Yüksek Heme-demir Alımı Artan Tip 2 Diyabet Riski ile li kili Olabilir

Transkript

1 Tıp Dünyasından Yüksek Heme-demir Alımı Artan Tip 2 Diyabet Riski ile li kili Olabilir Harvard School of Public Health tarafından yapılan yeni bir ara tırmanın sonuçları, kırmızı etten alınan heme-demir'in. artan tip 2 diyabet riski ile ili kili olabileceappleini ortaya koymu tur. Tip 2 diyabet, a ın demir fazlalıappleına baapplelı bir rahatsızlık olan hemokromatoz hastalarında sıkça görülür ve bu ara tırma, yüksek demir depolarının diyabet riskini artırabileceapplei fikrini gündeme getirmi tir. Ancak, demir depoları ile diyabet riski arasındaki ili kiyi inceleyen daha önceki çalı malardan sonuç alınamamı tır. Ara tırmacılar, beslenmeyle demir alımı ile kan veren geni bir erkek grubunda görülen tip 2 diyabet öyküsü arasındaki ili kiyi incelemek amacıyla prospektif bir çalı ma gerçekle tirmi tir. Çalı ma için bu faktörler seçilmi tir, çünkü besinlerden alınan demir, vücuttaki demir depolarının en önemli kaynaappleıdır ve kan vermenin demir depolarını ciddi ekilde azalttıappleı bilinmektedir. Analiz edilen veriler. Saapplelık Uzmanlarının Takip Çalı masından (HPFS) elde edilmi tir; bu çalı ma 40 ile 75 ya arası erkek saapplelık uzmanında görülen önemli hastalıkların nedenlerini ara tıran 12 yıllık prospektif bir incelemedir. Katılımcıların beslenme bilgileri, her dört yılda bir yarı-kantitatif bir yeme sıklıappleı anketi kullanılarak deappleerlendirilmi ve hastalık durumu ve saapplelık gidi atı hakkında bilgi edinmek için de iki yılda bir ilave anketler yapılmı tır. Ara tırmacılar katılımcılardan HPFS'nin altıncı yılında, geçen 30 yıl içinde toplam kaç kez kan verdiklerini bildirmelerini istemi lerdir. Ayrıca, iki yılda bir yapılan saapplelık durumu raporunda görülen diyabet bildirimlerini teyit etmek için ilave bir anket daha yapılmı ve 12 yıllık takip çalı ması bovunca 1168 tip 2 diyabet vakası tanımlanmı tır. Heme-demir alımının, artan tip 2 diyabet riski ile belirgin ekilde ili kili olduappleu görülmü tür. Ya. BMI ve ailede diyabet geçmi i dahil olmak üzere çe itli faktörlere göre ayarlanan çok deapplei kenli analizde, heme-demir alımında en yüksek be te birlik grupta yer alan erkekler için risk. en dü ük be te birlik grupta yer alanlara oranla 1.28 çıkmı tır (%95 CI: : eappleilim için P=.045). Diyabetle ilgili benzer bir baapplelantı, kırmızı etten alınan heme-demir ile bulunmu (RR: 1,63: %95 Cl: ; P <.001), ancak alternatif kaynaklardan alınan heme-demir ile bulunmamı tır. Buna kar ılık, ne toplam demir alımı ne de nonheme-demir çok deapplei kenli analizde diyabet ile belirgin ekilde ili kili bulunmu tur. Ayrıca, kan verme ve diyabet riski arasında da herhangi bir baapplelantı tanımlanmamı tır. Ara tırmacıların vardıappleı sonuca göre. "Kırmızı etten alınan heme-demir artan tip 2 diyabet riski ile ili kili görünmektedir, ancak çalı ma bu ili kinin sadece heme-demire mi yoksa kırmızı etin diappleer bile enlerine mi baapplelı olup olmadıappleını belirleyememi tir." Ara tırmacılar, diyabet riskiyle ili kili olarak vücuttaki demir depolarının doapplerudan ölçümlerini inceleyen yeni çalı maların yapılmasını tav siye etmektedirler. AmJClin Nutr2004 Ocak 79:1:70-5. "Dietary iron intake and blood donations in relation to risk of type 2 diabetes in men: a prospective cohort study' 48

2 Kardiyovasküler Rahatsızlıkların ve Ölüm Riskinin Habercisi Olabilecek Plazma Natriüretik Peptid Seviyeleri, Erken Kardiyovasküler Hastalık Te hisine Yardımcı Olabilir Geleneksel risk faktörleri ayarlandıktan sonra benzer özellikler gösteren bir toplulukta natriüretik peptidlerin plazma seviyeleri kardiyovasküler hastalık ve ölüm riski önceden tahmin edilmi tir; bu, plazma natriüretik peptid seviyelerinin kardiyovasküler hastalıappleın erken te hisine yardımcı olabileceappleini göstermektedir. Ara tırmacılar, plazma B-tipi natriüretik peptid (BNP) ve N-terminal pro-atriyal natriüretik peptid (N-ANP) ile herhangi bir sebebe ve kardiyovasküler olaylara baapplelı ölüm riski arasındaki ili kiyi, kalp yetmezliapplei olmayan 3346 katılımcı üzerinde incelemi lerdir. Bu ki ilerin klinik ve laboratuar deappleerlendirmesi yapılmı ve altıncı inceleme turu dahilinde ekokardiyografi uygulanmı tır. Ortalama 5.2 yıllık süre içinde 119 katılımcı ölmü ve 79 ki i ilk kardiyovasküler rahatsızlıappleını ya amı tır. Ya, cinsiyet, hipertansiyon, toplam ve yüksek yoappleunluklu lipoprotein kolesterol oranı, sigara kullanımı, eker hastalıappleı, vücut kütle indexi ve serum kreatinine göre ayarlanan çok deapplei kenli analiz, log BNP deappleerlerinde 1 SD artı, 1.27'lik ölüm riski, 1.28'lik ilk büyük kardiyovasküler olay, 1.77'lik kalp yetmezliapplei, 1.66'lık atriyal fibrilasyon, 1.53'lük felç veya geçici iskemik atak ve 1.10'luk koroner kalp hastalıappleı risk oranları göstermi tir. N-ANP için ilgili risk oranları sırasıyla 1.41, 1.30, 1.94, ve 1.12 çıkmı tır. %80'lik dilimin üzerinde, BNP deappleerlerinde erkekler için 20.0 pg/ml ve kadınlar için 23.3 pg/ml olarak tanımlanan ilave ayarlama, ölüm için 1.62, ilk büyük kardiyovasküler olay için kalp yetmezliapplei için 3-07, atriyal fibrilasyon için felç veya geçici iskemik atak için 1.99 ve koroner kalp hastalıappleı için 1.30 risk oranı göstermi tir. N-ANP için ilgili risk oranları sırasıyla 1.76, 1.52, 5.02, 2.09, 2.08 ve 0.87 çıkmı tır. Yazarlar, %80'lik dilimdeki BNP e iklerinin, ki bu çalı mada erkeklerin %2.2'si ve kadınların %1.5'ine kar ılık gelir, "günümüzde kalp hastalıappleı te hisinde kullanılan e iklerin (80 ile 100 pg/ml) oldukça altında" olduappleunu bildirmi tir. Yazarlar, "sonuçların onaylanması ve bu peptidlerin gösterge özelliklerinin deappleerlendirilmesi için ilave ara tırmaların yapılması" gerektiappleini belirtmi tir. "Asemptomatik ki ilerde gözlenen yüksek plazma natriüretik peptid seviyelerinin ekokardiyografi gibi daha ileri te his testleri yapılmasını gerektirip gerektirmediapplei konusunda bir karara varmak için daha fazla çalı ma yapılması gerekir" diye eklemi lerdir. "New England Journal of Medicine (NEJM) 02/13/2004. Joese Hendry" DiRiM/Mart-Nisan

3 Tıp Dünyasından Antitrombin Konsantresi Aappleır Preeklampsiyi Etkili fiekilde Tedavi Edebilir Japonlar tarafından gerçekle tirilen bir çalı maya göre. preekiampsi tedavisinde antitrombin (AT) konsantresi, klinik belirtileri iyile tirmi, hiperkoagulabiliteyi düzeltmi ve fötal durumu geli tirmi tir. Preekiampsi. sebebi tam olarak bilinmeyen, gebeliapplee özgü bir sendromdur ve vazospazmlarla, patolojik vasküler lezyonlarla ve koagülasyon sisteminin aktivasyonuyla kendisini gösterir. Ba lıca klmık bulguları, fötal ve maternal komplikasyonlara yol açabilecek proteinüri ile birlikte seyreden yükselen kan basıncıdır. Çe itli pıhtıla ma faktörleri ile birlikte tersine çevrilemeyen kompleksler olu turan ba lıca inhibitor olan AT'nin düzeyi, preeklampside görülen maternal ve fötal morbidity ile ili kili görünmektedir. Ayrıca, bulgular preeklampside görülen AT eksikliappleinin hiperkoagüle duruma sekonder olduappleunu ve/veya karaciappleer ve/veya böbrek yetmezliappleiyle ili kili olduappleunu öne sürmektedir. Gerçekle tirilen prospektif fizibilite çalı ması, aappleır preekiampsi vakalarında hangi AT tedavisinin klinik belirtileri iyile tirdiappleini ve fötal saapplelık saappleladıappleını belirlemek amacıyla tasarlanmı tır. Gebeliapplein haftalık döneminde bulunan toplam 29 preekiampsi hastası, 7 gün boyunca intravenöz AT konsantresi 1500 U/gün ve heparin 5000 U/gün (AT grubu) veya sadece heparin 5000 l gün (kontrol grubu) uygulanacak ekilde randomize edilmi tir. Bu iki grup arasında klinik profiller açısından istatistiksel olarak belirgin bir fark görülmemi tir. Çalı ma bitim noktalan gestozis indexi (GI) geli imi, biyofiziksel profil skoru (BPS) geli imi, gebelik süresi, doappleum aappleırlıappleı, doappleum sırasındaki gebelik ya ı, koagülasyon anomalisi geli imi ve preekiampsi veya ölü doappleuma baapplelı neonatal ölümdür. Tedaviye verilen cevap, tedavi öncesi ve sonrası deappleerler arasındaki farka göre deappleerlendirilmi tir. Sonuçlar, kontrol grubuyla kar ıla tırıldıappleında. AT grubunun hem GI (P =.046) hem de BPS (P =.022) için bariz derece iyi bir sonuç verdiappleini göstermi tir. Ayrıca. AT antijen seviyeleri ve AT aktivitesi de belirgin düzeyde artmı (P <.001, her biri), ancak kontrol grubunda önemli bir deapplei iklik göstermemi tir. Bireysel koagülasyon parametreleri açısından gaıplar arasında belirgin bir fark görülmezken koagülasyon indexi AT grubunda belirgin düzeyde azalmı (P =.008). ancak kontrol grubunda önemli bir deapplei iklik görülmemi tir. Her iki grupta da ilaçla baapplelantılı az sayıda advers olay görülmü ve AT grubu ile kontrol grubu arasında belirgin bir fark bulunmamı tır. Buna ek olarak, gebelik ve neonatal sonuç açısından 2 gaip arasında önemli farklar gözlenmemi tir. Aappleır preeklampsiden kaynaklanan a ırı prematüre doappleuma baapplelanan bir neonatal ölüm vakası kontrol grubunda görülmü tür. Ara tırmacıların vardıappleı kanıya göre "Bu sonuçlar, preekiampsi patojenezinin hiperkoagulabilite, özellikle de trombin kaynaklı endotelvai hücre anormalliapplei ile ili kili olduappleu hipotezini desteklemektedir". Semin Tbıvmb Hemost Ara 2003; 29: 6: , 'Treatment of severe preeclampsia with anlithrombin concentrate: results of a prospective feasibility study" 50

4 skemik Strokta Yüksek Sistolik Kan Basıncı ve C-Reaktif Protein li kisi talya'da yapılan yeni bir çalı maya göre. ilk kez iskemik strok ya ayan hastalarda, demografik, kardiyovasküler risk faktörleri ve nöroradyolojik bulgular gibi diappleer taktörlerden baappleımsız olarak C-reaktif protein (CRP) durumunu inceleyen ara tırmacılar, "Bu bulgular, strok sonrası ortaya çıkan akut hipertansiyonun iskemik beyin enflamasyonunda enflamatuar uyarıcı olarak rolü bulunması olasılıappleını destekliyor" diyorlar. Daha önceki ara tırmalardan elde edilen kanıtlar, sistemik enflamasyonun göstergesi olan yüksek kan basıncı (KB) ve CRP'nin strok hastalarından iyi bir sonuç alınamamasıyla ili kili olduappleunu söylemekteyse de. bunun nedeni kesin olarak belirlenmi deappleildir. Ara tırmacılar. KB ve ba langıç dönemi CRP konsantrasyonları arasındaki olası bir ili kiyi belirleyebilmek için ilk kez iskemik strok ya ayan 535 hastanın verilerine dayanarak bir çalı ma yürüttü. Çalı ma parametreleri arasında KB. CRP. yas. cinsiyet, vücut aappleırlıappleı endeksi, serebrovasküler risk faktörleri, kardiyovasküler morhidite. strok alt tipi ve nöroradyolojik bulgular bulunuyordu. KB bile- enleri ve 1.5 mg/dl ya da daha yüksek bir CRP seviyesine sahip olma olasılıappleı arasındaki ili ki, lojistik regresyon analizi yöntemiyle deappleerlendirildi. Analizler, sistolik kan basıncı (SKB). diyastolik KB (DKB), ortalama arteriyel basınç (OAB) ya da nabız ba mandaki (NB) artı ın; çalı madaki diappleer ilgili faktörlerden baappleımsız olarak yüksek CRP seviyesi olasılıappleının artmasıyla önemli ölçüde ili kili olduappleunu gösterdi. Bunun yanında. SKB. DKB. OAB ya da NB'de görülen her 10 mmhg'lik artı, yüksek CRP seviyesi olasılıappleını sırasıyla %72 (P<.0001), %10 (P<.0001), %21 (P<.0001) ve %10 (P<.0001) oranında artırdı. Dikkate alınan tüm KB bile enlerinin ayarlanmasından sonra, yüksek CRP seviyesi olasılıappleını sadece SKB dikkate deappleer oranda artırmı tır (%77 (P<.0001)). SKB'deki 10 mmhg artı için 70 ya altı ya arası ve 80 ya ile üstü hastalarda sırasıyla %0.6 (P=.0017), %62 (P<.0001) ve %37 (P<.0001) oranındaki CRP artı larıyla ili kilendirilmi olan bu baapplelantı, ya lı hastalarda genç hastalara göre daha güçlü çıkmı tır. Ara tırmacılar, gelecekte yapılacak çalı maların yüksek kan basıncının strok sonrası yüksek enflamatuar tepkiye yol açıp açmadıappleını açıklıapplea kavu turması, bu etkinin alt gruplarda daha dü ük veya yüksek olduappleunun belirlenmesi ve KB ile enflamasyon arasındaki ili kinin SKB'nin neden strok olu umuyla ili kilendirildiappleini açıklamaya yardım edip etmeyeceappleini açıklıapplea kavu turması gerektiapplei konusunda fikir birliappleine cardılar. Hypertension 2003 Kasını 3: [Epııb ahead of print/. "Association Between Blood Pressure and C-Reactire Protein Levels in Acute Ischemic Stroke" DlRlM/Mart-Nisan

5 . ünyasından D Vitamini Romatizmal Artrit Riskini Azaltmada Faydalı Olabilir Ara tırmacılar özellikle vitamin takviyesi olarak daha fazla D vitamini alınmasının ya lı kadınlarda romatizmal artrit (RA) görülme sıklıappleını azaltabildiappleini söylemekteler. D vitamini, kalsiyum regülasyonundaki i levinden baappleımsız olarak immünolojik bir etkiye sahiptir. Hayvanlarda D vitamininin otoimmün reaksiyon geli imini baskıladıappleı gösterilmi tir, ancak insanda immün sistem üzerindeki etkileri henüz tam olarak bilinmemektedir. RA ba langıcından önce beslenmeye baapplelı etkiler konusunda oldukça az bilgi vardır ve RA ba langıcı ile D Vitamini arasındaki ili ki imdiye dek deappleerlendirilmemi tir. Bu nedenle, Iowa Üniversitesi Halk Saapplelıappleı Koleji. RA görülme sıklıappleı ile gıdalarla D vitamini alımı arasındaki ili kiyi deappleerlendirmek amacıyla bir çalı ma gerçekle tirmi lerdir. Çalı ma popülasyonu, detaylı bir bilgi anketini dolduran kadının katıldıappleı popülasyon-temelli prospektif bir grup çalı ması olan Iowa Kadın Saapplelıappleı Çalı masına kaydolan katılımcılar arasından belirlenen bir risk grubuydu. 55 ile 69 ya arasındaki deneapplein beslenme deapplei kenleri ve RA ba langıcı semptomlarıyla ilgili bilgiler analiz edilmek üzere toplanmı tır. 11 yıllık takip çalı ması boyunca toplam 152 RA vakası meydana gelmi tir. Yapılan analiz genel olarak daha fazla D vitamini alımının RA riskini azalttıappleını göstermi tir (baappleıl risk [RR) % 95 güven aralıappleı [CI] , eappleilim için P -.05). Ayrıca, olumlu etkiler hem gıda ile alınan (RR %95 CI eappleilim için P ) hem de takviye eklinde alınan (RR 0.66, %95 CI , eappleilim için P = 0.03) D vitamini formlarında gözlenmi tir. RA riski ile ayrı ayrı gıda maddeleri arasında güçlü ili kiler bulunmu olmasa da süt ürünlerinin önemli bir bölümünün RA riskini azaltabileceapplei öne sürülmü tür (RR 0.66, %95 CI , eappleilim için P = 0.06). lgine ekilde, sigara kullanımının RA riskine katkıda bulunduappleu gözlenmi tir. Sigara içmeyenlere kıyasla sigara içen ve daha az D vitamini alanların RA riski daha yüksek çıkmı tır (RR 1.8, %95 CI ). Ara tırmacılara göre, çalı manın sonuçları daha ziyade hipotez üretebilecek düzeydedir ve daha fazla inceleme yapılması gerekmektedir. DGReview (Doctor's Guide incelemesi): "D Vitamini alımının romatizmal artrit üzerindeki olumlu etkileri: Iowa Kadın Saapplelıappleı Çalı masının Sonuçları" 52

6 Atipik Antipsikotik laç Kombinasyonları Tedaviye Dirençli fiizofreni ve fiizoaffektif Bozuklukta Etkili Olabilir Konuyla ilgili yeni bir literatür incelemesinden elde edilen bulgulara göre, tedavisi güç izofreni ve izoaffektif bozuklukların kontrol altına alınmasında atipik antipsikotik ilaç kombinasyonları iyi tolere edilebilir ve etkili olabilir. fiizofreni hastalarının %20 ile %40'ı antipsikotik ilaçlara yeterli düzeyde cevap vermemektedir. Bu durumun hem "tipik" hem "atipik" antipsikotik ilaçlar için geçerli olduappleu görülmektedir. Böyle bir deneyimi deappleerlendiren bilimsel bulgular sınırlı olsa da, klinik tedavi uzmanları artık bir atipik ve bir tipik antipsikotik ilacı veya 2 atipik antipsikotik ilacı birlikte vermek istiyorlar. Bu konuyu biraz daha netle tirmek için, Be'er-Sheva, srail, Negev Üniversitesinden Dr. Vladimir Lerner ve meslekta ları, atipik antipsikotik ilaç kombinasyonları ile kontrol edilebilen tedaviye dirençli izofreni ve izoaffektif bozukluk hastaları hakkında yayımlanan klinik verileri incelediler. Ara tırmacılar, 18 yıllık ( ) bir dönemi kapsayan bilgisayar destekli bir MEDLINE literatür taraması yaptılar. Tedavi dirençli izofreni ve izoaffektif bozukluklann kontrol edilmesinde atipik antipsikotik ilaç kombinasyonları kullanımı konusuyla ilgili tüm uygun belgeler toplandıktan sonra analiz edilmi ve bu veriler üzerinde tartı ılmı tır. Tedavi dirençli izofrenik ve izoaffektif hastaların tedavisinde atipik antipsikotik ilaç kombinasyonu kullanımını açıklayan 29 vaka raporu ile vaka serileri raporunu (172 hasta) ve çift-kör plasebo kontrollü bir çalı mayı (28 hasta) seçmi lerdir. Kullanılan kombinasyonlardan bazıları öyledir: Klozapin-risperidon; klozapin-sulpirid; klozapinolanzapin; klozapin-kuetiapin; olanzapin-sulpirid: olanzapin-kuetiapin; risperidon - olanzapin; risperidon-kuetiapin. Kombinasyonların faydalı olabildiapplei ve pozitif semptomları ve bazen de negatif semptomları azalttıappleı görülmü tür. Belirgin advers etkiler, nadiren de olsa birkaç vakada bildirilmi ve mono terapötik rejimlerde rastlananlara benzer görünmü tür. Kombine tedavi ile ilgili yayınların özet sonuçları, hastaların %85.5'inde minimum ile tatminkar arasında fayda saapplelanabildiappleini öne sürmektedir. Sadece %11.0 lik dilimde herhangi bir ilerleme olmamı ya da zihinsel durumda kötüle me olmu tur; 7 vaka için hiçbir veri yoktur. Hastaların %82.0'sinde hiçbir yan etki görülmemi tir. Kalan %18.0'inde ise a ırı tükürük salgılama, akatizi (orta düzeyde), biriktirme davranı ında artı ve nöroleptik malign sendrom gibi çe itli sorunlar olmu tur. Dr. Lerner ve meslekta lannın vardıappleı sonuca göre "Atipik antipsikotik ilaç kombinasyonları, incelenen raporların çoappleunda iyi tolere edilmi tir ve tedavi dirençli izofreni ve izoaffektif bozukluklann kontrol edilmesinde etkili olabilir." Ancak, bu ara tırmalan test edip onaylamak için daha fazla çift-kör plasebo kontrollü çalı ma yapılması gerektiappleini belirtiyorlar. DGReview (Doctor's Guide incelemesi): "Tedaviye dirençli izofreni ve izoaffektif bozukluklann tedavisinde "atipik" anti-psikotik ilaç kombinasyonu " Nöropsiko-farmakoloji ve Biyolojik Psikiyatride lerlemeler D R M/Mart-Nisan