ST Segment Yükselmesiz Miyokard Enfarktüslü Hastalarda Koroner Arter Hastalığının Şiddeti ile Bazofil Oranı İlişkisi

Benzer belgeler
NSTEMI Hastalarında SYNTAX Skoru ile Tepe Troponin, MPV, egfr ve NLO Arasındaki İlişki. Dr. Muhammed Fevzi KILINÇKAYA- XXVII.

Akut Koroner Sendromlar ve Güncel Yaklaşım. Yrd.Doç.Dr. Hasan Büyükaslan Harran üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.

ST YÜKSELMESİZ AKUT KORONER SENDROMDA GİRİŞİMSEL TEDAVİ STRATEJİSİ

RENAL TRANSPLANT ALICILARINDA SODYUM ATILIMI, BÖBREK HASARI VE EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELERİN İLİŞKİSİ

Tam revaskülarizasyonda CABG standart tedavidir

AKUT KORONER SENDROMLARDA OLASILIK SKORLARI VE STRES TESTLERİNİN KULLANIMI

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Her kronik tam tıkalı lezyon açılmalı mı? Prof. Dr. Murat ÇAYLI Özel Adana Medline Hastanesi

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

Dr. Gökhan AKSAN Şişli Hamidiye Etfal E.A.H Kardiyoloji Kliniği 22/04/16

Uzm.Dr., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İç Hastalıkları Kliniği, İstanbul, Türkiye

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

İŞTAH HORMONU GHRELİNİN BÖBREK TRANSPLANTASYONU SONRASI VÜCUT KİTLE İNDEKSİ VE OKSİDATİF STRES ÜZERİNE ETKİLERİ

Demografik Özelliklerin Koroner Arter Hastalığına Etkisinin Analizi

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

Hemodiyaliz Hastalarında Salusin Alfa ve Beta Düzeylerinin Ateroskleroz ile İlişkisi

Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için 5 önemli neden :

Stabil koroner arter hastalığında doğrular ve yanlışlar:

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

NSTE-AKS Dr Behçet AL. Gaziantep University Antalya/Turkey-2012

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA KORONER AKIM REZERVİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIK İLİŞKİSİ

Acil Serviste DÜŞÜK RİSK GÖĞÜS AĞRILI HASTAYA YAKLAŞIM. Doç. Dr. Sezgin Sarıkaya Yeditepe Üniversitesi - Bağcılar EAH

Galectin-3; Hemodiyaliz hastalarında kardiyovasküler mortalite belirlemesinde yeni bir biyomarker olabilirmi?

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Gestasyonel Diyabette Nötrofil- Lenfosit Oranı, Ortalama Platelet Hacmi ve Solubıl İnterlökin 2 Reseptör Düzeyi

Beyin Omurilik Sıvısında Myelin Basic Protein Testi; CSF myelin basic protein; BOS da myelin basic protein;

KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ HASTALARINDA KONİSİTE İNDEKS ÖLÇÜMLERİNİN LİPİD PROFİLİ İLE İLİŞKİSİ

Kronik Total Oklüzyon (KTO) da İlaç Salınımlı Stentler. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Değişken Türleri, Tanımlayıcı İstatistikler ve Normal Dağılım. Dr. Deniz Özel Erkan

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA KARDİYOVASKÜLER HASTALIK GELİŞME RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Bruselloz tanılı hastalarda komplikasyonları öngörmede nötrofil/lenfosit oranı, trombosit/lenfosit oranı ve lenfosit/monosit oranının değeri

14 Aralık 2012, Antalya

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Perkütan Koroner Girişim ile Tedavi Edilen Safen Ven Greft Hastalarında Nötrofil-Lenfosit Oranı ile Majör Advers Kardiyak Olaylar Arasındaki İlişki

Epstein-Barr virüs enfeksiyonlarında trombosit parametrelerinin değerlendirilmesi

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

HEMODİYALİZ HASTALARINDA KORONER ARTER KALSİFİKASYON PROGRESYONU VE OSTEOPROTEGERIN / RANKL

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA REZİDÜEL RENAL FONKSİYON VE İNVAZİF OLMAYAN ATEROSKLEROZ BELİRTEÇLERİ İLİŞKİSİ


PERİTON DİYALİZİ YAPAN HASTALARDA İKODEXTRİN KULLANIMININ METABOLİK SENDROM VE DİĞER KARDİOVASKÜLER RİSK FAKTÖRLERİ İLE İLİŞKİSİ

Non-ST Elevasyonlu Akut Koroner Sendromlar. Dr. Şeref Emre Atiş Okmeydanı E.A.H. Acil Tıp

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı

Klinik Araştırma. MN Kardiyoloji 21/2014

Akut Koroner Sendromlu Hastalarda Nötrofil/Lenfosit Oranı ve Monosit Sayımının Değerlendirilmesi

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Farklı Psikiyatrik Tanılı Hastalarda Glisemik Kontrol ile Serum Lipid Profili Arasındaki İlişki: HbA1c, dislipidemi'yi mi öngörüyor?

Relationship between residual syntax score and in hospital outcomes in patients undergoing primary percutaneous intervention

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

SOL ANA KORONER HASTALIÐININ GENÇ VE YAÞLI HASTALAR- DA KLÝNÝK ÖZELLÝKLER VE RÝSK FAKTÖRLERÝ AÇISINDAN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

BİRİNCİ BASAMAKTA AKILCI LABORATUVAR KULLANIMI

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Pediatri, Ankara, Türkiye 2. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Endokrinoloji, Ankara, Türkiye 3

Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar

Ercan Ok. Cenk Demirci. Kıvanç Yüksel. Sıddig Momin Adam. Serkan Kubilay Koç. Sinan Erten. Ali Rıza Odabaş. Hüseyin Töz. Mehmet Özkahya.

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

Acil Serviste DÜŞÜK-ORTA OLASILIKLI AKS. Uzm.Dr.Mehmet AYRANCI Medeniyet Üniversitesi Göztepe EAH Acil Tıp Kliniği

RENAL TRANSPLANTLI HASTALARDA RENAL RESİSTİF İNDEKS DÜZEYİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

TOPLUM KÖKENLİ DERİ VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE TEDAVİDE SIK KULLANILAN ANTİBİYOTİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

HIV ile İlişkili Komorbiditeler Simpozyumu: Multidisipliner Bakım Ağı Oluşturma 4 Kasım 2016,(İstanbul)

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Nefroloji BD Olgu Sunumu 24 Ekim 2017 Salı

Koroner Anjiyografi Darlık Derecesinin Değerlendirilmesi

ST segmenti yüksekliği olan ve olmayan hastalarda avr derivasyonunun epidemiyolojik ve prognostik önemi

Ordu Devlet Hastanesi, Kardiyoloji Bölümü, Ordu; Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi, Kardiyoloji Kliniği, İstanbul

Karotis Arter Stenozunun Derecesi ile Koroner Arter Hastalığının Yaygınlığı ve Ciddiyeti: SYNTAX ve SYNTAX-II Skoru Korelasyon Çalışması

Prof. Dr. Ramazan Sarı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

Tanı Testlerinin Değerlendirilmesi. ROC Analizi. Prof.Dr. Rian DİŞÇİ

T.C. İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Akut Koroner Sendromlar

KORONER ARTER? NE ZAMAN? Hacettepe Üniversitesi Tıp T Fakültesi Radyoloji A.D.

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

Basın bülteni sanofi-aventis

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

ÇALIŞMANIN AMACI: Türkiye de erişkinlerde ( 20 yaş) metabolik sendrom sıklığını tespit etmektir.

Göğüs Ağrısı; Anjina Pektoris; Akut Koroner Sendrom; Acute Coronary Syndrome; Unsable Angina; Anstabil Anjina pektoris;

Ölçüm Aletleri Çalışması ş Sonuçları. Hastalıkları Derneği

1Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hematoloji Bilim Dalı, Kocaeli 2Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Kocaeli

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) Akreditasyon Kapsamı

Metabolik sendromlu hastalarda epikart yağ kalınlığının koroner arter hastalığı ciddiyeti ile ilişkisi

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Biyoistatistik AD, Bursa. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji AD, Bursa

Glisemik kontrolün ölçütleri ve prognozla ilişkisi. Dr. Gülay Aşcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı İzmir

Sık kullanılan istatistiksel yöntemler ve yorumlama. Doç. Dr. Seval KUL Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

ÇOK DAMAR HASTALARINDA PERKÜTAN GİRİŞİM YAPALIM MI?

Transkript:

Klinik Araştırma MN Kardiyoloji 24/2017 ST Segment Yükselmesiz Miyokard Enfarktüslü Hastalarda Koroner Arter Hastalığının Şiddeti ile Bazofil Oranı İlişkisi Yrd.Doç.Dr. Yahya Kemal İÇEN*, Doç.Dr. Mevlüt KOÇ* Öz Amaç: Biz bu çalışmada; ST yükselmesiz miyokard enfarktüslü hastalarda, koroner arter hastalığının yaygınlığı ile bazofil oranı arasındaki ilişkiyi araştırdık. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza son bir yıl içinde acil servisten ST yükselmesiz miyokard enfarktüsü tanısı almış, koroner anjiyografi yapılmış ve en az bir koroner arterinde %50 nin üzerinde darlık olan hastaları dahil ettik. Başvuru anında venöz yol ile alınan kandan, böbrek fonksiyonları, lipid parametreleri ve tam kan sayımı çalışıldı. Koroner arter hastalığı görüntülerini, birbirinden bağımsız olarak iki kardiyoloji uzmanı değerlendirdi. Damar çapı 1,5 mm den fazla olan ve %50 den fazla darlığa sahip olan damarlar dahil edilerek, bilgisayar ortamında Syntax skoru hesaplandı. Hastaları grup 1 (orta-düşük risk, Syntax skoru <17) ve grup 2 (yüksek risk, Syntax skoru 17) olmak üzere iki gruba ayırdık. Bulgular: Çalışmamıza 279 (ortalama yaş 64.1±12.3) hastayı dahil ettik. Birinci grupta total protein, albümin, trigliserid, hemoglobin, lenfosit ve bazofil oranı anlamlı oranda yüksekti (p değerleri sırasıyla; 0,017, 0,041, 0,011, 0,008, 0,001 ve <0,001). İkinci grupta ise; yaş, nötrofil, nötrofil/lenfosit oranı, anlamlı oranda yüksekti (p değerleri sırasıyla; <0,001, 0,002, 0,001). Standart sapmada bağımsız belirteçleri saptamak için p<0,05 olan değişkenlerle, çoklu lojistik regresyon analizi yapıldı. Yaş (OO: 1,033, %95 GA:1,006-1,061, p=0,017) ve bazofil oranı (OO: 0,981, %95 GA: 0,967-0,995, p=0,008), Syntax skoru için bağımsız belirteç olarak tespit edildi. Sonuç: ST yükselmesiz miyokard enfarktüsü hastalarında; bazofil oranı düştükçe, KAH yaygınlığı ve şiddeti artmaktadır. Anahtar Kelimeler: ST yükselmesiz miyokard enfarktüsü, Bazofil, Syntax The Relationship Between Coronary Artery Disease Severity and Basophil Ratio in Patients Without ST Segment Elevation Myocardial Infarction Abstract Objective: Our aim in this study was to investigate the relationship between coronary artery disease severity and basophil ratio in patients without ST segment elevation myocardial infarction. Material and Method: We included patients who have been diagnosed with ST segment elevation myocardial infarction in the emergency department within the past year. These patients were performed coronary angiography and had at least one vessel had 50% stenosis. Venous blood was taken at the time of admission. Renal function, lipid parameters and complete blood count were studied. Two cardiologists evaluated the images of coronary angiography, independently of each other. Syntax score was calculated by including vessels with vessel diameters greater than 1.5 mm and vessels with more than 50% stenosis. The patients were divided into two groups: group 1 (middle-low risk, Syntax Score <17) and group 2 (high risk, syntax score 17). Results: We included 279 patients (mean age 64.1±12.3 years) in our study. In the group 1, total protein, albumin, triglyceride, hemoglobin, lymphocyte, and basophil ratio were significantly higher than group 2 (p values respectively; 0.017, 0.041, 0.011, 0.008, 0.001 and 0.001). In the group 2; age, neutrophil, neutrophil / lymphocyte ratio, significantly higher than group 1 (p values respectively; <0.001, 0.002, 0.001). Multiple logistic regression analysis was performed with variables with p <0.05 to determine independent markers for syntax score. The age (OR: 1.033, 95% CI: 1.006-1.061, p=0.017) and basophil ratio (OR: 0.981, 95% CI:0.967-0.995, p=0.008). Conclusion: If the basophil ratio is low, coronary artery disease extensity and severity tend to increase in patients with ST segment elevation myocardial infarction. Keywords: ST segment elevation myocardial infarction, Basophil, Syntax *Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Bölümü, Adana Yazışma Adresi: Yahya Kemal İçen, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Adana Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Bölümü, Adana e-posta: dryahyakemalicen@gmail.com Geliş Tarihi: 18.09.2017 Kabul Tarihi: 31.10.2017 135

Giriş Akut koroner sendromlar (AKS); kararsız anjina pektoris, ST segment yükselmeli miyokard enfarktüsü (STE- MI) ve ST segment yükselmesiz miyokard enfarktüsü (NSTEMI) olmak üzere üç gruba ayrılır. 1 Son zamanlarda NSTEMI hastalarının sayısı artmış ve STEMI hastalarını geçme eğilimine girmiştir. 2 NSTEMI hastalarında genellikle spesifik olmayan EKG bulguları olmakla birlikte, hastaların yaklaşık %60 ında EKG bulgusu izlenmemektedir. 3 Bundan dolayı, NSTEMI hastalarının tanısında kardiyak biyobelirteçler ön plana çıkmaktadır. 4 ST segment yükselmesiz miyokard enfarktüsü patogenezinde, stabil olmayan koroner plakların çatlamasında enflamasyonun rolü olduğu için, enflamasyon belirteçleri de son zamanlarda tanıda sık kullanılmaktadır. NSTEMI nin yaygınlığı ve şiddeti arttıkça, biyobelirteçlerinın kandaki oranları da artmaktadır. Syntax skoru (SS) ise; NSTEMI hastalarında, hastalığın yaygınlığını ve şiddetini göstermede evrensel olarak kabul gören, puanlama sistemine göre hesaplanan bir yöntemdir. 5 Bu biyobelirteçler içerisinde en spesifik ve en çok kullanılan kardiyak troponin T ye ek olarak, yüksek duyarlı C-reaktif protein (hs-crp), beyaz kan hücresi (WBC), nötrofil, lenfosit ve nötrofil-lenfosit oranı (NLO) da sayılabilir. 6 Yapılan çalışmalarda, koroner plakların stabilitesinin bozulmasında ve stent trombozunda mast hücrelerinin ve eozinofillerin de rölü olduğunu gösteren çalışmalar 7,8 olmasına rağmen, yaptığımız literetür taramasında NSTEMI hastalarında, bazofil oranı ile ilgili herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmadaki amacımız NSTEMI hastalarında, koroner arter hastalığının (KAH) yaygınlığı ve şiddeti ile bazofil oranı arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. Gereç ve Yöntem Etik kurulu onayı bölgesel etik kurulundan alındıktan sonra, tüm hastalardan bilgilendirilmiş onam alındı. Çalışmamıza son bir yıl içinde acil servisten, NSTEMI tanısı almış, koroner anjiyografi (KAG) yapılmış ve en az bir koroner arterinde %50 nin üzerinde darlık olan hastalar dahil edildi. Geçirilmiş baypas, perkütan koroner girişim öyküsü, kalp yetmezliği, akut veya kronik enfeksiyöz hastalıklar, allerjik hastalıklar, kronik böbrek yetmezliği, kronik karaciğer hastalığı olanlar dışlandı. Has - ta ların demografik verileri kaydedildi. Başvuru anında venöz yol ile alınan kandan böbrek fonksiyonları, ürik asit, total protein, albümin, total biluribin, direkt biluribin, lipid parametreleri ve tam kan sayımı çalışıldı. KAG; judkins tekniği ile femoral veya radiyal yol ile yapıldı. KAG görüntülerini, birbirinden bağımsız olarak iki kardiyoloji uzmanı değerlendirdi. Damar çapı 1,5 mm den fazla olan ve %50 den fazla darlığa sahip olan damarlar dahil edilerek, bilgisayar ortamında SS hesaplandı (http://www.syntaxscore.com). Literatürde benzer çalışmalar. 9,10 esas alınarak hastalar; orta-düşük riskli grup olan 1. grup (SS <17) ve yüksek riskli grup olan 2. grup (SS 17) olmak üzere iki gruba ayrıldı. İstatistiksel Analiz Değişkenler devamlı ve kategorik olmak üzere ikiye ayrıldı. Devamlı değişkenlerin Kolmogorov Smirnov testi ile normal dağılım gösterip göstermediği test edildi. Normal dağılım gösteren değişkenler ortalama ve standart sapma, normal dağılım göstermeyen değişkenler ise ortanca, en yüksek ve en küçük değerler ile gösterildi. Normal dağılan devamlı değişkenler independent simple T test ile, normal dağılmayan sürekli değişkenler Mann-Whitney U testi ile, kategorik değişkenler ise ki kare testi ile karşılaştırıldı. Anlamlı çıkan değişkenlerle çoklu lojistik regresyon analizi yapılarak, SS için bağımsız belirteçler tespit edildi. Bütün istatistik analizleri SPSS 20.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, United States) programı ile yapıldı. P değeri <0,05 anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular Çalışmamıza 279 (ortalama yaş 64,1±12,3) hasta dahil edildi. İki grup arasında demografik veriler karşılaştırıldığında; ikinci grupta yaş (p<0,001) anlamlı oranda yüksek, diğer bulgular benzer olarak tespit edildi (Tablo 1). İki grup arasında laboratuvar verileri karşılaştırıldığında ise; birinci grupta total protein, albümin, trigliserid, hemoglobin, lenfosit ve bazofil oranı anlamlı oranda yüksek bulundu (p değerleri sırasıyla; 0,017, 0,041, 0,011, 0,008, 0,001 ve <0,001). İkinci grupta ise; nötrofil, nötrofil/lenfosit oranı (NLO), anlamlı oranda yüksek (p değerleri sırasıyla; 0,002, 0,001), diğer bulgular benzer olarak saptandı (Tablo 2). SS için bağımsız belirteçlerin saptanmasında, p<0,05 olan değişkenlerle yapılan çoklu lojistik regresyon analizi sonucuna göre; yaş (OO: 1,033, %95 GA: 1,006-1,061, p=0,017) ve bazofil oranı (OO: 0,981, %95 GA: 0,967-0,995, p=0,.008), SS için bağımsız belirteç olarak tespit edildi (Tablo 3). 136

Tablo 1: Hastaların demografik verilerinin karşılaştırılması 1. Grup 2. Grup (SS<17)(178) (SS 17)(101) p Yaş (yıl) 62,1 ± 12,3 67,6 ± 11,4 <0,001 Erkek cinsiyet, (%) 94 (52,8) 50 (49,5) 0,596 DM, n (%) 84 (52,8) 54 (55,1) 0,715 HT, n (%) 100 (56,1) 57 (56,4) 0,967 Sigara, n (%) 89 (50,0) 43 (42,6) 0,233 HPL, n (%) 87 (48,9) 53 (52,4) 0,563 VKİ, n (%) 22,8±4,0 22,8±4,6 0,966 SS: Syntax skoru, DM: Diabetes mellitus, HT: Hipertansiyon, HPL: Hiperlipidemi, VKİ: Vücut kitle indeksi Tablo 2: Hastaların laboratuvar verilerinin syntax skoruna göre karşılaştırılması 1. Grup 2. Grup (SS<17)(178) (SS 17)(101) p Glukoz (mg/dl) 136,5±72,7 154,1±87,9 0,092 Üre (mg/dl) 31 (12-155) 33,9 (13-115) 0,382 Kreatinin (mg/dl) 0,8 (0,4-5,6) 0,8 (0,3-9,0) 0,168 Ürik asit (mg/dl) 5,3 (2,4-12,1) 5,7 (2,6-12,1) 0,114 Total protein (g/dl) 6,7 (4,7-7,9) 6,5 (3,2-7,8) 0,017 Albumin (g/dl) 3,9 (2,7-4,9) 3,9 (2,6-4,6) 0,041 Total bilurubin (mg/dl) 0,5 (0,1-2,2) 0,5 (0-2,0) 0,828 Total kolesterol (mg/dl) 183 (89-360) 169 (101-335) 0,099 Trigliserid (mg/dl) 144 (27-1150) 117 (40-672) 0,011 LDL kolesterol (mg/dl) 108,3 (43-270) 103 (37-243) 0,289 HDL kolesterol(mg/dl) 41 (19-82) 40 (21-128) 0,813 WBC (10 3 /ul) 8,8 (4,7-28,3) 9,9 (4,9-20,6) 0,125 Hb (g/dl) 13,4±1,9 12,7±2,1 0,008 Lenfosit (%) 24,2±9,7 20,1±9,1 <0,001 Nötrofil (%) 65,8±11,2 70,2±10,9 0,002 NLO 2,68 (0,01-42,05) 3,58 (0,87-27,03) <0,001 Bazofil (%) 0,5 (0-3) 0,3 (0,1-1,1) <0,001 SS: Syntax skoru, LDL: Düşük yoğunluklu lipoprotein, HDL: Yüksek yoğunluklu lipoprotein, WBC: Beyaz kan hücresi, Hb: Hemoglobin, NLO: Nötrofil lenfosit oranı Tablo 3: Syntax skoru için bağımsız belirteçler Odds oranı %95 Güvenlik Aralığı p Yaş 1,033 1,006-1,061 0,017 Total protein 0,697 0,388-1,249 0,225 Albumin 1,264 0,314-5,083 0,741 Trigliserid 1,000 0,997-1,003 0,841 Hb 0,952 0,788-1,148 0,601 Lenfosit 0,970 0,911-1,033 0,347 Nötrofil 0,994 0,949-1,041 0,804 NLO 0,930 0,844-1,024 0,140 Bazofil 0,981 0,967-0,995 0,008 Hb: Hemoglobin, NLO: Nötrofil lenfosit oranı Tartışma Çalışmamız NSTEMI hastalarında bazofil sayısı ile yapılmış ilk çalışmadır ve iki önemli sonuca ulaşılmıştır. Bunlardan birincisi her bir birim yaş artışının, yüksek riskli grupta olma ihtimalini %3,3 oranında arttırmasıdır. İkincisi ise bazofil oranındaki her 1 birim azalmanın, yüksek riskli grupta olmayı %1,9 oranında arttırmasıdır. Syntax skoru; NSTEMI hastalarında KAH yaygınlığı 137

ve şiddeti hakkında bilgi veren, prognoz ve mortalite hakkında tahminde bulunmamızı sağlayabilen puanlama sistemidir. 5,11 Kalbi besleyen damarlarda, tıkanmış olan bölgenin yeri, akut veya kronik olması, kalsifik olması ve bifurkasyon ya da trifurkasyon olmasına göre, SS artmaktadır. Çok hasta ile yapılan bir çalışmada SS arttıkça, tüm nedenlere bağlı bir yıllık ölüm, kardiyak ölüm ve hedef damar revaskülarizasyon ihtiyacında artma izlenmiştir. 5 Yaş birçok hastalıkta olduğu gibi, koroner arter hastalığında (KAH) da önemli bir risk faktörüdür. Yaş ilerledikçe damar yapısındaki aterom plakları ve kalsifikasyonlar artmaktadır. 1 Yaş; birçok skorlama sisteminde olduğu gibi, NSTEMI hastalarında da kullanılan GRACE ve TIMI risk skorlama sisteminde kendine yer bulmuştur. 12 Özel likle 65 yaş üzeri hastalar, yüksek riskli kabul edilmiş ve risk skoruna katkısı da, daha fazla olmuştur. Bizim çalışmamızda da; yüksek riskli grupta yaş ortalaması, düşük-orta riskli gruba göre anlamlı oranda yüksek tespit edildi ve bu bulgu önceki çalışmalarla örtüşmektedir. Bazofil hücreleri kemik iliğinde olgunlaşır ve kan dolaşımına salınır. Vücutta normal koşullarda kan dolaşımı dışında hehangibir dokuda bulunmaz. Labora tu var larda tam kan sayımı cihaz tarafından otomatik olarak sayılmakta, ulaşması kolay ve ucuz bir yöntemdir. Bazo fil hücreleri, kan dolaşımında yaklaşık olarak %0,5 oranında bulunur ve allerjik durumlarda, IgE aracılığı ile salınımı artmaktadır. 13 Kanda bazofil sayısı arttıkça, koronerlerde vazokonstrüksiyon meydana gelmektedir. Ana - f ilaksi durumlarında da sıklıkla kardiyak tutulum gösterilmiştir. 14 Yapılan bir çalışmada allerjik enflamasyonun, koroner instabilite ve kötü sonuçlar ile ilişkili olduğu söylenmiştir. 8 Fakat bu çalışmada üzerinde durulan allerjik hücre bazofil değil, eozinofildir. Başka bir çalışmada ise; AKS hastaları ile daha stabil hastalar ve sağlıklı kontrol grubu karşılaştırılmış; kandaki IgE seviyesinin, özellikle ilk günlerde AKS grubunda anlamlı oranda yüksek bulunduğu gösterilmiştir. 15 Ayrıca bu çalışmada; başvuru anındaki bazofil ve eozinofil sayıları, kontrol grubuna göre anlamlı oranda fazla bulunmuştur. Bu çalışmadaki bazofil oranın yüksek çıkmasının, bizim sonuçlarımız ile ters düştüğü görülmektedir. Bunun dışında yapılan bir otopsi çalışmasında; stent trombozu nedeniyle exitus olmuş hastalarda eozinofilik infiltrasyonun arttığı tespit edilmiştir. 16 Ateroskleroz enflamatuvar bir olay olmasına rağmen, allerjik bir olay değildir. Ba - zofil ise daha çok allerjik olaylarda arttığı için, aterosklerozda artması beklenmez. Önceki çalışmalarda bazofil oranının yüksek çıkmış olması bizi bu düşüncemizden uzaklaştırsa da, hasta grubu seçiminin bu konuda çok etkili olduğu düşünülmüştür. Bizim seçtiğimiz hasta grubunun hepsi NSTEMI olmasına rağmen, önceki çalışmada; 15 AKS ile sağlıklı hastalar karşılaştırılmıştır. Biz hastalarımızı SS ye göre gruplandırırken, önceki çalışmada SS ye kullanmamışlardır. Ayrıca seçilen hastaların; alerjisi olup olmadığı sorgulanmamıştır. Monositozun KAH da bağımsız risk faktörü olarak belirtildiği bir çalışmada ise, bazofil her iki grupta da benzer çıkmıştır. 17 Diğer çalışmalar bizimki ile ters düşse de, bu çalışmada benzer çıkmasının biz destekleyici bir tarafı olduğu düşünülmemiştir. Kalp yetmezliği olan hastalarda yapılmış başka bir çalışmada; ölüm gözlenen grupta bazofil sayısı daha düşük bulunmuştur. 18 Bu çalışmada; iskemik ve non-iskemik kalp yetmezliği hastalarının ayrımı yapılmadığı için, bizim çalışmamızı net olarak desteklediği söylenemez. Vücudumuzda bulunan pre-albumin, albümin, transferrin ve alfa-2 glikoprotein gibi maddeler, enfeksiyöz durumlarda azalmakta ve negatif akut faz reaktanı olarak tanımlanmaktadır. 19 Önceki çalışmalardan, bizim sonucumuzu destekleyen bir bilgi olmasa da, bazofil oranının yüksek riskli grupta düşük çıkması, NSTEMI hastalarında da; bazofil sayısının, tıpkı yukarıdaki sayılan enfeksiyöz negatif akut faz belirteçleri gibi, KAH ta negatif belirteç olma ihtimalini bize düşündürmüştür. Çalışma kısıtlılıkları Çalışmamıza çok fazla hasta dahil edilemedi. Benzer çalışmalarda çoğunlukla hastalar düşük, orta ve yüksek riskli olmak üzere üç gruba ayrılmışken, bizim çalışmamızda düşük ve orta risk grubu birleştirilerek, hastalar iki gruba ayrıldı. Bazofil ile NSTEMI arasındaki ilişkiyi destekleyecek herhangibir çalışmaya rastlanmadı. Bazo - fil sayısı laboratuvarda cihaz tarafından otomatik olarak sayıldığı için, başka bir cihazla doğrulama yapılmadı. Sonuç ST yükselmesiz miyokard enfarktüsü hastalarında; ucuz ve ulaşılması kolay bir yöntem olan tam kan sayımında, bazofil oranı azaldıkça, KAH yaygınlığı ve şiddeti artma eğilimindedir. 138

Kaynaklar 1. Van de Werf F, Ardissino D, Betriu A, et al. Management of acute myocardial infarction in patients presenting with STsegment elevation. The Task Force on the Management of Acute Myocardial Infarction of the European Society of Cardiology. Eur Heart J 2003;24:28-66. 2. McManus DD. Gore J. Yarzebski J. Spencer F. Lessard D. Goldberg RJ. Recent trends in the incidence, treatment, and outcomes of patients with STEMI and NSTEMI. Am J Med 2011;124:40-7. 3. Bhatt DL. Roe MT. Peterson ED. Li Y. et al, Utilization of early invasive management strategies for high-risk patients with non ST-segment elevation acute coronary syndromes: results from the CRUSADE Quality Improvement Initiative. JAMA 2004;292: 2096-2104. 4. Thygesen K. Alpert JS. White HD. et al. Universal defi nition of myocardial infarction. Circulation 2007;116:2634-53. 5. Sianos G. Morel MA. Kappetein AP. et al. The SYNTAX Score: an angiographic tool grading the complexity of coronary artery disease. Eur Intervent 2005;1:219-27. 6. Beydilli İ. Eren ŞH. Korkmaz İ. Güven FMK. Oğuztürk H. Akut Koroner Sendromlu Hastalarda Yüksek Duyarlıklı C- Reaktif Protein Lökosit Düzeyleri ve Nötrofil/Lenfosit Oranının Önemi. T Klin J Cardiovasc Sci 2010;22:61-8 7. Rittersma SZ. Meuwissen M. van der Loos CM. et al. Eosinophilic infiltration in restenotic tissue following coronary stent implantation. Atherosclerosis 2006;184:157-62. 8. Niccoli G. Calvieri C. Flego D. et al. Allergic Inflammation is Associated With Coronary Instability and a Worse Clinical Outcome After Acute Myocardial Infarction. Circ Cardio - vasc Interv 2015;8:e002554. 9. Sahin DY. Gür M. Elbasan Z. et al. Relationship between myocardial performance index and severity of coronary artery disease assessed with SYNTAX score in stable coronary artery disease. Echocardiography 2013;30:385-91. 10. Girasis C. Garg S. Räber L. et al. SYNTAX score and Clinical SYNTAX score as predictors of very long-term clinical outcomes in patients undergoing percutaneous coronary interventions: a substudy of SIRolimus-eluting stent compared with paclitaxel-eluting stent for coronary revascularization (SIRTAX) trial. Eur Heart J 2011;32:3115-27. 11. Palmerini T. Genereux P. Caixeta A. et al. Prognostic value of the SYNTAX score in patients with acute coronary syndromes undergoing percutaneous coronary intervention: analysis from the ACUITY (Acute Catheterization and Urgent Intervention Triage StrategY) trial. J Am Coll Cardiol 2011;57:2389-97. 12. Bekler A. Altun B. Gazi E. et al. Comparison of the GRACE risk score and the TIMI risk index in predicting the extent and severity of coronary artery disease in patients with acute coronary syndrome. Anatol J Cardiol 2015;15:801-06. 13. Marone G. Casolaro V. Patella V. Florio G. Triggiani M. Molecular and cellular biology of mast cells and basophils. Int Arch Allergy Immunol 1997;114:207-17. 14. Kounis NG. Mazarakis A. Tsigkas G. Giannopoulos S. Goudevenos J. Kounis syndrome: a new twist on an old disease. Future Cardiol 2011;7:805-24 15. Erdogan O. Gul C. Altun A. Ozbay G. Increased immunog lo - bulin E response in acute coronary syndromes. Angiology 2003;54:73-9. 16. Nebeker JR. Virmani R. Bennett CL. et al. Hypersensitivity cases associated with drug-eluting coronary stents: a review of available cases from the Research on Adverse Drug Events and Reports (RADAR) project. J Am Coll Cardiol 2006;47:175-81. 17. Afiune Neto A. Mansur Ade P. Avakian SD. et al. Mono - cytosis is an independent risk marker for coronary artery disease. Arq Bras Cardiol 2006;86:40-4. 18. Polat N. Yıldız A. Bilik MZ. et al. The importance of hematologic indices in the risk stratification of patients with acute decompensated systolic heart failure. Arch Turk Soc Cardiol 2015;43:157-65. 19. Ay M. Gürbilek M. Vatansev H. Akut Faz proteinleri. Genel Tıp Derg 1998;8:125-32. 139