LĠSE II. SINIF BĠYOLOJĠ DERSĠ SĠNDĠRĠM SĠSTEMĠ KONUSUNDA UYGULANAN ÇOKLU ZEKA KURAMININ ÖĞRENCĠLERĠN BAġARISINA ETKĠSĠ Mustafa YEL 1 Süreyya YĠĞĠTEL 2 1 Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Biyoloji Eğitimi Bölümü 2 Mamak Hurin Yavuzalp Lisesi ÖZET:Yeni eğitsel kuramlardan olan Çoklu Zeka Kuramı, her bireyin farklı derecelerde, çeşitli zekalara sahip olduğunu; bunun da kişilerin öğrenme biçimlerini, ilgilerini, yetenek ve eğilimlerini etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, Çoklu Zeka Kuramına dayalı biyoloji öğretiminin, öğrencilerin akademik başarıları üzerine geleneksel yöntemlere kıyasla ne kadar etkili olduğu araştırılmıştır. Çalışmada, Sindirim Sistemleri konusu tercih edilmiştir. Çalışma grubu olarak, Ceylanpınar Lisesi nde 10. sınıf fen bölümünden iki sınıfta öğrenim gören 60 öğrenci seçilmiştir. Çalışma 4 hafta uygulama ve 2 hafta ön ve son testlerin uygulanması ile 6 hafta sürmüştür. Deney grubuna, Sindirim Sistemleri konusu Çoklu Zeka Kuramı temelli işlenirken, kontrol grubuna geleneksel yöntemle işlenmiştir. Verilerin toplanmasında, Sindirim Sistemleri Başarı Testi kullanılmıştır. Elde edilen sayısal veriler SPSS de değerlendirilmiştir. İstatistiksel değerlendirmede, iki ortalamanın farkına dair ilişkisiz değişkenler için t-testi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar 0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda, Çoklu Zeka Kuramı temelli öğretimin, geleneksel yönteme göre öğrenci başarısına istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. 1.GĠRĠġ Sürekli gelişen teknoloji ile birlikte eğitimin önemli bir basamağını oluşturan ve okullarda verilen formal eğitimden beklentiler de her geçen gün değişmektedir. Önceleri sadece bilgi aktarımı gerçekleştirilmesi beklenen eğitimden bugün çok daha fazlası istenmektedir. Çünkü toplumun aynası olan eğitim sistemlerinde değişim zorunlu hale gelmiştir (Özden, 2002:54-55). Bir ülkenin ihtiyacı olan, çağın gerektiği nitelikli insan gücünün kazandırılması eğitimden geçer. Bu gereksinimin karşılanması ancak ilköğretimden başlayarak okullarda etkili bir fen eğitiminin gerçekleştirilmesi ile mümkündür (Kaptan ve Korkmaz, 2001:20). Ortaöğretimde verilen fen derslerinde özellikle biyoloji çağımızın en hızlı gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin eğitimine en çok önem verdiği, araştırmaların en yoğun olarak yapıldığı bilim dalıdır. Biyoloji dersi, ortaöğretimin amaçları ışığında çocuğun ilgisini ve yeteneklerini çok yönlü olarak geliştirerek gerekli bilgi, beceri ve işbirliği içinde çalışma alışkanlığı gibi davranışlarla onu hayata hazırlayan bir derstir. Temelde, biyoloji dersi çocuğun kendini, diğer canlıları ve çevresini bilimsel açıdan kavramasını, bilimsel araştırma yöntemini ve bilimsel düşünmeyi öğrenmesini sağlamaktadır (Akgün, 1996:19-22 ). Yeni eğitsel yöntemlerden biri olan Çoklu Zeka Kuramı, her bireyin farklı derecelerde, çeşitli zekalara sahip olduğunu; bunun da kişilerin öğrenme biçimlerini, ilgilerini, yetenek ve eğilimlerini etkilendiğini vurgulayarak ortaya koymaktadır (Kaptan, 1993). Çoklu Zeka Kuramı, bugün geleneksel yöntemlerin aksine öğrencilerin birden fazla zeka alanlarını dikkate alarak, sınıftaki bütün öğrencilere ulaşacak öğretimde yöntem zenginliğini arttırmaktadır. Bu kuramın biyolojideki önemi, bu yöntemin biyoloji dersinin çok boyutlu amaçlarını karşılayabilecek olmasından kaynaklanmaktır (Aşçı ve Demircioğlu, 2002). Biyoloji eğitiminin geliştirilmesi için öğrencilerin biyoloji konularını daha iyi öğrenerek kalıcı bilgi elde etmelerinin ve bu bilgileri yorumlayabilme yeteneğinin kazandırılmasının amaç olarak belirlenmesi gerekmektedir (Aşılıoğlu ve Aytaç, 2002). Buna göre biyoloji eğitiminde yeni öğretim yaklaşımları kullanılarak en iyi verim sağlanmalıdır. 1983 yılında Howard Gardner tarafından ortaya atılan ve eğitimciler tarafından büyük ve olumlu ilgi gören Çoklu Zeka Kuramı nda öğrencilerin bireysel farklılıkları göz önüne alınarak eğitim verilmesi gerektiği ilkesi benimsenmiştir. Kuramda bireylerin zekalarının sekiz türde var olduğu belirtilmiştir (Gardner, 1999). Nörobiyolojik araştırmalar öğrenmenin, hücreler arasında sinaptik değişimlerin bir sonucu olarak oluştuğunu söylemektedir. Biyolojik etkenlere ek olarak kültür de farklı zeka türüne verdikleri değerle, zeka gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Kabul gören ve fazla değer verilen zeka türleri diğerlerinden daha çok ve hızlı gelişmektedir. Çünkü kabul gören ve değer verilen
davranışlar motivasyonu arttırmakta ve bireyi bu davranışları zenginleştirmeye yöneltmektedir (Demirel, 2003:206). Gardner (1999), zekanın bireysel ayrılıkları oluşturan önemli bir özellik olduğunu kabul etmektedir. Ancak bu bireysel farklılıkların, standart zeka testlerinde olduğu gibi, bireylerin birbirleriyle karşılaştırılması sonucu ortaya çıkan farklıklardan değil, bireyin biyolojik yapısı nedeniyle oluştuğunu belirtmektedir. Gardner ve arkadaşlarının tanımladığı sekiz zeka türü şunlardır : 1. Sözel / Dilsel Zeka: Kelimelerle düşünme ve dili etkili kullanma becerisi. 2. Mantıksal / Matematiksel Zeka: Mantıksal ve sayısal örüntüleri kavrayabilme, farklılıkları ayırt edebilme ve uzun muhakeme zincirlerinin üstesinden gelebilme becerisi. 3. Görsel / Uzamsal Zeka: Zihinsel modelleri kavrayabilme, uzamsal olarak maniple edebilme ve en küçük ayrıntılara kadar çizebilme becerisi. 4. Bedensel / Kinestetik Zeka: Bedeni ya da bedenin parçalarını problem çözmede ve iletişim kurmada kullanabilme becerisi. 5. Müziksel / Ritmik Zeka: Farklı sesleri tanıyabilme ve ritimler üretme becerisi. 6. Sosyal / Kişilerarası Zeka: İşbirlikçi çalışma, insanların duygu ve düşüncelerini kolayca anlama becerisi. 7. İçsel / Özedönük Zeka: Kişinin kendi güçlü ve zayıf yönlerini bilme, ve içinde bulunduğu duygulara duyarlı olabilme becerisi. 8. Doğa Zekası: Doğadaki canlıları inceleme, tanıma, sınıflandırma ve araştırma becerisi (Silver, Strong ve Perini, 1997). Ortaöğretim, çocuğun zihinsel gelişiminin ve diğer yeteneklerinin geliştirildiği, bilgi ve tecrübelerin hızlı, yoğun olarak artırıldığı kritik ve önemli bir dönemdir (Gürkan ve Gökçe, 1999:3). Ortaöğretim programı öğrencilerin meslek seçiminde uygun kararlar vermelerini sağlayıcı kendilerini ve çevreyi tanıma, ilgi ve yeteneklerini deneme fırsatı veren bir eğitim programıdır (Özgüven, 1998:374). Çoklu Zeka Kuram ile ilgili çalışmaların çoğu ilköğretim düzeyindeki öğrencilerde uygulanmıştır. Yapılmış olan çalışmaların sonuçlarını göz önüne alan bu çalışma, lise öğrencilerinin biyoloji dersini yaparak, yaşayarak öğrenmelerine olanak sağlamaktatır. Bu çalışmada sistemler konusu içerisindeki Sindirim Sistemi konusunun Çoklu Zeka Kuramı temelli öğretimin öğrencilerin başarısı açısından, klasik öğretim yöntemine göre etkili olup, olmadığını araştırmak amaçlanmaktadır. 2.YÖNTEM 2.1. AraĢtırma Grubu Araştırmada, 2005-2006 öğretim yılında öğrenim görmekte olan Şanlıurfa Ceylanpınar Lisesi nin fen bölümünden iki 10. sınıfına ait 60 öğrenci, çalışma grubu olarak rastgele seçilmiştir. 2.2.AraĢtırmanın Modeli Lise 10. sınıf Biyoloji dersi Sindirim Sistemleri konusunun geleneksel yöntemle işlenişi ile Çoklu Zeka Kuramına göre ile işlenişi arasında, öğrencilerin akademik başarılarını etkileme bakımından anlamlı bir fark olup olmadığını saptaması amaçlayan bu çalışmada nicel yöntemlerden deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırmada, deney-kontrol gruplu ön test-son test karşılaştırmalı yöntem kullanılmıştır. Araştırmada uygulama yapılacak öğrenci gruplarının denk olup olmadığını saptamak ve gelişim aşamalarını gösterebilmek için ön test, yöntemlerin etkinliğini göstermesi açısından son test yapılmıştır. Araştırmanın genel amacını gerçekleştirmek için geliştirilen soruların cevaplarını test edebilmek için 28 sorudan oluşan çoktan seçmeli bir başarı testi hazırlanmıştır. 2.3.Verilerin Toplanması Hazırlanan 28 soruluk test, Ceylanpınar Lisesi ndeki 50 11. sınıf öğrencisine uygulanmıştır. Testin sonuçları ITEMAN programı ile yorumlanmış ve soruların madde analizi yapılmıştır. Madde analizi sonuçlarına göre testin güvenilirlik katsayısı 0,87, ayırt ediciliği ise 0,594 bulunmuştur. Madde analiz sonucuna göre ayırt edicilik gücü indeksinin 0,40 tan yukarı olması, güçlük indekslerinin %40-60 olması ve güvenilirlik katsayısının 0,87 olması testin güvenilir olduğunu göstermiştir. Testin geçerliliği için uzman görüşüne başvurulmuştur. Bu amaçla; tez danışmanının, 2 biyoloji öğretmeninin ve 1 Türkçe öğretmeninin görüşlerine başvurulmuştur.
Araştırma sürecinde ön testler yapıldıktan sonra deney grubunda Çoklu Zeka Kuramına uygun bir öğretim, kontrol grubunda ise geleneksel yönteme uygun bir öğretim uygulanmıştır. Konunun bitirilmesinden sonra ise aynı başarı testi son test olarak her iki gruba da uygulanmıştır. 2.4. Verilerin Analizi Öğrencilerin testlerden aldıkları puanlar SPSS (Statistical Package for Social Sciences) programında analiz edilmiştir. Araştırmanın 2. ve 3. alt problemleri test etmek için grupların testlerden aldıkları puanların kendi içlerinde kıyaslanması sırasında ilişkili (bağımlı) örneklemler t-testi kullanılmıştır. Büyüköztürk e (2006:64) göre ilişkili örneklemler t-testi, ilişkili iki örneklemin ortalamaları arasındaki farkın sıfırdan (birbirinden) anlamlı bir şekilde farklı olup olmadığını test etmek için kullanılır. Araştırman 1. ve 4. alt problemlerini test etmek için grupların testlerden aldıkları puanların birbirlerininkilerle kıyaslanması sırasında ilişkisiz (bağımsız) örneklemler t-testi kullanılmıştır. Büyüköztürk e (2006:45) göre ilişkisiz örneklemler t-testi; iki ilişkisiz örneklemin ortalamaları arasındaki farkın manidar olup olmadığını test etmek için kullanılır. 3. BULGULAR VE YORUM Çoklu zeka kuramının uygulandığı deney grubu ve geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubunun ön test puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığının saptanması için ön test puanları karşılaştırılmıştır. Tablo 3.1. de Deney ve Kontrol grubunun ön test karşılaştırmasını gösteren bulgular verilmiştir. Tablo 3.1 Deney-Kontrol Grubu Ön Test Başarı Puanlarına İlişkin t-testi Sonuçları Grup N S sd t p Deney 30 6,30 1,685 Kontrol 30 6,33 1,583 58 0,079 0,937 Tablo 3.1. deki ön test puanlarına bakıldığında ortalamaların birbirine çok yakın olduğu görülmektedir. ( D=6,30; K=6,33). Ortalamaların arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı bağımsız gruplar t-testi ile kontrol edilmiştir. Araştırmaya katılan deney ve kontrol gruplarının ön test başarı puanları arasında anlamlı bir farkın olmadığı anlaşılmıştır (t (58) =0,079, p>0,05). Elde edilen verilere göre deney ve kontrol grubu öğrencilerinin grup seviyelerinin birbirine denk olduğu görülmüştür. Geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubunun ön test ve son test puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığının saptanması için ön test-son test puanları tablo 3.2 de karşılaştırılmıştır. Tablo 3.2 Kontrol Grubunun Ön Test-Son Test Puanlarına İlişkin t-testi Sonuçları Test N S sd t p Ön Test 30 6,33 1,583 29 27,970* 0,000 Son Test 30 16,13 2,801 Kontrol grubuna ilişkin ön test ve son test başarı puanları arasındaki farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için ilişkili örneklemler t-testi kullanılmıştır. Tablo 3.2 incelendiğinde geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubunun ön test ve son test başarı puanları arasında anlamlı bir farklılığın olduğu tespit edilmiştir. (t (29) =27,970, p<0,05). Çoklu zeka kuramının uygulandığı deney grubuyla, geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubunun son test puanları arasında anlamlı bir fark olup olmadığının saptanması için son test puanları Tablo 3.3 te karşılaştırılmıştır. Tablo 3.3 Deney Grubu İle Kontrol Grubunun Son Test Puanlarına İlişkin t-testi Sonuçları Grup N S sd t p Deney 30 25,40 2,094 58 14,514* 0,000 Kontrol 30 16,13 2,801
Deney ve kontrol gruplarının son test başarı puanları ortalamaları arasındaki farkın anlamlı olup olmadığını test etmek için ilişkisiz örneklemler t-testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre Çoklu Zeka Kuramının uygulandığı deney gurubunun son test başarı puanlarıyla, geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol gurubunun son test başarı puanları arasında anlamlı bir farklılığın olduğu görülmektedir (t (58) =14,514, p<0,05). İki grup arasındaki fark deney grubu lehinedir. Tablo 3.3 incelendiğinde deney grubunun son test puanlarının aritmetik ortalamasının 25,40, kontrol grubunun son test puanlarının aritmetik ortalamasının 16,13 olduğu görülmektedir. Tablo 3.3 te de görüldüğü gibi, elde edilen verilerden Çoklu Zeka Kuramına uygun olarak hazırlanan, yani öğrencilerdeki baskın zeka alanlarına ait bireysel farklılıklarını esas alan öğrenci merkezli yöntemin, öğrenciler arasındaki bireysel farklılıkların dikkate alınmadığı geleneksel yönteme göre daha başarılı olduğu kanısına ulaşılmıştır. 4. SONUÇLAR Araştırmadan elde edilen iki önemli sonuç bulunmaktadır. Bunlar: 1. Deney ve Kontrol gruplarına ön test olarak uygulanan başarı testinin sonuçları analiz edildiğinde her iki gruptaki öğrencilerin başarı seviyeleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı sonucuna varılmıştır (t (58) =0,079, p>0,05). Bu sonuca göre araştırmanın yapılabilmesi için önemli olan grupların seviye olarak birbirine denk olması gerekliliği sağlanmıştır. 2. Deney grubunda çoklu zeka kuramı etkinliklerine ve kontrol grubunda geleneksel yönteme göre yapılan öğretimin ardından uygulanan son test sonucunda iki grubun başarısı arasında anlamlı bir fark elde edilmiştir (t (58) =14,514, p<0,05). Bu fark deney gurubu lehinedir. Araştırmanın bu sonucu öğretme-öğrenme yöntemlerine yeni, kapsamlı ve etkili öğretim etkinlikleri sunan Çoklu Zeka Kuramının öğrenci başarısını arttırmada geleneksel yöntemden daha etkili olduğunu göstermektedir. 5. ÖNERĠLER Çoklu Zeka Kuramı öğretim etkinlikleri öğretmen adaylarına uygulamalı olarak anlatılmalı ve öğretilmeli.okullarda henüz çoklu zeka kuramını bilmeyen, tanımayan öğretmenlere hizmet içi eğitim seminerleri düzenlenmeli ve bilgilendirilmeli. Okullardaki bütün derslerde öğretmenler mümkün olduğu kadar Çoklu Zeka Kuramı etkinliklerini kullanmaya yönlendirilmeli. Çoklu Zeka Kuramı etkiliklerinin uygulanabilmesi için okullarda gerekli olan malzeme ve materyaller sağlanmalı, uygun ortam koşulları oluşturulmalı. Sadece ilköğretim değil ortaöğretim ders kitaplarında da Çoklu Zeka Kuramı etkinliklerine yer verilmeli. Ders programları ve içerikleri Çoklu Zeka Kuramının derslerde uygulanmasına olanak verecek şekilde düzenlenmeli. Öğrenciler, Çoklu Zeka Kuramı hakkında bilgilendirilmeli ve öğretim etkinliklerine aktif katılmaları sağlanmalı. Sınıflarda öğrenci sayısı azaltılarak Çoklu Zeka Kuramı etkinliklerinin uygulanabilmesi kolaylaştırılmalı. Ailelerle birlikte öğrencilerin güçlü ve zayıf yönleri tespit edilerek, doğru yönlendirme yapılması sağlanmalı. Değişik sınıf kademelerinde ve biyolojinin diğer konularında da Çoklu Zeka Kuramının öğrenci başarısına etkisi üzerine araştırmalar yapılmalıdır.
KAYNAKLAR Akgün, Ş. (1996).Fen Bilgisi Öğretmeni. Giresun: Zirve Ofset. Aşçı, Z. ve Demircioğlu, D. (2002). Çoklu Temelli Öğretim Dokuzuncu Sınıf Öğrencilerinin Ekoloji Başarısına,Ekoloji Tutumlarına ve Çoklu Zekalarına Etkisi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.ODTÜ: Eğitim Fakültesi,OFMAE Bölümü. Aşılıoğlu, G. ve Aytaç.Ö. (2002). Biyoloji Eğitiminde Yeni Gelişmeler. V.Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi Bildiriler Kitabı (Cilt I). 16-18 Eylül. Ankara. Büyüköztürk, Ş. (2006). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı. (Altıncı Baskı). Ankara: Pagem A Yayıncılık. Demirel, Ö. (2003). Planlamadan Uygulamaya Öğretme Sanatı. Ankara: Pagem A Yayıncılık. Gardner, H. (1999). Cracking Open the IQ Box. The American Prospect. Gürkan, T. ve Gökçe, E. (1999). Türkiye de ve Çeşitli Ülkelerde İlköğretim : Program, Öğrenci, Öğretmen. Ankara : Siyasal Kitabevi. Kaptan, F. (1993). Fen Bilgisi Öğretimi. İstanbul :Milli Eğitim Basım Evi. Kaptan, F. ve Korkmaz H. (2001). Çoklu Zeka Kuramı Tabanlı Fen Öğretimi Öğrenci Başarısı ve Tutumuna Etkisi. IV.Fen Bilimleri Eğitimi Kongresi Bildiri Kitapçığı,6-8 Eylül 2001.Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi. Özden, Y. (2000). Öğrenme ve Öğretme. Ankara: Pegem Yayıncılık. Özgüven, İ. (1998). Bireyi Tanıma Teknikleri. Ankara: Sistem Ofset. Silver, H., Strong, R. ve Perini, M. (1997). Integrating Learning Styles and Multiple Intelligences. Educational Leadership. September. 22 27.