ORMAN AMENAJMANININ DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞĠ ÇALIġTAYI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ORMAN AMENAJMANININ DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞĠ ÇALIġTAYI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ"

Transkript

1 ORMAN AMENAJMANININ DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞĠ ÇALIġTAYI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ 1- Bölge Müdürlükleri bünyesinde yapılandırılan Amenajman BaĢmühendisliklerinde (Amenajman Heyetleri) çalıģan teknik personelin bilgi ve tecrübe eksiğini tamamlamak, yeni geliģmelere adaptasyonunu sağlamak için belirli aralıklar ile fakülteler ve sivil toplum örgütleriyle beraber hizmet içi eğitimleri yapılmalıdır. 2- Amenajman baģmühendislikleri bilgi ve deneyim paylaģımını etkinleģtirecek Ģekilde bölgelerde konuģlandırılmalı, farklı bölgelerdeki heyetler arasında birlikteliği, bilgi ve deneyim transferini sağlamak amacıyla sıkı bir iletiģim ağı oluģturulmalıdır. 3- Daire baģkanlığının amenajman planlarını yapmak/yaptırmak ve kontrol etmek plan uygulamalarını izlemek gibi asli görevleri olduğundan, özellikle kontrol teģkilatının devamlılığını sağlamak amacıyla, bölgelerde ki heyet baģkanlarından faydalanılması kaçınılmazdır. Bu nedenle kaliteli uzman personel yetiģtirmek zorunluluğu vardır. 4- Orman Bölge Müdürlüklerinde yapılandırılan heyet baģkanlıklarının bu yapılanmadan lojman gibi avantajlardan dolayı memnun oldukları ancak bazı bölgeler hariç olmak üzere, genelde Bölge Müdürlüğünün kendi personeli gibi algılanmadığı, birçok BaĢmühendisliğin BaĢmühendis kadrosunun olmadığı görülmektedir. Bu sorunun giderilmesi gerekmektedir. 5- Plan yapımı için gereken bilgi ve tecrübe dikkate alınmadan, lojman gibi özlük hakları elde etmek için denetim ve kontrol baģmühendisliği ve heyetlere mühendisi olarak yapılan atamaların meslek motivasyonunu bozduğu için, bu tür icraatlardan kaçınılmalıdır. 6- Orman Amenajman Planları Ulusal Ormancılık Programı, OGM Stratejik Planı ve Uluslar arası süreçlerde yapılan anlaģmalar dikkate alınarak yapılmaktadır. Bu konulardaki uygunluk ve hassasiyet artırılmalıdır. 1

2 7- Türkiye ormanlarının amenajman planlarına göre iģletilmesi gereği, kiģisel tercihlere bırakılmıģ bir keyfiyet değil, ülke ormancılığımıza yön veren mevzuatın baģlangıcı saydığımız; Ormanların Usulü Ġdare-i Fenniyeleri Hakkında Kanun un yayınlandığı 1917 yılından bu yana tüm yöneticilerin uymak zorunda olduğu bir mecburiyettir Yılında yürürlüğe giren 6831 Sayılı Orman Kanununun 26. Maddesi de Devlet ormanlarının amenajman planlarına göre iģletilmesini zorunlu kılmaktadır Tarihli Yönetmelik gereği Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama yapılmaya çalıģılmaktadır. Fakat yeterli uzman olmadığından tam olarak Fonksiyonel planlama yapılamamaktadır. 9- Özel sektörde çalıģan amenajman baģmühendislerinin yaģ ortalamalarının yüksek olması bir sorun olarak görülmektedir. 10- Planların hizmet alım yolu ile yaptırılması Amenajman BaĢmühendisliği açığının kapatılmasında çözüm olarak gözükmekte, Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığının, hem bu heyetler tarafından yapılan planların denetim ve kontrolü için gerekli uzmanları yetiģtirmek, hem de özel heyetlere gerekli olan kalifiye teknik elamanlar için kaynak olmak bakımından, yeteri sayıda teknik elamanı istihdam etmesi gerekmektedir. 11- Yeni çıkan yönetmeliğe uygun olarak amenajman planlarını istenen standarda yükseltebilmek için, teknik yönergelerin bir an önce tamamlanması gerekmektedir. 12- Amenajman heyetlerinin uygulamasına bakıldığında orman fonksiyonu, iģletme amacı ve fonksiyonel iģletme sınıfı kavramlarının yeterince anlaģılamadığı, bu kavramlar arasındaki organik bağların iyi görülemediği ve ayrıca bu kavramların silvikültür terimleri ile karıģtırıldığı gözlenmektedir. 13- Standardına uygun amenajman planı hazırlamak uzmanlık isteyen bir uğraģ olup, herkesin kolayca üstesinden geleceği geçici bir görev değildir. Ülkemiz koģullarında bu yüzden fazla miktarda idari görevi bulunan orman iģletme Ģeflerinin Amenajman Planı yapacağını düģünmek, mümkün değildir. 2

3 14- Çok sayıda örnek alan alınması ile ilk yıllarda, meģcere, bonitet sınıfları ve yaģ sınıfları haritalarının düzenlenmesinde bunlardan yararlanıldığı bir gerçektir. Birinci, ikinci hatta üçüncü plan yenilenmesi çalıģmalarında, bu durum sürdürülmüģtür. Ancak bugün itibariyle geçmiģe ait çok veri bulunduğundan çok sayıda örnek alan alınmasına gerek bulunmamaktadır. 15- Ekosistem tabanlı fonksiyonel planlamanın gerçekleģtirilmesi için Daire BaĢkanlığında çalıģan Teknik elemanların temel konularda uzmanlaģmaları yoluna gidilmesi ve gerekli eğitimleri almaları sağlanmalıdır. Ayrıca konu uzmanlarından da ( Üniversiteler, AraĢtırma Birimleri vb) yardım, destek alınmalıdır. 16- Her yıl belli bölgenin amenajman planları yapılarak iģ bütünlüğü sağlanmalı, rasyonel kaynak kullanımına gidilmeli, planlamada güncel teknolojilerin kullanımı ve eğitimi etkinleģtirilmeli, olası plansız-programsız (örneğin avans iģletmeciliği) orman iģletmeciğine son verilmelidir. 17- Her yerde, her durum için, aynı envanterin yapılması söz konusu olmamalıdır. 18- Ormanda dikili hacmin bulunmasından, saptanmasından, tespitinden söz edilmemelidir. Doğru olan hacmin belirlenmesi, kestirimi dir. 19-Planlama sistemi veriyle beslenir, öncelikle Ekosistem tabanlı fonksiyonel planlamaya temel teģkil edecek orman ekosistem envanterini yapabilecek vasıfta, nitelikli personeli istihdam etmek gerekmektedir. Ardından disiplinler arası ve katılımcı yaklaģımı benimseyen, karar verme ve uygulama kapasitesine sahip planlamacılar ve uygulayıcıların, STK ların ve diğer ilgi ve çıkar gruplarının birlikteliği sağlanmalıdır. 20- MeĢcere tipi ayrımı, meģcere tipi sayısı ve bu meģcere tipi sayısının azaltılabilme imkânları ülkemiz için önemli bir sorun olarak güncelliğini halen korumaktadır. Bu sorunun çözümü imkânları araģtırılmalıdır. 21- Kısa zamanda kaliteli planları sadece uzmanlardan oluģan ekipler hazırlayabilir. 22- Orman ĠĢletme ġefliklerince hazırlanan taslak fonksiyon haritaları ilgili Orman Bölge Müdürlüğü tarafından değerlendirilmeli ve geliģtirildikten sonra zamanında planlamacıya verilmelidir. 3

4 23- Ormancılıkla ilgili kısa ve uzun vadeli amaçları yerine getirecek planları yapacak birimlerin kuruluģtaki yeri iyi düģünülmeli, planı yapan, uygulayan ve planı kontrol eden birimler ayrı olmalıdır. 24- Orman Amenajmanı planlaması ormancılığın en önemli disiplinini teģkil etmekte olup uzmanlık gerektirmekte bu nedenle de planlamada yetkin ve deneyimli mühendislere ihtiyaç duyulmaktadır. 25- Çok sayıda (50 den fazla) uluslar arası belgede imzası bulunan ve ayrıca Avrupa Birliği (AB) ne üyelik sürecinde belli bir mesafe alan Türkiye nin ormancılık uygulamalarında artık sadece kendi talepleri ile sınırlı kalması mümkün değildir. Bu nedenle uluslararası anlaģmalara uygun çağdaģ planlar yapılmalıdır. 26- Amenajman planlarını katılımcı bir yaklaģım ile düzenlemek çağımızda önemli bir süreç olarak değerlendirilmektedir. Artık planlama da bu bir gereklilik olmuģtur bizde bu gereklilik doğrultusunda çalıģmalıyız. Katılımcılığın sağlanması, orman değerlerinin envanterinin yapılması ve değiģimin izlenmesi, sürdürülebilir ormancılık ölçüt ve göstergelerinin geliģtirilerek sertifikalandırma sistemlerinin kurulması, planlama modellerinin geliģtirilerek orman dinamiğinin kavranmasıyla en iyi plan kararlarının alınması yeni planlama anlayıģının somut göstergeleri olmalıdır. 27- Sertifikalı orman iģletmeciliğine uyum, OGM için dahil olunması kaçınılmaz bir süreçtir. Orman Amenajmanı açısından bu bağlamda yapılması gereken iģ, önce SOY Kriter ve Göstergelerinin, düzenlenen amenajman planlarında da esas alınması ve plan içeriğinde verilen tabloların değiģimi izlemeye olanak verecek biçimde zenginleģtirilmesidir. Bu çalıģmalar tamamlandıktan sonra da OGM tarafından vakit geçirilmeden sertifikasyon sürecinin baģlatılması gerekmektedir. Orman amenajman planları ve plan uygulamaları, Rio zirvesi ile baģlayıp daha sonra bölgesel bazda geliģtirilen ulusal ormancılık esasları ve bunların uygulamaya yansımasıyla geliģtirilen sertifikalandırma ilkeleri ve sürdürülebilir ormancılık Ölçüt ve Göstergeleri ne dayalı hazırlanmalıdır. 28- ETFOP sisteminde biyolojik çeģitlilik orman fonksiyonu değil, koruma ilkesi bağlamında anlaģılmalıdır. Planlamada bu ilke doğrultusunda hareket edilmelidir. 4

5 Fonksiyonel orman envanterinden kasıt; envanter konusu bilginin toplanmasında farklı kaynak ve metotların uygulanabileceğine dikkat çekmek ve daha az güven seviyesinde, toplanmasında sakınca bulunmayan bir bilgi için çok emek ve zaman sarf etmenin anlamsız olduğu anlaģılmalıdır. 29- Ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama anlayıģına dayalı planlamada, orman ekosistem bileģenleri bütünleģik bir yaklaģımla ele alınır, sistem analizi ile tasarlanır ve karar destek sistemleri ile de çözülür. Planlamada ortaya çıkan tüm orman değerlerinin (orman fonksiyonlarının) sayısal bazda tanımlanması ve ekonomik anlamda değerlendirilmesi kaçınılmazdır. 30- Bugünkü iģ yoğunluğu ve personel yetersizliğine sığınarak OĠPD nin Milli Parklar ve Korunan Alanların planlarının düzenlenmesi konusunda isteksiz olması haklı görülmekle birlikte, aksine böyle planların OGM nin parlayan yüzü olacağı fark edilerek bu konuda daha çok sorumluluk alınmalıdır. 31- Orman Amenajmanı sadece OGM ye hizmet veren bir disiplin olmadığı gibi, kuruluģu OGM nin çatısı altında bulunan OĠPDB da sadece OGM nin sorumlu olduğu ormanları planlayan bir birim değildir. Nasıl ki, rekreasyon hizmeti vermek sadece DKMPGM ait bir yükümlülük olmayıp OGM tarafından da gerçekleģtiriliyorsa, benzer anlayıģla avlak iģletmelerinin planlama, yönetim ve denetimi de OGM tarafından yerine getirilebilir. Burada önemli olan, sorumluluk alanı ve sınırlarının uygun protokoller ile isabetli belirlenmesidir. Ormanlık alanlardaki korunan alanlarda OGM inisiyatif kullanmalıdır. 32- Amenajman Plan yapımında ve envanterinde, OĠPD BaĢkanlığının önemli hedeflerinden birisi de modelleme ve simülasyon tekniklerini kullanmaktır. 33- MeĢcere yapılarının silvikültürel müdahalelere göre ya da doğal geliģimlerinin zamana göre (simülasyonu) modellenmesi yani büyüme-artım modellerinin geliģtirilmesi gerekir. Bunun için zaman kaybetmeden sabit deneme alanları süratle kurulmalıdır. Bu sayede meģcere dinamikleri ancak kavranılabilinecektir. 34- Bir plan ünitesinde aynı meģcere tipinden, farklı yükselti, farklı bakı, farklı bonitete sahip alanlar bulunabilir, bu alanların ağaç sayısı, servet ve artım gibi sayısal değerlerinin aynı olması beklenemez hatta aralarında çok büyük farklar olabilir. 5

6 GeliĢen teknolojiyle birlikte plan ünitesindeki aynı yetiģme ortamına/bonitete sahip alanlar gruplandırılarak, aynı meģcere tipi için birden fazla meģcere tipi tanıtımı ve silvikültür tabloları oluģturulmalıdır. 35- MeĢcere tanımı yetiģme ortamı verimliliği de dikkate alınarak yapılmalıdır. 36- Geleneksel envanter bileģenlerine ilave olarak biyoçeģitlilik, kapasite, sağlık, ODOÜ ve yetiģme ortamı envanterinin yapımı da artık programa alınmalıdır. Bu verilerden hareket ederek, ancak orman iģletme amaçları ile orman yapı-kuruluģu arasında sayısal iliģkisiler kurulabilir ve farklı iģletme amaçları ve koruma amaçları için hedef kuruluģlar ortaya konulabilir. Bu planlama anlayıģına Ülkemiz GEF-II ve BTC projeleri kapsamında biyoçeģitliliğin amenajman planlarına yansıtılması konusunda Ġğneada, Camili, Köprülü Kanyon, Yalnızçam da örnek çalıģmalar yaparak bir baģlangıç niyeti göstermiģtir. Bu geliģmeler Ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama sürecinin ülkemiz ormancılığında rahatlıkla uygulanabileceğini göstermektedir. Bu amaçla, sürecin tüm bileģenleri ile uygulanabilmesi için, örnek planlama birimleri seçilerek proje bazlı çalıģmalara kurumsal anlamda baģlanmalıdır. 37- Kızılçam ormanlarında planlama yangın risk faktörüne göre düzenlenmesi gerekmektedir. Bu alanlarda yangın rejimini de (yangın sıklığı, yangın Ģiddeti, yangının çevresel etkisi ve yangın büyüklüğü) içeren alternatif plan stratejileri geliģtirilmeli ve risk faktörüne bağlı daha gerçekçi planlar yapılmalıdır. 38- Ülkemizdeki değiģik coğrafi bölgeler itibariyle, koruma ve hizmet amaçlı ayrılan iģletme sınıfları için amaç kuruluģunun nasıl olması gerektiğiyle ilgili çalıģmaların yapılması gerekmektedir. 39- Ülkemizde devlet ormancılığı yapıldığından, üretim ormanları dıģındaki alanlarda ağaç serveti envanterine fazla önem verilmesine gerek yoktur. Ancak Kyoto protokolüne ülke olarak taraf olmamız nedeniyle karbon miktarı hesaplamalarının sağlıklı yapılması için proje çalıģmalarına hız verilmelidir. 40- Odunun, gelecekte tüm dünyada eski önemini kazanarak enerji üretiminde önemli hammaddelerden biri olma konumuna gelmesi beklenmektedir. Dolayısıyla Endüstriyel plantasyona uygun alanların belirlenerek planlanması gerekmektedir. 6

7 41- Avrupa Ormanlarını Koruma Bakanlar Konferansı nın (MCPFE), 2007 VarĢova toplantısında aldığı kararda, iklim değiģikliğini azaltmak amacıyla, enerji arzının arttırılmasında ormanlardaki odun biyokütlesinden ve orman endüstri artıklarından yararlanılması öngörülmüģtür. Bu husus amenajman planlamasında dikkate alınmalıdır. 42- Orman ve su iliģkisi gittikçe önem kazanmaktadır, hidrolojik fonksiyon yeterince anlatılmalı ve uygulanmalıdır. Bu amaçla diğer kurum ve kuruluģlarla iģbirliği yapılmalı iç dinamikler bu amaçla geliģtirilmelidir. 43- Orman Genel Müdürlüğü daha etkin sürdürülebilir orman yönetimi ve yönetiģimini sağlayabilmek amacıyla, Yalova da kurulan Model Orman Sistemini geliģtirmeli ve yaygınlaģtırmalıdır. 44- Sürdürülebilir orman yönetimi için sorunların tanımlanması ve yönetimi önemlidir. Orman köylüsü-orman idaresi arasındaki mevcut çatıģmalar tanımlanmalı, analiz edilmeli ve çözümüne yönelik tedbirler belirlenmelidir 45- Ormanı aktüel kuruluģundan optimal kuruluģa ulaģtırabilmek için, öncelikle yetiģme ortamı Ģartlarının belirlenmesi (ekolojik üniteler haritasının çıkarılması) ve bu verilere dayanarak da ormanın iģletme amaçlarının saptanması için pilot alanlarda çalıģmalara baģlanmalıdır. 46- Son yıllarda ticaretinde büyük artıģ görülen odun dıģı orman ürünleri kaynaklarının envanter ve planlamasının yapılması gerekmektedir. 47- Toplumun ormanlara olan algısı ve onun önemli bir parçası olan rekreasyonun çok fonksiyonlu ormancılık yönetiminde öneminin giderek artması orman estetiği kavramının kullanılmasını da beraberinde getirmekte olup amenajman planlarında bu husus daha fazla dikkate alınmalıdır. 48- BiyoçeĢitliliğin orman amenajman planlarına entegrasyonunda, türlerin sayıca çokluğu içinden çıkılamaz bir iģ yükü getirirken uygulama aģamasında maddi ve insan kapasitesi olarak altından kalkılamayacak bir iģ programını gerektirir. Bu noktada, önceliklendirme yolu ile hedef türlerin belirlenmesi, tür sayısını anlamlı bir Ģekilde azaltmanın objektif bir yolu olarak düģünülmeli ve planlama bu doğrultuda yapılmalıdır. 7

8 49- KesinleĢen kadastro sınırlarını ihtiva eden haritalar kadastro birimi tarafından uygun format ile Orman Harita ve Fotogrametri Müdürlüğüne gönderilmeli, burada taslak meģcere haritası üzerine aplike edilerek sayısallaģtırılmıģ Ģekilde BaĢmühendisliklere verilmelidir. 50-Özel sektörün amenajman planı yapımını kurumsallaģtıracak tedbirlerin alınması gereklidir. 51-Ağaçlandırılacak, imar ve ihya edilecek alanlarla ilgili tablolarda iģletme sınıflarının fonksiyonları ve iģletme amaçları dikkate alınarak daha detaylı düzenlemeler yapılmalıdır. 52- Plan yapımıyla ilgili tablolar ihtiyaca göre yeniden düzenlenmelidir. Yukarıdaki kararlar; Bildiri ve çalıģtay tartıģma sonuçlarına göre tarafımızdan düzenlenmiģtir Tertip ve Düzenleme Kurulu 8

9 TEBLĠĞLER VE HAZIRLAYANLAR 1- ODUN ÜRETĠMĠ EKSENLĠ PLANLAMADAN EKOSĠSTEM TABANLI ÇOK AMAÇLI (FONKSĠYONEL) PLANLAMAYA ORMAN AMENAJMAN FELSEFESĠ H. Ahmet YOLASIĞMAZ Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü, 2- ODOÜ YÖNÜNDEN FONKSĠYONEL ORMAN AMENAJMAN PLANLAMASI Erdem KAPLAN OGM ĠĢletme Pazarlama Dairesi BaĢkanı Bahattin ÖRS OGM Tali Ürünler ġube Müdürü 3- GEÇMĠġTEN GELECEĞE TÜRKĠYE ORMAN AMENAJMANI Prof. Dr Ünal ASAN Ġ.Ü.Orman Fakültesi 4- AMENAJMAN PLANLAMASINDA YENĠ UYGULAMALAR A. Kenan ÖZTAN OGM Orman Amenajman Denetim ve Kontrol BaĢmühendisi 5- ORMAN AMENAJMANINDA ENERJĠ ORMANCILIĞININ YERĠ VE ÖNEMĠ Hayati ZENGĠN 1, Ünal ASAN 2, UlaĢ Yunus ÖZKAN 2, Serhun SAĞLAM 2 1 Duzce University, Faculty of Forestry, Department of Forest Management and Planning 2 Istanbul University, Faculty of Forestry, Department of Forest Management and Planning 9

10 6- ORMAN KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ Aytunç NANE Özcan Nihan KOġAR OGM Kadastro ve Mülkiyet Dairesi BaĢkanlığı 7- EKOSĠSTEM TABANLI FONKSĠYONEL PLANLAMA SÜRECĠNDE FONKSĠYONEL ĠġLETME SINIFLARI VE AMAÇ KURULUġLARININ BELĠRLENMESĠ Prof. Dr. Ünal Asan 2, Prof. Dr. Ünal Eler 3 Yrd. Doç. Dr. Ġbrahim Özdemir 1, Yrd. Doç. Dr. Ramazan Özçelik 1, 1 SDÜ Orman Fakültesi, Orman Amenajman Anabilim Dalı, Isparta 2 ĠÜ Orman Fakültesi, Orman Amenajman Anabilim Dalı, Ġstanbul 3 SDÜ Orman Fakültesi, Orman Amenajman Anabilim Dalı, Emekli Öğretim Üyesi 8- FONKSĠYONEL ORMANCILIK ĠÇĠN PEYZAJ YAKLAġIMI BĠLĠMSEL VE POLĠTĠK BOYUT Cumhur Güngöroğlu, ÇOB ARGE Batı Akdeniz Ormancılık AraĢtırma Müdürlüğü 9- TÜRKĠYE DE ORMAN AMENAJMANININ TARĠHSEL SÜREÇ ĠÇĠNDE GELĠġĠMĠ VE GELECEĞĠ Ġsmail ÜZMEZ OGM Ġstanbul Orman Bölge Müdürü Hilmi ÖZDEMĠR, OGM Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, Plan Proje ġube Müdürü 10

11 10- ORMAN AMENAJMANINDA NASIL BĠR PLANLAMA YAPILMALIDIR Yrd. Doç. Dr. Yılmaz ÇATAL 1 Doç. Dr. Ġbrahim ÖZDEMĠR 1 Doç. Dr. Ramazan ÖZÇELĠK 1 Prof. Dr. Ünal ELER 2 1 Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Amenajmanı Anabilim Dalı, 32260/Isparta 2 Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi (Emekli). 11- TÜRKĠYE DE ORMAN AMENAJMANININ DÜNÜ BUGÜNÜ Prof. Dr. Ünal ELER (1) (1). Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi (Emekli). 12- ORMAN KAYNAKLARININ PLANLAMASINDA KATILIMCI YÖNETĠM YAKLAġIMI Ġsmail ÜZMEZ OGM Ġstanbul Orman Bölge Müdürü Abbas ġahġn OGM Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü Orman Amenajman BaĢmühendisi Hilmi ÖZDEMĠR OGM Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü Plan Proje ġube Müdürü 13- EKOSĠSTEM TABANLI FONKSĠYONEL AMENAJMAN PLANLARININ DÜZENLENMESĠNDE AĞAÇ SERVETĠ VE ARTIMININ ENVANTERĠ Ramazan ÖZÇELĠK 1 Ġbrahim ÖZDEMĠR 1 Ünal ELER 2 1 SDÜ Orman Fakültesi Orman Amenajmanı Anabilim Dalı 2 SDÜ Orman Fakültesi (Emekli) 11

12 14- AMENAJMAN PLANLAMADA SĠLVĠKÜLTÜREL YAKLAġIM M. Ali CEBECĠ OGM Silvikültür Daire BaĢkanlığı ġube Müdürü 15- YALOVA NIN ULUSLARARASI MODEL ORMAN AĞINA KATILIM ÇALIġMALARI Dr. Mehmet ÖZDEMĠR OGM Bursa Orman Bölge Müdürlüğü Yalova Orman ĠĢletme Müdürü 16-SÜRDÜRÜLEBĠLĠR BÖLGESEL ORMANCILIK FAALĠYETLERĠNDE TOPLUMSAL KATILIMCILIĞIN SOSYAL VE HUKUKĠ BOYUTLARI (BAZI BALKAN ÜLKELERĠ ÖRNEĞĠ) Prof. Dr. Sedat AYANOĞLU Yard. Doç. Sinan DESTAN Ġstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi 17- BĠYOLOJĠK ÇEġĠTLĠLĠĞĠN ORMAN AMENAJMANINA ENTEGRASYONUNDA YUSUFELĠ-ALTIPARMAK ÖRNEĞĠ VE SONRASI AyĢe S. Turak 1, Uğur Zeydanlı 1, Deniz Özüt 1, Deniz Yılmaz 1, C. Can Bilgin 2 1 Doğa Koruma Merkezi, Orta Doğu Sit Sok. No:4, Balgat, Ankara 2 Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, Çankaya, Ankara 12

13 18- ORMAN AMENAJMANINDA ÇALIġAN PERSONELĠN SORUNLARI ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ Salih YILMAZ Planlama ve Proje ġube Müdürü Akın MIZRAKLI Denetim ve Kontrol BaĢmühendisi Emin GÜZENGE Denetim ve Kontrol BaĢmühendisi ġ.armağan YALÇIN Denetim ve Kontrol BaĢmühendisi M. Gökhan UĞUZ 7. Orman Amenajman BaĢmühendisi Bekir ILGAR 9. Orman Amenajman BaĢmühendisi Oktay DEMĠR 35. Orman Amenajman BaĢmühendisi Antalya Orman Bölge Müdürlüğü YÜZYIL ORMANCILIĞINDA ORMAN AMENAJMANI NASIL YAPILMALI Prof. Dr. Emin Zeki BAġKENT Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Trabzon, 20- TÜRK ORMANCILIĞINDA PLANLAMA SÜRECĠNĠN GELĠġĠMĠ ĠLE ORMAN ĠDARESĠ VE PLANLAMA DAĠRESĠ BAġKANLIĞI NIN GÜNÜMÜZDEKĠ UYGULAMALARI Mustafa YURDAER * Mehmet DEMĠRCĠ ** * OGM OĠP Dairesi BaĢkanı mustafayurdaer@ogm.gov.tr ** Orman Mühendisi - OGM OĠP Dairesi BaĢkanlığı Orman Ġdaresi ġubesi mehmetdemirci@ogm.gov.tr 21- SÜRDÜRÜLEBĠLĠR ORMAN KAYNAKLARI YÖNETĠMĠNĠ TEHDĠT EDEN ORMAN KÖYLÜSÜ-ORMAN ĠDARESĠ ÇATIġMALARININ TANIMLANMASI VE ANALĠZĠ-ALABARDA ORMAN ĠġLETME ġeflġğġ ÖRNEĞĠ Ali DURKAYA, Sinan KAPTAN, Birsen DURKAYA Bartın Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü BARTIN 13

14 22- TÜRKĠYE DE DEVAMLI ORMAN ĠġLETMECĠLĠĞĠ (GENEL BĠLGĠLER VE TÜRKĠYE DE UYGULANMASI) Talat MEMĠġ OGM Silvikültür Dairesi BaĢkanlığı ġube Müdürü 23- ETA Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, Orman Amenajman Denetim ve Kontrol BaĢmühendisleri 24- DÜNYA ORMANCILIĞININ GELĠġĠMĠ VE ORMAN AMENAJMAN PLANLAMASI ÜZERĠNDEKĠ ETKĠLERĠ Prof. Dr. Ahmet YEġĠL Ġstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü 14

15 ODUN ÜRETĠMĠ EKSENLĠ PLANLAMADAN EKOSĠSTEM TABANLI ÇOK AMAÇLI (FONKSĠYONEL) PLANLAMAYA ORMAN AMENAJMAN FELSEFESĠ H. Ahmet YOLASIĞMAZ Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü, ÖZET Ekosistem Tabanlı Çok Amaçlı Planlama (ETÇAP) yaklaģımını benimseyen ülke ormancılığı yasal, idari ve teknik alt yapısını yeni planlama yaklaģımına uygun hale getirmektedir. ETÇAP a geçiģ sürecinde mevcut planlama altyapısının kullanılmasından dolayı bazı sorunlar yaģanmaktadır. Bu bağlamda odun üretimi eksenli planlama yaklaģımının izleri ve son on yıllık dönemde ETÇAP ile yapılanlar ya da yapılamayanlar bu bildiride ele alınmıģ, geleceğe yön verecek önemli konuların da altı çizilmiģtir. Anahtar kelimeler: Orman Amenajmanı, Ekosistem Tabanlı Çok Amaçlı Planlama ABSTRACT Ecosystem-Based Multi-Purpose Planning (ETÇAP) approach to forestry in our country, legal, administrative and technical infrastructure is tailored to the new planning approach. During this transition period due to the use of existing infrastructure, planning has some problems. In this context, wood production oriented planning approach and the effects of the last ten years ETÇAP approach prepared by the forest management plan, confirmed by those made or cannot be done in this study has addressed the future direction will be important issues are discussed. Keywords: Forest Management, Ecosystem-Based Multi-Purpose Planning 15

16 GĠRĠġ Ülkemizde yaklaģık on yıldır uygulanmakta olan ETÇAP planlama felsefesi, orman amenajman planlarının hazırlanmasına yönelik yeni yönetmelikle 2008 yılından bu yana yasal dayanağını alırken, teknik altyapı yetersizliğinden dolayı uygulamada bazı sorunlarla karģılaģılmaktadır. Bildiride; küreselleģen ormancılık, geçmiģten bugüne orman amenajman planlama felsefesi ve Türkiye de gelinen nokta olan ETÇAP planlama yaklaģımı kısaca tanıtılırken, tarihi süreçte önemli yeri olan model planlar ve GEF-II projesiyle planlamaya getirilen yenilikler ve mevcut uygulamadaki darboğazlar ya da çıkmazlar ortaya konulmuģtur. YeĢil sertifikalandırmaya doğru giden yolda öne çıkan temel konu ve kavramlar ele alınırken, ARGE faaliyetlerine yönelik önemli mesajlar verilmiģtir. ORMANCILIKTA KÜRESELLEġME VE ÜLKEMĠZDEKĠ GELĠġMELER Küresel ısınmayla birlikte dünya ülkelerindeki çevresel sorunlar tahminlerin ötesinde bir boyut ve hız kazanmıģtır. Özellikle son on yıllık dönemdeki sel, taģkın, heyelan, kasırga, deprem ve salgın hastalıklardaki artıģ ve bunlara bağlı can ve mal kayıpları; doğal kaynakların özellikle de ormanların sadece bir kiģi ya da ulusun malı olmadığını, yok edildiğinde ya da yanlıģ faydalanıldığında zararın tüm insanlığa mal olduğunu göstermiģtir. Orman kaynaklarındaki azalma, orman ekosistemlerindeki yapısal değiģim ve bozulmalar, insan etkisine bağlı olarak parçalı orman alanlarındaki artıģ, biyolojik çeģitlilikteki azalma bu sürecin ormancılığa bakan bazı göstergeleridir ların baģından bu yana tüm dünya ülkeleri, küresel birliktelik ve ortak akıl çerçevesinde; çevresel sorunlar nedeniyle ortaya çıkan ekolojik olumsuzluklar ve küresel ısınmaya bağlı bölgesel iklim değiģiklikleri ile mücadele etmektedirler. Bu bağlamda Rio öncesi çeģitli toplantılar ve raporlarla baģlatılan ilk ivme, Biyolojik ÇeĢitlilik (BÇ) sözleģmesiyle Rio da dev bir adım haline gelmiģ, kıtasal süreçlerle de belli bir mesafe kat etmiģtir. 16

17 Doğal kaynaklardan yararlanma süreci yeniden Ģekillenerek, orman kaynaklarının sürdürülebilir Ģekilde planlanması ve iģletilmesi kavramı temel ilke ve prensiplere ya da ölçüt ve göstergelere dayandırılmıģtır. Yararlanma felsefesinin temel dayanaklarını; baģta orman ekosisteminin sağlık ve bütünlüğünün devamı ile ekonomik, ekolojik ve sosyo-kültürel iģlevlerin sürekliliği oluģtururken, yaklaģım tarzı daha akılcı, daha bilimsel, küresel, ulusal, bölgesel ve yerel ölçekte hiyerarģik ve sistematik, bilgi teknolojilerini ve matematiksel modelleme tekniklerini kullanan, disiplinler arası ortak katılımcı, Ģeffaf, adil ve paylaģımcı bir davranıģ Ģeklidir. Ülkelerin doğal kaynaklarının planlanması ve iģletilmesinde öne çıkan temel konular; biçim değiģtirerek, odun ve odun dıģı orman ürünleri üretiminden çok, baģta kullanılabilir su kaynaklarının belirlenmesi ve kaliteli ve yüksek miktarda su üretimi, toplam biyokütle miktarının hesaplanması ve buna bağlı olarak, karbon birikimi ve emisyonu, oksijen üretimi, görsel kalite ve eğlenmedinlenme faaliyetleri, önemli bitki ve yaban hayatı alanların korunması ve geliģtirilmesi gibi ekolojik ve sosyal iģlevlere doğru bir yönelim göstermiģtir [1]. Orman kaynaklarının planlanmasında benimsenen planlama yaklaģımı her ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel yapısına bağlı olarak farklı isimler alırken (Ekosistem Planlama, Doğaya Uygun Ormancılık vb) [2], ülkemiz ormancılığı Ekosistem Tabanlı Çok Amaçlı (Fonksiyonel) Planlama (ETÇAP) adıyla bu yeni süreci benimsemiģtir. Orman Kaynaklarının Sürdürülebilir ġekilde Planlanması ve ĠĢletilmesi için ulusal, bölgesel, yerel ve orman iģletmeleri bazındaki baģarıyı ölçmek için, çeģitli sertifika kurumları tarafından uluslar arası sözleģme ve süreçlerle uyumlu ölçüt, gösterge seti ve uygulama kılavuzları oluģturulmuģ, yeģil sertifikalandırma sistemi geliģtirilmiģtir [3, 4]. Birçok ülkede verilen sertifikalarla orman alanları ve ormancılık sisteminin çeģitli kısımları (planlama, silvikültür, üretim, yönetim, pazarlama vb) sertifikalandırma kurumları tarafından test edilmektedir. Bu bağlamda; ülkeler ormancılık ve çevre ile ilgili yasal, idari ve teknik alt yapılarını yeniden ele alarak, baģta doğal kaynakların yönetimi olmak üzere su ve enerji politikaları, 17

18 sanayileģme, ulaģım, sağlık gibi pek çok konudaki geleceğe yönelik stratejilerini yenileme gereksinimi duymuģlardır. Ülkemiz, Biyolojik ÇeĢitlilik sözleģmesini imzalarken [5], jeopolitik konumu gereği kıtasal ölçekteki uygulama ayaklarından olan Pan-Avrupa ve FAO-UNEP Yakın Doğu Süreçleri içerisinde yer almıģtır. Bunun dıģında, Bern SözleĢmesi (Avrupa Yaban Hayatı ve YaĢam Ortamlarını Koruma), CITES (Nesli Tehlikede olan Yabani Bitki ve Hayvan Türlerinin Uluslar arası Ticareti), ÇölleĢme ile Mücadele, Kültür ve Doğa Mirasını Koruma, RAMSAR (Sulak Alanların Korunması) ve son olarak da Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesine imza atmıģtır. Belirtilen antlaģmalar çerçevesinde ülke ormancılığının öncelikle yasal ve idari altyapısı oluģturulmuģ, teknik altyapısı ise halen oluģturulmaktadır. Uygulama ayağında belli ölçüt ve gösterge setlerine bağlı olarak önemli ekosistemler belirlenerek, milli park, tabiat parkı, tabiatı koruma alanı, biyosfer rezerv alanı gibi çeģitli yasal statüdeki mutlak korunan alanlar, ülke korunan alanlar ağına dâhil edilmiģ ve bu alanların uzun vadeli geliģim planları hazırlanmıģ/hazırlanmakta ve uygulamaya konulmuģtur/konulmaktadır. Uluslar arası antlaģmalar gereği yine ülke ormancılığına yön veren Ulusal Ormancılık Programı, Çevre Eylem Planı, BÇ Eylem Planı hazırlanırken, hem sekizinci hem de dokuzuncu beģ yıllık kalkınma planlarında orman kaynaklarının sürdürülebilir Ģekilde planlanması için önemli konulara yer verilmiģtir. Orman kaynaklarının sürdürülebilir Ģekilde planlanması ve iģletilmesi kavramının ülkemizdeki açılımı Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesindeki köklü değiģimler olarak uygulamaya yansımıģtır. Bu değiģimlerin belki de en önemlisi Orman Amenajman Yönetmeliğinin Ekosistem Tabanlı Çok Amaçlı Planlama (ETÇAP) yaklaģımına uygun olarak hazırlanması ve yürürlüğe girmesidir [6]. Orman mühendisliği meslek yasası ve beraberinde getirdiği yenilikler, kent ormanlarının kurulması, orman bilgi sistemi kurulumu, coğrafi bilgi sistemleri kullanılarak hazırlanan sayısal altlıklar, orman fakülteleri ve araģtırma birimlerine ayrılan bilim uygulama ormanlarının artırılması ve bozuk orman alanlarında yapılan iyileģtirme çalıģmaları gibi önemli geliģmeler son on yıllık dönemde ormancılık camiasındaki değiģimin göstergeleridir. 18

19 Ormanların sunduğu ekonomik değerlerin yanında, ekolojik ve sosyal değerlere iliģkin olarak da envanter, planlama ve iģletmecilik faaliyetlerinde önemli adımlar atılmıģtır/atılmaktadır. 21,2 milyon hektar olan ülke ormanları, Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesindeki dört ana genel müdürlük ve onlara bağlı taģra teģkilatı (il çevre orman müdürlükleri, orman bölge müdürlükleri, orman iģletme müdürlükleri ve orman iģletme Ģeflikleri) tarafından yönetilmektedir. Orman kaynakları, iģletme ormanları için orman amenajman planları ve korunan alanlar için uzun vadeli geliģim planları ile iģletilmektedir/yönetilmektedir. Orman amenajman planları kamuda ve özel sektörde yer alan orman amenajman heyetleri tarafından düzenlenmektedir. Uzun vadeli geliģim planlarının hazırlanması için, yine kamu ve özel sektörde; planlamacı, bitki sosyologu, yaban hayvanları ve toplum uzmanlarından oluģan çalıģma grupları oluģturulmakta ve uzun soluklu disiplinler arası bir dizi çalıģma yapılmaktadır. Orman amenajman planları 1963 yılından 1990 ların sonlarına kadar odun üretimi eksenli olarak planlanmakta iken, 1995 sonrası ve özellikle de 2000 li yılların baģından itibaren ise ETÇAP planlama yaklaģımına göre hazırlanmaktadır. Ülkemizde gerçek anlamda planlı ormancılığa geçiģ, ilk dönem orman amenajman planlarının hazırlanması ve uygulamaya aktarılması ile yıllarını kapsayan dönemde gerçekleģmiģtir. Geçen 40 yılı aģkın zaman diliminde, 2000 li yılların baģına kadar; envanter ve planlama stratejileri de odun üretiminin sürekliliği ekseninde ĢekillenmiĢ ve geliģtirilmiģtir. Hazırlanan orman amenajman planlarında ana amaç; en yüksek odun hâsılatı elde etmek ve bunun sürekliliğini sağlamak olurken, envanter amaçları da bu doğrultuda Ģekillenerek, ağaç serveti ve artımı sayısal olarak ortaya koymak, toplum talebi doğrultusunda ürün çeģidi dağılımını sağlamak olmuģtur. Planlama birimi iģletme sınıflarına ayrılarak, bütünsel yaklaģımdan uzak, parçalar halinde iģletilmiģtir. Ormanın sunduğu fonksiyonlar belirlenmediği gibi, buna bağlı iģletme amaçları, öncelikleri ve ağırlıkları da tespit edilmemiģtir. 19

20 Özel amaçlar çerçevesinde, kritik ekosistemler olarak tanımlanan; erozyon, doğa koruma, tabiat anıtları gibi eģsiz değer taģıyan ya da muhafaza karakterindeki alanlar için gerekli düzenlemeler yeterli olmamıģtır. Odun üretimi eksenli planlama yaklaģımının dıģında Akdeniz Orman Kullanım Projesi, Batı Karadeniz Yapraklı Tür Projesi (Münferit Plan), Orman Kaynakları Bilgi Sistemi (FRIS), Fonksiyonel Planlar, Milli Park GeliĢim Planları ve BÇ yi korumayı amaçlayan GEF-II projeleri gibi yurtiçi ve yurtdıģı kaynaklı projeler dâhilinde orman amenajman planları da hazırlanmıģtır. Ancak odun üretimi eksenli planlama yaklaģımının ötesinde hazırlanan bu amenajman planlarında çağı ve değiģimi yakalamak adına, bilimsel amaçlı hazırlanan ve kısmen de olsa uygulanma fırsatı bulan çok amaçlı (fonksiyonel) planlar hariç, pek az değiģiklikler ya da farklılıklar bulunmaktadır. Bunlar, genelde idare sürelerinin değiģtirilmesi, planlama ünitesi tanımında değiģikliklerin yapılması, hızlı geliģen Kızılçam ormanları hariç, diğer türlerde büyük alanlarda tıraģlama kesiminden vazgeçilmesi, gençleģtirme alanlarının azaltılması ve münferit planlama çerçevesinde; yoğun envanter ve silvikültürel faaliyetlerin planlamada barındırılmasıdır. Planlama öğelerindeki bu kısmi zamansal değiģikliklerin ötesinde, planlamanın özünde, çeģitlenen ve çeliģen ihtiyaçları karģılayacak Ģekilde çağdaģ bilgi sistemlerinden yararlanacak ve bilimsel karar verme tekniklerini barındıracak, kavramsal ve yapısal bir düzenleme ele alınmamıģtır [7]. Son beģ yıllık dönemde ise çok amaçlı planlama yaklaģımı değiģim ve geliģim göstererek, ekosistem ve biyolojik çeģitlilik (BÇ) altlıklarını da alarak, Ekosistem Tabanlı Çok Amaçlı (Fonksiyonel) Planlama adını almıģ, 2008 yılında hazırlanan yeni orman amenajman plan yönetmeliği ile de yasal dayanağını da kazanmıģtır [8, 9, 10]. MODEL PLANLAR VE ÜLKE ORMANCILIĞINA GETĠRDĠKLERĠ: ETÇAP Akdeniz Orman Kullanım Projesi ile planlamada benzetim ve optimizasyon gibi yöneylem araģtırması teknikleri kullanılırken, FRIS ve Münferit Planlama ile çok amaçlı planlara altlık olacak bazı ekolojik ve sosyal iģlevler belirlenmiģ, kadastro ile bütünleģik CBS 20

21 altlıkları ve sosyal baskı kavramı bilimsel çalıģmaların dıģında ilk kez orman amenajman planlarına girmiģtir. Münferit planlama özellikle korurken-yararlanmanın esas olduğu ormanlar için devamlı orman kavramını gündeme getirirken, yararlanırken-koruma dengesinin esas alındığı odun üretimine konu alanlarda ise yaģ sınıfları yönteminin küçük maktalı formu gündeme gelmiģtir [11]. Biyolojik ÇeĢitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi (GEF- II) ile birlikte orman amenajmanı odun üretimi eksenli planlamanın ötesine geçerek, ormanların sunduğu ekonomik iģlevlerin yanında ekolojik ve sosyal iģlevler, ölçüt ve gösterge setleri yardımıyla belirlenerek, proje bölgesindeki yerel halk orman ekosisteminin bir parçası olarak planlara katılmıģtır. BÇ, sayısal olarak ekosistem ve tür çeģitliği bazında ilk kez planlara yansıtılırken, ülke ormanlarında BÇ ölçüm parametreleri geliģtirilmiģ, meģcere parametreleriyle de iliģkilendirilmiģtir. OGM ve DKMP Genel Müdürlükleri birlikte gerçekleģtirdikleri bu projeyle, özel ormancılık büroları, bilim insanları ve çeģitli uzman ekiplerden oluģan, disiplinler arası ortak katılımlı, Ģeffaf ve havza bazında bütünleģik planlar ortaya çıkarılmıģtır. GEF-II Ġğneada ve Camili planları ile ana ve yan iģletme amaçlarının yanında planlamada koruma hedeflerinin belirlenmesi gerekliliği gündeme gelmiģtir. Korunan alanlar için; çekirdek koruma alanı, dere kenarı koruma Ģeritleri, doğal yaģlı ormanlar, ulusal savunma ormanları, sosyal baskılı alanlar, yol koruma ve estetik değer taģıyan alanlar, alpin ekosistemler, doğa koruma alanları, korunan alanlar etrafında etkilenme bölgeleri gibi pek çok yeni kavram ve buna bağlı koruma dereceleri belirlenmiģtir. Her bir alan için farklı ölçüt ve gösterge setleri oluģturulurken, silvikültürel reçetelerde yazılmıģtır. Buna ek olarak, özellikle Ġğneada da plan ünitesine bitiģik diğer plan ünitelerinin orman amenajman planlarında, planın baģarısını artırmak ve orman kaynaklarının sürekliliğini sağlamak için destekleyici değiģiklikler yapılmıģtır [8, 9, 12, 13]. GEF-II de yapılamayanların baģında ise yetiģme ortamı haritaları gelmektedir, ormancılıkla alakalı üç farklı alan olmasına rağmen hiç birinde yetiģme ortamı haritası hazırlanmamıģtır. 21

22 Bitki ve yaban hayvanlarına iliģkin tür tespitleri ve habitat verileri çekirdek alanlarla sınırlı kalmıģ, plan ünitesi için hedef türler (bayrak, gösterge ve Ģemsiye türler) kısmen belirlenmiģtir. Hazırlanan planlar tek bir seçenekten ibaret olup, plan dönemi olan yirmi yılla sınırlıdır, gelecek için projeksiyonlar oluģturulmamıģ, yöneylem araģtırması tekniklerinden yararlanılmamıģtır. Uzman gruplar tarafından oluģturulacak olan otlatma planı, ekoturizm planı, çekirdek alana bitiģik alanlarda avlanma planı gibi özel planlar hazırlanmakta olup, iģletme Ģeflerine yol gösterecek olan silvikültür planlar da bulunmamaktadır. Projenin baģında proje ekibinin planlama ve uygulama esnasında değiģmeyeceği garanti edilirken, daha planlar tamamlanmadan proje ekibinin büyük bir kısmı değiģmiģtir. Planı uygulayacak olan iģletme Ģeflerinin gerekli deneyime sahip olmaması ise projenin geleceği ile ilgili önemli endiģelere neden olmaktadır. Proje sonrasında; BÇ baģta olmak üzere plan uygulamalarının baģarısının izlenmesi oldukça önem taģımaktadır. Ancak, yeni yapılacak olan planlara ıģık tutacak bu önemli planlar, sadece ilgili orman iģletme Ģefliği tarafından uygulamada kullanılırken, ne bilim camiası ne de ilgili orman bölge müdürlükleri ve orman iģletme Ģeflikleri tarafından yeterince incelenmekte, pek çok bilimsel çalıģma gibi tozlu raflarda kalmaktadır. Ormancılık bilimi, uygulamanın her zaman bir adım önünde geleceğe ıģık tutacak araģtırmalara imza atmalıdır. Bu anlamda orman fonksiyon haritacılığı ve fonksiyonel planlarla 1990 lı yılların ortasında baģlayan ve GEF-II, BTC ve Kaçkar Dağları Projeleri ile devam eden süreçte, yedi yeni orman fakültesine bilim adamı yetiģtiren Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Ġstanbul Üniversitesi Orman Fakülteleri baģta olmak üzere, yeni kurulan orman fakülteleri de bu sürece katılmıģ, yapılan lisansüstü tez çalıģmaları ve bilimsel araģtırma projeleriyle ETÇAP a önemli katkılarda bulunmuģlardır. Orman fonksiyon haritalarının CBS ile hazırlanması [14] ile baģlayan orman amenajmanındaki bilimsel geliģmeler, yöneylem araģtırması tekniklerinin kullanıldığı odun, su ve oksijen üretimi, toprak erozyonu ve karbon birikiminin hem ekonomik hem de miktar olarak hesaplandığı model orman amenajman planlarıyla devam etmiģtir. Odun üretimi eksenli klasik plan, ETÇAP ve ekosistem 22

23 planlama yaklaģımlarıyla hazırlanan model orman amenajman planları, kullanıcıya farklı seçenekler sunarken, genelde yasal olarak uygulama Ģansı bulamamıģ, kitaplıklarda kaynak kitap olarak yerini almıģtır [10, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21]. Ġstanbul korularında envanter sistemini ortaya koyan, CBS tabanlı orman amenajman planlarında ETÇAP yaklaģımı esas alınmıģ, karbon birikimi baģta olmak üzere oksijen üretimi ve estetik değer iģlevleri sayısal olarak hesaplanmıģtır. Bu çalıģma; özellikle karbon birikimi ve oksijen üretiminin ülke düzeyinde hesaplanması yolunu açmıģ ve uluslar arası ölçekte Türkiye nin küresel karbon ekonomisine katkısının sayısal olarak ortaya konulmasını sağlamıģtır [22, 23]. Plan ünitesindeki orman parçalarının sayısı, Ģekil ve büyüklüğü gibi konumsal özelliklerini dikkate alan, çeģitli orman fonksiyonlarını ve meģcere parametrelerini sayısal olarak uzun dönemde kestiren, hem klasik hem de ETÇAP yaklaģımına uygun olarak hazırlanan orman amenajmanı planlama yazılımı [18, 19, 21], Türk Ormancılığına ve Ormancılık Eğitimi Sistemine gelecekte yön verecek tarihi bir çalıģmadır. BTC ve Kaçkar Dağları Projelerinde; özellikle bitki ve yaban hayvanlarının tür ve ekosistem çeģitliliği düzeyinde, GEF-II ye göre geliģtirilerek, orman amenajman planlarına aktarılması, gelecekte orman kaynaklarının sürdürülebilir planlanması ve iģletilmesi adına önemli geliģmelerdir. ETÇAP VE AÇMAZLARI Ulusal ve uluslar arası parasal kaynaklı ve planlamacı, ekolog, bitki, yaban hayatı ve toplum uzmanların yer aldığı projelerde orman kaynaklarının daha sürdürülebilir Ģekilde planlaması ve iģletilmesi gayet doğaldır. Ancak 1300 ün üzerinde iģletme Ģefliğine sahip bir orman teģkilatında, her yıl yaklaģık 150 orman amenajman planın yenilenmesi gerektiği, bu süreçte parasal kaynakların sınırlı ve yeterli uzman kadronun olmadığı da açıktır. Bu kısımda, ETÇAP ın uygulama adımlarından yola çıkarak, bilimsel çalıģmalar ve ulusal ve uluslar arası parasal kaynaklı projeler dıģında hazırlanan/hazırlanmakta olan çok amaçlı (fonksiyonel) planlarda yapılanlar ve yapılamayanların ya da sorunlar/açmazlar/darboğazların neler olduğu konusuna değinilmektedir. 23

24 ETÇAP yaklaģımı ile hazırlanan orman amenajman planları, ekonomik, ekolojik, sosyo-kültürel ve bilgi teknolojileri olmak üzere dört boyutlu karmaģık bir süreç üzerine inģa edilmektedir. Planların baģarısı; ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel değerlere yönelik yapılan üçayaklı envanter ve sonrasında Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), Uzaktan Algılama Yöntemleri (UAY) ve Yöneylem AraĢtırması Teknikleri (YAT) kullanılarak kurulan konumsal veri tabanına ve üretilen/türetilen sayısal altlıklara bağlıdır. ETÇAP ile sürdürülebilirlik, iktisadilik, verimlilik, çok amaçlı faydalanma, gibi temel ormancılık ilkeleri arasına, sosyo-kültürel geleneklerin planlamaya yansıtılması, sektörler arası eģgüdüm, uluslararası sorumluluk, biyolojik çeģitliliği koruma, estetik ve diğer değerleri koruma, karbon dengesi, katılımcı yaklaģım, gibi yeni ilkeler eklenmiģtir [6]. ETÇAP ı doğru anlamak geçmiģi irdeleyerek, disiplinler arası çalıģmayı ve çok yönlü düģünmeyi gerektirir. CBS teknolojisi ile konumsal veri tabanlarının oluģturulması ve ormancılık bilgi sistemi (ORBĠS) nin kurulması, yeni orman amenajman planlarının hazırlanmasında orman alanlarındaki kırk yıllık yapısal değiģiminin sayısal olarak ortaya konulmasını ve uygulamaya aktarılmasını sağlamıģtır/sağlamaktadır [24, 25]. Orman amenajman planları, CBS teknolojisiyle hazırlanan konumsal veri tabanları yardımıyla çok daha doğru, hızlı ve güvenilir Ģekilde hazırlanmakta, plan uygulamaları günü gününe güncellenerek izlenebilmektedir. Alan envanteri 1963 yılından bu yana yersel ölçümler ve hava fotoğrafları yardımıyla yapılırken, yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri de kombine envanter sistemine dâhil edilmiģtir. Böylece, yılı orman amenajman planlarında meģcere tipi ayrımı oldukça kaba iken ( BÇS-BBT, BBT-OT-T vb), 1984 ve 2006 yılı planlarında ise daha fazla detay içeren ve daha doğru meģcere tipi tespitleri yapıldığı görülmektedir. MeĢcere de ağaç serveti ve artımın hesaplanmasında; sistematik rastgele örnekleme ile tek ağaçta yapılan ölçümler yoluyla meģcere parametrelerine gidilmektedir. Plan ünitesinde yer alan her bir meģcere tipi için tek bir meģcere tanıtım ve silvikültür tablosu oluģturulmaktadır. Oysaki bir plan ünitesinde aynı meģcere tipinden, farklı yükselti, farklı bakı, farklı bonitete sahip alanlarda birden fazla 24

25 sayıda bulunabilir, bu alanların ağaç sayısı, servet ve artım gibi sayısal değerlerinin aynı olması beklenemez hatta aralarında çok büyük farklar olabilir. GeliĢen teknolojiyle birlikte plan ünitesindeki aynı yetiģme ortamına/bonitete sahip alanlar gruplandırılarak, aynı meģcere tipi için birden fazla meģcere tipi tanıtımı ve silvikültür tabloları oluģturulabilir. Hâsılat tablosu verileri bir orman iģletme sınıfının optimal yapısı olarak kabul edilmekte ve yapılacak silvikültürel müdahalelerle, orman, optimala ulaģtırılmaya çalıģılmaktadır. Optimal kuruluģ olarak kullanılan hâsılat tabloları; aynı yaģlı ve değiģik yaģlı müdahale görememiģ ya da üç kapalı saf ormanlar için düzenlenmektedir. Ülkemizde müdahale görmemiģ orman alanı neredeyse olmadığı gibi, karıģık ormanlar için düzenmiģ hâsılat tabloları da bulunmamaktadır. Silvikültürel müdahaleleri içinde barındıran dinamik büyüme modelleri geliģtirilerek, ormanın sunduğu ekolojik ve sosyal iģlevlerle de iliģkiye getirerek, geniģ bir yelpazede bir plan ünitesi, orman parçası, bölme, meģcere ya da bölmecik bazında optimal orman formları sayısal olarak ortaya konulmalıdır. YetiĢme ortamı envanteri, odun dıģı orman ürünleri envanteri, yaban hayatı ve bitki türlerine iliģkin BÇ envanteri, orman fonksiyonlarının envanteri konusunda ciddi eksiklikler bulunmaktadır. Ülke ormanlarının yetiģme ortamı haritaları henüz hazırlanmamıģ, yaģ ve üst boya bağlı olarak bonitet haritaları yardımıyla yetiģme ortamı verim gücü sınıflandırılmaktadır. Yakın zamanda hazırlanan orman amenajman planlarında ise neredeyse hiç birinde üst boya iliģkin herhangi bir ölçüm yapılmamaktadır. Orman alanlarında, su üretimi ve toprak erozyonu ile ilgili araģtırmalar, havza bazında ve birkaç yılı kapsayan dönemler için yapılmaktadır. Konuya iliģkin yeterli araģtırma düzenekleri henüz kurulmuģ değildir. Kısacası nerede ne kadar su üretilir, nerede erozyon vardır, nicel ve nitel olarak değerleri ve nispi oranları ne kadardır, neresi ne kadar estetik değer sunar gibi birçok soruya cevap bulunamamaktadır. BÇ envanteri ise yine bitki ve yaban hayatı uzmanlarının birkaç yıllık araģtırma çalıģmalarını gerektirmektedir milyon hektar orman alanında BÇ, yetiģme ortamı ve fonksiyonel envanter çalıģmalarını yürütecek yeterli uzmanın bulunmaması bir diğer sorun olarak sıralanabilir. Belirtilen projeler kapsamında az sayıda uzman 25

26 yetiģmesine rağmen, 10 ya da 20 yıllık dönemde, bazı planlama birimleri ve hassas ekosistemler için ilerlemeler beklense de kısa zamanda sorunun tümüyle çözümlenmesi oldukça zor görünmektedir. CBS teknolojisi kullanılarak konumsal veri tabanlarının hazırlanması süreci, OGM ye bağlı Orman Ġdaresi ve Planlama Daire BaĢkanlığının denetiminde Orman Bölge Müdürlükleri bünyesindeki Planlama ve Proje ġube Müdürlükleri tarafından yürütülmektedir. Sayısal altlıklar ya ilgili Ģube müdürlüklerindeki yetiģmiģ mühendisler tarafından ya da özel ormancılık bürolarınca ihale usulüyle hazırlanmaktadır/hazırlanmıģtır. Altlıkların üretilmesi ve kontrol edilmesi noktasında, yeterli deneyim ve tecrübeye sahip mühendisler bulunmamaktadır ya da çok azdır. Bu nedenle özellikle veri giriģi, veri analizi, veri sorgulama ve sunum kısımlarında sorunların olduğu görülmüģtür. Örneğin; bilimsel amaçlı olarak ilgili birimlerden alınan yasal sayısal altlıkların, CBS ortamında; komģu sayısal altlıklarla birleģtirilmesi (merge), yeni sayısal altlıkların türetilmesi için; farklı altlıklarla çakıģtırılması (union), benzer özellikteki alanların süzülmesi/birleģtirilmesi (dissolve), yol ve dere kenarı koruma Ģeritlerinin oluģturulması (buffer) gibi pek çok iģlemin yapılması esnasında poligonlar arasında boģluklar, yol hatlarının iki defa geçirilmesi gibi kaba hatalarla karģılaģılmıģtır [25]. Mevcut orman amenajman planlarının hazırlanması süreci daha çok orman ekosisteminin sunduğu iģlevlerin ölçüt ve gösterge setine dayalı olarak belirlenmesini gerektirirken, yönetmeliğin uygulama yönergesinin olmaması ya da yetersiz olması nedeniyle, orman fonksiyonları sübjektif ya da sezgisel ölçütlere göre belirlenmekte, orman amenajman planlarında ayrım ölçütleri ve göstergeleri ifade edilmemektedir. Özellikle üzerinde durulması gereken önemli nokta; daha önce muhafaza karakterinde olan iģletme sınıflarının alansal olarak çok büyük bir değiģim göstermeksizin, isim değiģtirerek, bir orman fonksiyonunu yüklenmesidir. Planların hazırlanarak teslim edilmesi aģamasında denetleyici konumundaki ilgili kiģiler, yöneticiler ve uygulayıcıların, değerlendirmede temel alacakları bir uygulama kılavuzu olmadığı için plandaki eksiklikleri yeterince tespit edemedikleri görülmüģ ve sonuçta planlar yetersiz ya da eksik Ģekilde uygulanmaya baģlanmıģtır. 26

27 Uygulanabilir orman amenajman planlarının hazırlanması için ormanların sunduğu değer ve hizmetlerin sayısal olarak ortaya konulması, bunun ötesinde zaman içindeki değiģiminin de irdelenmesi gerekmektedir. Plan ünitesi iģletme sınıflarına ayrılmakta, her bir iģletme sınıfında sunulan değerlerin ya da hizmetlerin niteliği ya da nicelliği ve bu alanlara uygulanan silvikültürel reçeteye bağlı olarak değiģimi konusuna ise yeterince değinilmemektedir. Orman amenajman planlama sürecinde kullanılmakta olan yazılım, planı oluģturan tablolara odaklı ve tek bir seçenek sunmaktadır. Orman amenajmanı biliminin doğasına aykırı olan bu durum, karar verme süreci olarak tanımlanan planlamanın son ayağı olan en iyi seçeneğe karar vermek aģamasının olmadığı anlamına gelmekte, diğer deyiģle zorunlu planı gerektirmektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından, yeģil sertifikalandırmanın ilk adımı olan, Sürdürülebilir Orman Yönetimi (SOY) Kriterleri, uluslar arası ölçütlerle uyumlu ve ülkemizin ekonomik, sosyo-kültürel koģulları ve ormancılık geleneğine uygun olarak geliģtirilmiģtir. Orman Bölge Müdürlüklerinde belli periyotlarda hazırlanan raporlarla, katılımcı yaklaģım ilkesine uygun olarak; uygulamacı, STK, üniversite, diğer kamu ve özel sektörün katıldığı toplantılarla değerlendirilmektedir. Raporların hazırlanmasında, sadece OGM nin taģra teģkilatı tarafından üretilen ve kayıt altına alınan verilere yer verilirken, Ġl Çevre Orman Müdürlüklerine ait bilgiler raporlara yansıtılmamaktadır. Belirlenen altı ölçütte ve hazırlanan raporlarda odun üretimine dayalı klasik planlama yaklaģımının izleri görülmektedir. SOY ölçütgösterge setinin ve hazırlanan raporların, orman fonksiyonları ve biyolojik çeģitliğe bakan kısmında, veri yetersizliği nedeniyle önemli eksikler bulunmaktadır [26, 27]. Ülke enerji politikaları gereği birçok ana havza ve alt havzalara hidroelektrik santraller (HES) inģa edilmektedir. Su ve dere kenarı ormanları, hem ekolojik koridor olarak hem de içerisinde barındırdığı habitatlar ve BÇ açısından önemli ve hassas ekosistemlerdir. ETÇAP plan uygulamalarının baģarısında dere kenarı ormanları büyük önem taģımaktadır. 27

28 HES lerin çevreye olan etkilerinin incelendiği ÇED raporlarının yanında, orman amenajman planlarına olan etkilerinin de incelenmesi gerekmektedir. Ayrıca planlamada benimsenen temel ormancılık ilkelerinden, katılımcılık ilkesi gereği yöre halkının da görüģleri alınmalıdır. Benzer Ģekilde orman yol inģaatları, enerji ve su hatları ormanda parçalılığa neden olan, ekosistem sürekliliğini ve BÇ yi tehdit eden yapay öğelerdir. Ülkemizde orman içi ve kenarındaki köyler ve bu köylerin mezralarına ulaģımın sağlanması ve odun üretimi için iģletmeye açılan alanlarda yollar yapılmaktadır. Bu tür alanların sağladığı ekonomik getirilerin yanında ekolojik ve sosyal etkilerinin sayısal olarak ortaya konulması, yöre halkının ve STK ların da sürece katılması gerekmektedir. Türk insanının yaģam kalitesi artarken, kırsal alanlardan kentlere göçün de etkisiyle sosyal yaģam ve kültürde değiģmektedir. Köylerdeki nüfus azalmasıyla birlikte, orman bakımı, bölmeden çıkarma, taģıma ve depolama gibi orman iģlerinde iģçi sıkıntısı yaģanmaktadır ya da yaģanacaktır. Orman amenajman planlarının hazırlanması, uygulama ve pazarlama aģamalarında bu olgu dikkate alınmalıdır. ETÇAP veriyle beslenir, öncelikle ETÇAP a temel teģkil edecek orman ekosistem envanterini yapabilecek vasıfta, nitelikli personeli oluģturmak gerekmektedir. Ardından disiplinler arası ve katılımcı yaklaģımı benimseyen, karar verme ve uygulama kapasitesine sahip planlamacılar ve uygulayıcıların, STK ların ve diğer ilgi ve çıkar gruplarının birlikteliğinin sağlanması gerekmektedir. Bir sonraki adım olan uygulama aģamasında ise uygulayıcıların, bu yeni konuya hâkim olması ve çok amaçlı ve daha entansif ormancılık hizmeti verileceği için, teknik kapasitesinin yüksek olması gerekmektedir. Mükemmel bir plan yapılsa bile, uygulayıcı ve onun gözetiminde teknik kadro ve donanım yeterli değilse istenen baģarı sağlanamayabilir. Daha üniversite sıralarından baģlayarak ETÇAP anlatılmalı, bilimsel ve sosyal geliģmelere paralel olarak değiģimi yakalamak ve baģarıyı artırmak amacıyla hizmet içi eğitimler yapılmalıdır. 28

29 Ülke ekonomik Ģartları irdelendiğinde, çözüm bekleyen ve aģılması gereken en önemli engellerden birisi de finansmandır. YetiĢme ortamı haritalarının hazırlanması, BÇ envanteri, orman fonksiyonlarının envanteri, dinamik büyüme modellerinin geliģtirilmesi gibi pek çok temel konu maliyet, zaman ve emek gerektiren çalıģmalardır. Bu geçiģ sürecinde öncelikler ya da öncelikli alanlar belirlenmeli, adım adım istenen hedeflere koģulmalıdır. AraĢtırma kurumları ve üniversitelerin konuya iliģkin hazırlayacakları projeler, geliģtirecekleri yeni yaklaģımlar ve kavramsal süreçler uygulayıcıya yön verecektir. SONUÇ VE ÖNERĠLER Ülkemiz, dünyadaki ormancılık ya da planlama anlayıģı değiģim sürecinin ilk evresi olan, odun üretimi eksenli planlamanın ötesine geçmeye çalıģmaktadır. Çok amaçlı yararlanma yaklaģımı benimsenerek ikinci değiģim evresi yaģanmak ya da yakalanmak istenmektedir. Üçüncü evre olan ekosistem planlama yaklaģımı ise bilimsel arenada kavramsal olarak araģtırmaya konu edilse de, çok amaçlı planlamanın bizdeki adıyla ETÇAP yaklaģımının ötesine geçmek için henüz koģullar oluģmamıģtır, kaldı ki ETÇAP ın geliģtirilmesi ve uygulamaya aktarılması yönünde de darboğazlar ya da açmazlar bulunmaktadır. Bu değiģim sürecinde; teknik alt yapı eksikliği, ekolojik ve sosyokültürel veriler ve yetiģmiģ teknik eleman yetersizliği gibi önemli sorunlar bulunmaktadır. Ormancılıkta geliģmiģ dünya ülkeleri gibi bu süreç yaģanmalıdır, yaģanarak üstesinden gelinecektir. Çok doğaldır ki; sorunların çözümleri her ülkede olduğu gibi ülkemizin ekonomik, ekolojik ve sosyo-kültürel yapısına göre kendi bünyesinde Ģekillenecektir. Bu aģamada; ülke gerçeklerini gözeten, objektif, disiplinler arası, çok katılımlı ve bilimsel standartlara dayalı çözümler üretilmelidir/üretilmektedir. Uzun vadede, ilgili ormancılık disiplinlerinde yer alan akademisyenler, yöneticiler, uygulayıcılar ve uzmanlar, araģtırma çalıģmalarıyla bu sorunlara birlikte bilimsel yanıtlar bulacaklardır. Ancak, yakın zamanda birçok temel konuya kalıcı çözümler bulunamayabilir. Bununla birlikte, mevcut envanter sistemi, bilgi 29

30 birikimi ve teknik altyapı ile orman amenajman planları yapılmakta ve ülke ormanları bu planlar dahilinde iģletilmektedir. Gelinen noktada, endiģeler hâkim olsa da, ülke ormancılığı komģu ülkelerin birçoğuna göre hem planlama hem teknik ormancılık ve hem de ormancılık eğitimi konusunda önemli birikimlere sahiptir. Orman Bakanlığının web destekli ormancılık veri tabanının almıģ olduğu ödül, güney komģularına ve yakın gelecekte Türkî Cumhuriyetlerine ormancılık birikimlerini aktaracak projelere imza atması bu anlamda gurur verici önemli açılımlardır. 30

31 KAYNAKLAR [1] BaĢkent, E.Z., Yavuz, H., Köse, S. ve KırıĢ, R., Orman Amenajmanında Yeniden Yapılanmaya ĠliĢkin Yapılan Anketin Uygulama Açısından Değerlendirilmesi I, II, Orman ve Av Dergisi, Sayı 4, 29 44, Sayı 5, [2] Dekker, M., Turnhout, E., Bauwens, B.M.S.D.L., Mohren, G.M.J., Interpretation and Implementation of Ecosystem Management in International and National Forest Policy, ELSEVIER, Forest Policy and Economics 9, [3] BaĢkent, E.Z. ve Türker, M.F., Sürdürülebilir Ormancılığa Doğru: Uluslararası Standardizasyon, Sertifikasyon ve Ulusal Ormancılık Stratejileri, Erzurum Ormancılık AraĢtırma Dergisi, 3, [4] Durusoy, Ġ., Sertifikalandırma ve Türkiye Ormancılığında Gerekliliği, Olabilirliği, Uygulanması Sürecinde KarĢılaĢılması Muhtemel Darboğazların ve Fırsatların Ġrdelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Ens., Trabzon, 145 sayfa. [5] Resmi Gazete, 27 Aralık 1996, Sayı: 22860, [6] Resmi Gazete, 5 ġubat 2008, Sayı: [7] Yolasığmaz, H. A., BaĢkent, E. Z., KeleĢ, S. ve Günlü, A., Ladin Ormanlarında Ekosistem Tabanlı Çok Amaçlı Planlama Sürecinin Uygulanabilirliğinin Değerlendirilmesi, Ladin Sempozyum Bildiriler Kitabı, Cilt:2, Ekim 2005, KTÜ Yayınları, Trabzon, [8] BaĢkent, E.Z, Köse, S, Kaya Z, Altun, L., Terzioğlu S., BaĢkaya ġ GEF II, BiyoçeĢitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Türkiye de BiyoçeĢitliliğin Orman Amenajman Planlarına Entegrasyonu Strateji ve Tasarımın GeliĢtirilmesi, Son Rapor, 59 sayfa [9] BaĢkent, E.Z., Köse, S., Terzioğlu S., BaĢkaya, ġ. ve Altun, L., Biyolojik ÇeĢitliliğin Orman Amenajman Planlarıyla BütünleĢtirilmesi: GEF Projesi Yansımaları I, II, Orman Mühendisliği Dergisi, Sayı 4 5 6, 15 22; 7 8 9, [10] Yolasığmaz, H.A., Orman Ekosistem Amenajmanı Kavramı ve Türkiye de Uygulaması, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Ens., Trabzon,

32 [11] Köse, S., BaĢkent, E. Z., Sönmez, T., Yolasığmaz, H. A. ve Karahalil, U., Münferit Planlamanın Türkiye'de Uygulanabilirliğinin AraĢtırılması, Orman Amenajmanında Kavramsal Açılımlar ve Yeni Hedefler Sempozyum Bildiriler Kitabı, Ġstanbul, [12] Çakır, G., BaĢkaya, ġ., Yolasığmaz, H. A., Sivrikaya, F., BaĢkent, E. Z., Terzioğlu, S. ve KeleĢ, S., Biyolojik ÇeĢitlilik ve Çok Amaçlı Planlama (Ġğneada-Bulanıkdere Uygulama Örneği), Korunan Doğal Alanlar Sempozyumu, Sözlü Bildiriler Kitabı, 8 10 Eylül 2005, Isparta, [13] Sivrikaya, F., Çakır, G., Terzioğlu, S., BaĢkent, E. Z., Sönmez, T. ve Kadıoğulları, A.Ġ., Ekosistem Tabanlı Çok Amaçlı Planlama (Camili Planlama Birimi Örneği), Korunan Doğal Alanlar Sempozyumu, Sözlü Bildiriler Kitabı, 8 10 Eylül 2005, Isparta, [14] Yolasığmaz, H. A., Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Orman Fonksiyon Haritalarının Hazırlanması, Yüksek Lisans Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Ens., Trabzon, 98. [15] Mısır, M., Çok Amaçlı Orman Amenajman Planlarının Coğrafi Bilgi Sistemlerine Dayalı Olarak Amaç Programlama Ġle Düzenlenmesi, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 145. [16] KeleĢ, S., Ormanların Su ve Odun Üretimi Fonksiyonlarının Doğrusal Programlama Tekniği ile Optimizasyonu (Karanlıkdere Planlama Birimi Örneği), Y.Lisans Tezi, K.T.Ü. Orm. Fak., Trabzon, 95. [17] Karahalil, U., Toprak Koruma ve Odun Üretimi Fonksiyonlarının Doğrusal Programlama ile Modellenmesi, Y.Lisans Tezi, KTÜ Orm. Fak., Trabzon, 83. [18] Sivrikaya, F., Türkiye de Orman Amenajman Planlama Model Yazılımının GeliĢtirilmesi, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 167. [19] KeleĢ, S., Orman Amenajman Planlarının Hazırlanmasına Yönelik Karar Destek Sisteminin Tasarımı ve Prototip Modelinin GeliĢtirilmesi, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon,

33 [20] Karahalil, U., Korunan Orman Alanlarında Amenajman Planlarının Düzenlenmesi (Köprülü Kanyon Milli Parkı Örneği), Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 172. [21] Kadıoğulları, F., Türkiye de Orman Amenajman Planlama Model Yazılımının GeliĢtirilmesi, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 167. [22] Asan, Ü., Destan, S. ve Özkan, U.Y., Ġstanbul Korularının Karbon Depolama, Oksijen Üretimi ve Toz Tutma Kapasitesinin Kestirilmesi, Orman Amenajmanında Kavramsal Açılımlar ve Yeni Hedefler Sempozyum Bildiriler Kitabı, Ġ.Ü. Orman Fakültesi, [23] Yolasığmaz, H. A., KeleĢ, S Changes in carbon storage and oxygen production in forest timber biomass of Balci Forest Management Unit in Turkey between 1984 and 2006, African Journal of Biotechnology Vol. 8 (19), [24] Yolasığmaz, H. A., KeleĢ, S Effects of Turkish forest management philosophy and applications on forest ecosystem structure and functions in Northeast Turkey: A case study in Saçinka, African Journal of Agricultural Research Vol. 4 (4), [25] Yolasığmaz, H. A., KeleĢ, S Data Base Design with GIS in Ecosystem Based Multiple Use Forest Management in Artvin, Turkey: A Case Study in Balcı Forest Management Planning Unit, Sensors 9, [26] Durusoy, Ġ., Türkiye Ormancılığında Sürdürülebilir Orman Kaynakları Yönetimi Ölçüt ve Göstergelerinin Ülke Ölçeğinde Belirlenmesi, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 266. [27] Yolasığmaz, H. A., Öztürk, A. ve Tüfekçioğlu, A., Artvin Orman Bölge Müdürlüğü Sürdürülebilir Orman Yönetimi (SOY) ÇalıĢtayı Sonuç Raporu, 5 sayfa 33

34 ODUN DIġI ORMAN ÜRÜNLERĠ YÖNÜNDEN FONKSĠYONEL ORMAN AMENAJMAN PLANLAMASI Erdem KAPLAN ĠĢletme Pazarlama Dairesi BaĢkanı Bahattin ÖRS Tali Ürünler ġube Müdürü ÖZET Bitkisel ürünlerin korunması üretim yasaklaması ile mümkün olmamaktadır. Ekonomik gelirleri ülke gelirlerine göre çok düģük olan bir toplum kesiminde yasaklarla kaynak korunması mümkün değildir. Biyolojik kaynak korunmasının ana esasını; bitkinin ekolojisinin, biyolojisinin ve uygun üretim tekniklerinin bilinmesini ve bu bilinenler gereğince envanter ve planlanmasının yapılarak uygulamaya konulması ile mümkün olacaktır. Sınırlı kaynaklarla envanter ve planlama yapılıyorsa öncelik faydalanması yapılan ürünlerde olmalıdır. Zengin biyolojik kaynaklarımızın büyük kısmı ormanlarımızda yayılıģ göstermektedir. Biyolojik çeģitliliğimizin kaynağını oluģturan bu bitkiler ürün olarak talep edilmekte ve ağırlıklı olarak dıģ ülkelere pazarlanmaktadır. Son yıllarda ticaretinde büyük artıģ görülen odun dıģı orman ürünleri kaynaklarının envanter ve planlamasını yapılması zorunludur. 1. GĠRĠġ Ülkemiz flora kaynağı ile zengin bir biyolojik çeģitliliğe sahip bulunmaktadır i endemik olmak üzere 9000 den fazla bitki türünü barındırmaktadır. Bu bitkilerin tohum, meyve, çiçek, yaprak, kabuk, kök, yumru, rizom ve soğanları odun dıģı orman ürünü olarak önemli bir potansiyel oluģturmaktadır. Yerel ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Odun dıģı orman ürünlerine kaynak teģkil eden bu bitkilerin çok büyük bir kısmının yaģam ortamını ormanlar oluģturmaktadır. 34

35 Ülkemiz toplam alanının % 27,2 ini oluģturan ormanlarının tamamına yakını devlet ormanı olup 6831 Sayılı Orman Kanunu ve 3234 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü TeĢkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunla; Devlet ormanlarını koruma, geliģtirmek, devamlılık ilkesi ile toplumun faydalanmasına sunmak görevi Orman Genel Müdürlüğüne verilmiģtir. 2. MEVZUAT VE YÜKÜMLÜLÜKLER 6831 ve 3234 Sayılı Kanunlarla devlet ormanlarının korunması, geliģtirilmesi ve toplumun faydalanmasına sunulması görevi Orman Genel Müdürlüğüne verilmiģtir. Biyolojik kaynak olarak ormanların korunması ekolojilerinin korunmasına doğrudan bağlıdır. Ekolojileri korunamayan ormanların ortak yaģam alanları bozulacağından korunmaları mümkün olmayacaktır. Biyolojik bir kaynağın korunabilmesi için o kaynağın a) YayılıĢ alanlarının bilinmesi, Bitki kaynağının nerede yayılıģ gösterdiği bilinmediğinde korunması da yapılamayacaktır. Üretimi ve ticareti yapılan ürünlerin sahalarının belirlenmesi ve periyodik denetim yapılması gerekmektedir. b) Ekolojilerinin bilinmesi, Bitkinin hangi ekolojik Ģartlarda yaģadığının bilinmesi ve bu ekolojide olumsuzluklara müsaade olunmaması gerekmektedir. Ekolojisi bozulan bitkinin o ortamda hayatiyetinin sürdürmesi zorlaģmakta bazen de imkânsızlaģmaktadır. c) Silvikültürel isteklerinin bilinmesi, Silvikültürel istekler bitkinin hayatiyetini devam ettirmesi için gereken müdahaleleri ve yapılması zorunlu iģlemleri teknik ve zaman olarak belirlemektedir. Bitkilerin istekleri dıģındaki uygulamaların yaratacağı olumsuzluk türün oradaki hayatiyetinin bozulması neticesini doğuracaktır. d) Silvikültürel istekleri doğrultusunda üretim ve faydalanmanın düzenlenmesi, Faydalanmanın silvikültürel istekler ve bitki biyolojisine uygun olmaması kaynağın bozulmasına veya yok olmasına neden olacaktır. Faydalanma bu ilkeler dâhilinde idarenin denetiminde yapılmasını zorunlu olmaktadır. Uygulamada olumsuzluklar yaģanmaması için çalıģanların eğitimi gerekmektedir. 35

36 e) Talebi var ve ticareti yapılıyorsa yerel halkın bundan faydalandırılması, Korumanın baģarılı olması ve doğru uygulamaların gerçekleģmesi yerel halkın desteğinin alınması ile mümkündür. Bunun sağlanabilmesi yerel halkın bu kaynaklardan azami faydalandırılması ile mümkün olunacaktır. Yerel halkın geçim sıkıntısı çektiği bir mahalde kaynakların korunmasının mümkün olamayacağı tabiidir. Yerel halkın faydalandırılması gerçekleģtirildiğinde koruma problemi kalmayacaktır Sayılı Orman Kanunu bu bilinen gerçeklerle hazırlanmıģtır. Kanunun 37. Maddesi ile Kaynaklardan faydalanma önceliği Orman Köylerini Kalkındırma Kooperatiflerine ve orman köylülerine vermiģtir. Bu kiģilerin iģe istekli olmadıklarının veya iģ güçlerinin yeterli olmadığının belirlenmesi ve belgelendirilmesi durumunda diğer kiģiler veya idarece yapılmakta veya yaptırılmaktadır. Bu uygulama ile orman halk iliģkileri iyileģtirilmesinde büyük katkı oluģturulmuģtur. Kaynakların düģük maliyetle yerel ve ülke ekonomisine katkı sağlaması imkânı yaratılmıģtır. Faydalanmanın bitki kaynaklarına zarar verilmeden gerçekleģtirilmesi için üretim tekniklerinin belirlendiği 283 Sayılı Tebliğ esaslarıyla üretim ve satıģlar gerçekleģtirilmektedir. 3. ÜLKEMĠZ POTANSĠYELLERĠ VE GERÇEKLEġTĠRĠLEN ÜRETĠMLERĠ Bitki kaynaklarının ülkemiz yayılıģları, potansiyelleri ve verimlilikleri saha ve servet olarak belirlenmemiģtir. Orman bölge müdürlüklerimizden ürün potansiyellerinin tahmini olarak belirlenmesi istenmiģ ve elde edilen bilgilerden bir kitap oluģturulmuģtur. Bu çalıģmayla ürün potansiyel alanlarının belirlenmesi ile alıcı ve ihracatçıların harekete geçirilmesi amaçlanmıģtır. Üretimlerin hâsılat planlarına bağlanması uygulaması ile üretim sahalarında her yıl üretimin gerçekleģtirilmesi ve uygulamaların varsa olumsuzlukların belirlenmesi amaçlanmıģtır. 36

37 Üretim sahalarında yapılan gözlemlerle biberiye üretimleri 2 yılda bir dönüģümlü, tavģanmemesi rizomları da 3 yılda bir dönüģümlü yapılması kararlaģtırılmıģtır. Uygulayıcılarda bu sahaların denetimlerini düzenli olarak yapmaları sağlanmıģtır. Orman genel müdürlüğümüzce arasında çeģitli ürün üretilmektedir. Yıllarla değiģen taleplere göre üretimi yapılan ürün adetleri tablo da görülmektedir. 37

38 YILLARA GÖRE ÜRÜN ÇEġĠT ADETLERĠ ürün adeti Otsu bitkilerde 24, soğanlı ve rizomlu bitkilerden 10, meyvelerden 8, çiçek olarak 3, tohum olarak 6, yaprak ve sürgün olarak 16, mantar olarak 4 ürün ve diğerleri olarak satıģları yapılmaktadır Sayılı Orman Kanunun 37. Maddesince çıra, çıralı çam kökü, reçine, sığla yağı ve ĢimĢir odun ve sürgünleri muhammen bedelle alivreli açık artırma ile satıģı yapılmaktadır. Otsu bitkiler ve sürgünlerinin(ģimģir sürgünü hariç) tamamı, soğanlı ve rizomlu bitkiler ile mantarlar tarife bedeli karģılığında orman köylerini kalkındırma kooperatifleri veya orman köylülerine satılmaktadır. Fıstıkçamı kozalağı satıģları öncelik tarife bedelli satıģ olmakla birlikte iģe talipli olunmaması veya yerel halkın iģe ehil olmaması nedenleriyle muhammen bedelle alivreli açık artırma ile gerçekleģmektedir. Her türlü tarife bedelli satıģ için alıcının ürünü 38

39 toplaması esas olduğundan köylülerce toplanmakta ve aracılara veya ihracatçılara iģçilik ve kar paylarıyla oluģturulan fiyattan satılmaktadırlar. Orman kanununun 37. Maddesi orman halk iliģkilerinin iyileģtirilmesi, ormancılık faaliyetlerinin yerel halk tarafından benimsenmesi amaçlı düzenleme yaptığı kabulü ile tarife bedelleri çok düģük tutulmaktadır. Bu uygulama yerel halkın ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadır. Sadece defneyaprağı veya fıstıkçamı kozalağı ile geçinebilen köylerimiz bulunmaktadır. Odun dıģı orman ürünleri üretiminde son yıllarda önemli artıģlar olmuģtur. Bazı ürünlerin yıllara göre üretim artıģları grafiklerle aģağıda gösterilmiģtir. DEFNEYAPRAĞI ÜRETĠM ARTIġLARI(Ton) FISTIKÇAMI KOZALAĞI ÜRETĠM ARTIġLARI(Ton) *OGM verileri 39

40 Odun dıģı orman ürünlerinin hâsılat planlarına bağlandığı orman bölge müdürlüklerinde üretimde devamlılık sağlanmakta, üretim her yıl için büyük sapmalar yaģanmadan devam etmektedir. Orman köylüleri ile problemler yaģanmamaktadır. Üretimin gerçekleģmesinin takipçisi olmaktadırlar. Orman bölge müdürlüklerince belirlenen potansiyel ve üretim miktarlarının mukayesesinde kaynakların büyük kısmının harekete geçirilemediği görülmektedir. Önemli ihraç ürünlerinin satıģında, talebinin de yüksek olmasına rağmen bazı ürünlerde potansiyeline yaklaģılamadığı bazı ürünlerde ise potansiyel belirleme hatalar yapıldığı gözlenmektedir. Bölge Müdürlüklerince belirlenemeyen potansiyeller ihracatçıların talepleri ve yerel halkın üretim iģçiliğine olan istekleri ile harekete geçirilmiģtir. Bazı ürünlerde potansiyel ve üretim miktarları mukayesesi aģağıda tablo olarak gösterilmiģtir. POTANSĠYEL-ÜRETĠM KARġILAġTIRMASI (Ton) Potansiy eli 0 Defne yaprağı *OGM 2009 yılı verileri ile Kekik Adaçayı Çam Fıs.Koz. 4. ULAġILACAK HEDEFLER Ülkemiz ormanları ürün olarak iç ve dıģ piyasada talep edilen çok çeģitli bitki kaynaklarına sahiptir. Bu kaynakların tamamına yakını devlet ormanlarından üretilmekte ve ekonomik değer ihtiva eden bazılarının tarımsal üretimi de yapılmaktadır. Devlet ormanları ve tarım alanlarında hızla üretimi artmakta, buna paralel olarak ihracatı da artmaktadır. 40

41 Ülkemiz topraklarının ¼ ü orman alanı olarak Orman Genel Müdürlüğü sorumluluğunda iģletilmektedir. Bu sahaların ekonomiye katılması, en optimum konuma getirilmesi, yerel ve ülke insanlarının faydalanmasına sunulması, en büyük servet ve gen zenginliğine sahip ormanların sürdürülebilirliğinin sağlanması gereklidir. Bu amaca ulaģmak, yani korumak, geliģtirmek için faydaları yerel halkla paylaģmak, üretime konu olan bitki kaynaklarının envanter ve planlamasını yapmak zorunludur. Koruma amaçlı üretim yasakları korumayı gerçekleģtiremeyecektir Yerel halkın desteği alınamayacak ve gelir seviyesi düģük olan bu kesim tarafından yasaklar ihlal edilecektir. Envanter ve planlaması yapılmayan kaynaklardan uygulayıcı birimlerin haberdar olması ve yeterli denetimi yapması mümkün olmayacaktır. Planlamada yer almaması durumunda üretimi yasaklanan kaynağın ekolojik isteklerinin karģılanması, olumsuzlukların oluģması durumlarından haberdar olunamayacak ve gerekli müdahaleler yapamayacaktır. Bu durumların yaģanması korumanın gerçekleģememesidir. 5. SONUÇ 6831 Sayılı Orman Kanunu ve 3234 Sayılı Orman Genel Müdürlüğü TeĢkilat Kanununun Orman Genel Müdürlüğüne vermiģ olduğu Ormanların korunması, geliģtirilmesi ve toplumun faydalanmasına sunulması hizmetlerinin gerçekleģtirilmesi öncelikle faydalanması yapılan ve ticarete konu bitki kaynaklarının envanterlerinin yapılarak planlarda yer alması ve faydalanmalarının düzenlenmesi gerekmektedir. YayılıĢ sahalarını, ekolojileri, biyolojileri, silvikültürel istekleri bilinmeyen veya bu istekleri doğrultusunda müdahale yapılmayan saha ve kaynakların korunamayacağı tabiidir. Korumanın gerçekleģtirilmesi ile faydalanmanın düzenlenmesi aynı amacın unsurları olup aynı amaca hizmet edecektir. Bu kaynakların envanter ve planlaması yapılmadan korunması sağlanamayacaktır. KAYNAKLAR OGM 2004 Türkiye Ormanlarında Odun DıĢı Ürünler 41

42 GEÇMĠġTEN GELECEĞE TÜRKĠYE ORMAN AMENAJMANI Prof. Dr Ünal ASAN Ġ. Ü. Orman Fakültesi ÖZET GeçmiĢten geleceğe Türkiye Orman Amenajmanı nın geliģim sürecinin ele alındığı bu bildiride Orman Amenajmanının dünü, bugünü ve geleceği irdelenmiģtir. GeçmiĢin değerlendirilmesi, planlama sistemlerinin temel esaslarını yansıtan eski yönetmeliklere dayanılarak yapılmıģtır. Bugünün ve geleceğin değerlendirilmesi ise, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de ormancılık anlayıģında 1990 yılında ortaya çıkan ve 1992 Rio zirvesinden sonra iyice belirginleģen eksen kayması milat alınıp uluslar arası platformda Ģekillenen yeni anlayıģlara dayanılarak açıklanmıģtır. Yapılan değerlendirmelerde, hem planlama sistemimizde zaman içinde değiģerek zenginleģen amaçlara ve ilkelere, hem de amenajman planlarını düzenleyen teknik heyetlerin yapı ve konuģlanmalarına iliģkin görüģ ve saptamalara yer verilmiģtir. Bildiride ayrıca, ÇağdaĢ ormancılık anlayıģını Türkiye Orman Amenajmanına tam olarak yansıtabilmek için günümüzde karģılaģılan sorunlar ile bunların çözümüne dönük önerilere de yer verilmiģtir. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Orman Amenajmanı, SOĠ Kriter ve Göstergeleri, Türkiye ABSTRACT Yesterday, today, and tomorrow of the forest management planning were elaborated in this paper covering the development process of the Turkey s Forest Management. It was based on the olden regulation while in evaluation the past situation. Evaluation of today and future are based on the new concept occurring on the international platform in 1990 before the Rio crest which was held in Aims and principles getting richness in time, and, the structure and positioning of the planning groups of forest management were discussed. The problems and their solution faced today in order to reflect the modern forestry concept into Turkey s forest management were also mentioned in the paper too. 42

43 Key Words: Sustainable Forest Management, Criteria and Indicators of SFM, Turkey GĠRĠġ Türkiye Orman Amenajmanının tarihsel süreç içindeki geliģimi dünyadaki geliģmelerle eģ zamanlı olmuģtur. Dünya ormancılığının son 100 yıl içindeki geliģimine bakıldığında bu gün gelinen noktayı Ģöyle özetlemek mümkündür: Ormanların çığ oluģumunu engelleme ve erozyon kontrolü gibi koruyucu fonksiyonları yaklaģık 200 yıldan bu yana bilinmesine karģın ormancılıkta 1960 lı yıllara kadar sadece odun üretimi sürekliliği ile ilgilenilmiģtir. Orman kaynaklarının planlamasında bu ve benzeri fonksiyonların göz ardı ediliģi 1960 lı yıllara kadar sürmüģtür. Ürün ve hizmetlerin birlikte üretimine yönelik planlamalar, yaklaģık 50 yıl önce ortaya atılan Orman kaynaklarının çok amaçlı kullanımı ilkesi ile baģlamıģtır. Rio-Helsinki Süreci ile Ģekillenmeye baģlayan 21. Yüzyıl Ormancılığı ise, özellikle 1990 lı yıllardan itibaren gündeme getirilen Sürdürülebilir orman iģletmeciliği kavramı ile bambaģka bir boyut kazanmıģtır yılında Helsinki de yapılan Avrupa Ormanlarını Koruma Bakanlar Konferansı (AOKBK) nda alınan kararları içeren metinde sürdürülebilir orman iģletmeciliği (SOĠ) nin tanımı; Ormanların ve orman alanlarının, ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarını yöresel, ulusal ve küresel düzeylerde şimdi ve gelecekte diğer ekosistemlere zarar vermeden yerine getirebilmeleri için biyolojik çeşitliliğini, verimliliğini, yenilenebilme kapasitesini, hayatiyetini ve potansiyel varlığını sürdürebileceği bir şekilde ve oranda kullanımı ve idaresi biçiminde yapılmıģtır. Planlama pratiği açısından bu tanımı; Orman ekosistemlerinde kendiliğinden oluģan ürün ve hizmetlerin sürekli ve kesintisiz biçimde bu sistemleri oluģturan canlı ve cansız elamanlar arasındaki doğal süreçleri zedelemeden alınabilmesi için, orman iģletmelerinde öngörülen teknik, biyolojik, sosyal ve ekonomik etkinlikler kümesi biçiminde anlamak gerekmektedir [2], [4]. SOĠ için temel ölçüt kabul edilen uluslar arası normlar, orman kaynaklarının toplumun çeģitli beklentileri doğrultusunda planlanması sırasında aģağıda sıralanan altı temel kriterin mutlaka gözetilmesini öngörmektedir: 43

44 - Biyolojik çeģitliliğin korunması ve bu korumanın ölçülebilir kriterlere göre iyileģtirilmesi; - Orman ekosistemlerinin üretim yeteneklerinin korunması; - Orman ekosistemlerinin sağlığının korunması; - Toprak ve su kaynaklarının korunması; - Orman ekosistemlerinin dünya karbon döngüsüne olan katkısının korunması ve bu katkının ölçülebilir kriterlere göre arttırılması; - Ormanların sosyo-ekonomik iģlevlerinin korunması Orman Amenajmanının faydalanma planını SOĠ çerçevesinde yapabilmesi için, önce plan ünitesindeki ormanlardan beklenen iģletme amaçlarını gerçekleģtirecek en uygun iģletme Ģekillerini, orman ekosisteminin doğal verim gücünü zorlamayacak ve ekosistem elamanları arasındaki doğal süreçleri bozmayacak biçimde kombine etmesi, sonra da bu kombinasyonlara uygun meģcere kuruluģlarının ortaya çıkması için gereken silvikültürel iģlemlerin plan ünitesinin neresinde? ne zaman? ve ne ölçüde? uygulanacağını belirten teknik faaliyetleri yer ve zaman göstererek planlaması gerekir. Böyle bir planlamanın gerçekleģebilmesi için, planlama sürecinin sistem yaklaģımı ile ele alınması ve orman ekosisteminin ekolojik, ekonomik ve sosyal fonksiyonlarını entegre bir bütün halinde düģünerek, planlamanın katılımcı yaklaģımla, dengeli bir biçimde yapılması gerekir [10]. Orman Amenajmanı disiplininde tarihsel süreç içinde ortaya çıkan görüģ ve açılımları, 1990 yılı milat alınarak bu yılın öncesi ve sonrası biçiminde iki ayrı dönem halinde incelemek gerekir. Çünkü ormancılık konusunda dünyadaki tüm geliģmeleri yakından izlemekle birlikte Türk ormancısı bu yıla kadar olan dönemdeki planlama yaklaģımında orman kaynaklarını sadece iç talep dinamiklerine dönük olarak planlamıģtır. Ġlki 1990 yılında Strazburg da yapılan, daha sonra sırasıyla Helsinki (1993), Lizbon (1998), Viyana (2003) ve VarĢova (2007) da devam edilen AOKBK nda alınan kararlar, planlama yaklaģımlarımızın salt iç talep ve dinamiklere göre değil, özelde AB, genelde tüm dünyada ortaya çıkan yeni anlayıģlar ile entegre bir bütün içinde Ģekillenmesi gerektiğini ortaya koymuģtur. 44

45 1992 yılında Rio da yapılan BirleĢmiĢ Milletler zirvesinde imzaya açılan beģ doküman (Gündem 21, Ormancılık Ġlkeleri, ÇölleĢme ile Mücadele, Biyolojik çeģitlilik ve Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesi), orman kaynaklarının planlanmasında küresel ilkelerin dikkate alınması zorunluluğunu gündeme getirmiģtir. Türkiye Orman Amenajmanı, teknik ormancılığımızın doğumuna iliģkin ilk yasal düzenleme olan Ormanların Usulü Ġdare-i Fenniyeleri Hakkında Kanun ile 1917 yılında baģlamıģtır yılı itibariyle 93 yılı geride bırakan Türkiye Orman Amenajmanı nın geliģim sürecinin ele alındığı bu bildiride Orman Amenajmanının dünü, bugünü ve geleceği irdelenmiģtir. GeçmiĢe iliģkin değerlendirilmeler, eski yönetmeliklerde açıklanan planlama sistemlerine dayanılarak yapılmıģtır. Bugünün ve geleceğin değerlendirilmesi ise, dünyadaki değiģime paralel biçimde 1990 yılında ortaya çıkan ve 1992 Rio Zirvesinden sonra iyice belirginleģen eksen kayması milat alınıp uluslar arası platformda Ģekillenen yeni anlayıģlara dayanılarak açıklanmıģtır. Yapılan değerlendirmelerde, hem planlama sistemimizde zaman içinde değiģerek zenginleģen amaçlara ve ilkelere, hem de amenajman planlarını düzenleyen teknik heyetlerin yapı ve konuģlanmalarına iliģkin görüģ ve saptamalara yer verilmiģtir. ÇağdaĢ ormancılık anlayıģını Türkiye Orman Amenajmanına tam olarak yansıtabilmek için günümüzde karģılaģılan sorunlar ile bunların çözümüne dönük önerilere bildiride ayrıca, yer verilmiģtir. 1. ORMAN AMENAJMANININ GELĠġĠM SÜRECĠ 1.1. Türkiye Orman Amenajmanının 1990 Yılına Kadar Olan Dönemdeki GeliĢimi; Bilindiği üzere, ormanların teknik, bilimsel ve yasal esaslar çerçevesinde iģletilmesine yön veren amenajman planları, bunların yapımında izlenen teknik uygulamaları açıklayan yönetmelikler yardımıyla düzenlenmektedir. Yönetmelikler, planlama sürecinin tamamında ulusal düzeyde uygulanabilecek ilkeleri ve yöntemleri açıklayan teknik dokümanlardır. Bu dokümanlar aynı zamanda ülkemiz orman amenajmanının geliģim sürecini en iyi yansıtan tarihsel belgelerdir. Bu nedenle, 2010 Türkiye sinde Orman Amenajmanının dünü, bugünü ve 45

46 geleceği değerlendirilirken 1990 yılından önceki geliģiminin incelenmesinde bu belgelerden yararlanılması uygun bulunmuģtur. Orman Amenajmanı 1990 yılına kadarki geliģimini a) 1955 Yılından Önceki, b) Yılları Arası, ve c) Yılları Arası olmak üzere ayırabileceğimiz üç ana evrede tamamlamıģtır [4], [5]. Bu evrelerin geliģim süreci üzerindeki etkiler açısından özellikleri aģağıdaki kesimlerde açıklanmıģtır Yılından Önceki Durum Türkiye de ormanların amenajman planlarına göre iģletilmesini zorunlu kılan ilk yasal düzenleme 1917 yılında çıkartılan Ormanların Usulü Ġdare-i Fenniyeleri Hakkında Kanun dur. 9 maddelik bu kanunun 2. maddesi, Devlete ait koru ve baltalık ormanların Kat i Amenajman Planları ile iģletilmesini, 4. maddesi ise, Kat i Amenajman Planı yapılamayan ormanların Muvakkat ĠĢletme Planları ile iģletilmesini amir bulunmaktadır. Bu hükmün gereği için 1917 yılında ilk Amenajman ġubesi kurulmuģ, 1919 yılında da ilk amenajman yönetmeliği hazırlanmıģtır. Avusturyalı H. Weith tarafından hazırlanan bu yönetmelik, baģlangıçta Avusturya Ormanlarında uygulanan Amenajman Yönetmeliği örnek alınarak hazırlanmıģ ise de, bazı bölümleri daha sonra Türk ormancılar tarafından değiģtirilerek 1919 yılında yürürlüğe girmiģtir. Türkiye de ilk amenajman planı 1918 Yılında 5 adedi Avusturyalı 5 adedi Türk olan 10 uzman tarafından Adapazarı-Hendek civarındaki Çam Dağı Ormanları (Mustafa ġeref Ormanı) için hazırlanmıģtır. 25 Ocak 1918 tarihinde uygulamaya konan bu plan, Yılları arasındaki periyodu kapsayan 20 yıllık bir zaman dilimi için düzenlenmiģtir. Bu planda faydalanmanın düzenlenmesinde YaĢ Sınıfları Metodu kullanılmıģtır yılında Ormanların Usulü Ġdare-i Fenniyeleri Hakkında Kanun da bir değiģiklikler yapılarak 504 Sayılı Türkiye de Mevcut Bilumum Ormanların Fenni Usulü Ġdare ve ĠĢletilmeleri Hakkında Kanun çıkartılmıģtır. Bu kanunun 1. maddesi mülkiyetine bakılmaksızın bütün ormanların Kat i Amenajman Planlarına göre iģletilmesini, 2. maddesi ise, Kat i Amenajman Planlarının 3 yıl içinde tamamlanmasını, ve fakat bu iģler bitirilene kadar koru ve 46

47 baltalıklardaki kesimlerin muvakkat planlara göre yapılabileceğini amir bulunmaktadır. Ancak, ülke ormanlarının tamamında bu hükmü uygulamanın olanaksızlığının anlaģılması üzerine, aynı yıl, 6 Aralık 1924 tarihinde 526 Sayılı Kanun çıkartılarak bazı ormanların keģif raporları ile iģletilebileceği hükme bağlanmıģtır Yılına kadar yürürlükte kalan 504 ve 526 sayılı kanunların uygulanması için 1924 ve 1935 yıllarında aģağıda belirtilen iki yönetmelik ve iki genelge hazırlanmıģtır [3]: Yılı Korular Ġçin Muvakkat ĠĢletme Planı Talimatnamesi Yılı Baltalıklara Ait ĠĢletme Planı Talimatnamesi Yılı KeĢif Raporları Ġzahnamesi Yılı Amenajman Metotlarına Ait Ġzahname 1937 Yılında yürürlüğe giren 3116 Sayılı Orman Kanununun 38 ve 39. maddeleri bütün Devlet ormanlarının, 67. maddesi ise tüzel ve özel Ģahıslara ait ormanların koru ve baltalık iģletme Ģekillerine göre düzenlenen ve Orman Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan amenajman planlarına göre iģletilmesini zorunlu görmüģtür. Ormanların planlanmasında 1941 Yılına kadar 1935 Yılında çıkartılan Amenajman Metotlarına Ait Ġzahnâmede öngörülen metotlar uygulanmıģtır. Bu yıldan sonra ise, aģağıda belirtilen yönetmelikler uygulamaya konmuģtur: Yılı Türkiye Ormanları Amenajman Planlarının Süratle Ġkmaline Dair Talimatname Yılı Birinci Devre Amenajman ĠĢleri Talimatnamesi Yılı Orman Amenajman Planlarının Tanzimine ve Tatbikine Ait Talimatname 1941 ve 1952 yılları arasında yapılan bütün planlara Kat i Amenajman Planı adı verilmiģtir Yılından itibaren çıkartılan bütün orman kanunlarında ülke amenajman planlarının 3 yıl içinde tamamlanması öngörülmesine karģın, Türkiye ormanlarının planlanması ancak 1946 Yılında tamamlanmıģtır. Bu dönemde, faydalanmanın düzenlenmesi amacıyla baģlangıçta 1924 Yılında çıkartılan Korular Ġçin Muvakkat ĠĢletme Planı Talimatnamesi nde öngörülen ve Türkiye Ormancılığında 5/8 47

48 usulü olarak anılan 1883 Fransız Hacim Metodu ile Masson Formülü kullanılmıģtır. Metoda 5/8 Usulü denilmesinin nedeni, optimal ağaç servetinin hesaplanması için orta ve kalın ağaç servetleri toplamının 5/8 ile çarpılmasıdır. Metodun uygulanmasında idare süresi Türkiye nin her yerinde 150 yıl, alt çap sınıfındaki ağaçların bir üst sınıfa geçmesi için gerekli süre (AĢır müddeti) 50 yıl kabul edilmiģtir. 5/8 Usulü, Fransa daki seçme ormanları için uygun olduğu ve Türkiye de geniģ yayılıģ gösteren aynı yaģlı ve maktalı ormanların iģletilmesine uygun olmayacağı gerekçe gösterilerek tarihinde uygulamadan kaldırılmıģ ve yerine Prof. Bernhard ın da önerisiyle Kesimlik Ortalama Artım ve Yıllık Cari Artım ın aritmetik ortalamasına dayanan Ortalama Artım Metodu uygulamaya konmuģtur [4], [5] Yılları Arası Dönemi tarihinde çıkartılan Orman Amenajman Planlarının Tanzimine ve tatbikine Ait Talimatname, orman envanterine getirdiği (hava fotoğrafları ve yersel ölçmelerin kombinesine ve matematik istatistiğe dayanan orman envanteri) yenilikler ile Türkiye Orman Amenajmanında yepyeni bir çığır açmıģtır. Koru ormanlarının amenajmanında bugün ana metotlar olarak kullandığımız metotlardan Hufnagl Metotlarının Türkiye Orman Amenajmanına ilk, YaĢ Sınıfları Metodunun ikinci giriģi bu yönetmelik ile olmuģtur. Keza ormancılığımız, hava fotoğrafı, meģcere tipi kavramı, daire biçimindeki örnek alanlar ve Matematik istatistiğe dayalı envanter yöntemleri ve daha birçok yenilik ile bu yönetmelik sayesinde tanıģmıģtır. Ancak yönetmeliğin yayın yılı 1955 olmakla birlikte, gerekli teknik yönergelerin (izahname) hazırlanamaması ve hava fotoğraflarının çekilememesi nedenleriyle uygulamaya 1963 Yılına kadar baģlanamamıģtır. Amenajman planları bu yıla kadar 1952 Yönetmeliğine göre düzenlenmiģtir. Planları düzenleyen amenajman heyetleri bu yıla kadar o tarihte mevcut olan ve bugün Orman Bölge Müdürlükleri olarak anılan BaĢmüdürlüklerde konuģlandırılmıģtır yılı aynı zamanda 1. BeĢ Yıllık Kalkınma Planının yürürlüğe girdiği tarih olması ve bu planda Türkiye Ormanlarının amenajman planlarının 10 yıl içinde bitirilmesi öngörüldüğü için, 48

49 belirlenen hedefe ulaģabilmek amacıyla ülkede o tarihte mevcut tüm heyetlerin tek bir merkezden yönetilmesi gerekli görülmüģtür. Türkiye deki ilk amenajman planında kullanılan YaĢ Sınıfları Metodunun orman amenajmanımıza ikinci defa giriģi 1955 Yönetmeliği ile olmuģtur. Tüm Türkiye Ormanlarının bu yönetmelik gereğince amenajmanı 1972 Yılında bitirilmiģtir. ÇağdaĢ teknikler yardımıyla yapılan ilk orman envanteri de bu devrede tamamlanmıģtır. Bu yönetmelik, değiģik yaģlı ormanların planlanmasında Fransız Hacim Metodunu biraz değiģtirerek yeniden getirmiģtir. Orman envanterinde hava fotoğraflarının kullanılması, deneme Ģeritleri yerine matematik istatistiğe bağlı örnekleme yöntemlerinin benimsenmesi, bonitet tayininde bugün kullandığımız yaģ ve hakim ağaçların üst boyunu endeks alan yöntemin uygulanması, baltalıkların koruya dönüģtürülmesi vb. gibi pek çok uygulamanın önü de bu yönetmelik ile açılmıģtır. Keza, meģcere tipi ve olağanüstü hâsılat etası gibi bugünkü Orman Amenajmanının temel kavramları da bu yönetmelik ile ormancılığımıza sokulmuģtur. Ancak, ormancılığımızın o tarihlerdeki durumu, bu uygulamalar için gerekli olan temel araģtırmalar ve araçlardan yoksun olduğu için yönetmelikte istenen hususların pek çoğu yılları arasında gerçekleģebilmiģtir Yılları Arası Dönemi 1955 Yılında çıkartılan Orman Amenajman Planlarının Tanzimine ve Tatbikine Ait Talimatname kendisinden öncekilere kıyasla çok ileri durumda olmasına karģın çağın gereklerine tam olarak cevap verememiģtir. Bu eksiği tamamlamak amacıyla daha geniģ bir içerikle yeni bir taslak Örnek Devlet Orman ĠĢletmeleri Amenajman Planlarının Düzenlenmesine, Uygulanmasına ve Yenilenmesine Ait Yönetmelik adı ile hazırlanmıģtır Yılında yürürlüğe giren bu yönetmelik, sadece örnek iģletmelerin amenajman planlarının hazırlanmasında kullanılmıģtır. Bu yönetmelik 1973 yılında çıkartılan Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesine, Uygulanmasına ve Yenilenmesine Dair Yönetmelik in temelini oluģturmuģtur. 49

50 Bu yönetmelik, orman kaynaklarından faydalanmayı düzenleme amacıyla kullanılacak ana ve yardımcı amenajman metotlarını orman formuna ve iģletme Ģekillerine bağlamıģtır. Baltalıklarda Yıllık Alan Metodu, aynı yaģlı ormanlarda YaĢ Sınıfları Metodu, değiģik yaģlı ve düģey kapalı seçme ormanlarında Hufnagl ın Çap Sınıfları ve Çap Sınıfları Artımına dayanan iki metodunun ana metotlar, Genel Eta Formülü ve Silvikültürel Ġlkelere Dayanan Metodun ise yardımcı metotlar olarak bugünkü anlamda kullanımı bu yönetmelik ile olmuģtur [5], [8] Yönetmeliğini öncekilerden ayıran en önemli özellik, 1. maddesinin son fıkrasında taģıdığı hüküm ile yeniliklere açık olmasıdır. Orman Amenajmanımızda bugün karģımıza çıkan bütün model planlar, yönetmeliğin bu hükmüne dayanılarak hazırlanıp uygulanabilmiģtir. Bütün model planların prototip örnekleri yılları arasında verilmiģtir. Yurdumuzun değiģik coğrafi bölgelerinde, arazi koģulları, iklim özellikleri ve orman kuruluģları gibi çeģitli nedenler gerekçe gösterilerek farklı sistemlere göre düzenlenen bu planlar, düzenlendikleri yöredeki amenajman sorunlarını önemli ölçüde çözmüģ ise de, model arayıģları bu dönemde de sürdürülmüģtür Türkiye Orman Amenajmanında 1990 Yılından Sonra Ortaya Çıkan Yeni Eğilimler ve Bugünkü Durum 1973 tarihli Amenajman Yönetmeliği, hem 1955 tarihli yönetmeliğin 10 yıllık uygulama sonuçlarından kazanılan deneyimlere ve hem de 1964 tarihli yönetmeliğin getirdiği yeniliklere dayanılmak suretiyle hazırlanmıģtır. Bu yönetmelik, 1991yılında yapılan kısmi değiģiklikler ile 2008 yılına kadar uygulanmıģtır yılında kısmen değiģtirilen yönetmelik, özellikle model planların olumlu taraflarının ve o yıla kadar kazanılan deneyimlerin standart planlamaya girmesine olanak vermiģtir. Bu bağlamda bir taraftan standart amenajman planlarının içerikleri zenginleģtirilerek kalitesi yükseltilirken, bir taraftan da uluslar arası platformda gündeme getirilen yeni anlayıģlara ayak uydurmaya çalıģılmıģtır. 50

51 Ancak, çağdaģ ormancılık için gerekli olan birçok düzenleme içermesine karģın, bu yönetmelik sürdürülebilir ormancılık kavramında öngörülen kriter ve göstergeleri uygulamaya aktarmada yetersiz kalmıģtır. Çünkü sürdürülebilir ormancılık kavramının norm ve standardına uygun bir planlamanın temel özelliği, bu kavramın doğuģuna ve dünya ormancılığına kazandırılmasına neden olan katılımcılık yaklaģımını planlamaya sokmak ve plan uygulamasının bu kavrama uygun yapılıp yapılmadığını sertifikasyon yolu ile kontrol etmektir [5], [8]. Uygulama geç baģlamasına rağmen, Orman Amenajmanının yurdumuzdaki geliģimi kısa zamanda dünya ülkelerindeki düzeye ulaģmıģtır. Örneğin, orman envanterinde hava fotoğraflarının yaygın olarak kullanımına geliģmiģ ülkeler ile aynı anda baģlanmıģ ve 1963 yılına kadar sadece yersel envanter ile yürütülen çalıģmalar, bu tarihten sonra hava fotoğrafları ile kombine edilerek gerçekleģtirilmiģtir. Aynı durum, çağdaģ planlama araç - gereç ve teknikleri için de söz konusudur. Nitekim orman envanterinde bilgisayar kullanımı 1960 lı yıllarda baģlamıģtır. Yöneylem AraĢtırması teknikleri ise amenajman çalıģmalarımıza 1970 li yılların ikinci yarısında girmiģtir. Henüz yaygınlaģma tam olmamakla birlikte bu konuda da önemli çalıģmalar sonuçlandırılmıģtır [12], [15], [17], [18], [23], [24]. GeliĢmiĢ ülkeler, bir taraftan aģırı hammadde tüketimi, diğer taraftan hızlı endüstrileģmenin neden olduğu hava kirliliği ve diğer çevre sorunları ile dünya orman kaynaklarındaki azalmayı tehlike sınırına dayamıģlardır. Kaynak tüketimi ve çevre bozulmasının bu tempo ile devamı halinde pek çok bitki ve hayvan türünün yok olacağı ve bu sonuçtan insan yaģamının da olumsuz etkileneceği geç de olsa anlaģılmıģtır. Günümüzde artık yaģamları tehlike altında olan bitki ve hayvan türlerinin koruma altına alınması, yaģama ortamlarının bozulmaması, biyolojik çeģitliliğin geliģtirilmesi ve zenginleģtirilmesi, doğal kaynakların kullanımı sırasında gözetilecek temel ilkeler olarak kabul edilmektedir. Ormanlarında yaptıkları geniģ çaplı tür değiģimi ile doğanın binlerce yılda meydana getirdiği yöresel ırkları ve meģcere kuruluģlarını iki yüzyıl önce kaybeden Batı ve Orta Avrupa 51

52 ülkelerinde karģılaģılan ormancılık sorunları, diğer ülkeler için ders alınacak anlamlı örneklerle doludur. Nitekim bu ülkelerde doğaya ters düģen mono-kültürlerin getirdiği ormancılık sorunlarına karģı bir tepki olarak son yıllarda ortaya atılan ve Doğaya DönüĢ Hareketi olarak adlandırılan bu akım ülkemiz ormancılığına da yansıtılmıģtır [8], [10], [19]. Orman Amenajmanı alanında dünyada görülen bu çabalar ülkemize de yansımıģ ve tarihsel süreç içinde orman kaynaklarımızın toplum yararına iģletilmesi amacıyla çok değiģik kapsam ve nitelikte planlama sistemleri geliģtirilmiģtir tarihinde yürürlüğe giren yeni yönetmelikte kabul edilen Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlana (ETFOP) sistemi bu bağlamda gelinen son noktadır. ETFOP, Orman ekosistemlerinde kendiliğinden oluģan ürün ve hizmetleri, bu sistemleri oluģturan canlı ve cansız elemanların varlığını yok etmeden ve aralarındaki doğal süreçleri zedelemeden, Orman Amenajmanı Disiplininin temel ilkelerini ve plan ünitelerinde öne çıkan konumsal fonksiyonları gözeterek sürekli ve kesintisiz biçimde alabilmek için, plan ünitelerinde öngörülen teknik, biyolojik, sosyal ve ekonomik etkinlikleri uzun ve orta vadeli stratejik öngörüler çerçevesinde yer ve zamana bağlı olarak düzenleyen bir planlama sistemidir. ETFOP sistemi, SOĠ kavramının ekolojik, ekonomik ve sosyal biçiminde sıralanan temel boyutlarını, klasik Orman Amenajmanındaki planlama ilkelerinin içeriğini özellikle Süreklilik ve Koruma bağlamlarında çağdaģ anlayıģa uygun olarak yeniden yorumlayıp zenginleģtirmek ve bunlara planlama sürecinde Ortak Akıl ı temsil eden Katılımlı Planlama yaklaģımı ile planlamanın her aģamasında veri toplama ve değerlendirmede güvenirliğin göstergesi sayılan ve Ölçülebilir, Raporlanabilir, Denetlenebilir (ÖRD) kelimeleri ile formüle edilen Saydamlık anlayıģını ekleyerek oluģturduğu a) süreklilik, b) çok amaçlılık, c) verimlilik, d) iktisadilik, e) koruma, f) saydamlık, g) katılımcılık biçiminde sıralanan yedi ana ilkle ile gerçekleģtirir [10]. 52

53 2. TÜRKĠYE ORMAN AMENAJMANININ GELECEK ĠÇĠN HEDEFLERĠ Hangi yönetmelik uygulanırsa uygulansın, 1990 yılı öncesinde orman amenajmanının temel özelliği, ürün ve hizmet üretim sürekliliğinde sadece yurt içi talep ve dinamiklere dönük bir politikanın izlenmesidir. Ancak, çevre ve ormanlar ile ilgili 50 den fazla uluslar arası belgede imzası bulunan ve ayrıca Avrupa Birliği (AB) ne üyelik sürecinde belli bir mesafe alan Türkiye nin ormancılık uygulamalarında artık sadece kendi talepleri ile sınırlı kalması mümkün değildir. Hele de ormanların tüm dünyanın kâbusu olan küresel iklim değiģikliğini geciktirmede en önemli araç olduğu ve Türkiye nin bu bağlamda hem Ġklim DeğiĢikliği Çerçeve SözleĢmesi (ĠDCS) ne ve hem de bu sözleģmenin uygulama aracı olan Kyoto Protokolüne imza koyduğu düģünülürse, orman kaynaklarını planlama konusunda Türkiye nin nelere dikkat etmesi gerektiği daha iyi anlaģılacaktır. Günümüzde ormancılık uygulamaları, hem ulusal amaçlara ve ilkelere, hem de uluslararası sözleģme ve protokollerin getirdiği kısıtlara göre Ģekillenmektedir. Yapılan uygulamalar sırasında bu ilkelere uyulup uyulmadığı ve istenen amaçlara ulaģılıp ulaģılmadığı; ÖRD e dayalı SOĠ K&G yardımıyla ortaya konabilmektedir [10]. Rio Zirvesinden sonra yapılan Hükümetler Arası Ormancılık Paneli (HOP) ve bunu izleyen Hükümetler Arası Ormancılık Forumu (HOF) ile BirleĢmiĢ Milletler Ormancılık Forumu (BMOF), uluslar arası platformda ormancılık sürecindeki geliģmelerin yılları arasındaki dönemin öne çıkan baģlıklarıdır. Dünya ormancılığı konusunda alınan uluslar arası kararların daha etkin bir Ģekilde uygulanmasını sağlamak amacıyla oluģturulan bu platformlarda, tüm dünya ülkelerine öncelikle ĠDÇS, Biyolojik ÇeĢitlilik SözleĢmesi (BÇS), ÇölleĢme Ġle Mücadele SözleĢmesi (ÇMS) ve uluslararası Tropikal Kereste AnlaĢması konularında iģbirliği ve bütünleyici faaliyetler için çağrıda bulunulmuģtur. Bu platformlarda iģleyen sürece bağlı olarak dünya 9 ekolojik bölgeye ayrılmıģ ve tüm ülkelerin bu faaliyetlerini içinde yer aldıkları ekolojik bölge için öngörülen genel politikalar çerçevesinde ilgili tarafların katılımıyla saptanan SOĠ K&G ne göre gerçekleģtirmeleri öngörülmüģtür. 53

54 Türkiye de SOĠ K&G ni belirleme amacıyla yapılan çalıģmaların baģlangıç yılı 1999 dur. Yurdumuzun içinde bulunduğu ekolojik bölgenin hem Pan-Avrupa hem de FAO-UNEP Yakın Doğu Sürecini kapsaması nedeniyle, bu çalıģmalarda her iki süreç için belirlenen gösterge seti harmanlanmıģ ve sonuçta ulusal düzeyde uygulanmak üzere, OGM nin görev ve yetki alanına giren 6 kriter ve 28 göstergeden oluģan bir set hazırlanmıģtır (OGM, 2006). Hiç kuģkusuz, pek çok eksiği bulunsa da OGM tarafından oluģturulan SOĠ K&G setinin orman amenajman planlama sistemine sokulması ve planlamanın bu K&G in tümünü kapsayan bir içerik ile yapılması gerekmektedir. Yeni amenajman yönetmeliğimiz, bu gereksinimi büyük ölçüde karģılamaktadır [9], [10] Bugünkü Orman Amenajmanının Önemli Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Günümüz Orman Amenajmanının bugün ve yakın gelecekte karģılaģacağı sorunlar ile bunların çözümü için alınabilecek önlemlerden ilk akla gelenler aģağıda sıralanmıģtır: Gündem 21 de öngörülen Katılımcılık yaklaģımının planlama sürecine uygulanmasında karģılaģılan sorunlar; Sertifikasyon konusunda geç kalınan giriģimler; SOĠ K&G nin yeniden gözden geçirilme zorunluluğu; SOI K&G in planlama çalıģmalarına entegrasyonunda gözlenen yetersizlikler; Mevcut personelin bilgi eksikliği ve çalıģmalara uyum ve motivasyon konusundaki isteksizliği; Yeni yönetmeliğin eksiksiz uygulanması için gerekli olan Teknik Yönergenin henüz tamamlanamamıģ olması; Hizmet içi eğitimlerde üniversiteler ile iģbirliği yapılmaması; Orman fonksiyonu, iģletme amacı ve fonksiyonel iģletme sınıfı kavramlarının yeterince kavranamaması ve bu kavramların silvikültür terimleri ile karıģtırılması; Koruya dönüģtürme, yüksek dağ silvikültürü ve rehabilitasyon gibi özel silvikültürel uygulama gerektiren alanların, farklı orman fonksiyonu imiģ gibi algılanması; 54

55 Fonksiyonel envanter kavramının yanlıģ algılanması ve amenajman planlarının ulusal orman envanteri verileri ile yapılacağının sanılması; Fonksiyonel Eta kavramının dikkate alınmaması; Amenajman heyetlerinin konuģlandırılmasında hata yapılması; Amenajman planlarını iģletme Ģeflerine yaptırma düģüncesi; Milli park ve korunan alanların planlanmasında etkin rol alınması; Kent ormanlarının planlanması; Yabanıl hayat ve avlak amenajmanıdır Katılımcılık yaklaģımının planlama sürecine sokulmasında karģılaģılan sorunlar 1972 yılında Stockholm de gerçekleģtirilen BM Ġnsan ve Çevre Konferansının en önemli sonuçlarından birisi; her insanın sağlıklı bir çevrede yaģama ve çevre korumaya iliģkin kararlara katılma hakkı olduğunun vurgulanması olmuģtur. Katılımcılık yaklaģımının doğal kaynakların kullanım planlarına giriģi ve uygulamalarının bu kavrama uygun yapılıp yapılmadığını sertifikasyon yolu ile kontrol edilmesi, bu konferanstan sonra gündeme gelmiģtir. Katılımcılık, sürdürülebilir kalkınmanın sosyal hedeflerine ulaģmada en önemli araçlardan birisi olarak Rio zirvesinin Gündem 21 baģlıklı belgesinde de yer almıģtır [10]. Planlama sürecine katılımcılığın dahil edilmesiyle, hem düzenlenen amenajman planının uygulanmasını kolaylaģtıracak, hem de AB ye uyum çerçevesinde temel koģul olan sertifikasyon sürecinin önemli bir aģaması yerine gelmiģ olacaktır. Bu nedenle, amenajman planlarını süreci tam iģletilmiģ katılımcı yaklaģım ile düzenlemek Orman Amenajmanının kaçamayacağı bir görev olarak algılanmalıdır. Katılımcılığın planlama sürecine dahil edileceği yeni yönetmelikte açıkça belirtilmiģtir. Ancak; kimlerin, ne Ģekilde ve planlamanın hangi aģamasında sürece dahil edileceği, taleplerin nasıl ve ne ölçüde karģılanacağı, tüm bu hususların planın neresinde yer alacağı konuları henüz çözümlenmiģ değildir. 55

56 Ġ.Ü. ve KTÜ Orman Fakültelerinin bu amaçla uyguladığı yöntemleri tartıģmanın bu sorunun çözümüne önemli katkılar yapacağı düģünülmektedir [9], [18], [20]. SOĠ kriterlerinin tamamı orman ekosistemlerinin biyolojik sürdürülebilirliğini ön planda tuttuğu için, ETFOP yaklaģımında Koruyarak yararlanma, orman kaynaklarının planlanmasında birincil ilkedir. Bu yaklaģımda ekosistemlerin korunmasına verilen öncelik, plan ünitelerinden beklenen iģletme amaçlarının sürdürülebilirliğinden daha önemli görülmektedir [6], [10]. Bu nedenle, plan ünitesine ait koruma hedefleri ve iģletme amaçları katılımcı yaklaģımla belirlenirken, katılımcılar arasındaki hiyerarģik sıralamaya dikkat edilmekte ve kararların oluģmasında hukukçu, akademisyen ve teknisyenlerin talep ve görüģleri kısıtlayıcı veya yönlendirici faktör olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda temel ilke; farklı menfaat gruplarının ortak beklentilerini ortaya çıkarmak ve konsensüsü menfaatlerin örtüģtüğü bu ortak alanda aramaktır. ETFOP sisteminde katılımcı yaklaģımın sürecinin nasıl iģletileceği ve ortak çözüm alanının (Konsensüs Alanı) nasıl belirleneceği ġekil 1 de Ģematik olarak açıklanmıģtır. ġekil 1: ETFOP Sisteminde Katılımcı YaklaĢımın ĠĢletilmesi ve Konsensüs Alanının Belirlenmesi 56

57 Sertifikasyon konusunda geç kalınan giriģimler DoğuĢ nedeni küresel ölçekli çevre sorunları olan SOĠ nin temel felsefesi, orman kaynaklarının hem planlanmasında ve hem de yapılan planların uygulanmasında yöresel, bölgesel, ulusal ve küresel talep ve beklentileri dikkate alarak, bu faaliyetleri süreci tam iģletilmiģ katılımcı yaklaģım ile düzenlemektir. Ormancılıkta sertifikalandırmanın temel amacı, orman kaynaklarını iģletme ve planlamanın SOĠ kavramının temel K&G ne uygun olarak yapılmasını güvence altına almaktır [5], [6]. Özetle belirtmek gerekirse, bir ormanın sertifikalandırılması, ilgili orman iģletmesinde sürdürülen iģletme faaliyetlerinin çevresel, sosyal ve ekonomik açılardan sürdürülebilirliğinin uluslar arası kabul gören ve fakat yöresel koģullara göre belirlenen ölçüt ve göstergelere uygun olduğunun kontrol ve denetimini kapsayan genel bir süreci ifade etmektedir. Bu süreçte önce ilgili orman iģletmesinin sürdürülebilirlik düzeyi saptanır. Varsa eksiklerin tamamlanması istenir. Üretim sürecinin SOĠ K&G ne uygunluğu saptandıktan sonra orman iģletmesine sertifikası verilir. Kontrol ve denetim, orman ürünlerinin elde edildiği meģcereden baģlayıp en son satıģ noktası olan orman depolarına kadar sürdüğü için, bu ürünleri satın alan müģterilere ilgili orman ürünlerinin denetleme sürecinden geçmiģ bir orman kaynağından geldiği garantilenmiģ olur. AB ülkeleri orman ürünleri ticaretinde ve çevresel konularda orman tahribine çok dikkat ettikleri için, orman iģletmelerinin sertifikalı olup olmadıkları büyük önem taģımaktadır. Sertifikalı orman iģletmeciliğine uyum, OGM için dahil olunması kaçınılmaz bir süreçtir. Orman Amenajmanı açısından bu bağlamda yapılması gereken iģ, önce SOĠ K&G nin bölgesel bazda belirlenmesi için OGM nin desteklenmesi, sonra da düzenlenen amenajman planlarının bu K&G gözetecek biçimde düzenlenmesi ve plan içeriğinde verilen tabloların değiģimi izlemeye olanak verecek biçimde zenginleģtirilmesidir. Bu çalıģmalar tamamlandıktan sonra da OGM tarafından vakit geçirilmeden sertifikasyon sürecinin baģlatılması gerekmektedir. 57

58 SOĠ K&G ni yeniden gözden geçirme zorunluluğu Amenajman planlarının AB standartlarına çıkabilmesi için, SOĠ K&G nin hiç değilse plan ünitesinin bulunduğu coğrafi bölge için belirlenmesi gerekir. OGM nün 2006 yılında kendi görev ve yetki alanıyla ilgili olarak belirlediği 6 kriter ve 28 göstergeden oluģan SOĠ seti AOKBK nın ilk dört toplantısında aldığı 17 karara göre belirlenmiģtir. AOKBK, 2007 yılında VarĢovada düzenlediği son toplantıda 2 karar daha alarak, toplam karar sayısını 19 a çıkarmıģtır. Bu Konferansda alınan son 2 kararın birincisinde iklim değiģikliğini azaltmak amacıyla, odun biyokütlesi ve orman endüstri artıklarından sağlanacak biyokütle ile enerji arzını arttırmak hedeflenmiģtir. Konferansın 2. kararı, Orman Su iliģkileriyle ilgilidir. Bu kararda taze su kaynaklarının arz ve talebi arasındaki dengesizlikten doğan endiģe ifade edilerek, ormanlar ve orman iģletmeciliğinin su ekonomisini düzenleme, toprak kayması, sel ve çığ oluģumunu engelleme, erozyonu azaltma, içme suyunun kalitesi ve miktarını arttırma üzerindeki rolleri ayrıntılı biçimde belirtildikten sonra, orman ekosistemlerinin koruma hizmetleri baģta olmak üzere tüm ekonomik değerlerinin yeterli ölçüde tanınmasının altı çizilmiģtir. OluĢturulacak yeni setin, AOKBK ın son iki kararını da kapsaması gerekmektedir [10]. Diğer taraftan, belirlenen K&G in özellikle biyomas ve karbon ile ilgili olanları, ormanların küresel iklim değiģimine katkılarını ortaya koymaya ve izlemeye yetecek ayrıntıdan çok uzaktır. Aynı yetersizlik biyolojik çeģitliliğin ve çölleģme sürecinin izlenmesi için de söz konusudur. Bu durum, OGM tarafından belirlenen K&G in, hem AOKBK nın son iki kararı ve hem de diğer kurum ve kuruluģların talepleri dikkate alınarak yeniden belirlenmesini gerektirmektedir. Orman Amenajmanına bu noktada düģen görev, OGM nin ilgili birimlerini bu konuda harekete geçmeye zorlamaktır SOI K&G in planlama çalıģmalarına entegrasyonunda gözlenen yetersizlikler Bilindiği üzere K&G ler, SOĠ kavramının uygulanmasına ve sonuçların izlenmesine olanak veren araçlardır. Kriterler, SOĠ bileģenlerinden (Türkiye için 6 adet) her birisinin tanımını, durumunu 58

59 ve içeriğini ortaya koyan açıklayıcı bilgilerdir. Göstergeler ise, bu kriterlerde zaman içinde ortaya çıkan değiģimin yön ve Ģiddetini gösteren ve sayısal olarak ölçülebilen karakteristiklerdir. Orman ürün ve hizmetlerinin sürdürülebilirliğini somut olarak ortaya koyabilmek için, öncelikle bu ürün ve hizmetlerin içinde yer aldığı SOĠ kriterlerinin çok iyi tanımlanması, sonra da plan uygulaması sonunda ortaya çıkacak durumun yön ve miktarını ölçmeye uygun karakteristiklerin isabetli seçilmesi gerekmektedir. Türkiye Orman Amenajmanı bugün geldiği noktada eksik olsa da SOĠ K&G nin amenajman planlarına nasıl entegre edeceğini bilememektedir. Her ne kadar 2002 yılından bu yana karbon hesapları amenajman planlarına girmiģ ise de, bu hesaplar sadece plan ünitesinde birikmiģ mevcut stoku göstermekte ve fakat yıllık değiģimlerin plan uygulamasına bağlı olarak plan periyodu sonunda ne olacağı hususunda hiçbir tahmine yer vermemektedir. Benzer Ģekilde, orman-halk iliģkilerine ve yöre halkının demografik yapısı ile geçim kaynaklarına iliģkin pek çok bilgi planlarda kısmen sözel, kısmen sayısal olarak yer almasına karģın, yenilenen planlarda zaman içindeki değiģimi gösteren karģılaģtırmalı tablolar mevcut değildir Mevcut personelin bilgi eksikliği ve çalıģmalara uyum konusundaki isteksizliği 2010 yılında Orman Amenajmanının önemli sorunlarından birisi de, günümüzde iyice karmaģık hale gelen ETFOP sisteminin temel aģamalarını ve ilkelerini iyi özümsemiģ deneyimli personelin yok denecek kadar azlığıdır. OGM nin mevcut personel politikası ve amenajman heyetlerinin dağınık yapısı teknik personelin bilgi eksikliğini tamamlamasına olanak vermemektedir. Teknik personelin amenajman heyetlerini tercih etmesi için hiçbir motivasyon mevcut değildir. Planların hizmet alım yolu ile yaptırılması açığın kapatılmasında çözüm olarak gözükmekte ise de, bu hizmeti veren giriģimciler arasında deneyim sahibi olanların sayısı giderek azalmaktadır. Bu noktada gözden kaçmaması gereken en önemli husus, özel heyetlerin insan kaynağının da Devletin resmi heyetleri olduğudur. 59

60 Süresi biten bütün planların resmi heyetler tarafından yenilenmesi elbette beklenen bir durum değildir. Bu konuda özel heyetlerin devreye sokulması kuģkusuz uygun bir seçenektir. Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı, hem bu heyetler tarafından yapılan planların denetim ve kontrolü için gerekli elamanları yetiģtirmek, hem de özel heyetlere gerekli olan kalifiye teknik elamanlar için kaynak olma bakımından, yeteri sayıda teknik elamanı istihdam etmesi gerekmektedir Yeni yönetmeliğin uygulanması için gerekli olan teknik yönergenin tamamlanamamıģ olması Teknik yönerge taslağının hazırlanması yaklaģık üç yıl önce tamamlanmasına rağmen, OGM nin yetkili kurullarınca incelenip son haline getirilememiģtir. Bu nedenle de amenajman heyetleri hâlâ, kısmen eski yöntemleri, kısmen de zaman zaman tamim edilen genelgeler ile küçük ölçekli değiģiklikleri sisteme sokarak yeniliklere adapte olmaya çalıģmaktadır. Ancak, sistemin bütününü göremedikleri için sarf edilen gayretler yetersiz kalmaktadır. ETFOP sistemini bütün aģamaları ile sisteme sokarak amenajman planlarını istenen standarda yükseltebilmek için, teknik yönergenin bir an önce tamamlanması gerekmektedir Hizmet içi eğitimlerde üniversiteler ile iģbirliği yapılmaması Amenajman heyetlerinde çalıģan teknik personelin bilgi eksiğini tamamlamak ve yeni geliģmelere adaptasyonunu sağlamak için belirli aralıklar ile hizmet içi eğitime tabi tutulmaları gerekmektedir. Bir taraftan planlama sürecinde kullanılan araçgereçlerde ve yazılımlarda baģ döndürücü biçimde geliģen teknolojik yenilikler, diğer taraftan orman amenajmanı konusunda ortaya çıkan yeni yaklaģımlar, plan yapan teknik personelin sürekli biçimde eğitilmesini zorunlu kılmaktadır. Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı nın bu bağlamdaki ihtiyacını kendi deneyimli personeli ile karģılamaya çalıģtığını memnuniyetle görüyoruz. Ancak, denetim ve kontrol hizmetlerindeki iģ yoğunluğunun fazlalığı nedeniyle, bu hizmeti veren teknik personelin kendini yetiģtirme konusunda yeteri uzunlukta zaman bulamadığı da yalın bir gerçek olarak ortadadır. 60

61 Gelinen noktada hizmet içi eğitimler için üniversiteler ile iģbirliği yapılması kaçınılmaz görünmektedir. Dairenin bu iģbirliğini 1990 yılına kadar kesintisiz biçimde yaptığı hatırlanarak, iģbirliği sürecinin yeniden baģlatılması gerekmektedir. Hem yeni yönetmelik için hazırlanan teknik yönergenin iyi kavranması, hem de yeni geliģmelerin tartıģılarak özümsenebilmesi için bu iģbirliği Daire açısından kaçınılmaz bir durum olarak değerlendirilmelidir Orman fonksiyonu, iģletme amacı ve fonksiyonel iģletme sınıfı kavramlarının yeterince anlaģılamaması Amenajman heyetlerinin uygulamasına bakıldığında orman fonksiyonu, iģletme amacı ve fonksiyonel iģletme sınıfı kavramlarının yeterince anlaģılamadığı, bu kavramlar arasındaki organik bağların iyi görülemediği ve ayrıca bu kavramların silvikültür terimleri ile karıģtırıldığı gözlenmektedir. ġöyle ki; orman fonksiyonları denildiğinde, orman ekosistemleri içinde kendiliğinden oluģan ve insan etkisi ile miktarı azalıp çoğalan ürün ve hizmetlerin tamamını anlamamız gerekir. Talep olsun ya da olmasın, bu fonksiyonlar orman ekosistem elamanları arasındaki içi iliģkiler sırasında, zaman içinde ortaya çıkar. OluĢma biçim ve miktarları meģcere kuruluģuna bağlı olduğu ve meģcere kuruluģları da insan etkisiyle değiģtirilebildiği için, orman fonksiyonları hem insanı etkiler, hem de insan müdahelesinden etkilenir. Ġnsan, orman içinde kendiliğinden olagelen bu fonksiyonlardan her hangi birisine ihtiyaç duyup o fonksiyondan yararlanmak ister ise, ilgili fonksiyon o anda iģletme amacı haline dönüģür. Fonksiyonel iģletme sınıfı ise yararlanılmak istenilen fonksiyonun sürekli ve kesintisiz biçimde sağlandığı ormanlık alanlardır. Bu alanlarda planlamanın temel ilkesi amaçlanan ürün ve hizmetin en fazla miktarda ve kesintisiz biçimde sağlanmasıdır. Uygulanan silvikültürel müdahelenin hedefi talep konusu fonksiyonu en iyi biçimde yerine getiren fonksiyonel amaç kuruluģuna ulaģmak ve onu sürdürmek olduğu için de, teknik iģlemler sonucu elde edilen hacim etasına Fonksiyonel Eta diyoruz [2]. 61

62 Bu açıdan bakıldığında, fonksiyonel iģletme sınıflarının biraz da silvikültürel iģlem odaklı olduğu görülmekte ise de, orman formu ve iģletme Ģeklinin dikte ettirmesi dıģında, silvikültürel iģlem farklılığı iģletme sınıfı ayırmayı mutlak zorunlu kılan etmenlerden değildir. Bu bağlamda bir yanlıģ yorum da biyolojik çeģitlilik konusunda gözlenmektedir. ETFOP sisteminde biyolojik çeģitlilik, orman fonksiyonu değil, koruma ilkesi bağlamında ele alınması gereken bir planlama ilkesidir. Bu sistemde korunması gereken özel türler ve alanlar ya doğa koruma, ya da yabanıl hayatı koruma iģletme sınıfları içinde değerlendirilmektedir. ETFOP sisteminde biyolojik çeģitliliğin ve korunacak diğer ögelerin hangi iģletme sınıfları içinde korunacakları ġekil 2 de gösterilmiģtir. 62

63 ġekil 2: ETFOP Sisteminde Koruma Hedefleri ve GerçekleĢtirileceği ĠĢletme Sınıfları Özel silvikültürel uygulama gerektiren alanların farklı orman fonksiyonu gibi algılanması Hiç kuģkusuz, alpin zona geçiģ kuģağında yer alan, koruya dönüģtürülmesi gereken baltalık konumunda bulunan, ya da rehabilite edilme ihtiyacında olan meģcereler, normal ormanlar dıģında farklı ve özgün silvikültürel uygulama gerektiren alanlardır. Ancak, yukarıda da açıklandığı üzere, orman formu ve iģletme Ģeklinin dikte ettirmesi dıģında, salt silvikültürel iģlem farklılığına bakarak iģletme sınıfı ayırmaya gerek bulunmamaktadır. Çünkü, fonksiyonel açıdan bakıldığında böyle alanların çok defa birden fazla orman fonksiyona sahip oldukları görülmektedir. Örneğin Alpin zona geçiģ kuģağında bulunan bir meģcere bazen doğa ya da yabanıl hayatı koruma, bazen de toprak ve su koruma fonksiyonu gören alanlar içinde bulunabilmektedir. Keza, fonksiyon amacına uymadığı için bazı meģcerelerin rehabilite edilmesi, ya da koruya dönüģtürülmesi gerekebilmektedir. 63

64 Bu meģcerelerin de farklı fonksiyon gören alanlar içinde yer alması çok sık karģılaģılan bir durumdur. Bu bağlamda, sosyal baskılar nedeniyle içine girilip teknik iģlem yapılamayan kimi ormanların iģletme sınıfı mantığı ile ayrılarak müdahale dıģında bırakılması da iki nedenle normal karģılanmamalıdır. Birincisi; iģletme sınıfı ayrımında temel amaç ürün, koruma veya hizmet fonksiyonlarından birine ya da herhangi bir toplum aktivitesine ayrılan alanlarda beklenen amaçların sürekliliğini sağlamaktır. Buradaki olgu ise, ormanın herhangi bir fonksiyonundan yararlanma değil, içine girip müdahalede bulunamamaktır. Ancak, uygulamada sosyal baskı olmadan dahi, sarp arazilerde bulunan ya da ekonomik açıdan iģletmeye açılmasında fayda görülmeyen baģka alanlar da teknik iģlem dıģında bırakılabilmektedir. Kaldı ki, böyle alanlar bulundukları yerde toz tutma, oksijen üretme, toprak koruma ve hidrolojik fonksiyonları pekala yerine getirebilmektedir. O halde bu alanları her hangi bir fonksiyon altında göstermek kolayca mümkündür. Ġkincisi, sosyal baskı çok kısa zamanda değiģebilmekte, bazen kısmen bazen tamamen ortadan kalkabilmektedir. Buna göre, salt bir ya da iki periyot içine girilemeyen orman alanlarının sanki durum hiç değiģmeyecekmiģ gibi Sosyal Baskı adı ile iģletme sınıfı olarak ayırmanın sağlam ve mantıklı bir gerekçesi bulunmamaktadır. Sonuç olarak, iģletme sınıflarının fonksiyonel olabilmesi için ayrılan alanların hem ürün, koruma veya hizmet üretimine dönük olması, hem de Doğa koruma ormanı, su koruma ormanı, yabanıl hayatı koruma ormanı, üretim ormanı vb gibi ilgili orman fonksiyonunun adı ile tanımlanmıģ olması gerekir. Adı ne olursa olsun, ürün, koruma ve hizmet üretim fonksiyonlardan birisine girmeyen ya da belirli toplum aktivitelerine tahsis edilmeyen alanların iģletme sınıfı olarak ayrılması uygun görülmemelidir Fonksiyonel envanter kavramının yanlıģ algılanması Yeni amenajman yönetmeliğimiz, amenajman planları için gereken envanterin fonksiyonel olmasını ve envanterden beklenen doğruluk ve güven düzeyinin, istenen bilgilerin önem derecesine göre değiģmesini öngörmektedir. 64

65 Örneğin; birim alandaki hacim ve artımlara ait hata yüzdesi ve güven düzeyinin ana amacı odun üretimi olan ormanda çok önemli iken, aynı bilginin yaban hayatı için fazla önemli olmadığını kabul etmektedir. Bu düģünceden hareketle, güven düzeyi ve hata yüzdesinin fazla önem taģımadığı estetik, rekresyon, yabanıl hayat vb gibi alanlarda servet envanterinin daha basit ölçme yöntemleri ile ya da baģka envanter sonuçlarına (örneğin bir önceki plan verileri) dayanılarak yapılabileceği açıktır. Ancak, bu amaçla ulusal orman envanteri (UOE) verilerinin kullanılması mümkün değildir. Çünkü, UOE ile ancak ulusal ya da bölgesel ölçekte plan yapılabilir. Bu envanter sonuçlarını bin ha lık küçük alanlarda kullanarak bununla amenajman planı yapmak son derece sakıncalıdır. Fonksiyonel orman envanterinden kasıt; envanter konusu bilginin toplanmasında farklı kaynak ve metotların uygulanabileceğine dikkat çekmek, ve az güven ve fazla hata ile toplanmasında sakınca bulunmayan bir bilgi için çok emek ve zaman sarf etmenin anlamsız olduğuna vurgu yapmaktır. Bunun anlamı; ağaç serveti için ayrıca envanter yapmadan gerekli bilgileri UOE sonuçlarından alınabileceği değildir. Ancak UOE sonuçlarından bir bölümünü amenajman planı yaparken kullanmak elbette mümkündür. Örneğin, karbon hesapları yapılırken ölü odun, ölü örtü ve toprak karbonu için gerekli olan birim alandaki biyomasları, taslak fonksiyon haritaları için gereken sınırları, ICP ile belirlenen orman zarar sınıflarını, biyolojik çeģitliliğe ve ekolojik bölgelere iliģkin kimi gösterge değerlerini UOE sonuçlarından çıkarmak kuģkusuz mümkündür. Bu noktada önemli olan; hangi bilgilerin, hangi koģullarda UOE den alınabileceğidir. Nasılsa UOE var, amenajman planı için ayrıca çalıģma yapmaya gerek yok biçiminde mantık yürüterek, UOE ni amenajman planı için yapılacak envanter yerine ikame asla mümkün değildir. Yeni yönetmelikte öngörülen envanter konuları ġekil 3 de, toplanacak verilerden beklenen güven düzeyi ve hata sınıflarının önem dereceleri Tablo 1 de gösterilmiģtir. 65

66 ġekil 3: ETFOP Sisteminde Envanter Konuları 66

67 Yan Ürünler Sağlık Durumu Biyolojik ÇeĢitlilik YetiĢme Ortamı Sosyo-Ekonomik Durum Eta Hacim ve Artım Topografya Mül kiyet Miktar Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceği ÇalıĢtayı Tablo 1: Envanterden Beklenen Doğruluk ve Güven Düzeyinin Envanter Konusuna Göre DeğiĢimi Envanter Konuları Orman Fonksiyonları Alan Orman üretimi ürünleri A A B A A A A C A A Toprak koruma B B A B B C B C C C Su koruma B B A B B C C B B C Estetik C C A C C C B A B C Rekreasyon B A A C C A B B B C Toplum sağlığı B B B B C B C C C C Doğayı koruma C B A C C C C A B C Yabanıl hayat B C C C C C B A A B Bilimsel B B B B C C A A C C Ulusal Savunma B B B C C C C C C C Klimatik C C C B B C C C C C Doğruluk (Hata yüzdesi düģük) ve güven düzeyi bakımından; A: Yüksek; B: Orta; C: Yeterli Fonksiyonel eta kavramının dikkate alınmaması Klasik kavram olarak eta, ormancılığın ana prensipleri ve ulusal ormancılık amaçları ile orman iģletmesinin amaçları; orman iģletmesine konu olan ormanın bugünkü doğal durumu ve koģulları ile ulaģtırılacağı optimal kuruluģ; orman iģletmesinin bugünkü ekonomik durumu ve koģulları ile üretim koģulları ve özellikle yol Ģebekesinin durumu; orman ürünleri tüketim yerlerinin gereksinimleri ve orman iģletmesine olan 67

68 uzaklıkları; orman ürünlerinin piyasadaki sürüm, satıģ ve fiyat koģulları dikkate alınmak ve faydalanmayı düzenleyen Amenajman Metotları kullanılmak suretiyle, ilk Amenajman Planı süresinde bir iģletme sınıfından alınması uygun görülen Yıllık ve Periyodik Hasılat Miktarıdır (Eraslan 1982). Eta, anlamına, kapsamına, saptandığı amenajman metoduna ve özellikle ifade edildiği süreklilik türüne göre değiģik biçimlerde adlandırılmaktadır [2], [5]. Yukarıda verilen tanım etanın genel tanımı olup, fonksiyonel planlama yaklaģımının henüz ortaya çıkmadığı zamanlarda Eraslan tarafından yapılmıģ bir kavramsal açılımdır. Fonksiyonel eta kavramı daha dar kapsamlı olup, uygulandığı meģcerenin fonksiyonel amaç kuruluģu ile ilgilidir. Fonksiyon amacını en iyi biçimde karģılayan meģcere kuruluģları orman fonksiyonuna göre değiģtiği için, aynı meģcerenin farklı fonksiyon gören alanlarında uygulanacak silvikültürel iģlemler de fonksiyon amacına bağlı olarak değiģmektedir. Sonuç olarak fonksiyonel eta, uygulandığı meģcerenin aktüel kuruluģunu ilgili meģcerenin göreceği ana fonksiyonun gerektirdiği amaç kuruluģuna götürmek için, o meģcereye, o plan dönemi içinde uygulanacak teknik iģlemler sonunda çıkartılacak hacim miktarıdır. Uygulamaya bakıldığında, amenajman heyetlerinin bu farkı göz ardı ederek, aynı meģcere tipine bütün iģletme sınıflarında aynı miktarda eta verdikleri anlaģılmaktadır. Bu uygulamanın terk edilmesi ve ETFOP sisteminde kararlaģtırılan etaların fonksiyonel olabilmesi için, 27 No lu eta kararlaģtırma tablolarının her iģletme sınıfı için ayrı düzenlenmesi ve aynı meģcereye aynı plan döneminde verilen etaların orman fonksiyonlarına göre farklı olmasının sağlanması gerekmektedir Amenajman heyetlerinin konuģlandırılmasında hata yapılması Amenajman planlarını düzenleyen heyetler, 1963 yılından kadar o tarihte mevcut olan Orman BaĢmüdürlüklerinde konuģlandırılmıģtır yılında yürürlüğe giren 1. BeĢ Yıllık Kalkınma Planında Türkiye Ormanlarının amenajman planlarının 10 yıl içinde bitirilmesi öngörüldüğü için, bu hedefe ulaģabilmek amacıyla ülkede mevcut tüm heyetlerin Ankara dan yönetilmesi gerekli görülmüģtür. 68

69 Bu seçimde, hava fotoğraflarını çeken Harita Komutanlığı ile bu fotoğrafları yorumlaya Fotogrametri Müdürlüğünün Ankara da olması belirleyici olmuģtur [1]. Heyetlerin topluca tek bir merkezde bulunması; amenajmancılar arasında kaynaģma yaratmak, moral geceleri düzenlemek, iģ birliği sağlamak, bilgi iģlem merkezi olanaklarından yararlanmak; toplantı ve seminerler düzenlenerek, bilimsel ve teknik geliģmelerden haberli olmak, sürekli görüģ alıģveriģinde bulunmak gibi konularda önemli kolaylıklar yaratacaktır. Bu olanakları taģraya dağılmıģ heyetler için gerçekleģtirilmesinin güç olacağı ve sık sık toplantılar düzenlenmesinin ödenek ve özellikle de zaman kaybına yol açacağı, yadsınamaz gerçeklerdir [7]. OGM, teģkilat içinde yaptırdığı bir ankete dayanarak 2003 yılında böyle bir tasarrufta bulunmuģ ve heyetleri Orman Bölge Müdürlüklerine dağıtmıģtır. Bu dağıtımdan beklenen verim alınamamıģtır. Bu konuģlandırma, bir taraftan denetimlerde standardı düģürmüģ, bir taraftan da heyetler arasındaki bilgi ve deneyim transferini güçleģtirdiği için zaman içinde teknik açıdan gerilemelere neden olmuģtur Amenajman planlarının iģletme Ģeflerine yaptırılma düģüncesi OGM, yaptırdığı anket sonucuna bakarak amenajman planlarını ilgili Ģefliğin sorumlusuna yaptırmayı düģünmektedir. Bu konudaki çekincelerimiz 2003 yılında Kastamonu da yapılan toplantıda ayrıntılı olarak açıklanmıģtır. Özetle yinelemek gerekir ise; standardına uygun amenajman planı hazırlamak uzmanlık isteyen bir uğraģ olup, herkesin kolayca üstesinden geleceği geçici bir görev değildir. Planlamanın esasen kendisi çok aģamalı ve geri beslemeli karmaģık bir sistem olup uzun vadeli projeksiyonları gerekli kılmaktadır. ETFOP sistemi planlamada katılımcılığı öngörmekte ve yöresel taleplerin planlamaya dengeli bir biçimde yansıtılmasını gerektirmektedir. Ülkemiz koģullarında yüzden fazla idari görevi bulunan orman iģletme Ģeflerinin bu iģi yapacağını düģünmek, ülke ormancılığına yön veren orman amenajmanını hafife almak demektir. Bu düģüncenin kabulü halinde, multi disipliner bir çalıģma ürünü olması gereken amenajman planı, o planı düzenleyen iģletme Ģefinin 69

70 kiģisel bilgi birikimi ve kapasitesi ile sınırlı kalacaktır. Ülkemizin bugünkü koģullarında bunun olabilirliği çok zor, hatta olanaksızdır [5], [10] Milli park ve korunan alanların planlanmasında etkin rol alınması Türkiye de milli parklar ve özel statülü korunan alanların iģletme ve yönetimi Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMPGM) nün sorumluluğu altındadır. Anılan kurum, bu statüdeki alanların iģletme ve yönetimini master plan olarak tanımlanan ve genel stratejiye dönük bilgileri kapsayan planlar ile yürütmeye çalıģmaktadır. Ancak, sözü edilen planlar, Orman Amenajmanı disiplininin sadece koruma ilkesini ön plana çıkartıp diğer ilkelerini göz ardı ettiği için, anılan kurum bu planlardan gereken faydayı sağlayamamıģtır. Ne var ki bu husus, DKMPGM tarafından hala envanter yetersizliğine bağlı bir sorun olarak algılanmaktadır. Korunan alanlar ve milli parkların planlanmasında izlenen teknik prosedür diğer ormanların planlanmasından elbette farklıdır. Ancak, sanılanın aksine bu farklılık çok büyük değildir ve sadece koruma ilkesinin ayrıntılarındadır. Bunun böyle olduğu Ardahan (Yanlızçam), Yusufeli (Yusufeli ve Altıparmak), Küredağları ve Köprülü Kanyon amenajman planlarından anlaģılmaktadır [8], [10], [16], [20]. Bugünkü iģ yoğunluğu ve personel yetersizliğine sığınarak OĠPDB nın bu planların düzenlenmesi konusunda isteksiz olması haklı görülmemelidir. Aksine, böyle planların OGM nin parlayan yüzü olacağı fark edilerek bu konuda daha çok sorumluluk alınmalıdır Kent ormanlarının planlanması; Kent ormanları, içinde yer aldığı kentlerin tarihi, mimari ve kültürel dokusu ile organik bağ içinde olan ve ana dokusu ağaçlardan oluģan canlı ekosistemlerdir. Bu ekosistemler, kent içindeki eski doğal orman artıklarından, koruluklardan, ya da doğal ormanların topluma sunduğu ruh ve beden sağlığını koruma, yaģanabilir çevre koģullarını iyileģtirme ve böylece kent toplumunun fizyolojik ve psikolojik moral düzeyini yükseltme yönündeki kolektif fayda ve fonksiyonlarını görerek ve yaģayarak 70

71 yararlanmalarını sağlamak için dikim yolu ile sonradan kurulan yeģil kuģak ağaçlandırmalarından oluģur. Koruma ve hizmet ağırlıklı fonksiyon gören bu ormanların planlanması, her aģamada normal ormanlardan çok farklıdır [8]. Görsel kalite, rekreasyon ve toplum sağlığı fonksiyonlarının ön planda olduğu bu ormanlarda biyolojik sürdürülebilirliğin garantilenmesi, çoğunluğu peyzaj mimarı ve ziraatçı olan teknik personelin deneyimlerine bırakılamayacak kadar önemlidir. OGM nin Her ilçeye bir kent ormanı sloganı ile yola çıktığı bir dönemde özel bilgi birikimi ve farklı bir planlama yaklaģımı gerektiren bu alanın boģ bırakılmaması OĠPDB nın kaçamayacağı bir sorumluluktur Yabanıl hayat ve avlak amenajmanı Türkiye Orman Amenajmanının yabanıl hayat ve avlak amenajmanı ile ilgili olarak geldiği son nokta, bu fonksiyonu gören ormanların ayrılarak fonksiyonel amaç kuruluģları hakkında genel bilgileri sıralamaktan ibarettir. Gelinen noktada yapılan iģ sadece iģletme sınıfındaki meģcere kuruluģlarının sürekliliğini sağlamakta ve fakat av hayvanlarının varlığını ve ekosistem ile iliģkilerinin sürdürülmesini düzenlememektedir. Avrupa Ülkeleri ile karģılaģtırıldığında ülkemizin bu alanda ne kadar zengin olduğu bilinmektedir. Bu noktada bilinmeyen, avlak alanlarında üretim, koruma ve hizmet sürekliliğinin kombine bir biçimde nasıl götürüleceğidir. Av ve yabanıl hayatın geliģtirilmesi DKMPGM nün sorumluluk alanına girmektedir. OGM, bu konudaki giriģimlerin ilgili kurum tarafından yapılmasını elbette bekleyebilir. Ancak, Orman Amenajmanı sadece OGM ye hizmet veren bir disiplin olmadığı gibi, kuruluģu OGM nin çatısı altında bulunan OĠPDB da sadece OGM nin sorumlu olduğu ormanları planlayan bir birim değildir. Nasıl ki, rekreasyon hizmeti vermek sadece DKMPGM ait bir yükümlülük olmayıp OGM tarafından da gerçekleģtiriliyorsa, benzer anlayıģla avlak iģletmelerinin planlama, yönetim ve denetimi de OGM tarafından yerine getirilebilir. Burada önemli olan, sorumluluk alanı ve sınırlarının uygun protokoller ile isabetli belirlenmesidir. 71

72 DKMPGM nin kendi sorumluluk alanında bazı çalıģmalar yaptığı ve önemli mesafe aldığı bilinmektedir. Ancak, Türkiye ormanlarında av ve yabanıl hayata uygun potansiyel alanların tamamını bu kurumun yönetimine bırakmak mümkün değildir. Kaldı ki, av gelirlerinden pay almak isteyen orman köylülerinin neredeye tamamına yakın bölümü, OGM nin sorumlu olduğu alanlarda yaģamaktadır. Sonuç olarak, vereceği hizmet alanının sorumluluğu kime ait olursa olsun, Türkiye Orman Amenajmanının bu bağlamda bilgi ve deneyim kazanması, OĠPDB de bu deneyimleri amenajman planlarına entegre etmesi kaçınılmaz görünmektedir. 3. SONUÇ VE ÖNERĠLER Avrupa Ormancılığı kadar eskiye dayanmasa da, Türkiye Orman Amenajmanı 2010 yılı itibariye 93 yıllık bir deneyime sahiptir. Dünya ortalaması ile karģılaģtırıldığında bu sürenin hiç de kısa olmadığı anlaģılmaktadır yılına kadar Orman Amenajmanımızın temel amacını ülkemiz yuvarlak odun taleplerini karģılamak için tüm ormanların üretim amacıyla iģletilmesidir dönemi plan uygulamalarının bu amacı ülke ormanlarının her yerinde gerçekleģtirmenin mümkün olmadığını göstermesi üzerine, bir kısım alan Muhafaza Karakterli ĠĢletme Sınıfı adı altında üretim dıģına çıkartılmıģ ise de, ormanların iģletilmesinde ana amaç 1990 yılına kadar sadece yuvarlak odun üretimi olarak kalmıģtır. Türkiye de çok amaçlı amenajman planının ilk örneği 1990 yılında düzenlenen Bahçeköy ĠĢletme Amenajman Planıdır. Bu plan, 2008 yılında yürürlüğe giren yeni yönetmeliğin temeli olan fonksiyonel planlama yaklaģımının ilk prototipi olma özelliğine sahiptir. Türkiye de çok amaçlı planlamanın yaygınlaģması 2003 yılından sonra baģlamıģ ise de yönetmeliğe resmen giriģi 2008 yılında olmuģtur. Türkiye Orman Amenajmanının son 30 yılı, ülke koģullarına en uygun planlama modeli arayıģı ile geçmiģtir li yılların ikinci yarısında tanıdığımız GazipaĢa ve Mut modelleri, 1990 lı yılların baģında gündemimize gelen Batı Karadeniz modelleri, fonksiyonel planlama sisteminin ilk prototipleri, FRIS Projesi ve diğerleri, Türkiye ormancılığının bu bağlamda sahip olduğu kurumsal bilgi birikiminin 72

73 Batı Ülkeleri seviyesine, belki de daha üzerine çıkmasına vesile olmuģtur. Aynı durum, geliģen biliģim teknolojisinin sağladığı çağdaģ araçların kullanımı için de geçerlidir. Nitekim OĠPDB nin tüm heyetleri en son yazılım ve donanımları üstün bir maharetle kullanan teknik elamanlar ile doludur. Hiç kuģkusuz, orman envanteri amenajman planlama sürecinde çalıģmaların en çok emek ve masraf gerektiren önemli bölümünü oluģturmaktadır. Ancak, bu böyle olmakla beraber en iyi amenajmancı envanteri en iyi yapan değildir. Aynı Ģekilde, orman hasılatı ya da silvikültür konularında çok deneyimli ve donanımlı olan bir orman mühendisinin amenajman planlama çalıģmalarında da baģarılı olacağı beklenmemelidir. Diğer taraftan, Türkiye ormanlarının amenajman planlarına göre iģletilmesi gereği, ormancılık örgütünün baģında bulunan yöneticilerin kiģisel tercihlerine bırakılmıģ bir keyfiyet değil, ülke ormancılığımıza yön veren mevzuatın baģlangıcı saydığımız; Ormanların Usulü Ġdare-i Fenniyeleri Hakkında Kanun un yayınlandığı 1917 yılından bu yana tüm yöneticilerin uymak zorunda olduğu bir mecburiyettir. Bu durum, ormancılık faaliyetlerinin doğaya açık, karmaģık, çok boyutlu ve uzun erimli olmasının dayattığı Planlı olma zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Günümüz ormancılığı, ülkelerin artık uluslar arası platformdan kopuk, sadece kendi iç talep ve dinamiklerine dönük teknik iģlemler dizisini gerçekleģtirme anlayıģından çıkmıģtır. Ekolojik ve çevresel fonksiyonları nedeniyle ormanların tüm insanlığın ortak refahı için gerekli bir varlık olduğunun ayırtına vararak, kaynak kullanımında küresel talep ve beklentileri de dikkate alan bir anlayıģa geçmiģtir. Özetle, dünün sadece odun üretim sürekliliğine dönük taleplerini gözeten Orman Amenajmanı, bugün kaynak planlamasında uluslar arası sözleģme ve protokollerin gerektirdiği tüm kriter ve göstergeleri dikkate almak zorundadır. Bir baģka anlatımla, bugün bir amenajman planı düzenlemek dünkü kadar basit ve kolay değildir. Günümüz ormancılığı, planlamacıda artık teknik bilgi ve deneyim yanında, uluslar arası sürece hakimiyeti ve vizyon sahibi olmayı da zorunlu görmektedir. Durum böyle olunca yöneticilere düģen; orman amenajmanı konusunda ufkunu geniģ tutmak ve ormancılığın dünyadaki geliģimini 73

74 izleyerek bu bağlamda ortaya çıkan yeni anlayıģ ve görüģleri planlama sistemimize sokmaktır. Süreç içinde zaman zaman aksamalar olsa da, Türkiye Orman Amenajmanında genelde bu anlayıģın hakim olduğunu memnuniyetle gözlüyoruz. Yeni yönetmelik gelinen noktada Orman Amenajmanından beklenenlere büyük ölçüde cevap verecek niteliktedir. Ancak, yönetmeliğin getirdiği olanaklardan tam anlamıyla yararlanabilmek için, 4. BaĢlık altında sıralanan güncel sorunların bir an önce mutlaka çözülmesi gerekmektedir. YARARLANILAN KAYNAKLAR [1] ASAN, Ü.: Amenajman Heyetlerinin Orman Genel Müdürlüğünün Merkez Örgütü Ġçinde Yer Almasını Zorunlu Kılan Nedenler. Orman Mühendisliği Dergisi, 1985, Sayı 3, [2] ASAN, Ü.: Akdeniz Orman Kullanım Projesi ve Model Planlar. Doğu Akdeniz Ormancılığı Sempozyumu. Mayıs 1989, [3] ASAN, Ü.: Orman Amenajmanında Fonksiyonel Planlama ve Türkiyedeki Uygulamalar. Ormancılığımızda Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceğine ĠliĢkin Genel GörüĢme. Bildirileri, 1992, [4] ASAN, Ü.; YEġĠL, A.: Orman Amenajmanında Model Plan DüĢünceleri ve Son Uygulama Örnekleri.Ġ.Ü.Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, Sayı 1 2, 34 41, [5] ASAN, Ü.: Orman Kaynaklarının Çok Amaçlı Kullanımı ve Planlama Sistemleri. Ormanların Çok Amaçlı Planlanması Toplantısı, 41 47, [6] ASAN, Ü., YEġĠL, A., ÖZDEMĠR, U., ÖZKAN, U.Y. 2003: Ormancılık Planları ve Katılım. II. Ulusal Ormancılık Kongresi: Türkiye Ormanlarının Yönetimi ve Katılım. ISBN , s [7] ASAN, Ü. ; ELER, Ü. 2003: Türkiye Orman Amenajmanında Bugünkü Organizasyonun Yeniden Yapılanma Çerçevesinde Ġrdelenmesi. Eylül [8] ASAN, Ü.; Türkiye Orman amenajmanının 80 Yıl Ġçindeki GeliĢimine Kısa Bir BakıĢ. Orman ve Av Dergisi, Yıl 79, Sayı 6, Cilt 81, s ISSN X,

75 [9] ASAN, Ü.; ÖZKAN, U.Y.; ZENGĠN, H.; SAĞLAM, S.: Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama YaklaĢımının Kent Ormanlarında Uygulama Esasları. Orman Kaynaklarının ĠĢlevleri Kapsamında Darboğazlar, Çözüm Önerileri ve Öncelikler Ormancılığımızın 150. Yılı Uluslar arası Sempozyumu , [10] ASAN, Ü.: Artvin Orman Bölge Müdürlüğü, Yusufeli Orman ĠĢletme Müdürlüğü, Altıparmak ve Yusufeli ĠĢletme ġeflikleri Amenajman Planlarının Kaçkar Dağları Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Koruma Projesi Kapsamında Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama (ETFOP) YaklaĢımı Ġle Planlanmasında Gözetilen Temel Ġlkeler. Proje Raporu, 2009 [11] BAġKENT, E.Z.: Ekosistem Amenajmanı ve Biyolojik ÇeĢitlilik. TUBITAK, J. Of Agriculture and Forestry, 23 Ek Sayı 2, , [12] BAġKENT, E.Z.; YOLASIĞMAZ, H.A.; MISIR, M.: Orman Ekosistem Amenajmanı.I.Ulusal Ormancılık Kongresi, [13] BAġKENT, E.Z.; KÖSE, S.; YOLASIĞMAZ, H.A.; ÇAKIR, G.; KELEġ, S. 2002: Orman Amenajmanında Yeni Açılımlar Çerçevesinde Planlama Sürecinin Değerlendirilmesi ve Yeniden Tasarımı. Orman Amenajmanında Kavramsal Açılımlar ve Yeni Hedefler Sempozyumu, 23 37, [14] DURUSOY, Ġ.; TÜRKER, M.F.: Sürdürülebilir Orman Yönetiminde Sertifikalandırma, I. Çevre ve Ormancılık ġurası Tebliğler Cilt 2. s , [15] GÜL, A.U.: Fonksiyonel Planlama ve Doğrusal Programlama Modeli. Orman Amenajmanında Kavramsal Açılımlar ve Yeni Hedefler Sempozyumu, 59 66, [16] KADIOĞULLARI, A.Ġ.: Orman Amenajman Planlarının Hazırlanmasında Konumsal Yapının Kombine Optimizasyon (Heuristic) Teknikleri Ġle Kontrolü: Konumsal Planlama. Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, [17] KARAHALĠL, U.: Korunan Orman Alanlarında Amenajman Planlarının Düzenlenmesi (Köprülü Kanyon Örneği). Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü [18] KÖSE, S.; YOLASIĞMAZ, H. A. ; SĠVRĠKAYA, F., Ormanlarımızdaki Fonksiyonların Saptanması ve Haritalanması, I. Ulusal Ormancılık Kongresi, Bildiriler Kitabı, Ankara,

76 [19] LACKEY, R.T. 1998: Seven Pilars of Ecosystem Management. Lanscape and Urban Planning 40, pp [20] MISIR, N.; MISIR, M. 2007: Developing a Multy-Objective Forest Planning Proses with Goal Programming: A Case Study. Pakistan Journal of Biological Sciences 10(3): , ISSN [21] O.G.M.: Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesi, Uygulanması, Denetlenmesi ve Yenilenmesi Hakkında Yönetmelik [22] O.G.M. Sürdürülebilir Ormancılık Kriter ve Göstergeleri Raporu [23] SĠVRĠKAYA, F.:Türkiye de Orman Amenajman Planlama Model Yazılımının GeliĢtirilmesi. Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008, [24] ZENGĠN, H.: Orman Kaynaklarından Fonksiyonel YaklaĢım Ġlke Çok Amaçlı Faydalanmanın Optimizasyonu. Doktora Tezi, Ġ.Ü.Fen Bilimleri Enstitüsü,

77 AMENAJMAN PLANLAMASINDA YENĠ UYGULAMALAR A. Kenan ÖZTAN Orman Amenajman Denetim ve Kontrol BaĢmühendisi ÖZET Orman kaynakları giderek azalmaktadır. Bu gün için ormanın odun hammaddesi değeri fonksiyonel değerlerinin çok gerisinde kalmıģtır. Bu nedenle de planlaması sırasında ormanın koruma ve korunma iģlevleri mutlaka dikkate alınmalı ve bu iģlevlerin sağlayacağı ekolojik ve sosyal değerler ön plana çıkartılmalıdır. Ülkemizde ormanların neredeyse tamamının denetimini elinde bulunduran Orman Genel Müdürlüğü bu konu üzerinde ciddiyetle durmakta, yasal ve yönetsel çalıģmalar yapmaktadır. Planlama yapan heyetler de bu görev bilinci içerisinde ormanın üstleneceği ana ve yan fonksiyonları ihmal etmeden, biyolojik çeģitliliği ve diğer ekolojik değerleri dikkate alan, ürün çeģitliliğini ormanın devamlılığını güvenceye alan planlar yapmaktadır. NEW APPLICATIONS IN FOREST MANAGEMENT PLANNING SUMMARY Forest resources are decreasing gradually. Today, the wood raw material value of the forests remained much behind the functional value of them. Therefore, protection and conservation functions of a forest should take into consideration and ecological and social values of these functions should be highlighted during forest planning. General Directorate of Forestry that own inspection of almost whole forest areas in our country put excessive emphasis on this subject and also make legal and administrative arrangements. Planning committees do not neglect main and subsidiary functions of forest and pay attention to biological diversity and other ecological values during forest managemant planning that secures product range and sustainability of forest. 77

78 1) FONKSĠYONEL PLANLAMANIN ÜLKEMĠZDEKĠ TARĠHSEL SÜRECĠ: yıllarında Türkiye ormanlarının tamamının amenajman planları yapılmıģtır. Bu ilk planlarda, Bakan oluruyla ayrılan muhafaza ormanları ve milli park alanları dıģında, ormanların tamamı üretim ormanları olarak kabul edilmiģ ve planlama da buna göre yapılmıģtır. Ancak, planların yenilenmeye baģlanmasıyla bazı orman parçalarının arazi koģulları, ulaģım olanakları ve benzeri nedenlerle üretime uygun olmadığı ortaya çıkmıģtır. Bunun üzerine de planlarda muhafaza karakterinde orman ve benzeri isimlerle bu nitelikteki yerler üretim dıģında tutulmaya baģlanmıģtır. Bu ayırım, fonksiyonel planlamanın ilk adımı olarak nitelenebilir. Akdeniz Orman Kullanım Projesi çerçevesinde yapılan Gazipaşa Model Planı ve bu modele uygun olarak yapılan Mut, Eskere ve Karaisalı Planları klasik planlarından farklı gibi görünse de plantasyon ormancılığına uygun plan örnekleri dir (ASAN 1999). Rio süreciyle baģlayan ve 1987 de ortak geleceğimiz raporuyla devam eden sürdürülebilir orman yönetimi arayıģları fonksiyonel plan yapımı arayıģlarının da hızlanmasını sağlamıģtır. Almanya da baģlayan doğaya yakın ormancılık arayıģları ve bu kapsamda Ülkemizde yürütülen Batı Karadeniz Yapraklı Tür Projesi yeni kavramların tartıģılmasını sağlamıģtır. Örneğin, bu proje çerçevesinde Orman Ġdaresi ve Planlama dairesi BaĢkanlığı tarafından 1997 yılında yapılacak planların planlama esaslarını belirleyen Teknik Ġzahnamede kurulan sistematiğe göre ormanlar: 1- Sosyal Baskılı Alanlar, 2- YetiĢme Yeri Kötü Alanlar, 3- Devamlı Ormanlar, 4- Üretim Ormanları Olarak 4 ana baģlık altında sıralanmıģken, 1999 yılı Teknik Ġzahnamesinde 1- Üretim amacı, 2- Hidrolojik amaçlar, 3- Koruma ve korunma amaçları, 4- Sosyal etkinlik amaçları, 5- Bilimsel amaçlar, 6- Diğer değiģik amaçlar 7- Ulusal savunma amacı Ģeklinde 7 ana baģlık sıralanmıģtır. 78

79 Böylece ormanlara yüklenen fonksiyonlarda çeģitlilik artmıģtır. Bu planlar için yapılan örnek alan ölçümleri sırasında yetiģme ortamıyla ilgili gözlemsel envanter yapılması da fonksiyonel planlama yönlü bir aģama olarak düģünülebilir. Bir yandan da Orman Genel Müdürlüğü içinde de konu tartıģılmakta ve çözüm arayıģları sürmektedir. Bu bağlamda geliģmeler tarih sırasıyla Ģöyledir: Ġlk fonksiyonel plan örneği Orman Genel Müdürlüğü nün isteği doğrultusunda 1989 yılında Ġstanbul-Bahçeköy Orman ĠĢletme Müdürlüğü için iģletme bazında düzenlenen plandır (ASAN 1999) tarih ve 1999 sayılı emirle Bölge Müdürlüklerine, planlama çalıģmalarına baģlanmadan önce, 6 ana baģlık dikkate alınarak fonksiyon haritalarının hazırlanması emirlenmiģtir. Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi 5 6.Mayıs.1999 tarihlerinde Bolu da Ormanların Çok Amaçlı Olarak Planlanması toplantısını düzenlemiģtir. Konu bilim çevreleri ile uygulama ve planlama birimlerinin katılımıyla tartıģılmıģtır tarihinde Silvikültür Dairesi, Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesinin isteğine cevap olarak Fonksiyonel Planlama yazısını yayımlamıģ ve bu teģkilata emirlenmiģtir yılında baģlayan FRĠS Projesiyle hem sayısal harita üretimine baģlanmıģ hem de planlarda kadastro (mülkiyet) verileri altlık olarak kullanılmıģtır yılında özel olarak görevlendirilen dört Amenajman BaĢmühendisliği ve iki Denetim ve Kontrol BaĢmühendisliği Kdz. Ereğli ĠĢletmesinde klasik plan esaslarıyla münferit planlama benzeri bir planlama yaklaģımı uygulamıģtır yılında Kerpe AraĢtırma Ormanı Amenajman Planı yapılmıģtır. Bu planda faydalanmanın düzenlenmesi Fransız Hacim Metoduna göre yapılmıģtır yılında GEF-II projesiyle biyolojik çeģitliliğin amenajman planlarına entegrasyonu için yöntem geliģtirilmiģtir yılında Orman Fonksiyonları, Fonksiyonel Alanların Belirlenmesinde Kullanılacak Kriterler ve Uygulanacak Silvikültürel Ġlkeler baģlıklı 6273 sayılı tamim yayımlanmıģtır. 79

80 tarihinde Fonksiyonel Planlama Süreci emri yazılmıģtır ve bu emir geliģmeler doğrultusunda güncellenmiģtir yılında yeni orman Amenajman Yönetmeliği (ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama) yayınlanmıģtır. Bu gün gelinen noktada hem özel sektör hem de resmi heyetler eliyle yapılan tüm planlar Fonksiyonel Planlama Süreci emri doğrultusunda yapılmaktadır yılında çıkan Orman Amenajman Yönetmeliği de bunu amirdir. 2) ĠZMĠR ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ AMENAJMAN UYGULAMALARI: Ġzmir Orman Bölge Müdürlüğü nde Kurulu üç adet Orman Amenajman BaĢmühendisliği de yaptıkları plan yenilemelerinde geliģmeleri izlemiģ, planlamada en iyinin arayıģı içerisinde olmuģtur yılından bu yana yapılan planlarda öne çıkan özellik ve farklılıklar Ģöyle sıralanabilir: 2.1) Ġzmir Orman Bölge Müdürlüğü nün tamamına örnek alanlar metre aralık mesafeyle atılmıģtır. Bunu yaparken baģlangıç noktası olarak en kuzeybatı noktasındaki bir 0 0 grid kesiģim noktası seçilmiģtir. Böylece plan ünitesi sınırlarında çok yakın aralık mesafe ya da çok uzak aralık mesafe olasılığı ortadan kalkmıģtır. Yıllık iģ programlarına rastlayan örnek alanlar bu tabandan kesilerek plan yapıcıya verilmektedir. Bunlardan hangilerinde ölçüm yapılacağına (bu konudaki emirler doğrultusunda) plan yapıcılar karar vermektedir. 2.2) Örnek alanların merkezinin bulunmasında ve güzergâh üzerindeki farklı meģcere yapılarının sınırlandırılmasında GPS aleti kullanılmaktadır. 2.3) Plan yapımında katılımcılık sağlanmaya çalıģılmıģtır. Bu amaçla, arazi çalıģmalarına baģlanmadan önce, Kaymakamlıklar, Tarım KuruluĢları, ilgili Resmi Daireler, Müftülük, Okul Müdürlükleri, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, çevre örgütleri ve oluģturdukları platformlar, kooperatifler vb. kurumlarla toplantılar düzenlemiģtir. Bu toplantıların duyurusu ve çağrısı Ġlgili ĠĢletme Müdürlüğü ile Kaymakamlık eliyle yapılmıģtır. Toplantıda, ormanların amenajman planının yapılacağı, bu planların fonksiyonel 80

81 olacağı anlatılmıģ, bunu sağlamak üzere kendilerinin ormanlardan beklentilerinin öğrenmek istendiği açıklanmıģtır. 2.4) 2006 yılından baģlayarak sayısal olan ya da sayısallaģtırılması mümkün olan orman kadastro haritaları planlarda altlık olarak kullanılmaya baģlandı. Böylece planlama, sahibi sınırları belli ormanda yapılabildi. Bu iģlem yapılırken aģağıda sıralanan yol izlendi: a) 3302 Sayılı Kanun a göre yapılan çalıģmalarda tapulama köģelerine rastlayan Orman sınır noktaları yersel ölçü yapılmadan paftasına iģlenmiģ, sadece 2/B noktaları ve tapu köģesine gelmeyen O.S noktaları ölçülerek 1/10000 ölçekli haritalar üzerine aktarılmıģtır. Bu Ģekilde çalıģma yapılan köylere ait orman kadastro haritaları tarayıcıda tarandıktan sonra Net cad programına aktarılarak sayısal hale getirilmiģtir. Kontrolleri orman kadastro dosyasının koordine özet çizelgesi bölümünde mevcut koordinatlardan yapılmıģ ve yaklaģık 3 5 m. hata oranıyla kullanılabilir olarak değerlendirilmiģ, Net cad ortamında giderilebilen kapanıģ hataları da düzeltilmiģtir. b) 3402 Sayılı Tapulama Kanunu na göre çalıģma yapılan köylere ait sayısal değerler Ġlgili Kadastro Müdürlüğü nden alınmıģtır. TKGM ve EGHAS formatında olan değerler Net cad formatında 6 Koordinat Sistemi ne dönüģtürülmüģ, sayısal değerleri olmayan köylere ait paftalar tarayıcıda taranarak Net cad ortamına aktarılmıģtır. Bu düzenlemeye dayanılarak yapılan sınırlamalar kabul edilebilir olarak tanımlanmıģ ve altlık olarak kullanılmıģtır. c) 5304 Sayılı Kanun a göre yapılmıģ çalıģmalar ilgili Kadastro Müdürlüğü, yüklenici firma ve kadastro komisyonlarından sağlanmıģtır. Değerler TUTGA Sistemi nden 6 Koordinat Sistemi ne dönüģtürülerek kullanılmıģtır. Net cad programında oluģturulan NCZ uzantılı dosyalar öncelikle Auto Cad formatı olan DXF formatına dönüģtürülmüģtür. Daha sonra yapılan çalıģmalarda, Net cad dosyasında kadastro müdürlüğünün kullandığı gereksiz tabakalar ayıklanarak sadece orman, 2/B ve köy sınırlarının gösterildiği tek bir tabaka oluģturulmuģ, bu Ģekilde oluģturulan Net cad dosyaları önce Autocad formatına dönüģtürülmüģ, daha sonra da ArcGIS programına aktarılmıģtır. Aktarılan hatlar ArcView programında Polyline (çoklu çizgi) Ģeklinde görüldüğünden çizgi katmanı tekrar iģlenerek poligona dönüģtürülmüģ 81

82 ve bu kapalı poligonların özellik tablolarına orman, ziraat ve 2/B Ģeklinde nitelikleri girilmiģtir. 2.5) Özellikle estetik görünümü koruma fonksiyonlu ormanlarda olmak üzere hidrolojik ve toprak koruma fonksiyonlu ormanlarda makta büyüklüğü 1 2 hektara kadar küçültülmüģtür. Bu tür yerlerde orman yaģlanmıģ ve daha fazla beklendiği taktirde doğal gençleģtirme koģullarının kaybedilmesi riski varsa, kaç plan döneminde gençleģtirilmesi gerektiği, bu plan dönemi için ne kadarının gençleģtirilebileceği dikkate alınmaktadır. Bu plan döneminde gençleģtirmeye ayrılan miktar da meģcere içine küçük maktalar halinde dağıtılmaktadır. Böylece gençleģtirme alanları ormanın içine gömülmektedir. GençleĢtirilecek alan deseni ormana dağıtılırken, manzaranın seyredildiği noktadan görülmeyecek ve sonraki üretimler gençleģtirilmiģ alandan geçmeyecek Ģekilde yerleģtirilmiģtir. 2.6) Orman Genel Müdürlüğü nün tarih ve 617 sayılı baltalıkların koruya dönüştürülmesi emrinde Ġzmir Bölge Müdürlüğü kapsam dıģı tutulmasına rağmen, tüm baltalık ormanları amenajman-silvikültür ve uygulamacı katılımıyla incelenmiģ ve ekolojik, sosyal ve ekonomik sıkıntıya neden olmayacak yerleri koruya tahvil olarak planlanmıģtır. Planlar yenilendikçe buralar tekrar ve daha ayrıntılı incelenmekte ve baģlangıçta baltalık olarak devamı düģünülenler de koruya tahvil olarak planlanmaktadır. Ormanların yenilenebilir enerji kaynağı niteliği ve biyo enerjinin ön plana çıkması dikkate alınarak, Ovacık AraĢtırma Ormanında iki bölme baltalık olarak planlanmıģtır. Bunlardan biri 20 yıllık idare süresi, diğeri 30 yıllık idare süresine göre planlanmıģtır. Böylece bu 10 yıllık sürede odun verimindeki artıģ hesaplanacak ve daha verimli idare süresi ile planlama yolunda adım atılabilecektir. 2.7) Amenajman planları tamamen bilgisayarda yapılmaktadır. Kullanılan harita çizim programı bilgileri veri tabanında tutmakta ve baģka amaçlarla kullanıma sunmaktadır. Bu gün için her bir bölmeciğe ait 38 bilgi veri tabanına girilmekte ve istenildiğinde bunlarla ilgili her türden sayısal veri derlenebilmektedir. Orman Genel Müdürlüğü nün diğer birimlerinin istekleri ve gereksinimleri doğrultusunda tutulan bu bilgiler çeģitlenmekte ve çoğalmaktadır. 82

83 2.8) Soma Orman ĠĢletme ġefliği amenajman planının yenilenmesi sırasında Soma Kömür ĠĢletmelerinde açık iģletme yöntemiyle iģletilen cevherlerin sonuna gelindiği, bundan sonraki kömür tabakalarının çok derinde olması nedeniyle galeri iģletmeciliğine baģlanacağı öğrenilmiģtir. Bu durumda yörede zaten yüksek olan maden direği talebinin daha da yükseleceği ve maden direği satıģ gelirinin diğer yapacak odunlara göre daha yüksek olduğu belirlenmiģtir. Soma ĠĢletme ġefliği mıntıkasında uygun alan bulunmamasına karģılık Göktepe ĠĢletme ġefliğinde verim gücü yüksek, erozyon riski bulunmayan, hidrolojik fonksiyonu olumsuz etkilemeyecek yaklaģık 233,2 hektar alan maden direği işletme sınıfı olarak planlanmıģtır. Bu iģletme sınıfı 40 yıl idare süresi ile planlanmıģtır ve bu plan dönemi için 41,5 hektar gençleģtirme alanı ayrılmıģtır. Orman, endüstriyel plantasyon olarak kabul görecek ve buna göre çalıģılacaktır. Son ürün hasat edildiğinde ürünün %50 ve daha üzerinde bir kısmının maden direği olması beklenmektedir. Aynı uygulama, endüstriyel plantasyon tesisi ve bakım esaslarına uygun koģullarla, bundan sonra yenilenen planlarda da sürdürülmüģtür. 2.9) Gölcük Orman ĠĢletme ġefliği planlanırken yörede iki köyde ana ürünün fasulye olduğu ve yüksek miktarlarda fasulye sırığına ihtiyaç duyulduğu belirlenmiģtir. Köylülerle yapılan görüģmede ihtiyaç duydukları sırıkları kaçak olarak sağladıkları, Ġdare tarafından üretilirse seve seve alacakları anlaģılmıģtır. Bunu karģılamak üzere toplam 134,5 hektar alan meģe çubuğu üretmek üzere 5 yıl idare süresiyle ve iki kesim düzeni halinde baltalık olarak planlanmıģtır. 2.10) Orman fonksiyonları konusunda özenli davranılmaktadır. Her ne kadar beklenen katılımcılık esasları doğrultusunda geri dönüģler yeterli olmasa da arazi çalıģmaları sırasında ormanlara üstelenebileceği ana ve yan fonksiyonlar itibariyle bakılmaktadır. Bu çerçevede örneğin bir plan ünitemizde 35 adet fonksiyon kombinasyonu ortaya çıkmıģtır. Fonksiyonlar ayrılırken içerisinde mutlaka ormanlık alanın bulunması gerekmemektedir. Doğal, tarihi ve arkeolojik değer, ekolojik değer, turizm amaçlı alan vb. fonksiyonel alanlar da ayrılarak varlığı planda belli edilmekte, koruma-korunma özellikleri vurgulanmaktadır. 83

84 2.11) Planlama yapılırken odun dıģı orman ürünleri de ihmal edilmemiģtir. Yenilemesi biten 25 adet plan ünitesinde 18 değiģik bitki kökenli tür için 77 odun dıģı orman ürünü planı yapılmıģ, amenajman plan ekine konulmuģtur. Planı yapılan türler; Kekik (15), Adaçayı (5), Menengiç (3), Laden (6), Fıstıkçamı kozalağı (15), Eğrelti (2), TaĢ yosunu (4), Kantaron (3), Sumak (2), Ardıç meyvesi (1), MeĢe mazısı (2), Yabani zeytin (2), Defne (4), Yaban mersini (2), Pamukçu otu (1), Syklamen soğanı (3), Bitki artığı (1) ve Kestane (4) dir. 2.12) Toprak özelliklerinden kaynaklanan orman yapılarındaki farklılıkları ortaya koyabilmek için orman envanteri sırasında rastlanan ana kayalardan örnek toplanmakta, toplanan örneğin koordinatları ve diğer bilgiler not edilmekte ve Ege Ormancılık AraĢtırma Müdürlüğü ne iletilmektedir. Burada bu ana kayaların türleri belirlenmekte ve haritalanmaktadır. Orman envanteri amaçlı tüm örnek alanlarda ölçüm bitikten sonra boģluk kalan kısımlar ortaya çıkmakta ve buralara da ana kaya örneği toplamak için gidilmektedir. Bunun sonucunda plan ünitesinin tamamı için ana kaya haritası çıkmakta ve bu ana kayaların verebileceği toprak özellikleri bir rapora dönüģtürülerek plana konulmaktadır. 3) SONUÇ YERĠNE: Ormancılık kurumları çok amaçlı fonksiyonel planlamanın gerekliliğine ve geliģtirilmesi gerektiğine inanmıģtır. Bu doğrultuda çaba içerisindedir. Ancak, bunu yapmanın gerekli alt yapısındaki yetersizlikler koģulların zorlanmasını da gerektirmektedir. Plan yapımı için gerekli mülkiyet haritaları, yetiģme ortamı haritaları, bitki sosyolojisi haritaları ve benzeri altlıkların yeterli olduğu söylenemez. Bunun yanında planlamanın tarafları da bu konuda en azından düģünsel düzeyde yeterince hazır değildir. Bunun yanında farklı kurumlar tarafından hazırlanmıģ bilgi veri tabanlarının da paylaģımda olmaması, aynı konuların tekrar tekrar araģtırılması veya bu konuda yeterli bilgi olmadığı gibi çıkarımlara da neden olmaktadır. Ancak, ekosistem tabanlı çok amaçlı planlama, geliģen çevre koruma isteklerine ve sosyo ekonomik isteklere yanıt verilmesini kolaylaģtıracaktır. Bu nedenle üzerinde önemle durulmalı, bilim çevreleri ile değerlendirilmeli, hizmet içi eğitimlerle pekiģtirilmelidir. 24/03/

85 KAYNAKÇA: [1] ASAN, Ü. Orman kaynaklarının Çok Amaçlı Kullanımı ve Planlama Sistemleri 5 6.Mayıs.1999 tarihinde Bolu da yapılan Ormanların Çok Amaçlı Kullanılması toplantısı tebliğler kitabı, s [2] Orman Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz Amenajman Yöntemi, Mayıs 1997, [3] Orman Genel Müdürlüğü, Münferit Orman Amenajman Planlaması, Teknik Ġzahname, Haziran 1999, s [4] Orman Genel Müdürlüğü, Kasım 2006, Tebliğ No: 291, [5] Orman Genel Müdürlüğü, Ankara 2002, Tamim No: 6273, [6] Orman Genel Müdürlüğü, Ankara 2002, Orman Amenajmanı Ġle Ġlgili Mevzuat, 85

86 ORMAN AMENAJMANINDA ENERJĠ ORMANCILIĞININ YERĠ VE ÖNEMĠ Hayati ZENGĠN 1, Ünal ASAN 2, UlaĢ Yunus ÖZKAN 2, Serhun SAĞLAM 2 1 Duzce University, Faculty of Forestry, Department of Forest Management and Planning 2 Istanbul University, Faculty of Forestry, Department of Forest Management and Planning ÖZET Ormanlar ve enerji, küresel iklim değiģikliği tartıģmalarının merkezinde yer almaktadır. Dünyada temiz enerji kaynaklarının ve bu kaynaklardan biri olan biyokütlenin fosil yakıtların yerine kullanımına yönelik çalıģmalar gittikçe artmaktadır. Enerji ormanları tesisi ile ihtiyacın karģılanması önemli bir ormancılık seçeneği olarak ele alınmaktadır. Ülkemizde meģe ormanlarında sürdürülen rehabilitasyon çalıģmalarını modern enerji ormancılığı olarak düģünmek mümkün değildir. Bu nedenle, hızlı yetiģen ağaç türleri ile kurulacak enerji ormanlarına ve bunlar için uygun idare sürelerinin belirlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. ABSTRACT Forests and energy are at the centre of climate change debates. Studies towards using clean energy and biomass instead of fossil fuels are increasing. Establishing energy forests to meet some of the energy demand is an important forestry option. It is not possible to see the rehabilitation studies going on oak coppices as modern energy forestry. Energy forests established by appropriate tree species and determination of rotation ages are needed. GĠRĠġ Ormanlar ve enerji, küresel iklim değiģikliği tartıģmalarının merkezinde yer almaktadır. Petrol kullanımının henüz çok fazla yaygınlaģmadığı yaklaģık 100 yıl öncesine kadar insanlar için en önemli enerji kaynağı durumunda olan odun, bugün de birçok fakir ülkede hala ısınma ve yemek piģirme gibi günlük ihtiyaçlar için temel enerji kaynağıdır. Odunun, gelecekte de tüm dünyada eski önemini 86

87 kazanarak enerji üretiminde önemli hammaddelerden biri olma konumuna gelmesi beklenmektedir [1]. Nüfus artıģı ve kentleģme ile devam eden sanayileģme enerjiye yönelik taleplerin artması anlamına gelmekte ve özellikle geliģmekte olan ülkeler baģta olmak üzere enerji ihtiyacı tüm dünyada sürekli bir biçimde yükselmektedir. Dünyada kullanılan enerjinin büyük kısmını oluģturan kömür, petrol ve doğalgaz fosil yakıtlar olarak bilinmekte ve küresel ısınmaya neden olarak gösterilmektedir. Fosil yakıt tüketiminin yanı sıra özellikle ormansızlaģma olmak üzere arazi kullanım Ģekillerindeki değiģikler de küresel ısınmada etkili olmaktadır [2]. Atmosferde biriken CO 2 nin 2/3 ünün fosil yakıt tüketiminden ve geri kalan 1/3 lük kısmının da tropiklerdeki ormansızlaģmanın önemli bir yer teģkil ettiği arazi kullanımlarındaki değiģikliklerden meydana geldiği düģünülmektedir. Fosil yakıt tüketiminden kaynaklanan emisyonların yaklaģık yarısının atmosferde biriktiği, geri kalanın ise okyanuslar ve karasal ekosistemler tarafından emildiği, ormanlar ve diğer karasal vejetasyon tarafından yılları arasındaki periyotta her yıl 3,3 Gigaton CO 2 emilimi olduğu tahmin edilmektedir [3]. Mevcut durumda dünya enerji odaklı iki tehlike ile karģı karģıya bulunmaktadır. Bunlardan birisi düģük maliyetli, güvenli ve yeterli miktarda enerji kaynaklarının olmayıģı, diğeri de; bu enerji kaynaklarının tüketiminin yol açacağı çevre zararlarıdır [3]. Ülkeler ve endüstriler enerji verimliliklerini artırmadıkça, fosil yakıtlara bağımlılığı azaltmadıkça ve enerji kaynaklarını çeģitlendirmedikçe; küresel enerji taleplerindeki artıģı karģılamanın sürdürülemez olduğu geniģ ölçüde kabul edilen bir görüģ haline gelmiģtir. Bu nedenle de ormanlar ve ormancılık uygulamalarından enerji ve küresel ısınmanın geciktirilmesi konularında önemli katkılar beklenmektedir. YENĠLENEBĠLĠR ENERJĠ KAYNAKLARI ve BĠYOENERJĠ Ġçinde bulunduğumuz yüzyılda dengeli bir küresel enerji bütçesinin oluģturulabilmesi, yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliģtirilmesi ve yaygın Ģekilde kullanımına bağlıdır. Yenilenebilir enerji kaynakları enerji sağlama çeģitliliği ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve bölgesel çevre sorunlarının çözümünde önemli katkılar sağlayabilmektedir. 87

88 Ulusal Enerji Ajansı raporuna göre enerji üretimi nedeniyle 2030 yılına kadar atmosfere 13 milyar ton ek karbondioksit salınacağı bildirilmekte, temel enerji tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının oranının artırılmasıyla da CO 2 emisyonlarının %16 azaltılabileceği belirtilmektedir [4]. Diğer yenilenebilir kaynaklar 2,7 Bioyakıt 10,6 Nükleer 6,5 Kömür 24,4 Doğalgaz 21,2 Petrol 34,4 ġekil 1: 2004 yılında dünya enerji kaynakları dağılımı (Kaynak: IEA, 2006) Küresel enerjinin yaklaģık %13,1 i yenilenebilir kaynaklardan sağlanmaktadır. Bunun %10,6 sını da yakılan yenilebilir kaynaklar ve Ģehir atıkları oluģturmaktadır. Geri kalan yenilenebilir enerji ise hidrotermal, jeotermal, güneģ, rüzgar ve dalga gibi kaynaklardan sağlanmaktadır [3]. Yüksek ve gittikçe de artan petrol fiyatları, enerji kaynaklarının güvenliği konusundaki jeopolitik düģünceler ve iklim değiģiminin geciktirilmesine yönelik yerine getirilmesi gereken uluslar arası yaptırımlar küresel enerji bütçesinin sınırlarının yeniden düzenlenmesini gerektirmektedir [5]. Ġklim değiģimi ve hava kirliliği gibi çevresel sorunlar nedeniyle fosil yakıtlara alternatif, atmosfere daha az CO 2 salan ve çevreyi kirletmeyen yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik olarak tüm ülkelerde araģtırmalar yapılmaktadır [4]. Ayrıca nükleer enerjiye 88

89 karģı gittikçe yükselen olumsuz tepkiler nedeniyle, enerji ve biyoenerji konuları toplum, politikacılar ve diğer karar vericiler için daha ilgi çekici ve önemli hale gelmektedir. Bu Ģekilde çevresel düģünceler alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını zorunlu hale getirirken, ülkeler de Kyoto Protokolü gereklerini uygulamaya baģlamaktadır. Kyoto Protokolü baģta CO 2 olmak üzere atmosferde sera gazı birikimini azaltmak üzere, emisyonların sınırlandırılması ve karbon kredilerinin pazarlanmasına yönelik stratejiler getirmektedir [6]. Protokol ayrıca, Temiz Kalkınma Düzeneği (Clean Development Mechanism), Ortak Yürütme (Joint Implementation) ve Emisyon Ticareti (Emissions Trading) gibi düzeneklere yer vererek, - Teknoloji transferi ve yatırımı yoluyla sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasını - BaĢka ülkelerde uygun maliyetle emisyonları azaltmak veya atmosferdeki karbonu uzaklaģtırmak suretiyle Kyoto sorumluluklarına yönelik hedeflerin yerine getirilmesinde ülkelere yardımcı olmayı - Özel sektör ve geliģmekte olan ülkeleri emisyonların azaltılmasına yönelik çalıģmalara katkıda bulunmak üzere özendirmeyi amaçlamaktadır [7]. GerçekleĢtirilmiĢ olan Temiz Kalkınma Düzeneği projeleri genel olarak iki temel gurupta örnekler içermektedir [8]: 1- Karbon emisyonu yüksek yakıtlardan düģük emisyonlu yakıtlara dönüģü teģvik etmek amacıyla rüzgar ve biyokütle enerjisi gibi yenilenebilir enerji projeleri 2- Enerji sistemlerinin verimliliğinin artırılmasına yönelik projeler. Biyokütle enerjisi sistemlerinin geliģtirilmesinin yanı sıra, ormanda ve toprakta karbon birikimi sağlayarak biyokütle üretiminin sürdürülebilir Ģekilde gerçekleģtirilmesi, iklim değiģiminin yavaģlatılması ve Kyoto Protokolü hedeflerine ulaģma açısından önemli bir strateji olarak görülmektedir. Mevcut durumda uluslar arası alanda Temiz Kalkınma Düzeneği adı altında yapılan projelerin %30 u su gücü ile enerji elde etmeye yöneliktir. Bunu %26 lık oranla da biyokütle enerjisi projeleri izlemektedir [9]. Ġklim değiģikliği ile ilgili ormancılık seçenekleri arasında da, ağaçlarda veya birim alanda bağlanan karbon miktarını 89

90 artırmak ve bioyakıt elde etmek üzere enerji sistemlerine yeteri miktarda biyokütle sağlamak önemli yer tutmaktadır. Bir terim olarak biyokütle ; bitkilerin oluģturduğu tüm organik maddeleri ve esasen fotosentez yoluyla güneģ enerjisinin toplanarak depolandığı ortamları tanımlamaktadır [10]. Bununla iliģkili olarak, biyokütle enerjisi; odun, orman ve tarım artıkları ve çok çeģitli Ģekillerdeki organik çöplerden üretilen güç ve ısıyı tanımlamakta kullanılmaktadır. Modern teknoloji ile biyokütle verimli ve kullanıģlı bir biçimde ısı, güç ve biyoyakıta dönüģtürülebilmektedir [11]. Endüstriyel plantasyonlar ve enerji ormanlarından sağlanan biyokütle, biyoenerji olarak fosil yakıtların yerini alabilir. CO 2 nin fotosentezle bağlanması, biyokütle olarak depolanması, biyokütlenin kesilerek enerji istasyonlarına taģınması ve yanma sonucu CO 2 nin tekrar atmosfere salınıģı bütün olarak düģünüldüğünde, bağlanan ve salınan CO 2 oranları eģit olduğundan, biyokütle enerjisi karbon-nötral olarak görülmektedir [12]. ġekil 2: Biyoyakıt tüketiminde karbon döngüsü (Broadmeadow and Matthews, 2003) Biyoenerji üretiminde tüketilen fosil yakıt miktarı, üretilen enerjinin çok küçük bir kısmını oluģturmaktadır. Ormancılık ve tarım sistemlerindeki genel enerji dengesi, kullanılan her fosil yakıt birimine karģılık birim biyoenerji üretilebileceği Ģeklindedir. Sıvı biyoenerji üretimi daha fazla enerji girdisi gerektirmekte, kabaca 4 5 birim enerji için bir birim fosil yakıt tüketilmektedir. Biyoenerji ile elektrik üretmede net karbon salımı, fosil yakıta dayalı elektrik üretimine göre kat daha az olmaktadır [2]. 90

91 Açıklanan bu nedenlerden ötürüdür ki, ülkemizin içinde yer aldığı Pan-Avrupa sürecini iģleten Avrupa Ormanlarını Koruma Bakanlar Konferansı (AOKBK), 2007 yılında VarĢova da düzenlediği son toplantısında aldığı iki karardan birisini odun ve enerji olarak belirlemiģtir. Bu kararda temel olarak iklim değiģikliğini azaltmak amacıyla, enerji arzının arttırılmasında ormanlardaki odun biyokütlesinden ve orman endüstri artıklarından yararlanılması öngörülmüģtür. Dünyadaki biyokütlenin %90 ının ormanlarda olduğu ve dünya ormanlarının biyolojik üretiminin yılda 5x10 19 ton olduğu tahmin edilmektedir [10]. Küresel olarak, biyokütle en büyük enerji kaynağıdır ve ormanlar biyokütlenin ana kaynağıdır. Yenilenebilir enerjinin %80 i biyoyakıtlardan sağlanmakta ve bunun %75 i de ormanlardan karģılanmaktadır. Diğer taraftan, iki milyardan fazla insan hayatlarını ormanlardan sağlanan yakacak oduna bağlı olarak sürdürmekte ve dünyadaki odun üretiminin %60 ı biyoyakıt olarak kullanılmaktadır [13, 14]. Ormanların korunması veya iģletilerek biyokütle kaynağı olarak ondan faydalanılması iklim değiģimi düģünceleri için anahtar bir seçenek olmaktadır. Biyokütle enerjisini klasik veya modern olmak üzere iki guruba ayırmak mümkündür. Odun ve artıkları ile hayvansal atıkların basit Ģekilde yakılması klasik biyokütle enerjisi olarak tanımlanırken, enerji ormancılığı ve odun endüstrisi artıklarından elde edilen biyodizel, etanol gibi çeģitli yakıtlar modern biyokütle enerjisi olarak tanımlanmaktadır. Biyoenerji sistemleri, enerji üretiminde fosil yakıtların yerine geçerek sera gazı emisyonlarının azaltılmasında önemli olanaklar sunmaktadır. Biyoenerji üretiminde sera gazı dengesi pozitif olduğundan, fosil yakıtlardan elde edilen enerjinin yerini biyoenerjinin almasıyla emisyonlar azalacaktır. Biyoenerji sistemlerinin ayrıca, daha önce tarım veya diğer amaçlı kullanılan arazilerde tesis edilecek enerji ormanları ile karbonu bitki ve toprakta biriktirmek suretiyle karbon havuzu iģlevi yerine getirerek bağlanan karbonu artırma potansiyeli bulunmaktadır [2]. Biyoenerji modern veya klasik hangi Ģekilde elde edilirse edilsin, iklim değiģiminin yavaģlatılmasında ormancılık açısından önemli stratejilerden birisi mümkün olduğunca yüksek düzeylerde 91

92 biyokütle üretimidir. Bu Ģekilde, yüksek miktarlarda karbon bağlama gerçekleģtirilirken aynı zamanda daha fazla kaynak oluģturularak enerji sisteminin sürdürülebilirliği sağlanmaktadır. ENERJĠ ORMANCILIĞI ve TÜRKĠYE DEKĠ DURUM Avrupa Birliği Komisyonu 2010 yılına kadar toplam enerji tüketiminde yenilenebilir kaynakların oranını %6 dan %12 ye çıkarma hedefi belirlemiģ ve bu hedefe ulaģmanın gittikçe büyüyen biyokütle sektörü ile gerçekleģebileceğini öngörmüģtür. Türkiye nin sadece endüstride kullanılmayan orman artıklarını enerji üretiminde değerlendirmek suretiyle enerji tüketiminde yenilenebilir enerji oranını Avrupa Birliği nin %12 hedefinin üzerine çıkarma potansiyeli bulunduğu belirtilmektedir [4]. Bunun yanında, enerji ormancılığının katkısıyla Türkiye nin biyoenerji potansiyeli ve iklim değiģiminin yavaģlatılmasındaki olumlu etkisi daha da artırılabilir. Odun yaklaģık 6,5 milyon hanenin temel enerji kaynağı olmasına rağmen biyokütle enerjisi klasik yolla verimli olmayan bir Ģekilde kullanılmaktadır. Klasik biyokütle enerjisinin zamanla azaltılarak, modern üretim sistemlerinin uygulanması gerekmektedir [15]. Odunsu biyokütle kaynakları 1) Orman artıkları 2) Odun endüstrisi artıkları 3) Enerji ormanları 4) Tarımsal artıklar 5) Kent ağaçları, park ve bahçe artıkları 6) Kimyasal geri dönüģüm yakıtları olmak üzere altı gurup altında toplanmaktadır [4]. Bu kaynakların tamamının biyoenerji üretimine yüksek düzeyde katkısı sağlanabilir ve bu amaçla etkin Ģekilde kullanılabilirler. Bu kaynaklar arasında enerji ormanları sadece biyokütle üretimi amacıyla tesis edilmiģlerdir ve biyokütle üretiminde önemli bir strateji olarak gösterilmektedir. Read et al. (2009) enerji ormancılığının, ormanların karbon amaçlı iģletilmesinin en yoğun Ģekli olduğunu ve iyi yetiģme ortamlarında yüksek karbon bağlama oranları sağlayacağını belirtmektedir [16]. Sürgün verme yeteneği olan ve yakacak odun üretim amaçlı olarak kısa idare süreleri ile iģletilen ormanlar enerji ormanı olarak adlandırılmaktadır. Bunlar enerji üretiminde kullanılmaya uygun yakacak odun üreten, kök ve kütük sürgünleri ile kendini yenileyen ormanlardır lerdeki küresel enerji krizinden sonra, enerji üretim amaçlı olarak kavak ve söğüt gibi hızlı geliģen ağaç türlerinin sık bir 92

93 Ģekilde dikimi ve yoğun iģletme uygulamaları ile enerji ormancılığına doğru bir eğilim baģlamıģtır. Enerji ormancılığının amacı, en yüksek miktarda küçük boyutlu odunsu biyokütle veya lif üretmektir. En yüksek miktarda üretim seviyesine ulaģmak amacıyla bu tip ormancılık bazı entansif uygulamalarla klasik ormancılıktan ayrılmakta ve bir tarımsal iģletmeye benzer Ģekilde görünmektedir. Alan hazırlığı ve toprak iģleme, ot ve böcek kontrolü gibi bazı uygulamalar enerji ormancılığında geniģ yer tutmaktadır [17]. Genel olarak enerji ormancılığı için verimli, iyi yetiģme ortamları istenmektedir. Ağaç türleri yüksek miktarda toprak besin maddelerine ihtiyaç duymakta, biyokütlenin düzenli ve sürekli olarak alandan uzaklaģtırılması verimliliği düģürdüğünden, yetiģme ortamı verimliliğinin sürdürülmesi için toprağın sürekli gübrelenmesi gerekmektedir. Kesimler 3 5 yıl gibi kısa sürelerde bir yapıldığından, sürekli üretimin sağlanabilmesi yeterince geniģ alanlarda yaģ sınıfları düzeninin sağlanması ile mümkün olabilir. Aynı zamanda enerji ormancılığında önemli unsurlarından biri olan mekanizasyonun gerçekleģtirilebilmesi için de bu ormanların mümkün olduğunca düz alanlarda tesis edilmesi gerekmektedir. En yüksek miktarda odunsu biyokütle üretimi yanında, kesim ve iģleme süreçlerinin basitleģtirilebilmesi için hektarda 5 12 bin adet birey dikilerek orman tesisin gerçekleģtirilmesinin gerektiği belirtilmektedir. Bu tip ormancılıkta en yüksek miktarda yıllık üretimin 2. ve 3. kesimlerde en yüksek olduğu, bununla birlikte genel olarak yılda %30 nem içeriğinde 8 14 ton/ha üretim yapılabileceği bildirilmektedir [18]. Almanya da, hızlı geliģen ağaç türleri ile tesis edilen enerji ormanlarında gübreleme yapmadan verimliliğin hektarda 2,5 ton olduğu, 1 ton dan daha düģük verimliliğe sahip alanların enerji ormancılığı için uygun olmadığı belirtilmektedir [4]. Enerji ormancılığında idare süresinin belirlenmesi, tesis aģamasındaki dikim sıklığı ve ağaçların büyüme hızına bağlı olarak belirlenmektedir. Ağaç türü seçimi büyük ölçüde ekonomik geri dönüģ ile ilgilidir ve genellikle tek türden oluģan saf ormanlar tercih edilmektedir. Avrupa da bu amaçla kullanılan ormanlar 5 6 yıl gibi çok kısa idare süreleri ile planlanmaktadır 93

94 Türkiye de, özellikle meģe türlerinin hakim olduğu bozuk ve verimsiz baltalıkları, verimli hale dönüģtürme Ģeklindeki enerji ormanı tesisi çalıģmaları 25 yılı aģkın bir süredir devam etmekte ve bu Ģekilde bugüne kadar toplam yaklaģık 560 bin hektar enerji ormanı tesisi gerçekleģtirilmiģ bulunmaktadır [19]. Bununla birlikte enerji ormancılığının modern anlamında hızlı geliģen türler (kavak, söğüt, okaliptus, kızılağaç, diģbudak) kullanılmakta ve yoğun silvikültürel müdahaleler uygulanmakta iken, ülkemizdeki uygulamaların bu modern yaklaģımdan uzak olduğu görülmektedir [17]. Uygulama örneklerinin genel olarak hızlı geliģen türlerden olmayan meģe türlerinin yayılıģ gösterdiği alanlarda gerçekleģtirildiği görülen bu tip ormancılıkta yer seçimine de yeterince dikkat edilmediğinden, fakir yetiģme ortamlarında bile enerji ormancılığı adı altında çalıģmalara rastlanabilmektedir. Sonuç olarak, Türkiye de yapılan mevcut çalıģmaların çoğunu enerji ormancılığının sadece küçük bir parçası olarak görmek ve bunları, baltalık ve bozuk alanlarda gerçekleģtirilen ıslah (canlandırma veya onarım) veya yenileme çalıģmaları olarak değerlendirmek daha uygundur. Bahsedilen alanların önceleri 20 yıllık idare süreleri ile iģletilmelerine rağmen günümüzde tamamının koruya tahvil çalıģmalarına konu olduğu düģünüldüğünde, mevcut durumda enerji ormancılığının ülkemiz ormancılık uygulamaları arasında yer almadığı söylenebilir. Enerji ormancılığının karbon birikimi üzerine etkisi; daha önceki arazi kullanım Ģekline, ağaç türü ve idare süresine bağlı olarak değiģmektedir. Enerji ormanlarının, tarım ve mera gibi daha önce orman olmayan alanlarda tesis edilmesi durumunda hektarda 20 ton karbon bağlanabileceğini belirtilmektedir [20]. Ülkemizde de uygun alanlarda enerji ormancılığı uygulamalarının gerçekleģtirilmesi gerekmektedir. Türkiye de hızlı geliģen türlerle enerji ormanı tesisi için iki tip arazi bulunduğu belirtilmektedir. Bunlardan birisi, ekolojik açıdan uygun, orman rejimi içerisinde kalan 1 1,5 milyon hektar büyüklüğündeki alanlardır. Diğeri ise özel sektöre ait sulanan veya sulanmayan tarım alanlarıdır [4]. Bu alanlarda uygun türlerle uygulanacak enerji ormancılığı bölgesel enerji ihtiyaçlarının karģılanmasına yardımcı 94

95 olacak ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak da enerji çeģitliliği sağlayacaktır. Türkiye ağaç türü çeģitliliği açısından oldukça zengin bir ülke olup orman oluģturan birçok yapraklı ve ibreli tür bulunmaktadır. Bunlardan bazıları enerji ormancılığına konu olmuģken bazıları da bu kapsamda değerlendirilebilecek potansiyele sahip görünmektedir. 18 meģe türü ile birlikte kestane, diģbudak ve kızılağaç doğal türlerden olup ülkenin değiģik kısımlarında yayılıģ göstermektedir. MeĢeler büyük alanlar kaplamakta ve yakacak odun ihtiyacı genellikle meģeden sağlanmaktadır. Türkiye de neredeyse tamamı (%99,7) meģelerden oluģan yaklaģık 5,75 milyon hektar (ormanlık alanların %27 si) baltalık niteliğinde orman bulunmasına rağmen bunun %71 i bozuk ve verimsizdir [21]. Kök ve kütük sürgünlerinden oluģmuģ baltalık nitelikteki bu ormanlar günümüzde koruya dönüģtürme çalıģmalarına konudur. Diğer türlerin ise kısıtlı, dağınık ve yerel yayılıģlara sahip olmalarına rağmen hızlı büyüme özellikleri nedeniyle enerji ormancılığı çalıģmalarında kullanılabilecekleri tahmin edilmektedir. Günümüzün enerji odaklı dünyasında, enerji ormancılığını; mümkün olduğunca yüksek miktarlarda biokütle üretmek amacıyla, iyi yetiģme ortamlarında, vaatkâr türlerle ve yoğun iģletmecilikle kavramın modern anlamını karģılayacak Ģekilde uygulamak bir zorunluluk olarak görülmektedir. Bu nedenle doğal ve yabancı türlerin denenerek karģılaģtırmaların yapılması ve değiģik alanlar için ağaç türü seçimlerinin gerçekleģtirilmesi gerekmektedir. Bir ön çalıģma olarak, öncelikle hasılat tablosu verileri kullanılarak 4 yerli türün, iyi yetiģme ortamlarında, değiģik idare süreleriyle iģletilmeleri durumunda, 50 yıllık bir plan ufku sonunda hektardaki hacim verimleri hesaplanmıģtır. Hasılat tablosu verileri genellikle 10 yaģtan itibaren baģladığından, daha küçük yaģlardaki hacim değerlerini elde etmede türlere ait büyüme denklemlerinden veya oluģturulan eğri denklemlerinden faydalanılmıģtır. Daha sonra, enerji ormanlarında biyokütle verimlerinin önemli olması nedeniyle, 4 yerli tür için hesaplanan hacim verimlerinden biyokütle verimlerine gidilmiģtir. Bu amaçla, 4 ağaç türünün birim 95

96 alandaki hacim verimleri FRA 2010 Kılavuzu ekinde verilen Ek tablo 5.4 ün sıcak (temperate) zondaki yapraklı ormanlar için öngördüğü (BCEF) Biyokütle çevirim faktörleri (<20 m 3 = 3.0, m 3 = 1.7, m 3 = 1.4, m 3 = 1.05, >200 m 3 = 0.8) ile çarpılarak biyokütle verimi hesaplanmıģtır [22]. Sonuçlar Tablo 1 ve ġekil 3 de gösterilmiģtir. Tablo 1: 50 yıllık plan ufku sonunda değiģik idare süresi ile elde edilen hacim ve biyokütle verimleri Ġdare Süresi Kızılağaç DiĢbudak Kestane MeĢe m 3 /ha (50 yılda) ton/ha (50 yılda)* m 3 /ha (50 yılda) ton/ha (50 yılda) m 3 /ha (50 yılda) ton/ha (50 yılda) m 3 /ha (50 yılda) ton/ha (50 yılda) 1 0,02 0,06 0,0002 0,0006 0,004 0,012 0,002 0, ,92 41,76 0,05 0,15 6,43 19,29 15,49 46, ,10 137,34 2,54 7,62 58,63 82,08 54,13 75, ,60 194,08 16,93 50,79 165,17 173,43 73,45 102, ,51 330,81 52,35 73,29 304,53 243,62 87,94 123, ,41 427,53 100,40 140,56 414,36 331,49 92,77 129, ,50 526,00 164,05 172,25 529,26 423,41 99,71 139, ,83 583,06 224,63 179,70 603,01 482,41 102,44 107, ,18 625,74 274,71 219,77 657,00 525,60 107,27 112, ,96 695,17 360,65 288,52 747,73 598,18 112,10 117,71 96

97 Biyokütle (50 yılda ton/ha) Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceği ÇalıĢtayı * Biomaslar sadece toprak üstü canlı kütleyi kapsamaktadır Kızılağaç Dişbudak Kestane Meşe İdare Süresi ġekil 3: Ġdare süresi alternatiflerine göre 50 yılda elde edilen biyokütle verimleri Enerji ormancılığında genel olarak 3 5 yıl gibi kısa idare süreleri kullanılmasına rağmen, yapılan hesaplarda meģe dıģındaki diğer türler için toplam verim idare süresi ile birlikte artmaktadır. MeĢe için özellikle 5 in üzerindeki idare sürelerinde toplam verimde alternatifler açısından önemli farklılıklar oluģmamakta ve meģe için değerler diğer türlere oranla oldukça düģük gerçekleģmektedir. Kızılağaç yüksek verimle en vaatkar tür olarak ön plana çıkmakta, onu kestane izlemektedir. Hasılat tablolarına [23, 24, 25, 26] ait değerlerden elde edilen bu sonuçlar yapılacak çalıģmalar için bir ön bilgi olarak kullanılabilir ancak daha gerçekçi veriler için somut uygulamalardan elde edilen bilgilere ihtiyaç duyulacaktır. 97

98 SONUÇ VE ÖNERĠLER Biyokütle enerjisi, günümüzde sürdürülebilir küresel enerji stratejileri için önemli bir yapıtaģı olarak kabul edilmektedir. Ġyi planlanmıģ kısa idare süreli ormanlar yenilenebilir ve sürdürülebilir biyokütle kaynaklarıdır. CO 2 emisyonları yönünden nötral olup fosil yakıtların yerini alma konusunda önemli bir iģleve sahiptirler. Kullanılmayan veya terk edilmiģ tarım alanları için iyi bir ürün olup, flora ve fauna yönünden tarımsal ürünlere göre daha yüksek bir çeģitlilik sağlarken aynı zamanda iģlendirme imkânı oluģturarak sosyal dengeye de katkı sağlarlar. Türkiye enerji ithal eden bir ülke olup, ihtiyacının büyük kısmını bu Ģekilde sağlamaktadır. Odunun enerji amaçlı kullanımı ile enerji taleplerinin bir kısmını sağlamak suretiyle dıģa bağımlılık ve küresel iklim değiģimi açısından önemli katkılar sağlanabilir. Bu nedenle ülkemiz biyoenerji potansiyelini ve enerji ormancılığı seçeneğini kullanmalıdır. MeĢe ormanlarında uygulanan rehabilitasyon çalıģmalarını modern enerji olarak görmek mümkün değildir. Enerji ormancılığı konusunda yapılacak bilimsel araģtırmalara ve uygulamalara ihtiyaç duyulmaktadır. Yer ve ağaç türlerinin seçimi ile bunlardan sağlanabilecek verimler öncelik verilmesi gereken konular arasındadır. Biyokütle fosil yakıtlardan daha az enerji yoğunluğuna sahip olduğundan, aynı miktarda enerji elde etmek için fosil yakıtlara göre daha fazla biyokütle kullanımı gerekmektedir. Bu nedenle yer seçiminde taģıma ve depolama masrafları da göz önünde bulundurulmalıdır. Enerji ormancılığının Orman Amenajmanı açısından önemi, idare süresinin odun verimi yerine biyokütle verimi dikkate alınarak belirlenmesidir. Bugün baltalık olarak iģletilen meģe ormanlarını enerji ormanı olarak iģletebilmek için yapılacak iģ, birinci ve ikinci bonitet baltalıkların mekanizasyona uygun olan alanlarını seçerek, idare süresi 10 yılı geçmeyecek ayrı bir iģletme sınıfı halinde biyomas üretimine dönük olarak planlamaktır. 98

99 KAYNAKLAR [1] FAO, Forests and Energy, Key Issues. FAO Forestry Paper, 154. ISBN [2] IEA, Sustainable Production of Woody Biomass for Energy. A Position Paper Prepared by IEA Bioenergy. [3] IEA, World Energy Outlook [4] OGM, Orman Biyokütlesinden Enerji Üretimi. Biyoenerji ÇalıĢma Grubu. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü Yayını. [5] Hawkins Wright, Energy From Forests. Bioenergy and the Global Forest Products Industries. A multi-client proposal. [6] Hall, J.P., Sustainable Production of Forest Biomass for Energy.The Forestry Chronicle. Vol.78, No.3. [7] (Ziyaret tarihi: ġubat, 2010) The Mechanisms under the Kyoto Protocol: Emissions Trading, the Clean Development Mechanism and Joint Implementation [8] Schlamadinger, B. and Jürgens, I., Bioenergy and Clean Development Mechanism. 2nd World Conference on Biomass for Energy, Industry and Climate Protection May 2004, Rome, Italy. [5] Olsen, K.H., The Clean Development Mechanism s Contribution to Sustainable Development: A Review of the Literature. Climate Change. 84: [10] Saraçoğlu, N., Biyokütleden Enerji Üretiminde Enerji Ormancılığının Önemi. VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, UTES Aralık, Ġstanbul. [11] Cotton, R., Boyle, S. and Wood, J.C., A Renewable Energy Guide for Devon. Devon Country Council. [12] Broadmeadow, M. J. and Matthews, R. W., Forests, Carbon and Climate Change: the UK Contribution. Forestry Commission Information Note 48. Edinburgh: Forestry Commission [13] Hakkila, P., Wood Energy in the Nordic Countries. Woody Biomass as an Energy Source- Challanges in Europe September Joensuu, Finland. [14] Kullander, S., Energy From Biomass. The European Physical Journal. Special Topics. 176,

100 [15] Topal M. ve Arslan E.I., Biyokütle Enerjisi ve Türkiye. VII. Ulusal Temiz Enerji Sempozyumu, UTES Aralık, Ġstanbul. [16] Read, D.J., Freer-Smith, P.H., Morison, J.I.L., Hanley, N., West, C.C. and Snowdon, P., Combating climate change a role for UK forests. An assessment of the potential of the UK s trees and woodlands to mitigate and adapt to climate change. The Stationery Office, Edinburgh. [17] Tilki, F. ve E., Çiçek., Biyokütle Enerjisi ve Enerji Ormancılığı, KÜ Artvin Orman Fak. Derg., 1-2, (2003). [18] (Ziyaret tarihi: ġubat, 2010) Energy Forest Planting: Hungarian Perspectives [19] (Ziyaret tarihi: ġubat, 2010). Ülkemiz Ormancılığında Uygulanan Silvikültür Teknikleri. [20] Schlamadinger, B., Grubb, M., Azar, C., Bauen, A. and Berndes, G., Carbon Sinks and Biomass Energy Production: A study of linkages, options and implications. Climate Strategies. [21] OGM, Orman Atlası. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı. Orman Genel Müdürlüğü. [22] FAO, Guidelines for Country Reporting to FRA 2010, Global Forest Resources Assesment 2010, Final Draft, January, Rome. [23] ERASLAN, Ġ. ve EVCĠMEN, B.S., Trakya daki meģe ormanlarının hacim ve hasılatı hakkında tamamlayıcı araģtırmalar. Ġ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi. Seri A, Cilt:17, Sayı:1. [24 ] BATU, F., KAPUCU, F., Doğu Karadeniz Bölgesi Kızılağaç MeĢcerelerinde Bonitet Endeks ve Hasılat Tablosunun Düzenlenmesi. I. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi, s , Trabzon. [25] KAPUCU, F., YAVUZ, H., GÜL, A.U., DiĢbudak MeĢcerelerinde Hacim, Bonitet Endeks ve Normal Hasılat Tablosunun Düzenlenmesi. Proje Sonuç Raporu. KTÜ. AraĢtırma Fonu BaĢkanlığı. [26] KAPUCU, F., YAVUZ, H., GÜL, A.U., MISIR, N., Kestane MeĢcerelerinin Hasılatı ve Amenajman Esasları. Proje No: TOGTAG TARP

101 ORMAN KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ Aytunç NANE Özcan Nihan KOġAR Orman Genel Müdürlüğü Kadastro ve Mülkiyet Dairesi BaĢkanlığı ÖZET Orman Genel Müdürlüğü Kadastro ve Mülkiyet Dairesi BaĢkanlığı, e-devlet kapsamında çalıģmalarını sayısal ortamda izleyebilmek için Orman Kadastro Bilgi Sistemi adı ile geliģtirdiği yazılım ile Daire BaĢkanlığı görev ve yetki alanındaki konular ile ilgili sözel ve sayısal (grafik) olarak veri giriģlerinin yapılarak, coğrafi bilgi sistemi arģivini oluģturarak, yürütülen bütün iģlerin tek bir noktadan kontrolü ve takibinin sağlanmasını amaçlamaktadır. SUMMARY In the concept of e-government, main objectives of the software namely FOREST CADASTRE INFORMATION SYSTEM (FCIS) developed by the General Directorate of Forestry, Cadastre and Ownership Department, are to establish the GIS based archive of all matters under jurisdiction of the department, to input data either verbal or as graphics, and to monitor and control the whole work from the headquarter. 1. GĠRĠġ YaĢayan ve yaģamamız için gerekli oksijeni sağlayan ormanlarımızın, dikkatsizlik ve bilinçsizce kullanımı nedeni ile talan edilmesinin engellenmesi için Anayasamız bütün ormanların gözetimini ve kontrolünü Devlete vermiģtir. Daire BaĢkanlığımızın görevi, ormanlarımızın kadastrosunu yapmak, orman dıģına çıkarılması gereken yerleri belirlemek, orman kadastrosu yapılmamıģ yerlerde ihtiyaç halinde vasıf tayini yapmak, orman rejimine alınacak yerlerin kamulaģtırma iģlemlerini yürütmek, sahipli ormanlarda kesim iģlemlerine onay vermek, devlet ormanları ile ilgili ihtilafları gidermek, devletten baģkasına ait olan ormanların denetim ve kontrolünü sağlamak, ormanlık sayılan alanlarda kamu yararı ve zaruret olması koģulu ile izin vermektir. 101

102 Bu kadar geniģ görev alanı bulunan BaĢkanlığımızın yürüttüğü iģlerin tek bir zeminde birleģtirilmesi, taģra ile Genel Müdürlüğümüz arasında ortak çalıģma mekânı oluģturulması bir zorunluluk haline gelmiģtir. Bunun sonucunda Orman Kadastro Bilgi Sistemi adı altında bir program oluģturarak görev alanımıza giren bütün iģ ve iģlemlerle ilgili sözel ve sayısal verilerin bilgisayar ortamına aktarılması ve takibi sağlanmıģtır. 2. ORMAN KADASTRO BĠLGĠ SĠSTEMĠ NĠN YAPISI Orman Kadastro Bilgi Sistemi coğrafi bilgi sistemleri sunucusu olarak ARCGĠS server, uygulama yazılımı veritabanı sunucusu olarak ise Oracle ı kullanmaktadır. Sistem üçlü katman mimarisine uygun tasarlanmıģtır. Bu sistem ile hem veri güvenliğinin hem de sistem performansının artırılması hedeflenmiģtir. Sistemde temel olarak 3 sistem sunucusu ve 1 adet yedek sunucu bulunmaktadır. Sistem sunucuları; 1 adet web sunucusu kullanıcıdan gelen istekleri sıraya sokarak yönetmek için, Windows server iģletim sistemi üzerine kurulmuģ, 1 adet CBS sunucusu uygulama sunucusundan gelen coğrafi tabanlı istekleri yerine getirmek için Windows server iģletim sistemi üzerine kurulmuģ, 1 adet veritabanı sunucusu, tüm verilerin tutulması için Linux iģletim sistemi üzerine Oracle programı kurulmuģtur. GeliĢtirilen uygulama tamamıyla web tabanlı bir sistemdir. Kullanıcılar sisteme web tarayıcıları vasıtasıyla ulaģabilmekte ve tüm veri giriģlerini (coğrafi ve sözel), sorgulamalarını ve raporlarını sistem içerisinden ek bir uygulama yazılımına ihtiyaç duymadan yapabilmektedir. Programa dosya bazında sözel veri kaydı yapılmakta, haritaları çizilebilmekte, bedelli izinlerde bedel takibi yapılabilmekte, orman sayılan yerlerde talep edilen izinlerle ilgili olarak izin raporları, Olur, taahhüt senetleri ve saha teslim tutanakları tanzim edilebilmekte, sisteme girilen bütün verilerle ilgili sorgular yapılabilmekte, haritaların uluslar arası güncel harita üzerine, meģcere haritası üzerine izdüģümü sağlanabilmektedir. 102

103 2.1 Kullanıcılar Orman Kadastro Bilgi Sistemi nde üç kullanıcı türü vardır. Bu kullanıcı türleri, veri giriģi yapabilen, sadece sisteme girilen bilgileri görebilen ve sisteme parametreleri ekleyebilen kullanıcılardır. Parametre tanımlamaları içinde; il, ilçe, köy, izin grupları, izin türleri, kullanıcı tanımlamaları, bedel katsayıları girmekte olup bu giriģleri sistem yöneticisi pozisyonunda bulunanlar yapabilmektedir. Normal kullanıcılar Orman TeĢkilatının yapısına göre yetkilendirilmekte olup, bulunduğu pozisyona göre veri kaydetme/görme hakkına sahip olacak Ģekilde tasarlanmıģtır. ġu ana kadar 2200 Orman Genel Müdürlüğü çalıģanına programa giriģ yapabilmeleri için kullanıcı adı tanımlanmıģtır Ana Yapı Arayüz Programda orman sayılan alanlarda verilen maden izinlerinin ruhsata bağlı olmasından dolayı iki ayrı arayüz kullanılmıģtır. BaĢkanlığımız Maden ĠĢleri ġube Müdürlüğünün kullandığı arayüz, diğer Ģube müdürlüklerinin kullandığı arayüz olarak planlanmıģtır. Kullanıcılar çalıģmak istedikleri arayüzü aktif hale getirerek çalıģmalarını yapmaktadırlar. 103

104 Katmanlar Programa yapılan giriģler ile orman sayılan alanlar üzerinde etkisi olan statülü alanlar, orman ve ülke idari yapısı, göl ve barajlarımızın koordinat verileri de sisteme katman olarak eklenmiģ olup, ihtiyaca göre bu katmanların açılıp kapanması ile sisteme girilen veriler hakkında daha detaylı analiz yapılması sağlanmaktadır. Kullanılan katmalardan orman idari, ülke idari katmanları Fotogrametri ġube Müdürlüğünce takip edilmekte, sınırlardaki değiģiklikler servis olarak Fotogrametri ġube Müdürlüğünden alınmaktadır. Statülü alanlar katmanında mesire yerleri, özel avlaklar, tabiat parkları, tabiatı koruma alanları, ÖÇK alanları, Milli Parklar, Sulak Alanlar ve Yaban Hayatını GeliĢtirme Sahalarına ait veriler bulunmakta olup, ileriki zamanda bu alanların tamamının koordinata dayalı ve anlık verilerinin Bakanlığımızca oluģturulması hedeflenen sistemden alınması ve güncel bilgilerin kullanılması hedeflenmektedir. Statülü alanlar özellikle karar mercileri için önemli olup, karar sürecini hızlandırmakta ve hata oranını azaltmaktadır. Genel veriler altındaki veriler, ana yapıyı destekleyen ve ihtiyaç dahilinde sisteme eklenmiģ verilerdir. Programda oluģturulan katmanlarımız: 104

105 105

106 Harita Programa giriģin daha hızlı yapılabilmesi ve görüntü kirliliğini engellemek için açılıģ ekranında gelen harita boģ olarak gelecek Ģekilde ayarlanmıģtır. Katmanların kullanıcı tarafından yönetimi ile belirli ölçeklere göre ayarlanmıģ katmanlar görülmek istendiği taktirde iģaretlenirse bu katmanlar aktif hale gelmektedir. Harita üzerindeki kısa yol çubukları ile görüntüye yaklaģma, uzaklaģma, bir önceki veya bir sonraki görüntüye geçme, geçici alan çizme ve silme, mesafe/alan ölçme, harita üzerinde bulunan alanlar hakkında bilgi alabilme ve google üzerine haritanın aktarımı sağlanabilmektedir. Ayrıca harita üzerinde bir koordinat noktasını bulma ve ön izleme yapma imkânı bulunmaktadır. 106

107 Veri giriģleri Orman Kadastro Bilgi Sistemi ne veri giriģleri Ġzin ĠĢlemleri Bölümünden yapılmaktadır. Kullanıcılar izin sahibi tanımı, izin bilgi giriģi, detaylı sorgulama ile Ġzin Raporları ve Olur larda çıkan imza tanımlamalarını bu bölümden yapmaktadır. Parametre tanımlamaları, aktif kullanıcılar ve bakım kısmını sadece sistem yöneticisi pozisyonda tanımlanan kullanıcılar görebilmektedir. Aktif kullanıcılar sistemi son yarım saatte kullanan kullanıcıları göstermektedir. 107

108 Ġzin sahibi tanımlama Ġzin sahibi tanımlamasında; Tüzel KiĢilik olarak belirtilen kısımda Kamu Kurum ve KuruluĢları- Devlet Ġdareleri (5018 S.K. 1 S.Cetveli)-Özel Kurum ve KuruluĢlar-ġahıslar olarak oluģturulan dört bölüme ayrılmıģtır. ġahıs tanımlamalarında T.C.Kimlik No, Özel Kurum ve KuruluĢ tanımlamalarında Vergi Kimlik No, Kamu Kurum ve KuruluĢları ile Devlet Ġdarelerinde Devlet TeĢkilatı Tabaka Yapısı kod sisteminin yazılması zorunlu hale getirilerek mükerrer kayıtların önüne geçilmesi sağlanmıģtır. Ġzin sahibi tanımlaması yapıldıktan sonra, orman sayılan alanlarda ruhsata bağlı olarak talep edilen izinlerle ilgili olarak ruhsat tanımlamaları yapılmakta ve 6 derecelik koordinata göre tanımlaması yapılan ruhsata ait koordinatlar da sisteme aktarılmaktadır. 108

109 Maden ĠĢleri Genel Müdürlüğü nden alınan ĠĢletme Ruhsatına istinaden, Maden ĠĢleri Genel Müdürlüğü nün verdiği ĠĢletme Ġzin Belgesi de sisteme kaydedilmekte ve 6 derecelik koordinatlara göre ĠĢletme Ġzin Belgesi nin de alanı çizilmektedir Ġzin bilgi giriģi Orman sayılan alanlarla ilgili olarak görev alanımıza giren bütün konularla ilgili olarak dosyalarda tutulan verilerin, Genel Müdürlüğümüz çalıģanlarınca sisteme aktarımı büyük bir hızla devam etmektedir. Hâlihazırda orman sayılan alanlarda Orman Kanununun 16, 17 ve 18 inci maddesine göre verilen izinler sisteme aktarılmıģ olup, izin talepleri oldukça sisteme bu talepler de eklenmektedir. Ayrıca orman kadastro sınırları, 2-B alanları, özel ağaçlandırmalar, sahipli ormanlar, tahsisler gibi diğer kadastro verileri de hızla sisteme aktarılmaktadır. 109

110 Sistem masaüstü bir yazılım olmayıp, internet ortamında çalıģan bir yapıda oluģtuğundan veri giriģlerinde sunucu ile devamlı bağlantıda çalıģılmaktadır. Ġzin kaydı yapıldıktan sonra 6 derecelik koordinatlara göre alan çizimi de yapılarak, dosyanın koordinatsal bilgisinin de kaydı tutulmaktadır. 110

111 111

112 ĠĢletme Ruhsatı MĠGEM alanı ĠĢletme Ġzin Alanı UlaĢım yolu izni Ruhsat, iģletme izinleri, izin alanlarının koordinatları sisteme girildikten sonra Google a aktarılarak arazi üzerinde de görüntüsü takip edilmekte, böylece büroda daha ayrıntılı inceleme yapılabilmektedir. 112

113 Sistem kullanıcı dostu olarak tasarlanmıģ olup, yapılan hataları en aza indirgeyebilmek için izin raporlarının, Olur ların, taahhüt senetlerinin ve saha teslim tutanaklarının da sistemden alınması ve bedel giriģlerinin yapılması sağlanmıģtır. 113

114 114

115 Ayrıca sisteme kaydedilen alanın etrafında tampon bölge oluģturarak, tampon bölge içine düģen yerleģim yerleri listelenmektedir. Mahmuts evketpaş a Kö çül lü 115

116 Detaylı izin sorgulama Sisteme girilen bütün sözel verilerle ilgili olarak sorgulama yapma imkânı bulunmaktadır. Bu Ģekilde farklı tipte sorguların cevabı çok hızlı bir biçimde alınabilmektedir. 116

117 2.2.5 Raporlar Sistem içinde tasarlanmıģ direk raporlama bölümü oluģturulmuģ olup, hazır raporlardan kullanıcıların faydalanmaları sağlanmıģtır. Bu raporlar; - Son ödeme tarihi geçen borçlu izinler, - Tarihler arası ödeme tablosu - Süresi bitecek izinler - Ġzin gruplarına göre rapor - Ġzin bazında genel rapor - ĠĢletme bazında genel rapor - Tahsil edilmeyen bedeller - Bedel tahsil yüzdesi - Tutanak yılı gelen izinler - Bedelli/bedelsiz izinler olarak hazırlanmıģtır. Raporlar farklı kriterlere göre alınabilecek bir Ģekilde tasarlanmıģtır. Mesela tarih aralıklı, bölge müdürlüğü bazlı, iģletme müdürlüğü bazlı, il bazlı, ilçe bazlı, izin sahibi bazlı vb. 117

118 3. HEDEFLERĠMĠZ Orman Kadastro Bilgi Sistemi girilen verileri, sorgulamaları, bütün alanların hepsini bir arada görmek için bir zemin teģkil etmesi, taģra ile Genel Müdürlüğümüzün ortak bir platformda çalıģmasını sağlama açısından önemli bir göreve sahiptir. Ancak her program gibi, tamamen bitmiģ bir program değildir. Yapılan son nokta hedefi her geçen gün geniģlemekte ve daha iyisini nasıl yapabiliriz? in yolları aranmaktadır. Ġleriki zamanda sisteme, - Orman sayılan alanlarda istenen izinlerle ilgili olarak internet ortamı üzerinden izin baģvurularının yapılabilmesi ve yapılan baģvuruların talep sahibi tarafından da takibinin sağlanması, - Ġzin verilen sahalarla ilgili olarak izin sahiplerinin kendi izinleri ile ilgili bilgileri görebilmesi, - Yazılımın e-imza ile entegreli çalıģmasının sağlanması, - Taleplerin web ortamından alınabilmesi, - TaĢınmaz maliklerinin mülklerinin orman sınırı ile ilgili durumunu görebilmesi, - Diğer kurumların kullandığı yazılımlar (MĠGEM, ÇED, TKGM vb.) ile entegreli çalıģmasının sağlanması - Programla entegreli çalıģan araç bilgisayarları veya el GPS leri ile sistemi arazi üzerinde de kullanabilmek hedeflerimiz arasındadır. 118

119 4. SONUÇ KalıplaĢmıĢ Devlet yapısının içinden çıkarak, vatandaģ merkezli Devletçilik politikası ile vatandaģa verilen hizmetin en hızlı ve en kalitelisini sağlayabilmek, karar vericilerin daha hızlı ve doğru kararlar verebilmesini sağlayabilmek, yapılan iģlemlerin online olarak yürütülmesini sağlayabilmek ve istatistiki bilgileri anlık olarak takip edebilmek için geliģtirilen ve geliģtirilmeye devam edecek olan programın orman sayılan alanların Kadastro ile ilgili olan bütün verilerinin tek bir yerde toplanması için baģlanılan bu programın gelecekte çok önemli bir bilgi bankası olacağı kanaatindeyiz. Her zaman daha iyiye, her zaman daha güzele! ana hedefimiz olarak çalıģmalarımıza devam edeceğiz. Diğer kurumlarla ortak iģbirliği yaparak daha güzeli ve daha iyiyi daha kolay ve daha çabuk yakalayabileceğimiz inancındayız. 119

120 EKOSĠSTEM TABANLI FONKSĠYONEL PLANLAMA SÜRECĠNDE FONKSĠYONEL ĠġLETME SINIFLARI VE AMAÇ KURULUġLARININ BELĠRLENMESĠ Prof. Dr. Ünal Asan 2, Prof. Dr. Ünal Eler 3 Yrd. Doç. Dr. Ġbrahim Özdemir 1, Yrd. Doç. Dr. Ramazan Özçelik 1, 1 SDÜ Orman Fakültesi, Orman Amenajman Anabilim Dalı, Isparta 2 ĠÜ Orman Fakültesi, Orman Amenajman Anabilim Dalı, Ġstanbul 3 SDÜ Orman Fakültesi, Orman Amenajman Anabilim Dalı, Emekli Öğretim Üyesi ÖZET Orman Kaynaklarımızın planlanması, 2008 yılında çıkan Orman Amenajman Yönetmeliğinde öngörülen Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama (ETFOP) yaklaģımına göre yapılmaktadır. ETFOP sürecinin tasarımıyla ilgili belirsizlikler ve araģtırılmayı bekleyen çok sayıda konu bulunmaktadır. Bu bildiride, ETFOP sürecinin nasıl tasarlanması gerektiğiyle ilgili değerlendirmeler yapılmıģtır. Fonksiyon önceliklerinin belirlenmesi, orman ekosisteminin izlenmesi, farklı iģletme amaçlarına ya da amaç kombinasyonlarına uygun orman yapılarının tespit edilmesi konularında önerilerde bulunulmuģtur. ABSTRACT The forest resource planning in Turkey is conducted according to the Ecosystem Based Functional Planning (EBFUP) approach prescribed in the Forest Management Regulation coming into force in There are some uncertainties and many questions to be researched regarding the design of EBFUP process. In this paper, the assessments were made how to be designed the EBFUP process. The recommendations were given about the topics including i) determination of function priorities, ii) monitoring forest ecosystem, iii) determination of optimal forest structure that meets the management aim or aims combinations. 120

121 1. GĠRĠġ Toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan taleplerindeki değiģimler, orman kaynaklarının iģletilmesinde, plan yapıcıları sürekli yeni yöntem arayıģlarına itmiģtir. ĠĢletme amaçlarının sürekli değiģmesi, orman amenajmanı disiplininin içeriğinin de, sürekli yenilenmesini gerektirmiģ ve çok çeģitli planlama teknikleri geliģtirilmiģtir (BaĢkent, 1999). Toplum beklentilerinin yanında, teknolojik geliģmeler ve orman ekosistemlerinin özellikleri, bu yöntemlerin çeģitlenmesine yol açan diğer faktörlerdir. Bu dinamik sürecin doğal sonucu olarak, orman kaynaklarının planlanmasında, dünya ölçeğinde çok farklı yöntem ve yaklaģımlarla karģılaģılması, son derece doğal karģılanmalıdır. Ülkelerin bulundukları coğrafi konum itibariyle orman ekosistemlerinin özellikleri ve sosyo-ekonomik koģulları birbirinden farklı olduğundan, bir ülkede kabul gören bir planlama yaklaģımının baģka ülkelerde yaygınlaģtırılması da mümkün olamamaktadır. Bu konuda, kabul görmeyen örnekleri (GazipaĢa ve Mut model planları) ülkemizde de görmek mümkündür. Burada göz önünde bulundurulması gereken diğer bir husus iģletme organizasyonudur. ĠĢletme organizasyonun düzenlenen plan için yetersiz olması durumunda, en mükemmel hazırlanmıģ bir planın dahi baģarılı olması mümkün değildir. Bu yüzden her ülke, kendi sosyo-ekonomik yapısına, ekolojik koģullarına ve ormancılık problemlerine en iyi çözümü getiren planlama sistemlerini geliģtirmek mecburiyetindedir (Asan vd., 2005). Türkiye çok önemli eksikleri bulunmasına rağmen orman kaynaklarını planlı bir biçimde iģleten az sayıdaki ülkeden biridir. Diğer ülkelerle karģılaģtırıldığında, hiç de azımsanmayacak kadar köklü bir planlama geleneğine sahip olduğumuzu söylemek yanlıģ olmayacaktır. Uzun yıllardır gerçekleģtirdiğimiz planlama faaliyetleri sonucunda, kazandığımız bilgi birikimi ve tecrübe, orman kaynaklarının yönetimiyle ilgili uluslararası anlaģmalarda alınan kararlara ülkemizin uyumunu da kolaylaģtırmaktadır. Orman kaynaklarının planlanmasında, ülkemiz koģullarına özgü geliģtirdiğimiz Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama (ETFOP) yaklaģımı da bunun en güzel örneklerinden birisidir. 121

122 Bu planlama sistemi, bir yandan uluslararası anlaģmalarla kabul edilen sürdürülebilir orman iģletmeciliği (SOĠ) ölçütlerini karģılamamızı imkân verirken, diğer yandan, tasarımı bakımından odun eksenli geleneksel planlama sistemimizde çok fazla değiģlik öngörmemektedir. Doğal kaynak yönetiminde, düzenlenen planın pratikte uygulanabilir olması, baģarıyı getiren önemli bir husustur. Planı uygulayacak kuruluģun planda öngörülen iģlemleri zamanında gerçekleģtirebilecek yeterli personel ve araç-gerece sahip olması gerekmektedir. Ayrıca planın düzenleniģi ve muhtemel sonuçları hem plan yapıcılar hem de uygulayıcılar tarafından kolayca kavranabilmelidir. Bu açıdan ele alındığında, ETFOP sisteminin veri toplanması ve değerlendirilmesi bakımından amenajman heyetlerine çok aģırı bir iģ yükü getirmemiģ olması, yetiģmiģ eleman bakımından Amenajman BaĢmühendisliklerini çok fazla zora sokmaması ve planda uygulanan yöntemlerin sonuçlarının kolay kavranabilir olması, bu sistemin en önemli avantajları olarak gösterilebilir. Ancak, kabul etmek gerekir ki, benimsediğimiz ETFOP sisteminin geliģtirilmeye ihtiyaç duyduğu da bir gerçektir. ETFOP sistemi arazi tahsisi esasına dayanmaktadır. Fonksiyonel iģletme sınıfları ayrımı sonucunda odun üretimine ayrılacak ormanda, üretim ve faydalanma aynı yaģlı ormanlarda yaģ sınıfları, değiģik yaģlı ormanlarda çap sınıfları yöntemine göre gerçekleģtirilmektedir. Bu iģletme sınıfında aktüel ve normal kuruluģ arasındaki farka göre bir zaman ve mekân düzeni kurularak, silvikültürel müdahaleler öngörülmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, odun üretimi iģletme sınıfında uygulanan planlama yaklaģımı eski sistemimizle aynıdır. Yeni planlama sistemimizde tartıģmamız gereken, hizmet amaçlı ayrılan iģletme sınıflarında odun üretimi yapılmalı mı, yapılacaksa nasıl olmalı sorularıdır. Eğer odun üretimi amaçlanmıģsa, beklenen orman fonksiyonunu sekteye uğratmayacak biçimde, odun üretimi ile hizmet fonksiyonları arasındaki dengenin kurulmasına yönelik, bir amenajman yöntemi belirlenmelidir. 122

123 Bildiride, hizmet fonksiyonu amacıyla ayrılan iģletme sınıflarında, nasıl bir orman kuruluģu olması ve nasıl bir planlama yaklaģımı uygulanması gerektiği; toprak koruma, su koruma, peyzaj koruma iģletme sınıfları esas alınarak açıklanmıģtır. Bunun yanında, ETFOP sisteminin sürdürülebilir ormancılık ölçütlerini sağlama potansiyeline değinilmiģtir. Dolayısıyla burada, orman kaynaklarının planlanmasında mükemmel bir planlamanın nasıl olması gerektiğinden çok, ülkemizde bugün uygulanan planlama sisteminin standardını yükseltmek amaçlanmıģtır. 2. FONKSĠYONEL ĠġLETME SINIFI AYRIMI ETFOP yaklaģımında, bir orman iģletmesinin planlanmasında temel baģlangıç fonksiyonel iģletme sınıflarının ayrımıdır. Literatürde, bu ayrımın, Çoklu Kriterli Karar Verme (ÇKKV) teknikleri kullanılarak yapılmasına iliģkin çok sayıda araģtırmaya rastlanmaktadır. ÇKKV yöntemlerinin çeģitli ormancılık problemlerinin çözümünde baģarıyla kullanıldığı bilinmektedir (Gül, 1998). Örneğin, değiģkenlerin daha kolay sayısallaģtırılabildiği odun üretimi amaçlı ormanların kesim planın yapılmasında bu yöntemler sıklıkla tercih edilmektedir (Diaz-Balterio, ve Romero, 1998). Burada öncelikle problem doğrusal programlama ile tanımlanmakta ve ekonomik kriterler (örn; bugünkü net değer) maksimize edilmektedir. Model kısıtları olarak, periyotlarda eģit eta çıkarılması ve eģit alan kesimi gibi faktörler öngörülmektedir. Bu yöntemin yetersiz kaldığı problemler için de amaç programlama yaklaģımı kullanılmaktadır (Diaz-Balterio vd., 2006). Optimizasyon tekniklerinin birçok ormancılık problemine çözüm getirmiģ olduğu bir gerçektir (KeleĢ vd., 2007; Karahalil vd., 2009). Öte yandan, bazı faktörler bu tekniklerin uygulamaya aktarılmasını kısıtlamaktadır. Bunlar Rauscher vd. (2000) tarafından, 1) nitel verilerin kullanımının yetersizliği, 2) zaman ve emek yönünden çok masraflı olması, 3) sonuçların anlaģılmasında, açıklanmasında ve mantıklı olarak değiģtirmesinde yaģanan zorluklar, 4) çok karmaģık olduğundan uygulanmasının ancak çok deneyimli uzmanlarca yapılabilmesi, böylece de karar vericiyi karar analizinden uzaklaģtırılması biçimde özetlenmiģtir. 123

124 Ülkemiz orman ekosistemlerinin zenginliği ve karmaģık yapısı düģünüldüğünde, modele sokulmak istenen birçok parametrenin sayısal olmaması, çok fazla değiģkenin modele sokulma gereksinimi, orman kaynaklarının planlanmasında optimizasyon tekniklerinin kullanılmasını zorlaģtırmaktadır. Bugün dünyada giderek taraftar toplayan görüģ fonksiyon önceliklerinin, sosyal tercih yöntemi ya da grup karar verme olarak adlandırılan katılımcı yaklaģımla tespit edilmesidir (Strager and Rosenberger, 2006). Bu yeni paradigma soft sistem olarak da tanımlanmaktadır (Mendoza ve Martins, 2006). PaydaĢ görüģlerinin dikkate alınması, sürdürülebilir orman iģletmeciliğinin gerçekleģtirilmesinde çok önemli kabul edilmektedir. Bu sistem ÇKKV yöntemlerini dıģlamamakta, sadece bunlara yeni bir bakıģ açısı getirmektedir. Sonuç olarak, orman kaynaklarının planlanmasında, katılımcı yaklaģım ve çok kriterli karar verme yöntemlerinin bir arada değerlendirildiği karar destek araçlarının, daha etkili çözümler ürettiği belirtilmektedir (Kangas vd., 2008). ETFOP sistemine katılımcı karar verme sürecinin dahil edilmesi çok zor gözükmemektedir. Isparta Orman Bölge Müdürlüğündeki bazı iģletmelerin, Ġstanbul kent ormanlarından Validebağ Korusunun, Yusufeli Orman ĠĢletme Müdürlüğünün Altıparmak ve Yusufeli ĠĢletme ġefliklerinin ve Ardahan Yalnızçam Ormanlarının planlanmasında katılımcı sürecin iģletilmesi, bu konuda atılmıģ öncü adımlardır. Fakat katılımcı yaklaģım sürecinin daha kavranabilir bir yapıya kavuģturulması gerekmektedir. Bu konuda önerilen süreç aģağıda açıklanmıģtır; 2.1. Teknik Verilere Dayalı Taslak Fonksiyon Haritasının Yapılması Sürdürülebilir bir orman iģletmeciliği (SOĠ) için, orman ekosisteminin korunması ile ilgili öngörülen kriterler dikkate alındığında, bazı koruyucu orman fonksiyonlarının (örneğin; biyolojik çeģitlilik ve toprak ve su koruma) çok önem kazandığı görülmektedir. 124

125 Ülkemiz ormanlarının çoğunlukla dağlık bölgelerde yer alması, bu konuda bizlerin çok daha dikkatli olmamızı gerektirmektedir. Çünkü bu fonksiyonların sekteye uğraması, telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilmektedir. Bunların belirlenmesinde, bilgi eksikliğinden dolayı sivil toplum kuruluģları ve diğer paydaģların rolü düģük olabilir. Bu yüzden, orman iģletmesinde böyle alanların tespiti, bazı teknik bilgilere dayalı olarak yapılmalıdır. Örneğin toprağın erozyona yatkınlığı, yamaç eğimi, yamaç uzunluğu, bonitet, bakı, ağaç türünün silvikültürel istekleri, yıllık yağıģ, yağıģın mevsimlere dağılıģı, orman fonksiyonlarının belirlenmesinde önemli olan bazı teknik bilgilerdir. Planlama biriminde elde bulunan teknik ve bilimsel veriler ıģığında öncelikle, taslak orman fonksiyon haritası hazırlanmalıdır. Bunun için, Coğrafi Bilgi Sistemi teknolojisiyle (CBS), bölme ya da bölmecikler esas alınarak her fonksiyon ayrı ayrı belirlenip, daha sonra tek bir harita üzerinde çakıģtırılmalıdır. Bu aģama tamamlandıktan sonra, tek fonksiyonlu alanlar ve çok fonksiyonlu alanlar çıkarılmalı ve çok fonksiyonlu alanlarda amenajman heyeti tarafından ekolojik, ekonomik ve sosyal bilgiler göz önünde bulundurularak, ana ve yan fonksiyonlar kararlaģtırılmalıdır. Bu ön hazırlık aģamasında, hizmet alımı yoluyla ekoloji, yaban hayatı ve odun dıģı orman ürünleri uzmanlarının katılımının sağlanması son derece önem taģımaktadır. Sonuç olarak, her ana fonksiyonun farklı renkte gösterildiği ve yan fonksiyonların da veri tabanında tutulduğu sayısal taslak fonksiyon haritası oluģturulmalıdır Taslak Fonksiyon Haritasının Katılımcılara Tanıtılarak TartıĢmaya Açılması ĠĢletmeye ait orman arazisinden beklentisi olan tüm paydaģlar bir araya getirilerek taslak fonksiyon haritasının tanıtılması suretiyle katılımcı süreç baģlatılmalıdır. Bu amaçla, sayısal arazi modeli yardımıyla taslak harita üç boyutlu olarak bir ekrana yansıtmalı ve genel olarak bölge paydaģlarca kavranmalıdır. Sonra, planlamayı yapan teknik heyet tarafından orman fonksiyonlarının belirlenmesinde kullanılan temel yaklaģımlar ve gerekçeleri ayrıntılı biçimde açıklanmalıdır. 125

126 BaĢka bir ifadeyle, teknik heyet tarafından yapılan ön çalıģmalar taslak fonksiyon haritası üzerinde tanıtılmalıdır. Bir sonraki adımda, varsa eğer katılımcıların ilave beklentileri de GBS veri tabanına girilmelidir. Örneğin, Muğla yöresindeki çam pamuklu koģnilinin bulunduğu meģcerelerin coğrafi konumlarını bölge arıcıları çok iyi bilmektedir. Bu gibi sahaları teknik ekibin önceden tam olarak belirlemesi mümkün değildir. Yine bu meģcerelerin silvikültürel müdahalelere ihtiyacı olup olmadığı konusunda da, arıcıların görüģleri alınmalıdır. Benzer biçimde, ilgili paydaģlar tarafından biyolojik çeģitlilik konusunda önemli görülen sahalar haritaya aktarılmalıdır Nihai Fonksiyon Haritasının Elde Edilmesi Bu aģamada, bölme ya da bölmeler için belirlenen alternatif orman fonksiyonları, hedeflenen orman yapısı ve öngörülen silvikültürel uygulamalar katılımcıların görüģlerine sunulmalıdır. Planlama birimindeki bölme, bölmecik ya da birden fazla bölme için ayrı ayrı ana fonksiyon ve yan fonksiyonların belirlenmesinde, ÇKKV yöntemleri kullanılabilmektedir. Duruma göre, Analitik Hiyerarşi Süreci, Basit Çok Özellikli Oranlama Tekniği, Derecelendirme Yöntemleri (Örneğin PROMETHEE ve ELECTRE), Oylama Yöntemleri, Stokastik (Olasılıksal) Çok Kriterli Kabul Edilebilme Analizi bu konuda kullanılabilecek yöntemler olarak gösterilmektedir (Kangas ve Kangas, 2005). Katılımcı yaklaģım ve bu yöntemlerin bir arada kullanıldığı, karar verme amaçlı ticari yazılımlar bulunmaktadır. Örneğin; DATA Professional, Analytica 2.0, PrecisionTree 1.0 Professional for Excel, Expert Choice 2000, Criterium DecisionPlus 3.0, Decision Pro 4.0, Decision Programming Language (DPL) 5.0 bu amaçla geliģtirilmiģ karar destek yazılımlarıdır. Bu yazılımların üstün ve zayıf yönleri Kuhn (2002) tarafından ayrıntılı biçimde tartıģılmıģtır. Bu yazılımlarda genel olarak, amaca göre oluģturulan planlama veya arazi tahsisi seçenekleri bir ekrana yansıtılmakta ve paydaģların değerlendirmesine açılmaktadır. 126

127 Ayrıca bu programlar vasıtasıyla (örn; DecisionPlus) seçenekler üzerinde mantıklı bir uzlaģının sağlanıp sağlanmadığı da grafiksel ve sayısal olarak denetlenebilmektedir. Sunulan bu imkân son derece önemlidir. Çünkü belirli bir eģik değerini alamamıģ alanlar için ana fonksiyonun belirlenmesi sakıncalı olacağından, bu gibi alanların tekrar müzakereye açılması ve daha iyi bir uzlaģı sağlanması gerekmektedir. Üst düzeyde bir mutabakat sağlandıktan sonra, planlama birimi için, ana orman fonksiyonu dikkate alınarak nihai fonksiyon haritası elde edilir. 3. ÜRETĠM VE FAYDALANMANIN DÜZENLENMESĠ (SĠLVĠKÜLTÜREL UYGULAMALAR) 3.1. Odun Üretiminin Birinci ĠĢletme Amacı Olarak KararlaĢtırıldığı Alanlarda Her ne kadar odun dıģı ürün ve hizmetlere olan talep artmıģsa da, yuvarlak odun üretimi halen önemi korumaktadır. Dünya ölçeğinde yapılan istatistikler, odun ürününe olan talebin giderek arttığını göstermektedir. Bu yüzden, en azından iç piyasanın yuvarlak odun üretimine olan talebini bugün ve gelecekte karģılamak, orman teģkilatının temel görevidir. Odun üretimine ayrılan iģletme sınıfında hedef, odun ürününün ya da kârın maksimize edilmesi ve üretim masraflarının minimize edilmesi olmalıdır. Bu amaçla geniģ alanlarda tıraģlama kesimi dahil her türlü planlama seçeneği irdelenmelidir. Bunun en tutarlı ve güvenilir yolu optimizasyon tekniklerinin kullanılmasıdır. Üretim iģletme sınıfında karar değiģkenleri daha sınırlı ve sayısallaģtırılabilir olduğundan, optimizasyon teknikleri baģarılı biçimde uygulanabilmektedir (Diaz-Balterio vd., 2006). Yukarıda değinildiği gibi, bugünkü net değerin maksimize edilmesi düģünülmüģse doğrusal programlama ya da birden fazla amaç belirlenmiģse (odun dıģı orman ürünleri gibi) hedeflenen amaçlardan sapmaları en aza indirmeyi sağlayan, amaç programlama tekniği burada öne çıkan yöneylem araģtırma (bilimsel karar verme) yöntemleridir (BaĢkent, 2004). 127

128 Sonuç olarak, üretim iģletme sınıfında, yöneylem araģtırma yöntemleri kullanılarak en uygun kesim deseni, yıllık ya da periyodik eta ve ara hâsılat etası miktarları hesaplanmalıdır Odun Üretiminin Ġkinci ĠĢletme Amacı Olarak KararlaĢtırıldığı Alanlarda Orman Genel Müdürlüğünün (OGM) beklentileri ve piyasa talepleri göz önünde bulundurulduğunda, plan ünitesindeki odun üretim iģletme sınıfından elde edilecek eta (yuvarlak odun) miktarı yeterli olmayabilir. Bu durumda hizmet üretimi amaçlı iģletme sınıflarında odun üretiminin ikinci fonksiyon ya da birinci yan fonksiyon olarak belirlendiği sahalarda, bir faydalanma düzeni oluģturma yoluna gidilmelidir. Hizmet fonksiyonunun hemen arkasından odun üretimi fonksiyonun kararlaģtırılmıģ olması durumu bize; bu meģcerelerde odun üretimi yapılabileceğini, ancak, ana hizmet fonksiyonunu mutlak surette gözetmemiz gerektiğini iģaret etmektedir. Böyle amaç kombinasyonunun belirlendiği kısımlar, odun ile koruma ve hizmet üretimi arasında dengenin kurulması gerektiği, bu sebeple planlamacıların üzerinde daha fazla çalıģması gerektiği sahalardır. Daha baģlangıçta, yani fonksiyon önceliklerinin belirlenmesi aģamasında, toplumun odun ürünlerine olan talebinin sürekli olarak karģılanmasının ulusal ormancılık amaçlarından biri olduğu, çevreye duyarlı paydaģlara çok iyi anlatılmalıdır. Yapılacak üretim faaliyetlerinin beklenen hizmet ya da koruma fonksiyonuna zarar vermeyeceği konusunda tüm paydaģlar ikna edilmelidir. Sonuç olarak, faydalanma düzeninin, beklenen orman değerinin sürekliliğini bozmayacak ve orman ekosistemine zarar ermeyecek biçimde tasarlanması gerekmektedir. Gölgeye dayanıklı ağaç türlerinden oluģan değiģik-yaģlı meģcerelerin çoğunlukta olduğu iģletme sınıflarında ise, odun üretimi amaçlı kullanılan çap sınıfı yöntemleri, çap sınıf ve basamaklarındaki ağaç sayıları dağılımını, amaç göğüs yüzeyine göre yeniden belirlemek suretiyle, koruma amaçlı iģletme sınıflarında doğrudan kullanılabilir. 128

129 Çünkü tek ağaç ya da grup kesimleri birçok orman fonksiyonuna (Topak koruma, Peyzaj Koruma, Yaban Hayatı Koruma) zarar vermeyecek niteliktedir. Esasen, seçme iģletmeciliği, doğaya yakın bir uygulama biçimidir. Planlamacıları asıl zorlayan ıģık ağaçlarından oluģan meģcerelerde hizmet ve koruma fonksiyonunu sekteye uğratmadan üretim faaliyetlerinin nasıl yapılacağıdır. Örneğin kızılçam gibi geniģ sahalarda tıraģlama kesime dayalı faydalanmanın yapıldığı ormanlarda, uygun yöntemlerin bulunması gerekmektedir. Aynı yaģlı meģcerelerin çoğunlukta olduğu iģletme sınıflarında, Küçük Maktalı Yaş Sınıfları yöntemi bu amaçla kullanılabilir. Burada, idare süresinin ve yaģ sınıfları geniģliğinin mümkün olduğu kadar uzun tutulması uygun görülmektedir. Örneğin kızılçam gibi ıģık ağaçlarından meydana gelen ormanları ele alırsak, periyodik faydalanma alanının iģletme sınıfına küçük maktalar biçiminde dağıtılması, geniģ alanlarda tıraģlama kesimlerinin olumsuz etkilerini ortadan kaldıracaktır. Yapılan üretim faaliyetleri sonucu oluģan boģlukların, görsel kaliteyi ve erozyon koruma iģlevini bozmayacağı ve yaban hayatını zenginleģtireceği öngörülmektedir. Buradaki çözülmesi gereken önemli sorun, makta büyüklüğünün ne olacağıdır. Doğal meģcere dinamikleri incelenerek, ağaç türleri ve yetiģme ortamı faktörleri itibariyle bu büyüklüklere karar verilebilir. Örneğin kızılçam için kötü bonitet sahalarda ya da daha alçak rakımlarda bu alan biraz daha büyük alınmalıdır. Diğer taraftan, yağıģ ve iklim koģullarının daha elveriģli olduğu, kızılçamın daha iyi geliģtiği yetiģme ortamlarında bu alanlar biraz daha küçük tutulabilir. Yine arazi eğimi düģünüldüğünde, eğim arttıkça makta büyüklüğünün küçültülmesi ve gençleģtirilecek maktaların dar Ģeritler biçiminde oluģturulması uygun olacaktır. Burada unutmamak gerekir ki, küçük alanlarda çalıģılması, makta kenarındaki gençliğin yan siperden dolayı iyi geliģmemesine ve kalite kayıplarının yaģanmasına sebep olacaktır. Ancak bu durum normal karģılanmalıdır. 129

130 Çünkü bu alanda kaliteli odun üretimi değil, hizmet ve koruma fonksiyonu ön plana çıkmıģtır. Bu yüzden her zaman birinci fonksiyon göz önünde tutulmalıdır. Bu uygulamayla yapılmak istenen, ana fonksiyonu sekteye uğratmadan, bir miktar daha yuvarlak odun üretimi gerçekleģtirmektir. Asan ve Özdemir (2005) tarafından yapılan çalıģmada bu yöntemin ayrıntıları gösterilmiģtir Birinci ve Ġkinci ĠĢletme Amacının da Koruma ve Hizmet veya Odun DıĢı Orman Ürünleri Olduğu Alanlarda Bazı koruma ve hizmet amaçlı iģletme sınıflarında, ilgili fonksiyon için en uygun olan konumsal orman yapısına ve meģcere yapısına eriģmek için, plan döneminde yapılacak silvikültürel uygulamalardan elde edilecek ürün miktarı da eta hesabında dikkate alınmalıdır. Bu miktar belirli bir amenajman yöntemiyle hesaplanmamakta, sadece hedef kuruluģa ulaģmak amacıyla bir plan döneminde yapılması öngörülen uygulamaların sonucu olarak karģımıza çıkmaktadır. Bu yaklaģım, planlama çalıģmalarında fonksiyonel eta olarak adlandırmaktadır (Asan, 2005). Hizmet ve koruma fonksiyonu görecek iģletme sınıflarında, beklenen orman değerini eniyileyen bir orman yapısı vardır. Bu, odun eksenli planlamada olduğu gibi, ormanın hedef yani normal kuruluģudur. Orman yapısının iki bileģeni bulunmaktadır. Bunlar yatay (konumsal orman yapısı yani meģcerelerin coğrafi dağılım deseni) ve dikey (meģcere düzeyinde orman yapısı) orman yapısıdır (Baskent ve Jordan, 1995). Ġlgili fonksiyonun özelliği dikkate alınarak, bu iki bileģen ya da bunlardan birisi tercih edilip, normal orman yapısı belirlenebilir. Bu yüzden, ülkemizdeki değiģik coğrafi bölgeler itibariyle, koruma ve hizmet amaçlı ayrılan iģletme sınıfları için normal orman kuruluģunun nasıl olması gerektiğiyle ilgili çalıģmaların zaman yitirilmeden yapılması çok önemlidir. Bu bilimsel çalıģmaların sonuçlanmasına kadar, amenajman heyetleri ve planlama biriminin ekolojik koģullarını iyi tanıyan silvikültürcüler tarafından pratik yaklaģımlar geliģtirilmelidir. Bunun nasıl yapılacağıyla ilgili ipuçları, farklı senaryolara göre aģağıda açıklanmıģtır. 130

131 Toprak koruma iģletme sınıfı: Göğüs yüzeyi ile toprak kaybı arasında negatif bir iliģki olduğu bilinmektedir (Karahalil, 2003). Birim alandaki ağaç sayısı arttıkça, toprak kayıpları azalmaktadır (Yongshen vd., 1999). Bu yüzden toprak koruma fonksiyonu görecek ormanlarda meģcere sıklığının yüksek olması arzu edilmektedir. Aynı Ģekilde, iģletme sınıfı içinde yoğun çalılık alanlar da erozyonu önleme fonksiyonu için uygun bitki örtüsüdür. MeĢcere yapısı düģünüldüğünde, müdahale görmemiģ ormanlar için düzenlenen hasılat tablolarındaki, bonitet ve yaģlara göre verilen göğüs yüzeyleri, toprak koruma iģletme sınıfına ait meģcereler için hedef yapısal parametre olarak temel alınabilir. Yine çalılık alanlar ve hasılat tablosu olmayan ağaç türlerinin de toprağı örtme oranları (%100 ve üzeri) hedef kuruluģ göstergesi olarak belirlenebilir. Ġkinci sıradaki koruma veya hizmet fonksiyonu ne olursa olsun, meģcerelerin hedef yapısı bu iki göstergeyle kontrol altında tutulmalıdır. Diğer taraftan, ormanın yatay (konumsal) yapısı söz konusu olduğunda ise; ikinci sıradaki yan fonksiyon belirleyici olmaktadır. Farklı nitelikteki yan fonksiyonlara göre, nasıl bir yol izlenmesi gerektiğiyle ilgili ipuçları aģağıda verilmiģtir. A. Ġkinci yan fonksiyon su üretimi ise; bu alanlarda; hedef konumsal orman yapısı kararlaģtırılırken yörenin ekolojik koģulları ve doğal vejetasyon yapısı dikkate alınmalıdır. MeĢcerelerin ve diğer nitelikli alanların oluģturduğu konumsal desen erozyonu önleme fonksiyonu için önemli olmadığından, burada sadece meģcerelerin kompozisyonu dikkate alınmalıdır. Bu iģletme sınıfında intersepsiyonla tutulan yağıģ miktarını azaltmak amacıyla, hedef meģcere kompozisyonunda, daha düģük yaprak yüzey endeksine sahip meģcerelerin (kıģın yaprağını döken türlerden oluģan ya da yaģlı meģcereler) ve çalılıkların oranının fazla olmasına dikkat edilmelidir. Örneğin bu alanın, Akdeniz yöresi kızılçam orman ekosisteminde bir baraj havzasında bulunduğunu dikkate alırsak, sert yapraklı ormanların (maki vejetasyonu) oranının fazla olması uygun bir durumdur. 131

132 Bu konuda yapılmıģ araģtırmalardan yararlanarak, bu oran ihtiyaç duyulan su miktarına ve diğer hidrolojik parametrelere göre kararlaģtırılmalıdır. Sert yapraklı ormanlar aynı zamanda hem çok sayıda yaban hayvanı için uygun habitat imkanları oluģturmakta hem de birçok odun dıģı orman ürününün yetiģmesine olanak sağlamaktadır. Böylece üçüncü ve dördüncü fonksiyon da dahil edilmekte ve 6831 sayılı Orman Kanununun 26. maddesinde de hükmolunan, çok yönlü yararlanma ilkesi yerine getirilmektedir (CoĢkun, 2009). B. Ġkinci yan fonksiyon manzara güzelliği sağlama ise: Bu durumda konumsal orman yapısının iki öğesi de (hem meģcere kompozisyonu hem de bunların meydana getirdiği konumsal doku) önem kazanmaktadır. Bunlar için yörenin ekolojik koģullarının elverdiği ölçüde bir hedef orman çeģitliliği kararlaģtırılabilir. Bu amaçla, planlama birimi içinde ya da özellikleri benzer ormanlarda görsel güzellik bakımından çok beğenilen bir ormanlık manzara ya da manzaralar belirlenebilir. Ardından, bu manzaraları oluģturan orman yapısı, çeģitli arazi indeksleri kullanılarak ortaya koyulabilir. Bunun için vektör formatında meģcere tipleri haritasına ya da uygun çözünürlükte bir uydu görüntüsüne gereksinim bulunmaktadır. Arazi indeksleri olarak; Shannon Çeşitlilik İndeksi, Serpişme ve Bitişiklik İndeksi, Kenar Yoğunluğu tercih edilebilir. Böylece hedef orman yapısı sayısal bir parametre olarak ortaya koyulabilir Su Koruma ĠĢletme Sınıfı: Su üretimi ile göğüs yüzeyi arasında ters bir iliģki olduğu bilinmektedir (KeleĢ, 2003). Yapılan çok sayıda araģtırmada, özellikle doğal yaģlı ormanların gençleģtirilerek yerine sık meģcerelerin getirilmesi ve benzer Ģekilde yapraklı ağaç türlerinden oluģan ormanların odun üretimi amacıyla iğne yapraklı ormanlara dönüģtürülmesi sonucunda, su üretiminde çok önemli düģüģlerin meydana geldiği belirtilmiģtir. Bu durumda genç meģcerelerin biraz daha seyrek yapıda olması gerekmektedir. Yine su üretimi açısından elveriģli olan meģcerelerin (düģük yaprak yüzey indeksine sahip kıģın yaprağını döken ağaç türlerinin meydana getirdiği meģcereler, yaģlı meģcereler 132

133 ve sert yapraklı ormanlar) yapısal kompozisyonundaki payı bu iģletme sınıflarında daha fazla olmalıdır. Bu iģletme sınıfında, ikici sıradaki yan fonksiyona göre, hedef orman yapısının nasıl olması gerektiği aģağıda değerlendirilmiģtir. A. Ġkinci yan fonksiyon erozyonu önleme ise; Bu Ģekilde belirlenen amaç kombinasyonundan, su üretiminin çok önemli olduğu ve erozyon tehlikesinin ise, birinci amacın toprak koruma olduğu alanlara oranla daha düģük olduğu anlaģılmaktadır. Bu yüzden, buradaki meģcerelerin göğüs yüzeyi hasılat tablosundaki göğüs yüzeyinden bir miktar daha aģağıda olabilir. Burada su üretiminin öne çıkmıģ olması ve daha az da olsa erozyon riskinin bulunması, hedeflenen arazi kompozisyonunun çoğunlukla çalı ve yaprağını döken ağaç türlerinden oluģan meģcerelerden ve çok yaģlı meģcerelerden oluģması daha uygun olacaktır. Sonuç olarak, su üretimine olan talep miktarı, yıllık ortalama yağıģ miktarı ve diğer hidrolojik parametrelere göre, meģcerelerin kompozisyonuna karar verilmelidir. B. Ġkinci yan fonksiyon manzara güzelliği sağlama ise: Bu alanlarda erozyon riski olmadığından ya da çok düģük olduğundan, meģcerelerin göğüs yüzeyleri yukarıdaki alanlardan daha düģük olabilir. Ancak, göğüs yüzeyinin, toprağın yabanlaģmasına yol açmayacak sınırın üstünde olması gerekmektedir. Yukarıda anlatılan, birinci amacın erozyonu önleme, ikinci amacın estetik etkiyi arttırma olduğu alanlardaki gibi, bir yol izlenerek, hedef orman yapısı ortaya koyulmalıdır. Ancak, farklı bir durum olarak burada, düģük yaprak yüzeyi indeksine sahip meģcerelerin oranının daha fazla olması uygun görülmektedir. Yukarıda verilen örneklerde görüldüğü gibi, koruma ve hizmet amaçlı iģletme sınıflarında yaģlı meģcereler birinci ve ikinci fonksiyonun da hizmet ve koruma olduğu iģletme sınıflarında çok büyük önem taģımaktadır. Ülkemizdeki plan ünitelerinde yaģlı meģcerelere çoğunlukla rastlanmaktadır. GeçmiĢte odun üretimi açısından olumsuz olarak değerlendirilen bu tablo (Eraslan, 1982), bugün ise hem ekosistemin sağlığı ve dengesi hem de birçok orman değeri için tercih edilmektedir. Ormanlarımızdaki yaģlı meģcereler tam anlamıyla doğal yaģlı orman tanımına girmemektedir. Çünkü doğal yaģlı ormanların önemli bir göstergesi olan kalın odun enkazı bizim ormanlarımızda çok azdır. 133

134 Bu sebeple, mevcut yaģlı ormanların korunması gerektiği, buralarda böcek ve mantar afetleri ile mücadele dıģında hiçbir silvikültürel uygulamanın yapılmayarak, kalın odun enkazı birikiminin sağlanmasının uygun olacağı düģünülmektedir. Bunun yanında, planlama birimindeki genç meģcerelerin de (yörenin doğal türü olması koģuluyla) doğal haline terk edilmesi, yerinde bir uygulama olacaktır. ġekil 1 de görüldüğü gibi, doğal yaģlı ormanların su üretimi açısından çok ideal olduğu söylenebilir. Vertessy vd. (2001) tarafından yapılan bir çalıģmaya ait bu grafikte meģcerenin ileriki yaģlarında su üretiminin arttığı görülmektedir. Dikkat edilirse yaģ arası su üretiminin en aza indiği yıllardır. Bu çalıģma diģbudak meģcerelerinde gerçekleģtirilmiģtir. Ancak grafikte görülen iliģkinin çoğu ağaç türünde de benzer olacağı söylenebilir. Bu sebeple, örneğin kızılçam gibi yoğun iģletmeciliğin yapıldığı ormanlarda, su üretimi fonksiyonuna ayrılan alanlardaki b ve bc (ağaçlandırma ve doğal gençleģtirme sonucu kurulan ve yaģları 20 ile 40 arasında değiģen) çağındaki meģcerelerin göğüs yüzeylerinin azaltılması gerekmektedir. ġekil 1. DiĢbudak meģcerelerinden oluģan bir su tutma havzasında, yıllık ortalama su üretiminin meģcere yaģına bağlı olarak değiģimi (Vertessy vd den değiģtirilmiģtir). 134

135 Su üretiminin yanında, doğal yaģlı ormanlar, sahip oldukları yapısal çeģitlilikten (Büyük ağaçlar, katlılık, kalın ölü örtü tabakası, çalı tabakası, kalın odun enkazı vs.) ötürü; erozyonu önleme, estetik, karbon tutma, biyolojik çeģitliliği zenginleģtirme bakımından da uygun görülmektedir. Sonuç olarak koruma ve hizmet ile odun dıģı orman ürünlerinin amaç kombinasyonunu oluģturduğu alanlarda, birçok orman değerini eniyilediğinden, doğal yaģlı ormanlarının korunması ve miktarının artırılması pratik bir çözüm olarak karģımıza çıkmaktadır. ġekil 2 de Batı Akdeniz yöresindeki bir kızılçam ormanında değiģik amaç kombinasyonlarına göre hedef orman yapısının nasıl değiģeceği gösterilmiģtir. ġekil 2. Bir Kızılçam orman ekosisteminde amaç kuruluģların orman fonksiyonuna göre değiģmesi (Çz: Kızılçam, GY: GeniĢ yapraklı türleri göstermektedir). 135

136 4. SONUÇ Bu bildiride, bugün yürürlükte olan planlama yaklaģımının geliģtirilmesine yönelik olarak bazı önerilerde bulunulmuģtur. Burada tavsiye edilen yaklaģımların bilimsel çalıģmalarla desteklenmesi gerekliliği açıktır. Ancak, bu sürecin tamamlanması zaman alacaktır. Bu nedenle, düzenlenen amenajman planlarının standardını yükseltmek için, bir takım pratik uygulamalara ihtiyaç vardır. Çünkü süresi biten amenajman planlarının çoğu, zamanında yenilenememekte ve uygulamalar avans raporlarıyla götürülmektedir. Bunun anlamı, orman kaynaklarından faydalanmanın plansız yapılmasıdır. Bu meslek kamuoyu tarafından çok eleģtirilen bir durumdur. Dolayısıyla, konunun uzmanlarının yeni bir planlama yaklaģımları geliģtirme çalıģmalarının yanı sıra, tecrübelerine dayanarak bugünkü sorunlara da acil çözüm üretmeleri gerekmektedir. Yukarıdaki önerileri özetlemek gerekirse, planlamacıları doğrudan ilgilendiren üç önemli konu öne çıkmaktadır. Bunlar; 1- Fonksiyon önceliklerinin yani iģletme amaçlarının isabetli olarak belirlenmesi ETFOP sisteminin en önemli aģamasıdır. Bu iģin katılımcı yaklaģımla ve çok kriterli karar verme teknikleri kullanarak yapılması, en öncelikli konudur. 2. ETFOP sistemine göre düzenlenen yeni planlara bakıldığında, orman ekosisteminin sağlığının ve bütünlüğünün korunmasına yönelik tedbirlerin öngörülmediği anlaģılmaktadır. Oysa ETFOP sisteminde her ne kadar ürün ve hizmet akıģının sürekliliğini güvence altına almak amaçlanmakta ise de, orman ekosisteminin sağlığının, bütünlüğünün ve dengesinin korunmasına yönelik uygulamalara da izin verebilir niteliktedir. Çünkü hedeflenen orman değerleri, ancak sağlıklı bir orman ekosisteminde üretilebilir. Bu amaçla uygun yöntemler geliģtirilerek, bir izleme sistemi kurulması önem taģımaktadır. Dolayısıyla, üzerinde durulması gereken diğer bir konu, öngörülen silvikültürel uygulamaların ormanın konumsal yapısı (meģcerelerin kompozisyonu ve coğrafi dağılım deseni) ve meģcere yapısı üzerindeki etkilerinin de uzun dönemli olarak ortaya koyulmasıdır. Buna dayanarak da, planlama dönemi için orman 136

137 ekosisteminin bütünlüğü, sağlığı ve çeģitliliğini korumaya yönelik alınacak tedbirlerin belirlenmesidir. Etkili bir izleme sistemi ve doğal dengeyi korumaya ve iyileģtirmeye yönelik önlemlerin plana yansıtılması, ETFOP DA uluslararası standartları yakalamamıza çok büyük katkı sağlayacağı düģünülmektedir. 3. Orman fonksiyonlarının değiģik kombinasyonlarını eniyileyen hedef (normal) orman yapılarının belirlenmesi çok önemlidir. Çünkü silvikültürel uygulamalar bu yapıya ulaģmaya yönelik yapılacaktır. Özellikle koruma ve hizmet fonksiyonu görecek ormanlarda, doğal yaģlı ormanların korunması ve miktarının artırılması gerekmektedir. ETFOP sistemi, konunun uzmanlarınca ülkemizin sosyoekonomik durumu, orman ekosistemlerimizin ekolojik koģulları ve ormancılık teģkilatının yapısı dikkate alınarak geliģtirilmiģtir. Yukarıdaki öneriler yerine getirildiğinde bu sistem, 1992 yılında Rio da gerçekleģtirilen BirleĢmiĢ Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı ve ardından gelen bir dizi uluslararası anlaģma ve süreçte kararlaģtırılan Sürdürülebilir Orman ĠĢletmeciliği (SOĠ) ilgili küresel ölçütleri de kolaylıkla karģılayacak özelliktedir. Örneğin, doğal yaģlı orman alanlarının artırılması, yaban hayatı habitatlarının iyileģtirilmesi, ekosistem çeģitliliğinin artırılması gibi özelliklerinden dolayı; Biyolojik çeģitliliğin korunması ve bu korumanın ölçülebilir kriterlere göre iyileģtirilmesi kriterini sağladığını söylemek yanlıģ olmayacaktır. Doğal gençleģtirme yöntemlerinin ağırlıkta olması, erozyon riski olan alanlarda küçük sahalarda üretime izin vermesi ya da üretimin tamamen kısıtlaması, konumsal orman yapısının izlenmesini öngörmesi gibi uygulamalarından ötürü; orman ekosistemlerinin üretim yeteneklerinin ve sağlığının korunması ilkelerini çoğunlukla gözettiği söylenebilir. Ülkemizin ormanlarının dağlık bölgelerde bulunması, ETFOP sisteminde özellikle su ve toprak koruma fonksiyonlarını öne çıkarmaktadır. Bu alanlarda önerilen uygulamaların; Toprak ve su kaynaklarının korunması kriterini karģıladığı düģünülmektedir. Planlamanın, paydaģ görüģleri dikkate alınarak yapılması, çok yönlü faydalanma ilkesinin benimsenmesi, geleneksel ormancılık uygulamalarında elde edilen gelirlerin yanı sıra, odun dıģı orman ürünleri sunan sahaların artırılarak yöre insanlarına yeni gelir 137

138 imkanları sunulması; ETFOP nın ormanların sosyo-ekonomik iģlevlerinin korunması kriterinin yerine getirilmesini sağlamaktadır. Sonuç olarak, ülke ormancılığının temeli olan amenajman planlarının daha tutarlı bir yapıya kavuģması ve belirsizliklerin giderilmesinde, ilgili ormancılık bilim dallarının yeni planlama sistemimizi geliģtirmeye yönelik araģtırmalara ağırlık vermesi, orman kaynaklarımızın daha etkili olarak iģletilmesine imkân sağlayacaktır. KAYNAKLAR [1] Asan, Ü., Özdemir, Ġ., Turizm merkezleri civarındaki ormanların amenajman sorunları ve planlanma ilkeleri, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri: A, 1 (2005), [2] Asan, Ü., YeĢil, A., Destan, S., Özdemir, Ġ., Zengin, H., Sürdürülebilir Orman ĠĢletmeciliğinin GerçekleĢtirilmesinde Fonksiyonel Planlanın Yeri ve Önemi, Türk Ormancılığında, Uluslararası Süreçte Acilen Eyleme DönüĢtürülmesi Gereken Konular, Mevzuat ve Yapılanmaya Yansımaları Sempozyumu, Antalya, Aralık [3] Asan, Ü.,. The new planning approach and criteria used for sustainable forest management in Turkey, IUFRO: Research Series, Forestry and Environmental Change: Socioeconomic and Political Dimensions, Editors: Innes, J. L., Hickey, G. M., Hoen, H. F., ISBN: , , [4] Baskent, E.Z., Jordan, G.A., Characterizing Spatial Structure of Forest Landscapes, Canadian Journal of Forest Research-Revue Comedienne De Recherche Forestiere, 25 (1995), [5] BaĢkent, E.Z., Ekosistem Amenajmanı ve Biyolojik ÇeĢitlilik - Ecosystem management and biodiversity, Turkish Journal of Agriculture and Forestry, 24 (1999), [6] BaĢkent, E.Z.,. Yöneylem AraĢtırması, Modelleme ve Doğal Kaynak Uygulamaları, KTÜ Orman Fakültesi, Genel Yayın No: 218, Fakülte Yayın No: 36, Trabzon, [7] CoĢkun, A.A., Orman amenajman planlarının hukuki niteliği, Bartın Orman Fakültesi Dergisi, I.Ulusal Batı Karadeniz Ormancılık Kongresi Bildiriler Kitabı, Özel Sayı, 1 (2009), [8] Diaz-Balterio, L., Romero, C., "Modelling timber harvest scheduling problems with multiple criteria: An application in Spain," Forest Science, 44 (1998),

139 [9] Diaz-Balterio, L., Romero, C., Weintraub, A., Bjorndal, T., Epstein, R. and Romero, C., "Multiple criteria decision making in forest planning: Recent results and current challenges," Management of Natural Resources: A Handbook of Operations Research Models, Algorithms and Implementations, Kluwer Academic Publishers, [10] Eraslan, Ġ., Orman Amenajmanı, I.Ü. Orman Fakültesi Yayın No: 3010/318, Ġstanbul, [11] Gül, A.U., Yararlanmanın Düzenlenmesinde Yöneylem Arastırması Yöntemlerinin Kullanım Olanakları, Turkish. Journal of Agriculture and Forestry, 22 (1998), [12] Kangas, J., Kangas, A.,. Multiple criteria decision support in forest management the approach, methods applied, and experiences gained, Forest Ecology and Management, 207 (2005), [13] Kangas, A., Kangas J., Kurttila, M.,. Decision support for forest management, Managing Forest Ecosystems, vol. 16, Springer, [14] Kuhn, M.,. Introduction to Decision Support Software, Adelphi Research ggmbh, Berlin, [15] Karahalil U., Toprak Koruma ve Odun Üretimi Fonksiyonlarının Doğrusal Programlama ile Modellenmesi, Yüksek Lisans Tezi, K.T.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, [16] Karahalil, U., KeleĢ, S., BaĢkent E. Z., Köse, S.,. Integrating soil conservation, water production and timber production values in forest management planning using linear programming, African Journal of Agricultural Research, 4 (2009), [17] KeleĢ S.. Ormanların su ve odun üretimi fonksiyonlarının doğrusal programlama tekniği ile optimizasyonu (Karanlıkdere Planlama Birimi Örneği), Yüksek Lisans Tezi, K.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü, [18] KeleĢ, S., Yolasığmaz H.A, BaĢkent E.Z.,. Long-Term Modelling and Analyzing of Some Important Forest Ecosystem Values with Linear Programming, Fresenius Environmental Bulletin. 16 (2007),

140 [19] Mendoza, G.A., Martins, H.,. Multi-criteria decision analysis in natural resource management: A critical review of methods and new modelling paradigms, Forest Ecology and Management 230 (2006), [20] Rauscher, M.H. Lloyd T.F., David L. Loftis, Mark Twery J., A practical decision-analysis process for forest ecosystem management, Computers and Electronics in Agriculture 27 (2000), [21] Strager M.P., Rosenberger, R.S., Incorporating stakeholder preferences for land conservation: weights and measures in spatial MCA, Ecological Economics 58 (2006), [22] Vertessy, R.A., Watson, F., O'Sullivan, S.K.,. Factors determining relations between stand age and catchment water balance in mountain ash forests, Forest Ecology and Management 143 (2001), [23] Yongshen,L., Di, W., Jie, L.,. Optimum stand density of Chinese pine forests in Taihang limestone mountains, Shanxi Province, 10 (1999),

141 FONKSĠYONEL ORMANCILIK ĠÇĠN PEYZAJ YAKLAġIMI BĠLĠMSEL VE POLĠTĠK BOYUT Cumhur Güngöroğlu, Batı Akdeniz Ormancılık AraĢtırma Müdürlüğü ÖZET Peyzajın sürdürülebilir orman yönetimi (SOY) nin sağlanmasında ki önemine bilimsel araģtırmalar ve Avrupa çapında ki politik yaklaģımlarda sıkça rastlanmaktadır. Peyzajın SOY içindeki yeri sadece estetik ve rekreasyon fonksiyonu ile sınırlı değildir. Peyzaj çeģitliliği artık biyolojik çeģitlilik içerisinde kabul edilmektedir. Peyzajın insan ve doğa için sağladığı fonksiyonlar çeģitli kriterlerle ölçülebilmektedir. Peyzaj bu yönden de sürdürülebilir arazi kullanımıyla doğrudan iliģkilendirilmektedir. Peyzajın insan ve doğa için sağladığı fonksiyonların SOY içerisine entegrasyonu son 20 yıllık Avrupa politiği düzeyinde de ilgi çekmektedir. Avrupa Orman Bakanları Konferansları (AOBK) ve Avrupa Çevre Bakanları Konferans (AÇBK) kararlarının geliģimi bu bakımdan dikkat çekicidir. ABSTRACT The landscape in sustainable forest management becomes as an important approach both in scientific researches and also in policies of Europe. The position of landscape approach in sustainable forest management is not restricted only by aesthetics and recreation. Landscape diversity is accepted as a part of biological diversity. Today the goods and services of landscape for the people and nature can be measured on the basis of several criterions. Landscape could be related to sustainable land use from this point of view. The integration of landscape functions into the sustainable forest management has been interested by European political decisions since 1990s. Especially the developing decisions of the Ministerial Conference on the Protection of Forests in Europe (MCPFE) and the Ministerial Processes Environment for Europe (EfE) are noticeable. 141

142 1. GĠRĠġ Ormancılıkta çok fonksiyonlu iģletmeciliğin giderek önem kazanmasıyla, odun üretimi amaçlı geleneksel ormancılık anlayıģının yanında ormanın sağladığı diğer fonksiyonların yönetim amaçlarına entegre edilmesi gerekmiģtir. Peyzaj ve onun bir denge halinde insan ve doğa için sağladığı değerler, ormancılıkta çok fonksiyonlu iģletmecilik yaklaģımına önemli katkılarda bulunmaktadır [1] [2] [3]. Peyzajın ormancılık yönetiminde dizaynını, envanterini veya modellemesini temel alan çok sayıda çalıģmalar bulunmaktadır [4] [5] [6] [7]. Bunun yanında orman peyzajının fonksiyonlarını ormancılık yönetimine entegre eden çalıģmalarda bulunmaktadır [1] [8] BM Rio konferansıyla baģlayan süreçte geliģmeye baģlayan biyolojik çeģitlilik ve sürdürülebilirlik kavramlarının daha sonra AOBK kararlarıyla Tüm-Avrupa boyutunda SOY un geliģmesine altlık olarak kullanılmıģtır. Bu çalıģmayla peyzajın SOY kapsamında taģıdığı önem bilimsel altlık ve Avrupa politikaları açısından irdelenecektir. 2. BĠLĠMSEL ALTLIK OLARAK PEYZAJIN SOY ĠÇĠN ÖNEMĠ 2.1 Peyzaj Ekolojisi Peyzaj üniteleri veya birimleri peyzaj parçalarının (yama) 1 alansal mozaiğinden oluģmaktadır. Bu peyzaj parçalarının oluģmasına abiyotik faktörler, vejetasyon ve arazi kullanımına dayalı özellikler esas olarak sebep gösterilmektedir [9]. Bu özellikler belli bir ölçekte sahip oldukları değerlerle ekolojik olarak homojen alanları oluģturmaktadır [10]. Bunlar peyzaj ekolojisinin temel bileģenleri olarak kabul edilmektedir [11]. Bunların bir mozaik olarak bir alanda oluģturdukları desenlerin arasında ki iliģkilerin peyzaj ekolojisi açısından incelenmesi önemlidir [12]. Bu iliģkilerin oluģmasında peyzaj parçalarının sahip olduğu 1 Buradaki peyzaj parçaları terimi Ġngilizce kökenli literatürde ki patch ile aynı anlamda kullanılmıģtır. Ülkemizde patch terimi leke veya yama olarak kullanılmakta olup, bu ve benzeri terimlerin Türkçe karģılığında bir birliktelik bulunmamakta olup, bu sorunun giderilmesi, 2007 yılında APS yi temel alan ve peyzaj mimarları odasınca düzenlenen Avrupa Peyzaj SözleĢmesi nin Uygulanması Yolunda Türkiye konulu uluslar arası katılımlı toplantının sonuç bildirgesinde bir madde olarak yer almıģtır. 142

143 yapısal özellikler, bu yapısal özelliklerin homojen bütünlüğünü oluģturan ölçek büyüklüğü ve peyzaj parçalarının alan büyüklüğü önemli rol oynamaktadırlar [13]. Bu iliģki aģağıdaki Ģekilde ifade edilmeye çalıģılmıģtır. ġekil 1: DeğiĢik ölçeklerde mekansal desenlerin ölçek ve alan büyüklüğüne bağlı oluģumu Bu gruba zaman faktörü eklendiğinde peyzaj fonksiyonlarının dinamiğinden ayrıca bahsedilmesi gerekmektedir [14]. Peyzaj ekolojisi, peyzaja ait ekosistemlerin oluģturduğu mekansal desenlerinin büyük alan ölçeği ve ekolojik etkileri üzerinde durmakta ve bunların önemine aģağıdaki konularla dikkat çekmektedir [14]: - Alansal heterojenliğin geliģimi ve dinamikleri, - Heterojen peyzajlar arasında değiģimler ve karģılıklı etkileģimler - Alansal heterojenliğin biyotik ve abiyotik süreçler üzerindeki etkisi - Alansal heterojenliğin yönetimi. 143

144 2.2. Peyzajın Sağladığı Fonksiyonlar Bir peyzaj tipinin insan için oluģturduğu değiģik fonksiyonları bulunmakta ve bunlar karģılıklı olarak birbirlerini etkilemektedirler. Örneğin görsel olarak birbirinden kolayca ayrılan peyzaj tipleri yapısal özellikleri bakımından farklı ekolojik fonksiyonları da ortaya koyabilmektedir [15]. Peyzajın fonksiyonlarını analiz eden ve değerlendiren çeģitli çalıģmalar literatürde mevcuttur [16] [17] [18]. Bunlar genelde üretim, ekolojik düzenleyici, yaģam alanı ve bilgi fonksiyonu baģlıklarında gruplandırılmıģlardır [18] [19]. Üretim için verilen baģlıca fonksiyonlar, bitkisel biyomas, su alanları, fosil yakacaklar, bazı ekolojik düzenleyici fonksiyonlar olarak toprağın erozyondan ve kuraklıktan korunması, taban suyu oluģumu, habitat fonksiyonu olup, yaģam alanı fonksiyonlarına ise estetik, tarihsel miras alanları, dinlenme ve biyoklimatik fonksiyonlar örnek olarak verilebilmektedir [19] [20]. Diğer yandan peyzaj ünitesi adı verilen ve peyzaj parçalarının üst bölgesi kabul edilen, daha heterojen olan bu parçaların oluģturulması ve bunların sahip oldukları fonksiyonların tanımlanıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun için modellemeler Ģeklinde değiģik yaklaģımlar ortaya konulmaktadır [21]. Bu modellemelerde fonksiyonları tanımlayan değiģik kriterler, indikatörler ve indisler ortaya konulmaktadır [22]. Bir peyzaj ünitesinin sahip olduğu fonksiyonlar karģılıklı olarak değiģik amaçlar için değerlendirilebilmektedir [19] [21]. Sürdürülebilir peyzaj planlamalarında arazi kullanımlarının çatıģmasının tespitine yönelik olarak peyzaj fonksiyonlarının analizi ve değerlendirmeleri yapılmaktadır [18]. Klasik peyzaj ekolojisinde sadece peyzaj deseni ve süreç iliģkisi temel alınmaktayken, sürdürülebilirlik kavramının geliģmesiyle beraber bunlara insanın peyzaj hizmetlerini sağlayan değerlerde eklenmiģtir. Peyzaj ekolojisi bu Ģekilde sürdürülebilir peyzaj geliģiminin bilimsel bir altlığını oluģturmuģtur [23]. 144

145 ġekil 2: Peyzaj ekolojisinin sürdürülebilir peyzaj geliģimindeki yeri [ Peyzaj ın Sürdürülebilir Ormancılık Yönetimine Entegrasyonu Peyzajın sürdürülebilir orman yönetimine entegrasyonunda onun SOY kriter ve göstergeleri bakımından analizi ve değerlendirilmesi önemli rol oynamaktadır. Peyzajın kendi disiplininde oluģturduğu peyzaj planlaması ve yönetiminin tespiti, analizi ve değerlendirmesinde kullanılan kriter ve göstergeler mevcuttur. Bunların sürdürülebilir ormancılık planlama ve yönetimlerine entegrasyonu çok fonksiyonlu ormancılığın gerçekleģmesine önemli katkılar sağlayabilecek düzeydedir. Peyzaj analizi ve planlanmasına dayalı çalıģmalarda uzaktan algılama ve CBS teknik ve yöntemleri önemli altlıkları oluģturmaktadır [24]. Günümüzde peyzaj tiplerinin yapısını oluģturan karakteristik özelliklerin uzaktan algılama ve CBS ile tespiti, analizi ve değerlendirmesi yapılabilmektedir. Bu sayede peyzaj tipleri ve 145

146 bunların sahip olduğu yapısal özelliklere dayalı fonksiyonların tespiti, analizi ve değerlendirmesi de rahatlıkla ortaya konulmaktadır [25] [26] [27]. Bu bir plan ünitesine ait sürdürülebilir ormancılık yönetimi kararlarının alınmasında peyzaja ait yapısal ve fonksiyonel özelliklerin kullanılabilmesini mümkün kılmaktadır. Sürdürülebilir orman yönetimin planlanmasında CBS tabanlı görüntü sınıflandırma teknik ve yöntemlerinin kullanılması, meģçerelerin peyzaj analiz ve değerlendirmelerinin de aynı alansal boyutta yapılmasını sağlamaktadır. Bu meģçerelere ait peyzaj analizlerinin sürdürülebilir orman yönetimi planlamasına ait veri tabanı içerisinde kullanılabilirliğini arttırmaktadır Biyolojik çeģitliliğin korunması Peyzaja ait homojen yapıdaki parçalar ve bunlar arasındaki ağların değiģik alan ölçeklerinde oluģturduğu matrislerin farklı tür, ekosistem, süreç ve peyzaj çeģitliliğinin korunmasında önemli etkileri olduğu artık bilinmektedir [28]. Bunlardan özellikle peyzaj çeģitliliğinde oluģan peyzaj deseni analizi ve ölçek büyüklüğünün, türhabitat iliģkisi kapsamında türlerin yayılıģı üzerindeki etkisi Ģekil 3 de ifade edilmeye çalıģılmıģtır. Peyzajın SOY planlamasının biyolojik çeģitlilik envanterine uyumu bu kapsamda dikkat çekicidir. 146

147 ġekil 3: Peyzaj desenlerinin tür-habitat iliģkisindeki rolü Peyzajın doğal ve kültürel ekosistemleri bir arada bulunduran desenlerinin bir birleri arasındaki yapı, form, Ģekil, büyüklük, dağılım metrikleri biyolojik çeģitliliğinin korunmasında ve yine peyzajın biyolojik çeģitliliğe yönelik fonksiyon değerlerinin belirlenmesinde kullanılmaktadır [24]. Biyolojik çeģitlilik yönetiminin oluģturulmasında kullanılan bu metriklerin doğrudan orman envanteri çalıģmalarından elde edilmesi de mümkün görülmektedir [29]. Sürdürülebilir orman yönetiminin peyzaj düzeyindeki biyolojik çeģitlilik göstergeleri meģçereye ait strüktürsel bütünlüğü, bitki tür kompozisyonuna, diğer meģçerelerle bağlanabilirliğine ve heterojenliğine ait olmakla birlikte [30], peyzajı sadece meģcere ölçeği boyutunda görmek peyzajın sürdürülebilir orman yönetiminde analizi ve dizaynının yapılabilmesinde önemli eksikliklere sebep olabilmektedir [31]. Burada önemli olan plan ünitesinin ait olduğu ĠĢletme ġefliği ve ĠĢletme Müdürlüğü ne ait orman peyzajı desenlerinde farklı ölçekte ortaya çıkan strüktür, fonksiyon ve değiģimlere ait özelliklerin de 147

148 planlamaya yansıtılması gerekmektedir. Bu daha geniģ bir coğrafyaya yayılan peyzajlara ait ekosistemlerin oluģturduğu desenlerin birbirleriyle olan iliģkilerine dayalı bir planlama yaklaģımını ortaya çıkarmaktadır Rekreasyon ve Estetik Rekreasyon artık günümüzde bir arazi kullanım formu olarak artan bir öneme sahiptir. Peyzaj ile rekreasyon arasındaki en önemli iliģki rekreasyonel kaynaklarda ortaya çıkmaktadır [32]. Ġnsanların rekreasyon amaçlı hareketlerini belirlemede rekreasyon tipi ve bunu sağlayan rekreasyon kaynağı önemli yer tutmaktadır. Rekreasyon faaliyetleriyle peyzaj arasındaki en önemli çatıģma, kaynakların rekreasyonel amaçlı kullanımı ile ekolojik veya kültürel amaçlı korunmasında ön plana çıkmaktadır. Bu özellikle bir peyzaj tipinin hem rekreasyon hem de doğa koruma amaçlı yüksek değere sahip olmasında ortaya çıkabilmektedir [15]. Burada önemli olan rekreasyonel faaliyetlerle peyzaj ve doğanın korunmasının optimal olarak kombine edilmesidir [32]. Bu durum özellikle ekonomik kalkınması az olan yöreler için daha önemli görünmektedir. Peyzajın rekreasyon amaçlı tespit ve analizinde bazı konuların temel olarak ele alınması gerekmektedir. Bunlar mevcut peyzajın rekreasyon potansiyeli, fiziksel Ģartların uygunluğu, eriģebilirlik ve manzara güzelliğine dayalı çekiciliğidir [32]. Bunların bir arada bulunmasıyla rekreasyon uygunluğuna dayalı bir kullanımından bahsetmek doğrudur (Ģekil 2). 148

149 Fiziksel Uygunluk Rekreasyon Manzara Güzelliği EriĢebilirlik ġekil 2: Rekreasyon uygunluğunu tespitindeki için temel üç etken [32] Toplumun ormanlara olan algısı ve onun önemli bir parçası olan rekreasyonun çok fonksiyonlu ormancılık yönetiminde öneminin giderek artması orman estetiği kavramının kullanılmasını da beraberinde getirmektedir. Bu kavramla birlikte manzara güzelliğinin tespiti, analizi ve değerlendirmesi çalıģmaları ön plana çıkmaktadır [33]. Orman estetiğinin ölçülmesine yönelik değiģik yöntemler kullanılmaktadır. Bunlardan bir tanesi belirli bir Ģekilde seçilmiģ (doğal ya da silvikültürel bakım Ģekli ve Ģiddetine göre) manzara fotoğraflarının anket yoluyla ziyaretçiler tarafından değerlendirilmesidir [33]. Bununla veya bu yöntemden ayrı olarak kullanılan belli sayı ve tipteki ziyaretçilerin sahada manzaraları doğrudan görerek yerinde değerlendirmeleridir [34]. Diğer bir yöntem ise uzmanlar tarafından belirlenmiģ kriterlere dayanılan değerlendirmedir [35]. Orman estetiğinin ölçülmesinde kullanılan baģlıca göstergeler orman meģcerelerinin yapısal özelliklerine dayalıdır. Bunlar meģcerelerin ağaç türlerinin çeģitliliği, dağılımı, yaģlılığı, tabakalılığı, katlılığı, görünebilen derinliği, komģu meģcerelerle karģıtlığı vb. olarak sıralanabilmektedir [34]. 149

150 3. AVRUPA POLĠTĠĞĠNDE PEYZAJIN SOY ĠÇĠN ÖNEMĠ SOY un geliģiminde Rio Zirvesi ardından Avrupa Konseyi çerçevesinde baģlayan AOBK ları önemli yer tutmaktadır. AOBK larının yanında aynı dönemlerde gerçekleģtirilen Avrupa Çevre Bakanları Konferansları (AÇBK) da SOY un Ģekillenmesinde önemli yere sahip olmuģtur. Bu iki oluģumun kronolojik olarak incelenmesi SOY un Avrupa Politiği boyutunda anlaģılmasını daha iyi sağlayacaktır. AÇBK 1995 Sofya Konferansı nda alınan bir kararla Tüm-Avrupa Biyolojik ve Peyzaj ÇeĢitliliği Stratejisi nin uygulamaya geçirilmesini ve bunun için AOBK ile ortak çalıģma gruplarının kurulmasını deklare edilmiģtir. Bunun sonuncunda öncelikle ve daha sonra bu dönemi için Avrupa Biyolojik ve Peyzaj ÇeĢitliliği Stratejisi nin uygulamaya geçirilmesine karar verilmiģtir. Bu arada 1998 yılı AOBK Lizbon konferansında Avrupa Düzeyinde ki SOY Kriterlerini temel alan kararlar alınmıģtır. Tüm Avrupa Çapı için ilan edilmiģ olan bu kararlara 2003 AOBK Viyana konferansında 4 yeni karar eklenmiģtir. Bu ek kararlardan iki tanesi bu çalıģmanın amacı bakımından incelenmesi gerekmektedir. Bunlardan ilki 3. Avrupa da Sürdürülebilir Orman Yönetimi için Sosyal ve Kültürel Taleplerin Korunması ve Güçlendirilmesi dir. Bu kararın alt baģlıklarından iki tanesinde peyzaja iliģkin doğrudan bir değerlendirme yer almaktadır: 3.1- Ġnsan ve orman arasındaki iliģkinin odun, odun dıģı hizmet ve ürünlerin kullanımına bağlı olduğu bilincinde, sürdürülebilir ormancılığın sosyal ve kültürel boyutlarının ormanla ilgili peyzajlarda, tarihsel alanlar ve anıtlarda, sanatsal, geleneksel veya dil bilimine ait bilgi, değer, tecrübe ve geleneksel uygulamalarda yansıtıldığının farkına varmak Sürdürülebilir orman yönetiminde peyzajların, biyolojik çeģitliliğin korunması ve bunun yanı sıra doğal afetlere karģı korunma için peyzajın çekiciliğinin devam ettirilmesi ve yükseltilmesi buna kültürel peyzajın geleneksel unsurlarının arttırılması ve muhafazası dahil edilerek geleneksel bilgi ve tecrübelere olan farkındalığın desteklenmesi. 150

151 Diğer 4. karar Avrupa da Ormanların Biyolojik ÇeĢitliliğinin Korunması ve GeliĢtirilmesi dir. Bu kararın 1. ekinde ki ayrıntılı açıklamada Tüm-Avrupa Biyolojik ve Peyzaj ÇeĢitliliği Stratejisi nin AOBK ve AÇBK lar arasında bir ortak çalıģma programı olduğu vurgulanmakta, orman biyolojik çeģitliliğinin uluslar arası ve Avrupa boyutundaki anlaģmalarla ortaya çıkan önemi, ortak çalıģma alanları, çalıģma yöntemleri ve iģbirliği konuları vurgulanmaktadır. Yine bu AOBK Viyana Konferansının 4.kararının 2.ekinde AOBK Avrupa Korunan ve Koruyucu Ormanlar ve Diğer Odunsu Alanları Ġçin Kılavuzluk Değerlendirmesi yer almaktadır. Bu kararda Avrupa Korunan ve Koruyucu Ormanlar ve Diğer Odunsu Alanları Ġçin genel prensipler, yapısal özellikler ve sınıfların tanımlanması verilmiģtir. Bu alanların yapısal özellikleri baģlığı altında AOBK sınıfları ile Avrupa Çevre Ajansı ve Dünya Korunan Alanlar Birliği nin (IUCN) kategorileri karģılaģtırılmıģtır. AOBK Avrupa Korunan ve Koruyucu Ormanlar ve Diğer Odunsu Alanları na ait sınıflar aģağıda gösterilmektedir: 1. Esas Yönetim Amacı Biyolojik ÇeĢitlilik 1.1: Aktif Müdahale GörmemiĢ 1.2 En Az Müdahale GörmüĢ 1.3: Aktif Yönetimle Korunan 2. Esas Yönetim Amacı Peyzajların ve Özellikli Tabiat Parçalarının Korunması 3. Esas Yönetim Amacı Koruyucu Fonksiyon Bu sınıflardan 2. sinin sınıf tanımlarının içeriğide aģağıda verilmektedir: - Müdahaleler açık bir Ģekilde peyzaj çeģitliliğini, kültürel, estetik, dinsel ve tarihi değerleri, rekreasyon, özellikli tabiat parçalarının yönetim amaçlarını gerçekleģtirmeye yöneliktir. - Orman Kaynaklarının Kullanımı sınırlandırılmıģtır. - Tamamıyla uzun dönemli bir taahhüt ve belirgin bir statüyle, özel koruma amaçlı yönetim Ģekli olarak, mevcut sınırlandırılmıģ bir alanın tanımlanmasıdır. - Peyzaj ve/veya özellikli tabiat parçalarını karakteristiklerine negatif etki eden faaliyetler yukarıda belirtilen koruma alanında engellenmektedir. AOBK larında alınan bu kararda orman biyolojik çeģitliliğinin peyzaj düzeyindeki yüksek çeģitliliğine sahip orman ve diğer odunsu 151

152 alanlarının bir koruma alanı olarak korunması söz konusudur. Bu aynı zamanda orman biyolojik çeģitlilik kavramı içerisinde peyzaj çeģitliliğini en iyi vurgulayan bir karar olarak ortaya çıkmaktadır. 4. SONUÇ VE ÖNERĠLER Peyzaj kavramı ülkemizde hala estetik ve rekreasyon kavramlarıyla birlikte anılmaktadır. Ama bu peyzajın ekolojik anlamda içeriğinin daha iyi anlaģılmasını, onun biyolojik çeģitliliğin korunması ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımındaki öneminin anlaģılmasını engellemektedir. Peyzaj sahip olduğu ekolojik özellikleri bakımından bünyesinde barındırdığı ekosistemlerden ayrılmaktadır. Peyzaja ait ekosistemlerin alan ve zaman ölçeğinde değiģen karakteristikleri hem doğa hem de insan-toplum için yaģam özellikleri ortaya koymaktadır. Bu zaman ve alan ölçeğinde değiģen peyzaj karakteristiklerinin sürdürülebilirlik ve çok fonksiyonluluk esasına dayalı bir ormancılık planlamasına altlık oluģturması hiç de uzak bir görüģ sayılmamalıdır. Peyzajın bir sistem içerisinde insan ve doğa için oluģturduğu denge, günümüzde artık sürdürülebilir arazi kullanım politikalarının oluģturulmasında altlık olarak kullanılmaktadır. Bu yaklaģıma en güzel örnek Avrupa çapında yapılan çalıģmalardır. Ülkemiz Avrupa çapında uygulamaya sokulan SOY kriterlerini fonksiyon tabanlı ormancılık yönetiminde uygulamayı benimsemiģtir Viyana AOBK ın da alınan ek SOY kriterlerinin fonksiyon tabanlı ormancılık faaliyetlerimizin planlama ve yönetim aģamasında uygulanabilmesi sürdürülebilir ormancılığımızın ekolojik ve sosyal yönlerini güçlendirecektir. Ülkemizde uygulamaya bu konuda yön verecek araģtırmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Bu tür çalıģmalar özellikle zengin tür ve ekosistem çeģitliliğine sahip ormanlarımızın yarattığı yüksek nitelikli peyzaj çeģitliliğinin belirlenmesini ve bunlardan korunması öncelikli olanlarının sürdürülebilir ormancılık yönetimine entegrasyonu açısından önemli görülmelidir. Bakanlığımız Batı Akdeniz Ormancılık AraĢtırma Müdürlüğü nce Peyzaj Tiplerinin ve Fonksiyonlarının Belirlenerek Uygulama Olanaklarının Ġrdelenmesi (Antalya Ġli Çakırlar Örneği) baģlıklı bir çalıģma yılları için baģlatılmıģtır. 152

153 Bu çalıģmanın amacı Antalya ili Çakırlar Orman ĠĢletme ġefliği sınırları içindeki peyzaj tiplerinin ve fonksiyonlarının tespit edilerek, bunların ormancılık ve diğer yönetim planlarındaki kullanım olanaklarının irdelenmesidir. KAYNAKLAR [1] Boutin, S. ve Hebert, D., Landscape Ecology and Forest Management: Developing an Effective Partnership, Ecological Applications, 12(2) (2002), [2] Baskent, E. Z. ve Yolasıgmaz, H. A., Forest Landscape Management Revisited. Environmental Management, Vol. 24, No. 4 (1999), [3] Baskent, E.Z. ve Glenwood, A.J., Designing forest management to control spatial structure of landscapes, Landscape and Urban Planning, Vol. 34 (1995), [4] Diaz, N. ve Apostol, D., Forest landscape analysis and design: a process for developing and implementing land management objectives for landscape patterns U.S. Department of Agriculture, Forest Service, Pacific Northwest Region (1992) [5] Baskent, E.Z., Jordan, G.A. ve Nurullah, A.M.M., Designing forest landscape (ecosystems) management, The Forestry Chronicle, Vol. 76(5) (2000), [6] Scheller, R.M. ve Mladenoff, D.J., An ecological classification of forest landscape simulation models: tools and strategies for understanding broad-scale forested ecosystems, Landscape Ecology, Vol. 22 (2007), [7] Hong, S. H., Forest landscape models: Definitions, characterization, and classification, Forest Ecology and Management, Vol. 254 (2008), [8] Mendoza, M. A., Fajardo,J.J. ve Zepeta, J., Landscape based forest management, a real world case study from Mexico, Forest Ecology and Management Vol. 209 (2005), [9] Pickett, S.T.A., Wu, J. ve Cadenasso, M. L., Patch dynamics and the ecology of disturbed ground: a framework for synthesis, Walker, L.R. (ed.) Ecosystems of Disturbed Ground, Elsevier, Amsterdam (1999),

154 [10] Zonneveld, I.S., The land unit A fundemental concept in landscape ecology, and its applications, Landscape Ecology, vol. 3 no. 2 (1989), [11] Forman, R.T.T. ve Godron, M., Landscape Ecology. Wiley, New York (1986), 619 S. [12] Forman, R.T.T., Land mosaics The ecology of landscapes and regions-, Cambridge Univ. Pres, Cambridge (1996), 632 S. [13] Turner, M. G., Dale, V. H. ve Gardner, R.H., Predicting across scales: Theory development and testing, Landscape Ecology, Vol. 3, No.3/4 (1989), [14] Turner, M. G., Spatial and temporal analysis of landscape patterns, Landscape Ecology, Vol. 4, No 1 (1990), [15] Hehl-Lange, S., Structural elements of the visiual landscape and their ecological functions, Landscape and Urban Planning, Vol. 54 (2001), [16] Arndt, R. ve Lienert, L., Landschaftsschutz in Obwalden Wert und Empfindlichkeit der Obwaldner Landschaft, Kantonale Natur- und Heimatschutzkommission Obwalden (1986), 379 S. [17] Bastian, O., Landscape classification in Saxony (Germany) - a tool for holistic regional planning, Landscape and Urban Planning, Vol. 50 (2000), [18] Groot, R., Function-analysis and valuation as a tool to assess land use conflicts in planning for sustainable, multi-functional landscapes, Landscape and Urban Planning, Vol. 75 (2006), [19] Bastian, O., Gedanken zur Bewertung von Landscahftsfunktionen unter besonderer Berücksichtigung der Habitatfunktion, NNA-Berichte, Jahrgang 10, Heft 3 (1997), [20] Turner, S., Historic landscape charactarisation: A landscape archaeology for research, management and planning, Landscape Research, Vol. 31, No 4 (2006), [21] Bastian, O., Landschaftsfunktionen als Grundlage von Leitbildern für Naturräume, Natur und Landschaft, Heft 9 (1999),

155 [22] Termorshuizen, J. W. ve Opdam, P., Landscape services as a bridge between landscape ecology and sustainable development, Landscape Ecology 24 (2009), [23] Leibowitz, S.G., Loehle C., Li B-L. ve Preston E. M., Modeling landscape functions and effects: a network approach, Ecological Modelling, Vol. 132 (2000), [24] Bastin, G. N., Ludwig J. A., Eager R. W., Chewings W.H. ve Liedloff A.C., Indicators of landscape function: comparing patchiness metrics using remotely-sensed data from rangelands, Ecological Indicators, Vol. 1 (2002), [25] Walz, U., Ableitung von Indikatoren zur Landschaftsstruktur aus Fernerkundungsdaten und anderen Flächeninformationssytemen, Beiträge zur AGIT 98 (1998), [26] Blaschke, T. Quantifizierung der Struktur einer Landschaft mit GIS: Potential und Probleme, In Walz, U. (ed.) Erfassung und Bewertung der Landschaftsstruktur Auswertung mit GIS und Fernerkundung- IÖR Schriften, Band 29 (1999), 9-40 [27] Walz, U., Erfassung und Bewertung der Landnutzungsstruktur. In Walz, U. (ed.) Erfassung und Bewertung der Landschaftsstruktur Auswertung mit GIS und Fernerkundung- IÖR Schriften, Band 29 (1999), 1-8 [28] Noss, R.F., Indicators of monitoring biodiversity: a hierarchical approach. Conservation Biology. 4 (1990), [29] Torras, O. Martín-Queller, E ve Saura, S., Relating landscape structure, environment and management to biodiversity indicators estimated from forest inventory data in Catalonia (NE Spain), Investigación Agraria: Sistemas y Recursos Forestales 18(3) (2009), [30] Lindenmayer, D.B., Margules, C.R. ve Botkin, D. B., Indicators of Biodiversity for Ecologically Sustainable Forest Management, Conservation Biology, Vol. 14, No 4, , (Ağustos 2000) 155

156 [31] Crow, T., Putting Multiple Use and Sustained Yield into A landscape Context, In Liu, J. ve Taylor, W.W. (ed.) Integrating Landscape Ecology into Natural Ressource Management, Cambridge University Press. (2002), S [32] v. Zee, D., The complex relationship between landscape and recreation, Landscape Ecology, Vol. 4 no. 4 (1990), [33] Ribe, R. G., The Aesthetics of Forestry: What has Emprical Preference Research Taught Us? Environmental Management, Vol. 13, No. 1 (1989), [34] Kellomäki, S. ve Savoleinen, R., The Scenic Value of Forest Landscape As Assessed in the Field and the Laboratory, Landscape Planning, Vol. 11 (1984), [35] Cats-Baril, W. L. ve Gibson, L., Evaluating landscape aesthetics: A Multi-Attribute Utility Approach, Landscape and Urban Planning, Vol. 14 (1987),

157 TÜRKĠYE DE ORMAN AMENAJMANININ TARĠHSEL SÜREÇ ĠÇĠNDE GELĠġĠMĠ VE GELECEĞĠ Ġsmail ÜZMEZ Ġstanbul Orman Bölge Müdürü Hilmi ÖZDEMĠR, Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, Plan Proje ġube Müdürü ÖZET GeçmiĢte, artan insan nüfusu, çeģitlenen talepleri, ormanlar üzerinde olumsuz etki oluģturmaya baģlamıģ, göçler, savaģlar, orman yangınları, ormanlar üzerindeki baskıyı daha da artırmıģtır. Doğal denge giderek bozulmaya baģlamıģ, afetlerin yıkımı fazlalaģarak devam etmiģtir. 17. Yüzyılın ortalarında ormanların bu gidiģata dayanamayacağı anlaģılmıģ, planlı ormancılık yapılması zorunluluk haline gelmiģtir. Bu yıllar, tekniğin ormancılık çalıģmalarına girmesi, özellikle de Orman Amenajmanı, Orman Hasılat Bilgisi, Dendrometri, Silvikültür gibi, Ormancılık Bilim Dallarının ortaya çıkmasının baģlangıcı olarak kabul görmektedir. Bu yüzyılda, ormanların yönetimi ile ilgili yasalar ve bu yasalara dayalı yönetmelikler çıkarılmıģtır. Ülkelerin teknik, ekonomik ve sosyal geliģmeleri çerçevesinde, ormancılık anlayıģı değiģmiģ olup, uygulamada planlı ormancılık anlayıģı benimsenmiģ olsa da ormanların, en yüksek ekonomik değer elde edilebilecek biçimde iģletilmesine çalıģılmıģtır. Orman Amenajmanının, 20. Yüzyıldan itibaren önemi artmıģtır. Ülkemizde, 1918 yılında ilk amenajman planı yapılarak uygulamaya konmuģtur. Ülke ormanlarının Amenajman planı, yıllarında tamamlanmıģtır. Bu yıllardan sonra uygulamada karģılaģılan sorunlar, kazanılmıģ bilgi birikimi ve tecrübe yenilenen planlara yansıtılmıģtır. 21. yüzyılda ormanlara olan bakıģ açısı değiģmiģ, ormanlar sadece odun hammaddesi olarak değerlendirilmemiģ olup, taģıdığı diğer fonksiyonlar ön plana çıkmıģ, planlama süreci ve uygulamada bu bakıģ açısı sürdürülmeye çalıģılmıģtır. Özellikle de teknoloji çağında, 157

158 ormanların planlanması, uygulanmasının izlenmesi ve denetlenmesi oluģturulacak sistem dahilinde kontrol ve denetim altına alınması baģta planlayıcılar olmak üzere uygulayıcılarında iģini kolaylaģtıracaktır. Anahtar kelimeler: Orman kavramı, Ormancılık anlayıģı, Orman amenajmanı, Teknoloji, Sistem, Uygulama. ABSTRACT In the past, increasing population and variuos types of demands imposed negative effects on forests, while migrations, wars and fires increased the pressures on the forest. Natural balance of the enviromental has been destroyed, and natural diseasters have become increasingly more descructive. By the mid-17th century, it has become clear that organized forest landscaping has to established in order to protect forests. In those years, with the use of technology, new scientific branches such as Forest Management, Forest Yield, Forest Mensuration, Silviculture have been established. Similalry, in the mid-17th centry, laws and regulations on forestry have been established. In conjuction with countries technological, economical and social development, the understanding and management of forestry have been evolved to maximize the economical income. Forest management, 20th years from cound received. In Turkey, amenajman planning has been started in 1918 and completed in The experience and the information that have been gained in the past are then used in next generation forest planning. The concept of forest has been changed by 21st centruy. Forests have not been considerent only as the source of wood; their additional functionalities and impact on our lives have been recognized. Particularly, during the technology era, if the planning and the application of forests are well controlled, then both the planners and the technic forestry operator will benefit greatly. Keywords: Concept of forest, understanding of forest, management, technology, system, application. Forest 158

159 1. GĠRĠġ GeçmiĢte ormanlar geniģ alanları kaplayıp yoğun miktarda bulunduğu, buna karģılık insan nüfusunun fazla olmadığı yüzyıllar boyunca, ormanlarla ilgili devamlılık konusu gündeme gelmemiģtir. Dünya nüfusu hızlı bir Ģekilde giderek çoğalmıģ, artan dünya nüfusu, gereksinimlerinin önemli bölümünü hazır kaynak olan ormanlardan karģılayarak yaģamlarını sürdürmüģlerdir. Doğal denge giderek hızlı bir Ģekilde bozulmaya baģlamıģ, Göçler, SavaĢlar, orman yangınları, ormanlar üzerindeki baskıyı artırmıģtır. 17. yüzyılın ortalarında, Avrupa da kötü gidiģ fark edilmeye baģlamıģ, ormanların daha uzun yıllar bu gidiģe direnç gösteremeyeceği anlaģılmıģtır. Ormancılık bilimlerinin doğuģu, tekniğin ormancılığa girmesi bu nedenledir. Ormanlarda sürekliliğin sağlanabilmesi için, planlı ormancılık yapılması kabul edilmiģtir. Ülkemizde de, "ormanlara bir esasa, usule göre müdahale edilmesi" gereği duyulmuģtur. Zamanın koģullarının ortaya koyduğu durumlar nedeniyle, çeģitli yasal düzenlemeler getirilmiģ, uygulamalara gerekli düzen verilmeye çalıģılmıģtır. Bu amaçla kanunnameler, Fetvalar, Hükümler, Buyruklar, Fermanlar ve Hattı Hümayunlar çıkarılmıģtır (3). Ülkelerin ekonomik ve teknolojik yönden hızlı kalkınmaları, teknik yönden geliģmeleri sonucu, ormana bakıģ açısı ve ormancılık uygulamaları değiģim göstermiģ, ormanların sürekli en yüksek ekonomik değer elde edilebilecek biçimde iģletilmesine çalıģılmıģtır. Ülkemizde gecikmeli de olsa bu değiģime ayak uydurmuģtur. Ġnsanoğlunun yüzyıllar boyu kullandığı bu kaynakları ancak kaynakların zarar görmesi sonucu son yüzyıl da koruma amacının ön plana çıkması üzerine planlamaya geçilmiģtir. 21. Yüzyılda ormanların iģletilmesi planlamasız olamayacağı ortak bir kanaattir. GeliĢen teknolojik imkanlardan en üst düzeyde faydalanılması, ormanların planlanmasını kolaylaģtıracak, uygulamada izlenmesi ve denetlenmesinde doğruluğunu test edecektir. 2. ORMAN AMENAJMANIN GEÇMĠġTEKĠ DURUMU Türkiye de 1857 yılına kadar Süreklilik Prensibi ne dayanan bir ormancılık uygulanmamıģtır da çıkarılan Islahat Fermanı ile geniģ çaplı reform hareketine girilmiģtir. 159

160 Bu arada, gelir sağlayan ulusal kaynaklar araģtırılırken, ormanlardan da yararlanmak istenmiģtir. Faydalanmanın sürekliliğinin sağlanabilmesinde, ormancılık tekniği uygulanması gerekeceğinden, Orman TeĢkilatı kurulması, teknik eleman yetiģtirilmesi, Orman Okulu açılması, Ġmparatorluk ormanlarında inceleme ve amenajman planı yapılması, gereken yasa ve yönetmeliklerin hazırlanması amacıyla, yabancı uzmanların getirilmesi kararlaģtırılmıģtır (1 ve 2). 17 Kasım 1857 tarihinde, Türkiye de ilk Orman Okulu açılmıģtır yılında 52 maddelik Orman Nizamnamesi çıkarılmıģtır. Ancak, bu nizamnamede ormanların Amenajman Planları ile iģletileceğine iliģkin hüküm bulunmamaktadır yılları arasında, Türkiye de Orman Amenajmanı nın doğması için, gerekli hazırlıkların yapıldığı dönem olarak nitelendirilebilir. Türkiye de ilk defa Amenajman kelimesinin Türkçe karģılığı "Ormanların Usul Ġdarei Fenniyesi" biçiminde kullanılmıģtır. Günümüzdeki dilimizde Ormanların Teknik Yöntemle Ġdaresi demektir. Amenagement sözcüğü 1898 yılında yayımlanan ġemsettin Sami nin sözlüğünde, Orman Ġdaresi ve Muhafazası olarak dilimize çevrilmiģtir. (9) 1914 yılında, ormanların korunması ve devamlılık prensibine göre iģletilmesi için, gerekenin ivedi yapılması kararlaģtırılmıģtır. Bu amaçla, Avusturyalı uzman ormancı Hermann Veith, Ormancılık MüĢaviri olarak görevlendirilmiģtir ve 1917 yıllarında Avusturya dan 5 orman amenajman mühendisi getirilmiģ, bunlara 7 yerli ormancı katılarak, ilk Amenajman ġubesi kurulmuģtur (4). Ormanların Amenajman planlarının yapılabilmesi için, bir yasaya ve bu yasaya uygun bir yönetmeliğin olması ve bu çerçevede ormanların amenajman çalıģmalarının yapılması ve uygulanabilmesi gerekmektedir. 24 Nisan 1917 tarihinde (Sultan Mehmet ReĢat, Sadrazam Mehmet Talât, Maliye Nazırı Cavit, Ticaret ve Ziraat Nazırı Mustafa ġeref in imzaladıkları) Ormanların Usul-ü Ġdare-i Fenniyeleri Hakkında 9 Maddelik Kanun isimli yasa çıkarılmıģtır (5). Aynı yıl, yasanın uygulanmasının gerçekleģtirilmesinde gerekli olan yönetmelik Hermann Veith tarafından hazırlanmıģtır. Ormanların Muvakkat ĠĢletme Planlarının Yapılmasına Dair 160

161 Amenajman Talimatnamesi adı ile bir yönetmelik çıkarılmıģtır. Ülkemizde ilk Orman Amenajman Yönetmeliği budur. (3) Yasa ve yönetmelik çıkarıldıktan sonra, ilk Amenajman Planı olarak, 1918 yılında, 5 Avusturyalı (Josef Pinsker, Franz Stumfohl, Karl Gaigg, Gustav Micklitz ve Walter Kreibach) ve 5 Türk (Sadullah, Malkoç, Ali Bekir, Mehmet Emin, Bahaddin ve Salih Sıtkı) orman mühendisinden oluģan Amenajman Hey eti tarafından, o zamanki kuruluģa göre, Adapazarı Ġlçesi Hendek Bucağı nın kuzeyinde, Set Köyü yakınında bulunan ve Nazırın (Bakanın) adı verilen, 7147,0 ha büyüklüğündeki, Mustafa ġeref Ormanı nın Amenajman Planı düzenlenmiģtir. Bu planda faydalanmanın düzenlenmesinde, YaĢ Sınıfları Metodu kullanılmıģtır (2). Cumhuriyet Dönemi nde 1924 yılında, 504 Sayılı Orman Amenajman Kanunu çıkarılmıģtır. Bu yasada, tüm ormanların ĠĢletme Planları ile iģletileceği bildirilmiģtir. Ancak, ĠĢletme Planları yapılıncaya kadar, Muvakkat ĠĢletme Planları ile ormanların iģletilmesine izin verilmiģtir. Aynı yıl çıkarılan 526 Sayılı Yasa ile yapılan değiģiklikle de, bazı ormanların KeĢif Raporları ile iģletilebileceği hükmü getirilmiģtir (3) yılında yürürlüğe giren 3116 sayılı orman kanunu modern orman iģletmeciliği amacı gütmektedir. Yasanın içerdiği hükümlere uygun Amenajman Planlarının düzenlenmesi için, değiģik zamanlarda yönetmelikler çıkarılmıģtır. Bunlar da: - Türkiye Ormanları Amenajman Planlarının Sür atle Ġkmaline Dair Talimatname (1941), - Birinci Devre Orman Amenajman Planlarının Tanzimine ve Tatbikine Ait Talimatname (1944), - Orman Amenajman Planları nın Tanzimine ve Tatbikine Ait Talimatname (1952) 'dir tarihli Amenajman Yönetmeliği uyarınca, tüm ülke ormanlarının Birinci Devre Amenajman Planlarının tamamlanması çalıģmalarına girilmiģtir. Bu planların kısa sürede bitirilebilmesi için Ġstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi nin asistanları ile Orman Okulları nın öğretmenleri görev almıģlardır. ÇalıĢmalar, yıllarında tamamlanmıģtır. Bu planlardan Memleket Orman Envanteri çıkarılmıģtır. O tarihteki 161

162 kayıtlara göre, Türkiye nin orman alanı, 10.5 milyon hektar bulunmuģtur (3) yılında Orman Amenajman Planlarının Tanzimine ve Tatbikine Ait Talimatname isimli, 149 maddelik bir yönetmelik çıkarılmıģtır (6). Bu yönetmelikte, ormanın aktüel doğal durumunun belirlenmesinde, hava fotoğraflarının ve istatistik yöntemlere dayanan Örnekleme Yöntemleri nin kullanılması kabul edilmiģtir. Klasik Envanter Metodu terk edilmiģ; istatistiğin yer aldığı, hava fotoğraflarından ve yersel ölçmelerden yararlanılan, Modern Kombine Envanter Yöntemi nin kullanımına baģlanmıģtır. Ancak, hava fotoğraflarının elde edilmesinde karģılaģılan güçlükler nedeniyle, Modern Kombine Envanter Yöntemi gereğince uygulanamamıģtır. Birinci ve Ġkinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planları döneminde ( ve ) 10 yıllık süre içinde ülkemiz ormanlarının Amenajman Planları nın bitirilmesi hedeflenmiģtir. Hava fotoğraflarından kaynaklanan sorun çözümlenip, Modern Kombine Envanter Yöntemi uygulanarak ve gerekli kuruluģ sağlanarak, tüm ülkenin amenajman planları tamamlanmıģtır (3). Bu dönemde, yapılan Amenajman Planları genelde seriler bazında küçük alanları kapsayacak Ģekilde özellikle de ormanların envanterini ortaya koymuģ, orman kaynağından yıllar içinde düzenli faydalanmayı öngörmüģtür. Türkiye de BeĢ Yıllık Kalkınma Planları nda öngörülen iģleri zamanında tamamlayan tek kuruluģ Orman Genel Müdürlüğü, Amenajman Dairesi BaĢkanlığı olmuģtur (3). Bu dönemde, Aynı zamanda Örnek Devlet Orman ĠĢletmeleri kurulması kararlaģtırılmıģtır. Prof. Dr. Ġsmail Eraslan baģkanlığında, oluģturulan bir kurulla Örnek Devlet Orman ĠĢletmeleri ĠĢletme Planlarının Düzenlenmesine, Uygulanmasına ve Yenilenmesine Ait Yönetmelik adı ile yönetmelik taslağı hazırlanmıģ ve tarihinde Orman Genel Müdürlüğünce onaylamıģtır. Bu yönetmeliğe göre, 3 Amenajman Hey eti kurulmuģtur. Her hey ette plan düzenleyecek 3, Orman Yolları Projesi hazırlayacak 1 ve Ekolojik Üniteler Haritası yapacak 1 olmak üzere, toplam 5 mühendis bulunmaktadır. 162

163 Hey etlere Ġstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde, Eraslan baģkanlığında, ilgili öğretim üyelerinin de görev aldığı grup tarafından, 12 hafta süre ile kurs verilerek, arazi ve büro çalıģmalarında yetiģtirilmiģlerdir. Bu hey etler yıllarında çalıģarak, Örnek Orman ĠĢletmelerinin (Karamanbayırı - Demirköy, Kırklareli; Alaçam - Dursunbey, Balıkesir; Çığlıkara ve Koçova - Elmalı, Antalya; Düzlerçamı - Antalya) Amenajman planlarını düzenlemiģlerdir (3) yılında, yılları arasında hızlı çalıģılıp, ülkenin tüm orman alanlarının Amenajman planları tamamlanmıģtır. Bu aģamada amenajman planlarının hem yapımında hem de uygulamada ciddi bir bilgi birikimi ve deneyim kazanılmıģtır. Bu süreçte, planların yenilenmesi gündeme gelmeye baģlamıģ ve yürürlükteki yönetmeliğin daha ayrıntılı ve değiģen ülke Ģartlarına cevap vermeyeceği anlaģılmıģ olup yeni bir yönetmelikle daha iyi bir plan yapılabileceği kanaati oluģmuģtur yönetmeliği, tarihinde yürürlüğe girmiģtir. Bu yönetmelikte istenilen düzeyde çıkarılamamıģtır. Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü nün yıllarında yapılan amenajman planları incelendiğinde, bazı serileri hariç, 20 yıllık bir süreç içinde tamamının 1991 yılında yenilemeye gidildiği görülmüģtür. Ġlk defa yapılan yıllarındaki planlarda özellikle uygulamada görülen yetersizliklerin yeni planlarda giderilmesi için 1973 yılında yürürlüğe giren yeni yönetmeliğin 1964 yılında yürürlüğe giren yönetmelikteki eksikliklerin bertaraf edilmemesi üzerine ancak 1991 yılında yenilenebilmiģtir. Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğünde yeni planlar, 1992 yılında da uygulamaya konmuģtur yılında Orman Genel Müdürlüğü yeni bir yönetmelik hazırlanması talimatını vermiģ olup, Fakülteler ve ilgili kuruluģlarla yapılan çeģitli görüģmelerle son Ģeklini alan, Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesi, Uygulanması, Denetlenmesi ve Yenilenmesi Hakkında Yönetmelik, tarih ve 32 sayılı olurla yürürlüğe girmiģtir (7) yılında yürürlüğe giren yönetmelik, 20 yıllık geçen süreç içinde dikkate alınması gereken ve ormancılık ile toplum arasındaki dengeyi sağlayan iģletmecilik anlayıģına, cevap verebilecek düzeye göre çıkarılamamıģtır. 163

164 GeçmiĢ 30 yıla bakıldığında daha doğrusu Türkiye deki ilk Amenajman Planlarının yapıldığı yıllarından 2000 yıllara kadar aslında ciddi bir değiģim yansıtılamamıģtır. Planların uygulanması da bu süreç ile paralellik göstermektedir. Bu süreçte, daha çok iyi bir plan yapılması için mevzuatın mükemmelliği üzerinde durulmuģ olup, istenilen düzeyde bir planlama çalıģmalarına geçilememiģtir. Bu durumda, uygulamada istenilen orman iģletmeciliği anlayıģında hedeflenen seviyeye ulaģılamamıģtır. 3. ORMAN AMENAJMANININ BUGÜNÜ Dünyada sanayileģmenin ve çevre kirliliğinin artması, Dünyamızı tehdit eden her türlü zararlı gaz salınımı Uluslararası, hem ülke yöneticilerinin görev bilinci, hem de çevre gönüllüsü derneklerin propagandaları ile kötü gidiģata son vermek için bir dizi çalıģmalar baģlatılmıģtır. Aynı zamanda toplumun ormanlar üzerindeki talebi ve beklentileri değiģmeye baģlamıģ, eski gereksinimler yerini yenilerine bırakmıģtır. Özellikle 1992 Rio-UNCED sürecinden sonra, uluslararası sözleģmeler ve süreçler ile ulusal önceliklerin etkisi altında oluģan çevresel bilinç, orman ekosistemlerine olan ilgiyi arttırmıģ ve özellikle ormanların sadece odun hammaddesi üretimi fonksiyonu olarak değil, ekolojik, sosyal ve kültürel fonksiyonların ön plana çıktığı ve gereksinim duyulmaya baģlandığı anlaģılmıģtır. Bu süreçte, Amenajman Planları fonksiyonel yöntemlerle yapılmaya baģlanmıģ, 2006 yılında da fonksiyonel planlama süreci için orman fonksiyonları ve iģletme amaçları tablosu oluģturulmuģ, 21. yüzyılın talepleri doğrultusunda planların yapılması düģünülmüģtür. Bu yüzyılda, Ormancılık anlayıģı ciddi bir dönüģüm geçirmeye baģlamıģ, geliģen ve değiģen dünya Ģartları toplumun ormanlara olan talebi değiģmeye baģlamıģ, bazı kesim için rekreasyon, doğa sporu, toplum sağlığı olurken, bazı kesimler için özellikle de yoğun ve kontrolsüz göç nedeniyle, adeta ormanlar yeni yerleģim alanları oluvermiģtir. Ormanlarda ciddi bir koruma problemi doğmuģ, halihazırdaki personelle bu alanların korunması mümkün olmamaya baģlamıģtır. Ayrıca Ülkemiz ormanlarında kadastro çalıģmalarının tamamlanamaması ise sorunları kartopu gibi büyütmüģtür. 164

165 Yeni nesil ormancılıkta entansif sonuçlar için yapılacak planlamadan önce orman sınırlarının kesinleģtirilememesi planlama ve bu planların uygulanmasını ikinci hatta üçüncü sıraya itmiģtir. Orman Genel Müdürlüğünce, 2000 li yıllarda halihazırdaki yönetmeliğin, ormancılık iģletmesi, toplumun talebi ve çevre bilinci perspektifinde yetersizliği görülmüģ olup, 2004 yılında, yönetmeliğin yenilenmesi ve çağdaģ Orman Amenajmanı na uygun plan yapılabilmesini sağlayacak, yeni yönetmelik hazırlanmasını Orman Genel Müdürlüğü, ĠÜ, KTÜ ve SDÜ Orman Fakülteleri Amenajman Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri tarafından, fakültelerin akademisyenlerinin görüģleri de alınarak hazırlanan taslak, Orman Amenajmanı yetkilileri ve ilgililerinin de katıldığı toplantılar sonucu, son Ģekli verilerek, 5 ġubat 2008 tarihinde sayı ile resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiģtir. Daha sonra teknik izahname çıkarılmıģ, bu yönetmelik çerçevesinde fonksiyonel planlama süreci için orman fonksiyonları ve iģletme amaçları tablosu güncellenmiģ ve bu çerçevede planların yapılması uygulamaya konmuģtur. Ülkemiz ormanlarının her bölgesi farklılık göstermekte, bu farklılık hem ilim camiası hem de toplumca algılanmaktadır. Özellikle yapılan son nesil planlarda ülkemizin ücra köģesindeki bir orman alanı için, ekonomik değer söz konusu değilse burada fonksiyon önceden olduğu gibi odun hammaddesi üretimi ağırlık kazanmaktadır. Bu orman parçası kent ormanlarında ise odun hammaddesi üretimi ile ilgili fonksiyonlandırılması 2. Hatta 3. planda düģünülecektir. Orman Genel Müdürlüğü, Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığınca oluģturulan fonksiyonel planlama süreci için orman fonksiyonları ve iģletme amaçları tablosu planlayıcılar kadar uygulayıcıları da bağlamaktadır. Ġlgili iģletme Ģefliğinin Amenajman Planının Ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama yöntemine göre mükemmel yapılmıģ olması, mükemmel sonuçlar alınacağı anlamına gelmemektedir. Bu planın algılanması ve mükemmel uygulanması ancak doğruya en yakın sonuçların alınmasını sağlayacaktır. Burada aslında önemli olan konulardan biri de, planların uygulamasının mükemmel olmasıdır. Planlar uygulanmak için yapılmaktadır. 165

166 Fakat geçen yüzyılda ülke olarak, en mükemmel yönetmelikle yapılabilecek en mükemmel planın nasıl olacağı üzerinde büyük enerji harcanmıģ, mükemmel yapılmıģ bir planın mükemmel bir Ģekilde nasıl uygulanacağına sıra gelmemiģtir. Uygulamaya bakıldığı zaman, planlayıcının bakıģ açısı olan fonksiyonel planlama süreci aynı Ģekilde uygulamada algılanamamaktadır. Arazideki uygulamalar incelendiğinde, orman alanına farklı fonksiyonlar tanımlanmıģ bir iģletme Ģefliğinde sadece üretim fonksiyonu gibi değerlendirilerek, ormancılık çalıģmalarının bu doğrultuda yapıldığı görülmüģtür. Amenajman planında fonksiyonlar teker teker incelendiğinde doyurucu bilginin olmadığı, yüzeysel bilgiler ile fonksiyonun tanımlandığı anlaģılmaktadır. Uygulayıcılar, yeni nesil planlarla ilgili yeterli bilgi sahibi olmalı, tanımlanmıģ fonksiyon arazinin aktüeli ile örtüģmeli, özellikle de planda fonksiyonlar, gerekçeleri anlaģılır Ģekilde açıklanmak kaydıyla verilmelidir. 4. ORMAN AMENAJMANININ GELECEĞĠ NASIL OLMALI 20. yüzyılın baģlarından 21. yüzyıla kadar olan dönemde, ormanları oluģan tehditlere karģı korumak ve ormanların sürekliliğini sağlamak için bir dizi tedbirler alınmıģtır. Bu tedbirlerin en önemlisi ormanların daha plan ve nizam içinde iģletilmesinin sağlanması öne çıkmıģtır. Özellikle 21. yüzyıla yaklaģıldıkça sanayileģmenin artması, ormanlara olan tehditleri arttırmıģtır. Geçen yüzyıla bakıldığı zaman ormanlara olan tehditlere karģılık alınan tedbirlerin yetersizliği aģikar olarak gözükmektedir. GeçmiĢ yüzyıldan ciddi bir ders çıkarılması gerekmektedir. Gelecek yüzyıl doğal kaynaklarımız için tehditlerin arttığı, bu tehditlere karģılık hangi önlemlerin bu dengeyi sağladığı üzerinde durulmalıdır. Gelecek yıllar, ormanlarımızın daha iyi planlanabilmesi ve toplumun gereksinimleri göz ardı edilmemesi üzerinde mutabık kalınan görüģü ön plana çıkarmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü de, bu perspektiften bakarak, yönetmelik ve yönergeleri hülasası planlama ile ilgili mevzuatı çağa uydurmaya çalıģmaktadır. 166

167 Planlamanın, mevzuat ve planlama teknikleri dikkate alınarak yapılmasının yanında toplumun katılımcığının sağlanması daha sağlıklı planların yapılmasını sağlayacaktır. Özellikle ĠĢletme ünitesi içindeki ormanların taģıdıkları özelliklere göre fonksiyon verilmesi bunun direk uygulanabilir olmasını sağlamamaktadır. Hatta plan yapım aģamasında uygulayıcının içinde olması da çok fazla anlam ifade etmemektedir. Çünkü uygulayıcıların değiģmesi plana bakıģ açısını değiģtirmektedir. Orman amenajman planlarının, katılımcı bir anlayıģla yapılması gereklidir. Planlarının hazırlanmasında, verilecek kararlardan etkilenecek olan ilgililerin bu sürece dahil edilmesi gereklidir (8). Burada önemli olan planın yapılması sırasında, aktüel durumun ortaya konması, katılımcığın ciddi anlamda sağlanması ve Ģeffaflığa önem verilmesi, katılımcıların görüģlerinin iyi anlaģılması ve doğru değerlendirilmesi, teknolojik imkanlardan en üst düzeyde faydalanılması sonucu tam manada sağlıklı bir plan yapılması gerçekleģecektir. Amenajman planın yürürlüğe girmeden kesinlikle bir çalıģtayla, yapım aģamasındaki katılımcılarla değerlendirilmesi ve son Ģekli verilerek uygulamaya sokulması doğru olacaktır. Daha da önemlisi bu planın uygulanmasında plan yapıcı, uygulayıcı ve katılımcılara yükümlülük verilmesi planın daha gerçekçi olmasını sağlayacaktır. Plan yapılırken en önemli diğer bir konuda envanter çalıģmalarıdır. Plan yapıcı görebildiği planlamaktadır. Kendisine sağlanmıģ olan imkanlar çerçevesinde ( hava fotoğrafları, uydu görüntüleri, yersel ölçümler, arazi istikģafı v.b..) sadece görebildiğini planlamaktadır. Göremediği alanları gördüklerine en yakın doğrularla planlayacaktır. Bu da verilerin doğruluk oranını düģürmektedir. Gezegenimizden diğer gezegenlere robot uyduların gönderildiği ve araģtırmaların yapıldığı teknoloji çağında ormanlarımızın, teknoloji çağımızın imkanları olan uydu teknolojileri kullanılarak yapılması gelecek yılların vazgeçilmez planlama yöntemi olacaktır. Ormanlarımızdaki ağaçların yaprak özellikleri, taç yapıları, meyve özellikleri, boy, çap, yaprak renkleri v.s.. gibi özelliklerinin uydu alıcılarına tanıtılması, amenajman kriterlerinin tanımlanması ve 167

168 en güncel haliyle ormanlarımızdaki ağaç topluluklarının meģcere yapıları veritabanlarına uydular vasıtasıyla tespit edilerek meģcere sınırları otomatik çizilir. Arazinin yapısı, yağan yağıģ miktarı v.b.. gibi özelliklerde dikkate alınarak bu çalıģmaya yersel bazı bilgilerle de desteklenmesi sonucu en doğru plan elde edilir. Yıllar itibariyle yapılan üretim çalıģmaları, ağaçlandırma çalıģmaları gibi faaliyetler sistem tarafından sürekli güncellenerek, yıllar itibariyle yeni envanter yapma lüksü ortadan kalkacaktır. Sisteme yaptırılan sorgulama ile servet, artım gibi bilgiler alınabilecek özellikle de planlardaki kararlaģtırılan eta ile son servetin sorgulanarak ikisinin toplamı önceki serveti doğrulayıp doğrulamadığı test edilebilecektir. Bu yöntem sadece var olan serveti ölçmeyecek, ormanların ürettiği oksijen miktarı, karbon birikimi ve ormanları tehdit eden zararlı gaz salınımı ile ilgili ölçüm bilgileri sistemden sorgulanabilecektir. Sistemin veri tabanına tüm yersel bilgiler girilecektir. YerleĢim alanlarının nüfusları, beslenen evcil hayvanlar, ormandaki yaban hayvanlar, her bölgedeki orman ziyaretçi sayıları gibi hülasa tüm demografik bilgiler sistem veri tabanında olacaktır. Orman Genel Müdürlüğündeki serverlerden sistem yönetilecektir. Ülke ormanları bu veriler perspektifinde planlanacak, Herhangi bir bölgeden talep geldiği zaman sistemden planlar kontrol edilecek, eğer plan dıģı veya fazlası bir talep söz konusu ise sistem kabul etmeyecektir. Bu Ģekilde, ormanlar üzerindeki politik talepler sınırlandırılacaktır. Sistem internet olan her yerden izlenebilecektir. Bu Ģekilde, Teknolojik imkanların kullanılması, tüm ilgi gruplarının katılımının sağlanması ile Ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama perspektifinde yapılan Amenajman planlarının uygulanmasında sorunlar minimize olacak, farklı talepler olduğu zaman sistem katılımcıların sorumluluklarını ön plana çıkaracak, uygulayıcılar tarafından yapılan yanlıģ uygulamalarda direk sistem tarafından uyarılacak ve denetim birimlerine rapor gönderecektir. Böylelikle, zaman kaybı olmadan anlık kontrol sistemleri ile yanlıģlıklar önlenebilecektir. Amenajman planları hem yapımında hem de uygulamasında en az sorunla karģılaģacaktır. 168

169 5. TARTIġMA VE SONUÇ Ġlk yıllar uzman eleman yetersizliği nedeniyle, yabancı uzmanlar getirilmiģ, ormancılık eğitimi verecek okul açılmıģ, bir taraftan da yasalar, yönetmelikler çıkarılmıģ, kuruluģlar yapılmıģ, ormancılık çalıģmalarına çağdaģ bir yön verilmeye çaba gösterilmiģtir. Uzman eleman eksikliği nedeniyle çıkarılan mevzuat çerçevesinde istenilen planlama süreci gerçekleģtirilememiģ olup, uygulama ayağı her zaman eksik kalmıģtır. Ormanları tehdit eden unsurlara karģı ve daha planlı iģletmecilik için yapılan bu çalıģmalar, hep çağın gerisinde kalmıģ, bu yüzyılımızda, geçmiģle kıyaslandığı zaman, makas ciddi anlamda açılmıģtır. 21. yüzyılda, hala çağa ayak uydurabilecek bir mevzuatın varlığı konusunda tartıģmalar sürüp gitmektedir. Fakat bu konuda ciddi bir çaba görülmektedir. Planlama süreci, mevzuattan bir adım önde gözükmekte olup, çağa paralellik sağladığı söylenemez. Evrak üzerinde emirlenen ile yapılan planların uygulamadaki farklılıkları aģikar olarak gözükmektedir. Gelecek yıllar için, güncel ve sağlıklı envanter bilgileri, en son teknolojik imkanların kullanılması ile tüm ilgi gruplarının katılımı sonucu entansif planlama sürecini gerçekleģtirecektir. Özellikle uygulamanın izlenmesi ve denetimi sürecinde kolaylıklar sağlanacak en doğru sonuçlar alınacaktır. 169

170 KAYNAKLAR [1] Eraslan, Ġ., Türkiye de Orman Amenajmanı nın 128 Yıllık Tarihsel GeliĢimi. Ġ. Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 1, s , Ġstanbul. [2] Eraslan, Ġ., Türkiye de Orman Amenajmanı nın Dünü Bugünü ve Yarını. Orman Genel Müdürlüğü, Orman Amenajmanının Dünü bugünü ve Geleceğine ĠliĢkin Genel GörüĢme ( Kasım), Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı Yayını, Bildiriler, s. 1 16, Ankara. [3] Eler, Ü., 2008, Türkiye de Orman Amenajman Yönetmeliğinin Tarihsel GeliĢimi. S.D.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 2, s , ISPARTA [4] Eraslan, Ġ., Türkiye de Yapılan Ġlk Amenajman Planının Analitik ve Kritik Olarak Ġncelenmesiyle Varılan Neticeler. Ġ. Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, Sayı 2, s , Ġstanbul [5] Kutluk, H., Türkiye Ormancılığı Ġle Ġlgili Tarihi Vesikalar. Orman Genel Müdürlüğü Yayın No: 56, Ġstanbul. [6] Anonim, Orman amenajman planlarının tanzimine ve tatbikine ait talimatname. Ziraat Vekâleti Orman Umum Müdürlüğü Yayın No: 193, Yeni Matbaa, Ankara. [7] Anonim, Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesi, Uygulanması, Denetlenmesi ve Yenilenmesi Hakkında Yönetmelik. Orman Genel Müdürlüğü Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı yayını, Ankara. [8] CoĢkun, A.A., I. Ulusal Batı Karadeniz Ormancılık Kongresi Bildiriler Kitabı. Bartın Orman Fakültesi dergisi, özel sayıl cilt:i s 34 46, BARTIN [9] ġemsettin Sami, Kamusu Fransevi, Türkçe Fransızca sözlük, Yayın tarihi:

171 ORMAN AMENAJMANINDA NASIL BĠR PLANLAMA YAPILMALIDIR Yrd. Doç. Dr. Yılmaz ÇATAL 1 Doç. Dr. Ġbrahim ÖZDEMĠR 1 Doç. Dr. Ramazan ÖZÇELĠK 1 Prof. Dr. Ünal ELER Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Amenajmanı Anabilim Dalı, 32260/Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi (Emekli). ÖZET Orman Amenajman Planının iyi olmasının ölçüsü, uygulanabilirliğidir. Ne denli ayrıntılı ve doğru plan düzenlense, uygulanabilir değilse, iyi bir plan olamaz. Ancak, gerekli önem verilip, tüm çabalar harcandığında üstesinden gelinebilecek iģler, alıģılagelmiģ tutum ve çalıģma düzeni ile gerçekleģtirilemiyorsa, bu tür uygulamanın savunulacak yanı yoktur. Bu durumda ortaya çıkan aksaklıklar plana yüklenemez. Ormanların iģletilmesinde yasal zorunluluk gereği, amenajman planı düzenliyoruz. Her ünitede aynı biçimde amenajman planı yapılması gerekli midir? Bu tutum haklı mıdır, doğru mudur? Bunların düģünülmesi gerekir. En son yürürlüğe giren Orman Amenajman Yönetmeliğinde bu konuda birçok seçenek dikkate alınarak, değiģik uygulamalar yapılabilmesine olanak tanınmıģtır. AlıĢılagelmiĢ durumun dıģına çıkılması, her yerde aynı içerikte amenajman planları düzenlenmemesi gerekmektedir. Türkiye de devlet orman iģletmeciliği yapılmaktadır. Orman alanımız 20 milyon hektardan fazla saha kaplamaktadır. Bu denli geniģ alanda, değiģik ekolojik, sosyo-ekonomik yöreler bulunmaktadır. ÇağdaĢ orman amenajmanı söz konusu olduğunda, amaç ve kapsam değiģeceğinden, farklı planların ortaya çıkması doğal sonuç olacaktır. 1. GĠRĠġ Dünya nüfusunun artması ve insanoğlunun ihtiyaçların çeģitlenmesinden dolayı, odun hammaddesine olan ihtiyaçta çeģitlenerek artmıģtır. Artan orman ürünü ihtiyaçlarının 171

172 karģılanmasında sıkıntılar yaģanmıģ ve odun ürünü açığının kapatılması için çözüm yolları aranmıģtır. Odun hammaddesi ihtiyaçlarının düzenli Ģekilde tedariki için ormanlar planlı iģletilmeye baģlanmıģtır. Tahminler, gelecekte odunun yerine kullanılabilecek alternatif kaynakların yetersiz kalacağı veya yüksek enerji maliyetleri, çevre kirliliği ve karbon emisyonu nedenleriyle kullanılmalarının uygun ve ekonomik olmayacağını göstermektedir [1]. Bu yüzden orman alanlarının planlı olarak iģletilmesi gerekmektedir. Bu amaçla da orman amenajman planları ormanlarda sürekli ve planlı bir Ģekilde yararlanmanın ana sigortası konumundadır. Bir taraftan doğal koģulların, diğer taraftan insanın yaptığı çeģitli müdahalelerin sonucunda dünyada çok çeģitli orman formları meydana gelmiģtir. Her düzenli ve planlı orman formunda, yetiģme ortamı olanaklarını tam kullanarak, en yüksek miktar ve kalitedeki hasılatı devamlı olarak sağlayan, normal ve optimal meģcere kuruluģunun ortaya çıkarılması gereklidir [2,3]. Bu ormanın gerçekleģtirilebilmesi için, bir takım koģullar vardır. Bunun için orman iģletmesinin belirli bir büyüklükte olması, ortamın verim yeteneğinin ve ormanın üretim gücünün sürekli olarak korunması gerekir. Bunlara ek olarak, en önemli koģul da ormanda optimal kuruluģun sağlanmasıdır [4]. Ülkemizde orman alanlarının 9.6 milyon hektarı (%45 i) orman amenajman planlarında iģletme ormanı olarak ayrılmıģ ve bu alanlarda envanter yapılmıģtır. Ancak, üretim ormanlarının önemli bir kısmında çeģitli nedenlerle üretim çalıģmaları yapılamamaktadır. Ülkemizin yaklaģık %99 unu oluģturan devlet ormanlarında yapılan üretimin, arazi koģulları ve sosyoekonomik gerekçelerle yoğun emek harcanması, maliyetler açısından önemli bir unsur oluģturmaktadır. Öte yandan odun hammadde ithalatında ihracatçı ülkelerin katma değer yaratma açısından, yarı mamul ve odun mamulü ürün ihracatına yönelik düzenlemeleriyle, gelecek dönemde ithalatta sorunlarla karģılaģılması kaçınılmaz görülmektedir [5]. Orman Amenajmanı, amacı ve kapsamı çok geniģ bir faaliyettir. Ormanların amenajman planlarına dayalı olarak iģletilmesi yasal zorunluluk olduğundan, bu planlar düzenlenmektedir. 172

173 Orman Amenajman Planı yapılırken, amacın çok yönlü olarak belirlenmesi, yapılacak iģ ve iģlemlerin buna göre yürütülmesi gerekir. Bu durum, planın yapımı, uygulanması, elde edilecek ürün yönünden, doğrudan çalıģmanın ekonomisi ile iliģkilidir. Her plan ünitesine aynı amaçla plan yapılması, çok değiģik ağaç türleri ve yetiģme yeri iklim özellikleri bulunan ülkemizde, hatalıdır. Yine, her plan ünitesi ve ünite içerisindeki verimli orman alanlarının her yeri için aynı doğruluk düzeyinde envanter yapılması ve buna dayalı, özde pek farklı olmayan planların düzenlenmesi, para, zaman ve emek olarak, kaynak kullanımında gereksiz savurganlığa yol açabilmektedir [6,7]. GeçmiĢ yıllarda benimsenmiģ bu tür uygulamalara, günümüzde artık yer yoktur [8]. Yönetmelikte, amaç çapı açık olarak ifade edilmiģtir. Çok yönlü yararlanma, bunun gerçekleģtirilebilmesi için de çok amaçlı planlama esastır. Durum böyle olunca da, planda değiģik amaç çapları ve farklı idare süreleri, dolayısı ile de iģletme sınıfları yer alır. Orman Amenajman Planının yapılması yanında, daha da önemli olan, planın uygulanmasıdır. Uygulamada ortaya çıkabilecek sorunlar, baģlangıçta iyi etüt edilip, belirlenmelidir. Plan düzenlenirken bunlar dikkate alınarak, sorun yaratılmadan, planın uygulaması sağlanabilir. Örneğin, gençleģtirmede, ağaçlandırmada, sorun bulunan alanlar, sonraki plan periyotlarına bırakılarak, hiç sorunu olmayan yerlerden plan uygulamasına baģlanmalıdır. BaĢka saha yokmuģ gibi, vatandaģın yaģam alanının yanı baģına dikenli tel çekerek, burası gençleģtirme alanıdır, buraya girmek, hayvan otlatmak yasaktır diyerek, sahayı kapatmak, bu planın uygulama Ģansını, hem de hiç gerek olmadığı halde, çok azaltabilir. Orada yaģayan insanların yaģamsal gereksinimleri dikkate alınmadan, orman amenajman planı yapılmaz. Plan, halk-orman iliģkilerini de düzene koymalı, sorun yaratıcı değil, problemleri ortadan kaldıracak biçimde olmalıdır. VatandaĢa rağmen, plan ve bunun uygulaması söz konusu olamaz. Tüm çabalara karģın, o planla ilgili iģlerin yürütülmesinde baģarıya ulaģılabilmesi beklenmez. Uygulamasında baģarı sağlanamayacak planın düzenlenmesinin de bir anlamı yoktur. Sorun bulunmayan yerlerden baģlanıp, problem görülen alanlar ileriki periyotlara bırakılarak, sorun çözümlenebilir. Bugünkü yaģam 173

174 düzeyi, sosyo-ekonomik durum yıl sonra aynı kalmayacaktır. Günümüzde, sorun yaratan durumlar, o zaman ortadan kalkabilir. Bu durumun yaģanmıģ örnekleri görülmektedir. Zamanında çalıģmaları engellemek için ellerinden geleni yapan kimi köy halkı; günümüzde her türlü yardım vaadinde bulunarak, köylerinin etrafının ağaçlandırılmasını istemektedirler. Ekonomik ve sosyal durumları düzelip, yaģam düzeyleri yükseldiğinde, bunun böyle olması, beklenen doğal durumdur. Günümüzde sorun olan alanlara o zaman sıra gelecek, oralarda da güçlüklerle karģılaģılmadan çalıģabilmek mümkün olacaktır. 2. ORMANIN AKTÜEL DURUMUNUN BELĠRLENMESĠ Bilindiği gibi, Orman Amenajman Planı düzenlenmeden önce, ormanın aktüel durumunun belirlenmesi amacıyla, envanter yapılır. Buradan elde edilen bilgilere dayalı olarak, plan düzenlenir. Amenajman planında, ormanın iģletme amacına uygun entansitede ve doğruluk düzeyinde bir envanteri ile yetinilir. Her yerde, her durum için, aynı envanterin yapılması söz konusu olmamalıdır. Hiç de gerekli olmadığı halde, ayrıntıya gidilen yerlerde savurganlığa yol açılmıģ olur. Amacı gerçekleģtirmesi kaydı ile yeterli doğruluk düzeyinde, en az giderle elde edilen envanter, en iyi olanıdır [9]. Bu ölçü göz önünde tutularak çalıģmalar yapılmalıdır. Giderlerden ekonomi sağlayabilmek amacıyla, doğruluk düzeyi yetersiz envanterle yetinilmesi de, daha doğru envanter yapabilmek çabasıyla giderlerin artırılması da yanlıģtır. Uygun ve yeterli olan entansite belirlenmeli, yukarıda belirtilen her iki duruma da meydan verilmemelidir. Harcanan para ve emek yanında, planların zamanında tamamlanıp, uygulamaya konulabilmesi zorunluluğu da vardır. Bu nedenle, zaman da önemli etken olmaktadır. Bu bakımdan, boģa harcanacak zamanın, gerekli yerde kullanılmasının, baģarı üzerinde önemli etkisi bulunmaktadır. Ormanda dikili hacmin bulunmasından, saptanmasından, tespitinden söz edilmemelidir. YanlıĢ alıģkanlıklar sonucu, bu biçimde ifadeler hatalıdır. Akademik ormancılık eğitimi almıģ kiģiler, ormanda hacmin saptanamayacağını bilir, bu nedenle de, belirlenmesi, kestirimi gibi sözcükler kullanır. 174

175 Alınan örnek sayısının artırılmasıyla, doğruluk derecesi yükseltilebilir. Fakat orman toplumunun yapısı ve özelliği bakımından, kesinlik ifade eden sözcüklerden kaçınılır. Bilindiği gibi, değil ormanın, tek ağacın hacmi dahi, tam dolu havuza atılıp, taģırdığı su miktarı tam ölçülemedikçe, matematik olarak kesin biçimde bulunamaz. Böyle bir uygulama söz konusu olmadığından, belli aletler kullanılarak, bilinen biçimde yapılan ölçümlerle, ormanın hacmi kestirilir, bununla yetinilir. Örnek sayısının artırılmasıyla, doğruluk düzeyinin yükseltilebileceği iddiası, istatistik yönünden doğrudur fakat orman toplumu için pek geçerli olamamaktadır. Ormanın yapısındaki heterojenlik nedeniyle, bulunan ortalama değer, ormanda bulunan meģcerelerde, meģcere içinde dahi her alandaki gerçek durumdan çok farklı olabilmektedir. Minimum ve maksimum değerler arasındaki varyansı giderebilmek mümkün değildir. MeĢcerelerde normal kuruluģ gerçekleģtirilebilip, normal orman elde edilebildiği oranda, bu varyans daralır. Heterojen çoğu yerde de çok heterojen yapıdaki meģcerelerden oluģan ormanlarımızda, Ġstatistikî Değerler Tablosunda, söz gelimi, asgari servet 55, azami servet 355, ortalama 189 gibi, çok çarpıcı sayılara rastlamak olağandır. Bu konuda fazla ısrarlı ve iddialı olunmamalıdır. Burada önemli konu, hacim ve hacim artımının gerçeğe olabildiğince yakın biçimde belirlenmesi değil; yetiģme yeri koģullarının, halk-orman iliģkilerinin iyi incelenmesi, sosyal baskının gereğince saptanmıģ olmasıdır. Planın baģarılı biçimde uygulanabilmesinde önemli etkenler bunlardır. Bu önemli konular gereğince incelenmeden düzenlenen planların uygulanmasında doğal ve sosyal sorunlarla karģılaģılmakta, plan uygulamasına baģlandığında, plan değiģikliği teklifi ile karģılaģılmaktadır. Yangın, fırtına gibi önemli bir olay meydana gelmediği halde, plan değiģikliği teklifi, aktüel durumun belirlenmesi ve planın düzenlenmesinde, gereğince inceleme yapılmamıģ olmasının göstergesidir. Zamanında gereklerin yerine getirilmemesi, plan değiģikliği, dolayısı ile de zaman kaybı ve plan periyodu için belirlenen programın gerçekleģtirilebilmesinde güçlükler olarak ortaya çıkmaktadır. 175

176 2.1. Aktüel Durumun Belirlenmesinde Örnekleme Yöntemi Orman birçok bireyden oluģan bir topluluktur. Bu yüzden bu toplumda örneklem için modern örnekleme yöntemleri kullanılmaktadır. Modern örnekleme yöntemleri Ormancılık Biyometrisi nden yararlanmaktadır. Orman heterojen bir yapıya sahiptir. Bu yüzden büyük alanlar kaplayan bu heterojen toplulukta örnekleme yapılarak, istenilen doğruluk düzeyinde sonuçlar elde edilmeye çalıģılır. Bu amaçla heterojen toplumlarda katmanlı örnekleme yöntemi ile örnekleme yapılmaktadır. Amacı sağlayabilmek için toplum, homojen alt toplumlara ayrılır. Ormanda olabildiğince homojen alt toplumlar, meģcere tipleridir. Homojen parçalar olarak ayrılan alt toplumlar üzerinde örnekleme yapılarak, hacim ve hacim artım envanteri yürütülmelidir. Bu maçla yürütülen bir çalıģmada aģağıda belirtilen sırama ile bazı istatistikler belirlenir. - Aritmetik Ortalama ( _ x ) n x _ i 1 x n x i :örnek alan değerleri (hektara çevrilen değerler); n:örnek alan sayısı - Varyans (s 2 ) Örnek alan değerlerinin ortalamadan farklarının kareleri toplamı Tüm Varyans olur. Tüm Varyansın serbestlik derecesine (n-1) bölünmesiyle, Ortalama Varyans (Varyans) elde edilir. 2 ( x x) 2 s n 1 Veya yine aritmetik ortalama hesaplanmadan varyans hesaplanabilir. 2 ( x) 2 x 2 s n n 1 - Standart Sapma (Standart Ayrılış) (s) Varyansın karekökü standart sapmadır. 176

177 - Standart Hata ( s X ) Standart sapmanın, örnek sayısının kareköküne bölünmesiyle bulunur. s s X n - Varyasyon Katsayısı (C v ) Bir topluluğun heterojenliğinde, varyans fikir verebilir. Birden fazla toplum incelenirken, yapıları benzer olduğunda, varyansı daha küçük olan toplum, daha homojen demektir. Ancak, heterojenlik, çoğu kez varyanstan anlaģılamaz. Değerler büyük olunca, varyans da fazla çıkar. Bu nedenle, varyansı büyük olan topluluk, varyansı küçük olandan daha heterojendir demek hatalı olur. Topluluk yapısı olarak, varyansı büyük olan daha homojen olabilir. Değerlerin büyük olduğu toplulukta, aritmetik ortalama da büyüktür. Standart sapma aritmetik ortalamaya bölününce; tersi durumda daha küçük ortalamaya bölünen varyansa göre durum dengelenmiģ olur. s C v x Bu, Varyasyon Yüzdesi olarak da ifade edilir. s C v.100 x Orman amenajmanında envanterde, örnek alanı sayısının hesabında, meģcere tipinin homojenliğine göre yeterli örnek alan sayısının hesaplanmasında, varyasyon katsayısı kullanılmalıdır Örnek Alan Sayısının Belirlenmesi Modern örnekleme yöntemlerinde, gerekli örnek alan sayısı, baģlangıçta hesaplanır. Homojen alt toplumlardan, heterojen alanlara oranla daha az örnek alan ölçülmektedir. 2 Cv 2. t n= 2 m Cv:varyasyon katsayısı; t:güven katsayısı; m:temsil hatası yüzdesi 177

178 Envanter yapılırken, varyasyon katsayısı önemli bir eksik olarak karģımıza çıkar. Örnekleme yapılacak meģcere tipleri için geçerli olacak varyasyon katsayısı bulunmayabilir. Önce, katsayının belirlenmesi, ondan sonra, örnek alan sayısının hesaplanması durumu ile karģılaģılır. MeĢcerede ölçüler yapılıp, varyasyon katsayısı bulunacak, örnek alan sayısı hesaplanacak, ondan sonra alanda bu sayıda örnek ölçülecek demektir. Böyle durumda, tahmini bir sayı, geçici örnek alan sayısı (n 1 ) olarak alınıp, buna göre örnek alanlar meģcereye dağıtılır. Yapılan örnek alan ölçülerinden, meģcerenin varyansı, standart hatası ve varyasyon katsayısı bulunur. Buna göre meģcereden alınması gereken örnek alan sayısı hesaplanır. Geçici örnek alan sayısı, buradan hesaplanan varyans ve standart hata değerleri kullanılarak, gerekli örnek sayısı; 2 2 t. s 2 n (1 ) bağıntısından da hesaplanabilir. 2 ( t. s ) n x 1 Bu Ģekilde çalıģma, önemli ekonomi sağlar. Varyasyon katsayısı hesabı ve envanter için gerekli bilgi toplama iģi birlikte yürütülmüģ olur. 3. ORMANIN NORMAL DURUMUNUN BELĠRLENMESĠ Bu konu genellikle Optimal KuruluĢun Belirlenmesi biçiminde alınır. Ancak, burada esas olan, normal kuruluģu elde edip, normal ormanı meydana getirebilmektir. Sonuçta, optimale ulaģmak hedeflenir. Normal kuruluģta: yaģ sınıfları yönteminde, her yaģ sınıfından birbirine yakın miktarda, redükte alanların; çap sınıfları metodunda da, her çap sınıfında, çap kademelerinde bulunması gereken sayıda ağaçların yer almasının sağlanmasına çalıģılır. Bunun gerçekleģtirilmesi de yeterli değildir. Alanın potansiyel verimi kadar hacmin bulunması da gerekir. Çap sınıfları yönteminde, normal kuruluģ elde edildiğinde, normal ormana da ulaģılmıģ olur. Fakat yaģ sınıfları metodunda durum böyle değildir. YaĢ sınıfları alanları kurulmuģtur. Fakat yeterli sıklık bulunmadığından, potansiyel göğüs yüzeyi, dolayısı ile de hacim bulunmuyorsa, normal orman gerçekleģememiģ olur. 178

179 Normal orman optimale en yakın kuruluģ olmaktadır. Her normal orman aynı zamanda normal kuruluģtadır. Fakat her normal kuruluģta ormanın, aynı zamanda normal orman olmayabileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Kurulan meģcere hasat edildiğinde, o alandan en yüksek ekonomik değer elde ediliyorsa, optimale ulaģılmıģ olur. Normal ile optimal tanımları arasındaki bu fark unutulmamalıdır. Normal kuruluģ ve normal orman gerçekleģtirildiğinde, sonuçta optimale ulaģılamayabilir. Tüm hesaplar, yürütülen uygulamalar, bugün ve görülebilen gelecekteki duruma göre yapılmaktadır. Uzun yıllar sonra ortaya baģka gerçekler çıkabilir. Böyle durumlarda, amenajman planlarında gerekli değiģiklikler yapılıp, uygulamalar bu yöne kaydırılarak, optimalin yakalanmasına çalıģılır. 4. TARTIġMA Ormancılıkta üzerinde çalıģılan objenin açık alanda olması, doğa koģullarının tam anlamı ile etkisinde bulunması, çok önemli faktördür. Bilinen ve denetlenebilen etkenler kontrol altında tutularak, bunların etkisi giderilebilir. Bilinen fakat denetlenemeyen doğa olaylarının önlenmesi, bunların etkilerinin ortadan kaldırılabilmesi söz konusu olamaz. Bu çok önemli konu yanında, ormancılıkta idare süresi diğer hiçbir iģletmede görülmeyecek denli uzundur. Bunlara bir de toplumun yükselen sosyo-ekonomik durumuna göre değiģen talep; geliģen teknoloji sonucu ortaya çıkan piyasa koģullarının katılması da gerekmektedir. Bu nedenlerle, yapılacak en doğru planlar, alınan isabetli kararlar, ormancılıkta, sonuçta amaçlanan hedefe eksiksiz ulaģılmasını sağlamaya yeterli olamayabilmektedir. GeçmiĢte, göknar odunu, reçineli ve dayanıklı olan çamlar kadar para etmiyordu. Boya sanayi geliģince, güzel boya tutan, yaģarma sorunu bulunmayan, beyaz, göknar odununun değeri çok artmıģtır. Yüksek verim elde edileceği düģüncesiyle, hızlı geliģen türlerin yetiģtirilmesine eğilim baģlamıģtı. Ġleriki yıllarda çürümeler, kurumalar, devrikler ortaya çıkınca, yörenin doğal ormanlarının yetiģtirilmesi yeğlenmiģtir. Almanya, duglaz yetiģtirilmesinde bu konunun büyük sıkıntılarını çekmiģ, önemli ekonomik kayıplara uğramıģ ve uzun yıllar sonra, tekrar eski ormancılığına dönmüģtür. 179

180 Ülkemizde de benzer durum yaģanmıģ, fakat uygulamaya girmeden durum fark edilerek, bu yoldan çabuk dönülmüģtür. Yeterli ağaç türümüz vardır ve bu konuda pek bir sorunumuz bulunmamaktadır. Ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama yapılacaktır. Çok amaçlı planlamada da, fonksiyonel plan yapılmasında da, gerçekler göz önünde tutularak, aģırılıktan mümkün ölçüde kaçınılmalıdır. Ormanın, üzerinde görüģ birliğine varılan, 10 fonksiyonu vardır [10]. Her plan ünitesinde, bu fonksiyonların hepsinin veya pek çoğunun, bir de bunların kombinasyonlarının bulunması beklenemez. Bir fonksiyonun planlamada dikkate alınabilmesi için, önemli etkisi bulunması ya da talep olması gerekir. Hizmet fonksiyonları ayrılırken buna dikkat etmek lazımdır. Uzak, ulaģımı güç yerlerde, rekreasyon, doğa güzelliği gibi fonksiyonlar için iģletme sınıfı ayırıp, insanlara hizmet sunmak, kullanacak yeterli kiģi olmayınca, anlamını yitirir. DeğiĢik fonksiyonlar ile ayrılan ormanların yapı ve kuruluģları, ayrılma amaçlarına uygunluk göstermelidir. Her bir fonksiyon için ayrılacak orman parçasının meģcere kuruluģları da farklı olacaktır [4]. Örneğin, ormandan odun üretimi elde etmeyi amaçlayan yerin optimum kuruluģu ile hidrolojik fonksiyon görecek ormanın optimum kuruluģu farklılıklar gösterecektir. Odun ürünü elde etmeye çalıģılan orman olabildiğince sık yetiģtirilmesi hedeflenecektir. Buna karģın hidrolojik fonksiyon ile iģletilecek ormanda ise, havzanın daha fazla su üretebilmesi için ormanın kapalılığı ve dolayısıyla göğüs yüzeyi düģürülecektir. Yani optimum kuruluģu değiģiklik gösterecektir. Bu yüzden tüm ormancılık fonksiyonları için optimal kuruluģlar belirlenmelidir. Çok amaçlı planlama yapılabilmesi için, birden fazla fonksiyon alınmıģ olması Ģart değildir. Bu kavramlar da karıģtırılmamalıdır. Tek bir fonksiyon için düzenlenmiģ planda, farklı amaçlarla yetiģtirilen meģcereler, değiģik iģletme sınıfları yer alabilir ve çok amaçlı plan düzenlenebilir. Üretim fonksiyonu ile iģletilmek üzere düzenlenmiģ amenajman planı, baģka hiçbir fonksiyon yer almasa da, değiģik ürün çeģitleri yetiģtirilmesi amacıyla, farklı iģletme sınıfları ayrılarak, çok amaçlı plan yapılabilir. Örneğin, en yüksek odun hasılatı elde etmeyi amaçlayan fonksiyonlar oluģturulabilir. 180

181 5. SONUÇ VE ÖNERĠLER GeçmiĢte orman amenajman planları düzenlenirken, kimi durumlarda, plandan beklenenlerin dıģına çıkılması eğilimi görülmüģtür. Bölge ġefinin bina, yol, istinat duvarı inģaatından, avukatlığa kadar her görevi yaptığı gibi, amenajman planlarında da, birçok konuda gereksiz ayrıntıya gidilmiģtir. Burada bildiri kapsamına uygun düģmeyeceği düģüncesiyle, bu konulara girilmemiģtir. Yürürlüğe girmiģ bulunan son yönetmelikte durum bir esasa bağlanmıģ, gereksiz ayrıntıya girilmemesi, para, zaman ve emek olarak giderlerin harcanması önlenmeye çalıģılmıģtır. Hiç de gereği olmadığı halde, envanter konusunda ayrıntıya gidilmesi; sonuçta, giderilemeyeceği bilinen durumlar ortada iken, çok sayıda örnek alan ölçüsü yapılarak, hacim belirlenmesine çalıģılması, orman amenajmanına büyük yük olmuģtur. Literatürde bulunmayan bir yöntem kullanılarak, verimli orman alanının tamamına, belli aralık mesafe ile sistematik olarak örnek alanlar dağıtılmıģ, kimi yerlerde daha da fazla örnek alan alınarak, örnekleme yapılmıģ ve uzun süre bu uygulama yürürlükte kalmıģtır. Ġlk yıllarda, meģcere, Bonitet ve yaģ sınıfları haritalarının yapılmasında, doğruluk düzeyini yükseltebilmek için, bu örnek alan ölçümlerinden yararlanıldığı öne sürülerek, durum savunulmuģtur. Bunlar farklı konular olduğundan, böyle bir görüģ kabul edilemez. Metot çok beğenilmiģ olsa gerektir ki, ikinci, üçüncü dönem plan yenilenmesinde, aynı iģler bazı yerlerde örnek sayısı daha da artırılarak, meslek kamuoyu önünde sürdürülmüģtür. Konu her fırsatta, makaleler, bildirilerle dile getirilmiģ, raporlar düzenlenerek, ilgililere, yetkililere sunulmuģtur. Çoğu kez, yetkililerce istenilen raporların dahi etkisi olamamıģ, durum değiģtirilememiģtir. Bu biçimde çalıģmalar, bazı ana meģcere tiplerinden 200 den, 300 den fazla örnek alan ölçüsü yapılarak, çok uzun yıllar devam etmiģtir. MeĢcere, Bonitet ve yaģ sınıfları haritaların yapılmasında bunlardan yararlanıldığı öne sürülse dahi, Bonitet kısa sürede değiģmeyeceğine, yaģ sınıfları da belli olduğuna göre, bunlarda bulunan hataların, plan düzenlenmesi ve uygulamasına ne biçimde yansıyıp, etkili olacağı da dikkate alındığında, ikinci, üçüncü kez 181

182 yenilenen planlarda aynı çalıģmaların yapılmasını anlayabilmek mümkün değildir. Ayrıca, bonitetlerin belirlenmesinde hala güncel tablolar kullanılmamaktadır. Örneğin, kızılçam için 3 bonitet sınıflı tablolar kullanılmaktadır. Halbuki kızılçam aynı yaģ grubunda, çok değiģik yetiģme ortamı özeliklerine sahip ve üst boy varyasyonu çok fazla olan bir ağaç türüdür. Ayrıca, aynı bonitet sınıfında diğer ağaç türleri ile karģılaģtırma açısından 5 bonitet sınıflı bonitet tabloları amenajman planı yapımında kullanılmalıdır. Bir yere ilk kez amenajman planı yapılması ile planın yenilenmesi çok farklı konulardır ve ona göre çalıģılmasını gerektirir. Aynı iģlerin, elde hiç bilgi yokmuģ gibi, yeniden yapılması yanlıģtır. Giderler yönünden de, savurganlıktır. Birçok ünite, plan süresi bitmiģ fakat henüz yenisi yapılamamıģ olduğundan, plansız çalıģılması durumu ile karģı karģıya iken, böyle bir tutumun anlaģılabilmesi gerçekten zor olmuģtur. GeçmiĢte bu örnekler yaģanmıģtır. Eldeki verilerden olabildiğince yararlanılarak, aktüel durumun belirlenmesine çalıģılmalıdır. Önemli olan, ormanın ne yöne gittiğinin görülebilmesi, gerekli çalıģmaların, zaman ve yer olarak belirlenip, plana bağlanmasıdır. Bunun sağlanabilmesi için, gereğinden fazla ayrıntıda envantere yapılması hatalı olur. Yeterli olabilecek bir envanterle, durum belirlenerek, plan düzenlenip, eldeki imkanlar, esas olan planın uygulanmasında gerekli çalıģmaların yürütülmesinde harcanmalıdır. Zaman çok önemlidir. Para, emek bulunsa dahi, zaman temin edilemez. Belli tarih ve sürelerde yapılacak iģler vardır. Zamanında düzenlenememiģ planlar, daha sonra hem de çok ayrıntılı, gayet iyi biçimde yapılsa dahi, yitirilen yıllarda yapılması gereken iģlerden doğan kayıplar yerine konulamaz, tesviye süresi uzar, Buradan doğan kayıplar ve bunların etkileri, zamanla ortadan kaldırılamaz. 182

183 KAYNAKLAR [1] Nilson, S., Do We Have Enough Forest? IUFRO Occasional Paper No 5, 70 p. Hungary. [2] Eraslan, Ġ., Aynı YaĢlı Koru Ormanlarında Aktüel KuruluĢları Optimal KuruluĢalara Götürme Yolları. ĠÜ Orman Fakültesi Dergisi B-15(2), [3] Saraçoğlu, Ö., Karadeniz Yöresi Göknar MeĢçerelerinde Artım ve Büyüme. Orman Genel Müdürlüğü Yayınları, 312 s. Ġstanbul. [4] Kalıpsız, A., Orman Hasılat Bilgisi, ĠÜ Orman Fakültesi Yayın No 3194/354, 349s. Ġstanbul. [5] Kaplan, E., Assessment of Demand For Forest Products and Supply Resources and the Place of Industrial Plantations in Turkey. Bottlenecks, Solutıons, And Prıorıtıes In The Context Of Functıons Of Forest Resources, The 150 th Anniversary of Forestry Education in Turkey, Ekim, s Ġstanbul. [6] Eler, Ü., Ülkemizdeki Orman Amenajman Planları ve Kritiği. Orman Mühendisliği Dergisi, Kasım Sayısı, s.67-70, Ankara. [7] Eler, Ü., Ormancılığımızda Son Yıllardaki Önemli DeğiĢiklikler. Orman Mühendisliği Dergisi Temmuz Sayısı, s.15-18, Ankara. [8]. Özçelik, R., Özdemir, Ġ., Eler, Ü., Orman Amenajmanında Envanter Sorunları ve Çözüm Önerileri. I. Çevre ve Orman ġurası, Tebliğler Cilt 2, s , Antalya. [9] Eler, Ü., Orman Amenajmanı Süleyman Demirel Üniversitesi Yayın No 17, Isparta. [10] Eraslan, Ġ., Eler, Ü., Orman ĠĢletmesinin Planlanması ve Denetimi Süleyman Demirel Üniversitesi Yayın No 35, Isparta. 183

184 TÜRKĠYE DE ORMAN AMENAJMANININ DÜNÜ BUGÜNÜ Prof. Dr. Ünal ELER (1) (1). Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi (Emekli). ÖZET 18 yıl önce, Ankara da düzenlenen, iki bildiri ile katıldığımız Ormancılığımızda Orman Amenajmanının Dünü Bugünü ve Geleceğine ĠliĢkin Genel GörüĢme isimli toplantının düzenlenmesinde ve editörlüğünü yaparak, 29 bildirinin yer aldığı 366 sayfa Bildiriler Kitabının hazırlanmasında görev almıģtık (Anonim, 1992). O toplantıdan sonra geçen uzun süre içerisinde, aynı görüģ ve düģünceler her fırsatta çeģitli seminer, toplantı ve sempozyumlarda söylenmiģ, bildiriler sunulmuģ; makaleler yayımlanmıģtır. Zaman çok hızlı geçiyor. Yitirilen yılları geri kazanabilmek mümkün değildir. Sorunların çözümü, eksikliklerin ve uygulamadaki güçlüklerin giderilmesi için, tüm gerekler, anlayıģ ve görüģ birliği ile yerine getirilmelidir. Zaman zaman mesleğimizin sorunlarının çözümü amacıyla toplantılar düzenlenmesi, uygun ve yararlıdır. Ancak, aynı problemlerin bir sonraki toplantıya taģınması, bu konular için toplantı düzenlenmesi, üzücü ve düģündürücü olmaktadır. Çünkü bunlar tümü ile tartıģılmıģ, üzerinde yeteri kadar durulmuģ ve yapılması gerekenler kararlaģtırılmıģtır. Devam eden ve güncel sorunlar, kısa sürede çözümlenmeli ve giderilmelidir. Değilse, problemler çoğalacak, değiģik zamanlarda, farklı isimler altında toplantılar devam edecek, fakat önemli değiģiklikler elde edilemeyecektir. Ormancılık çalıģmalarının, zamanında yapılması zorunludur. ĠĢlemler asla ertelenemez. Bu nedenle, plan yapımının ve uygulamalarının sürdürülmesi kaçınılmazdır. Orman Amenajman Yönetmeliğine göre, elde var olan bilgilerden olabildiğince yararlanılarak, yeterli envanter yapılabilir ve uygulanabilir Amenajman Planı hazırlanabilir. Ġlk periyotta gençleģtirmeye ayrılacak alanlar için, plan ünitesinin transport, iģçi durumu, sosyal baskı ve topografya yönünden sorun bulunmayan kısımları alınır. Birkaç periyot sonra, orman 184

185 köylüsünün durumu değiģecek ve ormancılık uygulamalarındaki kimi sorunlar ortadan kalkacaktır. Ormancılığımızda bugün kimi eksiklerimiz vardır. Elbette herkes modern orman amenajman planları ile çalıģmak ve bunlar4ı uygulamak ister. Tüm sorunlar ileride çözümlenir. Önemli olan, içerisinde bulunduğumuz geçiģ dönemini en az kayıplarla atlatabilmektir. ABSTRACT Eighteen years ago I got duty on holding the meeting named The past the present and the future of forest management in Turkish forestry that I participated with two papers and undertook the editorship of the book 366 pages with 29 papers arranged in Ankara. During the long time since that meeting the same ideas and opinions were said, papers and reports were offered by all opportunities in several seminars, meetings and symposiums and articles were published. Time passing very quickly. It is impossible to get the past years back again. All the needs must be realized with agreement and tolerance to solve the problems to remove the deficiencies and difficulties in practice. It is appropriate and useful to hold meetings, time by time, with the aim of solwing the problems of our proffession. But carrying the same problems to the next meeting and to hold gathering for the identical subjects is distressing and thought-provoking. Because, all of them were discussed, tolked over and needed works were decided. The continued and actual problems must be solved and removed in a short time, otherwise, matter will increase, meeting in several times under different names will continue but important changes will not be obtained. Forestry practice must be done in time. Treatments never be postponed. For this reason, continue the arrenging management plans and their practices is unavoidable. Sufficient inventory may be done, by using the existing information as possible as, according to Forest Management Regulation and practicable management plans can be prepared. For the first periodical regeneration area, suitable parts of the planning unit without problems for transportation, worker, social pressures and topography can be taken. After some periods the 185

186 position of forest willagers will be changed and some difficulties for forestry practice will be removed. We have some deficiency in our forestry today. All problems will be solved in future. Ofcourse, everybody want to work with the modern management plans and to practice them. Ġmportant subject is to overcome the actual transition period with minimum losses. 1. GĠRĠġ 1993 yılında Çukurova Üniversitesinde MPM ve TÜBĠTAK desteğiyle düzenlenen Tarımsal AraĢtırmalarda Verimlilik ve Etkinliğin Artırılması isimli toplantıya, özet olarak, 25 yıl önce yayımlanmıģ olan yazımı bugün aynen yayına verebilirim. Çeyrek yüzyıl geçmiģ değiģen pek bir Ģey yok. Olması gereken değiģimi, geliģmeyi sağlayamıyoruz ġimdi yine bilinen ülke gerçekleri konuģulacak ve bir sonraki toplantıya kadar biraz daha zaman geçecek, değiģen bir Ģey olmayacaktır. Burada havanda su dövmek istemiyorsak, çabamız sorunları dile getirip, çözüm önerilerini anlatmak değil, en yetkili makama nasıl ulaģılacağının, zaman yitirilmeden, çözüm yollarının uygulamaya konulması için ne yapılması gerektiğinin belirlenmesi olmalıdır biçiminde bir bildiri sunmuģtuk (Eler, 1993). Aynı düģünceleri Orman Mühendisleri Odasının 2005 yılında düzenlediği sempozyumda da vurgulamıģtık (Eler, 2005). ġu anda da, aynı düģünceyi taģımaktayız. Kademe kademe her ilgili kendi görev ve yetkisine giren kısmı ele alır, düģünür, gereğini yapma gayretinde olursa, problemlerimiz gün be gün hal yoluna girer Ģüphesiz (26 yıl önce yayınlanmıģ yazıdan - Eler, Eler, 1997). Bugün 1971 yılından beri 39, 1997 den günümüze de 13 yıl geçmiģ. Aynı yazı 2010 yılında aynen yayımlanıp, hiç yadırganmadan okunabilir. Orman Mühendisleri Odasının 2005 yılındaki sempozyumunda, Ocak tarihinde yine Orman Mühendisleri Odasının düzenlediği IV. Teknik Kongrede ayrı basım olarak yayımlanmıģ olan, hepsini sakladığımız çoğu aramızdan ayrılmıģ hocalarımızın vermiģ oldukları bildirilerden söz etmiģ, 33 yıl geçmiģ, aynı konuları konuģuyor, tartıģıyoruz, değiģen pek bir Ģey olmuyor biçiminde yakınmada bulunmuģtuk (Eler, 2005). 186

187 Türkiye de Orman Amenajmanının Dünü Bugünü ile ilgili genel görüģme 18 yıl önce yapılmıģtı. Ġki bildiri ile katılmıģtık (Eler, 1992 a ve b). 29 bildirinin yer aldığı, editörlüğünü yaptığımız 366 sayfa, bildiriler kitabı yayımlanmıģtı yılındaki toplantıdan günümüze 18 sene daha geçti. Tekrar toplandık, konuģacağız, tartıģacağız; görüģler sunacağız, kararlar üreteceğiz. Bilgi, teknoloji, eldeki olanaklar, her konuda ulaģmıģ bulunduğumuz düzey değiģiyor. KuruluĢlar, çalıģma düzeni, kiģiler, görüģler ve en son olarak, Orman Amenajman Yönetmeliği değiģti. Sorunlara içtenlikle eğilir, konuları gereğince ele alıp, tüm çabamızla çalıģmalara devam edersek, çok Ģey değiģtirilebilir. Bunun kaçınılmaz olduğu ortadadır. Ġyimser olmak gerekirse bu mümkündür de. 2. TÜRKĠYE DE ORMAN AMENAJMANININ DÜNÜ Ormanlar çok geniģ, insan nüfusu az olduğu eski çağlardan baģlayarak, insan-orman iliģkileri devam edip gelmiģtir. Ormanlar, dünya üzerinde klimaks sınırlarına kavuģup, sınırları artık geniģleyemez duruma ulaģmıģ olduğundan, orman varlığının artamamasına karģılık, insan nüfusu giderek çoğalmıģtır. Nüfusun çoğalması, ihtiyaçların çeģitlenerek artması, büyük göçler, savaģlar, yangınlar, dengenin orman aleyhine bozulmasına yol açmıģtır. Ormanların kuruluģları bozulmaya, alanları daralmaya baģlamıģtır (Eler, 2003). Yeniçağın baģlarından itibaren, tüm bu yıkımlar ve düzensiz faydalanmalar sonucu, aradaki açığın daha da artacağı görülmüģtür. XVI. Yüzyıldan sonra, orman varlığı ve orman ürünlerine olan talep dikkate alındığında, kaynağın bunu karģılayamayacağı, görünür gelecekte, darboğazla karģılaģılacağı anlaģılmıģtır. Bunun önlemi olarak, iki çare bulunmaktaydı. Birincisi, ormanlardan yararlanmayı belli bir düzen altına almak gerekiyordu. Bu Ģekilde, Orman Amenajmanı doğmuģtur. Ġkinci çare de, orman alanlarını geniģletmekti. Ancak, uzun yıllar alıģılmıģ mülkiyet durumu (özellikle derebeylikler) nedeniyle, herkes sahasının orman yapılmasına karģı çıkmıģ ve bu konuda baģarı sağlanamamıģtır. Alanın geniģletilmesiyle eģ anlamda olacak, birim alandan elde edilen verimin artırılması gündeme gelmiģ, Orman Hasılat Bilgisi ve 187

188 bu disiplinin koyduğu kuralların uygulanması için de, Silvikültür bilimi ortaya çıkmıģtır (Eler, 2001). Orman Amenajmanı ve Orman Hasılat çalıģmalarının yürütülmesinde gerekli ölçmelerin yapılmasında da, Dendrometri bilimine ihtiyaç duyulmuģ, yeni aletler, yöntemler geliģtirilmiģtir (Eler, 2003). Durumun tehdidi ve zorlaması ile ormanlardan yapılan faydalanmayı bir düzen altına almak, toplumun orman ürünlerine olan ihtiyacını sürekli olarak karģılayabilmek, bunun yanında, ormanların topluma sağladığı fonksiyonlardan da, devamlı yararlanmak düģüncesi, diğer deyimle Süreklilik Prensibi (Devamlılık Prensibi) doğmuģtur (Eraslan-Eler, 2003). Avrupa da meydana gelen değiģikliklere, ülkemizde ayak uydurulamamıģtır. Ancak, bizde de, ormanlara bir esasa, usule göre müdahale edilmesi gereği duyulmuģtur. Zamanın koģullarının ortaya koyduğu durumlara göre, çeģitli yasal düzenlemeler getirilmiģ, uygulamalara gerekli düzen verilmeye çalıģılmıģtır. Bu amaçla, Kanunnameler, Fetvalar, Hükümler, Buyruklar, Hat-ı Hümayunlar çıkarılmıģtır (Kutluk, 1948 ve 1967; Yund, 1957; Evcimen, 1977). Ülkelerin ekonomik ve teknolojik kalkınmalarına koģut olarak, teknik yönden geliģmeleri sonucu, orman anlayıģı ve ormancılık uygulamaları değiģmiģ, ormanların en yüksek ekonomik değer elde edilebilecek biçimde iģletilmesine çalıģılmıģtır. Türkiye de de çok gecikmeli de olsa, bu geliģmelere ayak uydurulmaya çaba gösterilmiģtir (Eler, 2008). 3. TÜRKĠYE DE ORMAN AMENAJMANININ BUGÜNÜ Ülkemizde Orman Amenajmanının bugünü denilince, yakın geçmiģteki uygulamaları da buna dahil etmek gerekir. Türkiye de ilk kez, modern kombine envanter metotları ile Orman Amenajman Planlarının düzenlenmesine 1964 yılında Antalya da baģlanmıģtır. BeĢ Yıllık Kalkınma Planlarında ön görüldüğü üzere yılları arasında, çok hızlı çalıģılarak, Türkiye nin Orman Amenajman Planları bitirilmiģtir. O dönemde, ülkemizde programını gerçekleģtiren tek kuruluģ, Orman Genel Müdürlüğü nün Amenajman Dairesi BaĢkanlığı olmuģtur. 188

189 Bu çalıģmalar, 1955 yılında çıkarılmıģ olan Amenajman Talimatnamesi (Anonim, 1956) gereğince yürütülmüģtür. Bu planlar, bir an önce Türkiye sahasının kapatılması, plana bağlanmamıģ yer kalmaması hedefi ön planda tutularak, olabildiğince kısa sürede tamamlanmıģtır. Türkiye ormanlık alanının, eski amenajman planlarından bulunmuģ olan, 10.5 milyon hektar değil, 20.6 milyon hektar olduğu görülmüģtür. Kısa zamanda bitirilmeye çalıģılan bu planlarda, eksiklikler bulunmaktaydı. Planların revizyonu ve yenilenmesinde, çağdaģ, daha ayrıntılı planların düzenlenebilmesi için, yenilikler getirilmesi gerekli görülmüģ ve 1973 tarihli yönetmelik çıkarılmıģtır (Anonim, 1976) yönetmeliği, Yüksek Fen Kurulunda yapılan değiģiklikler nedeniyle, istenilen Ģekilde çıkarılamamıģtır. Zamanla eksiklikler tartıģma konusu olmuģ, yeni bir yönetmelik düzenlenmesi gündeme gelmiģtir yılında, Orman Genel Müdürlüğü, yeni yönetmelik hazırlanması görevini, Ormancılık AraĢtırma Enstitüsü ve Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığına vermiģtir. Yönetmelik taslağı hazırlanmıģ, Fakülteler ve ilgili kuruluģlarla yapılan görüģmelerle son Ģeklini alan yönetmelik onaylanarak, tarihinde yürürlüğe girmiģtir. Ancak, bu yönetmelik de, istenilen Ģekli ile çıkarılamamıģtır. Getirilmek istenilen yenilikler tutucu bir anlayıģla, kabul görmemiģtir. Sonuçta, 1973 ve 1991 tarihli yönetmelikler arasında önemli fark olmamıģtır yılında, Orman Genel Müdürlüğü, çağdaģ orman amenajmanına uygun plan düzenlenebilmesini sağlayacak yeni yönetmelik hazırlanmasını, Ġstanbul Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültelerinden istemiģtir. Fakültelerin Amenajmanı Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından, fakülteler akademisyenlerinin görüģleri de alınarak hazırlanan taslak, Orman Amenajmanı ilgilileri ile görüģmeler sonucu son Ģekli verilerek, onaya sunulmuģ; 05. ġubat tarih ve sayılı resmi gazetede yayımlanarak, yürürlüğe girmiģtir (Anonim, 2008). 189

190 4. TARTIġMA Orman Amenajmanı çok geniģ kapsamlıdır. Gerçekte, amenajmanın esasları ve ormanın tüm fonksiyonları için amenajman, çok hacimli bir kitabın boyutlarını aģar (Davis, 1954). Orman diğer hiçbir iģletmede görülmeyecek denli, doğa koģullarına açık, geniģ alan kaplayan ve çok uzun idare süresi ile iģletilen bir kaynak olduğundan; özellikle de nüfusunun önemli bölümü orman içi ve kanarında yaģayan ülkemizde, Orman Amenajman Planlarının düzenlenmesi çok güçtür, bilgi ve deneyim gerektirir. Burada önemli konu, nasıl bir planlama yapılacağına karar verilebilmesidir. Ormancılık çalıģmalarında ayrıntının sonu yoktur. Kabaca tahminden, tüm ağaçların çaplarının ve boylarının ölçülmesine kadar, çok değiģik envanter yapılabilir ve kabaca istikģaf planından, entansif iģletme planına dek, her türlü plan düzenlenebilir. Ormancılığın temel ilkelerine ters düģülmemek kaydı ile mal sahibinin amacı ve bu iģe ayıracağı kaynak, yapılacak iģin ayrıntısını belirler. Ülkemizde devlet orman iģletmeciliği yapıldığından, bu konular pek ön plana çıkmamıģtır. Fizibilitesine bakılmaksızın, her üniteye, aynı içerikle plan düzenlenmiģtir. Planları yapan da, uygulayan da, akademik ormancılık eğitimi almıģ mühendislerdir. Yapılan iģin bilincinde olmaları, kalıplaģmıģ iģleri yürüten kiģiler durumuna düģmemeleri gerekirdi. Yönetmelikler ve bunların açıklaması olan Teknik Kılavuzlar iģin tanımını, çerçevesini ve Ģeklini koyar. Ayrıntı ve son karar, uygulayan elemana aittir. Bilindiği gibi, En iyi amenajman planı, yetersiz uygulayıcı elinde ormanı tahrip eder. Buna karģılık, mütevazi bir plan, iyi uygulayıcıyla, ormanı ihya eder. Bir diğer önemli konu, en mükemmel yönetmelik çıkarılsa, bunu uygulayacak yeterli düzeyde eleman yoksa bir anlam taģımaz, görüģüdür. Doğrudur. Fakat eldeki elemanlara ve olanaklara göre yönetmelik yapılıp, amenajman planı düzenlenmez. ÇağdaĢ ormancılık yapılabilmesini sağlayacak yönetmelik yürürlüğe konur, bunun gereklerinin yerine getirilebilmesi için, eksikler giderilir. Eksikler tamamlanıncaya kadar, yapılabileceklerin en iyisi gerçekleģtirilmeye çalıģılır. Ormancılık çalıģmaları bekletilip, bir süre sonra devam ettirilemez. Canlı obje olan ormana gerekli iģlemlerin zamanında yapılması kaçınılmazdır. Aksi halde, her Ģey altüst olur. Devamlılık ilkesi bozulur. ĠĢin ekonomik yönü yanında, ana gaye olan 190

191 yetiģtirme aksar. Bugüne kadar yapılmıģ olan çalıģmalar, idare süresi, tesviye süresi her Ģey etkilenir. Duruma göre, kayıplar ortaya çıkar. Konuya eğilmek, sorunlar giderilinceye kadar, olabileceğin en iyisini bulup, ortaya çıkarmak, en az ekonomik kayıpla, geçici dönemi atlatmak, bunların yapılabilmesi için de, iģin baģından sonuna dek, her kiģinin üzerine düģen sorumluluğu içtenlikle üstlenmesi, çalıģmaları baģarı ile yürütmesi gerekir (Eler, 1980, 1981 ve 1982). 30 yıl önce, problemleri konuģmuģ, tartıģmıģız. Bir yerlere kadar geldik. Bu ülkede, literatürde bulunmayan, bulunması da mümkün olmayan iģler, tüm meslek kamuoyunun gözü önünde, hem de çok uzun yıllar uygulanmıģtır. Her fırsatta, yanlıģlığı vurgulamaya çalıģmamıza karģın, bu garip durum giderilememiģtir. Örnekleme adı altında, örnek alanlar alt toplumlar (Orman Amenajmanında bunlar meģcere tipleridir) ayrılmadan, ünitenin tümüne sistematik olarak dağıtılmıģtır den fazla örnek alan ölçülerek (2600, 2800 nokta!!! alınmıģ olan plan üniteleri vardı), amenajman planı yapılmıģ planlar yenilenememiģ yerlerde plansız, avans raporları ile çalıģılırken, bu garip uygulamaya!!! aynen devam edilmiģtir. Ġlk yıllarda, çok sayıda örnek alan ölçüsü yapılması konusu, meģcere, bonitet sınıfları ve yaģ sınıfları haritalarının düzenlenmesinde bunlardan yararlanıldığı öne sürülerek, savunulmuģtur da. Birinci, ikinci hatta üçüncü plan yenilenmesi çalıģmalarında, bu durum sürdürülmüģtür. Bunlar farklı konulardır. Plan yenilenirken bonitet ve yaģ için yeniden envanter gerekli görülmeyebilir. Bonitet uzun süre değiģmez. YaĢ sınıfları da bellidir ve güncelleģtirilebilir. Bu nedenle, plan düzenlenmesinde bu denli fazla örnek alan ölçülmesi gereğinin savunulmasını anlayabilmek, mümkün olamamıģtır. Plan çok iyi düzenlenmiģ olsa da, uygulamada ortaya çıkan aksaklıklar, doğrudan plana yüklenmek istenmektedir. Bu konuya dikkat edilmelidir. Uygulayıcının gücü yeterli olabilecek, gerekli önem verilip, çaba gösterildiğinde, baģarılabilecek iģler; alıģılagelmiģ tutum ve çalıģma düzeni ile gerçekleģtirilemiyorsa, burada planın suçu yoktur (Eler, 1992-b). Orman amenajman planının düzenlenmesi kadar, uygulanması da önemlidir. Planda varılmak istenen sonuç ve baģarı, uygulayıcının 191

192 bilgi ve deneyimine, lokal koģulları iyi tanımasına ve değerlendirmedeki dikkat ve isabetine bağlıdır (Eraslan, 1971). Hiçbir formül uygulayıcının sağ duyusundan ve analitik düģüncesinden daha değerli olamaz (Gross, 1950). ÇeĢitli eta belirleyen yöntemlerden hiçbiri, kesimin nasıl yapılacağını göstermemektedir. Etanın miktarı kadar, bunun ormandan ne biçimde alınacağının da, büyük önemi vardır. Aynı miktar etanın çıkarılmasında, bir uygulayıcı ormanı onardığı halde, diğeri yıkıma uğratabilir (Knucher, 1950). 5. SONUÇ VE ÖNERĠLER Orman Amenajman Planı nedir, ne değildir konusu sürekli göz önünde tutulmalıdır. Ayrıntılı envanter yaparak, mükemmel amenajman planı düzenleyip, uygulamaya çalıģmak, her zaman, her plan ve iģletme sınıfı için, gerekli midir, doğru mudur. Bu çok önemli konu kararlaģtırılmalı, hangi durumlarda, nasıl bir envanter yapılacağı ve ne biçimde bir plana bağlanacağı belirlenmelidir. Orman amenajman planlarının düzenlenmesi, uygulanması ve denetiminde, yeterli eleman bulunması, olmazsa olmaz etkendir. Bunun sağlanması kaçınılmazdır. Ancak, özel uzmanlık gerektiren konularda, eleman yetiģtirilip, çalıģtırılabilmesinde güçlüklerle karģılaģılıyorsa, eksikliklerin ihale yoluyla giderilmesine çalıģılmalı, bunun için gerekler yerine getirilmelidir. Orman Amenajman BaĢmühendisliklerinin kuruluģu ve çalıģma düzeni de, böyle bir yol izlenmesini gerektirmektedir. Özel uzmanlık gerektiren kimi çalıģmalar, uzun zaman aldığından, Amenajman BaĢmühendisliğinin çalıģma takvimine uygun olarak iģlerin bitirilmesinde, önemli sorunlar yaratır. Diğer yandan, bu tür çalıģmalar, her planın yenilenmesinde yapılması gereken iģler değildir. Bu bakımdan, yönetmelikte yer alan tüm iģleri yapabilecek Amenajman BaĢmühendislikleri oluģturulup, bunları elde tutabilmek çok güçtür ve ekonomik olmaz. Bu çalıģmaların ihale ile yaptırılması çok daha pratik ve ekonomiktir. ĠĢi yapabilecek ekipler çalıģtırılarak, sorun çözülebilir. Orman Amenajman BaĢmühendisliklerinin yapacağı iģler bellidir. ÇalıĢma programına engel olunmayacak biçimde, bunlar düzene konulabilir. Planın hangi yılda yenileneceği bilinmektedir. Envanteri uzun zaman gerektiren çalıģmalar, önceden yapılıp veya 192

193 yaptırılıp, bilgiler toplanıp, haritalar hazırlanarak, çalıģacak amenajmancılara verilmelidir. Bunlar kullanılarak, plan düzenlenir. Bu Ģekilde, kadrosuzluk veya mevzuat yönünden, yerine getirilemeyen durumlar nedeniyle, çağdaģ planların düzenlenememesi sorunu da, ortadan kalkar ve 1991 tarihli yönetmeliklerde gerekli eleman temin edilinceye kadar yapılmayacaktır ifadesi yer almaktaydı. Son yönetmelikte, Madde 23 de Biyolojik çeģitlilik envanteri, konunun uzmanlarınca hazırlanarak, plan yapıcısına verilir ifadesi yer almaktadır. YetiĢme ortamı haritasının yapılmasında da, Madde 19 da Bu harita yapılmamıģsa, taslak Bonitet haritası yapılır ifadesi bulunmaktadır. Eleman temin edilinceye kadar, bu iģler yapılmayacaktır denilmemektedir. Gerekli iģler yaptırılarak, sorun çözülürse, durum Türk Ormancılığının önemli bir eksiği olmaktan çıkar. Yukarıda değinilen konular önemle, ele alınıp, hiç zaman yitirilmeden çözümü yolunda çalıģmalar baģlatılmalı, aksatılmadan sürdürülmelidir. Bu durum sağlanıncaya kadar, ormancılık faaliyetleri beklemeyeceğine ve amenajman planlarının düzenlenmesi devam edeceğine göre, eldeki imkanlara uygun olarak, Orman Amenajman Yönetmeliğinin sağladığı kolaylıklardan yararlanılarak, yeterli envanter yapılması ve uygulanabilir planların düzenlenmesine ve uygulamaların aksatılmadan yürütülmesine, gerekli çaba ve özen gösterilmelidir. Envanterde, ayrıntıya girilmeden, aktüel doğal durumun belirlenmesine çalıģılmalıdır. Bu konuda ne denli ayrıntıya girilip, ne kadar çok örnek alan ölçüsü yapılsa, ormanın aktüel durumu değiģmeyeceğinden; aynı meģcere tipinin, değiģik yerlerde çok farklı hacim taģıyacağının bilincinde olunmalıdır. Diğer yandan, meģcere tipi ayrımında kabul edilen kıstaslar için büyük bir varyans söz konusudur (21 cm orta çap da, 34 cm orta çap da, c çağıdır; 0.45 kapalılık da, 0.65 kapalılık da, 2 kapalıdır. 21 cm orta çapta, 0.45 kapalı meģcere ile 34 cm orta çapta ve 0.65 kapalı meģcereler ağaç türüne göre, aynı rumuz altında, örneğin Çz c 2 olarak planda yer alacağından, bunların hacim ve hacim artımları, konunun esprisini çarpıcı biçimde ortaya koymaktadır). 193

194 Ġstatistiki değerler tablosunda söz gelimi, en az hacim 55, en fazla hacim 355, ortalama 189 m 3 /ha, var olan gerçek durumu yansıtmaktadır. Ormanda hacim envanteri konusu iyi anlaģılıp, buna göre çalıģmalar yönlendirilmelidir. Asgari ve azami servet durumu buradan kaynaklanmaktadır ve bu gerçek, örnek sayısı ne denli artırılsa, değiģtirilemez. Bu konuda harcanacak para, zaman ve emek olarak giderler göz önünde tutulmalı; yapılan iģin, meģcere tipine plan ünitesinin tamamı için, ortalama bir değer belirlemek olduğu, unutulmamalıdır. Orman Amenajman Planı ne değildir konusunda, bu durum uzun süre ısrarla vurgulanmıģ, fakat bir türlü anlaģılamamıģ ve kabul görmemiģtir. Değilse, hiç de gereği olmadığı halde, binlerce örnek alan ölçülerek, plan düzenlenmesine, uzun yıllar devam edilebilir miydi. Yeterli olabilecek bir envanter üzerine, uygulanabilir plan düzenlenerek, iģlerin aksaklığa meydan verilmeden yürütülmesi mümkündür. Yönetmelikte tanınan kolaylıklardan olabildiğince yararlanılıp, mevcut bilgiler güncelleģtirilerek, elde edilecek envanter üzerine, sosyal baskı bulunmayan, doğal yönden sakıncalı olmayan, iģ gücü ve yol durumu da uygun yerlerden, periyodik gençleģtirme alanı ayrılarak, çalıģmalar aksatılmadan sürdürülmelidir. Bu Ģekilde periyodik alanlar bulunabilir. Her periyodik alan için 10 yıl 20 yıl kazanılacağı düģünülmelidir. Orman içi ve kenarında yaģayan halkın sosyo-ekonomik durumu hızla değiģmektedir. Bir süre sonra bugünkü sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Bunun canlı örnekleri yaģanmaktadır. Ġleriki periyotlarda bu sorunlarla karģılaģılmayacağı beklenir. KuĢkusuz, çağdaģ amenajman planlarının düzenlenmesini her ormancı arzu etmektedir. Ancak, bu gerçekleģinceye kadar, geçiģ dönemini en az kayıpla atlatmaya çalıģmak kaçınılmazdır. ÇağdaĢ ormancılığa göre eksiklerimiz var fakat bunlar, amenajman planları düzenlenip, aksatılmadan uygulanmasına engel olacak durumda değildir. Sorunlar ileride ortadan kalkacak, daha rahat ormancılık yapılabilecek ortama kavuģulacaktır. Önemli olan, bugün çalıģmaların sürdürülmesi ve geçiģ döneminin en az kayıpla atlatılabilmesidir. 194

195 KAYNAKLAR [1] ANONĠM. Orman Amenajman Planlarının Tanzimine ve Tatbikine Ait Talimatname Ziraat Vekaleti Orman Umum Müdürlüğü, Yayın No: 193, Yeni Matbaa, Ankara [2] ANONĠM. Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesine, Uygulanmasına ve Yenilenmesine Dair Yönetmelik. Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Amenajman Dairesi BaĢkanlığı Yayını, Ankara [3] ANONĠM. Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesi, Uygulanması, Denetlenmesi ve Yenilenmesi Hakkında Yönetmelik. Tarım ve Köy ĠĢleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü, Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı Yayını, Ankara [4] ANONĠM (Editör: Ünal ELER). Ormancılığımızda Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceğine ĠliĢkin Genel GörüĢme. Bildiriler. Orman Genel Müdürlüğü, Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı Yayını, Ankara [5] ANONĠM. Orman Amenajman Yönetmeliği. Çevre ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı Yayını, Ankara [6] DAVIS, K. P. American Forest Management. Mc Grow-Hill Company, Inc. New York, Toronto-London [7] ELER, Ü. Zihniyet. Orman Mühendisliği Dergisi, 6-7, Ankara, Mart [8] ELER, Ü. Ormanda Odun Anamalının Belirlenmesi Amacıyla MeĢcere Tipi Ayrımı Ġlkeleri. Doktora Tezi, Ġ. Ü. Orman Fakültesi, [9] ELER, Ü. Ağaç Serveti Envanterinin Yapılması Amacıyla MeĢcere Tipi Ayrımı Üzerine AraĢtırmalar Ġ. Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 2, , Büyükdere-Ġstanbul, [10] ELER, Ü. Orman Amenajman Planlarında Verimlilik. Ormancılık Kesiminde Verimlilik Semineri, 45-59, Milli Prodüktivite Merkezi, Ankara, Kasım, [11] ELER, Ü. GazipaĢa Model Planı. Orman Mühendisliği Dergisi, 3-9, Ankara, Temmuz,

196 [12] ELER, Ü. Orman ĠĢletme Planları ve Kritiği. Orman Mühendisleri Odası VII. Teknik Kongre Bildirisi, Ankara, [13] ELER, Ü. Ülkemizde Orman Amenajman Planları ve Kritiği Orman Mühendisliği Dergisi, 67-70, Ankara, Kasım, [14] ELER, Ü. Ülkemizde Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesinde Yapılan Envanter ÇalıĢmalarının Kritiği, Ormancılığımızda Orman Amenajmanının Dünü Bugünü ve Geleceğine ĠliĢkin Genel GörüĢme, Bildiriler, , Orman Genel Müdürlüğü, Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı, Ankara, Kasım, 1992-a. [15] ELER, Ü. Ülkemizde Düzenlenen Amenajman Planları ve Kritiği, aynı yayın, , 1992-b. [16] ELER, Ü. Tarımsal AraĢtırmalarda Verimlilik, Tarımsal AraĢtırmalarda, Verimlilik ve Etkinliğin Artırılması Toplantı Bildirisi, Çukurova Üniversitesi, Adana, Kasım, [17] ELER, Ü. Onlarda ve Bizde Zihniyet, Orman Mühendisliği Dergisi, 7-9, Ankara, Mart, [18] ELER, Ü. Orman Amenajmanı Süleyman Demirel Üniversitesi Yayın No: 17, Isparta, [19] ELER, Ü. Dendrometri, Süleyman Demirel Üniversitesi, Yayın No: 30, Isparta, [20] ELER, Ü. Uluslar Arası Standartlara Uygun Bir Ulusal Orman Envanteri Modelinin Temel Özellikleri ve Türkiye Ġçin Öneriler, Orman Mühendisleri Odası Sempozyumu, Antalya, Aralık, [21] ELER, Ü. Türkiye de Orman Amenajman Yönetmeliğinin Tarihsel GeliĢimi. S. D. Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 2, 89-98, Isparta, [22] ERASLAN, Ġ. Orman Amenajmanı, Ġ. Ü. Orman Fakültesi, Yayın No: 169, Ġstanbul, [23] ERASLAN, Ġ. ; ELER, Ü. Orman ĠĢletmesinin Planlanması ve Denetimi, Süleyman Demirel Üniversitesi Yayın No: 35, Isparta, [24] EVCĠMEN, B. S. Türkiye de Orman Amenajmanının GeliĢimi, (I. Bölüm Ġmparatorluk Dönemi), Ġ.Ü. Orman Fakültesi, Orman Amenajman Kürsüsü Yayını, Büyükdere-Ġstanbul,

197 [25] GROSS, L. S. Timber management plans on the national forests, USA Forest Service, Division of Timber Management, USA, [26] KNUCHEL, H. Planung und Kontrolle im Forstbetrieb, H. R. Sauerland, Aarau, [27] KUTLUK, H. Türkiye Ormancılığı ile Ġlgili Tarihi Vesikalar, Orman Genel Müdürlüğü Yayın No: 56, Ġstanbul, [28] KUTLUK, H. Türkiye Ormancılığı ile Ġlgili Tarihi Vesikalar (Cilt 2), Orman Genel Müdürlüğü, Yayın No: 367, Ankara, [29] YUND, K. Ormancılığın KuruluĢundan Beri Bağlandığı Nezaretler, Vekaletler ve Bunun BaĢındakiler, Türk Ormancılığı 100. Tedris Yılına Girerken, Türkiye Ormancılar Cemiyeti Yayın No: 7, 22-27, Ankara,

198 ORMAN KAYNAKLARININ PLANLAMASINDA KATILIMCI YÖNETĠM YAKLAġIMI Ġsmail ÜZMEZ Orman Bölge Müdürü Abbas ġahġn Orman Amenajman BaĢmühendisi Hilmi ÖZDEMĠR Plan Proje ġube Müdürü ÖZET Bu çalıģmada, orman kaynaklarının planlamasında katılımcı yönetim yaklaģım sürecinin nasıl iģlediği konusu anlatılmıģtır. ÇalıĢma sonucunda elde edilen veriler hem Orman Bölge Müdürlüğü nün ormancılık politikasına esas olacak çalıģmalara hem de orman amenajman planlama çalıģmalarına yön verecek çalıģmaların altlıklarını oluģturmayı amaçlamıģtır. Orman kaynakları yönetiminde, özelliklede planlama aģamasında katılımcı yaklaģımın önemi ve bu sürecin nasıl iģlediği Uzun Dönem Planlama Kapsamında Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama ÇalıĢmaları örnekleriyle bu makalede anlatılmaya çalıģılmıģtır. Anahtar Kelimeler: Orman kaynakları planlaması, katılımcı yönetim yaklaģımı, karar, iç ve dıģ paydaģlar ABSTRACT In this study, the planning of forest resources, participatory management approaches have been told about the process of how it works. Studies of the data obtained at the and of forestry and forest policy based on Regional Directorate of Forestry will work and give direction to Forest Management planning work was aimed at developing their base. In Forest Resources Management, especially the importance of participatory approaches in the planning stages of this process and how it works Within Scope of the Long-Term Plannning, Ecosystem- Based Functional Planning Study" with examples in this article have been trying to explain. 198

199 Key words: Forest resources planning, participative management approach, decision, internal and external stakeholders I- GĠRĠġ Karar, ilkel çağlardan beri, insanoğlunun ilgi ve problem alanı olmuģtur. Ġnsanlar bireysel faaliyetlerinde ve organizasyondaki görevleri gereği, sürekli olarak kararlar vermek ve sorunları çözmek zorundadırlar. Zira doğru kararlar onları baģarıya ulaģtırmıģ, yanlıģ kararlar onları yenilgiyle tanıģtırmıģtır 2. Günümüzde karar verme süreci, daha çok bilimsel temellere dayandırılmaya çalıģılmaktadır. AraĢtırma, inceleme ve sorgulama teknikleri kullanılarak optimum kararlara ulaģmanın yolları aranmaktadır. Bir kurum ya da kuruluģun yaģamını devam ettirebilmesi için etkili kararlar alabilmesi çok önemlidir. Bu kararların alınma yöntemlerinden biriside katılımcı yönetim yaklaģım biçimidir. Katılımcılık; halkın bireysel veya organize olmuģ gruplar vasıtasıyla bilgi paylaģımı yapabileceği, fikirlerini söyleyebileceği, kararları ve sonuçları etkileme potansiyeline sahip olabileceği gönüllü bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Bu kararları da tek baģına kurum ve kuruluģların tepe yöneticilerinin ya da planlamacılarının alması günümüz koģullarında çok sağlıklı sonuçlar vermemektedir. Orman kaynaklarından mal ya da hizmet olarak yararlananların beklentileri ve istekleri, küresel iklim değiģikliği, insan faktörlü çevre kirliliği, canlıların yaģam koģullarında meydana gelen olumsuz değiģimler gibi nedenlerden dolayı o kurumun / kuruluģun yönetim kademelerinin tek baģına karar alıp ve alınan kararları uygulamaya geçirmesi gün geçtikçe zorlaģmaktadır. Orman kaynaklarının yönetiminde ve iģletilmesinde karar vermenin değeri ve önemi, kaynakların verimli, etkin ve optimum bir Ģekilde kullanılıp kullanılmadığına bakılarak değerlendirilebilir. Bu değerlendirmelerde somut performans göstergeleri ve ölçülebilir göstergelere dayandırılmalıdır. Bugünün doğrularının, yarın nasıl bir değiģikliğe uğrayacağını tespit etmek için, analize dayalı yeni kararların alınması gerekmektedir. 2 Süleyman Ersöz ve Ali ErbaĢ, Katılımcı Yönetim YaklaĢımının Stratejik Kararlardaki Pozitif Katkısı, e-yaklasim / Eylül 2004 / Sayı:

200 II- ÇALIġMANIN AMACI VE KAPSAMI 2.1. Orman Kaynakları Planlaması ve Katılımcı YaklaĢım Kurumların gelecekteki ihtiyaçlarını tespit etmek ve bu ihtiyaçlarını karģılayacak yeni kararlar almak için kurum kuruluģlar kendi çalıģanlarını (Ġç PaydaĢlar) ve orman kaynaklarından mal ve hizmet üretimi Ģeklinde yararlanan ya da eģgüdüm içerisinde çalıģan kurumlardan (DıĢ PaydaĢlar) karar süreçlerine katılmalarını ve katkı koymalarını isteyebilirler. Orman kaynaklarının yönetiminde; Ormancılık konularında toplum duyarlılığını artırmak, Ormancılık ve ormanlardan yararlanma konusunda bilgi düzeyini artırmak, Çok yönlü orman ürün ve hizmetlerinin piyasadaki koģullarını geliģtirmek, Karar veya uygulama sürecine katılımı teģvik etmek, Ormancılıkla ilgili planların, uygulamaların ve politikaların kabul görmesini sağlamak, Karar sürecinin sorumluluğu ve Ģeffaflığını artırmak, Sorun ve ihtilafların ortaya konulmasında ve çözülmesinde dürüst ve eģit bir yol izlemek amacıyla katılımcı yaklaģım önemsenmeli ve yararlanma yoluna gidilmelidir. Ġç ve DıĢ PaydaĢların katılımcı yaklaģım kapsamında orman kaynaklarının yönetimi ve planlamasına katılmaları halinde aģağıdaki yararların sağlanacağı varsayılmaktadır. Bunlar; Kaynakların daha etkin ve verimli kullanılacağı, Ġç ve DıĢ PaydaĢların katkılarıyla yönetimin iyileģtirileceği, Birlikte alınan kararların daha iyi uygulanacağı, Yönetim için daha güvenilir ve yeterli veri toplanacağı, Sürdürülebilir ormancılık anlayıģın toplumun geniģ kitleleri tarafından kabul edileceği öngörülmektedir. Yukarıdaki gerekçelerden dolayıdır ki Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü ndeki Uzun Dönem Planlama Kapsamında Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama ÇalıĢmaları süresince katılımcı yaklaşım dikkate alınarak bu çalıģmalara en iyi bir Ģekilde iç ve dıģ paydaģların katılımı sağlanmaya çalıģılmıģtır. Bu çalıģma ile orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi kapsamında, geliģen ve değiģen ekonomik, ekolojik ve sosyal Ģartlara bağlı olarak toplumun (iç dıģ 200

201 paydaģların) orman kaynaklarından yararlanma taleplerini ve beklentilerini belirlemek amaçlanmıģtır Ġç ve DıĢ PaydaĢların (Katılımcıların) Belirlenmesi ÇalıĢma ile ilgili olarak ilgi grupları belirlenmiģtir. Ġç PaydaĢlar olarak Orman Bölge Müdürlüğü ne bağlı tüm birimlerin idari, teknik ve diğer hizmet sınıfındaki tüm personeli kabul edilmiģtir. DıĢ PaydaĢlar olarak ise Üniversiteler, Kamu Kurum ve KuruluĢları, Meslek Odaları, Sivil Toplum KuruluĢları ve Çevre Ormancılık Sektörü ile iliģkili olan Vakıf ve Dernekler belirlenmiģtir. 201

202 KĠMLER KATILMALIDIR? STK RESMĠ KURULUġLAR ÖZEL SEKTÖR KURULUġLARI Sivil Toplum KuruluĢları Ġlgili Bireyler Yerel Yönetimler Resmi KuruluĢlar Ar-Ge Kurumları Politikacılar/Partiler Özel Sektör KuruluĢları Tarım, Orman ve Çevre Mühendisleri ile Peyzaj, Mimarlar, ġehir Bölge Planlama Meslek Odaları Orman Köy ve Kooperatifleri Gençlik Organizasyonları Avcı Dernekleri Orman ĠĢçi ve Memur Sendikaları Çiftçi Temsilcileri Kadın KuruluĢları Belediyeler, Valilikler, Muhtarlıklar ve Ġl Özel Ġdareleri Çevre ve Orman Bakanlığı, DSĠ, ĠSKĠ, TCK, Meteoroloji, Tarım Ġl Müdürlüğü, Maden ĠĢleri Genel Müdürlüğü, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları, Ġlgili Diğer Resmi Kurumlar Ormancılık AraĢtırma Enstitüleri Üniversiteler ve Fakülteler Ġlgili Diğer Ar-Ge KuruluĢları Özel Orman Sahipleri, Ticaret Odası, Sanayi Odası, Madenciler, Turizmciler Orman Ürünleri Endüstrisi Sahipleri Ġlaç, Kozmetik ve Kimya Sanayicileri v.b Yukarıdaki cetvelde belirlenen ilgi grupları ile iletiģim kurularak çalıģmamızın amacını anlatan yazılı ve sözlü bilgilendirmeler yapılarak bu dıģ paydaģlarla çalıģmanın yürütülmesine karar verilmiģtir. 202

203 Ġç ve DıĢ PaydaĢların Katılımından ve Verilerinden Yararlanma Biçimi Bir araģtırma projesinde örnekleme yöntemi saptandıktan sonra, araģtırma ya da çalıģma için verilerin toplanmasında ne tür tekniğin kullanılacağı açıklanmalıdır. Alan araģtırmaları için verilerin toplanma yöntemi, araģtırmada ele alınan problemlerin özelliklerine ve araģtırmanın amacına göre değiģmektedir. Veri toplamayı önce iki bölümde incelemek gerekir. 1.Yazılı kaynaklardan veri toplamak 2.Deneklerden veri toplamak Bazı kurumların periyodik olarak belli konularda yaptıkları ölçme, sayım ve gözlemlerin içeriğini oluģturduğu veriler yazılı kaynakları oluģturmaktadır. Doğa bilimleri araģtırmalarında ölçme ve gözleme yoğun olarak baģvurulmaktadır. Alan araģtırmaları içerisinde deneklerden veri toplama yöntemi ise daha çok toplumsal ve sosyal araģtırmalarda kullanılmaktadır. Deneklerden veri toplama kriterlerine göre yapılan alan araģtırması; anket tekniği, mülakat (görüģme) tekniği ve gözlem tekniği olarak üç grupta sınıflandırılmaktadır. 3 ÇalıĢmamamızda ilgi gruplarının bilgi, tavsiye, veri ve çalıģmalarından en iyi bir Ģekilde yararlanmak için veri toplama tekniklerinden anket, görüģme (mülakat) ve gözlem tekniklerinin tümünden de yararlanılmıģtır. Ayrıca mülakat tekniği ile iç ve dıģ paydaģların bünyesinde ki kurum kuruluģ, sivil toplum kuruluģu, özel sektör kuruluģu ve Ģahısların ellerindeki kurumumuzla ilgisi olan bilimsel ve teknik veriler elde edilmeye çalıģılmıģtır. ÇalıĢmada, iç paydaģlarla yapılan çalıģmalarda daha çok ölçme, sayım ve gözleme dayalı yazılı veri kaynaklarından (sayısal ve grafik veriler) yararlanılırken, dıģ paydaģlarla ise kurumlarının veri kaynaklarının yanı sıra anket, mülakat ve gözlem tekniklerinden yararlanma yoluna gidilmiģtir Ġç PaydaĢların Katılımı Ġle GerçekleĢtirilen ÇalıĢmalar Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü nün sınırları içerisinde yer alan ormanların ana ve yan fonksiyonları mevcut ve fiili kullanım durumuna, teknik ve bilimsel çalıģmalara, değiģik kurum ve 3 Ali Arseven, Alan AraĢtırma Yöntemi, 1994, s:

204 kuruluģlara soru yöneltme ve anket çalıģmalarına ve ayrıca yasal mevzuat ile belirlenen alanlara göre belirlenmeye çalıģılmıģtır. Ayrıca, özel ormanlar, özel ağaçlandırmalar, OGM statüsü dıģındaki orman alanları ve DKMPGM kapsamındaki her türlü alan tespit edilerek sayısal ortama aktarılmıģ ve mevzuata uygun fonksiyon atamaları yapılmıģtır. Orman Bölge Müdürlüğü nün sınırları içerisinde yer alan ormanların nicelik ve nitelik bakımından devamlılığını tehdit eden faktörlerin varlığı da araģtırılmıģ ve bunlar rapor haline dönüģtürülmüģtür DıĢ PaydaĢların Katılımı Ġle GerçekleĢtirilen ÇalıĢmalar Anket ÇalıĢması Tekniği Uzun Dönem Planlama Kapsamında Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama Çalışmaları için çalıģmanın amacına uygun düzenlenmiģ sorulardan oluģan, DıĢ PaydaĢ Anketi gerçekleģtirilmiģtir. ÇalıĢmamızda belirlenen ilgi gruplarının tümüne posta yoluyla ve kuryeler vasıtasıyla ulaģılarak anket formları teslim edilmiģtir. Anketlerin toplanmasına da uygun zaman tanınarak ve aynı Ģekilde posta yoluyla toplanmasına özen gösterilmiģtir. Anket formundan bağımsız olarak anketin amacı, içeriği ve çıkacak sonucun araģtırma dıģında hiçbir Ģekilde kullanılmayacağını içeren bir üst yazıda gönderilmiģtir. Yine bu üst yazıda, kurumların yanıtlayacağı anket formlarında kiģi görüģlerinin yerine genel kabul gören görüģlerin yansıtılması özenle istenmiģtir. Anket formu iki bölümden oluģmuģtur. Birinci bölüm, Orman Bölge Müdürlüğü nün organizasyon yapısı, çalıģmalarındaki baģarısı ve diğer kurum / kuruluģlar ile olan iliģkilerinin niteliğini ortaya koymak ve değerlendirmek için düzenlenmiģtir. Ġkinci bölüm ise, orman kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi kapsamında, geliģen ve değiģen ekonomik, ekolojik ve sosyal Ģartlara bağlı olarak toplumun orman kaynaklarından yararlanma taleplerini, beklentilerini ve önerilerini belirlemek amacını taģımıģtır. 204

205 GörüĢme (Mülakat) Tekniği AraĢtırma yöntemleriyle ilgili literatürde görüģmenin tanımı; sözel bilgi toplama 4, araģtırma konusunda ilgili kiģilerden, sorulacak sorular çerçevesinde ilgi alma 5 ve yüz yüze araģtırmacının deneklere soru sorarak veri toplama 6 olarak ifade edilmektedir. GörüĢme tekniğinde kullanılan veri (bilgi) kaydetme cetveli (anket) genellikle iki türde hazırlanır. O nedenle görüģme tekniği de kendi içinde Nitel GörüĢme ve Nicel GörüĢme diye ikiye ayrılır. 7 Nitel GörüĢme: Bu tür görüģmede, görüģülen kiģiden konu hakkında derinliğine bilgi edinme amaçlanmıģtır. Nicel GörüĢme: AraĢtırma için toplanacak verileri elde etmede görüģülecek kiģilerin çokluğu halinde (survey araģtırmalar) görüģme türü nicel görüģmelerdir. KiĢilerden elde edilecek bilgiler konu hakkında derinliğine bilgiler olmayıp, daha çok hali hazır durumu en iyi yansıtan bilgilerdir. 8 Kurumumuzca yapılan çalıģmada iç ve dıģ paydaģların hem nicel görüşme hem de nitel görüşme Ģeklinde görüģlerinden yararlanma yoluna gidilmiģtir. Bölge Müdürlüğümüzce 19/11/2009 tarihinde Üniversiteler ile Kamu Kurum ve KuruluĢlarının katılımı ile 20/11/2009 tarihinde ise Meslek Odaları, Sivil Toplum KuruluĢları ve Çevre Ormancılık Sektörü ile iliģkili olan Vakıf ve Derneklerin katılımı ile Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü sosyal tesislerinde Uzun Dönem Planlama Kapsamında Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama ÇalıĢtayı 4 Birsen Gökçe, Toplumsal Bilimlerde AraĢtırma, 1988, s:53. 5 Aysel Aziz, AraĢtırma Yöntemleri Teknikleri ve ĠletiĢim, 1990, s:3 6 Saim Kaptan, Bilimsel AraĢtırma ve Gözlem Teknikleri, 1989, s:33 7 Aziz, 1988, Ön. Ver. s: Arseven, 1994, Ön. Ver. s:

206 gerçekleģtirilmiģtir. Bu çalıģtaya aģağıdaki kurum ve kuruluģların, meslek odalarının, sivil toplum kuruluģlarının v.b. temsilcileri katılmıģlardır. ÇalıĢtay öncesi ilgi gruplarına gönderilen anket çalıģmaları ve bilgilendirme yazısı ile çalıģma hakkında bilgi verilmiģtir. Ayrıca yapılacak çalıģtaylara bu kapsamı belli olan konularda hazırlık yapılarak gelmeleri istenmiģtir. Üniversiteler ile Kamu Kurum ve KuruluĢlarının katılımı ile 19/11/2009 tarihinde Meslek Odaları, Sivil Toplum KuruluĢları ve Çevre Ormancılık Sektörü ile iliģkili olan Vakıf ve Derneklerin katılımı ile 20/11/2009 tarihinde gerçekleģtirilen çalıģtayda katılımcılara öncelikle yapılan çalıģmalar hakkında ayrıntılı olarak bilgiler sunulmuģtur. GerçekleĢtirilen anket çalıģmalarının analizi ve değerlendirilmesi hakkında da bilgiler verilmiģtir. ÇalıĢtayın ikinci bölümlerinde ise önceden hazırlanmıģ olan sorulara ve bilgilendirmelere dayanılarak SWOT analizi benzeri bir çalıģma yürütülmüģtür. Gruplara ayrılarak yapılan bu çalıģmaların değerlendirilmesi her grup tarafından tüm grupların bir arada olduğu ortamda sözlü ve yazılı olarak değerlendirilmiģ ve elde edilen bilgiler kayıt ortamına aktarılmıģtır. ÇalıĢtay kapsamında yapılan bu çalıģmaların tümü alan araģtırmalarına göre nicel görüşme niteliğindedir. Çok farklı kuruluģlardan katılan fazla sayıdaki katılımcılardan elde edilen bilgilerin hem bilimselliği hem niteliği hem de derinliği konusunda yeterli olduğunu düģünmek olanaklı değildir. Elde edilen bilgiler daha çok hali hazır durumu tespite yönelik öneri ve beklentilerin dile getirildiği bilgilerden oluģmaktadır. ÇalıĢtayın hemen bitiminden sonra ilgili idari ve teknik personelin katılımıyla bir değerlendirme toplantısı yapılmıģtır. ÇalıĢtayların ve o aģamaya kadar gerçekleģtirilen çalıģmaların genelde baģarılı olmakla beraber özelde bu çalıģmalardan elde edilen bilgi ve verilerin yüzeysel ve yetersiz olduğu sonucuna varılmıģtır. BaĢarının daha üst seviyeye çekilmesi ve diğer kurum kuruluģların veri kaynaklarından en verimli bir Ģekilde yararlanmak için alınması gereken önlemler ve yöntemler görüģülmüģtür. Buna göre; 206

207 Ormancılık sektörü ile çalıģma alanları örtüģen kurumların ziyaret edilerek bilgilendirilmesi, nitel görüşme tekniğinin ön plana çıkarılması ve veri kaynaklarından yararlanılması ile ÇalıĢtaya Katılan Kamu Kurum ve KuruluĢları Ġstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Tarım Ġl Müdürlüğü Ġstanbul Çevre Ve Orman Ġl Müdürlüğü Ġstanbul Su Ve Kanalizasyon Ġdaresi (ĠSKĠ) Ġstanbul III Nolu Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Karayolları 1. ve 17. Bölge Müdürlüğü Devlet Su ĠĢleri XIV. Bölge Müdürlüğü Ġstanbul BüyükĢehir Belediye BaĢkanlığı Basın Yayın Enformasyon ĠĢl. Müdürlüğü Kırklareli Çevre Ve Orman Ġl Orman kaynaklarının ekosistem Müdürlüğü tabanlı fonksiyonel planlama Kırklareli çalıģmalarında, Tarım bilgi Ġl teknolojilerinden en yüksek Müdürlüğü düzeyde yararlanma yoluna gidilerek Meteoroloji internet aracılığıyla Bölge katılımcı Müdürlüğü yaklaģımın devam Ġlçe Belediye BaĢkanlıkları (ġiģli, Eyüp, Sarıyer, Kağıthane, Ümraniye, 207 ÇalıĢtaya Katılan Meslek Odaları ve Sivil Toplum KuruluĢları Adalar Kültür Derneği Ada Dostları Derneği Adalar Kent Konseyi Ağva Su Ürünleri ve Balıkçılar Derneği ġile Çevre Gönüllüleri Derneği TEMA Genç Madenciler Derneği Ġstanbul Avcılar ve Atıcılar Derneği Orman Mühendisleri Odası Kırsal Çevre ve Ormancılık Sorunlarını AraĢtırma Derneği Türkiye Ormancılar Derneği (TOD) Emekli Ormancılar Derneği YeĢil Türkiye Ormancılar Derneği Doğal Hayatı Koruma Derneği Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Beykoz Avcılık ve Atıcılar Derneği Beykoz Muhtarlar Derneği TARIM - ORKAM-SEN TOÇBĠRSEN

208 ettirilmesinin gerçekleģtirilmesi kararlarına varılmıģtır. Alınan kararlar doğrultusunda, yapılan çalıģmalarla ilgili olarak ormancılık sektörünün yoğun iletiģim içerisinde olduğu kurum ve kuruluģlar ziyaret edilerek bilgilendirme çalıģmaları yapılmıģ ve her kuruma özel ormancılık ve kendi konularının ormancılıkla iliģkilerinin ele alındığı sunular yapılmıģtır. Önceden hazırlanmıģ konu baģlıkları ziyaret öncesi gönderilerek kurumların bu konularda hazırlıklı olmaları istenilmiģtir. Toplantılara en üst düzeyde katılımın olmasına dikkat edilmiģ bu genel olarak gerçekleģmiģtir. Toplantılar, toplantı tutanakları ile kayıt altına alınmıģtır. Verilerinden ve çalıģmalarından yararlandığımız kurum / kuruluģlar alttaki Ģemada gösterilmiģtir. 208

209 Yaptığımız bütün bu çalıģmalar içerisinde amacımıza uygun bilgi ve verilerin elde edilmesini kurumlarla yapılan nitelikli görüģmeler sonucu elde edilmiģtir. GerçekleĢtirilen ÇalıĢtaylar ve nicel görüģmelerinde yapılan çalıģmaya katkısının olmadığını söylemek mümkün değildir. Kurumların hemen hemen en üst yönetim düzeyinde katılımının sağlandığı bu görüģmeler ve toplantılar derinlemesine bilgi paylaģımına ve kurumlar arası iģbirliğine de olanak sağlamıģtır. Bu görüģmelerle ilgili birkaç örnek vermek gerekirse; DSĠ ve ĠSKĠ ile yer altı, yer üstü su kaynakları ve taban suyunun kullanımı, orman su iliģkisi, yapılması planlanan baraj, gölet, ishale hattı, vb. yatırımları, 209

210 Karayolları ile orman ekosistemi karayolları iliģkisi ve ormanlar üzerindeki etkileri, Tarım orman iliģkisi, mera alanlarının tespiti vb. Meteoroloji ile orman yangınları ile mücadelede katkıları, küresel iklim değiģimi ve ormanlarla iliģkileri, Belediyelerle orman içi rekreasyon alanları, açık ocak alanlarının kullanımı, kent ormanları. v.b Maden ĠĢleri ile orman alanlarındaki açık maden iģletmeciliği konularının etkileri, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları ile doğal ve tabii sit alanları ile ilgili konularda, Çevre ve Orman Ġl Müdürlüğü ile hassas orman ekosistemlerinin, tabiat parklarının, tabiatı koruma alanlarının, orman içi dinlenme yerlerinin, av yaban hayatı geliģtirme sahalarının, av üretim ve koruma sahalarının, muhafaza ormanlarının, kumul ve sulak alanlarının.. gibi çok önemli konularda görüģmeler yapılmıģ ve önemli veri, bilgi alıģveriģinde bulunulmuģ var olan sorunlarla ilgili çözüm önerileri de üretilmeye çalıģılmıģtır. Yapılan araģtırmalarda ve çalıģmalarda verilerin güvenirlik ve geçerlilik durumu bu çalıģmayı değerli kılmaktadır. Bu nedenle veri toplamada kurum ve kuruluģların ellerinde bulunan en güncel, doğru ve sağlıklı veriler elde edilmeye çalıģılmıģtır. ÇalıĢma için elde edilen veriler, çalıģmada ele alınan konu ve sorunlara çözüm üretecek Ģekilde, kendi çalıģmalarımızda kullanılmak üzere düzenlenmiģ, bütünleģtirilmiģ ve yorumlanmıģtır. II- SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME Orman kaynaklarının planlama çalıģmaları kapsamında iç ve dıģ paydaģların planlama çalıģmalarına katılımlarını sağlamak Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama ORMAN AMENAJMAN YÖNETMELĠĞĠ NĠN 4. maddesindeki Planlama İlkeleri ile 11. maddesindeki Orman Fonksiyonlarının Belirlenmesi baģlıkları bölümünde yasal mevzuat ile kayıt altına alınmıģtır. Bölge Müdürlüğü olarak, bu kapsamda yürütülen çalıģmada katılımcı yaklaģım sürecinin en iyi bir Ģekilde hayata geçirilmesini sağlamak için gerekli çalıģmalar yapılmıģtır. Bu süreç, birinci aģamada orman amenajman planlarının yapımı aģamasına kadar devam ettirilecektir. 210

211 Daha sonraki aģamada ise planların uygulama ve yenileme aģamalarında sürecin devamı sağlanacaktır. Ġstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, çalıģmada istenilen en üst düzeyde verim almak ve kaynakların optimum kullanımını sağlayabilmek için katılımcı yaklaģım sürecinde aģağıdaki aģamaları izlemeye çalıģmıģ ve çalıģacaktır. Bunlar; Sorunu duyma (algılama) Sorunu tanımlama Çözüm arama Karar verme Kararı uygulama Karar uygulamasını değerlendirme Düzeltici önlemleri alma aģamalarıdır. Karar verme aģamasında ise; verilen kararların amaca ulaģtıran, doyurucu (uygulanabilir) olan, verimlilik düzeyi en yüksek ve kaynakların optimum kullanımını hedefleyen nitelikte olmasına dikkat edilecektir. Günümüzde, orman kaynakları gibi doğal kaynaklar toplumun hemen tüm bireylerini yakından ilgilendiren bir konu olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla toplumun hemen her kesimini ilgilendiren orman kaynakları, toplumun farklı kesimleri tarafından dile getirilen görüģ, beklenti ve önerilerinin de dikkate alınarak orman kaynaklarının yönetimini ve planlama sürecine yansıtılmasını beklemektedirler. Orman kaynaklarının yönetimi ve planlanması sürecinde, tek baģına kurum ve kuruluģların tepe yöneticilerinin ya da planlamacılarının toplumun farklı kesimlerinin beklentilerini dikkate almaksızın kararlar alması günümüz koģullarında çok sağlıklı sonuçlar vermemektedir. Katılımcı yaklaģım süreci, gerçekleģtirdiğimiz çalıģmada en iyi bir Ģekilde uygulanmıģ ve özellikle nitelikli görüģme tekniği ile yapılan çalıģmalarda çok önemli veriler, bilgiler ve sonuçlar alınmıģtır. 211

212 Bu sürecin hem planlama çalıģmalarında hem de yeni gerçekleģtirilecek benzer çalıģmalarda da uygulanmasına devam edilmesi durumunda orman kaynaklarının optimum kullanımı konusunda önemli yararlar sağlayacaktır. YARARLANILAN KAYNAKLAR ERSÖZ, S. ve ERBAġ, A Katılımcı Yönetim YaklaĢımının Stratejik Kararlardaki Pozitif Katkısı, e-yaklasim / Sayı: 14 ARSEVEN, A Alan AraĢtırma Yöntemi GÖKÇE, B Toplumsal Bilimlerde AraĢtırma AZĠZ, A AraĢtırma Yöntemleri Teknikleri ve ĠletiĢim KAPTAN, S Bilimsel AraĢtırma ve Gözlem Teknikleri 212

213 EKOSĠSTEM TABANLI FONKSĠYONEL AMENAJMAN PLANLARININ DÜZENLENMESĠNDE AĞAÇ SERVETĠ VE ARTIMININ ENVANTERĠ Doç. Dr. Ramazan ÖZÇELĠK 1 Doç. Dr. Ġbrahim ÖZDEMĠR 1 Prof. Dr. Ünal ELER 2 1 SDÜ Orman Fakültesi Orman Amenajmanı Anabilim Dalı 2 SDÜ Orman Fakültesi (Emekli) ÖZET 2008 yılında yürürlüğe giren Orman Amenajman yönetmeliği son yıllarda dünya gündemine oturan sürdürülebilir orman iģletmeciliği kriterlerinin ülkemizde uygulamaya aktarılması konusunda önemli adımlardan biri olmuģtur. Bu yönetmelik ile ormanların ekosistem tabanlı fonksiyonel planlanmasında farklı orman fonksiyonlarına hizmet edecek alanlar için kullanılabilecek orman envanteri yöntemleri, farklı baģlıklar altında toplanmıģtır. Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama çalıģmalarında da ülkemiz ormanlarının büyük bir bölümü üretim ormanı olarak ayrılmakta ve bu alanlarda ağaç serveti ve artımının envanteri önem kazanmaktadır. Bu alanlara iliģkin planların düzenlenmesinde, giderlerin önemli bir kısmı envanter yapımı için harcanmaktadır. Zaman içinde planlama tekniklerinde önemli değiģme ve geliģmeler olmasına rağmen, orman envanteri çalıģmalarında meģcere tipi ayrımı, meģcere tipi sayısı, örnekleme yönetiminin uygulanıģı, örnekleme yoğunluğu ve envanter maliyetleri gibi, bazı temel sorunların halen devem ettiği de bilinen bir gerçektir. Bu sorunların çözümüne iliģkin alınması gereken önlemler ve yeni yönetmelik uyarınca envanter maliyetlerinin azaltılması için yapılacaklar 24. madde de genel olarak belirtilmiģtir. Bu kapsamda; önerilerimiz maddeler halinde bu bildiri kapsamında detaylı olarak sunulmuģtur. ABSTRACT Forest Management Regulation come into force at 2008 has taken important place for treating the criteria of continued forest 213

214 administration that is on the forestry agenda in the world recently, in our country. Forest inventory methods can be used for areas to different forest functions are given under several titles in the management regulation, according to ecosystem based functional planning. A great part of our forests are separated for production target and inventory of growing stock and its increment is gained importance on that areas. A lot of expenses are spent for these Works. In spite of many changes and developments on planning techniques, it is reality that some difficulties are going on for forest inventory works such as stand stratification, number of stand types, using the sampling methods and sampling concentration. All needed course of actions about to solve the problems and works to decrease the inventory cost are pointed out in article 24 of Forest Management Regulation Our opinions and recommendations are given at sections of this paper. 1. GĠRĠġ Eraslan ve Kalıpsız (1967) tarafından; amenajman planı düzenlemek ve süresi bitince yenilemek için yapılacak ilk iģ, planlamaya konu olan orman alanına, yetiģme ortamına, ağaç servetine ve odun dıģı ürünlerine iliģkin gerekli verileri hızlı, güvenilir ve en az giderle sağlanması olarak tanımlanan orman envanteri, zaman içerisinde orman kaynaklarının rasyonel ve sürekli kullanımını gerçekleģtirebilmek için değiģime uğramıģtır yılında yürürlüğe giren Orman Amenajman Yönetmeliği nde orman envanteri sekiz bölümden oluģmaktadır. Bunlar; 1-Alan envanteri, 2-YetiĢme ortamı envanteri, 3-Biyolojik çeģitlilik envanteri, 4-Ağaç serveti ve artımı envanteri, 5-Odun dıģı orman ürünleri envanteri, 6-Ormanın ürün dıģı fonksiyonlarının envanteri, 7-Sosyo-ekonomik durumun envanteri, 8-Sağlık durumu envanteridir. Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama çalıģmalarında iģletme amaçlarına bağlı olarak yukarıda sayılan sekiz ayrı baģlık 214

215 altında orman envanteri çalıģmalarının yürütülmesi planlanmakta ise de; ülkemizdeki ormanların rasyonel ve çok amaçlı iģletilmesi ve planlanmasında, üretim ormanları ve bu alanlar içerisinde, odun üretimi fonksiyonu önemli bir yer tutmaktadır. Üretim ormanlarında odun üretimi fonksiyonunun sayısal olarak belirlenebilmesi için, ağaç serveti ve artımının envanterinin yapılması gerekmektedir. Orman geniģ alanlar kapladığından, tümünün ölçülmesi çok güç ve zaman alıcı olması nedeniyle, ağaç serveti ve artımının envanterinde, örnekleme yöntemlerinden yararlanılmaktadır. Ağaç serveti ve artımının envanteri için, pek çok yöntem geliģtirilmiģtir. Bu yöntemler, güvenilirlik düzeyleri farklı olmakla birlikte, istenilen bilgileri sağlamak amacıyla kullanılabilmektedir (Loetsch et al., 1973). Elde edilen bilgilerin, arzu edilen güven düzeyinde olması ve bunların mümkün olan en az giderle sağlanması, kullanılacak yöntemin seçiminde önemlidir. Ülkemizde, orman amenajman planlarının hazırlanmasında uzun bir dönem, hacim vehacim artımı envanterinde, Fransa, Avusturya ve Almanya da uygulanan yöntemlerin ya tamamen aynısı ya da bazı değiģiklikler yapılmıģ Ģekilleri kullanılmıģtır (Günel, 1973). Ülkemizde orman amenajman planlarının düzenlenmesinde, özellikle koru ormanlarının envanterinde 1955 yılına kadar deneme Ģeritleri yöntemi kullanılmıģ ve ortalama Ģerit geniģliği 20 metre alınmıģtır (Günel 1973) yılında hazırlanan yönetmeliğin 5. Maddesine göre; bir plan ünitesinin alan envanteri, yetiģme ortamı envanteri ve ağaç serveti envanteri iģlerinde, Hava Fotoğrafları Metotları ile Matematik İstatistik Metotların kullanılması kabul edilmiģtir. Ancak, bu yöntemler tam anlamıyla uygulamaya konuluncaya kadar, Yer Metotlarının kullanılmasına devam edileceği de belirtilmiģtir. Böylece Türkiye de ilk defa yersel ölçme yöntemleri ve hava fotoğraflarının birlikte değerlendirilmesi ile Matematik- Ġstatistik metotlardan da yararlanarak, Kombine Envanter Yöntemleri kullanılmaya baģlamıģtır (Anonim 1956). Ancak, yılları arasındaki amenajman planları, gerekli alt yapı noksanlıkları (tüm hava fotoğraflarının sağlanamaması ve sağlananların da değerlendirilmesi için gerekli personel ve alet yetersizliği) nedeniyle, 1963 yılına kadar yersel yöntemlerle yapılan envanter çalıģmaları ile elde edilen bilgilerden yararlanarak düzenlenmiģtir. 215

216 Amenajman planlarının modern anlamına uygun kombine envanter yöntemlerine dayalı olarak düzenlenmesi 1963 yılında baģlamıģ 1972 yılının sonuna kadar devam etmiģtir. Bu periyotta yürütülen çalıģmalar kombine envanter metodunun teknik prosedürüne uygun biçimde yürütülmüģ, plan ünitesi içerisindeki alt toplumlar (meģcere tipleri) önce hava fotoğrafları ile ayrılmıģ (stratifikasyon), sonra da her alt toplumdan alınması gereken örnek alan sayıları her alt toplumun kendi varyasyon katsayısına göre belirlenmiģtir. Hesapla bulunan örnek alanlar meģcere tiplerine sistematik olarak dağıtılmıģ, meģcere tipi alanları ve örnek alan sayıları farklı olduğundan örnek alanlar arasındaki aralık-mesafe de farklı olmuģtur yönetmeliğine göre yapılan ve 1991 yönetmeliğine de aynen yansıyan çalıģma biçiminde ise, meģcere tipleri eskiden olduğu gibi yine hava fotoğrafları yardımıyla ayrılmakta ve fakat örnek alanlar her meģcere tipinin kendisine uygun aralık-mesafesi yerine, tek bir aralık mesafeye göre dağıtılmıģtır yılına kadar 250 m x 250 m olan aralık-mesafe 1977 yılından itibaren 300mx300 m olarak uygulanmıģtır (Asan 1993; Eler vd. 2003). Ağaç serveti envanterinde, ormanın kabul edilecek kıstaslara göre, tek düze (homojen) topluluklara (meģcere tiplerine) ayrılması (MeĢcere tipi ayrımı, Stratifikasyon) ve örneklemenin meģcere tipleri üzerinde yapılması gerekmektedir. Fazla sayıda meģcere tipi ayrılması para, zaman ve emek olarak giderleri arttırmakta, planın yapımı, uygulanması, denetimi ve yenilenmesinde güçlükler çıkarmaktadır. Buna karģılık az sayıda meģcere tipi ile amaca ulaģma giriģimleri de, yeterli doğruluk derecesini sağlamayabilir. Orman envanterinde üç temel ilke bulunmaktadır. Bunlardan ilki; planlama sırasında hangi bilgilere gerek olacaksa o bilgilerle yetinilmeli ve gereksiz bilgileri toplamak için fazladan emek, zaman ve para sarf edilmemelidir. Ġkincisi; amaca en uygun doğruluk, güven düzeyi ve hata yüzdesi ile yetinilmelidir. Yani; ekonomik değeri düģük, planlama yönünden önemi az olan bilgileri ancak önem düzeyleri ile orantılı ayrıntı ve duyarlılıkta ölçmektir. Üçüncü ilke ise; amaca en uygun araç ve yöntemin seçilmesi ve olanaklar ölçüsünde uzaktan algılama yöntem ve tekniklerinin kullanılmasıdır ( Eler vd. 2003). 216

217 Ormancılıkta ağaç serveti envanteri, orman anlayıģı, ormancılık uygulamaları, iģletme amaçları, odunun değer ölçüsü, envanterin amacı gibi, kriterlerin etkisiyle; kaba bir ayrımdan baģlayıp, giderek çok ayrıntıyı içerecek biçimde yapılmıģtır. Ancak, iģin ekonomik yönü gözetilerek, istenilen doğruluk düzeyini elde edebilmek koģuluyla, kimi ayrıntı dikkate alınmayıp, envanterin daha az giderle yapılması eğilimi doğmuģtur (Eler, 1978; Özçelik, 2002; Anonim, 2008 ). Bu bildiride, Ekosistem Tabanlı Fonksiyonel Planlama çalıģmalarında ağaç serveti ve envanterinin yapılmasına yönelik olarak bazı sorunlar ve bunlara iliģkin çözüm önerileri, 2008 yılında yürürlüğe giren Orman Amenajman Yönetmeliğinin 24. maddesinde açıklanan hususlar doğrultusunda ele alınmıģtır. 2. ÜLKEMĠZDE AĞAÇ SERVETĠ ENVANTERĠNĠN MEVCUT SORUNLARI VE BUNLARA ĠLĠġKĠN BAZI ÇÖZÜM ÖNERĠLERĠ Ülkemizde geçmiģten günümüze kadar orman envanterinde en önemli tartıģma konularından biri meģcere tipi ayrımı üzerine olmuģtur (Eraslan ve kalıpsız, 1967; Eler, 1978; Özçelik, 2002). Plan ve onun dayalı olduğu envanterde, asıl birim meģcerelerdir. Bilim ve teknolojideki ilerlemelere bağlı olarak meģcere anlayıģı ve meģcere tipi ayırım ilkelerinde de önemli değiģimler olmuģtur. MeĢcere tipi ayırımında dikkate alınması gerekli özelliklerin sayısı, değiģik görüģlerde farklı biçimde ortaya çıkmıģtır. Etkinliği kabul edilen özelliklerin sayısı ile orantılı olarak, meģcere tipi adedi de artmaktadır (Bruns, 1954). Envanterde meģcere tipi ayırımının amacı, ormanda hacim, hacim artımı, uygulanacak silvikültürel iģlem ve ürün değeri yönünden benzerlik gösteren bölümler oluģturmaktır. Bu düģünce ile meģcere tipi ayrımında olabildiğince iģi kolaylaģtırmak ve envanter giderlerinin azaltılması yoluna gidilmiģtir (Bruce ve Schumacher, 1950) yılında yürürlüğe giren son yönetmelikte de; geçmiģ yönetmeliklerdekine benzer bir meģcere tipi ayrımı önerilmekte ve aynı yaģlı ve maktalı ormanlarda meģcere tipi ayrımı için ağaç türü, geliģme çağı, yatay kapalılık ve katlılık kriterlerinin dikkate alınması önerilmektedir (Anonim, 2008). 217

218 Ülkemizde meģcere tipi ayrımı ile ilgili ilk araģtırma Bahçeköy ĠĢletmesi, Bentler ve Kurtkemeri Serilerinde yapılmıģtır (Eraslan- Kalıpsız, 1967). Ayrıntılı bir sınıflandırmada, çok sayıda meģcere tipi ortaya çıktığı görülmüģtür (Kurtkemeri Serisinde 42; Bentler Serisinde 51 tip). Kurtkemeri Serisinde 1133 örnek alan ölçülmüģtür. AraĢtırma sonucu olarak: Amenajman Planlarının düzenlenmesinde ağaç serveti envanterinde, giderleri en çok etkileyen bölümün, örnek alanların ölçümünün yapılması iģi olduğu; bu nedenle, ekonomi sağlayabilmek için, olabildiğince, örnek alan sayısını azaltmak, buna ulaģabilmek için de, meģcere tipi sayısını mümkün ölçüde aza indirebilmenin yollarının aranması gerektiği belirtilmiģtir yılında, konunun daha geniģ bir alanda, daha ayrıntılı biçimde incelenmesi amacıyla, bir Orman Bölge Müdürlüğü alanında, doktora çalıģması olarak ele alınması düģünülmüģtür. GeniĢ alan kaplayan ve çok sayıda ağaç türü bulunan Kastamonu Orman Bölge Müdürlüğü için, çalıģma yürütülmüģtür. Bölge Müdürlüğü için düzenlenmiģ 175 Amenajman Planının dökümü yapılmıģ; verimli koru alanında 851 meģcere tipinin bulunduğu, bunlar yinelenerek, tüm sahada 3288 meģcere tipinin yer aldığı görülmüģtür. MeĢcere tipi sayısı arttıkça, yalnız bir yerde bulunan meģcere sayısının fazlalaģtığı; bunların alanlarının da tipler bölündüğü oranda küçüldüğü görülmüģtür (Eler, 1978). Bu durumda sorun daha da önem kazanmaktadır. Bu kadar meģcere tipi ayrılması kaçınılmaz mıdır? Kaldı ki, bunlar genellikle, ormanda evvelce yapılmıģ müdahaleler sonucu meydana gelmiģ, amaç kuruluģuna uymayan, devamlı olmayan, geçici meģcerelerdir. Silvikültürel uygulamalarla ortadan kalkacaklardır. AraĢtırma sonucunda, birim alandaki hacim, odunun değeri, uygulanacak silvikültürel iģlem yönünden aralarında anlamlı, önemli fark bulunmayan, birlikte iģlem görebilecekleri anlaģılan meģcere tipleri birleģtirildiğinde, 54 tip ortaya çıktığı, odunu çok değerli türler için katılacaklarla bu sayının 60 olabileceği bulunmuģtur. Daha sonraki yıllarda, durumun pratik hale getirilmesi, Eler in doktora çalıģmasında geliģtirdiği MeĢcere Verim Tablosu nun - Eler, 1977), yaygınlaģtırılabileceği, bu Ģekilde giderlerden önemli ekonomi elde edilebileceği vurgulanmıģtır (Kalıpsız, 1984). MeĢcere verim tablolarının, bonitet de dikkate alınarak düzenlenmesi, bu tabloların, arazide örnek alanlar ölçülerek yapılacak 218

219 tablolarla karģılaģtırılarak, bunların doğruluk düzeyinin ve uygulanabilirliğinin belirlenmesi de, doktora çalıģmasıyla incelenmiģtir (Özçelik, 2002). Bu çalıģmada; yılları arasında, amenajman planı düzenlemek amacıyla, Adana Orman Bölge Müdürlüğünde 21947, Mersin de 17937, Antalya da ve Muğla da olmak üzere toplam adet örnek alan ölçüldüğü belirlenmiģtir. Adana, Antalya, Mersin ve Muğla Orman Bölge Müdürlükleri için düzenlenmiģ olan amenajman planları incelenerek, meģcere tiplerinin sayısı, alansal dağılımları ve yinelenme durumları belirlenmiģtir. Buna göre; dört orman bölge müdürlüğünde toplam 624 değiģik meģcere tipi bulunmaktadır. Bu tiplerden 359 u yalnız bir planlama biriminde yer almakta olup (%58), yapılan incelemelerde de çok büyük alanlar kaplamadıkları görülmüģtür. Bu gibi meģcere tiplerinin bilinçsiz müdahaleler sonucunda oluģmuģ geçici nitelikteki meģcereler oldukları ileri sürülmektedir (Eler 1978 ve 1985). Orman Bölge Müdürlüklerine göre ise; meģcere tipi sayıları Adana, Antalya, Mersin ve Muğla Bölge Müdürlüklerinde sırasıyla 297, 272, 138 ve 236 adettir. Adana Orman Bölge Müdürlüğü nde bulunan 297 farklı meģcere tipinden 186 sı yalnız bir bölmede (%62) geriye kalan 111 i (%38) ise değiģik planlama birimi ve bölmelerde en az iki kez yer almaktadır. Antalya, Mersin ve Muğla Orman Bölge Müdürlüklerinde yalnız bir yerde yer alan farklı meģcere tiplerinin sayısı ise sırasıyla 174 (%63), 110 (%80) ve 142 (%60) adettir. Bu bilgilerden de anlaģılacağı gibi, bir Orman Bölge Müdürlüğü alanında saptanan meģcere tiplerinin yaklaģık olarak %60 ı yalnız bir yerde görülen, meģcere tipleridir. Gerek daha önce benzer konularda yapılan çalıģmalar ve gerekse bu çalıģma sonucunda; bu kadar çok sayıda meģcere tipi ayrılmasının en büyük nedeni olarak; ülkemiz ormanlarının uzun yıllardır devam eden plansız ve bilinçsiz müdahaleler nedeniyle, kuruluģlarının bozulması ve buna bağlı olarak düzenli kuruluģa ulaģtırılamamıģ olması görülmektedir. MeĢcere tipi ayrımı, meģcere tipi sayısı ve bu meģcere tipi sayısının azaltılabilme imkânları ülkemiz için önemli bir sorun olarak güncelliğini halen korumaktadır. 219

220 Orman envanteri çalıģmalarındaki diğer bir sorun da, meģcere tipi ayrımında ortaya çıkmaktadır. Bilindiği gibi ülkemizde meģcere tipi ayrımı hava fotoğraflarının üç boyutlu değerlendirilmesi ve yersel ölçüm-gözlem sonuçlarının birlikte kullanılması ile yapılmaktadır. Ancak, yapılan iki ayrı çalıģmada (Özçelik, 2002; Mısır ve Özçelik, 2002) meģcere tipi ayrımındaki istatistiksel baģarının %50 nin altında olduğunu göstermektedir. Bunun en önemli nedenleri olarak; geliģme çağındaki karıģıklık gösteren meģcerelerin de, ayrı bir meģcere tipi olarak değerlendirilmesi ile belki de ana sorun olarak ülkemizdeki ormanların meģcere kuruluģlarının bozuk olması gösterilebilir. Ancak, bu sorunun kısa zaman içinde kalıcı çözüme ulaģtırılması mümkün görülmemektedir. Çünkü çağ sınıfı karıģık meģcerelerin hacim ve artım özelliği nedeniyle farklı bir meģcere tipi olarak ayrılmasının gerekli olması ve meģcere kuruluģlarının kısa sürede düzeltilmesinin mümkün görülmemesi gösterilebilir. Doğal Kızılçam meģcerelerinde yapılan bir araģtırmada, meģcere kuruluģlarının bozuk olduğu görülmüģtür (Eler 1985). Bu nedenle de, Kızılçam orman alanlarında çok değiģik meģcere tipleri yer almaktadır. Özellikle, çağ sınıfında karıģım gösteren Kızılçam meģcerelerinin alan olarak miktarı oldukça fazladır. Özçelik (2002 ve 2003) tarafından yapılan çalıģmada çağ sınıfı karıģık meģcere tiplerinin ayrılıp ayrılmaması gerektiği araģtırılmıģtır. Ancak; kızılçam meģcerelerinin kuruluģlarının homojen olmaması (Eler, 1985) nedeniyle, meģcere kuruluģları düzelinceye kadar, çağ karıģık meģcere tiplerinin ayrılması gerektiği ortaya çıkmıģtır. Burada belirtmek gerekir ki; meģcere tiplerinin birleģtirilip birleģtirilemeyeceklerine karar verilirken, hacim ve hacim artımı değerinin yanında, idare süresi, uygulanacak silvikültürel iģlem ve ürün değeri yönünden yapılacak analizler de önemlidir. Plan ünitelerinin amenajman planlarının düzenlenmesinde, önemli sorunlardan biri de, ağaç serveti ve envanteri için kabul edilen örnekleme yönteminin uygulanıģ Ģeklidir yılları arasında büyük bir özveri ile çalıģılıp tamamlanan planlarda bir takım eksiklikler bulunmaktaydı. Planların yenilenmesinde, eksikliklerin giderilmesi, daha ayrıntılı planların yapılması amacıyla, yeni bir yönetmelik hazırlanmıģtı. 220

221 Fakat bu yeni yönetmelikte hiç beklenmeyen bir durum ortaya çıkmıģ ve 1973 tarihinde yürürlüğe giren bu yeni yönetmelik uyarınca, envanter yöntemlerinin hiç birinde bulunmayan bir Ģekil kabul edilmiģtir. Bu yönetmelik hükümleri 1991 yönetmeliğinde de uygulanmıģtır yılında çıkartılan yeni yönetmelikte ise buna iliģkin bir hüküm bulunmamaktadır. Alt toplumlar (meģcere tipleri) dikkate alınmaksızın, ünitenin tüm verimli orman alanlarına (kapalılık %11), belirli aralıklarla, sistematik olarak örnek alanlar dağıtılmakta, ölçümler bitirildikten sonra, her meģcere tipi alanına ait örnekler bir arada toplanarak değerlendirilmekte, buna dayalı olarak, meģcere tiplerinin nitelendirici istatistikleri tanımlanmaktaydı (Eler 2002). MeĢcere tiplerinin alanlarının büyüklüğüne bağlı olarak, bazı tiplerde gereğinden fazla, bazılarında da, gerekenden çok daha az örnek alan ölçülmektedir. Bu durum örneklemenin meģcere tiplerine göre yapılmayıp; plan ünitesinin tüm alanına sistematik olarak belirli aralıklarla dağıtılmasından kaynaklanmaktadır yılından sonra yapılan planlarda, kapalılığın %40 ın altında olduğu alanlarda bir örnek alan alınmadan atlanarak, 600x600 m aralık-mesafe ile örnek alanlar alınmıģtır. Ancak, örnek alan sayısında bir azalma olmasına karģın, amenajman planlarının 18 nolu tabloları incelendiğinde, güvenilirlik düzeyinde herhangi bir düģmenin olmadığı görülmüģtür. Bu duruma örnek olarak Muğla orman Bölge Müdürlüğü Yılanlı orman ĠĢletme Müdürlüğü Boyalı Orman ĠĢletme Ģefliğine ait ve yıllarına ait iki plan sonuçları örnek verilebilir. Birinci dönem planda ağaç serveti ve artımı için toplam 1028 örnek alan ölçülmüģ olmasına rağmen ikinci dönem planda aynı amaçla sadece 498 adet örnek alan ölçülmüģ olduğu görülmektedir. Ġki plan dönemi arasında ormanlık alan miktarı arasında farklılıklar bulunmasına rağmen örnek alan adedi yaklaģık ½ den daha fazla miktarda azalma göstermiģtir. Buna karģılık örnekleme hata yüzdesi ilk planda % arasında değiģirken ikinci dönem planlarda bu değer % arasında değiģmektedir. Görüldüğü gibi ikinci dönem planda 221

222 örnekleme hata yüzdesi değerleri nispeten daha düģük bir varyasyona sahip bulunmaktadır (Anonim 1990 ve 2000). Plan ünitelerinin envanteri yapılırken, kararlaģtırılacak amaç ve amaç kombinasyonları için gerektiğince ve yeterince bir envanter çalıģması yapılmalıdır. Bu nedenle; hem istenilen doğruluk düzeyinin sağlanması, hem de envanter maliyetlerin artmasını engellemek için (Özçelik ve Mısır, 2002); Ülkemizde bugüne kadar yapılan envanter çalıģmaları ile meģcere tipleri için elde edilen verilerden yararlanılarak, meģcere tiplerinin varyasyon katsayıları belirlenebilir ve her meģcere tipi için alınması gereken örnek alan sayısı baģlangıçta kararlaģtırılabilir. Aynı meģcere tipinden ölçülen çok sayıdaki örnek alanlardan aģırı özelliklere sahip olanlar (lokal boģluk veya sıklık) olanlar ihmal edildikten sonra meģcere tipleri için dağılım ölçüleri daha sağlıklı olarak elde edilebilir. Özellikle entansif bir orman envanteri yapmak amacıyla, sistematik örneklemenin uygulanması durumunda; kararlaģtırılan iģletme amaç ve amaç kombinasyonlarına göre, iģletilecek alanlardaki meģcere tipleri için örnek alan büyüklüğünün, aralık ve mesafenin belirlenmesi envanter çalıģmasının istenilen doğruluk derecesinde, sağlıklı, hızlı ve ekonomik olarak yapılabilmesi bakımından önemlidir. Envanter çalıģmalarındaki diğer önemli bir sorun da; orman alanlarımızın bugünkü durumları dikkate alındığında, özellikle üretim ormanlarında, hektarda birkaç metreküp bakım etası verilerek, bir sağlık ve temizlik kesimi ön görülen, hatta eta dahi verilmeyen meģcerelerde envanter yapılması; hatta bu iģin, periyodik gençleģtirme alanlarındaki meģcereler ve bakım yapılan genç meģcerelerle aynı tutulmasıdır. Bu ise; envanter kavramının amaç ve kapsamıyla uyuģmamaktadır. Özellikle, bakım kesimleri yapılacak alanlarda nasıl bir envanter yapılacağına önceden karar verilmeli ve çalıģmalar buna göre planlanmalıdır (Özçelik 2002; Eler vd. 2003). Diğer yandan, ormanların ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama esaslarına göre planlanmasına yönelik çalıģmaların arttığı günümüzde, özellikle orman alanlarının fonksiyonlarından bir veya birkaçının ana amaç olacağı durumlarda uygulanması gereken 222

223 envanter yöntemi ve yoğunluğu ile üretim ormanlarında uygulanacak envanter yöntemi ve yoğunluğu arasında fark olması gerekmektedir yılında çıkan yeni orman amenajman yönetmeliğinin 24. maddesinde, durum yukarıda belirtilen Ģekilde vurgulanmıģtır. Yüksek doğruluk ve güven düzeyi gerektiren üretim ormanlarında envanterin yersel yöntemlerle yapılması gerektiği vurgulanırken; yüksek doğruluk ve güven düzeyi gerektirmeyen, ekolojik ve sosyal fonksiyonların ön plana çıktığı diğer ormanlık alanlarda, uzaktan algılama tekniklerinden, bir önceki döneme ait eski plan verilerinden, mevcut meģcere tipi tablolarından ve değiģik sıklık ve bonitetler için hazırlanmıģ hasılat tablolarından yararlanılabileceği belirtilmiģtir. Bu ormancılığımız ve orman envanteri çalıģmaları için önemli bir adımdır. Bu uygulama sayesinde envanter giderlerinden önemli oranda tasarruf sağlanabileceği söylenebilir. Kaldı ki; ağaç servetinin baģta hasılat tabloları olmak üzere meģcere tipi verim tabloları gibi tablolar yardımı ile yapılabileceği ifade edilmektedir (Eler, 1978; Kalıpsız, 1984; Asan, 1992). Kızılçam ağaç türü için Doğu ve Batı Akdeniz Bölgesini kapsayan bir çalıģma ile ağaç serveti ve artımının envanterinde, envanter maliyetlerinin azaltılması amacıyla meģcere tipi verim tablolarının kullanılabilme olanaklarını araģtıran bir çalıģma yapılmıģtır. Bu çalıģma ile düzenlenen meģcere tipi verim tabloları üç bonitet sınıfını, üç kapalılık derecesini ve 5 geliģme çağını kapsayacak Ģekilde 4 (Adana, Mersin, Antalya ve Muğla) farklı orman bölge müdürlüğü için düzenlenmiģtir. Bu tabloların kullanılabilirliği arazi denemeleri ile ortaya konmuģtur. Yine bu tablolar yardımı ile kızılçam ağaç türü için meģcere tanıtım tabloları da düzenlenmiģtir. 223

224 Meşcere Tipi Tanıtım Tablosu Örneği 224

225 225

226 3. SONUÇ VE ÖNERĠLER Envanter maliyetlerinin azaltılması için meģcere tip ayrımlarında olabildiğince az sayıda meģcere tipi ayrılmasına özen gösterilmelidir. Ürün değeri, göreceği silvikültürel iģlem Ģekli ve hacim özellikleri bakımından meģcere tiplerinin birleģtirilebilme imkânları üzerinde durulmalıdır. Özellikle çağ sınıfı karıģık meģcere tipi ayrılmalı mı yoksa ayrılmamalı mı bunun cevabı aranmalıdır. Envanter maliyetlerinin azaltılması için üretim ormanlarında sadece birkaç metre küp bakım etası verilecek alanlarda, ekolojik ve sosyal fonksiyonların ön plana çıktığı alanlarda meģcere tipi verim tabloları kullanılarak meģcere tipi tanıtım tabloları düzenlenebilir olduğu tarafımızdan yapılan çalıģmalarda ortaya konulmuģtur (Eler, 1978; Özçelik). MeĢcere Tipi Verim Tablolarının sağlıklı olarak kullanılabilmesi için; Sağlıklı bir foto interpretasyon ile güvenilir bir meģcere tipleri taslağının hazırlanması, 226

227 Bu taslak haritanın arazi kontrolleri yapılarak, kesinleģtirilmiģ meģcere tipleri haritasının oluģturulması, KesinleĢtirilmiĢ meģcere tipleri haritası ile Bonitet haritasının üst üste konarak meģcere tiplerinin bonitet sınıflarına dağıtılması, Entansif envanter çalıģmalarının yürütüleceği gençleģtirme ve bakım alanları ile ekstansif envanter çalıģmalarının yapılacağı diğer alanların (çok sarp ve kayalık alanlar ile eta dahi verilmeyen bakım sahaları) belirlenmesi gerekir. Ağaç serveti envanteri amacıyla ormana dağıtılan örnek alan sayısının azaltılarak güvenilirlik düzeyinde hiçbir kayıp olmadan envanter maliyetlerinden tasarruf sağlanabilir. Bu amaçla geçmiģ dönemlerde meģcere tipleri için var olan envanter karneleri kullanılabilir, meģcere tiplerinin varyasyon katsayıları hesaplanabilir ve meģcere tipleri için alınması gereken örnek alan sayıları hesaplanabilir yılında yürürlüğe giren Orman Amenajman yönetmeliği son yıllarda dünya gündemine oturan sürdürülebilir orman yönetimi kriter ve göstergelerini uygulamaya aktarma konusunda sıkıntı çeken orman teģkilatına yardımcı olmuģtur. Bu kapsamda, ilgili yönetmelik mevcut orman envanteri sorunlarını tanımlaması ve bu sorunların giderilmesine yönelik önerileri içermesi bakımından, tatmin edicidir. Ülkemizde üretim ormanları toplam ormanlık alanların önemli bir kısmını oluģturması nedeniyle, ağaç serveti ve artımının envanterine iliģkin sorunlar halen güncelliğini korumaktadır. Ancak yeni yönetmelikte dikkati çeken en önemli hususlardan biri envanter çalıģmalarında fonksiyonel envanterin uygulanması ve envanter maliyetlerinin düģürülmesi il ilgili detaylardır. Üretim ormanlarında ormanın aktüel doğal durumunun belirlenmesinde, iģletmenin % değerini oluģturan ağaç hacminin ve hacim artımının envanteri önemli yer tutmaktadır. Envanterde giderlerin büyük bölümü bu iģ için harcanır. Orman geniģ alan kapladığından ve heterojen yapıda olduğundan, bunun taģıdığı hacmi ve bunun artımını belirleyebilmek çok güç ve zaman alıcı çalıģmaları gerektirir. Çok değiģik ayrıntıda envanter yapılabilir. Aynı alanın, aynı yönetmelik ve buna dayalı olarak hazırlanmıģ Teknik Kılavuza göre, bir plan ünitesinin envanteri, değiģik uzmanlara 227

228 yaptırılsa, farklı durumlar ortaya çıkabilir. Hangisi doğru ya da daha doğru, bunun cevabı verilemez. Ülkemizde devlet ormancılığı yapıldığından, üretim ormanları dıģındaki alanlarda ağaç serveti envanterine fazla önem verilmesine gerek yoktur. Üretim ormanları dıģındaki alanlarda ağaç serveti ve artımı amacıyla meģcere tipi verim tabloları güvenle kullanılabilir. Ormanın tümü tek bir meģcere tipi gibi ele alınarak, bunun üzerine örnekleme yapılamaz. Örnek alanlar, belli aralık-mesafe ile ormanda verimli sahanın tamamına dağıtılarak örnekleme yapılmıģtır. Ancak bu hatalı uygulamanın sonuçları amenajman planlarının 18 nolu tablolarında açıkça görülebilmektedir. Bu nedenle özellikle üretim ormanlarında, bu hatalı uygulamadan vazgeçilerek meģcere tiplerinin heterojenliğine bağlı olarak uygun sayıda örnek alan sayısı baģlangıçta kararlaģtırılmalıdır. Bu amaçla geçmiģ plan dönemlerinde yapılan envanter sonuçları kullanılarak meģcere tiplerine iliģkin varyasyon katsayıları belirlenebilir. Bu örnek alan sayısı meģcere tiplerinin alanlarına uygun aralık-mesafe ile dağıtılabilir. Bunun yanında ana amacı üretim olmayan ormanlarda ise meģcere tiplerinden alınması gereken örnek alan sayısı bu alanlar için orman envanteri çalıģmalarında kullanılacak kriterlere göre daha az ya da daha fazla sayıda belirlenebilir. Ġzlenecek yol, uygulanacak yöntem kesin olarak belirlenmedikçe, envanterde ayrıntının sonu yoktur. Burada Ģu önemli noktayı da vurgulamak gerekir. Orman Amenajman Planlarının düzenlenmesinde ağırlık, envantere değil, planın doğru ve isabetli yapılması, uygulanabilir olmasına verilmelidir. Envanterin çok ayrıntılı ve doğruluk düzeyi yüksek olması, bunun üzerine kurulacak planın doğru ve isabetli olacağı, ormanı iyiye götüreceği anlamı taģımaz. En ayrıntılı plana dayalı olarak düzenlenen plan, uygulamada güçlüklerle karģılaģırken, vasat bir envanterle, çok uygun ve isabetli plan düzenlenip, aksatılmadan yürütülebilir. Envanter ile plan; ayrıntılı envanter ile amacı sağlayabilecek, yeterli düzeyde envanter; çok iyi olsun diye iddialı biçimde yapılmıģ fakat uygulamada sorunların ortaya çıktığı, aksaklıkların meydana geldiği plan ile çalıģmaların hiçbir problemle karģılaģılmadan sürdürülebildiği yeterli görülebilecek plan söz konusu olur. Orman 228

229 Amenajman Planlarının iyi olmasının ölçüsü, kararların isabetli alınmıģ olması ve en önemlisi de uygulanabilirliğidir (Eler, 2001). KAYNAKLAR [1] ANONĠM, Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesine, Uygulanmasına ve Yenilenmesine Dair Yönetmelik, Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, 54s. [2] ANONĠM, Orman Amenajman Planlarının Düzenlenmesine, Uygulanmasına ve Yenilenmesine Ait Yönetmelik, Tarım Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, 98s. [3] ANONĠM Orman Amenajman Yönetmeliği. Orman Genel Müdürlüğü Orman Ġdaresi ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı, Ankara. [4] BATU, F Envanterde 6 Ağaç Örneklemesi Yöntemi ve DeğiĢik YaĢlı Ladin MeĢcerelerinde Uygulama Olanakları. Ġ. Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 1, s , Büyükdere-Ġstanbul. [5] BRUCE, D.; SCHUMACHER, F. 1950: Forest Menstruation, New-York. [6] ELER, Ü Ağaç Serveti Envanterinin Yapılması Amacıyla MeĢcere Tipi Ayrımı Üzerine AraĢtırmalar. Ġ. Ü. Orman Fakültesi, Doktora Tezi (YayımlanmamıĢtır), Büyükdere- Ġstanbul. [7] ELER, Ü Ağaç Serveti Envanterinin Yapılması Amacıyla Meçcere Tipi Ayrımı Üzerine AraĢtırmalar. Ġ. Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 1, s , Büyükdere- Ġstanbul. [8] ELER, Ü., 1985: Antalya Bölgesi Doğal Kızılçam MeĢcerelerinde KuruluĢ Biçimi ve YaĢ Dağılımı, Ormancılık AraĢtırma Enstitüsü Dergisi, Temmuz Sayısı. [9] ELER, Ü Orman Amenajmanı. Süleyman Demirel Üniversitesi Yayın No: 17, Isparta. [10] ELER, Ü., ASAN, Ü., YEġĠL, A Türkiye de Orman Amenajmanında Envanter Sorunları, OGM, Amenajman Planlamada Yeniden Yapılanma ÇalıĢtayı, 9-12 Eylül, Kastamonu. 229

230 [11] ELER, Ü Türkiye de Orman Amenajman Yönetmeliğinin Tarihsel GeliĢimi. Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 2, s.89 98, Isparta. [12] ERASLAN, Ġ Türkiye de Orman Envanterinin GeçmiĢteki ve Bugünkü Durumu. Ġ. Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, Sayı 2, s , Büyükdere-Ġstanbul. [13] ERASLAN, Ġ. ; KALIPSIZ, A Belgrat Ormanlarının Amenajmanında Uygulanan Envanter Metotları. Ġ. Ü. Orman Fakültesi Yayını No: 1259/112, Ġstanbul. [14] ERASLAN, Ġ Türkiye de Orman Amenajmanının 128 Yıllık Tarihsel GeliĢimi. Ġ. Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri A, Sayı 1, s , Büyükdere-Ġstanbul. [15] ERASLAN, Ġ Türkiye de Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceğine ĠliĢkin Genel GörüĢme (16 19.Kasım). Orman Amenajman ve Planlama Dairesi BaĢkanlığı Yayını, Bildiriler, s. 1 16, Ankara. [16] EVCĠMEN, B. S Türkiye de Orman Amenajmanının GeliĢimi (I. Bölüm. Ġmparatorluk Dönemi) Ġ. Ü. Orman Fakültesi Orman Amenajman Kürsüsü Yayını, Ġstanbul. [17] GÜNEL, A., 1973: Ağaç Serveti Miktarının Tayininde Kullanılabilecek Metotlar Üzerine AraĢtırmalar., Ġ.Ü. Orman Fakültesi Yayınları, Ġ.Ü Yayın No:1847, O.F Yayın No:198., KurtuluĢ Matbaası., 134s. [18] KALIPSIZ, A Dendrometri. Ġ. Ü. Orman Fakültesi Yayın No: 354. Ġstanbul. [19] KISH, L. 1967: Survey Sampling., John-Wiley, New-York. [20] KUTLUK, H Türkiye Ormancılığı ile Ġlgili Tarihi Vesikalar. Orman Genel Müdürlüğü Yayın No: 56, Ġstanbul. [21] LOETSCH, F., ZÖHRER, F., HALLER, K. E., Forest Inventory., Volume 2, BLV Verlagsgesellschaft München, Bern, Wien., p [22] MISIR, N., ÖZÇELĠK, R., 2002: MeĢcere Tipleri Ayrımının Ġstatistiksel Bakımdan Değerlendirilmesi, Orman Amenajmanında Kavramsal Açılımlar ve Yeni Hedefler Sempozyumu, Nisan, s , Ġstanbul. 230

231 [23] ÖZÇELĠK, R., Doğu ve Batı Akdeniz Bölgeleri Ġçin Kızılçam (Pinus Brutia Ten.) Türü MeĢcere Tipi Verim Tablolarının Düzenlenme ve Orman Amenajmanında Kullanılabilme Olanakları, K.T.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi (BasılmamıĢ) 293 s. [24] ÖZÇELĠK, R., MISIR, N., 2002: Orman Amenajman Planlarımızda Yer Alan Ġstatistiksel Değerler Tablosu nun Ġstatistik ve Ormancılık Açısından Değerlendirilmesi, Orman Amenajmanında Kavramsal Açılımlar ve Yeni Hedefler Sempozyumu, Nisan, s , Ġstanbul. [25] ÖZÇELĠK, R., Kızılçamda (Pinus brutia Ten.) Çağ Sınıflarının MeĢcere Tipi Ayrımı Üzerine Etkileri, Batı Akdeniz Ormancılık AraĢtırma Müdürlüğü Dergisi, s

232 AMENAJMAN PLANLAMADA SĠLVĠKÜLTÜREL YAKLAġIM M. Ali CEBECĠ Orman Genel Müdürlüğü Silvikültür Daire BaĢkanlığı ġube Müdürü ÖZET Amenajmanın görevleri arasında olan, özellikle etanın bulunmasını, ormandan yararlanmanın düzenlenmesini ve meģcerelerin kuruluģ esaslarının belirlenmesini silvikültürel uygulamadan ayırma olanağı yoktur. Amenajman silvikültürün isteklerini göz önünde bulundurmak ve bu isteklerin gerçekleģtirilmesinde ona yardımcı olmak zorunda olduğu gibi, silvikültürde amenajmanın belirlediği iģletme amacına ulaģmak ve bunun için gerekli orman kuruluģ düzenini gerçekleģtirmekle yükümlüdür.(odabaġi 1999) Bu nedenle orman amenajman yöntemleri, silvikültürel planlama ile uyumlu olmalıdır. ĠĢletme amacına götürmek için iģletmenin düzenlenmesinde amenajman planları zorunlu olmakla birlikte sadece amenajman bilim ve tekniğinin kuralları uygulamaya geçirilerek, silvikültür bilim ve tekniğinin esaslarını göz ardı etmek mümkün olmadığı gibi bunun aksi de mümkün değildir. Bu iki plan arasında uyum sağlanmasına büyük önem verilmelidir. Bu nedenle amenajman planları, ormandan faydalanmanın düzenlenmesinde belirli formüllere bağlı kalınarak düzenlenmiģ statik bir yapıda olmamalı ve yapılması gerekli silvikültürel iģlemlerin gerçekleģtirilmesine olanak sağlamalıdır. Ülkemizde sürdürülebilir orman yönetimi için amenajman planlarının yapımında, silvikültürel amaçların gerçekleģtirilmesi için aģağıdaki hususlar büyük önem taģımaktadır: * YetiĢme Ortamı ġartları: Ormanı aktüel kuruluģundan optimal kuruluģa ulaģtırabilmek için, öncelikle yetiģme ortamı Ģartlarının belirlenmesi(ekolojik üniteler haritasının çıkarılması) ve bu verilere dayanarak da ormanın iģletme amaçlarının saptanması gerekir. Böyle verilerden yoksun bir ormanı sadece saha ve servet itibariyle belirleyen plan, o ormanın iģletme amacını, yani göreceği fonksiyonu, 232

233 buna paralel olarakta silvikültür hedeflerini, bunu sağlayacak yöntem ve metotların neler ve nasıl olması gerekeceğini ortaya koymaya yetmeyecektir. Bunun için, yetiģme muhiti envanteri yapılarak, ormanların ekolojik ünitelerinin belirlenmesi ve buna göre fonksiyonel planlamalara geçilip gerçek üretim ormanlarının saptanmasıyla gençleģtirme alanları daha gerçekçi planlanacak ve uygulanabilecektir. * MeĢcere Tiplerinin Belirlenmesindeki Entansite: MeĢcere tiplerinin geniģ parametrelerle ortaya konulması yerine daha ayrıntılı dar ölçülerle belirlenmesi gerekmektedir. Böylece her meģcere tipine uygulanacak silvikültürel tekniklerin daha sağlıklı belirlenmesi sağlanacaktır. * GeniĢ Yapraklı ve GeniĢ Yapraklı KarıĢık Ormanlarda YaĢ Sınıfları Metodu : GeniĢ yapraklı ve geniģ yapraklı karıģık ormanların iģletilmeleri açısından rijit müdahalelere neden olan yaģ sınıfları metodu planlaması yerine, doğaya yakın iģletmeciliği sağlayacak grup metotları ile yerine göre tek ağaca dönük, devamlı orman iģletmeciliğini sağlayacak planlamalara geçilmelidir. * GençleĢtirme Alanları için Yapılan Üretim Planlaması: GençleĢtirme alanları için yapılan üretim planlaması, traģlama gençleģtirme metoduna göre yapılanlar dıģındakiler için çoğunlukla gerçeği vermemektedir. Zira gençleģtirme alanlarındaki servet ile bu servetin plan süresince progresif azalan artımlarının toplamlarının, plan süresine bölünmesi ile bulunan rakam, yıllık gençleģtirme etası değildir. GençleĢtirme etası gençleģtirme kesimlerine bağlı olarak silvikültür planlarıyla belirlenmelidir. * Ġdare Sürelerinin Yöreler Ġtibariyle Gaye Çapına Göre Hesaplanması : ĠĢletme ormanlarımızla ilgili idare sürelerini -(yetiģme muhitinin sağlayacağı en yüksek değerdeki)- yöreler itibariyle gaye çapı esasına göre tespit ederek, ormanları daha rantabl iģletmeye yönelinmesi sağlanmalıdır. * ĠĢletme ġeflikleri Büyüklükleri: Orman iģletme Ģeflikleri büyüklükleri, orman tipi, orman içi yerleģim durumu ve gördüğü fonksiyonları ve ormancılığı ileri ülkelerin standartları dikkate alarak belirlenmelidir. Yine iģletme Ģefliklerindeki silvikültürel çalıģmalarda gözlem ve tecrübe çok önemli olduğundan teknik eleman atamalarında istikrar sağlanmalıdır. 233

234 ABSTRACT There is no possibility to sepaate the particular aspects of forest management planing from silvicultural implememtations such as, especially determining the allowable cut, regulating the utilization from forest and outlining the establishment objectives of the stands. While management has to consider the demands of silviculture and to help it achieving the demands, silviculture is also responsible for reaaching the management objektives determinent by forest OdabaĢı 1999). Therefore, forest management methods should be consistent with the silvicultural planning. Forest management plans are compulsory in arranging of the management to reach the management objective. But, just implementing the rules of forest management science and techniques regardless the principals of silviculture is not possible. It is also true for the opposite way from that stated, and opposite of it is impossible either. It should be highlighted that consistency between the two plans is very important. Thus, management planning shouldn t be in static pattern with certain formulations in planning the utilization from forest but enabling the silvicultural methods to be applicable. The following aspects get special concern to realize the silvicultural objectives in forest management planning for sustainable forest management in Turkey. * Site Conditions To make the forest reach from actuel condition to optimal condition primarily determining the site conditions (making the ecological units maps) and defining the management objectives of forest based on these data are necessary. Planning without this information but based on area and growing stock estimates is destitute of potential to define the functions and accordingly the methods for silvicultural objectives. Thus, making site inventory to define ecological units of forests enable the planners to better estimate the managed forests by multifunctional planning approach in real sense and consequently more realistic regeneration areas to be planned and treated. * The Intensity of Determining Stand Types Distinction of stand type should be drawn comprehensively instead of actual description. Thus, the silvicultural techniques being applied by stand types are better accommodated 234

235 * Age-Classess Method for Broadleaved and Mixed Broadleaved Forests Instead of the planning of age-class method which causes rigid interventions in broadleaved and mixed broadleaved forests, a group or one tree of close to nature management planning has to be taken into account. * Logging Plan for Regeneration Areas Logging plan for regeneration areas is not precisely drawn expect the areas under clear-cut method exercised. Because the figure derived from the sum of the growing stock of the regeneration areas and the progressively decreasing increment of that growing stock during the plan period divided by the plan period is not annual allowable cut of the regeneration. On the contrary, the allowable cut of the regeneration has to be estimated in line with the regeneration cuttings at the silvicultural plans. * Determining Rotation Periods* According to the Target Diameters by Regions To determine the rotation period of the managed forests, the target diameters representing the site conditions to utmost extent by regions must be recognised to rationally exploit the forests. * Sizes of Sub-district Forest Units The sizes of Sub-district Forest Units should be decided in terms of particulary the forest type, the settlements within and nearby forest, the functions of the forest and the sizes of forests in developed countries. Furthermore, the appointing period for the qualified chief engineers who gain valuable experience on forestry operations at the Sub-district should be extended to prescribe approprite silvicultural techniques. 1.GĠRĠġ Ülkemiz ormancılığında planlamaya geçiģimiz oldukça eski olmasına rağmen, planlama çalıģmalarında hala tam anlamıyla baģarılı olduğumuz söylenemez. BaĢarılı planlamayı etkileyen nedenlerin baģlıcaları; ormanlarımızın içinde bulunduğu yetiģme ortamı Ģartlarını yeterince değerlendirememiz, iģletme amaçlarımızın ekolojik koģullarla iliģkisini kuramamamız ve ormanlarımızın yapısına uygun planlama yöntemlerinin tespitinde yaptığımız hatalardır. Örneğin, 1960 lı yıllara kadar birçok ağaç türümüzün silvikültürel özelliklerine uygun olmamasına rağmen seçme iģletmesi esaslarına göre 235

236 amenajman planları yapılmıģ ve uygulamacıların, bu planları uygulaması istenmiģtir. Modern orman anlayıģında amaç; Ormanlardan olanaklı olduğunca doğaya yakın yararlanarak süreklilik prensibine uygun çok iģlevli ormancılığı gerçekleģtirmektir. Bu anlayıģta, mevcut ekosistem fazla bozulmadan, ekolojiekonomi prensipleri gözetilerek ormancılık çalıģmalarının yapılması esas kabul edilmiģtir. Bu bakımdan ormanlarımızın yapılarını dikkate alarak, ülkemiz insanının bugünkü ve gelecekteki ihtiyaçlarını karģılaģtırmak suretiyle iģletme amaçları tespit edilmelidir. Bu amaçlar amenajman plan yapımcısı tarafından bilinmeli ve planlar bu amaçları gerçekleģtirecek Ģekilde yapılmalıdır. 2.AMENAJMAN PLANLARINDA SĠLVĠKÜLTÜREL YAKLAġIM 2.1. Dün Uzun yıllar, gerek dünya gerekse ülkemiz ormancılığında, ormanlardaki idare amacının birim alandan en yüksek miktarda odun üretimini esas alan üretim fonksiyonunun ön plana çıktığı bir planlama dönemi yaģanmıģtır. Ülkemiz ormanlarının 2001 yılı verilerine göre %62 i ( ha.) üretim amaçlı planlanarak iģletilmekte olup, bu orman alanlarının büyük bir kısmı da (%98) yaģ sınıfları yöntemine göre iģletilmektedir. Ülkemiz ormancılığında ilk planlamadan günümüze kadar silvikültürel açıdan Ģu geliģimleri görmekteyiz: Ülkemiz ormanları 1956 yılına kadar çıkarılan değiģik kanun ve yönetmelikler olmasına rağmen seçme ormanı esasına göre planlanan ve iģletilen ormanlar olmuģtur yılında yürürlüğe konan Orman Amenajman Planlarının Tanzimine ve Tatbikine Ait Talimatname gereğince aynı yaģlı koru ormanlarında, yaģ sınıfları amenajman metodunun kullanılması öngörülmüģse de uygulama 1963 yılına kadar baģlayamamıģtır. 236

237 Yılları arasında yapılan planlama çalıģmalarında, sadece yuvarlak odun üretimi esas alınmıģ ve milli parklar dıģında kalan bütün ormanlar, zorunlu üretim ormanı kabul edilmiģ, iģletme sınıfı ayırımında sadece ağaç türü farklılıkları ve orman formları gözetilmiģ, diğer faktörler göz ardı edilmiģtir. Yine bu dönemdeki planlamalarda, mevcut servet ve artım dikkate alınmadan, kapalılık sınıfı ayırt edilmeksizin tüm meģcere tiplerine eta verilmiģ ve toplu üretim, iģ bütünlüğü, koruma kolaylıkları gerekçe gösterilerek gençleģtirme alanları ormana dağıtılmayıp bir arada verilmiģtir Yılında yürürlüğe sokulan ve 0rman Amenajman Planlarının Düzenlenmesine, Uygulanmasına ve Yenilenmesine Dair Yönetmelik ile birlikte, amenajman planlarında yukarıda belirtilen aksaklıkların bazıları giderilmiģtir. Özellikle tüm ormanların üretim ormanı olduğu anlayıģı terk edilerek, sarp arazilerde, yüksek orman zonlarında, erozyon ve heyelan bölgelerinde yer alan ormanlar, muhafaza iģletme sınıfı adı altında üretim dıģı bırakılmıģtır. Ancak amenajman planları yine de ülke ihtiyaçlarını dikkate alınarak hazırlanmıģ bir amaç ve fonksiyon haritasına dayandırılmamıģtır. Muhafazaya ayrılan alanlar dıģında iģletme sınıflarının belirlenmesinde, yine orman formu ve ağaç türü belirleyici faktörler olmuģtur (Asan 1992) Yılında yürürlüğe giren ve 1991 yılında revize edilen bu yönetmelikle silvikültür uygulamalara geniģ imkânlar getirilmiģtir. Bu yönetmelik ile (Madde 69) maktalı orman formuna göre düzenlenmiģ amenajman planları detaylı silvikültür planlarına göre uygulanır hükmü getirilmiģ ve detaylı silvikültür planları, amenajman planları ile verilen genel prensip ve esaslar dahilinde, mahalli kuruluģlarca düzenlenir hükmü ile de amenajman silvikültür kombinasyonu sağlanmaya çalıģılmıģtır. Mevcut orman amenajman planları süresince, gençleģtirilmesi öngörülen alanların gençleģtirilmelerinin planlanması ile yıllık eta dengelemelerinin yapılabilmesi için silvikültür planlarının yapılmasının Ģart olduğu dikkate alınarak 1973 yılında 2345 sayılı tamimle Silvikültür Planlarının Düzenlenmesi Esasları ve Plan Dispozisyonu teģkilata gönderilmiģtir. 237

238 1974 Yılında ilk etapta gençleģtirme alanları ele alınarak silvikültür planları yapılmaya baģlanmıģtır. Ancak düzenlenen silvikültür planları, gerek bilgi eksikliği gerekse sadece bir yönetmelik hükmünün yerine getirilmesi anlayıģıyla düzenlendikleri için uygulamaya geçirilememiģtir. Silvikültür planlarının sağlıklı ve uygulanabilir bir seviyede düzenlenmeleri ve izlenmeleri amacıyla; 1983 yılında, Ormanların GençleĢtirilmesine Ġmar Islahına ve Bakımlarına Ait Silvikültürel Esaslar konulu 177/A sayılı tebliğ ve daha sonra 1987 yılında Silvikültür Planlarının Düzenlenmesi ve Ġzlenmesi Esasları konulu 177-A/Ek:3 ve 1990 yılında 177-A/Ek:6 sayılı tebliğler yürürlüğe konulmuģtur. En son 2006 yılında yürürlüğe giren Ormanlarımızda Uygulanacak Silvikültürel Esaslar isimli tebliğ ile de silvikültür planlamaya yeni düzenlemeler getirilmiģtir. Genellikle muhafaza ve milli parkların dıģındaki ormanlarda üretim fonksiyonunun esas alınması ve yaģ sınıfları yönteminin gereği hesaplanan periyodik gençleģtirme alanları, kısa planlama sürecinde yetiģme ortamının yeterli etüt edilememesi ve bazı ağaç türlerinin bol tohum yılları aralıklarının uzun olması nedeniyle, gençleģtirme kriterlerine uymayan ve uygulama birimlerinin iģ kapasitesini aģan büyük gençleģtirme alanlarını ortaya çıkarmıģtır. Her ne kadar bu alanların bir kısmı silvikültür planlarıyla uygulama dıģında bırakılmıģsa da yine de çalıģılan alanların büyüklüğü ve bazı alanlardaki ekolojik koģullardaki olumsuzluklar, çoğu yerde baģarısızlığa neden olmuģtur. Örneğin; yıllarında yürürlükte olan amenajman planlarının gençleģtirmeye ayırdığı ha. sahadan ancak hektarında baģarı elde edilebilmiģtir. (Tablo 1 ). 238

239 Tablo 1 ĠġLETME SINIFI DÖNEMĠ PLANLARINDAKĠ GENÇLEġTĠRME HEDEFĠ(Ha) AMEN. GENÇLEġTĠRMEDE BAġARILI BAġARILI(%) OLUNAN SAHA(Ha) Kızılçam Karaçam Sarıçam Kayın Ladin Sedir KarıĢık Diğer Türler TOPLAM Prodüktif Or: Ha Doğal Genç: Ha Bozuk Or : Ha. Yapay Genç: Ha. Bu da amenajman planlarıyla belirlenen gençleģtirme hedeflerine ulaģılamamasına neden olmuģtur. Dolayısıyla düģünülen yaģ sınıfları oluģturulması da mümkün olamamıģtır. Diğer taraftan, yılları arasındaki dönemde, tüm ana ağaç türlerimiz için iģletme amacının endüstriyel odun üretimi-kitle üretimi amaçlayan tıraģlama kesimi ve devamında yapay gençleģtirme çalıģması yapılması anlayıģı ile planlamalar yapılmıģtır. Pek çok olumsuzlukları bulunmasına rağmen, fiziki üretimin çok rahatlıkla sağlanmıģ olmasından ve özellikle 50 ha. dan büyük yapay gençleģtirme alanlarının, o dönemdeki Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğüne teslim edilerek, tesisin onlar tarafından yapılması nedeniyle, doğal gençleģtirmeyi ön planda tutan silvikültürel planlamadan ve doğal gençleģtirme uygulamalardan Türk Ormancısını uzak bırakmıģtır (Seçkin 1992). 239

240 Yılından sonraki dönemde, yılları arasında büyük alanlarda tıraģlanıp yapay olarak tesis edilen pek çok orman alanının orijin yönünden ve diğer yapılan hatalar nedeniyle daha önceki kuruluģlarının gerisine götürülmüģ olmasından kaynaklanan sorunlar iyice belirginleģmiģtir. Bu örneklerden dolayı, ormanların gençleģtirilmesinde uygun Ģartların bulunduğu meģcereler için doğal gençleģtirme yapılmasının çok güvenli ormancılık çalıģmaları olacağının ağırlık kazanmasının daha sonra yapılan amenajman planlarına yansıdığını görüyoruz. Ancak yine de 1990 lı yıllara kadar bu olumlu geliģmelerin yanında, özellikle Karadeniz Ģeridinde yer alan geniģ yapraklı karıģık, geniģ yapraklı+ibreli karıģık meģcerelerin yaģ sınıfları esasına göre iģletilmeleri ön görülerek planlanmıģtır. Bu planlamalarda bu meģcerelerin belirli bir bölümünün planlar süresince gençleģtirilecek Ģekilde hedeflenmesi ve böylece son hâsılalarının istihsal edilmek üzere istenmiģ olması, ilgili ormanların silvikültürel istek ve icaplarına uygun düģmemiģtir. Bu Ģekilde planlamalara dayalı uygulamalarla, birçok yerde meģcerelerin saflaģmasına neden olunmuģtur. (Seçkin 1992) Yine yukarıda belirtilen dönemlerde olumsuz sosyo- ekonomik Ģartlar neticesinde ormanlar üzerindeki baskı ve tahribat göz önüne alınarak mevcut ormanların cari artımlarına karģılık, kararlaģtırılan bakım etalarında muhafazakâr davranılması, birçok seçme ve yaģ sınıfları metoduna göre iģletilen orman alanlarında yeterli bakımların yapılmasını engellemiģtir lı yıllardan itibaren ülkemizde toplumun ormanlardan beklentilerindeki değiģimlerine paralel olarak, ormanların diğer fonksiyonlarının amenajman plan yapımında göz önüne alındığını bu yönde planlamalar yapılmaya baģladığını görüyoruz. Yine yukarıda belirtilen, özellikle Karadeniz Ģeridinde yer alan geniģ yapraklı karıģık, geniģ yapraklı+ibreli karıģık meģcerelerin, yaģ sınıfları esasına göre planlanmaları ve iģletilmeleri sonucunda ortaya çıkan saflaģmıģ meģcerelere iliģkin silvikültürel sorunlara, Batı Karadeniz bölgesinde 1990 lı yıllarda baģlayan Türk-Alman Ormancılık Projesi kapsamında devamlı orman anlayıģına uygun 240

241 amenajman planlama metotlarıyla (Model, münferit plan) çözüm sağlanmaya çalıģılmıģtır Bugün Dünyada ve ülkemizde insanların ormandan beklentilerinin zaman içersinde farklılaģmaması nedeniyle, ormanların fonksiyonel değerlerinde de aģağıdaki değiģimler kaçınılmaz olmaktadır. (ġekil 1 ) ġekil 1 Her geçen gün ormanların odun dıģı fonksiyonlarının öne çıkması bu fonksiyonları esas alan planlamaların yapılmasını zaruri kılmaktadır. Bu fonksiyonların belirlenmesi de mevcut ormanların yetiģme ortamlarının her yönü ile incelenmesi ve araģtırılması ile ortaya konacaktır. Ormanların fonksiyonel değerleri üzerine Prof.Dr. Alfred PITTERLE nin Orta Avrupa için yaptığı tespitlere dayanan aģağıdaki grafik gecikmelide olsa hemen hemen ülkemizdeki değiģimlere benzerlik göstermektedir (ġekil 2 ġekil 2 241

242 2006 yılında yürürlüğe giren 291 sayılı tebliğ ile gençleģtirme alanlarının uygulayıcı teknik elemanlar tarafından arazide yapılacak incelemeler sonucunda sağlıklı olarak tespit edilerek ve amenajman planı yapımcısı ile mutabakat sağlanarak ve silvikültür planları amenajman planlarıyla eģ zamanlı düzenlenecektir hükmü konarak ekolojik Ģartlara uygun gençleģtirme alanlarının seçiminin daha sağlıklı yapılması amaçlanmıģtır. Bu suretle, amenajman plan yapımı aģamasında, yetiģme ortamını daha iyi tanıyan yerel uygulamacı teknik elemanların önerilerinin plan yapımcısı tarafından değerlendirilip, mutabakata varılarak gençleģtirme alanlarının tespiti plan hedeflerine ulaģmayı mümkün kılacaktır. Konuyu amenajman planlarında önerilen gençleģtirme alanları yönü ile irdeleyecek olursak; 2000 yılında yürürlükte olan amenajman planlarına göre düzenlenmiģ silvikültür planlarında, gençleģtirmeye tefrik edilen alanlardan iģgücü ve teknik yetersizlikler nedeniyle uygulama dıģında bırakılan alan %11, baģarılı olma ihtimali çok zayıf olan dik, sarp ve kayalık mevkilerdeki tabiatı koruma alanı olarak tefrik edilerek gençleģtirme uygulamaları dıģında bırakılan alan ise %20 dir. Yani amenajman planları ile o plan dönemlerinde gençleģtirmeye ayrılan alanların toplam %31 i, silvikültür planlarıyla gençleģtirme uygulamalarının dıģında tutulmuģtur. 242

243 Kızılçam hariç tutulduğunda bu oran %38 e çıkmaktadır. Bu suretle, geçen dönemde amenajman planlarının verdiği gençleģtirme alanlarının %31 ine müdahale edilmemiģtir (Tablo 2) YILINDA YÜRÜRLÜKTE OLAN AMENAJMAN PLANLARINA GÖRE DÜZENLENMĠġ SĠLVĠKÜLTÜR PLANLARINA GÖRE GENÇLEġTĠRME DIġI BIRAKILAN ALANLARIN DURUMU Tablo2 Tabiatı (%) Koruma Planlama DıĢı (%) TOPLAM (%) Hâlbuki planlamadaki yeni anlayıģlar doğrultusunda düzenlenen yürürlükte olan amenajman planlarıyla, gençleģtirmeye ayrılan alanlardan silvikültür planlarıyla, tabiatı koruma olarak %13, iģgücü yetersizliği nedeniyle %5 olmak üzere toplam %18 oranında 243

244 alan gençleģtirme uygulamalarının dıģında bırakılmıģtır. Bu oran her geçen yıl daha da düģmektedir (Tablo 3-4). YÜRÜRLÜKTEKĠ AMENAJMAN PLANLARINA GÖRE DÜZENLENMĠġ SĠLVĠKÜLTÜR PLANLARINA GÖRE GENÇLEġTĠRME ALANLARININ DURUMU Tablo 3 GençleĢtirilmiĢ (Ha) GençleĢtirilecek (Ha) Doğa Yapa Yapa l y Toplam Doğal y Toplam GençleĢtirilmeyecek (Ha) Tabiatı Plan. Topla Kor. DıĢı m GENEL TOPLAM YÜRÜRLÜKTE OLAN AMENAJMAN PLANLARINA GÖRE DÜZENLENMĠġ SĠLVĠKÜLTÜR PLANLARINA GÖRE GENÇLEġTĠRME DIġI BIRAKILAN ALANLARIN DURUMU Tablo 4 Tabiatı (%) Koruma Planlama DıĢı (%) TOPLAM (%)

245 Bunun nedeni, fonksiyonlar esas alınarak yapılan amenajman planlamalarında gerçek üretim ormanlarının ortaya çıkması ve eģ zamanlı olarak yapılan silvikültür planlamaları esnasında amenajman plan yapımcısı ve uygulayıcı arasında mutabakat sağlanarak ekolojik koģullara uygun gençleģtirme alanlarının tespit edilmesidir Gelecekte tarihli yeni Orman Amenajman Yönetmeliğinin muhtelif maddelerinde belirtildiği üzere, ülkemiz ormanlarının ekonomik, ekolojik ve kültürel fonksiyonları dikkate alınarak, plan yapıcı ve uygulayıcının katılımcı anlayıģ içinde birlikte hareket ettiği, ekosistem tabanlı fonksiyonel planlama yaklaģımı ile amenajman planlarının yapılması halinde mutlaka plan hedeflerine ulaģılacaktır. 3. SONUÇ VE ÖNERĠLER Büyük ve açık alan iģletmeciliği olması, idare süresinin uzunluğu, toplumun ormanlardan beklentilerine cevap vermesi ve bunu sürekli olarak sağlayabilmek zorunluluğu gibi nedenlerle, ormancılıkta planlanma diğer konulardakine oranla çok daha fazla önem kazanmaktadır 245

246 Bu nedenle amenajman plan yapımında özellikle, silvikültürün, ekolojinin, ekonominin, hasılatın istekleri ve verileri çok önemlidir(eler,1983, S.31). Bunlardan da özellikle silvikültürün istekleri amenajman planlamasında çok önemli bir yer tutar. Bu nedenle, hedeflere ulaģmayı sağlayacak amenajman planlarının yapımında, silvikültürel amaçların gerçekleģtirilmesi için amenajman plan yapımı ve uygulamasındaki deneyimlerimizin ıģığında, baģlıca aģağıdaki hususlar önem arz etmektedir. 3.1 YetiĢme Ortamı ġartları: Amenajman planlarını düzenleyen baģmühendisliklerimiz, çeģitli uzmanlık dallarından elemanlardan yoksun olması ve kısa bir sürede güçlerinin üzerinde çok büyük alanlarda, saha ve servet envanterleri yapmak zorundadırlar. Bunun neticesinde de çok farklı kuruluģtaki ormanlarımız için yapılan planların entansif düzeyde olduklarını söyleyemeyiz. Diğer taraftan, genellikle orman alanlarımızın çok engebeli olması neticesi, kısa mesafeler de bile birçok lokal yetiģme ortamı farklılıkları oluģtuğu bilinmektedir. Halbuki ormanı aktüel kuruluģundan optimal kuruluģa ulaģtırabilmek için, öncelikle yetiģme ortamı Ģartlarının belirlenmesi (ekolojik üniteler haritasının çıkarılması) ve bu verilere dayanarak da ormanın iģletme amaçlarının saptanması gerekir. Böyle verilerden yoksun bir ormanı sadece saha ve servet itibariyle belirleyen plan, o ormanın iģletme amacını yani göreceği fonksiyonu, buna paralel olarak ta silvikültür hedeflerini, bunu sağlayacak yöntem ve metotların neler ve nasıl olması gerekeceğini ortaya koymaya yetmeyecektir. Bu güne kadar yapılan gençleģtirme çalıģmalarını değerlendirdiğimizde, baģarısızlıkları önemli bir oranda baģta toprak Ģartları olmak üzere, yetiģme ortamı Ģartlarını dikkate almayan uygulamalarda olduğunu görmekteyiz. Ormanlarımızın pek çoğu iklim, fizyografik ve toprak Ģartları yönünden çok hassas ekosistemler üzerinde yer aldığından, bu gibi olumsuz Ģartlarda, silvikültür adı altında yapılan müdahalelerin baģarısı Ģansa kalmaktadır. 246

247 3.2 MeĢcere Tiplerinin Belirlenmesindeki Entansite ; Mevcut ormanlarımız yakın zamana kadar(1963) pek çok ağaç türümüzün silvikültürüne uygun düģmemesine rağmen, seçme esasına göre müdahalelerle iģletildiklerinden, ormanlarımızın küçük alanlarda dahi çok farklı kuruluģlarda oluģmasına neden olunmuģtur. Bu nedenlerden dolayı, Amenajman yönetmeliğinde belirlenmiģ entansitede olmak üzere, orman kuruluģlarını saptamak üzere belirlenen deneme alanlarıyla ortaya konulan meģcere tiplerinin, meģcereleri ayrıntılarıyla ve daha reel Ģekilde belirlemekten uzak oldukları görülmektedir. Bunun sonucu olarak, planlarda öngörülmüģ müdahalelerin genellikle meģcerelerin bünyelerine uygun düģmedikleri anlaģılarak, bir noktada silvikültürü sınırladığı görülmektedir. Bu nedenlerle, meģcere tiplerinin geniģ parametrelerle ortaya konulması yerine daha ayrıntılı dar ölçülerle belirlenmesi gerekmektedir. Böylece her meģcere tipine uygulanacak silvikültürel tekniklerin daha sağlıklı belirlenmesi sağlanacaktır. 3.3 GeniĢ Yapraklı ve GeniĢ Yapraklı KarıĢık Ormanlarda YaĢ Sınıfları Metodu; Verimli ormanlarımızın çok büyük bir kısmında uygulanan yaģ sınıfları metodu(2001 yılında %98); özellikle geniģ yapraklı, geniģ yapraklı karıģık ve geniģ yapraklı+ibreli karıģık ormanlarımız için tek tabakalı, aynı yaģlı maktalı iģletmeciliği önerdiğinden, bu planların uygulanması tartıģılır hale gelmiģtir. Çünkü mevcut ormanlar doğaya yakın orman niteliğini taģıdığından yaģın tespiti güçtür. Bunun yanı sıra aynı meģcerede iç içe çok farklı gruplar ve fertler bulunmaktadır. Ormanların bu derecede özelliklerinin bulunmasına rağmen iģletilmeleri açısından katı ve Ģablonal bir yaģ sınıflarına sıkıģtırılmıģ olması, ormanların ekolojik dengelerini, kuruluģlarını bozacak rijit müdahalelerin yapılmasına neden olmaktadır. Bu gerçeklerden hareketle, geniģ yapraklı ve geniģ yapraklı karıģık ormanların iģletilmeleri açısından böylesine rijit müdahalelere neden olan yaģ sınıfları metodu planlaması yerine, doğaya yakın iģletmeciliği sağlayacak grup metotları ile yerine göre tek ağaca dönük, devamlı orman iģletmeciliğini sağlayacak planlamalara geçilmelidir. 247

248 3.4. GençleĢtirme Alanları için Yapılan Üretim Planlaması: Amenajman planlarında üretim planlaması yapılmaktadır. Ancak gençleģtirme alanları için yapılan planlama, tıraģlama gençleģtirme metoduna göre yapılanlar dıģındakiler için çoğunlukla gerçeği vermemektedir. Zira gençleģtirme alanlarındaki servet ile bu servetin plan süresince progresif azalan artımlarının toplamlarının, plan süresine bölünmesi ile bulunan rakam, yıllık gençleģtirme etası değildir. GençleĢtirme etası gençleģtirme kesimlerine bağlı olarak silvikültür planlarıyla belirlenmelidir Ġdare Sürelerinin Yöreler Ġtibariyle Gaye Çapına Göre Hesaplanması: ĠĢletme ormanlarımızla ilgili idare sürelerini (yetiģme muhitinin sağlayacağı en yüksek değerdeki) yöreler itibariyle gaye çapı esasına göre tespit ederek, ormanları daha rentabl iģletmeye yönelinmesi sağlanmalıdır. Bu, büyük oranda Orman Genel Müdürlüğünün tarihli ilgili emirleriyle çözüme kavuģmuģtur ĠĢletme ġeflikleri Büyüklükleri; Orman iģletme Ģeflikleri büyüklükleri, ormanların tipi, orman içi yerleģim durumu ve gördüğü fonksiyonları ve ormancılığı ileri ülkelerin standartları dikkate alınarak belirlenmelidir. Özellikle Karadeniz yöresinde yaģ sınıfları metoduna göre planlanan ormanlarda bir plan periyodu içinde bol tohum yıllarında gençleģtirilmesi öngörülen alanın miktarı uygulanabilirliğin üstündedir. Bu nedenle iģletme Ģeflik alanlarının belirlenmesine öncelikle bu yöreden baģlanmalıdır. Yine iģletme Ģefliklerindeki silvikültürel çalıģmalarda gözlem ve tecrübe çok önemli olduğundan teknik eleman atamalarında istikrar sağlanmalıdır Bakım Etalarında KaralaĢtırılan Etanın Belirlenmesi: GeçmiĢ dönemlerde olumsuz sosyo- ekonomik Ģartlar neticesinde ormanlar üzerindeki baskı ve tahribat günümüzde çok azaldığından, mevcut ormanların cari artımlarına karģılık, kararlaģtırılan bakım etalarında muhafazakâr davranılmayarak, amaca ulaģmak için gerekli olan silvikültürel etanın mümkün olduğu ölçüde 248

249 verilmesi ile seçme ve yaģ sınıfları metoduna göre iģletilen orman alanlarında yeterli bakımların yapılması sağlanacaktır. Yine planlama için sahada yapılan envanter çalıģmalarında, ormanın gaye kuruluģuna ulaģabilmek için meģcereye uygulanması gereken silvikültürel müdahalelerin ihtiyaç ve miktarlarının sağlıklı olarak belirlenmesi silvikültürel etanın da gerçeği yansıtmasını sağlayacaktır Amenajman Planlama Tekniği Yönünden Bozuk ve Verimli Orman Tanımları : Ormanlar kapalılık esas alınarak değerlendirildiğinde, ana amacı birim alandan en yüksek kalite ve kantitede odun hasılası elde etmek olan iģletme sınıfları için verimsiz kabul edilen bir orman, baģka bir fonksiyonu esas alındığında verimli orman olabilmektedir. Örneğin, marjinal ekolojik Ģartlardaki gevģek kapalı bir Ardıç ormanı, ana amacı odun üretimi ise bu orman verimsiz kabul edilmektedir. Ancak iģletme amacı toprak koruma veya su üretimi ise, aynı orman verimli bir ormandır. Dolayısıyla, ormanların verimli veya verimsiz olarak değerlendirilmesinde kullanılan kriterler yerine, o ormanın kuruluģ itibariyle iģletme amacına (fonksiyonuna) uygunluğu kriter olarak alınmalıdır. Diğer taraftan amenajman tekniğinde, tepe kapalılığı %10 ve daha aģağısında olan ormanlar Bozuk olarak sınıflandırılmıģlardır. Buradaki bozuk olma kriteri, birim alanda taģıdığı servet ve artımın yetersizliğidir. Hâlbuki iģletme amacı odun üretimi olmayan, iģletme amacı toprak koruma, su üretimi vb. olan bir orman için bozuk olarak sınıflandırmak yanlıģ olacaktır. Amenajman tekniğinde ormanların bozuk/normal veya verimli/ verimsiz olarak sınıflandırılmalarında kullanılan parametrelerin gözden geçirilerek yukarıda belirtilen esaslara göre yeniden belirlenmesi halinde, bu tip alanlarda farklı silvikültürel modellerin uygulanmasına da kolaylık sağlayacaktır. 249

250 KAYNAKLAR (1) OdabaĢı, T. Silvikültürel Planlama (Ormanların çok amaçlı olarak planlanması konulu toplantı bildirileri 5 6 Mayıs 1999 Bolu) (2) Çolak, A. OdabaĢı, T. Silvikültürel Planlama Ġst. Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yayınları 2004 Ġstanbul (3) Çolak, A., Pıtterle, A. Yüksek Dağ Silvikültürü OGM OGEM- VAK Yayınları 1999 Ġstanbul (4) Ata, C. Ormancılığımızda Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceğine iliģkin Genel GörüĢme-Bildiriler S Ankara (5) Seçkin, B. Ormancılığımızda Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceğine ĠliĢkin Genel GörüĢme-Bildiriler S Ankara (6) Asan, Ü. Ormancılığımızda Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceğine ĠliĢkin Genel GörüĢme-Bildiriler S Ankara (7) Asan, Ü. Orman Tanımlarının Ġrdelenmesi, Türkiye Orman Varlığının Yeniden Değerlendirilmesi Sunusu Eylül 2009 Ankara (8) 8. BeĢ Yıllık Kalkınma Planı Ormancılık Özel Ġhtisas Komisyonu Raporu S (9) Eler, Ü. Nasıl Bir Planlama. Orm. Müh. Dergisi Kasım 1983 sayısı S (10) Anonim. OGM Silvikültür Daire BaĢkanlığı Kayıtları 250

251 YALOVA NIN ULUSLARARASI MODEL ORMAN AĞINA KATILIM ÇALIġMALARI Dr. Mehmet ÖZDEMĠR Bursa Orman Bölge Müdürlüğü Yalova Orman ĠĢletme Müdürü ÖZET Orman Genel Müdürlüğü nün Uluslararası Model Orman Ağı na (IMFN) katılımı için Yalova Orman ĠĢletme Müdürlüğü nün alan olarak seçilmesi, kurumun ilkeleri ve yayınlanan çerçeve dokümanlar esas alınarak yapılan çalıģmalarla üyelik sürecinin son aģamasına gelindiği görülmektedir. Model Orman yaklaģımının anlaģılması, baģlangıç paydaģ grubunun oluģturulması, konu ile ilgili çalıģtayların düzenlenmesi, alan seçimi aģamalarının tamamlandığı ve stratejik plan hazırlama sürecine girildiği anlaģılmaktadır. Ülkemizin de içinde yer aldığı Akdeniz Ülkeleri Model Orman Ağı (MMFN) sekretaryası tarafından organize edilen Model Orman kavramıyla ilgili çeģitli konuların tartıģıldığı toplantılarda Yalova nın temsil edildiği ve gerekli sunumların hazırlandığı görülmektedir. Kuruma üyelik iģlemleri için son aģama olan Stratejik Planın Hazırlanması çalıģmalarının yapılan çalıģma takvimi çerçevesinde devam ettiği ortaya çıkmaktadır. Aradan geçen zaman içinde katılımcı bir yaklaģımla çok sayıda toplantı yapılmıģ, mevcut kaynakların belirlenen ilkeler çerçevesinde nasıl kullanılabileceği, zamanla değiģen ve çeģitlenen paydaģ ihtiyaçlarının karģılanması olanaklarının tartıģıldığı; odun dıģı orman ürünlerinin envanterinin yapılması, planlanması, yetiģtirilmesi ve pazarlanması konularının önemine vurgu yapılarak bu konulardaki eğitimin gerekliliği ön plana çıktığı görülmektedir. Yapılacak kapsamlı bir çalıģtayda paydaģlar arasında konsensüs sağlanmak suretiyle son Ģekli verilecek stratejik planın, niyet mektubuyla birlikte üyelik sürecini tamamlamak üzere kullanılacağı anlaģılmaktadır. 251

252 ABSTRACT With the fact that Yalova Forestry Operation Directorate has been selected as an area for the participation of General Directorate of Forestry in the International Model Forest Network (IMFN); it is seen that we have come to the final stage of membership process by means of the works based on frame documents and principles of the institution. Understanding the sense of model forests, creating starting partner groups, carrying out workshops on the subject indicate that field selection stage has been completed and we have entered into the process of strategic plan preparation. It is seen that Yalova has been represented and the required representations have been prepared in the meetings where various subjects are discussed about the concept of Model Forest organized by the secretariat of Mediterranean Model Forest Network (MMFN) in which our country also takes place. Strategic Plan Preparation Works which are the final phase continue within the framework of working programme. Within the elapsed time, there were made many meetings, with a participative approach, where the facts that how the available sources can be utilized within the scope of determined principles and opportunities for answering the needs of partners who have changed and been varied in the course of time. In these meetings, there was laid emphasis on the subjects of planning, growing and marketing non-wood forest products and making inventory for them; and education requirement for these subjects were put to the forefront. It has been understood that the strategic plan whose net-shape will be formed will be used to complete the membership process with a letter of intent by means of providing consensus among stakeholders in a comprehensive workshop to be performed. I.GĠRĠġ Tarihin ilk dönemlerinde insanlar ormanın bir parçası olarak yaģamıģlar. Bu dönemde insanlar ormanlara zarar vermemiģler. Ancak, daha sonra insanoğlunun yerleģik hayata geçmeye baģlamasıyla ormanlardan tarla açma, yerleģme, odun hammaddesini yapı malzemesi ve ısınmada kullanma Ģeklinde menfi yönde faydalanma baģlamıģtır. SanayileĢme dönemi ve dünya nüfusunun 252

253 hızla artmaya baģlaması odunu çok çeģitli alanlarda kullanılmaya baģlamasına neden oldu Özellikle 19. yüzyılda ormansızlaģma ve buna bağlı olarak dünyanın bazı bölgelerinde gündeme gelen gıda açığı ve sağlıklı gıda elde etme çapaları çeģitli kurumların ortaya çıkmasına neden olmuģtur. Bunların bir tanesi de FAO dur. Gıda ve Tarım Örgütü olarak, açlığı yenmeye çalıģan bir örgüt olmakla birlikte tarafsız bir forum olarak bütün ülkelerle diyalog içinde hareket eden belirlenen amaçlar çerçevesinde bilgi paylaģımı ile tarım, ormancılık, balıkçılık uygulamalarına en iyi beslenme için destek vermeye çalıģan ve 1945 yılından beri kırsal kalkınmaya odaklanan bir kuruluģtur [1]. Ormanlardan sağlanan ürün ve hizmetlere olan talebin her geçen gün çeģitlenerek artmakta olması, ülkemizde ormanların korunması, geliģtirilmesi ve topluma çok yönlü ve sürdürülebilir faydalar sunması konusunu çok önemli bir hale getirmektedir [2]. Orman Genel Müdürlüğü de sürdürülebilir orman yönetimi konusunda Ormanların içinde yaģayan unsurlarla birlikte sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde korunması, geliģtirilmesi, bozulmuģ ekosistemlerin geri kazanılması için yapılması gereken bir dizi çalıģmaların belirlenen ilkeler çerçevesinde yapılmasını amaçlayan Uluslar arası Model Orman Ağı (IMFN) oluģturulmuģtur. Doğal kaynakların önemli bir parçasını oluģturan ormanların sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde korunması, geliģtirilmesi, faydalanmanın düzenlenmesi gibi amaçlar dünyadaki yeni organizasyonlarla iģbirliği ve birlikte çalıģmanın gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Ülkeleri Model Orman Ağı (IMFN) bölgesel olarak çalıģmalara devam etmektedir. Orman Genel Müdürlüğünün söz konusu ağa katılım için alan olarak Yalova yı seçerek üyelik için gerekli çalıģmalara devam edilmektedir. Akdeniz Ülkeleri Model Orman Ağı (MMFN) kapsamında Model Orman kavramı ile ilgili konuların tartıģıldığı, sürecin değerlendirildiği toplantılar yapılmaktadır. 253

254 II. GENEL BĠLGĠLER 2.1. Alan Tanıtımı Alan olarak seçilen yaklaģık olarak Yalova iliyle özdeģleģen Yalova Orman ĠĢletme Müdürlüğü Armutlu, Çınarcık, TaĢköprü ve Yalova olmak üzere dört adet planlama biriminden oluģmaktadır. Yalova Orman ĠĢletme Müdürlüğü ha. alanda çalıģma yapmaktadır. Yalova ormanlarının toplam alanı ,0 ha. dır. Bunun ,2 ha.'ı verimli orman olup ,8 ha.'ı bozuk vasıftadır. Yalova ormanlarının %31'i Armutlu'da olup burada kuarz ve gnays ana kayası mevcuttur. % 69'luk kısmı ise rusubi kalkerdir. Ormanların % 45,7 'si (36.200,7 ha.) yapraklı, %10,8 'i (8.518,0 ha.) iğne yapraklı, %2,4'ü (1.894,3 ha.) ibreli-yapraklı karıģık ormandır (Tablo 1). Yalova ve Çınarcık'ın kuzey kısmı ile doğu kısmı miosen, güney kısmı paleozoik devrine aittir. Yer yer volkanik safhalara rastlanır. Anakayalar rusubi kalker olup kumlu killi topraklar oluģmuģtur. Armutluda ise kuartz ve gnays ana kayası hakimdir. Alüvyal topraklar mevcuttur[3]. Tablo 1: Yalova Orman ĠĢletme Müdürlüğü nde alansal dağılımı Orman alanı (Ha) ,00 Tarım alanı (Ha) 23962,80 Diğer alan (Ha) 8609,70 Toplam (Ha) ,50 254

255 Asli ağaç türleri: Kayın (Fagus orientalis), karaçam (Pinus nigra), saplı meģe (Quercus robur), sapsız meģe (Quercus petraea), saçlı meģe (Quercus cerris), macar meģesi (Quercus frainetto ) geniģ yayılıģ göstermekte olup az miktarda kestane (Castanea sativa), gürgen (Carpinus betulus), dıģbudak (Fraxinus excelsior), akçaağaç (Acer pseudoplatanus), çınar (Platanus orientalis), kızılağaç (Alnus glutinosa), gümüģi ıhlamur (Tilia tomentosa), mazı meģesi (Quercus infectoria), titrek kavak (Populus tremula), söğüt (Salix sp.), büyük yapraklı ıhlamur (Tilia platyphyllos), porsuk (Taxus baccata), yabani kiraz (Prunus avium ), yabani erik (Prunus domestica ), defne (Laurus nobilis), zeytin (Olea sp), mevcuttur [3]. Diğer bitki türleri : Akçakesme (Phyllirea media), funda (Erica arborea), sumak (Rhus cotinus), katır tırnağı (Spartium junceum), yabani sarmaģık (Hedera helix), kekik (Thynus serpyllum), sarı kantaron (Hypericum perforatum), güzellik çalısı (Abelia floribunda), kocayemiģ (Arbutus unedo), pençe çalısı (Potentilla fruticosa), eğrelti (Polypodium vulgare), kuģburnu (Rosa canina), kızılcık (Corrus mas), böğürtlen (Rubus caesius), menengiç (Pistacia terebinthus), ısırgan (Urtica diardon), çilek (Fragaria vesca), yemiģen (Crataecus monogina), ılgın (Tamarix sp), adaçayı (Salvia sp.) [3]. Odun dıģı ürünler: Katır tırnağı (Spartium junceum), yabani sarmaģık (Hedera helix), kekik (Thymus serpyllum), sarı kantaron (Hypericum perforatum), güzellik çalısı (Abelia floribunda), kocayemiģ (Arbutus unedo), pençe çalısı (Potentilla fruticosa), eğrelti (Polypodium vulgare), kuģburnu (Rosa canina), kızılcık (Cornus mas), böğürtlen (Rubus caesius), menengiç (Pistacia terebinthus) [3]. 255

256 Hayvan türleri: Ayı (Ursus arctos), yaban domuzu (Sus scrofa), tilki (Vulpes vulpes), sincap (Sciurus anomalus), çakal (Canis aureus), porsuk (Meles meles), kirpi (Erinaceus concolor), tavģan (Lepus europaeus), kertenkele (Lacerta viridis), kaplumbağa (Testuda graeka), yılan (Ophiomorus), üveyik (Streptopelia turtur), bıldırcın (Coturnix coturnix), kara tavuk (Turdus merula), sığırcık (Sturnus vulgaris), sakarmeke (Fulica atra), çulluk (Scolopax rusticola), atmaca (Accipiter nisus), keklik (Alectoris chukar), ağaçkakan (Dendrocopos leucotos), kurt (Canis lupus), Ģahin (Buteo buteo), alakarga (Garrulus glandarius) [3]. Turizm Tesis Alanı : Yalova da turizmi geliģtirmeye ve çeģitlendirmeye yönelik, nitelikli turizm tesislerinin geliģebilmesi için özellikle Yalova merkezinin batısında Yalova kıyı kesiminde Termal, Çınarcık, TeĢvikiye ve Armutlu yerleģmelerinde, mevcut potansiyeller doğrultusunda turizm tesis alanları planlanmıģtır. Planlama alanı içerisinde turizm tesis alanı 826,36 ha.dır [4]. Yayla Turizmi Alanları : Yalova turizmi Ġl de önemli bir yapıya sahiptir. Delmece ve Ovacık yaylaları ile Armutlu Yarımadası nda Ġhsaniye mahallesi, Sazaklık Mevkii, Lütfiyeköy Mevkii alanları, sahip oldukları doğal güzellikleri ile yayla turizmi için önemli potansiyel oluģturmaktadır. Yayla turizmi alanları toplamı 144,40 ha.dır [4]. Günübirlik Rekreasyon Alanı : Kıyı kesiminde plaj, yeģil alan, spor alanı, eğlence, dinlenme ve yeme içme gibi günübirlik ihtiyaçları karģılamaya yönelik alanlar, Yalova da yaģayanlar veya gelecek olan yerli ve yabancı turistlerin deniz ve kıyı ile olan iliģkilerini güçlendirmek amacıyla günübirlik rekreasyon alanı olarak planlanmıģtır. Günübirlik rekreasyon alanı 108,23 ha.dır [4]. 256

257 Piknik ve Mesire Yerleri : Yalova da ormanlık alanlarda 24 adet piknik mesire yeri mevcut olup bunlardan 2 adedi, A tipi mesire yeri,1 adedi TeĢvikiye Beldesindeki D tipi mesire yeri (kent ormanı ) olup diğerleri Esenköy, TeĢvikiye Beldeleri, Esadiye, Fıstıklı, Geyikdere, Sugören, Elmalık, Kutrtköy, Laledere, Samanlı, TaĢköprü, Yeni mahalle köyleri ve Termal Ġlçe merkezi civarındaki C tipi mesire yerleridir. Mesire alanı 71,58 ha.dır [4]. Ekoturizm yapılan yerler arasında yer alan Hayriye, Mecidiye, Sermayecik köylerinde organik tarım faaliyeti yapılmaktadır [4] Model Orman Kavramı Model Orman nedir? Model orman terimi Kanada Hükümetinin yenilikçi programı ile iliģkili olarak ilk kez 1991 de kullanılmıģtır. Program sürdürülebilir orman yönetimi politikalarının uygulamaya geçmesini sağlayacak geniģ ormanlık peyzajlar içerisinde geniģ tabanlı gönüllü ortaklıklar oluģturdu. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Ülkeleri Model Orman Ağı na (MMFN) katılım çalıģmaları devam etmektedir (ġekil 1). Her bir yerin model sürdürülebilir hedeflerini geliģtirmeye yönelik olarak diğer partnerlerin bilgi alabileceği bir kaynak oluģturmaktadır [5]. Bu yüzden, model orman, ormanlık alanların ve doğal kaynakların sürdürülebilir yönelik coğrafik alan ve ortaklık tabanlı bir yaklaģımdır. YaklaĢım olarak, model orman, ormandan geçimini sağlayan insanlarla bu kaynaklar üzerindeki etkileri ve orman ürünlerinin insanların kalkınmalarına olan katkısıyla ilgilenmektedir [5]. Uluslararası Model Orman Ağı (IMFN), dünya çapında doğal kaynakların ve orman peyzajlarının sürdürülebilir yönetimi ortak hedefi için model ormanlar yoluyla çalıģan dünya çapındaki ortakların gönüllü bir birlikteliğidir [5]. IMFN, yerel toplumların orman peyzajlarının uzun dönem sürdürülebilirliğinin sosyal, kültürel ve ekonomik gereklerini bir araya getiren giriģimci bir yaklaģım üzerine kuruludur. Bu yaklaģım, her biri ormanları kendi anlayıģı ve takdiri çerçevesinde kullanan bütün kurumlar, örgütler, toplumlar ve bireylerin dinamik ve katılımcı ortaklığının bütün doğal kaynakların verimli ve sürdürülebilir 257

258 kullanımı için gereken koģulları birlikte yaratabileceğini varsaymaktadır [5]. IMFN, orman peyzajlarının, bugünkü ve gelecek nesillerin ekonomik, çevresel ve sosyal ihtiyaçlarını kollamak üzere yönetilebileceğine dair sarsılmaz inanç üzerine kuruludur. ġekil 1. Uluslar arası ve Akdeniz Model Orman Ağı Bir baģka deyiģle, model orman aģağıdaki gibi tanımlanabilir: bireyler ve gruplar aracılığıyla ortaklık tabanlı süreç, değerlerin çeģitliliğini ifade etme, ormanların önemli bir özelliği olduğu, peyzajın sürdürülebilir geliģimine yönelik ortak bir sağgörü için birlikte çalıģmaktır (ġekil 2). 258

259 ġekil 2: Model Orman Tanımı Model Ormanın ilkeleri: Birbirinin aynı model orman yoktur. Aslında, hepsi ortak ilkeleri, amaç ve hedefleri paylaģır ama kültürel, coğrafik, kurumsal, siyasi ve diğer Ģartlar her model ormanı farklı yapar. Model ormanların gerektirdiği faaliyetler ve yaklaģımlar bu çeģitliliğin ıģığı altında farlılık gösterir. Örneğin bazı model ormanlarda, ekonomik çeģitlendirme daha önemliyken diğerlerinde biyolojik çeģitlilik konuları en önemli konu olarak görülür. Önemli olan her bir model ormanın bir yaklaģım oluģturmasıdır ki bu yaklaģım yararlı, içlemci, teknik olarak sağlam ve baģarılabilir ve model ormanın kendi Ģartlarını, kurallarını ve geleneklerini yansıtır. Model ormanlar altı temel ilkeye bağlı kalmak suretiyle bunu yaparlar [5]: Peyzaj Ortaklık Sürdürülebilirlik için taahhüt YönetiĢim Faaliyetler programı PaylaĢma bilgisi, kapasite oluģturma ve Ģebeke Bir model ormanın kurulmasındaki genel süreç; 1. YaklaĢıma aģina olmak 2. BaĢlangıç paydaģ grubunu tanımlamak 3. Model orman geliģtirilmesini tartıģmak üzere çalıģtaylar düzenlemek 259

260 4. Bir alan seçmek 5. Bir model orman stratejik planı hazırlamak 6. Programa baģlamak IMFN ye Katılım ve Sekreterya: 1- Bir niyet mektubu sunmak 2- Bir kavramsal çerçeve belgesi sunmak 3- IMFNS ve bölgesel ağ tarafından yapılacak gözden geçirme 4- IMFN nin kabulü IMFN, merkezi Kanada Ottava da bulunan küçük bir Sekreterya tarafından yönetilmektedir. IMFNS, kendi fon sağlayan ajanslarından ve ulurlar arası iģ birliği kuruluģlarından oluģturulan bir idareciler kurulu emrinde çalıģır [5]: III. YAPILAN ÇALIġMALAR PaydaĢlar belirlenmiģtir, Model orman süreci açıklanmıģtır, Yeni paydaģlar ve alandaki sorumlulukları açıklanmıģtır, Sekiz temsilci seçilmiģtir (çekirdek ekip), Alandaki karar vericiler (çekirdek ekip) bütün paydaģlara tanıtılmıģtır, 24 aralık 2009 tarihinde anahtar paydaģlarla birlikte ; stratejik planlama ekibi oluģturuldu. ÇalıĢma programları hazırlandı. Görev paylaģımı yapıldı. Uzmanlarla irtibata geçildi. Durum analizi için anket formlar oluģturuldu. Durum analiz raporlar incelendi. 18 Ģubat 2010 tarihinde stratejik plan dispozisyonu oluģturuldu. Arka plan yazılmaya baģlandı. 11 mart 2010 vizyon, misyon, stratejik amaç, hedef, faaliyet ve projelerle ile birlikte SWOT analizleri değerlendirildi. IV. YAPILACAK ÇALIġMALAR nisan 2010 tarihinde ; stratejik analizlerin plana yansıtılması, stratejik planın çatısının oluģturulması (Misyon, Vizyon ve Ġlkeler), Stratejik amaçlar, somut hedefler, faaliyet ve projelerin son Ģekli verilecektir. 260

261 13-14 mayıs tarihleri arasında ilgili bütün paydaģ ve faydalanıcıların katılabileceği geniģ kapsamlı toplantı düzenlenecek. OluĢturulan taslak stratejik plan konsensüs sağlanmak üzere tartıģmaya açılacaktır. Hazırlanan stratejik plan taslağı sağlanan konsensüs sonucunda ortaya çıkan yeni fikirler ve eleģtiri konuları dikkate alınarak yeniden Ģekillendirilecektir. V. SONUÇLAR Son yıllarda odunun değerinin azalmasıyla odun dıģı orman ürünlerinin değerinin artması bunların değerlendirilmesinin önemini gündeme getirmektedir. Bu nedenle proje kapsamında yapılan çalıģmalarla odun dıģı orman ürünlerinin envanteri, planlanması, yetiģtirilmesi, pazarlanması ve bu konularda gerekli eğitimin verilmesi gibi konular gündeme getirilerek çözüm projeleri uygulanacaktır. Model orman oluģturma çalıģmaları tamamen katılımcı bir yaklaģımla gönüllülük esasına göre yürütülmekte olup, bilgi paylaģımı ve alanda yaģayan insanlarla birlikte sürdürülebilirliği hedefleyen bir yapılanma oluģturması nedeniyle, bu anlamda diğer model ormanlarda yapılan çalıģmalardan faydalanılarak belirlenen prensipler çerçevesinde kendi modelimizi oluģturma fırsatı yakalanabilecektir. Uluslararası Model Orman Ağına bağlanma sürecinde stratejik plan hazırlanmakta olup, belirlenen paydaģlarla birlikte oluģturulan plan taslağı kapsamlı bir toplantıda konsensüs sağlanmak üzere tartıģmaya açılacak ve bunun sonucunda katılımcı bir stratejik plan ortaya çıkarılmıģ olacaktır. Bu çalıģmalar sonucunda; stratejik amaçlar, hedefler ve faaliyetlerle birlikte uygulanabilecek projelerde ortaya konacaktır. Ülkemiz ve bölgemiz için çok önemli olan ve önemli miktarda gelir sağlanan odun dıģı orman ürünlerinin envanteri, planlanması, yetiģtirilmesi, pazarlanması ile birlikte bu konudaki eğitim çalıģmaları hazırlanmakta olan stratejik planda ağırlıklı olarak iģlenecektir. Yapılacak çalıģmalar ile ormanlardan yapılmakta olan düzensiz faydalanma düzenli hale getirilecek ve büyük oranda ekonomik kazanç elde edilecektir. 261

262 Yine stratejik planda yer alacağı üzere; ormanlardaki biyolojik çeģitliliğin korunması ve geçmiģte yapılan usulsüz müdahalelerle zarar görmüģ veya yok edilmiģ biyolojik çeģitliliğin geri kazanılması için bir çok projenin ortaya konulması fırsatı yakalanabilecektir. Stratejik planın faaliyetler ve projeler kısmında yer alacak olan Yalova iline Gıda Ormanı Bahçeleri tesisi yapılması halinde hem ormanlarda doğal olarak yetiģen yenebilen meyveli bitkilerin bir araya getirilerek biyolojik çeģitliliğin korunmasına katkı sağlanacak, hem de son yıllarda doğal besinlere olan yoğun ilgi nedeniyle eko turizmin geliģmesine katkıda bulunarak bölgedeki istihdam olanaklarını arttıracaktır. Model orman oluģturma uzun soluklu bir süreç olması nedeniyle; zamanla yeni paydaģların katılımı ve yenilikçi fikirlerin ortaya konulmasına olanak tanıyan son derece esnek bir platform oluģturmaktadır. Bu durum ormanların sürdürülebilirliğinin bir güvencesini oluģturmaktadır. KAYNAKLAR [1].Web: (EriĢim Tarihi: mart 2010) [2]. Web: (EriĢim Tarihi: Mart 2010) [3]. Anonim, 2006 ve Çınarcık Orman ĠĢletme ġefiği ( ) Orman Amenajman Planı ve Armutlu, TaĢköprü, Yalova Orman ĠĢletme ġeflikleri ( ) Amenajman Planları, Yalova [4].Anonim, Yalova Ġli 1/25000 Ölçekli Ġl Çevre Düzeni Planı, Sayfa [5]. Web: (EriĢim Tarihi: Mart 2010) 262

263 SÜRDÜRÜLEBĠLĠR BÖLGESEL ORMANCILIK FAALĠYETLERĠNDE TOPLUMSAL KATILIMCILIĞIN SOSYAL VE HUKUKĠ BOYUTLARI (BAZI BALKAN ÜLKELERĠ ÖRNEĞĠ) Prof. Dr. Sedat AYANOĞLU Yard. Doç. Sinan DESTAN Ġstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ÖZET Bu çalıģmada, sürdürülebilir bölgesel ormancılık stratejilerinin geliģtirilmesi kapsamında, günümüzde hızla benimsenmeye baģlanan multifonksiyonel planlamanın konseptleri ve temel aģamaları ile ormancılığın toplumsal hayata entegre edilmesi süreçleri irdelenmeye çalıģılmıģtır. Bu amaçla; ormancılık politikalarının oluģturulmasındaki tarafların belirlenmesi, orman kaynakları yönetiminde temel yaklaģımlar, ormancılık sektöründe sürdürülebilir geliģmenin entegre değerlendirilmesi, orman fonksiyonları ve multifonksiyonellik konuları hakkında değiģik yaklaģımlar, görüģler ve uygulama biçimleri kısaca açıklanmaya çalıģılmıģtır. Ayrıca, bazı Balkan ülkelerinin uygulamalarını örnek alarak, toplumsal katılımcılığınınsürdürülebilir ormancılık planlamasındaki yasal zeminin oluģumu üzerindeki hukuki boyutları yorumlanmıģtır. ÇalıĢmanın amacı, ormancılık stratejisi oluģturma, ulusal, bölgesel ve yerel planlama ile toplumsal katılımcılık süreçlerini bir arada irdelemek suretiyle, güncel ormancık problemlerinin algılanmasında bütünsellik kazandırmaktır. Anahtar Kelimeler: Orman, orman amenejmanı, planlama, katılım, hukuk, toplum, sürdürülebilir orman yönetimi ABSTRACT In this study, within the context of developing sustainable regional forestry strategies, we examine the recently adopted concepts of multifunctional planning and its essential stages and the process of integration of forestry into social life. For this purpose; specification of interest groups in establishing forest policies, main approaches in forest managemet and administration, integration of forestry sector 263

264 into sustainable economic development, various approaches, thoughts and practicing methods on forest functions have been briefly investigated. In addition, as taken an example of practicing in some Balkan Countries, the impact of socieatal participation on the legal basis for sustainable forest management has been analysed. The purpose of this study is to establish forestry strategy, by examining together with the procedures of national, ragional and local planning and societal participation, and to bring perceiving current forest problems integrations. Key words: Forest, Forest management, The planing, Participation, Low, Society, Sustainable Forest management I.GĠRĠġ Doğrudan demokrasi Ģeklinin, temsilciler demokrasisinin yerini alabilmesinin enönemli Ģartı, yönetim ve toplum ortamı unsurlarının arasındaki sivil demokrasi bazında gerçekleģmiģ dikey ve yatay koordinasyon ve entegrasyondur (Asenov 2001). Katılımda yatay entegrasyon, önce katılımcı bireylerin ekonomik ve ideal istikametlikatılım sistemlerine gönüllü olarak katılmalarıyla baģlar ve katılım sistemleri ve yönetim katmanları arasındaki çalıģma uyumunun (coherence) sağlanmasıyla devam eder. Fakat, sözü edilen sistemler, planlanan sosyoekonomik süreçlerin dikey entegrasyonunda ancak kazanabildikleri özel nitelikleri seviyesine hak ettikleri yeri alabilirler. Bu durum, neden çoğu katılımcı sistemlerin toplumsal nitelikleri mevcut olduğu halde, özel niteliklerinde yetersiz kaldıklarını ve etkin olamadıklarını açıklamaktadır (Destan ). Bu saptamalardan çıkıģla, toplumsal katılımın en önemli temel Ģartlarından biri, hükmeden ve vatandaģlar ortamı arasındaki iyi yönetiģim olduğu anlaģılmaktadır. Ġyi yönetiģim; (good governance), siyasal sistemin idaresinde hükümet ile toplum arasındaki karģılıklı etkileģim, ortak çalıģma, karar almada paydaģ (stakeholder) olma koģullarına dayanır... ve...kamunun yakından ilgilendiği hususlar hakkında, iktidarın nasıl kullanılması, siyasal kararların nasıl alınması gerektiği ve yurttaģların kendi sözlerini kabul ettirebilmeleri için neler yapılması gerektiğiyle ilgili olan 264

265 kurum, süreç ve gelenekleri de göz önüne alarak, sorumlu (responsible) ve duyarlı (responsive) bir biçimde güç kullanımından (Langseth and Simpkins 1996) bahsetmek olarak anlaģılmaktadır. Böylece, yönetiģim siyasal katılma, temsili kurum ve örgütlerin iģletim üslubuyla (modus operandi) ilgili olarak tanımlanmaya baģlandı (Anonymus). Katılımın bir diğer temel Ģartı ise yerindenlik tir. Toplumsal açıdan bu koģulun en özgün örneği, olası bir ekonomik bunalımda kendini belirginleģtirir ki iģte o zaman; Merkezi idarenin zafiyeti iyice belirgin olarak ortaya çıktığından, bu durumda seçmende merkezi yönetime dönük beklentilerin zamanla azalarak, kendi hayatına kendisinin yerel düzlemde yön vermeye çabalaması eğilimi ortaya çıkacaktır ve...hizmetlerin üretiminde yerindenlik daha fazla gerçekleģen bir içerik kazanabilecektir (Anonymus). Bu eğilimleri gerçekleģebilir kılabilmek için, küreselleģme ve sürdürülebilir kalkınmanın en önemli koģullarından birisi olarak Yerel Gündem 21 in 28. bölümünde ana hedef gösterilmiģ ve her ülkedeki yerel yönetimlerin, kendi beldelerinde katılımcı bir süreç baģlatarak bu konudaki... görüģ birliği nin sağlanması istenmiģtir. Ayrıca, mantıken, yerindenliğin iyi yönetiģim ve dikey ve yatay koordinasyon ve entegrasyonun olmazsa olmaz koģullardan birisi olduğu kabul edilmelidir. Günümüze dek dünya çapında kazanılan sosyoekonomik deneyimlere dayanarak, bir azgeliģmiģ veya geliģmekte olan toplumsal modelden daha geliģmiģ toplumsal modele geçiģ (hayali devletin gerçek devlete dönüģmesi) sürecinde yerindenlik en uygun yönetim yaklaģımı olarak benimsenmelidir. Tabi ki, toplumsal katılım açısından yukarıda sözü edilen temel Ģartları yerine getirebilmek için, öncelikle toplumsal bazda saydamlık ve onun türevleri hukuk devleti ve hesap sorma (verme) gibi unsurlarının da sağlanması gerekmektedir. Saydamlık, öncelikle karar alma, uygulama ve denetimde kurumsallaģmıģ uygulamalar, yasa ve yönetmelik değiģiminde belirgin ve öngörülebilir süreç ve faaliyetlerden oluģur. Nihayet, saydamlık siyasi kararların uygulanmasını, o uygulamalardan etkilenenlerin tepkilerini içeren yasal ve idari hak arama süreçlerinin belirgin, öngörülebilir ve tutarlı birer içeriğe sahip olmasını zorunlu kılar (OECD 2001:9/ EU 2001:10). 265

266 Toplumsal katılımın temel koģulları ve kriterleri yanı sıra, katılımcı bireylerin ve sistemlerin toplumsal niteliklerini özetleyen en önemli sayılabilecek temel faktörler arasında, ortak toplumsal değerlere yönelik sürdürülebilir sorumlu davranıģlar yer almaktadır. Değinildiği gibi, nitelikli sosyalleģme, etki duyarlılık tepki ekseninde oluģan motivasyonları, ortak toplumsal değerlerlerin korunmasına yönelik bilinçli davranıģlara dönüģtüren en önemli stratejik faktördür (Destan ). Mevcut bir sistemin düzenlemesine dıģarıdan katılmak, katılım unsurlarının da sistematik davranıģlarını gerektirir ve bu durum ancak bir katılımcı sistem sayesinde gerçekleģtirilebilir. Ayrıca, düzenlenen sistem ve katılımcı sistemin arasındaki karģılıklı iliģkiler çerçevesinde: arzulanan değerlerinin ve amaçlarının ortak; elde edilecek sonuçların kabul edilebilir; organizasyon ve yönetim eylemlerinin uyumlu; araģtırma, planlama ve uygulama aģamalarında uygulanan metodoloji birliğinin mevcut olması gerekmektedir. Bunların bir kısmı (değerler, amaçlar, sonuçlar) ekonomik veya ideal istikametli katılımcı oluģumlarının toplumsal niteliklerini, diğerleri ise katılımcı sistemlerinin özel niteliklerini temsil etmektedir. Dolayısıyla, yukarıda yapılan yorumlara göre, katılımcı sistemlerin tanımı aģağıda ifade edildiği gibi olmalıdır (Destan ). Katılımcı sistemler, katılımcı bireylerde nitelikli sosyalleģme ve gönüllülük temelleri ürerinde oturtulan, legal otonomi çerçevesinde kendi içlerinde gerçekleģtirebildikleri organizasyon seviyeleri, kazandıkları bilgi ve tecrübe birikimleri sayesinde belirli toplumsal ve özel niteliklere sahip olan ve mutlak surette nitelikli kitlesel katılımı amaçlayan ekonomik veya ideal yönlü oluģumlardır (Destan ). I.1. Ormancılık Politikalarının Oluşturulmasındaki Taraflar Konu katılımcılık olunca, önce orman - ormancılık vatandaģlar toplumu somut iliģkilerine değinilmesi gerekir. Farklı adlandırılsalar da, Stiptsov (2006) un ormancılık politikası dialoğu olarak söz ettiği bu iliģkiler, her ülkede değiģik Ģekillerde gerçekleģir. Mayers ve Bass (2004), Policy that works for forest and people (Real prospects for Governance and livelihoods) baģlıklı ortak 266

267 eserinde, orman, toplum ve ormancılık politikası iliģkilerini derinlemesine incelemiģ bulunmaktadırlar. Varılan sonuçlara göre, bu iliģkiler son derece farklı bakıģ açıları ve sosyal (geçim, sağlık ve barınma), ekonomik (gelir ve ek gelirler) ve kültürel (tarihi, ruhani, sembolik ve statü) değerlerine dayandıkları görülmüģtür. Tabi ki bu değerler zaman içinde değiģken ve çoğu negatif sosyolojik geliģmelere, tüketim kültürü, teknolojik ve doğal felaket tehditlerine açıktır. Dolayısıyla bu değerlerin çok yönlü incelenmesi, sınıflandırılması ve nispi ağırlıklarına göre toplumsal süreçlerle rasyonel bir Ģekilde entegre edilmeleri gerekmektedir. Gregersen et al (1997) e göre, bu kapsamda üç eğilim belirginleģmiģtir: daha kapsamlı ormancılık politikası ve karar verme sistemleri kurmak; ormanların göz ardı edilen bazı sosyal ve ekolojik değerlerini benimsemek ve piyasalarını oluģturmak; orman değerlerini belirleme metotları geliģtirmek ve sınıflandırmak. Bu ve benzer hususlarda en önemli bilgiler: FAO nun ormanların durumu hakkında rapor (FAO, 1999a); Dünya Kaynakları Enstitüsü nün nispeten sabit orman sınırları ve içindeki güç dinamikleri (WRI, 1998); WCMC nin tehlike altındaki ağaç türleri analizi (Oldfield, Lusty, and MacKinven, 1988); değiģik bölgelerin kamuoyu görüģleri üzerinde yapılan, orman ve sürdürülebilir geliģme Dünya Komisyonu nun raporunda bulunabilir. Tüm bunlardan çıkıģla, Mayers & Bass (2004) toplum ve ormanların karģılaģtığı temel problemleri Ģöyle sırlamaktadırlar: ormanların miktar ve kalitelerinin azalması; orman alanlarının ekolojik degradasyon uğraması; biyoçeģitliliğin kaybolması; iklim değiģikliği; kültürel ve geçim varlıklarının kaybolması; eģitsizliğin artması; ormanların ulusal geliģmeye katkısının azalması. Yine aynı araģtırıcılar, ormancılık politikalarında tipik olumsuzluklarına değinerek, katılımcılık esasları üzerine geliģtirilen bir sürdürülebilir ormancılık politikası sürecindeki taraflarların : orman idaresi; hükümetin kurumları; yerel idari kurumlar; özel sektör temsilcileri; ulusal STÖ leri; tüketici temsilcileri; bilim adamları ve araģtırıcılar; bağıģçılar (donors) ve sponsorlar; eksper danıģmanlar; uluslararası STÖ leri; yerel organizasyonlar olmaları gerektiğini belirtmektedirler. 267

268 Sonuç itibarıyla, 2000 li yılların küreselleģme ve gelir adaletsizliği süreçleri, sürdürülebilir geliģme den, katılımcı sürdürülebilir geliģme konseptinin benimsenmesi ile sonuçlanmasına sebep olmuģtur (bk tablo 1). Tablo 1. Dünya ormancılık politikaları eğilimleri ve yankıları (Mayers & Bass 2004) Periyot Problemler Çözümler Yankı ve Tepkiler 1960 lı yıllar geliģmemiģlik modernizasyon endüstriyel ormancılık 1970 liı yıllar ormansızlaģma, enerji krizi temel ihtiyaçlar ağaçlandırmalar 1980 li yıllar ekolojik felaketler sürdürülebilir geliģme milli planlar,sosyal projeler 1990 lı yıllar uluslar karıģıklık arası serbest ticaret, uluslararası ve kamu sözleģmeleri sürdürülebilir geliģmede uluslararası çabalar 2000 li yıllar küreselleģme artan eģitsizlik ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, piyasaların sakinleģtirilmesi ve stratejiler adalet, sorumluluk; devletin rolü; ödeme politikaları; hükümetvatandaģlar-özel sektör iģbirliği Katılımcı ve tarafların belirlenebilmesi için, önce tüm görüģler, yaklaģımlar ve eğilimler analiz edilip, katılımı sağlayacak olan anahtar problemlerin ortaya konması gerekir. Mayers & Bass (2004) a göre, taraflar üç ayrı düzeyde hareket eder: 1) küresel toplum; 2) iģgücü, eğitim kurumları ve siyasi partiler; STÖ ler, medya v.s.; 3) hükümet ve kurumları, orman endüstrisi, hükümet ajansları, orman sahipleri ve orman-içi yerleģim merkezleri. Ancak, en yüzeysel analiz bile, bu sınıflamanın içeriği tarafların yetkin ve etkin olmaları açısından karmaģık ve çeliģkili olduğunu gösterecektir. 268

269 Katılımcı iģbirliğinin sağlanmasında aynı araģtırıcıların tavsiyeleri... ormancılık politikası oluģturulmasında kaliteli bilgi edinmek için kilit noktalardaki eksperlerle (bilir kiģilerle) görüģmek çok faydalı olsa da, her zaman geniģ kitlelerle iliģkiye girip ilerlememiz daha iyi olacaktır Ģeklinde olmuģtur. Sözü edilen iliģkileri sağlayan katılımcı enstrümanlar (participation instruments) ise Ģunlardır: ormancılık politikaları hakkında anketler; koy/muhtarlık seviyesinde toplu görüģmeler; odak grupları; katılımcı (kaynak, mülkiyet, etkinlikler, iģgücü ve göç) haritaları; kaynaklar ve süreçlerle ilgili bilgi ve veri matrisleri; grup anlaģmaları; katılımcı değerlendirmesi bilgi ve veri kaynakları. Bunlara ilâveten, ormancılığın üzerindeki diğer sektörlerin etkilerini yansıtan ormancılık politikasının etkileģimi haritası da düzenlenir. Böylece tüm tarafların ve temsil ettikleri süreçler yazılı, görsel ve analitik olarak elde edilmiģ olur. Ormancılık politikası oluģturulmasında kurumların ve kurumsal iliģkilerinin rolü, öncelikle kurum/ların profili ve kurumsal kültür olgularının önemi ile ölçülür. Diğer taraftan ise, bu iliģkiler kurumların kendi iç ve dıģ dinamiklerinden etkilenmektedir. Ayrıca, sözü edilen iliģkilerin görünür ve görünmez yanları mevcuttur. Tüm bunlar, katılacak olan kiģi ve grupların motivasyonlarını biçimlendirmektedirler (Mayers & Bass 2004). Böylece, vatandaşlar demokrasisi nin içeriğini, katılımcı yaklaşımlar ile sağlanan katılımcı demokrasi dolduracaktadır. II. ORMAN KAYNAKLARI YÖNETĠMĠNDE TEMEL YAKLAġIMLAR Yaffee (1999) ye göre, orman kaynakları yönetim anlayıģının geliģimi üç aģamalı bir süreçten geçmektedir. Anthropocentric yaklaģım: 1) ana üretim seçilen bir kaynaktan eniyileģtirilmiģ faydalanma; 2) kombine üretimler - çok yönlü faydalanmanın getirdiği zıt etkileģimler; 3) koruma Ģartına uyan üretimler ormanların koruma iģlevlerine olan zararların minimizasyonu Ģartına uyulmasıyla gerçekleģen faydalanmalar. Biocentrism yaklaģımı: ekosistem tabanlı dengeli faydalanma, ekosistemin korunmasından öte, ekosistem dengelerinin taklit edilmesi, yönetim anlayıģının çıkıģ noktasıdır. 269

270 Bölgesel bazda sosyal, ekonomik ve ekolojik olarak sürdürülebilir yönetim faydalanmalar, ekosistem dengesinin izin verdiği ölçülerde geçekleģir, sosyal ve ekonomik dengeler ise faydalanmanın diğer önemli Ģartlarıdır, bölgesel bazda arazi kullanımı eski klasik anlamını yitirmektedir ve daha rasyonel prensiplere dayanmaktadır. Perez-Soba & Edwards (2006) ın anlayıģına göre... ormanlar, gittikçe entegre arazi kullanımının bir parçası olmaya baģlamalıdır. 1. Orman Fonksiyonları ve Multifonksiynellik Özellikle Avrupa daki Alp dağlarında gerçekleģen doğal afetlerin etkisiyle, XVIII yüzyılın sonlarında ormanların topluma faydalı olan fonksiyonları temalı tartıģmalar baģlamıģtır. Victor Ditrih in çalıģmaları ise, orman fonksiyonları nı önce bir öğretiye, zaman içinde de bir konsepte dönüģtürmüģtür. XX. asrın 60 lı yıllarından baģlayarak, üretim, koruma ve rekreasyon fonksiyonları, ormancılıkta yaklaģık 30 yıl fonksiyon anlayıģını oluģturmuģtur (Stiptsov 2006). Bu anlayıģın en önemli ürünü ise, planlamada geniģ ufuklar açan orman fonksiyonları haritaları dır. XIX. yüzyılda ormancılık ayrı bir ekonomi sektörü olarak biçimlenir ve fakat o devrin kâr amaçlı iģletmecilik anlayıģı tek yönlü (tek amaçlı, tek fonksiyonlu) faydalanmayı egemen kılar. Örneğin, ormancılıkta ekonomik merkeziyetçiliği savunan bir ünlü ekonomist (Enders), orman estetiği hakkında Ģu sözleri sarf etmiģtir... bu günlerde ormanın güzelliğini koruma konusu çok ateģli taraftarların dilinden düģmüyor. Büyük ve güzel ağaç veya ağaç gruplarının korunması hususundaki sergilenen ve sadece edebiyat akımlarına has olan aģırı duygusallık, belki de bir nebze haklılık içerebilir. Fakat, ormancılık iģletmeciliğinin temel amacı, ekonomik rantabilitedir. Multifonksiyonellik kavramına gelince, yukarıda da değinildiği gibi anthropocentric yaklaģımıyla gerçekleģen çok yönlü (multifonksiyonel) faydalanmanın getirdiği zıt etkileģimlerin sadece ekosistem bazlı değil, zıt menfaatlerin dengelenmesi anlamını da taģır. Multifonksiyonellik, orman idaresinin orman kaynaklarına yönelik çoklu menfaatleri algılayabilen, menfaatlerin arasında uyumu ve dengeli iliģkileri oluģturabilen ve sonuç itibarıyla toplumsal konsensüs çerçevesinde sürekliliği ve dolayısıyla sürdürülebilirliği sağlayabilen iģletmeciliktir (Suda 2005). 270

271 Stiptsov (2006) un orman iģletmeciliği ağaçlarla değil, insanlarla ve insanların ormanlardan olan menfaatleriyle uğraģan bir kurum olmalıdır düģüncesi ise, paralel bir yaklaģımdır. Fakat bu yaklaģım, dıģ iliģkiler düzleminde konsensüse dayanan multifonksiyonelliğin kabulü, Ģimdilik orman iģletmeciliğinin geçerli bir varolma sebebi değildir ve olamaz (Suda 2005) anlamına dönüģüyor. BaĢka bir deyiģle, ormancılıkta katılımcılık dönüģümünün ilk aģamalarında, taraflar çok amaçlı faydalanma da öncelikle kendi amaçlarını gözetecek ve sürdürülebilirliğini bu Ģekilde sağlamaya çalıģacaklardır. Orman iģletmeciliğinin iç iliģkileri ise, sadece sistem içi faaliyetlerinin iç dengelerini ifade etmektedir. 2. Ormancılık Sektöründe Toplumsal Sürdürülebilir GeliĢmenin Entegre Değerlendirilmesi Ormanları ve ormancılığı kurumsallıktan öte monolith bir sosyo-ekonomik sistemin parçası olarak algılayan Mohren, Nabuuras ve Gert-Jan (2006) Ģu saptamalarda bulunmuģlardır:...avrupa ormancılık sektörünün son yıllarda iģletmeciliğin odun üretiminden daha çok diğer mal ve hizmetlerin üretimine odaklandığı gözlenmiģtir ve... sözü edilen bu hizmetlerin varlığı ise oldukça büyük ölçeklerdeki arazi kullanımının tetiklediği değiģik ekolojik süreçlere bağlıdır ve dolayısıyla ormancılık sektörü ve orman iģletmeciliğinin daha kapsamlı değerlendirilmelere tabi tutulması gerekir. Tabi ki bu durumda değerlendirmeler klasik kurumsal düzeyini aģıp, Welp (2006) in deyimiyle katılımcı entegre değerlendirmesi ne dönüģecektir. Çünkü, ormanlara yönelik sürekli artan ve çeģitlenen taleplerin karģılanmasında, sektörün kalıplaģmıģ yaklaģımları ile yapılacak değerlendirmelerde, gittikçe bir yetersizlik hissedilmeye baģlayacaktır. Örneğin, bu hususlardaki Duinker (2006) in öngörüleri Ģunlardır; Günümüzde çevresel entegre değerlendirmesi nadir rastlanan bir faaliyettir. Ancak çoğalması durumunda, ormanların bu tür değerlendirmelerdeki yeri ne olacaktır? Cevabı en az iki boyutta aranabilir; sosyo-ekolojik ve sosyo-ekonomik.... Dolayısıyla bazı çevre değerlendirilmelerinde bir kısım ormanların değiģik üretim 271

272 projelerinden etkilenen ekosistemler olarak, baģka değerlendirmelerde ise üretim ormanları olarak yer alacaktır. Katılımcı entegre değerlendirmesi, değiģik anlayıģların sayesinde oluģturulan değerlendirme modellerinin analitik bazdaki kombinasyonlarının, ormancılık planlamasının içeriğine entegre edilmesiyle gerçekleģecektir. Aslında bununla, entegre değerlendirmenin ve entegre faydalanmanın arasındaki etkileģimin sürekliliği amaçlanmaktadır. ĠĢte bu süreklilik, sürdürülebilir ormancılığı sağlayan en önemli faktör olması beklenmektedir. Bu husustaki etkileģimi ölçebilmek ve değerlendirebilmek amacıyla AB nin kullandığı en önemli enstrümanlardan biri de sürdürülebilir etkinin değerlendirilmesi (Sustainability Impact Assessment) dir. Ortak benimsenmiģ bir metodolojiye sahip olmayan ve fakat içeriği sürekli güncellenen bu değerlendirme sistemi, daha çok politik alanlarda kullanılmaktadır. Sistemin değerlendirme yönleri genel hatlarıyla Ģunlardır: sürdürülebilir ormancılık kriterlerinin ve göstergelerinin seçimi ve benimsenmesi süreçleri; makro ve mikro bazda ekolojik, ekonomik ve sosyal değiģkenlerin arasındaki etkileģim süreçleri; katılımcık ve katılımcı etkinliği süreçleri; ormanların sürdürülebilir ölçeklerinin (habitat, meģcere, plan ünitesi veya orman masifleri bazında mı olacak?) benimsenmesi süreçleri. Sonuç itibarıyla, 1970 li yıllardan itibaren benimsenmeye baģlanan Integrated Environmental Management (IEM) holistic (bütünsel) bir yaklaģımdır (Born & Sonzogni, 1995). Ancak, ortaklaģa benimsenmiģ temel bir konsept, net bir operasyonel modeli, tarafların ve toplumsal katılım etkileģiminin ortak bir kavramsal ve paradigmal temelinin olmayıģı sebebiyle, entegre yönetiminin pratikte uygulanması çok zordur (Born & Sonzogni, 1995; Margerum & Born, 1995). Örneğin Born & Sonzogni (1995), bu problemlerin çözülmesine yönelik IEM nın kapsam ve içeriğini ; (1) tümsel, (2) interconnective, (3) strategik ve (4) interactive / coordinative olarak ayırdıkları görünmektedir. Margerum & Born (1995) ise IEM de tarafların ve toplumsal katılım ile iletiģim enstrümanları ve ihtilâf (conflict) çözme teknikleri üzerine araģtırmalar yapmıģlardır. Bu konuların oldukça kapsamlı olması sebebiyle, çalıģmamızda ayrıntıya yer verilememiģtir. 272

273 3. Sürdürülebilir Bölgesel Ormancılık Stratejinin GeliĢtirilmesi Bir önceki bolümde de değinildiği gibi, entegre değerlendirmenin ve entegre faydalanmanın arasındaki etkileģimin sürekliliği, sürdürülebilir geliģmeyi sağlayan en önemli faktörlerden birisidir. Ancak, yönlendirilmiģ her etkileģimin kullanılabilir bir sonuca dönüģtürülmesi gerekir. YönlendirilmiĢ entegre faaliyetler değiģik kurumsal ve sektörel sınırları aģıyor ve kombine etkileriyle sosyal, ekolojik ve ekonomik olarak bölgesel boyutlara ulaģıyor ise, bölgesel geliģme stratejisi özelliklerine sahip olurlar. Dolayısıyla, geliģtirilen her sürdürülebilir bölgesel stratejisi (SBS) pozitif yönlendirilen bir toplumsal geliģme sürecinin aģamasıdır. Ġçeriği itibarıyla sürdürülebilir bölgesel ormancılık stratejisi (SBOS) uzun vadeli bir çerçeve programıdır ve tüm tarafların konsensüs ile kabul ettiği genelde 4 ile 6 bölümden oluģur. Bölümler, orman kaynaklarının gelecekteki yönetimi, iģletimi, yenilenmesi, korunması ve faydalanmasında öngörülen geliģmeler ve istikametler, katılımcı yaklaģımla ve çevresel sosyoekonomik süreçleri ile entegre olarak belirlenir. Bu çalıģmamızda yer kapsayıcı anlatım Ģeklinden vazgeçilerek, temsili bir SBOS un sadece sözü edilen bölümleri, sıralanmıģ maddeler halinde sunulmuģtur. Benzer Ģekilde SBOS un oluģturma aģamaları genelleme yapılarak özetlenmiģtir. Sunumun özetlenmesinde, Almanya nın Bavarya eyaletinin ve Ġsviçre nin kantonal ormancılık planlaması tecrübeleri, Bulgaristan-Ġsviçre Ormancılık Programı sayesinde kazanılan tecrübeler sayesinde oluģturulan 17 orman iģletmenin Amenajman Planları, 13 il ve ilçenin multifonksiyonel ormancılık planları ve 7 adet SBOS in içerik ve geliģtirilme aģamaları örnek alınmıģtır 9. Ayrıca, bazı Balkan ülkelerindeki (özellikle Bulgaristan daki) sürdürülebilir bölgesel ormancılık stratejinin ve multifonksiyonel planlarının geliģtirilmesinde katılımcılık uygulamaları da örnek alınmıģtır. Katılımcılıkla ilgili önemli terim ve ifadelerin vurgulanması açısından altları çizilerek sunulmuģtur. 9 Örneğin sunumunda, Bulgaristan ın General Toshevo iline ait geliģtirilen Sürdürülebilir Ormancılığın Bölgesel Stratejisi ne ağırlık verilmiģtir. 273

274 3.1. Sürdürülebilir Bölgesel Ormancılık Stratejisi Örneği I. Genel istikametler ve amaçlar I.1. Vizyon sosyo-ekonomik geliģmelere ve değiģimlere uyumlu ve güncel ormancılık; ormanların ve orman kaynaklarının yönetiminde piyasa rekabeti ve kaliteli hizmetler esastır; ormanların çok yönlü korunması en önemli önceliklerden birisidir; çok amaçlı faydalanma yaklaģımı bölge ormancılığın kesin Ģartıdır; orman iģletmeciliğinde yeni teknolojiler ve bilimsel yeniliklerin uygulanması; bölgesel bazda ormancılık mesleğinin saygınlığını ve onurunun yükseltilmesi; bölgesel ve yerel olarak ormanların yönetimi Ģeffaf ve sorgulanabilir olması; ormanların yönetim stratejisi oluģturulmasında bölgesel bazda kurumsal, özel sektör, STÖ leri ve bireysel katılımcılık; ormancılık planlarının ülke idari bölgelerinin sosyo-ekonomik geliģme planlarının ayrılmaz bir parçası olması; v.s hususlarda niyetlerin beyan ve kabul edilip resmileģmesi. I.2. Genel amaçlar bölge halkının kaliteli mal ve hizmet ihtiyaçlarını karģılamak, ormancılık sektörünün bölge ekonomisine ve geliģmesine katkısını artırmak; ormanların çevre koruma ve çevre oluģturma iģlevlerini güçlendirmek v.s. I.2.1. Gerekler ve tedbirler ormanların sürdürülebilir yönetilmesinde kullanılacak hukuki, kurumsal ve mali çerçeve kararlarının oluģturulması; ormanların yönetiminde mümkün olduğu kadar kamunun değiģik Ģekillerde iģtirak etmesini sağlayacak kesintisiz ve ulaģılabilir bilgi alıģ-veriģin sağlanması; orman varlığının korunması ve geliģtirilmesine yönelik finansmanın sağlanması v.s. I.1.3. Genel istikametler orman varlığının ve orman kaynakları kalitesinin artırılması; çok amaçlı faydalanma ve sürdürülebilir orman iģletmeciliğinin sağlanması; bölge halkının yaģam kalitesinin yükseltilmesi; toplumun ormanlara ve ormancılığa bakıģ açısı ve anlayıģının pozitif yönde geliģtirilmesi; ormanların ekolojik ve sosyal değerinin toplum tarafından kavranması; ormanların yönetiminde yardımcı olacak bölgesel ve yerel kaynaklarının kullanımdaki koordinasyonun sağlanması; orman hukuku ve mevzuatının toplum menfaatleri yönünde geliģtirtmesi v.s. 274

275 II. Ormancılık sektörü, orman kaynakları ve ekonomik sonuçlar II.1. Orman kaynakları odun, yaban hayatı, su ve yan kaynakların varlığı; kaynaklardan faydalanmanın dinamikleri; orman kaynaklarının yerel ve bölgesel ekonomiye katkıları; istihdam v.s. konuların irdelenmesi ve analiz edilmesi. II.1.1. Genel amaçlar doğaya uygun ormancılık yaklaģımı ile kaynakların korunması ve geliģtirilmesi; odun dıģı orman kaynaklarının iģletilmesi ve kullanımlarının teģvik edilmesi; orman sağlığının korunması ve orman sağlığının sürekli izlenmesi (monitoring); orman kaynaklarından orantılı ve dengeli olarak faydalanılması v.s. II Gerekler ve tedbirler orman ve orman kaynakları ile ilgili tüm (ekolojik, hasılat, silvikültür, amenajman) gereklerin ve tedbirlerin bilimsel olarak uygulanması. II.2. Orman endüstrisi iģletme sayısı ve kapasiteler; alt yapı, teknik ve teknolojik donanım durumu; rekabet potansiyeli; üretim projeksiyonları; geliģme tahminleri; istihdam kapasiteleri; yerel ve bölgesel ekonomiye katkıları; ulusal bazda ve diğer bölgelerle kıyaslamaya dayanan durum analizi v.s. II.2.1. Genel amaçlar arz-talep ve ürün kalitesi kriterleri üzerine oturtulmuģ yerel, bölgesel ve ulusal desteğin sağlanması; rekabetçi ve dinamik orman endüstrinin geliģmesine yardımcı olacak hukuki, kurumsal ve ekonomik ortamın sağlanması. II.2.2. Gerekler ve tedbirler yeni teknolojilerin teģvik edilmesi; küçük ve orta büyüklükteki iģletmelerin teģvik edilmesi; yeni üretim standartlarının geliģtirilmesi ve gözetilmesi; hammadde temininde orman iģletmeleriyle entegrasyona baģvurulması; üretimin sertifikalı olması ve Avrupa Birliği sertifikasyon süreçlerine dahil edilmesi; diğer sektörler ile teknolojik enformasyon iletiģiminin sağlanması; sektörler arası kooperasyon ve entegrasyonun gerçekleģmesi; üretim çeģitliliğinin artırılması v.s. III. Bölgesel ormancılık yönetiminin rolü: Hukuki - orman hukukunun geliģtirilmesine yönelik tekliflerin yapılması ve ormanların ortaklaģa yönetiminde bölgesel politikalarının geliģtirilmesi; denetim - ormanların devlet veya özel olmalarına bakılmaksızın ormancılıkta hukuk uygulamalarını denetleyen kurumsal (bölge idari yönetimleri, belediyeler, emniyet, v.s) ve legal 275

276 organizasyonlar (STÖ, komiteler ve misyonlar) sistemlerinin oluģturulması; destekleyici sürdürülebilir bölgesel ormancılığı destekleyen kamu (eğitim, kültür, sağlık, vakıflar vs.s.) enstitüsyönel örgütlerinin yardımcı faaliyetleri; orman idaresi; eğitim meslek kursları, ormancılık seminerleri, mühendislik sertifikasyon eğitimleri, uzmanlık eğitimi v.s. III.1. Devlet ormanlarının yönetimi III.1.1. Genel amaç: rasyonel ve etkili yönetimi destekleyen uygun ekonomik, finans ve kurumsal tedbirlerin alınması; Avrupa Birliği müktesebatı ile uyum sağlanması; orman ürün ve hizmetleri piyasası ve ormanların toplumsal faydalarının entegrasyonu; toplumsal hayatın ve ormancılık süreçlerinin entegrasyonu ve uyumu. III Kurumsal kapasiteler ve amaçlar: ormanların korunması ve sürekli geliģen üretim ile ekolojik, sosyal ve kültürel değerlerinin entegre biçiminde yönetilmesi. III Gerekler ve tedbirler: aktif yönetim ve esnek organizasyonun sağlanması, yüksek mesleki kriterlerin geliģtirilmesi ve uygulanması, ormancılıkta çeģitli yönetmeliklerin ve mevzuatların güncellenmesi veya yenilerinin geliģtirilmesi, fonksiyonel planlamanın eksik norm ve kılavuz bazının tamamlanması, özel orman sahiplerinin sürdürülebilir stratejinin süreçlerine dahil edilmesi, hususi oluģturulan bir mevzuatla halkla iliģkilerin geliģtirilmesi, STÖ leri ile enstitüsyönel seviyede karģılıklı iliģkilerin kurulması. III Ormanların korunması ve denetlenmesi: ormanların korunması ve denetlenmesi ile ilgili hukuki altyapının geliģtirilmesi ve eksiksiz uygulanması; üretimde sertifikasyon ve orman ürünlerinin taģınmasında, depolanmasında ve iģlenmesi faaliyetlerinde denetleme amacıyla monitoring; koruma faaliyetlerinin katılımcılar için Ģeffaf ve denetlenebilir olması. III Gerekler ve tedbirler: organizasyon ve yönetim yapısının eniyileģtirilmesi; yönetimlerin teknik kapasitelerinin artırılması; yönetim kadrolarının mesleki bilgi ve tecrübelerinin artırılması; iģletmecilik ve uygulama kriterlerinin yükseltilmesi; sürdürülebilir bölgesel ormancılığı ile ilgili tüm katılımcılarla iģbirliğinin eniyileģmesi. III Ormancılık planlaması ve bilgi (enformasyonun) yönetimi ormancılık faaliyetlerinin planlaması ve uygulanması sürdürülebilir geliģme ilkelerine oturtulması. 276

277 III Amaçlar: planlama ve bilgi yönetimi sürdürülebilir geliģme kapsamında gerçekleģmelidir; bölge ormancılık teģkilatının bölge devlet idaresinin birim ve kurumlarına, belediyelere, özel sektör temsilcilerine, kamuya, medyaya ve STÖ lerine ormancılık süreçleri (ormanların durumu, üretim, koruma, kararlar v.s.) hakkında doğru, net, sürekli ve kapsamlı bilgi ve veri sunmalıdır; karģılıklı bilgi ve veri alıģ-veriģi sağlayan yazıģma ve enformasyon sistemi (Ġnternet kullanarak) kurulmalıdır; diğer katılımcı birimleriyle bilgi ve fikir alıģ-veriģi sağlanmalıdır. III Gerekler ve tedbirler: bölgesel orman kaynaklarının ulusal envanter sistemi ile izlenmesi ve bölgesel monitoring sistemini kurulması; bölgesel bazda multifonksiyönel planlamanın teģvik edilmesi; fonksiyonel planların oluģturulması, uygulanması, denetlenmesi ve çok yönlü izlenme süreçlerinin yönetilmesi; bölgesel bazda GIS teknolojilerinin kullanımıyla, orman kaynaklarının ve ormancılık süreçlerinin takip edilmesine yönelik entegre enformasyon sisteminin kurulması. III Finansman gelir-gider dengeleri, kârlılık, yatırım politikaları v.s. III Amaçlar: ormanların çevre koruma, biyoçeģitlilik ve faydalı diğer toplumsal iģlevlerini koruma, geliģtirme ve denetleme faaliyetlerinin sürdürülebilir geliģmenin çerçevesinde yürütülebilmesi için, dengeli ve uyumlu kamu finansmanının sağlanması. III Gerekler ve tedbirler: devlet bütçesinden ve iģletme gelirlerinden oluģan enyileģtirilmiģ ve dengelenmiģ bir finansman modelinin oluģturulması; sürdürülebilir fonksiyonel planlarının oluģturulması, yürütülmesi ve denetlenmesi için, resmi olarak görevlendirilecek yerel, bölgesel ve ulusal katılımcı ve katılımcı sistemlerinin eğitilmesi ve bilgilendirilmesi; sürdürülebilir fonksiyonel planların oluģturulması, yürütülmesi ve denetlenmesi hakkında bölgesel enformasyon sisteminin oluģturulması. III Mülkiyet ve devlet ormanları dışındaki uygulamalar: ormancılık uygulamalarında, ekonomik ve sosyal motivasyonların eksikliğinden kaynaklanan sorunlar; mesleki ve yönetim tecrübesizlikleri; düģük organizasyon ve yönetim profilleri; yerel yönetimlerin bütçe problemleri v.s. 277

278 III Amaçlar: değiģik mülkiyetlerinin kanuni uygulamaları kapsamında eģitlenmesi; planlama, finansman ve idari açıdan orman mülkiyetlerinin entegrasyon yoluyla irileģmesi (camasation). III Gerekler ve tedbirler: yeni yönetim ve organizasyon Ģekillerinin geliģtirilmesi; orman mülkiyetlerinin entegrasyon yoluyla irileģebilmesi için ormancılık mevzuatında ve yönetmeliklerinde gerekli değiģikliklerin yapılması; kadastro problemlerinin çözülmesi; danıģman, denetçi ve orman sahiplerinin eğitimi ve bilgilendirilmesi; yurtdıģı (özellikle Avrupa Birliği) ülkelerinin özel ve tüzel ormanlarının yönetim ve organizasyon tecrübelerinin araģtırılması; yurtdıģı ve yurtiçi sürdürülebilir ormancılık teģvik ve destek programlarından faydalanmanın eğitim ve danıģma yoluyla gerçekleģtirilmesi. III Toplumsal katılım: taraf olan tüm katılımcı ve katılımcı sistemlerinin, sürdürülebilir ormancılığın tüm planlama, yönetim, uygulama ve denetim aģamalarında, yasal iģtiralarının sağlanması ve geliģtirilmesi. III Amaçlar: orman kaynaklarının yönetimi, faydalanmanın planlanması ve faaliyetlerinin denetlenmesi süreçlerinin ĢeffaflaĢması. III Gerekler ve tedbirler: bölgesel ormancılık yönetimi ve katılımcıların irtibat ve iģbirliğini artırılması; yeni iģbirliği yöntem ve Ģekillerinin geliģtirilmesi; katılımcı ve katılımcı sistemlerinin teģvik edilmesi; uygun organizasyon yapılarının oluģturulmasıyla katılımcı ve katılımcı sistemlerinin güvenilir iģbirlikçi kılınması. III Eğitim ve uzmanlaşma: mesleki süreçler ve toplumsal iliģkilerde kaliteli ve tecrübeli personel. III Amaçlar: ormancılık eğitiminde meslek yüksek okullarının ve üniversitelerinin uygun ve kaliteli eğitimi sağlamak; ormancılığın tüm alanlarını kapsayan mesleki kursların düzenlenmesi ile çalıģma kalitesini artırmak; eğitim süreçlerine toplumsal katılımı ve katkılarını sağlamak. III Bilimsel araştırma: bilimsel temelleri üzerine oturtulmuģ ormancılık, sürekli değiģen ekonomik, ekolojik ve sosyal süreçlerine uyum sağlanmasında bilimsel yaklaģımlar. 278

279 III Amaçlar: ormancılık alanında yapılan araģtırmaların desteklenmesi; ormancılıkta problematik sorunların bilimsel yoldan çözülmesi; yeni tekniklerin ve teknolojilerin uygulanması. III Gerekler ve tedbirler: ormancılıkta multidisipliner çalıģmalarının teģvik edilmesi; devletin ve özel/tüzel iģletmelerinde bilimsel amaçlı uygulamalı araģtırmalarının desteklenmesi; iklim değiģikliği etkilerinin izlenmesi; ormancılığın sosyal ve kültürel etkilerinin çok yönlü çalıģmalar ile izlenmesi ve analizlerin yapılması. IV. Orman işletmeciliği ve doğal çevre IV.1. Ormanların koruma fonksiyonları: doğal ekosistemlerinin önemli bir parçası olan ormanların, yaģam ortamının iyileģtirilmesinde ve çevrenin oluģturulması ve korunmasında en önemli rol oynadığının benimsenmesi. IV.1.1. Amaçlar: çevrenin, suların, toprağın, iklimin yerleģim/sanayi merkezlerinin ve dolayısıyla insan medeniyetinin korunmasını sağlayan fonksiyonların güçlenmesi, geliģtirilmesi ve güvenceye alınması. IV Gerekler ve tedbirler: ormancılıkta doğaya uygun faaliyetlerin ve uygulamaların desteklenmesi ve teģvik edilmesi; koruyucu orman fonksiyonların güçlenmesini sağlayan faaliyetlerinin değiģik (finansman, iģgücü, reklam v.s.) Ģekilde desteklenmesi; ağaçlandırma ve su kaynaklarının korunması; üretimde ve faydalanmada modern teknolojilerin kullanılması; koruyucu fonksiyonların hakkında toplumun bilinçlendirilmesi ve kamu hassasiyetlerin oluģturulması. IV Biyolojik çeşitliliğinin korunması: çevre koruma konusunda maksimum duyarlılığın oluģturulması ve sürdürülmesi. IV Amaçlar: bölgesel bazda ormanların biyolojik çeģitliliğin korunması ve güçlendirilmesi; biyoloji çeģitliliği konusunda toplumsal hassasiyetlerinin oluģturulması. IV Gerekler ve tedbirler: bölge ormanlarının sertifikasyon sürecinin desteklenmesi; bölgedeki korunan alanlarının durumu ve geliģmeleri hakkında analizlerin yapılması; korunan alanlarda diğer faaliyetlerin denetim altına alınması ve zedeleyici etkilerinin minimize edilmesi; nadir rastlanan, varlığı tehlikede olan, endemik veya relikt türlerin varlığını kanuni ve bilimsel yollardan 279

280 güvenceye almak ve korumak; orman idaresi ve taraf olan tüm katılımcı sistemlerin ortak beyan ve toplumsal düzeyde alınan tedbirlerle en iyi olabilecek bir yönetim ve denetim sistemini oluģturmak v.s. V. Sosyal konular: bir sosyo-ekonomik faaliyeti olan ormancılığın önemini artırma ve kalkınmasını sürdürülebilir kılmak. V.1. Ormancılığın bölge istihdamına ve yaşam standartlarına katkısı: istihdam istatistikleri ve dinamikleri; yerel halkın yaģamındaki maddi ve manevi etkileri. V.1.1. Amaçlar: ormancılığın bölge sosyo-ekonomik hayatındaki önemini artırmak ve sürekliliğini sağlamak. V Gerekler ve tedbirler: bölge ormancılığındaki istihdam olanaklarını artırmak ve istihdamda önceliği yerel halka sunmak; orman ürün ve hizmetlerinin reklam ve pazarlanmasında bölge idarelerinin desteğini sağlamak; ormanı sahiplenme duygusunu güçlendirmek amacıyla, yerel halkın orman ürün ve hizmetler olan ihtiyaçlarını gidermekte yerel fiyatların uygulanmasını sağlamak; bölgesel eğitim merkezleri oluģturmak v.s. V.2. Ormancılığın bölgesel kalkınmaya katkısı: bölgedeki sektörler arası etkileģim ve ormancılığın sosyo-ekonomik süreçlerdeki yeri. V.2.1. Amaçlar: bölgedeki Ģehir-kasaba-köy yerleģim birimleri arasındaki farkların azaltılması yönünde ormancılığın sunduğu ekonomik, sosyal ve kültürel imkanlarının güçlendirilmesi; maddi ve maddi olmayan orman kaynaklarının dengeli iģletilmesi sonucunda sürdürülebilir orman iģletmeciliğinin sağlanması; ormanlardan yeni faydalanma istikametlerinin bulunması v.s. V Gerekler ve tedbirler: hammadde Ģeklindeki orman kaynaklarının yarı mamul ve mamul haline getirilmesi için gerekli yatırımların teģvik edilmesi ve bölgesel bazda desteklenmesi; turizm ve ekoturizm olanaklarının artırılması; diğer katılımcı sistemler ile rasyonel entegrasyona baģvurulması v.s. VI. Sonuç bildirgesi ve değerlendirme Sürdürülebilir Bölgesel Ormancılık Stratejisi (SBOS), sosyoekonomik süreçlerin bir aģaması olmalıdır; beģ ana konudan oluģan her SBOS, gerçekleģtirilecek uzun vadeli bir çerçeve programıdır; orman kaynaklarının yönetimi, orman idaresi, bölge mülki idari 280

281 birimleri ve katılımcı sistemlerin katkıları seviyesinde ortak kararlar ve konsensüs ile yürütülür; bölgesel strateji, orman kaynaklarının iģletilmesi, yenilenmesi ve korunması açısından bir planlama kılavuzudur ve aynı zamanda doğru uygulamaların güvencesini sağlayan tepe unsurudur; uygulanması ancak toplumsal katılımın ve Ģeffaflığın sayesinde gerçekleģebileceği için, SBOS bölgesel demokrasiyi geliģtirme enstrümanı olması beklenir; uygun seçilen monitoring sistemi ile sürekli toplumsal denetimi sağlanır; bölgesel strateji sayesinde ormancılığın diğer sektörler ile daha sıkı entegrasyonu gerçekleģir; SBOS değiģimlere, yeniliklere ve güncellemelere açık bir dokümandır (anlaģmadır). II.3.2. Sürdürülebilir Bölgesel Ormancılık Stratejisi (SBOS) nin oluģturma aģamalarının genelleģtirilmiģ örneği Ġlk giriģim - Ġnisiyatif toplantıları: - Bölgesel ormancılık stratejisi geliģtirme kararın alınması; - SBOS ana amaçlarının benimsenmesi ve sebeplerinin açıklanması; - Yönetim, danıģman ve koordinasyon gruplarının oluģturulması; - SBOS oluģturmanın genel aģamalarının belirlenmesi; - Katılımcılığın sağlanması amacıyla stratejisi geliģtirme kararının basın-yayın yoluyla duyurulması; Sürece giriģ - Eğitim hamleleri (hazırlık aģaması): - Tecrübe kapasitelerinin oluģturulması tüm katılımcıların eğitimi; - ÇalıĢma gruplarının belirlenmesi; - Ġlk tanımların yapılması, çalıģma alanlarının belirlenmesi, temel yaklaģımların, genel amaç ve vazifelerin saptanması; 1. Hazırlık aģaması - Yönetim, danıģman ve koordinasyon gruplarının tematik toplantıları: - ÇalıĢma alanlarının, yaklaģımların, amaç ve vazifelerin somut olarak belirlenmesi; - SBOS yapısının belirlenmesi; - Geçici çalıģma çerçevesinin kabul edilmesi ve Stratejinin orman kaynakları veri tabanının oluģturulmasında kiģisel vazifelerin dağıtılması; 281

282 - ÇalıĢma gruplarının gözden geçirilmesi, potansiyel yeni katılımcıların belirlenmesi ve sürece davet edilmesi; - Teknik çalıģmalar ile GIS veri tabanının oluģturulması; - SBOS ilk varyantının oluģturulması, tartıģılması ve benimsenmesi; 2. Hazırlık aģaması orman kaynakları veri ve bilgilerinin kabulü ve analizi amacıyla Orman Bölge Müdürlükleri düzeyinde uzman (eksper) toplantıları: - Bölge orman kaynaklarının veri ve bilgilerinin denetimi, sınıflanması, derlenmesi ve stratejinin oluģturulmasında kullanılabilir hale gelmeleri için yapılan çalıģmalar; - Geleceğe dönük tahminlerin yapılması ve trendlerin belirlenmesi; - Orman kaynakları veri tabanının oluģturulması; 1. ÇalıĢma aģaması - çalıģma grubunun ilk tam kadro toplantısı: - Ön SBOS nin, katılımcılar dahil tüm taraflara sunumu, tartıģılması ve ilk redaksiyonu; - Önerilerin, düģüncelerin ve eklemelerin dinlenmesi, kayıt edilmesi; - Strateji oluģturma süreci hakkında kamuyu bilgilendirmek amacıyla görsel ve yazılımedya kuruluģlarına bilgi sunulması ve broģür/kitapçıkların bastırılması. 2. ÇalıĢma aģaması yönetim grubu bünyesinde tematik ve eksper toplantıları, Orman Bölge Müdürlüğü nün uzman toplantıları, koordinatör ve danıģmanların toplantıları: - Birinci çalıģma aģamasında yapılan öneriler ve düģüncelerin tartıģılması; - Kabul edilen öneriler ve düģüncelerin, stratejinin yeni veya ek bölümler olarak ilave edilebilmeleri için, kiģisel görevlerin verilmesi; - Ġkinci ön SBOS nin oluģturulması, tartıģılması ve Yönetim grubuna sunulması için hazırlanması. 3. ÇalıĢma aģaması çalıģma grubunun ikinci ve tam kadro toplantılar dizisinin gerçekleģmesi: - Stratejinin yeni ve ek bölümlerinin gözden geçirilmesi ve tartıģılması; 282

283 - Stratejinin orman kaynakları kısmının son değerlendirilmesi, geliģme tahminlerinin yapılması ve akabinde nihai olarak kabul edilmesi; - Stratejinin temel sosyal ve ekonomi yönlerinin tartıģılıp değerlendirilmesi; - Tüm katılımcı ve tarafların strateji hakkındaki yeni soru ve önerilerini kayıt edilmesi; - Strateji oluģturma süreci hakkında kamuyu bilgilendirmek amacıyla görsel ve yazılı medya kuruluģlarına bilgi sunulması. 4. ÇalıĢma aģaması - yönetim grubu bünyesinde tematik ve eksper toplantıları, Bölge müdürlüğü uzman toplantıları, koordinatörle ve danıģmanların toplantıları: - Bir önceki toplantılarda kayıt edilen soru ve önerilerin tartıģılması; - OluĢturulan ve stratejinin ayrılmaz parçası olan GIS veri tabanın tartıģılması, değerlendirilmesi ve kabul edilmesi; - Üçüncü ön SBOS nin oluģturulması, tartıģılması, yönetim grubuna sunulması ve kabul edilmesi. 5. ÇalıĢma aģaması çalıģma grubunun üçüncü ve tam kadro toplantılar dizisi: - Kayıt edilen soru ve önerilerden oluģturulan yeni ve ek bölümlerin sunumu ve kabulü; - Orman kaynaklarının geliģmesi hakkındaki tahminler ile vizyon tartıģmaları; - Stratejinin elektronik ortamdaki (GIS) veri tabanı ve değerlendirilmelerinin sunumu; - Yapılan sunumların tartıģılması; - Katılımcılar dahil tüm tarafların yeni düģünce ve önerilerinin kayıt edilmesi; - Strateji oluģturma süreci hakkında kamuyu bilgilendirmek amacıyla görsel ve yazılı medya kuruluģlarına bilgi sunulması. 1. Final aģaması - yönetim grubu bünyesinde tematik ve eksper toplantıları, Orman Bölge Müdürlüğü uzman toplantıları, koordinatör ve danıģmanların toplantıları: - Yeni düģünce ve önerilerinin tartıģılıp değerlendirilmesi; - SBOS nin tartıģılması ve son (final) varyantının oluģturulması; 283

284 2. Final aģaması SBOS nin bölgesel mülki idari kurumlarına (il idaresi, belediyeler, muhtarlıklar, kamu kurumları, meslek odaları, derneklere ve diğer STÖ lerine) sunulması: - SBOS nin Ģekli ve içeriği hakkındaki tüm tarafların tartıģması, kamu oyunun oluģması; 3. Final aģaması - SBOS nin son değerlendirilmesi ve uzmanlar grubu tarafından kabulü. - SBOS nin son varyantının final değerlendirilmesi ve kabul edilmesi; - SBOS nin bölgesel kalkınma kurulu tarafından Bölgesel Kalkınma Stratejisi (BKS) ne dahil edilmesi için baģvurunun yapılması; 4. Final aģaması - SBOS nin bölgesel kalkınma kurulu tarafından Bölgesel Kalkınma Stratejisi (BKS) ne dahil edilmesi: - SBOS nin resmileģmesi ve BKS nin ayrılmaz parçası olması. III. ORMANCILIKTA PLANLAMA KONSEPLERİ 1990 lı yıllara kadar, bir çok ülkenin orman yasası ve mevzuatında, yönetsel kararlarının alınmasındaki orman amenajmanı planlamasının öncü rolü vurgulanmıģtır. Ancak, Bachmann (2002) ın da belirttiği gibi..., planlanmada kalıplaģmıģ davranıģlar yerine, pragmatic yaklaģımlara önem verilmelidir. Dolayısıyla, planlamanın bir rituel olmaktan çıkıp, gelecekteki gereken faaliyetlerin temellerini oluģturmalıdır. Aslında bu düģünce, Bogdanov ve Destan (2002) ın da belirttiği gibi faydalanmanın sürekli ve kesintisiz olması klasik ilkenin mutlaka yeniden yorumlanması ve bunun hukuki boyut kazanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu yaklaģımı benimseyen Stiptsov (2004), Bulgaristan ın 1997 yılında kabul edilen Orman Kanunu ndaki odun dıģı kaynakların iģletilmesine yönelik teģvik edici maddelerine rağmen, ne 2004 tarihli Bölgesel GeliĢme Kanunu nda ve ne de Ulusal Alanların Düzenlemesi Kanunu nda, orman alanlarının bölgesel bazda planlaması na yönelik bir içeriğe rastlamak mümkün değildir eleģtirilerini dile getirmiģtir. Günümüz Ġsviçre nin ormancılık planlama anlayıģında, klasik orman amenajmanı ile artık çok az ortak yanları kalmıģtır (Bachmann, 2005). Griess et. al. (2002) ise, orman amenajmanın klasik planlama 284

285 anlayıģının gerileyiģi hakkındaki saptamaları daha somut bir Ģekilde ifade etmektedir - sürdürülebilir odun üretimin sağlanması için servet envanteri, hasılat Eta larının belirlenmesi ve odun üretiminde denetim gibi faaliyetler, (öncelikleri itibarıyla) artık ön safhalarda yer almamaktadır. Bachmann (2002) bunun asıl sebebini iki seviyeli planlama konsepti çerçevesinde açıklamıģtır - çok amaçlı multifonksiyonel planlama, ormanlara yönelik toplumsal menfaatlerin garantörüdür. Özel (sektör) menfaatlerinin garantörü ise, orman iģletme amaçlarını Ģekillendiren bölgesel stratejilerdir. Dolayısıyla, kavram ve içerik itibarıyla multifonksiyonel işletmecilik planlaması, işletme planlaması ndan farklıdır. Buna göre, işletme planlaması, amenajman planlaması gibi algılanarak, ormancılıkta operasyonel planlama ile bir tutulmaktadır. Multifonksiyonel planlamayı diğerlerinden farklı kılan en önemli sebebin açıklamasını, Laroussinie et Bergonzini (1999) in Ģu ifadelerinde bulabiliriz - orman fonksiyonlarını sadece silvikültür konusuymuģ gibi algılamak yerine, mümkün olduğu kadar geniģ ilgi gruplarının katılımı sağlanarak, ormanlara yönelik (değiģik) istek ve menfaatlerin dengelenmesi amaçlanmalıdır. Böylece, önem, kapsam ve içerikleri itibarıyla bölgesel gelişme planları ve multifonksiyonel orman işletmeciliği planları, bölgesel sürdürülebilir gelişme stratejisi ne daha yakın olmaları sebebiyle çift seviyeli planlama konseptinin üst seviye sini, işletme planlaması ise alt seviye sini (Bachmann, 2005 a göre) teģkil etmektedir. III.1. Multifonksiyonel Ormancılık Planlaması Multifonksiyonel ormancılık planlaması kavramı ilk olarak Almanya da alanların geliģtirilmesi konulu yasal düzenlemelere bağlı olan gelişme eksper planları ile ortaya çıkmıģtır (Holländer, 1981). Bu kavramın, Avusturya nın 1975 tarihli orman kanununda yer alan... ormanların iģlevleri, özellikle toplumun üzerindeki etkileri ifadesi sayesinde önemi artmıģtır. Multifonksiyonel planlama tüm ülkenin alanını kapsar, içerikleri ise her vatandaģın ve kamunun tartıģmasına açıktır. Sözü edilen bu planlamayla, bilinen iģletmecilik faaliyetlerinin planlamasından daha çok, ormanların değiģik fonksiyonlara olan 285

286 uygunluklarını ortaya koymaya amaçlanmaktadır (Krott, 1996). Ġsviçre de ise multifonksiyonel orman iģletmeciliği planlamanın ana amacı orman alanların iģlevlerinin düzenlemesi olmasına rağmen, daha çok (zaman-mekan) faaliyet planlamasına benzemektedir. Sonuç itibarıyla bu planlama türünü genel anlamıyla tanımlayabilmek için, Ottithsch (1996) in ifadesi oldukça isabetlidir - multifonksiyonel orman iģletmeciliği planlaması, orman ekosistemleri yönetiminin bir parçası olarak algılanmalıdır. Günümüze kadar edinilen tecrübelere göre, multifonksiyonel planlama nın uyması gereken en önemli ilkeleri Ģunlardır: sürdürülebilir ve doğaya uygun orman iģletmeciliği; faydalanmaüretim bütünlüğü; ormanlardan çok amaçlı faydalanma; orman ve ormancılıkla ilgili kararların alınmasında, planlama, uygulama ve denetim aģamalarında Ģeffaflık ve katılımcı demokrasinin benimsenmesi. Ana amaç (politika) ise ormanların iģlevlerini ve kaynak kapasitelerini artırarak, vatandaģların ormanlara yönelik istek ve ihtiyaçlarının karģılanması dır. Böylece, bölgesel bazdaki gelişme ve multifonksiyonel planları, sürdürülebilir ormancılık politikalarının uygulayıģını sağlayacak yegane unsurlar olabilecekleri söylenebilir. BaĢka bir deyiģle, bölgesel bazda ormancılık sektörünü sosyal ve ekonomik hayata entegre etmektir. Bachmann (1993) a göre multifonksiyonel planlama Ģu faaliyetler çerçevesinde gerçekleģmelidir: doğal, teknik, yasal ve ekonomik Ģartlar çerçevesi; orman fonksiyonlarının dıģ ve iç iliģkiler düzlemindeki analizler (menfaatler, ormanların yarattığı dıģ ve iç etki ve etkileģimleri, zıtlıklar ve uyuģmazlıklar) çerçevesi; sürdürülebilir geliģme üzerindeki denetimin yasal çerçevesi; monitoring (sürekli izlenme) mecburiyeti ve yasal uygulama çerçevesi Bölgesel Multifonksiyonel Orman İşletmeciliği Planı nın oluģturması, Sürdürülebilir Bölgesel Ormancılık Stratejisi nin oluģturulma sistematiğine çok yakındır. Bu çalıģmanın amaçları kapsamında incelenen farklı planların çoğunda, birleģtirici ve ortak olan Avrupa daki ve özellikle Ġsviçre deki Bachmann (1993) ın önerdiği cantonal planlama 10 aģamalarıdır. 10 Ġsviçre de bu tür planlamanın mecburiyeti sadece devlet ormanlarında geçerlidir. 286

287 I. AĢama Hazırlık: ortamın belirlenmesi (planlama kapsamı, planlama alanı, planlamada iģtirak edecek kiģi ve merciler, ilgi gruplarının oluģturulması, enformasyon ve medya iliģkileri; planlama süreçlerinin organizasyonu: süreler, kapsamlar ve davetler; bilgi ve veri toplanması (yönergeler, mevzuatlar, istatistikler v.s.). II. AĢama Planlama: tarafların ve diğer katılımcıların talep ve görüģlerinin elde edilmesi; ek envanter çalıģmalarının gerçekleģtirilmesi ve yeni bilgilerin toplanması; multifonksiyonel taslak planların tartıģılması: problemli ve birbirine zıt istek ve görüģlerin tartıģılması ve çözümleri; planın toplumsal (kamusal) tartıģmalara açılması hususundaki kararın alınması. III. AĢama Plan içeriğinin ve amaçlarının kamusal (toplumsal) zeminde tartıģılması ve yasal zemininin oluģturulması: bölge mülki ve orman idareleri tarafından kamusal tartıģmayı yasal kılan yönergelerin yayınlanması, görüģ, tartıģma konuları ve önerilerin toplanması, analiz edilmesi ve cevaplanması, tarafları ve katılımcıların temsilcileri ile oluģturulan destek grupları ile birlikte, tartıģmaların genel sonuçlarının gözden geçirilmesi, nihai düzeltmelerin yapılması ve planın son Ģeklinin verilmesi, bölge idaresi tarafından kabul edilmesi ve merkezi hükümet tarafından resmileģmesi. IV. AĢama Planın uygulanması: faaliyetlerin gerçekleģmesi, yönetmelik ve mevzuatların titizlikle uygulanması, bölgesel olarak alanların geliģtirilmesi ve kullanımı 11 yasası kapsamında faaliyet gösteren yerel yönetimin (ilçe ve muhtarlıklar) tüm planlama organları ile sürekli konsültasyonların yapılması, öngörülen denetim faaliyetlerinin gerçekleģmesi, planlamada yer alan taraf ve katılımcılar ile sürekli temasların gerçekleģmesi ve bilgi-görüģ-talep alıģveriģlerin yapılması. Stiptsov (2006) a göre, gerek ana amacı, gerek ise görevleri itibarıyla Multifonksiyonel ormancılık planlamasının ana iģlevi, değiģik kurumsal, organizasyon ve yasal iletimsizlikleri aģarak, zaman içinde düzgün iģleyen bir bölgesel geliģme planının oluģturulmasında yardımcı olmaktır. Sonuç olarak, ana amacı, görevleri ve iģlevleri itibarıyla multifonksiyonel ormancılık planlaması ulusal kalkınma stratejisinin bir enstrümanı olduğu anlaģılmaktadır. 11 DeğiĢik ülkelerde varolan bu yasa farklı baģlıkları taģır. 287

288 Bu tür planlar, bölgesel ölçekte değiģik (tematik) görsel bilgiler sunan haritalar ile desteklenmektedir: orman mülkiyeti haritası; orman kategorileri (üretim, koruma, milli park v.s.) haritası; hidrografi ağı ve su üretim havzaları haritası; erozyon ve toprak koruma haritası; orman sağlığı haritası; orman-içi rekreasyon ve turistik yerleri haritası; ender rastlanan ve korunan türlerin haritası; yan varlıkların (meyve, mantar, Ģifalı bitkiler v.s.) haritası; avlak yerleri ve avlak faaliyetleri haritası; yangın tehlikesi ve orman yangınlarını önleme altyapısı haritası; gençleģtirme ve faydalanma haritası; ana ve refakatçi orman fonksiyonları haritası. Bu tür planların oluģturulması 1,5-2 yıl sürmektedir. Bu esnada çalıģma grubu 4 veya 6 defa toplanır. Yönetici grubun toplantı sayısı ise 7 veya 8 dir. Taraf ve katılımcılarla temaslar sürekli olması gerektiğinden dolayı, toplantı sayıları duruma göre değiģmektedir. III.2. Orman Amenajman Planlaması Kapsamı itibarıyla bu tür planlama plan ünitesi bazında gerçekleģir. Plan ünitesi bir iģletme ormanlarının tümünü veya bir kısmını kapsayabilir. Amaçları itibarıyla amenajman planları en önemli de olsa iģletme planlarının sadece bir parçasıdır. Ġçerik olarak ise, faydalanma ve üretim planlarıdır. Ancak, Ormancılık planlama sisteminde, orman amenajmanı nın işletme planlaması fonksiyonunu içermediği ve iģletmesinin geliģmesine yönelik planın düzenlenmesi uğraģ alanı içerisinde yer almadığının vurgulanması gerekmektedir. Sektörel, bölgesel, ve iģletme bazında cari, operativ ve perspektif (geliģmeye yönelik uzun vadeli) planlamanın Ģekli ve düzenin dıģında kalıp, onların yerini almamaktadır (Destan 2002). Amenajman planlaması üç temel aģamadan oluģur: I. Aşama - dıģ ve iç etmenlerin saptanması: yerel bazda ekonomik, ekolojik ve sosyal ortamın saptanması; plan ünitesinin ülke infrasrtüktürdeki yeri; orman varlıklarının belirlenmesi; bilimsel geliģmeler. II. Aşama Amaçların belirlenmesi ve sistematize edilmesi: orman endüstrisinin talepleri; çevre koruma gerekleri (su, toprak, hava, iklim, flora, fauna, çeģitlilik); orman-içi rekreasyon ve turizm; sosyal talepler (istihdam, enerji, gelirler v.s.); orman verimliliği; avcılık ve balıkçılık; yan ürünler endüstrisi. 288

289 III. Aşama Faaliyetlerin belirlenmemsi: silvikültür rejimleri; orman kaynaklarının korunması; çok amaçlı faydalanma; orman kaynaklarının yenilenmesi; üretim ve faydalanmada çeģitli taleplerin dengelenmesi ve çeģitli problemlerin çözülmesi; gelirlerin artırılması; çok amaçlı faydalanma etkilerinin değerlendirilmesi. Ancak Benimsenmeye baģlanan fonksiyonel iģletmecilik ve ormancılık faaliyetlerinin ekonomik etkileri değerlendirmesi açısından, amenajman metodolojisi ve uygulama kapasiteleri yetersiz kalmaktadır. Bu yüzden, günümüz envanter ve amenajman planlama sisteminin, sürdürülebilir multifonksiyonel orman iģletmeciliğinin gereklerini karģılayamaz düzeydedir (Bulgaristan Ormancılık Sektörü Sürdürülebilir GeliĢme Stratejisi Belgesi, bölüm 3, madde 3.1.2) IV. SÜRDÜRÜLEBĠLĠR BÖLGESEL ORMANCILIK STRATEJĠK, MULTĠFONKSĠYONEL VE ORMAN AMENAJMANI PLANLARININ ARASINDAKĠ TEMEL FARKLAR Ormancılıkta Stratejik, multifonksiyonel ve amenajman planlarının arasındaki farkların 5 temel boyutu vardır. 1) Uygulama sürelerinde farklar: amenajman plan süreleri genellikle 10 yıldır; bölgesel bazdaki taleplerin ve isteklerin değiģme hızı nispeten yavaģ olduğu için, multifonksiyonel orman iģletmeciliği planlarının geçerliliği yıldır; sürdürülebilir bölgesel ormancılık stratejileri ise sadece radikal değiģikliklerin sürdürülebilir geliģme süreçlerini tehlikeye sokmasıyla değiģebilmektedir ve bu yüzden geçerlilikleri en az yıldır; 2) Kabullenme ve resmileşme uygulamalarında farklar: amenajman planları orman idaresi tarafından, multifonksiyonel orman iģletmeciliği planları ise bölge mülki idaresi ve kurumları tarafından kabul edilir ve resmileģir; sürdürülebilir bölgesel ormancılık stratejileri ulusal sürdürülebilir geliģme stratejileri kapsamında hükümetlerce kabul edilir ve resmileģir. 3) Kapsam ve plan süreleri zamanlanmasında farklar: amenajman planları iģletme ormanlarını kapsar ve süreleri bitince yenilenirler; multifonksiyonel orman iģletmeciliği planları ise bir orman bölgesini veya değiģik büyüklükteki mülki idare alanlarını kapsar ve amenajman planları süreleriyle çakıģmaları mecburiyeti 289

290 yoktur; sürdürülebilir bölgesel ormancılık stratejileri sosyo-ekonomik ve ekolojik bütünlüğü teģkil eden alanlara yönelik belirlendiği için, bölgesel (birkaç il ve ilçe) bazda geçerlidir ve zamanlaması tamamen bağımsızdır. 4) Amaç ve faaliyetleri kapsamında farklar: amenajman planları iģletme amaçlarının gerçekleģmesine yönelik düzenlenir ve kapsamları yereldir; multifonksiyonel orman iģletmeciliği planları ormancılık sektörünün bölgenin sosyo-ekonomik hayata entegrasyonunu amaçladığı için, kapsamları bölgeseldir; sürdürülebilir bölgesel ormancılık stratejileri ise hem bölgesel ve hem de ulusal amaçları gütmektedir. 5) Sorumluluk kapsamlarında farklar: amenajman planlarının oluģturulması ve uygulanması sadece orman idaresinin sorumluluğundadır; multifonksiyonel ormancılık planlarının oluģturulması ve uygulanması sorumluluğunu ise devlet idaresi ve denetin organları, toplumsal katılım sistemleri (belediyeler, STÖ) ve özel sektör üstlenmektedir. Stiptsov, et al (2007) ise, bu sistematiğe, orman iģletmecilik çeģitlerini de ekleyerek, temel amaçlarını Ģöyle sıralamıģlar: Multifonksiyonel Orman İşletmeciliği nin temel amacı, dengeli ve produktif orman ekosistemleri elde etmek ve sürdürülebilir kılınmasıdır; Multifonksiyonel Orman İşletmesi nin temel amacı, multifonksiyonel planlama sayesinde çok amaçlı iģletmecilik sistemi uygulamaktır; Multifonksiyonel Orman Amenajmanı nın temel amacı ise, multifonksiyonel planlama metotlarının geliģtirilmesi ve uygulanmasıdır. V. Ormancılık süreçlerinde katılımcı demokrasinin yasal zemini Toplumsal hayatta her yasanın bir görevi olduğu ve bir paradigmaya (konsepte) dayandığı bilinmektedir. Örneğin Almanya nın Bavyera eyaletindeki ormancıların kabullendikleri orman fonksiyonlarının yükselmesini sürdürülebilir olarak garanti altına almak, modern ormancılık politikasının temel amacı ve görevidir konsepti sayesinde, aynı eyaletin Orman Kanunu nun toplumsal boyutunu yansıtan hususlar 3. (ormanların koruyucu fonksiyonlarının garanti edilmesi ve iyileģtirilmesi), 5. (orman-içi rekreasyon Ģartlarının iyileģtirilmesi ve halkın dinlenme ihtiyaçlarının karģılanması) ve 7. (toplum ve orman sahipleri 290

291 arasındaki menfaatlerin hakça dengelenmesi) maddelerinde mevcuttur. 3, maddenin sayesinde orman fonksiyonları çerçeve planları hazırlanmaktadır (Waldgesetz fur Bayern, 2001). Ancak, bunlar uzman (eksper) planları olarak Bavarya Bölgesel Planlama Yasası nın 15. fıkrası kapsamında düzenlenmektedir. Böylece, ormancılık süreçleri bölgesel geliģme planlamasına entegre edilerek sürdürülebilir bölgesel geliģmenin birer parçası olur. Benzer yaklaģımları Ġsviçre, Avusturya, Fransa ve kısmen diğer Avrupa Birliği ülkeleri de sergilemektedir. Almanya Orman Kanununda toplumsal katılımı sağlayan hususlar hariç, fonksiyonel planlama ve rekreasyonel planlama çalıģma yönetmeliklerinde katılımı mümkün kılan (hatta mecbur eden) normatif hükümler da mevcuttur. Bu hususlarda önemli geliģmeler sergileyen Bulgaristan daki durumu özetlemek amacıyla, Stiptsov (2004, 2005, 2006, 2007) un Ulusal Ormancılık Politikası ve Stratejisi ve Orman Kanunu nun arasındaki iliģkilerin araģtırma sonuçları kullanılmıģtır. Orman Kanunu nda DeğiĢiklikler ve Ġlaveler Kanunu (2003) gereğince yapılan bir değiģiklik ile birden fazla orman iģletmesini kapsayan alanlarda bölgesel çerçeve amenajman planları düzenlenir ifadesi eklenmiģtir. Ancak, bu tür planların - belirli avantajları olmasına rağmen - sadece irileģtirilmiģ amenajman planlarıdır. Yasal boģluğa rağmen, Bölgesel Ormancılık Çerçeve Planları nın dayanağı geçici olarak Bakanlar Kurulu na bağlı Ulusal Ormancılık Politikası ve Stratejisi Programı olmaktadır. Özellikle Programın ormancılık sektörü ve ormancılık geliģmesi baģlıklı 11. bölümünde yer alan Stratejik faaliyetler, geliģtirilecek bölgesel planların ve geliģtirme programlarının alt yapısını oluģturacak ve bunların bölgesel sürdürülebilir geliģme planlarına entegre edilmeleri için zemin sağlayacaktır ifadesi önem teģkil etmektedir tarihli yeni Orman Kanunu taslağının 63.maddenin 11.fıkrasında ise, somut olarak bölgesel sürdürülebilir ormancılık planları na yasal zemin oluģturacak Ģu metin yer almıģtır bir veya birden fazla il veya ilçeyi kapsayan multifonksiyonel orman iģletmeciliği planları oluģturulabilir. Yine aynı taslakta, bakanlık fonksiyonlarını gören Ulusal Ormancılık Yönetimi bünyesinde bir ulusal ormancılık kurulu ve 291

292 ona bağlı bölgesel ve yerel kurulların oluģturulması için taslak madde ve fıkralar eklenmiģtir (20/3, 20/4, 20/5, 20/6). Bu kurullarda değiģik bakanlıkların, bilimler akademisinin, üniversitelerin, ormancılık ve diğer meslek odalarının, bölgesel ve yerel yönetimlerin, STÖ lerinin temsilcileri yer alması öngörülmektedir. 25. maddenin 11. fıkrası ise, multifonksiyonel ormancılık planlarının bölgesel ormancılığın sürdürebilirliğini garanti etmektedir. OluĢturulan planların onaylanması ve resmileģmesini yasallaģtıran taslak (25/12, 25/13, 25/14) maddeleri ise, katılımcılıkla yönetiģim açısından özel bir önem taģımaktadır. Bu maddeyle, ormanlara yönelik uzun vadeli amaçların, taleplerin ve özel isteklerin, menfaat çatıģmalarının, iģletme önceliklerinin ve orman fonksiyonlarının öncelikleri hakkında taraf ve katılımcıların iģbirliği yasallaģmaktadır. Tüm bunlara ek olarak, yatırımcıların denetim faaliyetleri, monitoring, bütçeler ve diğer taraf olabilecek kurum ve kuruluģlar ile iliģkileri yasal zemine oturtan yeni maddelerin eklenmesi öngörülmektedir 12. Benzer uygulamalar ve giriģimler diğer Balkan ülkelerinde sürmektedir 13 Kırgızistan da ise ormancılık politikalarının oluģturulmasında tarafların ve vatandaģların katılımı, kırsal alanların değerlendirilmesi ile baģlamıģtır. Potansiyellerin belirlenmesinde rasyonel analiz olarak adlandırılan bu ampirik yaklaģımda, kiģisel anketler, çeģitli evraktan toplanan ek bilgi ve veriler, kiģisel görüģ ve düģünceleri iletmek için tartıģma toplantıları, kamuya açık seminerler gibi faaliyetler gerçekleģtirilmiģtir. Ancak, bu aktivitelerin yasal zemini, sadece merkezi ve bölgesel idarelerin karar ve izinlerine dayanmaktadır. Zıt menfaatlerin ve görüģlerin uyumsallaģtırılması ve dengelenmesindeki toplumsal katılımın katkısı, son derece katı ve kısıtlayıcı orman kanunu karģısında zayıflamaktadır (Kouplevatskaya- Yunusova, 2005). 12 Bu araģtırma esnasında ilgili taslak kanunun resmileģmesi hakkında herhangi bir bilgi mevcut değildi. 13 Uygulamaların arasında benzerlik olduğundan, ayrıntılı ve tekrarlanan bilgilerin sunulmasından bilinçli olarak kaçınılmıģtır. 292

293 Aynı araģtırıcıların gözlemlerine göre, diğer kurum ve kuruģların Sovyet zamanından kalma bürokratları önce katıldılar ve fakat ileri aģamalarda bu iģlerin uzmanlar tarafından yapılması gerektiğini beyan edip, toplantıları terk ettiler,..., oldukça kalabalık olan diğer taraflar ve katılımcıların talep ve görüģleri kayıt altına alınmasına rağmen, planlamayı teknik olarak daha büyük ormanlık alana yaymak suretiyle, plana bölgesel sıfatını verip, yerel halka bir etkisi olmayan yukarıdan aģağı (tepeden inme) standart bir planlama yaklaģımı sergilenmiģtir. Stiptsov et al (2007) e göre, bu iģe yeni giriģen birçok ülkelerde bu tür sonuçlarının baģ sebepleri arasında demokraside tecrübesizlik ve etkin bir yasal zeminin olmamasıdır. Her Ģeye rağmen Kırgızistan da sergilenen geniģ katılımcılık, topluma özgüven sağlamıģ ve kendilerini de ilgilendiren politikaların biçimlenmesinde yer alabileceklerini göstermiģtir (Kouplevatskaya- Yunusova, 2005). VI. SONUÇ VE DEĞERLENDĠRMELER ĠĢlevleri itibarıyla toplumsal hayatın tüm yönlerini temelden etkileyen ormanlar, çok özel bir mülkiyet türüdür. Dolayısıyla, ulusal sürdürülebilir geliģme söz konusu olduğunda, ister devletin, ister ise özel mülkiyetin dokunulmazlığı postulatı, günümüz Ģartlarında mutlaka toplumsal boyutlara taģınması gerekir. Gerek temsili demokrasi ile yönetilen çoğu devletlerin statükocu ve katı bürokratik yapısı, gerek ise özel sektörünün içgüdüsel kâr elde etme amaçları, toplumları ormancılık süreçlerinden uzak tutmaktadır. Kırgızistan örneği, toplumsal katılımcılığın sağlanmasına rağmen, devletin statükocu yapısı ve ekonomik olarak güçlü tarafların, filizlenmeye baģlayan bu karģılıklı etkileģimi nasıl bir otoriter karar alma sürecine dönüģtürdüklerini göstermektedir. Dolayısıyla, sürdürülebilir geliģmenin tüm planlama ve çalıģma hiyerarģi kuralları uygulanmıģ olmasına rağmen, mutlak surette hesap sormayı sağlayabilen bir hukuk devleti, yönetici ve vatandaģların sürdürülebilir sorumlu davranıģları ve yüksek toplumsal ve özel nitelikler taģıyan katılımcı sistemler olmadığından, öngörülen sonuca varılamamıģtır. Stiptsov et al (2007) e göre, bu konulara yeni giriģen ülkelerdeki katılımlar irdelendiğinde elde edilen 293

294 neticeler, Bulgaristan ın katılım sonuçları ile büyük ölçüde örtüģmektedir. Bulgaristan Ormancılık Sektörünün Sürdürülebilir Gelişmesinde Ulusal Stratejiler belgesinin Toplumun ve Sivil Toplum Örgütlerinin Katılım baģlıklı 13. bölümde Ulusal Ormancılık Yönetimi nin politikasında, ormancılıkla ilgili karar alma mekanizmalarına mümkün olduğu kadar büyük toplumsal katılımını sağlayacak amaçlar formüle edilmiģtir. Ancak, aynı bölümün 1.2. Temel Tahrikler ve Problemler baģlıklı kısmında Ģu olumsuzluklar sıralanmıģtır: ormancılıkla ilgili tüm taraf ve katılımcıların güncel görüģ ve istekleri hakkında bilgi eksikliği sıkıntısı çekilmektedir: taraf ve katılımcıların görüģ ve isteklerini etkili bir Ģekilde değerlendirebilecek mekanizmalar eksiktir; katılımcılar ve taraflar arasında yaģanan düģük profilli sosyal diyaloglar sebebiyle planlamada niteliksiz etkileģimler yaģanmaktadır; görüģ ve tavırlarını sıkça değiģtirebilen olgunlaģmamıģ STÖ ler; planlama süreçlerine toplumun katılmasını teģvik edebilecek etkin idari sistemin yokluğu. Stiptsov (2006) un, Bulgaristan daki multifonksiyonel ormancılık planlaması nın geliģmesi hakkında yaptığı analize göre, 2001 yılında baģlayan kampanyanın III aģamasında ( ) katılımcılıktan doğan bazı zorluklar yüzünden, planlama birimi hakkındaki öngörülen konseptin değiģtirilmesi zorunlu olmuģtur. Birçok turistik, orman ve avlak iģletmelerinin alanları birkaç yerleģim birimini (il, ilçe) kapsadığından dolayı, farklı menfaatleri savunan tarafların konsensusa varmaları zorlaģmıģtır. Ayrıca, yerleģim birimleri yönetimleri arasında (özellikle il ve ilçe sınırlarını kapsayan) çözülmemiģ bazı yasal ve sosyo-ekonomik problemlerinin mevcut olması, sıkça rastlanan bir durumdur. Bu yüzden, planlamayı birkaç il veya ilçelere yaymak yerine, multifonksiyonel planlama ünitesi, sadece bir yerleģin biriminin alanı olarak kabul edilmiģtir. Yeni konsepte göre yerleģim birimi bölgesel stratejik geliģim planlamanın bir ünitesidir. Ayrıca, multifonksiyonel ormancılık planı nın bölge idari birimlerinden onaylanması, bölgesel stratejik gelişim planının bir parçası olarak kabul edilmesi, entegrasyonun gerçekleģmesi anlamına gelmektedir. Sonuç itibarıyla, multifonksiyonel ormancılık planlama süreçlerinde katılımcılık açısından iki ayrı yaklaģım saptanmıģtır. 294

295 Birincisi, yüksek profesyonel düzeyde ve çok kısa zamanda kaliteli planları sadece uzmanlardan oluģan ekipler hazırlayabilir yaklaģımıdır. Katılımcılığı içeren ikinci yaklaģıma karģı çıkanlar ise, bu tür planların katılımcılık esaslarına göre hazırlanması hem zaman ve hem de kalite kaybına sebep olacağını öne sürmektedirler. Ancak, birinci yaklaģımla hazırlanan planların uygulanması katılımcı ilgisinin kaybolması sebebiyle, tamamen baģarısızlıkla sonuçlandığını, ikinci yaklaģımın ise, uygulamalardaki ormancılık süreçlerine katılımı devam ettirdiğini ve planın hissedebilir düzeyde sosyo-ekonomik etkiler yarattığı gözlenmiģtir (Stiptsov 2006). Dolayısıyla, entegrasyonun gerçekleģmesi için: ormancılık sektörünün demokratikleģmesi ve ĢeffaflaĢması; toplusal katılımın mutlaka sağlanması ve yasal zemininin oluģturulması, multifonksiyonel ormancılık planlamasının her seviyesi yasal zeminine kavuģturulması ve orman amenajmanı planlamasının tüm sisteme entegre edilmesi gerekmektedir. KAYNAKLAR [1]Asenov, A., 2001; Management Policy, Considered the Goals and Principles of Sustainable Development, University of Forestry-Sofia, Journal Management and Sustainable Development 3-4, s , Sofia. [2] Anonimus 2001; Sürdürülebilir Kalkınma ve YönetiĢim, BirleĢmiĢ Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Dünya Zirvesi Türkiye Ulusal Raporu Tema II, s [3] Bachmann, P., Forsteinrichtung in Rahmen einer integralenforstlichen Planung. Schweiz. Z. Forstwes. 141, 6: [4] Bachmann, P., Forschungsschwerpunkte einer neuen Professsur Wald-und Landschafts Management. Professur Forsteinrichtung und Waldwachstum ETH Zurich, interner Bericht, unveröffentlicht,25. [5] Bachmann, P., Forstiche Planung-heute und morgen. Swiss Forestry Journal, No:5, [6] Bulgaristan Orman Kanunu, Bulgaristan Ormancılık Sektörü Sürdürülebilir GeliĢme Stratejisi, bölüm 3, madde [7] Born, S.M., Sonzogni, W.C., Integrated environmental management: strengthening the conceptualisation. Journal of Environmental Management. Volume 19, Number 2, March. 295

296 [8] Bogdanov, K., Destan, S., Repercussion of society development on principles of forest surreing and forest use management. Management and Sustainable Development, 3-4/ [9] Gregersen, H., Lundgren, A., Kengen, S., Bayron, N., Measuring and capturing forest values issues for the decision makers. Paper for World Forestry congress, Antalya, Turkey, October 1997, FAO, Rome. [10] Griess, O., Kurth, H., Unterhiner, G., Forsteinrichtung. As against Forest Management. Difficulties with the compilation of a multilingual terminology. In: Kaennel Dobberith, M.: Prüller, R.: Forest terminology: Living expert knowledge. Lutro occasional paper 14. Wien: [11] Destan, S., 2002; The Status and Position of Forest Management in Forest Enterprise Organisations and Planning System. Istanbul University, Faculty of forestry Journal, Seri B, Vol. 52, Number 1, 61-77, Istanbul. [12] Destan, S., ; Dimensions of Social Participation. Istanbul University, Faculty of forestry Journal, Seri B, Vol , Number 2/1-2, s , Istanbul. [13] Duinker, P., Forest and environmental assessment: How do they Link?. EFI Scientific Seminar The role of forestry in Integrated Environmental Assessment, Netherland. FAO, 1999a. State on the World s Forest 1999, FAO, Roma. [14] Kouplevatskaya-Yunusova, I. The evolution of stakeholders. Participation in Process of forest Policy Reform in Kyrgyz Republic. Swiss Forestry Journal, No:10, [15] Krott, M., Forstpolitische Selbstssteuerung als Herausforderung für Wissenschaft und Praxis. Forstw. Cbl., 189S. [16] Langseth, P. and F. Simpkins, Uganda International Conference on Good Governance in Africa: Empowering Civil Society in the Fight Against Corruption. Kampala, Uganda and Washington, DC: Inspectorate of Government, Government of Uganda in cooperation with the Economic Development Institute, World Bank, and Transparency International. April [17] Laroussinie, O., Bergonzini, J.-C., Pour une nouvelle definition de l amenagement forestier en tant que discipline d ingeneur. In: J.-L. Peyron (coord.): l amenagement forestier. Hier, aujourd hui, demain. Rev. For. Fr., numero special:

297 [18] Margerum, R. D., and S. M. Born Integrated environmental management: moving from theory to practice. Journal of Environmental Planning and Management 38: [19] Mayers, J., Bass, S., Policy that works for forests and people (Real prospects for Governance and livelihoods) Earth scan, Sterling-Virginia, 324. [20] Mohren, F., Nabuuras, Gert-Jan., The role of forestry in integrated environmental assessment. EFI Scientific Seminar The role of forestry in Integrated Environmental Assessment, Netherland. [21] Holländer, Chr., Forstliche Raumplanung. Konzetion einer raumbezogenen forstlichen Planung. Schritenr. D. Inst. F. Landespflege der Universität Freiburg i. Br.H.1. [22] OECD, 2001: 9; EU, 2001: 10 [23] Oldfield, L., Lusty, C., Mac Kinven, A., The World List of Threatened Trees. World Concervation Press, World Conservation Monitoring Centre, Cambridge. [24] Ottitsch, A., Ökosistemmanagement aus der der Sicht der Forstpolitikwissenschaft. Österr. Forestz, 107, 11:5-7. [25] Perez-Soba, M., Edwards, D., Tabbush, P., Assessing the impacts of EU policies on sustainable forest management: The sensor approach. EFI Scientific Seminar The role of forestry in Integrated Environmental Assessment, Netherland. [26] Stiptsov, V., Orman Kanunu ve Bölgesel GeliĢme Kanunu ile Multifonksiyonel Ormancılık Planlamasının ĠliĢkileri; Bulgarca dan, Management and Sustainable Development dergisi, Sayı 1-2, s [27] Stiptsov, V., Orman Kanunu ve Ulusal Ormancılık Politikası ve Stratejisi ile Multifonksiyonel Ormancılık Planlamasının ĠliĢkileri; Bulgarca dan, Management and Sustainable Development dergisi, Sayı 1-2, s [28] Stiptsov, V., Multifonksiyonel Ormancılık Planlaması ormancılıkta yeni yaklaģımlar, yeni düģünce tarzı. Bulgarca dan, Gora dergisi, Sayı 6, s [29] Stiptsov, V., Duerr, Ch., Multifunctional regional forest planning good practices and lesson learnt in Bulgaria. Swiss Forestry Journal, No:1,

298 [30] Stiptsov, V., Multifunctional Forest Management, Part I, Multifunctional Forest Planning. Sofia, IPK Rodina AD. [31] Stiptsov, V., Stefanov, A., Todorov, S., Mechev, V., Multifunctional Forest Management, Part II, Monitoring of The Multifunctional Forest Planning. Sofia, IPK Rodina AD. [32] Suda, M., Lehrstuhl für Forstpolitik und Forstgeshcichte der Technischen Universität München Multifunktionalität oder interessen vielfalt Anmerkungen zum Selbst-und Fremdbild der Forstwirtschaft.. UEF-Kongress, Freising. [33] Yaffee L.S., 1999 Three Faces of Ecosystem Management. Conservation Biology. Ecosistem Management Initiative Website, NRE 562 Resource Policy and Administation Home Page, 13(4): [34] Iovkov, I., 2000: Economic Interests of the Professional Politic Class and the Bureaucracy Fundamental Factor Opposing the Reform, University of Forestry-Sofia, Journal Management and Sustainable Development 1-2, s , Sofia. [35] Waldfunktionsplanung in Bayern, Bayerisches Staatsministerium fuer Ernaehrung, Landwirtschft un Forsten, Munchen. [36] Waldgesetz fur Bayern, [37] Welp, M., The role of stakeholders dialogues in forest related integrated assessment. EFI Scientific Seminar The role of forestry in integrated Environmental Assessment, Netherland. [38] WRI The last frontier forest: ecosystem and economies on the edge. World Resources Institute, Washington DC. 298

299 BĠYOLOJĠK ÇEġĠTLĠLĠĞĠN ORMAN AMENAJMANINA ENTEGRASYONUNDA YUSUFELĠ-ALTIPARMAK ÖRNEĞĠ VE SONRASI AyĢe S. Turak 1, Uğur Zeydanlı 1, Deniz Özüt 1, Deniz Yılmaz 1, C. Can Bilgin 2 1 Doğa Koruma Merkezi, Orta Doğu Sit Sok. No:4, Balgat, Ankara 2 Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, Çankaya, Ankara ÖZET Orman alanları ve iliģkili bölgelerde biyolojik çeģitliliğin korunması için gerekli olan uygulamaların doğrudan amenajman planlaması sürecinde ele alınması etkili bir koruma için gereklidir. Bu çalıģmada dünyadaki biyoçeģitlilik sıcak noktalardan birisi sayılan AĢağı Kafkaslar bölgesinde yer alan Yusufeli ve Altıparmak orman iģletme Ģefliklerinin amenajman planlarına biyoçeģitliliğin entegrasyonu için bir yaklaģım ve yöntem uygulaması gerçekleģtirilmiģtir. Bunun için öncelikli olarak biyoçeģitliliğin iki temel unsuru olan tür çeģitliliği ve ekolojik süreçlerin sistematik bir envanteri ve haritalaması yapılmıģ ve alanda temsilci tür gruplarına ait 347 tür, evrimsel/ekolojik süreçler ve özel formasyonlar tespit edilmiģtir. Elde edilen veriler, koruma önceliği kriterleri ve uygulamaya entegrasyon açılarından değerlendirilmiģ ve 16 temsilci tür, iki evrimsel/ekolojik süreç ve iki özel formasyonun planlamada yer almak üzere seçilmiģtir. Değerlendirme sonrasında seçilen biyoçeģitlilik unsurlarının alansal yoğunluklarına göre yapılan analiz ile bölge dört farklı zona ayrılmıģ ve her bir zona yönelik uygulama kıstasları belirlenmiģtir. Ayrıca yine biyolojik çeģitlilik unsurlarının orman meģcereleriyle olan mekansal iliģkisi haritalanarak, her bir unsur için silvikültür önerileri sunulmuģ ve bölme bazında yapılacak uygulamalar için izlenecek yol haritası belirlenmeye çalıģılmıģtır. ÇalıĢmanın sonuçları, iki Ģefliğin yenilenen amenajman planlarına entegre edilmiģtir. Bölme ve meģcereler bazında biyoçeģitlilik unsurlarına yönelik somut silvikültür uygulama önerileri getiren bu çalıģmanın sonuçlarının tüm Türkiye ye uyarlanabilmesi 299

300 amacıyla geliģtirilmekte olan, bütçe, kapasite ve zaman kısıtlarına göre optimize edilmiģ daha genel bir yöntem önerisi de sunulmuģtur. ABSTRACT Management practices for the conservation of biological diversity in forests and neighboring areas should be a part of forest management plans to achieve a sound protection of biodiversity. In this study, practical application of a set of approaches and methods for the integration of biodiversity into forest management plans of two forest planning units Yusufeli and Altıparmak, which are part of the Lower Caucasus biodiversity hotspot, was undertaken. For that purpose, two main components of biodiversity, species diversity and evolutionary/ecological processes and special formations were surveyed and mapped. From the representative species groups, a total of 347 species and four ecological formations representing ecological processes were determined in the study area. These data were then evaluated according to certain criteria for conservation priorities and integration to management. This has led to a selection of 40 important species and all formations, which are to be used in forest management planning. The planning units were divided into four application zones according to the distribution of spatial density of biodiversity elements and key planning principles were developed for each zone. The spatial relation of biodiversity elements with forested areas were mapped and relevant sylvicultural applications were suggested for each. The results of the study were integrated to the management plans of both planning units. A methodological outline was developed to transform the proposed approach into a more generalized framework to be used in all other planning units where a limited budget, capacity and time is available for integration of biodiversity. 1. GĠRĠġ BiyoçeĢitlilik, dünya üzerinde yaģayan canlı organizmaların, yaģam ortamlarının ve yaģamın devamını sağlayan süreçlerin çeģitliliğini özetleyen bir kavramdır (Convention on Biological Diversity, 1992). HiyerarĢik bir Ģekilde genetik, tür ve ekosistem çeģitliliği olarak anılır ve ekolojik süreçleri de kapsar. Özellikle

301 yüzyıl baģlarından bu yana, dolaylı ve direk olarak doğayı tahrip edici insan aktivitelerinin çeģit, miktar ve etkilerinin giderek artması, biyoçeģitliliği olumsuz etkilemiģtir (Groom ve ark., 2005). Sanayi, enerji, ulaģım, ĢehirleĢme, tarım, madencilik, gibi her alandaki insan faaliyetlerinde olduğu gibi, endüstriyel ormancılıkta da biyoçeģitlilik üzerinde olumsuz etkiler yaratan uygulamalar olmuģtur. BiyoçeĢitliliğin doğadan sağlanan tüm hizmetlerin kaynağında yer aldığı, yapılan çalıģmalar ve yaģanan kayıplarla ortaya çıktıkça (Wilcove, 1989) insan faaliyetlerinin doğaya zarar vermeyen sürdürülebilir bir hale getirilmesinin gerekliliği anlaģılmıģ ve yapılan çalıģmalar bu ilke ekseninde yeniden yapılandırılmıģtır (Niemela ve ark., 2001; Lindenmayer ve Franklin, 2002). Benzer bir süreç ormancılıkta da yaģanmıģtır ve yaģanmaktadır. Ormanın sadece odun hammaddesi ve yan kaynaklar olarak görülüp planlanması ve buna göre iģletilmesi yerine, ormanı bir ekosistem olarak değerlendiren ve içerdiği tüm unsurlarla birlikte ele alıp planlamaya çalıģan bir ormancılık anlayıģı ve uygulamaları kurulmaya baģlanmıģtır (Ülgen ve Zeydanlı, 2008; Zeydanlı ve Tuğ, 2008). Bu yeni yaklaģımın farklı örnekleri bugün tüm dünyada ama özellikle geliģmiģ ülkelerde yaygın uygulama alanı bulmaktadır. BiyoçeĢitliliğin orman amenajmanına entegrasyonunda kullanılan bir çok farklı yaklaģım bulunmaktadır. Bunların arasında ön plana çıkanlar Ģu Ģekilde özetlenebilir: i) Türler: Anahtar türler, gösterge türler, ormanın yapısal durumunu gösteren değiģkenler gibi ekolojik göstergelerin kullanılması, (örn. DeGraaf ve ark., 1992; Mills ve ark., 1993; Noss, 1999), ii) Doğaya Yakın Ormancılık: Orman amenajmanının orman yapısı üzerinde yarattığı etkinin, doğal süreçlerin etkilerine (doğal meģçere geliģimi, yangın, sel, çığ, böcek istilası gibi etkiler) benzemesinin sağlayacak planlama ve uygulama yöntemlerinin kullanılması (örn. Bergeron ve Harvey, 1997), iii) Habitat Yönetimi: Ormanlarda var olan habitat çeģitliliğinin belirlenmesi ve korunması (örn. Köhl ve ark. 1998), Hangi yaklaģımın tercih edileceği planlamanın kapsayacağı zamansal ve mekansal ölçek, kullanılabilir verinin varlığı, ayrılan bütçe ve insan kapasitesi gibi birçok kıstasa göre değiģiklik gösterir. 301

302 Ancak nihai hedef, eldeki kaynakların elverdiği geniģlikte biyoçeģitliliğin tüm unsurlarını kapsamaya çalıģmak olmalıdır. Türkiye de de ormanlardan faydalanmanın özellikle kurak sayılabilecek bölgelerde tarihsel olarak yıkıcı etkileri olduğu, ancak iklim ve toprak Ģartları orman geliģimine daha uygun olan bölgelerde doğal orman yapısının ve biyoçeģitliliğin büyük ölçüde korunmuģ olduğu söylenebilir (Kaya ve Raynal, 2001). Türkiye de bugüne kadar yapılan bazı örnek çalıģmalarla (Ġğneada, Camili, Yalnızçam vb.) biyoçeģitliliğin orman amenajman planlarına entegrasyonu konusunda adımlar atılmıģtır (Özçelik, 2006; Demir ve ark., 2008; BaĢkent ve ark., 2004, 2005, 2008). Bu çalıģmada da, biyoçeģitliliğin korunmasının orman amenajman planlarına entegrasyonu için yöntemler geliģtirilmesi ve bu yöntemlerin Altıparmak ve Yusufeli Orman ĠĢletme ġefliklerinde uygulamaya geçirilmesi hedeflenmiģtir (Turak ve ark., 2010). Benimsenen yaklaģım, biyoçeģitliliğin öğelerinden türler ve evrimsel/ekolojik süreçleri bölgesel ölçekte değerlendirerek bu öğeler üzerinden uygulama önerileri geliģtirmeyi amaçlar. Türleri temel alan bir yaklaģım, hem planlama aģamasında, hem de hazırlanan planların uygulamaya geçirilmesinde iģlerliği ve anlaģılırlığı yüksek bir araç sağlar. Türleri temel alan bir çalıģmanın temel avantajları Ģunlardır. i) Kolay veri sağlama: Türler üzerinde en fazla bilimsel çalıģmaların olduğu ve arazi çalıģmaları ile kısa sürede ve kullanıģlı verilerin toplanabileceği biyoçeģitlilik birimidir. ii) BiyoçeĢitliliğin diğer öğelerini temsil edebilme: Türler içinde bulundukları ekosistemin yapısını ve iģleyiģini iyi yansıtırlar. iii) Kolay haritalama: YayılıĢ modelleri kullanarak biyoçeģitliliğin bölgesel dağılımını türler üzerinden net bir Ģekilde belirlenebilir. iv) Plan çıktılarına kolay entegrasyon: Uygulamada kullanılan temel araç olan plan haritalarına tür dağılımlarından elde edilen sonuçlar kolaylıkla iģlenebilir. v) Kolay algılanabilir: Türler her kesimden insana kolaylıkla anlatılabilen en temel biyoçeģitlilik öğeleri olduğundan uygulama çalıģmalarında büyük kolaylıklar sağlarlar. sayısal veri üretilmesi haritalanması 302

303 Ancak türleri temel alan bir yaklaģım için kritik noktalardan birisi ise, bölgesel ölçekte çok fazla sayıda olan türleri bir süzgeçten geçirerek çalıģılabilir bir sayıya indirme sorununa objektif bir çözüm bulmaktır. Çünkü türlerin sayıca çokluğu planlama aģamasında içinden çıkılamaz çoklukta bir iģ yükü getirirken, uygulama aģamasında maddi ve insan kapasitesi olarak altından kalkılamayacak bir iģ programını gerektirir. Bu noktada, önceliklendirme yolu ile hedef türlerin belirlenmesi, tür sayısını anlamlı bir Ģekilde azaltmanın objektif bir yolu olarak bu çalıģmada kullanılmıģtır. Önceliklendirme yapılırken, orman ekosisteminin farklı fonksiyonlarını temsil etme, tehdit altında olma gibi birçok kritere dayanan bir puanlama sistemi kullanılmıģtır. Türlerle çalıģmanın bir diğer zorluğu ise, çok geniģ alanlar için yapılan planlarda, bu alanın her bir noktası için tür dağılımı bilgisinin toplanmasının imkânsızlığıdır. Çünkü bazı türlerin yaygınlıkları kolay bir Ģekilde belirlenebilirken, çoğu türler için detaylı envanter çalıģmaları yapmak gerekir. Bu zorlukları aģmanın en objektif yöntemi tür yayılıģ modellerini kullanmaktır (Pressey, 2004). Bu sayede sistematik bir Ģekilde toplanan sınırlı sayıda veri ile türe ait bölgesel yayılıģ belirlenir ve doğruluğu sınanır. ÇalıĢmamızda da hedef türlere ait yayılıģ haritaları modellemeler ile belirlenmiģ ve doğrulukları sınanmıģtır. 2. GEREÇ VE YÖNTEM Amenajman planlarına entegrasyonda kullanılacak biyoçeģitlilik öğeleri olarak tür çeģitliliği, ekosistem-yaģam ortamı çeģitliliği ve ekolojik süreçler kullanılmıģtır (Küçük ve ark., 2008). Amenajman planı yapılacak olan alanda var olan biyoçeģitliliğin, orman amenajman planlarına entegre edilmesi için izlenen yöntem: i) veri toplanması ve değerlendirilmesi, ii) veri analizi: yayılıģ modellemesi, haritalama ve önceliklendirme iii) zonlama ile mekansal uygulama önerilerinin geliģtirilmesi, aģamalarından oluģmuģtur. Veri toplanması ve değerlendirilmesi çalıģmaları, bölgedeki türler, evrimsel/ekolojik süreçler ve özel formasyonların varlığı ve yayılıģının belirlenmesi için yapılan literatür taraması, uzman çalıģtayları ve arazi çalıģmalarını kapsamıģtır. 303

304 BiyoçeĢitlilik değerlendirmesi amacıyla yürütülen analizlerin ilk aģamasında proje alanının bütünündeki omurgalı hayvanlardan tüm memeli, sürüngen, çift yaģar, üreyen kuģ türleri, omurgasız hayvan gruplarından kelebek türlerinin yanı sıra endemik/tehdit altında/yetersiz verili (data deficient) bitki türleri belirlenmiģ, önceliklendirilmiģ, modellenmiģ ve sonra aralarından ormanla iliģkili olan türler temsilci türler olarak uygulama evresinde kullanılmıģtır. Analizlerin ikinci aģamasında temsilci olarak belirlenen bu türlerin yayılıģlarının belirlenmesinin yanında ekolojik ve evrimsel süreçlerin haritalanması gerçekleģtirilmiģtir. Haritalama, temsilci türlerin çoğunluğu için yayılıģ modellemesi çalıģmaları ile yapılmıģtır. Bu çalıģmada, veri miktar ve kalitesine, ayrıca ekolojik bilgi miktarına bağlı olarak iki modelleme yöntemi kullanılmıģtır. Maksimum entropi (Hernandez ve ark., 2006) yöntemiyle yapılan modelleme çalıģmaları, veri miktarının daha fazla olduğu ve/veya türün ekolojisine yönelik ayrıntılı bilginin az olduğu durumlarda uygulanmıģtır. Diğer durumlarda çevresel iliģki fonksiyonlarının kullanıldığı mekanistik modelleme yöntemi (Turak, 2007) kullanılmıģtır. Temsilci türlerin, evrimsel/ekolojik süreçlerin ve formasyonların yayılıģlarının belirlenmesinin ardından bu yayılıģlar kullanılarak önemli ve/veya özgün uygulama gerektiren alanların ve uygulama zonlarının ortaya çıkartılması amaçlanmıģtır. Buna yönelik olarak tüm biyoçeģitlilik unsurlarının (temsilci türler, evrimsel/ekolojik süreçler ve özel formasyonlar) yayılıģları çakıģtırılmıģtır. Bu iģlemle, biyoçeģitlilik değerine göre üç uygulama zonu oluģturulmuģtur. Ayrıca her bir biyoçeģitlilik unsuru için: yayılıģ alanının zonlar arasındaki paylaģımları ile her bir bölmedeki yayılıģ alanı çıkartılmıģtır. Türlere özel olarak ise türlerin habitatları ve ekolojik gereksinimleri ile bunları gözeten uygulama önerileri belirlenmiģtir. Bunların da yanında, farklı bir boyutta, dereler, dereboyu vejetasyonu ve akarsular çevresindeki tampon bölgeden oluģan sucul ekosistemler tanımlanmıģ ve değerlendirmeye dahil edilmiģtir. ÇalıĢmanın bu aģamasında en önemli nokta sonuçların en az meģçere düzeyinde olmak üzere polygonlar halinde sunulmasıdır. Yapılan çalıģtaylar (Özüt ve ark., 2010), toplantılar ve örnek çalıģma (Turak ve ark., 2010) sonucunda bunun biyolojik çeģitliliğin orman amenajman 304

305 planlarına uygulamaya yöenlik kararlar geliģtirilmesine olanak tanıyacak Ģekilde konması açısından en kritik nokta olduğu vurgulanmıģtır. 2.1 ÇalıĢma Alanı ÇalıĢmanın yürütüldüğü bölge, Artvin Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı Altıparmak ve Yusufeli Orman ĠĢletme ġeflikleri dir. Bölge, AB tarafindan desteklenen Kaçkar Dağları Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Doğa Koruma Proje bölgesinin bir bölümünü oluģturmaktadır ve kullanılan verilerin çoğunluğu bu proje çerçevesinde derlenmiģ olan verilerdir. Genel proje bölgesinin alanı ile hektar alana sahip olan çalıģma bölgesinin (Yusufeli ve Altıparmak Ģeflikleri) proje alanının haritası ġekil 1. de verilmiģtir. 305

306 ġekil 1. Kaçkar Dağları Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Koruma Proje alanı ile Altıparmak ve Yusufeli orman iģletme Ģefliklerinin oluģturduğu çalıģma bölgesi (yukarıda). 306

307 2.2 Veri Toplanması ve Değerlendirilmesi Literatür çalıģması, uzman görüģleri ve saha çalıģmalarıyla bölgedeki biyoçeģitlilik unsurları olan türler, evrimsel ekolojik süreçler ve özel formasyonlar hakkında veriler toplanmıģtır (Hamzaoğlu ve Aksoy, 2008; Olgun ve ark., 2008; Welch, 2008; Maes, 2008; Gülçubuk ve Keskin, 2008; Ertürk, 2008) Tür Verileri ve Önceliklendirme ÇalıĢmaları Tür verileri, temsilci tür grupları olarak belirlenen memeli hayvanlar, üreyen kuģlar, sürüngenler, çiftyaģarlar, kelebekler ve endemik/tehdit altında/yetersiz verili bitkiler üzerine toplanmıģtır. Temsilci tür gruplarında tüm türlerin ve yayılıģlarının ayrıntılı olarak çalıģılmasına olanak bulunmayan durumlarda, bir takım kriterler kullanılarak her bir temsilci grubundan (örn. kuģlar, kelebekler) birtakım türleri belirleyerek bu türlerin ayrıntılı olarak çalıģılması yoluna gidilmiģtir. Bu yöntemin koruma değerlendirmesi açısından dayanağı, seçilen türlerin yayılıģ özelliklerinin koruma aciliyetinin mekansal durumunu yansıtması olarak verilir. Bu durum, koruma değerlendirmesi amacıyla seçilecek türlerin belirlenmesinde kullanılacak kriterlerin son derece dikkatle seçilmesini gerektirir. Tür verileri, literatürden ve proje kapsamında yapılan saha çalıģmalarından elde edilmiģtir. Saha çalıģmalarında katmanlı-rastgele örnekleme yöntemi kullanılmıģtır. Bunun için iki Ģefliğin alanı 1km 2 lik karelere bölünmüģ ve bu kareler içerisinde tür grubuna göre değiģiklik gösteren örneklemeler gerçekleģtirilmiģtir. Bu 1km 2 lik karelerin içerisinde yer aldıkları 5x5 km 2 lik kareleri temsil ettiği varsayılmıģtır (ġekil 2). Buna göre türler üzerine yapılan sah çalıģmalarının detayları aģağıdaki gibidir: 1. KuĢlar: 28 adet 1km 2 lik karedeki uygun habitat parçasında belirli bir rotada 30 dakika boyunca yürünürken görülen ve duyulan kuģ türleri ve lokasyonlarının kaydedilmesi Ģeklinde yapılmıģtır. Bunun yanında bölgede yapılan diğer çalıģmalar sırasında kaydedilen türler de sonuçlara eklenmiģtir. ÇalıĢmalar sonucunda bölgede 118 üreyen kuģ türü tespit edilmiģtir. 307

308 2. Kelebekler: 175 adet 1km 2 lik karedeki uygun habitat parçasında günün uygun saatleri boyunca yürüyerek yapılan gözlemler sonucunda türler ve lokasyon bilgileri kaydedilmiģtir. Alanda toplam 202 kelebek türü tespit edilmiģtir. 3. Bitkiler: 75 adet 1km 2 lik karelerde yapılan saha çalıģmasından ve literatür bilgilerinin değerlendirmesiyle alanda toplam 112 endemik/tehdit altında/yetersiz verili bitki türü tespit edilmiģtir. 4. Sürüngen ve ÇiftyaĢarlar: 58 adet 1km 2 lik karedeki uygun habitat parçasında Türkiye herpetofaunasına ait 23 tür tespit edilmiģtir. Bunların dıģında literatür bilgilerine göre alanda olması gereken iki tür de eklendiğinde toplam sayı 25 tür olmuģtur. 5. Büyük Memeliler: Büyük memelilerden 11 türe ait arazi çalıģmaları yapılmıģtır. Bu çalıģmalar sırasında alandaki uygun habitatların çoğu ziyaret edilmiģ, doğrudan gözlem, iz taraması (dıģkı, ayak izi vb.), fotokapan ve yöre halkı ile görüģme Ģeklinde veriler toplanmıģtır. 308

309 a) Bitki b) Kelebek c) KuĢ d) Sürüngen ve ÇiftyaĢar ġekil 2. Temsilci tür gruplarından bazılarına ait örneklem haritaları. Büyük olan 100 km 2 lik kareler 1/25000 lik askeri paftaların kodlarını taģırken, örneklem alanları 1km 2 lik küçük kırmızı karelerle (a, b ve d) ve gri karelerle (c) gösterilmiģtir. 309

310 Alanda bulunduğu uzmanlar tarafından belirlenen türler içerisinden belirli bir kısmı öncelikli türler olarak seçilmiģtir. Yapılan objektif önceliklendirilme ile belirlenen türler, diğer türleri ve orman habitatlarını da temsil edecek Ģekilde seçilmektedir. Böylece amenajman planlarında türlere ve habitatlarına özgü yapılacak uygulamaların daha etkin ve gerçekçi bir Ģekilde yapılması sağlanmaktadır. Öncelikli tür seçimi için objektif kriterler belirlenmiģ ve türler bu kriterlerden aldıkları puana göre sıralanmıģlardır. Puanlamada kullanılan kriterler: türün IUCN tehdit kategorisi, endemikliği, olağandıģı yayılıģ göstermesi, ekonomik önemi, bayrak tür (flagship species) veya anahtar tür (keystone species) özelliği taģıması, aktif yönetim ihtiyacı bulunması, özel bir habitata ihtiyaç duymasından (habitat specialist) oluģmaktadır. Uzmanlarca derlenen bu bilgilerle yapılan puanlama sonucunda toplam 347 tür arasından üç ve üzeri puan alan 40 tür seçilmiģtir Evrimsel/Ekolojik Süreçler ve Özel Formasyonlara Ait Veriler Göç, iklim değiģikliğine uyum, evrim vb. gibi süreçlerin hem uygulama planlarında temsil edilmesi hem de korunmasına yönelik uygulamalar geliģtirilmesi kolay değildir. Silvikültürel uygulamalarla en kolay bağlantılandırılan süreçleri ve formasyonları temsil etmek ise mümkün olabilmektedir. Bu yaklaģımla yapılan değerlendirme sonucunda proje bölgesinde, Akdeniz vejetasyonu ve Kayın çalılığı özel formasyonları ile Yüksek Dağ Ormanları ve Doğal YaĢlı Ormanların (Kurdoğlu ve Zeydanlı, 2008) temsil ettiği evrimsel/ekolojik süreçlerin, biyoçeģitlilik değerlendirmesinde temsilci unsur olarak kullanılmasına karar verilmiģtir. Bunlara ait veriler alanın 1/25000 lik topografik haritaları, orman amenajmanı meģcere haritaları ve uydu görüntüleri ile saha çalıģmalarında toplanan bilgilerin birleģtirilmesiyle oluģturulan sayısal haritalar halinde üretilmiģtir. 2.3 Modelleme ve Haritalama Türlerin yayılıģlarının kullanıldığı yaklaģımlarda, yaģam alanı (habitat) gereksinimleri açısından birbirlerini tamamlayan tür gruplarının kullanılması yoluyla, habitat çeģitliliğini ve bu habitatlara 310

311 bağlı olan diğer türler de analiz ve planlama sürecine dahil edilebilir. (Pressey, 2004). Ancak sıklıkla tür verileri miktar veya kalite açısından yetersiz kalmakta, zaman ve kaynak eksikliği nedeniyle yeni çalıģma yapma olanağı bulunamayabilmektedir. Bu Ģekilde yetersiz veriyle yapılan planlama çalıģmalarında, araģtırmacılar tarafından fazla ziyaret edilmiģ olan bölgeler, göreceli olarak daha önemli oldukları izlenimini bırakabilirler. Bu gibi durumlarda, türlerin habitat tercihlerinin tür kayıtlarıyla birleģtirilmesi yoluyla, türün yaģaması için uygun habitatlar belirlenebilir. YayılıĢ modellemesi veya yaģam alanı modellemesi adı verilen bu çalıģmalar, hem veri eksikliğinden kaynaklanan sakıncaları ortadan kaldırır, hem de tüm farklı habitatların planlamada temsil edilmesine olanak sağlar. Birçok farklı modelleme yöntemi arasından kullanılacak yöntemin seçiminde, veri miktar ve kalitesi, planlama ölçeği, türün ekolojisine iliģkin bilgi miktarı ve kesinliği, çevresel değiģkenlere iliģkin katmanların detayı ve ölçeği gibi faktörler belirleyici olurlar. Veri miktarının daha fazla olduğu ve/veya türün ekolojisine yönelik ayrıntılı bilginin az olduğu durumlarda, istatistiksel modelleme yöntemleri tercih edilir. Türün ekolojisine iliģkin bilgilerin yetersiz olduğu durumlarda, istatistiksel modelleme yöntemlerinden bir kısmı sınırlı veriye karģın baģarıyla uygulanabilmiģtir (Hernandez ve ark., 2006). Veri miktar ve kalitesinin yetersiz olması, ancak türün habitat gereksinimlerinin iyi bilindiği durumlarda, çevresel iliģki fonksiyonlarının kullanıldığı mekanistik modelleme yöntemi (Turak, 2007) daha baģarılı olmaktadır. Bu çalıģmada, hakkında yeterli miktarda veri olan türler istatistiksel modelleme yöntemi, yeteri kadar veri olmayan bazı türler için ise mekanistik modelleme yöntemi kullanılarak tür yayılıģları çıkartılmıģtır Tür YayılıĢ Modelleri ve Haritalaması Kaçkar Dağları Sürdürülebilir Orman Kullanımı ve Koruma Projesi çerçevesinde bölgedeki türler için yukarıda tanımlanan yöntemle yürütülen ve puanlama sistemine dayanan değerlendirme 311

312 çalıģması sonucunda önceki bölümde de belirtildiği gibi, bölgede bulunan 347 tür arasından toplam 40 türün (toplam üç ve üzeri puan alan türler) kullanılmasına karar verilmiģtir. Altıparmak ve Yusufeli amenajman planlarına entegrasyon amacıyla yürütülen biyoçeģitlilik değerlendirmelerinde, yayılıģ modellemesi sonucunda ortaya çıkan iliģkiler, habitat gereksinimleri ve diğer özelliklerin birlikte analiz edilmesiyle (bkz. ġekil 3), ormanların yapısıyla doğrudan iliģki içinde olduğu belirlenen 16 tür temsilci tür olarak bu 40 tür içerisinden seçilmiģtir. Ancak bir bitki türü (Onosma circinnatum) ve bir kelebek türü (Inachis io) için katman çözünürlükleri ve kayıt sayılarının yetersiz olması nedeniyle yayılıģ modellemesi yapılamamıģ ve bu türler için doğrudan kayıt lokasyonları kullanılmıģtır. Yaz aylarında orman üst sınırından daha yükseklerde yaģayan çengel boynuzlu dağ keçileri kıģ aylarında seyrek ormanlık ve çalılık alanları da kullanabildikleri için, analizlerde kıģ aylarında kullanma olanağı bulabilecekleri alanlar ve bu konudaki gereksinimleri de değerlendirmeye alınmıģtır. 312

313 ġekil 3. Temsilci türlerin lokasyon kayıtları (Tür nokta verileri) ve habitat gereksinimi bilgileri kullanılarak yapılan modelleme ile habitat uygunluğunun belirlenmesi (Uygun habitatlar) ve türün yayılıģ haritasının (Tür yayılıģı) oluģturulmasının Ģematik gösterimi. Temsilci türlerden 5 tanesi için mekanistik modelleme yaklaģımı kullanılmıģtır. Bu çalıģma için gerekli olan iliģki fonksiyonları uzmanlarla birlikte ortaya çıkartılmıģtır. Diğer türler için Maksimum Entropi yöntemi kullanılmıģtır. Her iki modelleme yaklaģımı ile yapılan çalıģmalarda, modelleme süreci, sonuçların uzmanlarla birlikte değerlendirilmesi ve baģarı oranı en yüksek olan modeller elde edilinceye kadar yenilenmesini içermiģtir. Modelleme çalıģmaları sonucunda 16 temsilci tür için çalıģma bölgesi içindeki uygun yayılıģ alanlarının toplam alanları Tablo 1 de verilmiģtir. 313

314 Tablo 1. Temsilci türlerin çalıģma bölgesindeki (91000 ha) yayılıģ alanları No Tür Grubu Tür Adı Toplam Alanı (ha) 1 Bitki Centaurea woronowii Bitki Helichrysum artvinense Bitki Onosma circinnatum 1 > 4 Bitki Silene scythicina Memeli Capra aegagrus Memeli Lynx lynx Memeli Rupicapra rupicapra Rupicapra rupicapra (kıģ) Memeli Ursus arctos Tablo 1. (devamı) 9 Kelebek Colias caucasica Kelebek Glaucopsyche arion Kelebek Inachis io 1 > 12 Kelebek Nymphalis antiopa Kelebek Parnassius apollo KuĢ Aegypius monachus KuĢ Dryocopus martius ÇiftyaĢar Mertensiella caucasica Evrimsel/Ekolojik Süreçler ve Formasyonların Haritalanması Evrimsel/ekolojik süreçler ve özel formasyonlar olarak proje bölgesinde, Akdeniz vejetasyonu, Kayın çalılığı, Yüksek Dağ Ormanları ve Doğal YaĢlı Ormanlar olmak üzere dört unsurun biyoçeģitlilik değerlendirmesinde kullanılmasına, yapılan literatür çalıģmaları ve uzman görüģleri doğrultusunda karar verilmiģtir. Bu unsurlar aynı zamanda silvikültürel uygulamalarla da en kolay bağlantılandırılan süreçleri temsil etmektedirler. Bu unsurların çalıģma bölgesinde kapladıkları bölgenin yüzölçümü Tablo 2 de, alandaki yayılıģları ise ġekil 4 te verilmiģtir. 314

315 Tablo 2. Temsilci unsurların çalıģma bölgesindeki yayılıģ alanları No Unsurlar Toplam alan (ha) 1 Kayın Çalı Akdeniz vejetasyonu Doğal YaĢlı Ormanlar Yüksek Dağ 2945 a) Ormanları b) c) d) 315

316 ġekil 4. Bölgedeki evrimsel/ekolojik süreçler (a ve d) ve formasyonların yayılıģları (b ve c). Mavi bölgeler yüksek olasılıklı yayılıģ alanlarını göstermektedir. 3. SONUÇLAR Temsilci yayılıģlarının belirlenmesinin ardından ikinci aģama, bu yayılıģlar kullanılarak önemli ve/veya özgün uygulama gerektiren alanları ve uygulama zonlarının ortaya çıkartılmasıdır. 3.1 Zonlama Zonlama çalıģması biyoçeģitlilik açısından önem derecesini gösteren bölgeler temelinde oluģturulmuģtur. Bu amaçla tüm temsilci biyoçeģitlilik unsurlarının (türler, evrimsel/ekolojik süreçler ve formasyonlar) yayılıģları çakıģtırılarak, en önemli bölgeler belirlenmiģtir. Bu çakıģtırma sonucunda elde edilen tür yoğunluğu haritası ġekil 5 te verilmiģtir. 316

317 Biyolojik Çeşitlilik Değeri Orman Amenajmanının Dünü, Bugünü ve Geleceği ÇalıĢtayı ġekil 5. Temsilci türlerin, evrimsel/ekolojik süreçlerin ve formasyonların yayılıģlarının çakıģtırılması ile elde edilen yoğunluk haritası. YeĢilden kırmızıya doğru gidildikçe biyoçeģitlilik yoğunluğu artmaktadır. ġekil 5 te verilen biyoçeģitlilik yoğunluk haritası kullanılarak taģıdığı biyoçeģitlilik unsuru yoğunluğuna göre alan dört farklı zona ayrılmıģtır (ġekil 6): 1. Zon 1: 4 veya daha fazla temsilcinin yayılıģlarının üst üste çakıģtıkları alanlar. 2. Zon 2: Zon 1 i çevreleyen ve farklı yerlerde farklı temsilciler olmak üzere üç biyoçeģitlilik temsilcisinin (tür, evrimsel/ekolojik süreç, veya formasyon) yayılıģının çakıģtığı alanlar. 3. Zon 3: Yine farklı yerlerinde farklı temsilciler olmak üzere bir veya iki temsilcinin yayılıģlarının çakıģtığı alanlar (Bu zonun 1 veya 2 temsilcinin çakıģtığı alanlardan oluģmasının nedeni, farklı habitat gereksinimleri olan temsilciler seçilmiģ olması nedeniyle, 317

318 özellikle Çoruh kıyısında yayılıģ gösteren türlerin diğerleriyle çakıģma oranının farklı olmasından kaynaklanmaktadır). ġekil 6. Farklı koruma uygulamaları için yapılmıģ olan zonlama haritası. Renkler zonları belirtirken, beyaz alanlar zonlama dıģında kalan alanlardır. Bu zonlar aynı zamanda, arazi yapısı ve örtü kompozisyonu açısından da bir ölçüde farklılık göstermektedirler. Zonların farklı habitat gereksinimleri olan temsilci unsurların çakıģtırılmasıyla oluģturulmuģ olması nedeniyle, temsilci unsurların yayılıģ alanları, türün özelliğine göre bir kısım unsur için her üç zonda da bulunabilirken, bir kısmı için büyük ölçüde tek zonla kısıtlanmıģtır. Her bir temsilci biyoçeģitlilik unsurunun toplam yayılıģlarının zonlar arasındaki paylaģımları Tablo 3 te verilmiģtir. 318

319 BiyoçeĢitlilik Unsurları Bitki Memeli Kelebek KuĢ Yüzdeler Zon Zon 1 2 Zon 3 Centaurea woronowii Helichrysum artvinense Onosma circinnatum Silene scythicina Capra aegagrus Lynx lynx Rupicapra rupicapra Rupicapra rupicapra (kıģ) Ursus arctos Colias caucasica Glaucopsyche arion Inachis io Nymphalis antiopa Parnassius apollo Aegypius monachus Dryocopus martius ÇiftyaĢar Mertensiella caucasica Formasyon Evrimsel süreç /ekolojik Kayın Çalı Akdeniz vejetasyonu Doğal YaĢlı Ormanlar Yüksek Dağ Ormanları Zonlar DıĢı 319

320 Tablo 3. BiyoçeĢitlilik unsurlarının yayılıģ alanlarının zonlar arasında dağılımı Uygulama Önerileri Ortaya çıkarılan zonlama sistemi temel alınarak, zonlarda yapılacak silvikültürel uygulamalar ve diğer faaliyetler için temel kıstaslar Tablo 5 te özetlenmiģtir. Konum itibariyle diğer uygulama zonlarıyla çakıģmakla birlikte, kendine özgü hassaslıkları bulunması ve bunun sonucunda özel uygulama gereksinimleri nedeniyle, Sucul Ekosistem Zonu adı altında ek uygulamalar öneren bir zon da sisteme eklenmiģtir. Tablo 4. Zonlara özel uygulamalara yönelik genel kıstaslar Uygulama Temel Uygulama Kıstasları Alanı Zon 1 (Çekirdek Silvikültürel faaliyetlerinin yürütülmediği zon. Zon) Gösterge BiyoçeĢitlilik unsurlarının yayılıģ alanlarında, bu unsurlar için belirlenen habitat Zon 2 gereksinimlerine uygun faaliyetler dıģında kesim, bakım veya gençleģtirme yapılmayacak olan zon. Gösterge BiyoçeĢitlilik Unsurlarının yayılıģ alanlarında, bu unsurlar için belirlenen habitat Zon 3 gereksinimlerine uygun faaliyetler dıģında kalan kesim, bakım veya gençleģtirme çalıģmalarının kısıtlı ve gerekli özen gösterilerek yürütüleceği zon. Sucul Ekosistem Tampon Zonu Zonlar DıĢındaki Alanlar Bitki örtüsünün çok bozulmuģ olduğu yerlerde erozyon, sel, taģkın önleme amaçlı bitki örtüsü yenileme dıģında hiç bir faaliyetin yapılamayacağı zon. Genel Uygulama Kıstaslarının gözetileceği alanlar 320

321 3.1.1 Genel Uygulama Kıstasları Genel uygulama önerileri, uygulama zonlarındaki alanlarda uyulması gereken genel yaklaģımları tanımlarlar. Hem ormancılık faaliyetleri kapsamında olan, hem de - doğrudan bir ormancılık faaliyeti olmamakla birlikte - orman iģletmesinin izni dâhilinde olan yol vb. faaliyetler için yer seçimi ve diğer kıstasları da içerirler (Kutu 1). Kutu 1. Genel uygulama kıstasları Doğal yaģlı ormanlar ve yaģlı ağaçlar: YaĢlı meģcerelere müdahale edilmemesi esastır. YaĢlı ağaçlar alınmamalı, özellikle yeteri sayıda tepesi düzleģmiģ fert alanda tutulmalı, devrikler ve dikili kurular sınırlı oranlarda çıkartılmalı, hassas türlerin üreme dönemlerinde bu alanlara girilmemelidir. MeĢcerelerdeki yapısal çeģitlilik: MeĢcerelerde tekdüze bir yapı oluģmasına engel olunmalı, tür, yaģ ve yapısal çeģitlilik yüksek tutulmalıdır. Orman içi açıklıklar: Orman içi açıklıklar belli oranda korunmalı ve ağaçlandırılmamalıdır. Yol kenarlarındaki otsu alanlar bozulmamalıdır. Bu alanlarda makul ölçülerde ve denetimli otlatma ve ot biçme yapılabilir. Kesim yöntemi: Üretim alanlarında tıraģlama kesim yöntemi tercih edilmemelidir. Eğimli yerler: Eğimi yüksek alanlarda kesim yapılmamalıdır. Zorunlu haller dıģında yol, diğer inģaat, enerji veya boru iletim hatlarının bu tip yerlerden geçiģine izin verilmemelidir. Çok zorunlu hallerde ise, toprak kaymasına veya bitki örtüsünün tahribatına yol açılmamasının garantilendiği planlar çerçevesinde izin verilebilir. Ağaçlandırma stratejisi: Ağaçlandırmada tür seçimi, o bölgenin yerli türleri arasından yapılmalıdır. Ağaçlandırma ve iyileģtirme çalıģmalarında, yerleģim yerlerine yakın olmayan yerlerde, meģe gibi büyük tohumlu türler ve yabani meyve ağaçları da dikilmelidir. Bütünlük/GeçiĢ koridorları: Orman veya orman dıģı habitat kullanımı olan türler için geçiģ koridoru özelliğindeki bozuk ya da koru tipindeki meģcereler bozulmamalı, bu tip 321

322 koridorların eksik olduğu yerlerde ise yeniden oluģturulmalıdır. Akarsular, kıyıları ve yakın çevresi: Kıyı bitki örtüsünün tahribatına veya su debisinin azalmasına yol açacak faaliyetlere izin verilmemelidir. Akarsu çevresindeki tampon bölgede kesim yapılmamalı, yol, diğer inģaat, enerji veya boru iletim hatlarının geçiģine izin verilmemelidir Zonlara Özel Uygulama Önerileri Zonlara yönelik özel uygulama önerileri aģağıda verilmiģtir. Bu zonlar dıģında kalan alanlar içinde gerçekleģtirilecek faaliyetler genel uygulama kıstaslarına uygun olmalıdır. Ormancılık ve orman iģletmesinin iznine tabii diğer faaliyetler açısından zonlara göre uygulama anahtarı Ģu Ģekilde olmalıdır: Birinci Zon: - Hedef biyoçeģitlilik unsurlarının ihtiyaç duyacağı acil habitat yönetimi dıģında silvikültürel müdahale yapılmaz. - Çok zorunlu durumlar dıģında yol açılmasına izin verilmez. Zorunlu durumlarda biyoçeģitlilik değerlendirmesi içeren ayrıntılı plan süreci gerekir. - Çok zorunlu durumlar dıģında inģaat, enerji üretimi ve nakil hatlarına izin verilmez. Bu zondaki derelerin yukarı havzalarında, debinin azalmasına, suyun bileģiminde değiģimlere veya kirliliğe yol açacak faaliyetlere izin verilmez. Ġkinci Zon: - Gösterge BiyoçeĢitlilik Unsurlarının yayılıģ alanlarında, bu unsurlar için belirlenen habitat gereksinimlerine (Tablo 6) uygun faaliyetler dıģında kesim, bakım ve gençleģtirme yapılmaz. - Çok zorunlu durumlar dıģında yol açılmasına izin verilmez. Zorunlu durumlarda biyoçeģitlilik değerlendirmesi içeren ayrıntılı plan süreci gerekir. - Çok zorunlu durumlar dıģında inģaat, enerji üretimi ve nakil hatlarına izin verilmez. Bu zondaki derelerin yukarı havzalarında, debinin azalmasına, suyun bileģiminde değiģimlere veya kirliliğe yol açacak faaliyetlere izin verilmez. 322

323 Üçüncü Zon: - Gösterge BiyoçeĢitlilik Unsurlarının yayılıģ alanlarında, bu unsurlar için belirlenen habitat gereksinimlerine (Tablo 6) uygun faaliyetler dıģında kalan kesim, bakım veya gençleģtirme çalıģmaları kısıtlı ve gerekli özen gösterilerek yürütülür. - Genel uygulama kıstaslarına uyulur. Sucul Ekosistem Tampon Zonu: Sucul ekosistem zonuyla ilgili olarak temel yaklaģım, akarsu çevresindeki tampon bölgede kesim yapılmaması, yol, diğer inģaat, enerji veya boru iletim hatlarının geçiģine izin verilmemesidir. Genel olarak, tüm faaliyetlerde, aģağı havzaya olası etkiler düģünülerek planlama yapılmalıdır. Zonların orman alanlarıyla olan iliģkisini gösteren haritalar ġekil 7 de verilmiģtir. Bu ormanlık alanlarda, temsilci türlerin habitat gereksinimlerine uygun olan ve bu habitatların korunmalarına yönelik uygulamaların neler olması gerektiği ise Tablo 5 te detaylandırılmıģt 323

324 Tablo 5. Temsilci türlere yönelik önerilen ormancılık uygulamaları Grup Tür Habitat gereksinimleri Bitki Centaurea Orman açıklıklarındaki woronowii taģlı-otlu yerler ( m) Helichrysum artvinense Onosma circinnatum Silene scythicina Memeli Capra aegagrus Kurak taģlık ve kayalık yamaçlar, orman içi açıklıklar m arasında metreler arasındaki taslıkkayalık alanlar Dik eğimli yamaçların akıskan taslı kısımlarında sıkça rastlanan bitki genellikle metrelik yükselti aralığını tercih eder m arasındaki sarp kayalık veya seyrek bitki örtülü alanlar; zaman zaman seyrek ormanlar ve çalılıklar Uygulama Kıstasları Orman içi açıklıkların korunması ve ağaçlandırılmaması. Yol kenarlarındaki otsu alanların bozulmaması. Makul ölçülerde otlatma ve ot biçmeye izin verilmesi Orman içi açıklıkların korunması ve ağaçlandırılmaması. Yol kenarlarındaki otsu alanların bozulmaması. Kurak taģlık kayalık yamaçlara zarar verecek faaliyetlerin yapılmaması. Makul ölçülerde otlatma ve ot biçmeye izin verilmesi. Kurak taģlık kayalık yamaçlara zarar verecek faaliyetlerin yapılmaması. Orman içi açıklıkların korunması ve ağaçlandırılmaması. Yol kenarlarındaki otsu alanların bozulmaması. Makul ölçülerde otlatma ve ot biçmeye izin verilmesi MeĢe-Gürgen ve Karaçalı çalılarının koruya dönüģtürülmesi tercih edilmiyor. Ağaçlandırmanın ne amaçla ve hangi türlerle yapılacağı önemli. Koruya tahvil ağaçlandırma ve erozyon kontrol çalıģmaları yapılmaması, yapılması gerektiğinde birinci derecede kullanılan habitat ve geçiģ koridorlarının göz önünde bulundurulması. 324

325 Lynx lynx Rupicapra rupicapra Ursus arctos Kelebek Colias caucasica Glaucopsyche arion Inachis io Nymphalis antiopa Ormanla iliģkili ancak çalılık, açıklık alanlarda da görülüyor. Ormandan çok uzaklaģmamayı tercih ediyor metrenin üstünde, insanlardan uzak yerlerde yaģar. KıĢın orman sınırına iner. Büyük tohumlu ağaçlar ve meyve ağaçları. Dolayısıyla orman kenarları ve orman içi açıklıklar tercih ediliyor m üzerindeki otsu vejetasyon Orman içi açıklıklar ve alpin çayırlar. Besin bitkileri kekik ve nane Orman içi açıklıklar ve dere kenarları. Besin bitkisi Isırganotları GüneĢli orman içi açıklıklar, akarsu vadileri, nemli MeĢçerelerde yapısal çeģitliliğin yüksek tutulması. Orman üst sınırı - Yüksek dağ ormanları için gerekli uygulamaların önemsenmesi, uygun habitattaki yüksek dağ ormanlarında kıģın yapılacak uygulamalardan kaçınılması gerekiyor Ağaçlandırma ve iyileģtirme çalıģmalarında büyük tohumlu ve yabani meyve ağaçlarının dikilmesi ancak yerleģim yerlerine yakın yerlerde kullanılmaması Orman içi açıklıkların korunması ve ağaçlandırılmaması. Yol kenarlarındaki otsu alanların bozulmaması. Makul ölçülerde otlatma ve ot biçmeye izin verilmesi Orman içi açıklıkların korunması ve ağaçlandırılmaması. Yol kenarlarındaki otsu alanların bozulmaması. Makul ölçülerde otlatma ve ot biçmeye izin verilmesi Orman içi açıklıkların korunması ve ağaçlandırılmaması. Yol kenarlarındaki otsu alanların bozulmaması. Akarsu vadilerinde bitki örtüsünün ve su debi miktarının korunması. Makul ölçülerde otlatma ve ot biçmeye izin verilmesi. Orman içi açıklıkların korunması ve ağaçlandırılmaması. Akarsu 325

326 Parnassius apollo çayırlar.besin bitkisi Söğüt ağaçları m'nin üstündeki orman içi açıklıklar, alpin çayırları, otsu yamaçlar. Besin bitkisi Damkoruğu. vadilerinde bitki örtüsünün ve su debi miktarının korunması. Dereboyu vejetasyonunun tahrip edilmiģ olduğu alanlarda iyileģtirme yapılırken, diğerlerinin yanında söğüt de dikilmesi. Orman içi açıklıkların korunması ve ağaçlandırılmaması. Yol kenarlarındaki otsu alanların bozulmaması. Makul ölçülerde otlatma ve ot biçmeye izin verilmesi KuĢ Çift yaģar Aegypius monachus Dryocopus martius Mertensiella caucasica m arasındaki ormanlık yamaçlar, tepesi düzleģmiģ yaģlı çamların olması YaĢlı ve/veya ölü ağaçlar, odunu yumuģak olanlar tercih edilir. Ormanlar, çalılıklar ve alpin çayırlıklarda derelerin ortalama 200, maksimum 500 m yakınında. ~ m yükseklikler arasında YaĢlı çamların alınmaması, özellikle tepesi düzleģmiģ bireylerin alanda tutulması. ġubat-eylül arasında bu alanların 1 km.den daha yakınına girilmemesi. YaĢlı meģcerelere müdahale edilmemesi, yaģlı ağaçların, devriklerin ve dikili kuruların sınırlı oranlarda çıkartılması Akarsu vadilerinde bitki örtüsünün ve su debi miktarının korunması. 326

327 a) b) c) d) ġekil 7. Uygulama zonları (kırmız noktalı) ve ormanlık alanların (yeģil) iliģkisi (a-c) ile sucul ekosistem (mavi) ve ormanlık alanların iliģkisini (d) gösteren haritalar. 327

TÜBİTAK Kamu Kurumları Araştırma Projesi MEVCUT VE POTANSİYEL YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHALARI İÇİN YÖNETİM PLAN MODELİ GELİŞTİRME

TÜBİTAK Kamu Kurumları Araştırma Projesi MEVCUT VE POTANSİYEL YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHALARI İÇİN YÖNETİM PLAN MODELİ GELİŞTİRME TÜBİTAK Kamu Kurumları Araştırma Projesi MEVCUT VE POTANSİYEL YABAN HAYATI GELİŞTİRME SAHALARI İÇİN YÖNETİM PLAN MODELİ GELİŞTİRME Müşteri Kamu Kurumu : T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Yürütücü kuruluş :

Detaylı

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ

2010 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ MADEN TETKĠK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Sondaj Dairesi Başkanlığı 21 Yılı Ocak-Haziran Dönemi Faaliyet Raporu 21 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ 1 ÜST YÖNETĠM SUNUMU SONDAJ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI 21 YILI 1. 6 AYLIK

Detaylı

TÜBİTAK 107 G 029. 5.2. Proje Sonuçları

TÜBİTAK 107 G 029. 5.2. Proje Sonuçları 5.2. Proje Sonuçları Proje sonuçlandığında; uygulayıcının (DMP) eline sadece bir uygulama planı (Yazılıkaya YGS Yönetim Planı) değil aynı zamanda bir YGS plan/planlama modeli geçeceği için, YGS planlamasıyla

Detaylı

Orman Fonksiyonları -Zonlama Biyoçeşitlilik Koruma Alanları Estetik-Ekotuirzm İğneada: Fonksiyonlar: Ölçüt, Gösterge ve Aktiviteler Fonksiyonlar: Ölçüt, Gösterge ve Aktiviteler (Camili) Fonksiyonlar Ölçüt

Detaylı

Orman Amenajman Planlarının ETÇAPKlasik Programı İle Hazırlanması: Akseki- İbradı Planlama Birimi Örneği

Orman Amenajman Planlarının ETÇAPKlasik Programı İle Hazırlanması: Akseki- İbradı Planlama Birimi Örneği Orman Amenajman Planlarının ETÇAPKlasik Programı İle Hazırlanması: Akseki- İbradı Planlama Birimi Örneği Fatih SĠVRĠKAYA 1 Derya M. KÜÇÜKER 2 Oktay DEMĠR 3 1 KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi, Orman

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları

Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları Belirli bir amaca ulaşmada izlenecek yol ve davranış biçimidir. Eldeki verilere, geçmişte edinilen tecrübelere ve geleceğe dair öngörülere

Detaylı

DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER

DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER Kayıtlara göre, Doğu Kara Denizde heyelan sorunun varlığı 1929 dan beri bilinmektedir. Bu coğrafyada, özellikle can kaybına neden olan heyelanlardan

Detaylı

İşletme Amaçları ve Koruma Hedefleri Ormancılığın ve orman işletmesinin en önemli görevi, toplumun orman ürün ve hizmetlerine olan ihtiyacını karşılamak olduğundan, işletmenin amaç veya hedeflerini saptaya

Detaylı

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI) ORMAN AMENAJMANI (2016-2017 BAHAR YARIYILI) DERSİN AMACI Orman amenajman kavramını pratiğe yönelik uygulamaları ile öğrencilere tanıtmak, orman fonksiyonlarını ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel temalarda

Detaylı

KÖPRÜLÜ KANYON MİLLİ PARKI BALLIBUCAK SERİSİ NİN KONUMSAL ve ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE İNCELENMESİ

KÖPRÜLÜ KANYON MİLLİ PARKI BALLIBUCAK SERİSİ NİN KONUMSAL ve ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE İNCELENMESİ KÖPRÜLÜ KANYON MİLLİ PARKI BALLIBUCAK SERİSİ NİN KONUMSAL ve ZAMANSAL DEĞİŞİMİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE İNCELENMESİ Arş. Gör. Uzay KARAHALİL Arş. Gör. Ali İhsan KADIOĞULLARI Prof. Dr. Selahattin

Detaylı

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-1 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER Silvikültürel planlamanın tanımı ve görevleri. Türkiye ormancılığında silvikültürel planlama ve gelişimi. Silvikültürel planlamanın temel kavramları ve

Detaylı

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı 10.12.2009 Burdur - Doğa Koruma Mevzuat Tarihçe - Ulusal Mevzuat - Uluslar arası Sözleşmeler - Mevcut Kurumsal Yapı - Öngörülen Kurumsal Yapı - Ulusal

Detaylı

ORMANCILIK VE SU ALANLARINDA MAKEDONYA CUMHURİYETİ NE YAPILAN ÇALIŞMA ZİYARETİNE AİT RAPOR

ORMANCILIK VE SU ALANLARINDA MAKEDONYA CUMHURİYETİ NE YAPILAN ÇALIŞMA ZİYARETİNE AİT RAPOR ORMANCILIK VE SU ALANLARINDA MAKEDONYA CUMHURİYETİ NE YAPILAN ÇALIŞMA ZİYARETİNE AİT RAPOR Makedonya Tarım, Ormancılık ve Su Ekonomisi Bakanı Sayın Ljupcho DĠMOVSKĠ nin 27-28 Haziran ayında Sayın Bakanımız

Detaylı

KAYNAĞI ÜLKE İÇİNDEN SAĞLANAN PROJELER

KAYNAĞI ÜLKE İÇİNDEN SAĞLANAN PROJELER SIRA 1 2 5 8 DAİRE BAŞKANLIĞININ ADI Dairesi Dairesi Dairesi Dairesi Dairesi Dairesi Dairesi KAYNAĞI ÜLKE İÇİNDEN SAĞLANAN PROJELER Oduna Dayalı Orman Ürünleri Üretim Süreçleri Takip Sistemi Biyokütle

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI V. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Uzun Devreli Gelişme Planı-Uludağ MP Uludağ, 6831 sayılı Orman Kanunu nun 25. maddesi gereğince, 20.09.1961 tarih ve 6119-5 sayılı Bakanlık

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI VII. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL DKMP ve OGM Protokolü DKMP Genel Müdürlüğü ile Orman Genel Müdürlüğü arasında 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamında korunan Milli

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI II. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Ayrı Değerlendirme Ortak Değerlendirme Ödev Değerlendirmesi ÖDEV KONUSU: YAZILI ÖDEV İÇERİĞİ 1. Öğrenci 2. Öğrenci Sunumun Belirlenen Haftada

Detaylı

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL 21 MART 2011 HOġ GELDĠNĠZ IFAC in Sayın Başkanı, Kurul Üyeleri, Dünyanın dört bir yanından gelmiş

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI III. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Köprülü Kanyon Milli Parkının Kısa Tanıtımı Gerçekleştirilen Envanter Çalışmaları Belirlenen Orman Fonksiyonları Üretim Ekolojik Sosyal

Detaylı

FERDA NUR ŞENER YÜKSEK LİSANS TEZİ. DANIŞMANLAR: Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ Doç. Dr. Ahmet TOLUNAY. ISPARTA Haziran 2010

FERDA NUR ŞENER YÜKSEK LİSANS TEZİ. DANIŞMANLAR: Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ Doç. Dr. Ahmet TOLUNAY. ISPARTA Haziran 2010 TÜRKİYE DE SÜRDÜRÜLEBİLİR ORMANCILIK UYGULAMALARININ SERTİFİKASYON VE AKREDİTASYONUNDA SİVİL VE İDARİ YAPILANMA [ANDIRIN DEVLET ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ VE GÖKSUN DEVLET ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ ÖRNEĞİ (2003-2007)]

Detaylı

ORMANCILIK POLİTİKASI AMAÇ VE ARAÇLARI

ORMANCILIK POLİTİKASI AMAÇ VE ARAÇLARI ORMANCILIK POLİTİKASI AMAÇ VE ARAÇLARI ORMANCILIK POLİTİKASI AMAÇLARI Politikalar, hükümet, birey ya da kurumların herhangi bir alanda izlediği ve belli bir amaç taşıyan bir amaç taşıyan yol ve yöntemler

Detaylı

Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları

Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları Ormancılıkta Planlama kavramı, Planlama sistemleri ve Yaklaşımları Belirli bir amaca ulaşmada izlenecek yol ve davranış biçimidir. Eldeki verilere, geçmişte edinilen tecrübelere ve geleceğe dair öngörülere

Detaylı

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-2 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER Marjinal ekolojik şartlardaki gevşek kapalı bir Ardıç ormanı, ana amacı odun üretimi ise bu orman verimsiz kabul edilmektedir. Ancak işletme amacı

Detaylı

ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta

ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta ORMAN AMENAJMANI Uluslararası Ormancılık 2. Hafta Emin Zeki BAŞKENT KTÜ Orman Fakültesi Konu Başlıkları Uluslararası ormancılık amaçları Uluslar arası süreçler ve anlaşmalar Sürdürülebilir orman işletmeciliği

Detaylı

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU

ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE KOMİSYONU KARAR 1. Çölleşme ve erozyonla etkin mücadele edilmeli, etkilenen alanların ıslahı ve sürdürülebilir yönetimi sağlanmalıdır. a) Çölleşme ve erozyon kontrolü çalışmaları

Detaylı

ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI

ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI ön koşul kavramsal uzlaşı niçin planlama? toplumsal-ekonomikhukuksal gerekçe plan kapsam çerçevesi plan yapımında yetkiler planın ilkesel doğrultuları ve somut koşulları plan

Detaylı

HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ. Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi

HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ. Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı ÇölleĢme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü

Detaylı

Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI

Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi Altyapısı Kurulumu FĠZĠBĠLĠTE ETÜDÜ ÇALIġTAYI Projenin GELĠġĠMĠ: KDEP-EYLEM 47 (Kısa Dönem Eylem Planı ) 4 Aralık 2003 tarihli BaĢbakanlık Genelgesi yle e-dönüģüm Türkiye

Detaylı

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer

Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI. Dr. Osman Orkan Özer Tarım Tarihi ve Deontolojisi Dersi 14.Hafta SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI Dr. Osman Orkan Özer SÜRDÜRÜLEBİLİR TARIM VE GİRDİ KULLANIMI Sürdürülebilir tarım; Günümüz kuşağının besin gereksinimi

Detaylı

ORMAN YOLLARININ UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE PLANLANMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ORMAN YOLLARININ UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE PLANLANMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ ORMAN YOLLARININ UZAKTAN ALGILAMA VE CBS İLE PLANLANMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ Arş. Gör. Burak ARICAK Arş. Gör. Erhan ÇALIŞKAN Öğrt. Gör. Dr. Selçuk GÜMÜŞ Prof. Dr. H.Hulusi ACAR KAPSAM Giriş Orman yollarının

Detaylı

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI) ORMAN AMENAJMANI (2017-2018 BAHAR YARIYILI) DERSİN AMACI Orman amenajman kavramını pratiğe yönelik uygulamaları ile öğrencilere tanıtmak, orman fonksiyonlarını ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel temalarda

Detaylı

ÖĞR.GÖR.DR. FATĠH YILMAZ YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ MESLEK YÜKSEKOKULU Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ PROGRAMI

ÖĞR.GÖR.DR. FATĠH YILMAZ YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ MESLEK YÜKSEKOKULU Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ PROGRAMI ÖĞR.GÖR.DR. FATĠH YILMAZ YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ MESLEK YÜKSEKOKULU Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ PROGRAMI Dünya da her yıl 2 milyon kiģi iģle ilgili kaza ve hastalıklar sonucu ölmektedir. ĠĢle ilgili kaza

Detaylı

Fonksiyon ve Amaçlar 3. Hafta

Fonksiyon ve Amaçlar 3. Hafta Fonksiyon ve Amaçlar 3. Hafta Emin Zeki BAŞKENT KTÜ Orman Fakültesi Konu Başlıkları Orman fonksiyonları İşletme amaçları Koruma hedefleri Orman formları ve işletme şekilleri Orman formu-fonksiyon ilişkileri

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI IV. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL İşletme Amaçları Biyolojik çeşitliliği korumak, Rekreasyon ve estetik değerleri topluma sunabilmek, Yangın riskini azaltmak, Net karbon

Detaylı

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA AMAÇLARI VE ANA İLKELERİ

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA AMAÇLARI VE ANA İLKELERİ SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA AMAÇLARI VE ANA İLKELERİ Prof. Dr. İBRAHİM TURNA Orman Mühendisliği Bölümü Silvikültür ABD, TRABZON MEŞCERE KURULUŞ AMACI BAKIM AMACI GENÇLEŞTİRME AMACI SİLVİKÜLTÜREL AMAÇLAR VEYA

Detaylı

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik Yrd.Doç.Dr. Gül GÜNEŞ Atılım Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü İşletme Fakültesi ggunes@atilim.edu.tr

Detaylı

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ, ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BİLİRKİŞİLİK ALT UZMANLIK ALANLARI DÜZENLENMESİ USUL VE ESASLARI

ORMAN MÜHENDİSLİĞİ, ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BİLİRKİŞİLİK ALT UZMANLIK ALANLARI DÜZENLENMESİ USUL VE ESASLARI Amaç ORMAN MÜHENDİSLİĞİ, ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BİLİRKİŞİLİK ALT UZMANLIK ALANLARI DÜZENLENMESİ USUL VE ESASLARI (Oda Yönetim Kurulunun 02/10/2017 tarihli ve 149/1

Detaylı

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29 1.1. Orman ve Ormancılık Türkiye yaklaşık olarak 80 milyon hektar (ha) yüzölçümüyle dağlık ve eko-coğrafya bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bu ekolojik zenginliğe paralel olarak ormanlar da

Detaylı

Bu sorunun doğru cevabını verebilmek için öncelikli olarak bazı kavramların iyi bilinmesi gerekir. Zira bu kavramların anlaşılabilmesi neticesinde

Bu sorunun doğru cevabını verebilmek için öncelikli olarak bazı kavramların iyi bilinmesi gerekir. Zira bu kavramların anlaşılabilmesi neticesinde Bu sorunun doğru cevabını verebilmek için öncelikli olarak bazı kavramların iyi bilinmesi gerekir. Zira bu kavramların anlaşılabilmesi neticesinde orman mühendisinin sadece ağaç mı kesip kesmediği belli

Detaylı

Cide-Kızılcasu Planlama Birimi Orman Amenajman Planının ETÇAP Karar Destek Sistemleri (Modelleme) İle Hazırlanması

Cide-Kızılcasu Planlama Birimi Orman Amenajman Planının ETÇAP Karar Destek Sistemleri (Modelleme) İle Hazırlanması Cide-Kızılcasu Planlama Birimi Orman Amenajman Planının ETÇAP Karar Destek Sistemleri (Modelleme) İle Hazırlanması Emin Zeki BAġKENT 1 Sedat KELEġ 2 Ahmet Salih DEĞERMENCĠ 3 Caner AKGÜL 4 1 Karadeniz Teknik

Detaylı

MALATYA TURİZM GELİŞTİRME ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU 29-30 NİSAN 2011 MALATYA

MALATYA TURİZM GELİŞTİRME ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU 29-30 NİSAN 2011 MALATYA MALATYA TURİZM GELİŞTİRME ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU 29-30 NİSAN 2011 MALATYA 29-30 Nisan tarihleri arasında Malatya nın kültür ve turizmde mevcut durumunu ortaya koymak, mevcut yürütülen projeleri ele almak

Detaylı

TÜRKİYE ORMANLARI VE ORMANCILIĞI

TÜRKİYE ORMANLARI VE ORMANCILIĞI TÜRKİYE ORMANLARI VE ORMANCILIĞI 1-ORMAN KAYNAKLARI VE NİTELİKLERİ Türkiye ormanlarının tamamına yakını devletin hüküm ve tasarrufu altında olup Orman Genel Müdürlüğü tarafından sürdürülebilirlik ilkesi

Detaylı

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL KARARIN ÖZÜ : Sivil Savunma Uzmanlığı nın Görev ve ÇalıĢma Yönetmeliği. TEKLİF : Sivil Savunma Uzmanlığı nın 31.03.2010 tarih, 2010/1043 sayılı teklifi. BAġKANLIK MAKAMI NA; Ġlgi: 18.03.2010 tarih ve 129

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ ĠZMĠR FĠNANS ALTYAPISI VE TÜRKĠYE FĠNANS SĠSTEMĠ ĠÇĠNDEKĠ YERĠ Erdem ALPTEKĠN Türk finans sistemi incelendiğinde en büyük payı bankaların, daha sonra ise sırasıyla menkul kıymet yatırım fonları, sigorta

Detaylı

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI) ORMAN AMENAJMANI (2016-2017 BAHAR YARIYILI) YETİŞME ORTAMI ENVANTERİ Yetişme Ortamı? Orman toplumu ve onunla birlikte yaşayan diğer canlıların yetişmesini, gelişmesini sağlayan ve onları sürekli etkisi

Detaylı

AMENAJMANININ TEMEL ESASLARI ( Güz Yarıyılı)

AMENAJMANININ TEMEL ESASLARI ( Güz Yarıyılı) AMENAJMANININ TEMEL ESASLARI (2018-2019 Güz Yarıyılı) Dersin Sorumlu Öğretim Üyesi Doktora: Çok Amaçlı Orman Amenajman Planlarının Coğrafi Bilgi Sistemlerine Dayalı Olarak Amaç Programlama Yöntemiyle Düzenlenmesi

Detaylı

KENTGES ODAKLI CBS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ AFET BİLGİ SİSTEMİ (KABIS)

KENTGES ODAKLI CBS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ AFET BİLGİ SİSTEMİ (KABIS) KENTGES ODAKLI CBS PROJESİ KAHRAMANMARAŞ AFET BİLGİ SİSTEMİ (KABIS) PLANLAMA VE ZARAR AZALTMA ĠÇERĠK İlimizin afetselliği Projenin Tanımı Projenin Yasal Dayanakları KENTGES Strateji Belgesi Kapsamı Proje

Detaylı

BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE

BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE BĠLGĠ ĠġLEM DAĠRESĠ BAġKANLIĞI COĞRAFĠ BĠLGĠ SĠSTEMLERĠ ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKĠ DAYANAK, ĠLKELER ve TANIMLAR Amaç Madde 1- Bu

Detaylı

İkinci Bölümde; Global hazır giyim ticareti senaryoları ve Türkiye için hedefler oluģturulmaktadır.

İkinci Bölümde; Global hazır giyim ticareti senaryoları ve Türkiye için hedefler oluģturulmaktadır. SUNUŞ Türk hazır giyim sektörü her dönem sürdürdüğü yatırım eğilimi ve özellikle dıģ talebe bağlı üretim artıģı ile ekonomik büyümenin itici gücü olmakta, yatırım, kapasite ve üretim artıģı ile emek yoğun

Detaylı

ENERJİ YÖNETİMİ A.B.D. (İ.Ö.) TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GENEL BİLGİLERİ

ENERJİ YÖNETİMİ A.B.D. (İ.Ö.) TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GENEL BİLGİLERİ ENERJİ YÖNETİMİ A.B.D. (İ.Ö.) TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GENEL BİLGİLERİ Enerji Yönetimi A.B.D Lisansüstü Programı Tezsiz Yüksek Lisans programına kabul edilen öğrenciler zorunlu dersleri tamamlamak

Detaylı

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI 2013 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI 2013 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI 2013 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU Ağustos 2014 İÇİNDEKİLER KAMU İDARESİNİN MALİ YAPISI VE MALİ TABLOLARI HAKKINDA BİLGİ... 1 DENETLENEN KAMU İDARESİ YÖNETİMİNİN SORUMLULUĞU...

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :

Detaylı

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM Esin ÖZDEMİR Avrupa Birliği Daire Başkanlığı Uzman 15 Ocak 2010, Ankara 1 ĠÇERĠK Türk Eğitim Sisteminin Genel Yapısı Sorunlar Türkiye de Sanayi/Okul ĠĢbirliği TOBB ve Eğitim Oda

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüğü Planlama Dairesi BaĢkanlığı SAYI : B.18.0.AGM.0.01.

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüğü Planlama Dairesi BaĢkanlığı SAYI : B.18.0.AGM.0.01. T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüğü Planlama Dairesi BaĢkanlığı SAYI : B.18.0.AGM.0.01.02- /03/2004 KONU: KardeĢ Ġl Projesi BAKANLIK MAKAMI NA Malumlarınız olduğu

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI

KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI AR-GE MERKEZLERİ İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ PAYLAŞIM TOPLANTISI GİRİŞİMCİLİK KİŞİSEL GELİŞİM ASİSTANI Türk DemirDöküm Fabrikaları A.ġ SUNUM PLANI 1. UYGULAMANIN KISA AÇIKLAMASI 2. UYGULAMANIN YENĠLĠKÇĠ VE

Detaylı

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi,

YÖNETMELİK. e) Katılımcı: Yeterlilik kazanmak üzere sertifikalı eğitim programına katılan kiģiyi, 4 Şubat 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28903 Sağlık Bakanlığından: YÖNETMELİK SAĞLIK BAKANLIĞI SERTĠFĠKALI EĞĠTĠM YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu

Detaylı

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-3. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-3. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER SİLVİKÜLTÜREL PLANLAMA-3 Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER Fonksiyonlar: Ölçüt, Gösterge ve Aktiviteler Fonksiyonlar Ölçüt Gösterge Silvikültürel Müdahale Odun Ürünleri Üretimi Yetişme ortamı özellikleri,

Detaylı

Ġnternet ve Harekât AraĢtırması Uygulamaları

Ġnternet ve Harekât AraĢtırması Uygulamaları Ġnternet ve Harekât AraĢtırması Uygulamaları Cihan Ercan Mustafa Kemal Topcu 1 GĠRĠġ Band İçerik e- Konu\ Mobil Uydu Ağ Genişliği\ e- e- VoIP IpV6 Dağıtma Altyapı QoS ticaret\ Prensip Haberleşme Haberleşme

Detaylı

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ Türk Akreditasyon Kurumu Personel Akreditasyon Başkanlığı Akreditasyon Uzmanı 1 Ülkemizde ve dünyada tüm bireylerin iģgücüne katılması ve iģgücü piyasalarında istihdam edilebilmeleri için; bilgiye dayalı

Detaylı

Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği nin Uygulanmasındaki Ülkemizdeki Mevcut Durum. Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü

Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği nin Uygulanmasındaki Ülkemizdeki Mevcut Durum. Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği nin Uygulanmasındaki Ülkemizdeki Mevcut Durum Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü 23 OCAK 2013 GEBZE/KOCAELĠ Gürültü Mevzuatı Avrupa Birliği uyum

Detaylı

Projenin İşD a ğ ı l ı m A ğ a c ı ve İş Paketleri TÜBİTAK 107 G 029

Projenin İşD a ğ ı l ı m A ğ a c ı ve İş Paketleri TÜBİTAK 107 G 029 Projenin İşD a ğ ı l ı m A ğ a c ı ve İş Paketleri Veri Toplama 2.1 Analitik Değerlend. 2.2 YGS Genel Sörveyi ve Verilerin Değerlendir. 2 Proje Yönetimi 1 Kış Dönemi Gözlem ve Sayımlar 3.1.1 Yaz Dönemi

Detaylı

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma Yaban Kuşlarının Korunması Direktifi 2009/147/EC İçerik Kuş Direktifi Ön DEA raporu Rapor sonrası yapılanlar İstişare Süreci

Detaylı

ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAĠRESĠ BAġKANLIĞI ÇEVRE KĠRLĠLĠĞĠ KONTROL VE DENETĠM ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE

ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAĠRESĠ BAġKANLIĞI ÇEVRE KĠRLĠLĠĞĠ KONTROL VE DENETĠM ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE ÇEVRE KORUMA VE KONTROL DAĠRESĠ BAġKANLIĞI ÇEVRE KĠRLĠLĠĞĠ KONTROL VE DENETĠM ġube MÜDÜRLÜĞÜ TEġKĠLAT YAPISI VE ÇALIġMA ESASLARINA DAĠR YÖNERGE BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKĠ DAYANAK, ĠLKELER ve TANIMLAR

Detaylı

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ Bayram HOPUR Entegre Projeler Uygulama Şube Müdürü Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü www.cem.gov.tr 3. Ulusal Taşkın Sempozyumu- 29.04.2013 İstanbul ULUSAL

Detaylı

ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ DERSĠ

ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ DERSĠ ĠNġAAT MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ DERSĠ 1 PROF. DR. İLKER ÖZDEMİR YRD. DOÇ. DR. OSMAN AYTEKİN 4 Çoğu ülkede, mühendislik dalında lisans derecesi, meslekte uzman olma yolunda ilk adımı oluģturur ve lisans programı

Detaylı

Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar. Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013

Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar. Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013 Havza Rehabilitasyon Projeleri Planlaması, Uygulaması ve Çıkarımlar Halil AGAH Kırsal Kalkınma Uzmanı Şanlıurfa, 2013 Havza Rehabilitasyonu Planlaması İÇERİK Tanımlar (Havza, Yönetim ve Rehabilitasyon)

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI IV. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Ödev Konuları Gelibolu Tarihi Yarımadası MP ında statü konusunda yeni gelişmeler Altındere Vadisi MP Uzun Devreli Gelişme Planının irdelenmesi

Detaylı

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) El Kitabı Projelerin Çevresel Değerlendirmesi

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) El Kitabı Projelerin Çevresel Değerlendirmesi Ocak 2009 Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) El Kitabı Projelerin Çevresel Değerlendirmesi EK 5 ÇED YÖNETMELĠĞĠ EK V: DUYARLI YÖRELER Bu yönetmelik kapsamında bulunan projelere iliģkin yapılacak çalıģmalar

Detaylı

ÖN SÖZ. Bilmek değil, uygulamak gerekli, İstemek değil, yapmak gerekli. GOETHE

ÖN SÖZ. Bilmek değil, uygulamak gerekli, İstemek değil, yapmak gerekli. GOETHE Bilmek değil, uygulamak gerekli, İstemek değil, yapmak gerekli. GOETHE ÖN SÖZ Bu kitap konu ile ilgili değiģik kitapların fikirlerinden yararlanılarak, i Ģ- letme ve endüstri mühendisliği lisans ve lisansüstü

Detaylı

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER

Fonksiyonlar. Fonksiyon tanımı. Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER. Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyonlar Fonksiyon tanımı Fonksiyon belirlemede kullanılan ÖLÇÜTLER Fonksiyon belirlemede kullanılan GÖSTERGELER Fonksiyona uygulanacak Silvikültürel MÜDAHALELER 2) ETÇAP Planlarının Düzenlenmesine

Detaylı

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi www.mevzuattakip.com.tr Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi 1 Kasım 2015 seçimleri için partiler seçim beyannamelerini açıkladılar. Adalet ve Kalkınma

Detaylı

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI JEOFİZİK YÖNTEMLERLE KAYAÇLARIN VE ZEMİNLERİN SÖKÜLEBİLİRLİKLERİ / KAZILABİLİRLİKLERİNİN TESPİTİ RAPOR FORMATI Temmuz - 2016 Yönetim Kurulu

Detaylı

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Bilgi Ġşlem Dairesi Başkanlığı. Sayı : B.18.0.BĠD.0.03.010.06 20/06/2008 Konu : Coğrafi Bilgi Sistemi ÇalıĢmaları

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Bilgi Ġşlem Dairesi Başkanlığı. Sayı : B.18.0.BĠD.0.03.010.06 20/06/2008 Konu : Coğrafi Bilgi Sistemi ÇalıĢmaları Sayfa : 1 / 5 Sayı : B.18.0.BĠD.0.03.010.06 20/06/2008 Konu : Coğrafi Bilgi Sistemi ÇalıĢmaları GENELGE 2008/7 Bakanlığımız, ilgili kanunların vermiģ olduğu görev ve yetkileri yerine getirme safhasında,

Detaylı

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI)

ORMAN AMENAJMANI ( BAHAR YARIYILI) ORMAN AMENAJMANI (2016-2017 BAHAR YARIYILI) BÖLMELEME VE İÇ TAKSİMAT Bir Amenajman planının yapıldığı üniteyi ifade eder. Doğal, coğrafi, idari ve mülki sınırlara göre alanı sınırlı, kendine özgü amenajman

Detaylı

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi

KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ. 18 Temmuz Harran Üniversitesi. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi KALĠTE BĠLGĠLENDĠRME TOPLANTISI SONUÇ BĠLDĠRGESĠ 18 Temmuz 2018 Harran Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu Osmanbey YerleĢkesi, ġanlıurfa Harran Üniversitesi Kalite Koordinatörlüğü

Detaylı

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012)

AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012) T.C. ADALET BAKANLIĞI KANUNLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 01/01/2013 AYLIK FAALĠYET RAPORU (01/12/2012-31/12/2012) ĠÇĠNDEKĠLER 1- TOPLANTILAR... 3 1.1- TÜRKĠYE BÜYÜK MĠLLET MECLĠSĠNDE YAPILAN TOPLANTILAR... 3 1.2-

Detaylı

1.GAZĠANTEP ENERJĠ VERĠMLĠLĠĞĠ ÖDÜLLERĠ

1.GAZĠANTEP ENERJĠ VERĠMLĠLĠĞĠ ÖDÜLLERĠ 1.GAZĠANTEP ENERJĠ VERĠMLĠLĠĞĠ ÖDÜLLERĠ ĠÇĠNDEKĠLER 1.GAZĠANTEP SANAYĠDE ENERJĠ VERĠMLĠLĠĞĠ ÖDÜLLERĠ... 2 NEDEN BAġVURMALI?... 3 BAġVURU SÜRECĠ... 4 Hangi kurumlar baģvurabilir?... 4 Büyük Ölçekli ĠĢletmeler...

Detaylı

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18

T.C. B A ġ B A K A N L I K Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü. Sayı : B.02.0.PPG.0.12-010-06/14200 3 ARALIK 2009 GENELGE 2009/18 I. GİRİŞ GENELGE 2009/18 2007-2013 döneminde Avrupa Birliğinden Ülkemize sağlanacak hibe niteliğindeki fonlar Avrupa Konseyinin 1085/2006 sayılı Katılım Öncesi Yardım Aracı Tüzüğü ve söz konusu Tüzüğün

Detaylı

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI

KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI KORUNAN ALANLARIN PLANLANMASI III. Hafta Yrd. Doç. Uzay KARAHALİL Köprülü Kanyon Milli Parkının Kısa Tanıtımı Gerçekleştirilen Envanter Çalışmaları Belirlenen Orman Fonksiyonları Üretim Ekolojik Sosyal

Detaylı

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ĠNSAN KAYNAKLARI VE EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Ġlke ve Tanımlar

T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ĠNSAN KAYNAKLARI VE EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ. BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Ġlke ve Tanımlar T.C. SĠLĠVRĠ BELEDĠYE BAġKANLIĞI ĠNSAN KAYNAKLARI VE EĞĠTĠM MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIġMA YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Ġlke ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı Silivri Belediye BaĢkanlığı

Detaylı

Ağaçlandırma Tekniği (2+1) Bahar yarıyılı Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER

Ağaçlandırma Tekniği (2+1) Bahar yarıyılı Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER Ağaçlandırma Tekniği (2+1) 2015-2016 Bahar yarıyılı Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 1 Ülkenin %27.3'si ormanlarla kaplıdır. Bu da 21.403.805 hektar ormana karşılık gelmektedir. Prof. Dr. Ali Ömer ÜÇLER 2 Ağaçlandırma

Detaylı

ULUSAL SU VE SAĞLIK KONGRESİ

ULUSAL SU VE SAĞLIK KONGRESİ T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI DEVLET SU İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ULUSAL SU VE SAĞLIK KONGRESİ NEHĠR HAVZA YÖNETĠM PLANLARI, SU ÇERÇEVE DĠREKTĠFĠ VE BU KAPSAMDA DSĠ TARAFINDAN YAPILAN YERÜSTÜ SU KALĠTESĠ

Detaylı

Hakkımızda. Maden ve Çevre Danışmanlığının yanı sıra 2014 yılından beri proje, etüt ve plan çalışmalarını da bünyesine katmıştır.

Hakkımızda. Maden ve Çevre Danışmanlığının yanı sıra 2014 yılından beri proje, etüt ve plan çalışmalarını da bünyesine katmıştır. 2 Hakkımızda 2003 yılında kurulmuş olan BERKA, öncelikle madencilik alanında faaliyet göstermeye başlamış olup, 2007 yılından itibaren Çevresel Etki Değerlendirme çalışmalarını ulusal ve uluslararası standartlarda

Detaylı

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU JANDARMA GENEL KOMUTANLIĞI 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU Ağustos 2015 İÇİNDEKİLER 1. KAMU İDARESİNİN MALİ YAPISI VE MALİ TABLOLARI HAKKINDA BİLGİ... 1 2. DENETLENEN KAMU İDARESİ YÖNETİMİNİN SORUMLULUĞU...

Detaylı

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU 2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU Kamuda stratejik yönetim anlayıģının temelini oluģturan kaynakların etkili ve verimli bir Ģekilde kullanılması ilkesi çerçevesinde,

Detaylı

Bu Plan; Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hatt irketi (BTC) Çevresel Yat m Program n n finansman ile Türkiye Ormanc k Kooperatifleri Merkez Birli i (OR-KOOP)

Bu Plan; Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hatt irketi (BTC) Çevresel Yat m Program n n finansman ile Türkiye Ormanc k Kooperatifleri Merkez Birli i (OR-KOOP) Bu Plan; Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hatt irketi (BTC) Çevresel Yatm Program n n finansman ile Türkiye Ormanck Kooperatifleri Merkez Birli i (OR-KOOP) nin liderli inde yürütülen Ardahan Yaln zçam Ormanlarn

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIM EĞİTİMİ. Yrd. Doç. Dr. M. Kazım Kara

TÜRKİYE DE TARIM EĞİTİMİ. Yrd. Doç. Dr. M. Kazım Kara TÜRKİYE DE TARIM EĞİTİMİ Yrd. Doç. Dr. M. Kazım Kara 1. GiriĢ 19. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı da tarımın geliştirilmesi için çeģitli önlemler alınırken, Bunları uygulayacak ziraatçılara da ihtiyaç

Detaylı

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI DÜZCE ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Sunum Planı Bütçe Hazırlık Mevzuatı ve Dokümanları 2018-2020 Düzce Üniversitesi Bütçe Hazırlık Çalışmaları ve Hazırlanacak Formlar Bütçe Hazırlık

Detaylı

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR Osman İYİMAYA Genel Müdür Enerji hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olarak başta sanayi, teknoloji,

Detaylı

Planlama Kademelenmesi II

Planlama Kademelenmesi II Planlama Kademelenmesi II İMAR PLANLAMA SÜRECİ İmar Planı Elde Etme Yolları İmar planları İmar Planlarının Yapımını Yüklenecek Müellif ve Müellif Kuruluşlarının Yeterlilik Yönetmeliği nde tanımlanan niteliklere

Detaylı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor 1/9 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İngilizce Eğitim Programı için gerekli ek rapor İçindekiler C2. ULUSAL TIP EĞĠTĠMĠ STANDARTLARINA ĠLĠġKĠN AÇIKLAMALAR... 2 1. AMAÇ VE HEDEFLER... 2 1.3. Eğitim programı amaç

Detaylı

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm

YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak. (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm YGS Yönetimine Ormancılık Perspektifinden Bakmak (Ormancılıkta Yaban Hayatına Yer Vermek) I. Bölüm YGS yönetimi; Hedef, prensipler,araçlar,gerekli şartlar ve detaylar Hedef: EtkinYGS yönetimi Prensip:

Detaylı

Genel Katılıma Açık Eğitimlerimiz Başlıyor!

Genel Katılıma Açık Eğitimlerimiz Başlıyor! Genel Katılıma Açık Eğitimlerimiz Başlıyor! Mavi Akademi, bünyesinde barındırdığı yetki belgeleri ve alanında uzman akademisyenler, sektör tecrübesine sahip baş denetçiler ve uzmanlardan oluşan kadrosuyla

Detaylı

AMENAJMANININ TEMEL ESASLARI ( GÜZ YARIYILI)

AMENAJMANININ TEMEL ESASLARI ( GÜZ YARIYILI) AMENAJMANININ TEMEL ESASLARI (2016-2017 GÜZ YARIYILI) DERSİ VEREN ÖĞRETİM ÜYELERİ Prof. Dr. Selahattin KÖSE Prof. Dr. Mehmet MISIR Doktora: Orman İşletmelerinin Planlanmasında Yöneylem Araştırması Tekniklerinden

Detaylı

KENTSEL SU YÖNETĠMĠNDE ÇAĞDAġ GÖRÜġLER VE YAKLAġIMLAR

KENTSEL SU YÖNETĠMĠNDE ÇAĞDAġ GÖRÜġLER VE YAKLAġIMLAR KENTSEL SU YÖNETĠMĠNDE ÇAĞDAġ GÖRÜġLER VE YAKLAġIMLAR Dr. Canan KARAKAġ ULUSOY Jeoloji Yüksek Mühendisi 26-30 Ekim 2015 12.11.2015 Antalya Kentsel Su Yönetiminin Evreleri Kentsel Su Temini ve Güvenliği

Detaylı

Doç. Dr. Ulaş Yunus ÖZKAN. - Odunsu Bitkilerin

Doç. Dr. Ulaş Yunus ÖZKAN. - Odunsu Bitkilerin T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ-CERRAHPAŞA, LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ, ORMAN MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI YÜKSEK LİSANS-DOKTORA HAFTALIK DERS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS

Detaylı

Rio Zirvesi. Bölgesel Süreçler

Rio Zirvesi. Bölgesel Süreçler Rio Zirvesi Bölgesel Süreçler PAN AVRUPA SÜRECİ (Helsinki) MONTREAL SÜRECİ (Kuzey Amerika ) TARAPATO SÜRECİ (Amazon İşbirliği) LAPERATİQUE SÜRECİ(Orta Amerika ) FAO UNEP (Kurak Afrika ) SÜRECİ FAO UNEP

Detaylı

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır. T..C.. SSAYIIġġTAY BAġġKANLIIĞII EDĠĠRNE ĠĠL ÖZEL ĠĠDARESSĠĠ 22001122 YIILII DENETĠĠM RAPPORU HAZİRAN 2013 T.C. SAYIġTAY BAġKANLIĞI 06100 Balgat / ANKARA Tel: 0 312 295 30 00; Faks: 0 312 295 40 94 e-posta:

Detaylı

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar

Detaylı