Yenidoğan döneminde önemli bir sorun: Hipernatremik dehidratasyon



Benzer belgeler
ANNE SÜTÜ İLE BESLENEN BİR YENİDOĞAN HİPERNATREMİK DEHİDRATASYON

ALİ BÜLBÜL, DERYA GİRGİN, SİNAN USLU, SELDA ARSLAN, EVRİM KIRAY BAŞ, ASİYE NUHOGLU

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

HİPERNATREMİK DEHİDRATASYON: YENİDOĞANLARDA NADİR OLMAYAN BİR SORUN HYPERNATREMIC DEHYDRATION: AN UNRARE PROBLEM IN NEWBORNS

Anne Sütüyle Beslenen Yenidoğanlarda Hipernatremik Dehidratasyon

Cüneyt Tayman, Alparslan Tonbul, Salih Aydemir, Aydın Köşüş, Mustafa Mansur Tatlı. Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

FETAL HAYATTAN ÇOCUKLUĞA ĠLK 1000 GÜNDE BESLENME VE AĠLE HEKĠMLĠĞĠ SĠSTEMĠNDE HEMŞĠRENĠN ROLÜ

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Ertenü.M, Timlioğlu İper.S, Boz.E.S, Özgültekin.A, Kabadayı.M, Tay.S, Yekeler.İ

500 GEBEDE RİSK FAKTÖRLERİ NEONATAL MORBİDİTE VE MORTALİTE

ÖZET SÜLEYMANİYE KADIN HASTALIKLARI VE DOGUM HASTANESİNDE

Kliniğimizde, bir yıllık yenidoğan puls oksimetre tarama testi deneyimimiz ve doğumsal kalp hastalığı sıklığı

Çocuklarda sıvı ve elektrolit tedavisi. Prof. Dr. Aydın Ece Dicle Üniv. Tıp Fak. Çocuk Sağ ve Hast AD

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

SİSTİNOZİS KAYIT SİSTEMİ VERİ ALANLARI (*) ile belirtilen alanların doldurulması zorunludur. Hasta Demografik Bilgileri

TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ..Dr. Ömer ERDEVE

Gestasyonel Diyabet: Anne ve Fetusta Kısa ve Uzun Dönem Sonuçlar

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Akut Periton Diyalizi Yapılan Hastaların Değerlendirilmesi: 8 Yıllık Tek Merkez Deneyimi

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

Anne Bebek Çiftinin Taburcu Edilme Zamanının Bilirubin Düzeyleri Üzerine Etkisi

Sezaryen veya Normal doğum Üriner inkontinans?

*'" Atatürk Ünİ\'ersitesi Hemşirelik Yüksekokulu. (Arş. Gör.) PREMATÜRE BEBEKLERDEKİ MORTALİTE YE MORBİDİTE İNSİDANS I VE ÖNDE GELEN ÖLÜM NEDENLERİ

Akut böbrek yetmezlikli ve dehidratasyonlu yenidoğanların geçici renal medüller hiperekojenitesi: ultrasonografi izlemi

BİRİNCİ BASAMAKTA AKILCI LABORATUVAR KULLANIMI

Dr. Nilgün Çöl Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Sosyal Pediatri BD.

Gebede HSV İnfeksiyonu. Dr. Süda TEKİN KORUK Koç Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü

Çocukta Kusma ve İshal

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler

Fototerapi Alan Bebeğin Bakımı

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Yenidoğanlarda K vitamini eksikliğine bağlı intrakranial kanama

GEÇ PREMATÜRE YENİDOĞANLARIN ERKEN KLİNİK SONUÇLARI THE EARLY CLINICAL OUTCOMES OF LATE PRETERM NEWBORNS

Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları

MULTİVİTAMİN PREPARATI KULLANIMINA İKİNCİL GELİŞEN D VİTAMİNİ İNTOKSİKASYONU: 3 OLGU SUNUMU

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

BÜYÜMENİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof Dr Zehra AYCAN.

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir.

PREMATÜRELERDE BÜYÜMENİN İZLENMESİ. Dr.Ebru Ergenekon. G.Ü.T.F. Neonatoloji Bilim Dalı

HEMODİALİZ HASTALARINA VERİLEN DİYET VE SIVI EĞİTİMİNİN BAZI PARAMETRELERE ETKİSİ

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tanı. Dr. Z. Birsin Özçakar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefroloji B.D.

Zeynep Eras, Gözde Kanmaz, Banu Mutlu, Fuat Emre Canpolat, Evrim Durgut Şakrucu, Uğur Dilmen

HCV POZİTİF RENAL TRANSPLANT HASTALARINDA POSTTRANSPLANT DİYABET GELİŞİMİ RİSKİ ARTMIŞ MIDIR?

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

DEHİDRASYON: Vaka Temelli İnteraktif Tartışma

DÖNEM 4 PEDİATRİ STAJI DERS PROGRAMI B GRUBU (12/11/ /01/2019) 14/11/2018 Çarşamba

TEKİL VE ÇOĞUL GEBELİKLERDEN DOĞAN PREMATÜRE BEBEKLERİN GELİŞİMSEL DURUMLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

Renal Biyopsi İşlemine Bağlı Ağrının Değerlendirilmesi

YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ UYGULAMALARI VE PERİNATAL/NEONATAL ETKİLER

Afrika Seyahati Sonrası İmporte Bir Sıtma Olgusu. A Case Imported Malaria After a Travel to Africa

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

GESTASYONEL DİYABETLİ GEBE OLGU SUNUMU

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

YENİDOĞANLARDA EVDE SAĞLIK UYGULAMALARI

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP 3 PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

İnfeksiyonlu Hastada Antidiyabetik Tedavi İlkeleri

Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Doğum Sonu Bebekte Görülebilecek Sorunlar. Yenidoğanın Beslenmesi

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Kan grubu uyuşmazlığı bulunmayan yenidoğanlarda kan değişimi sonuçları

Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preterm Bebeklerde Lactobacillus Reuteri'nin Fungal Profilakside Kullanımı: Randomize Kontrollü Bir Çalışma

Konjenital hipotiroidi. Yrd. Doç. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde Yatan Hastalarda Ölüm Nedenlerinin Değerlendirilmesi ( )

Gebelik ve Trombositopeni

İSHAL AKUT İSHALDE HEMŞİRELİK BAKIMI. Akut İshal. 14 günden kısa sürer. Dehidratasyona yol açar (ölüm nedenidir) Malnütrisyonu kolaylaştırır.

ANNELERE VERİLEN YENİDOĞAN SARILIĞI VE EMZİRME EĞİTİMİ İLE ERKEN YENİDOĞAN POLİKLİNİK TAKİBİNİN SARILIK NEDENİYLE HASTANEYE YATIŞ ÜZERİNE ETKİSİ

BU İNFLUENZA SALGIN DEĞİL: ÇOCUK VE ERİŞKİN HASTALARIMIZIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Zeynep Eras, Özlem Konukseven, Fuat Emre Canpolat, Çiğdem Topçu, Evrim Durgut Şakrucu, Uğur Dilmen

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP A PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

Enfeksiyon taşıma riski Bebeklerin izolasyonu Teknolojik destek ve tedavi Nörogelişimsel sorunlar

Sağlıklı Term Yenidoğanlarda Ortaya Çıkan Belirgin Hiperbilirubineminin Tahmininde 6.,12. ve 24. Saat Bilirubin Değerlerinin Önemi

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

Erken taburcu olan yenidoğanlarda yeniden hastaneye yatış nedenleri ve sonuçları

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

v2

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA SIVI KONTROLÜ

DİYABETLİ GEBE. Uzm. Hem. Hülya GÜLYÜZ DEMİR Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü

Bir üniversite yenidoğan yoğun bakım ünitesinde izlenen düşük doğum ağırlıklı bebeklerin geriye dönük değerlendirilmesi

HİPERNATREMİ. Doç. Dr. Halil Yazıcı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP B PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

Açılış Konuşması. Binlerce çalışma var ama nelere dikkat etmeliyiz?

ZOR HASTA YAKLAŞIM GÜLDEN ÇELİK

SDÜ TIP FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı DÖNEM-IV, GRUP B PEDİATRİ STAJ PROGRAMI

Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde beş yıllık sürede ( ) neonatal ölüm nedenleri

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

Beslenme Bozuklukları II. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD Beslenme ve Metabolizma BD Prof. Dr.

Yenidoğan Ünitelerinde Çalışan Hemşirelerin Sarılık Tedavisi Konusunda Uygulama Düzeylerinin Değerlendirilmesi

Transkript:

Göztepe Tıp Dergisi 25(3):126-131, 2010 doi:10.5222/j.goztepetrh.2010.126 ISSN 1300-526X KLİNİK ARAŞTIRMA Pediatri Yenidoğan döneminde önemli bir sorun: Hipernatremik dehidratasyon Abdurrahman AKGÜN (*), Selahattin KATAR (**), Mustafa TAŞKESEN (***), Mehmet Nuri ÖZBEK (***) ÖZET Amaç: Son dönemlerde anne sütüyle beslenen yenidoğanlarda, morbidite ve mortalitesi yüksek olan hipernatremik dehidratasyon sık bildirilmektedir. Bu çalışmanın amacı hipernatremik term yenidoğan hastaların demografik özelliklerini, klinik, laboratuar bulguları ve takip sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi ne Ocak 2006 ile Haziran-2008 tarihleri arasında hipernatremik dehidratasyon (Na:>150 mmol/l) tanısıyla yatırılan toplam 31 term yenidoğan hasta çalışmaya alındı. Bulgular: Olguların doğum ağırlığı ortalama 3362±711,3 gr, ortalama başvuru yaşı 6,3±3,4 gün olarak tespit edildi. Olguların tümü anne sütü ile beslenmişti. Hastaların % 19,4 ü evde, % 64,5 i başka hastanelerde, % 12,9 u hastanemizde, % 3,2 si sağlık ocağında doğmuştu. En sık başvuru şikayeti % 61,3 sarılık ve % 19,4 emmeme ve emmede zayıflık idi. Hastaların başvuruda yapılan laboratuar incelemelerinde ortalama serum sodyum değerleri 161,7±12,8 mmol/l olarak bulundu. Anne sütü sodyum ölçümü yapılan dört annenin ikisinde 100 mmol/l üzerinde, ikisinde ise 78 mmol/l ve 43 mmol/l olarak tespit edildi. Kranial MR görüntülemede bir olguda (% 3,2) subdural kanama, üç olguda ise (% 9,7) her iki hemisferde oksipital ve bazal ganglionlarda yaygın peteşial kanama tesbit edildi. Takipte iki olguda (% 6,5) motor retardasyon, iki olguda (% 6,5) motor-mental retardasyon tespit edildi. İki olgu (% 6,5) ise kaybedildi. Sonuç: Morbidite ve mortalitesi yüksek bir sağlık sorunu olan yenidoğan dönemindeki hipernatremik dehidratasyon, bazı tedbirlerle önlenebilir. Özellikle yenidoğan bebeklerin ilk günlerde rutin muayene edilmesi erken tanı ve tedavi için önemlidir. Erken taburculuk, evde doğum, ilk gebelik, sezaryen doğum ve sıcak mevsimlerde doğum hipernatremi için önemli riskler olduğunu düşünmekteyiz. Anahtar kelimeler: Hipernatremi, dehidratasyon, miad, yenidoğan SUMMARY An important problem in neonatal period: Hypernatremic dehydration Objective: Hypernatremic dehydration of the newborn with breastfeeding, which has a high morbidity and mortality rates, has been reported to be increased in the recent years. In this study, it was aimed to evaluate the demographic, clinical features and the results of management in newborns with hypernatremic dehydration. Material and Methods: A total of 31 term newborns with hypernatremic dehydration (Na > 150 mmol/l) who admitted to the Newborn Intensive Care Unit between January 2006 and June 2008 were included in this study. Results: Mean±SD weight and age of the newborns were 3362±711.3 g and 6.3±3.4 days respectively and all were breastfeeding. 19.4 % of the patients were born at home, 64.5 % and 3.2 % of the patients were born in city and cottage hospitals respectively. Only 12.9 % of the patients were born in our hospital. Jaundice (61.3 %) and poor sucking (19.4%) respectively were the most common presenting signs. Mean±SD serum and mean breast milk sodium concentrations were 161.7±12.8 mmol/l and >100 mmol/l in two, 78 mmol/l in one and 43 mmol/l in one mother, respectively. Subdural hemorrhage (in one newborn) and diffuse petechial bleeding in both two hemispheres and basal ganglions (in three newborns) were observed, with Cranial MRI. Motor retardation and mental-motor retardation were observed in 2/17 and 2/ 17 of the newborns, respectively. Two newborns died. Conclusion: Morbidity and mortality rates due to hypernatremic dehydration of the newborn may be lowered with simple preventive measures. Routine newborn examination in the first few days of life is important in the early diagnosis and prevention. These results have suggested that delivery at home, first pregnancy, cesarean delivery, delivery in hot season and early discharge after delivery are important risk factors in development of hypernatremic dehydration. Key words: Hypernatremia. dehydration, term, newborn Geliş tarihi: 19.03.2010 Kabul tarihi: 28.05.2010 Cizre Devlet Hastanesi*; Özel Veni Vidi Hastanesi**; Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri AD*** 126

A. Akgün ve ark., Yenidoğan döneminde önemli bir sorun: Hipernatremik dehidratasyon Son dönemlerde yenidoğanlarda hipernatremik dehidratasyon sık gözlenmektedir ve bu durumla birlikte akut böbrek yetmezliği, DİC, konvülziyon ve intrakraniyal kanama gelişebilmektedir (1-4). Bu nedenlerle hipernatremik dehidratasyon yenidoğan bebeklerde önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir. Anne sütüyle beslenen term bebeklerde erken dönemde görülen hipernatremik dehidratasyonun birçok nedeni olduğu bildirilmiştir (1-4). Özellikle erken taburcu edilme, erken kontrole çağırılmama, sezaryen ile doğum ve anne sütü sodyum düzeyinin yüksek olması gibi nedenler risk faktörleri olarak bildirilmiştir (2,4). Bu çalışmada 31 term hipernatremik yenidoğan hastanın demografik özellikleri, klinik, laboratuar bulguları ve takip sonuçları değerlendirilmiştir. GEREÇ ve YÖNTEM Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi ne Ocak-2006 ile Haziran-2008 tarihleri arasında hipernatremik dehidratasyon (Na:>150 mmol/l) tanısıyla yatırılan toplam 31 term yenidoğan hasta çalışmaya alındı. Hastaların başvuru yakınmaları, doğum şekli, doğum yeri, doğum tarihi, vücut ağırlığı, anne yaşı, beslenme şekli, gestasyon yaşı, başvuru yaşı ve ağırlığı, tam kan sayımı, biyokimyasal değerleri (glükoz, üre, kreatinin, Na, K, Klor), kan kültürü, tam idrar, TSH, T4, metabolik tarama, kraniyal görüntüleme (USG ve MRI), renal USG (böbrek yetmezliği olanlarda), hastanede kalış süresi ve kontrol muayene sonuçları kaydedildi. Sepsis, hipotiroidi, Down sendromu, yarık damakdudak, metabolik hastalık, 37 haftadan erken doğan, konjenital anomalili bebekler çalışma dışında bırakıldı. BULGULAR Çalışmaya hipernatremik dehidratasyon tanısıyla yatırılan 19 u erkek, 12 si kız olmak üzere, toplam 31 term yenidoğan hasta alındı. Olguların doğum ağırlığı ortalama 3362±711,3 gr, boy 49,6±2,5 cm, baş çevresi 34,2±1,6 cm, anne yaşı ortalaması 29,4±6,9 yıl olarak tespit edildi. Olguların ortalama başvuru yaşı 6,3±3,4 gün olarak tespit edildi. Onbir olgunun sezaryen, 20 olgunun NSVY ve 12 (% 38,7) olgunun ilk gebelik sonucunda doğduğu belirlendi. Doğum ağırlığı belli olan hastaların ağırlık kayıplarına göre % 6,4`ünde hafif dehidratasyon, % 25,8`inde ağır dehidratasyon tespit edildi. Olgulardan altısı (% 19,4) evde, 20 si (% 64,5) başka hastanelerde, dördü (% 12,9) hastanemizde ve biri (% 3,2) sağlık ocağında doğmuştu. Olguların tümü anne sütü ile beslenmişti. Annelerin 15 inin (%4 8,3) okur-yazar olmadığı, 10 unun (% 32,2) ilkokul, 5 inin (% 16,1) lise, birinin ise (% 3,2) yüksekokul mezunu olduğu tespit edildi. Çalışmaya alınan olgular 37-40 gestasyon haftasında doğmuşlardı ve ortalama gestasyon haftası 39,3±1,0 idi. Hastaların % 58,1 i (18 hasta) sıcak aylarda doğmuştu. En sık başvuru şikayetinin 19 olguda (% 61,3) sarılık olduğu tespit edildi. Diğer başvuru şikayetlerinin altı olguda (% 19,4) emmeme ve emmede zayıflık, üç olguda (% 9,7) ateş, iki olguda (% 6,5) huzursuzluk, bir olguda (% 3,2) morarma olduğu öğrenildi. Başvuruda fizik muayene bulguları; 20 olguda (% 64,5) ikter, 18 inde (% 58) turgor-tonus bozukluğu, sekizinde (% 25,8) hipotoni, dördünde (% 12,9) yüksek ateş, sekizinde (% 25,8) asidotik solunum ve taşipne saptandı (Tablo 1). Hastaların başvuruda yapılan laboratuar incelemelerinde ortalama serum sodyum değerleri 161,7±12,8 mmol/l olarak bulundu. Dört olguda anne sütü sodyum ölçümü yapıldı ve iki annede 127

Göztepe Tıp Dergisi 25(3):126-131, 2010 Tablo 1. Hipernatremik olguların demografik özellikleri, klinik bulguları ve laboratuar bulguları. Demografik Özellikler Doğum ağırlığı (gr) Başvuru ağırlığı (gr) Başvuru yaşı (gün) Cinsiyet (E/K) Doğum şekli (sezaryen/nsvy) Anne yaşı (yıl) Başvuru şikayetleri Sarılık Emmeme veya emme zayıflığı Ateş Huzursuzluk Morarma Klinik bulgular İkter Turgor-Tonus bozukluğu Hipotoni Dispne veya taşipne Ateş Laboratuar bulguları Na (meq/l) K (meq/l) Cl (meq/l) Glükoz (mg/dl) Üre (mg/dl) Kreatinin (mg/dl) T. Bilirübin (mg/dl) İ. Bilirübin (mg/dl) Hct (%) Beyaz küre sayısı (mm 3 ) Trombosit sayısı (mm 3 ) Ortalama 3362±711,3 2741,9±569 6,3±3,4 19/12 11/20 29,4±6,9 Olgu sayısı 19 6 3 2 1 20 18 8 8 4 Ortalama 161,7±12,9 5,2±1,0 123,6±10,8 105,3±75,3 135,4±102,9 2,2±2,8 21,6±14,9 19,3±13,6 48,9±7,4 12844±4669 249000±101000 % 61,3 19,4 9,7 6,5 3,2 64,5 58 25,8 25,8 12,9 100 mmol/l üzerinde, iki anne de ise 78 mmol/l ve 43 mmol/l olarak tespit edildi. Takipte emzirme ve beslenme eğitimi verilmesine rağmen bir annenin sütünde sodyum değerinin yüksekliğinin devam ettiği saptandı ve bu annenin sütü hastaya verilmedi. Olguların laboratuvar incelemelerinde ortalama serum üre değeri 135,4±102,9 mg/dl, kreatinin 2,2±2,8 mg/dl, sodyum 161,7±12,8 mmol/l, potasyum 5,2±1 mmol/l, hematokrit değerleri % 48,9±7,4, beyaz küre sayısı 12844±4669/mm 3, trombosit sayısı 249000±101000/mm 3 olarak ölçüldü. Hastaların kültür örneklerinde üreme saptanmadı. Takipleri esnasında 15 olgunun kranial görüntülemesi (MR/USG) değerlendirildi. Kranial MR görüntülemede bir olguda (% 3,2) subdural kanama, üç olguda ise (% 9,7) her iki hemisferde oksipital ve bazal ganglionlarda belirgin olmak üzere yaygın peteşial kanama tespit edildi. Kontrole gelen 17 olgu ortalama 11,4±9,1 ay takip edildi. Takipte iki olguda (% 6,5) motor, iki olguda ise (% 6,5) motor-mental retardasyon tespit edildi. Olgular hipernatremi açısından ortalama 2,9±0,9 gün içerisinde serum sodyum değeri saatte 0,5 meq düşürülecek şekilde tedavi edildi. Tedavinin ilk 72 saati içersinde iki olguda (% 5,9) konvulziyon gözlendi. Olguların hastanede kalış süresi ortalama 8,3±5,7 gün idi. İki olgu (% 6,5) ise kaybedildi. Kaybedilen hastaların serum sodyum düzeyi 194 ve 162 meq/l idi. İkisine de kraniyal görüntüleme yapılamadı. TARTIŞMA Gerekli beslenme eğitiminin verilemediği, tecrübesiz annelerin bebeklerinde yetersiz anne sütü alımına bağlı olarak hipernatremik dehidratasyon gelişebilmektedir. Kusma, ishal, poliüri, insensıble sıvı kayıplarının arttığı durumlar da dehidratasyona yol açabilir (1-4). Neonatal hipernatremik dehidratasyon olgularının etiyolojisinde anne sütü yetersizliğinin, anne sütü sodyum içeriğinin normalden yüksek oluşunun rolü olduğu öne sürülmüş ve anne sütü yetersizliği ile sodyum yüksekliğinin anne sütü matürasyonundaki gecikmeye bağlı olduğu bildirilmektedir (5-8). Koo ve ark. preterm ve term bebek annelerinin, kolostrum ve matür sütlerindeki sodyum düzeylerinin günler içerisinde azaldığını göstermişlerdir (9). Temel sorunun yetersiz laktasyon ve anne sütü sodyum düzeyinin yüksek olduğu ve bu durumda annenin desteklenmesi ve relaktasyon sağlanması gerektiği bildirilmiştir (10). Anne sütü sodyum içeriğinin normal değerleri 13±3 meq/l 128

A. Akgün ve ark., Yenidoğan döneminde önemli bir sorun: Hipernatremik dehidratasyon olarak bildirilmiştir (7,11). Çalışmamızda yalnızca dört olguda anne sütünde sodyum düzeyi ölçülebildi ve iki olgunun anne sütü sodyum değeri >100 mmol/l üzerinde saptandı. Kul ve ark.'nın yaptığı çalışmada ise 23 olgunun anne sütü sodyum değerleri ölçülmüş ve anne sütü sodyum değeri yüksek (ortalama 77±23 meq/l) olarak bulunmuştur (12). Anne sütüyle beslenen yenidoğanlarda görülen hipernatremik dehidratasyon genellikle yaşamın ilk iki haftasında bulgu verdiği ve klinik bulguların da 3-21 gün arasında ortaya çıktığı bildirilmektedir (13,14). Kul ve ark.'nın yaptığı çalışmada ortalama başvuru yaşı 5,1±2,2 gün olarak bulunmuştur (12). Çalışmamızda ortalama başvuru yaşı 6,2±3,5 gün olarak bulundu. Bir çalışmada hipernatremik dehidratasyon olgularındaki ağırlık kaybının doğum ağırlığının % 8'i ile % 30'u arasında, serum sodyum değerlerinin de 146 meq/l ile 207 meq/l arasında değiştiği bildirilmektedir (15). Bizim olgularımızda ortalama ağırlık kaybı doğum ağırlığı tespit edilen hastalarda % 13 olarak bulundu. Olgularımızın serum sodyum değerleri ise 151 meq/l ile 200 meq/l arasında değişmekte idi. Hipernatremik dehidratasyon olgularında laktasyon ve emzirme dinamiklerini değiştirebilen, anneye ve bebeğe ait çeşitli faktörler (örneğin emzirme tekniğinin hatalı olması, postpartum hemorajiye bağlı laktasyon azlığı, enfeksiyon, Down sendromu, yarık damağa bağlı emme bozukluğu gibi) tanımlanmıştır (7,11). Olgularımızdan 11 inin (% 35,5) sezaryen ile doğmuş olması laktasyon azlığını, 12 annenin (% 38,7) primipar olması ve altı annenin (% 19,4) evde doğum yapmış olması emzirme konusunda eğitim ve tecrübe eksikliğine bağlı emzirme problemlerini desteklemektedir. Retros-pektif bir çalışmada yenidoğan hipernatremisnde mevsimlerin bir risk faktörü olmadığı bildirilmiştir (16). Ancak çalışmamızda 18 olgunun (% 58,1) Mayıs- Eylül aylarında yani bölgemizde çevre ısısının yüksek olduğu dönemde doğmuş olması hem anne hem de bebek açısından dehidratasyon için önemli bir etken olabileceğini düşünmekteyiz. Hipernatremik dehidratasyonlu bebeklerin ebeveynlerinin genellikle bebeklerinin hastalığı ile ilgili çok az şüphe duydukları, dehidratasyonun genellikle rutin muayene esnasında tespit edildiği bildirilmektedir (1,6,7). Ancak bizim olgularımız literatürde belirtilenlerden farklı olarak sarılık, ateş, beslenememe, huzursuzluk gibi problemlerin aileler tarafından fark edilmesiyle başvurmuşlardı. Hipernatremik dehidratasyonlu bebeklerde idrar çıkışı azalmış olmasına rağmen bu durum çoğunlukla ailelerin dikkatini çekmemektedir. Dışkılama miktarı ve sıklığının beklenen miktardan az olması nadiren tespit edilebilir (1). Literatüre uygun şekilde bizim olgularımızda da idrar miktarında azalma ve dışkılama değişiklikleri aileler tarafından fark edilememişti. Çalışmalarda en sık bildirilen başvuru şikayetleri sarılık ve emmede zayıflamadır (16,17). Çalışmamızda en sık başvuru şikayeti % 61,3 nde sarılık, % 19,4 nde emmede zayıflık ve emmeme olarak saptandı. Hipernatremik dehidratasyonlu bebeklerin fizik incelemesinde en sık dikkati çeken bulgular anlamlı ağırlık kaybı ve etrafa ilgisizlik olarak bildirilmektedir (11). Olgularımızın % 6,4 ü hafif ve % 25,8 inde ağır derecede dehidratasyon saptandı. 14 olgumuzda ise (% 45,2) akut böbrek yetmezliği mevcuttu. Hipernatremik dehidratasyonlu olgularda en sık tespit edilen komplikasyonlar konvülziyonlar olup genellikle tedavi sırasında ortaya çıkmaktadır (1,7,8). Nöbetler genellikle hipotonik sıvılarla hızlı rehidratasyon sırasında gelişir (1,4). Heldrich ve ark. 129

Göztepe Tıp Dergisi 25(3):126-131, 2010 yapmış olduğu çalışmada hipernatremili 16 yenidoğandan altısının (% 38), rehidratasyon tedavisi sırasında nöbet geçirdikleri bildirilmiştir (18). Tedavi sıvılarındaki sodyum düzeyinin en az 40-50 meq/l olması önerilmektedir (1). Önerilen azaltma hızı 10-15 meq/l/24 saattir. Bizim olgularımızda hipernatremi yavaş bir şekilde düşürülmesine rağmen tedavinin ilk 72 saati içerisinde 2 olguda (% 6,4) konvülziyon gözlendi. Kraniyal ultrasonografi ve kraniyal MR ile yapılan görüntüleme çalışmalarında 11 olgu (% 35,5) normal olarak değerlendirildi, bir olguda (% 3,2) subdural kanama, üç olguda (% 9,7) yaygın peteşial kanamalar tesbit edildi. Taburcu sonrası kontrole gelen 17 olgunun son nörolojik değerlendirilmesinde iki olguda (% 6,5) motor, iki olguda ise (% 6,5) motor-mental retardasyon tespit edildi. İki olgu (% 6,5) ise kaybedildi. Beslenme anamnezi iyi olmayan, hamileliği süresince bebeğin bakımı ve beslenmesi hakkında yeterince bilgilendirilmeyen ve sezaryen ile doğum yapan primipar annelerin yenidoğanlarında hipernatremik dehidratasyon görülme riski daha yüksektir. Bu annelerin bebeklerinin hastanede kaldıkları süre içerisinde yakından takip edilmeleri ve hastaneden taburcu olduktan sonra erken dönemde (3. ve 7. günlerde) kontrole çağrılmaları ve dehidratasyonun spesifik olmayan bulguları hakkında bilgilendirilmeleri hipernatremik dehidratasyon açısından riskli yenidoğanların zamanında tespitini ve uygun önlemlerin zamanında alınmasını sağlayacaktır. Çalışmamızda 12 (% 38,7) olgunun ilk gebelik sonucunda ve 11 olgunun da sezaryen ile doğduğu saptandı. Sonuç olarak yetersiz laktasyon ve anne sütündeki sodyumun yüksek olmasına bağlı olarak gelişen hipernatremik dehidratasyon önlenebilir bir durumdur (3,10). Anne sütü ile beslenme konusunda annenin desteklenmesi, güven sağlanması yararlı olur. Anne sütü ile beslenme konusunda eğitim verilmesine doğum öncesinde başlanmalı, doğum sonrasında hastanede ve sonraki ilk haftalarda evde bu destek devam etmelidir. Özellikle çevre ısısının yüksek olduğu dönemlerde ve sıcak bölgelerde annenin daha fazla sıvı tüketmesi ve daha sık emzirmesi gerektiği önerilmelidir. KAYNAKLAR 1. Molteni KH. Initial management of hypernatremic dehydration in the breast fed infant. Clin Pediatr 1994; 33(12):731-740. 2. Atasay B, Günlemez A, Ünal S, et al. Hypernatremic dehydration in a breast fed neonate. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2003; 56(1):39-44. 3. Oddie S, Richmond S, Coulthard M. Hypernatremic dehydration and breast feeding. Arch Dis Childhood 2001; 85(4):318-320. 4. Mutlu M, Bahat E, Aslan Y. Hypernatremia in newborns. Turkiye Klinikleri J Pediatr 2008; 17(2):130-134. 5. Anand SK, Robinson RG, Lieberman E. Neonatal hypernatremia associated with elevated sodium concentration of breast milk. J Pediatr 1980; 96(1):66-68. 6. Clarke TA, Markarian M, Griswold W, ve ark. Hypernatremic dehydration resulting from inadequate breastfeeding. Pediatrics 1979; 63(6):931-932. 7. Roddey OF, Martin ES, Swetenburg RL. Critical weight loss and malnutrition in breast-fed infants. Am J Dis Child 1981; 135(7):597-599. 8. Sarıcı SÜ, Alpay F, Serdar MA, et al. Neonatal hypernatremic dehydration resulting inadequate breast-feeding and high sodium content of breastmilk: A case report. Turkiye Klinikleri J Pediatr 2001; 10(1):45-48. 9. Koo WWK, Gupta JM. Breast milk sodium. Arch Dis Child 1982; 57(7):500-502. 10. American Academy of Pediatrics. Breast feeding and the use of human milk. Pediatrics 1997; 100(6):1035-1039. 11. Moritz ML, Manole MD, Bogen DL, et al. Breastfeedingassociated hypernatremia: are we missing the diagnosis. Pediatrics 2005; 116(3):343-347. 12. Kul M, Gürsel O, Kesik V, et al. Analysis of neonatal cases with hypernatremic dehydration. Gülhane Tıp Derg 2006; 48(3):162-165. 13. Arboit JM, Gildengers E. Breastfeeding and hypernatremia. J.Pediatr 1980; 97(2):335-336. 14. Clarke AJ, Sibert JR. Hypernatremic dehydration and necrotizing enterocolitis. Postgrad Med J 1985; 61(711):65-66. 15. Cooper WO, Atherton HD, Kahana M, et al. Increased incidence of severe breastfeeding malnutrition and hypernatremia in a metropolitan area. Pediatrics 1995; 96(5):957-960. 130

A. Akgün ve ark., Yenidoğan döneminde önemli bir sorun: Hipernatremik dehidratasyon 16. Uras N, Karadağ A, Doğan G, et al. Moderate hypernatremic dehydration in newborn infants: retrospective evaluation of 64 cases. J Matern Fetal Neonatal Med 2007; 20(6):449-452. 17. Unal S, Arhan E, Kara N, et al. Breast-feeding associated hypernatremia: Retrospective analysis of 169 term newborns. Pediatr Int 2008; 50(1):29-34. 18. Heldrich FJ, Shaw SS. Case report and review of literature in breast fed infants. Maryland Med J 1990; 39(5):475-478. 131