Kafkas Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Bakış Açıları

Benzer belgeler
Üniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşleri *

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİNE İLİŞKİN TUTUMLARI VE YAŞAM DEĞERLERİ İLİŞKİSİ

ENGELLİ KADINLARIN DOĞURGANLIK ÖZELLİKLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Türkiye de Kadınların Sağlığı

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

Med-Science 102 Social Gender Roles Duygu Celik Seyitoglu, Gulsen Gunes, Ayse Gokce

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı

Bir Üniversite Hastanesinin Yoğun Bakım Ünitesi Hemşirelerinde Yaşam Kalitesi, İş Kazaları ve Vardiyalı Çalışmanın Etkileri

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DÖRDÜNCÜ SINIF ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE KARŞI TUTUMLARI

ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN BAŞARILARI ÜZERİNE ETKİ EDEN BAZI FAKTÖRLERİN ARAŞTIRILMASI (MUĞLA ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F ÖRNEĞİ) ÖZET ABSTRACT

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

Prof. Dr. Serap NAZLI

DOĞURGANLIĞI BELİRLEYEN DİĞER ARA DEĞİŞKENLER 7

HEMŞİRELERİNİN UYGULADIKLARI HASTA EĞİTİMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Uzm. Hem. Aysun ÇAKIR

Kadın Olmak? Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

TOPLUMSAL CĠNSĠYET GEBELĠK DOĞUM SÜRECĠ

*Ömer R. ÖNDER 1 Ayşe Saba YALÇIN 2 Bayram GÖKTAŞ 3 ÖZET

Bir Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinde Meslek Hastalıkları Bilgi Düzeylerinin Araştırılması

HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin İnternet Kullanımına Yönelik Görüşleri*

Beden Eğitimi Öğretmenlerinin Kişisel ve Mesleki Gelişim Yeterlilikleri Hakkındaki Görüşleri. Merve Güçlü

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

2012 İŞ YERİNDE KADIN ARAŞTIRMASI RAPORU. Mart, 2012

Üniversite Öğrencilerinin Cinsiyet Eşitliği Tutumlarının Belirlenmesi*

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

İlköğretim Matematik Öğretmeni Adaylarının Meslek Olarak Öğretmenliği

Proje Adı: Türkiye Akademisinde Toplumsal Cinsiyet Algısı ve Yansımaları. Araştırma Şirketi Araştırma Veren Veri Toplama Firması

Üniversite Öğrencilerinde Toplumsal Cinsiyet Algısının Toplumsal Cinsiyet Rolü ve Cinsiyet Değişkenlerine Göre İncelenmesi 1

Üniversite Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Algısı İle Çatışma ve Şiddete İlişkin Farkındalık Düzeylerinin İncelenmesi 1

Başkent Üniversitesi Öğrencilerinin Medya Tüketim Alışkanlıkları

EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİNE YÖNELİK TUTUMLARI Filiz ÇETİN 1

Süleyman TAŞGETİREN 1, Neşe ÖZKAN 2, Nurgül ÖZMEN 2

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİNDE ÇALIŞAN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ RUHSAL SAĞLIK DURUMUNUN BELİRLENMESI VE İŞ DOYUMU İLE İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 19, OCAK , S İSTANBUL ISSN: Copyright

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

BİR İLDEKİ BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK ÇALIŞANLARININ İŞ KAZASI GEÇİRME DURUMLARI VE İLİŞKİLİ FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

KUYUMCULUK VE TAKI TASARIMI PROGRAMI ÖĞRENCĐLERĐNĐN OKULDAN BEKLENTĐLERĐ VE MESLEKĐ GELECEKLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

Manisa İl merkezinde Yaşayan Kadınların Aile İçi Şiddete İlişkin Görüşleri, Deneyimleri ve Etkileyen Faktörler

Birgül BURUNKAYA - Uzman Adana İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı Çalışan Sağlığı Birimi ANTALYA

Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri. Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle Mücadele Projesi

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği

İnönü Üniversitesi Öğrencilerinin Üreme Sağlığı Konularında Bilgi Düzeyleri ve Hizmetten Beklentileri

HEMŞİRELİK VE EBELİK ÖĞRENCİLERİNİN TOPLUMSAL CİNSİYET ROLLERİ VE KADINA İLİŞKİN NAMUS ANLAYIŞLARI İLE İLGİLİ TUTUMLARI 1

Öğretmen Adaylarının Eğitim Teknolojisi Standartları Açısından Öz-Yeterlik Durumlarının Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN MÜZİK DERSİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

BİR SAĞLIK OCAĞI BÖLGESİNDE BEBEKLERİN UYKU POZİSYONLARI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER*

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

81 İl için Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Ülker Şener & Hülya Demirdirek

TOPLUMSAL CİNSİYET TOPLUMDA KADINA BİÇİLEN ROLLER VE ÇÖZÜMLERİ

İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları 1. İngilizce Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Tutumları

İDARİ PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

Araştırma Notu 14/163

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Okul Yıl. Erzi, S. (2012). Kız Üniversite Öğrencilerinin Yeme Tutumları, Yetişkin Bağlanma Stilleri ve

GENEL SEÇİMLERİN YEREL SEÇİMLERE ETKİSİ ARAŞTIRMASI

OKUMA ALIŞKANLIKLARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA: ANKARA ÜNİVERSİTESİ KALECİK MESLEK YÜKSEKOKULU ÖRNEĞİ

DENİZLİ İLİ ÇALIŞAN NÜFUSUN İÇME SUYU TERCİHLERİ VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER. PAÜ Tıp Fak. Halk Sağlığı A.D Araş. Gör. Dr. Ayşen Til

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

Diyaliz ve Kadın Hastalar

KÜLTÜREL MUHİTİN ÖĞRENCİ BAŞARISINA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMEN ADAYLARININ FEN BRANŞLARINA KARŞI TUTUMLARININ İNCELENMESİ

Kadın İstihdamı: Sorun Alanları, Çözüm Önerileri. Ülker Şener

Kadınlar kimsenin namusu değildir

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Radyo, Tv ve Sinema Bölümü Yeditepe Üniversitesi 2003 Y. Lisans

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMEN ADAYLARI VE ÖĞRETMEN YETERLĠKLERĠ

Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program/Alan Üniversite Bitirme Yılı Lisans Fizik / Fen Edebiyat / Fizik Dicle Üniversitesi 2004

Katılımcının Yaşı n % TOPLAM

Volume: 13 Issue: 3 Year: 2016

SEÇİME 1 AY KALA TÜRKİYEDE SON SİYASİ DURUM ARAŞTIRMASI. Ekim

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

İDARİ PERSONEL MEMNUNİYET DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

MANİSA KENT MERKEZİNDE YAŞAYAN YAŞ GRUBU KADINLAR VE EŞLERİ ARASINDA SİGARA İÇME BOYUTU VE BUNU ETKİLEYEN SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER

AKADEMİK PERSONEL MEMNUNİYET ANKETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Araştırma Notu 17/212

ÖZGEÇMİŞ. Telefon: Mezuniyet Tarihi Derece Alan Kurum 2017 Doktora Gelişim Psikolojisi Hacettepe Üniversitesi

Bir Sağlık Yüksekokulunda Öğrencilerin Eleştirel Düşünme Ve Problem Çözme Becerilerinin İncelenmesi

BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

Üniversite Öğrencilerinin Sağlık Medya Okuryazarlığı Düzeyleri

ADANA İLİ EĞİTİM DURUMU RAPORU

KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARAŞTIRMASI 2011

Ankara ve Kastamonu Eğiticilerinin Mesleki Eğilime Göre Yönlendirme ve Kariyer Rehberliği Projesini Değerlendirme Sonuçları

N.E.Ü. A.K.E.F. MÜZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALI ÖĞRENCİLERİNİN ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN TUTUMLARI

Prof. Dr. Mehmet Akif Ersoy 1440 Sk. No.1 D.14 Alsancak İzmir Randevu tel:

Diyarbakır da Anayasa Değişiklik Paketi ve Referandum Algısı. 10 Ağustos 2010 Diyarbakır

ANADİL AYRIMINDA İŞGÜCÜ PİYASASI KONUMLARI. Yönetici Özeti

KOCAELİ 1. ÜNİVERSİTE TANITIM FUARI VE KARİYER GÜNLERİ FİNAL RAPORU

DİYARBAKIR GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİNDE GENÇLİĞİN SİYASAL, SOSYAL VE GELECEK BEKLENTİLERİNİN TESPİTİNE YÖNELİK SAHA ARAŞTIRMASI.

SANAYİDE ÇALIŞAN GENÇ ERİŞKİN ERKEKLERİN YAŞAM KALİTESİ VE RİSKLİ DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ

MEDYANIN BOŞANMAYA ETKİSİ

Transkript:

Kafkas Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Bakış Açıları Perception of and Views on Gender Roles of Senior Students Enrolled at Kafkas University (Araştırma) Arş.Gör. Duygu VEFİKULUÇAY*, Arş.Gör. Simge ZEYNELOĞLU*, Prof.Dr. Kafiye EROĞLU*, Prof.Dr. Lale TAŞKIN* *Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü ÖZET Araştırma, Kafkas Üniversitesi nde lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencilerinin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı ile ilgili toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin bakış açılarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Kesitsel tipte bir araştırmadır. Anket formu, kız ve erkek olmak üzere toplam 236 öğrenciye uygulanmıştır. Öğrencilerin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik yaşamı ve aile yaşamı ile ilgili konularda toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşleri incelendiğinde, önermelerin büyük bir çoğunluğunda cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p<0.05) olduğu bulunmuştur. Araştırmada çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı ile ilgili alanlarda erkeklerin daha geleneksel bakış açısına sahip oldukları saptanmıştır. Araştırmanın sonuçları üniversite son sınıf öğrencilerinin toplumsal cinsiyete ilişkin bakış açılarını ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Üniversite eğitiminde toplumsal cinsiyet bakış açısına yönelik hala geleneksel görüşlere sahip olan öğrencilerin olması, aydın bireyler yetiştirmeyi hedefleyen üniversite eğitiminin bu hedefini tam anlamıyla gerçekleştiremediğini ve öğrencilere temel mesleki bilginin yanısıra toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılık kazandırılması gereğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Toplumsal cinsiyet, cinsiyet rolleri, çalışma ve toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı, üniversite öğrencileri

Kafkas Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Bakış Açıları Perception of and Views on Gender Roles of Senior Students Enrolled at Kafkas University 27 ABSTRACT This study was conducted with the aim to determine point of view of final-year university students at Kafkas University on gender roles regarding work life, social life, marriage and family life. This study is a cross-sectional study. The questionnaire was applied to a total of 236 students including females and males. The results of the study reveal that views of students on gender roles related to professional life, social life, family life and marriage exhibit statistically significant differences among the sexes for most of the statements given. It was identified that male students have more traditional views on gender roles related to marriage and family life and work and social life. The results of the study are important in that views on gender roles are revealed among most university students. The finding that university students still have a traditional perspective on social gender roles indicates that universities has failed to a certain degree in achieving its goal toward educating intellectual and open-minded individuals, and it reveals the need for sensitiveness in equality of gender roles besides the acquirement of professional knowledge. Key Words: Gender, gender roles, work and social life, marriage and family life, university students Giriş Günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramları birbiri yerine kullanılsa da farklı anlamları olan iki ayrı kavramdır (1, 2). Cinsiyet kişinin kadın ya da erkek olarak gösterdiği genetik, fizyolojik ve biyolojik özellikleri olarak tanımlanmaktadır. Toplumsal Cinsiyet kavramı ise, kadının ve erkeğin sosyal olarak belirlenmiş kişilik özelliklerini, rol ve sorumluluklarını ifade etmektedir. Bu nedenle toplumsal cinsiyet kavramının tanımında biyolojik farklılıklar değil, kadın ve erkek olarak toplumun bizi nasıl gördüğü, nasıl algıladığı, nasıl düşündüğü ve nasıl davranmamızı beklediği ile ilgili değerler, beklentiler, yargılar ve roller bulunmaktadır (3-11). Burada üzerinde önemle durulması gereken bir nokta da, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarının birbirinden tamamen ayrılmasının mümkün olmadığıdır. Çünkü kültürün kadından ve erkekten bekledikleri (toplumsal cinsiyet) kadının ve erkeğin fiziksel özelliğine (cinsiyet) ilişkin gözlemlerden farklı değildir. Bu açıdan değerlendirdiğimizde, toplumsal cinsiyetin kültürel yapılandırılmaları bir anlamda biyolojik cinsiyeti de içermektedir (3). Görüldüğü gibi toplumsal cinsiyet, çok boyutlu bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kavramın içinde barındırdığı kavramlardan birisi de toplumsal cinsiyet rolleridir. Toplumsal cinsiyet rolleri; geleneksel olarak kadınlarla ve erkeklerle ilişkili olduğu kabul edilen rolleri ifade etmektedir. Toplumsal cinsiyet rolü; kültürel olarak kadına ve erkeğe uygun görülen kişilik özellikleri ve davranışları (rolleri) içerir ve bunlar toplum tarafından kalıp yargılara dönüştürülür (3). Literatüre göre (3, 4, 10-12) toplumsal cinsiyet kalıp yargıları, kadın ve erkeğin özellikle çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamındaki rollerinde belirgin farklılıklar göstermektedir.

28 Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi Journal of Hacettepe University School of Nursing Toplumsal cinsiyet rolleri kalıp yargılarının çalışma yaşamına ilişkin yansımaları incelendiğinde; kadınlara statüsü ve ücreti daha düşük işlerde çalışma, çalışmak için eşlerinden izin alma gibi roller uygun görülmektedir. Toplumsal yaşamda; kadınların akşamları tek başına sokağa çıkmamaları, kadınların yalnız yaşamamaları gibi kalıp yargılar bulunmaktadır. Aile yaşamına bakıldığında; kadınlardan eşlerinden şiddet görüyorlarsa bu durumu saklamaları, ev içinde çocuk bakımı, temizlik gibi işlerle ilgilenmeleri beklenmektedir. Evlilik yaşamında ise kadına; evlenmeden cinsel ilişkide bulunmaması, erkek çocuk doğurarak statüsünü yükseltmesi gibi roller yüklenmiştir. lere ise bu alanlarda kadınlara ilişkin belirlenen rollerin tam tersi roller yüklenmektedir (3, 4, 8, 9, 13-17). Bunun sonucunda kamusal alanda çalışma ve politika doğal olarak erkek; ev işleri ve aile ile ilgili özel alanlar kadın işi olarak benimsenip uygulanmaktadır (6). Literatürde (16, 18-20) lise ve üniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin geleneksel ve geleneksel olmayan algılarını belirlemek amacıyla yapılan çalışmalarda; öğrencilere kadının temel görevi eve ve aileye bakmaktır, evin reisi erkek olmalıdır, ailenin geçimini sağlamak erkeğin sorumluluğunda olmalıdır vb. gibi toplumsal cinsiyet rollerini içeren ifadeler yöneltilmiştir. Araştırmaların sonucunda öğrencilerin cinsiyet rolleri konusunda geleneksel rolleri benimsedikleri belirlenmiştir. Ayrıca kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha az geleneksel rollere sahip oldukları da saptanmıştır. Ülkemizde ise üniversite öğrencilerinin geleneksel cinsiyet rolleriyle ilgili kalıp yargılara ilişkin düşüncelerinin belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmalarda; erkek öğrencilerin, kız öğrencilere göre toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin daha geleneksel bakış açısına sahip oldukları belirlenmiştir (14, 21-23). lerin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin geleneksel bakış açıları toplumda kadınların statüsünü olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle günümüzde kadınlar, toplum içerisinde istenilen statüye ulaşamamıştır ve erkeklerin gerisinde kalmıştır. Oysa dünyada refah ve barışın sağlanması, sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi ve kadının toplumsal statüsünün artırılabilmesi için sosyal yaşamın her alanına kadınların erkeklerle eşit bir biçimde katılımının sağlanması gerekmektedir. 1970 li yıllarda başlayan kadın hareketleri, kadınların ekonomik ve sosyal yönden giderek güçlenmesi, IV. Dünya Kadın Konferansı nda vurgulanan toplumsal cinsiyette eşitlik ve hakkaniyet kavramlarının tüm katılımcı ülkelerden destek görmesi ve bu yönde yapılan ulusal çalışmaların etkisiyle kadın ve erkeklerin geleneksel cinsiyet rolleri değişmeye başlamış, özellikle gelişmiş ülkelerde kadınlar daha eşitlikçi bir yaşam biçimine kavuşmuştur (24). Ancak gelişmekte olan ülkeler kadının güçlenmesini sağlayan sosyo-ekonomik ve kültürel gelişme sürecinin başındadır ve bu nedenle kadınlar erkeklerin gerisindedir. Bu durumun ortaya çıkmasındaki en önemli etken gelişmekte olan ülkelerdeki gelenekçi toplumsal yapının kadına ve erkeğe yüklediği rollerdir.

Kafkas Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Bakış Açıları Perception of and Views on Gender Roles of Senior Students Enrolled at Kafkas University 29 Toplumda kadına ve erkeğe yüklenen bu rollerin, üniversite öğrencileri açısından nasıl bir anlam taşıdığının araştırılması öğrencilerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki görüşlerini ortaya çıkarması bakımından anlamlı olacaktır. Araştırmanın Amacı Araştırma, Kafkas Üniversitesi nde lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencilerinin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı ile ilgili toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin bakış açılarını belirleyerek, üniversite eğitim yaşantısına konuyla ilişkili öneriler geliştirmek amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Yöntem Araştırma, Kafkas Üniversitesi ne bağlı Fen Edebiyat Fakültesi, Veterinerlik Fakültesi ve Sağlık Yüksekokulu nda lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencilerine uygulanmıştır. Araştırmanın evrenini bu fakülte ve yüksekokulların son sınıfında lisans öğrenimi gören toplam 534 öğrenci oluşturmuştur. Araştırma kesitsel tiptedir. Araştırmada evrenin tamamına ulaşılması amaçlanmıştır. Araştırma 15-16 Haziran 2004 tarihlerinde anket uygulaması sırasında sınıfta bulunan ve araştırmaya katılmayı kabul eden kız ve erkek olmak üzere toplam 236 öğrenciye uygulanmıştır. Evrenin %44.1 ine ulaşılmıştır. 63 öğrenci araştırmaya katılmayı kabul etmemiştir. Araştırmanın verileri literatür taranarak hazırlanan anket formu aracılığı ile toplanmıştır (1,5,17, 25-28). Anket formunun ilk bölümünde öğrencilerin tanımlayıcı bilgilerini içeren sorular, ikinci bölümünde ise öğrencilerin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşlerini belirlemeye yönelik üç aşamalı (katılıyor, katılmıyor, kararsız) 15 adet önerme bulunmaktadır. Bu önermeler çalışma yaşamı (dört önerme), toplumsal yaşam (beş önerme), evlilik yaşamı (üç önerme) ve aile yaşamına (üç önerme) ilişkin önermelerden oluşmaktadır. Anket formu uygulanmadan önce öğrencilere araştırmanın amacına ilişkin bilgi verilerek sözel izin alınmış ve anket formu dağıtılarak öğrencilerin bireysel olarak doldurmaları sağlanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, SPSS 11 (Statistical Packet for Social Sciences for Windows 11) paket programı kullanılmıştır. Öğrencilerin cinsiyetlerine göre toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin önermelerle ilgili görüşleri için tanımlayıcı istatistikler hesaplanmış ve ki-kare testi ile karşılaştırmalar yapılmıştır. Bulgular Araştırmaya katılan öğrencilerin sosyo demografik özellikleri incelendiğinde, öğrencilerin yaş ortalamasının 23.2 olduğu, kız öğrencilerin %76.1 inin ve erkek öğrencilerin %87.8 inin 20-24 yaş arasında bulunduğu belirlenmiştir. öğrencilerin %82.1 i ve erkek öğrencilerin %92 si bekardır. öğrencilerin %82.1 inin ve erkek öğrencilerin %78.8 inin düz lise mezunu olduğu saptanmıştır. Tablo 1 de araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlerine göre çalışma yaşamı ve toplumsal yaşam ile ilgili önermelere ilişkin görüşleri yer almaktadır. Kadın ko-

30 Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi Journal of Hacettepe University School of Nursing Tablo 1. Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Çalışma Yaşamı ve Toplumsal Yaşam ile İlgili Önermelere İlişkin Görüşlerinin Dağılımı Çalışma Yaşamı ile İlgili Önermeler Cinsiyet Katılıyor Katılmıyor Kararsız Toplam p Kadın, kocasından izin almadan çalışmamalıdır. 71 39 62.8 31.7 33 76 29.2 61.8 9 8 8 6.5 Kocası zengin ise kadının çalışmasına gerek yoktur. 50 15 44.2 12.2 48 89 42.5 72.4 15 19 13.3 15.4 Çalışma yaşamında aynı statüde çalışan kadın ve erkekler arasında terfilerde erkeğe öncelik verilmesi normaldir. 33 10 29.2 8.1 68 60.2 91.9 12 0 0.0 Siyaset daha çok erkeklerin işidir. 44 13 38.9 50 91 44.2 74.0 19 19 16.8 15.4 Toplumsal Yaşam ile İlgili Önermeler Ailenin ekonomik durumu iyi değilse, sadece erkek çocuk okutulmalıdır. 23 4 20.4 3.3 85 117 75.2 95.1 5 2 4.4 1.6 Dul, boşanmış, eşi ölmüş kadınların yalnız yaşamaları doğru değildir. 53 21 46.9 17.1 38 79 33.6 64.2 22 23 19.5 18.7 Kadınların akşamları tek başına sokağa çıkması doğru değildir. 77 36 68.1 29.3 27 74 23.9 60.2 9 13 8.0 Gebelikten korunmak temel olarak kadının sorumluluğunda olmalıdır. 31 15 27.4 12.2 67 102 59.3 82.9 15 6 13.3 4.9 Kadın hastalar erkek doktora muayene olmamalıdır. 22 6 19.5 4.9 81 114 71.7 92.7 10 3 8.8 2.4

Kafkas Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Bakış Açıları Perception of and Views on Gender Roles of Senior Students Enrolled at Kafkas University 31 casından izin almadan çalışmamalıdır önermesine kız öğrencilerin %31.7 si katıldıklarını ifade etmişlerdir. Kocası zengin ise kadının çalışmasına gerek yoktur önermesine erkek öğrencilerin %44.2 sinin katıldıklarını belirtmişlerdir. Çalışma yaşamında aynı statüde çalışan kadın ve erkekler arasında terfilerde erkeğe öncelik verilmesi normaldir önermesine kız öğrencilerin büyük bir çoğunluğu (%91.9) katılmadıklarını belirtmişlerdir. Siyaset daha çok erkeklerin işidir önermesine erkek öğrencilerin %38.9 u katıldıklarını ifade etmişlerdir. Ailenin ekonomik durumu iyi değilse sadece erkek çocuk okutulmalıdır önermesine erkek öğrencilerin %20.4 ü katıldıklarını belirtmeleri önemli bir bulgudur. Dul, boşanmış, eşi ölmüş kadınların yalnız yaşamaları doğru değildir önermesine erkek öğrencilerin %46.9 u katılırken, kız öğrencilerin %64.2 si gibi yarıdan fazla bir bölümünün katılmadıklarını belirttikleri saptanmıştır. Ayrıca kadınların akşamları tek başına sokağa çıkması doğru değildir önermesine de erkek öğrencilerin %68.1 i katıldıklarını ifade etmişlerdir. Gebelikten korunmak temel olarak kadının sorumluluğunda olmalıdır önermesine erkek öğrencilerin %27.4 ü katıldıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca kadın hastalar erkek doktora muayene olmamalıdır önermesine erkek öğrencilerin %19.5 inin katıldıklarını belirttikleri saptanmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin toplumsal cinsiyet konusunda çalışma yaşamı ve toplumsal yaşam ile ilgili tüm önermelerde, kız ve erkek öğrenciler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p<0.05) bulunmuştur. Tablo 2 de araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlerine göre evlilik yaşamı ve aile yaşamı ile ilgili önermelere ilişkin görüşlerinin dağılımı yer almaktadır. Evlilikte erkeğin boyu kadından daha kısa olmamalıdır önermesine kız öğrencilerin %57.7 si katıldıklarını ifade etmişlerdir. Evli bir erkeğin karısını aldatması normaldir önermesine erkek öğrencilerin ise %14.2 si katıldıklarını belirtmişlerdir. Bir erkeğin evleneceği kadının mutlaka bakire olması gerekir önermesine erkek öğrencilerin ise %69.9 gibi önemli bir bölümünün katıldıklarını ifade ettikleri saptanmıştır. Aileden kalan mirastan sadece erkek çocuklarının yararlanma hakkı olmalıdır önermesine erkek öğrencilerin %13.3 ü katıldıklarını belirtmişlerdir. Kadın hak ediyorsa kocası ona şiddet uygulayabilir önermesine kız öğrencilerin % sı katıldıklarını ifade etmişlerdir. Kadın eşinden dayak yiyorsa bu durumu herkesten saklamalıdır önermesine erkek öğrencilerin %23.9 u katıldıklarını belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan öğrencilerin toplumsal cinsiyet konusunda evlilik yaşamı ile ilgili tüm önermelerde, kız ve erkek öğrenciler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark (p<0.05) bulunmuştur. Aile yaşamı ile ilgili önermelerde kız ve erkek öğrenciler arasında istatistiksel olarak Aileden kalan mirastan sadece erkek çocuklarının yararlanma hakkı olmalıdır önermesi dışındaki tüm önermelerde anlamlı fark (p<0.05) bulunmuştur.

32 Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi Journal of Hacettepe University School of Nursing Tablo 2. Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre Evlilik Yaşamı ve Aile Yaşamı ile İlgili Önermelere İlişkin Görüşlerinin Dağılımı Evlilik Yaşamı ile İlgili Önermeler Cinsiyet Katılıyor Katılmıyor Kararsız Toplam p Evlilikte erkeğin boyu kadından daha kısa olmamalıdır. Kadın 44 71 38.9 57.7 53 39 46.9 31.7 16 13 14.2 Evli bir erkeğin karısını aldatması normaldir. Kadın 16 3 14.2 2.4 91 119 80.5 96.7 6 1 5.3 0.8 1000 Bir erkeğin evleneceği kadının mutlaka bakire olması gerekir. Kadın 79 49 69.9 39.8 22 45 19.5 36.6 12 29 23.6 Aile Yaşamı ile İlgili Önermeler Aileden kalan mirastan sadece erkek çocuklarının yararlanma hakkı olmalıdır. Kadın 15 7 13.3 5.7 94 83.2 91.9 4 3 3.5 2.4 0.108 Kadın hak ediyorsa kocası ona şiddet uygulayabilir. Kadın 31 13 27.4 62 98 54.9 79.7 20 12 17.7 9.8 Kadın eşinden dayak yiyorsa bu durumu herkesten saklamalıdır. Kadın 27 5 23.9 4.1 74 109 65.5 88.6 12 9 7.3 Tartışma İnsanlık tarihi boyunca kadınlar ve erkekler ne yazık ki dünyayı eşit olarak paylaşamamışlar ve bu eşitsizliğin olumsuz sonuçları en çok kadınları etkilemiştir. Dünya nüfusunun yarıdan fazlasını ve çalışan nüfusun üçte birini oluşturan kadınlar; dünya gelirinin onda birine, yeryüzü malvarlığının ise sadece yüzde birine sahiptirler (1,6). Kadının toplumsal statüsü ile doğrudan ilgili olan bu durum, kadınların her alandaki insan haklarından erkeklerle eşit ölçüde yararlanmalarını engellemektedir. Toplumsal cinsiyet rollerine dayalı eşitsizlik toplumun her kesiminde kadın ve erkek arasındaki ilişkileri ve toplumsal cinsiyet rolleri kalıp yargılarını belirlemektedir (3,4,24). Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlerine göre çalışma yaşamı ve toplumsal yaşam ile ilgili önermelere ilişkin görüşlerinin dağılımına bakıldığında, tüm önermelerde kız ve erkek öğrencilerin görüşleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark

Kafkas Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Bakış Açıları Perception of and Views on Gender Roles of Senior Students Enrolled at Kafkas University 33 (p<0.05) bulunmuştur. Çalışma yaşamı ile ilgili önermelerde erkek öğrencilerin, kadının çalışma yaşamına katılımına ilişkin görüşlerinin cinsiyet ayrımcılığını destekler nitelikte olduğu dikkati çekmektedir (Tablo 1). Hacettepe Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (HÜKSAM) nin Hacettepe Üniversitesi nde lisans öğrenimi gören son sınıf öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşlerini belirledikleri çalışmaya göre, çalışma yaşamına ilişkin aynı önermelerde erkek öğrencilerin geleneksel bakış açısına sahip oldukları belirlenmiştir (23). Bu bulgular araştırma sonuçları ile benzerlik göstermektedir. lerin geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri kalıp yargılarına sahip olmalarının nedeni, bu yargıların kendi yararlarına olmasına ve bu durumun toplum tarafından destek görmesine bağlı olabilir. Bunun yanında Türkiye nin kadınla ilgili sözleşmelere imza atması ile Kadının Statüsü Sorunları Genel Müdürlüğü nün kurulması, kadınla ilgili dernek ve kurumların sayısının artması, kadınların çalışma hayatına daha fazla katılmaları, feminist hareketlerin 1990 lı yıllardan sonra yoğunlaşması gibi nedenlerle kadınlar çalışma hayatına daha fazla girmeye başlamış, ancak hala istenilen düzeye ulaşamamıştır. Ülke genelinde toplam nüfusun işgücüne katılım oranı %48.7 olup, bu oran erkeklerde %70.1 ve kadınlarda %27.4 tür (29). Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre, üreme çağındaki kadınların %58.3 ü halen çalışmamaktadır. Çalışanların arasında da her on kadından altısınında geliri hane halkı harcamalarına ya hiç katkıda bulunmamakta ya da yarısından azını karşılamaktadır (30). Toplumdaki toplumsal cinsiyet rolleri kalıp yargılarına göre kadınlara hemşirelik, öğretmenlik gibi meslekler yakıştırılırken, erkeklerin daha çok fiziksel güç gerektiren işlerde çalışmaları gerektiği vurgulanmaktadır (13,31). Gönüllü ve İçli nin yaptığı çalışmada kadınlar, kız çocukları için en uygun meslekleri öğretmenlik, devlet memurluğu olarak belirtirken; erkek çocukları için daha çok fiziksel güç, zeka ya da daha uzun saatler çalışmasını gerektiren mühendislik, avukatlık, doktorluk gibi meslekleri seçmişlerdir (27). öğrencilerin büyük çoğunluğu Siyaset daha çok erkeklerin işidir önermesine katılmayarak siyasetin sadece erkeklerin işi olmadığını, kadınların siyasette daha aktif rol alması gerektiğini belirtmişlerdir (Tablo 1). HÜKSAM nin çalışmasında da benzer sonuç bulunmuştur (23). Türkiye de kadınlar 1930 yılında belediye seçimlerinde, 1934 yılında milletvekili seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Bu tarihten önce kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkının bulunduğu ülke sayısı 28, fiilen milletvekili seçildiği ülke sayısı ise 17 dir. Böyle olmasına rağmen Türkiye siyasete kadın katılımında diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, en düşük düzeye sahip ülkelerden birisidir. Örneğin Türkiye Büyük Millet Meclisi ndeki kadın milletvekili oranı halen % 4.4 iken, İran da bu oran % 4.1, Mısır da %2.4, Nijerya da %3.3 düzeylerindedir (32). Cinsiyete dayalı eşitsizliklerin en yoğun yaşandığı alanlardan bir diğeri toplumsal yaşamdır. Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlerine göre toplumsal yaşam ile ilgili önermelere ilişkin görüşlerinin dağılımına bakıldığında, toplumda kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet rolleri kalıp yargılarına ilişkin önermelerde erkek öğrencilerin geleneksel bakış açısına sahip oldukları belirlenmiştir. Ailenin ekonomik durumu iyi de-

34 Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi Journal of Hacettepe University School of Nursing ğilse sadece erkek çocuk okutulmalıdır önermesine katılmayan öğrencilerin oranı oldukça yüksektir (kız: %95.1 erkek: %75.2). Ancak her beş erkek öğrenciden birinin aynı önermeye katıldıklarını ifade etmeleri dikkat çekici bir bulgudur (Tablo 1). Üniversite son sınıfta öğrenim gören erkek öğrencilerin eğitim hakkının erkeklerden yana olması gerektiği görüşünde olmaları düşündürücüdür. HÜKSAM nin yaptığı çalışmaya göre, aynı önermeye öğrencilerin tamamına yakını (kız: %98.4, erkek: %90.1) katılmadıklarını belirtmişlerdir (23). Her iki çalışmada da öğrencilerin önemli bir çoğunluğu kız ve erkek arasında eğitim hakkının eşit olması gerektiği görüşündedir. Ancak Türkiye de eğitim alanındaki rakamlar bu sonucu destekler nitelikte değildir. Eğitim her Türk vatandaşı için sunulan zorunlu ve yasal bir hak olmakla birlikte, ülkemizde 2003 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması na (TNSA) göre, halen üreme çağındaki kadınların sadece %62 si ilköğretimin birinci basamağını oluşturan beş yıllık eğitimi tamamlamıştır. lerde ise bu oran % 77 dir. Ayrıca, ilkokuldan sonra eğitimin her kademesinde kız çocuklarının okullaşma oranı erkeklerin çok gerisindedir (30). Araştırmada Dul, boşanmış, eşi ölmüş kadınların yalnız yaşamaları doğru değildir ve Kadınların akşamları tek başına sokağa çıkması doğru değildir önermelerine ilişkin erkek öğrencilerin geleneksel bakış açısına sahip oldukları belirlenmiştir (Tablo 1). HÜKSAM nin çalışmasında ise, aynı önermelere ilişkin kız ve erkek öğrencilerin eşitlikçi bakış açısına sahip oldukları saptanmıştır (23). Bu sonuçlar Kafkas Üniversitesi nde öğrenim gören öğrencilerin daha geleneksel bir bakış açısına sahip olduklarını düşündürmektedir. Kadın cinselliği ve kadının sıkı bir biçimde denetlenmesi Türk toplumunda olduğu gibi ataerkil toplumların ayırt edici özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır (33). Erkeğin kendisinin ve ailesinin onurunu korumak için aktif bir rol alması beklenirken, kadından saflığını (bekaretini) koruması ve çocuklarına iyi bir anne olabilmesi beklenmektedir (28). Toplumsal yaşam ile ilgili Kadın hastalar erkek doktora muayene olmamalıdır önermesine ilişkin kız ve erkek öğrencilerin eşitlikçi bakış açısına sahip oldukları belirlenmiştir (Tablo 1). Yangın ın yaptığı çalışmada, gebe kadınların %69.2 si kadın doktora muayene olmayı tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Aynı araştırmada gebe kadınların %7.6 sının eşinin ısrarı nedeniyle kadın doktora gittiklerini ifade etmesi kadınların bu görüşleri üzerinde erkeklerinde yaptırım gücünün etkili olabileceğini göstermektedir (34). Türk toplumunda kadınların dini görüşleri, mahremiyet ve utanma duygusu gibi nedenlerle kadın doktora muayene olma eğilimleri olmasına rağmen, bu araştırmada hem erkek hem de kız öğrencilerin çoğunluğunun kadın hastaların erkek doktor tarafından da muayene edilebileceğini belirtmesi olumlu bir sonuç olarak değerlendirilmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlerine göre evlilik yaşamı ile ilgili önermelere ilişkin bakış açıları incelendiğinde, tüm önermelerde kız ve erkek öğrencilerin görüşleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p<0.05) bulunmuştur. Bir erkeğin evleneceği kadının mutlaka bakire olması gerekir önermesine ilişkin erkek öğrencilerin geleneksel bakış açısına sahip oldukları belirlenmiştir (Tablo 2). HÜKSAM nin

Kafkas Üniversitesi Son Sınıf Öğrencilerinin Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Bakış Açıları Perception of and Views on Gender Roles of Senior Students Enrolled at Kafkas University 35 çalışmasında aynı önermeye ilişkin bulgular benzerlik göstermektedir (23). Ayrıca araştırmamızın sonuçlarıyla uyumlu olarak, Dilbaz ın 400 üniversite öğrencisi üzerinde yaptığı araştırmada Evlendiğiniz bayanda bekaret arar mısınız? sorusuna öğrencilerin %85 i evet cevabını vermiştir (35). Öztürk ün 500 üniversite öğrencisi üzerinde aynı konuda yaptığı araştırmada da öğrencilerin % 55 inin evlenecekleri bayanda bekaretin önemli olduğunu belirttikleri saptanmıştır (36). Yine Kömürcü nün yaptığı bir araştırmada (37) ebe ve hemşirelerin % 66 sının ve Gürsoy un araştırmasına (38) katılan ebe ve hemşirelerin ise % 56 sının bekaretin önemli olduğunu belirttikleri bulunmuştur. Toplumun ahlak yapısı ve değer yargılarına göre kadınlar için evlilik öncesi cinsel birliktelik kabul edilmez bir davranıştır (28,39). Kabul gören davranış ise kadının evlenene kadar bekaretini korumasıdır. Kadınlar için evlilik öncesi cinsel birlikteliğin kabul görmediği toplumlarda erkekler için cinsel özgürlük vardır. Halk arasında Erkeğin elinin kiridir, yıkayınca geçer ya da adam aldatır şeklindeki ifadeler toplumsal kabulün göstergesidir. Böylece kadının namus ve şerefi erkekler tarafından kontrol edilen ve denetlenen aynı zamanda erkeğin toplumsal konumunu belirleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır (36,40). ve erkek çocukların yetiştirilmeleri sırasında ve her türlü eğitimlerinde, namusun cinsellikle eş tutulması, kadına ait bir kavram olarak algılanması ve kabul görmesi önem taşımaktadır (41). Evli bir erkeğin karısını aldatması normaldir önermesine kız ve erkek öğrencilerin verdikleri cevaplar arasında istatistiksel fark olmasına rağmen, kız ve erkek öğrencilerin büyük çoğunluğunun bu önermeye ilişkin eşitlikçi bakış açısına sahip oldukları belirlenmiştir. Ayrıca aynı önermeye katılan erkek öğrenci oranının %14.2 olması dikkat çekici bir bulgudur (Tablo 2). HÜKSAM nin çalışmasında aynı önermeye ilişkin bulgular benzerlik göstermektedir (23). Cinsiyetler arası bu fark ataerkil geleneklerin ağır bastığı Türk toplumunda, cinsler arasında erkek egemenliği ile ilgili görüşlerin üniversite öğrencilerinde hala yaygın olduğunu göstermesi bakımından anlamlıdır. Araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetlerine göre aile yaşamı ile ilgili önermelere ilişkin bakış açıları incelendiğinde, kız ve erkek öğrenciler arasında istatistiksel olarak Aileden kalan mirastan sadece erkek çocuklarının yararlanma hakkı olmalıdır önermesi dışındaki tüm önermelerde anlamlı bir fark (p<0.05) bulunmuştur. Araştırmada her on kız öğrenciden birinin kadına kocası tarafından şiddet uygulanabileceği görüşüne sahip olduğu belirlenmiştir (Tablo 2). 2003 TNSA nın sonuçlarına göre, çalışmaya katılan kadınların %39 u Kadın hak ediyorsa kocasından dayak yiyebilir görüşüne sahiptir (30). Kadın eşinden dayak yiyorsa bu durumu herkesten saklamalıdır önermesine ilişkin kız ve erkek öğrencilerin eşitlikçi bakış açısına sahip olmalarına rağmen, her dört erkek öğrenciden birinin bu önermeye katıldığını belirtmesi düşündürücüdür (Tablo 4). HÜKSAM nin çalışmasında ise, aynı önermelere ilişkin kız ve erkek öğrencilerin eşitlikçi bakış açısına sahip oldukları belirlenmiştir (23). Şiddet evde, sokakta, işyerinde ve okulda kısaca her ortamda ve konumda yaşanan önemli bir sorundur. Gelişmiş ve gelişmemiş toplumlarda pek çok kadın bu

36 Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi Journal of Hacettepe University School of Nursing sorundan etkilenmektedir. Ülkemizde kadına yönelik şiddet yaygın olmakla birlikte görünür değildir. Çünkü töreler ve geleneksel nedenlerle gerçek rakamlara ulaşılamamasına rağmen kayıtlı verilere göre kadınların %58 i dayağa maruz kalmaktadır (42). Türkiye nin başkenti Ankara da yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, aile içinde asıl şiddet kurbanlarının kadın ve çocuklar (%45.6) oldukları belirtilmektedir. Şiddet uygulayıcısı olarak da özellikle erkekler (% 54.2) gösterilmektedir. Bu bulgular yalnızca ailede yaşanan gerçek olayların aktarılmasına değil görüşülen kişilerin fikir ve gözlemlerine de dayanılarak elde edilmiştir (43). Aile yaşamına ilişkin önermelere verilen cevaplar Türk toplumunun özelliğini yansıtmaktadır. Türk toplumunda erkekler kendisini, ailede gücün ve iktidarın sahibi olarak görmektedirler. Kadınlar ise çoğunlukla bu güç ilişkisini kabul ederek, kendilerine uygulanan şiddete karşı sessiz kalmaktadırlar. Sonuç ve Öneriler Araştırmaya katılan öğrencilerin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam ve aile yaşamı ile ilgili toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tüm görüşleri incelendiğinde, erkek öğrencilerin kız öğrencilere göre daha geleneksel bir bakış açısına sahip oldukları göze çarpmaktadır. Ancak evlilik yaşamı ile ilgili önermeleri değerlendirdiğimizde; kız öğrencilerin erkek öğrencilere göre daha geleneksel bir bakış açısına sahip oldukları görülmektedir. Araştırmadan çıkan sonuçlar doğrultusunda aşağıdaki önerilerde bulunulmuştur: Toplumsal cinsiyet ile ilgili düzenlenecek sempozyum ve panellerde konunun öğrenciler tarafından tartışılması ve toplum tarafından biçimlendirilmiş geleneksel görüşlerinin farkına varmalarının sağlanması Konuya ilişkin düzenlenen akran eğitimleri ile üniversite öğrencilerinin farklı üniversite ve kurumlarda bu bilgilerini aktarmalarının desteklenmesi Yurtdışındaki üniversitelerde olduğu gibi toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kulüplerin ya da öğrenci topluluklarının kurulması ve bu tür etkinliklere erkek öğrencilerin katılımının desteklenmesi Üniversite gençliğinin toplumsal cinsiyet bakış açılarını daha geniş çapta belirlemek ve bölgesel farklılıkları ortaya çıkarmak amacı ile araştırmaların yapılması Teşekkür: Kafkas Üniversitesi Rektörlüğü ne ve ilgili üniversitenin Arş. Gör. Rukiye Türk e araştırmanın uygulama aşamasındaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Kaynaklar 1. World Health Organization. Gender and health, Technical paper. Switzerland: 1998. 2. Morris CG. Psikolojiyi Anlama. Ed. Ayvaşık HB, Sayıl M. Türk Psikologlar Derneği Yayınları No:23. Ankara: 2002.