Yer: Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans ve Sergi Salonu Burdur. KONUŞMACI PROFİLLERİ ve SUNUM ÖZETLERİ



Benzer belgeler
Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 5

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

ULUSAL HAVZA YÖNETİM STRATEJİSİ

Yaşayan bir dünya için. Buket Bahar DıvrakD. 27 Mart 2008, İzmir

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

Hedef 1: KAPASİTE GELİŞTİRME

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

DÜZCE NİN ÇEVRE SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÇALIŞTAYI 4 ARALIK 2012 I. OTURUM OTURUM BAŞKANI: PROF. DR. SÜLEYMAN AKBULUT

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

Hidrolojik Erken Uyarı Sistemleri ve DSİ Genel Müdürlüğü Uygulamaları

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

Hasankeyf ve Dicle Vadisi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi

1. DOĞAL ÜZERİNDEKİ ETKİLER. PDF created with pdffactory trial version

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI İLE KAZAKİSTAN CUMHURİYETİ ÇEVRE KORUMA BAKANLIĞI ARASINDA ÇEVRE ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12)

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

Su Kaynakları Yönetimi ve Planlama Dursun YILDIZ DSİ Eski Yöneticisi İnş Müh. Su Politikaları Uzmanı. Kaynaklarımız ve Planlama 31 Mayıs 2013

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

erestorasyondanismanligi

AVRUPA BİRLİĞİ SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ VE BU ALANDA TÜRKİYE DE YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALAR

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

6.1. SU VE TOPRAK YÖNETİMİ İSTATİSTİKLERİ 2. Mevcut Durum

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) EKİM 2015 TARİHLERİNDE ANKARA DA YAPILACAKTIR.

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

MERİÇ NEHRİ TAŞKIN ERKEN UYARI SİSTEMİ

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU

Dünyadaki toplam su potansiyeli. Dünyadaki toplam su miktarı : 1,4 milyar km 3 3/31

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ĠLE TUNUS CUMHURĠYETĠ HÜKÜMETĠ ARASINDA ORMANCILIK ve SU ALANINDA ĠġBĠRLĠĞĠ ANLAġMASI

AB ve Türkiye Sivil Toplum Diyaloğu - IV Tüketicinin ve Sağlığın Korunması Hibe Programı

İLAÇ, ALET VE TOKSİKOLOJİ ARAŞTIRMALARI ÇALIŞMA GRUBU. Dr. A. Alev BURÇAK Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı

TEMA Vakfı, İstanbul Projeleri Raporu nu Açıkladı

İKLİM MÜCADELELERİ. bu küresel sorunlarla yüzleşmede kilit bir rol oynayacak, eğitme, tecrübeye ve uzmanlığa sahiptir.

TABİAT VARLIKLARINI KORUMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ENERJİ VE ÇEVRE POLİTİKALARI AÇISINDAN RESLER VE KORUNAN ALANLAR. Osman İYİMAYA Genel Müdür

KÜRESEL ĞİŞİKLİĞİ SU KAYNAKLARI VE KONYA HAVZASI NDA SOMUT ADIMLAR. Dr. Filiz Demirayak Genel Müdür


Fatih TOSUNOĞLU Su Kaynakları Ders Notları Su Kaynakları Ders Notları, Su Kaynakları Ders Notları

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

Çankaya Belediyesi Uygulamaları

Sorun Analizi (Sorunların Sektörlere Ayrılarak Belirlenmesi)

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

Dersin Kodu

YGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

Gıda Güvencesinde, Değişen İklimin Ardındaki Gerçekler

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

Çevre Alanında Kapasite Geliştirme Projesi Düzenleyici Etki Analizi Ön Çalışma

Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

2018 / 2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 11. SINIF COĞRAFYA DERSİ YILLIK PLAN ÖRNEĞİ

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

6. Uluslararası Kum ve Toz Fırtınaları (KTF) Çalıştayı, 12 Kasım 2018 Tarihinde İstanbul da Başladı

Proje alanı, süresi ve bütçesi

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER ve TÜRKİYE. Rifat Ünal Sayman Direktör, REC Türkiye SBE16 Swissotel, İstanbul 14 Ekim 2016

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

Hanife Kutlu ERDEMLĐ Doğa Koruma Dairesi Başkanlığı Burdur

1. Nüfus değişimi ve göç

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ve 2030 Sonrası Kalkınma Gündemi

BELEDİYELERCE BİLGİ SAĞLANACAK İDEP EYLEMLERİ

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Gelecek Turizmde Çoruh Vadisi Deneyimi

SURİYELİ KADIN ve KIZ ÇOCUKLARI İÇİN GÜVENLİ ALANLAR PROJESİ Merkezlerimize ve etkinliklerimize ilişkin bazı fotoğraflar

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

Mevcut Durum ve Geleceğimiz

Su Yapıları II. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL. Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi n aat Mühendisli i Bölümü

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

ÇÖLLEŞME/ARAZİ BOZULUMU İLE MÜCADELE RAPORU

Entegre Su Havzaları Yönetimi

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

ÇEVRE KORUMA DAİRESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME VE İZLEME DENETLEME ŞUBE AMİRİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Golf ve Tenis Kulübü nden teşekkür

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI

TEMEL BİLİMLER İHTİSAS KOMİTESİ

Yaşar Topluluğu nda Su Riski ve Verimlilik Çalışmaları

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

Düzce Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ve ilgili mekanizmaların vizyonu, Bölgesel, ulusal ve

AVRUPA BİRLİĞİ TARAFINDAN FİNANSE EDİLEN PROJE LİSTESİ

SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ YÖNETİMİ İŞ FORUMU. Ankara Deklarasyonu

PEYZAJ MİMARLIĞI ANABİLİM DALI

Havza Ölçeğinde Sektörel Su Tahsis Planı Uygulaması

Mevsimlik Gezici Tarımda Çocuk İşçiliği

Natura 2000 Alanlarının Belirlenmesi ve Tayin Süreci Bulgaristan Örneği

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

Transkript:

Yer: Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Konferans ve Sergi Salonu Burdur KONUŞMACI PROFİLLERİ ve SUNUM ÖZETLERİ

Açılış Sunumu Dr. Christian Perennou Proje Yöneticisi Tour du Valat (Akdeniz Sulak Alanlarının Korunması Araştırma Merkezi) Biyolog olan Christian Perennou doktorasını su kuşu ekolojisi üzerine yaptı. Perennou aynı zamanda ormancılık ve ziraat mühendisi. Kariyerine Hindistan da, kışlayan su kuşlarının ekolojisi ve korunması üzerine çalışarak başladı ve oradan Pan-Asya su kuşu sayımlarını koordine etmek ve Afrika da benzer bir proje başlatmak üzere o dönem İngiltere de bulunan Uluslararası Sulak Alanları Koruma Kurumu na geçti. 1993 te MedWet 1 (Akdeniz Sulak Alanlar Girişimi) fikir aşamasındayken Tour du Valat ya geçti ve o zamandan beridir burada çalışmakta. Geçen yıllar süresince eğitim (kurslar düzenlenmesi, eğitim materyalleri hazırlanması, MedWet eğitim araçlarının tüm Akdeniz e yaygınlaştırılması) başta olmak üzere birçok farklı konuda çalıştı. Ayrıca MedWet in birçok broşür ve diğer yayınının ortak yazarlığını yaptı. Son yıllarda Akdeniz sulak alanlarının korunmasına yönelik birçok proje yürüttü. Bunlar arasında, MedWet 4 Danone- Evian Projesi (Akdeniz ve Karadeniz deltaları ağı), LIFE-Akdeniz geçici gölcükler, Camargue gözlemevi, Balkanlarda Prespa Gölü Sınırötesi İzleme Sistemi sayılabilir. Bunların yanı sıra, yakın zamanda Rhone Havzası Sulak Alanları ve Akdeniz Sulak Alan Gözlemevleri gibi birçok inisiyatife katkıda bulundu. Akdeniz de daha yoğun yaşanıyor. Nehirlerin taşıdığı su toplamda azalıyor; Akdeniz e akan tatlı su 20. yüzyılda % 45 oranında azaldı. Nehir akışları, su akışının kesilmesi ve inşa edilen barajlardan çok yüksek oranda etkileniyor. Toplam su tüketiminin üçte ikisini oluşturan tarımsal sulama suyu tüketen en büyük etmen ve halen Akdeniz sulak alanlarını ve suyunu en çok etkileyen alan. Avrupa da sulak alan kaybının en çok yaşandığı ve tarımda su tüketiminin en çok arttığı ülke olan Türkiye bu ikisi arasındaki bağa çarpıcı bir örnek teşkil ediyor. Christian Perennnou Sunum: Su Yönetimi ve Akdeniz deki Sulak Alanlar İçin Anlamı Onlarca yıllık koruma eylemlerine rağmen sulak alanlar küresel ölçekte diğer ekosistemlerden hızlı yok olmaya devam ediyor. Akdeniz Bölgesi de istisna değil. Akdeniz Sulak Alanları Gözlem Merkezi ne (MWO) göre Akdeniz Bölgesi 1900 de sahip olduğu sulak alanların en az yaklaşık % 50 sini kaybetti. İnsanların su tüketimi sonucunda çevre ve özellikle de sulak alanlar için kalan su miktarı tüm Akdeniz bölgesinde azalmakta. Bu nedenle geçtiğimiz yüzyılda sulak alanlarımızı % 50 oranında kaybettik ve sulak alanların insanlara sağladığı temel faydalar azalıyor. Bu durum, özellikle Güney ve Doğu

Genel Oturum: Tarımsal Sulama ve Baraj Politikalarının Göllerin Kurumasında Rolü Güven Eken Yönetim Kurulu Başkanı, Doğa Derneği (BirdLife Türkiye) Türkiye 1996 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) üyesi olarak geçirdiği üniversite yıllarında Ege Kuş Gözlem Topluluğu'nu kurdu. Tıp doktoru olmasına rağmen yaşamını doğaya vakfetmeye karar verdi ve ekoloji alanında Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde başladığı doktorasına Wageningen Üniversitesi'inde (Hollanda) devam etti. Aynı yıllarda Dünya Kuşları Koruma Kurumu'nda (BirdLife International) Küresel Ekolojik Ağlar Koordinatörü olarak görev yaptı. Eken'in doktora çalışması kapsamında geliştirdiği "Önemli Doğa Alanları" yaklaşımı kısa sürede dünyada geniş kabul gördü ve korunması gereken doğal alanların belirlenmesinde bilimsel bir standart haline geldi. Güven Eken, 2001'den bu yana Türkiye'nin en saygın dergilerinden Atlas'ın Doğa Editörüğü'nü yürütüyor. Doğa Derneği'ne pek çok ünlünün ve fikir önderinin destek vermesinde önemli katkıları olan Eken, son yıllarda Hasankeyf başta olmak üzere baraj karşıtı kampanyalardaki aktivist duruşu ile dikkat çekti. Güven Eken, doğa konusunda yaptığı çalışmalar nedeniyle Mayıs 2011'de CNN Türk tarafından Türkiye'nin "Fark Yaratanlar"ından biri seçildi. Doğayla ilgili iki kitabı ve 200'ü aşkın yazılı yayını bulunan Eken, halen Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor. Sunum: Türkiye'de Son 60 yılda Baraj ve Tarım Politikaları ve Göllere Etkisi Anadolu hızla kuruyor. Son 60 yılda yaklaşık 2 milyon hektar sulak alanımız kurutuldu ya da kurumaya terk edildi. Bu Marmara Denizi nden daha büyük bir alan demek. Anadolu nun başta göller olmak üzere sulak alanları, dünyanın her yerinde olduğu gibi, Anadolu da da yüzlerce yıldır yöre insanlarının bitki, sebze-meyve tarımı, sazcılık ve balıkçılık yapmasına olanak tanıyarak; masallara-destanlara, manilere konu olarak, insanların hayatta kalmasını, gelişmesini ve varlığını sürdürmesini sağlıyor. Bunun yanı sıra, Türkiye nin Kuzey Avrupa dan Afrika ya uzanan önemli iki kuş yolunun üzerinde bulunması ülkemizin sulak alanlarının su kuşları bakımından önemini artırmakta. Türkiye de bulunan 135 Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanın 91 ü kuşlar bakımından önemli sulak alanlar. Son 60 yıldır ise çok su tüketimine dayalı tarım politikamız ve suyun doğal döngüsüne barajlarla müdahale eden su politikamız, yüzyıllardır varlığını sürdüren göllerimizin geri dönüşsüz yok olmasına yol açıyor. Doğa Derneği nin Türkiye nin 305 Önemli Doğa Alanı (ÖDA) üzerinde yaptığı tehdit analizi, ÖDA lar için en büyük tehdidin su ve baraj politikaları olduğunu ortaya koyuyor. Bu politikaların alternatifi, bir diğer deyişle, başta göllerimiz olmak üzere sulak alanlarımızı yaşatmanın yolu ise, yöreye uygun, az su tüketen bitkiler yetiştirmek, tarımda tasarruflu sulama sistemleri kullanmak, en önemlisi göllerin de her canlı gibi suya ihtiyacı olduğunu hatırlayarak, derelerden göllere akan suyun akışını barajlarla kesmemekten geçiyor. Yani su döngüsünün bütünselliğinin korunarak doğa ile uyumlu yaşam ve üretim biçimlerinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Güven Eken Engin Yılmaz Genel Müdür, Doğa Derneği (BirdLife Türkiye) Türkiye Engin Yılmaz 2002 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü nden mezun oldu. Lisansı sırasında iki sene Moskova Devlet Üniversitesinde burslu olarak öğrenim gördü. 2002 yılından bugüne 1

Türkiye nin önde gelen çeşitli sivil toplum örgütlerinde çalıştı. 2010 yılından itibaren ise Doğa Derneği nin Genel Müdürlüğünü yürütmektedir. Sunum: Türkiye nin En Büyük İkinci Gölü Nasıl Kurudu?: Sebepleri Anlamak Türkiye nin ikinci en büyük gölü olan Tuz Gölü, son 20 yılda alanının büyük bir kısmını kaybederek tamamıyla kuruma noktasına geldi. Tuz Gölü'ndeki kurumaya bağlı olarak başta flamingolar olmak üzere birçok canlının yaşamı da tehlike altına girdi. Konya Kapalı Havzası'nda DSİ (Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü) tarafından yapılan baraj ve kanal inşaatları, on binlerce yasadışı kuyu ve aşırı su tüketen tarımsal ürünler gölün kurumasına yol açmakta. Son 20 yılda Konya Kapalı Havzasında sulu tarımın ve şeker pancarı, mısır, yonca, kiraz gibi aşırı su tüketen bitkilerin teşvik edilmesi; vahşi sulama tekniklerinin yaygın olması ve su ihtiyacını karşılamak için açılan barajlar ile yasa dışı kuyular gölün sonunu hazırladı. DSİ verilerine göre, Konya Kapalı Havzası'nda yılda 1 milyar 150 milyon metreküp kullanılabilir su rezervi bulunmasına karşın yılda 1 milyar 786 milyon metreküp su kullanılmaktadır. Tuz Gölü ndeki çekilmenin 90 yılda yüzde 85 oranında olduğu tespit edilmiştir. Bu hızla devam ederse gölün önümüzdeki on yıl içerisinde tamamen kuruyacağı tahmin edilmektedir. Göldeki kurumanın durdurulması, havzaya yönelik su ve tarım politikalarının revize edilerek havzadaki ürün deseninin değiştirilmesi ve vahşi sulama yöntemlerinin terk edilmesine bağlı. Engin Yılmaz Abdikadir Guto Kurewa Turkana Gölü Kardeşliği Kenya Abdikadir Guto Kurewa, sosyoloji ve antropoloji mezunudur ve Kenya Ulusal Müzeleri nin kuratörlüğünü yapmaktadır. Araştırma alanları arasında kültürel miras yönetimi; koruma ve kültür ve toplulukların yeniden inşası bulunmaktadır. Kuzey Kenya, özellikle Turkana Gölü Havzası nda savunuculuk, katılımcı araştırma ve etnomüzecilik ile ilgilenmektedir. Kurewa, 2008 den bu yana Turkana Gölü Kardeşliği ile birlikte çalışmakta ve gönüllü ve üye olarak Gibe baraj projesinin sonuçları hakkında farkındalık yaratıcı faaliyetlere aktif katkı sağlamaktadır. Ayrıca konferanslar ve atölyeler düzenlemekte ve lobicilik ve savunuculuk yapmaktadır. Kurewa, aynı zamanda, kendi memleketi de olan Turkana Gölü nün doğu kıyılarında Turkana Gölü Kardeşliği adına temsilcilik görevini de yürütmektedir. Sunum: Omo Nehri Baraj ve Sulama Projelerinin Turkana Gölü Havzasına Etkileri Turkana Gölü nün ana tatlısu kaynağı olan Omo Nehri üzerine, Gibe III Barajı nın inşasının gölde ve yaşamları göle dayalı topluluklarda olumsuz etkileri olması beklenmektedir. Kenya daki Büyük Çöküntü Vadisi nin en kuzeyinde bulunan Turkana dünyanın en yaşlı göllerindendir, ancak son yıllarda göl giderek küçülmekte ve tuz oranı artmakta, bu nedenle de bölge iklim değişimi etkilerine hassas hale gelmektedir. Gibe hidroelektrik projesi ve onunla beraber Omo Nehri nin şeker kamışı tarlaları ve bioyakıt çiftliklerini de içeren geniş bir tarımsal-endüstriyel yapıyı beslemek üzere akışının değiştirilmesi su rejiminde değişikliğe yol açacak ve gölü kurutacaktır. Bilimsel tahminler, bunlar sonucunda gölün küçülmüş, ekolojik dengesini yitirmiş bir kalıntı haline geleceğini ve çevresinde yaşayan 500 bin yerli nüfus dahil yaşamsal çeşitliliği besleyemez hale geleceğini göstermektedir. Bu sunum Omo Nehri ndeki baraj projelerinin ve Güney Etiyopya, Turkana Gölü Havzası ve genel olarak Kuzey Kenya bölgesindeki sulama projelerinin teknik ve bilimsel sonuçlarını ortaya koymayı hedeflemektedir. Bu projelerin Turkana Gölü Havzası nın güvenliğine, çevresel ve sosyo-ekonomik 2

koşullarına karşı oluşturduğu çok sayıda tehdit özetlenecektir. Sunumda ayrıca geri dönüşü olmayan zararlar yaşanmaması için yapılması gerekenlere de değinilecektir. Abdikadir Guto Kurewa Adnan Budieri Araştırma & Geliştirme Direktör Yardımcısı Yeryüzü Dostları Ortadoğu Ürdün Adnan Budieri, Ürdünlü bir çevreci ve çevre yönetimi konusunda geniş bir yelpazede bilgi ve deneyime sahip. İlgi alanları arasında korunan alan yönetimi, sulak alan yönetimi, flora ve fauna araştımaları, deniz ekosistemleri ve habitat değerlendirme çalışmaları sayılabilir. Daha önce Dünya Kuşları Koruma Kurumu nda (Birdlife International) Ortadoğu ve Orta Asya Bölüm Başkanı, Medwet (Akdeniz Sulak Alanlar Girişimi) Koordinatörü ve IUCN (Dünya Koruma Birliği) danışmanı olarak çalıştı. Budieri, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, RAMSAR Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) ve CITES Sözleşmesi (Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşme) gibi farklı uluslararası sözleşmelerle ilgili uzman ve ülke temsilcisi olarak çalışma deneyimine sahiptir. Bugün, Ürdün Nehri nin iki tarafında da bulunan ve suyun akış yönünü değiştiren ulusal su projeleri nedeniyle göle yıllık su akışı 30 milyon metreküpün altına düşmüştür. Ürdün Nehri nden akış oranı azaldıkça Lut Gölü nün su seviyesi de düşmüştür. Gölün yüksek buharlaşma oranı da seviye düşüşünü artırmıştır. Lut Gölü nün su seviyesi yılda bir metreden hızlı bir oranla azalmaktadır ve yüzey alanı son 20 yılda yaklaşık yüzde 20 oranında küçülmüştür. Bunun başlıca sebebi Ürdün Nehri nin suyunun % 90 ının yatağından saptırılmasıdır. 1960 ların başlarında nehir her yıl Taberiye Gölü nden Lut Gölü ne 1.3 milyar metreküp su taşırdı. Ancak İsrail, Ürdün ve Suriye nin suyu tarlalara ve içme suyu şebekesine taşımak için inşa ettiği barajlar, kanallar ve pompa istasyonları suyu (çoğunluğu kanalizasyon ve tuzlu su olmak üzere) yılda yaklaşık 100 milyon metreküp seviyesine düşürdü. Lut Gölü nün su seviyesindeki azalma, yapıları, tarım alanlarını ve yolları tehdit eden obrukların oluşması; deniz kıyılarında çekilme; çamur sahalarının oluşması; bölge flora ve faunasının zarar görmesi gibi büyük çevre sorunlarına yol açmaktadır. Adnan Budieri Sunum: Lut Gölü nün Kurumasında Sulama ve Baraj Politikalarının Etkisi Bir milyon önce büyük bir deprem Suriye Afrika çöküntüsünü oluşturdu. Lut Gölü bu vadinin derinliklerine battı ve denize doğal çıkışlarını yitirdi. Bugün, Lut Gölü deniz seviyesinin 121,92 metre altında, yeryüzünün en alçak noktasıdır. Ürdün Nehri nden akan tatlı su sonunda göle dolar. 3

Genel Oturum: Göllerin Kurumasının İnsan Yaşamı ve Biyoçeşitlilik Üzerine Etkileri Dr. Liliya Dimeyeva Eğitim ve Bilim Bakanlığı Botanik ve Bitki Yerleştirme Enstitüsü Kazakistan Liliya Dimeyava yüksek lisans derecesini jeobotanik üzerine almış; doktorasını biyolojik ve ekoloji bilimleri üzerine yapmıştır. Doktora tezi Aral Denizi kıyısındaki bitki örtüsü üzerinedir, bilim doktoru teziyse Aral ve Hazar bölgelerinde çöl bitki örtüsü dinamiklerini konu almıştır. Dimeyeva nın katıldığı birçok uluslararası projenin arasında Türkiye de Çukurova Deltası nın biyolojik çeşitliliğini belirleme ve sürdürülebilir kalkınma için bir program başlatmaya yönelik bir proje de bulunmaktadır. Dimeyeva nın Aral Denizi bölgesinde bitki örtüsü geri kazanımı, Aral Denizi bölgesinde bitki stratejileri ve niteliğini kaybetmiş alanların yeniden bitkilendirilmesi ve Aral ve Hazar Denizi kıyılarında birinci süksesyon mekanizmaları konularında 140 yayını bulunmaktadır. Dimeyeva halen Kazakistan Eğitim ve Bilim Bakanlığı nın Botanik ve Bitki Yerleştirme Enstitüsü nde çalışmaktadır. Sunum: Aral Denizi Bölgesinde Çevre Sorunları: Alınan Dersler Aral Denizi Orta Asya nın Turan Ovası nda bulunmaktadır. 1960 ta dünyanın en büyük dördüncü gölüyken 60 ların başından itibaren kurumaya başlamıştır. Bu sürecin sebebi pirinç ve pamuk yetiştirmek için Siriderya ve Amuderya nehirlerinin sulamada kullanılmasıdır. 1987 de Aral Denizi ikiye bölünerek Küçük Aral Denizi ve Büyük Aral Denizi ni oluşturmuştur. Büyük Aral Denizi de Doğu ve Batı Gölleri ne ayrılmıştır. Kuruyan göl yatağı bugün 60.000km 2 den fazla alan kaplamaktadır. Bugün bu alan tuz ve toz kaynağı, bölge için de çölleşme sebebidir. İklim, daha kurak ve karasal seyretmeye başlamıştır. Yaz sıcaklıkları 1.5 2.0 artmış, kış sıcaklıkları ise 2.0 düşmüştür. Her yıl, kuru göl yatağından 7.3 milyon tondan fazla kum ve 50-70 ton tuz taşınmaktadır. Rüzgarın taşıdığı kum ve tuz ekolojik hastalık adıyla anılan önemli sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Bölgede solunum yolu hastalıkları, boğaz ve gırtlak kanseri, kan basıncı sorunları sıklıkla görülmektedir. Kuzey Aral Bölgesi nde Küçük ve Büyük Aral Denizleri arasında bir barajın inşasıyla beşeri çevre ve sosyo ekonomik koşullarda iyileşme başlamıştır. Kokaral Barajı nın inşasından sonra Küçük Aral Denizi nin yüzeyi 12 metre yükselmiştir. Bu alan su kuşlarının, göçmen kuşların ve yaban hayatının yaşam alanı haline gelmiştir. 2012 de Küçük Aral Denizi ve Siriderya delta göllerinin 330.000 hektarlık sulak alanları Ramsar küresel ölçekte önemli sulak alanlar listesine dahil edilmiştir. Liliya Dimeyeva Yrd. Doç. Dr. İsmail Ege Coğrafya Bölümü, Mustafa Kemal Üniversitesi Türkiye 1974 Tufanbeyli, Adana doğumlu olan İsmail Ege, 1998 yılında Fırat Üniversitesi nde lisansını, 2001 yılında aynı üniversiteden Tufanbeyli Havzası ve Yakın Çevresinin (Adana) Jeomorfolojisi, (Danışman: Prof. Dr. Sadettin Tonbul) isimli çalışma ile yüksek lisansını tamamladı. 2008 yılında Bolkar Dağları nın Doğu Kesiminde Jeomorfolojik Birimler Üzerinde Arazi Kullanımı, (Danışman: Prof. Dr. Ali Özçağlar), isimli çalışma ile Bilim Doktoru ünvanını aldı. Ege, halen Mustafa Kemal Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümünde yardımcı doçent olarak görev yapmaktadır. Yazarın çalışmaları daha çok, Jeomorfoloji, Doğal Ortam ve Bitki Coğrafyası üzerinedir. İsmail Ege ye 4

ismailege01@gmail.com ulaşılabilir. adresinden Sunum: Amik Gölü'nün Kurutulmasının Çevresel Etkileri * Amik Gölü sulak alanı, Akdeniz Bölgesi nin doğusunda, Antakya-Kahramanmaraş grabeninin en güneyindeki Amik Ovası tabanında, 9000 hektarı daimi göl, 22000 hektarı ise bataklık olmak üzere 31000 hektar alandan oluşmaktaydı. Bu sulak alan, anofel sivrisineğinin neden olduğu sıtma hastalığı ile mücadele etmek, Amik Ovası ndaki tarım arazilerini taşkınlardan korumak ve tarım arazisi kazanmak amacıyla 1950-1975 yılları arasında gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda tamamen kurutulmuştur. Bu çalışmada Amik Gölü nün kurutulması ve bunun çevresel etkileri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kurutma sonrası sulak alan ekosistemi ve sulak alan kültürel ekolojisi yok olmuş, bunun sonucunda yeni çevre sorunları ortaya çıkmıştır. Söz konusu çevre sorunlarının ortadan kaldırılması, kurutulan sulak alanın yeniden oluşturulmasıyla mümkündür. Bunu gerçekleştirmenin en kolay yolu ana drenaj kanallarının iptal edilmesidir. Ancak oluşacak sosyoekonomik tepki boyutu dikkate alındığında bu belki de gerçekleştirilmesi en zor olandır. Bu nedenle Amik Gölü nün geri dönüştürülmesinden ziyade onun küçük işleyen bir modelinin oluşturulması ve bunun sürdürülebilir yönetim anlayışıyla değerlendirilmesi daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir. *Çalışma iki yazarlıdır. Diğer yazar: Doç. Dr. Hüseyin Korkmaz Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, hkorkmaz@mku.edu.tr, hkorkmaz69@g mail.com İsmail Ege Maria Panagiotopoulou Bilim Koordinatörü Yunanistan Kuşları Koruma Kurumu Yunanistan 1967 de Atina da doğan Maria Panagiotopoulou, halen Selanik yakınlarında Hortiatis te yaşıyor. Maria, Selanik Aristotelian Üniversitesi Orman ve Çevre Bilimleri Fakültesi nden mezun oldu. 1986 dan bu yana Yunanistan da yırtıcı kuşların ve yaşam alanlarının korunması alanında aktif olarak çalışıyor. İlk yüksek lisans derecesini Selanik Aristotelian Üniversitesi Biyoloji Fakültesi nde korunan alanların yönetimi alanında, ikincisini ise İsveç Lund Universitesi nin Ekoloji Bölümü nde nüfus ve evrim ekolojisi üzerine tamamladı. Yunanistan Kuşları Koruma Kurumu, Aristotelian Üniversitesi ve birçok Yunan millli parkının orman araştırma ve yönetim birimleriyle işbirliği içinde korunan alan yönetimi ve kuş nüfuslarının izlenmesi alanlarında kuşbilimci olarak çalışmaktadır. 1997 den itibaren Kuzey Yunanistan ın belli başlı sulak alanlarında (Nestos Deltası, Vistonida Gölü, Trakya Lagünleri, Evros Deltası, Koroneia, Volvi ve Kerkini Gölleri, Axios Deltası) koruma projelerinde çalışmaya başlamıştır. Şu anda küçük sakarcanın korunması için Yunanistan Kuşları Koruma Kurumu nun yürütmekte olduğu LIFE Projesi nin bilim koordinatörlüğünü yürütmekte ve Koroneia- Volvi Gölleri ve çevresindeki kuşların izlenmesine dair üç yıllık bir projeyi koordine etmektedir. 5

Sunum: Bir Ekosistemin Ölümü ve Doğumu: Koroneia Gölü nün Kuşlar Açısından Geçmişteki ve Günümüzdeki Önemi Yunanistan ın 5. büyük gölü olan Koroneia on yıllar devam eden sürdürülemez su yönetimi ve kentsel ve endüstriyel atık kaynaklı aşırı kirlilikten dolayı büyük oranda nitelik kaybı yaşamıştır. Gölün yüzey alanı 70 lerde 46,2 km 2 den geçtiğimiz on yılda 20 km 2 ye düşmüş, su hacmiyse % 40 tan fazla azalmıştır. 2002 de göl ilk defa tamamen kuruduğundan beridir derinlik ve alanı çevredeki akıntılara ve yıllık yağışa bağlıdır. Göl tabanında ağır metal ve diğer kirleticilerin biyolojik birikimi bir zehirli kokteyl oluşturmuş; zehirli yosun sahalarına ve gıda zehirlenmesine bağlı olarak 1995 ten itibaren ve 2004 te en yüksek seviyeye ulaşacak şekilde kitlesel balık ve kuş ölümlerine sebep olmuştur. Koroneia Gölü ve bitişiğindeki Volvi Gölü Ramsar Alanı, Kuş Direktifi altında Özel Koruma Sahası (SPA) ve Yunan yasalarına göre milli parktır. Koroneia Gölü eskiden tepeli pelikanlar (Pelecanus crispus) ve küçük karabataklar (Phalacrocorax pygmaeus) için bir kışlama alanı olarak uluslararası öneme sahipken bugün balık yiyen kuş türleri bu gölde beslenmemektedir. Öte yandan, ekosistem bitişiğindeki Volvi Gölü ile yeni bir dengeye kavuşmuştur ve su kuşları için uluslararası önemini koruyarak geleceğe umutla bakmaya olanak sağlamaktadır. Laith El-Moghrabi Çevre Danışmanı Ürdün Laith El-Moghrabi 1974 te Ürdün de doğdu. Uygulamalı Biyoloji bölümünü bitirdikten sonra 1996 da Ürdün Doğa Koruma Kraliyet Topluluğuna katıldı. El-Moghrabi, 1996 dan bu yana kuş ve koruma biyolojisi alanında çalışmaktadır. Aralarında Birdlife International (Dünya Kuşları Koruma Kurumu) ve Wetlands International (Uluslararası Sulak Alanları Koruma Kurumu) da bulunmak üzere birçok kurumun yürüttüğü bölgesel koruma projelerinde çalışmıştır. Hali hazırda Kuzey Afrika ve Batı Asya da çeşitli kurumlara çevre danışmanlığı vermektedir. Sunum: Azrak ve Cabboul: Ürdün ve Suriye de Farklı Kaderlere Sahip İki Ramsar Alanı Ürdün de bulunan Azraq ve Suriye de bulunan Jabboul bulundukları ülkelerdeki tek Ramsar Alanlarıdır. Iki alan da yüzyıllar boyunca birçok değişim geçirmiş ve Batı Asya daki birçok sulak alanda olduğu gibi su kıtlığından kaynaklanan birçok ekolojik zorlukla karşılaşmıştır. Sunumda, bu iki Ramsar Alanının genel profili, geçmişi ve günümüzde karşı karşıya oldukları sorunlar ortaya konacak ve geleceklerine ilişkin değerlendirmelerde bulunulacaktır. Maria Panagiotopoulou Laith El-Moghrabi 6

Genel Oturum: Göl Havzası Yönetimi: Tarımsal Sulama ve Su Planlaması Dr. Ali Nazaridoust Program Analisti Enerji, Çevre ve Afet Yönetimi Kümesi Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İran Ofisi İran Ali Nazaridoust 1973 te Tahran da doğdu. Lisans derecesi çevre ve balıkçılık mühendisliği üzerine, yüksek lisans ve doktora dereceleri ise çevre bilimi üzerinedir. Nazaridoust geçmişte İran Sulak Alanlarının Korunması Projesi nin Ulusal Proje Müdürü (UNDP/GEF Projesi) olarak ve İran Enerji Bakanlığı Su Kaynakları Yönetimi Kurumu Su Kalitesi Yönetimi Ofisi nde Planlama Departmanı Başkanı olarak çalışmıştır. Nazaridoust un ekosistem yönetimi, çevresel su gereksinimleri ve sulak alanlarda su kaynakları yönetimi alanlarında birçok yayını bulunmaktadır. Sunum: Urumiye Gölü nde Bütünleşik Su Kaynakları Yönetimi 5100 km 2 yüzey alanıyla Urumiye Gölü İran daki en önemli ve değerli ekosistemler den biri kabul edilmektedir ve milli park, RAMSAR Alanı (1971), UNESCO Biyosfer Rezervi (1976) ilan edilmiştir. Sektörel kalkınma, artan su ihtiyacı ve planlama sürecinde gölün gereksinimlerinin göz ardı edilmesi sonucunda, göl 10 yılı aşkın süredir küçülmeye başlamıştır. Bu, süregelen kalıcı kuraklıkla beraber büyüyen bir sorun haline gelmiştir. Gölün sürdürülebilirliğini sağlamak ve planlama süreçlerine gölün su gereksinimlerini dahil etmek için, UNDP/GEF ve İran hükümetinin ortak bir girişimi olan İran Sulak Alanlarının Korunması Projesi kapsamında bir dizi bütünleşik su kaynağı yönetimi süreci başlatılmıştır. Bu, çevresel su gereksiniminin hesaplanmasının yanı sıra göl çevresindeki 3 ildeki farklı sektörler de dahil olmak üzere havza düzeyinde su paylaşım planlamasını içermektedir. Bu sürecin sonunda Urumiye Gölü nün çevresel su gereksinimi 3.1 milyar metreküp olarak hesaplanmıştır ve her ilin bu suyu sağlama ve kullanma payları belirlenmiştir. Ali Nazaridoust Farhad Arabpour Dahouei Teknik Uzman, İran Sulak Alanlarının Korunması Projesi / Urumiye Gölü Kuraklık Risk Yönetimi Planı Koordinatörü İran Farhad Arabpour Dahouei, Tahran Üniversitesinde Afet Yönetimi alanında yüksek lisans derecesine sahip ve başlıca tecrübe sahibi olduğu konular: çevresel risk ve afet riski değerlendirmesi ve bu risklerin azaltılması; bilgi yönetimi/paylaşımı; iklim değişikliği & kuraklık risk yönetimi; afet yönetiminde ulusal teknik çalışma gruplarının yönetimi; afet yönetiminde uzaktan algılama ve CBS. Farhad Arabpour Dahouei, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı nın İran Ofisi ile afet riski yönetimi ve çevre alanında 5 yılı aşkın iş deneyimine sahip. Sunum: Urumiye Gölü Havzası Kuraklık Risk Yönetimi Planı Urumiye Gölü 1995 ten bu yana kuruyor ve alanı hızlı bir biçimde azaldı. Bu şekilde devam ederse bölgenin endüstri ve tarım sektörleri zarar görecek. Birleşmiş Milletler/Küresel Çevre Fonu/Çevre Müdürlüğü İran Sulak Alanlarını Koruma Projesi kolaylaştırıcılığında bir araya gelen paydaşlar tarafından gölü kurtarmak için bütünleşik bir plan geliştirildi. Urumiye Gölü çevresindeki illerle işbirliği içinde Urumiye Gölü Havzası için Entegre Yönetim Planı hazırlandı. Plan yerel ve ulusal kurumların gölün kritik ekolojik durumu konusunda 7

harekete geçmesine ki bu 4. Ulusal Kalkınma Planında öngörülmektedir - olanak sağladı. Plandaki en önemli husus, her sene 3100 milyon metreküp suyun göle tahsisidir. Plan kapsamında kuraklığa ve ardından gelecek su kıtlığına müdahale edebilmek için, İran Sulak Alanlarının Korunması Projesi tarafından Urumiye Gölü Havzası İçin Kuraklık Risk Yönetimi adında bir alt-proje geliştirildi. Kuraklık Risk Yönetimi Planı Tarbiat Modares Üniversitesinin Su Mühendisliği Araştırma Enstitüsüne 2010 yılında sunuldu. Proje hedefleri şunlardı: Urumiye Gölü Havzasında kuraklığın zamansal ve konumsal yapısını incelemek, kuraklığı izlemek için yöntemleri incelemek, kuraklık tiplerini ortaya koymak, zararı azaltmak ve Urumiye Gölü nün su ihtiyacını karşılamak için gerekli önlemleri belirlemek ve kuraklık yönetimi için önlemleri kurumsallaştırmak. Kuraklık Risk Yönetimi Planı kapsamlı bir bilimsel program geliştirdi. Plan, havzadaki paydaşlarla katılımcı bir çerçevede düzenli iletişime dayalı. Bu sunumda, Urumiye Gölü Havzası Kuraklık Risk Yönetim Planı ile elde edilen başarılar kapsamında, sulak alanların korunmasında ekosistem temelli yönetim yaklaşımının önemi ortaya konacaktır. Farhad Arabpour Dahouei Doç.Dr. Erhan Akça Adıyaman Üniversitesi Teknik Programlar Bölümü Türkiye Fen Bilimleri Enstitüsü Arkeometri Bölümünde öğretim üyesi olarak görev aldı. 2008 yılında Adıyaman Üniversitesi Teknik Programlar Bölümünde çalışmaya başladı. Ayrıca 2009 yılında Tokyo Üniversitesinde misafir öğretim üyesi olarak çalıştı. Erhan Akça, 100 ün üzerinde ulusal ve uluslararası makale ve kitap yayımladı. Söz konusu yayınlar 90 kadar atıf aldı. Akça nın ana çalışma konuları, toprak mineralojisimikromorfolojisi, arkeometri ve arazi kullanımıdır. Akça, hali hazırda, Avrupa Toprak Bürosu (ESB-JRC) Ülke Teknik Danışmanlığı görevini yürütmektedir. Sunum: Göl Havzalarının Sürdürülebilirliği: Burdur ve Karapınar Örnekleri Tarih boyunca yeryüzü ve insan gelenekler çerçevesinde uyum içinde yaşarken son yüzyıldaki ekonomi temelli arazi kullanımı bu dengeyi her iki tarafın zararına bozmuştur. Özellikle aşırı kaynak tüketen güncel tarım etkinlikleri su kaynaklarında olumsuz etkilere yol açarak doğal ve sosyal felaketlere yol açmıştır. Bununla birlikte bu dengenin yeniden kazanılması için çoğu yerde hala çok geç değildir. Bunun için doğal kaynakları çok iyi tanıyarak geleneklere uygun yenilenmiş kullanımlara yönelinmesi gerekmektedir. Örneğin Akdeniz'de az su tüketen zeytin, harnup, İç Anadolu'da nohut, arpa, mercimek, Doğu Anadolu'da meraya yönelmek kaynaklara olan baskıyı azaltacaktır. Bu bağlamda kırılgan bir yapısı olan ve su kaynaklarının yenilenme hızı düşük Burdur ve Konya Kapalı Havzasında geleneksel tarımsal etkinliklerine alternatif tarım yaklaşımıyla dönülmesi ve bunların oranının günümüzün kaynak tüketen tarımına oranla arttırılması gerekmektedir. Bu yaklaşımlar yalnızca doğal kaynakları korumayacak aynı zamanda daha sağlıklı besin üretimine olanak da sağlayacaktır. Aynı zamanda yerel halkın yaşam kalitesini kültürel yönden de iyileştirerek çevre ile uyum içinde yaşanan ortamlar oluşturacaktır. Sonuçta gelecek sorunlarla değil olanaklarla karşılaşılacak bir zaman süreci olacaktır. 1969 Adana doğumlu olan Erhan Akça doktora eğitimini 2001 yılında Çukurova Üniversitesi Toprak Bölümünde tamamladı. 2001-2008 yıllarında Çukurova Üniversitesi 8

Sunum: Hula Gölü: Bir Umut ve Azim Hikayesi Erhan Akça Genel Oturum: Gölleri Kurtarmak: Restorasyon ve Akılcı Kullanımda İyi Örnekler Dr. Zev Labinger Ekolog İsrail in Doğasını Koruma Derneği İsrail Zev Labinger Biologic Danışmanlık ta ekolog olarak görev yapmaktadır ve 30 yıldır Ortadoğu ve ABD de doğa koruma üzerine çalışmakta olan bir yaban hayatı sanatçısıdır. Lisans derecesini Kaliforniya Üniversitesi nde koruma biyolojisinden almış ve yüksek lisansını İsrail deki Tel Aviv Üniversitesi nde zooloji üzerine yapmıştır. Zev, 12 yıl boyunca İsrail Doğa Koruma Derneği Ornitoloji Merkezi nde (SPNI) araştırma ve koruma etkinliklerini yönetmiştir. Kuşların korunması üzerine bilimsel ve popüler yayınları bulunmaktadır ve yakın zamanda Hula Vadisinden İlham Almak (Labinger ve Gorney 2011, SPNI yayınları) adlı kitabı yayınlanmıştır. Uzun süredir Hula Vadisi ni korumaya yönelik çalışmalar yapan Zev, son sekiz yıldır alandaki kuşların izlenmesi, kuş korumasına dair araştırma projelerinin koordine edilmesi ve Hula Vadisi nin UNESCO Dünya Miras Listesi ne dahil edilmesine yönelik başvurunun yapılması (Labinger ve Skutelsky 2006) çalışmalarını da yürütmektedir. Labinger e labinger@inter.net.il adresinden ulaşılabilir. Hula Gölü bir zamanlar 6000 hektara yayılan alanıyla Ortadoğu nun en büyük sulak alan sistemlerinden biriydi. İlk kısmi kurutma çabaları 1900 lerde Osmanlı İmparatorluğu tarafından başlatılmış, ancak nihai kurutma 1953-1958 arasında Yahudi Milli Fonu tarafından uzman ve korumacıların itirazlarına rağmen gerçekleştirilmiştir. Kurutmanın ardından yaklaşık 1500 hektarı göl toprağı ve 3000 hektarı turba toprağı olmak üzere 4500 hektar alan tarıma açılmıştır. 30 yıldan uzun bir sürecin ardından hasat verimi düşmüş, toprak aşınmış ve çökelmiş, yazları turba yangınları sıklıkla görülür hale gelmiştir. 1990 da ulusal yönetim, su kalitesinin korunması, tarım ve ekoturizm için yüzey suyu düzeyini kontrol etme ve en hasarlı turbalıklara su bastırma yoluyla turbalıkları geri kazanma kararı alınmıştır. Hula nın gerçek anlamda restorasyonu ise 1964 te İsrail in ilk korunan alanı ve Ramsar Alanı olan 387 hektarlık Hula Rezervi nin kurulmasıyla başlamıştır. 1993 te yeniden kazanım sürecinin bir aşaması olarak koruma alanının hemen kuzeyinde 482 hektarlık Agamon-Hula Gölü oluşturulmuştur. Bugün Hula Vadisi zengin bir biyoçeşitliliğe ev sahipliği yapmaktadır ve burada kışlayan 30.000 den fazla turnanın oluşturduğu muhteşem tabloyla önemli bir göç yolu durağı ve kışlama alanı olarak görülmektedir. Zev Labinger 9

Dr. Karen Jenderedjian Proje Yöneticisi, Doğa Koruma Bakanlığı RAMSAR Sözleşmesi Ermenistan Ulusal Odak Noktası Ermenistan Karen, yüksek lisans derecesini Erivan Devlet Üniversitesi'nden aldıktan sonra St. Petersburg Zooloji Enstitüsü'nde doktorasını yaptı. Su Ekoloji ve Balıkbilimi Enstitüsü'nde araştırmacı olarak ve Sevan Milli Parkı'nda Bilim Direktör Yardımcısı olarak, yakın zamandaysa Biyokaynak Yönetimi Ajansı'nda Bölüm Başkanı olarak çalıştı. 2010'dan bu yana ise, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Küresel Çevre Fonu nun (GEF) Ermenistan'da Korunan Alan Sistemi Geliştirme Projesi nin yöneticisi olarak görev yapıyor. Ermenice, İngilizce ve Rusça konuşup yazabiliyor ve su biyolojisi, su kalitesinin biyolojik göstergeleri, doğal kaynak yönetimi, sulak alan yönetimi ve politika geliştirme ve özellikle korunan doğa alanları üzerine çok sayıda bilimsel yayına sahip. Karen, uluslararası sulak alan yönetimi (1997), sulak alan restorasyonu (2002) konulu eğitimlere katıldı ve birçok ulusal ve bölgesel sulak alan eğitimi düzenledi. Karen, 1993'ten bu yana Ramsar Sözleşmesi Ermenistan Ulusal Odak Noktası olarak görev yapıyor. pompa istasyonları kuruldu. 1978 de Sevan Milli Parkı kuruldu. 1981 de 17 yıllık inşaat sürecinin sonunda Arpa Nehri nin suyu 49 kilometrelik bir tünel aracılığıyla göle yönlendirildi. 2001 de Ulusal Parlamento tarafından Sevan Gölü Hakkında Yasa ve Sevan Gölü Ekosisteminin Korunması, Restorasyonu, Yeniden Üretimi ve Kullanımı İçin Yıllık Önlemler Yasası kabul edildi. Bu yasalar göl ekosisteminin iyileştirilmesi ve özellikle de su seviyesinin 6 m yükseltilmesi hedefleri için yasal temeli oluşturuyorlar. 1 Ocak 2012 itibarıyla ise gölün su seviyesi, en düşük seviyesinin 3.78 m üzerine ulaştı. Çalışma iki yazarlıdır. Diğer yazar: Dr. Susanna Hakobyan, Omurgasızlar Laboratuvarı Başkanı, Su Ekolojisi ve Balıkbilim Enstitüsü, Ulusal Bilimler Akademi Zooloji ve Su Biyolojisi Bilim Merkezi, Ramsar Sözleşmesi CEPA Programı Ermenistan Sivil Toplum Odak Noktası. Sunum: Sevan Gölü: Alınan Dersler * Sevan Gölü dünyanın en büyük ve yüksek irtifalı tatlı göllerinden biridir. Ermenistan ın su kaynaklarının % 80 ini oluşturur ve ülkenin su dengesinde kritik öneme sahiptir. Ağrı Vadisi nin verimli ancak kurak yapısı karşısında gölün yüksek konumu ve kısıtlı enerji kaynakları mühendisleri gölün suyunu etraflıca inceleme konusunda çözüm üretmeye itti. Buharlaşmanın yağışın 3 katı olduğu Sevan Gölü nün su dengesini göz önüne alan Sovyetler Birliği, 1933 te gölün orijinal su seviyesini 50 metre düşürerek buharlaşmayı neredeyse altıda birine indirmek için bir proje başlattı. 1950 lere gelindiğinde ise Sevan Gölü nün yoğun kullanımının yarattığı ekolojik ve ekonomik sonuçlar, bu şekilde devam etmenin mümkün olmadığını ortaya koydu. Sevan Gölü nden su alımını azaltmak için Kasakh ve Azar nehirlerinde göletler inşa edildi. Ağrı Vadisi ne yer altı suyu kullanımı için Karen Jenderedjian Jassim Al-Asadi Chibayish Ofisi Yöneticisi Irak Doğa Derneği Irak Jassim Al-Asadi 1957 yılında sazlıklarda, Irak ın Chibayish kentinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Chibayish te bitirdi ve Teknoloji Üniversitesi nde makine mühendisliği okumak üzere Bağdat a taşındı. 4 sene sonra Chibayish e geri 10

döndü. 1990larda Saddam rejimi sazlıkları yok etti. Jassim in ailesi Babil e döndü ancak Jassim Sulama Bakanlığındaki görevi nedeniyle memleketiyle ve sazlıklarla ilgilenmeye devam etti. 2003 te Saddam rejiminin devrilmesinin ardından, Jassim sazlıkta yaşayan halka sazlıkların restorasyonu için yardım etti ve Chibayish e geri döndü. Ardından, Irak Doğa Derneği nin kurucusu Azzam Alwash ile birlikte, sazlıkların korunması için çalışmaya başladı. Sazlıklarla ilgili birçok proje, konferans ve diğer ulusal ve uluslararası çalışmada yer aldı. Su Kaynakları Bakanlığı, Mezopotamya Sazlıklarının Restorasyonu Merkezi ve diğer kurumlarla çalıştı. Jassim aynı zamanda bir şair ve yazar ve şu an Irak Doğa Derneği nin Chibayish teki ofisinin yöneticisi olarak çalışıyor. Jassim 6 çocuk babası ve 2009 dan bu yana ise büyükbaba. Sunum: Mezopotamya Sazlıkları: Başarılanlar ve Gelecekte Sorunlar 2003 ten bu yana, genel olarak Irak sulak alanları ve özellikle Mezopotamya Sazlıkları Irak Doğa Derneği nin önemli odak noktalarından biri. Sazlıklar, 1991-2003 yılları arasında en korkunç kurutma kampanyalarından birine maruz kaldı. Kasten yapılan kurutma çalışması, o yörede yaşayan insanların ve yörenin doğasının yok edilmesi politikası çerçevesinde gerçekleştirildi. Birleşmiş Milletler bu kampanyayı 20. yüzyılda doğaya karşı gerçekleştirilen en zarar verici yıkım olarak kabul ediyor. 2008 den itibaren Dicle ve Fırat kıyısındaki ülkeler nedeniyle bu nehirlerde yaşanan su azalması ve yağışların azalması sazlıkların çevresel ve hidrolojik yıkımını artırdı. 2003 ten bu yana Irak Doğa Derneği, sazlık çevresinde yaşayan yerel halkla birlikte çalışarak, sazlıkların yeniden su basmasını sağlamak üzere çeşitli yöntemler uyguladı. Bu yöntemler arasında sazlıklar konusunda farkındalığı artırmak için broşür ve kitapçıklar hazırlatmak, eski rejim tarafından inşa edilen toprak setleri yıkmak, kanallar inşa etmek, tahliye edilen sudan yararlanmak ve regülatörler kurmak gibi yöntemler sayılabilir. Sonunda Chibayish in yerinde edilmiş insanlarının (1990lardaki kurutma kampanyası sonucu sayıları 60 binden 6 bine düşmüştü) memleketlerine dönmeleri Irak Doğa Derneği ni çok mutlu etti. 2012 de Chibayish in nüfusu 62 bine ulaştı. Jassim Al-Asadi Genel Oturum: Gölleri Kurtarmak: Aktivizmde İyi Örnekler Majid Rahmanimoghaddam Halkla İlişkiler Müdürü, Yeşil Yaşamı Paylaşanlar Derneği İran İran ın Tebriz kentindeki Yeşil Yaşamı Paylaşanlar Derneği nin (Hamyarane Ziste Sabz) Halkla İlişkiler Müdürü olan Majid Rahmanimoghaddam aynı zamanda fotoğrafçı ve grafik tasarımcısıdır. 2000 yılından bu yana doğa koruma alanında fotoğraflar ve klipler hazırlamaktadır. Majid, Yeşil Yaşamı Paylaşanlar Derneği bünyesinde Urumiye Gölü nün kurumasına dikkat çekmek için çeşitli farkındalık artırıcı çalışmalar yapmaktadır. Sunum: Urumiye Gölü İçin Farkındalık Yaratmak ve İşbirlikleri Hızla kuruyan Urumiye Gölü ne kamuoyunun dikkatini çekmek için, İran ın Tebriz kentindeki Yeşil Yaşamı Paylaşanlar Derneği (Hamyarane Ziste Sabz) bünyesinde birçok farkındalık artırıcı çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmalar arasında, 10 günlük bir festival, Tebriz- Urumiye arasında bisiklet turu, fotoğraf yarışması ve sergi düzenlenmesi; görsel ve yazılı materyaller hazırlanması ve doğa koruma konusunda eğitimler düzenlemesi gibi çalışmalar bulunmaktadır. Dernek, Urumiye Gölü nün yokoluşuna dikkat çekmek için gölün temsili mezarını yapmış, ayrıca gölün kurumuş zemini üzerinde yürüyüş programı düzenleyerek kamu 11

kurumları ve sivil toplum örgütlerini davet etmiştir. Dernek, İran da gölleri koruma alanında çalışan diğer sivil toplum örgütlerini ve kamu kurumlarını bir araya getirici etkinlikler de düzenlemektedir. Bu sunumda derneğin Urumiye Gölü nün kurumasına dikkat çekmek için gerçekleştirdiği farkındalık artırıcı faaliyetler, kamu kurumları ile geliştirilen işbirlikleri ve gölü kurtarmak için önerdiği program paylaşılacaktır. Majid Rahmanimoghadam Gholamreza Jafari ve Sirous Entekhabihassanlouei Şanlı Sulduz Çevre Örgütü İran Gholamreza Jafari ve Sirous Entekhabihassanlouei İran ın Batı Azerbaycan bölgesinde yaşayan iki çevre aktivisti. Her ikisi de Şanlı Sulduz Çevre Örgütü nün üye ve yöneticileri olup uzun yıllardır sulak alanların canlandırılması, korunması, planlaması ve yönetimi konusunda çalışıyorlar. Siranguli nin neden kuruduğu incelendi. Bu incelemenin sonunda, Siranguli nin kurumasının başlıca nedeninin, Siranguli yi besleyen su kaynaklarından su akışının kesilmesi olduğu ortaya çıktı. Yerel halk ve aktivistler Siranguli ni kurtarmak için bazen elde kazma kürek, bazen iş makineleriyle sulak alanı besleyen akarsu yolunu açtı ve Siranguli nin yeniden suya kavuşmasını sağladılar. Gholamreza Jafari ve Sirous Entekhabihassanlouei Siranguli nin kurtarılması için yerel halkla birlikte verdikleri mücadeleyi şu sözlerle anlatıyor: Yağmurun ve karın azalması, nehirlerin ve akarsuların kötü yönetilmesi, su kaynaklarındaki azalmalar, göllerin yok olması, son yıllarda arka arkaya yaşanıyor. Kimse bizim yasımıza aldırmadı. Yardım çığlığımızı kimse duymadı. Çevre örgütleri dünyayla ve güzel doğası ile dayanışmak için seslerini yükselttiler. Tanrıya şükürler olsun ki, yıllar süren sıkıntıdan sonra, devlete doğayı kurtarması için yardım etmenin mümkün ve faydalı olduğunu anladık. İşbirliği yaptık ve farkettik ki birlikte olmak ve birlikte çalışmak doğayı kurtarma çabalarının ana unsuru. Üstelik ulusal ve uluslararası düzeyde birlikte çalışmak ve işbirliği yapmak sadece bilgimizi artırmadı, aynı zamanda bize ilerlemenin işbirliği ve uyum gerektirdiğini de gösterdi. Şimdi biz küresel düşün, bölgesel hareket et noktasına geldik. Tıpkı İranlı büyük şair Sa adi nin yüzyıllar önce söylediği gibi: Tüm insanlar aynı kökenden geliyor Her biri tek bir bedenin parçaları Birine zarar geldiğinde Diğerleri de huzur yüzü görmeyecek Başkasının acısına aldırmayan sen Sana insana diyemeyiz Sunum: Siranguli nin Kurtarılış Hikayesi Bu sunumda Siranguli sulak alanının kurtarılış hikayesi anlatılacaktır. Siranguli nin restorasyon çalışmaları Nagadeh deki Sulduz un Çevre Dostları Komitesi tarafından başlatıldı. Sulduz, sulu ve düz kelimelerinden oluşuyor ve sulu düzlük anlamına geliyor. İlk aşamada, yerel halk ve köylülerle birlikte 12

Ufuk Gökduman Burdur Temsilcisi, Doğa Derneği (BirdLife Türkiye) Türkiye 1964 Burdur doğumlu olan Ufuk Gökduman eğitimini Burdur da tamamladı. 1987 yılında Burdur Belediyesi nde işe başlayan Gökduman, halen belediyede çalışmakta. Gökduman, 1990 yılından itibaren Doğal Hayatı Koruma Derneği gönüllüsü olarak Burdur Gölü ve çevresi ile ilgili çalışmalarda yer aldı. Halen Doğa Derneği Burdur Temsilcisi olarak bu çalışmalara devam etmekte. Ufuk Gökduman evli ve bir çocuk babası. Gholamreza Jafari Sirous Entekhabihassanlouei Sirous Entekhabihassanlouei ve Gholamreza Jafari birlikte. Sunum: 1990lardan Günümüze Burdur Gölü nün Kurtarılma Mücadelesi 1990larda Burdur Gölü nde nesli tehlike altında olan dikkuyrukların (Oxyura leucocephala) 10 binlercesinin gözlemlenmesi, bir anda gölü doğa korumacıların odak noktası haline getirdi. Gölün koruma altına alınması için başlatılan mücadele sonucu, Türkiye nin Ramsar Sözleşmesi ni imzalamasından 1 sene sonra, 1994 te, Burdur Gölü, Ramsar Alanı ilan edildi. Türkiye nin 14 Ramsar Alanı ndan biri olan Burdur Gölü, aynı zamanda ülkemizin 305 Önemli Doğa Alanı ndan biri ve Doğal Sit Alanı ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahası statülerine sahip. Gölün çevresindeki habitatlarda 194 tür kuş ve 10 tür sürüngen yaşamaktadır. Göl aynı zamanda endemik bir balığa da (Burdur dişli sazancığı Aphanius sureyanus) ev sahipliği yapmaktadır. Öte yandan Burdur Gölü büyük bir hızla su kaybetmektedir. 1970lerden bu yana gölü besleyen akarsular üzerine inşa edilen baraj ve göletler ve göl çevresinde yoğun olarak yapılan tarımın su ihtiyacını karşılamak için açılan çok sayıda sondaj kuyusuyla yer altı suyunun çekilmesi gölün sonunu hazırlamaktadır. Göl şimdiye kadar alanının üçte birini kaybetti ve acilen önlem alınmazsa 2040 yılına kalmadan ekolojik işlevlerini tümüyle yitirecek. Doğa koruma aktivistleri 1990lardan bu yana Burdur Gölü nün ekolojik önemine dikkat çekmek ve göle yönelik tehditler hakkında kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Bunlar arasında kamu kurumlarına yönelik savunuculuk, basın açıklamaları, konferanslar-eğitimler, kuş gözlem gezileri, 13

kültürel etkinlikler (örneğin dikkuyruk festivali ), Burdur Gölü ne sadakat yolculukları gibi birçok çalışma bulunmaktadır. Burdur Gölü Kuruyan Göller İçin Uluslararası Buluşma, Doğa Derneği nin (BirdLife Türkiye) yürüttüğü Burdur Gölü nü Kurtarma Projesi kapsamında, Vaillant ın desteğiyle gerçekleştirilmektedir. Burdur Gölü nü Kurtarma Projesi, Doğa Derneği tarafından 2007 yılından bu yana, derneğin stratejik ortağı MAVA Vakfı nın desteğiyle yürütülmektedir. Vaillant, Burdur Gölü nü Kurtarma Projesi ni 2012 yılından bu yana desteklemektedir. Burdur Gölü üzerine ayrıntılı bilgi için: http://dogadernegi.org/userfiles/gol-yoksaburdur-da-yok.pdf İletişim: Ayşe Sargın, Burdur Gölü nü Kurtarma Projesi Koordinatörü, ayse.sargin@dogadernegi.org 14