BURUN TIKANIKLIĞI SALİH BAKIR KBB NOTLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BURUN TIKANIKLIĞI SALİH BAKIR KBB NOTLARI"

Transkript

1 BURUN TIKANIKLIĞI 244

2 BURUN TIKANIKLIĞI YAPAN NEDENLER Çeşitli sınıflamalar olmakla birlikte aşağıdaki gibi bir sınıflandırma yapılabilir: TABLO: BURUN TIKANIKLIĞI YAPAN NEDENLER VE AYIRICI TANILARI 1. Fizyolojik nedenler Pozisyonel burun tıkanıklığı Nazal siklus Puberte, menstruasyon, gebelik Psikosomatik (emosyonel,anksiete) 2. Konjenital patolojiler Koanal atrezi Nazal dermoid Nazal gliom Ensefalosel Nazal aplazi Yarık damak 3. Anatomik malformasyonlar Septum deviasyonu, kret, spur Alt konka hipertrofisi Orta konka varyasyonları Nazal valv darlığı Eksternal burun deformitesi Alar kollaps 4. İnflamatuar patolojiler Rinitler (Allerjik, vazomotor,..) Enfeksiyöz rinosinüzitler Granülomatöz hastalıklar Sifiliz 5. Nonneoplastik büyümeler Adenoid hipertrofisi Antrokoanal polip Nazal polip 6. Neoplastik büyümeler Benign tümörler Malign tümörler 7. Travmatik nedenler Septal hematom Septal apse Septal Perforasyon Nazal fraktür 8. Endokrin-metabolik nedenler Hipotiroidi Puberte, menstruasyon, gebelik 9. Farmakolojik ajanlar Rinitis medikamentoza OKS, bazı antihipertansif antitiroidler Alkol, sigara, kokain kullanımı ilaçlar, 10. Yabancı cisimler Rinolit Yabancı cisim FİZYOLOJİK NEDENLER Pozisyonel burun tıkanıklığı: Bir tarafının üstüne yatan kişilerde nazal kavitenin o tarafında obstrüksiyon gelişir. Bu özellikler inflamatuar ya da strüktürel patolojisi olanlarda daha belirgindir. Başın 30 derece yükseltilerek yatılması hava yolu obstrüksiyonunu azaltır. 245

3 Nazal siklus: Normalde burundan geçen toplam hava miktarı aynı olduğu halde her iki burundaki havayolunun genişliği ve buna uygun olarak geçen hava miktarı değişkenlik gösterir. Burnun bir tarafındaki açıklık %80, diğeri %20 iken, biraz sonra bu oranlar %70 ve %30 halini alır. Burunda nazal konkaların bu ritmik/alterne konjesyon ve dekonjesyon düzenine nazal siklus denir. Bu siklus 2-6 saatte tamamlanır. İnsanların %80 inde bu siklus aktif olarak çalışır ve fizyolojik bir durumdur. Ancak total nazal rezistans sabit kaldığı için bu siklus farkedilmez. Psikosomatik nedenler: obstrüksiyona yol açabilir. Anksiyete, stres, sinirlilik gibi emosyonel faktörler nazal Puberte, menstruasyon, gebelik: Nazal obstrüksiyona sıklıkla rastlanır. KONJENİTAL NEDENLER Koanal Atrezi (KA): Posterior koanaların konjenital olarak nazofarinkse açılmaması durumudur. En çok görülen konjenital nazal anomalidir. Nazobukkal membranın persistansı (kaybolmamasına bağlı) ile ortaya çıkar canlı doğumda bir görülür. Kızlarda 2 kat sık görülür (E/K=2/1). Kemik veya membranöz; komplet veya inkomplet (koanal stenoz denir); tek taraflı ya da çift taraflı (2/1) olabilir. Atrezi plağı, %10 sadece mukoza içerirken (membranöz), %90 membran yanında bir kemik komponent de içerir. Çift taraflı olanlarda burundan aşırı akıntı vardır ve beslenememeden dolayı gelişme Bilateral KA acil bir durumdur çünkü yenidoğanlar (YD), larinksin yüksek yerleşimi nedeniyle hayatın ilk 4-6 haftasında ağız solunumu yapamazlar. Dolayısıyla YD lar zorunlu olarak burundan nefes aldıklarından bilateral KA doğum sonunda solunum sıkıntısı ile kendini belli eder. Bunlarda ağlama epizodları ile düzelen apne-siyanoz olabilir. Oral airway yada McGovern emziği cerrahiye kadar solunum sıkıntısını rahatlatır. geriliği görülür. Tek taraflı olanlar ise asemptomatik olabilir. Sadece emerken atretik olmayan tarafa yatırılınca bebekte solunum sıkıntısı olur. Tanıda bazı poliklinik testleri (ayna ile buğulanma, ipin hareket etmemesi, nazofarenksden 6 no.lu küçük bir nazogastrik sondanın bile farenkse geçirilememesi) yapılır. Endoskopik muayenede direk atreziyi görerek tanı konur. Eskiden supin pozisyonda yan grafide kontrast maddenin posterior burunda kalması uygulanan yöntem iken günümüzde BT (aksiyel) diagnostik olup hem atreziyi gösterir, hemde kemikmembranöz ayrımını yapar, cerrahi öncesi değerlendirme sağlar. KA çok sayıda başka konjenital anomali ile beraber görülür. CHARGE grubu denilen (Coloboma, Heart defect, Atresia of choanae, Retarded growth, Genital hypoplasia, Ear deformities)(koloboma, kalp defektleri, büyüme geriliği, genital hipoplazi ve kulak anomalileri) anomaliler görülebilir. 246

4 Tedavi cerrahidir. Bilateral KA, YD taburcu olmadan önce tedavi edilmelidir. Bilateral KA de inferiomedialde ve septumun posteriorunda yeterli kemik rezeksiyonu önemlidir. Unilateral KA 4-5 yaşına kadar bekletilebilir. Zaten çoğu unilateral KA farkedilmeyebilir. erişkin döneme kadar KA tedavisinde, endoskopik (transnazal) ve konvansiyonel (transpalatal) yöntemle atretik bölgenin açılması şeklinde 2 seçenek vardır: Transnazal endoskopik yaklaşım: Eskiden transnazal perforasyon ve tekrarlayan dilatasyonlar yapılıyordu. Bir trokarla körleme Koanal atrezi (sol taraf). Septum, atrezik bölge ve alt konka görünmektedir girilerek atrezi açılıyordu. İşlem daha sonra birkaç kez tekrarlanıyordu. Bu yöntem günümüzde kullanılmıyor, sadece acil durumda gerekebilir. Günümüzde görüntüleme ve endoskopik incelemelerin gelişmesiyle en sık tercih edilen yöntem transnazal endoskopik yöntemdir. Membranöz atrezilerde endonazal yol ile pasaj açılır ve bir stent yerleştirilir, ancak stent kullanımı tartışmalıdır. Hiç koymayanda varken, 2 haftadan 2 aya kadar tutanda vardır. Sıklıkla numara tüpler konur. Eğer kemik lamel var ise, mikrocerrahi tekniklerle bölge turlanır ve stent yerleştirilerek epitelizasyon ile iyileşmeye bırakılır. İlk atrezinin perfore edilmesi gereken yer, burun tabanı ve septumun birleştiği yer Transnazal endoskopik yaklaşımla koanal atrezisi açılmış hasta (sol) olmalıdır, burası atrezinin en ince olduğu ve ayrıca çevre dokuya en az zarar verilecek yerdir. Transpalatal yolda olan birtakım komplikasyonlar (damak deformiteleri, VFY) bunda görülmez ancak restenoz daha sıktır (%20). Granülasyon dokusu gelişebilir. Transpalatal yaklaşım: Eğer açıklık yetersiz olursa ve restenoz gelişirse transpalatal yol ile onarım yapılır. Damaktan yapılan U şekilli bir fleple ulaşılır, palatin kemik ve atretik kemik alınır. Olası damak deformiteleri ve VFY riski nedeniyle 5-6 yaşından önce transpalatal yapılmamalı diyenler vardır. İlk seçenek olarak transpalatal yaklaşımı tercih eden de vardır (restenoz ve granülasyon daha az olduğu için). Nazal konjenital deformiteler: Bu grupta en sık rastlanan patolojiler; dermoid, gliom ve ensefaloseldir. Burun kitleleri bölümünde anlatıldı. 247

5 STRÜKTÜREL NEDENLER (ANATOMİK MALFORMASYONLAR) Septum deviasyonu: Burun tıkanıklığının en sık sebeplerinden biridir. Bu durum, sıklıkla travma sonrası meydana gelirken, konjenital de olabilir. Septum deviasyonu, nazal septumun orta hattan sağa veya sola doğru yer değiştirmesi veya kırılıp bir tarafa katlanmasıdır. Deviasyon, kret tarzında kesin angulasyon, C veya S şeklinde deviasyon veya septumun bir tarafa disloke olması şeklinde olabilir. Septum deviasyonu, burun tıkanıklığına neden olur. Tıkanıklık, septumun deviye olduğu tarafta olabileceği gibi, paradoks olarak Septum deviasyonu ve konka hipertrofisi olgusunun koronal BT görüntüsü karşı tarafta da olabilir. Bu paradoksik nazal obstrüksiyon, karşı tarafta meydana gelen kompensatuar konka hipertrofisine bağlıdır. Deviasyonun etraftaki sinirlere basısı sonucu başağrısı gelişebilir. Septum deviasyonunun tedavisi, lokal veya genel anestezi altında SMR (submukoz rezeksiyon, 1 cm lik kaudal ve dorsal strut kalacak şekilde kuadrangüler kıkırdak ile perpendiküler plağın ve bazen de vomerin bir kısmını içine alarak yapılan ve çoğunlukla gereğinden fazla miktarda kartilaj ve kemiğin rezeke edildiği bir prosedür) yada septoplasti (doku koruyucu bir prosedürdür, sadece deviye olan kısım düzeltilir ya da çıkartılır ve geride mümkün olduğunca fazla miktarda kemik ve kartilaj bırakılır) ameliyatıdır. Killian insizyonu veya hemitransfiksiyon insizyonları ile başlanır; nadiren, açık rinoplasti yaklaşımı kullanılır. Subperikondrial planda mukoza kıkırdaktan eleve edilir. Kıkırdak veya kemik septumdaki tıkanıklığa yolaçan patoloji ortaya konur. Septum çevre dokulardan serbestleştirilir; fazla ve eğri kısımları eksize edilir ve septum orta hatta getirilir. Genellikle bilateral tampon konur ve saat sonra alınır. Her deviasyonun tedavi edilmesine gerek yoktur. Hastada şikayete yol açan ve burun fonksiyonlarını edilmelidir. Orta konka paradoks orta karşılaşılabilir: bozan septum varyasyonları: konkayla veya deviasyonları Hipertrofik, büllöz orta tedavi lateralize, konkayla Büllöz alt konka nadir görülür Konka bülloza: Ostiomeatal kompleksin (OMK) en sık görülen anatomik varyasyonudur. Konka içinde hava bulunması ile karakterizedir. %30 oranında görülür. Hemen her zaman orta konkada gözlenir; diğer konkaların pnömotizasyonu oldukça nadir görülür. Konka bülloza unilateral yada bilateral olabilir. Konka bülloza varlığı her zaman cerrahi gerektirmez. Çok büyük olduğu durumlarda, orta meatusta tıkanıklığa veya temas basağrısına yol açtığında cerrahi gerektirir. Konka bülloza büyük boyutlarda olsa bile 248

6 asemptomatik seyredebileceği gibi, komplike olarak nadir görülen konka bülloza piyoseli oluşumuna da yol açabilir. Asemptomatik gerektirmezken, olanlar OMK te tedavi tıkanıklığa ve paranazal sinüslerde hastalığa yol açan konka bülloza olguları ve konka bülloza piyoseli cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Cerrahi tedavi yapılmalıdır. büyüklüğe öncesi Nazal ulaşmış ayırıcı tanı piyosel, nazal pasajı bir tıkayacak kavitenin benign lezyonları ve neoplazileri ile karışabilir. Ayırıcı tanı için biyopsi Konka bülloza, bilateral konka bülloza ve konka bülloza piyoseli yapılması, vasküler lezyonlar ve intrakranial yapılarla ilişkili lezyonlarda çok riskli olacağı için, muayeneye ek klinik ve olarak endoskopik görüntüleme yöntemleriyle tanı desteklenmelidir. Bu amaçla yapılacak BT ve bazen MR intranazal kitlelerin ayırıcı tanısında oldukça faydalıdır. Hipertrofik orta konka: Rinoskopide konka bülloza gibi görünen ancak BT de içinde ayrılan pnömatizasyon bir olmamasıyla patolojidir. OMK te obstrüksiyonla sinüzite yol açabilir veya mukoza yapabilir. teması sonucu basağrısı Hipertrofik orta konka. Pnömatizasyon olmamasıyla konka büllozadan ayrılır. Lateralize Orta Konka: Normal yerine göre daha lateralde yerlesmis, bu nedenle de OMK da obstrüksiyon yapabilen bir patolojidir. Paradoks Orta Konka: Orta konkanın konveksitesinin medial yerine laterale doğru olması halidir. Her zaman semptom vermemekle beraber orta mea obstrüksiyonu yaparak, drenaj bozukluğu veya temas basağrısına neden olabilir. 249

7 Konka hipertrofisi: Konka hipertrofisi, hemen her zaman alt konkada rastlanan bir patolojidir. Konkalar mukoza ve kemikten oluşur. Bu iki yapının biri veya her ikisindeki patolojilere bağlı olarak gelişen hipertrofisi burun tıkanıklığına sebep olur. ALT KONKA CERRAHİSİ Konka hipertrofisi Mukozal hastalık söz konusu ise dekonjestanlar steroidler ve kullanılır. Dekonjestanlar topikal yada sistemik kullanılabilir ancak bunlar yan etkilerinden dolayı (rebound konjesyon, kardiovasküler yan etkiler) çok uzun süre topikal yada sistemik kullanılamazlar. Steroidlerde kullanılabilir, daha uzun süre kullanılabilir ama onlarda da yan etkiler görülür. Medikal tedaviye bağlı yan etkiler nedeniyle alt konkada cerrahi tedavi daha sık tercih edilmektedir. Zaten mukozal değil yapısal (kemik kökenli) bozukluk varsa medikal tedavi faydasızdır, konkanın cerrahi olarak küçültülmesi gerekir. 2 kısımda incelenebilir: 1- Mukozaya yönelik: Elektrokoter (bipolar, monopolar), radyofrekans, lazer (CO2, Nd-YAG, KTP), kriyoterapi kullanılmaktadır, hepsinin avantaj-dezavantajları vardır ancak hiçbiri kesin etkili değildir, hepsinde hipertrofinin tekrarlaması en önemli sorundur Vidian nörektomi: Vazomotor rinit tedavisinde kullanılır. Aslında direk konkaya yönelik bir müdahale değildir. Alt konkanın erektilitesini sağlayan vidian sinir (içerisinde sempatik-derin petrozal sinir- ve parasempatik-n.petrozus superficialis majör-lifler vardır) pterigopalatin fossada bulunarak kesilir veya koterize edilir. Zor ve morbid bir yöntem olmasına rağmen önemini kısmen korumaktadır 2- Kemiğe yönelik: Submüköz rezeksiyon: Kemigin eksizyonuyla konka kitlesi küçültülür, mukozal fonksiyonlar korunur, mikrodebrider-shaver kullanılabilir Alt konka lateralizasyonu: Bir elevatörle yapılır, konka kemiği dışa doğru kırılır (out fracture) Türbinoplasti: Konka kemiginin tümü ve lateral yüzünde ki mukoza tümüyle çıkarılır, geriye kalan medial kısımda ki mukoza ile küçük yeni bir konka oluşturulur Total konka rezeksiyonu: Uygulaması kolay fakat kanama, kabuklanma, sinesi olusumu ve atrofik rinit gibi komplikasyonları sıktır, empty nose sendromu gelişebilir, çünkü alt konka olmayınca nazal rezistans bozulur, hava ile temas süresi azalmış olur, hasta nefes alamadığını, burnunu tıkalı zanneder 250

8 Alar kollaps: Konjenital olarak, ilerleyen yaşla birlikte veya daha sıklıkla rinoplastide aşırı kıkırdak rezeksiyonu sonucu burun kanatları inspiriyumda içeri çökebilir. Hastalar, yanakları laterale çekildiğinde rahatlarlar (Cottle testi). Tedavisi, kollabe olan bölgenin kıkırdak ile desteklenmesidir. Sağlıklı bir burunda inspirasyonla alar kanatlar kollabe olmaz, oluyorsa patoloji aranmalıdır. Nazal valv bölgesinde darlık: Nazal valv, solunum yollarının en dar ve rezistansı en yüksek bölgesidir. Üst lateral kıkırdak Cottle testi ile nazal septum arasındaki açıdır; bu açı 10 dir. Bu bölgedeki minimal deviasyon-darlık ciddi burun tıkanıklığına yolaçar. Cottle testi, tanıda yardımcıdır, yanağın laterale doğru çekilmesi ile nazal valvin açılmasıdır. Burun tıkanıklığı olan hastada, Cottle testi ile burun tıkanıklığı düzeliyorsa, obstrüksiyon nazal valv bölgesindedir. Tedavisi, ameliyatla bu bölgenin normal anatomisine kavuşturulmasıdır. Eksternal burun deformitesi: Burun tıkanıklığına katkıda bulunan eksternal burun deformiteleri rinoplasti teknikleri ile düzeltilmelidir. ENFEKSİYÖZ/İNFLAMATUVAR NEDENLER Rinit: Burun tıkanıklığı, burun akıntısı, hapşurma ve kaşıntı şikayetlerinden 2 veya daha fazlası ile karakterize nazal mukoza inflamasyonudur. Rinitler burun tıkanıklığının en sık sebepleridir. Farklı sınıflandırmalar olmakla birlikte kabaca aşağıdaki tablodaki gibi sınıflandırılabilir. TABLO: RİNİT SINIFLAMASI Non-alerjik nonenfeksiyöz rinit Alerjik rinit Mevsimsel Perennial Eozinofilik (NARES) Non-eozinofilik Vazomotor rinit Diğerleri (İlaca bağlı, mesleki, hormonal rinit) Diğer rinitler Enfeksiyöz rinit (rinosinüzitler) Viral Fungal Bakteriyel Atrofik rinit Granülomatöz rinit Gustatuar rinit Rinit nedenlerinden enfeksiyöz olanlar (enfeksiyöz rinitler) oldukça sık rastlanır. En sık virüsler (rinovirüs, influenza V) neden olur (ÜSYE, soğuk algınlığı, nezle, grip). Klinik ve FM bulguları ile yine oldukça sık rastlanan alerjik rinitten ayırtedilir. Akıntı başlangıçta seröz olsada sonra mukopürülan karakter kazanır. Konkalar ödemli ve kırmızı görülür. Sinüslerin enfeksiyonu da eşlik ederse rinosinüzit denir. Rinosinüzitler ilerde daha ayrıntılı bahsedilecektir. 251

9 A. Alerjik Rinit (AR): Nazal mukoz membranların tip 1 aşırı duyarlılık reaksiyonuna (erken hipersensitivite reaksiyonu da denir) bağlı olarak gelişen hastalığıdır. Bu tip 1 reaksiyonda bazofil ve mast hücrelerinin yüzeyinde bulunan IgE rol oynar. Allerjen tarafından duyarlı hale gelen bireylerde IgE ler tekrar allerjenle karsılasınca bu hücrelerde degranülasyona yol açarlar. Histamin başta olmak üzere salınan birçok mediatör, vazodilatasyon, artmıs vasküler permeasyon ve artmıs reaksiyonları oluştururlar. sekresyona yol açarak alerjik Alerjik rinitin etiyopatogenezinde genetik ve çevresel faktörler rol oynamaktadır. Alerjik rinit başlıca iki tipte görülür. Bunlar ya yıl boyu süren tipte, yada sadece bahar mevsimlerinde görülen tiplerdir. Mevsimsel AR (Saman nezlesi): En sık nedeni polen Alerjik Rinit allerjisidir. Polen alerjeni kaynağı ise ağaçlar, çimen ve otlardır. Sıklıkla çocukluk (okul çağında sıktır, daha erken pek görülmez) ya da ergenlik döneminde gelişir. Burun belirtileri yanında göz bulgularıda (kaşıntı, sulanma) vardır. Perennial AR (Yıl boyu süren): Belirtiler yıl boyu sürer, erişkinlerde daha sık görülmektedir. En önemli nedeni akar alerjisidir (ev tozları). Hayvan tüyleri de etkendir. Göz bulguları azdır. Tanı: Bu hastalar, sürekli geçmeyen nezle halinden veya sık tekrarlayan nezle halinden yakınabilir. Hastada yoğun sekresyon mevcuttur, akıntı seröz karakterdedir. Fizik muayenede; konkalar soluk, ödemli ve hipertrofik görünümdedir. Burun ucunun sık silinmesine bağlı horizontal bir oluk oluşur (alerjik selam), gözaltında şişkinlik, renk değişikliği (alerjik shine/parlama) ve katlantılar (denniemorgan çizgileri) vardır. Alerjik selam Nazal smear (yayma), serum lge düzeyi, Prick deri testi, laboratuvar testleri (RAST, SET) yapılır. Nazal smear (yayma) da burun akıntısı alınarak boyanır. Eğer burada hücrelerin % 25'ten fazlası eozinofil ise bu alerjiyi düşündürür ancak kesin bulgusu değildir. Yüksek total serum IgE düzeyleri atopik hastalıkların tanısını destekler. Ayrıca spesifik Ig E de tanıyı daha doğrular. Radioallergosorbent testi (RAST) ile de hastanın serumda allerjen spesifik IgE aranabilir. 252

10 AR, ayırıcı tanıda ikinci en sık görülen alerji nedeni olan vazomotor rinitten ayırtedilmelidir. İkisinde de tablo benzerdir. Vazomotor rinitte artmış parasempatik uyaranın neden olduğu konjesyon ve sekresyon vardır. Alerjik rinitte tedavi: 3 kısımdır. 1. Allerjenden kaçınma 2. Medikal tedavi: Antihistaminikler ve topikal kortikosteroidler allerjik rinit tedavisinde en etkili ve temel ajanlardır. Topikal steroid nazal mukozaya eozinofil ve nötrofil kemotaksisini azaltarak etki eder, böylece ödem ve inflamasyon azalır, yan etkileri azdır. Uzun süreli sistemik kullanıma bağlı ciddi yan etkiler nedeniyle topikal kullanım tercih edilir. Akut allerjik alevlenmelerde sistemik kortikosteroidler kısa süreli kullanılabilir. Topikal steroid dekonjesyon sağlarken akıntı, hapşuruk, kaşıntıya etkileri minimaldir. Bu nedenle antihistaminik kullanılır. Antihistaminiklerin ise dekonjesyon etkisi minimaldir. Dekonjestanlar (psödoefedrin, fenilpropanolamin) topikal kortikosteroidlerin daha etkili olabilmeleri için tedavinin başında önerilebilir. Topikal yada sistemik formları kısa süreli olmak üzere kullanılır. Mast hücre stabilizatörleri (Kromolin sodyum, daha yeni ve potent olan nedokromil sodyum), mast hücresi degranülasyonunu engelleyerek allerjik rinit semptomlarının kontrolünü sağlar. Lökotrien antagonistleri (montelukast), alerjik reaksiyonun önemli bir mediatörü olan lökotrieni baskılarlar ancak steroidler kadar etkili değildir. Mevsimsel AR de tedaviye alerji mevsimi başlamadan günler önce başlanır ve mevsim boyunca sürdürülür. 3) İmmünoterapi: Eğer alerjene maruz kalma engellenemiyorsa, inhalan allerjense, ilaç tedavisi etkisizse veya çok yan etkiye neden oluyorsa, uygun hastalarda immünoterapi uygulanabilir. Tedavi süresi 3-5 yıldır. Bunda, allerjen, subkütan olarak çok düşük dozda hastaya verilir ve doz yavaş yavaş artırılır. İmmünoterapi sonrası kalıcı iyileşme olmayabilir; az sayıda hasta immümoterapiden fayda görür. Çevre kontrolü ve topikal steroid tedavisinin önemini vurgulamakta fayda vardır. B. Non-alerjik non-enfeksiyöz rinitler: En sık görüleni vazomotor rinit (%60) ve sonra NARES tir (%30). AR den farklı olarak ileri yaşta sık görülürler. a. Vazomotor rinit (VR): Alerjik bir etken söz konusu olmaksızın burun mukozası her türlü uyarıya (sıcaklık değişimleri, hava, nem değişimleri, kimyasallara ve kokulara maruz kalma, klima, stres..) karşı ileri derecede duyarlıdır. Anormal otonomik regülasyon suçlanmıştır. Burun otonomik innervasyonunda normalde baskın olan sempatikler yerine dengenin parasempatikler lehine degismesi sonucu gelişen vazodilatasyon ve ödemin yol açtığı yoğun ve sulu burun akıntısı ve tıkanıklıgıyla karakterize bir patolojidir. Burun ucu kızarıktır. Kaşıntı, hapşuruk, göz bulguları azdır. Konkalar AR teki konka görünümüne benzerler. Alerji hikayesi yoktur, alerji 253

11 testleri negatiftir. Yapılan yaymada eozinofiller yoktur, serum IgE normal, cilt testleri (-) dir. Non alerjik non enfeksiyöz non eozinofilik rinit veya idiopatik rinittte denir. 50 yaşından sonra çıkan rinitte tanı muhtemelen VR dir. Tedavide irritanlardan kaçınma ve topikal steroid temeldir. Semptomatik olgularda antihistaminik, dekonjestan kullanılabilir. Steroid nazal mukozaya eozinofil ve nötrofil kemotaksisini azaltarak etki eder, böylece ödem ve inflamasyon azalır. Uzun süreli sistemik kullanıma bağlı ciddi yan etkiler nedeniyle topikal kullanım tercih edilir. Medikal tedaviden fayda görmeyen şiddetli rinoresi olan olgularda vidian nörektomi yapılabilir. Kısa dönem sonuçlar çok iyidir ancak uzun dönemde etki azalmaktadır. b. NARES (Nonallergic rhinitis with eosinophilia syndrome): AR e benzer klinik vardır. Hastalar genellikle orta yaşlı kimselerdir ve hapşırma, kaşıntı, burun akıntısı gibi yıl boyu belirtiler gösterirler. Yapılan deri testleri ve IgE seviyeleri ile hiçbir alerjik hastalık bulgusu göstermeyen hastalarda yapılan yaymada bol eozinofili varlığı (total granülositlerin %25 inin eozinofil olması) ile tanı konur. Muayenede polipoid oluşumlar görülebilir. Tedavide topikal steroidden çok fayda görürler, poliplerde küçülme olur, yakınmalar azalır. İlaca bağlı rinit: Bazı antihipertansifler, OKS ve tiroid ilaçları da rinit yapmakla beraber en iyi bilinen topikal dekonjestanlardır. Topikal dekonjestanların uzun süreli kullanımı sonrası olusan ödemli, vazodilate, konjesyone hipertrofik konka ile karakterizedir (rinitis medikomentoza). İlaca bağlı güçlü vazokonstruksiyon nedeniyle yarı iskemik bir durum oluşur. Bu yarı iskemi ödeme ve (rebound) konjesyona yol açar. İlaç bırakılırsa 1-2 haftada mukoza düzelir. Bebeklerde bu tablo daha hızlı gelişir, o nedenle kısa süre kullanılmalıdır. 2 yaşından önce kullanılmaz. Kokain kullanımıda güçlü vazokonstruktör etkisi ile rinitis medikomentozaya yol açar. Mesleki rinit: Kimyasal irritanlar neden olabilir. Tedavi korunmadır. Hormonal rinit: Gebelik, menapoz ve hipotiroidi bu tip rinite yol açar. Hormonal patolojinin düzeltilmesi gerekir. Gebelikte öncelikle SF ile irrigasyon önerilir. Gerekirse steroid kullanabilir. C. Enfeksiyöz rinitler: Rinosinüzitler kısmında ayrıntılı olarak anlatıldı. Ayrıca sarkoidoz, tüberküloz, Wegener granulomatozu, sifiliz gibi granülomatöz rinit Enfeksiyöz rinit yapan enfeksiyöz hastalıklarda burun tıkanıklığına neden olabilecekleri için ayırıcı tanıda düşünülmelidir. 254

12 D. Diğer rinitler: a. Atrofik rinit (AR): Nazal mukozada ve konkalarda atrofi olmasıdır. Nazal kavite çok geniş görünür çünkü konkalar görülmeyecek kadar atrofiye olmuş olabilir. Yoğun kıvamlı salgı, yaygın krutlanma ve kötü koku ile karakterize bu hastalık primer ve sekonder olarak gelişir: Primer AR bakteriyel nedenle olur, en sık etken Klebsiella Ozanea dır. Bu nedenle bu hastalığa ozena da denir. Geri kalmış ülkelerde, iyi beslenemeyen, hijyeni yetersiz kişilerde sıktır. Puberte sonrası kızlarda daha sık görülmektedir. Sekonder AR ise bakteriyel nedenli değildir, geçirilmiş nazal cerrahi, travma, radyasyon, kronik sinüzit sonrası gelişebilir. Hastalarda anosmi geliştiğinden dolayı kendileri kötü kokunun farkına varmazlar. Tedavide sık sık izotonik solüsyonlarla temizleme önemlidir. Cerrahi metodlar denenmiştir (burnun kurumaması için parotis duktusunun buraya transplantasyonu, burun deliklerinin cilt flepleriyle kapatılması gibi). b. Gustatuar rinit: Sıcak ve acı yiyecekler yenince burun akıntısı oluşması ile kendini belli eder, katkı veya boya maddeleride neden olabilir. NON-NEOPLASTİK BÜYÜMELER Adenoid hipertrofisi: Çocuklarda burun tıkanıklığının sebebidir. Direkt lateral grafide normal boyutta adenoid, adenoid hipertrofisi ve fizik muayenede orofarinkse sarkmış adenoid Ağzı açık en sık uyuma, horlama ve burun tıkanıklığından yakınırlar. Adenoid aynı zamanda, orta kulak enfeksiyon enfeksiyonu kaynağıdır. için Tedavisi adenoidektomi ameliyatıdır. Antrakoanal polip: Unilateral polipoid kitle şeklindedir. Burun kitleleri kısmında ayrıntılı bahsedilecektir. Nazal polip: Hemen her zaman bilateral olan burunda soluk renkli, üzüm salkımı gibi kitlelerle seyreden nonneoplastik kitlelerdir. En sık etmoid sinüsten kaynaklanır. Tek taraflı olduğunda diğer ayırıcı tanılar düşünülmelidir. Burun kitleleri kısmında daha ayrıntılı bahsedilecektir. NEOPLASTİK BÜYÜMELER Tümörler: Hem benign hem de malign tümörler nadir görülür. En sık rastlanan benign tümör inverted papillomdur. Benign olmasına rağmen lokal agresiftir, malign dönüşüm potansiyeli vardır. Malign tümörler erişkinlerde daha sıktır, en sık maksiller sinüste epidermoid karsinom görülür; nazal kavite ve diğer sinüslerden gelişim daha nadirdir. Tümörlerde en sık rastlanan şikayetler burun tıkanıklığı ve kanamadır. Burun kitleleri kısmında daha ayrıntılı bahsedilecektir. 255

13 TRAVMATİK NEDENLER Septal hematom: Septum mukoperikondriumu altında (mukoza ile kartilaj arasında) kan birikmesidir. Burun travması sonrası submukozal vasküler yapıların yırtılmasına yada septum cerrahileri sonrası yetersiz kanama kontrolüne bağlı olarak gelişir ve burun tıkanıklığına yolaçar. Hematom kanlanması difüzyonla olan kıkırdağın beslenmesini bozacağı için septum kıkırdağın nekrozuna sebep olur. 3 günden uzun süren hematomlarda kıkırdak nekroza gider. Bu nekroz neticesinde septal perforasyon ve semer burun deformiteleri gelişir. Ayrıca hematom enfekte olarak septal apse gelişebilir. Hematom unilateral, bilateral olabilir. Tedavi, erken teşhis, drenaj ve tamponla baskı uygulamadır. Hematom boşaltıldıktan sonra iatrojenik bir septum deviasyonuna yol açmamak için her iki taraf tampone edilir. 1-2 gün sonra tamponlar çıkarılır, hematom varsa tekrar konur. Tamponlu olduğu sürece antibiyotik gerekir. Septal apse: Septal hematom farkedilip drene edilmezse ve enfekte olursa abseye dönüşür. Abse, burnun yaygın venöz ağı nedeniyle menenjit ve kavernöz Septal hematom sinüs trombozuna yol açabilir. Tedavi, erken teşhis, drenaj ve antibiyotiktir. Septal perforasyon: Sıklıkla burun ameliyatları sonrası gelişir. Bunun yanında, kokain kullanımı, endüstriyel irritan gazlar, sık burun karıştırma, epistaksis nedeniyle koterizasyon, burun travması, uzun süren septal hematom ve abse yada bunlara müdahale sırasındaki yanlış drenajlar, tümörler, sifiliz, tüberküloz ve Wegener gibi burnun granülomatoz hastalıkları sonrası ortaya çıkabilir. Sifiliz perforasyonları daha çok posteriordadır, vomer ve etmoidin lamina perpendikularisini Septal perforasyon ilgilendirir. Küçük perforasyonlar genelde asemptomatiktir, büyük olanlarda sık kabuklanma, kanama, nefes alırken ıslık sesi gibi ses çıkması ve burun tıkanıklığı öne sürülen şikayetlerdir. Geniş ve tek burun boşluğuna rağmen burun tıkanıklığının sebebi, total rezistansın azalmasıdır. Şüpheli olgularda perforasyon kenarından biyopsi alınmalıdır. Tedavisi, çeşitli fleplerle perforasyonun kapatılması veya septal silikon button (düğme) kullanılmasıdır. Button uygulaması lokal anestezi ile yapılır, sıklıkla semptomları (kanama, kabuklanma..) azaltırlar ve iyi tolere edilirler, nadiren değişim gerekir. Hazır ve şekillendirilebilir formları vardır. Ama her olguda cerrahiye gerek yoktur, şikayetleri hafif olanlarda serum fizyolojik uygulamaları yeterli olabilir. Nazal Fraktür: Travma sonrası burun tıkanıklıklarının en sık sebebidir. Ayrıntılı olarak maksillofasiyal travmalar kısmında anlatıldı. 256

14 ENDOKRİN-METABOLİK NEDENLER Hipotiroidi, burun tıkanıklığı yapar, tedavi sonrası düzelir. Ayrıca hamilelikte, DM da burun tıkanıklığı görülür. FARMAKOLOJİK AJANLAR Rinitis medikamentoza: Sık ve uzun süre kullanılan dekonjestanlara bağlı gelişen rinittir. Rebound vazodilatasyon neticesinde gelişir. Bu nedenle uzun kullanılmamalıdır. süre (5-7 Bebekler günden fazla) konjesyon- dekonjesyondaki değişime daha hassas olduğu için 2 yaş altında kullanılmaz. Bazı ilaçlar: Bazı antihipertansifler, OKS, antitiroidler burun tıkanıklığına yol açabilirler. Rinitis medikamentoza tedavisinde burun tıkanıklığını açmak için topikal veya sistemik steroid başlanır, serum fizyolojikli rebound rahatsızsa damla başlanır. konjesyondan sistemik tedaviye ilave edilir. dolayı Hasta çok dekonjestanda Alkol, kokain ve sigara kullanımı: Burun tıkanıklığına yol açarlar. YABANCI CİSİMLER Yabancı cisim: Özellikle çocuklarda ve zihinsel geriliği olan kişilerde, tek taraflı, pis kokulu, pürülan burun akıntısı varsa hemen her zaman yabancı cisim ilk akla gelmelidir. Bazen bilateral de görülebilir. Tedavisi, yabancı cismin özelliğine göre uygun olan aletlerle (eğri uçlu küret, Itard sondası, forseps) zaman kaybetmeden yabancı cismin çıkarılmasıdır. Kimyasal hasar verebilecek piller çıkarıldıktan sonra burun yıkanmalıdır. Larva, sülük, sinek gibi canlı yabancı cisimlere de rastlanabilir. Yabancı cisim çıkarıldıktan sonra endoskopik muayene yapılarak başka yabancı cisim olup olmadığı kontrol edilmelidir. Rinolit: Burun içinde uzun süre kalmış bir cismin kalsiyum ve Nazal kavitede yabancı cisimler (paket lastiği, oyuncak parçası) magnezyum tuzları ile çevrilmesi sonucu oluşan taşlaşmış yapıdır. Bu nedenle burun taşı (rinolit) denir. Burun tıkanıklığına neden olur. FM de veya direk grafide saptanabilir. Yabancı cisim gibi müdahale edilerek çıkarılmalı, çok büyükse kırıp parçalara ayrılarak alınmalıdır. 257

15 BURUN TIKANIKLIĞI İLE GELEN HASTALARDA AYIRICI TANI Burun tıkanıklığı şikayeti ile gelen bir hastada yaş, cinsiyet, öykü, kitlenin görünümü ve tek/çift taraflı olması ayırıcı tanıda yardımcı faktörlerdir. Aşağıdaki tablolarda hastanın şikayetlerine göre ilk akla gelmesi gereken tanılar, hastanın yaşına göre ayırıcı tanılar ve burunda kitle ile gelen bir hastada akla gelmesi gereken patolojiler özetlenmiştir. TABLO: HASTANIN ŞİKAYETİ YADA ÖYKÜSÜNE GÖRE AYIRICI TANI ŞİKAYET/ÖYKÜ Travma öyküsü varsa; Septal hematom/abse, septum ÜSYE öyküsü varsa; Enflamatuar rinit (viral, bakteryel) Tek taraflı pis kokulu burun akıntısı varsa; Tek taraflı pürülan sekresyon birikimi varsa; Seröz burun akıntısı, hapşuruk, kaşıntı varsa; Uzun süre dekonjestan kullanımı öyküsü varsa; deviasyonu, nazal fraktür Yabancı cisim Unilateral koanal atrezi Allerjik rinit Rinitis medikamentoza Septal perforasyon varsa; Sifiliz, tüberküloz, kokain kullanımı, İlaç kullanımı öyküsü (Oral kontraseptifler, İlaca bağlı gelişen konjesyon antihipertansif bazı ilaçlar, antitiroid ilaçlar, ÖN TANI alkol, kokain kullanımı) varsa; Burunda pis kokulu kabuklanma varsa; digital travma, geçirilmiş cerrahi Atrofik rinit (ozena) 258

16 TABLO: YAŞA GÖRE AYIRICI TANI YAŞ Yenidoğan/ bebek hasta Çocuk hasta Genç hasta Erişkin-yaşlı hasta TANI Koanal atrezi, nazal dermoid, nazal gliom, sefalosel gibi konjenital kitleler, yarık damak, nazal aplazi, arini Adenoid hipertrofisi, koanal atrezi, yabancı cisim, allerjik rinit, nazal polip Antrokoanal polip, nazal polip, JNA, ozena (atrofik rinit), granülomatöz hastalıklar (Tüberküloz, sarkoidoz, Wegener granulomatozu), benign ve malign tümörler Granülomatöz hastalıklar, başta inverted papillom olmak üzere benign tümörler ve epidermoid karsinom olmak üzere malign tümörler TABLO: BURUNDA KİTLE İLE GELEN BİR HASTADA AYIRICI TANI BURUNDA TEK TARAFLI KİTLE BURUNDA ÇİFT TARAFLI KİTLE Nazal dermoid (YD, bebek, çocuk) Nazal gliom (YD, bebek, çocuk) Ensefalosel (YD, bebek, çocuk) Hematom/abse (travma öyküsü) Antrokoanal polip (genç hasta) JNA (15-25 yaşlarında genç erkek) İnverted papillom (ileri yaş) Diğer benign tümörler (ileri yaş) Epidermoid karsinom (ileri yaş) Yabancı cisim Nazal polip (Hemen her zaman her iki nazal kaviteyi tutar. Tek taraflı polipoid bir kitle gelirse polip benzeri diğer ayırıcı tanılar yapılmalıdır) Hipertrofik konkalar (Aşırı büyümüş konkalar kitle olarak düşünülebilir) Septal hematom veya abse (Bazen çift taraflı görülebilir, travma öyküsü vardır) Yabancı cisim (Bazen bilateral görülebilir, özellikle çocuklarda ve zihinsel geriliği olan kişilerde, pis kokulu burun akıntısı vardır) Diğer maligniteler (ileri yaş) 259

17 KAYNAKLAR 1. Koç C. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi. Güneş Kitabevleri, 2. Baskı, Önerci M. Allerjik Rinosinüzitler, Rekmay ofset, Ankara, Çelik O. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi. Asya tıp Kitabevi, 2. Baskı, Lee KJ. Essential otolaryngology Head Neck Surgery. Güneş Kitabevleri, 8. Baskı, Ünlü H. Nazal polipler ve tedavisi. Umur basımevi, 2. Baskı, İstanbul, Önerci M, Ünal F. Konka Hastalıkları ve Cerrahisi, Ankara, Arıkan OK. Rinosinüzitler tanıdan tedaviye güncel yaklaşımlar. Veri medikal yayıncılık, İstanbul, Tekat A. Rinosinüzitler. TKBBV akademi toplantıları mezuniyet sonrası eğitim kitapçıkları serisi, Deomed medikal yayıncılık,

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN

NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN NAZAL OBSTRÜKSİYON DR H HAKAN COŞKUN BURUN ANATOMİSİ BURUN FİZYOLOJİSİ Burun fonksiyonları Nefes alma Normal nefes alma yolu nazal solunum Yenidoğanlar mutlak burun solunumu yapar (bilateral koanal atrezi

Detaylı

Burun yıkama ve sağlığı

Burun yıkama ve sağlığı Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.

Detaylı

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR

ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR ALLERJİK RİNİT ve EŞLİK EDEN HASTALIKLAR Dr. İpek Türktaş Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara Çocuklarda: %8.6-15.4 Erişkinde: %20 AKINTI KAŞINTI Allerjik Selam Allerjik Rinit Bulguları AKSIRMA ATAKLARI

Detaylı

KANITLARIN KATEGORİSİ

KANITLARIN KATEGORİSİ EPOS 2007 AMAÇLAR VE HEDEFLER Rinosinüzit, topluma büyük bir mali yük oluşturan, önemli ve gittikçe artan bir sağlık sorunudur. Bu el kitabı, rinosinüzitin tanısı ve tedavisi hakkında kanıta dayalı öneriler

Detaylı

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer

Solunum sistemi farmakolojisi. Prof. Dr. Öner Süzer Solunum sistemi farmakolojisi Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 3 Havayolu, damar ve salgı bezlerinin regülasyonu Hava yollarının aferent lifleri İrritan reseptörler ve C lifleri, eksojen kimyasallara,

Detaylı

PEDİATRİ BAHAR GÜNLERİ 06.03.2014 DR. CÜNEYT YILMAZER

PEDİATRİ BAHAR GÜNLERİ 06.03.2014 DR. CÜNEYT YILMAZER PEDİATRİ BAHAR GÜNLERİ 06.03.2014 DR. CÜNEYT YILMAZER PEDİATRİK SEPTOPLASTİ Kuadrilateral kartilaj, kartilaj çatının gelişiminde anahtar yapı Septoplastiyi büyüme tamamlanana kadar ertelenmesini savunan

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Kronik Öksürük Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı Epidemiyoloji Polikliniklerde en sık 5. şikayet %88-100 neden saptanıyor Spesifik tedavi

Detaylı

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ

PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ PEDİATRİK YAŞ GRUBUNDA EPİFORA VE ENDOSKOPİK DAKRİYOSİSTORİNOSTOMİ Dr. Fulya YAYLACIOĞLU TUNCAY Doç. Dr. Onur KONUK GÜTF GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI İÇERİK NAZOLAKRİMAL SİSTEM -ANATOMİSİ -EMBRİYOLOJİSİ

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) Dr.Gülbin Bingöl Karakoç Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi K.İnci 1: Bebek K, 2 günlük kız hasta Meme emememe, morarma yakınması

Detaylı

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Bölüm 9 Astım ve Gebelik Astım ve Gebelik Dr. Metin KEREN ve Dr. Ferda Öner ERKEKOL Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır. Erişkinlerde astım görülme

Detaylı

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 21.12.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi MANİSA HABER Soğuklarla birlikte sinüzit vakalarında artış yaşanıyor Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, havaların

Detaylı

BURUN TIKANIKLIĞI İLE İLGİLİ MERAK ETTİKLERİNİZ

BURUN TIKANIKLIĞI İLE İLGİLİ MERAK ETTİKLERİNİZ BURUN TIKANIKLIĞI İLE İLGİLİ MERAK ETTİKLERİNİZ Burun tıkanıklığı, nefes almada zorluk çekme insanlığın en eski şikayetlerinden biridir. Bazıları için bu çok önemli olmasa bile kimileri bu şikayetlerden

Detaylı

EPİSTAKSİS SALİH BAKIR KBB NOTLARI

EPİSTAKSİS SALİH BAKIR KBB NOTLARI EPİSTAKSİS 238 EPİSTAKSİS YAPAN SEBEBLER Epistaksis (burun kanaması) lokal ve sistemik faktörler olmak üzere 2 grupta değerlendirilir: LOKAL FAKTÖRLER Travma: Epistaksisin en sık görülen sebebi travmadır.

Detaylı

OBSTRÜKTİF NAZAL PATOLOJİLER

OBSTRÜKTİF NAZAL PATOLOJİLER OBSTRÜKTİF NAZAL PATOLOJİLER Burun yüzümüzün en uç noktasında yerleşmiş, yüz karakteristiğimizin önemli unsurlarından olan bir organdır. Fonksiyonları bakımından da çok daha önemli bir organımızdır. Burnun

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR?

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR? Saman nezlesi tanımı yanlış isimlendirilmektedir. Çünkü saman bu olaya neden olmaz. Hastalık; akan / kaşınan burun ve göz, hapşırma, boğaz kaşıntısı ve burun, boğazda çok miktarda akıntıdan oluşmaktadır.

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ KBB 21 KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ Dr. Mustafa KAZKAYASI / 1 Dr. Nuray Bayar MULUK / 2 Dr. Rahmi KILIÇ / 3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS KBB 7001 MAKALE VE SEMİNER SAATİ K.B.B. A.D. de tıpta

Detaylı

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Ses Kısıklığı Nedenleri: Sesin oluşumunda temel olarak üç sistem rol oynamaktadır. Bu sistemlerden birincisi jeneratör sistemdir. Jeneratör sistem basınçlı hava çıkışını sağlayan akciğerler tarafından oluşturulur. İkincisi vibratuar

Detaylı

ALERJİK RİNİT. Prof. Dr. Ali Kokuludağ. Ege Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD, Alerji ve İmmünoloji BD

ALERJİK RİNİT. Prof. Dr. Ali Kokuludağ. Ege Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD, Alerji ve İmmünoloji BD ALERJİK RİNİT Prof. Dr. Ali Kokuludağ Ege Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD, Alerji ve İmmünoloji BD Alerjik rinit 26 yaşında erkek hasta İlk olarak 5 yıl önce burnunda kaşıntı, arka arkaya 5-10 kez hapşırma,

Detaylı

EPİSTAKSİS. Dr. Selçuk SEVİNÇ

EPİSTAKSİS. Dr. Selçuk SEVİNÇ EPİSTAKSİS Dr. Selçuk SEVİNÇ 1 Epistaksis ( burun kanaması ) genellikle kendiliğinden veya müdahale ile duran bir kanama olmasına rağmen bazen de hayatı tehdit edici boyutlara erişebilir. 2 Hayat boyu

Detaylı

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! On5yirmi5.com Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir! Mevsim değişimlerinde geniz akıntısı, burnunuzda tıkanıklılık ve bağ ağrılarınızdan şikayetiniz varsa, üst solunum yolu enfeksiyonlarınız 10

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz

Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz Klinik Pediatri, 2003;2(2):64-68. Çocuklarda Rinosinüzitlerin Tedavisi Prof. Dr. Sadýk DEMÝRSOY* Rinosinüzit burun boþluðu ve sinüsleri döþeyen müköz membranlarýn (nöroepitel dahil), bu kavitelerdeki sývýlarýn,

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

Dr Gökhan ORCAN, Dr Figen PALABIYIK, Dr Zeynep YAZICI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Bursa

Dr Gökhan ORCAN, Dr Figen PALABIYIK, Dr Zeynep YAZICI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Bursa Dr Gökhan ORCN, Dr Figen PLIYIK, Dr Zeynep YZICI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi ilim Dalı, ursa İkiz eşi olarak 37. gebelik haftasında doğan kız bebek, doğumdan itibaren özellikle

Detaylı

EPİSTAKSİS DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 1. KBB KLİNİĞİ DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 04.10.2011 ACİL TIP KLİNİĞİ ROTASYON SUNUMU

EPİSTAKSİS DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 1. KBB KLİNİĞİ DR.NERMİN ERDAŞ KARAKAYA 04.10.2011 ACİL TIP KLİNİĞİ ROTASYON SUNUMU EPİSTAKSİS 1. KBB KLİNİĞİ hekiminin sık karşılaştığı durumlardan Epistaksis kulak-burun-boğaz ve acil biridir. Olguların %10 undan azı bu sorun için hekime gelmekte ve bunlarında sadece onda biri hastaneye

Detaylı

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum Bölüm 28 Çocuğum Astımlı mı Kalacak? Dr. S. Tolga YAVUZ Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum yollarında ortaya çıkan ve şiddeti zaman içinde değişmekle

Detaylı

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ MENİSKÜS ZEDELENMELERİ Diz eklemi uyluk (femur) ve kaval (tibia) kemikleri arasında kusursuz bir uyum içinde çalışır. Bu uyumun sağlanmasında, diz içerisinde yer alan menisküs denilen yarım ay şeklindeki

Detaylı

NAZAL KİTLELER SALİH BAKIR KBB NOTLARI

NAZAL KİTLELER SALİH BAKIR KBB NOTLARI NAZAL KİTLELER 298 299 KONJENİTAL BURUN KİTLELERİ Bu grupta en sık rastlanan patolojiler; dermoid, gliom ve ensefaloseldir. NAZAL GLİOM Gerçek bir tümör olmayıp ekstradural bölgede glial doku birikimidir.

Detaylı

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan

Detaylı

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 30.06.2018 » İnfluenzanın Tanımı» İnfluenza Bulaş Türleri» İnfluenza Nasıl Bulaşır?» Konak Seçimi» Klinik

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir.

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir. Konuşma gecikmesi Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir. Aylara göre konuşmanın normal gelişimi: 2. ay mırıldanma, yabancılara

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir.

Tiroid dışı hastalıklarda düşük T3, yüksek rt3, normal T4 ve normal TSH izlenir. TİROİD HORMON SENTEZİ Dishormonogenezis Hasta ötroid? Şiddetli açlıkta, kronik hastalıkta, akut hastalıkta, cerrahi esnasında ve sonrasında T4--- T3 azalır Propiltiourasil, kortikosteroid, amiodaron propnalol

Detaylı

%5 Her iki ebeveyn atopik

%5 Her iki ebeveyn atopik ALLERJİ TESTLERİ Dr.ALEV ÖKTEM Düzen Laboratuvarlar Grubu Allerji Allerji vücudumuzun bağışıklık sisteminin çevremizde bulunan ve zararlı olmayan bazı maddelere karşı, ki bunlara allerjen denir, aşırı

Detaylı

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 1 Öğrenim Hedefleri Kulak yabancı cisimlerinin kliniğini anlatabilmelidir ve bu durumda hastaya nasıl yaklaşılabileceğini anlatabilmeli ve hasta üzerinde uygun bir olgu ise yabancı

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler

Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler Çocuklarda Olgularla Ağır Astım Yönetimi: Konvansiyonel Tedaviler Dr.Ersoy Civelek Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji SUAM ersoycivelek@gmail.com Çocuklar

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU Sayfa No 1 / 6 Adı Soyadı: Tarih:.. Baba Adı: Dosya No:.. Yaşı: Telefon:.. Evli/Bekar: Eşinin Adı:.. Eşinin Yaşı:. Korunma Yöntemi:.. Korunma Süresi:. İnfertilite Süresi:. Primer: Sekonder:. Şimdiki Eşinden

Detaylı

Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB BBC A.D.

Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB BBC A.D. Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB BBC A.D. AYLIK KLİNİK TOPLANTILARI Mayıs-Temmuz 9 klinik döküm toplantısı GENEL VERİLER 8 99 99 77 877 83 8 Mar.9 Nis.9 9 9 9 Poliklinik Sayısı GENEL VERİLER

Detaylı

Dr Mahir İğde. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Alerji Ünitesi /Samsun

Dr Mahir İğde. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Alerji Ünitesi /Samsun Dr Mahir İğde Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk Alerji Ünitesi /Samsun Kronik Öksürük Yakınmalı Bir Hasta: BK, 6y, Kız, Samsun Şik: Öksürük Hikayesi: 3 aylıktan bu yana zaman

Detaylı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu

Detaylı

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı

Detaylı

BİRLİKTE ÇÖZELİM Mİ? NSAii. Dr Gözde KÖYCÜ BUHARİ Dr Ferda ÖNER ERKEKOL

BİRLİKTE ÇÖZELİM Mİ? NSAii. Dr Gözde KÖYCÜ BUHARİ Dr Ferda ÖNER ERKEKOL BİRLİKTE ÇÖZELİM Mİ? NSAii Dr Gözde KÖYCÜ BUHARİ Dr Ferda ÖNER ERKEKOL HASTAYI POLİKLİNİKTE NASIL DEĞERLENDİRELİM? 1) Klinik özellikler ( semptom, bulgu, eşlik eden hastalıklar) Reaksiyon ilaç aşırı duyarlılık

Detaylı

DÖNEM V EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI BAŞKOORDİNATÖR. Prof. Dr. Onur URAL DÖNEM V KOORDİNATÖRÜ. Prof. Dr.

DÖNEM V EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI BAŞKOORDİNATÖR. Prof. Dr. Onur URAL DÖNEM V KOORDİNATÖRÜ. Prof. Dr. DÖNEM V 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DERS PROGRAMI BAŞKOORDİNATÖR Prof. Dr. Onur URAL DÖNEM V KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. Mustafa KOPLAY KOORDİNATÖR YARDIMCILARI Doç. Dr. Murat AKAND Dr.Öğr. Üyesi Faruk

Detaylı

ÜSYE Güncel Tanı ve Tedavi

ÜSYE Güncel Tanı ve Tedavi ÜSYE Güncel Tanı ve Tedavi Dr. Özlem YİĞİT Akdeniz Acil Tıp 29.11.2011 Giriş Ayaktan tedavi edilenlerdeki en sık akut hastalık En sık etken virüsler İnsandan insana damlacık yoluyla y yayılım y Tüm yaş

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI

OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI OTİTTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI Akut Otitis Media (AOM)» Orta kulağı döşeyen solunum epitelinin inflamasyonu» Özellikle timpan boşluğunun yangısı» EN SIK ANTİBİYOTİK YAZMA NEDENİ 2 6 ay 9 ay 15 ay 24 ay 36

Detaylı

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever

HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ. Dr. Lale Sever HEMODİYALİZDE SIK KARŞILAŞILAN KOMPLİKASYONLAR ve YÖNETİMİ Dr. Lale Sever Intradiyalitik Komplikasyonlar Sık Kalıcı morbidite Mortalite Hemodiyaliz Komplike bir işlem! Venöz basınç monitörü Hava detektörü

Detaylı

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi)

Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) Arka Vitreus Dekolmanı, Retina Yırtıkları ve Latis Dejenerasyonu (İlk ve Takip Değerlendirmesi) İlk Muayenede Hiakye (Anahtar ögeler) AVD semptomları (II+, Retina dekolmanı, ilişkili genetik bozukluklar

Detaylı

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire ÜST SOLUNUM YOLU Farenjit :Farenks mukozasının iltihabi bir hastalığıdır. Akut ve kronik olarak seyreder. Larenjit :Üst solunum yolunun bir parçası

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. OTRIVINE %0.1 Nemlendirici doz ayarlı burun spreyi 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. OTRIVINE %0.1 Nemlendirici doz ayarlı burun spreyi 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI OTRIVINE %0.1 Nemlendirici doz ayarlı burun spreyi 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her 1 ml çözelti 1 mg ksilometazolin hidroklorür içerir.

Detaylı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı %20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı kaşıntılar (kc, bb, troid) Pemfigoid gestasyones Gebeliğin

Detaylı

Unilateral Choanal Atresia Diagnosed During Operation: Case Report. [Peroperatif Tanı Konulan Unilateral Koanal Atrezi: Olgu Sunumu]

Unilateral Choanal Atresia Diagnosed During Operation: Case Report. [Peroperatif Tanı Konulan Unilateral Koanal Atrezi: Olgu Sunumu] Unilateral : [Peroperatif Tanı Konulan Unilateral Koanal Atrezi: Olgu Sunumu] Korhan Kilic 1, Muhammed Sedat Sakat 1, Enver Altas 2 1 Palandoken State Hospital, Department of Otolaryngology, Erzurum, Turkey

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi Bölüm 17 Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Astım Tedavisinde Yapılan Yanlışlar Dr. Gülhan AYHAN ve Dr. Ömer AYTEN Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç İNFERTİLİTE NEDENLERİ İlknur M. Gönenç ERKEK İNFERTİLİTE NEDENLERİ Endokrin Bozukluklar Hipotalamik disfonksiyon (Kallmann) Hipoffizer yetmezlik ( tm., rad, cerrahi ) Hiperprolaktinemi, Adrenal hiperplazi

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 7 Ağustos 2018 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 7 Ağustos 2018 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Alerji-İmmünoloji BD Olgu Sunumu 7 Ağustos 2018 Salı Uzman Dr. M. Tuğba Çöğürlü KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK

Detaylı

HIŞILTILI ÇOCUKLARA YAKLAŞIM

HIŞILTILI ÇOCUKLARA YAKLAŞIM HIŞILTILI ÇOCUKLARA YAKLAŞIM 1. PUADER KONGRESİ ANTALYA 2012 Dr. İpek Türktaş Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara ipektur@gmail.com STRİDOR? VİZİNG? BRONŞİOLİT %80 ÜSYE %20 BRONŞİOLİT BRONŞİOLİT

Detaylı

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Solunum sistemi kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini oluşturabilecek şekilde özelleşmiş bir sistemdir. Solunum sistemindeki

Detaylı

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet

Sunum planı. Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet Sunum planı Epidemiyoloji Tanım Sınıflama Değerlendirme Tedavi Özet En sık hekime başvuru nedeni Okul çağındaki çocuklarda %35-40 viral enfeksiyonlar sonrası 10 gün %10 çocukta 25 günü geçer. Neye öksürük

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN. BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof Dr Zehra AYCAN zehraaycan67@hotmail.com Büyüme Çocukluk çağı, döllenme anında başlar ve ergenliğin tamamlanmasına kadar devam eder Bu süreçte çocuk hem büyür hem de gelişir

Detaylı

Periodontoloji nedir?

Periodontoloji nedir? Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği

Detaylı

ALLERJİK RİNİT. Doç Dr Dane Ediger Uludağ Ün.Tıp Fakültesi Alerjik Göğüs Hastalıkları

ALLERJİK RİNİT. Doç Dr Dane Ediger Uludağ Ün.Tıp Fakültesi Alerjik Göğüs Hastalıkları ALLERJİK RİNİT Doç Dr Dane Ediger Uludağ Ün.Tıp Fakültesi Alerjik Göğüs Hastalıkları Kursun amaçları Bu derste bir Göğüs Hastalıkları uzmanının alerjik rinit hakkında bilmesi gerektiğini düşündüğümüz klinik

Detaylı

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri BAŞ-BOYUN RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 ( ID: 30)/İnfantil Subglottik Hemanjioma: Tedavi Öncesi Ve Sonrası Bilgisayarlı Tomografi Bulguları 3 ( ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster

Detaylı

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU Anabilim Dalı / Klinik Adı: Hastanın Adı, Soyadı: Baba adı: Doğum tarihi: Ana adı: TC Kimlik No: Planlanan girişimin adı: SEPTUM DEVİASYONU (Burun Bölmesi Eğriliği) OPERASYONU

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI LEODEX % 1.25 jel Haricen uygulanır. Etkin madde: 1 g jel, 12.50 mg deksketoprofene eşdeğer 18.45 mg deksketoprofen trometamol Yardımcı maddeler: Karbomer 980 NF (Carbomer Homopolymer),

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi

HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI. Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi HORLAMA VE TIKAYICI UYKU APNESĠ HASTALIĞI Prof. Dr. Ali Vefa YÜCETÜRK Celal Bayar Ün. Tıp Fak. KBB AD Öğretim Üyesi TANIM Horlama ve buna eşlik eden solunum düzensizlikleri ile karakterize klinik tablolardır.

Detaylı

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ BİRİNCİL KEMİK KANSERİ KONDROSARKOM (KS) PROF. DR. LEVENT ERALP Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı İÇİNDEKİLER Kondrosarkom Nedir? KS dan kimler etkilenir? Bulgular nelerdir? KS tipleri nelerdir? Risk faktörleri

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU Anabilim Dalı / Klinik Adı: Hastanın Adı, Soyadı: Baba adı: Doğum tarihi: Ana adı: TC Kimlik No: Planlanan girişimin adı: MİRİNGOTOMİ (Kulak zarının çizilmesi) veya VENTİLASYON

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Fatma Burcu BELEN BEYANI

Fatma Burcu BELEN BEYANI 10.Pediatrik Hematoloji Kongresi Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı Çalıştığı Firma (lar) Danışman Olduğu Firma (lar) Hisse Senedi Ortaklığı Fatma Burcu BELEN BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon

28.02.2015. Sarkoidoz. MSS granülomatozları. Sarkoidoz. Sarkoidoz. Granülom / Granülomatoz reaksiyon Granülom / Granülomatoz reaksiyon Non-enfektif granülomatozlar: Sinir sistemi tutulumu ve görüntüleme Küçük nodül Bağışıklık sisteminin, elimine edemediği yabancı patojenlere karşı geliştirdiği ve izole

Detaylı

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? KAPAK HASTALIKLARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR? Prof.Dr. Batuhan Özay İstanbul MedicineHospital, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Kapak hastalıkları hastalığın başvuru anındaki ciddiyeti ve hasta profiline

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI Hepatit B aşısı bilinen en etkili aşılardan biridir. Hepati B aşısı inaktif ölü bir aşıdır, aşı içinde hastalık yapacak virus bulunmaz. Hepatit B aşısı 3 doz halinde yapılmalıdır.

Detaylı

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI Konu: KBB hastalıklarında tanı ve muayene yöntemleri Amaç: Bu dersin sonunda dönem 3 öğrencileri KBB hastalıklarında tanı ve muayene yöntemlerini KBB hastalıklarında

Detaylı

UÜ-SK KBB ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

UÜ-SK KBB ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI Rev. No : 03 Rev.Tarihi : 28 Şubat 2012 1 / 5 1. HİZMET KAPSAMI Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı, tüm yaş gruplarındaki ayaktan ve yatan hastalara tanı ve tedavi hizmetleri sunmaktadır. Bu hizmet haftada

Detaylı

FALLOT TERALOJİSİ. Yard. Doç. Dr. Aşkın Ender TOPAL

FALLOT TERALOJİSİ. Yard. Doç. Dr. Aşkın Ender TOPAL FALLOT TERALOJİSİ Yard. Doç. Dr. Aşkın Ender TOPAL Siyanotik konjenital kalp hastalıkları içinde en yaygın olanıdır. Konjenital kalp hastalıklarının %7.3 ünü oluşturur. Etyolojide kesin bir neden bilinmemekle

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Beyin-Omurilik Arteriovenöz Malformasyonları ve Merkezi Sinir Sisteminin Diğer Damarsal Bozuklukları Hasta Bilgilendirme Formu 5 AVM ler Ne Tip Sağlık Sorunlarına

Detaylı

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda; 3. SINIF VE Bu sınıfta öğrencilere, yaşamın evreleri içinde ve organ sistemleri temelinde hastalık oluşumunun genel özellikleri, nedenleri, temel mekanizmaları, patolojik bulguları, laboratuvar ve görüntüleme

Detaylı

Yüz Felci (Fasiyal Palsi)

Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci (Fasiyal Palsi) Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız. Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri,

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı