Spinal Kord Yaralanmaları



Benzer belgeler
TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

Doç.Dr.Onur POLAT. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

Omurga-Omurilik Cerrahisi

ÇOCUKLUK YAŞ DÖNEMİ OMURGA YARALANMALARI

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

Torakolomber Bileşke Patlama Kırıkları

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Sunu Planı. Doç. Dr. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi. 20 dakika SCIWORA Bana göre normal!! Servikal görüntüleme

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Omurga ve Omurilik Yaralanmaları.

Pediatrik Ekstremite Travmaları. Doç Dr. Onur POLAT Acil Tıp Anabilim Dalı

SPİNAL TRAVMA. Dr. Cem Çallı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı, Nöroradyoloji Bilim Dalı

Yrd.Doç.Dr. Ali EKŞİ Ege Üniversitesi

SERVİKAL ORTEZLER. Dr.Hakan BOZKUŞ. VKV Amerikan Hastanesi

BOYUN AĞRILARI

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

PELVİK TRAVMALARDA GÖZDEN KAÇMAMASI GEREKENLER

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spinal, Epidural, Kombine, RİVA ve Komplikasyonları. Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI. Rejyonel Anestezi Nedir?

Travma. Ülkemizde travma nedeniyle ölümlerde trafik kazaları birinci sırada yer alırken; iş kazaları 2. sırada yer almaktadır.

Genel Bilgiler. Dünyada Ölümler. 1.Koroner Arter Hastalıkları 2.Travma (1-44 yaş arası 1. sırada) 3.İnme sendromları

Çoklu Travma Hastasına Yaklaşım. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Travma Merkezleri. Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. I.

Kafa Travmalarında Yönetim

Sakrum Kırıkları ve Biyomekaniği

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

OMURGA TRAVMALI OLGULARA DAYALI BİYOMEKANİK İNCELEME

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5. Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman

İlk Değerlendirme İşlemleri

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

KOMPARTMAN SENDROMU. Patofizyoloji. KS Nedenleri. Ödem

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

LOMBER SPİNAL STENOZ TEDAVİSİNDE MİKRO-HEMİLAMİNEKTOMİ veya LAMİNEKTOMİ SEÇENEKLERİ

Omurga yaralanmaları. Omurga yaralanmaları. Resüsitasyon ve spinal immobilizasyon. Hangi durumlarda boyun grafisi çekelim?

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

VERTEBRANIN OSTEOPOROZ VE METASTATİK KIRIKLARININ TEDAVİSİNDE VERTEBROPLASTİ/ KİFOPLASTİ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Penetran Göz Yaralanmaları

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

EPİDEMİYOLOJİ. Omurga ve Omurilik Yaralanmaları ANATOMİ ANATOMİ

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp günümüzde alışılagelmiş tıbbın içinde sayılmayan farklı sağlık sistemleri ve uygulamalardan oluşan bir grup

Boyun Ağrılarında Tanı ve Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Başarısız Bel Cerrahisi Sendromunda Nörofizyolojik Değerlendirme

Omurilik Yaralanması Rehabilitasyonu. Dr. Haydar Gök Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD

Ders Yılı Dönem-V Beyin ve Sinir Cerrahisi Staj Programı

Düzen. Pediyatrik X-ray İpuçları. Servikal grafiler. Servikal grafi: normal durumda. Lateral servikal grafi. Lateral servikal grafi

DR. ÖMER SALT YOZGAT DEVLET HASTANESİ ACİL SERVİS

AKUT KORONER SENDROMLARDA OLASILIK SKORLARI VE STRES TESTLERİNİN KULLANIMI

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Tedavi. Tedavi hedefleri;

ACİL-ORTOPEDİ TRAVMATOLOJİ BLOĞU. 1.Grup 3.Grup 2.Grup 4.Grup. Sayfa 1

Akut İskemik İnme. İskemik İnme (%85) Hemorajik inme (%15)

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

KIRIK, ÇIKIK VE BURKULMALARDA İLKYARDIM. Yrd. Doç.Dr. Kadri KULUALP

Boyun Ağrıları. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

SINIF 5 Saat Ders Düzey Öğretim Üyesi Anabilimdalı ACİL-ORTOPEDİ TRAVMATOLOJİ BLOĞU

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

SERVİKAL DİSK HERNİSİ

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

Plato Tibia ve ÖĞRENCİ DERS NOTLARI. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

TRAFİK KAZALARI, DÜŞMELER, DARP OLGULARI ve İŞ KAZALARINDA ADLİ SÜREÇ ÖRNEK OLGU DEĞERLENDİRMESİ

Spor Yaralanmalarında Konservatif Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi

1-Radyolojide Fizik Prensipler Amaç:Radyolojide kullanılan görüntüleme sistemlerinin fiziksel çalışma prensiplerinin öğretilmesi amaçlanmıştır.

BÖLÜM 19 Yaralanma, zehirlenme ve dış nedenlerin bazı diğer sonuçları (S00-T98) Kafa yaralanmaları (S00-S09) Yüzeysel kafa yaralanması Başın açık

ULUSAL KONGRE VE SEMPOZYUMLARDA KONFERANSLAR

Omurga Girişimleri. Nöroradyolojide Yeni Bir Ufuk. Dr. Osman KIZILKILIÇ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD-Nöroradyoloji BD

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI

ATEŞLİ SİLAH YARALANMALI HASTANIN YÖNETİMİ. Dr. M.Nuri BOZDEMİR AEAH Acil Tıp Kliniği

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

:30 Eklem ağrısı / şişliği Atst Aylin REZVANİ FİZİK TEDAVİ

Konjenital Skolyozda Kırmızı Bayraklar

14)Aşağıdakilerden hangisi ilkyardımın temel uygulamaları arasında yer almaz? A) Koruma. B) Bildirme. C) Kurtarma. D) İyileştirme.

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

Ölümcül Santral Sinir Sistemi Hastalıkları I epidural, subdural, intraparankimal kanamalar

Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme

FTR 207 Kinezyoloji I. Dirsek ve Önkol Kompleksi. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem

ORTOPEDİK YARALANMALARDA İLKYARDIM

Dr. İlker Akbaş Bingöl Devlet Hastanesi Acil Servisi Antalya - Nisan 2018

SPOR YARALANMALARINDA TEDAVİ YÖNTEMLERİ PROF.DR. MİTAT KOZ

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

TRİAJ UYGULAMA TALİMATI

Transkript:

Spinal Kord Yaralanmaları Mustafa BERKER* * Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Anabilim Dalı, ANKARA Spinal Cord Injuries Key Words: Spinal cord, Injury. Anahtar Kelimeler: Spinal kord, Yaralanma. Omurilik (spinal kord) yaralanmaları ile ilgili en eski kayıtlar yaklaşık 5000 yıllık Edwin Smith papiruslarındadır. Bu kayıtlarda tedavi edilemez bir hastalık olarak tanımlanan omurga travması sonrası ortaya çıkan yumuşak doku ve kemik dokusu yaralanmaları ile bunların nöral dokuda yarattıkları değişikliklerin fizyopatolojisi ve biyomekaniğinin aydınlatılmasına yönelik çalışmalar sürmektedir. Omurilik yaralanmaları; çoğu zaman omuriliği taşıyan, koruyan ve hareket ettiren omurların travmasıyla birliktedir. Majör spinal yaralanmaların %20 sinde, ilaveten, bitişik olmayabilecek düzeyde de ikincil spinal yaralanma oluşmaktadır. Spinal yaralanmalar, arteryel diseksiyon da dahil olmak üzere direkt olarak spinal kord yaralanmalarına eşlik eder. Spinal kord yaralanmaları pediatrik yaş grubunda sık değildir ve aynı yaş grubu kafa travmaları ile kıyaslandığında 30/1 oranındadır. Spinal kord yaralanmalarının sadece %5 i çocuklarda oluşur. Paraspinal adalelerin immatüritesinin yanı sıra ligamentlerin esnekliği ve unsinat proçeslerin gelişmemiş olması nedeniyle çocuklarda spinal travmada etkilenim, kemik yapılardan daha çok ligamentlerdedir. Omurlarda radyolojik bir sorun olmaksızın sadece omurilikte travma olabilmektedir (SCIWORA) [1]. Servikal segment en çok etkilenen bölgedir (%42), torakal (%31) ve lomber bölge (%27) daha sonra gelmektedir. Dokuz yaşın altında ise servikal yaralanmaların %67 si üst üç servikal Yazışma Adresi: Doç. Dr. Mustafa BERKER Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroşirürji Anabilim Dalı, 06100 Sıhhiye-ANKARA e-mail: mberker@hacettepe.edu.tr Makalenin Geliş Tarihi: 23.12.2003 Makalenin Kabul Tarihi: 30.12.2003 220

segmentte (oksiput -C2 arasında) görülmektedir. Çocuklarda spinal yaralanmaların mortalitesi (kafa travmalarının aksine) erişkinlerden daha yüksektir ve ölüm nedeni sıklıkla diğer sistem yaralanmalarıyla ilgilidir [2,3]. TERMİNOLOJİ Klinik Stabilite Omurganın fizyolojik yüklenmede sınırlı yer değiştirme ile spinal kord ve sinir köklerini yaralanma ve irritasyondan korumasıdır. Aynı zamanda yapısal değişikliklerden kaynaklanan deformitenin oluşturacağı inkapasite ve ağrıdan koruması da klinik stabilitedir. Biyomekanik İnstabilite Omurganın kuvvetlere karşı koyma, direnme yeteneğinin kaybıdır [4]. İnkomplet Kord Lezyonu Yaralanan omurga düzeyinin 3 seviyeden daha aşağısında rezidü herhangi bir motor ya da duyu fonksiyonun olmasıdır. Bunun işaretleri; Alt ekstremitede istemli hareket ya da duyu (pozisyon duyusu dahil), Sakral sparing; anus çevresinde duyunun ve istemli rektal sfinkter kontraksiyonun varlığı, Tek başına sakral reflekslerin varlığı inkomplet tanımı için yeterli değildir. İnkomplet lezyon tipleri: Santral kord sendromu, Brown-Sequard lezyonu, Anterior kord sendromu, Posterior kord sendromu. Komplet Kord Lezyonu Travma düzeyinin 3 seviyeden daha aşağısında motor ve/veya duysal fonksiyonun korunmamış olmasıdır. Komplet yaralanmaların yaklaşık %3 ünde ilk 24 saatte bazı düzelmeler olabilmektedir. Yirmidört saatin üzerinde devam eden komplet kord yaralanması bulguları distal fonksiyonların geriye dönmeyeceğinin işaretidir [5]. Spinal Şok Spinal şok deyimi tümüyle iki farklı anlamda kullanılmaktadır. 1. Spinal kord yaralanmasını izleyen hipotansiyon (çoğunlukla sistolik kan basıncı 80 mmhg nın altındadır). Aşağıdaki nedenlerle gelişir; a. Sempatiklerin kesilmesi; Yaralanma seviyesinin altında vasküler tonus (vazokonstrüksiyon) kaybı, Parasempatik salınımının yol açtığı bradikardi. b. İskelet adalesi paralizisi nedeniyle oluşan adale tonus kaybının yol açtığı lezyon altında venöz göllenme ve buna bağlı rölatif hipovolemi. 2. Lezyon seviyesi altında segmental ve polisinaptik refleks aktivitesi ve otonomik fonksiyonları da içeren tüm nörolojik fonksiyonlarda geçici kayıp. Bazen bir-iki hafta bazen aylar süren ve kalıcı olabilen flask paralizi ve arefleksi, ki bunun çözülmesi lezyon altında spastisiteye katkıda bulunur, kötü prognoz işaretidir. Lezyon seviyesinin hemen üzerinde de spinal kord refleksleri baskılanabilir [6]. KOMPLET SPİNAL KORD YARALANMALARI Lezyon seviyesinin altında istemli hareketlerin kaybı yanında duyu ve sfinkter kontrolü de kaybolur, priapizm görülebilir. Hipotansiyon ve bradikardi gelişebilir. C3 düzeyinde ya da üzerindeki spinal kord yaralanmalarında (atlantooksipital ve atlantoaksiyal dislokasyon) bulber-servikal ayrılma; çok kısa sürede pulmoner ve kardiyak arrest ve ölümle sonuçlanan bir klinik antitedir. İNKOMPLET SPİNAL KORD YARALANMALARI Santral Kord Sendromu Başlıca özellikleri: Üst ekstremitede alt ekstremiteden daha ağır olan, orantısız motor defisit, Osteofitik spurların varlığında çoğunlukla hiperekstansiyon tipi yaralanma, Cerrahi dekompresyon sıklıkla acil olmayarak değerlendirilir. Santral kord sendromu (SKS); inkomplet spinal kord yaralanmalarının en sık görülen tipidir. Anteriordan kemik hipertrofisi -anterior spur, posteriordan ligamentum flavum hipertrofisi ile gelişen servikal stenozlu yaşlı hastalarda çoğunlukla akut hiperekstansiyon tipi servikal yaralanma sonucunda gelişir. Sıklıkla yüzün üst kısmı ya da alına alınan darbe öyküsü 221

vardır. Sıklıkla motorlu araç kazalarında ya da öne doğru olan düşmelerde görülür. Genç hastalarda SKS spor yaralanmalarıyla da oluşabilmektedir. Yine SKS; servikal kırık ya da kayma olsun/olmasın görülebildiği gibi romatoid artritte de görülebilir [7]. Spinal kordun santrali; vasküler geçiş bölgesi olması nedeniyle ödemin yarattığı hasara daha hassastır ve uzun traktın servikal spinal kordda medialde seyretmesi nedeniyle defisit üst ekstremitede daha fazladır. Klinik sendrom syringomiyeliyi andırır. Üst ekstremitede hakim kuvvet kaybı, Lezyon seviyesinin altında değişen derecede duyu kaybı, Miyelopatik bulgular; genellikle üriner retansiyon şeklinde sfinkter disfonksiyonu vardır. Lhermitte s işareti olarak tanımlanan özellikle merdiven inerken boyundan orta hat boyunca aşağıya yayılan şimşek çakar tarzı ağrı yaklaşık %7 hastada görülür. Doğal seyri: Sıklıkla başlangıçtaki düzelmeyi bir plato faz ve ardından geç dönem gerileme izler. %90 hasta ilk beş günde yardımla yürüyebilir hale gelir. İlk olarak alt ekstremite düzelir, sonra mesane fonksiyonu, ardından üst ekstremite en son da parmak fonksiyonları düzelir. Duyu düzelmesi bir sıra izlemez [8]. Şayet spinal kord yaralanması, kord kontüzyonu yerine kord destrüksiyonu ile giden hematomiyeli ile sonuçlanmışsa lezyon seviyesinin üst ve alt düzeylerine doğru ilerleme olabilir. Değerlendirme: Genç hastalarda disk protrüzyonu, sublüksasyon, dislokasyon veya kırık oluşma eğilimi varken, yaşlı hastalarda osteofitler, disk ve ligamentum flavum hipertrofisi nedeniyle çok seviyeli kanal darlığı göze çarpar. Düz grafilerde konjenital darlıklar, osteofitler, dislokasyon ve kırıklar gösterilebilir. Ancak yumuşak dokudan kaynaklanan (ligamentum flavum hipertrofisi, az kalsifiye spurlar, faset hipertrofileri) kanal darlığını göstermede yetersiz kalabilirler. Bilgisayarlı tomografi (BT): Kırık ve osteofit tanısında yardımcıdır (Resim 1). Spinal kord ve sinir köklerinin gösterilmesinde manyetik rezonans görüntüleme (MRG) kadar iyi değildir. Resim 1. Vertebra kırığının BT görünümü. Lomber 5. vertebrada patlama kırığının aksiyal kesitteki her 3 kolondaki kırık ve kanal içine anteriordan batan vertebra cisminin ön kısmının görüntüsü. MRG: Anterior spinal kanaldaki daralmanın osteofitten mi travmatik disk hernisinden mi olduğunu ayırmaya yardımcıdır. Ligamentum flavumu, posterior longitudinal ligamenti değerlendirmede ve akut spinal kord ödemini, hematomiyeliyi görüntülemede üstündür (Resim 2). Ancak vertebra kırıklarını görüntülemede MRG yetersizdir. Tedavi: Tedavide zamanlama, endikasyonlar ve yöntemlerle ilgili çelişkili görüşler vardır. Düzelme periyodunu takiben ısrar eden önemli nörolojik defisit, fonksiyonlarda gerileme, süregelen önemli disestezik ağrılarda ve spinal instabilitede cerrahi girişim endikasyonu vardır. Kısa ve uzun dönem izlemlerde suba- 222

Resim 2. Servikal kord yaralanmasının MR görüntüsü. T2 ağırlıklı MRG de servikal 7 vertebra hizasında kordun travmaya sekonder gelişen iskemik değişiklik nedeniyle hiperintens iskemik görünümü. kut dönemde yapılan cerrahi dekompresif girişimin yararları ve nörolojik ilerlemeler gösterilmektedir [9]. Cerrahi zamanlamada klasik öğretide erken cerrahi girişim; mevcut defisit daha da kötüleşebileceği için kontrendikedir. Spinal instabilite yoksa yapılması gereken yatak istirahati ve üç-dört hafta süreyle boyunluk uygulamasıdır. Cerrahi için bu süre sonunda değerlendirilir. Cerrahi; gross spinal instabilite veya travma sonrası iki-üç haftada gerilemeye yol açan önemli kord kompresyonunun varlığında (osteofitik spur) uygulanır. Daha iyi sonuçlar ilk birkaç hafta ya da ay içerisinde yapılan dekompresyonlardan sonra elde edilmektedir. Cerrahi yöntem olarak en hızlı uygulanabilecek olan çok seviyeli laminektomidir. Miyelopatide anterior (diskektomi ya da korpektomi + destek otojen greft ve anterior servikal plaklama) ya da posteriordan (lateral mass vidalama) uygulanacak füzyon ve laminektominin sonuçları, izole laminektomiden daha iyi olarak bildirilmektedir [10]. Prognoz: Hematomiyelisi olmayan kord kontüzyonlu hastalarda, spastisite olsa bile, bağımsız mobilizasyonu sağlayacak ölçüde, alt ekstremitede kuvvet ve duyuda %50 oranında iyileşme gözlenir. Ancak üst ekstremitede düzelme bu kadar iyi değildir ve sonuçta motor kontrol genellikle zayıftır. Mesane ve anüs kontrolü sıklıkla düzelir. Yaşlı hastalarda bu fonksiyonlar cerrahi uygulansın ya da uygulanmasın genç hastalardaki kadar iyi değildir. Anterior Kord Sendromu (Anterior Spinal Arter Sendromu) Anterior spinal arter sulama alanında kordda infarkt gelişimi ile karakterizedir. Bazılarına göre SKS den daha sık görülür. Anterior spinal arterin oklüzyonu ya da, disloke kemik fragman veya travmatik disk hernisinin yarattığı anterior kord kompresyonu nedeniyle gelişen tablodur. Klinik olarak parapleji ya da C7 den yukarıdaysa kuadripleji, lezyon düzeyinin altında dissosiye duyu kaybı izlenir. Spinotalamik traktus tutulumu nedeniyle ağrı ve ısı kaybı olurken, posterior kolon fonksiyonları iki nokta ayrımı, derin duyu ve pozisyon hissi korunmuştur [7]. Tedavi: Cerrahi olmayan olguları (anterior spinal arter oklüzyonu), cerrahi olmayanlardan ayırmak (anterior kemik fragman basısı) yaşamsal önem taşır. Bunun için miyelo, BT, MRG incelemelerinden birkaçı gerekebilir [11]. Prognoz: İnkomplet lezyonlar içinde en kötü prognoza sahip olan sendrom anterior kord sendromudur. Fonksiyonel düzelme sadece %10-20 oranındadır. Duyu yanık ve dekübit gibi ek yaralanmalardan koruyacak kadar dönebilir. Brown-Séquard Sendromu (Spinal Kordun Yarıkesisi) Genellikle penetran travmalar sonucunda gelişir, travmatik spinal kord yaralanmalarının %2-4 ü olarak görülür. Radyasyon miyelopatisi, spinal epidural hematom basısı, büyük servikal disk herniasyonu, spinal kord tümörleri, spinal AVM ve servikal spondiloz nedeniyle de oluşabilir. 223

İpsilateral bulgular: Lezyon altında motor paralizi (kortikospinal traktus lezyonu) ve posterior kolon fonksiyonları (vibrasyon ve derin duyu) kaybı. Konturlateral bulgular: Lezyon düzeninin bir-iki segment altından itibaren ağrı ve ısı duyusu kaybı (spinotalamik traktus lezyonu) vardır. Hafif dokunma duyusu, hem ipsilateral hem de konturlateral (anterior spinotalamik traktus) yolla taşındığı için korunur [12]. Prognoz: İnkomplet spinal kord yaralanmalarında en iyi prognoza sahip olan patolojidir. Hastaların %90 ı bağımsız yaşayabilecek ölçüde anal ve üriner fonksiyonlar da dahil olmak üzere yeteneklerini geri kazanır. Posterior Kord Sendromu (Posterior Servikal Kontüzyon) Nispeten nadirdir. Boyunda, kollarda ve gövdede ağrı ve parestezi (yanma tarzında) ile karakterizedir. Üst ekstremitede hafif parezi görülebilir. Uzun trakt bulguları minimaldir. Spinal Kord Yaralanmalarında Başlangıç Yönetimi Spinal kord yaralanmalarında en önemli, en başta gelen ölüm sebebi aspirasyon ve şoktur. Travmada ABC dediğimiz, ilk aşamada ivedilikle hava yolunun açık tutulması, solunum ve dolaşımın sağlanması hayati önem taşımaktadır. Spinal kord yaralanmaları lezyon düzeyinin altındaki diğer organ yaralanmalarını (örneğin; abdominal yaralanma) maskeleyebilir, bu yönden uyanık olmalıdır [13]. Sıralanan hastalar aksi gösterilene dek spinal kord yaralanması olarak kabul edilmeli ve bu yönde tedavi edilmelidir. 1. Tüm önemli, büyük travma yaralıları, 2. Bilinci kapalı travma hastaları, 3. Minör travmalı ancak omurgayı (ense, sırt ya da bel ağrısı) ya da omuriliği (uyuşma, karıncalanma ya da kuvvetsizlik) hedefleyen hastalar, 4. Abdominal solunum ve/veya priapizm gibi spinal kord yaralanması gösteren bulguların varlığı. Dikkat edilmesi gereken hasta grupları; Önemli travma öyküsü olmayan, tümüyle uyanık, ilaç ya da alkol intoksikasyonu olmayan ve spinal korda yönlendiren bulgusu olmayan hastaların pek çoğu radyolojik çalışmaya gerek duyulmaksızın klinik olarak yorumlanabilir. Ciddi travmalı hastalarda omurga ya da omurilik yaralanmasıyla ilgili güçlü kanıt yoksa kemik lezyon ya da önlenebilir bir yaralanma olmadığı ekarte edilmelidir. Nörolojik defisitli hastalarda iskelet yaralanmaları da ortaya konulmalı, olası kord yaralanmaları, fonksiyon kayıpları ya da mevcut defisitin korunması ya da azaltılması sağlanmalıdır. Spinal Kord Yaralanmalarında Kaza Yerinde Yönetim 1. İmmobilizasyon: Araçtan çıkarırken ve transport sırasında immobilizasyon; vertebraları aktif ve pasif hareketten ve omuriliği ek yaralanmadan korumak için esas önlemdir. Ayrıca, motorsiklet ya da sporcu başlıkları ilk kaza yerinde çok gerekmedikçe çıkarılmamalıdır. Bazı spinal kord yaralanmaları başlık çıkarılırken olmaktadır. Başlık varsada hastanın yüzü ve ağzı solunumu sağlanabilecek şekilde açık tutulmalıdır. Entübasyon dikkatle yapılmalıdır. Hasta, bütün olarak kütük gibi çevrilmelidir. Yani daima başı-gövdesi ve ekstremiteleri aynı düzlemde olmalıdır. Hasta düz ve sert bir zemine yerleştirilmeli; başın her iki yanı kum torbaları ile desteklenerek alından sırt tahtasına sıkıca tesbit edilmelidir. Ancak çene solunuma izin verecek şekilde serbest olmalıdır. Sert Phledelphia tipi boyunlukla destek sağlanabilir. 2. Kan basıncının korunması: Dolaşımın ve serebral-sistemik perfüzyonun sağlanabilmesi için hasta ilk görüldüğü andan itibaren hipotansiyondan korunmalıdır. Sistolik kan basıncında hedef 110 mmhg ve üzeri olmalıdır. Vazopresörler (dopamin): Sistolik kan basıncını ivedilikle normalize etmek zorunludur, bu nedenlede volüm replasmanını beklemeksizin kan basıncı vazopresör ajanlarla yükseltilmelidir. Volüm ve kan replasmanı: Akut kan kaybını oluşturan eksternal bir kanama kaynağı varsa tespit edilip kontrol altına alındıktan sonra hızla salin solüsyonu ile volüm replase 224

Tablo 1. Frankel nörolojik performans skalası. edilir. Kan açığı varsa kan ürünleri (eritrosit süspansiyonu ve plazma) sağlandıktan sonrada karşılanır. Spinal kord yaralanmalarında iskelet adale tonusunun kaybıyla oluşan alt ekstremitede venöz göllenmeyi önlemek için antişok ya da embolizan çoraplar ya da elastik bandaj her iki alt ekstremiteye giydirilmeli-sarılmalıdır. 3. Yeterli oksijenasyon: Hava yolu geçişi sağlandıktan sonra entübasyona gerek yoksa eksternal maske ya da hava yolu ile oksijen desteği sağlanmalıdır. Hava yolu açılamadıysa, İnterkostal adale paralizisi, Diyafram paralizisi (frenik sinir C3, 4, 5 köklerinden oluşur) varsa, Bilinci kapalıysa, entübasyon gereklidir. Entübasyon yapılırken çok dikkatli olmalı, hastanın servikal bölgesi mutlak tesbit edilmeli, hiperekstansiyona zorlanmamalıdır. 4. Motor muayene: Bilinci açık hastada, sözel emirlerle ekstremite motor muayenesi hızla yapılarak olası defisitler dokümante edilmelidir. İleride oluşabilecek kötüleşmeler göz önüne alınarak dört-altı saat aralıklarla ya da bilinç değişikliği fark edildiğinde motor muayene tekrar edilmelidir. Spinal Kord Yaralanmalarında Hastanede Yönetim Spinal kord yaralanması olan hasta yukarıda sıralanan önlemlerle hastaneye ulaştırıldığında, bu önlemler kontrol edilir ve eksik kalan yönler giderilir. Sistemik muayenesi hızla gözden geçirilip hemodinamik parametrelerin yakın izlemi için hasta invaziv olarak monitörize ve kateterize edilir, yoğun bakım ünitesinde izlenir. Daha ayrıntılı nörolojik değerlendirme Frankel Nörolojik performans skorlama sistemine göre yapılır (Tablo 1) [14]. Bu amaçla; Travmanın oluş şekli ayrıntısıyla öğrenilir (hiperekstansiyon, fleksiyon, aksiyel yüklenme ) Palpasyonla spinal proçesler yoklanarak vertebra üzerinde hassas bölge aranır, bu lezyon bölgesini işaret edebilir. Motor muayene ve sfinkter muayenesi yapılır. Duyu muayenesi (ağrı-ısı, hafif dokunma, derin duyu ve pozisyon duyusu) yapılır. Refleksler (DTR, abdominal, kremasterik, sakral) değerlendirilir. Otonomik disfonksiyon bulguları muayene edilir (priapizm, idrar gaita inkontinansı vb.). Bütün bunlardan sonra hızla radyolojik değerlendirme yapılır. Hastanın immobilizasyonu bozulmaksızın çekilecek direkt grafileri ve BT ile kemik yapısı ve vertebra dizilimi hakkında, MRG yoluyla ise yumuşak-destek dokular, disk ve omuriliğin yapısı hakkında bilgi sahibi olunur. Medikal tedavi: 2002 yılına kadar altın tedavi kuralı olarak sunulan metilprednizolonla ilgili son yapılan retrospektif çalışmaların değerlendirimi ile fonksiyonel geri kazanımda etkinliği şüpheyle karşılanmış ve ana tedavi protokollerindeki yerini kaybetmiştir [15-17]. Özet olarak; esas yapılması gereken hastanın normalize edilmesi yani hemodinamik olarak normovolemik, normotansif, normotermik, normoosmolar olarak izleminin sağlanması, ardından da gerekiyorsa cerrahi dekompresyon ve/veya stabilizasyonun ve füzyonun sağlanmasıdır. Derece A ya da 1 B ya da 2 C ya da 3 D ya da 4 E ya da 5 Tanımlama Lezyon altında tam duyu ve motor paralizi Tam motor paralizi, ama bazı duysal algılama var Rezidü motor fonksiyon ama pratik kullanım yok Kullanılabilir motor fonksiyon ama yine de normal seviyenin altında Normal KAYNAKLAR 1. Betz R, Mulcahey MJ. Pediatric spinal cord injury. In: Vaccaro AR, Betz RR, Zeidman SM (eds). Principles and Practice of Spine Surgey. Pennsylvania: Mosby, 2003:401-5. 2. Hamilton MG, Myles ST. Pediatric spinal injury: Review of 174 hospital admissions. J Neurosurgery 1992;77:700-4. 3. Hamilton MG, Myles ST. Pediatric spinal injury: Review of 61 death. J Neurosurgery 1992;77:705-8. 4. White AA, Panjabi MM. The problem of clinical instability in the human spine: A systematic appro- 225

ach. Clinical Biomechanics of the Spine. 2 nd ed. Philadelphia: JB Lippincott, 1990:277-378. 5. Waters RL, Adkins RH, Yakura J, et al. Profils of spinal cord injury and recovery after gunsot injury. Clin Orthop 1991;267:14-21. 6. Freedman MK, Fried GW. Rehabilitation of the spinal cord injury patient. In: Vaccaro AR, Betz RR, Zeidman SM (eds). Principles and Practice of Spine Surgey. Pennsylvania: Mosby, 2003:495-505. 7. Klein GE, Vaccaro AR. Cervical spine trauma: Upper and lower. In: Vaccaro AR, Betz RR, Zeidman SM (eds). Principles and Practice of Spine Surgey. Pennsylvania: Mosby, 2003:441-62. 8. Schneider RC, Cherry G, Pantek H. The syndrome of acute central cervical spinal cord injury. J Neurosurg 1954;11:546-77. 9. Chen TY, Lee ST, Lui TN, et al. Efficacy of surgical treatment in traumatic central cord syndrome. Surg Neurol 1997;48:435-40. 10. Massaro F, Lanotte M, Faccani G. Acute traumatic central cord syndrome. Acta Neurol (Napoli) 1993;15:97-105. 11. Schneider RC. The syndrome of acute anterior spinal cord injury. J Neurosurg 1955;12:95-122. 12. Roth EJ, Park T, Pang T, et al. Traumatic cervical Brown-Séquard Plus Syndromes: The spectrum of presentations and outcomes. Paraplegia 1991;29: 582-9. 13. Chesnut RM. Emergency management of spinal cord injury. In: Narayan RK, Wilberger JE, Povlishock JT (eds). Neurotrauma. New York: McGraw Hill, 1966:1121-38. 14. Frankel HL, Hancock DO, Hyslop G, et al. The value of postural reduction in initial management of closed injuries of the spine with paraplegia and tetraplegia. Part I. Paraplegia 1969;7:179-92. 15. Hugenholtz H. Methylprednisolone for acute spinal cord injury: Not a standard of care. CMAJ 2003; 168:1145-6. 16. Pharmacological therapy after acute cervical spinal cord injury. Neurosurgery 2002;50(Suppl):63-72. 17. Molloy S, Middleton F, Casey AT. Failure to administer methylprednisolone for acute traumatic spinal cord injury-a prospective audit of 100 patients from a regional spinal injuries unit. Injury 2002;33:575-8. 226