Bir inhibitör aminoasid nörotransmitter sistemi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Bir inhibitör aminoasid nörotransmitter sistemi"

Transkript

1 Þizofrenide NMDA ve GABA Sistemi # Doç. Dr. M. Emin CEYLAN*, Uz. Dr. Dilek TAÞÇI* Bir inhibitör aminoasid nörotransmitter sistemi olarak gama-aminobütirik asid (GABA) ve bir eksitatör nörotransmitter olarak glutamatýn þizofrenideki etkileri halen yoðun bir þekilde araþtýrýlmaktadýr. GABA (GAMA-AMÝNOBÜTÝRÝK ASÝD) Ýlk olarak Roberts 1972 de þizofrenide GABA sisteminde bir hasarlanma olduðunu ileri sürmüþtür. Striatal ve limbik sistemlerde dopamin ve beyindeki en önemli inhibitör nörotransmitter olan GABA arasýndaki karþýlýklý etkileþimler yeni saptanmýþtýr (Fuxe ve ark. 1975, Santiago ve ark. 1993). Artýk þizofrenide GABAerjik fonksiyondaki bir eksikliðin dopaminerjik aktivitede bir artýþa neden olabileceði akla yatkýn olarak görülmektedir. Roberts bu hipotezinin glutamat dekarboksilaz (GAD) aktivitesinin ölçümü ile kolaylýkla test edilebileceðini ileri sürmüþtür. Bu enzim GABAerjik nöronlarda fazlasýyla bulunmaktadýr, glutamatý dekarboksile ederek GABA formuna dönüþtürür. Bird ve arkadaþlarý 1977 de yaptýklarý bir çalýþmada GAD aktivitesini nükleus akümbens, putamen, amigdala, hipokampustan elde ettikleri örneklerde ölçmüþler ve þizofrenik grupta incelenen tüm beyin bölgelerinde enzim aktivitesinin önemli ölçüde azaldýðýný açýklamýþlardýr. Diðer araþtýrýcýlar da þizofrenikler ve * Bakýrköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Hastanesi, 4. Psikiyatri Kliniði, ÝSTANBUL kontrol gruplarýndan elde edilen postmortem beyin örneklerinde de benzer GAD aktivitesini bulmuþlardýr (Mc Geer ve Mc Geer 1977, Roberts 1977, Cross ve Owen 1979). Bird ve arkadaþlarý (1978) daha sonra, yaptýklarý geniþ bir çalýþmada þizofreniklerde bronkopnömoniye baðlý ölümlerin daha sýk görüldüðünü, terminal hipoksinin zýt bir þekilde GAD aktivitesini etkilediðini belirtmiþlerdir. Postmortem beyin örneklerinde de GABA konsantrasyonu ölçümü yapýlmýþtýr. Perry ve arkadaþlarý (1979) þizofreniklerin nükleus akümbens ve talamuslarýndan elde edilen beyin örneklerinde GABA konsantrasyonunda belirgin azalma olduðunu belirtmiþlerdir. Bununla birlikte, Cross ve arkadaþlarý (1979) bu bulgularý destekleyecek veriler elde edemediler ve kontrol gruplarý ile karþýlaþtýrýlan þizofreniklerin beyin GABA konsantrasyonunda farklýlýk olmadýðýný belirttiler. Reynolds ve arkadaþlarý (1990) presinaptik GABAerjik nöronlarýn durumunu saptamak için GABA uptake bölgelerine nipecotic asidin baðlanmasýný kullandýklarý bir yöntemle þizofreniklerin hipokampus bölgelerinde bilateral olarak 3H nipecotic asidin baðlanmasýnýn azaldýðýný gözlemlediler. Bu sonuçlar sol hemisferdeki uptake bölgelerinde oldukça büyük defisitler olduðunu göstermektedir, ayrýca bunlar hipokampal nöronlardaki lateralize kayýplarýn bir kanýtý da olmak- 68 # Bu yazý Klinik Psikofarmakolojide Yenilikler (26-28 Ekim Ýstanbul) Sempozyumu nda panel konuþmasý olarak sunulmuþtur.

2 ÞÝZOFRENÝDE NMDA VE GABA SÝSTEMÝ tadýrlar. Reynolds ve arkadaþlarý hipokampal nöronlardaki bu kaybýn limbik dopamin sistemindeki bir dizinhibisyonla sonuçlandýðýný ve nöroleptik tedavisi ile þizofreni semptomlarýnýn iyileþmesinin bu yoldan olduðunu ileri sürmektedir. Postmortem beyin örneklerinde yapýlan GABA reseptörlerine ligand baðlanma çalýþmalarý kontrol gruplarý ile þizofrenikler arasýnda belirgin farklýlýk olmadýðýný göstermektedir (Bennett ve ark. 1979, Owen ve ark. 1981b). Fakat son dönemlerdeki pek çok çalýþmada ise þizofreniklerin singulat girus (Benes ve ark. 1992), kaudat nükleus (Hanada ve ark. 1987), prefrontal kortekslerinde reseptörlere baðlanmada bir artýþ olduðu belirtilmektedir. Farmakolojik kantýlar GABAerjik sistemdeki yetersizliðin þizofreni etiyolojisinde önemli bir rolü olduðunu desteklemiyor. Bu nedenle bir GABA agonisti olan baklofenin þizofreni tedavisinde etkili olmadýðý hatta zararlý olduðu gösterilmiþtir (Simpson ve ark. 1975). Tamminga ve arkadaþlarý (1978) bir diðer güçlü GABA agonisti olan muscimol uygulamasýnýn þizofreni tedavisinde terapötik bir etkinliðe sahip olmadýðýný belirtmiþtir. GABA nýn Sentezi, Depolanmasý, Salýnýmý GABA, glutamat dekarboksilaz (GAD) enzimince glutamattan sentez edilir. Bu enzim sinir uçlarýnda, en fazla sitoplazmada olmak üzere, yoðun olarak bulunur. Ýmmünohistokimyasal yöntemlerle sinaptik veziküllerdeki GAD yi gösterebilmek mümkün olmamýþtýr. GABA sinaptozom fraksiyonunun içinde asla bulunmaz. GABAerjik terminallerdeki GABA konsantrasyonu mm arasýnda deðiþmektedir. Glutamat konsantrasyonu ise glutamat benzeri immunoaktivite ile yapýlan immünohistokimyasal yöntemlerle ölçümünde negatif çýktýðýndan ayrýca GABAerjik terminallerin dejenerasyonunun az miktarda glutamat kaybýna yol açtýðýndan dolayý düþük olarak çýkmaktadýr. GABA sentezinde kullanýlan glutamat önemli oranda glikoz veya glutaminden elde edilmektedir. Hipoglisemi durumunda glutamindeki belirgin azalma GABA düzeyini etkilemez. Bu bize, GABA sentezini devam ettirmek için ihtiyaç duyulan glikoz ve glutamin düzeylerinin düþük olduðunu gösterir. Salýndýktan sonra GABA kendi sinir uçlarýndan veya yüksek etkili uptake sistemlerine sahip olan glial hücreler tarafýndan toplanýr. GABA nýn salýnýmýnda da bir otoregülasyon sözkonusudur. GABA nýn ekstrasellüler düzeyi BOS ta veya ventrikül sývýsýnda görüldüðü üzere düþüktür. Bu, olasýlýkla yüksek etkili reuptake sistemlerinin çalýþmasýnýn bir sonucudur. BOS ta GABA önemli ölçüde homocarnosine ile konjuge haldedir. GABA Enzimleri GAD üzerine ilk olarak Wu tarafýndan ayrýþtýrýcý çalýþmalar yapýlmýþtýr. Geçen yýllar içinde farklý dokulardan elde edilmiþ 7 ayrý tipi bulunmuþtur. Pekçok çalýþmada GAD nin apoform ve piridoksal fosfata güçlü bir þekilde baðlanmýþ holoform halinde bulunduðu görülmüþtür. Holoform GAD SSS nin her yerinde bulunurken, apoform GAD epeyce farklýlýklar göstermektedir, GABA dan zengin yerlerde yüksek, GABA dan fakir yerlerde düþük oranda bulunur. Her iki form GAD nin piridoksal fosfata baðlanmalarýndaki farklýlýklar, ýsýya duyarlýlýklarý, elektroforetik hareketlilikleri ayrýþtýrýlmýþtýr. Pekçok çalýþma invivo ortamda GAD nin piridoksal fosfatla baðlanmasýnýn baþýndan sonuna kadar bir kontrol altýnda olduðunu göstermektedir. Bu kontrolde adenozin nükleotidler ve fosfat iyonlarý iþe karýþmaktadýr. GABA ilk olarak, GABA-T tarafýndan süksinik semialdehide metabolize edilir ve sonra süksinik semialdehid dehidrogenaz ile süksinik aside dönüþüm olur. GABA-T diðer tüm aminotransferazlar gibi piridoksal fosfatla sýkýca baðlýdýr. Biyokimyasal çalýþmalarda beynin deðiþik bölgelerinde GAD ile GABA-T düzeyleri arasýnda açýk bir korelasyon olmadýðý görülmüþtür. GABAerjik Yapýlarýn Lokalizasyonu 1970 de yapýlan çalýþmalarla GAD ilk olarak serebellum Purkinje hücrelerindeki gibi inhibitör terminallerde bulunmuþtur. Daha sonradan biyokimyasal, otoradyografik, immünohistokimyasal, farmakohistokimyasal yöntemlerle GABA geri alýnýmý, GAD nin lokalizasyonu, GABA-T gösterilmiþtir. Son dönemlerde GABA nýn immünohistokimyasal lokalizasyonunun saptanmasý da mümkün olabilmektedir. Ýmmünohistokimyasal yöntemler GABAerjik hücrelerin ýþýk mikroskopisi düzeyinde; terminallerin elektron mikroskopisi düzeyinde ayrýþtýrýlmasý açýsýndan önemlidir. 69

3 CEYLAN ME, TAÞÇI D. SSS de Lokalizasyon 1) Neokorteks: Farklý kortikal tabakalarda GABA veya GAD ýn küçük farklýlýklarý vardýr. Genel olarak neokorteksteki GABA miktarýnýn lokal nöronlara baðlý olduðu kabul edilir. Ýmmünohistokimyasal yöntemlerle neokorteksteki GABAerjik hücrelerin morfolojisi incelenebilir. Bu hücrelerin çoðu aspinözdür veya ince spinöz çýkýntýlara sahiptir. 2) Hipokampus: Biyokimyasal çalýþmalarda GAD nin bimodal yayýlýmýnýn hipokampal yapýnýn moleküler tabakasý ve piramidal/granül tabakasýnda bir pik yaptýðý görülmüþtür. Daha sonraki çalýþmalarda hemen hemen tüm GAD aktivitesinin lokal nöronlarca olduðu belirlenmiþtir. Hipokampusta GAD bazý hücrelerde kolesistokinin ile beraber bulunmaktadýr. Subkortikal beyaz matrikste ise somatostatin ile beraberdir. 3) Bazal ganglionlar: Pekçok nörolojik hastalýkla ilgili olan bazal ganlionlardaki GABA nýn fonksiyonu ve lokalizasyonu üzerinde dikkatler yoðunlaþmaya baþlamýþtýr. GABA parametrelerinin düzeyleri kaudat-putamende orta seviyedeyken; globus pallidus, entopeduncularis ve substansiya nigrada yüksek düzeydedir. Kaudat-putamende lokal nöronlardaki GAD, örneðin kainik asidin kullanýldýðý çalýþmalarla gösterilmiþtir. GAD hücrelerinin yarýsýnda leu veya metenkefalinler de bulunmaktadýr. Globus pallidusta GAD aktivitesi en çok sinir hücresinin gövdesi ve dendritlerinin etrafýndaki terminalde vardýr. Bu terminallerin çoðu simetrik tiptedir. Çalýþmalar, globus pallidustaki GAD aktivitesinin kaudatputamendeki hücrelerden doðduðunu göstermektedir. Globus pallidustaki bir lezyon GAD aktivitesinde azalmaya neden olmaktadýr. Entopeduncularisteki GAD baþlýca neostriatumdaki hücrelerden oluþmaktadýr. Bu bölgedeki bir lezyon lateral habenulaede GAD kaybýna neden olmaktadýr; böylece bu yolun GABAerjik olduðu görülmektedir. Substansiya nigradaki GABAerjik aktivitenin büyük çoðunluðu neostriatumdaki hücrelerden, az bir kýsmý da globus pallidustaki hücrelerden oluþmuþtur. Substansiya nigra retikülatadaki lokal GABAerjik hücreler de GABAerjik aktiviteye katkýda bulunur. Substansiya nigra pars kompaktadaki terminallerin yaklaþýk %80 i GABAerjiktir, substansiya nigradaki her hücre gövdesi ve dendriti GABAerjik terminallerle iliþkidedir. Nükleus akümbens ve olfaktor tüberkül, kaudat-putamenden de fazla miktarda GABA ve GAD içerir. GAD en fazla ventral globus pallidusta bulunmuþtur. 4) Talamus: Talamus genelde GABAerjik parametreler yönünden zengin deðildir. Talamustaki nükleus retikülarisin GABAerjik hücreler için önemli bir kaynak oluþturduðu zannedilmektedir. Talamik bölge ayrýca, substanstiya nigra pars retikülatadaki nöronlardan gelen GABAerjik inputlarý alýr. Lezyon çalýþmalarý ventromedial ve parafasiküler nükleuslardaki GAD ve GABA nýn azalmasýný göstermiþtir. Entopeduncularise kainik asid injeksiyonu entopeduncular/thalamik liflerin GABAerjik olduðunu destekler. 5) Hipotalamus: Hipotalamik bölge GABAerjik parametreler yönünden zengindir. En yüksek düzeylere preoptik ve anterior hipotalamik alanlarda rastlanmaktadýr. Lezyon çalýþmalarý ile nükleus akümbensten supraoptik nükleusa GABAerjik inputlar olduðu desteklenmektedir. Glutamat tedavisi GABAerjik arkuat nöronlarýn infundibulumdan dýþa doðru yayýldýðýný destekler. Ýmmünohistokimyasal çalýþmalar dopaminerjik infundibular nöronlardaki GABAerjik akson terminallerini göstermiþtir; böylece arkuat-periventriküler kompleksteki dopaminerjik hücrelerin GABAerjik kontrolü olduðu ileri sürülmektedir. Tuberoinfundibuler GAD aktivitesi estradiol benzoat tedavisi ile artar. GABA nýn pekçok adenohipozifer hormonun, hipotalamik hipofizyotropik hormonlarýn (ACTH, GH, LH, Prolaktin) salgýsýnda deðiþmelere neden olduðu ileri sürülmektedir. 6) Amigdala: Bu bölgede GABA, filogenetik olarak daha eski çekirdeklerde (medial, kortikal, ventral) daha yoðundur. 7) Serebellum: Purkinje, yýldýzsý, sepet, golgi hücrelerinin GABAerjik özelliði gösterilmiþtir. Burada ilginç olan golgi hücre görevlerindeki GABA içeriðinin Purkinje hücre gövdelerine göre daha yoðun olmasýdýr. 8) Medulla: Rafe nükleuslarý daha fazla GABAerjik parametrelere sahiptir. GABAerjik aktivitenin hem nöronlar arasýndan, hem de serotonin nöronlarýndan oluþtuðu ileri sürülmüþtür. GAD içeren nöronlarýn çoðu 5.7 dihidroksi triptamin tedavisine duyarlýdýr. Rafe nükleuslarýnda GABA agonistleri tüm bölgelerde 5-HT turno- 70

4 ÞÝZOFRENÝDE NMDA VE GABA SÝSTEMÝ verýný azaltýr. Bu etkinin rafe nükleuslarýndaki serotoninerjik hücreler üzerine olan GABAerjik nöronlararasý etkilemeye baðlý olduðuna inanýlmaktadýr. Diðer mezensefalik bölgelerdeki GABAerjik lifler hakkýndaki bilgiler azdýr. Periakuaduktal gri cevher yüksek bir GAD içeriðine sahiptir. Medial hipotalamik lezyonlardan sonra bu içerikte azalma olur. Gözün motor nükleuslarýnýn superior vestibüler nükleuslardan GABAerjik inputlar aldýðý bulunmuþtur. GABA Reseptörleri GABA klor iyonu kanallarýnýn açýlmasýný kontrol ederek inhibitör etki gösteren bir nörotransmitter olarak tanýmlanmýþtýr (Tallman ve ark. 1980). GAD aktivasyonu yolu ile prekürsör aminoasidi olan L-glutamattan oluþur. Bu enzim spesifik olarak GABA sinir uçlarýnda bulunur. Bu sinir uçlarý tüm beyin sinapslarýnýn %30 unu oluþturur. GABA ayrýca karbonhidrat metabolizmasý ile de baðlantýlýdýr; glikoz bir diðer prekürsörüdür. Glikozun yýkým ürünlerinden biri olan süksinik semialdehidin süksinik aside metabolize olmasý ile baþlayan döngüden de elde edilmektedir. GABA reseptörleri en yoðun þekilde hipokampus, serebral korteks, serebellumda bulunur (Enna ve ark. 1977). Ýki tip GABA reseptörü gösterilmiþtir (Tallman ve ark. 1980): a) Yüksek afiniteli: Muscimol ve GABA yý baðlayanlar. b) Düþük afiniteli: Benzodiazepin baðlayýcý bölgenin düzenleyici kontrolü altýndadýr. GAD bazal ganglionlarýn bazý bölgelerinde ve substantia nigra da yüksek yoðunlukta bulunur. Hemen hemen bütün nöronlar GABA ya duyarlýdýr. GABA reseptörleri tüm beyinde yaygýn olarak bulunur. Reseptörler öncelikle bicuculline duyarlý (GABA-A) ve duyarsýz (GABA-B) olarak ayrýlmýþtýr. GABA-A reseptörlerini sinaptik ve ekstrasinaptik olarak ayýrmak mümkündür. Ýki reseptör farklý agonistlere farklý afiniteler gösterir. Bundan dolayý özellikle sinaptik reseptörlerde etkili olan THIP, hipokampusun piramidal hücre tabakasýnda hiperpolarizan etki gösterirken spinal köklerde depolarizan etkilidir. Baðlanma çalýþmalarý ile beyindeki GABA reseptörlerinin GABA ya karþý da farklý afiniteler gösterdiði ileri sürülmüþtür (yüksek, orta, düþük). Olsen ve Snowman ýn modeline göre üç baðlanma bölgesi klor kanallarýnýn açýlmasýný saðlar ve bu üç bölge farklý ilaçlarýn etkisi ile birbirlerine dönüþebilir. Ýlginç olan, p-diazobenzen sulfonik asid ve tetrametionin ile düþük afiniteli bölgeler elimine edilirken chaotrophic anion thiocyanate ile yüksek afiniteli bölgeler elimine edilmektedir. Düþük afiniteli GABA bölgelerinde antagonistlerin baðlanmasýnda önemli olan hidrofobik aksesuar bir bölge olduðu ileri sürülmektedir. GABA nýn membran fraksiyonlarýna afinitesi, bu fraksiyonu oluþturan kimyasal maddelerin karýþýmýna baðlýdýr. Deðiþik tiplerde endojen inhibitörlerin varlýðý bilinmektedir. Bunlar içinde en çok tanýnaný GABA-modulindir. Bu endojen inhibitörler in vivo olarak reseptörler arasý etkileþimleri düzenlemektedir. GABA-A reseptörleri belirgin þekilde klorid iyonofor ile iliþkilidir. Bu iyonofor farklý pekçok bölge içerir ve konvulziv ajanlar (pikrotoksin, dihidropikrotoksin, t-bütilbisiklofosforotiyanat) için de baðlanma bölgeleri vardýr. Barbitüratlar dihidropikrotoksinin baðlanmasýný inhibe ederken GABA nýn ve benzodiazepin agonistlerinin baðlanmasýný arttýrýr. Benzodiazepinler pikrotoksin bölgesinden farklý bir bölgeye baðlanýrlar. Ayrýca düþük afiniteli GABA baðlanma bölgelerine GABA nýn baðlanmasýný arttýrýrlar. Bu etkilerini klorid kanallarýnýn açýlma frekansýný arttýrma yolu ile gösterirler. GABA-B reseptör agonistleri beynin pekçok bölgesindeki nöronlarýn çalýþmasýný azaltýr. SSS de ve periferdeki otonomik sinir uçlarýnda monoamin salýmýný düzenler. GABA-B reseptörünün spastisite ve nörodepresyonla iliþkili olabileceðine dair pekçok kanýt vardýr. GLUTAMAT Glutamat, SSS deki en önemli eksitatör nörotransmitterdir (Fonnum 1984). Serebral kortekste, kortikokortikal assosiasyon lifleri veren eksitatör nöronlarda ve piramidal nöronlardaki temel nörotransmitterdir. Diðer glutamat lifleri limbik yapýlarýn ve bazal gangliyonlarýn kortikal projeksiyonlarýný oluþturur, ayrýca hipokampusun içinde bir çember yaparlar. Bu ve diðer glutamat içeren nöronal lifler þizofreni etiyolojisinde önem taþý- 71

5 CEYLAN ME, TAÞÇI D. maktadýr. Kortikal assosiasyon lifleri, primer sensoriyel korteks ve diðer kortikal assosiasyon alanlarýndan gelen bilgilerin birleþtirildiði korteks bölgelerinde toplanmaktadýr. Þizofreni semptomlarýnýn çoðu kortikal iþlevlerin birleþtirilmesindeki bozulmadan kaynaklanmaktadýr. Glutamat reseptörlerinin keþfi ve tanýmlanmalarý þizofreni tedavi ve etiyolojisinde glutamatýn iliþkisine dair yeni kavramlarýn geliþtirilmesini hýzlandýrmýþtýr. Davranýþsal düzeyde, glutamerjik yolun fonksiyonu tam olarak bilinmemektedir, fakat kanýtlar, N-metil-D-aspartat (NMDA) glutamat reseptörü subtipinin bellek süreçlerinde rol oynadýðýný ileri sürmektedir. Þizofreni klinikte sanrý þekilleri ile kendini gösteren bellek bozukluklarý ile yakýndan ilgilidir. Þizofrenide NMDA glutamat reseptör kompleksinin araþtýrýlmasý, bir NMDA spesifik ligandý olan phencyclidine (PCP) in tek bir dozunun þüpheli olgularda þizofreni benzeri psikozu ortaya çýkardýðýný gösteren çalýþmalarla daha hýzlanmýþtýr (Aniline ve Pitts 1982), bu uygulama stabilize hastalarda semptomlarý da alevlendirir. PCP psikozunun klinik görünümü hem pozitif hem de negatif þizofrenik semptomlarý içerir ve bu nedenle amfetamine baðlý pisikozdan daha fazla þizofreniye benzer (Peterson ve Stillman 1978). Kronik þizofrenlerde BOS ta azalmýþ glutamat düzeylerinin saptanmasýndan sonra glutamatýn fonksiyonlarýna karþý ilgi artmýþtýr (Kim ve ark. 1980). Araþtýrýcýlar, dopamin ve glutamat nöronlarý arasýnda varsayýlan iliþkiye dikkat çekmektedir. Kortikostriatal glutamat nöronlarýndaki bir defektin dopamin salýnýmýndaki glutamerjik inhibisyonda azalma ile sonuçlanabileceðini ve böylece dopaminerjik tonda artma olabileceðini ileri sürmüþlerdir. Bununla birlikte farklý bir metod uygulayan Perry (1982), BOS taki glutamat azalmasýný doðrulayacak bir kanýt bulmada baþarýsýz olmuþtur. Diðer çalýþmalar da (örneðin, Gattaz ve ark. 1985) BOS taki glutamat konsantrasyonundaki anormalliði göstermede yetersiz kalmýþtýr. Ayný sonuçlar postmortem beyin çalýþmalarýnda da görülmüþtür (Toru ve ark. 1988). Þizofrenideki pekçok nörokimyasal çalýþmalarda tüm çabalar tek bir nörotransmitterin eksikliði veya fazlalýðýný temel alan bir hipotez geliþtirmeye yönelik olsa da, yapýsal patoloji kortikal nöronlarýn geliþimindeki anormalliklere baðlýymýþ gibi görünmektedir (Lyon ve ark. 1989, özellikle hipokampus ve parahipokampal girus, Roberts ve Crow 1987). Çalýþmalar temporal lob yapýlarý, limbik komponentler ve frontal korteks üzerinde odaklanmýþtýr. Bu çalýþmalardan çýkan genel izlenim medial temporal yapýlarda glutamerjik markerlarda defisitlerin olduðu, buna karþýlýk frontal kortekste artýþýn olduðudur. Bu defisitlerin temporal lob atrofisi ile iliþkili olduðu ileri sürülmüþtür ve þizofreninin temporal lobtaki anormal glutamerjik innervasyonla iliþkili zannedilmektedir. Frontal alanlarýn disfonksiyonunun þizofreninin negatif semptomlarýnýn geliþmesine neden olduðu zannedilmektedir. Bu sonuca, frontal kortekste olan bir hasarlanmanýn defisit durumunu baþlatýlabilmesinden yola çýkýlarak varýlmýþtýr. Frontal korteks lezyonlarý þizofreninin Tip-II semptomlarýna benzer semptomlar oluþturur. Þizofrenide frontal korteksin yapýsal patolojinin kanýtlarý sýnýrlý olmakla beraber bazý bilgisayarlý tomografi çalýþmalarý frontal sulkuslardaki geniþmeyi göstermiþtir (Shelton ve ark. 1988). Bazý çalýþmalarda ise orbital frontal korteksteki artmýþ glutamerjik innervasyon olduðu ileri sürülmektedir. Nishikawa ve arkadaþlarý 1983 te 3H kainate ile yaptýklarý bir çalýþmada, medial frontal ve göz hareketleri bölgelerinde artmýþ bir dansite olduðunu bulmuþlardýr; bu bulgu Toru ve arkadaþlarý (1988) tarafýndan da desteklenmiþtir. 14 þizofrenik hasta ve kontrol grubunu içeren bir çalýþmada bölgesel olarak orbitofrontal korteksteki glutamat uptake bölgelerinde spesifik bilateral artýþlar görülmüþtür. NMDA Katekolamin, asetilkolin, GABA vb. nin kullanýldýðý nöron çalýþmalarý ile beynin yapýsý, fonksiyonlarý ve hastalýklarý konusunda önemli bilgiler edinilmekle beraber beynin büyük bir kýsmýnda bu nörotransmitterlerin kullanýlmadýðý da bilinmektedir. Eksitatör aminoasidler genelde L-glutamat ya da L-aspartat ile iliþkilidir. Günümüzde daha çok L- glutamat üzerine odaklanýlmýþtýr. Bununla birlikte L-homocyseate, L-cysteate, quinolinate, N-acetyl aspartyl glutamat da nörotransmitter olarak deðerlendirilmektedir. Bunlar kendiliðinden ortaya çýkan asidik aminoasidlerdir, nöronal depolarizasyon yaparlar. 72

6 ÞÝZOFRENÝDE NMDA VE GABA SÝSTEMÝ Glutamatýn etkisini en azýndan dört farklý reseptör aracýlýðý ile oluþturduðu ileri sürülmektedir. Bu reseptörlerden üçü glutamat analoglarýnýn selektif agonist etkisi ile gösterilmiþtir: a) N-metil-D-aspartat (NMDA) b) Kainat (KA) c) Quisqualate (QA). Ýçlerinden, NMDA ile oluþturulan depolarizasyon güçlüdür. Farmakolojik analizlerde eksitatör aminoasid reseptörleri aracýlýðýyla deðiþik eksitatör cevaplarýn oluþtuðu gösterilmiþtir. KA veya QA reseptörlerinin hýzlý sinaptik etkisi, bu reseptörlerin voltajdan baðýmsýz sodyum-potasyum kanallarýný aktive ettiðine dair olan gözlemlerle uyumludur. NMDA reseptörleri istirahat potansiyelinde düþük bir iletkenliðe sahip olan voltaja baðýmlý katyon kanallarýný etkiler. NMDA reseptörleri sinaptik transmisyonun düzenlenmesinde kompleks ve ilgi çekici bir rol oynar. Voltaja baðýmlý iletkenlik, Mg iyonlarý ile iliþkili olduðu zannedilen NMDA reseptörlerince regüle edilir. Mg iyonlarýnýn varlýðýnda NMDA katyonlara (Na, K, Ca) daha geçirgen olan kanalý açar. Mg ortadan kalktýðýnda bu kanalýn bloke edilmediði zannedilmektedir, bu kanal voltaja baðýmlý olarak çalýþýr. Bu bulgularýn sonucu olarak NMDA antagonistlerinin etkisi düþük Mg konsantrasyonlarýnda eksitatör aminoasid sinapslarýnda yeniden deðerlendirilmiþtir. Düþük Mg lu bir ortamda NMDA antagonistleri hem intrakortikal hem de Schaffer kollateral sinapslarýnda sinaptik aktivitenin bir bölümünü bloke ederler. Bu sonuçlar spinal kordda geç ortaya çýkan sinaptik cevaplarýn NMDA antagonistleri ve Mg iyonlarý tarafýndan bloke edildiðine dair bulgular ile uyumludur. Tüm bu bulgular NMDA reseptörlerinin normal hýzlý EPSP cevabýný saðlamadýðýný fakat özel koþullar altýnda aktive edildiðini ve deðiþmiþ bir fizyolojik yanýta neden olabileceðini göstermektedir. Gerçekte NMDA antagonistleri beyin dokusunu hipoglisemi, hipoksi, nöbetlerde koruyabilir. NMDA Reseptörleri ve Þizofreni PCP, ketamin 1950 lerde intravenöz anestezik olarak kullanýlmýþtýr. Dissosiyatif anestezikler olarak da adlandýrýlan bu ilaçlar uyanýklýk durumunda derin deðiþiklikler yaparlar (Devine ve ark. 1965). Gerçekten de bir süre sonra, bunlara verilen yanýttaki aðýr disforik durum, klinik kullanýmlarýný kýsýtlamýþtýr. PCP, Luby ve arkadaþlarý (1962) tarafýndan þizofreni modeli oluþturmak için kullanýlmýþtýr ve þizofrenideki NMDA reseptör kompleksini açýklamada en önemli araçlardan biri olduðu kabul edilmektedir. PCP psikozu ile akut þizofreni semptomlarý karþýlaþtýrýldýðýnda þizofrenide gözlenen sanrýsal düþünce ve iþitsel varsanýlar PCP psikozunda yoktur. PCP ile oluþan davranýþ deðiþikliklerinin daha çok delirium oluþturan organik beyin sendromlarýna bir model oluþturabileceði ileri sürülmektedir. NMDA reseptörlerinin karakteristikleri L-glutamat gibi aminoasidlerin eksitatör etkisi için gerekli yapýsal þartlar Curtis ve arkadaþlarý tarafýndan 1960 larda saptanmýþtýr, reseptörlerin NMDA, kainate, quisqualate ve diðer agonist ve antagonist ligandlara olan duyarlýlýðýný araþtýrmak için pekçok seriler yapýlmýþtýr. Bu reseptörler L- glutamatça aktive edilir. Farklý reseptör tiplerinin aktivasyonu sayesinde, farklý yanýtlarýn ligandlarca açýlan iyon kanallarý aracýlýðý ile olduðu (iyonotropik yanýtlar), bunlarýn G proteinleri ve ikincil mesajcý sistemlerce oluþturulduðu (metabotropik yanýtlar) ortaya çýkmýþtýr. Ýyonotropik yanýtlarla ilgili olarak, reseptörler özellikle NMDA tarafýndan aktive edilenler ve diðer ligandlarca aktive edilenler olmak üzere farklýlaþýr. NMDA reseptörü en seyrek ve en kompleks olandýr. Açýk bir þekilde diðer ligandlarca açýlan iyon kanallarýndan ayrýmý yapýlabilir. NMDA reseptör-kanal kompleksinin üç endojen sinyale (2 eksitatör, 1 inhibitör) duyarlý olduðuna dair yeterli kanýtlar vardýr. Eksitatör sinyaller glutamat ve glisindir. Her ikisi normalde BOS ta reseptör aktivasyonuna yetecek konsantrasyonda bulunmaktadýr. Ekstrasellüler sinaptik aralýkta yeterli konsantrasyonlarda bulunurlarsa NMDA kanallarý sürekli olarak aktive edilir. Bu aktivasyon bir inhibitör faktörün giriþi ile engellenir. Bu faktör Mg iyonlarýdýr. Bu inhibitör etki normalde depolarizasyon yolu ile zayýflatýlýr. Mg blokajý ile zayýflatýlan eksitatör yanýtta NMDA kanalý nöronal aktiviteyi azaltýr. NMDA kanalýnýn açýlmasý Ca iyonu geçirgenliðini, intrasellüler Ca kon- 73

7 CEYLAN ME, TAÞÇI D. santrasyonunu arttýrýr. Sonuçta Ca ya baðlý pekçok enzimin, protein kinaz C nin, proteazlarýn aktivasyonu artar (MacDermott ve ark. 1986). Kalsiyumdaki deðiþikliklerin sinaptik baðlantýlarýn, öðrenme ve belleðin geliþiminde doðrudan etkili olduðuna dair bir hipotez geliþtirilmiþtir (Morris 1989). NMDA reseptörlerinin Ca geçirgenliðindeki deðiþiklikleri, sinir sistemindeki bir hasarý takiben hücre ölümünün ortaya çýkmasýna yardýmcý olabilir. Þizofrenik hastalarýn frontal ve temporal kortekslerinde glutamat salýnmasýnda azalma olduðu saptanmýþtýr (Sherman ve ark. 1991). Ayrýca glisin, glutamat, serinin yüksek kan konsantrasyonlarýnda olduklarý bulunmuþtur (Macciardi ve ark. 1990). Kerwin ve arkadaþlarý (1988) þizofrenik beyinlerde 3H kainate baðlanmasýnda azalmayý saptamýþtýr. Carlsson ve arkadaþlarý (1991) eksitatör aminoasidlerin eksitatör etkisinin davranýþsal inhibisyona neden olabileceði hipotezini geliþtirmiþlerdir. KAYNAKLAR Aniline O, Pitts FN (1982) Phencyclidine (PCP) a review and perspectives. Crit Rev Toxicol, 10: Benes FM, Sorenson I, Vincent SL ve ark. (1992) Increased density of glutamate-immunoreactive vertical processes in superficial laminae in cingulate cortex of schizophrenic brain. Cerebral Cortex, 2: Bennett JP, Enna SJ, Bylund DB ve ark. (1979) Neurotransmitter receptors in frontal cortex of schizophrenics. Arch Gen Psychiatry, 36: Bird ED, Spokes EG, Barnes J ve ark. (1978) Glutamic-acid decarboxylase in schizophrenia. Lancet, 21:156. Cross AJ, Owen F (1979) The activities of glutamic acid decarboxylase and choline acetyltransferase in post-mortem brains of schizophrenics and controls, Biochemical Society Transactions, 7: Fonnum F (1984) Glutamate: a neurotransmitter in mammalian brain. J Neurochem, 42:1-11. Fuxe K, Hökfelt T, Ljungdahl A ve ark. (1975) Evidence for an inhibitory GABAergic control of the mesolimbic dopamine neurons: possibility of improving treatment of schizophrenia by combined treatment with neurons: possibility of improving treatment of schizophrenia by combined treatment with neuroleptics and GABAergic drugs. Medical Biology, 53: Gattaz WF, Gasser T, Beckmann H (1985) Multidimensional analysis of the concentrations of 17 substances in the CSF of schizophrenics and controls. Biol Psychiatry, 20: Hanada S, Mita T, Nishimo N ve ark. (1987) 3H-Muscimol binding sites increased in autopsied brains of chronic schizophrenics. Life Sciences, 40: Kerwin RW, Patel S, Meldrum BS ve ark. (1988) Asymmetrical loss of glutamate receptor subtype in left hippocampus in schizophrenia. Lancet, 12: Kim JS, Konhuber HH, Holzmuller B ve ark. (1980) Reduction of cerebrospinal fluid glutamic acid in Huntington s chorea and in schizoprenic patients. Arch Psychiatr Nervenkr, 228:7-10. Lyon M, Barr CE, Cannon TD ve ark. (1989) Fetal neural development and schizophrenia. Schizophr Bull, 15: Macciardi F, Lucca A, Catalano M (1990) Aminoacid pattern in schizophrenia: some new findings. Psychiatry Res, 32: MacDermott AB, Mayer ML, Westbrook GL ve ark. (1986) NMDA-receptor activation increases cytoplasmic calcium concentration in cultured spinal cord neurones. Nature, 321: McGeer PL, McGeer EG (1977) Possible changes in stiatal and limbic cholinergic systems in schizophrenia. Arch Gen Psychiatry, 34: Meltzer, Herbert Y (1987) Psychopharmacology, , Morris RG (1989) Synaptic plasticity and learning: selective impairment of learning rats and blockade of long-term potentiation in vivo by the N-methyl-D-aspartate receptor antagonist AP5. J Neurosci, 9: Nishikawa T, Takashima M, Toru M (1983) Increased [3H] kainic acid binding in the prefrontal cortex in schizophrenia. Neurosci Lett, 40: Owen F, Crow TJ, Cross AJ ve ark. (198Ib) Neurotransmitter receptors in brain in schizophrenia. Acta Psychiatr Scand, 63(Suppl 291) Perry TL (1982) Normal cerebrospinal fluid and brain glutamate levels in schizophrenia do not support the hypothesis of glutamatergic neuronal dysfunction. Neurosci Lett, 28: Peterson RC, Stillman RC (1978) Phencyclidine: a overview. Res Monogr, 21:1-17. Reynolds GP, Czudek C, Andrews HB (1990) Deficit and hemisphere asymmetry of GABA uptake sites in hippocampus in schizophrenia. Biological Psychiatry, 27: Roberts E (1972) An hypothesis suggesting that there is a defect in the GABA system in schizophrenia. Neuroscience Research Program Bulletin, 10:

8 ÞÝZOFRENÝDE NMDA VE GABA SÝSTEMÝ Roberts E (1977) The GABA system and schizophrenia. Neuroregulators and Psychiatric Disorders, E Usdin, JD Barchas (Ed), Oxford, Oxford University Press, s Roberts GW, Crow TJ (1987) The neuropathology of schizophrenia-a progress report. Br Med Bull, 43: Santiago M, Machado A, Cano J (1993) Regulation of the prefrontal cortical dopamine released by GABA-B and GABA-B receptor agonists and antagonists. Brain Research, 630: Shelton RC, Karson CN, Doran AR ve ark. (1988) Cerebral structural pathology in schizophrenia: evidence for a selective prefrontal cortical defect. Am J Psychiatry, 145: Sherman AD, Davidson AT, Baruahs S ve ark. (1991) Evidence of glutamatergic deficiency in schizophrenia Neuroci Lett, 121: Simpson GM, Lee JH, Shrivastsa RK ve ark. (1975) Baclofen in schizophrenia. Lancet, Tallman JF, Gallager DW, Mallorga P ve ark. (1980) Studies on benzodiazepine receptors. Adv Biochem Psychopharmacol, 21: Tamminga CA, Crayton JW, Chase TN (1978) Muscimol: GABA agonist therapy in schizophrenia. Am J Psychiatry, 135: Toru M, Watanabe S, Shibuya H (1988) Neurotransmitters, receptors and neuropeptides in post-mortem brains of chronic schizoprenic patients. Acta Psychiatr Scand, 78:

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

Dopamin tirozinden sentez edilir (Kayaalp

Dopamin tirozinden sentez edilir (Kayaalp Þizofreni ve Dopamin Doç. Dr. M. Emin ÖNDER*, Uz. Dr. Kutsal KÜÇÜKADA** Dopamin tirozinden sentez edilir (Kayaalp 1992). Tirozin hidroksilaz enzimi dopamin sentezinde hýz kýsýtlayýcý enzim olarak rol oynamaktadýr.

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Santral Sinir Sistemi. Periferik Sinir Sistemi

SİNİR SİSTEMİ. Santral Sinir Sistemi. Periferik Sinir Sistemi SİNİR SİSTEMİ Santral Sinir Sistemi Periferik Sinir Sistemi Santral sinir sistemi beyin Spinal kord Periferik sinir sistemi Kranyal sinirler Sipinal sinirler Duysal lifler Motor lifler Somatik sistem (iskelet

Detaylı

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN

Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Talamokortikal İlişkiler, RAS, EEG DOÇ. DR. VEDAT EVREN Bilinç İnsanın kendisinin ve çevresinin farkında olma durumu. İç ve dış çevremizde oluşan uyaranların farkında olma durumu. Farklı bilinç düzeyleri

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ. Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANKSİYETE BOZUKLUKLARININ KARDİYOVASKÜLER SİSTEM ÜZERİNE ETKİLERİ Doç.Dr.Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Lilly Konuşmacı: Lundbeck Sunum

Detaylı

Anksiyete ve stres tepkisinde iyonotropik glutamat reseptörlerinin rolü ve tedavi seçenekleri. Doç. Dr. M.Murat Demet

Anksiyete ve stres tepkisinde iyonotropik glutamat reseptörlerinin rolü ve tedavi seçenekleri. Doç. Dr. M.Murat Demet Anksiyete ve stres tepkisinde iyonotropik glutamat reseptörlerinin rolü ve tedavi seçenekleri Doç. Dr. M.Murat Demet Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı MANİSA Konuşma Akışı

Detaylı

Psikofarmakolojiye giriş

Psikofarmakolojiye giriş Psikofarmakolojiye giriş Genel bilgiler Beyin 100 milyar nöron (sinir hücresi) içerir. Beyin hücresinin i diğer beyin hücreleri ile 1,000 ile 50,000 bağlantısı. Beynin sağ tarafı solu, sol tarafı sağı

Detaylı

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi Duygular Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duygusal bir tepki üç tip bileşen içerir: Davranışsal Otonomik Hormonal Tepki Örüntüleri

Detaylı

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ, 2010 Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler Dr.Canan Yücesan Ankara Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Akış Sitokinler ve depresyon Duygudurum bozukluklarının

Detaylı

Dopamin. n Motor striatumdaki dopaminerjik innervasyon: SNpcompacta A9 hücre grubu

Dopamin. n Motor striatumdaki dopaminerjik innervasyon: SNpcompacta A9 hücre grubu Dopamin n Motor striatumdaki dopaminerjik innervasyon: SNpcompacta A9 hücre grubu n İki tip dopamin reseptörü ile farklı etki gösterir n D1 ve D2 reseptörleri farmakolojik, anatomik ve biyokimyasal özelliklere

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Sinapslar. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Sinapslar yrd.doç.dr. emin ulaş erdem TANIM Sinaps, nöronların (sinir hücrelerinin) diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletmesine

Detaylı

Bir ruhsal belirti olarak ağrı

Bir ruhsal belirti olarak ağrı Bir ruhsal belirti olarak ağrı Uzm. Dr. Irmak POLAT Kars Harakani Devlet Hastanesi 53. Ulusal Psikiyatri Kongresi Bursa, 3-7 Ekim 2017 Kronik ağrı bir halk sağlığı sorunu >70 milyon Amerikalı Medikal harcamalar,

Detaylı

Elektrokimyasal İleti II

Elektrokimyasal İleti II Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektrokimyasal İleti II Prof. Dr. Cem Şeref Bediz DEUTF Fizyoloji Anabilim Dalı Bu saate neler öğreneceğiz? İmpuls, uyartı, sinyal nedir Hücre zarının elektrokimyasal

Detaylı

Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Santral Sinir Sistemi Farmakolojisinin Temelleri Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Her nöron, dentritleri aracılığı ile diğer nöronlardan gelen uyarıları alır ve nöron gövdesine iletir. Bu uyarılar ya inhibitör

Detaylı

SANTRAL SİNİR SİSTEMİ. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

SANTRAL SİNİR SİSTEMİ. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül SANTRAL SİNİR SİSTEMİ Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümü Lisans 1. sınıf (Dr. Muhammed Ayaz ın katkılarıyla) SİNİR SİSTEMİNİN GÖREVİ Çevreden duyusal bilginin alınması

Detaylı

Sinir sistemi organizmayı çevresinden haberdar eder ve uygun tepkileri vermesini sağlar.

Sinir sistemi organizmayı çevresinden haberdar eder ve uygun tepkileri vermesini sağlar. SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi organizmayı çevresinden haberdar eder ve uygun tepkileri vermesini sağlar. Çevresel ve Merkezi olmak üzere, sinir sistemi ikiye ayrılr, ÇEVRESEL

Detaylı

Merkezi Sinir Sistemi İlaçları

Merkezi Sinir Sistemi İlaçları Merkezi Sinir Sistemi İlaçları Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kemoterapötiklerden sonra en fazla kullanılan ilaçlar Ağrı kesici, ateş

Detaylı

Þizofrenik bozukluðun patogenezi ile ilgili

Þizofrenik bozukluðun patogenezi ile ilgili Þizofrenide Beynin Geliþimsel Yetersizliði Doç. Dr. Köksal ALPTEKÝN* Þizofrenik bozukluðun patogenezi ile ilgili düþünceler son yýllarda oldukça deðiþmiþtir. Toplumu ve aileleri sorumlu tutan sosyal ve

Detaylı

Nöron uyarı gönderdiğinde nörotransmitterleri barındıran keseciklerin sinaptik terminale göçü başlar.

Nöron uyarı gönderdiğinde nörotransmitterleri barındıran keseciklerin sinaptik terminale göçü başlar. SİNAPS Bir nöronu diğerinden ayıran bir boşluk olduğu, Nöronların fiziksel olarak birleşmediği gözlenmiştir. Sinir uçlarında bulunan bu boşluklarda haberleşme vardır. Nöronlar arası bu iletişim noktasına

Detaylı

ŞİZOFRENİDE HİSTAMİN. Dr. Özmen METİN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD.

ŞİZOFRENİDE HİSTAMİN. Dr. Özmen METİN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. ŞİZOFRENİDE HİSTAMİN Dr. Özmen METİN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD. HISTAMINE IN THE TREATMENT OF PSYCHOSIS A Psychiatric and Objective Psychological Study. R. W. ROBB M. D., B. KOVITZ

Detaylı

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ

TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ TRAVMATİK SPİNAL KORD LEZYONLARINDA MEDİKAL TEDAVİ Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü Omurilik Hasarı Birincil hasar İkincil hasar Sistemik değişiklikler (bradikardi, hipotansiyon,

Detaylı

SİNİR R S İSTEMİ EGZE Z RS R İZ

SİNİR R S İSTEMİ EGZE Z RS R İZ SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ Sinir sistemi; hareket etme, konuşma ve vücudumuzdaki milyonlarca hücrenin koordineli bir şekilde çalışmasını sağlayan iç haberleşme yoludur. Bu nedenle, sinir sistemi hemostasizin

Detaylı

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN

MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN YAPISI ve İŞLEVLERİ Dr. Sinan Canan scanan@baskent.edu.tr www.baskent.edu.tr/~scanan www.sinancanan.net Sinir Sistemi

Detaylı

Çocuk ve Ergen Nöropsikiyatrik Bozukluklarýnda Sinir Sistemi Görüntülenmesi

Çocuk ve Ergen Nöropsikiyatrik Bozukluklarýnda Sinir Sistemi Görüntülenmesi Çocuk ve Ergen Nöropsikiyatrik Bozukluklarýnda Sinir Sistemi Görüntülenmesi Selahattin ÞENOL*, Hülya Eltutan ÖNCÜLOÐLU** ÖZET Sinir sistemi görüntülenmesi ile ilgili teknikler radyasyonla karþýlaþmayý

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ 1. Nöroanatomi ve Nörotransmitterler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ 1. Nöroanatomi ve Nörotransmitterler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ 1 Nöroanatomi ve Nörotransmitterler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com Her davranış birçok sinir hücresinin etkinliğini gerektirir. Sinir sistemi

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER

SİNİR SİSTEMİ. Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER SİNİR SİSTEMİ Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER 1. Sinir Sistemi Organizasyonu Omurgalılarda sinir sistemi iki kısımda incelenir; bunlar merkezi sinir sistemi [central nervous system, (CNS)] bu bilgiyi

Detaylı

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya. Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde 1 Demans ve Nörodejeneratif süreçler Prof. Dr. Kamil Karaali Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Antalya Demans, bilişsel (kognitif) kapasitenin edinsel ve ilerleyici kaybı şeklinde

Detaylı

0.2-200m3/saat AISI 304-316

0.2-200m3/saat AISI 304-316 RD Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip hava kilidleri her türlü proseste çalýþacak rotor ve gövde seçeneklerine sahiptir.aisi304-aisi316baþtaolmaküzerekimya,maden,gýda...gibi

Detaylı

Uyku Nörofizyolojisi. Dr.İbrahim Öztura DEÜTF Nöroloji AD & DEÜH Uyku bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi

Uyku Nörofizyolojisi. Dr.İbrahim Öztura DEÜTF Nöroloji AD & DEÜH Uyku bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi Uyku Nörofizyolojisi Dr.İbrahim Öztura DEÜTF Nöroloji AD & DEÜH Uyku bozuklukları ve Epilepsi İzlem Merkezi uyku Kompleks davranışsal bir durum Modern nörolojik bilimlerin en önemli gizemlerinden biri

Detaylı

KAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen

KAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen KAS SİNİR KAVŞAĞI Oğuz Gözen Kas sinir kavşağı İskelet kası hücresinde aksiyon potansiyeli oluşumunun fizyolojik tek mekanizması, kası innerve eden sinir hücresinde aksiyon potansiyeli oluşmasıdır. İskelet

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ.

SİNİR SİSTEMİ. Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ. SİNİR SİSTEMİ Prof. Dr. Ünsal ÇALIŞ http://yunus.hacettepe.edu.tr/~ucalis/ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi, organizmanın gerek kendisinde gerekse çevresinde meydana gelen değişikliklere karşı koordine şekilde

Detaylı

Psikiyatrik bozukluklarýn kaynaðý tartýþýlýrken

Psikiyatrik bozukluklarýn kaynaðý tartýþýlýrken Depresyonla Ýlgili Nöroanatomik Çalýþmalar Doç. Dr. Emel ÖZTÜRK*, Prof. Dr. Hamdullah AYDIN** Psikiyatrik bozukluklarýn kaynaðý tartýþýlýrken son yýllara kadar biyolojik ve psikolojik faktörler tek tek

Detaylı

Beynin Anatomik Açıdan İncelenmesi ve Beyin Sisteminin İşleyişi

Beynin Anatomik Açıdan İncelenmesi ve Beyin Sisteminin İşleyişi Beynin Anatomik Açıdan İncelenmesi ve Beyin Sisteminin İşleyişi - Ana Hatlarıyla Merkezi Sinir Sistemi - Sinir Hücrelerinin (Nöronlar) Temel İşleyişi - Hücre Gövdesi, Dendrit, Aksonlar, Sinaptik Ağlar

Detaylı

NORMAL BEYİN GELİŞİMİ VE MYELİNİZASYONU

NORMAL BEYİN GELİŞİMİ VE MYELİNİZASYONU NORMAL BEYİN GELİŞİMİ VE MYELİNİZASYONU Dr. Özlem ALKAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Dr.Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Radyoloji Anabilim Dalı 18 Kasım 2017 İSTANBUL Beyin Gelişimi

Detaylı

Nigrostriatal sistem, Hareketin Kontrolü: Parkinson Hastalığı

Nigrostriatal sistem, Hareketin Kontrolü: Parkinson Hastalığı Nigrostriatal sistem, Hareketin Kontrolü: Parkinson Hastalığı Doç. Dr. Esen Saka Topçuoğlu Hacettepe Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı Parkinson Hastalığı Alzheimer Hastalığından sonra en sık görülen

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Nörobiyolojik Tanımlar. yrd.doç.dr.emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Nörobiyolojik Tanımlar. yrd.doç.dr.emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Nörobiyolojik Tanımlar yrd.doç.dr.emin ulaş erdem NÖRONUN TANIMI Sinir hücre gövdesi ve tüm uzantılarına verilen isimdir. Nöronlar, uyarıların alınması ve sinir impulsunun

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider?

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider? SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Descartes- İnsan vücudu bilimsel olarak (doğal yasalarla) açıklanabilecek bir hayvan makinesidir Bu makineyi araştıran, beyin ve davranış arasındaki ilişkiyi inceleyen bilim

Detaylı

Yeme Bozukluklarýnda Beyin Görüntüleme Yöntemleri

Yeme Bozukluklarýnda Beyin Görüntüleme Yöntemleri DERLEME Yeme Bozukluklarýnda Beyin Görüntüleme Yöntemleri Esra Güney 1, Aslý Çepik Kuruoðlu 2 1 Dr., Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalý, 2 Doç.Dr., Psikiyatri Anabilim Dalý,

Detaylı

Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi

Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi..Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Uykunun Temel Mekanizmaları ve Uyku Nörofizyolojisi Doç.Dr.Dr.Zerrin.Zerrin Pelin Pendik Devlet Hastanesi Uyku Bozuklukları Birimi Hipokrat Vasküler reorganizasyon teorisi İç organları sıcak tutabilmek

Detaylı

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným

Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným Çocukluk ve Ergenlik Döneminde Þizofreni: Klinik Özellikler Doç. Dr. Selahattin ÞENOL* Þizofreni özellikle düþünce, algý ve duygulaným alanlarýnda bozulmayla seyreden ciddi bir ruhsal hastalýktýr. Ýlk

Detaylı

Hücre içi sinyal iletimindeki iþlevsel bozukluklar

Hücre içi sinyal iletimindeki iþlevsel bozukluklar Depresyonda Hücre Ýçi Bozukluklar Doç. Dr. Levent SEVÝNÇOK* Hücre içi sinyal iletimindeki iþlevsel bozukluklar baþta depresyon olmak üzere duygudurum bozukluklarýnýn etiyolojisinde önemli bir rol oynarlar.

Detaylı

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller: Ayna-Gazetesi-renksiz-11-06.qxp 26.10.2006 23:39 Seite 2 Çocuklarda Ateþ Deðerli Ayna okuyucularý, bundan böyle bu sayfada sizleri saðlýk konusunda bilgilendireceðim. Atalarýmýz ne demiþti: olmaya devlet

Detaylı

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ

DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ DENEYSEL RATLARDA ATOMOKSETİN VE OMEGA 3 ÜN SERUM ÇİNKO VE BAKIR DÜZEYLERİ ÜZERİNE ETKİSİ Prof. Dr. Mevlüt Sait KELEŞ GİRİŞ Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB); hiperaktivite, dikkatsizlik,

Detaylı

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Hücre içi kompartıman ve hücre dışı kompartımanın büyük bölümü elektriksel açıdan nötrdür. Hücre içinde

Detaylı

Þizofrenide Gözlenen Biliþsel Bozukluklar ve Deðerlendirilmesi: Bir Gözden Geçirme

Þizofrenide Gözlenen Biliþsel Bozukluklar ve Deðerlendirilmesi: Bir Gözden Geçirme Þizofrenide Gözlenen Biliþsel Bozukluklar ve Deðerlendirilmesi: Bir Gözden Geçirme Nurper Erberk ÖZEN* ÖZET Kraepelin zamanýndan bu yana araþtýrmacýlar, þizofrenik hastalardaki özgül, bölgesel beyin lezyonlarýný

Detaylı

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Genel Bilgiler Çoğu intrakranyal lezyon kolayca ayırt edilebilen BT bulguları ortaya koyar. Temel bir yaklaşım olarak BT yorumlama simetriye odaklı olarak sol ve sağ yarıların karşılaştırılmasına

Detaylı

Davranışın Nörobiyolojik Temelleri. Yard. Doç.Dr. Aybala Sarıçiçek Psikiyatri Anabilim Dalı

Davranışın Nörobiyolojik Temelleri. Yard. Doç.Dr. Aybala Sarıçiçek Psikiyatri Anabilim Dalı Davranışın Nörobiyolojik Temelleri Yard. Doç.Dr. Aybala Sarıçiçek Psikiyatri Anabilim Dalı Davranış dediğimiz şey beyin işlevlerinin bir ürünü. Yalnızca yürüme, nefes alma, gülümseme gibi basit motor davranışlar

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin

Detaylı

Motor kademeleri ile otomasyon seviyeleri arasýnda akýllý baðlantý Akýllý Baðlantý Siemens tarafýndan geliþtirilen SIMOCODE-DP iþlemcilerin prozeslerinin hatasýz çalýþmasýný saðlamak için gerekli tüm temel

Detaylı

BİLİŞSEL NÖROBİLİM. E.Timuçin Oral 8 Kasım 2012. 8 Kasım 12 Perşembe

BİLİŞSEL NÖROBİLİM. E.Timuçin Oral 8 Kasım 2012. 8 Kasım 12 Perşembe BİLİŞSEL NÖROBİLİM E.Timuçin Oral 8 Kasım 2012 Bilişsel Nörobilim Nörobilim ve Bilişsel Psikolojinin birleşmesi 1970 li yılların sonunda Gazzaniga & Miller Soru: Beyin zihnin varlığını nasıl mümkün kılar?

Detaylı

Nikotinik Asetilkolin Reseptörlerinin Farmakolojisi. Dr. Vahide Savcı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AD

Nikotinik Asetilkolin Reseptörlerinin Farmakolojisi. Dr. Vahide Savcı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AD Nikotinik Asetilkolin Reseptörlerinin Farmakolojisi Dr. Vahide Savcı Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AD 1 İçerik Giriş Nikotinik reseptörlerin yapısı Tedavi alanları

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (19 MART 2017-25 MAYIS 2018) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)! HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü

Detaylı

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin

Propiverin HCL Etki Mekanizması. Bedreddin Seçkin Propiverin HCL Etki Mekanizması Bedreddin Seçkin 24.10.2015 Propiverin Çift Yönlü Etki Mekanizmasına Sahiptir Propiverin nervus pelvicus un eferent nörotransmisyonunu baskılayarak antikolinerjik etki gösterir.

Detaylı

OBSESİF KOMPULSİF SPEKTRUMDA İMPULSİVİTE KOMPULSİVİTE

OBSESİF KOMPULSİF SPEKTRUMDA İMPULSİVİTE KOMPULSİVİTE OBSESİF KOMPULSİF SPEKTRUMDA İMPULSİVİTE KOMPULSİVİTE Dr. Mehmet Murat DEMET Psikiyatri Profesörü Farmakoloji Bilim Uzmanı Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. Psikiyatri Zirvesi 9. Ulusal

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (19 MART 2017-25 MAYIS ) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ DÖNEM

Detaylı

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu

Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Uzm. Dr. Haldun Akoğlu Genel Bilgiler Çoğu intrakranyal lezyon kolayca ayırt edilebilen BT bulguları ortaya koyar. Temel bir yaklaşım olarak BT yorumlama simetriye odaklı olarak sol ve sağ yarıların karşılaştırılmasına

Detaylı

1-MSS (Merkezi Sinir Sistemi-CNS) 2-PSS (Perifer Sinir Sistemi-PNS)

1-MSS (Merkezi Sinir Sistemi-CNS) 2-PSS (Perifer Sinir Sistemi-PNS) 1-MSS (Merkezi Sinir Sistemi-CNS) 2-PSS (Perifer Sinir Sistemi-PNS) 1-Sinir Hücresi (Nöron, nörosit) -Sitoplazması:Nöroplazma -Gövdesi(Perikaryon) -Uzantıları: a.dendrit (=ağaç) -Sitoplazması:Dendroplazma

Detaylı

Metabotropik Glutamat Reseptör Modülatörleri ve Anksiyete. Dr. Şule Gök. Celal Bayar Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı Manisa

Metabotropik Glutamat Reseptör Modülatörleri ve Anksiyete. Dr. Şule Gök. Celal Bayar Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı Manisa Metabotropik Glutamat Reseptör Modülatörleri ve Anksiyete Dr. Şule Gök Celal Bayar Üniversitesi Farmakoloji Anabilim Dalı Manisa Sunu Planı Anksiyete tedavisinde bugünkü durum Glutamerjik iletim ve anksiyete

Detaylı

Sinir Sistemi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

Sinir Sistemi. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Sinir Sistemi Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. İnsan Vücudu Üro-genital sistem Sindirim sistemi Solunum sistemi Kardiyovasküler sistemi Endokrin sistem Sinir sistemi

Detaylı

Büyük oranda hayvan araþtýrmalarý ve in vitro

Büyük oranda hayvan araþtýrmalarý ve in vitro Noradrenerjik Sistem ve Depresyon Yrd. Doç. Dr. Þükrü UÐUZ*, Dr. Ebru YURDAGÜL* Büyük oranda hayvan araþtýrmalarý ve in vitro çalýþmalarda elde edilen kanýtlar, duygudurum bozukluklarýnýn beyinde limbik

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI

SİNİR SİSTEMİ DERS PROGRAMI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II SİNİR SİSTEMİ V. DERS KURULU (20 MART 2017-26 MAYIS 2017) DERS PROGRAMI DEKAN BAŞKOORDİNATÖR DÖNEM II KOORDİNATÖRÜ

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ

SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ SİNİR SİSTEMİ VE EGZERSİZ 1 TEMEL FONKSIYONLAR Vücut içi koşulların kontrol edilmesi İstemli hareketlerin kontrolü Omurilik reflekslerinin programlanması Hafıza ve öğrenme için gerekli olan deneyimlerin

Detaylı

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

PSİKOFARMAKOLOJİ 3. Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar. PSİKOFARMAKOLOJİ 3 Antipsikotikler Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar www.gunescocuk.com PSİKOZ VE ŞİZOFRENİ Şizofreni belirtilerinin altında yatan düzeneği açıklamaya çalışan başlıca

Detaylı

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme - 1 8 Konuþmayý Yazýya Dökme El yazýnýn yerini alacak bir aygýt düþü XIX. yüzyýlý boyunca çok kiþiyi meþgul etmiþtir. Deðiþik tasarým örnekleri görülmekle beraber, daktilo dediðimiz aygýtýn satýlabilir

Detaylı

Beyin Korteksi. Prof. Dr. Y. Ziya Ziylan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı

Beyin Korteksi. Prof. Dr. Y. Ziya Ziylan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Beyin Korteksi Prof. Dr. Y. Ziya Ziylan İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Serebrum, Gri ve ak maddeden oluşan alanlar içerir. Longitudinal fissur ile sağ ve sol olmak üzereiki hemisfere

Detaylı

(1) FRONTAL LOB KORTEKSİ (2) PARİETEL LOB KORTEKSİ (3) TEMPORAL LOB KORTEKSİ (4) OKSİPİTAL LOB KORTEKSİ (5) LİMBİK LOB KORTEKSİ

(1) FRONTAL LOB KORTEKSİ (2) PARİETEL LOB KORTEKSİ (3) TEMPORAL LOB KORTEKSİ (4) OKSİPİTAL LOB KORTEKSİ (5) LİMBİK LOB KORTEKSİ Bu dersimizde amacımız, serebral korteksin temel yapısı ve fonksiyonel lokalizasyonunu tanımlamaktır. Bu bilgiler, klinik semptomlar ve belirtilerde esas teşkil eden hemisferik lokalizasyonda kullanılır.

Detaylı

Dissosiyatif Amnezinin Nörobiyolojisi

Dissosiyatif Amnezinin Nörobiyolojisi Dissosiyatif Amnezinin Nörobiyolojisi Doç.Dr.Serap Erdoğan Taycan Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Gazi Üniversitesi Nöropsikiyatri Merkezi Dissosiyatif Histerik Psikojenik

Detaylı

Þizofreni ve Cinsiyet: Baþlangýç Yaþý ve Sosyodemografik Özellikler

Þizofreni ve Cinsiyet: Baþlangýç Yaþý ve Sosyodemografik Özellikler Þizofreni ve Cinsiyet: Baþlangýç Yaþý ve Sosyodemografik Özellikler Hatice GÜZ* ÖZET Bu çalýþmada, DSM-IV taný kriterlerine göre þizofreni tanýsý alan 160 hastada (95'i erkek, 65'i kadýn) baþlangýç yaþý

Detaylı

AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON

AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON AĞRI TEDAVĠSĠNDE NÖROSTĠMULASYON E Z G I T U N A E R D O Ğ A N Tarihteki yeri Teoriler Ağrı fizyolojisi Tedavi yöntemleri Ağrı tedavisinde elektriksel stimulasyonun yeri (tarihçesi ve güncel yaklaşımlar)

Detaylı

SĐNAPTĐK POTANSĐYELLER

SĐNAPTĐK POTANSĐYELLER 498 ĐÇĐNDEKĐLER I. Sinaptik Potansiyeller 1.1. Eksitatör Postsinaptik Potansiyel (EPSP) 1.2. Đnhibitör Postsinaptik Potansiyel (IPSP): II. Sinaptik Đletim ve Postsinaptik Potansiyellerin Entegrasyonu SĐNAPTĐK

Detaylı

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý NOT : Bu bölüm önümüzdeki günlerde Prof.Dr. Hüner Þencan ýn incelemesinden sonra daha da geliþtirilerek son halini alacaktýr. Zaman kaybý olmamasý için büyük ölçüde- tamamlanmýþ olan bu bölüm web e konmuþtur.

Detaylı

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs KISSADAN HİSSE SUNUM PLANI Genel değerlendirme EKT TMU tdcs ŞİZOFRENİ TEDAVİSİNDE PSIKOFARMAKOLOJİ DIŞI YAKLAŞIMLAR Biyopsikososyal Yaklaşım Etyoloji ve Patofizyoloji Psikolojik Faktörler B i r e y s e

Detaylı

SEREBRAL KORTEKS EMBRİYOLOJİSİ

SEREBRAL KORTEKS EMBRİYOLOJİSİ SEREBRAL KORTEKS EMBRİYOLOJİSİ Dr. Cem ÇALLI Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı EMBRİYOLOJİK GELİŞİM Endoderm Mesoderm Ektoderm 15. GÜN Ektodermal hücreler çoğalarak Nöral plate

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

Major depresyonun ve diðer depresif bozukluklarýn

Major depresyonun ve diðer depresif bozukluklarýn Depresyonda Serotonerjik Düzenekler Yrd. Doç. Dr. Lut TAMAM*, Dr. Tayfun ZEREN* Major depresyonun ve diðer depresif bozukluklarýn etiyolojisinde yer alan biyolojik etkenlerin varlýðýna iliþkin kuramlar

Detaylı

Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı & DEÜHastanesi Epilepsi ve Uyku Merkezi

Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı & DEÜHastanesi Epilepsi ve Uyku Merkezi Dr.İbrahim Öztura Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Nörofizyoloji Bilim Dalı & DEÜHastanesi Epilepsi ve Uyku Merkezi Kompleks davranışsal bir durum olarak modern nörolojik

Detaylı

Ballorex Venturi. Çift Regülatörlü Vana

Ballorex Venturi. Çift Regülatörlü Vana Ballorex Venturi Çift Regülatörlü Vana Isýtma ve soðutma sistemlerinin balanslanmasý Precision made easy Ballorex Venturi ýsýtma ve soðutma sistemlerini balanslamasýný saðlayan olan yeni jenerasyon çift

Detaylı

Serebral Vasküler Alanlar Anatomi, Varyasyon, Kollateral Dolaşım

Serebral Vasküler Alanlar Anatomi, Varyasyon, Kollateral Dolaşım Öğrenim hedefleri Arterial sulama alanları ve varyasyonlarını öğrenmek Serebral Vasküler Alanlar,, Kollateral Dolaşım Kollateral dolaşımı öğrenmek Arterial sulama bölgelerindeki infarktları tanımak Sınır

Detaylı

Araþtýrma Hazýrlayan: Ebru Kocamanlar Araþtýrma Uzman Yardýmcýsý Gýda Ürünlerinde Ambalajýn Satýn Alma Davranýþýna Etkisi Dünya Ambalaj Örgütü nün açýklamalarýna göre dünyada ambalaj kullanýmýnýn %30 unu

Detaylı

Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji A.D.

Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji A.D. Dr. Yavuz YÜCEL Nöroloji A.D. 1 Amaç Serebral korteksin temel yapısı ve fonksiyonel lokalizasyonunu tanımlamak. Klinik semptom ve belirtilerde esas teşkil eden hemisferik lokalizasyonları öğrenmek, nörolojik

Detaylı

Olebond. Uygulamalar. Maleik Anhidrit

Olebond. Uygulamalar. Maleik Anhidrit Olebond Olebond, Tisan Mühendislik Plastikleri tarafýndan tescillendirilmiþ, maleik anhidrit aþýlanmýþ polimerlerinin markasýdýr. Bu ürün grubu, esas polimere maleik anhidritin tepkimeli ekstrüzyon yöntemi

Detaylı

Þizofreni Tedavisinde Yeni Bir Hedef Agmatin ve Beyin Poliamin Sistemi

Þizofreni Tedavisinde Yeni Bir Hedef Agmatin ve Beyin Poliamin Sistemi DERLEME Þizofreni Tedavisinde Yeni Bir Hedef Agmatin ve Beyin Poliamin Sistemi Tayfun Uzbay 1 1 Prof.Dr., Gülhane Askeri Týp Fakültesi Týbbi Farmakoloji Anabilim Dalý, Ankara ÖZET Þizofreni ve benzeri

Detaylı

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir? Soru - Yanýt 3 1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir? Yanýt: Nöron 2. Merkezi sinir sistemini oluþturan organlar nelerdir? Yanýt: Beyin, beyincik, omurilik soðaný

Detaylı

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ Çok hücreli organizmaların kompleks omurgalılara evrimi, hücreler birbirleriyle iletişim kuramasalardı mümkün olmazdı. Hücre-hücre Hücre-matriks etkileşimini

Detaylı

Santral Sinir Sistemi Nöromediyatörleri

Santral Sinir Sistemi Nöromediyatörleri Santral Sinir Sistemi Nöromediyatörleri SSS Nöromediyatörleri Amin yapılı nöromediyatörler Asetilkolin Amino asit nöromediyatörler Peptid yapılı nöromediyatörler Diğerleri Amin yapılı nöromediyatörler

Detaylı

Sinaptik İleti DOÇ. DR. VEDAT EVREN

Sinaptik İleti DOÇ. DR. VEDAT EVREN Sinaptik İleti DOÇ. DR. VEDAT EVREN SİNİR SİSTEMİNDE İLETİ Canlılarda İletim Şekilleri Sinaptik İleti Sinirsel uyarıların (impuls) başka bir sinir, kas veya salgı (bez) hücresine iletildiği bölge Presinaptik

Detaylı

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii) 264 Âbideler Þehri Ýstanbul Saman-i Camii (Çukur Çeþme Camii) camiinin minaresi deðiþik bir biçimde inþâ edilmiþtir. Süleymaniye Camii nin doðusunda arka cephesinde yer alan ve Çukur Çeþme Mescidi olarak

Detaylı

Glutamat Sistemi ve Şizofreni

Glutamat Sistemi ve Şizofreni Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2016; 8(4):394-405 doi: 10.18863/pgy.253445 Glutamat Sistemi ve Şizofreni Glutamatergic System and Schizophrenia Osman Özdemir, Pınar Güzel

Detaylı

Santral (merkezi) sinir sistemi

Santral (merkezi) sinir sistemi Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece

Detaylı

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Ana başlıklar Demans nedenleri Normal yaşlanma bulguları Radyolojik görüntüleme yöntemleri Demansta radyolojik belirleyici bulgular

Detaylı

Þizofrenide Duygu Algýlama ve Tanýma Süreçleri

Þizofrenide Duygu Algýlama ve Tanýma Süreçleri Þizofrenide Duygu Algýlama ve Tanýma Süreçleri Özlem Altunel 1, Görkem Demirdöðen 2, Uzay Dural 3, M. Kemal Kuþçu 4 1 Uz.Dr., Serbest Hekim, 2 Psk., 3 Kl.Psk., 4 Doç.Dr., Marmara Üniversitesi Ýstanbul

Detaylı

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum ÇEVRE VE TOPLUM 11. Bölüm DOÐAL AFETLER VE TOPLUM Konular DOÐAL AFETLER Dünya mýzda Neler Oluyor? Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum Volkanlar

Detaylı

Eksitatör amino asitler beyinde bol miktarlarda

Eksitatör amino asitler beyinde bol miktarlarda Glutamaterjik Sistem, N-Metil-D-Aspartik Asit Reseptörleri ve Depresyon Yrd. Doç. Dr. Ümit TURAL*, Prof. Dr. Emin ÖNDER* Eksitatör amino asitler beyinde bol miktarlarda bulunmaktadýrlar. Memeli beynindeki

Detaylı

Sinir Dokuda Aracı Maddeler (mediatörler)

Sinir Dokuda Aracı Maddeler (mediatörler) Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Sinir Dokuda Aracı Maddeler (mediatörler) Dr. Sinan Canan scanan@baskent.edu.tr sinan@sinancanan.net Sinirsel Haberciler - Nörokrinler Sinir ileticileri

Detaylı

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI Receptörler İntrasellüler hidrofobik(llipofilik)ligandlara baglananlar Nükleer hormon reseptörleri Guanylate siklaz(nitrikoksid receptor) Hücre yüzey hidrofilik ligandlara

Detaylı

Kanguru Matematik Türkiye 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2018 3 puanlýk sorular 1. Leyla nýn 10 tane lastik mührü vardýr. Her mührün üzerinde 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 rakamlarýndan biri yazýlýdýr. Kanguru sýnavýnýn tarihini þekilde görüldüðü gibi yazan Leyla,

Detaylı

CORTEX CEREBRİDEKİ MERKEZLER. Prof.Dr.E.Savaş HATİPOĞLU

CORTEX CEREBRİDEKİ MERKEZLER. Prof.Dr.E.Savaş HATİPOĞLU CORTEX CEREBRİDEKİ MERKEZLER Prof.Dr.E.Savaş HATİPOĞLU Cortex cerebri Duyu bölgeleri ;duyuların alındığı bölgeler Motor bölgeler ; hareketlerin istek doğrultusunda başlatıldığı veya sonlandırıldığı bölgeler

Detaylı

İnsan beyni, birbiri ile karmaşık ilişkiler içinde bulunan nöron hücreleri kitlesidir. Tüm aktivitelerimizi kontrol eder, yaradılışın en görkemli ve

İnsan beyni, birbiri ile karmaşık ilişkiler içinde bulunan nöron hücreleri kitlesidir. Tüm aktivitelerimizi kontrol eder, yaradılışın en görkemli ve YAPAY SİNİRAĞLARI İnsan beyni, birbiri ile karmaşık ilişkiler içinde bulunan nöron hücreleri kitlesidir. Tüm aktivitelerimizi kontrol eder, yaradılışın en görkemli ve gizemli harikalarından biridir. İnsan

Detaylı