Gıda tüketiminde etik: Açlık, Obezite
Açlık ve obezite İnternette arama yapınız. Anahtar kelimeler: Açlık, obezite Obeziteyle ilgili bilgi ve belgelerin açlıkla olandan çok daha fazla olduğunu göreceksiniz. Obezite için «çağın hastalığı», «pandemi» gibi değerlendirmeler yapılırken, Açlık «Afrika, Güney Asya ve Güney Amerika da» yaşayan insanların kaderi olarak verilir.
Açlık ve obezite Hatta bilimsel makalelerde bile açlık ve etik konusuyla ilgili çok ilginç değerlendirmelere rastlamak mümkündür. Sonraki slayt, gıda tüketiminde etik konulu bilimsel bir makaleden alınmıştır.
Açlık «Etik olarak açlık tanımlanması kısmen kolay bir kavramdır: Gıda nüfus grupları arasında eşit olarak ve doğru bir şekilde dağıtılmamaktadır. Bu, eşitlik ve hakkaniyet ilkelerinin tahrip olduğunu, global anlamda bazı bölgelerde obezite söz konusuyken diğer bölgelerde yetersiz beslenme hatta açlığın yaygın olduğunu göstermektedir.»
Açlık Daha önceki derslerimizde Beslenme hakkından bahsedildi. Hatırlarsak beslenme hakkı, «öncelikle insanların yeterli gıda temini, yani gıda güvencesine» sahip olma idi. Açlığı kısaca «gıda güvencesine sahip olmamak» şeklinde tanımlayabiliriz.
Açlık Açlık her yaştaki insanları etkilemekle birlikte, kurbanları daha çok bebek ve çocuklar olmaktadır. Dünya'da bugün için, 1 milyarı aşkın insan AÇ tır Her 6 saniyede 1 çocuk Her bir dakikada 10 çocuk Her bir saatte ise, 600 çocuk Her yıl, İstanbul un nüfusunun yarısı kadar çocuk açlıktan ölmektedir
Açlık sınırı nedir? Bir kişinin yaşamasını devam ettirebilmesi için alması gerekli temel gıda maddelerinden oluşan sepetin maliyeti açlık sınırı olarak tanımlanmaktadır. Burada söz konusu olan «bu sepete sahip olamayanlardır».
Açlık sınırının belirlendiği sepette ilk sırayı ekmek almaktadır.
Açlık sınırının belirlendiği sepette Ekmek ve tahıllar (ekmek, bulgur, pirinç, makarna) Et (dana, koyun, tavuk eti) Balık Süt, peynir, yoğurt, yumurta Katı ve sıvı yağlar Meyveler Sebzeler Şeker, reçel, bal, salça vb. Çay, kahve, kakao Su
Açlığın sebepleri Doğal afetler Yoksulluk ve gıdaya ulaşımdaki engeller Gelir dağılımı eşitsizliği Terör ve savaşlar Nüfus artışı Mevcut kaynakların yeteri kadar kullanılmaması Bilinçsiz tüketim
Açlığın Dünya'daki durumu BM'ye bağlı Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile Dünya Gıda Programı'na (WFP) göre, 2009 yılında 1 milyar 20 milyon kişi gıdasız kaldı. Dünyadaki açlığın %90 ı gelişmekte olan ülkelerde yaşanmaktadır. Dünyadaki açlık çekenlerin yaklaşık 2/3 ü Asya da ve Sahra altı Afrikası nda yaşamaktadır.
Açlığın Dünya'daki durumu Gelişmekte olan ülkelerde aç insanların yüzde 65 i Hindistan, Çin, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Bangladeş, Endonezya, Pakistan ve Etiyopya'da yaşamaktadır Latin Amerika ve Karayipler'de açlık 51 milyona ulaşmıştır Yakındoğu, Kuzey Afrika ve Avrupa'da 15 milyon insan açlık çekmektedir
Dünya açlık haritası
Türkiye'de açlığın durumu Ülkemizde yeterli gıdaya ulaşamayan insan sayısının 13 milyon civarındadır Kırsal alanda yaşayanların açlık ve yoksulluk riski kentlerde yaşayanlara oranla daha yüksektir Türkiye de yoksulluk oranının yüzde 42 civarındadır TÜİK, dört kişilik bir ailenin açlık sınırını, 2013 nisan ayı için 2.012 TL olarak belirlemiştir.
Dünyada açlığın önlenmesi için yapılan çalışmalar TNT, Birleşmiş Milletler ve Dünya Gıda Programı'nın (WFP) yaptığı "Dünyayı Yürüyelim" projesi GDO Dünya Gıda Güvenliği zirvesi Dünya Gıda Programı (WFP) gerçekleştirdiği Açlıkla Savaş: Dünyayı Yürü projesi (www.fighthunger.org)
FAO FAO Genel Sekreteri Jacques Diouf yaptığı açıklamada, "Aç insanların sayısındaki artış tahammül edilemez noktada" dedi. Açlık sorununun yok edilmesi için dünyanın ekonomik ve teknik imkânlarının bulunduğunu vurgulayan Diouf, açlığın sonsuza kadar yok edilmesi için daha güçlü siyasi irade ortaya konamadığını belirtti.
FAO Rapora göre, yardımların ve tarım yatırımlarının azalması son 10 yıldır açların sayısını sürekli artırdı ve bu gidiş değiştirilmezse uluslararası toplumun daha önceki yıllarda ortaya koyduğu, 2015'e kadar açların sayısının azaltılması hedefine ulaşılamayacak. Açlıkla mücadele konusunda 1980'ler ve 1990'ların başında elde edilen başarıların ardından gıdasız kalan insanların sayısı 1995'de artmaya başladı.
Türkiye de açlığın önlenmesi için yapılan çalışmalar Nadas alanlarının daraltılması Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) çalışmaları Sivil toplum Kuruluşlarının çalışmaları (TNT ve Express Kargo nun Türkiye deki Dünyayı Yürüyelim projesi)
En önemlisi Komşusu açken tok yatmamak düsturunda.
Obezite Bir tarafta insanlar açlıktan ölürken, diğer tarafta çok yemekten ölmekte veya «onulmaz dertlere» düşmektedirler. Obezite tedavisi için harcanan para, açlıkla mücadelede kullanılsa, dünyada aç kalmaz.
Obezite Hekimler obeziteyi hastalık olarak tanımlamaktadırlar. Tedavi edilebilen kronik bir hastalıktır Genellikle sağlıksız beslenme alışkanlıklarının aktif olmayan yaşam tarzı ile birleşmesi sonucu oluşur Fazla enerjinin vücut yağı olarak depolandığı, enerji alımı ve kullanımı arasındaki dengesizlik nedeniyle oluşan bir durumdur Dünya Sağlık Örgütü (WHO) obeziteyi; sağlığı bozacak ölçüde yağ dokularında anormal ve aşırı miktarda yağ birikmesi şeklinde tanımlamıştır.
Obezitenin sebepleri Demografik Faktörler Yaş Cinsiyet (östrojenin etkisi önemli) Genetik Faktörler Ghrelin, insülin, leptin Çevresel Faktörler Sosyo-ekonomik düzey Ailenin etkisi Beslenme ile ilgili çevre
Obezitenin sebepleri Davranışsal Faktörler Yanlış beslenme alışkanlıkları Yetersiz fiziksel aktivite İntra-uterin Etkiler Annenin gebelik öncesi ve gebelikteki beslenmesi Diyabetli anne Psikolojik Faktörler
Onezitenin tespiti BEDEN KÜTLE İNDEKSİ (BKİ) Şişmanlık için en yaygın kullanılan ölçüm Beden Kütle İndeksi (BKİ) ölçümüdür. BKİ, vücut ağırlığının (kg), boyun karesine (m) bölünmesi ile hesaplanır. BKİ Vücut ağırlığı (kg)/ Boy (m²)
Yetişkin Bireyler İçin BKI nin Sınıflandırılması
Obezitenin sebep olduğu hastalıklar Obezitenin neden olduğu en önemli sağlık problemleri şunlardır; Obstrüktif uyku apnesi Hipoventilasyon sendrom Polikistik over sendromu Menstrual düzensizlik Dislipidemi Diyabet Hipertansiyon Safra kesesi hastalıkları Gut Osteoartirit Karaciğer yağlanması Çeşitli kanser türleri
OBEZİTENİN ÖNLENMESİNDE FİZİKSEL AKTİVİTENİN ROLÜ Düzenli fiziksel aktivite ile; Şişmanlık riski %50 oranında düşmektedir Sağlıklı kemik, kas ve eklemlerin gelişimi ve sürdürülmesine yardımcı olmakta, osteoporozu önlemekte, kadınlarda kalça kırığı riskini azaltmaktadır Yaşlı bireylerin daha güçlü olmasına ve düşmeden hareket edebilme yeteneklerinin geliştirilmesine yardımcı olmaktadır Depresyon ve endişe riskini azaltmaktadır Psikolojik olarak daha iyi hissetme sağlamaktadır
OBEZİTENİN ÖNLENMESİNDE FİZİKSEL AKTİVİTENİN ROLÜ Genel olarak değerlendirildiğinde evde, işyerinde ve tüm yaşamda fiziksel aktivite ihtiyacının azalmasına sebep olan faktörler; -Okullarda beden eğitimine verilen önemin azalması, çocukların oyun oynama zamanlarının kısıtlanması - Yapılaşma ve şehirleşme planında fiziksel aktivite için gerekli mekanların azalması - Alış-veriş merkezlerinin gelişmesi - Yürüme yerine motorlu taşıtların taşıma için kullanımının yaygınlaşması
OBEZİTENİN ÖNLENMESİNDE FİZİKSEL AKTİVİTENİN ROLÜ Genel olarak değerlendirildiğinde evde, işyerinde ve tüm yaşamda fiziksel aktivite ihtiyacının azalmasına sebep olan faktörler; - Merdiven kullanımı yerine, yürüyen merdiven ve asansör kullanımının artması - Televizyon izleme ve internet kullanımının artması - Ev işlerini yapmaya yönelik iş yapmayı kolaylaştıran aletlerin gelişmesi ve kullanımının artması
Obezite tedavisinde tehlikeli yöntemler Kişiye özel olmayan gazete ve dergi gibi yayınlarda bulunan diyetler Kısa sürede hızlı kilo kaybı sağlayan çok düşük enerjili şok diyetler Yeterli, dengeli ve doğru beslenme alışkanlığı kazandırmayan diyetler Tek tip besine dayalı diyetler Zayıflattığı öne sürülen ve pek çok yan etkisi bulunan ilaçlar Gerçek kilo kaybı yerine vücutta sadece su kaybına neden olan diüretik ilaçlar, otlar, çaylar Akupunktur ile birlikte yapılan açlık diyetleri YANLIŞ ZAYIFLAMA YÖNTEMLERİDİR ve SAĞLIĞI TEHLİKEYE ATAN YÖNTEMLERDİR
Komşu aç
Komşu obez
Komşusu açken tok yatan bizden değildir