bir baflkas n n elefltirisine tahammülü yok. Genç olan; elefltirilerinde teorik olarak çok hakl olmakla beraber, teori ile gerçeklerin her zaman beraber gitmesinin mümkün olmad n bilmiyor veya göz ard ediyor. Ayr ca, yafll n n psikolojisini ya tan m yor ya da dikkate almak istemiyor. Hep ayn klasik laflar tekrarlamakla bir yere var lamayaca n söylemesi, yafll y iyice çileden ç kar yor. kisi de CHP li. Mutlaka ikisi de CHP nin güçlü ve etkin olmas n istiyor. Aralar ndaki fark: Genç, CHP nin iyi olmas n istiyor fakat flu hali ile iyi olmad n söylüyor. Yafll ise CHP nin iyi olmad n biliyor fakat mazur göstermeye çal fl yor. ki CHP li aras ndaki iliflki iyi de il, bir sürtüflme var, neredeyse kavga edecekler. Gerçeklerle do rular n kavgas kisinde de gerçekler, ikisinde de do rular var kisinin de maksad bir, fakat yaklafl mlar çok farkl. Hem birbirlerine hem de CHP ye farkl bilgilerin fl nda, farkl aç lardan bak - yorlar. Birbirlerini yaflam süreci olarak çok iyi tan yorlar fakat düflünce yap s olarak tan mak istemiyorlar. Yöntemleri çok farkl Burada çat flan do rular ve gerçekler Dikkati çeken husus, birisi do ruyu, öteki gerçe i savunmuyor, her ikisi de bazen do ruyu, bazen gerçe i savunuyor Akla gelen her fleyi do ru ve tam tan mak çok önemli, ama mümkün de- il... Hiç olmazsa kullan lan fleyler çok iyi tan nmal d r. Eksik tan mak, yanl fl tan mak herkes için geçerlidir. Bilinmelidir ki; ak ll lar hatadan çabuk kurtuluyor. Baz lar hatay geç görüyor, baz lar da hiç görmüyor. Bunlardan ak ll lar çok kazan yor, baz lar az kazan yor, baz lar da hep

36 37 kaybediyor Adam seçiminde aldananlar n s nd mazeret; Ne yapay m, kavun de il ki koklay p alay m... Kimi, neyi, nas l seçece ini bilmeyen insanlara ac y n ve onlara yard mc olun. Ö renmenin de ö retmenin de sonu yoktur. Aray fllar bitmesin. :DO RU Do ru nun tan m flöyle: E ri ve çarp k karfl t... Gerçek, yalan olmayan... Akla, mant a uygun... Yasa, yöntem ve ahlaka ba l, dürüst, namuslu Gerçe e ve kurala uygun Gerçek, hakikat... Yanl fls z, eksiksiz. (1) Bu tan mlar n baz lar somut nesneler için, baz lar da soyut kavramlar için çok önemli anlamlar ifade etmektedir. Do runun ifade etti i de erler, insanlar yüceltti i için, insanlar n büyük bir bölümü do ru olmak isterler. nsanlar n büyük bölümü, di er insanlar n da do ru olmalar n arzu ederler. Bu arzunun içinde di er insanlar n da kendileri gibi yücelmesini istemek olsa da büyük ölçüde do ru olmayanlar n kendisine verebilece i zararlardan korunmak arzusu vard r. stemek kolay da olmak kolay de il. Afl lmas gereken sorunlar var. Do ru olmak için önce do runun ne oldu unu bilmek, sonra da do ru olman n getirdi i manevi yükü tafl ma özverisini göstermek gerekir. Do ruluk insan manevi olarak yüceltir, fakat birçok maddi gelirden yoksun b rak r. Bunu göze almak kolay de ildir. nsanlar n ço u, do ru olma çabas ndan ziyade do ru görünme çabas içindedirler. Do ruluk, çok makbul bir nitelik olmas n n yan nda çok da tehlikelidir. Tehlike do ruluktan kaynaklanmaz, tehlike do rulu un kötüye kullan lma olas l ndan kaynaklan yor. Tehlike, do rulu un güzel imaj n n arkas na s n p do ru olmad klar halde do ru görünüp di er insanlar bu imajla aldatan sahtekarlardan kaynaklan yor Biri gerçek, di eri sahte iki karakter yan yana, ay rmak çok zor Gerçek do ru, alçakgönüllü oldu u için kendini fazla öne ç karm yor. Sahte do ru, afl r makyajl ve frapan oldu u için daha çok dikkat çekiyor. Gerçek do rular çevrelerine yarar sa larlar, zarar vermezler. Onlara karfl bir önlem al-

38 maya pek gerek olmayabilir. Oldu u gibi görünen insanlar vard r, do ru olmasalar da ne olduklar bellidir, önlem almak mümkündür. Do ru görünümlü sahtekarlar, insanl k için en büyük tehlikedir. Tan mak zordur. Ac ma duygular, ahlak anlay fllar da olmad için insanlara en büyük kötülü ü yaparlar. Do runun tehlikesi, kötü niyetlilerin elinde insanlar n aldanmas na, aldat lmas na bir araç olarak kullan lmas ndan kaynaklanmaktad r. Do runun bir aldat lma arac olarak kullan lmas n n yan nda, seçimi de zordur. S fatlar görecelidir, ifade ettikleri anlamlar zamana, bölgeye, kiflilere göre de iflir. Neye göre do ru, kime göre do ru, ne zaman do ru, nerede do ru gibi sorular n cevab do ru verilmeden, do ru yarg s na varmak da hatal bir kabul olabilir. Hiç irdelenmeden kabul edilen bir do ru ise empoze edilmifl bir do ru veya önyarg l bir do ru olabilir. Do ruya duyulan sayg dan veya do rulu a duyulan ihtiyaçtan olsa gerek, bir defa do ru diye nitelenen bir düflünce veya davran fl, bir daha irdelenmiyor. rdelemeyince, gerçekten do ru olup olmad veya zaman nda do ru olsa bile de iflen koflullara ra men geçerlili ini koruyup korumad dikkate al nmadan önyarg ile savunuluyor. Daha da uç bir durum, kimse aksini düflünemesin diye o do ru tabulaflt r l yor. nsanl n bilinen tarihinden beri, do ruluk veya yanl fll k niteli i de iflmeyen soyut ve somut de erler var m d r, varsa nelerdir, hangileridir? Do ruluk niteli i kalmad, geçerlili i ve faydas hiç olmad halde, tabu halinde korunan, insanlar n karfl koyamad, özünde yanl fl olan do rular var m d r, hangileridir? Yarg lar düflünce ürünüdür, düflünce de iflti ine göre de iflmeyen yarg olur mu? De iflim hem gereklidir hem de kaç n lmaz. Buna karfl n insanlar do ru de iflimi beceremedikleri için de iflimden korkuyorlar ve mevcudu korumak e ilimine giriyorlar. Mevcudun savunulmas yeninin savunulmas ndan daha kolayd r. Eskiler de öyle düflünmüfltü, öyle yapm flt görüflü, eskiyi savunanlar n güçlü bir 39 s na d r. Mevcut bir fleyin yerine yeni bir fley koyabilmek için eskinin yanl fll n, ömrünü doldurdu unu anlatmak, bir anlamda eskiyi y kmak gerekir. Eskisi olmayan bir yeniyi kabul ettirmek daha kolayd r. Somut fleyleri yan yana getirip gözleme dayal mukayese yapt r p yeniyle eskiyi de ifltirmek, de iflime yard mc olur. Soyut de erlerin k yaslanma flans yoktur. Al flkanl k, yeniyi kullanamama korkusu, öze ba l l k, atalara sayg duygusu, bir yarar olmasayd atalar m z bunu yapmazlard düflüncesi, eskiye ba l l n nedenlerindendir. Toplumsal yeniliklerin, toplumsal devrimlerin benimsenmesi bu nedenlerle zordur. Do ruyu tespit edecek do ru kriterler, kal p reçeteler yoktur. Toplumun birlik ve beraberli i, ailenin önemi, ülkenin savunulmas, kamu yarar, namus, onur gibi de erlerin hassasiyeti, onlar üzerinde oynanmas n iyice zorlaflt r r, hele bir de o konularda yaflanm fl ac hat ralar var ise... Örfler, adetler, gelenekler, temelde toplum için, toplumun düzeni ve güveni için, bireylerin mutlulu u için öne ç kar lm fl kurallar olmakla beraber, bu do rular n arkas na saklanm fl baflka amaçlar vard r. Bu baflka amaçlar n iyi niyetlisi; toplumu kolay yönetmek, kötü niyetlisi ise toplumu sömürmektir. Din, insanlar n kutsal de eri, s nd klar güvenli alan oldu u için çok fazla sömürünün din kutsal n n arkas na saklan larak yap ld gün gibi aç k. Toplumsal yap hassas dengeler üzerine kurulmufltur. Toplumsal yap n n do rular tart fl l rken esnek davranmak, tek do ru önyarg s ndan s yr l p birden fazla do runun olabilece ini kabul etmek gerekir. Toplumu bütünlefltirmek için tek kal ba dökme gayretleri, toplumun k r lganl n art rabilir. O nedenle, kaç n lmaz temel de erlerde, tekli i sa lay p ikinci derece konularda uzlaflmak, karfl l kl sayg ve sevgi duygular ile kaynaflmak, insanlar n ortak noktalarda buluflabilmelerine yard mc olur. Toplumsal de iflimlerin, do al bir süreç içinde yaflanarak, sars nt lara, k - r lmalara meydan verilmemesi ideal bir hedeftir. Bu hedefi kaç ran toplumlar, daha fazla zarar görmemek için kaç n lmaz devrimleri, ça dafl de erlerin ve akl n k lavuzlu unda yapmak zorundad rlar.

40 Atatürk Devrimleri çok güzel, çok do ru örneklerdir. Devrimlerin halen yerli yerine oturtulamam fl olmas, yanl fll klar ndan de il, devrimleri hazmetmenin zorlu undan ve devrimleri oturtma durumunda olanlar n yeterince ak ll ve özverili olamamalar ndan kaynaklanmaktad r. Do ruyu bulmak birey için önemlidir, bulamazsa kendisi ve ona ba l olanlar zarar görür. Do ruyu bulmak toplum için çok daha önemlidir, bulamazsa bütün toplum zarar görür. Do ruyu kötüye kullananlar n tuza na düflmemek birey için önemlidir; tuza a düflerse, kendisi ve ona ba l olanlar zarar görür. Fark na var l rsa, hatadan dönmek, yaray sarmak k sa sürede mümkün olabilir. Do ruyu kötüye kullananlar n tuza na düflmemek toplum için çok daha önemlidir. Tuza a düflerse bedelini bütün toplum öder, kurunun yan nda yafl da yanar. Hatay düzeltmek, yaralar sarmak on y llar al r. Toplumun tuza a düflmemek, aldanmamak için en uyan k ve en dikkatli olmas gereken alanlar, siyaset ve inanç alanlar d r. Bir düflünür diyor ki; E er yöneticiler erdemli ise kanunlara bile gerek olmayabilir, e er yöneticiler erdemli de ilse kanun olsa bile ifle yaramaz. Erdemsiz siyasetçi toplumu aldatarak tuza a düflürür; erdemsiz dinciler, toplumu Allah ad na korkutarak tuza a düflürürler. 41 Do ruyu e ri, e riyi do ru gösterip aldatmak, korku salmak, ç kar odaklar n n kulland klar de iflmez yöntemleridir. Do runun bulunmas, do runun yaflanmas için di er önlemlerle beraber erdemli yöneticilere sahip olmak çok önemlidir. Tabii ki, erdemli yönetici gökten zembille inmez, onlar yönetilenler seçer, korur, destekler. Toplum, erdemsiz insanlar seçmiflse bindi i dal kesmifltir, düflmesi kaç n lmaz bir sonuçtur. Erdem (2) ; Ahlak n övdü ü iyilikçilik, alçakgönüllülük, yi itlik, do ruluk gibi niteliklerin genel ad d r, fazilettir. Bilgili, erdemli, ak lc, gerçekçi, sevgi dolu, kendisini karfl s ndakinin yerine koyabilen, her konuyu kendi koflullar içinde de erlendirebilen, kiflisel ç karlar n kamu ç kar n n arkas na atabilen, inanç sömürüsü yapmayan yöneticileri seçebilmek sorunu büyük ölçüde çözer. De erlerin yüzüne örtülen peçenin rengine, desenine aldanmamak gerekir. Peçe güzeli, do ruyu niye örtsün, niye saklas n? Peçe, saklanmas gereken bir fley varsa kullan l r. Peçe var ise kald r p alt ndaki gerçe i görmekten, irdelemekten korkmamak laz m. Bunu yapabilmek için bireylerin ayd nl k olmas, ahlaki de erleri benimsemifl, sorumluluk alabilen özgür insan ve iyi vatandafl olmalar gerekir. (1) (2) Türk Dil Kurumu Y. 549, Türkçe Sözlük, 1988 Geliflmifl demokrasilerde bile al nm fl birçok önleme ra men, yönetimde erdemli siyasetçilere gerek var. Hal böyle olunca, bizim gibi demokrasiyi fleklen yaflayan toplumlar n halini düflünün Bir fazilet rejimi olan demokrasi, kolayca bir sömürü ortam na dönüflebilmektedir. Geliflmifl, laikli i içine sindirmifl toplumlarda bile erdemli dindarlara ihtiyaç var. Bizim gibi Allah tan korkmaz dincilerin cirit att toplumlar n halini düflünün Kutsal inanç alan, hem de Allah ad na bir sömürü alan na dönüflmektedir.