Böbrek Naklinde Literatür Güncellemesi. Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı

Ebat: px

Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Böbrek Naklinde Literatür Güncellemesi. Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı"

Erdem Uysal
5 yıl önce
İzleme sayısı:

1 Böbrek Naklinde Literatür Güncellemesi Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı

2 Giriş Son dönem böbrek hastalarının tedavisinde böbrek nakli medikal ve ekonomik olarak etkili bir tedavi yöntemidir. Son yıllarda medikal teknik ve ilaçlardaki ilerlemeler ile kısa dönem greft ömrü iyileşme göstermekle birlikte hala uzun dönem greft ömrü sıkıntılıdır. Kadavra nakillerinde ortalama 9 yıl ömür varken canlı nakillerde bu süre 12 yıldır.

4 Greft ömrünü etkileyen faktörler Laboratuvar teknolojileri Alıcı-verici eşleştirmeleri Alloimmün monitorizasyon Klinik tolerans indüksiyonları İmmün supresif rejimler Komorbiditelerin tedavisi Hasta ömrü

5 Greft Kaybı İlk yılı takiben her sene %5 greft kaybı yaşanmaktadır. En önemli neden modern immün supresiflere rağmen alloimmüniteye bağlı fibrosis %10-15 akut selüler rejeksiyon ilk yıl içerisinde Uzun dönem greft süresi için bağımsız risk faktörüdür.

6 Greft Kaybı Glomerüler hastalıkların rekürrensi Proteinüri ile karakterize kronik allograft hasarı Hala bir tedavisi yoktur. Diyabet ve amiloidoz grefti etkilemekle birlikte uzun dönem greft ve hasta ömrünü kısaltmaktadır.

7 Curr Opin Nephrol Hypertens 2017, 26:

15 İmmün supresif tedavi Standart rejimler kalsinörin inhibitörlerine dayanmaktadır. Uzun dönem kalsinörin inhibitör kullanımı toksisite nedeni ile böbrek greft ömrünü azaltmaktadır. Takrolimus un erken toksisite açısından siklosporine üstün olduğunu söylemek mümkündür.

17 CONCLUSIONS Albeit the literature on the Tac minimization strategies are inadequate, the current attestation recommended early introduction of mtor inhibitors and substantial CNI minimization and found them better in terms of renal function. Howbeit, this stratagem has been subservient to other regimens as MMF/ Tac regarding BPAR and patient/graft survival and it is inferior to MMF/Tac and SRL/ MMF regimens in terms of renal function. Therefore, it is not sagacious approach to extend mtor inhibitors to patients with moderate to high immunological risk.

21 Conclusion: EVR-based immunosuppression was associated with a similar or even improved glycemic control and improved renal function. However, due to higher rejection rates, patients switched to EVR should be carefully selected as rejection therapy with steroids counteracts the benefit in glycemic control.

22 Greft Kaybı Uyumsuz ilaç kullanımı (non-adherence) greft rejeksiyonunun önemli bir nedenidir.

25 Donör seçimi Fonksiyonel Greft ile ölüm gözönüne alındığında yaşlı donörlerden yaşlılara nakil yapılması daha uygun görünmektedir. Kadavra donörlerde sayı kısıtlı olduğu için extended donörler tercih edilebilir.

28 İmmün monitörizasyon ve tanısal testler AntiHLA antikor monitörizasyonu rutin olarak önerilmektedir. PRA hesaplanması single bead antikorların tespiti ile yer değiştirmiştir. Antikor aracılı rejeksiyonu için risk faktörü olan antihla antikorları greft yaşam süresini belirlemektedir.

31 In conclusion Preexisting DSA ABMR occurred earlier after transplantation compared with de novo DSA ABMR and was associated with more molecular injury. ABMR with preexisting DSA was associated with an acceptable and better allograft survival compared with ABMR with de novo DSA, supporting the transplantation of highly sensitized patients and the early detection of ABMR.

32 Non HLA immünite Non HLA antikorların böbrek yaşam süresi üzerine olan etkisi olduğu son dönemde çalışılmaktadır.

36 BK virus BK virus ile greft kaybı ilişkisi bilinmektedir.

38 In conclusion Combination treatment incorporating IVIG was more effective in clearing viral expression in patients with BKVAN, compared with conventional standard-ofcare treatment.

39 Desensitizasyon Desensitisation protocols for living and deceased donor recipient candidates allow conversion of cellular (complementdependent cytotoxicity) or flow cytometry crossmatches in some patients.

44 Streptococcus pyogenes The IgG-degrading enzyme derived from Streptococcus pyogenes (IdeS; GenBank accession number, ADF ) is a recombinant cysteine protease of S. pyogenes produced in Escherichia coli that cleaves all four human subclasses of IgG with strict specificity.

47 In conclusion The administration of IdeS before transplantation in highly sensitized patients appeared to be effective as a means of reducing or eliminating donorspecific antibodies, a strategy that may improve transplantation rates among patients with HLA incompatibility.

48 Tolerogenic immunomodulation Kronik immün supresif tedaviden kaçınmak için toleransın tetiklenmesi için son dönemde çalışmalara mevcuttur. Bu konuda 3 strateji mevcuttur. Birinci adım perioperatif dönemde böbreğin inflamatuar çevreden ve immüniteden korunmasını hedeflemektedir. Exvivo böbrek perfüzyonu, hipotermi iskemi reperfüzyon hasarını engellemektedir.

50 Sonuçlar High Ferritin Level Is a Good Prognostic Marker in Kidney Transplantation Iron Protects the Kidney from Ischemic Injury Iron Prevents Mobilization of Inflammatory Macrophages Iron Dampens Macrophage Responsiveness to Inflammatory Stimuli Iron Activates Antioxidant Response through NRF2 in Macrophages Iron Prevents Macrophage-Dependent Kidney Ischemic Injury

51 Tolerogenic immunomodulation 2. basamak tedavide alemtuzumab veya ATG kullanılarak alloreaktif T hücre sayılarının azaltılması hedeflenir. 3. basamakta direk veya indirek olarak alloreaktif T hücrelerinin regülasyonu hedeflenmektedir. - Regülatory hücre tedavisi - Hematopoietik kimerizm - Basarı%60-80

54 Klinik çalışmalar The largest ongoing study of Treg therapy in renal transplantation is a Europeanbasedmultinational trial entitled AUnified Approach to Evaluating Cellular Immunotherapy in Solid Organ Transplantation

55 Böbrek nakli ve teknik Son dönemde laparoskopik cerrahinin yanısıra robotik cerrahi gündeme gelmiştir.

58 Results and limitations The median operative and vascular suture time was 250 and 38 min, respectively. The median estimated blood loss was 150 ml. No major intraoperative complications occurred, although two patients needed open conversion. Both early and late graft function were not related to overall operating time or rewarming time. Five cases of delayed graft function (4.2%) were reported. One case (0.8%) of wound infection, three cases (2.5%) of ileus, and four cases of bleeding (3.3%; three of which required blood transfusion), managed conservatively, were observed. One case (0.8%) of deep venous thrombosis, one case (0.8%) of lymphocele, and three cases (2.5%) of transplantectomy due to massive arterial thrombosis were recorded. In five cases (4.2%), surgical exploration was performed for intraperitoneal hematoma. Limitations of the study include selection bias, the lack of an open control group, and failure to report on patient cosmetic satisfaction.

59 Conclusions Surgical data show that RAKT is safe, feasible, and reproducible when performed by surgeons with experience in both robotic and KT surgery. Use of a robotic technique also has low complication rates in selected cases and yields excellent graft function.

60 TEŞEKKÜRLER!

Benzer belgeler

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major