Asya'dan Anadolu ve Amerika'ya

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Asya'dan Anadolu ve Amerika'ya"

Transkript

1 Asya'dan Anadolu ve Amerika'ya Doç. Dr. Haluk BERKMEN Sizlere uzunca bir yazı dizisi halinde Maya kültürü hakkında kendi görüşlerimi aktarmayı düşünüyorum. Bu bakımdan yazılarımı numaralamayı uygun buldum. Đlk iki resim "Hitit Güneşi" ve "Maya-Aztek" simgeleri ile ilgili. Đki adet boğa boynuzu üzerinde duran Hitit Güneşi ve güneş ile bütünleşmiş üç adet damga. Bunlardan birini ayırıp altta ayrıca belirttim. Bu damganın anlamını şöyle açıklıyorum: Hitit halkının üzerinde duran ve onları yöneten tanrısal özelliklere sahip 3 adet yönetici Đki adet boynuz Hitit halkını ifade ediyor. Üç yönetici ise tanrılaşmış Hitit krallarıdır. Tanrının simgesi olan güneş daire ile, yönetici krallar artı işareti ile belirtilmiştir. Bu bronz eser yürüyen ordunun en önünde bir sopaya takılı olarak sancak şeklinde taşındığı ve tüm Hitit milletinin simgesi olduğu görüşü ileri sürülmüştür. (Bkz. Hitit Güneşi adlı kitap. Yazarı Sedat Alp, TÜBĐTAK yayınları, 2002) Đkinci resimde ise yeni dünya kültürlerindeki güneş simgelerinden bazılarını sunuyorum. Kuzey Amerikanın orta bölgelerine yerleşmiş olan Oklahoma yerlilerine ait bir takı yukarıda görülüyor. Midye kabuğu üzerine oyulmuş olan bu simge açıkça Tengri damgasıdır. Merkezde tanrısal özellikleri olan yöneticinin yüzü dört bir yanda çizilmiştir. Bununla belki de Tanrının varlığı evrenin her yerindedir mesajı verilmek istenmektedir. Tengri damgasını orta Amerika bölgesinde de bulmaktayız. Meksika nın Veracruz bölgesinde Maya'lardan ve Aztek'lerden önce ileri bir kültür oluşturmuş olan Olmek halkının da bir damga yazısına sahip olduğu çok yakın tarihe kadar bilinmiyordu. Yeni bulunmuş ve taşa kazınmış bir yazıtta 62 farklı damgadan oluşan resimsel (semiotik) bir yazı ortaya çıkarılmıştır (Bkz. Science dergisi, Cilt 313, 15 Eylül 2006.). Bu yazıya ait iki damgayı yukarıda gösteriyorum. Her ikisinin ne derece birbirlerini andırdıkları ve benzedikleri ortadadır. ABD nin güney bölgesi olan New Mexico (Yeni Meksiko) eyaletine zamanında gelip yerleşmiş olan Navajo yerlilerine ait bir resimde aynı damganın merkezde yer aldığını ve insanların onun çevresine toplandıklarını görmekteyiz. Sağ alt köşede ise güney ve orta Amerika bölgelerinde uzun yüzyıllar boyu ileri bir kültür oluşturmuş olan Maya ve Aztek tanrısı Quetzalcoatl ya ait bir damga görüyoruz. Bu tanrının adını Kutsalkatlı olarak okuyabiliriz. Öyle okunduğunda Türkçe anlamlı Kutsal-Katlı yani Tengri olduğu anlaşılmaktadır. Damgası da zaten bu görüşe onay vermektedir. Maya-Aztek kültüründe birçok tanrı vardı. Bazılarının adını Türkçe olarak anlamlı bulmaktayım. Đspanyol rahipler tarafından kayıt altına alınmış Maya- Aztek isimlerinde Türkçe sesler vardır. Örneğin ç sesini veren bir harf Đspanyol abecesinde bulunmadığı için Ç yerine X harfini kullandılar. Şu halde her X gördüğümüzde Ç olarak okuyalım. Ayrıca ı harfi de olmadığından yerine i harfini kullandılar.

2 Xiuhtecuhtli: ateş ve zaman tanrısıdır. Yani çifte bir göreve sahiptir. Şu halde Çifte-Kutlu olarak okunabilir. Xiuhte = Çifte ve Cuhtli = Kutlu olmaktadır. Eşitliğin bire bir olması beklenemez. Çünkü iki toplum ayrılalı yaklaşık 3,000 yıl gibi uzun bir zaman süresi geçmiştir. Tezcatlipoca: Orta Amerika tanrılarının belki de en önemlisi. Tezcatli = Tezkatlı, Poca = Bora. Burada kast edilen hızlı hareket eden rüzgar olmaktadır. Tez = hızlı, Katlı = Kat eden (harekete eden) ve B den P ye dönüşümle Bora sözü poca şeklini almış olabilir. Nitekim, Tezkatlıbora rüzgar tanrısıdır. Chac: Yani "Çak" Mayaların yıldırım ve şimşek tanrısıdır. Çak şeklinde okunan bu sözcük halen bile dilimizde Şimşek çaktı şeklinde varlığını sürdürmektedir. Kinich Ahau: Maya güneş tanrısıdır. Kinich veya Küniş aslen Türkçe Güneş sözünden türemiştir. Eski Türk inancında Künhan Güneş-Han adı kutsal güneşe verilen isimlerden biridir. Ahau ile Han sözlerinin yakınlığı bu görüşü desteklemektedir. Xochiquetzal: Güzellik ve çiçek tanrıçası idi. Burada quetzal sözünün kutsal olduğunu gördük. Fakat Xochi nasıl okunmalı? Xochi = Çoh yani çok olabilir. Bu durumda Çokkutsal adı ortaya çıkmış olur. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Yeni örnekleri bir sonraki yazımda sunacağım. Ancak, şu gerçek ile karşı karşıya bulunmaktayız: Kuzey ve Orta Amerika yerli diye bilinen kültürler Asya kökenli olup Bering boğazı üzerinden yeni dünyaya göç etmişlerdir. Asya'dan çıkan ve Anadolu'ya yerleşen bir diğer kol Hurri, Hitit ve Sümer halklarıdır.

3 Aztek ve Maya dilleri Sadece Maya lar değil, tüm kuzey, orta ve güney Amerika kadim kültürlerin kökeni Asya kıtasıdır. Bu yerleşim günümüzden yaklaşık 15,000 yıl önce başlamış ve birçok dalgalar halinde zamanla sürmüştür. Amerika yerli dilleri üzerine derin ve karşılaştırmalı araştırmalar yapan iki dilci Joseph Greenberg ve Merritt Ruhlen adlı önemli uzmanlardır. Onların ifadesine göre Amerika kıtasına en az üç farklı ve büyük göç dalgası olmuştur. (Bkz. SCĐENTĐFĐC AMERĐCAN,Kasım sayfa60). Bu dalgalardan en önemli olanı orta ve güney Amerika bölgelerine yerleşmiş olan Maya, Aztek ve Đnka kültürlerini getirmiş olan dalgadır. Her üç kültürün ortak bir dile sahip oldukları fakat zamanla bu dillerin değişik ağız ve lehçeler halinde ayrıldığını biliyoruz. Ayrıca kuzey bölgede büyük bir dil gurubu olan Atapaskan dil gurubuna ait pek çok kızılderili dilinin varlığı bilinmektedir. Tüm bu Asya kökenli diller Türkçe ile ilgilidirler. Hepsi de ortak bir kök dilden türemiştir. Bu kök dile Ön-Türkçe de diyebiliriz. Fakat Rus dilciler bu kök dile Nostratik demeyi uygun bulmuşlardır. Nostratik hakkında pek çok yayın vardır. Fakat ne yazık ki, bizim yerli dilcilerimiz Ön-Türkçe üzerine asla eğilmemekte bu konuda araştırma yapmadıkları gibi, yapanları da küçümseyip alay etmektedirler. Türkçe ile ilgili dedim. Asla, bire bir eşit demek istemedim. Bu ilgiyi veya ilişkiyi bulup çıkarmak hem hoş bir uğraş olmakta, hem de dünya dilleri hakkında daha derin bir bilgi elde etmemizi sağlamaktadır. Örneğin, Maya sözü Türkçe kök, asıl cevher anlamına gelir. Bira mayası, ekmek mayası hepimizin bildiği sözlerdir. Şu halde Maya kültürü Ön- Türkçe Kök kültür anlamına gelmektedir. Keza, Aztek adı da Az-tek şeklinde iki heceye ayrıldığında Az fakat tek olan yani kendine has olan bir kültür anlamını taşımaktadır. Az sözcüğü z-s dönüşümü göz önüne alındığında ASYA sözünde vardır. Asya sözü de Az-öyü demek olmaktadır. Öyü sözü yerleşim bölgesi demek olup bugün kullandığımız köy sözü OK-öyü (Ok ların yerleşim bölgesi) olmaktadır. OK adı Ön-Türklerin kendilerine ve kendi yöneticilerine verdikleri bir isimdi. Bu konu oldukça derin bir araştırma konusu olduğundan daha ileride söz edeceğim. ATAPASKAN dil gurubunun adı da Ön-Türkçe olarak Ata-Başkan şeklinden başka bir şey olmadığı görüşündeyim. Dilciler bu tür benzetmeleri küçümserler ve hep tesadüf olarak göz ardı ederler. Oysa ki tesadüfler pek çok olunca artık tesadüf olmaktan çıkarlar. Son Maya kralının adı da Ata-Hualpa idi. Hualpa sözü Hu-Alp (Yüce) anlamını taşır. Kuzey Amerika da yaşayan ve halen varlığını sürdüren bir diğer gurubun adı ANASAZI dır. Bu dil gurubunu da Ön-Türkçe Ana-Sözü (anadil) şeklinde ayırdığımızda anlamı apaçık ortaya çıkmaktadır. Maya kültürünün kendi şehirlerine verdikleri isimlere bir bakalım. Bunlardan bazıları: Tikal, Palenque, Kopan, Kalakmul, Uaxactun ve Altun-Ha şehirleri veya daha doğrusu yerleşim merkezleridir. Şimdi sırasıyla bu yerleşim adlarını inceleyelim: Tikal: Tekil yani kendine has olan, tekil olan demek olmaktadır. Çünkü Tik kök sözcüğü Ön-Türkçe olup tek demektir. Tek sözünü Kızılderili dillerde TĐK olarak buluyoruz. Yunanca işaret parmağına Dahtilo denir ki bu da TĐK =>TEK =>TAH =>DAH dönüşümü ile oluşmuştur. Daktilo dediğimiz alet parmaklarla çalışan demektir. Latince TE (sen) ikinci tekil kişi demektir. Burada da işaret parmağı ile gösterilen ikinci şahıs anlamı vardır. Palenque: P sesinin aslı B sesidir. Yani Palenk şeklinde okunan bu şehir adı Barık sözünden dönüşmüştür. Ayrıca R ile L dönüşümü de çok yaygın olduğu bilinmektedir. Barık, ise Barınak, yani konumlu yer demek olmaktadır. Asya kıtasının Türkler tarafında ilk kurulmuş yerleşim bölgesinin adı Başbarık, yani Baş-yerleşim yeri idi. Baş yerleşim ise bugünkü dilde baş-şehir olmaktadır. Zamanla Başbarık, Beşbarık ve Beşbalık olmuştur. Oysa ki ne beş ile ne de balık ile hiçbir ilgisi yoktur. Kopan: Bu şehir adı da halen bugün bile kullandığımız kopan (ayrılan, merkezden kopan) anlamını taşır. Anlaşılan bu şehir asıl Maya bölgesinden coğrafi olarak ayrı bulunduğu için Kopan adını almıştır. Kalakmul: Bu adı da ikiye ayırıp Kalak-Mul şeklinde okumak gerekir. Kalak sözü kalalım anlamını taşır. Nasıl ki alalım sözü alak idiyse, kalalım da kalak idi. Mul ise M nin yine B ile olan ilişkisinden ve L ile R dönüşümünden Mul sözü BUR yani burada kalalım demek olduğunu sanıyorum. Ancak bu yaklaşımın doğruluğu araştırılmalıdır. Uaxactun: Bu isim uzaktın ve daha doğru şekli de uçaktın olsa gerek. Çünkü X harfi genelde Ç sesi ile okunur. Uçaktın, derken uçmak kastedilmiyor. Uçak Uçta olan, uzakta olan kast ediliyor. Altun-Ha: Bilindiği gibi altın sözü ile Ha (yüce, kutsal) sözünün birleşimi var bu isimde. Hakan, Hazret, Hakk sözlerinde hep bu Ha kökü bulunmaktadır. Ayrıca Maya dilinde Han "bir" demektir.

4 Maya dilleri ve ön Türkçe Ön-Türkçe olarak adlandırılan Orta ve Doğu Asya Türkçe sinin birçok ağız ve lehçeleri bulunur. Bunlardan başlıcaları Uygur, Mançu (Kore), Hyung-Nu, Çukçi, Yakut, Tunguz ve Aynu lehçeleridir. Tüm bu ağızları Haluk Tanju Tunçderililer adlı bir kitapta incelemiştir. Bu ana lehçe ve ağızları konuşan Türk toplumlarının adlarına bazı örnekler sunayım: Hun, Özbek, Tatar, Peçenek, Balkır, Atasuan, Türkmen, Altay, Buryat, Evenk, Hazar, Tacik, Gilyak, Aluç.. Amerika da konuşulan diller ise çok değişik isimler altında bilinmektedir. Bunlardan bazıları: Yurok, Mohowk, Yana, Çukatek, Tikuie, Yağhan, Yuçi, Kayapa, Kişe, Takana, Nonuya, Taos...vs. Maya Dilleri Maya dilleri ise bir kök dil olan Proto-Maya dilinden türediği bilinir. Bu Proto-Maya dilini yandaki resimde görebilirsiniz. Ön-Türkçe den türeyen dil guruplarından Proto-Maya dili sadece bir tanesidir. Diğer önemli guruplar: Eurasiatic olarak adlandırılmış olan büyük dil gurubuna Altay, Ural, Hind-Avrupa, Na-Dene ve Dravidian dil gurupları girer. Ayrıca Afroasiatic adı ile bilinen kuzey Afrika ve Mezopotamya dil gurupları arasında Sümer, Babil, Asur, Hitit, Đskit, Hami ve Sami dilleri girer. Bunların da kökeni Ön- Türkçe dir. Đlginç bir dil ilişkisi olarak Asya dilleri olan Çin-Tibet dilleri ile bazı Kafkas dillerinin, Bask ve Buruşaski dillerinin ve Kuzey Amerika dil gurubu olarak bilinen Na-Dene dillerinin yakın akraba oldukları gerçeğidir. Ayrıca Bask dili ile kuzey Afrika Berber ve Tuareg dilleri arasında ilişkiler gösterilmiştir. Burada Maya dillerinden Bazı Maya sözcüklerini ve onların parantez içinde Türkçe karşılıklarını sunmak istiyorum. (Kaynak: Saim Ali Dilemre Genel Dil Bilgisine Bakış, Birinci Kitap ) Ahau (ağa, yönetici), Baat (balta), Ça (çam), Çetun (çetin), Çol (çolak), Kutz (kuş), Đçil (içinde), Đş (dişi), Kaşnak (kuşak), Kin (gün), Kiniş (güneş), Kişe (kişi), Koça (koca, büyük, yaşlı), Kul (kul), Naa (ana), Na (ev), Ol (olmak), Tamazkal (hamam), Tepek (tepe), Top (toplamak), Toz (toz), Tul (tolu, dolu), Tulan (dolgun), Tup (dip), Tzekel (çakıl), Ueez (uyuz), Uiş (işemek), Ul (Ulaşmak), Uy (oy), Yaş (taze,yaş), Yaşıl (yeşil). Size hem anlam hem de telaffuz olarak çok yakın olan tam 31 sözcük sundum. Maya halkının binlerce yıl önce Asya kıtasından Amerika kıtasına göç ettikleri düşünülürse bu kadar sözcüğün halen ortak olması tesadüf ile açıklanamaz. Anlaşılan odur ki Proto-Maya dili Ön-Türkçe dir. Sadece dil ilişkileri değil, aynı zamanda genetik araştırmalar bu ilişkiyi kanıtlamaktadırlar. Şu sitede: Asya nın doğu bölgesinden Bering boğazını aşarak Amerika kıtasına yapılmış olan göçlerin genetik olarak saptandığı anlatılmaktadır. Ayrıca Aleut adaları diye bilinen Asya ile Amerika arasındaki takım adaları Türkçe Alauç olup Ala-Uç şeklinde ayrıldığında Beyaz UÇ demektir. Zira, al sözü bugün kullanılan anlamıyla kırmızı demek olmayıp Ön-Türkçe Beyaz demektir. Zamanla karlı bölgelere ve beyaz tepelere al denmiş, daha sonraları yükseklik kavramı öne çıkarak bayrak rengi olarak değişikliğe uğramıştır. Nitekim Latince alba = yüksekte duran, demektir. Arnavutluğa albania ve arnavutlara albanian denmesi bu Ön-Türkçe kök sözcükten türer. Bu örnek, sözcüklerin zaman içinde nasıl anlam kaymalarına tabi olabildiklerini ve ne derece tanınmaz hale dönüştüklerini çok güzel göstermektedir. Aynı durum özel isimlerde de olmuştur. Örneğin, Maya halklarından bir gurup Kiche Maya diye bilinir. Oysa ki kiche Türkçe kişi demektir ve KicheMaya doğrudan Maya insanı anlamını taşımaktadır. Kişe Maya halkını yöneten ve onları Đspanyol saldırısından koruyan son yönetici, yaklaşık MS 1500 yılında doğmuş Tekun Uman idi yılında Đspanyol saldırgan (konkiestador) Pedro de Alvaro tarafından 24 yaşında katledilmiştir. Tekun Uman adını şu şekilde açıklayabiliriz. Tekun = Tekin demektir ve genelde genç Türk prenslerine verilen addır. Tek kök sözcüğü de ilk prens olduğuna işarettir. Uman = Ön-Türkçe Gelen misafir demektir. (Kaynak: Divan-i Lügat-it Türk) Şu halde Tekun Uman Gelen ilk misafir olmaktadır. Burada doğan çocuğun bir mal olmadığı ve sadece bir misafir olduğu vurgulanmaktadır ki, Ön-Türklerin bilgeliğine güzel bir örnektir.

5 MAYALARDA DĐL-DĐN-MĐMARĐ Bir milletin veya toplumun kültürünü tanımak için o kültürün 3 tane öğesini çok iyi tanımak ve incelemek gerekir. Bu üç öğe. 1-Dil, 2-Din ve 3-Mimari yapıtlardır. Dil o kültürün düşünce yapısını gösterir. Bütünsel ve kapsayıcı düşünen kültürlerin dili de bütünsel kavramlar içerir. Ayrıca dilin gramatik yapısı da bitişken yani aglütinant bir özelliğe sahiptir. Eğer kültürler-arası ilişkiler varsa dil etkileşimleri ve gramatik cümle yapısı ile sözcük benzerliği oldukça fazladır. Dilden türeyen kavramlar o kültürün dinini de etkiler. Bu bakımdan, din-dil ve hatta mimari bir arada incelenmeli, düşüncenin nasıl yapılarda somutlaştığı araştırılmalıdır. Maya kültürü söz konusu olduğunda dil yapısının bitişken ve takılardan türeyen sözcüklerden oluştuğunu görmekteyiz. Bitişken dillerin bir özelliği de dildeki kök sözcüklerin kaybolmadan uzun zaman sürelerinde yaşamaya devam ettikleridir. Kök sözcük deyince genelde tek heceli bir söz akla gelir. Bu tek hece ya iki veya en çok üç harften oluşur. Bazen tek harf bile kök sözcük olabilir. Ön-Türkçe tek heceli bir dildi. Tüm temel kavramlar tek hecelerle ifade edilmekte idiler. Zamanla hecelerin birleşimi sonucu uzun sözcükler oluşmuştur. Tüm kuzey, orta ve güney Amerika dilleri bitişken dillerdir ve hepsinde kök sözcükler bulunmaktadır. Özellikle Maya dili bu tür bir dil olup birleşik sözcükler üretmekte çok ileri gitmiştir. Đşte bazı örnekler: Utsuluynik = Uslu adam, Utsauatş = Senin güzel yüzün, Sakigha = Bir beyaz ev. Görüldüğü gibi tek bir sözcük ile oldukça karmaşık bir kavramı aktarabilmektedirler. Tek bir harf bile bir kök sözcük olabilmektedir. Örnekten Đn (benim), A (senin), U (onun), Ka (bizim), A (sizin), U (onların). Maya dilinin 31 farklı ağız ve lehçesi vardır. Bu ağızlar arasında dahi farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin, BEN sözünün karşılığı bir Maya dilinde TEN bir diğerinde ĐN olmaktadır. BĐZ sözünün karşılığı da bir Maya ağzında TON-ON iken bir diğerinde OGH olmaktadır. Bu ifade şekillerinden her birinin Ön-Türkçe ile ilişkili olduğu görüşündeyim. Bu bakımdan her birini ayrı ayrı ele alıp incelemek niyetindeyim. Önce, Ben ile Ten arasında tek bir harf değişimi olması bakımından TEN sözü üzerinde biraz durmak isterim. Japonca TEN gök, uzay demektir. Burada Türkçe TAN kök sözcüğü ile olan bir ilişki olsa gerek. TENÇĐ daha geniş bir anlamda evren, kozmos demektir. TENNÖ ise imparator, kral demektir. Japonların kendi krallarına Güneşin oğlu dediklerine bakılırsa TEN-NÖ aynı AY-NU gibi göğe ait, göksel anlamı bulunmaktadır. Türkçe asıllı takı ĐN => -NU => -NÖ şekillerine dönüştüğünü görüyoruz. Ön-Türkçe ĐN de ben demek oluyorsa aradaki fark şu olabilir. TEN =yüce yönetici göksel ve kutsal ben, ĐN ise yeryüzüne inmiş olan bedenli ben. Japon bayrağının beyaz üzerine kırmızı bir yuvarlak olduğunu ve bu yuvarlağın güneşi simgelediğini hatırlayalım. Türk bayrağında da göksel ay ile yıldız bulunmaktadır. Sizlere birkaç Japonca sözcük ile Türkçe anlamlarını yazıyorum. ĐĐ (iyi) / ANE (abla) / SUĐ (Meyve suyu, öz su) / KURO (kara) / TEPPEN (tepe) / TANE (tohum, tane) / YAKU (yak, pişir) / YORU (yürü, gel) / TATAKU (dayak, savaş) / YAMA (yamaç, dağ) / YOKU (hasis) / ŞAŞĐ (şaşı) / TE (el) Bu bakımdan Tennö sözü Hem yüce ve kutsal olan, hem de yeryüzüne inip bedenlenmiş olan ben, yani imparator, kral demek olmaktadır. Bu bakımdan Türklerin tek Tanrı olarak kabul ettikleri göksel TENGRĐ sözünde TENG gök ve RĐ yüce kavramları bulunur. Fakat, TENG sözü aynı zamanda yüce ben demek olduğundan burada yönetici insan ile yönetici tanrı kavramları iç-içe girmiş durumdadırlar. Ön-Türkler bu ikiliği bir tek damga olarak ifade etmişlerdir. Tengri damgasında bir daire ve daire içinde bir artı işareti vardır. Bu ikili ifadede daire güneşi ifade eder. Gökte dolanan güneş yuvarlaktır ve ışık ile ısı saldığından yaratıcıdır. Yeryüzündeki hayat güneş olmadan süremez. Bu yönü ile güneş kutsal tanrının bir görüntüsü olmaktadır. Đçteki artı işareti ise yönetici insanın simgesidir. Đkisi birlikte insan özelliklerine sahip olan ve insanı da yaratmış olan göksel Tanrı fikrini aktarmaktadırlar. Ön-Türk toplulukları Asya dan göç etmeye başladıktan sonra Tengri damgasını gittikleri her bölgede tanıtmaya ve kullanmaya devam etmişlerdir. Bu şekilde damgalardan yazıya doğru ilk adımlar da atılmış olmaktadır. Tengriden türeyenler Tengri damgasının değişik kullanım şekillerinde eski Finike dilinde Tengri damgasının Teth harfi olarak seslendirildiğini görüyoruz. Bu harfte damga 45 derece çevrilmiş olsa da damganın esas görüntüsü aynıdır. Kadim Mısır tanrılarından yazıyı öğretmiş olan ve ölmüş firavunların kalbini tartıp kayıt eden tanrının adı Toth idi. Mısırda sadece Hiyeroglif yazı türü yoktu. Aynı zamanda kutsal damga yazısı da bulunmakta idi. Bu damga yazısında Sümer damgalarının etkisi büyüktür. Bu konu da ayrıca incelenmeye değer. Şimdilik Tengri Teth Toth - Teo benzerlikleri ile yetinelim.

6 Maya dilinde ve Yunanca da Tanrı ya Teo/Teotl dendiğini hatırlatmak isterim. Tanrıbilim e de Teoloji denir. Kadim Yunan kültüründe Theta harfi Tengri damgasından türemiş olup dikey çizgi eksikliği ile aynı damgadır. Tau harfli de Orhon T1 harfindeki ok arasında da bariz bir benzerlik bulunmaktadır. Bu damgalar üzerinde açıklamalarımı sürdüreceğim. T1 harfi kalın seslilerle oluşan heceleri tanımlar. Örneğin, AT, TA, OT, TO, UT, TU ve IT, TI hecelerinin her birini T1 ile gösterebiliriz.

7 MAYA DĐLĐ - ÖN TÜRKÇE - JAPONCA Japonca ile Türkçe arasında çok ilginç benzerlikler ve ilişkiler vardır. Genel olarak iki kültür arasında çeşitli benzerlikler olduğu gibi, dil ilişkileri ayrı bir derinlik içerir. Çünkü, Japonların bugünkü adalarına göçleri yaklaşık günümüzden 4000 yıl, belki de daha eski bir tarihte olmuştur. O günden yakın zamana kadar Türklerle Japonlar arasında ne ticari ne de kültürel, herhangi bir alış-veriş olmamıştır. Bu bakımdan iki dil arasında ödünç alma söz konusu olamaz. Eğer hem anlam hem de ses benzerliği olan ortak sözcükler varsa, bu durum her iki dilin ortak bir kök dilden türediğine işarettir. Bir önceki yazımda Tennö sözünün imparator olduğunu söyledim. Bu sözcük TEN-NÖ şeklinde ayrılırsa Ten (kutsal ben) ve Nö veya No (yeryüzü insanı) demek olmaktadır. Maya dillerinde her iki ifade şekli ben olarak kullanılmaktadır. Fakat ilginç olan şudur: Türkçe ĐNSAN sözünü de aynı şekilde ĐN-SAN olarak ayırırsak anlamı /saygın ben/ olmaktadır. Çünkü, Japonca SAN = Sayın, saygın demektir ve sözü dinlenen yani sayılan kişi anlamını taşır. Demek ki, hem ĐN hem de SAN Ön-Türkçe kök sözcükler olmaktadırlar. Zaten in /Nö heceleri N harfinin farklı seslendiriliş şekilleridir. TENG göksel ve kutsal ben demek olduğuna göre Orhon kitabelerindeki şu ifadeyi hatırlayalım: Tengri teg, Tengride bolmuş Türük Bilge kagan. Anlamı: Tanrı gibi, Tanrıda oluşmuş Türk Bilge Kağan. Tanrıda oluşmuş derken kendisinde tanrısal özellikler bulunduğunu ifade ediyordu. Aynı durum Japon imparatorları ve Maya kralları için de geçerli olmuştur. Maya dilinde tek A harfi ile hem /senin/ hem de /sizin/ demek olduğundan söz ettim. Türkçe /sana/ derken SAN = saygın (siz) ve A takısı kullanıyoruz. Böylece -A takısının Ön-Türkçe den gelen bir kök sözcük olduğunu göstermiş oluyoruz. Bir diğer ilişki Maya dilindeki BĐZ demek olan TEN-ON sözünün ne derece Japonca TEN-NÖ sözüne benzediğidir. Yönetici kral ve imparatorların kendilerinden söz ettiklerinde daima BĐZ şeklinde ifade ettiklerini hatırlatmak isterim. Bir diğer Maya lehçesinde BĐZ için OGH sözcüğü kullanılıyordu. Bu sözcük de Ön-Türkçe dir. Çünkü, Asya kökenli Türk boylarına On-OK, Boz-Ok, Üç-Ok dendiğini biliyoruz. Buradaki OK sözcüğü BĐZ demek olup topluluk ve boy anlamını aktardığı gibi, yönetici kişinin de kendine OKH olarak hitap ettiğini görüyoruz. Kızılderili yöneticiler beyazlarla karşılaştıklarında sağ ellerini kaldırıp OGH veya UGH derlerdi. Yani Yönetici olan ben (biz) seni (sizi) selamlıyorum. Ön-Türk boyları sadece doğuya değil, batıya da göç etmişlerdir. Akdeniz kıyılarına gelen boylar tüm kıyı bölgelerine yerleşmiş, dillerini ve dinlerini yaymışlardır. Ok ülkesi denen bölge Đsviçre'nin güneyini, Đtalya'nın kuzey ve orta bölgelerini Fransa nın tüm güneyini ve Đspanya nın Bask ile Katalunya bölgelerini içine almakta idi. Konuştukları dil zaman içinde birçok isimler almıştır. Fransa'da Provencal ve Basque, Đspanyada Oezkara ve Catalan, Đtalya da ise Etrusk adlı diller OKların konuştuğu Ön-Türk dilinden gelişmiş ve dönüşmüştür. Zaten halen bile o bölgelere Occitania ve Langue D Oc denmektedir. Occitania nın 190,000 Km karelik bir alanı kapladığı söylenmektedir. Fransanın güney bölgelerinde konuşulan dilde OC evet demek idi. Halen bile dünyanın her yerinde Đngilizce olarak bilinen ve evet anlamını taşıyan OK denmiyor mu? Bu okey sözünün aslı bilinmiyor. Çeşitli görüşler olsa da benim görüşüm bu sözün OKH olan ve OK olarak bilinen yöneticiyi onaylamak için kullanılan bir selam şekli idi. OK dendiğinde Seni yöneticim olarak onaylıyorum ve selamlıyorum denmek isteniyordu. Kızılderili yöneticilerin neden beyaz adamları OGH diye selamladıkları şimdi daha iyi anlaşılıyor. Đtalya yarım adasında Etrüsk halkı Roma halkından önce yerleşmişti. Aslında Etrüskler tek bir millet olmayıp TUR ve OSK halklarından oluşmuştu. Osk adı OKH adının Latinler tarafından yumuşatılmış şeklidir. Etrüsk adının da E-TUR-OSK (Tur ve Ok lar) anlamını taşır. Hem isim benzerliği hem de sanat benzerliği, Etrüsklerin ve Oskların Ön-Türk toplulukları olduklarını gösteriyor. Şu halde, Ön-Türk boyları hem doğuya hem de batıya doğru yayılmakla kalmamışlar, aynı zamanda yerleştikleri bölgelerde hep yönetici durumunda bulunmuşlardır.

8 OK DĐLLERĐ Tur ve OK boylarının Akdeniz kıyılarına yerleştiklerini söyledim. Fransa nın güney bölgesine Langue D Oc adı verilir. Bunun anlamı /OK dili/ olup o bölgede konuşulan dilin farklı olduğuna işarettir. Zaten Fransızca sözü dahi /Lingua Franca/ sözünden türer ki Latince Ortak Dil demektir. Demek ki, Fransa birleşip tek bir ülke olunca ortak bir anlaşma dili gerektiğinden Latin kökenli Fransızca kabul edilmiştir. Fransa nın güneyinde birçok mahalli dil konuşulurdu. Bunlar OK dili, Provensal, Overnya, Gaskon, Limuzin ve Alp dilleridir. Güney Fransa OK ları OGH veya OKH sözü /biz/ (yüksek olan yönetici ben) demek olduğundan bu sözün değişimlerine değinmek isterim. Türk boyları zamanla bu sözü OĞ şeklinde telaffuz etmişler ve oradan OĞUZ adı gelişmiştir. OGH-UZ sözünün anlamı /biz yönetici olanlarız/ demektir. Diğer dönüşümü de EĞO şeklindedir. Eğo sözünü bugün Ego olarak kullanıyoruz. OĞ sözünün yunanca'ya geçmiş halidir EĞO. Macarlar da ben için EGĐM derler. Ayrıca, OĞ sözünden üçüncü şahıs için kullanılan O ortaya çıkmıştır. Bu işaret de aslında Tengri damgasındaki daireden türer ve /yüksek benlik/ anlamını içerir. Ayrıca O sesinin ortaya çıkışında dudakların yuvarlak bir şekil alışı da etkin olmuştur. OĞLAN sözü de yüksek benliğe ulaş demek olmaktadır. Savaşçı ve yönetici kişinin taşıdığı silah olan ok da aynı kök sözcükten türer. Ural Dillerinde "tek" anlamını veren sözcüğün OK tan türediği anlaşılıyor. OK güneşin yer yüzündeki temsilcisi olduğundan birliğin de simgesi olmaktadır. Ural dilerinde ise BĐR veya TEK kavramı ile OK kök sözünün ilişkilerini gösteren örnekler: Fince 1: Üksi (OĞ uz => Oksi => Üksi); Estonya dilinde 1 : Üks; Macarca 1: Egi (OĞ => OG =>EG => EEGĐ) Diğer Ön-Türkçeden türeyen dillerde: Keşmirce 1 : Akh (Okh => Akh), Gucarati 1 : Ek, Hindu 1 : Ek, Bengali 1 : Aek (Okh =>Akh => Aek), Dravidian 1 : Okko ve Okur, Farsça 1 : Yek, Ermenice 1 : Yergu., örnekleri vardır. Anadolu ya yerleşmiş olan Ön-Türk OK boyları bugünkü Göreme bölgesindeki peri bacalarını oymuşlardır. Anadolu nun merkezindeki Kapadokya adının ne anlama geldiği tam olarak bilinmemektedir. Pek çok fikir üretilmiştir bu konuda. Benim görüşüm KAPADOKYA şu şekilde ayrılabilir. KAPA-D-OKYA. Son sözcük OKYA, OK ların ülkesi OK-ÖYÜ olup aynen Türkiya gibidir. KAPA sözü ise küçük kapalı barınak, küçük kapalı yer anlamındadır ki bu sözcüğü halen kullanıyoruz. Ortadaki D ait anlamında olup Türkçe -dır takısının yer değiştirmiş şeklidir. Yani peri bacalarının (kayalara oyulmuş küçük barınakların) bulunduğu Kapadokya bölgesi OK lara ait kapalı barınakların bulunduğu bölge anlamındadır. Demek oluyor ki ilk Hıristiyanlar bu bölgeye gelmeden çok önce OK lar bu kaya evleri oyup yerleşmişlerdi. OK ların simgesi olan ve Tengri damgasında bulunan daire içindeki eşit kollu haç (+) orada Hıristiyanlar gelmeden önce bile bulunuyordu, duvarlara kazılmıştı. Hıristiyan dininin simgesi olan haçın aslında bir ön-türk simgesi ile ilişkili olduğu anlaşılıyor. Göreme Peri Bacası Eğer Göreme ve civar bölgeye gittiyseniz o kadar çok oyulmuş kaya evi görürsünüz ki bunların Romalılardan kaçıp sığınmış birkaç Hıristiyan tarafından oyulmuş olamayacaklarını hemen anlarsınız. Hatta o bölgede yer altında 8 katlı yaklaşık 4000 odalı koca bir yer altı şehri bulunmaktadır. Bu odalara 15,000 kişinin sığabileceğinden söz edilmektedir.

9 Fransa OK halkının sitesinden Kanıt olarak yukarıdaki resimde Fransa Oklarının gelişimi ve simgeleri olan eşit kollu haçı görebilirsiniz. Demek ki Ön-Türk boyları çok eski dönemlerde Anadolu ya gelip yerleşmişler, şehirler kurmuşlardır. Tur ve Ok boyları akraba olup aynı dili konuştuklarından ortak merkezler de oluşturmuşlardır. TRAKYA bölgesi de bunlardan biridir. Çünkü: Trakya sözü TUR-OK-ÖYÜ (Tur ve Ok ların bölgesi) demektir. ÖYÜ sözü Yunan diline YA takısı olarak geçmiştir. Böylece ülke adları Alman-ya, Đtal-ya, Polon-ya yerleşmiştir. Keza TROĐA sözü de TUR-ÖYÜ sözünden türer ve Truva halkının Ön-Türk halkı olduğu anlaşılır. Đtalya nın doğusundaki TYREN denizi de TUR-an (Tur halkına ait olan) demektir. Đtalya da Toskana bölgesi de keza TUR- OSK halkalarına ait bir bölge idi. Trakya daki TIRNOVA şehri de TUR ların ovası anlamını taşır. Asya kıtasında ise TURAN bölgesi vardır ki bu da dediklerime kanıt olarak görülebilir. Nihayet, Türk adı da TUR-OK sözlerinden türemiş olup, zamanla Türük, Török, Türk şekillerine dönüşmüştür.

10 TENGRĐ SĐMGESĐ Buraya kadar anlattıklarıma görsel destekler vererek devam etmek istiyorum. Zira tüm dünyada dağınık olarak bulunan ve her kültürün kendi anlayışı içinde yansıttığı ortak simgeleri bir bütün olarak bir arada görebilmek hem önemlidir hem de inandırıcıdır. Zaten bilimin de amacı farklı gibi sanılan olayları, olguları ve oluşumları inceleyip tümel bir bakış sunabilmektir. Bu bakımdan size burada anlattıklarımı sadece sözel değil, aynı zamanda görsel görüntülerle destekleyince yaklaşımım daha tutarlı ve bilimsel olmaktadır. Đlk şekilde Hitit kültüründeki Tengri damgasını sundum. Đlk anda çarpıcı ve şaşırtıcı gibi görünen bu yaklaşım ilginizi çekip ilerdeki açılımları beklemenizi sağlamak içindi. Şimdi artık 7. yazıda bu açılımlara girebiliriz. Hitit güneşinin kendisi Tengri simgesi olduğu gibi, 3 adet küçük boy Tengri damgası da Hitit kralını, kraliçesini ve baş rahibi simgeliyorlar. Onların da kutsal özelliklere sahip olduklarını belirtiyorlar. Hitit inancında Tengri damgası o kadar önemli bir yer tutuyor ki duvarlara bu damgaların farklı görüntülerini defalarca çizmişlerdir. Hitit Tengri Damgaları Yandaki şekilde Anadolu Çatalhöyük bölgesinde bulunan bir Hitit tapınak duvarındaki Tengri damgaları görülüyor. Đlk yazıda Amerika halklarının ürettikleri Tengri simgelerinden örnekler sundum. Hem kuzey Amerika halkları, hem de orta ve Güney Amerika halklarında Tengri simgelerini bulmak mümkündür. Maya kültüründe daire içindeki artı (+) işareti hem dört yönü hem de yönetici kutsal kişiyi simgeler. Böylece dört yöne hakim olan yönetici kavramı ortaya çıkar. Tengriden Türeyenler Dördüncü yazımızın şeklinde Tengri damgasından T harfinin ortaya çıkışını ve Tengri deki T harfi ile Teo daki T harfinin ortak bir kök damgadan (kavramdan) türediğini görmekteyiz. Ayrıca Orhon abecesindeki T1 harfi ile kalın seslilerle birleşerek bir anlamlı hece oluşturan işaret olduğundan söz ettim. Böylece Ön-Türklerin neden at ile bütünleştiklerini ve neden bu hayvanla birlikte mezara girdiklerini daha iyi anlayabilmekteyiz. Ayrıca, T1 işaretinin bir kare üzerinde veya bir daire üzerinde duran bir ok olması tesadüf değildir. Bununla anlatılmak istenen at üzerine binmiş yönetici kişi. Ok ile yönetici ve altındaki yuvarlak ile at simgeleniyor. Zira, eskiden Türklerin inandığı bir atasözü vardı: Atı olmayanın adı da olamaz. Yani, yönetici at sahibi olduğuna göre aynı zamanda adı ve sanı vardır. Burada sanı olmak saygın olmak anlamını taşır. Japonların saygın kişilere san dediklerini hatırlatırım. Tengri ile Ateş ilişkisi

11 Yukarıdaki şekilde Tengri damgasından türeyen diğer simgeleri görüyoruz. Ortadaki artı işareti hem Hıristiyan dininde hem de Budist dininde kutsal sayılmıştır. Şeklin sağ üst köşesinde görülen şekil mutluluk ve refah işareti olarak bilinir. Eğer dönüş yönü tam tersine doğru olursa, Nazilerin gamalı haçı olur ki, mutsuzluk ve kıtlık getirir. Bu bakımdan dönüş yönünün saat ibrelerinin ters yönünde olması önemlidir. Aynı şeklin sağ alt köşesinde OT yazdım. Çünkü hem O harfi hem de T harfi Tenri damgasından türemiştir. Üstelik bu iki harfin yan yana gelişi bir kök sözcük oluşturmaktadır. OT, Ön-Türkçe ateş demektir. Odun, sözü de ateşe ait anlamını taşır. Zamanla yanan küçük bitkilere ot denmiştir. Bu sadece bir anlam kaymasıdır. Böylece Tengri kavramının /ateş, güneş/ kavramları ile ilişkisi de ortaya çıkmış oluyor. Dünyadan Tengri Örnekleri Şekilde dünyadan çeşitli Tengri örneklerini görmekteyiz. Budist gelenekte Tengri simgelerine Mandala denmiştir. Sol üst köşede görülen mağara resminde insan ve elinde kalkana benzer bir Tengri damgası görülüyor. Bu mağara resminin, kesin bir tarih olmasa da, yaklaşık 6,000 yıl önce, M.Ö. 4,000 yıllarında çizildiği tahmin ediliyor. Sağda görülen Çin damgası da çok eskidir. M.Ö. 2,000 civarı olabilir. Dairesel bir güneş ve ortasındaki ok-yay tutan savaşçı Tengri nin yer yüzündeki elçisi olarak düşünülmüş olabilir. Sol alt köşedeki resim bir Tibet mandalasıdır. Küçük renkli taşlardan yapılmış olan bu Tengri simgesi mutluluk ve barış için oluşturulmuştur Sağ alt köşedeki pişmiş topraktan yapılmış çömlek üzerindeki şekiller de aynı kavramı simgeliyorlar. Spiraller güneşi veya yıldızları, artı işareti ise kollarını iki yana açmış insanı simgeliyor. Böylece güneşe tapan veya gökteki yıldızlara bakan insan kavramı ortaya çıkmış oluyor. Bu çömlek yukarı Nil (bugünkü Sudan) bölgesinde bulunmuştur. Görüyoruz ki, kadim kültürlerde sanat asla süs olarak algılanmamış ve dekor olarak görülmemiştir. Bugün sanat eseri olarak tanımladığımız örnekler aslında dini öğeler taşıyan mistik simgelerdi. Đnsanlar sanat için sanat yapmıyorlardı, inanç dünyalarını simgeleştirmek için sanat yapıyorlardı. Yani, toplum için sanat yapıyorlardı.

12 OK MOTĐFLERĐ 2000 yılının bir yaz günü Nelson Jecab ABD doğu yakasındaki New Jersey kıyısında güneşlenip denize girmeye hazırlanıyordu. Birden yerdeki çakıl taşları arasında gözüne farklı bir yuvarlak taş ilişti. Eğilip aldığında üzerinde Malta haçına benzer bir şeklin bulunduğunu ve yassı olan taşa bir de küçük delik açılmış olduğunu gördü. Çarpan dalgalar taştaki şekli oldukça aşındırmışlardı fakat şekil belli oluyordu ve tesadüfen oluşmuş bir şekil olmayıp insan yapısı olduğu kesindi. Haziran 2001 yılında bu taşın fotoğrafını yayınlayan ANCĐENT AMERĐCAN dergisi (Cilt 6, sayı 39, sayfa 22) şu yorumu yaptı: Öyle anlaşılıyor ki Malta Şövalyeleri gemilerle Amerika kıyısına kadar gelmişler ve içlerinden biri bu boyuna asılan takıyı düşürmüş olmalıdır. Öncelikle, Malta şövalyeleri zamanında metal işçiliği oldukça gelişmişti ve böyle bir boyun takısını taştan değil, metalden yaparlardı. Ayrıca bu motife benzeyen örneklere hem kuzey hem de güney Amerika yerli kültürlerinde rastlamak mümkündür. Şu halde, taşı oluşturmuş olan kültür Malta şövalyelerine ait olmayıp, doğrudan Asya dan göç edip gelmiş olan Ön-Türk kültürüdür. Yandaki şekilde de aynı görüntüyü bir Toltek takısında buluyoruz. (Kaynak: Wonders of the Ancient World, National Geografic Atlas of Archeology,sayfa 269.) Takıdaki ince işçiliğe ve ileri kakma tekniğine dikkatinizi çekmek isterim. Bu iki örnek batılı insanların ne derece bağnaz olduklarını ve buldukları her tarihi kültür kalıntısına sahip çıkmaya çalıştıklarını göstermektedir. Aynı durum dil konusunda da vardır. Nostratic adlı dille uğraşan dilci batılılar asla Türk adını ve Ön-Türk dilini ağızlarına almıyorlar. Bırakın Türkçeyi, tüm Altay dillerini yok saymaya başladılar. Varsa yoksa Euroasiatic adını verdikleri bir büyük dil ailesi ve bu dil ailesinin asıl önemli temsilcisi Hint-Avrupa dil gurubu. Bu konuda RECONSTRUCTĐNG PROTO-NOSTRATIC adlı bir kitap yazmış olan Allan Bomhard, sadece kök dilin Nostratic olduğunu iddia etmemekte, üstelik Proto-Nostratic adlı hayali bir dil üretmektedir. Elbette ki üretirken asıl temel aldığı diller Hint-Avrupa dilleridir. Bu kitabın CD si elime geçti ve orada dilin kaynak bölgesi olarak Asya kıtası değil, Anadolu gösterilmektedir. Böylece Türk dilleri kaynak olmaktan çıkarılmış durumdadırlar. Hatta daha da acısı, Türkçe ile herhangi bir ilişki bile çok az ve Hint-Avrupa dillerinden alıntı olarak gösterilmektedir. Eurasitic dil gurubunun çıkış bölgesi olarak Anadolu'yu seçmekle Hind-Avrupa dillerine de bir vatan üretilmiş olmaktadır. Böylece, Asya Ural-Altay dillerinin bu bölgeden yayılım sonucu oluştukları görüşü desteklenmiş olmaktadır. kullanmışlardır. Asya kültürleri büyük çapta yarı göçer olduklarından geriye fazla miktarda yerleşik merkezler kalmamıştır. Ancak halılardaki motifler günümüze kadar geleneksel bir aktarımla gelebilmişlerdir. Resimde, halılardaki OK motifleri görülmektedir. Bu motifler ok silahını değil, kutsal yönetici OK kişiyi simgeliyorlar. Her biri Tengri damgasının ortasındaki OK simgesinin değişikliğe uğramış ve stilize edilmiş görüntüleridir. Tengri damgasının dairesi aynı zamanda güneşi simgeler. Bu güneş simgesini de Amerika yerli halkı bol miktarda kullanmıştır. Özellikle yöneticiler kıyafetlerinde ve takılarında bu simgeyi kötü ruhlardan korunmak ve kendilerinin kutsal varlıklar olduklarını göstermek için Güneş Tanrı kavramını aktaran simgeleri Kızılderili Vaşak Reis Yandaki resimde Kızılderili Vaşak reis görülüyor. Bu resimde başındaki tüylü takı güneşi simgeliyor. Tüyler de güneşin ışınlarını. Boynunda ise yine güneş simgesi olan bir takı asılı duruyor. Yani şu mesajı vermek istiyor: Ben Güneşin oğluyum ve Güneş gibi etrafıma ışık saçarım. Güneş tanrı beni kötü ruhlardan korur ve bana güç, kuvvet verir. Maya Tanrısı Kukulkan Maya kültüründe de Güneş Tanrı en önemli tanrı olmuştur. Kukulkan her ne kadar /tüylü yılan/ demek olsa da, yerde sürünen bir yılan olmayıp göksel kutsal, güçlü tanrıyı simgeler. Resimde vücudu ve ayakları yılan gibi, fakat başı tüylü olarak gösterilmiştir. Kukulkan adı Ön-Türkçe kökenli bir sözcükten dahi dönüşmüş olabilir. Kukul ile OKLUK sözcükleri arasında oldukça büyük bir benzerlik vardır. Okluk sözünde /ok taşıyan/ ve hatta bir yılan gibi zehirli ok atabilen anlamları gizlidir. Ayrıca OKLUK /yönetici OK boylarına ait/ anlamı dahi bulunabilir. Kan sözü ise Türkçe Han olarak dönüşmüştür, çünkü Ön-Türkçe aslı KHAN dır. Bu KH sesi üzerinde duracağım.

13 Zamanla bizim Türkçe mizde Han olur iken Maya dilinde Kan haline dönüşmüştür. Türk yöneticilerine KAGAN dendiğini hatırlatmak isterim.

14 KHAN- KHUT-KHANUM KH sesi ile başlayan ve genizden kalın olarak birçok sözcük Ön-Türk kökenlidir. KHAN sözünün Türk yöneticisi olduğunu hepimiz biliriz. Aynı şekilde KUT sözünün aslı da KHUT olup /kutsal varlık/ anlamını taşır. Kadim Mısır kültüründe Khut kutsal yılanın adı idi. Aynen Maya kültüründe olduğu gibi, Kadim Mısır kültüründe da yılan ile güneş Gök Tengri kavramının simgeleri olmuşlardır. Hatta firavunlar da aynı simgeleri başları üzerinde taşımışlardır. Türkçe /kadın/ sözünün aslı /khatun/ ve HAN ım anlamına gelen hanım sözünün aslı da /Khanum/dur. Bu sözlerden anlıyoruz ki Ön-Türk kültürü büyük çapta anaerkil bir toplumdur. Güneş Tanrılar Şekilde, üst sol köşede Sfenks görülüyor. Firavun Khafra firavun Khufun un oğlu olup büyük bir ehrama sahiptir. Sfenks ise bu ehramının önünde duran aslan vücutlu ve insan başlı iri bir heykeldir. Heykelin başını örten bir kumaş sağda görülen firavun Tutankhamun başını örten çizgili kumaşla aynıdır. Bu başlığın çizgileri güneşin ışınlarını simgeliyor. Dolayısıyla, firavun da güneş-tanrıyı simgeliyor. Tutankhamun un başında ayrıca bir yılan ve bir de kondor kuşu yanyana görülüyor. Yılan güç simgesidir, kuş ise yüksekte uçan ve her insana yukarıdan bakabilen varlık olarak yine güneşin simgesidir. Ayrıca, kuş güneşe en yakın varlıktır, zira gökte, güneşin bulunduğu ortamda uçabilmektedir. Bu bakımdan tanrı Horus atmaca başlıdır. Başının üzerindeki güneş diskini de bir yılan çevreliyor. Resmin sağ alt köşesinde tanrı Horusun başı üzerindeki güneşi çevreleyen yılanın adı KHUT dur. (Kaynak: Ancient Egyptian Myths and Legends, Yazan: Lewis Spence, sayfa 130) Görülüyor ki yılanın adı olan Khut, aynı zamanda onun /kutsal varlık/ olduğuna işarettir. Ön-Türk boyları Asya kıtasından hem Mezopotamya bölgesine hem de kuzey Afrika, Mısırdan Habeşistan a kadar olan bölgelere yerleşmişlerdir. Hatta kuzey Hindistan bölgesi ve bugünkü Pakistan tümüyle Ön-Türklerin yerleşim bölgeleri olmuştur. Hindistan'da da kobra yılanı kutsal kabul edilmiş, ona birçok tapınak adanmıştır. Bu geleneğin de Ön Türk kültürü ile ilgili olduğu görüşündeyim. Hem Khufu hem de Khafra adlarının başında KH hecesinin bulunması, her iki ismin kutsal kavramlarla ilişkili olduklarını gösterir. Resmin orta üst kısmında Kukulkan, altta ise bir Çimu güneş tanrısı görülüyor. Çimu halkı güney Amerikanın Peru bölgesinde yaşamışlardır. Güneş tanrıya taptıkları ve krallarını da kutsal güneş tanrı olarak gördükleri biliniyor. Solda görülen Vaşak reisin adı, bildiğimiz vahşi kedi olan vaşak ile ilgilidir. Çünkü, vaşak bir kızılderili sözüdür ve vahşi kediye verdikleri isimdir. KH sesi içeren bir diğer sözcüğün OKH olduğundan söz ettim. Mezopotamya ve doğu Akdeniz kıyılarına gelen Ön-Türk toplumları damgalardan hece yazısına geçen ilk toplum oldukları görüşündeyim. Sümer yazısı damga özelliğini korumuş olmasına rağmen, doğu Akdeniz Ön-Türk halkı bir adım ileri giderek hecelerden oluşan yazı türünü geliştirmişlerdir. Zaten Sami ve kadim Mısır yazısı da sadece sessiz harflerden oluşur. Her sessiz harf bir sesli ile birlikte söylenmesi gerektiğinden tek başına bir hece oluşturmakta idi. Size birkaç örnek sunacağım. Şimdilik OKH hecesinden başlayalım. K harfinin gelişimi Şekilde K harfinin gelişimi görülmektedir. Finike yazısında aşağı doğru bakan bir ok görüntüsünde iken ve KHAF olarak okunurken, zamanla yön değiştirip bugün kullandığımız K harfi olmuştur. OKH hecesi önceleri şekildeki 1 ve 2 görüntüsünden yaklaşık M.Ö yılları civarında değişikliğe uğramıştır. Fakat Orhon abecesinde hem şeklini hem de adını muhafaza etmeye devam etmiştir.

15 OKH hecesinden K harfine Şekilde bu değişim görülmektedir. Etrüsk yazısında (M.Ö: 600 ile M.S. 100 yıllarında) aşağı doğru yönelmiş olan ok görüntüsü aynen kalmıştır. Resmin sol alt köşesinde görülen kaya resmi kollarını iki yana açmış insan ve başı üzerinde bir güneş görülüyor. Kaya resmi Đsviçre Alplerinin güney yüzündeki Valcomanica bölgesinde bulunuyor. Orası halen kuzey Đtalya olup Etrüsk halkının ilk yerleşim bölgesidir. Soldaki kaya resmi doğrudan Tengri damgasını çağrıştırıyor ve Ön-Türk kökenli olduğuna işaret ediyor. Đnsan yönetici ve tanrısal özelliklere sahip OKH olmaktadır. Bu resimle antik Mısır ANKH arasındaki hem ses hem şekil benzerliği çarpıcıdır. Ankh Ankh aynı zamanda tüm Mısır firavunlarının ve tanrılarının ellerinde taşıdıkları bir simgedir. Aynı Ankh simgesi en baştaki resimde Horusun elinde görülüyor. Anlamı da /güneş ile bütünleşmiş yöneticinin tanrısal gücü/ olmaktadır.horus da kadim Mısır kültüründe güneş tanrının gözü olarak bilinir ve kabul edilir. Orhon abecesindeki OK harfinin bir alıntı olması mümkün değildir. Çünkü, batılı dilcilerin iddia ettiği gibi, eğer batı kaynaklı bir alıntı olsaydı ok şeklinde değil modern K harfi şeklinde olmalıydı. Orhon abecesinin M.S. 500 yıllarında oluşmuş bir yazı türü olduğu görüşü hakimdir. Oysa ki, o tarihlerde Finike abecesinde ve bu abeceden türemiş olan diğer Yunan abecelerinde Khaf harfinin ok şekli çoktan terk edilmişti. Demek ki, yayılma yönü batıdan doğuya doğru değil, tam tersine doğudan batıya doğru olmuştur. Öyle anlaşılıyor ki alfabetik yazıyı geliştirenler de Ön-Türk toplumlarıdır.

16 OSĐRĐS (OZ/ĐRĐS) Harf yazısının ortaya çıkışı ile görüşlerimi aktarmaya devam ediyorum. Đlk olarak Tengri damgasından söze başladım ve bu damgadan iki farklı harfin ortaya çıktığını gösterdim. Bunlar O ve T harfleridir. Yuvarlak O harfi görüntüsünü güneşten aldığından güneş tanrının da simgesi olmuştur. T harfi ile yan yana geldiğinde /ateş/ demek olur ki bu da güneşin ısı yayan özelliğinden türetilmiştir. O harfi güneş tanrı olduğuna göre O ile ilgili olan diğer tek heceli sözcükler de Ön-Türk kökenli olmaları gerekir. Örneğin OZ, OL, ON sözcükleri de tanrısal sözcüklerdir ve onları ayrı ayrı incelemek gerekir. Bunların her biri kök sözcüklerdir. Öncelikle OZ sözünden başlayalım. OZ kök sözcüğü bugün dahi kullanmakta olduğumuz ÖZ sözünün aynıdır. Yani asıl kaynak, en önemli tek tanrı ve her varlığın özü anlamındadır. Ön-Türk toplumlarında geçerli olan din şaman dini idi. Şaman sözünün aslı KAM sözüdür. Kamlık veya kamanlık belli insanların manevi uçuşlar yapabilme yeteneğini ifade etmektedir. Bu manevi uçuşlar öze ulaşmak ve özleşmek anlamını taşır. Yani şaman kişiler kendi fiziksel bedenlerinden çıkıp manevi uçuşlar yaptıklarında OZ'laşıyorlardı. Bu sözcük diğer kültürler tarafından alınmış ve değişikliğe uğratılmıştır. Ancak her kültürde bir asıl tanrı, tanrılar tanrısı, tanrıların kralı vardır. Örneğin, kadim Mısır kültüründe tanrılar tanrısı Osiris adlı tanrıdır. Osiris sözü OZ-ĐRĐS olarak okunur. Sondaki is takısı Yunan kökenli olup sonradan eklenmiştir. Asıl adı /OZ-ĐR olup öze ait, özle birleşmiş olan/ demektir. ĐR takısının /ait/ demek olduğundan söz ettim. ĐR takısı sonraları tek başına büyük tanrı adı olarak kullanılmış ve tanrı RA olarak Mısırda varlığını sürdürmüştür. Kadim Mısır Tanrısı Osiris Demek ki, en kadim dönemde OZĐR olarak bilinen tanrılar kralı sonraları RA adı ile varlığını devam ettirmiştir. Biz genelde bu iki tanrının farklı olduklarını sanırız. Oysa ki tapınaklarda Tanrılar kralı olarak hep Osiris resmedilir. RA ise sadece söz edilir ama resmini bulamazsınız. Şekilde tanrılar tanrısı Osirisin tahta otururken resmini görmekteyiz. Hiyeroglif olarak da Osiris üç adet şekil ile betimlenir. Bunlar ilki sakallı insan resim ki, bu simge genel olarak /tanrı/ anlamını taşır. Đkincisi, Taht resmi ki, bu da en yüce tanrı /tanrılar tanrısı/ demektir. Üçüncüsü ise, göz resmi. Bu da /herşeyi gören tanrı/ demek olmaktadır. OZ adı ile anılan bir diğer tanrı Yunan panteonunun en büyük tanrısı ZEUS adlı tanrıdır. Bu isim ZE-is şeklinde okunmalıdır. Sondaki is takısı belirtgen olup ihmal edilebilir. Ön-Türklerin tek bir damga ile bütünsel kavramları aktardıklarını gördük. Burada söz konusu olan damga yıldırım düşmesini andıran Z damgasıdır. Gökten inen yıldırım görüntüsü veren Z kadim Yunan kültürü tarafından ZE olarak okunmuş ve oradan ZEUS adı doğmuştur. Fakat asıl damganın adı OZ olduğunu görüyoruz. Yunan mitolojisi uzmanlarına sorun, Zeus adının anlamı nedir? diye, emin olun hiç biri bilmez. Sadece bir isimdir, deyip atlatırlar. Oysa ki OZ olup, tanrıların kralıdır. OZ damgasının gelişimi Şekilde OZ damgasını ve Z harfinin ortaya çıkışını görüyoruz. Resmin sol üst kısmında görülen Ön-Türk damgaları gökten inen şimşek veya yıldırım görüntüsü aktarıyorlar. Orhon kitabelerinde görülen S1 harfi kalın sesli harflerle bir arada seslendirilir. Bu işareti SA, AS, SU, US, SO, OS, SI, IS şeklinde okumak mümkündür. S2 işareti ise SĐ, ĐS, SE, ES, SÖ, ÖS, SÜ, ÜS olarak okunabilir. Finike abecesinde Z sesini veren harf I şeklinde olup adı Zayn idi. Zayn şeklinde yer ile gök birer kısa yatay çizgi ve her ikisine hakim olduğu anlamını veren bir dikey çizgi görüyoruz. Bu da OZ olan asıl tanrının simgesidir. Arap Elif harfi de dikey bir çizgidir ve aynı şekilde, tanrıyı simgeler. Erken Yunan abecesindeki S harfinin S1 harfinden küçük uzantının eksilmesi sonucu oluştuğunu görmekteyiz. Bu işaret de şimşek işaretidir. Daha sonra köşeler yuvarlak hale dönüşerek Latin S harfi ortaya çıkmıştır. Đnce seslerle uyum sağlayan S2 damgası büyük olasılıkla ĐS şeklinde seslendiriliyordu bu sözcük de Ön-Türk dilinde /kendi, özü/ anlamında dikey bir çizgi olarak gösteriliyordu.

17 Bu sözcük Almanca IST ve Đngilizce IS (okunuşu iz) olarak varlığını devam ettirmektedir. Z sesi hem Zeus adında hem de Zeta harf adı olarak Yunan abecesinde vardır. Ön-Türkçe Z damgasının günümüzde -iz takısı olarak kullanıyoruz. Bu takı da çoğul olarak (geliriz, gideriz, güleriz...) şeklinde var olmayı belirtiyor. Çoğul olarak kullanılan iz takısı aslında /yüksek ben, ÖZ olan ben/ demektir. Ön-Türk damgalarından bir diğeri de su damgasıdır. Bu damga, bildiğimiz göl veya denizin dalgasından mülhem kırık bir çizgidir. Türkmen halı deseni olarak, su damgası halen varlığını sürdürür. Antik Mısır yazısında MU olarak okunan işaret üst üste binmiş üç adet su damgasıdır. Anlamının da su olduğu biliniyor. Yunan Sigma harfi ile Latin M harfi aynı damganın farklı yönlere dönmüş halleridir. Bu bakımdan M ile S ilişkisi de ortaya çıkmaktadır. Su, mu, süt, myölk, milk sözcükleri bu unutulmuş ilişkiye işarettirler. Nitekim, Đngilizce ME (okunuşu mi) sözcüğü ile Fransızca MOĐ (okunuşu mua) sözü de /ben/ demek olup her ikisi de M harfini içermektedirler. Ön-Türkçeden aktarılmış olan Farsça MEN sözcüğü de ben demek olduğuna göre, tüm bu ilişkilerden S, Z ve M harflerinin Ön-Türk OZ damgasından dönüşerek simgeleştikleri sonucuna varmaktayız.

18 GÖK TENGRĐ- ODĐN Ön-Türk kültürünün Gök Tengri inancını birçok kültürde bulduk. Kadim Mısırda Oziris, kadim Yunanda Zeus ve kadim kuzey Avrupa toplumlarında (Viking, Fin ve Norveç kültürlerinde) Odin eşdeğer tanrılardır. Odin de tüm tanrıların babası kabul edilir ve gökte valhalla denilen mitolojik bölgede yaşamıştır. Odinin bir diğer adı da /Alfadir/ olup Đngilizce All father (herkesin babası) demektir. Odinin diğer adları OTHĐNN ve WODAN olup her iki isim Ön-Türkçe ile ilişkili gibi görünüyor. OT-ĐNN şeklinde ayrıldığında /gökten inen ateş/ demektir. Yani Odin gökten şimşek ve yıldırım yağdıran tanrıdır. Veya ĐN kök sözcüğü insan demek olduğundan /Ateş insan/ anlamı ortaya çıkar ki bu da Güneş Tanrı ile örtüşür. Đkinci isim olan WODAN ise OD-DAN yani ateşten oluşmuş demek oluyor ki bu da güneş ile bir bağlantıya işaret ediyor. Zaten, Đngilizce WOOD = ODUN demek olmaktadır, ki bu da görüşüme ayrı bir destek olmaktadır. Bir diğer yaklaşım W harfi çift U olduğundan ve Đngilizce /double U/ olarak okunduğundan W harfi uzatılmış bir U sesidir. Yani, W = UU olmaktadır. Araya bir L sesi eklendiğinde W = ULU olur. Böylece WODAN, WOTAN = ULU- OT-DAN = Kutsal ateşten veya /güneş tanrı/ demek oluyor. Resimde Odin tahtında otururken görülüyor. Başının üstünde bir kuş ve iki yanda iki karga bulunuyor. Başı üzerindeki kuş onun göksel özelliği oluyor. Đki karga ise dünyada olup bitenleri duyup ona anlatıyorlar. Yanındaki kurtlar Freki ve Geri isimli olup Odinin koruyucusu durumundadırlar. Kolunun altında duran mızrak hedefinden asla şaşmayan bir mızrak olup yıldırımı simgeliyor. Çünkü ateş veya güneş tanrı gökten yalnız ateş fırlatabilir. O da yıldırımdır. Bu resim tümüyle şaman kültürünü tanımlıyor. Haber veren kargalar ve koruyan kurtlar şaman simgeleridir. Ateş ve güneş de şaman simgesidir. Tahtta oturması da onun tanrılar tanrısı olduğuna işarettir. Attığı mızrağın daima yerini bulması adaletli tanrı olduğunu gösterir. Yandaki şekilde ise görülen simge tengri simgesi olduğunu sanıyorsunuz. Haklısınız, ama simgenin adı /Odin haçı/dır. Odin Hıristiyanlık kuzey Avrupa ya ulaşmadan çok önce bir göksel tanrı idi. Onun simgesi de Hıristiyan haçının ortaya çıkışından çok daha önceki yüzyıllarda vardı ve tüm Viking eserlerinde taşa kazılmış olarak bulunmuştur. OTHĐNN adının ilk hecesindeki OT sesinin bir tesadüf olmadığını Tengri damgası olan Odin haçından anlıyoruz. Ön-Türkçe ateşe, tüm görünen evrene de ON denirdi. Türklerin ON OĞUZ federasyonu olduğundan söz edilir ve 10 tane boydan oluşmuş bir OĞUZ federasyon olduğu sanılır. Benim görüşüm bu inanın yanlış olduğudur. On Oğuz veya ON-OK-UZ /evrene ait Oklarız/ demektir. Keza DOKUZ OĞUZLAR, 9 tane boydan oluşmuş bir federasyon olmayıp OT-OK-UZ yani /ateşe ait O larız/ demektir. Burada yine, zaman içinde, bir değişim olmuş OT-OK-UZ, TOKUZ, DOKUZ değişimine uğramıştır. Keza ÜÇ OĞUZ boyları 3 tane boyu ifade etmiyor, sadece UÇ-OK-UZ, yani /UÇ Oklarıyız/ (UÇ tepede duran, en yüksek olan) anlamını taşıyor. UÇ hem Uçmak eylemini hem de Tepe kavramını içermektedir. /Uçmak/ derken kamların manevi uçuşları kast edilmektedir. Zira kamlar tedavi yöntemlerini kendileri karar vermezler, daima ruhlara (tanrılarına) danışırlardı. Yani, bir çeşit aracı durumunda idiler. Bu bakımdan gök yüzüne manevi uçuşlar yaparak OZ'laşırlardı. Daha sonraları batıya göçler sonucunda uçan melek kavramı batı kültürüne geçmiştir. Güneş veya daha doğru ifadesi ile evren ON => 10 sayısına dönüşmüştür. ON sesindeki O sesi ve damgası aynı zamanda Latin ve Yunan alfabelerine O harfi olarak geçmiştir. Arapların sayılarından 10 aslında l-o yani, elif-o (tek O) veya /Gök tanrı tektir/ anlamını içermektedir. Aynı mantıkla 9 sayısı da bir yuvarlak (güneş) ve aşağı doğru kıvrılan bir uzantı olup, OTOKUZ /biz güneşten yer yüzüne inmiş ateşten OKlarız/ kavramını içerir. Zira ateş güneşin yer yüzündeki imgesi olmaktadır. Kavramları simgelerle (damgalarla) ve sayılarla ifade etmek, belirtmek, düşüncesi Türklere aittir. Bu derece soyut düşünen bir kültüre batılıların /ilkel göçebe kültürü/ demeleri sadece bu kavramları kendileri üretmemiş olmalarından dolayıdır. Görülüyor ki hem harflerin hem de sayıların kökeninde ön-türk kültürü vardır. Sırası gelmişken biraz da diğer dillerde 1 sayısına ne dendiğine bakalım: Eski Almanca : Ainaz (tek), Eski Đngilizce : Aan veya Ein, Modern Đngilizce : One (uan yani ON) Modern Almanca: Ein (ayn) on => oan => ayn, Hollandaca : Een (on => an => een), MAYA dilinde: Hun veya GHUN (gün), Fransızca : Un (on => un okunuşu ön), Oksitan (Güney Fransa dili) : Un, Provesal veya Vaudois (Güney Fransa dili) : On, Đsveççe : En, Latince : Unus (Onuz => yani biz ON uz), Đtalyanca : Uno, Venedik Đtalyancası : On, Đrlanda Keltçesi : Oin, Đskoç Keltçesi : Aon Yunanca : Ena, Rusça : Odin (Adin). BĐR anlamına gelen tüm bu sözcüklerin kökeninde ON kök sözcüğü bulunmaktadır.

19 ORTAK KÜLTÜRDE OL SÖZCÜĞÜ Maya dilinde Türkçe kökenli birçok sözcük vardır. Bunlardan en çok kullanılan OL kök sözcüğüdür. Maya dilinde OL sözünün anlamı /farkında ol/ veya /bilinçli ol/ şeklindedir. Olmak eylemi onlar için maddi değil manevi bir varoluştur. Đnsan kendi isteği ile doğmuyor. Şu halde fiziksel oluşum insanın iradesi dahilinde değil. Ama, manevi oluşum insanın elinde. Đnsan iradesi ile ilgili diğer Maya sözcüklerine birkaç örnek vereyim. Kimak ol = Mutlu ol, Cah ol = Dikkatli ol, Çakab ol = Đradeli ol, Nac ol = Hassas ol,...vs. OL kök sözcüğü irade ifadesi ise, asıl iradenin Tanrı iradesi olduğuna göre OL emri Tanrı emridir. Đnsan iradesi cüzi irade, parçanın iradesi, Tanrı iradesi ise külli irade, bütünün iradesi olmaktadır. Kur an-ı Kerim ayetlerinin başında üç tane Arap harfi bulunur. Bunların neden orada oldukları hakkında herhangi bir açıklama yoktur. Bunlar adeta birer şifre gibidirler. Örneğin, E/A, L, M (Elif Lam Mim) harflerinin anlamı nedir? Daha önce söylediğim gibi Elif harfi tekliği ve Allah kavramını simgeler. L ile M harfleri bir arada olunca lam, lem şeklinde okunabilir. Arapça Lam /parlak/ demektir. Lamia adı da parlayan anlamındadır. Lem ise /parlamak/ eylemini belirtir. Mim ise her süzün başına geldiğinde onu maddeleştirir, belirgin hale sokar. Örnekler: Mahkum = Hüküm giymiş olan, Mazlum = Zulüm görmüş olan, Mesela = misal olan, örnek olan, Mizan = vezn olan, tartılan...vs. Demek ki, E L M harflerinin gizli anlamı /Allahın ışığı (parlaklığı) belirgin oldu/ şeklinde anlaşılmalıdır. Bu şifrede bir de /Allahın isteği oldu/ anlamı gizlidir. Çünkü, ışığın belirgin hale gelmesi istek ile olur. Bu istek de Külli Đrade olmaktadır. Elif Lam Mim harfleri bir arada Alem olarak da okunur. Demek ki, görünen alem (evren) Allahın isteği olarak ortaya çıkmış bir ışıktır. Yani, bir enerji paketidir ve büyük patlama ile ortaya çıkmış, parlamıştır. Bu yaklaşımda en önemli harf Lam, yani L harfidir. Çünkü Elif ve Mim harflerinin anlamını herkes bilir. Fakat Lam harfinin anlamını bilen çok az insandır. Burada Lam harfinde oluşum, OL emri bulunduğunu belirtmek istedim. Şu halde Lam harfinin gelişimine bakalım. UL Damgası Şekilde Ön-Türk UL damgası görülüyor. Yanında ise Arap abecesindeki Lam harfi var. Orhon abecesindeki L1 harfi UL, LU, AL, LA, IL, LI, OL, LO olarak okunabilir. Bu kök sözcüklerden halen anlamlı olanlar AL ile OL sözleridir. Al emri /kabul et/ OL emri ise /varlık aleminde görün/ demek olduğuna göre, varlık aleminde görünmenin aynı zamanda bir kabulleniş olduğu anlaşılıyor. Yani, var olmak için külli (tümel) iradeyi kabullenmek gerektiği ifadesi bulunmaktadır. OL emri ile ilgili bir diğer sözcük LOGOS kavramıdır. Yunanca /söz/ anlamını taşır ve Tanrı emri olarak söylenen söz demektir. Sondaki OS takısı belirten olduğundan LOGOS emir olarak OL sözünün farklı bir telaffuzudur. Sözün, yani iradenin maddi dünyada belirmesi, ortaya çıkması, yani OLMASI demektir. Daha da ileri bir bakışla iradenin belirgin hale dönüşmesidir. Bir önceki yazımda W harfinin çift U olduğu ve ULU olarak okunabildiğini söyledim. UL damgası da ULU olarak okunabilir. Eski Türk şaman dininde kurtların öneminden de söz ettim. Türk mitolojisinde yol gösteren bir dişi kurt olan Asenadan söz edilir. Đşte bu dişi kurt ulu kamdır. Asyada ULUKEM vadisi vardır ki /Ulu Kam/ demektir. Odinin yanında da iki adet koruyucu kurt vardı. Alman mitolojisinde yol gösteren bir kurt inancı vardır ve adı Wolfgangdır. Bu isim iki sözcükten oluşur. Wolf (kurt) ve gang (yol), yani /yol gösteren kurt/(aynen Asena gibi). Almanca /wolf/, Đngilizce /wolf/ (okunuşu vulf), Fransızca /loup/(okunuşu lu) ve Latince /lupo/ sözlerinin hepsi ULU sözüne dayanır. ULU sözü aslında kurt uluması olan UUUU sesinden yansımalı olarak da türemiş olabilir. LU takısı ise Türkçede aidiyet belirten li/lu (güneyli, doğulu... gibi) bir anlam içerir. Kamların önceleri dişi olmuş olmaları çok mümkündür. Kam ile kurt arasındaki ilişkiyi Japonca /kurt/ demek olan OOKAMĐ sözünde buluyoruz. /OO/ Japonca değerli, yüksek, önemli demektir. Şu halde /OOKAMĐ/ değerli ve önemli KAM anlamındadır. Ayrıca Japonca /Kami/ Tanrı demektir. OO sesinde çift O bulunmakta güneş tengri simgesi olan yuvarlak O sesi iki kere tekrarlanarak önemi vurgulanmaktadır. Nitekim, Fransızca /haut/ okunuşu O olup anlamı /yüksek/ demektir. Almanca da /haupt/ (okunuşu aupt, Opt) yine yüksek demektir.

20 ÖN-TÜRKLERDE PANTEĐZM Bugün dahi kullandığımız Latin harflerinin Ön-Türk damgalarından türemiş olduklarına dair birçok örnek sundum. Şimdiye kadar O, T, K, Z, S, M ve L harflerinin gelişimini gösterdim. Eğer istenirse tüm 29 Latin harfin Ön-Türk damgaları ile ilişkileri saptanıp kanıtlanabilir. Fakat asıl önemli olan Ön-Türk damgalarının soyut (manevi) anlamlarıdır. Çünkü Ön-Türk toplumlarının derdi ticaret değildi. Onlar her istedikleri yiyeceği ya avlıyor, ya topluyor veya üretiyorlardı. Onların derdi kim olduklarını sorgulayıp tanrıları ile iletişime girmekti. Şu halde her damga aslında bir ruhsal iletişim aracı, bir soyut kavramdır. Önemli olan da bu içsel iletişimi ortaya çıkarıp, dillerini ve dinlerini yorumlamaktır. Dedim ki, bir kültürü tanımak için onların dilini, dinini ve mimari eserlerini incelemek gerekir. Buraya kadar dil ve yazı aracılığı ile dinlerine de biraz dokundum. Şimdi daha ayrıntılı olarak Ön-Türk dinini inceleyeceğim. Ön-Türk dini Panteist idi. Yani, çok tanrılı bir dini inançları vardı. Doğada gördükleri pek çok oluşuma hakim olan tanrılar bulunduğuna inanıyorlardı. Fakat tüm bu tanrıların bir lideri, bir tanrıların tanrısı olduğuna da inanıyorlardı. Bu hiyerarşik yapıya Panteon denir. Ön-Türk toplumlarının kurdukları her kültürde aynı yapıyı bulmaktayız. Asya toplumlarında, Mezopotamya ve kadim Mısırda, Anadolu'da, Avrupa toplumlarında, Etrüsk toplumunda, Amerika yerli halklarında ve özellikle Maya ile Aztek kültüründe hep bu piramidal yapıyı görüyoruz. Buradan da neden piramit inşa etmiş olduklarını da anlıyoruz. Piramidin tabanı geniş yükseldikçe daralır. Dini inançlarında da altta birçok küçük tanrı, yükseldikçe güçlenen fakat sayıları azalan tanrılar ve en üstte tek Güneş tanrı. Đşte bu yapıyı hem mimari eserlerinde hem de toplum yapılarında uygulamaya koymuşlardır. Maya Tanrısı Kuri- Kauri Resimde Maya mısır ve ateş tanrısı Curi-Cauri görülüyor. Onun tapınağında hiç sönmeyen bir ateş sürekli yanardı. Bu isimde ben Kuru-Kavuri, yani /Kuruyup Kavuran/ anlamını buluyorum. Bu tanrının Maya tanrıları arasında oldukça önemli bir rolü vardı. Zira Maya toplumunun en önemli besin maddesi mısırdı ve başında görülen süste 9 adet mısır bulunuyor ve göğsündeki takıda 3 nokta bulunuyor. Başlığındaki tüy gibi uzantılar onun Güneş gibi göksel bir tanrı olduğunu gösteriyor. Bu tanrıdaki 9 mısır ve 3 nokta bize Tokuz-Oğuz ve Üç-Oğuzları çağrıştırıyor. Aynı kök kültürden türediklerine işaret ediyor. Maya Tanrısı Huhuteotlu Ayrıca resimde Maya tanrısı Huhuteotlu görülüyor. Kendisi bir diğer ateş tanrısı olup ona /Yaşlı olan/ da denirdi. Sakallı oluşu bu sözü doğruluyor. Başının üzerinde bir Tengri damgası var. Bu damga ile Odin haçı arasındaki benzerliğe dikkatinizi çekerim. Mayalar sakal bırakmazlardı. Hiçbir Maya tanrısını veya yönetici kralını sakallı göremezsiniz. Buna iki istisna vardır. Biri resimde görülen Huhuteotlu, diğeri de Virakoça. Virakoça bir güney Amerika kültürü olan Đnka kültürünün en büyük tanrısıdır. Onun sulardan çıkıp tüm evreni yaratmış olduğu inancı vardı. Virakoça adını Bir-O-Koca sözü ile ilişkisi olabileceği görüşündeyim. Zira tek tanrı ve tanrılar tanrısı olarak Virakoça BĐR => VĐR ile KOCA => KOÇA dönüşümlerine uğramış olması doğaldır. Türkçe halen yaşlılara /koca/ denir. Kocamış, sözü yaşlanmış anlamındadır. Virakoça nın sakallı oluşu bu görüşe destek olmaktadır. Keza HU sözü birçok kültürde Tanrı anlamında kullanılmıştır. HUHU şeklinde tekrar edilince /çok yüksek ve büyük tanrı/ demek olmaktadır. Maya dilinde 1 sayısı için Hun dendiğinden söz ettim. Teotlu sözünün de Tanrı anlamına geldiğini daha önce söyledim. HU ile ULU sözcükleri ses olarak oldukça benzerler. Maya tanrısı olan Hunab-Ku adında da HU hecesi vardır. Sakallı tanrılar Maya kültürüne has olmayıp, Ön-Türklerin Amerika ve diğer bölgelere göçleri sonucu

Konu: Ruhsal İnsan Yazı: 19. ON ve OK Damgaları. Doç. Dr. Haluk Berkmen

Konu: Ruhsal İnsan Yazı: 19. ON ve OK Damgaları. Doç. Dr. Haluk Berkmen Konu: Ruhsal İnsan Yazı: 19 ON ve OK Damgaları Doç. Dr. Haluk Berkmen Asya kıtasında çok eski dönemlerde yaşamış bir kültürün geliştirmiş olduğu Tam-Kavram içeren kaya resimlerinden bu sitedeki Kadim Diller

Detaylı

AT, ATA ve A HARFİ. NOT: Bu yazı Türk Dünyası Tarih dergisinin Aralık 2011, sayı 300 ve sayfa 54 te yayınlanmıştır.

AT, ATA ve A HARFİ. NOT: Bu yazı Türk Dünyası Tarih dergisinin Aralık 2011, sayı 300 ve sayfa 54 te yayınlanmıştır. AT, ATA ve A HARFİ NOT: Bu yazı Türk Dünyası Tarih dergisinin Aralık 2011, sayı 300 ve sayfa 54 te yayınlanmıştır. Doç. Dr. Haluk Berkmen Tarih bilincini yeniden ele almak ve unutulmuş geçmişi kanıtlarıyla

Detaylı

1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ

1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ 1. DÜNYADAKİ BAŞLICA DİL AİLELERİ Kaynak bakımından birbirine yakın olan diller bir aile teşkil ederler. Dünya dilleri bu şekilde çeşitli dil ailelerine ayrılırlar. Bir dil ailesi tarihin bilinmeyen devirlerinde

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Yazının Gelişimi. Konu: Kadim Diller ve Yazılar Yazı: 2. Doç. Dr. Haluk BERKMEN

Yazının Gelişimi. Konu: Kadim Diller ve Yazılar Yazı: 2. Doç. Dr. Haluk BERKMEN Konu: Kadim Diller ve Yazılar Yazı: 2 Yazının Gelişimi Doç. Dr. Haluk BERKMEN İnsanın yeryüzündeki yaşam serüveninde yazının yeri özel olarak önemlidir. Bu bakımdan tarih iki bölüme ayrılarak incelenir.

Detaylı

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Çekerek ırmağı üzerinde Roma dönemine ait köprüde şehrin bu adı ile ilgili kitabe bulunmaktadır. Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Antik Sebastopolis

Detaylı

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI Kelime anlamı İki nehrin arası olan Mezopotamya,

Detaylı

Konu: Kadim Diller ve Yazılar Yazı: 16

Konu: Kadim Diller ve Yazılar Yazı: 16 Konu: Kadim Diller ve Yazılar Yazı: 16 Gizemli Etrüsk dili Doç. Dr. Haluk Berkmen Etrüsk kültürü ve dili üzerine 1927 den beri İtalya nın Floransa kentinde ciddi bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. L İnstituto

Detaylı

Konu: Kadim Diller ve Yazılar. İran da Ön-Türkler

Konu: Kadim Diller ve Yazılar. İran da Ön-Türkler Konu: Kadim Diller ve Yazılar Yazı: 74 İran da Ön-Türkler Doç. Dr. Haluk BERKMEN Milattan binlerce yıl önce Ön-Türk toplumlarının dağ keçisini kutsal kabul ettiklerini ve binlerce dağ keçisi figürünü Altay

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP İÇİNDEKİLER GİRİŞ Afrika ve Afrikalılar 13 BİRİNCİ KİTAP Bir Yuruba Efsanesi: Dünyanın Yaratılışı 23 Küçük Tanrı Obatala, Beş Parmaklı Beyaz Horoz ve Kara Kaplan 23 Kara Kaplan'la Beş Parmaklı Beyaz Horoz

Detaylı

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran Ay tanrıçası Selene, Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helios un kız kardeşidir. Ay ı simgeler. Selene de Helios gibi bir arabayla dolaşırdı. Selene nin arabasını iki at, katır ya da boğa çekerdi. Zeus

Detaylı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı III. ÜNİTE TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI VE İLK TÜRK DEVLETLERİ ( BAŞLANGIÇTAN X. YÜZYILA KADAR ) A- TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI I-Türk Adının Anlamı

Detaylı

Muhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK

Muhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK Hazırlayan: Sunan: Muhammed ERKUŞ Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK 20047095 20043193 FİBONACCİ SAYILARI ve ALTIN ORAN Fibonacci Kimdir? Leonardo Fibonacci (1175-1250) Pisalı Leonardo Fibonacci Rönesans öncesi Avrupa'nın

Detaylı

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM

URARTU UYGARLIĞI. Gülsevilcansel YILDIRIM URARTU UYGARLIĞI Gülsevilcansel YILDIRIM 120213060 Urartular MÖ birinci yüzyılın başında, Van Gölü ve çevresinde önemli bir devlet Kuran ve günümüze kadar buradaki uygarlıkları etkilemiş bir kavimdir.

Detaylı

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER SOSYAL BİLGİLER KONU:ORTA ASYA TÜRK DEVLETLERİ (Büyük)Asya Hun Devleti (Köktürk) Göktürk Devleti 2.Göktürk (Kutluk) Devleti Uygur Devleti Hunlar önceleri

Detaylı

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 ŞAMANİZM Şamanizmin tanımında bilim adamlarının farklı görüşlere sahip olduğu görülmektedir. Kimi bilim adamı şamanizmi bir din olarak kabul etse de, kimisi bir kült olarak kabul

Detaylı

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı

Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl A lmaz Antik Yapı Bugünkü Teknolojiyle Bile İnşa Edilmesi Mümkün Olmayan 19 Akıl Almaz Antik Yapı 19. Büyük Hipostil Salonu Mısır Karnak Tapınağı

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler...

İÇİNDEKİLER. Tarihteki Önemli Buluşlar Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor Coğrafi Keşifler... 4. ÜNİTE İÇİNDEKİLER Tarihteki Önemli Buluşlar... 6 Bilim, Türk ve İslam Devletlerinde yaşayan bilginler ile yükseliyor...21 Coğrafi Keşifler... 26 Rönesans... 32 Reform... 36 Mucitler... 43 Düşünce, sanat

Detaylı

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö. 3000 2000 yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir.

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö. 3000 2000 yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir. MATE417 ÇALIŞMA SORULARI A) Doğru/Yanlış : Aşağıdaki ifadelerin Doğru/Yanlış olduğunu sorunun altındaki boş yere yazınız. Yanlış ise nedenini açıklayınız. 1. Matematik ile ilgili olabilecek en eski buluntu,

Detaylı

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı

TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı Pazar, 27 Eylül 2009 0949 - Son Güncelleme Pazar, 27 Eylül 2009 0950 TÜRKÇE DİL BİLGİSİ KURALLARI-Dil Yapısı Dil İnsanların duygu, düşünce ve isteklerini anlatmak için kullandıkları ses ya da işaretler

Detaylı

Minti Monti. İlkbahar 2015 Sayı:17 Ücretsizdir. Kızıl Panda

Minti Monti. İlkbahar 2015 Sayı:17 Ücretsizdir. Kızıl Panda Minti Monti Çocuklar için eğlenceli poster dergi İlkbahar 2015 Sayı:17 Ücretsizdir ISSN: 2146-281X Kızıl Panda Himalayalar Yeryüzünün Zirvesi Sıradağlar Doğa Yürüyüşünde Yanına Hangi Malzemeleri Alırsın?

Detaylı

SU DALGALARINDA GİRİŞİM

SU DALGALARINDA GİRİŞİM SU DALGALARINDA GİRİŞİM Yukarıda iki kaynağın oluşturduğu dairesel su dalgalarının meydana getirdiği girişim deseni gösterilmiştir Burada kesikli çizgiler dalga çukurlarını, düz çizgiler dalga tepelerini

Detaylı

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Yaratılış Mitleri Orta Asya ve Sibirya da yaşayan Türk toplulukları arasında yaygın olarak anlatılan efsaneler yaratılış mitlerini oluşturmaktadır. Daha çok Altay

Detaylı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Antik Yerleşimler......................... 4 0.2 Roma - Bizans Dönemi Kalıntıları...............

Detaylı

DÜNYA VE EVREN 1.ÜNİTE GEZEGENİMİZİ TANIYALIM. 1. BÖLÜM: Dünya nın Şekli. 2. BÖLÜM: Dünya nın Yapısı

DÜNYA VE EVREN 1.ÜNİTE GEZEGENİMİZİ TANIYALIM. 1. BÖLÜM: Dünya nın Şekli. 2. BÖLÜM: Dünya nın Yapısı DÜNYA VE EVREN 1.ÜNİTE GEZEGENİMİZİ TANIYALIM 1. BÖLÜM: Dünya nın Şekli 2. BÖLÜM: Dünya nın Yapısı DÜNYA NIN ŞEKLİ NASILDIR? Teknolojinin henüz gelişmemiş olduğu eski zamanlarda yaşamış İnsanlar, Dünya

Detaylı

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ) Oniki Havariler Kilisesi olarak da bilinen Kümbet Camii, Kars Kalesi nin güneye bakan yamacında bulunmaktadır. Üzerinde yapım tarihini veren

Detaylı

MATEMATİK ve DOĞA. Ayşe AYRAN Prof. Dr. Neşet AYDIN Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Matematik Bölümü

MATEMATİK ve DOĞA. Ayşe AYRAN Prof. Dr. Neşet AYDIN Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Matematik Bölümü MATEMATİK ve DOĞA Ayşe AYRAN Prof. Dr. Neşet AYDIN Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Matematik Bölümü ÖZET Leonardo Fibonacci 13. yy yaşamış İtalyan bir matematikçidir. Fibonacci

Detaylı

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI 4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI 1. Dünya mızın şekli neye benzer? Dünyamızın şekli küreye benzer. 2. Dünya mızın şekli ile ilgili örnekler veriniz.

Detaylı

İspanyol Alfabesi 27 harf ve 2 digraf, yani tek ses veren ikili harf kombinasyonundan oluşur.

İspanyol Alfabesi 27 harf ve 2 digraf, yani tek ses veren ikili harf kombinasyonundan oluşur. İspanyolcaya Giriş 2 İspanyolca Latince kökenli bir dil. Alfabesi Latin Alfabesine ufak eklemeler yapılarak oluşturulmuştur. Diğer Latin kökenli dillerle doğal olarak benzerlikler taşır. İtalyanca ile

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

İçinde Neler Olup Bittiği Bilinmeyen Dünyadaki 10 Gizli Yapı!

İçinde Neler Olup Bittiği Bilinmeyen Dünyadaki 10 Gizli Yapı! İçinde Neler Olup Bittiği Bilinmeyen Dünyadaki 10 Gizli Yapı! Çevremiz binalarla çevrili, ancak içinde neler olup bittiğini bilmiyoruz. Sıradan yapılar bir yana, içinde bilmediğimiz bazı gizli ve gizemli

Detaylı

ALTIN NEDEN ÇOK DEĞERLĐ?

ALTIN NEDEN ÇOK DEĞERLĐ? ALTIN NEDEN ÇOK DEĞERLĐ? Altın binlerce yıldır değeri yüksek olan bir metaldir. Demir gibi paslanmadığı (oksitlenmediği) ve dünyada az bulunduğu için değerlidir. Çok değerli oluşu nedeniyle de geri dönüşümü

Detaylı

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO

BİZ, MELEKLER - DRUNVALO BİZ, MELEKLER - DRUNVALO http://www.kosulsuz-sevgi.com/ruhu-yukselten-yazilar/biz-melekler-drunvalo-2/ Drunvalo Melchizedek En azından, Sümer de 6000 yıl önce uygarlık başladığından beri, melekler insan

Detaylı

Nihat Sami Banar!ı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s. 89-93'ten özetlenmiştir.

Nihat Sami Banar!ı, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, s. 89-93'ten özetlenmiştir. Uygur Devleti Ders Anlatım Videosu UYGUR DEVLETİ (744 840 ) Uygurlar, Asya Hun Devleti ne bağlı olarak Orhun ve Selenga nehirleri kıyılarında yaşamışlardır. II. Kök Türk Devleti'nin son zamanlarında Basmiller

Detaylı

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM Bulut Kuş OKUL Ağaç Çimenler Taş Ayşe Çocuklar Kedi Top Çiçekler Göl Yukarıdaki şekilde Ayşe nin okula giderken çevresinde gördüğü canlı ve cansız varlıkları inceleyelim.

Detaylı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından

Detaylı

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2. Özel Konum 1. Türkiye nin Matematik (Mutlak) Konumu Türkiye nin Ekvatora ve başlangıç

Detaylı

ASTRONOMİ TARİHİ. 2. Bölüm Antik Astronomi. Serdar Evren 2013

ASTRONOMİ TARİHİ. 2. Bölüm Antik Astronomi. Serdar Evren 2013 ASTRONOMİ TARİHİ 2. Bölüm Antik Astronomi Serdar Evren 2013 Fotoğraf: Eski Yunan mitolojisinde sırtında gök küresini taşıyan astronomi tanrısı, ATLAS. En Eski Astronomi (Antik veya Teleskop Öncesi) Kültürel

Detaylı

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM

ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM ÇEVREMİZDEKİ VARLIKLARI TANIYALIM Bulut Kuş OKUL Ağaç Çimenler Taş Ayşe Çocuklar Kedi Top Çiçekler Göl Yukarıdaki şekilde Ayşe nin okula giderken çevresinde gördüğü canlı ve cansız varlıkları inceleyelim.

Detaylı

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı Sözlü Dönem Yazılı Dönem İslamî Dönem Türk Edebiyatı Geçiş Dönemi Divan Edebiyatı Halk Edebiyatı Batı etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Tanzimat

Detaylı

İktisat Tarihi II. 2. Hafta

İktisat Tarihi II. 2. Hafta İktisat Tarihi II 2. Hafta İKİNCİ DEVRİMİN BAŞLANGICI İkinci bir devrim kendine yeterli küçücük köyleri kalabalık kentler durumuna getirmiştir. Bu dönemde halk yerleşiktir. Köyün kendisi toprak elverdikçe

Detaylı

Bu türleri yakından tanımak için haritaya tıklayın.

Bu türleri yakından tanımak için haritaya tıklayın. Anadolu'da Te hlike Altındaki Tüm Türler Hazar kaplanı, Gökçe balığı ve Anadolu parsı... National Geographic Türkiye, Temmuz sayısında ülkemizde tehlike altındaki türlere dikkat çekti. Bu türleri yakından

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2017-2018 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 4. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Antik Yunan Bilimi Sokrat Öncesi Dönem

Detaylı

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt Önsöz Medeniyet; bir ülke veya toplumun, maddi ve manevi varlıklarının, düşünce, sanat, bilim, teknoloji ürünlerinin tamamını ifade eder. Türk medeniyeti dünyanın en eski medeniyetlerinden biridir. Dünyanın

Detaylı

SES (HARF) BİLGİSİ. Türkçe alfabemizde (abecemizde) 29 harf vardır. Alfabetik sırası şöyledir.

SES (HARF) BİLGİSİ. Türkçe alfabemizde (abecemizde) 29 harf vardır. Alfabetik sırası şöyledir. İSMET ÖZCAN SES (HARF) BİLGİSİ Dili oluşturan sesleri göstermeye yarayan işaretlere (sembollere) harf denir. Türkçe alfabemizde (abecemizde) 29 harf vardır. Alfabetik sırası şöyledir. a, b, c, ç, d, e,

Detaylı

SAGALASSOS TA BİR GÜN

SAGALASSOS TA BİR GÜN SAGALASSOS TA BİR GÜN Çoğu zaman hepimizin bir düşüncesi vardır tarihi kentlerle ilgili. Baktığımız zaman taş yığını der geçeriz. Fakat ben kente girdiğim andan itibaren orayı yaşamaya, o atmosferi solumaya

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Leyla Tavflano lu Çok sıklıkla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan a gittiğim için olsa gerek beni bu oturuma konuşmacı koydular. Oraların koşullarını

Detaylı

Hıristiyan İnanç Esasları Teslis Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek tanrıyı kabul ederler. Hıristiyan inancına göre baba kainatı ya

Hıristiyan İnanç Esasları Teslis Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek tanrıyı kabul ederler. Hıristiyan inancına göre baba kainatı ya Hıristiyan İnanç Esasları Teslis Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek tanrıyı kabul ederler. Hıristiyan inancına göre baba kainatı yaratmıştır. Tanrının inkarnasyonu olan oğul, günahın

Detaylı

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Erken Dönem Halkbilimi Kuram ve Yöntemleri DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2 KONULAR Mitolojik Teori Mitlerin Meteorolojik Gelişimi Teorisi Güneş Mitolojist Okul ve Güneş

Detaylı

Galaksiler kütle çekimiyle birbirine bağlı yıldızlar ile yıldızlar arası gaz ve tozdan oluşan yapılardır.

Galaksiler kütle çekimiyle birbirine bağlı yıldızlar ile yıldızlar arası gaz ve tozdan oluşan yapılardır. Galaksiler Galaksiler kütle çekimiyle birbirine bağlı yıldızlar ile yıldızlar arası gaz ve tozdan oluşan yapılardır. Galaksilerin barındırdığı yıldızlar ortak bir çekim merkezi çevresindeki yörüngelerde

Detaylı

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar HESAP Hesap soyut bir süreçtir. Bu çarpıcı ifade üzerine bazıları, hesaplayıcı dediğimiz somut makinelerde cereyan eden somut süreçlerin nasıl olup da hesap sayılmayacağını sorgulayabilirler. Bunun basit

Detaylı

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran Tarihi ve bugünü ile Her an Harran Güneydoğu haritası (Urfa, Harran) İbrahim Ur dan Kenan Ülkesine giderken Harran dan geçti mi? Yakup Harran da Yakup un kuyusunun fotoğrafı Yakup un kuyusu (?) Ay Tanrısı

Detaylı

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM

KIRILL ISTOMIN in. renkli dünyası ve DEKO TASARIM DEKO TASARIM Senem ÖZTÜRK / senem.ozturk@alem.com.tr Biliyorum ki dekoratör sözcüğü bugün pek de popüler değil, hatta modası geçmiş bir ifade fakat yine de kendimi dekoratör olarak tanımlamak bana daha

Detaylı

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ

BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ BATI MÜZİĞİ TARİHİ 1. ÜNİTE İLK ÇAĞ DÖNEMİ MÜZİĞİ İÇERİK Müzikoloji nedir? Müzik tarihinin Müzikoloji içindeki yeri Müzik tarihinin temel kavramları Etimoloji (Müzik kelimesinin kökeni) Kültürel evrim

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları...

TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... TARSUS DA BİR GÜN...BELKİ DE İKİ... Adanalılar...Mersinliler...Gaziantep, Hatay ve Osmaniyeliler...Türkiye nin gezmeyi sever insanları... Hatta Tarsuslular. Dünyanın öbür ucundan gelen Japonlar,Koreliler,Almanlar

Detaylı

GİZEMLİ ALTIGEN. Kitapta bu altıgen hakkında şu bilgiler yer alır:

GİZEMLİ ALTIGEN. Kitapta bu altıgen hakkında şu bilgiler yer alır: GİZEMLİ ALTIGEN Edip Yüksel in Üzerinde 19 Var kitabının İngilizce versiyonu olan Nineten God s Signature in Nature and Scripture adlı kitapta, 304. sayfada Gizemli Altıgen başlıklı bir konu yer alır.

Detaylı

HAREKET HAREKET KUVVET İLİŞKİSİ

HAREKET HAREKET KUVVET İLİŞKİSİ HAREKET HAREKET KUVVET İLİŞKİSİ Sabit kabul edilen bir noktaya göre bir cismin konumundaki değişikliğe hareket denir. Bu sabit noktaya referans noktası denir. Fizikte hareket üçe ayrılır Ötelenme Hareketi:

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU Kutsal alanlardaki Onur Anıtları, kente ya da kentin kutsal alanlarına maddi ve

Detaylı

Gelin şimdi bu harflerle ilgili örnekler verelim.

Gelin şimdi bu harflerle ilgili örnekler verelim. Merhaba çocuklar, www.ingilizcemiyi.com sitemize hoş geldiniz.. İngilizceyi öğrenmeye ilk başladığınızda önce alfabesinin farklılığını görürsünüz. Sonrada içinizden şunları sessizce mırıldanırsınız. Türkçede

Detaylı

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı.

Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak bulunurdu. Yönetim binası, resmî yapılar ve pazar meydanları tapınağın etrafında yer alırdı. M.Ö 2000 den itibaren Eski Yunan da ve Ege de polis adı verilen şehir devletleri ortaya çıkmıştır. Bunlardan en önemlileri Atina,Sparta,Korint,Larissa ve Megara dır. Şehir devletlerinin merkezlerinde tapınak

Detaylı

Dünya, Güneş ve Ay'ın Şekli;

Dünya, Güneş ve Ay'ın Şekli; Dünya, Güneş ve Ay ın şekilleri hakkında eski çağlardan bu yana çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Hatta günümüzden binlerce yıl önce insanlar Dünya mızın düz, Güneş ve Ay ın yuvarlak bir tepsi gibi olduğunu

Detaylı

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Dil Nedir? ÜNİTE:2 Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3 Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4 Ses Bilgisi ÜNİTE:5 1 Yapı Bilgisi: Biçim Bilgisi ve Söz Dizimi ÜNİTE:6 Türkçenin Söz Varlığı

Detaylı

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN

ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ. Burcu Aslı ÖZKAN ANADOLU UYGARLIKLARI (RÖLYEF) KABARTMA ESERLERİ Burcu Aslı ÖZKAN İlk Çağda Anadolu da kurulan bazı uygarlıklar Hitit, Frig,Urartu, Lidya. HİTİTLER MÖ(1700) Başkenti Hattuşa (Boğazköy) Malatya Orta Anadolu

Detaylı

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

İktisat Tarihi II. 1. Hafta İktisat Tarihi II 1. Hafta İktisat tarihinin görevi ekonomilerin performanslarında ve yapılarında zaman içinde meydana gelen değişiklikleri açıklamaktır. Tarih Öncesi Çağların Bölümlenmesi Taş Çağı Bakır

Detaylı

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013 OECD 2013 EĞİTİM GÖSTERGELERİ RAPORU: NE EKERSEN ONU BİÇERSİN (4) Prof. Dr. Hasan Şimşek İstanbul Kültür Üniversitesi (www.hasansimsek.net) 5 Ocak 2014 Geçtiğimiz üç hafta boyunca 2013 OECD Eğitim Göstergeleri

Detaylı

ALTIN MÜCEVHERAT. Hazırlayan Birsen YILMAZ 2006. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

ALTIN MÜCEVHERAT. Hazırlayan Birsen YILMAZ 2006. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi ALTIN MÜCEVHERAT Hazırlayan Birsen YILMAZ 2006 T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi ALTIN MÜCEVHERAT Türk altın mücevherat üretim geleneği çok eskilere dayanmaktadır.

Detaylı

Olimpizm -2- Spor Bilimleri Anabilim Dalı

Olimpizm -2- Spor Bilimleri Anabilim Dalı Olimpizm -2- Spor Bilimleri Anabilim Dalı Antik (Klasik) ın tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte ın tarihinin M.Ö. XIV. yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Antik (Klasik) ının Yunanistan'ın

Detaylı

ZAMİR Varlıkların veya onların isimlerinin yerini geçici veya kalıcı olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle, bazı eklere zamir denir. Zamirlerin Özellikleri: İsim soyludur.

Detaylı

GÖKDELEN YARIŞI 4500 YILDIR SÜRÜYOR

GÖKDELEN YARIŞI 4500 YILDIR SÜRÜYOR GÖKDELEN YARIŞI 4500 YILDIR SÜRÜYOR Dünyanın en yüksek yapısı binlerce yıl boyunca 146,5 metrelik Büyük Giza Piramidi idi. Günümüzde en yüksek bina 829,8 metrelik Burc Khalifa dır. İlk Firavunların Anıt

Detaylı

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu 2016 yılında 126 ülkenin ordusu değerlendirilmiş ve dünyanın en güçlü orduları sıralaması yapılmıştır. Ülkenin sahip olduğu silahlı gücün yanında nüfusu, savaşabilecek ve askerlik çağına gelen insan sayısı,

Detaylı

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mitlerin Sınıflandırılması Mitler ele aldıkları konular bakımından kendi içlerinde çeşitli şekillerde sınıflandırılırlar. Örneğin, İnsanın ve dünyanın geleceğini

Detaylı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan,

Detaylı

KUTUP IŞINIMI AURORA. www.astrofotograf.com

KUTUP IŞINIMI AURORA. www.astrofotograf.com KUTUP IŞINIMI AURORA www.astrofotograf.com Kutup ışıkları, ya da aurora, genellikle kutup bölgelerinde görülen bir gece ışımasıdır. Aurora, gökyüzündeki doğal ışık görüntüleridir. Genelde gece görülen

Detaylı

DÜNYANIN ÇÖZEMEDİĞİ GİZEM: GÖBEKLİ TEPE

DÜNYANIN ÇÖZEMEDİĞİ GİZEM: GÖBEKLİ TEPE DÜNYANIN ÇÖZEMEDİĞİ GİZEM: GÖBEKLİ TEPE Her şey, 1983 yılının sıradan bir gününde tarlasını karasabanla sürmekte olan bir çiftçinin, toprak altında bulduğu oymalı taş ile başladı! İhtiyar çiftçi, dünyanın

Detaylı

TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER DİL AİLELERİ, DİL GRUPLARI, DİL TÜRLERİ. Dil Aileleri Dil Grupları Dil Türleri

TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER DİL AİLELERİ, DİL GRUPLARI, DİL TÜRLERİ. Dil Aileleri Dil Grupları Dil Türleri HEDEFLER İÇİNDEKİLER DİL AİLELERİ, DİL GRUPLARI, DİL TÜRLERİ Dil Aileleri Dil Grupları Dil Türleri TÜRK DİLİ - I Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Dil ailelerini açıklayabilecek, Lehçe, ağız, şive gibi dil

Detaylı

Roma mimarisinin kendine

Roma mimarisinin kendine Roma Bahçe Sanatı Daha sonraları Roma İmparatorluğunun en fazla geliştiği yıllarda, Romalı generallerin harpler sonucu dünyanın dört köşesine Roma mimarisinin taşınmasına sebep olmuştur. Roma mimarisinin

Detaylı

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ

FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 5.ÜNİTE :DÜNYA, GÜNEŞ VE AY KONU ÖZETİ KONULAR A.GÖKYÜZÜ MACERASI B. DÜNYA VE AY IN HAREKETLERİ A.GÖKYÜZÜ MACERASI Güneş, Dünya ve Ay ın Şekli Yıllar önce insanlar Dünya, Ay ve Güneş'in

Detaylı

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 MİT VE DİN İLİŞKİSİ (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mit ve Din Mitolojiler genel olarak dinsel, ruhani ve evrenin ya da halkların oluşumu gibi yaratılış veya türeyiş gibi temaları içerirler.

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 09 Şubat :20 - Son Güncelleme Pazartesi, 15 Şubat :23

Zeus tarafından yazıldı. Cumartesi, 09 Şubat :20 - Son Güncelleme Pazartesi, 15 Şubat :23 Yazı İçerik Nedir Ünlü Daralması Kaynaştırma Harfleri Ulama Ses Düşmesi Ünlü Düşmesi Ünsüz Düşmesi Ses Türemesi Ünsüz Benzeşmesi Ünsüz Yumuşaması ÜNLÜ DARALMASI Sözcüklerin sonlarında bulunan geniş ünlüler

Detaylı

SANDALYENİN 4000 YILLIK ÖYKÜSÜ

SANDALYENİN 4000 YILLIK ÖYKÜSÜ SANDALYENİN 4000 YILLIK ÖYKÜSÜ Sandalye binlerce yıl önce kullanıma girdi. Sandalye tasarımı, sanılanın aksine basit değil zordur ve yanlış tasarlanan sandalyelerde oturmak rahatsız edicidir. Sümerler

Detaylı

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir. Hiçbir müzisyen, bülbülün ötüşünden daha güzel bir şarkı söyleyemez. Bütün bu güzel şeyleri Allah yapar ve yaratır. Allah ın güzel isimlerinden biri de HAMÎD dir. HAMÎD, övülmeye, hamd edilmeye, şükür

Detaylı

YILDIZLARIN HAREKETLERİ

YILDIZLARIN HAREKETLERİ Öz Hareket Gezegenlerden ayırdetmek için sabit olarak isimlendirdiğimiz yıldızlar da gerçekte hareketlidirler. Bu, çeşitli yollarla anlaşılır. Bir yıldızın ve sı iki veya üç farklı tarihte çok dikkatle

Detaylı

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI

EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI EKLER VE SÖZCÜĞÜN YAPISI *KÖK * YAPIM EKLERİ * ÇEKİM EKLERİ * YAPILARINA GÖRE SÖZCÜKLER K Ö K Sözcüğü oluşturan en küçük anlamlı dil birimine kök denir. Kök halinde bulunan sözcükler yapım eki almamıştır

Detaylı

Harf ve Hece Bilgisi. Seç Bakalım. Aşağıdaki sözcüklerin doğru hecelenmiş biçimlerini yuvarlak içine alın.

Harf ve Hece Bilgisi. Seç Bakalım. Aşağıdaki sözcüklerin doğru hecelenmiş biçimlerini yuvarlak içine alın. TÜRKÇE Harf ve Hece Bilgisi Adı - Soyadı :... Sınıfı / Şubesi:...Tarih:... /... /... 1 A oğru mu Yanlış mı?... / 10 Puan B Boşluk oldurmaca... / 10 Puan 1. Günümüzde kullandığımız alfabenin adı, Latin

Detaylı

Şimdi Okullu Olduk İlkokul 1. Sınıf

Şimdi Okullu Olduk İlkokul 1. Sınıf Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat Şimdi Okullu Olduk İlkokul 1. Sınıf 11 Adım ve Soyadım Eşleştirme yapalım. A Cümlelerin ilk harflerinin her zaman büyük olması gerektiğini biliyor muydunuz? e T t E l e E L L

Detaylı

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler.

2. İstanbul Boğazı 31 kilometre uzunluğundadır. 3. İstanbul Boğazı Asya ve Avrupa yı birbirinden ayırır. 4. İstanbul Boğazını turistler çok severler. İstanbul Boğazı İstanbul Boğazı Karadeniz ve Marmara Denizi ni birbirine bağlar. Asya ve Avrupa kıtalarını birbirinden ayırır. İstanbul u da ikiye böler. Uzunluğu 31 kilometredir. Genişliği ise 700 metre

Detaylı

GOBUSTAN KAYALIKLARI VE İLK SANATÇILAR

GOBUSTAN KAYALIKLARI VE İLK SANATÇILAR GOBUSTAN KAYALIKLARI VE İLK SANATÇILAR En azından sanatla ilgisi olanlar, dünya tarihinin en eski çizimlerin, İspanya daki Altamira Mağarası ile Fransa daki Lasque Mağarası duvarına yapılmış hayvan resimleri

Detaylı

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI Dünyamızda o kadar çok canlı türü var ki bu canlıları tek tek incelemek olanaksızdır. Bu yüzden bilim insanları canlıları benzerlik ve farklılıklarına göre sınıflandırmışlardır.

Detaylı

AÖF İLAHİYAT ÖNLİSANS PROGRAMI 1. KİTAP ÜNİTE 1. Okuma Parçası. Tercüme

AÖF İLAHİYAT ÖNLİSANS PROGRAMI 1. KİTAP ÜNİTE 1. Okuma Parçası. Tercüme AÖF İLAHİYAT ÖNLİSANS PROGRAMI 1. KİTAP ÜNİTE 1 الجملة CÜMLE Okuma Parçası :.... Tercüme Okul Okul büyüktür. Bahçesi geniştir. Okulun kapıları yüksektir. Sınıfları çoktur. Öğrenciler okula sabah girerler

Detaylı

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir. ZAMİR (ADIL) Kitapları dolabın diğer rafına koyalım. Bunları dolabın diğer rafına koyalım. Yukarıdaki cümlelerde koyu yazılmış sözcükleri inceleyelim: ilk cümlede "kitap" sözcüğü bir varlığı kar şıladığından

Detaylı

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik TARIM VE EKONOMİ Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Bazı ülkelerde tarım tekniği

Detaylı