Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s"

Transkript

1 Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 14, Haziran 2015, s Ali ERDOĞAN 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA VE TİCARİ DIŞA AÇIKLIK ORANI İLE DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN TÜRKİYE İÇİN EKONOMETRİK ANALİZİ: ARDL SINIR TESTİ YAKLAŞIMI Özet Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için önemli bir sermaye kaynağıdır. Birçok ülke, doğrudan yatırımları teşvik ederek ekonomilerini geliştirme stratejisini izlemektedir. Küreselleşme sürecinin hız kazanmasıyla birlikte, hem gelişmiş hem de tasarruf ve yatırım eksiği bulunan ülkeler, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmek için çaba sarf etmektedir. Söz konusu yatırımları çekebilmek; ülke ekonomisine sermayenin yanı sıra teknoloji, istihdam, milli gelir artışı, üretim ve geniş dış pazar avantajları gibi birçok katkı sağladığı için, ülkelerin kalkınmasında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının etkin bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Türkiye, yabancı sermaye yatırımlarına karşı olumlu bir tutum sergileyen, liberal mevzuata sahip bir ülke olmasına rağmen, sahip olduğu doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekme potansiyelinin oldukça gerisinde kalmıştır. Ayrıca, Türkiye ye gelen yabancı sermayenin, sabit yatırımlar yerine daha çok şirket birleşmeleri ve satın almalar, özelleştirme ve gayrimenkul alanlarına yönelmesi nedeniyle, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının istihdam, milli gelir ve ekonomik büyüme gibi makroekonomik değişkenlere yapması gereken olumlu katkı, yetersiz seviyede kalmıştır. Anahtar Kelimeler: Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, Ticari Dışa Açıklık, Granger Nedensellik Testi. 1 Yrd. Doç. Dr., Haliç Üniversitesi MYO Lojistik ve İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, alierdogan@halic.edu.tr

2 Ali Erdoğan 16 GİRİŞ ECONOMETRIC ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP AMONG GROSS DOMESTIC PRODUCT, TRADE OPENNESS AND FOREIGN DIRECT INVESTMENTS FOR TURKEY: ARDL BOUND TEST Abstract Foreign direct investment inflows are a major source for developing countries such as Turkey. Many countries develop and adopt strategies for encouraging foreign direct investment inflows to stimulate their economic growth. With the acceleration of the globalization process, both developed countries and countries without sufficient national savings to finance and spur investments try to attract foreign direct investments. Foreign direct investment inflows do not only make a significant contribution to domestic capital but also bring in a lot of advantages such as technology, new employment opportunities, national income increase, new manufacturing opportunities and broad exposure to foreign markets and accordingly foreign direct investment is considered to play a very significant role in economic development. In spite of the fact that Turkey is a country which has developed a very positive attitude towards foreign capital and foreign direct investment inflows and that has a liberal legislation regulating this issue, it has lagged far behind its potential to attract foreign capital and foreign direct investment inflows. In addition to the foregoing, foreign direct investments result in a significant number of mergers and acquisitions, privatization and purchase of land and property rather than real investments or greenfield investments and consequently the positive contributions which they should have made to macroeconomic variables such as employment, national income and economic growth remained at insufficient levels. Key words: Foreign Direct Investments, Gross Domestic Product, Trade Openness, Granger Causality Test. Bir ülkenin ekonomik olarak gelişmesi, o ülkede üretimin reel olarak artması ile mümkündür. Üretim ise; sermaye, vasıflı ve vasıfsız işgücü, doğal kaynaklar gibi girdilerin farklı teknolojiler ve uygulamalar ile bir araya gelmesiyle gerçekleşmektedir. Ekonomik kalkınma ise, bu girdi faktörlerinin artması veya bu faktörlerin verimliliğinin artması ile mümkündür. Gelişmekte olan ülkelerin en önemli problemi, sermaye birikimlerinin yetersiz olmasıdır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, ekonomi için ek sermaye kaynağıdır ve bu sermaye ile birlikte gelen teknoloji, teknik bilgi ve yönetim bilgileri; üretim faktörlerinin verimliliğinin artmasını sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının; büyük oranda Türkiye nin iktisadi durumuyla ilgili olduğu; dolayısıyla ekonomisinin büyüklüğü, istikrarı ve dışa açıklık seviyesi ile ilişkili olduğunu ortaya koymaktır.

3 17 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Çalışmada; Türkiye de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları (DYSY) ile kişi başına reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ve Ticari Dışa Açıklık (TDA) oranı arasındaki uzun dönem ilişkilerine yönelik ekonometrik bir analiz yapılmıştır. Yapılan ekonometrik çalışmada, zaman serileri üzerinde ARDL Sınır Testi ve Granger Nedensellik Testi uygulanmış; e-views programı kullanılarak söz konusu test sonuçları değerlendirilmiştir. Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı Tanımı Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları (Foreign Direct Investments: FDI); uzun süreli, ticari çıkar elde etme amaçlı, şirket yönetimine etki edebilecek düzeyde gerçekleşen sermaye yatırımlarıdır (İTO, 2003). Diğer bir ifade ile doğrudan yatırım, bir ülkede yerleşik olan yatırımcının başka bir ülkede, uzun vadeli ve yönetimde önemli bir söz hakkının olduğu bir işletmeye sahip olmasıdır. Bu işletmeler, ayrı bir tüzel kişiliği olan bağlı iştirak ve işletme de olabilir (Emen, 2007). Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, yatırım faaliyetlerini birden fazla ülkede gerçekleştiren ve üretim kararlarını bir merkezden alan, bağlı şirketlere sahip Çok Uluslu Şirketler (Multinational Companies: MNCs) tarafından yapılır (Alpar ve Ongun, 1985). Doğrudan yatırımlarda, yatırımcı fiziksel kaynakların yanı sıra; üretim teknolojisi ve yöneticilik bilgisi gibi, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaç duyduğu yenilikleri de beraberinde getirir (Arıkan, 2006). Doğrudan yatırım, ev sahibi ülkeye pek çok farklı şekilde girebilir (İTO, 2003): - Şirket birleşmeleri ve satın almalar, - Özelleştirme yoluyla gerçekleşen yatırımlar, - Ortak girişimler, stratejik ortaklıklar, lisans verme ve diğer yatırımlar, - Sabit sermaye yatırımları, - Mevcut operasyonların genişletilmesi. Ekonomik büyüme ve daha da önemlisi, ekonomik kalkınmayı gerçekleştirme hedefinde olan gelişmekte olan ülkeleri, bu yolda sınırlayan en önemli problem, sermaye yetersizliğidir. Yeterli tasarrufa sahip olmayan bu ülkeler, yatırımlarını finanse edebilmek için yabancı sermayeye ihtiyaç duyar. Ekonomik büyüme ve kalkınma için gerekli olan yabancı sermaye kaynaklarının en etkilisi ise, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıdır (Çeştepe ve Vergil, 2004). Doğrudan yatırımlar; Dikey Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları (vertical FDI) ve Yatay Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları (horizontal FDI) olmak üzere ikiye ayrılır. Dikey doğrudan yatırımlar, çok uluslu şirketlerin farklı üretim yerlerindeki maliyet farklılıklarından dolayı, üretim sürecinin aşamalarını en düşük maliyetle gerçekleştirebileceği yerleri tercih etmesi sonucu ortaya çıkar. Yatay doğrudan yatırımlarda ise, çok uluslu şirket, yüksek gümrük ve nakliye giderlerini dikkate alarak; ürünlerin ihracı yerine, ev sahibi ülkede üretilmesi yolunu seçmektedir (Erdoğan, 2012).

4 Ali Erdoğan 18 Yapılan çalışmalar, ülkeler arasındaki ekonomik entegrasyonun sadece ticaret ile değil, aynı zamanda doğrudan yabancı sermaye yatırımı yoluyla da gerçekleşeceğini öne sürmektedir. Günümüzde, çok uluslu şirketlerin ev sahibi ülkedeki üretim miktarı, ihracat miktarından daha fazladır. Yatay doğrudan yabancı sermaye yatırımları, üretimi yabancı piyasalara (ev sahibi ülke piyasası) yakınlaştırma amacını taşır. Dikey doğrudan yabancı sermaye yatırımları ise, hem yerli hem yabancı piyasalara hizmet etmek üzere, üretim maliyetlerini düşürmeye çalışır. Dolayısıyla, yatay doğrudan yatırımlarda; üretim ev sahibi ülkede ticaretin yerini alır ve doğrudan yabancı sermaye yatırımı ticareti ikame edebilir. Dikey doğrudan yatırımlarda ise; ev sahibi ülkede gerçekleştirilen üretimin bir kısmı yatırıma kaynak olan ülkeye geri taşınır ve doğrudan yabancı sermaye yatırımı, ticareti tamamlayıcı bir nitelik kazanmış olur (De Santis ve Stahler, 1999). Dikey doğrudan yatırım teorisi, Helpman (1984) tarafından ortaya atılmıştır ve üretim aşamaları ile faktör donanımındaki uluslararası farklılıkların, çok uluslu şirketlerin dikey bölünme dürtüsünü ortaya çıkaracağı biçiminde açıklanabilir (Neary, 2009). Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ile Milli Gelir ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki Ekonomik büyüme, ülkedeki üretim kapasitesinin artışıdır ve sermaye stokundaki artış büyümeyi olumlu yönde etkileyecektir. Ekonomik büyüme ile yurtiçi yatırım ve yabancı sermaye yatırımı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır (Bilgili, Düzgün ve Uğurlu, 2007). Ev sahibi ülkenin milli geliri, iç pazar büyüklüğünü ve potansiyel talep yapısını göstermesi açısından, doğrudan yabancı sermaye yatırımını etkileyen faktörlerden biridir. Doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki, iki yönlüdür. Dolayısıyla, ekonomik büyüme yabancı yatırımları çekerken, yabancı yatırımlar da ekonomik büyümeyi olumlu etkilemektedir. Gelirin artması ise, yabancı yatırımların artmasında itici bir kuvvet meydana getirmektedir (Batmaz ve Tunca, 2005). Choe, 2003 yılında yaptığı 80 ülkeyi kapsayan araştırmasında, ekonomik büyüme ve yabancı yatırımlar arasında iki yönlü nedensellik bulmuştur. Nedenselliğin yönü ise, daha çok büyümeden yabancı yatırımlara doğrudur. Ayrıca, büyüme ile yurtiçi yatırım arasında tek yönlü bir nedensellik ortaya çıkmıştır. İlişkinin yönü ise, büyümeden yurtiçi yatırımlara doğrudur. Qi nin 2007 yılında yaptığı araştırmaya göre, söz konusu üç değişken arasındaki nedensel etkiler gelişmiş ülkelerde, tek yönlü olarak büyümeden yurtiçi yatırıma, büyümeden yabancı yatırıma ve yurtiçi yatırımdan yabancı yatırıma doğrudur. Gelişmekte olan ülkelerde ise, nedensel etkiler iki yönlüdür (Bilgili, Düzgün ve Uğurlu, 2007). Üstelik, gelişmekte olan ülkelerde, tasarrufun yeterli olmaması ve teknolojik yetersizlik sebebiyle ortaya çıkan rekabet gücü eksikliği, doğrudan yabancı sermaye yatırımları sayesinde aşılarak ekonomik büyüme performansı arttırılabilir (Çinko, 2009). Chowdhury ve Mavrotas ise, 2003 yılında yaptıkları Şili, Malezya ve Tayland ı analiz eden çalışmalarında; Şili için, ekonomik büyümeden doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına doğru bir nedensellik ilişkisi sonucuna ulaşmışlar, Malezya ve Tayland için ise, çift yönlü bir nedensellik ilişkisinin varlığını tespit etmişlerdir (Açıkalın, Gül ve Yaşar, 2006). Ülkemizde de, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını etkileyen faktörleri belirleme adına, birtakım çalışmalar yapılmıştır. Özağ, 1994 yılında gerçekleştirdiği çalışmasında; bağımsız değişken olarak yatırım ve ihracat teşvikleri, ithalat liberalizasyonu, ücret maliyeti, reel döviz

5 19 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı kuru ve GSMH değişkenlerini kullanmış; sonuç olarak, GSMH değişkeni ve teşviklerin doğrudan yabancı sermaye yatırımı girişini en çok etkileyen faktörler olduğunu ortaya koymuştur. Terzi ve Günaydın ise, 1997 yılında yaptıkları araştırma sonucunda, GSMH deki % 1 lik bir artışın, doğrudan yabancı sermaye yatırımını % oranında arttırdığını tespit etmişlerdir (Kar ve Tatlısöz, 2008). Doğrudan yabancı sermaye yatırımları sayesinde; emeğin aldığı pay artmakta ve tüketicilerin daha kaliteli ürünleri daha düşük fiyatla seçebilmesi mümkün olmaktadır. Bununla birlikte; yabancı girişimciler yerli piyasa ürünlerini satın alarak iç piyasayı canlandırmakta, yeni ürünler için iç piyasanın gelişimi sağlanmakta ve ülkedeki emek gücü yeni beceriler elde etmektedir. Bu etkiler de, milli geliri arttırarak ekonomik büyümeyi beraberinde getirmektedir (Ongan, 2001). Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ile Ticari Dışa Açıklık Arasındaki İlişki Açık ekonomiler, ihracat ve ithalatın yapıldığı ekonomilerdir. Ülkelerin Ticari Dışa Açıklık (Trade Openness) seviyesini gösteren faktör ise, ihracat ve ithalata yönelik sınırlamaların boyutudur. Uluslararası ticarette ülkenin dışa açıklık seviyesi, yatırım kararı vermede önemli bir faktördür. Bir ülkenin ekonomisinin dışa açıklık derecesi, Dış Ticaret Hacmi/GSMH oranı ile ölçülür (Kazgan, 1988) yılında Kravis ve Lipsey, 1988 de Culem, 1990 yılında Edwards ve 2000 yılında Pistoresi, ülkelerin dışa açıklık seviyesinin doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde güçlü bir pozitif etkiye sahip olduğunu saptamışlardır. Wheeler ve Mody ise, 1992 yılında yaptıkları araştırmada, elektronik sanayi için zayıf bir negatif ilişki, imalat sanayi için güçlü bir pozitif ilişki tespit etmişlerdir (Chakrabarti, 2001). Kansas Üniversitesi nde öğretim üyeliği yapan Elizabeth Asiedu nun 2002 yılında yaptığı araştırmaya göre ise, dışa açıklığın doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerindeki etkisi, yatırımların türüne bağlıdır. Eğer yatırımlar yerel piyasaya yönelik ise, ticaret kısıtlamaları, doğrudan yabancı sermaye yatırımları üzerinde pozitif bir etki yapacaktır. İhracata yönelik yatırım yapan çok uluslu şirketler ise, ticarete getirilen korumacılığın işlem maliyetlerini yükseltmesiyle aksak rekabet şartlarının artmasından dolayı, yüksek dışa açıklık seviyesine sahip ülkeleri tercih edeceklerdir (Batmaz ve Tunca, 2005). İhracat ve ithalat serbestisi, doğrudan yatırımların ihtiyaç duyduğu ara malları ithal etme ve üretimini ihraç etme hususunda, çok uluslu şirketlere büyük avantaj sağlamaktadır. Dolayısıyla, ticari dışa açıklık seviyesi yüksek olan ülkelerin, daha fazla doğrudan yatırım çekeceği aşikardır (Karagöz, 2007). Türkiye nin Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı Performansı Doğrudan yabancı sermaye yatırımları, 1970 li ve 1980 li yıllarda daha çok gelişmiş ülkeler arasında gerçekleşmiş; 1990 lı yıllarla birlikte, giderek artan oranlarla gelişmekte olan ülkelere de gitmeye başlamıştır. Bunun temel nedeni, 1980 lerin sonunda yaşanan borç krizleridir (DPT, 2000) sonrasında, sabit sermaye stokunu arttırmayan ama doğrudan yabancı yatırım türlerinden biri olan Birleşme ve Satın Almalar (Mergers and Acquisitions), gelişmekte olan ülkelere yönelik doğrudan yatırımların en önemlisi halini almıştır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının, ekonomilerinin gelişmesinde oynadığı rolün farkına varan gelişmekte olan

6 Ali Erdoğan 20 ülkeler, doğrudan yatırımları gerçekleştiren çok uluslu şirketlere büyük teşvikler sağlamaya başlamışlardır (Gür ve Akbay, 2007). Türkiye, 1980 yılından sonra serbest piyasa ekonomisini ve dışa açık büyüme stratejisini benimsemiş olmasına rağmen, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarından kendi ekonomik gücüyle düz orantılı bir pay alamamıştır. Geçmişten günümüze gelişmekte olan ülkelerin, dünya genelindeki toplam doğrudan yabancı sermaye yatırımları stoku miktarından aldıkları paylar incelendiğinde; UNCTAD verilerine göre söz konusu payın, 2000 yılı sonunda Polonya için % 0.59, Çek Cumhuriyeti için % 0.38, Macaristan için % 0.40 olduğu görülmektedir ve bu tarihte Türkiye nin payı % 0.33 tür yılı sonu itibariyle ise; Polonya %1.08, Çek Cumhuriyeti % 0.77, Türkiye % 0.47 ve Macaristan % 0.43 pay oranlarına ulaşmıştır ve bu ülkeler arasında Türkiye nin payı, sadece Macaristan ın payından yüksek görünmektedir. Türkiye dışındaki bu ülkeler, Doğu Bloku nun yıkılmasından sonra, 1990 lı yıllarda sosyalist ekonomiden piyasa ekonomisine geçmesine karşın Türkiye, 1950 li yıllardan itibaren liberal ekonomi politikalarını takip eden ve yabancı sermaye konusunda altyapısı olan bir ülke konumundadır. Ayrıca, bu ülkelerin nüfusları Türkiye nin nüfusundan çok daha azdır. Bu veriler ışığında; Türkiye nin, potansiyeli oranında doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekemediği aşikardır. Türkiye ekonomisi için, doğrudan yabancı sermaye yatırımı girişi, sürekli büyüme ve ekonomik kalkınma (economic development) sürecine girme açısından son derece önemlidir. Ancak ülkemiz, yabancı sermaye stoku bakımından gelişmekte olan birçok ülkenin gerisinde kalmıştır. Genel olarak; Türkiye ye gelen yabancı sermaye, sabit yatırımlar yerine kısa süreli ve kar amaçlı para piyasalarına yönelmiş, dolayısıyla istihdama yeterli katkıda bulunmayan bir nitelik arz etmiştir. Oysa iş piyasalarının yabancı yatırımlardan yararlanabilmesi, gelen sermayenin niteliğine bağlıdır ve söz konusu sermaye, reel sektöre aktarılabildiği ölçüde ekonominin sürekli büyümesine ve istihdam artışına katkıda bulunacaktır. Doğrudan yatırımların geliş şekli ve yöneldiği sektörler, istihdama ve ekonomik büyümeye olan etkiyi belirlemektedir. Yabancı sermayenin, birleşme ve satın alma (Merger and Acquisition) veya özelleştirme (privatization) yoluyla gelmesi halinde, ilave bir istihdam oluşturması ve ekonomik büyümeye katkıda bulunması mümkün değildir. Fakat yabancı yatırımlar, yeni iş alanları açılması amacıyla kullanılırsa, istihdamı olumlu yönde etkilemekte ve teknoloji transferi ile know-how barındıran sabit sermaye yatırımı biçiminde gelirse, ev sahibi ülke için refah ve milli gelir artışı ile birlikte ekonomik büyüme gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, Türkiye için kısa vadede özelleştirme ve birleşme ve satın alma şeklinde gerçekleşen yabancı yatırımlardan ziyade, orta ve uzun vadede teknoloji-yoğun sektörlere yapılan yabancı yatırımların önemi büyüktür. Ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının istihdamı ve milli geliri optimal oranlarda olumlu olarak etkileyebilmesi için, sermayenin geliş şeklinin Sabit Sermaye Yatırımı (Greenfield Investment) olması gerekmektedir. Orta ve uzun vadede teknoloji-yoğun sermaye yatırımlarının kazanımı için ise, AR-GE yatırımlarının arttırılması gerekir. Ayrıca, teknoloji-yoğun yatırımların uyum sağlayacağı sektörlerin belirlenmesi de büyük önem taşımaktadır. Teknoloji-yoğun içerikli doğrudan yatırım çekme potansiyeli en yüksek sektörler ise; bilişim, elektronik ve otomotiv sektörleridir (Erdoğan, 2012).

7 21 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Metodoloji Engle Granger (1987), Johansen (1988) ve Johansen ve Juselius (1990) tarafından gerçekleştirilen ve uzun dönem ilişkisini açıklamaya yönelik yöntemler, öncelikle seriler için durağanlık analizi gerektirir. Buna ek olarak, yapılan durağanlık analizinde tüm serilerin aynı dereceden bütünleşik olması şartı aranır. Eğer, ilgili çalışmada serilerden bir veya daha fazlası düzey halinde durağan yani I(0) ise, Engle-Granger veya Johansen testleri ile eşbütünleşme ilişkisi araştırılamaz. Pesaran (2001) tarafından geliştirilen Sınır Testi yaklaşımı, bu sorunları ortadan kaldırmaktadır (Karagöl, Erbaykal ve Ertuğrul, 2007). Gerçekleştirilen çalışmada ARDL Sınır Testi kullanılacağından, bu analiz ile ilgili detaylı bilgiler sırasıyla verilecektir. ARDL Sınır Testi Yaklaşımı Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkileri inceleme adına, eşbütünleşme (cointegration) tekniğinin uygulanması gerekmektedir. Bu tekniğin uygulanması için ise, değişkenlerin eşbütünleşme derecelerinin bilinmesi gerekir. Birim kök testlerinin sonuçlarına göre, değişkenlerin bütünleşme derecelerinin aynı olmadığı sonucu ile karşılaşılabilmektedir. Engle ve Granger (1987) tarafından geliştirilen ve artıklara dayanan Engle Granger eşbütünleşme yöntemi ile birlikte, Johansen (1988) ile Johansen ve Juselius (1990) tarafından geliştirilen ve En Çok Benzerlik Yöntemine dayanan Johansen eşbütünleşme yaklaşımları, sadece aynı dereceden bütünleşik değişkenler için geçerlidir. Dolayısıyla, serilerin bütünleşme derecelerinin aynı olması gerekmektedir. Oysa analize tabi tutulacak serilerden bazıları, birinci farkı alındığında durağan hale gelirken; bazıları düzeyde durağan çıkabilmektedir. Bu durumda, Engle-Granger ve Johansen eşbütünleşme testlerinin kullanılması mümkün değildir. Bu noktada, yardıma farklı bir yaklaşım yetişmektedir. Bu nedenle, eşbütünleşme dereceleri farklı olan, diğer bir ifade ile aynı dereceden bütünleşik olmayan serilere eşbütünleşme yönteminin uygulanması adına, Pesaran ve Shin (1995) tarafından geliştirilen Sınır Testi yaklaşımı önerilmiştir. Başlangıçta önerilen bu yaklaşıma, Pesaran vd. (2001) tarafından ilaveler yapılmıştır. En Küçük Kareler Yöntemine (Least Squares Method) dayanan bu yaklaşım, literatürde ARDL (Autoregressive Distributed Lags) yaklaşımı olarak bilinen ve birçok ekonometrik avantajı olan bir yaklaşımdır. Pesaran ve diğerleri (2001) tarafından geliştirilen yaklaşımın, diğer eşbütünleşme (cointegrasyon) yöntemlerine göre üstünlükleri, aşağıdaki gibi sıralanabilir (Yamak ve Korkmaz, 2007): - İçsellik problemi ve uzun dönem katsayıları üzerindeki hipotezleri test edebilme yeteneği açısından, Engle-Granger prosedüründen daha üstündür. - Modelin kısa ve uzun dönem parametreleri, eşanlı olarak tahmin edilebilmektedir. - Değişkenlerin tamamı içsel kabul edilmektedir. - Yöntem, değişkenler arasındaki bütünleşme derecelerini hesaba katmamaktadır. Sınır Testinin bir diğer avantajı da; az sayıda gözleme sahip olan çalışmalarda güvenilir sonuçlar vermesidir (Narayan ve Narayan, 2004).

8 Ali Erdoğan 22 Söz konusu yöntem, değişkenlerin bazılarının düzey, bazılarının birinci mertebeden durağan olmaları durumunda kullanılmakta ve Engle ve Granger (1987) in ortaya koyduğu yönteme benzer şekilde, iki aşamada uygulanmaktadır. İlk aşamada, değişkenlerin farklarına ilişkin gecikmelere ve düzey değerlerinin ilk gecikmeli değerlerine yer verilmekte, ayrıca, standart F testi ile bu eşitlikte uzun dönem ilişkinin varlığı test edilmektedir. Herhangi bir anlamlılık düzeyi (örneğin =0.05) için F istatistiği, eğer alt ve üst sınırlardan oluşan kritik sınır değerlerinin (critical bounds) dışına düşerse; bağımsız değişkenlerin bütünleşme (integration) derecesini hesaba katmaksızın kesin bir yorum yapılabilir. Örneğin, F istatistiği; eğer kritik üst sınır değerinden daha büyükse, eşbütünleşme ilişkisi bulunmadığını ifade eden sıfır hipotezi reddedilmektedir. Buna karşılık, eğer F istatistiği; kritik alt sınır değerinden daha küçükse, bu durumda uzun dönem ilişkisi bulunmadığını ifade eden sıfır hipotezi kabul edilmektedir. F istatistiğinin kritik sınırların arasına düşmesi durumunda ise, kesin bir yorum yapılamamaktadır. Bu durumda, herhangi bir sonuç çıkarılmadan önce, bağımsız değişkenlerin bütünleşme dereceleri ((I(0), I(1)) mutlaka bilinmelidir (Şimşek ve Kadılar, 2004). Diğer standart eşbütünleşme yaklaşımları için, öncelikle birim kök testlerinin yapılması gerekmekteyken, ARDL önceden birim kök testi uygulamasını gerektirmemektedir. Bu yaklaşım, değişkenlerin bütünleşme mertebeleri ile ilgilenmediği gibi, ikinci bir avantajı da; incelenen gözlem aralığı az olsa bile, iyi küçük örnek özelliklerine sahip olmasıdır (Çağlayan, 2006). ARDL yaklaşımı sayesinde, küçük örneklemlerde sağlam ve etkin sonuçlar ile birlikte, uzun dönem katsayılarının tutarlı ve yansız olması sağlanmaktadır. Ayrıca, Dinamik Hata Düzeltme Modeli (Error Correction Model: ECM) ARDL den elde edilebilir. Böylece, kısa dönem dinamikleri ile uzun dönem dengesi, uzun dönem bilgisini kaybetmeden bütünleşir. ARDL modeli, aşağıdaki gibi ifade edilebilir: ( L, p) ( L, p) x u Burada; 0 k i 1 i it t ( L, p) 1 L L... L ( L, p) L L L... L i 0 i1 i2 iq i 1,2,..., k p p q olarak gösterilmektedir. Bu gösterimlerde yer alan 0 sabit katsayı, Y T bağımlı değişken, açıklayıcı değişken ve L gecikme operatörüdür. Y k x t i it t i 1 X T

9 23 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Bu gösterimlerden yararlanarak, uzun dönem ilişkiyi veren katsayıların tahmini için denklem şu şekilde gösterilebilir: ˆ 1 (... ) ˆ i0 i 1... iq 1 (... ) 1 2 p p Değişkenler arasındaki ilişkiyi ortaya koyan hata düzeltme denklemi ise, aşağıdaki gibi yazılabilir: k pˆ 1 k qˆ 1 Y X y X t 0 i1 it i1 t j ij it j i 1 i 1 i 1 i 1 ˆ (1 p) ECM t 1 ut ECM y ˆ X t 1 t i it i 1 k ECM hata düzeltme terimi olarak bilinmektedir. Bu değişkenin katsayısı, kısa dönemdeki t 1 dengesizliğin ne kadarının, uzun dönemde düzeltileceğini göstermektedir. Bu katsayının işaretinin negatif olması beklenmektedir. Burada, hata düzeltme terimi katsayısı ve (1 pˆ ) uzun döneme doğru uyarlama hızıdır. Bu ARDL modeli gösterimi, çeşitli herhangi çok değişkenli örnekler için genelleştirilebilir. Uzun dönem ilişkisinin varlığının sınanacağı sınır testinin uygulanabilmesi için, yukarıdaki modelde k ile simgelenen gecikme uzunluğunun belirlenmesi gerekmektedir. Uygulama için gerekli olan gecikme uzunlukları, Akaike Bilgi Kriteri (AIC) ve Schwartz-Bayesian Kriteri (SBC) ile belirlenmektedir. Bu yöntem çerçevesinde, önce belirlenen en büyük gecikme uzunluğu üzerinden bağımlı değişkenin sadece kendi gecikmeli değerlerine göre regresyon gerçekleştirilir ve en küçük AIC veya SBC değerine sahip olan gecikme sayısı seçilir. Daha sonra, bağımlı değişkenin seçilen gecikme katsayısı sabit tutulup birinci bağımsız değişken modele ilave edilerek olası tüm gecikmeleri ile regresyon modelleri oluşturulur ve en küçük AIC veya SBC değeri dikkate alınarak bağımsız değişkenin gecikme sayısı belirlenir. Son olarak, diğer bağımsız değişkenlere de aynı işlem uygulanarak en uygun gecikme uzunlukları belirlenir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken önemli bir husus vardır. Seçilen kritik değerin en küçük olduğu gecikme uzunluğu ile oluşturulan model, otokorelasyon problemi içeriyorsa, bu durumda ikinci en küçük kritik değeri sağlayan gecikme uzunluğu alınır ve eğer otokorelasyon problemi devam ediyorsa, söz konusu problem ortadan kalkana kadar bu işleme devam edilir. Gecikme uzunluklarının belirlenmesinde, FPE ve HQ gibi diğer kriterlerden de yararlanılabilmektedir. ARDL modelinin gecikme değerlerinin uygun seçimi, kalıntılardaki seri korelasyon ve içsel regresörler problemini eş zamanlı olarak düzeltmeye yeterli olmaktadır (Pesaran ve Shin, 1999).

10 Ali Erdoğan 24 ARDL eşbütünleşme yönteminin sınır testi, F veya Wald istatistiğine dayanmaktadır. Eşbütünleşme ilişkisi; H : şeklinde ifade edilen ve eşbütünleşme olmadığını gösteren temel hipotezin test edilmesi ile incelenmektedir. Belirlenen anlamlılık düzeyi için hesaplanan F istatistiği, Pesaran vd. (2001) çalışmasında yer alan alt ve üst kritik değerleri ile karşılaştırılır (Pesaran, Shin ve Smith, 2001). Bu istatistik, söz konusu sınırların dışına düştüğü takdirde, değişkenlerin bütünleşme derecelerini hesaba katmaksızın kesin bir yorum yapılabilmektedir. Hesaplanan test istatistiğinin üst kritik değerinin üzerinde olması, seriler arasında eşbütünleşme ilişkisinin var olduğunu; alt değerin altında kalması ise, eşbütünleşme ilişkisinin bulunmadığını göstermektedir. Test istatistiği olan F değerinin alt ve üst kritik sınır değerlerinin arasına düşmesi halinde ise, kesin bir yorum yapılamamaktadır. Bu durumda, serilerin eşbütünleşme derecelerini hesaba katan diğer yöntemlere başvurulması zorunlu olmaktadır. Sınır testinin sağlıklı sonuç vermesi için, incelenen modelin hata terimleri serisinde otokorelasyon olmaması gerekliliğinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Seriler arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edildikten sonra, uzun ve kısa dönem ilişkilerini belirlemek için ARDL modelleri kurulmaktadır. ARDL modeli bu çalışmada; k k k LYSY LYSY LGDP LTDA u t 0 1i t i 2i t i 3i t i t i 1 i 0 i 0 olarak tahmin edilecektir. ARDL modelinde gecikme uzunlukları belirlenirken, yine SBC ve AIC kriteri kullanılmaktadır. Değişkenler arasındaki kısa dönem ilişkisi de, ARDL yaklaşımına dayanan hata düzeltme modeli yardımı ile incelenmektedir. Bu model; k k k LYSY LYSY LGDP LTDA ECM u t 0 1i t i 2i t i 3i t i t 1 t i 1 i 0 i 0 biçiminde ifade edilir. Hata Düzeltme Modeli Eşbütünleşme analizinde de bahsedildiği gibi, bu kavram değişkenler arasında bir uzun dönem ilişkisini işaret etmekteydi. Fakat bu uzun dönem içerisinde, kısa dönemli bir sürede dengenin bozulabilme durumu söz konusu olmaktadır. Bu durumda, hata terimi bu dönemdeki bir denge hatası olarak ele alınabilir (Gujarati, 1999). Eşbütünleşme özelliğine sahip değişkenler uzun dönemde dengedeyken, yaşanacak şoklar yüzünden dengeden uzaklaştıkları durumda, söz konusu şokların etkilerinin geçici mi yoksa sürekli mi olacağının belirlenmesi için, bu modeller belirleyici olmaktadır. Bu kavram, Engle-Granger tarafından geliştirilmiştir. Söz konusu denge hatasının modele katılması ile elde edilen Hata Düzeltme Modelleri, kısa dönem dengesizliğini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Hata düzeltme modelleri, eşbütünleşme olduğuna karar verilen değişkenler için söz konusu olacağından, öncelikle uzun dönem ilişkisinin belirlenmesi ile oluşturulmaktadır.

11 25 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Engle ve Granger tarafından oluşturulan hata düzeltme modeli; k Y ECM Y X t 0 t 1 i t i i t i t i 1 i 1 m şeklinde ifade edilmektedir. Kısa dönem dinamiklerini içeren modelde, hata düzeltme mekanizması çalışıyor ise, uzun dönem denge değerinde oluşacak sapmaların kısa dönemde dengeye yakınsayacakları söylenebilir. Hata düzeltme modelinde mekanizmanın çalışması için, Engle ve Granger in ile belirtilen uyarlama katsayısının taşıması gerektiği özellikler aşağıda sıralanmaktadır: - Uyarlama katsayısının negatif değer alması gerekmektedir. 0 mekanizmanın çalışması için ilk koşuldur. değerinin negatif olması, uzun dönem dengesinde herhangi bir şok meydana geldiğinde, dengeden sapmaların tekrar dengeye dönme eğilimi taşıyacağını, dolayısıyla şokların kalıcı değil, geçici etkilere sahip olacağını göstermektedir. - Uyarlama katsayısı istatistiksel olarak anlamlı olmalıdır. Tahmin sonucu elde edilen bilgiler ışığında, katsayı anlamlılığı incelenmeli ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu durumlarda mekanizmanın çalıştığı kabul edilmelidir. - Uyarlama katsayısı yorumlanabilir bir büyüklüğe sahip olmalıdır. Hata düzeltme modelinin çalışması, uyarlama katsayısının bu özellikleri taşımasına bağlıdır. Bu katsayının geçerli olması durumunda, yaşanacak herhangi bir şokun ardından, ne kadar dönem sonra dengeye yakınsama olacağı, dengeye ulaşacağı hakkında da bilgiler edinilebilir. Katsayının bu özellikleri taşımasına ek olarak, hata düzeltme modelinin de klasik regresyon varsayımlarını sağlaması gerekmektedir. Bu nedenle; modelde otokorelasyon, değişen varyans, çoklu doğrusal bağlantı sorunları yer almamalı ve hata terimleri normal dağılmalıdır. Uygulamada, hata düzeltme modelinin tahmininin ardından, bu varsayımların sağlanıp sağlanmadığı da incelenmelidir. Eşbütünleşme regresyon denklemi uzun dönem dengesini gösterirken, hata düzeltme modeli kısa dönem dinamiklerini göstermektedir. Bu nedenle, uygulamada öncelikle eşbütünleşme incelenmeli, eşbütünleşme olduğu belirlenen seriler ile hata düzeltme modeli tahmin edilerek mekanizmanın çalışıp çalışmadığı belirlenmelidir. Böylece, söz konusu zaman serileri için uzun ve kısa dönem ilişkileri hakkında bilgiye sahip olunabilmektedir. Nedensellik Ekonometrik çalışmalarda, analize tabi tutulan seriler arasındaki nedensel ilişkinin yönü, teorik bilgiye göre belirlenmektedir. Nedensellik istatistiksel açıdan; serinin gelecekteki tahmini değerlerinin, kendisinin ya da başka bir zaman serisinin geçmiş dönemlerinden etkilenerek elde edilmesi olarak tanımlanır. Uygulamada, nedensellik analizinin önemli bir yere sahip olmasının nedenlerini, iki temel başlık altında toplamak mümkündür. Bunlardan ilki, nedensellik analizi yardımıyla denklem veya denklemler kümesi içerisinde dışsallığın belirlenebilmesidir. İkincisi ise, söz konusu nedensellik analizi için gerekli testlerin yapısal ekonometrik modellerdeki tartışmalı değişkenlerin durumunu açığa çıkarması veya birbirine seçenek oluşturan modeller arasından seçim yapılabilmesini mümkün hale getirebilmesidir (Işığıçok, 1994).

12 Ali Erdoğan 26 Zaman serilerinde nedensellik analizi, seriler arasındaki ilişkiyi ortaya koymakla birlikte, ilişkinin yönü hakkında da bilgi vermektedir. Seriler arasındaki nedensellik ilişkisi, tek yönlü ve çift yönlü olmak üzere test edilebilmektedir. Granger anlamında tek yönlü nedensellik; Y ve X değişkenleri söz konusu olduğunda, sadece X değişkeninin Y nin nedeni olduğu durumları kapsamaktadır. Kısaca, bir değişkenden diğer değişkene doğru bir nedensellik ilişkisi söz konusudur. Çift yönlü nedensellik ise, her iki değişkenin de birbirinin nedeni olduğu durumları kapsamaktadır. Zaman serilerinde ilişkilerin neden ve sonuç ilişkisinin yorumlanması için kullanılan nedensellik testleri, literatürde oldukça yaygın kullanıma sahiptir. Bu alanda çalışan araştırmacılar; Granger (1969), Sims (1972), Hiemstra ve Jones (1994), Baek ve Brock (1992) olarak sıralanabilir. Granger Nedensellik Testi Granger (1969), X ve Y serileri için; X in geçmiş değerleri ile yapılan Y öngörüsünün, X in geçmiş değerleri olmadan yapılan öngörüden daha başarılı olmasını, X değişkeninin Y nin Granger nedeni olması ile açıklamıştır. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı gibi, Granger nedensellik, gecikmeli değerlerle yapılan öngörünün başarılı olmasından kaynaklanan bir olgudur. Nedensellik olgusunun geliştirilmesi, Granger in katkılarıyla gerçekleşmiştir. Bu nedenle, iki zaman serisinin nedensellik ilişkisinin incelenmesi için kullanılan en yaygın test, Granger Nedensellik Testi (Granger Causality Test) adını almıştır. Granger Nedensellik Testi, hem basitliği ve uygulamadaki kolaylığı bakımından hem de test sonucunda elde edilen bilgilerle yapılabilen çıkarsamalar bakımından, diğer nedensellik testlerine tercih edilmektedir. Çünkü Granger Nedensellik Testi, aynı zamanda öngörülebilirlik ve dışsallık testi olarak da yorumlanabilmektedir (Özer, 1999). Granger Nedensellik Testi, zaman serileri arasında ilişki olup olmadığını ve ilişki varsa, bu ilişkinin yönünü ortaya koyan bir testtir. Granger e göre, nedensellik dört durumda söz konusu olabilmektedir (Granger, 1980): X, Y nin nedenidir. Y, X in nedenidir. X, Y nin nedenidir. Aynı zamanda, Y de X in nedenidir. Değişkenler bağımsızdır. Testte, modelde yer alan bağımsız değişkenlerin grup halinde sıfıra eşit olup olmadığı sınanmaktadır. Bu ilişki test edilirken, modelde yer alan değişkenlerin grup halinde F-testine bakılarak karar verilir. Granger Nedensellik Testi, serilerin durağan olmasını gerektirmektedir (Granger, 1969). Granger Nedensellik Testi için;

13 27 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı m Y Y X t 0 1 j t j 2 j t j 1t j 1 j 1 m m X X Y t 0 1 j t j 2 j t j 2t j 1 j 1 m şeklinde tanımlanan denklemlerin En Küçük Kareler Yöntemi (EKKY) ile tahmin edilmesi gerekmektedir. Birinci denklemde, Y nin şimdiki değerinin, X in ve kendisinin geçmiş değerleri ile; ikinci denklemde ise, X in şimdiki değerinin, Y nin ve kendisinin gecikmeli değerleri ile ilişkili olduğu öngörülmektedir. Granger Nedensellik Testi, bu ilişkilerin tahmini ile elde edilen katsayıların bileşik olarak anlamlılıklarının test edilmesine dayanmaktadır. H : 0 0 2j H : 0 1 2j şeklinde kurulan hipotezler yardımıyla, eğer sıfır temel hipotezi reddedilirse; X in Y nin nedeni olduğu kararına varılmaktadır. Hipotezlerde tüm gecikmeler birlikte ele alındığından, grup anlamlılığı, yani F test istatistiği kullanılmaktadır. Granger çift yönlü nedenselliğin analizinde, iki değişken söz konusu olduğu zaman, her iki değişkenin de eş zamanlı olarak birbirinin Granger nedeni olması gerekir. Çift yönlü nedensellik analizi yapılırken, tek yönlü nedensellik analizi için izlenen adımlar izlenerek H 0 ve H 1 hipotezleri oluşturulur. Her iki hipotez eş zamanlı olarak reddedilebiliyorsa, X değişkeni Y nin; Y de X in Granger nedeni olarak ifade edilir. Veri ve Uygulama Bu çalışmada, Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ile kişi başına reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) (2000=100) ve Ticari Dışa Açıklık oranı arasındaki uzun dönem ilişkileri, dönemi için araştırılmıştır. Harrison (1996) çalışmasından hareketle, Ticari Dışa Açıklık için; ihracat ve ithalat toplamının GSYİH ya oranı dikkate alınmıştır. Çalışmada kullanılan yıllık veriler; Dünya Bankası, Dünya Kalkınma Göstergeleri veri tabanından elde edilmiştir. Verilerin analizinde, e-views (3.1 versiyonu) paket programları kullanılmıştır. Söz konusu veriler, zaman serisi verisi olduğundan, zaman serisi analizlerinden yararlanılarak uzun dönem ilişkileri incelenmiştir. Uzun dönem ilişkilerin incelenmesi için gerekli olan uygulamalar adına, serilere logaritmik dönüşüm uygulanmıştır. Serilere logaritmik dönüşüm uygulanması, hem varyansta durağanlığa yardımcı olmasını hem de daha kolay yorumlanabilir olmalarını sağlamaktadır. Analizin ilk aşamasında, değişkenlerin durağanlık özelliklerini araştırmak için, Dickey Fuller (DF) ve Philips-Perron (PP) birim kök testleri kullanılmıştır. Söz konusu birim kök testlerinde, serilerin birim köklü olduğunu ifade eden hipoteze karşılık, serilerin durağan olduğunu ifade eden alternatif hipotez test edilmektedir. Birim kök testleri sonuçları, Tablo 1 de görülmektedir.

14 Ali Erdoğan 28 Tablo 1. ADF ve PP Birim Kök Testleri Sonuçları Seriler ADF PP LYSY ΔLYSY a a LGDP ΔLGDP a a LTDA c b ΔLTDA - - Not: Tabloda yer alan LYSY; doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının logaritmasını, LGDP; kişi başına GSYİH nın logaritmasını, LTDA; ticari dışa açıklık oranının logaritmasını ifade etmektedir. Δ, ilk fark işlemcisidir. Aynı zamanda a, b ve c sırasıyla %1, %5 ve %10 anlamlılık düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Bu tabloda yer alan sonuçlar ele alındığında, serilerin aynı mertebeden durağan olmadığı gözlenmektedir. LYSY ve LGDP ilk farkları ile durağan, LTDA düzeyde durağandır. Bu durumda, uzun dönem ilişkilerini incelemek için Engle-Granger eşbütünleşme testi kullanılamayacaktır. Çünkü bu test, serilerin aynı mertebeden durağan olmasını gerektirmektedir. Dolayısıyla, çalışmada uzun dönem ilişkisini incelemek için, serilerin durağanlık mertebelerinin aynı olmasını dikkate almayan ARDL Sınır testi kullanılmıştır. Ancak, bu yaklaşım için mertebe konusundaki esneklik, gecikme uzunluğunda söz konusu değildir. ARDL Sınır testi yaklaşımının en önemli şartı, modelde yer alan değişkenlere ait gecikme uzunluklarının doğru belirlenmesidir. Çalışmada yer alan değişkenler için uygun gecikme uzunluğunun belirlenmesinde, AIC ve SC Bilgi kriterlerinden yararlanılmıştır. Dikkat edilmesi gereken önemli bir diğer husus, eklenen uygun gecikme uzunluklarının modelde otokorelasyon sorununa neden olmasının engellenmesidir. Bu nedenle, otokorelasyon testlerinden LM testi yardımıyla uygun gecikme uzunluğu seçilmiştir. Tablo 2. Sınır Testi İçin Uygun Gecikme Uzunluğunun Seçilmesi Bağımlı değişken: LYSYt LGDP t LTDAt Gecikme AIC SC LM(1) AIC SC LM(1) AIC SC LM(1)

15 29 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Not: Tabloda yer alan değerler farklı gecikmeler için AIC ve SC kriterleri değerlerini göstermektedir. LM(1) sütununda yer alan değerler ise 1. dereceden otokorelasyonun varlığı için uygulanmış LM testine ait olasılık değerlerini ifade etmektedir. Tablo 2 de yer alan bilgi kriterleri dikkate alınarak, her değişken için AIC ve SC bilgi kriterinin her üç gecikmedeki değerleri incelenmiştir. Bu durumda, LGDP t ve LTDAt için 3 gecikme; LYSYt için AIC bilgi kriterine göre 3; SC bilgi kriterine göre 1 gecikme minimum değer almaktadır. Bu durum, otokorelasyon sorunu bakımından ele alındığında, LM test sonuçlarına göre, ARDL sınır yaklaşımı için uygun gecikme uzunluğu 3 olarak belirlenmiştir. Gecikme uzunluğunun belirlenmesinin ardından ARDL modeli için; H : modelde yer alan değişkenler arasında eşbütünleşme olmadığını ifade eden temel hipotezin geçerliliğinin sınanması için, F test istatistiği hesaplanmıştır. Tablo 3. Sınır Testi Sonuçları Bağımlı değişken: LYSYt LGDP t LTDAt F istatistiği: 1 gecikme: gecikme: c 3 gecikme: b 3 gecikme: a Kritik değerler (k=2) Alt değer Üst değer % % % Not: k, modelde yer alan bağımsız değişken sayısını ifade etmektedir. Çalışmada söz konusu değişken sayısı 2 dir. Kritik değerler Pesaran, Shin ve Smith (2001) çalışmasından elde edilmiştir. a, b ve c sırasıyla %1, %5 ve %10 anlamlılık düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir. Tablo 3 te yer alan ve %1, %5 ve %10 anlamlılık düzeylerine göre hesaplanan F değerleri sırasıyla; 4.333, 4.905, olarak bulunmuştur. Burada, LYSY için 3 gecikmeye ait F değeri, hesaplanan üst sınır değerlerinden büyüktür. Aynı şekilde, diğer değişkenler için de sırasıyla %5 ve %1 anlamlılık düzeylerinde F istatistiği, hesaplanan alt ve üst kritik değerlerden büyüktür. Bu durumda, seriler eşbütünleşik değildir temel hipotezi reddedilmiştir. Bu sonuca göre, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile incelenen diğer değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki bulunduğu sonucuna varılmaktadır. ARDL Sınır Testi yaklaşımından sonra, parametrelerin kararlılığının incelenmesi için, CUSUM ve CUSUMSQ testlerinden elde edilen grafikler, aşağıda yer almaktadır. t

16 Ali Erdoğan CUSUM 5% Significance Grafik 1. CUSUM Testi CUSUM of Squares 5% Significance Grafik 2. CUSUM SQ Testi Grafiklerden de anlaşıldığı gibi, artıklar sınırlar arasında kalmakta, herhangi bir taşma söz konusu olmamaktadır. Bu nedenle, parametrelerin kararlı olduğunu ve yapısal değişikliğin olmadığını söylemek mümkündür. Bu sonuçlar ışığında, seriler arasındaki uzun dönem ilişkisi ile birlikte değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinin incelenebilmesi için, Granger Nedensellik Testi uygulanmıştır. Hesaplanan nedensellik istatistikleri, Tablo 4 te verilmiştir. Tabloda yer alan sonuçlar incelendiğinde, GDP den Ticari Dışa Açıklık değişkenine doğru bir nedensellik ilişkisinin olduğu görülmektedir. Ayrıca, aynı şekilde Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarından Ticari Dışa Açıklık değişkenine doğru da bir nedensellik söz konusudur. Ancak, burada söz konusu olan nedensellik çift yönlü değil, tek yönlü bir nedenselliktir. Bu durumda, Ticari Dışa Açıklığın açıklanmasında, hem GDP hem de YSY serileri neden sonuç ilişkisi içermektedir.

17 31 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Tablo 4. Granger Nedensellik Testi Sonuçları Bağımlı değişken LYSY t LGDP t LTDAt ECt 1 İlişkinin yönü LYSY t (0.891) 2.104(0.550) [-1.128] LGDP t 0.199(0.977) (0.164) [-1.474] LGDP LTDA LYSY LTDA LTDA t 9.268(0.025) b (0.001) a [-4.000] a Not: ilişkinin yönünü, a ve b ise sırasıyla %1 ve %5 anlamlılık düzeylerini ifade etmektedir. Parantez içindeki sayılar olasılıkları, köşeli parantez içindeki sayılar ise t - istatistiklerini göstermektedir. Tablo 4 te yer alan ECt 1 terimleri, hata düzeltme modellerindeki hata düzeltme terimi katsayılarını ifade etmektedir. Her üç değişken için de elde edilen hata düzeltme katsayıları, beklendiği üzere negatif olarak elde edilmiştir. Bununla birlikte, Ticari Dışa Açıklık değişkenine ait hata düzeltme katsayısı, %1 anlamlılık düzeyine göre istatistiksel olarak anlamlıdır. Buna göre, hata düzeltme katsayısı yorumlanabilir bir değerdir. Bu durum, ele alınan dönemde dengeden herhangi bir sapma söz konusu olduğunda, gelecek dönemde düzeltilebileceğini ifade etmektedir. Hata düzeltme teriminin katsayısı, olarak elde edilmiştir. Katsayının mutlak değerce 1 den büyük çıkması, kısa dönemde modelin uzun dönem ilişkisinden bir sapma olduğunda, dalgalanarak dengeye geleceğini göstermektedir. Bu dalgalanma, her seferinde azalarak uzun dönemde dengeye dönüşü sağlayacaktır. Elde edilen bulgular üzerine, 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği nin incelenen ilişkilerde etkili olabileceği düşünüldüğünden, kukla değişken olarak Gümrük Birliği etkisinin modele katılmasına karar verilmiştir. Bu nedenle, tüm analizler yeni veri seti için tekrarlanmıştır. Gümrük Birliği etkisinin de modele ilave edilmesinin ardından, ARDL sınır yaklaşımı için uygun gecikme uzunluğu sayısının belirlenmesi adına, AIC ve SC kriterleri ele alınmıştır. Tablo 5 te yer alan sonuçlara göre, bilgi kriterlerini minimum yapan gecikme uzunluğu uygun gecikme uzunluğudur ve bu analiz için 3 olarak belirlenmiştir. Belirlemede, otokorelasyon sorununa yakalanmamak için LM testi kullanılmış ve otokorelasyon olmadığı gözlenmiştir. LYSY t değişkeni için AIC bilgi kriterine göre 3, SC bilgi kriterine göre 1 gecikme minimum değer almaktadır. Bu nedenle, Sınır Testi yaklaşımında her iki gecikme için de hesaplamalar yapılarak en uygun gecikme üzerinden test sonuçlandırılmıştır. Diğer iki değişken için, 3 gecikme uzunluğu uygun bulunmuş ve Sınır Testi yaklaşımında 3 gecikme kullanılmıştır.

18 Ali Erdoğan 32 Gümrük Birliği nin etkisi modele ilave edildikten sonra uygulama sonuçları: Tablo 5. Gümrük Birliği Etkisi İlave Edildikten Sonra Sınır Testi İçin Uygun Gecikme Uzunluğunun Seçilmesi Bağımlı değişken: LYSYt LGDP t LTDAt Gecikme AIC SC LM(1) AIC SC LM(1) AIC SC LM(1) Not: Tabloda yer alan değerler farklı gecikmeler için AIC ve SC kriterleri değerlerini göstermektedir. LM(1) sütununda yer alan değerler ise 1. dereceden otokorelasyonun varlığı için uygulanmış LM testine ait olasılık değerlerini ifade etmektedir. Bu sonuçların ardından; H : temel hipotezinin geçerliliğinin sınanması için, F test istatistikleri hesaplanmıştır. Hesaplanan F istatistikleri Tablo 6 da yer almaktadır. Tablo 6. Gümrük Birliği Etkisi İlave Edildikten Sonra Sınır Testi Sonuçları Bağımlı değişken: LYSYt LGDP t LTDAt F istatistiği: 1 gecikme: gecikme: c 3 gecikme: a 3 gecikme: a Kritik değerler (k=2) Alt değer Üst değer % % % Not: k, modelde yer alan bağımsız değişken sayısını ifade etmektedir. Çalışmada söz konusu değişken sayısı 2 dir. Kritik değerler Pesaran, Shin ve Smith (2001) çalışmasından elde edilmiştir. a ve c sırasıyla %1 ve %10 anlamlılık düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlılığı ifade etmektedir.

19 33 Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık Oranı ile Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Arasındaki İlişkinin Türkiye İçin Ekonometrik Analizi: Ardl Sınır Testi Yaklaşımı Elde edilen istatistiklere göre, sırasıyla ilk değişken için %10 anlamlılık düzeyinde, ikinci değişken için %1 ve üçüncü değişken için %1 anlamlılık düzeyinde hesaplanan F istatistikleri, kritik değerlerden büyük olarak elde edilmiştir. Sonuçlar incelendiğinde, elde edilen F istatistiklerinin anlamlılık düzeylerine göre üst sınır değerinden büyük olduğunu ve buna göre, serilerin eşbütünleşik olmadığını ifade eden temel hipotezin reddedildiğini söylemek mümkündür. Yapılan testin sonucunda, elde edilen parametrelerin kararlılığının incelenmesi amacıyla, CUSUM ve CUSUMSQ testleri de uygulanmıştır. Testlerden elde edilen grafikler, aşağıda yer almaktadır CUSUM 5% Significance Grafik 3. Gümrük Birliği İlave Edildikten Sonra CUSUM Testi CUSUM of Squares 5% Significance Grafik 4. Gümrük Birliği İlave Edildikten Sonra CUSUM SQ Testi Grafikler incelendiğinde, modelin artıklarının sınırlar içerisinde kaldığı ve yapısal kırılma söz konusu olmadığından parametrelerin kararlı yapıda olduğu görülmektedir. Bu sonuca göre, Doğrudan Yabancı Sermaye yatırımları ile incelenen değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu sonuçlardan hareketle, aralarındaki

20 Ali Erdoğan 34 uzun dönem ilişkisinden yararlanarak Granger Nedensellik Testi uygulanmıştır. Test sonuçları Tablo 7 de verilmiştir. Bu sonuçlara göre, GDP den TDA değişkenine doğru ve YSY den TDA değişkenine doğru tek yönlü nedenselliklerden bahsetmek mümkündür. Bu durum, Gümrük Birliği kukla değişkeninin modele eklenmeden önceki nedensellik sonuçları ile aynıdır. Bu durumda, Gümrük Birliği değişkeninin modelde önemli değişiklikler meydana getirmediği söylenebilir. Tablo 7. Gümrük Birliği İlave Edildikten Sonra Granger Nedensellik Testi Sonuçları Bağımlı değişken LYSY t LGDP t LTDAt ECt 1 İlişkinin yönü LYSY t (0.860) 1.606(0.658) [-0.909] LGDP t 0.533(0.911) (0.166) [-1.702] c LGDP LTDA LYSY LTDA LTDA t (0.005) a (0.002) a [-4.240] a Not: ilişkinin yönünü, a ve c ise sırasıyla %1 ve %10 anlamlılık düzeylerini ifade etmektedir. Parantez içindeki sayılar olasılıkları, köşeli parantez içindeki sayılar ise t - istatistiklerini göstermektedir. Tablo 7 de yer alan sonuçlar incelendiğinde, hata düzeltme terimleri katsayılarından ikisinin istatistiksel olarak anlamlı olduğu gözlenmektedir. GDP değişkenine ait hata düzeltme katsayısı, olarak elde edilmiştir. Katsayı, istatistiksel olarak anlamlı ve negatif olduğundan, yorumlanabilir olması için gerekli koşulları sağlamaktadır. Bu durum, ele alınan dönemde dengeden herhangi bir sapmanın gelecek dönemde düzeltilebileceğini göstermektedir. Bu katsayıya göre, bir şokun ilk yılda % 89 gibi bir hızla dengeye yaklaşacağını söylemek mümkündür. Ticari Dışa Açıklık oranının düzeltme katsayısı olarak elde edilmiştir. Katsayının mutlak değerce 1 den büyük çıkması, kısa dönemde modelin uzun dönem ilişkisinden bir sapma olduğunda, dalgalanarak dengeye geleceğini göstermektedir. Bu dalgalanma, her seferinde azalarak uzun dönemde dengeye dönüşü sağlayacaktır. Ticari Dışa Açıklık değişkeni, GDP değişkenine göre daha fazla dalgalanarak dengeye yakınsayacaktır. SONUÇ VE ÖNERİLER ARDL Sınır Testi (Bound Test) yardımıyla gerçekleştirilen; Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve Ticari Dışa Açıklık değişkenlerinin uzun dönem ilişkilerinin incelenmesi hedefiyle yapılan ekonometrik analiz, bu seriler arasında uzun dönem ilişkisi olduğunu ve Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla değişkenlerinin, Ticari Dışa Açıklık değişkeninin nedeni olduğunu göstermiştir. Ticari Dışa Açıklık değişkeni, Harrison (1996) çalışmasından hareketle İhracat ve İthalat toplamının GSYİH ya oranı olarak oluşturulmuştur. Bu analizlerin ardından, Türkiye nin 1996 yılında katıldığı Gümrük Birliği nin de bu konuda etkili olabileceği düşünüldüğünden, modele kukla

TÜRKİYE, KURU İNCİR İHRACATININ EKONOMETRİK ANALİZİ. AN ECONOMETRIC ANALYSIS OF DRIED FIGS EXPORT in TURKEY

TÜRKİYE, KURU İNCİR İHRACATININ EKONOMETRİK ANALİZİ. AN ECONOMETRIC ANALYSIS OF DRIED FIGS EXPORT in TURKEY Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Y.2017, C.22, S.2, s.439-448. Suleyman Demirel University The Journal of Faculty of Economics and Administrative Sciences Y.2017,

Detaylı

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 )

BKİ farkı Standart Sapması (kg/m 2 ) A B BKİ farkı Ortalaması (kg/m 2 ) 4. SUNUM 1 Gözlem ya da deneme sonucu elde edilmiş sonuçların, rastlantıya bağlı olup olmadığının incelenmesinde kullanılan istatistiksel yöntemlere HİPOTEZ TESTLERİ denir. Sonuçların rastlantıya bağlı

Detaylı

Avrasya Ekonomik Birliği Elektrik Piyasası Entegrasyonu Kapsamında Kırgızistan ın Enerji Tüketim Projeksiyonu

Avrasya Ekonomik Birliği Elektrik Piyasası Entegrasyonu Kapsamında Kırgızistan ın Enerji Tüketim Projeksiyonu Avrasya Ekonomik Birliği Elektrik Piyasası Entegrasyonu Kapsamında Kırgızistan ın Enerji Tüketim Projeksiyonu Prof. Dr. Ahmet BurçinYERELİ Hacettepe Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,

Detaylı

Türkiye de Ticaret, Ulaşım, Finans Ve Konut Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz

Türkiye de Ticaret, Ulaşım, Finans Ve Konut Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz Türkiye de Ticaret, Ulaşım, Finans Ve Konut Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz Dr. Yüksel OKŞAK 1 1 Uludağ Üniversitesi İnegöl MYO, yukseloksak@uludag.edu.tr,

Detaylı

Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı

Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı Eğitim / Danışmanlık Hizmetinin Tanımı 1. Proje Kapsamında Eğitim Talep Edilmiş ise, Eğitimin İçeriği Hakkında bilgi veriniz. Ekonometri alanı iktisat teorisi, işletme, matematik ve istatistiğin birleşmesiyle

Detaylı

Faiz Döviz Kuru İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma

Faiz Döviz Kuru İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma Faiz Döviz Kuru İlişkisi Üzerine Ampirik Bir Çalışma Bünyamin DEMİRGİL 1, Coşkun KARACA 2 Özet Faiz oranları önemli bir makroekonomik fiyat olarak ekonomi üzerinde önemli etkiler meydana getirmektedir.

Detaylı

A. Regresyon Katsayılarında Yapısal Kırılma Testleri

A. Regresyon Katsayılarında Yapısal Kırılma Testleri A. Regresyon Katsayılarında Yapısal Kırılma Testleri Durum I: Kırılma Tarihinin Bilinmesi Durumu Kırılmanın bilinen bir tarihte örneğin tarihinde olduğunu önceden bilinmesi durumunda uygulanır. Örneğin,

Detaylı

7.Ders Bazı Ekonometrik Modeller. Đktisat (ekonomi) biliminin bir kavramı: gayrisafi milli hasıla.

7.Ders Bazı Ekonometrik Modeller. Đktisat (ekonomi) biliminin bir kavramı: gayrisafi milli hasıla. 7.Ders Bazı Ekonometrik Modeller Đktisat (ekonomi) biliminin bir kavramı: gayrisafi milli hasıla. Kaynak: TÜĐK dönemler gayri safi yurt içi hasıla düzeyi 1987-1 8680793 1987-2 9929354 1987-3 13560135 1987-4

Detaylı

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ

DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ DIŞ TİCARETTE KÜRESEL EĞİLİMLER VE TÜRKİYE EKONOMİSİ (Taslak Rapor Özeti) Faruk Aydın Hülya Saygılı Mesut Saygılı Gökhan Yılmaz Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü

Detaylı

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders Planı Mikroekonomik Analiz I IKT751 1 3 + 0 8 Piyasa, Bütçe, Tercihler, Fayda, Tercih,

Detaylı

SESSION 4C: Uluslararası Ticaret II 455

SESSION 4C: Uluslararası Ticaret II 455 SESSION 4C: Uluslararası Ticaret II 455 Kırgızistan da Dış Ticaret ve Yurtdışından Transferlerin Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya Etkisi: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı The Effect of Foreign Trade and Remittances

Detaylı

İstatistik ve Olasılık

İstatistik ve Olasılık İstatistik ve Olasılık KORELASYON ve REGRESYON ANALİZİ Doç. Dr. İrfan KAYMAZ Tanım Bir değişkenin değerinin diğer değişkendeki veya değişkenlerdeki değişimlere bağlı olarak nasıl etkilendiğinin istatistiksel

Detaylı

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman)

KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ( ) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) KONU 1: TÜRKİYE EKONOMİSİNDE (1987-2007) İŞGÜCÜ VERİMLİLİĞİ ve YATIRIMLAR İLİŞKİSİ (DOĞRUSAL BAĞINTI ÇÖZÜMLEMESİ) Dr. Halit Suiçmez(iktisatçı-uzman) NE YAPILDI? ÖZET - Bu çalışmada, işgücü verimliliği

Detaylı

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI VE SABİT SERMAYE YATIRIMLARININ İHRACAT ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE EŞBÜTÜNLEŞME VE NEDENSELLİK ANALİZİ

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI VE SABİT SERMAYE YATIRIMLARININ İHRACAT ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE EŞBÜTÜNLEŞME VE NEDENSELLİK ANALİZİ DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI VE SABİT SERMAYE YATIRIMLARININ İHRACAT ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: TÜRKİYE ÜZERİNE EŞBÜTÜNLEŞME VE NEDENSELLİK ANALİZİ ÖZET Ayberk ŞEKER 1 (Yalova Üniversitesi, ayberk.seker@yalova.edu.tr)

Detaylı

alphanumeric journal The Journal of Operations Research, Statistics, Econometrics and Management Information Systems

alphanumeric journal The Journal of Operations Research, Statistics, Econometrics and Management Information Systems Available online at www.alphanumericjournal.com alphanumeric journal The Journal of Operations Research, Statistics, Econometrics and Management Information Systems Received: May 8, 2017 Accepted: June

Detaylı

Türkiye de İmalat, Madencilik, Enerji Ve İnşaat Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz

Türkiye de İmalat, Madencilik, Enerji Ve İnşaat Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz Türkiye de İmalat, Madencilik, Enerji Ve İnşaat Sektörlerindeki Büyümenin Tarım Sektöründeki Büyümeye Etkisi: Ekonometrik Bir Analiz Dr. Yüksel OKŞAK 1 1 Uludağ Üniversitesi İnegöl MYO, yukseloksak@uludag.edu.tr,

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ercan ŞAHBUDAK Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü,

Yrd. Doç. Dr. Ercan ŞAHBUDAK Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, ISSN: 2149-9225 Yıl: 2, Sayı: 3, Mart 2016, s. 85-96 Yrd. Doç. Dr. Ercan ŞAHBUDAK Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, erhoca-346@hotmail.com Yrd. Doç. Dr. Dilek ŞAHİN Cumhuriyet

Detaylı

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ MART 2018 Hazırlayan: Yağmur Özcan Uluslararası

Detaylı

İstatistik ve Olasılık

İstatistik ve Olasılık İstatistik ve Olasılık Ders 8: Prof. Dr. İrfan KAYMAZ Tanım Tahmin (kestirim veya öngörü): Mevcut bilgi ve deneylere dayanarak olayın bütünü hakkında bir yargıya varmaktır. Bu anlamda, anakütleden çekilen

Detaylı

3. TAHMİN En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1

3. TAHMİN En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1 3. TAHMİN 3.1. En Küçük Kareler (EKK) Yöntemi 1 En Küçük Kareler (EKK) yöntemi, regresyon çözümlemesinde en yaygın olarak kullanılan, daha sonra ele alınacak bazı varsayımlar altında çok aranan istatistiki

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ...

İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 1 1.1. Regresyon Analizi... 1 1.2. Uygulama Alanları ve Veri Setleri... 2 1.3. Regresyon Analizinde Adımlar... 3 1.3.1. Problemin İfadesi... 3 1.3.2. Konu ile İlgili Potansiyel

Detaylı

TÜRK İMALAT SANAYİİ NDE UZUN DÖNEM ÜCRET-FİYAT-İSTİHDAM İLİŞKİLERİNİN EKONOMETRİK OLARAK İNCELENMESİ. Kıvılcım METİN* Şenay ÜÇDOĞRUK** ÖZET

TÜRK İMALAT SANAYİİ NDE UZUN DÖNEM ÜCRET-FİYAT-İSTİHDAM İLİŞKİLERİNİN EKONOMETRİK OLARAK İNCELENMESİ. Kıvılcım METİN* Şenay ÜÇDOĞRUK** ÖZET TÜRK İMALAT SANAYİİ NDE UZUN DÖNEM ÜCRET-FİYAT-İSTİHDAM İLİŞKİLERİNİN EKONOMETRİK OLARAK İNCELENMESİ Kıvılcım METİN* Şenay ÜÇDOĞRUK** ÖZET Bu çalışmada 1962-1992 yılları arasında Türk İmalat Sanayiinde

Detaylı

EŞANLI DENKLEM MODELLERİ

EŞANLI DENKLEM MODELLERİ EŞANLI DENKLEM MODELLERİ Eşanlı denklem modelleri, tek denklemli modeller ile açıklanamayan iktisadi olayları açıklamak için kullanılan model türlerinden birisidir. Çift yönlü neden-sonuç ilişkisi söz

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

E- VİWES 8 EKONOMETRİK MODELLEME ÇALIŞMASI

E- VİWES 8 EKONOMETRİK MODELLEME ÇALIŞMASI E- VİWES 8 EKONOMETRİK MODELLEME ÇALIŞMASI DEVLETİN TÜKETİM HARCAMALARI VE ENFLASYON İLİŞKİNİN EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ İLE İNCELENMESİ 16 MAYIS 018 MARMARA ÜNİVERSİTESİ /İKTİSAT FAKÜLTESİ/İKTİSAT BÖLÜMÜ/İKTİSADİ

Detaylı

LİMANLARININ İŞLEM HACMİ İLE EKİPMAN VE ALTYAPI İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ. Doç Dr. A. Zafer ACAR Arş. Gör. Pınar GÜROL

LİMANLARININ İŞLEM HACMİ İLE EKİPMAN VE ALTYAPI İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ. Doç Dr. A. Zafer ACAR Arş. Gör. Pınar GÜROL LİMANLARININ İŞLEM HACMİ İLE EKİPMAN VE ALTYAPI İLİŞKİSİNİN BELİRLENMESİ Doç Dr. A. Zafer ACAR Arş. Gör. Pınar GÜROL II. Ulusal Liman Kongresi 5-6 Kasım 2015/ İzmir Global ticarette üretimden tüketime

Detaylı

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı Finans Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi Özeti Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi Prof.

Detaylı

ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ

ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ Gökhan KARHAN 1*, Murat SĠLĠNĠR 2, Mücahit ÇAYIN 1 ve Nihat AYDENĠZ 3 1 Batman Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, Merkez Yerleşkesi, 72100 Batman 2 Batman

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ Abdulkadir KAYA Ünal GÜLHAN Bener GÜNGÖR Öz Bu çalışmada, finansal piyasalardaki gelişmelerin ekonomik büyümeye katkıda bulunduğunu iddia eden

Detaylı

TÜRKİYE NİN NET PETROL İTHALATININ FİYAT VE GELİR ESNEKLİKLERİ: ARDL MODELLEME YAKLAŞIMI İLE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ

TÜRKİYE NİN NET PETROL İTHALATININ FİYAT VE GELİR ESNEKLİKLERİ: ARDL MODELLEME YAKLAŞIMI İLE EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi, Cilt 9, Sayı 18, 2013 Int. Journal of Management Economics and Business, Vol. 9, No. 18, 2013 TÜRKİYE NİN NET PETROL İTHALATININ FİYAT VE GELİR ESNEKLİKLERİ:

Detaylı

TÜRKİYE DE AR-GE HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ NEDENSEL İLİŞKİNİN ANALİZİ

TÜRKİYE DE AR-GE HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ NEDENSEL İLİŞKİNİN ANALİZİ Ege Akademik Bakış / Ege Academic Review 9 () 2009: 25-259 TÜRKİYE DE AR-GE HARCAMALARI VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ NEDENSEL İLİŞKİNİN ANALİZİ ANALYSIS OF THE CASUAL RELATIONSHIP BETWEEN R&D EXPENDITURES

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

Türkiye de Eğitim Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı

Türkiye de Eğitim Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı Türkiye de Eğitim Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: ARDL Türkiye de Eğitim Harcamaları ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: ARDL Sınır Testi Yaklaşımı Özet Mürüvvet PAMUK İstanbul Üniversitesi

Detaylı

168 INTERNATIONAL CONFERENCE ON EURASIAN ECONOMIES 2017

168 INTERNATIONAL CONFERENCE ON EURASIAN ECONOMIES 2017 168 INTERNATIONAL CONFERENCE ON EURASIAN ECONOMIES 17 Dış Ticaret Açıklarında Gelir ve Fiyat Etkisinin Sektörel Bazda Ekonometrik Analizi: Türkiye Örneği The Econometric Analysis in the Sectorial Basis

Detaylı

TÜRKİYE DE ENERJİ TÜKETİMİ, EKONOMİK BÜYÜME VE CARİ AÇIK İLİŞKİSİ

TÜRKİYE DE ENERJİ TÜKETİMİ, EKONOMİK BÜYÜME VE CARİ AÇIK İLİŞKİSİ TÜRKİYE DE ENERJİ TÜKETİMİ, EKONOMİK BÜYÜME VE CARİ AÇIK İLİŞKİSİ Rüstem YANAR Yrd.Doç.Dr., Gaziantep Üniv. İİBF, İktisat Bölümü E-posta: yanar@gantep.edu.tr Güldem KERİMOĞLU Gaziantep Üniv. SBE E-posta:

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

DOĞRUSAL ve DOĞRUSAL OLMAYAN SINIRLAMALAR DOĞRUSAL OLMAYAN SINIRLAMALARIN TESTİ

DOĞRUSAL ve DOĞRUSAL OLMAYAN SINIRLAMALAR DOĞRUSAL OLMAYAN SINIRLAMALARIN TESTİ DOĞRUSAL ve DOĞRUSAL OLMAYAN SINIRLAMALAR DOĞRUSAL SINIRLAMALARIN TESTİ t testi F testi Diğer testler: Chow testi MWD testi DOĞRUSAL OLMAYAN SINIRLAMALARIN TESTİ Benzerlik Oranı Testi Lagrange Çarpanı

Detaylı

Ch. 12: Zaman Serisi Regresyonlarında Ardışık Bağıntı (Serial Correlation) ve Değişen Varyans

Ch. 12: Zaman Serisi Regresyonlarında Ardışık Bağıntı (Serial Correlation) ve Değişen Varyans Yıldız Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Ekonometri II Ders Notları Ders Kitabı: J.M. Wooldridge, Introductory Econometrics A Modern Approach, 2nd. ed., 2002, Thomson Learning. Ch. 12: Zaman Serisi Regresyonlarında

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR FDI doğrudan yabancı yatırım, bir ülke borsasında işlem gören şirketlerin hisselerinin bir diğer ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan

Detaylı

Türkiye de Ar-Ge, Patent ve Ekonomik Büyüme İlişkisi ( )

Türkiye de Ar-Ge, Patent ve Ekonomik Büyüme İlişkisi ( ) B.E.A. TÜRKİYE DE AR-GE, PATENT VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİ (1970-2012) YALOVA SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ 127 Türkiye de Ar-Ge, Patent ve Ekonomik Büyüme İlişkisi (1970-2012) Mehmet KARAKAŞ 1* Mehmet ADAK

Detaylı

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR 11 1.1. İktisat Biliminin Temel Kavramları 12 1.1.1.İhtiyaç, Mal ve Fayda 12 1.1.2.İktisadi Faaliyetler 14 1.1.3.Üretim Faktörleri 18 1.1.4.Bölüşüm

Detaylı

Koşullu Öngörümleme. Bu nedenle koşullu öngörümleme gerçekleştirilmelidir.

Koşullu Öngörümleme. Bu nedenle koşullu öngörümleme gerçekleştirilmelidir. Koşullu Öngörümleme Ex - ante (tasarlanan - umulan) öngörümleme söz konusu iken açıklayıcı değişkenlerin hatasız bir şekilde bilindiği varsayımı gerçekçi olmayan bir varsayımdır. Çünkü bazı açıklayıcı

Detaylı

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI İLE İSTİHDAM ARASINDAKİ İLİŞKİ: 1989-2011 DÖNEMİ İÇİN TÜRKİYE ÖRNEĞİ

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI İLE İSTİHDAM ARASINDAKİ İLİŞKİ: 1989-2011 DÖNEMİ İÇİN TÜRKİYE ÖRNEĞİ DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI İLE İSTİHDAM ARASINDAKİ İLİŞKİ: 1989-2011 DÖNEMİ İÇİN TÜRKİYE ÖRNEĞİ Gülbahar Üçler Ahi Evran Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü Yrd. Doç. Dr. gulbahar_boyaci@hotmail.com

Detaylı

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır.

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır. Dersin Adı: Araştırma Teknikleri Dersin Kodu: MLY210 Kredi/AKTS: 2 Kredi/4AKTS Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi

Detaylı

DIŞA AÇIKLIK VE KALKINMA İLİŞKİSİ ( ): TÜRKİYE ÖRNEĞİ

DIŞA AÇIKLIK VE KALKINMA İLİŞKİSİ ( ): TÜRKİYE ÖRNEĞİ DIŞA AÇIKLIK VE KALKINMA İLİŞKİSİ (1968-2003): TÜRKİYE ÖRNEĞİ Bayram GÜNGÖR (*) Serdar KURT (**) Özet: Bu çalışmada, 1968-2003 dönemini kapsayan yıllık verilerle, Türkiye ekonomisinde dışa açıklık ve kalkınma

Detaylı

Maliye Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Maliye Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Maliye Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri MLY733 1 3 + 0 6 Araştırma yöntemlerindeki farklı anlayışları, yaygın olarak kullanılan

Detaylı

TÜRKİYE DE FELDSTEİN HORİOKA HİPOTEZİNİN GEÇERLİLİĞİNİN SINANMASI: ADL EŞİK DEĞERLİ KOENTEGRASYON TESTİ ÖZET

TÜRKİYE DE FELDSTEİN HORİOKA HİPOTEZİNİN GEÇERLİLİĞİNİN SINANMASI: ADL EŞİK DEĞERLİ KOENTEGRASYON TESTİ ÖZET TÜRKİYE DE FELDSTEİN HORİOKA HİPOTEZİNİN GEÇERLİLİĞİNİN SINANMASI: ADL EŞİK DEĞERLİ KOENTEGRASYON TESTİ ÖZET Burak GÜRİŞ 1 Makale, 1968-2012 döneminde Türkiye de Feldstein Horioka hipotezinin geçerliliğini,

Detaylı

2009 VS 4200-1. Gayri Safi Yurt içi Hasıla hangi nitelikte bir değişkendir? ) Dışsal değişken B) Stok değişken C) Model değişken D) kım değişken E) içsel değişken iktist TEORisi 5. Kısa dönemde tam rekabet

Detaylı

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:

Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN: Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD) Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE) ISSN:2148-9963 www.asead.com EKONOMİK BÜYÜMEDE GÜVEN FAKTÖRÜNÜN ETKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ INTERACTION OF FINANCE SECTOR AND REAL SECTOR IN TURKISH ECONOMY

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ INTERACTION OF FINANCE SECTOR AND REAL SECTOR IN TURKISH ECONOMY TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FİNANS SEKTÖRÜ VE REEL SEKTÖR ETKİLEŞİMİ INTERACTION OF FINANCE SECTOR AND REAL SECTOR IN TURKISH ECONOMY Yrd. Doç.Dr. Abdulkadir KAYA Erzurum Teknik Üniversitesi, İİBF, İşletme Bölümü

Detaylı

DİCLE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DERGİSİ YIL: 7 * CİLT/VOL.: 7 * SAYI/ISSUE:

DİCLE ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ DERGİSİ YIL: 7 * CİLT/VOL.: 7 * SAYI/ISSUE: YÜKSELEN PİYASA EKONOMİLERİNDE FİNANSAL GELİŞME VE EKONOMİK BÜYÜME İLİŞKİSİNİN ANALİZİ Öz Dilek ŞAHİN Bu çalışmanın amacı finansal gelişme ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi analiz etmektir. Bu kapsamda

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

TÜRKİYE DE DIŞ BORÇLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ

TÜRKİYE DE DIŞ BORÇLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ ÖZET Ekonomi politikası açısından dış borçların sürdürülebilirliği, özellikle 1980 li yıllarda gelişmekte olan ülkelerin yaşadıkları borç krizinden sonra önem kazanmıştır. Borçlu bir ülkenin ödeyebilirlik

Detaylı

EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews ve STATA Uygulamaları

EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews ve STATA Uygulamaları EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews ve STATA Uygulamaları EKONOMETRİK SERİLERDE UZUN DÖNEM EŞBÜTÜNLEŞME VE KISA DÖNEM NEDENSELLİK İLİŞKİLERİ Eviews

Detaylı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. 68 MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. Mikroiktisat küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar ve piyasalar) ile

Detaylı

Türkiye deki İş Kazalarının Box-Jenkins Tekniği ile İncelenmesi. Doç. Dr. Arzu ALTIN YAVUZ Ar. Gör. Barış ERGÜL Ar. Gör. Ebru GÜNDOĞAN AŞIK

Türkiye deki İş Kazalarının Box-Jenkins Tekniği ile İncelenmesi. Doç. Dr. Arzu ALTIN YAVUZ Ar. Gör. Barış ERGÜL Ar. Gör. Ebru GÜNDOĞAN AŞIK Türkiye deki İş Kazalarının Box-Jenkins Tekniği ile İncelenmesi Doç. Dr. Arzu ALTIN YAVUZ Ar. Gör. Barış ERGÜL Ar. Gör. Ebru GÜNDOĞAN AŞIK Sunu Planı Giriş Bu bölümde İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili

Detaylı

ENFLASYON VE PARA İKAMESİ İLİŞKİSİ: TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN EKONOMETRİK BİR ANALİZ (1994:01-2009:12)

ENFLASYON VE PARA İKAMESİ İLİŞKİSİ: TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN EKONOMETRİK BİR ANALİZ (1994:01-2009:12) ENFLASYON VE ARA İKAMESİ İLİŞKİSİ: TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN EKONOMETRİK BİR ANALİZ (1994:01-2009:12) Taha Bahadır SARAÇ Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü, Niğde E-posta:

Detaylı

Kayıtdışı Ekonominin Tahmini ve Vergi Gelirleri ile Arasındaki İlişki

Kayıtdışı Ekonominin Tahmini ve Vergi Gelirleri ile Arasındaki İlişki Finans Politik & Ekonomik Yorumlar 2016 Cilt: 53 Sayı: 612 H. ZENGİN - A. TÜTÜNCÜ 73 Kayıtdışı Ekonominin Tahmini ve Vergi Gelirleri ile Arasındaki İlişki Öz Hilmi ZENGİN 1 Asiye TÜTÜNCÜ 2 Türkiye ekonomisinde

Detaylı

TÜRKİYE DE SEÇİLMİŞ MAKROEKONOMİK DEĞİŞKENLERİN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN YAPISAL VAR ANALİZİ: 1990-2009 DÖNEMİ

TÜRKİYE DE SEÇİLMİŞ MAKROEKONOMİK DEĞİŞKENLERİN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN YAPISAL VAR ANALİZİ: 1990-2009 DÖNEMİ TÜRKİYE DE SEÇİLMİŞ MAKROEKONOMİK DEĞİŞKENLERİN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN YAPISAL VAR ANALİZİ: 1990-2009 DÖNEMİ Fatma TURAN KOYUNCU Anadolu Üniversitesi Yunusemre Kampüsü,

Detaylı

No: 2013-15 / 04 Haziran, 2013 EKONOMİ NOTLARI. Gecelik Vadede Kur Takası ve BIST Repo Faizleri Arasındaki İlişki 1

No: 2013-15 / 04 Haziran, 2013 EKONOMİ NOTLARI. Gecelik Vadede Kur Takası ve BIST Repo Faizleri Arasındaki İlişki 1 EKONOMİ NOTLARI Gecelik Vadede Kur Takası ve BIST Repo Faizleri Arasındaki İlişki 1 Doruk Küçüksaraç Özgür Özel Abstract: This note explores the interaction between the overnight currency swap rates (Turkish

Detaylı

Türkiye de Tarımsal Üretim ile Tarımsal Kredi Kullanımı Arasındaki Nedensellik İlişkisi

Türkiye de Tarımsal Üretim ile Tarımsal Kredi Kullanımı Arasındaki Nedensellik İlişkisi Araştırma Makalesi / Research Article Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 4(1): 67-72, 2014 Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Iğdır University Journal

Detaylı

ENFLASYON HEDEFLEMELİ REJİM ALTINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FAİZ ORANI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ

ENFLASYON HEDEFLEMELİ REJİM ALTINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FAİZ ORANI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ ENFLASYON HEDEFLEMELİ REJİM ALTINDA TÜRKİYE EKONOMİSİNDE FAİZ ORANI VE DÖVİZ KURU İLİŞKİSİ Prof. Dr. Özcan Karahan 1 Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi (okarahan@bandirma.edu.tr) Yrd. Doç. Dr. Olcay Çolak

Detaylı

10 McKinnon ve Shaw Tamamlayıcılık Hipotezinin Türkiye İçin Sınanması 1

10 McKinnon ve Shaw Tamamlayıcılık Hipotezinin Türkiye İçin Sınanması 1 Dünden Bugüne EKONOMİ YAZILARI 10 McKinnon ve Shaw Tamamlayıcılık Hipotezinin Türkiye İçin Sınanması 1 Muhammed Erkam DOĞRU Nuran COġKUN Süleyman DEĞĠRMEN Özet Bu çalışmanın amacı, Türkiye gibi gelişmekte

Detaylı

Türkiye de Enerji Tüketimi, Ekonomik Büyüme ve Dışa Açıklık İlişkisi: ARDL Modeli

Türkiye de Enerji Tüketimi, Ekonomik Büyüme ve Dışa Açıklık İlişkisi: ARDL Modeli 7 Türkiye de Enerji Tüketimi, Ekonomik Büyüme ve Dışa Açıklık İlişkisi: ARDL Modeli Özet Mustafa ÖZÇAĞ 1 Çalışmanın temel amacı Türkiye de nihai enerji tüketimi ile ekonomik büyüme ve dışa açıklık arasındaki

Detaylı

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ DERS NOTLARI 1 1999 17 Ağustos 1999 depremi Marmara bölgesinde Üretim,

Detaylı

Meslek lisesi ve devlet lisesine giden N tane öğrenci olduğu ve bunların yıllık okul harcamalarına ait verilerin olduğu varsayılsın.

Meslek lisesi ve devlet lisesine giden N tane öğrenci olduğu ve bunların yıllık okul harcamalarına ait verilerin olduğu varsayılsın. KUKLA DEĞİŞKENLİ MODELLER Bir kukla değişkenli modeller (Varyans Analiz Modelleri) Kukla değişkenlerin diğer kantitatif değişkenlerle alındığı modeller (Kovaryans Analizi Modeller) Kukla değişkenlerin

Detaylı

ZAMAN SERİLERİNDE REGRESYON ANALİZİ

ZAMAN SERİLERİNDE REGRESYON ANALİZİ ZAMAN SERİLERİNDE REGRESYON ANALİZİ 1 1. GİRİŞ Trent, serinin genelinde yukarıya ya da aşağıya doğru olan hareketlere denmektedir. Bu hareket bazen düz bir doğru şeklinde olmaktadır. Bu tür harekete sahip

Detaylı

ZAMAN SERİLERİNDE AYRIŞTIRMA YÖNTEMLERİ

ZAMAN SERİLERİNDE AYRIŞTIRMA YÖNTEMLERİ ZAMAN SERİLERİNDE AYRIŞTIRMA YÖNTEMLERİ 1 A. GİRİŞ Gözlemlerin belirli bir dönem için gün, hafta, ay, üç ay, altı ay, yıl gibi birbirini izleyen eşit aralıklarla yapılması ile elde edilen seriler zaman

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

Kredi Hacmi İle Cari Açık Arasındaki İlişki: Türkiye İçin Dinamik Bir Analiz

Kredi Hacmi İle Cari Açık Arasındaki İlişki: Türkiye İçin Dinamik Bir Analiz EconWorld Working Paper Series No: 2016-007 Research Article Kredi Hacmi İle Cari Açık Arasındaki İlişki: Türkiye İçin Dinamik Bir Analiz Pınar Karahan 1 ve Nilgün Çağlarırmak Uslu 2 Özet Türkiye nin en

Detaylı

KONUT SEKTÖRÜNÜN ELEKTRİK TALEBİ: TÜRKİYE İÇİN TALEP TAHMİNİ VE ÖNGÖRÜ. Prof. Dr. Muammer YAYLALI. Yrd. Doç. Dr. Fuat LEBE

KONUT SEKTÖRÜNÜN ELEKTRİK TALEBİ: TÜRKİYE İÇİN TALEP TAHMİNİ VE ÖNGÖRÜ. Prof. Dr. Muammer YAYLALI. Yrd. Doç. Dr. Fuat LEBE 119 KONUT SEKTÖRÜNÜN ELEKTRİK TALEBİ: TÜRKİYE İÇİN TALEP TAHMİNİ VE ÖNGÖRÜ Prof. Dr. Muammer YAYLALI Erzurum Teknik Üniversitesi, muammer.yaylali@erzurum.edu.tr Yrd. Doç. Dr. Fuat LEBE Adıyaman Üniversitesi,

Detaylı

TÜRKİYE DE BEŞERİ SERMAYE, İHRACAT VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN NEDENSELLİK ANALİZİ

TÜRKİYE DE BEŞERİ SERMAYE, İHRACAT VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN NEDENSELLİK ANALİZİ C.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt, Sayı, 200 5 TÜRKİYE DE BEŞERİ SERMAYE, İHRACAT VE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDAKİ İLİŞKİNİN NEDENSELLİK ANALİZİ Muammer ŞİMŞEK * ve Cem KADILAR ** Özet Bu çalışmada,

Detaylı

QUANTILE REGRESYON * Quantile Regression

QUANTILE REGRESYON * Quantile Regression QUANTILE REGRESYON * Quantile Regression Fikriye KURTOĞLU İstatistik Anabilim Dalı Olcay ARSLAN İstatistik Anabilim Dalı ÖZET Bu çalışmada, Lineer Regresyon analizinde kullanılan en küçük kareler yöntemine

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

MATEMATiKSEL iktisat

MATEMATiKSEL iktisat DİKKAT!... BU ÖZET 8 ÜNİTEDİR BU- RADA İLK ÜNİTE GÖSTERİLMEKTEDİR. MATEMATiKSEL iktisat KISA ÖZET KOLAY AOF Kolayaöf.com 0362 233 8723 Sayfa 2 içindekiler 1.ünite-Türev ve Kuralları..3 2.üniteTek Değişkenli

Detaylı

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI VE YURTİÇİ YATIRIMLAR ARASINDAKİ EŞBÜTÜNLEŞME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI VE YURTİÇİ YATIRIMLAR ARASINDAKİ EŞBÜTÜNLEŞME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI VE YURTİÇİ YATIRIMLAR ARASINDAKİ EŞBÜTÜNLEŞME İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Erciyes Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Özet Bu makalenin amacı, doğrudan

Detaylı

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ SORU 1: Aşağıdakilerden hangisi/hangileri tüm dünyada görülen artan işsizlik oranını açıklamaktadır? I. İşsizlik yardımı miktarının arttırılması II. Sendikalaşma oranında azalma III. İşgücü piyasında etkin

Detaylı

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu 11 1 13 1 * GSMH (milyar dolar) 1.9..79 1.86 1.3 1.83 1.578 1.61

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 Değişkenler ve Grafikler 1. BÖLÜM 2 Frekans Dağılımları 37

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 Değişkenler ve Grafikler 1. BÖLÜM 2 Frekans Dağılımları 37 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 Değişkenler ve Grafikler 1 İstatistik 1 Yığın ve Örnek; Tümevarımcı ve Betimleyici İstatistik 1 Değişkenler: Kesikli ve Sürekli 1 Verilerin Yuvarlanması Bilimsel Gösterim Anlamlı Rakamlar

Detaylı

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİ: TÜRKİYE İÇİN EŞBÜTÜNLEŞME VE NEDENSELLİK ANALİZİ

DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİ: TÜRKİYE İÇİN EŞBÜTÜNLEŞME VE NEDENSELLİK ANALİZİ 2017; 3(2): 49-71 DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARININ EKONOMİK BÜYÜMEYE ETKİSİ: TÜRKİYE İÇİN EŞBÜTÜNLEŞME VE NEDENSELLİK ANALİZİ Yasemin KESKİN BENLİ Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari

Detaylı

TÜRKİYE YE GELEN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI KONJONKTÜR YÖNLÜ MÜ HAREKET EDİYOR?

TÜRKİYE YE GELEN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI KONJONKTÜR YÖNLÜ MÜ HAREKET EDİYOR? TÜRKİYE YE GELEN DOĞRUDAN YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI KONJONKTÜR YÖNLÜ MÜ HAREKET EDİYOR? Hayrettin KESGİNGÖZ * Öz Konjonktür yönlü göstergelerinden olan doğrudan yabancı sermaye yatırımları (DYSY) Türkiye

Detaylı

Türkiye nin Dönemi Uluslararası Yayınlarının Ekonometrik Analizi. Prof. Dr. M. Vedat PAZARLIOĞLU. Araş. Gör.

Türkiye nin Dönemi Uluslararası Yayınlarının Ekonometrik Analizi. Prof. Dr. M. Vedat PAZARLIOĞLU. Araş. Gör. Sosyal Bilimler 7/2 (29) s.45-58 SOSYAL BİLİMLER Yıl : 29 Cilt: 7 Sayı :2 Celal Bayar Üniversitesi S.B.E. Türkiye nin 1983 24 Dönemi Uluslararası Yayınlarının Ekonometrik Analizi Prof. Dr. M. Vedat PAZARLIOĞLU

Detaylı

Türkiye de Reel Döviz Kuru, Tarımsal İhracat ve Tarımsal İthalat Arasındaki Nedensellik İlişkisi

Türkiye de Reel Döviz Kuru, Tarımsal İhracat ve Tarımsal İthalat Arasındaki Nedensellik İlişkisi TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ www.dergipark.gov.tr/turkjans Türkiye de Reel Döviz Kuru, Tarımsal İhracat ve Tarımsal İthalat Arasındaki Nedensellik İlişkisi Ergün ŞİMŞEK Amasya Üniversitesi Amasya

Detaylı

Korelasyon ve Regresyon

Korelasyon ve Regresyon Korelasyon ve Regresyon Korelasyon- (lineer korelasyon) Açıklayıcı (Bağımsız) Değişken x çalışma zamanı ayakkabı numarası İki değişken arasındaki ilişkidir. Günlük sigara sayısı SAT puanı boy Yanıt (Bağımlı)

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013 TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1.DERS Şubat 2013 DERS PLANI 1. hafta Ders planının gözden geçirilmesi, Türkiye nin dünyadaki yeri bazı

Detaylı

tepav Nisan2018 N KÜRESEL TİCARETTE 2018 YILI BEKLENTİLERİ DEĞERLENDİRME NOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Nisan2018 N KÜRESEL TİCARETTE 2018 YILI BEKLENTİLERİ DEĞERLENDİRME NOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Nisan2018 N201817 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRME NOTU Bozkurt Aran 1 Merkez Direktörü Ticaret Çalışmaları Merkezi KÜRESEL TİCARETTE 2018 YILI BEKLENTİLERİ Dünya Ticaret

Detaylı

Türkiye nin Fasıllara Göre İthalat Talep Fonksiyonunun Ekonometrik Tahmini

Türkiye nin Fasıllara Göre İthalat Talep Fonksiyonunun Ekonometrik Tahmini Çukurova Üniversitesi İİBF Dergisi Cilt:16.Sayı:2.Aralık 2012 ss.95-110 Türkiye nin Fasıllara Göre İthalat Talep Fonksiyonunun Ekonometrik Tahmini Econometric Estimation of Sectoral Import Demand Function

Detaylı

Olasılık ve Normal Dağılım

Olasılık ve Normal Dağılım Olasılık ve Normal Dağılım P = 0 İmkansız P =.5 Yarı yarıya P = 1 Kesin Yazı-Tura 1.5 2 1.5 2.5.5.25 Para atışı 10 kere tekrarlandığında Yazı Sayısı f % 0 3 30 1 6 60 2 1 10 Toplam 10 100 Atış 1000 kere

Detaylı

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu 2009 BS 3204-1. şağıdakilerden hangisi dayanıksız mal veya hizmet grubu içerisinde ~ almaz? iktiso GiRiş 5. Gelirdeki bir artış karşısında talebi azalan mallara ne ad verili r? ) Benzin B) Mum C) Ekmek

Detaylı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

Tarım Ekonomisi Dergisi

Tarım Ekonomisi Dergisi Tarım Ekonomisi Dergisi Turkish Journal of Agricultural Economics ISSN 33-83 http://journal.tarekoder.org Türkiye'de Tarımsal GSYH İle Tarımsal Yatırımlar Arasında Nedensellik İlişkisi F. Akın OLGUN, Şule

Detaylı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

AB Krizi ve TCMB Para Politikası AB Krizi ve TCMB Para Politikası Erdem Başçı Başkan 28 Haziran 2012 Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara Sunum Planı I. Küresel Ekonomik Gelişmeler II. Yeni Politika Çerçevesi III. Dengelenme IV. Büyüme

Detaylı

LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ

LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ LOJİSTİK REGRESYON ANALİZİ Lojistik Regresyon Analizini daha kolay izleyebilmek için bazı terimleri tanımlayalım: 1. Değişken (incelenen özellik): Bireyden bireye farklı değerler alabilen özellik, fenomen

Detaylı

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ. Doç. Dr. Bahar TAŞDELEN

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ. Doç. Dr. Bahar TAŞDELEN KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ Doç. Dr. Bahar TAŞDELEN Günlük hayattan birkaç örnek Gelişim dönemindeki bir çocuğun boyu ile kilosu arasındaki ilişki Bir ailenin tükettiği günlük ekmek sayısı ile ailenin

Detaylı

Türkiye de Eğitim ve Ekonomik Büyüme: Eşbütünleşme Yaklaşımı

Türkiye de Eğitim ve Ekonomik Büyüme: Eşbütünleşme Yaklaşımı Optimum Ekonomi ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 2017, 4(2), 77-89 Optimum Journal of Economics and Management Sciences, 2017, 4(2), 77-89 de Eğitim ve Ekonomik Büyüme: Eşbütünleşme Yaklaşımı Yılmaz KÖPRÜCÜ

Detaylı

MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ 1. Yıl - GÜZ DÖNEMİ Doktora Uzmanlık Alanı MLY898 3 3 + 0 6 Bilimsel araştırmarda ve yayınlama süreçlerinde etik ilkeler. Tez yazım kuralları,

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

Yabancı Doğrudan Yatırımların Türkiye deki İşsizliğe Etkisi: Sınır Testi Yaklaşımı 1

Yabancı Doğrudan Yatırımların Türkiye deki İşsizliğe Etkisi: Sınır Testi Yaklaşımı 1 EGE AKADEMİK BAKIŞ / EGE ACADEMIC REVIEW Cilt: 10 Sayı: 4 Ekim 2010 ss. 1187-1194 Yabancı Doğrudan Yatırımların Türkiye deki İşsizliğe Etkisi: Sınır Testi Yaklaşımı 1 The Effect of Foreing Direct Investment

Detaylı

ÜSTEL DÜZLEŞTİRME YÖNTEMİ

ÜSTEL DÜZLEŞTİRME YÖNTEMİ ÜSEL DÜLEŞİRME YÖNEMİ ÜSEL DÜLEŞİRME YÖNEMİ Bu bölüme kadar anlatılan yöntemler zaman içinde değişmeyen parametre varsayımına uygun serilerin tahminlerinde kullanılmaktaydı. Bu tür seriler deterministik

Detaylı