çalışmalar hız kazanmıştır. Araştırmalarda, diet kolesterol seviyesiyle koroner kalp hastalıkları arasında bir ilişki tespit edilmiştir Bu ilişkiden

Benzer belgeler
Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri

BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA

Mustafa KABU 1,Turan CİVELEK 1. Afyon Kocatepe Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, İç Hastalıklar Anabilim Dalı, Afyonkarahisar

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

RASYON ÇÖZÜMÜNDE TEMEL KRİTERLER

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

T.C. SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Ebeveyn Sürüsü 2. Basım

Bir gün içerisinde tüketilmesi gereken gıdalar beslenme planına göre düzenlenir.

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü

Büyükbaşlarda Mineral Emilimi ve Kullanımını Etkileyen Faktörler. Smart Minerals. Smart Nutrition.

NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!

İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

DAMIZLIK ROSS 308. BROYLER DAMIZLIK Karma Yem Besin Madde Değerleri 2016

BESİN MADDELERİ VE SU METABOLİZMASI. Prof.Dr. Seher KÜÇÜKERSAN

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

Vitaminlerin yararları nedendir?

GIDA ve TARIM KİMYASI LABORATUVARI TEST VE ANALİZLERİ

Conjugated Linoleic Acid

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

ĐÇERĐK. Vitamin B6 Formları. LOGO Tarihsel Bakış. Yapısal Formüller. 4 Piridoksin Piridoksal Piridoksamin Piridoksal-fosfat

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

LİPİDLER VE METABOLİZMASI

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

Pazardan Sofraya:Pazarlama ve Tüketim Beslenmede Balığın Yeri ve Önemi

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

Çeşitli tohumların yağ bileşimi. USDA Nutrient Database. Tekli doymamış. Çoklu. Kanola Keten Mısır Fındık Zeytin Ayçiçeği Susam Soya Ceviz

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale

Performans ve Besin Değerleri. broyler. cobb-vantress.com

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

Kanatlılara Spesifik Performans Katkısı

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği.

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

KGP202 SÜT TEKNOLOJİSİ II

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

ALFA LİPOİK ASİT (ALA)

BALIKLARDA SİNDİRİM VE SİNDİRİM ENZİMLERİ. İlyas KUTLU Kimyager Su Ürünleri Sağlığı Bölümü. vücudun biyokimyasal süreçlerinin etkin bir şekilde

ÜNİTE 17 Biyoelementler II (Eser Elementler)

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

MİNERALLER. Yrd. Doç. Dr. Funda GÜLCÜ BULMUŞ Fırat Üniversitesi SHMYO

BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü

- Çok genel olmayan sağ taraf abomasum yer değiştirmelerinde gözlenen semptomlar biraz daha farklıdır.

KULLANIM KILAVUZUNDA BULUNACAK BİLGİLER

HİPERLİPİDEMİ TEDAVİ KILAVUZU VE YAŞAM TARZI ÖNERİLERİ

RASYON TANIM, KİMYASAL BİLEŞİM, VE RASYON HAZIRLAMA PROF. DR. AHMET ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su

TÜRK GIDA KODEKSİ KİLO VERME AMAÇLI ENERJİSİ KISITLANMIŞ GIDALAR TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2012/ )

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

DOYMAMIŞ YAĞ ASİTLERİNİN OLUŞMASI TRİGLİSERİTLERİN SENTEZİ

KALSİYUM, FOSFOR, Vit-D 3 VE FİTAZ

PROTEİNLER. -Proteinlerin Yapısında Bulunan Elementler. -Aminoasitler. --Kimyasal Yapılarına Göre Amino Asitlerin Sınıflandırılması

2.3. ZOOTEKNİ VE HAYVAN BESLEME BÖLÜMÜ HAYVAN BESLEME VE BESLENME HASTALIKLARI ANABİLİM DALI

Prof. Dr. Sait GEZGİN, Uzman Nesim DURSUN. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Böl., Konya.

Proje Adı: Farklı Kompozisyona Sahip Meralarda Serbest Yetiştirilen Yumurta Tavuklarının Performans ve Kalite Parametrelerinin Ölçülmesi

Önemli bir yem hammaddesi: Mısır

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MÜFREDATI

YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ

Beslenmeden hemen sonra, artan kan glikoz seviyesi ile birlikte insülin hormon seviyesi de artar. Buna zıt olarak glukagon hormon düzeyi azalır.

Ruminant BYPASS YAĞLAR HANGİ ÖZELLİKLERİNE GÖRE SEÇİLMELİDİR?

Yeni Nesil Kalsiyum Sabunu By Pass Yağ; Magnapac Tasty

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ

YGS ANAHTAR SORULAR #3

Prospektüs. Sadece Hayvan Sağlığında Kullanılır. AMPROMED Oral Çözelti Veteriner Antikoksidiyal -Vitamin

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

* Yapılarında C, H, O bulunur. Bazılarında C, H, O dan başka N, P, S bulunur.

Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı/Nilüfer-BURSA

Ruminant GEÇİŞ DÖNEMİ SÜT SIĞIRLARINDA KULLANILAN FARKLI ENERJİ KAYNAKLARI

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

Transkript:

1.GĐRĐŞ Bakır (Cu), kanatlı beslemede esansiyel bir elementtir. Birçok enzim sisteminin anahtar bileşeni olup, glukoz ve lipid metabolizmasında görev alır. Bakır eksikliği; anemi, diyare, kemik bozuklukları, neonatal ataksi, kıl ve yün pigmentasyonunda değişimler, kısırlık, kalp-damar rahatsızlıklarına yol açtığı bilinmektedir (Davis ve Mertz, 1987). Yumurta tavuklarında Cu ihtiyacı NRC, (1994) e göre yaklaşık 8 ppm dir. Bakır absorbsiyonu birçok faktöre bağlı olarak % 0 75 arasında değişebilir (Linder, 1991). Çoğu çiftlik hayvanı yemlerindeki bakırın kullanılabilirliği %1 15 arasındadır (Hemken ve ark., 1993). Krom (Cr), karbonhidrat metabolizmasında önemli rol oynayan esansiyel bir iz elementtir. Bu element, aynı zamanda lipid, protein ve nükleik asit metabolizması için de gereklidir ( Steele ve Rosebrough, 1981; Okada ve ark., 1984; Page, 1991). Krom insülin benzeri bir etkiye sahip olup, hücre zarlarının glukoza geçirgenliğini artırmaktadır. Bu nedenle, son zamanlarda krom için Glukoz Tolerans Faktörü (GTF) ifadesi kullanılmaktadır. Krom yetersizliği, büyüme hızının düşmesine, enerji metabolizmasının aksamasına hatta diabetüs mellitüs ve kalp damar hastalıklarına yol açabilmektedir. Đnorganik formdaki krom (Cr +6 ) toksik olmasına rağmen, organik kaynaklı krom (Cr +3 ) insan ve hayvanlarda önemli fizyolojik fonksiyonlara sahiptir. Bu sebepler ile krom insanlar için esansiyel bir iz element olarak kabul edilmiş ve Amerikan Milli Araştırma Konseyi (NRC, 1989) ergin bireylerde trivalent krom ihtiyacını, 50-200 mcg/kg arasında bildirmiştir. Bitkisel materyallerin, krom muhtevaları hayvansal kaynaklardan çok düşüktür (Schroeder, 1971; Gibson, 1989). Son yıllarda kanatlı sektöründeki bilimsel ve teknolojik gelişmeler, yumurtanın bol ve ekonomik bir şekilde üretilmesine olanak sağlamışsa da, tüketiminde istenilen düzeye ulaşmak henüz mümkün olmamıştır. Bunun da en önemli nedenleri, tüketim alışkanlığı, yumurtanın yüksek kolesterol içeriği ve kolesterolce zengin gıdaların koroner kalp yetmezliği ve arteroskleroza yol açan etkenlerin başında yer alması şeklindeki düşüncelerdir. Günümüzde hayvansal üretimde ürünün miktarı kadar onun bileşimi de önemlidir. Bu nedenle son yıllarda yumurtanın besin içeriğini ve kalitesini artırıcı

2 çalışmalar hız kazanmıştır. Araştırmalarda, diet kolesterol seviyesiyle koroner kalp hastalıkları arasında bir ilişki tespit edilmiştir Bu ilişkiden dolayı, kolesterolü düşürülmüş ürün çalışmalarına önem verilmektedir. Yumurtanın kolesterol düzeyini azaltıcı uygulamalar da bu çalışmalardan birisidir. Yumurta sarısı kolesterolü ile kan kolesterolü arasında pozitif korelasyon bulunmaktadır. Yumurta sarısı kolesterolü, kökenini hayvanın plazma kolesterolünden almaktadır. Kanatlı hayvanlarda yumurta sarısındaki kolesterol düzeyinin azalmasını sağlayıcı uygulamalarda bu ilişkiden yararlanılmaktadır (Hollands ve ark., 1980). Ancak bu iki parametre arasında herhangi bir ilişkinin olmadığını (Haris ve Wilcox, 1963) veya ters bir ilişkinin varlığını (Washburn, 1982) savunan araştırmacılar da mevcuttur. Yumurta kolesterol düzeyini etkileyen faktörler, rasyona ait faktörler ve hayvana ait faktörler olmak üzere iki grup altında incelenebilir. Rasyonun saponin, kolesterol, bakır, krom, selüloz, yağ, bitki sterolü ve C vitamini miktarı yumurta kolesterol düzeyi üzerinde etkili olmaktadır. Yumurta kolesterol düzeyi üzerinde etkili olan hayvana ait faktörler ise hayvanın yaşı ve genotipidir (Baumgartner ve Simenovova, 1994 ; Beyer ve Jensen, 1989). Bakır ve kromun her ikisinin de yumurta tavuklarında, yumurta sarısı ve serumundaki kolesterol muhtevasını azaltıp, lipid metabolizmasını değiştirebilecek etkiyi oluşturabileceği bilinmektedir. Bakır ve krom bu yönde etkili olabilecek iki diet unsuru olarak göze çarpmaktadır. Đlave bakırın sözkonusu etkisinin sebebi hepatik glutasyon formasyonunu azaltmasından kaynaklanmaktadır (Kim ve ark., 1992; Bakalli ve ark., 1995). Glutasyon kolesterol biyosentezini, sentezin gerçekleşmesinde anahtar enzim olan 3-hidroksi-3metil-glutaril koenzim A redüktaz (HMG-CoA reduktaz) ı stimüle ederek düzenler (Vaisala ve Kurup, 1987; Konjufca ve ark., 1997). Amer ve Elliot (1973); domuz rasyonlarına bakır ilavesinin, fosfolipid muhtevasını ve doymamış yağ asidi oranını arttırdığını rapor etmişlerdir. Lien ve ark. (2004) ilave bakırın serum ve yumurta sarısı kolesterolünü azalttığını rapor etmişlerdir. Son yıllarda kromun insanlar üzerindeki olumlu etkilerinin belirlenmesi hayvan besleme yönünde araştırma yapan kişileri bu iz element üzerinde incelemeler

3 yapmaya yönlendirmiştir. Bira mayası, karaciğer, böbrek, ıspanak ve rafine edilmemiş şeker gibi insan ve hayvan tüketimine uygun gıdalarda bol miktarda bulunan kromun kan glukoz düzeyi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Krom yetersizliğinde hiperkolesterolemi ve hiperlipidemi şekillenmektedir. Rasyona krom eklenmesi kandaki glukoz, lipid ve kolesterol seviyelerini düşürmektedir (Miles, 1998). Press ve ark. da (1990) araştırmalarında kromun kanda yağ oranını, toplam kolesterolü ve düşük yoğunluktaki lipoprotein (LDL) i azalttığı ve yüksek yoğunluktaki lipoprotein (HDL) i artırdığını bildirmişlerdir. Lien ve ark., (1996) yumurta tavuğu rasyonlarına 200, 400, 800 µg/kg organik krom (CrPic) ilavesinin etkilerini araştırmışlardır. Deneme sonunda; 800 µg/kg organik krom ilave edilen muamele grubunda serum kolesterol seviyesinde %39 luk bir düşüş olduğunu ve bu seviyede organik kromun yumurta tavuğu rasyonlarına ilave edilmesinin faydalı olabileceğini rapor etmişlerdir. Lin ve Lin (1997) ise yumurta tavuklarında organik krom kullanımının yumurta kolesterol düzeyini azaltmasına rağmen yumurta verimini düşürdüğünü belirtmiştir. Bu çalışma, yumurta tavuğu rasyonlarına ilave edilen bakır ve kromun yumurta verim parametrelerine, bazı yumurta özelliklerine, serum parametrelerine ve yumurta kolesterol muhtevasına etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür.

4 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI 2.1.Bakır Hakkında Genel Bilgiler Bakır (Cu), kanatlı beslemede esansiyel bir elementtir. Bakır, demirin hemoglobin oluşumunda kullanılabilmesi ve dolayısıyla alyuvarların (eritrosit) yapımı ve çeşitli bileşiklerin yapısına katılmasında etkilidir. Sitokrom A, katalaz, tirosinaz, monoaminooksidaz, askorbik asit oksidaz, ürikaz, süperoksit dismutaz, lizil oksidaz, dopamin hidroksilaz, seruloplazmin gibi çeşitli enzimlerin yapısına katılır veya bu enzimlerin aktivite edilmeleri için gereklidir. Ayrıca bakır, derinin keratinizasyonunda da rol oynar ( Davis ve Mertz, 1987). Bakır, ince bağırsağın üst kısmından (duedonum) spesifik bir mekanizma ile absorbe edilir; plazmada özellikle histidin olmak üzere amino asitlere ve serum albuminine bağlanarak taşınır. Yeni absorbe edilmiş bakır, bir saatten kısa bir zaman içinde karaciğer tarafından dolaşımdan alınır. Karaciğer tarafından tutulan bakır ya safra ile sindirim kanalına atılır, ya da karaciğerde sentez edilen seruloplazminin yapısına katılır. Plazmadaki bakırın % 96 sı seruloplazminde, geri kalanı ise albumine ve bir dereceye kadar da amino asitlere bağlı haldedir. Seruloplazmin, bakır taşıyıcı protein degildir, bakıra bağımlı bir ferrooksidazdır. Seruloplazmin, yarısı kupröz (Cu + ) ve (Cu +2 ) iyonlar halinde olmak üzere molekül başına 6-8 bakır iyonu içerir. Ancak seruloplazminin bakırı, bakır iyonu veya diğer moleküllere bağlı bakır ile değiştirilemez. Seruloplazmin, plazmada 18-45 mg/dl arasında bulunur ve gastrointestinal kanaldan demirin emiliminde ve transferine bağlanmasında görev yapar (Linder, 1991). Bakır absorbsiyonu bir çok faktöre bağlı olarak % 0-75 arasında değişebilir (Linder,1991). Çoğu çiftlik hayvanı yemlerindeki bakırın kullanılabilirliği % 1-15 arasındadır (Hemken ve ark. 1993). Bakır özellikle bitkisel kaynaklı besinlerde bol miktarda bulunur ancak bitkilerdeki lignin miktarındaki artışla birlikte bakırın biyolojik kullanılabilirliği hızlıca azalmaktadır.

5 Bakırın insan vücudundaki toplam miktarı 100-150 mg kadardır ki bunun 18 mg kadarı karaciğerde (hepatokuprein), 23 mg kadarı kemikte, 64 mg kadarı kasta bulunur; böbrek, kalp, beyin ve saç da bakır içerir. Beyindeki bakır, serebrokuprein olarak, alyuvarlardaki bakır eritrokuprein olarak bilinir. Sığır, dana ve koyunlarda tam kan bakır seviyeleri sırasıyla, 115±31; 79±24 ve 101±96 µg/dl, domuzlarda tam kan ve plazma bakır seviyeleri yine sırasıyla, 138±15.2 µg/dl ve 110±42 µg/dl dir. Erişkin sağlıklı bir kişide normal serum bakır düzeyinin normal değeri 65-165 µg/dl kadardır. Bakırın vücuttan atılımı başlıca dışkı ile olur; insan idrarı sadece eser miktarda bakır içerir (Linder, 1991). Bakır ihtiyacı türler arasında büyük değişim göstermektedir. Bir tür için kabul edilebilir seviye bir diğer tür için toksik olabilir. Örneğin; NRC (1994), normal koşullarda yetiştirilen süt sığırlarında kabul edilebilir Cu seviyesini 10 ppm olarak kabul ederken, bu dozun koyunlarda toksisiteye sebep olabileceği bildirilmiştir (Church ve Pond,1988). Kanatlılardaki Cu ihtiyacı yaklaşık olarak 8 ppm dir (NRC 1994). Kanatlı hayvanlar tarafından tolere edilebilen en yüksek rasyon Cu düzeyinin 300 mg/kg olduğu bildirmiştir (NRC,1994). Bakır eksikliğinin, anemi, diyare, kemik bozuklukları, neonatal ataksi, kıl ve yapağı pigmentasyonunda değişmelere, kısırlık, kalp-damar rahatsızlıklarına yol açtığı ve bağışıklık sistemini de baskı altında tuttuğu bildirilmiştir (Davis ve Mertz,1987). Bakır eksikliği, direk veya dolaylı olarak birçok semptomun meydana gelmesine sebep olabilir. Yumurta tavuklarında Cu eksikliği anemiyle, uzun vadede ise anormal büyüklükte ve şekilde yumurta üretimiyle sonuçlanır (Baumgartner ve ark.,1978). Ayrıca Cu bakımından eksik dietlerin hiperkolesterolemia ile sonuçlanacağı da bildirilmiştir (Murthy ve Petering, 1976 ; Kelvay ve ark., 1984). Eliot ve Bowland (1968), domuz rasyonlarına Cu ilavesiyle, (280 mg/kg) iç sırt yağı, dış sırt yağı ve perinefrik yağdaki doymamış yağ asiti oranında önemli bir yükselme olduğunu bildirmişlerdir. Amer ve Eliot (1973); domuz rasyonlarına 250 mg/kg Cu ilavesinin, domuz sırt yağında, fosfolipid muhtevasını önemli seviyede arttırdığını, erime noktasını düşürdüğünü, doymamış yağ asiti yüzdesini yükselttiğini bulmuşlardır. Büyümeyi teşvik etmek amacıyla broyler rasyonlarına bakır sülfat ilavesi, 1970 lerin başlarında görülen bir uygulama olmuştur (Fisher,1973; Fisher ve

6 ark.,1973). Bakalli ve ark. (1995); broyler rasyonlarına, 35 yada 42 gün süresince, sülfat penhidrat formunda 250 mg/kg Cu ilavesiyle, plazma (% 12.9 - % 10.8) ve göğüs kası (% 24.6 - % 16.2) kolesterol muhtevasının azaldığını rapor etmişlerdir. Bakır, organizmada önemli görevleri olan ve özellikle bitkisel kaynaklı besinlerde bol miktarda bulunan bir elementtir. Bakır içeren bileşikler, canlılarda çeşitli hastalıkların önlenmesinde ve antiseptik amaçlarla da kullanılmaktadır (Fialkowski ve Newman, 1998; Hawk, 1986). Dietteki Cu miktarının değişimiyle, ratlarda da plazma kolesterol konsantrasyonunda değişiklik olduğu rapor edilmiştir (Petering ve ark.,1977). Yumurta tavuğu rasyonlarına farklı seviyelerde Cu ilavesi, kan plazmasındaki lipid konsantrasyonunda ve yumurta sarısı kolesterol muhtevasında azalmayla sonuçlanmıştır (Pearce ve ark.,1983; Ankari ve ark.,1998; Pesti ve Bakalli,1998). Broyler rasyonlarına düşük seviyede Cu ilavesi üretim performansını artırırken, (Konjufca ve ark.,1997; Skrivan ve ark.,2000) yüksek seviyede Cu ilavesi üretim performansını düşürmüştür (Miles ve ark.,1998; Ruiz ve ark.,2000; Maron ve ark.,2001). Broyler rasyonlarına düşük seviyede Cu ilavesi abdominal yağdaki, çoklu doymamış yağ asitinin doymuş yağ asitine oranını yükseltmiş (Skrivan ve ark.,2000) ve broyler etindeki kolesterol muhtevasını önemli seviyede düşürmüştür (Bakalli ve ark.,1995; Konjufca ve ark.,1997; Skrivan ve ark.,2000). Rasyona Cu ilavesinin, tavuklarda serum (Bakalli ve ark., 1995; Konjufca ve ark.,1997; Ankari ve ark.,1998; Pesti ve Bakalli,1998; Skrivan ve ark.,2000), broyler etinde (Konjufca ve ark.,1997; Skrivan ve ark.,2000) ve yumurta sarısı muhtevasında (Ankari ve ark.,1998; Pesti ve Bakalli, 1998) kolesterolü düşürdüğünü bildirmişlerdir. Bakırın, ( >250 mg/kg diet) farmakolojik konsantrasyonlarının ilavesi, kanatlılarda serum 17 β estradiol muhtevasında değişimlere sebep olmakta ve yumurta tavuklarının lipid metabolizmasını etkilemektedir ( Pearce ve ark.,1983). Dietteki Cu miktarı normal değerden 0.83 mg/kg a düşürülmesi insanda genç erkeklerde plazma kolesterol seviyesinde yükselmeye sebep olmuştur (Kelvay ve ark.,1984). Bu araştırmanın tersine, Umoren (1989) daha yüksek miktarlarda Cu tüketen insanda, serum total kolesterolünün daha düşük olduğunu gözlemlemiştir.

7 2.2.Krom Hakkında Genel Bilgiler Krom (Cr), karbonhidrat metabolizmasında önemli rol oynayan insanlar ve hayvanlar için esansiyel iz elementtir. Bu element, aynı zamanda lipid, protein ve nükleik asit metabolizması için de gereklidir (Steele ve Roserbrough,1981; Okada ve ark.,1984; Page, 1991). Krom kompleksleri, canlı sistemlerde yapısal unsurlar olarak görev yaparlar. Ayrıca, Cr ligandlara uygun pozisyonda bağlanarak enzimatik reaksiyonların katalizini kolaylaştırırlar veya protein ve nükleik asitlerin tersiyer yapılarının devamını sağlarlar (Mackenzie ve ark.,1958). Krom insülin benzeri bir etkiye sahip olup, hücre zarlarının glukoza geçirgenliğini artırmaktadır. Bu nedenle, son zamanlarda krom için Glukoz Tolerans Faktörü (GTF) ifadesi kullanılmaktadır. Kromun organizmadaki esas fizyolojik rolü, GTF nin yapısında yer almasından ileri gelir. Shcwarz ve Mertz (1957), belli bazı dietlerle beslenen ratlarda glukoz toleransının zarar gördüğünü gözlemlemişler ve bu anormal durumun, GTF denilen yeni bir diet unsurunun noksanlığından kaynaklandığını bildirmişlerdir. Domuz böbreğinden elde edilen GTF nin ratlarda bozulmuş glukoz toleransını düzelttiği görülmüş ve bunun aktif yapı taşının krom olduğu tespit edilmiştir (Glinsmann ve Mertz, 1966). Glukoz Tolerans Faktörü ile ilgili aktif unsurun üç değerli krom (Cr +3 ) olduğu, üç değerli kromun, ratlarda glukoz kullanımını, glikojen sentezini ve dokulara amino asit alınmasını artırdığı tespit edilmiştir (Mertz ve Roginski, 1969). Đnsan (Glismann ve Mertz, 1966) ; domuz (Steele ve ark., 1977) ve yumurta tavuklarında (Jensen ve ark., 1978) Cr +3 un biyolojik olarak aktif olduğu yapılan çalışmalar sonunda gösterilmiştir. Sonraki çalışmalarda da bira mayasında Cr ihtiva eden GTF nün de bulunabileceği ve saflaştırma çalışmaları sonucunda, bira mayasında, nikotinik asit, glisin,glutamik asit ve sisteinle birlikte Cr ihtiva eden GTF belirlenmiştir ( Mertz ve ark.,1974). Farklı formlardaki Cr un insan (Press ve ark.,1990; Lefavi ve ark., 1993), domuz (Page ve ark.,1993), kuzu (Kitchalong ve ark.,1995) ve kanatlılarda (Lien ve ark.,1996) total kolesterolü düşürdüğü bildirilmiştir.

8 Glukoz tüketimi, glukozun lipogenezde kullanımı ve glukozdan glikojen sentezi gibi karbonhidrat metabolizmasıyla ilgili mekanizmalarda Cr insüline olumlu tepki göstermişse de, insülin hormonunun yokluğunda Cr a gösterilen metabolik tepki ya çok düşük olmuş yada hiç tepki gösterilmemiştir (Mertz ver ark., 1961; Farkas ve Robertson, 1965; Roginski ve Mertz, 1969). Krom yetersizliği, büyüme hızının düşmesine, enerji metabolizmasının aksamasına ve sonuçta diabetüs mellitüs ve kalp damar hastalıklarına yol açabilmektedir. Şiddetli Cr noksanlığı, fare ve ratlarda diabetüs mellitusa benzeyen (açlık durumunda bile yüksek kan glukoz seviyesi ve idrarda şeker görülmesi) bir durumun görüldüğü ve bu hayvanların içme suyuna 2 veya 5 ppm Cr ilave edildiğinde, metabolik problemin kısa sürede normale döndüğü gösterilmiştir (Mertz ve ark.,1965; Schroeder,1966). Kromun serum kolesterolünün homeostatisinde rol oynadığını gösteren bazı bulgular da mevcuttur. Düşük Cr lu rasyonlara Cr ilavesi, farelerde serum kolesterol seviyesinin yükselmesine mani olmuş, erkek bireylerde ise serum kolesterol seviyesinin yaşla artma temayülünü durdurmuştur. Erkek farelerin içme suyuna 1 ppm Cr ilavesi ile serum kolesterolü düşmüş, buna karşılık dişi farelerde benzer sonuçlar ancak 5 ppm Cr ilavesi ile elde edilebilmiştir (Schroeder ve ark., 1965). Protein ve Cr bakımından noksan rasyonlarla yemlenen farelerde birçok amino asidin kalp proteinlerinin sentezinde kullanılma kapasiteleri önemli ölçüde düşmüştür (Roginski ve Mertz, 1967; Roginski ve Mertz, 1969). Sadece insülin enjeksiyonu ile bu kapasite az miktarda artmış, amino asitlerin proteinlerin sentezinde kullanılma hızları ise Cr +3 ilavesiyle önemli ölçüde artmıştır. Krom tarafından kullanım hızları etkilenen amino asitler glisin, serin, metiyonin ve α- aminoizobütürikasittir. Lisin, fenilalanin ve diğer 10 amino asidin karışımına Cr un bu tip bir etkisi görülmemiştir. Đnsülin, in vivo şartlarda, amino asit analoglarının hücreye geçişini, ratlarda düşük proteinli ve Cr ilave edilmiş rasyonla beslenen grupta, Cr bakımından noksan kontrol grubundan daha çok hızlandırmıştır (Roginski ve Mertz, 1969). Kromun lipid metabolizmasında görev aldığını gösteren ilave bulgular, Mertz ve ark. (1961) nın yaptığı çalışmadan elde edilmiştir. Bu çalışma sonuçları, Cr bakımından noksan farelerde Cr + insülinin birlikte dokular tarafından kandan alınan

9 glukoz miktarının ve glukoz karbonunun, epididimal (testislerin epidermis bölgesi) yağ sentezi için kullanımında artış olduğunu göstermiştir. Kromun bir diğer fonksiyonu ise nükleik asit metabolizmasındaki fonksiyonlarıdır. Okada ve ark.(1983) yaptıkları çalışmada DNA templetleri ve Cr arasında doğrudan bir interaksiyon olduğunu bunun sonucunda in vitro şartlarda RNA sentezinin önemli ölçüde situmule edildiğini bildirmişlerdir. Bu gözlemler sonucunda bünyesinde 5-6 Cr atomu ihtiva eden ve anabolik etkiden sorumlu bir protein molekülü belirlenmiştir. Đnorganik formdaki krom (Cr +6 ) toksik olmasına rağmen, organik kaynaklı krom (Cr +3 ) insan ve hayvanlarda önemli fizyolojik fonksiyonlara sahiptir. Kromun kimyasal yapısı onun absorbsiyonunu etkiler. Kromun +6 değerli formu, Cr +3 formundan daha kolay absorbe edilir. Krom izotopları Cr +6 formunda verildiğinde kanın Cr muhtevası, Cr +3 formunda yemlendiğine kıyasla 3-5 katı daha yüksek bulunmuştur (Mackenzie ve ark., 1958). Đnorganik krom insan ve hayvanlarda, bağırsaklardan düşük düzeyde (% 0.4-3) emilmektedir. Organik krom ise % 15-20 düzeylerinde emilmektedir (Flodin,1988). McCarty (1991), tarafından yapılan çalışmalar, organik kromun inorganik kroma göre daha etkili olduğunu göstermiştir. Kromun absorbsiyonu ve kullanımı, diğer rasyon faktörlerince de etkilenir. Amino asitler, rasyondaki Cr ile şelat oluşturarak, Cr un incebağırsağın alkali ortamında çökelmesine mani olup, Cr absorbsiyonunu hızlandırırlar (Hambidge, 1971). Öte yandan, fitat Cr ile kompleks teşkil ederek, in vivo ve in vitro şartlarda, farelerde incebağırsaktan Cr un absorbsiyonunu engeller (Chen ve ark., 1973). Absorbe edilmiş Cr +3 un büyük bir kısmı böbrekler yoluyla, daha az bir kısmı ise ter ve safra yoluyla vücuttan atılmaktadır. Đnsanlarda Cr un % 80-95 i böbrek tübüllerinde yeniden absorbe edilebilir (Doisy ve ark., 1971). Organik Cr bileşikleri safra yoluyla vücuttan atılırlar (Mertz, 1969). Đzotop formundaki (Cr 51 ) Cr un, yaklaşık % 40 ının farelerin sindirim kanalından absorbe edildiğini, absorbe edilen Cr un % 45 e varan bir kısmının ise safrada bulunduğu bildirilmiştir. Bu sonuçlar, organik Cr un hızlı bir şekilde absorbe edildiğini ve yeniden safra yoluyla sindirim kanalına salgılandığını göstermektedir (Anderson ve ark., 1980).

10 2.3. Kanatlılarda Đlave Bakır ve Kromla Yapılan Çalışmalar Büyümeyi teşvik etmek amacıyla broyler rasyonlarına bakır sülfat ilavesi, 1970 lerin başlarında görülen bir uygulama olmuştur (Fisher,1973; Fisher ve ark.,1973). Kanatlı hayvanların verim özelliklerini artırmak ve stres koşullarının olumsuz etkilerini tolere etmek amacıyla rasyona bakır ve krom ilavesi üzerine, son yıllarda daha sık araştırma yapılmaya başlanmıştır. Bakır sülfat ve bakır oksit hayvan beslemede kullanılan yaygın ilave bakır kaynaklarıdır. Kromun hayvanlardaki rolü nispeten uzun bir süre önce açıklanmışsa da kromla ilgili yapılan araştırmalar nispeten yenidir. Bu araştırmalarda yaygın olarak kullanılan krom formları, organik ve inorganik formlardır. Đnorganik formdaki krom (Cr +6 ) toksik olmasına rağmen, organik kaynaklı krom (Cr +3 ) insan ve hayvanlarda önemli fizyolojik fonksiyonlara sahiptir. Yaygın olarak kullanılan organik krom kaynakları ise, yüksek krom ihtiva eden mayalar, krom nikotinat (CrNic), krom-aminoasitnikotinat kompleksleri ve krom pikolinat (CrPic) tır. Bu bileşiklerdeki kromun kullanılabilirliği, inorganik kaynaklardaki kromunkinden daha yüksektir. Rasyonda bakırın dozu veya seviyesi rasyonun kg için miligram (mg) veya her milyon kısımda parça (ppm) olarak, Cr un dozu veya seviyesi ise rasyonun kg için mikrogram (µg) veya her milyar kısımda parça (ppb) olarak ifade edilmektedir. 2.3.1. Yumurta tavuklarında yapılan çalışmalar Yumurta tavuklarında ilave kroma olan ilgi Jensen ve ark.(1978) ının CrCl 3 formunda ilave Cr un bu hayvanlarda yumurta albumin kalitesine müspet etkili olduğunu bildirmeleriyle artmıştır. Araştırıcılar yumurtanın normal fiziksel durumunu muhafaza edebilmesi için rasyonda ilave kroma ihtiyaç olduğunu bildirmişlerdir. Bununla beraber, Jensen ve Maurice (1980) vanadyum ihtiva etmeyen dietlerle krom ilavesinin optimum albumin kalitesi için gerekli olmadığını bildirmişlerdir. Aynı araştırıcılar, rasyonda ilave kromun bazı araştırma sonuçlarının aksine Beyaz Leghorn

11 tavuklarda glukoz toleransına herhangi bir etkisinin olmadığını bildirmişlerdir. Yumurta tavuklarıyla yapılan araştırma sonuçlarının tamamı ilave kromun vanadyumun albumin kalitesine olan menfii etkisini önlediğini teyid etmemiştir. Cheng ve Hsu (1997), tarafından yapılan bir araştırmada ise, yumurta tavuğu rasyonlarına 0, 200, 400, 600 ve 800 ppb düzeylerinde organik krom ilavesinin 10, 15 ve 21. günlerde yumurta kolesterol düzeyine etkisi incelenmiştir. Rasyonlarına 200, 400, 600, ve 800 ppb organik krom ilavesi yapılan grupların yumurta kolesterol düzeyinde, kontrol grubuna göre ortalama % 7.76, 11.36, 14.39 ve 10.60 düzeyinde azalma gözlenmiştir. Azalmanın en etkili olduğu grubun 600 ppb organik krom ilavesi yapılan grup olduğu belirlenmiştir. Ankari ve ark.(1998) yumurta tavuklarında ilave bakırın, yumurta sarısı ve serum kolesterolü ve üretim kriterlerine etkisi üzerine yaptıkları çalışmalarında, 128 adet Beyaz Leghorn tesadüfi olarak her kafeste dört tane olacak şekilde dağıtılıp sülfat ve asetat formlarında 0, 50, 150 ve 250 mg/kg seviyelerinde Cu ilave edilmiş deneme rasyonları ile yemlemişlerdir. En yüksek (250 mg/kg) Cu ilavesi yapılan grupla kontrol grubu kıyaslandığında, ilave Cu alan grupta yumurta üretiminde önemli bir azalmanın olduğu ve yemden yararlanmanın olumsuz etkilendiği bildirilmiştir. Asetat formunda yapılan Cu ilavesinin her iki durumda da önemli derecede daha az zararlı olduğu, rasyon Cu muhtevasının 0 dan 250 mg/kg a doğru yükseldikçe plazma ve yumurta sarısı kolesterolünde (% 20 ve % 14) ve trigliseritlerinde (% 30 ve % 24) doğrusal bir azalma olduğu bildirilmiştir. Araştırma sonuçlarından yumurta üretiminde az bir düşüş kabul edilebilirse, yumurta sarısı kolesterol muhtevasını düşürmede, 250 mg/kg Cu ilavesinin faydalı olabileceği bildirilmiştir. Pesti ve Bakalli (1998), yumurta tavuğu rasyonuna 0, 125 ve 250 mg/kg bakır ilave ettikleri çalışmada ilk 4 hafta içinde yumurta veriminin önemli derecede (P<0.05) arttığını 125 mg/kg bakır içeren rasyonla besleme sonucu yumurta kolesterolünün azaldığını saptamışlardır (11.7 mg/g dan 8.6 mg/g a kadar). Rasyonda 250 mg/kg bakırın bir miktar daha azalma sağladığı (7.9 mg/g) ancak 125 mg/kg miktarında bakır bulunan grupla arasındaki farklılığın önemsiz olduğunu, plazma kolesterol miktarındaki değişmelerin yumurtadaki miktarlara paralel bir değişme

12 gösterdiğini belirtmişlerdir. Çalışmada küçük fakat önemli miktarlarda bakırın yumurta sarısı ve kabukta biriktiği saptanmıştır. Şahin ve ark.(1999) düşük çevre sıcaklığında yetiştirilen yumurta tavuklarında, verim ve ham besin maddelerinin sindirilme derecesi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmalarında, her birinde 46 haftalık 30 adet yumurta tavuğu bulunan 4 muamele grubunu, 0 (kontrol), 100, 200, 400 ppb seviyelerinde CrPic. ilavesi yapılmış rasyonlarla beslemişlerdir. Düşük çevre sıcaklığında CrPic. ilave edilen gruplarda ilave edilmeyen gruba göre canlı ağırlık, yemden yararlanma ve yumurta veriminin arttığı (P<0.001) ancak yem tüketimi, yumurta ağırlığı, yumurta kabuk kalınlığı, yumurta kabuk ağırlığı, yumurta özgül ağırlığı ve yumurta şekil indeksinin etkilenmediği (P>0.05) bildirilmiştir. Düşük çevre sıcaklığı şartlarında yetiştirilen yumurta tavuklarında rasyona katılan krom, kuru madde, organik madde, ham yağ, ham protein, ham selüloz ve azotsuz öz maddenin sindirilme derecesini artırdığı (P<0.01), sonuç olarak ta düşük çevre sıcaklığında yetiştirilen yumurta tavuklarında rasyona CrPic. ilavesinin verimi ve ham besin maddelerinin sindirilme derecelerini artırdığını tespit etmişlerdir. Şahin ve ark.(2002 a) düşük çevre sıcaklığı altında yumurta tavuk dietlerine ilave edilen krom ve askorbik asitin yumurta verimi, yumurta kalitesi ve bazı serum parametrelerine etkisini araştırdıkları çalışmalarında, her birinde 32 haftalık yaşta 30 hayvan bulunan 5 grupta toplam 150 yumurta tavuğu kullanmışlardır. Birinci grup bazal diet (18 0 C), 2.grup bazal diet (6 0 C), 3.grup bazal diet + 400 µg/kg CrPic (6 0 C), 4.grup bazal diet + 250 mg/kg L- ascorbic asit (6 0 C), 5.grup bazal diet + 400 µg/kg CrPic + 250 mg/kg L- ascorbic asit (6 0 C) ihtiva eden rasyonlarla beslenmişlerdir. Yumurta verim ve kalitesinin bazal diet (6 0 C) ile yemlenen grupta, bazal diet (18 0 C) ile yemlenen gruba göre azaldığını (P<0.001), özgül ağırlık, yumurta kabuk kalınlığı, yumurta kabuk ağırlığı, Haugh birimi ve bunun yanısıra yumurta kalitesi bakımından en iyi sonucun bazal diet (6 0 C) + 400 µg/kg CrPic + 250 mg/kg L- ascorbic asit içeren gruptan elde ettiklerini açıklamışlardır. Krom ve Vit.C ilavesinin soğuk stresi altında performans özelliklerini iyileştirdiği yumurta ağırlığı ve yumurta verimini, serum insülin değerini artırıp, kortikosteron, glukoz ve serum kolesterol konsantrasyonunun düşürülmesinde yardımcı olabileceğini bildirmişlerdir.

13 Uyanık ve ark.(2002) kromun yumurta tavuklarında, yumurta üretimi, yumurta kalitesi ve yumurta kolesterol düzeyi ve bazı serum parametrelerine etkisini incelemişlerdir. Altmış adet 16 haftalık Hyline White 77 hattı yumurta tavuğu 30 ar hayvandan oluşan iki gruba ayrılarak bazal rasyonla veya 20 mg/kg krom ilave edilen bazal rasyonla beslemişler, yumurta üretimi pike ulaştığında birer ay arayla alınan kan örneklerinin serumlarında krom, kalsiyum, inorganik fosfor, magnezyum, trigliserit ve total kolesterol konsantrasyonlarını ölçmüşlerdir. Krom ilaveli yemle beslenen hayvanların kontrol grubuna kıyasla yem tüketiminin % 1.88 azaldığı, yemden yararlanma oranının % 4.28 arrttığı ve canlı ağırlık, yumurta üretimi, yumurta ağırlığı, yumurta özgül ağırlığı ve yumurta şekil indeksi, kabuk kalınlığı ve Haugh biriminin krom ilavesinden etkilenmediği ancak yumurta kırılma mukavemeti, ak ve sarı indeks değerlerinin yükseldiği, serum fosfor düzeyi etkilenmezken, kalsiyum ve magnezyum düzeyleri ilk örnekleme döneminde yükseldiği görülmüştür. Serum total kolesterol konsantrasyonunda önemsiz, trigliserit düzeyinde önemli azalmalar saptanmıştır. Krom ilaveli yemle beslenen hayvanların yumurta kolesterol düzeyinin 36. ve 40. haftalarda düştüğü (P<0.001) sonuç olarak, yumurta tavuğu yemine krom ilavesi, yem tüketimini azaltıp yemden yararlanma oranını iyileştirdiği ve yumurta iç ve dış kalitesi üzerine olumsuz bir etki yapmaksızın yumurta kolesterolünü düşürdüğünü bildirmişlerdir. Balevi ve Coşkun (2004), yumurta tavuğu rasyonuna bakır ilavesinin yumurta üretimi ve kolesterol muhtevasına etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yürütmüşlerdir. Denemede 27 haftalık yaşta 400 adet Hisex-Brown yumurta tavuğu kullanılmış, tavuklar her birinde 80 adet hayvan bulunan 5 gruba ayrılmış ve gruplar 0, 50, 100, 150 ve 200 mg/kg seviyelerinde ilave Cu ihtiva eden rasyonlarla beslemişlerdir. Đlave bakırın, yumurta üretimi, yem tüketimi yada yemden yararlanma etkinliğine etkisi istatiksel olarak önemli olmamıştır (P>0.05). Gruplar arasında, hasarlı yumurta, yumurta ağırlığı, özgül ağırlık ve canlı ağırlık değerlerindeki farklar da istatiksel olarak önemli olmamıştır (P>0.05). Deneme sonunda, en düşük yumurta sarısı kolesterol konsantrasyonu 13.15 mg/g ile 150 mg/kg Cu ilavesinin yapıldığı grupta, en yüksek konsantrasyonu ise 16.50 mg/g la kontrol grubunda gözlemlenmiştir. Sonuç olarak, kanatlı rasyonlarına 150 mg/kg seviyesindeki ilave

14 bakırın, üretim performansına herhangi bir etki yapmaksızın yumurta sarısı kolesterol konsantrasyonunu düşürdüğü bildirilmiştir. Lien ve ark. (2004), yumurta tavuğu rasyonlarına ilave edilen bakır ve kromun, serum ve yumurta özelliklerine etkilerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmalarında, 144 adet 40 haftalık yaşta White Leghorn hibrit kullanmışlardır. Yumurta tavukları 3 farklı bakır (0, 125, 250 mg/kg bakır sülfat) x 3 farklı krom seviyesinde oluşan (0, 800, 1600 µg/kg krom pikolinat) faktöriyel deneme desenine göre 9 muamele grubuna tesadüfi olarak dağıtılmıştır. Yumurta sarısı kolesterolü, Cu ve Cr ilavesiyle önemli seviyede düşmüş (P<0.05) ve Cu ve Cr arasında interaksiyon söz konusu olmuştur. Bakır ve Cr ilavesi, yumurta üretimi, yumurta ağırlığı, yumurta kabuk direnci ve yumurta kabuğu kalınlığına etkili olmamıştır (P>0.05). Krom ilavesiyle serum kolesterol konsantrasyonu düşmüş (P<0.01) ve Cu ve Cr ilavesinin her ikisiyle de çok düşük özgül ağırlıklı lipoprotein (VLDL) önemli derecede azalmıştır (P<0.001, P<0.05). Ayrıca Cu ve Cr ilavesi yüksek özgül ağırlıklı lipoproteini (HDL) önemli seviyede artırmıştır (P<0.001, P<0.05). Bakır ve Cr arasındaki interaksiyon VLDL ve HDL parametrelerinde meydana gelmiştir (P<0.01). Đlave Cu, VLDL-C u azaltıp, HDL-C u artırırken, ilave Cr bu iki parametre üzerine tersi bir etki göstermiştir. Sonuç olarak Cu ın yumurta tavuklarının, yumurta sarısı kolesterol muhtevası ve lipid metabolizmasının kontrolünde Cr dan daha etkili olduğu ve eğer minimum yumurta kolesterolü muhtevası kriter olarak alınırsa; 125 mg/kg Cu ile 800-1600 µg/kg Cr un birlikte ilavesinin, yumurta tavukları için yeterli bir ilave olabileceği bildirilmiştir. Tekelli ve ark. (2005), yumurta tavuğu yemine katılan bakırın yumurta verimi ve kabuk kalitesi üzerine etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yürütmüşlerdir. Bu çalışmada 60 adet, 20 haftalık yaşta White Leghorn yumurta tavuğu kullanılmış ve deneme 70 gün sürmüştür. Deneme hayvanlarından her birinde 20 adet tavuk olacak şekilde bir kontrol ve iki deneme grubu oluşturulmuştur. Kontrol grubuna Cu ilave edilmezken, deneme-1 grubuna 250 mg/kg Cu, deneme-2 grubuna 500 mg/kg Cu ilave edilmiştir. Çalışmanın ilk 42 günü boyunca, yumurta verimi açısından tüm gruplar arasında önemli bir farklılık bulunmamıştır (P>0.05). Fakat daha sonraki günlerde deneme-1 grubunda, diğer gruplara oranla daha fazla yumurta elde edilmiştir (P<0.05). Đlk 40 günde deneme gruplarına göre, kontrol grubunun yumurta

15 kabuklarının daha kalın olduğu gözlemlenmiş ve son 30 günde kontrol grubunun yumurta kabuklarının diğer iki deneme grubuna göre daha ağır olduğu belirlenmiştir. Ayrıca yeme yüksek dozda katılan bakırın yumurta kalitesini olumsuz yönde etkilemesine karşın yeme 250 mg/kg dozda katılan bakırın yumurta verimini olumlu yönde etkileyebileceği bildirilmiştir. 2.3.2. Broylerlerde yapılan çalışmalar Lien ve ark. (1999) ın çalışmalarında 6 haftalık yaştaki broylerler kullanılmıştır. Her birinde 20 hayvanın bulunduğu gruplar 0 (kontrol), 200, 400 ve 800 ppb ilave Cr ihtiva eden rasyonlarla yemlenmişler ve ilave kromun inkübasyon ortamında karaciğer hücrelerinin lipojenik (yağ sentezi) aktivitesi ve adipoz hücrelerin lipoliz (yağ parçalanması) faaliyetlerine in vivo şartlarda etkisi belirlenmiştir. Rasyona 1600 ve 3200 ppb seviyelerinde ilave edilen krom, broylerlerde yem tüketimi (P<0.05), 1600 ppb seviyesinde katılan krom CAA (P<0.05), 1600 ve 3200 ppb seviyelerinde katılan Cr ise karaciğerde lipid miktarını önemli ölçüde artırmıştır (P<0.05). Karın yağı miktarı bu son iki ilave krom grubunda düşme temayülü göstermiştir. Rasyonda 1600 ve 3200 ppb ilave Cr, serum glukoz ve serum fosfolipid miktarını artırmıştır (P<0.05). Serum insulin konsantrasyonu sadece 3200 ppb Cr ihtiva eden rasyonla yemlenen grupta düşmüştür (P<0.05). Đlave Cr ihtiva eden gruplarda serum HDL konsantrasyonu daha yüksek, VLDL ve LDL konsantrasyonları ise daha düşük olmuştur (P<0.05). Özçelik ve ark.(2001), yumurtadan çıkımdan itibaren dört hafta süreyle dietlerine toksik düzeyde bakır ilave edilen broyler civcivlerin performansı ile kan, karaciğer, böbrek, göğüs eti ve kemik bakır birikimine etkilerini incelemişlerdir. Denemede 60 adet, günlük, et tipi, Avian hibrit civcivler her birinde 30 adet civciv bulunan biri kontrol, diğeri bakır sülfat (800 mg/kg yem) olmak üzere iki gruba ayrılmışlardır. Broylerlerin kesildiği denemenin 4.haftası dikkate alındığında, kontrol grubundaki broylerlerin canlı ağırlığı yemlerine toksik düzeyde bakır sülfat ilave edilen broyler grubundan % 93.97 daha yüksek olması istatiksel olarak önemli

16 bulunmuş (P<0.001) ayrıca, kontrol grubunun yemden yararlanması diğer gruba göre % 36.33 daha iyi olmuştur. Kontrol ve dietine toksik düzeyde bakır sülfat katılan broyler gruplarının serum, karaciğer, böbrek, göğüs eti ve kemik dokularındaki mineral madde konsantrasyonları incelendiğinde, bakır grubundaki broylerlerde serum, karaciğer, böbrek ve kastaki mineral madde düzeyleri kontrol grubuna göre sırasıyla, % 129.9, % 4394.6, % 24.7 ve % 131.8 daha fazla bulunmuş (P<0.05, P<0.001), kemik dokuda ise önemli bir fark oluşmamıştır. Sonuç olarak, broylerlerde diete toksik düzeyde katılan bakırın performansı olumsuz etkilemesinin yanında, en çok karaciğerde biriktiği rapor edilmiştir. Chwen ve ark. (2002) broyler rasyonlarında ilave Cr un abdominal yağ ve lipid metabolizmasına etkisinin araştırdıkları çalışmalarında, 280 adet karışık cinsiyette bir günlük yaştaki broyler civcivleri tesadüfi olarak üç gruba ayırıp, 0 (kontrol), 150 ve 300 ppm krom ilave edilmiş deneme rasyonları ile yemlemişlerdir. Krom kaynağı olarakta CrPic kullanmışlardır. Plazma trigliserit konsantrasyonu ve abdominal yağ/vücut yağı oranının, ilave krom ihtiva eden dietlerle yemlenen gruplarda kontrol grubundan daha düşük olduğu (P<0.05), plazma protein, toplam kolesterol, kolesterol esterleri, fosfolipid ve VLDL konsantrasyonlarında ise önemli bir değişiklik olmadığını bildirmişlerdir. Araştırma sonuçlarından CrPic formunda ilave Cr un abdominal yağ ve VLDL fraksiyonunu düşürerek lipid metabolizmasını etkilediği bildirilmiştir. Kroliczewska ve ark. (2004), krom mayasından temin edilen ilave Cr un serum toplam kolesterol, HDL ve LDL kolesterol, trigliserit, glukoz, toplam protein, Cr konsantrasyonları ve büyüme performansına etkilerini araştırmışlardır. Hayvanlar, kontrol rasyonu ve kontrol rasyonuna 300 ve 500 ppb Cr ilave edilmiş deneme rasyonları ile yemlenmişlerdir. En yüksek seviyede (500 ppb) Cr ilave edilen grupta canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma katsayısı artırmıştır (P<0.05). Ayrıca ilave Cr serum HDL kolesterolünü artırırken, serum toplam kolesterolü, LDL kolesterol, trigliserit ve glukoz konsantrasyonlarını düşürmüştür (P<0.05). Serum toplam protein ve Cr konsantrasyonları ilave Cr ihtiva eden rasyonlarla yemlenen gruplarda artmışsa da, iki Cr seviyesi arasındaki farklılıklar önemli olmamıştır. Deneme sonuçlarından; krom mayası formunda ilave Cr un özellikle 500 ppb

17 seviyesinde karbonhidrat ve lipid metabolizması üzerine etkili olduğu ve yem katkı maddesi olarak kullanılabileceği rapor edilmiştir. Göçmen ve Yazgan (2006), farklı seviyelerde organik krom ilavesinin, broylerlerde performans, karkas özellikleri, karaciğer ve serum krom konsantrasyonuna etkisini belirlemek amacıyla bir çalışma yürütmüşlerdir. Denemede, bir günlük yaştaki karışık cinsiyette 810 adet broyler civcivi, her birinde altı alt grup ihtiva eden beş deneme grubuna tesadüfi olarak dağıtılmış, her bir alt grup 27 civcivden oluşmuştur. Beş deneme grubunu, normal civciv ve piliç rasyonlarına 0 (kontrol), 500, 1000, 1500 ve 2000 ppb seviyelerinde CrPic. ilavesi yapılmış rasyonlarla beslemişlerdir. Đlave Cr un, CA, CAA, YT ve YYK na etkisinin önemli olmadığı (P>0.05), muamelelerin ise karkas özelliklerine etkisinin önemli olduğu bulunmuştur (P<0.05). Binbeşyüz ppb krom ihtiva eden rasyonla beslenen grupta karkas ağırlığı, karkas randımanı, göğüs+sırt, but ve kanat ağırlıklarının en yüksek olduğu ve bazı gruplar arasındaki farklılıkların istatistiki olarak önemli olduğu bulunmuştur (P<0.05). Krom ilavesinin boyun ve karaciğer ağırlığına etkisinin önemli olmadığı (P>0.05), serum Cr konsantrasyonu ve ölüm oranına etkisinin önemsiz olduğu (P>0.05), karaciğer Cr konsantrasyonuna etkisinin ise önemli olduğu ve kontrol grubunda karaciğer Cr konsantrasyonunun diğer gruplardan daha yüksek bulunduğu bildirilmiştir. 2.3.3. Japon bıldırcınlarında yapılan çalışmalar Şahin ve ark.(2002 b), damızlık Japon bıldırcınlarında sıcaklık stresinin (32 0 C), negatif etkilerini azaltmak amacıyla rasyona ilave edilen kromun yumurta verim, yumurta kalitesi ve bazı serum parametrelerine etkilerini tespit etmek üzere deneme yürütmüşlerdir. Denemede 45 günlük yaşta her birinde 30 hayvanın bulunduğu gruplar 0 (kontrol), 200, 400, 800 ve 1200 ppb Cr ihtiva eden rasyonlarla beslemişlerdir. Đlave Cr un canlı ağırlığı artırdığını (P<0.05), yumurta verimi ve yemden yararlanma katsayısını artırdığını (P<0.01) gözlemlemişlerdir. Đlave Cr un

18 artan seviyeleri ile yumurta ağırlığı (P<0.01), kabuk kalınlığı, özgül ağırlık (P<0.05) ve Haugh birimi (P<0.01) nin doğrusal olarak artırdığı, serum insülin konsantrasyonunu artırarak (P<0.01), kortikosteron ve glukoz konsantrasyonu azalmıştır (P<0.01). En iyi sonucun 1200 ppb Cr seyivesinde sağlandığı ve sıcaklık stresinin negatif etkilerini azaltmada bıldırcın dietlerinde koruyucu önlem olarak ilave Cr un kullanılabileceğini bildirmişlerdir. Yıldız ve ark. (2004), Japon bıldırcını rasyonlarına farklı seviyelerde ilave edilen organik krom pikolinat (CrPic) ın canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yemden yararlanma katsayısı, serum Cr, glukoz, insulin ve kolesterol konsantrasyonlarına etkilerini tespit etmek üzere deneme yürütmüşlerdir. Denemede 500 japon bıldırcını, her birinde 100 adet olmak üzere 5 deneme grubuna ayrılmış mısır-soya küspesine dayalı, 995.25 ppb Cr içeren, kontrol grubuna 0, 250, 500, 750 ve 1000 ppb seviyesinde CrPic ilave edilerek hazırlanan rasyonlarla 35 gün boyunca ad libitum olarak beslemişlerdir. Rasyon Cr seviyesinin artışıyla yem tüketiminin etkilenmeksizin bıldırcınların canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma katsayılarının iyileştiğini (P<0.05), rasyon Cr seviyesinin artışına bağlı olarak serum Cr ve insulin konsantrasyonlarının artığını, serum glukoz ve kolesterol konsantrasyonlarının azaldığını, en iyi sonucun 1000 ppb seviyesinde Cr ilave edilen grupta gerçekleştiğini ve maksimum performans için Japon bıldırcını rasyonlarına Cr kaynağı olarak CrPic ın ilave edilebileceğini bildirmişlerdir.

19 3. MATERYAL VE METOT 3.1. Materyal 3.1.1. Hayvan materyali Denemede kullanılan hayvan materyali, ticari bir firmadan alınan 20 haftalık yaşta toplam 180 adet yumurta tavuğu (Hy-Line W-36) dur. Deneme grupları, her alt grupta 4 adet yumurta tavuğu bulunan 5 alt gruptan oluşturulmuştur. 3.1.2.Yem materyali Deneme rasyonlarında kullanılan yem materyali ticari bir yem fabrikasından satın alınmıştır. Rasyonda hammadde olarak dane mısır, soya küspesi (SK), ayçiçeği tohumu küspesi (ATK), bitkisel yağ, mermer tozu, dikalsiyumfosfat (DCP), tuz, premiks ve metiyonin kullanılmıştır. 3.1.2.1. Bakır Denemede ilave bakır kaynağı olarak bakır sülfat kullanılmıştır. Genellikle bakır sülfat, sebze, meyve, fındık ve tarla ürünlerinin bakteriyel ve mantar hastalıklarının kontrolünde fungusit olarak kullanılır. Yapraklara ve tohuma koruyucu fungusit olarak kireç ve su karışımından oluşan Bordo bulamacı olarak uygulanır. Bakır sülfat, hayvan ve bitki beslemede esansiyel bir iz element olan bakırı, doğal olarak içermektedir (Hartley ve Kidd, 1983; McEwen ve Stephenson, 1979). Bakır kaynağı olarak kullanılan göztaşı (CuSO4 5H2O) % 25.5 bakır içerir.

20 Bakır (II) Sülfat Molekül formülü : CuSO4.5H2O Erime noktası : 150 C Suda çözünürlüğü : 31.6 g/100 ml (0 C) Molekül ağırlığı : 249.7 g/mol Dış görünüşü : Mavi katı kristal Yoğunluk : 2.284 g/ cm 3 3.1.2.2. Krom Denemede ilave krom kaynağı olarak organik krom mayası kullanılmıştır. Đnorganik krom bileşiklerindeki kromun absorbe edilebilirliğinin çok düşük olması sebebiyle, hayvanlarla yapılan ilave krom denemelerinde daha çok organik krom bileşikleri kullanılmaktadır. Organik krom mayası, her bir kilogramında 1000 mg krom ihtiva eder. Denemede kullanılan organik kromun ticari adı Co-FactorIII dür. Krom mayasının kimyasal kompozisyonu ve özellikleri Krom içeriği : 1600 ± 200 ppm Toplam nitrojen : % 6.5-8.5 Kalori değeri : 398 Kcal Nem : % 2-6 Karbonhidrat : % 35 43 Yağ : % 4-8 Protein (Nx6.25) : % 41 53 ph : 5.7-6.3 Kül : % 4 8 Krom mayasının fiziksel özellikleri Renk : Açık beyaz ile sarımsı kahverengi arası Koku : Tipik maya kokusu 1 : Alltech Inc. Lexington, Kentucky, USA.

21 3.2. Metot 3.2.1. Deneme rasyonlarının hazırlanması Bu çalışmada, 20-32 haftalar arası yumurtlama dönemi için yaklaşık, 2850 kcal/kg metabolik enerji, %17.5 ham protein, 0, 150, 300 ppm bakır ve 0, 1000, 2000 ppb krom ihtiva edecek miktarlarda bakır sülfat ve krom mayası ilavesiyle 9 farklı rasyon hazırlanmıştır. Grup 1. (0 ppm Cu + 0ppb Cr)(kontrol) (0*0) Grup 2. (0 ppm Cu +1000 ppb Cr) (0*1000) Grup 3. (0 ppm Cu +2000ppb Cr) (0*2000) Grup 4. (150ppm Cu +0 ppb Cr ) (150*0) Grup 5. (150ppm Cu +1000 ppb Cr ) (150*1000) Grup 6. (150ppm Cu + 2000 ppb Cr) (150*2000) Grup 7. (300 ppm Cu + 0 ppb Cr) (300*0) Grup 8. (300 ppm Cu +1000 ppb Cr) (300*1000) Grup 9. (300 ppm Cu + 2000 ppb Cr ) (300*2000) Deneme rasyonlarının ham madde ve hesaplanmış besin madde kompozisyonu Çizelge 3.1 de verilmiştir. 3.2.2. Deneme gruplarının oluşturulması Deneme, üç farklı seviyede Cu (0, 150, 300 ppm) ve üç farklı seviyede Cr (0, 1000, 2000 ppb) ihtiva eden dokuz muamele grubunda beş tekerrürlü olarak 45 alt grupta yürütülmüştür. Alt grupların her birine dört adet yumurta tavuğu tesadüfi olarak dağıtılmıştır. Böylece denemede, her bir muamele grubunda 20 adet olmak üzere toplam 180 adet yumurta tavuğu kullanılmıştır. Seksen dört gün süren deneme boyunca yem ve su ad-libitum olarak verilmiş ve 16 saat ışık - 8 saat karanlık aydınlatma proğramı uygulanmıştır.

22 Çizelge 3.1. Denemede kullanılan temel rasyonlardaki hammaddeler ve hesaplanmış besin maddeleri kompozisyonları, rasyonda % olarak. Rasyonda Kullanılan Hammaddeler Dane Mısır Soya küspesi Ayçiçeği küspesi Bitkisel Yağ Mermer Tozu DCP Tuz Vit. Min.Premiksi 1 Metiyonin TOPLAM Yumurtlama Dönemi Rasyonu 20-32. Haftalar 55 23.8 5 4.7 8.8 1.85 0.4 0.25 0.20 100 Hesaplanmış Besin Maddeleri Kompozisyonu Ham Protein, % Metabolik Enerji, kcal/kg Kalsiyum,% Kullanılabilir fosfor, % Lisin, % Metiyonin, % Metiyonin + sistin, % Treonin, % Triptofan, % 17.51 2850 3.86 0.46 0.88 0.46 0.79 0.66 0.20 1 Vit. Min. premiksi, rasyonun 1 kg ında: mangan, 100 mg; demir, 60 mg; bakır, 10 mg; kobalt, 0.20 mg; iyot, 1 mg; selenyum, 0.15mg; Vitamin A, 12.000 IU; vitamin D 3, 1.500 IU; Vitamin E, 30 mg; Vitamin K, 5.0 mg; Vitamin B1, 3.0 mg; Vitamin B2, 6.0 mg; Vitamin B6, 5.0 mg; Vitamin B12, 0.03 mg; Nikotin amid, 40.0 mg; Kalsiyum D- Pantotenat, 10.0 mg; Folik asit, 0.75 mg; D-Biotin, 0.075 mg; Kolin Klorid, 375 mg; Antioksidan, 10.0 mg içerir. 3.2.3. Denemenin Yürütülmesi 3.2.3.1. Performans özelliklerinin tespiti Tavukların canlı ağırlıkları, deneme başında, denemenin altıncı haftasında ve deneme sonunda olmak üzere toplam üç kez alt grup tartımları yapılarak tespit edilmiştir. Her tartım öncesi alt grupların yemliklerinde yem bulunmamış,

23 hayvanların canlı ağırlık tartımları plastik sepetlere konularak yapılmıştır. Deneme gruplarının canlı ağırlık değişimleri bu kayıtlardan hesaplanmıştır. Yem tüketimi, 28 günlük periyotlar halinde toplam üç kez tespit edilmiş, yemden yararlanma katsayıları ise yem tüketimi ve yumurta kitle hesabından yararlanılarak hesaplanmıştır. Yumurta = 28 gün.top.yum.sayısı(adet) / periyot uzunluğu(gün) Ort.Yum.ağırlığı(g) Kitlesi Hayvan sayısı (alt grup) Yumurta veriminin tespiti için, her gün saat 10:30 dan sonra alt grupların yumurta sayımları yapılarak kayıtlar tutulmuştur. Her tekerrür için 28 er günlük periyotların sonundaki yumurta verimleri adet ve yüzde olarak (tavuk-gün )bu kayıtlardan hesaplanmıştır. 3.2.3.2. Yumurta dış kalite özelliklerinin tespiti Kabuk kalite kriterlerinin tespitinde kullanılan yumurtaların ortalama ağırlıkları; 84 günlük deneme süresince her 28 günlük periyodun son üç gününde her bir alt gruptan toplanan yumurtalardan rasgele seçilen altışar adet yumurtanın 0.01 g a hassas dijital terazide tartımıyla tespit edilmiş ve ortalama yumurta ağırlıkları bu verilerden hesaplanmıştır. Zarlı kabuk ağırlıkları, yumurtalar kırılıp muhtevası bir kaba boşaltıldıktan sonra çeşme suyu ile iyice yıkanıp, 105 C de 24 saat süreyle etüvde kurutularak oda sıcaklığında soğutulup 0.01 g a hassas dijital terazide tartılarak zarlı kabuk ağırlıkları tespit edilmiştir. Zarlı kabuk kalınlığı, kurutulan yumurta kabuklarından alınan kabuk numuneleri 0.01 mm ye hassas dijital kumpas kullanılarak ekvator bölgesinden iki ve küt ucundan bir ölçüm yapılarak ortalamaları alınmış ve zarlı kabuk kalınlıkları 28 günlük periyotlarda tespit edilmiştir. Şekil indeksi, 0.01 mm ye hassas dijital kumpas yardımı ile yumurta genişliği ve yumurta uzunluk ölçümleri, 28 günlük periyotlarda yapılarak kayıtlar tutulmuş ve yumurta genişliğinin uzunluğuna oranı alınarak hesaplanmıştır.

24 Özgül ağırlık, Arşimet prensibinden yararlanılarak 28 günlük periyotlarda yumurtaların havada ve su içerisinde 0.01 g a hassas dijital terazi tartımları yapılmış ve özgül ağırlık formülü kullanılarak tespit edilmiştir. 3.2.3.3. Yumurta iç kalite özelliklerinin tespiti Yumurta içi kalitesinin, katı albuminin miktarı ve kalitesi (vizkositesi) ile yakından ilişkisi bulunmaktadır. Katı albuminin miktarı ve kalitesi arttıkça yumurtanın kalitesi daha uzun süre korunabilmektedir. Çünkü zamanla katı albumin, sıvı albumine dönüşmekte ve yumurta bayatlamaktadır. Bu süreci hızlandıran en önemli faktörlerden biri sıcaklıktır. Sıcaklık yumurtada bulunan bazı enzimleri aktive etmekte ve yumurta kısa zamanda bayatlamaktadır. Yumurta albumin kalitesini ölçmeye yarayan bazı yöntemler vardır. Bunlardan Haugh birimi (haugh unit) ve ak indeksi yöntemleri en yaygın olanlarıdır. Yirmisekizer günlük periyotlarda her bir alt grup için ölçülüp kayıtları tutulan ak yüksekliği ve yumurta ağırlıkları değerlerinden, Haugh birimi aşağıdaki formül kullanılarak hesaplanmıştır. Haugh Birimi= 100 log.[ ak yüksekliği (mm) + 7.57-1.7 yumurta ağırlığı (g) ] 0.37 Ak indeksi: Katı albumin yüksekliğinin, katı ak uzunluğu ve genişliğinin ortalamasına bölünüp 100 ile çarpılmasıyla hesaplanmıştır. Bunun için kullanılan üç ayaklı mikrometre ile katı ak yüksekliği bulunmuş ve sürgülü kumpasla da katı ak genişliği ve uzunluğu ölçülerek ortalaması alınmıştır. Ak indeksi Katı albumin yüksekliği (mm) = Uzunluk ve genişliğin ortalaması (mm) x 100

25 Sarı indeksi : Yumurta sarısının kalitesi sarı indeksiyle ölçülmektedir. Bunun için üç ayaklı mikrometre yardımıyla sarı yüksekliği ve kumpas yardımıyla da, genişliği ölçülmüş ve aşağıdaki sarı indeksi formülü ile hesaplanmıştır. Sarı indeksi Sarı yüksekliği (mm) = Sarı genişliği (mm) x 100 Sarı indeksinin % 46 dan yüksek olması istenir. Denemenin başlangıcında, altıncı haftasında ve deneme sonunda alınan örneklerin, yumurta sarısı kolesterol ve trigliserit muhtevaları, özel (Cat. No 4-253,Cat. No 4-453) kitler kullanılarak otomatik olarak analizleri yapılmıştır (Prestige 24i LQ TG, Diagnostic Systems, Poland). Denemenin başlangıcında, altıncı haftasında ve denemenin sonunda olmak üzere her bir muamele grubundan rasgele seçilen 10 ar adet yumurtadan örnekler alınmıştır. Alınan yumurta örneklerinde bakır ve krom konsantrasyonlarını belirlemek maksadıyla yaş yakma tekniği kullanılmıştır (Wedekind ve ark.,1992). Bunun için yumurta sarılarından birer gram numune örneği alınmış, alınan numunelerin üzerine % 98 lik 5 ml sülfürik asit (H2SO4) ilave edilerek bir gece bekletildikten sonra kum ocağında 180 C de her 10 dakikada bir 5 er damla hidrojen peroksit (H2O2) damlatılmıştır. Örnekler berraklaşıncaya kadar aynı işlem tekrarlanmış, oda sıcaklığında soğutulup üzerleri saf su ile 100 ml ye tamamlanmıştır. Daha sonra bu karışım Atomik Emüsyon Spektrofotometresinde (AX-ICP, Varian Vista) okutulmuştur.

26 3.2.3.4. Serum parametrelerinin tespiti Serum bakır ve krom konsantrasyonunu belirlemek amacıyla her bir muamele grubundan rasgele seçilen 10 ar hayvanın kanatlarından 5 cc kan numunesi alınmıştır. Bütün numuneler alındıktan sonra kan örnekleri santrifüje (2500 devir/dakika) edilerek serum ayrılmıştır. Analiz yapılıncaya kadar serumlar -20 C lik derin dondurucuda saklanmıştır.analiz günü oda sıcaklığında bekletilerek çözünen serumlardan birer gram numune örneği alınarak yaş yakma tekniği uygulanmıştır (Wedekind ve ark.,1992). Yakılan örneklerin üzeri saf su ile 50 ml ye tamamlandıktan sonra Atomik Emüsyon Spektrofotometresinde (AX-ICP, Varian Vista) okutulmuştur. Bulunan değerler ppm cinsinden olup, okunan bu değerlerden hesaplama yoluyla serum bakır ve krom konsantrasyonları gerekli düzeltmeler yapılarak ppb olarak hesap edilmiştir. Serum glukoz, trigliserit, total kolesterol, VLDL, LDL, HDL, değerleri ise her bir parametre için uyğun kitler kullanılarak otomatik olarak analizleri yapılmıştır (Glucose-lq, Triglycerid-lq, Cholesterol-lq, VLDL, LDL, HDL, Spinreact S.A.,Spain).