KARD YOPULMONER RESÜS TASYON UYGULANAN ER fik N HASTALARDA C-REAKT F PROTE N VE KORT ZOLÜN PROGNOST K DE ER



Benzer belgeler
Resüsitasyonda HİPEROKSEMİ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

APAH: konjenital kalp hastalığı. Prof. Dr. Sanem Nalbantgil Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji AD 2015 ADHAD 2. PAH OKULU

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

Yüksek Duyarl C-Reaktif Protein (hscrp) ile Total Kolesterol, LDL-Kolesterol, HDL-Kolesterol ve Trigliserid Düzeyleri Aras ndaki liflki

Trafik Kazas Nedeniyle Baflvuran Hastalar n

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Akut Koroner Sendromlar ve Güncel Yaklaşım. Yrd.Doç.Dr. Hasan Büyükaslan Harran üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

Hepatit B. HASTALIK Hepatit B nin etkeni nedir? Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile meydana getirilen bir hastal kt r.

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

Hepinizin bildi i gibi bilgi ça olarak adland r lan günümüzde bilim ve teknoloji alan nda

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

Akut Miyokard nfarktüslü Hastalarda nflamasyon Belirteçleri. Inflammation Biomarkers in Patients with Acute Myocardial Infarction

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet


Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

T bbi Makale Yaz m Kurallar

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

6 MADDE VE ÖZELL KLER

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

ONKOLOJİDE SIK KULLANILAN İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLER VE SAĞKALIM EĞRİLERİ

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

BÖLÜM 7 BİLGİSAYAR UYGULAMALARI - 1

Dr. Gökhan AKSAN Şişli Hamidiye Etfal E.A.H Kardiyoloji Kliniği 22/04/16

Sepsis Hastalarının Yoğun Bakımdan Servise Taburculukta ph, LDH ve Kalp Hızının Sistematik Değerlendirilmesi

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Yo un Bak m Ünitesinde Obstetrik Olgular

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Çeviren: Dr. Almagül sina

(ÖSS ) ÇÖZÜM 2:

ARAŞTIRMA. 3 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon A.B

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.9. Pazar De eri Esasl ve Pazar De eri D fl De er Esasl De erlemeler için ndirgenmifl Nakit Ak fl Analizi

6. Tabloya bakt m za canl lardan K s 1 CEVAP B. 7. Titreflim hareketi yapan herfley bir ses kayna d r ve. II. ve III. yarg lar do rudur.

Hücre zedelenmesi etkenleri. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ

MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Post-kardiyak Arrest Sendromu ve. Post-resüsitatif Bakım

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Yakıt Özelliklerinin Doğrulanması. Teknik Rapor. No.: 942/

Dünyada ve Ülkemizde Meslek hastalıkları

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

YOĞUN BAKIM EKĐBĐNDE HEMŞĐRE ve REHABĐLĐTASYON. Yrd. Doç. Dr. Nilay Şahin Selçuk Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon AD.

ÇOCUK ve ERGENL KTE GUATR

Doç. Dr. Mehmet Durdu KARSLI Sakarya Üniversitesi E itim fakültesi Doç. Dr. I k ifa ÜSTÜNER Akdeniz Üniversitesi E itim Fakültesi

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

Hasta Rehberi Say 11. ÇO UL H POF Z HORMONU EKS KL Orta kolayl kta okunabilir rehber

Stabil koroner arter hastalığında doğrular ve yanlışlar:

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Dr. M. Fatih Önsüz 1, Doç. Dr. Ahmet Topuzo lu 2

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

ORHAN YILMAZ (*) B SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM Örneklem plan l seçim ölçütleri

STRATEJ K V ZYON BELGES

Preoperatif Yüksek C-Reaktif Protein Seviyesi Kardiyak Cerrahi Sonras nfeksiyonu Yans t r m?

Yoğun Bakım Literatüründen Seçmeler. Kritik Hastalığı Olanlarda Serum Serbest Kortizol Düzeyleri

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ

Girifl Marmara Üniversitesi Eczac l k Fakültesi Farmakoepidemiyoloji Araflt rma Birimi (MEFEB) Ecz. Neslihan Güleno lu

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar.

Tam revaskülarizasyonda CABG standart tedavidir

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

Transkript:

KARD YOPULMONER RESÜS TASYON UYGULANAN ER fik N HASTALARDA C-REAKT F PROTE N VE KORT ZOLÜN PROGNOST K DE ER B LD K F*, ALTINTOP L**, DO ANAY Z***, AYGÜN D****, GÜVEN H***** * Acil T p Uzman, Gazi Üniversitesi T p Fakültesi Acil T p AD, Ankara ** ç Hastal klar Uzman, Profesör, Ondokuz May s Üniversitesi T p Fakültesi ç Hastal klar AD, Samsun *** Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzman, Mehmet Ayd n Devlet Hastanesi, Samsun **** Nöroloji Uzman, Docent, Ondokuz May s Üniversitesi T p Fakültesi Acil T p AD, Samsun ***** Genel Cerrahi Uzman, Docent, Okmeydan E itim ve Araflt rma Hastanesi Acil Servis, stanbul letiflim adresi ve Sorumlu Yazar: Dr. Fikret Bildik Gazi Üniversitesi T p Fakültesi Acil T p AD, Ankara e-posta: fbildik@hotmail.com, Tel: 312 25524, Faks: 312 2462, Cep Tel: 532 7826221 Baflvuru Tarihi: 27.5.7 Kabul Tarihi: 7.11.7 Not: Bu çal flma 22 25 Ekim 3 tarihinde Konya da düzenlenen I.Ulusal Acil T p Kongresi ve I.Mevlana Acil T p Sempozyumunda sözel bildiri olarak sunulmufltur. ÖZET Girifl ve Amaç: Kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR) uygulanan hastalarda spontan dolafl m sa lansa bile, bu hastalar n hastaneden taburcu olma oranlar oldukça düflüktür. KPR sonras prognozun tahmini için çeflitli çal flmalar yap lmaktad r. Bu çal flman n amaç da, KPR uygulanan ve en az 48 saat yaflayan hastalarda serum C-reaktif protein (CRP) ve kortizol seviyelerindeki de iflikliklerin anlam n ve prognostik de erini araflt rmakt r. Materyal ve Metodlar: Çal flmaya 7 hasta al nd, üç grupta incelendi. Birinci grupta acil serviste KPR uygulanan akut koroner sendrom (AKS) tan s alan 26 hasta, ikinci grupta AKS tan s d fl ndaki nedenlerle KPR uygulanan 14 hasta ve kontrol grubu olarak üçüncü grupta AKS tan s alan ancak KPR uygulanmayan 3 hasta vard. ve grup 2 de KPR sonras ilk -4. saatte ve grup 3 de ise acil servise baflvurduklar nda (CRP 1, kortizol 1), her üç grupta da 24. saatte (CRP 2, kortizol 2) ve 48. saatte (CRP 3, kortizol 3) serum örnekleri çal fl ld. Bulgular: CRP 1 düzeyi grup 2 de, grup 1 den istatistiksel anlaml farkl bulundu (p<.16). Hem grup 1 hem de grup 2 de CRP 2 ve CRP 3 düzeylerinin grup 3 den istatistiksel anlaml farkl oldu u görüldü (p<.1). Ancak, CRP 2 ve CRP 3 düzeylerinin grup 1 ve grup 2 de ölen ve yaflayan hastalar aras nda istatistiksel anlaml bir fark göstermedi i saptand (p>.5). ve grup 2 nin kortizol 1, 2 ve 3 düzeyleri, grup 3 ile karfl laflt r ld nda istatistiksel anlaml farkl oldu u görüldü (p<.1). ve grup 2 de yaflayan hastalarda kortizol 1 den kortizol 3 e istatistiksel anlaml bir azalma görülürken (p<.1, p<.16), ölen hastalarda bu azalma görülmedi (p>.16). Sonuç: CRP, KPR uygulanan hastalarda belirgin bir art fl göstermektedir, fakat bu art fl hayatta kalma ile belirgin bir koordinasyon göstermemektedir. CRP düzeyleri altta yatan hastal klara, yap lan tedavilere veya geliflen komplikasyonlara göre de iflebilmektedir. Kortizol, KPR s ras nda ve hemen sonras nda art fl göstermekte ve zamanla istatistiksel olarak anlaml bir flekilde azalmaktad r. Ancak prognozu kötü hastalarda bu istatistiksel anlaml azalma görülmemifltir. Kortizolun KPR sonras dönemlerde yüksek düzeylerde seyretmesi kötü prognoz belirtisi olabilir. Anahtar Kelimeler: Kardiyopulmoner resüsitasyon, C-reaktif protein, kortizol, prognoz PREDICTIVE VALUE OF SERUM C-REACTIVE PROTEIN AND CORTIZOL ON PROGNOSIS FOLLOWING ADULT CARDIOPULMONARY RESUSCITATION SUMMARY Introduction: Discharge rate of the patients from the hospital following cardiopulmonary resuscitation (CPR) is lower than the return of spontaneous circulation. The aim of this study is to investigate the predictive value of serum C-reactive protein (CRP) and cortisol on prognosis following adult cardiopulmonary resuscitation. Material and Method: Seventy patients who were admitted to emergency department involved in this study and were separated in to three groups. There were twenty six patients with acute coronary syndrome and were applied CPR in group 1, fourteen patients who were applied CPR with different diagnosis except acute coronary syndrome in group 2, thirty patients with acute coronary syndrome and were not applied CPR in group 3. Blood samples were drawn from a peripheral vein at the hours -4, 24 and 48 for analysing CRP and cortisol levels. 7

B LD K ve ARK. Results: The CRP level at -4th hour in group 2 was significantly higher than the level in group 1 (p<.16). The CRP levels at 24 and 48th hours were significantly higher in group 1 than the levels in group 3 (p<.1). The CRP levels at 24 and 48th hours were significantly higher in group 2 than the levels in group 3 (p<.1). There was no statistical significance in the groups 1 and 2, between the levels of CRP in the patients either who died or alive at 24 and 48th hours. The cortisol levels at -4, 24 and 48th hours were higher in group 1 and 2 than in group 3 (p<.1). In all three groups the levels of the cortisol at -4th hours were significantly became lower through the hours 24 and 48 (p<.1, p<.16 and p<.1 respectively). In group 1 and group 2 the levels of cortisol significantly lowered from the -4 hours to 24 and 48th hours (p<.1, p<.16) but not in the patients who died (p>,16). Conclusion: The CRP levels+ in CPR applied patients were higher but there was no co-ordination in these increases. The levels of CRP might be altered by the coexisting diseases, the applied treatments and the developed complications. Cortisol levels during CPR and after CPR were increased in the initial period but lowered significantly within time. But this significant difference could not be shown in dead patients. This could be considered as a sign of a poor prognosis. Key Words: Cardiopulmonary resuscitation, C-reactive protein, cortisol, prognosis G R fi Kardiyopulmoner resüsitasyonda (KPR) hedef spontan solunumun ve dolafl m n sa lanmas kadar, hastalar n en az nörolojik hasarla taburcu edilebilmesidir. KPR ve ileri kardiyak yaflam deste inde geliflmelere ra men, KPR sonras yaflam oranlar hala oldukça düflüktür (1-3). Son y llarda artan KPR çabalar sonucu hastanelerin yo un bak m servislerinde KPR ile iliflkili hipoksik iskemik beyin hasarl hasta say s nda artma görülmektedir. Bu hastalar t bbi, yasal, etik, ekonomik ve sosyal bir çok sorunu da beraberinde getirmektedirler (4,5). KPR sonras prognozun tahmini için çok çeflitli çal flmalar yap lm flt r. Anoksi ve KPR süreleri, KPR un bafllang c ndaki kalp ritmi, Glaskow Koma Skoru, Serebral Performans Skoru gibi skorlama sistemleri ve fl k refleksi, vestibulookuler refleks, kornea refleksi, spontan solunumun bafllama, a r ya reaksiyon ve koma süreleri gibi nörolojik bulgular de erlendirilmifltir (1,5,6). Bilgisayarl beyin tomografisi, manyetik resonans görüntüleme, elektroensefalografi, uyar lm fl potansiyeller, pozitron emisyon tomografisi, beyin sintigrafisi gibi görüntüleme ve tan yöntemleri çal fl lm flt r (5). Kan ve beyin omurilik s v s nda glukoz ve laktat konsantrasyonlar n n prognostik de eri araflt r lm flt r (5,6). Son y llarda astroglial serum s-1 B proteininin KPR sonras beyin hasar n n öngörüsünde yüksek duyarl l k ve özgüllü e sahip oldu u konusunda çal flmalar vard r (4,7,8). Kardiyopulmoner arrest (KPA) ve KPR s ras nda dolafl m n olmad veya yeterli perfüzyonun sa lanamad dönemde geliflen hipoksi ve iskemiyi, baflar l KPR ile spontan dolafl m sa land ktan sonra ortaya ç kan reperfüzyon iskemisi takip eder, sonuçta inflamatuar bir reaksiyon geliflir (9). KPA ve KPR bir organizman n u rayabilece i çok fliddetli streslerden biridir ve organizmada bu strese karfl nöroendokrin bir yan t da geliflmektedir (1-15). Bu çal flmada; KPR uygulanan ve en az 48 saat yaflayan hastalarda, inflamatuar ve nöroendokrin yan t ile iliflkili olarak oluflan, hemen her hastanede çal fl labilen ucuz, h zl ve güvenilir laboratuvar testleri olan C-Reaktif Protein (CRP) ile kortizol düzeylerinin prognozun tahmininde bir de erinin olup olmad n n araflt r lmas ve ayr ca anoksi süresinin prognozla iliflkisinin de erlendirilmesi amaçlanm flt r. YÖNTEM Bu çal flma Etik Kurul onay al nd ktan sonra, Ondokuz May s Üniversitesi T p Fakültesi Acil T p Anabilim Dal eriflkin acil servisinde yap lm flt r. Çal flma, May s 1- Eylül 2 tarihleri aras nda acil servise KPA halinde gelen veya acil serviste KPA geliflerek resüsitasyon uygulanan 4 eriflkin hasta ile kontrol grubu olarak 3 akut koroner sendromlu (AKS) hasta olmak üzere toplam 7 hastay içermektedir. Bu hastalar üç grupta çal fl ld. e, KPA in nedeni olarak AKS veya ani kardiyak ölüm tan s (AKÖ) konulan 26 hasta al nd. AKS ve AKÖ tan s koymada hastalar n arrest öncesi anamnezi, arrestin olufl flekli, elektrokardiyografi ve ekokardiyografi bulgular, kardiyak enzimler, kardiyoloji Tablo-1: Gruplar n demografik özellikleri, prognoz ve anoksi süresi Grup 3 P n=26 n=14 n=3 Yafl (y l) (ortalama ± SS) 57,96 ± 2,38 44,57 ± 5,42 59,73 ± 1,64 *<.5 Cins (n) (%) Erkek 21(%8.77) 9 (%64.29) 23 (%76,66) >.5 Kad n 5 (%19.23) 5 (%35,71) 7 (%23,27) >.5 Prognoz (n) (%) 12 (%46,16) 8 (%57,15) 3 (%1) >.5 14 (%53,84) 6 (%42,85) - >.5 Anoksi süresi (dakika ± SS) 11,27 ± 2,1 16,27 ± 2,9 - >.5 Anoksi süresi (dakika ± SS) 5.33 ±.89 12.22 ± 2.84 - *<.1 16.36 ± 3.1 24.4 ± 4.83 - *<.5 8

KARD YOPULMONER RESÜS TASYONDA C-REAKT F PROTE N VE KORT ZOL 14 CRP 1 CRP 2 CRP 1 CRP 2 CRP 3 1 1 8 6 4 115,5 75,6 5,6 117 112 CRP 3 29,65 22,1 24,35 9,67 Grup 3 mg/l 15 1 5 56,45 77,65 6,62 114,5 152 5,17 21,11 16 16 9,25 163 149,5 fiekil 1: CRP düzeylerinin gruplara göre da l m fiekil 2: CRP düzeylerinin prognoza göre da l m bölümünce uygulanan koroner anjiografi gibi klinik ve laboratuvar bulgular dikkate al nd. ye, KPA in nedeni olarak suda bo ulma (n=3), tip 2 solunum yetmezli i (n=2), kronik böbrek yetmezli i (KBY) nedeniyle geliflen hiperpotasemiye ba l atriyoventriküler (A-V) tam blok (n=4), akut üst solunum yolu obstrüksiyonu (n=1), ilaç intoksikasyonu (n=1), akut mezenter iskemi ve kalp yetmezli i (n=1), tansiyon pnömotoraks (n=1), kalp yetmezli i ve diabetik ayak (n=1) tan s konan ve KPR uygulanan 14 hasta al nd. Grup 3 e (kontrol grubu) AKS tan s alan fakat KPA geliflmeyen 3 hasta dahil edildi. Özgeçmiflinde karaci er hastal, serebrovasküler hastal k, kollajen doku hastal, malignite, düzenli nonsteroid antiinflamatuar ilaç ve steroid kullan m olan hastalar çal flma d fl b rak ld. Hastalar n prognozu KPR sonras ilk 14 gün içinde yaflayan ve ölen hastalar olarak belirlendi. Temel yaflam deste i, ileri kardiyak yaflam deste i ve resüsitasyon sonras bak m Uluslararas Resüsitasyon Kurulunun (ILCOR) y l uygulama k lavuzundaki bilgilere göre gerçeklefltirildi. ve 2 de KPR sonras en az 48 saat yaflayan hastalar çal flmaya dahil edildi. Bu hastalardan KPR sonras ilk - 4. saati içinde (CRP 1, kortizol 1), 24. saatte (CRP 2, kortizol 2) ve 48. saatte (CRP 3, kortizol 3), Grup 3 de acil servise kabul edilmelerinden sonra ilk saat içinde (CRP 1, kortizol 1), 24. saatte (CRP 2, kortizol 2) ve 48. saatte (CRP 3, kortizol 3), intravenöz yolla kan al nd, a zlar parafinle kapat larak -7 C derin dondurucuda sakland. Serum C-Reaktif Protein Düzeyi analizi, BN sistem kullanarak immunonephelometrik olarak N High Sensitivity CRP ölçüldü (Dade Behring). Ölçüm aral (ranj ) ise,175 mg/l ile 11 mg/l idi. Serum kortizol düzeyi, MMUL TE analizer kullan larak kompetetif immunoassay olarak kantitatif ölçüldü. Ölçüm aral 1-5 Ìg/dl idi. Anoksi süresi olarak, hastalarda kollaps n oluflmas ndan KPR un bafllamas na kadar geçen süre al nd. Hasta yafllar n n karfl laflt rmalarda Post Hoc Tukey HSD testi, anoksi sürelerini karfl laflt rmada ndependent Samples T-testi kullan ld. CRP 1, CRP 2, CRP 3, kortizol 1, kortizol 2, kortizol 3 de erlerinin gruplar aras karfl laflt rmalar nda, Benforroni düzeltmeli Mann-Whitney U testi kullan ld. CRP 1, CRP 2, CRP 3, kortizol 1, kortizol 2, kortizol 3 de erlerinin prognoza göre karfl laflt r lmas nda Kruskal- Wallis Varyans analizini takiben Mann-Whitney U testi kullan ld. Tekrarlayan ölçümlerde Friedman varyans analizi takiben, Benforroni düzeltmeli Wilcoxon Signed Ranks testi uyguland. Üçlü karfl laflt rmal Benforroni düzeltmeli testlerde p<.16 anlaml kabul edildi. BULGULAR : deki hastalar n yafl ortalamalar grup 1 ve grup 3 den istatistiksel olarak anlaml farkl bulundu (p<.5), (Tablo I). de 26 hastan n 14 ü (%53,84) KPR sonras ilk 2-14 gün içinde öldü. Ölüm nedeni, 4 hastada tekrarlayan aritmiler ve kardiyojenik flok, 1 hastada hipoksik iskemik ensefalopati ve multiorgan yetmezli i olarak belirlendi. Kalan 12 hasta ise taburcu oldu. de 14 hastan n 6 s (%42,85) KPR sonras ilk 14 gün içinde öldü (Tablo I ). Ayr ca, suda bo ulma nedeniyle KPR uygulanan bir hasta 17. günde ölürken, di eri 99. günde öldü. 6 hasta ise haliyle taburcu oldu. CRP seviyeleri gruplar aras nda karfl laflt r ld nda: CRP 1 düzeylerinde grup 1 ve grup 2 aras nda istatistiksel anlaml fark vard (p<.16). CRP 2 ve CRP 3 düzeyleri karfl laflt r ld nda, hem grup 1 hem de grup 2 ile kontrol grubu olan grup 3 aras nda istatistiksel belirgin anlaml fark mevcuttu (p<.1) (fiekil 1). Grup1 ve grup 2 de ki yaflayan ve ölen hastalardaki CRP de erleri her grup kendi içinde karfl laflt r ld nda CRP 1 ve CRP 2 de erleri her iki grupta ölenlerde yaflayanlardan yüksek olmas na ra men aras nda istatistiksel anlaml bir fark yoktu (p>.5), Ancak CRP 3 de erleri için grup 1 de yaflayan ve ölen hastalar aras nda istatistiksel anlaml fark bulundu (p<.5), (fiekil 2). Gruplar aras ölenler ve yaflayanlar karfl laflt r ld nda CRP 1 de eri grup 2 de yaflayan hastalarda grup 1 de yaflayan hastalara göre belirgin bir yükseklik göstermesine ra men, aralar nda istatistiksel anlaml bir fark yoktu (p>.5), ancak ölen hastalarda grup 1 ile grup 2 aras nda istatistiksel anlaml fark bulundu (p<.5), (fiekil 2). CRP de erlerinin KPR sonras ilk 48 saat içindeki de iflimi grup 1 de CRP 1 den CRP 2 ye, CRP 1 den CRP 3 e ve CRP 2 den CRP 3 e de iflim istatistiksel olarak anlaml bulundu (s ras yla p<.1, p<.1 ve p<.16). Grup 2 de CRP 1 den CRP 2 ye de iflim istatistiksel anlaml bulundu. (p<.16). Grup 3 de CRP 1 den CRP 2 ye, CRP 1 den CRP 3 e de iflim istatistiksel olarak anlaml bulundu 9

B LD K ve ARK. (p<.1). Kortizol 1, kortizol 2 ve kortizol 3 de erleri grup 1 ile grup 2 aras nda karfl laflt r ld nda istatistiksel anlaml fark yoktu (p>.16). Ancak grup 1 ve grup 2 nin, grup 3 (kontrol grubu) ile karfl laflt r lmas nda kortizol 1, kortizol 2 ve kortizol 3 de erleri aras nda istatistiksel olarak kuvvetli anlaml fark bulundu (p<.1), (fiekil 3). Prognoza göre grup içi yap lan de erlendirmede, grup 1 de yaflayan ve ölen hastalar aras nda kortizol 1 de erleri anlaml de ildi (p>.5), ancak kortizol 2 ve kortizol 3 düzeyleri aras nda anlaml l k gösteriyordu (s ras yla p<.1 ve p<.1). de yaflayan ve ölen hastalarda kortizol 1 ve kortizol 2 düzeyleri aras nda anlaml fark bulundu (p<.1), (fiekil 4). Gruplar aras de erlendirmede kortizol 1, kortizol 2 ve kortizol 3 düzeyleri karfl laflt r ld nda sadece grup 1 de yaflayan ile grup 2 deki yaflayanlar aras nda kortizol 1 seviyelerinde istatistiksel anlaml bulundu (p<.5), (fiekil 4). Kortizol düzeylerinin 48 saat içindeki de iflimleri karfl laflt r ld nda her üç grupta da kortizol 1 den kortizol 3 de erlerine de iflimde istatistiksel anlaml azalma vard (s ras yla p<.1, p<.16 ve p<.1). Prognoza göre bak ld nda ise bu azalman n yaflayan hastalarda oldu u, fakat ölen hastalarda belirgin bir azalman n olmad görüldü. ve grup 2 de yaflayan hastalarda kortizol 1 den kortizol 3 e de iflimde istatistiksel anlaml bir azalma görüldü (p<.1ve p<.16). hastalarda her iki grupta da kortizol de iflimleri aç s ndan istatistiksel anlaml fark bulunmad (p>.16). Anoksi süreleri gruplar aras nda karfl laflt r ld nda grup 1 ile grup 2 aras nda istatistiksel olarak anlaml bir fark yoktu (p>.5). Anoksi süresi hem grup 1 de hem de grup 2 de ölen hastalarda yaflayanlara göre istatistiksel olarak anlaml fark bulundu (p<.1, p<.5) (Tablo I). hastalarda yaflayanlara göre anoksi süresi daha uzundu. TARTIfiMA KPA ve KPR s ras nda öncelikli olarak beyinde olmak üzere tüm dokularda hipoksi ve iskemi geliflir. Baflar l resüsitasyonla spontan dolafl m sa land ktan sonra, reperfüzyon iskemisi oluflur (16). KPR sonras oluflan bu akut global iskemi ve sistemik inflamatuar yan t postresüsitasyon sendromu olarak adland r l r. nflamasyon ve hipoksi s kl kla birbirleriyle iliflkilidir, fakat aralar ndaki bu iliflki yeteri kadar anlafl lamam flt r. nflamatuar reaksiyonlar n devam süresi akut faz proteinlerinin (AFP) karaci erde sentezini ve dolafl mdaki seviyelerini de ifltirir. n vitro çal flmalarda hipoksinin, AFP i genlerini uyard ve sitokinlerin AFP lerinin yap m na neden oldu u gösterilmifltir (9). Opert ve ark lar n n yapt klar çal flmada, tek bafl na doku hipoksinin in vivo olarak AFP lerinin üretiminde güçlü bir uyaran olamayaca n ileri sürmüfllerdir. Bunu 6 saat süresince dekompresyon odas nda hipobarik hipoksi (46 torr / 6 saat) uygulanan sa l kl gönüllülerde AFP lerinin artmamas ve 435 metre yükseklikteki bir da da 4 gün kalan da c larda AFP lerinin normal bulunmas ile aç klam fllard r (9). Ancak bu her iki gözlemde de hipoksi beraberinde iskemik de ifliklikler ve inflamasyon geliflmemifltir. AKÖ geliflen hastalar n yaklafl k %75 inde bir veya daha fazla koroner damar ilgilendiren ateroskleroz ve yar s nda da akut miyokard infarktüsü (AM ) varl saptanm flt r (17,18). Son zamanlarda dikkatler aterogenesis ve akut iskemik hastal klar n inflamatuar komponentlerine yönelmifltir. Aterosklerotik plak rüptür alan ndaki lokalize edilmifl inflamatuar reaksiyonlar n varl, araflt rmac lar AKS da inflamatuar cevaba ait sistemik bulgular n varl n n araflt r lmas na yönlendirmifltir (19,). Yap lan bir çal flmada koroner arter hastal ndan flüphelenilerek koroner anjiografi uygulanan 343 hasta iki y l takip edilmifl, CRP ile miyokard infarktüsü ve ani ölüm riski aras nda bir iliflki bulunmufltur (21). Physician s Health Study isimli çal flmada, yafllar 4-84 olan, sa l kl görünen 271 erkek doktor 17 y l takip edilmifl ve AKÖ görülen 97 vakada, AKÖ riski ile yüksek CRP düzeyleri aras nda anlaml bir iliflki saptanm flt r (18). Kararl ve karars z anjinal hastalar n karfl laflt r ld bir çal flmada, karars z anjinal hastalarda CRP düzeylerinin daha yüksek oldu u saptanm flt r (22). Baflka bir çal flmada, AM lü 729 hastada mortalite ile CRP aras ndaki iliflki araflt r ld nda, ölen 118 hastan n serum CRP seviyelerindeki art fl ile mortalite aras nda pozitif iliflki saptanm flt r (23). Erren ve ark lar plazmada CRP, SAA, IL-6, TGF-, neopterin, ve prokalsitonin seviyelerindeki art fl n ileri aterosklerozun inflamatuar bulgular oldu unu ve hastal n boyutu ile korelasyon gösterdi ini, fakat bunlar n risk faktörleri olmas d fl nda ay r c tan y sa lamayaca n belirtmifltir (24). Yap lan çok çeflitli çal flmalarda gösterildi i gibi AKS un temelinde yatan aterosklerozun inflamatuar bir süreç olmas, AFP lerinin bu hastalarda akut atak öncesi de yüksek olmas na neden olmaktad r. Çal flmam zda CRP 1 de erleri tüm gruplarda normal düzeyin (<3 mg/l) üstünde bulundu. CRP 1 düzeylerinde grup 1 ile grup 2 aras ndaki istatistiksel anlaml farkl l k mevcuttu. deki hastalar homojen olmayan bir gruptu ve 4 hastada KBY i mevcuttu. Bu hastalar KPA öncesi düzenli hemodializ program nda olan hastalard ve KPR sonras da hemodialize al nd lar. Kouloridis ve ark lar, 53 hastada yapt klar bir çal flmada CRP seviyelerinin hemodializ sonras anlaml derecede artt n göstermifllerdir (25). 23 hastal k bir çal flmada, hemodializ öncesi dönemde de kronik dializ hastalar nda CRP düzeylerinin yüksek oldu u gösterilmifl ve dializ hastalar nda sürekli bir inflamasyon varl belirtilmifltir (26). Oppert ve ark lar n n çal flmalar nda, KPA sonras ilk günlerde hastalarda AFP kan seviyelerinde düzenli bir de ifliklik meydana geldi i gösterilmifl ve bu cevab n daha çok arrest ve dolafl m n yeniden sa lanmas ile iliflkili oldu u öne sürülmüfltür. Bunun kan t olarak da 24. saatte al nan kan örneklerinde CRP düzeylerinde ciddi bir art fl olmas n, de iflik klinik süreçlere ra men AFP lerindeki de iflikliklerin bütün hastalarda benzer hareket izlemesini ve CRP düzeylerindeki de iflikliklerin büyüklü ünün klinik durumdan ba ms z olmas n göstermifllerdir (9). Çal flmam zda, CRP 2 ve CRP 3 de erleri karfl laflt r ld nda hem grup 1, hem de grup 2 ile grup 3 aras nda kuvvetli derecede anlaml farkl l k görülüyordu. KPR uygulanmayan AKS lu hastalar n oluflturdu u grup 3 te de CRP 2 ve 3 düzeylerinde art fl gözlenmifl, fakat bu art fl de erleri grup 1 ve grup 2 nin oldukça alt nda kalm flt r. AM sonras ilk 48 saat içindeki CRP nin miyokardiyal nekrozu yans tt n, düflük dereceli inflamasyonu yans tmad ileri sürülmüfltür (27). Akut ön duvar miyokard infarktüslü hastalarda yap lan bir çal flmada, CRP düzeyinin 3. gün maksimum seviyeye ulaflt saptanm flt r (28). Ancak, grup 1

KARD YOPULMONER RESÜS TASYONDA C-REAKT F PROTE N VE KORT ZOL 3 de CRP 2 ve CRP 3 de erlerinin hem grup 1 hem de grup 2 den anlaml düflük olmas n n nedeni grup 3 de AKS lu hastalarda sadece miyokardiyal iskemi ve nekroz varl söz konusu iken, KPR uygulanan hastalarda global bir iskeminin gerçekleflmifl olmas diye düflünmekteyiz. Hastalar n prognozlar na göre CRP de erlerine bakt m zda, hem grup 1 de hem de grup 2 de ölen hastalardaki CRP 2 ve CRP 3 de erleri yaflayan hastalardan belirgin olarak yüksekti. Ancak, sadece grup 1 de ölen hastalarda yaflayanlara göre CRP 3 de erinde istatistiksel anlaml bir yükseklik bulundu. Bu durum bize grup 1 de ölen hastalarda yaflayanlara göre daha yo un bir iskemi, nekroz ve inflamasyon varl n ve devam etti ini düflündürmektedir. Fakat grup 2 de bu anlaml fark n bulunmamas, bu grupta ölen hastalarda oldu u gibi, yaflayan hastalarda da KPR öncesi CRP seviyelerini etkileyen önemli faktörlerin varl n düflündürmektedir. Oppert ve ark lar, CRP de iflikliklerinin tüm hastalarda nedene ve sonuca göre farkl l k gösterdi ini belirtmifllerdir. AFP nin özellikle çok k sa anoksi süreli, herhangi bir komplikasyonu olmayan veya çok iyi prognoza sahip hastalarda bile artm fl oldu unu saptam fllar, ancak AFP seviyelerindeki art fl aral n n önemli ölçüde farkl oldu unu göstermifllerdir. De iflik nedenlere ba l KPA geliflen hastalarda, CRP de ki bu farkl l n n oluflmas nda bir koordinasyon bulunmad n ileri sürmüfllerdir (9). Çal flmam zdaki sonuçlarda bu görüflü desteklemektedir. de ölen bir hastada her üç CRP de erlerinde bir yükselme görülmezken, yaflayan ve taburcu edilen bir hastada CRP seviyelerinin s ras yla 3 mg/l, 16 mg/l ve 185 mg/l kadar yükseldi i gözlenmifltir. KPA ve KPR nun bir organizman n u rayabilece i en ciddi stres flekli oldu u kabul edilmektedir (1). Stres vücutta bir çok hormonun sal nmas na neden olmaktad r. Bu sal nman n büyüklü ü ise, stresin fliddeti ile iliflkilidir (1-12). Sepsis, kardiyojenik flok, miyokard infarktüsü ve hipovolemik flokta kan kortizol seviyelerinde anlaml art fl oldu u gösterilmifltir (13). KPR uygulanan 2 hasta üzerinde yap lan bir çal flmada, spontan dolafl m dönen 44 hastan n ortalama kortizol seviyelerinde birinci saatten alt nc saate kadar anlaml bir artma, 6. saatten 24. saate do ru anlaml bir azalma oldu u saptanm flt r (15). Çal flmam zda kortizol 1 düzeylerinin her üç grupta da normalden yüksek oldu u görüldü. Her üç grupta da kortizol 1 den kortizol 3 seviyesine azalma istatistiksel anlaml l k göstermekteydi. Bu KPR s ras nda ve hemen sonra, AKS un ilk saatlerinde oluflan stresin fazla oldu unu ve hastalar n stabilize olduktan sonra azalmaya bafllad n düflündürtmektedir. Ancak her üç kortizol seviyelerinde ki bu yükseklik, KPR uygulanan gruplarla, kontrol grubu aras nda istatistiksel anlaml farkl l k göstermekteydi. Bu ise KPR un çok daha fliddetli bir stres oluflturdu unun göstergesidir. KPR uygulanan 34 hasta üzerinde yap lan bir çal flmada, KPR na ilk 3 dakikada yan t vermeyen hastalar n adrenokortikotropik hormon (ACTH) ve kortizol düzeylerinin, baflar l resüsite edilen hastalardan daha düflük oldu u gösterilmifltir (1). Baflka bir çal flmada, 161 hastada KPR baflar s z olmufl veya uygulanmam fl ve bunlarda postmortem kortizol seviyelerinin normalden düflük veya ayn seviyede oldu u görülmüfltür. Bunun nedeninin, gecikmifl veya uzam fl KPR un hipotalamo-hipofizer-adrenal aksta oluflturdu u iskemiye ba l olabilece ini ileri sürmüfllerdir (15). Lindner ve ark lar yapt klar bir çal flmada KPA ve KPR s ras nda ACTH ve arginin vazopressin aras nda bir korelasyon oldu unu, ancak kortizol ile bu korelasyonun olmad n saptam fllard r. D flardan verilen adrenalinin KPR s ras nda ACTH art rd n, fakat ACTH art fl na ra men yeterince kortizol art fl saptayamamalar n ise KPR s ras nda adrenal korteks fonksiyonlar ndaki yetersizli e ba lam fllard r (11). AM li hastalarda ilk 6 saatte al nan kan kortizol düzeyinin yüksek oldu u (ortalama 34,79 Ìg/dl) ve üç gün içinde gittikçe azald gösterilmifltir (29). Çal flmam zda grup 3 deki hastalarda bu seviyede bir kortizol art fl gerçekleflmemifltir. Bunun nedeni, çal flman n, AM kadar genifl miyokardiyal iskemi ve nekroz geliflmeyen karars z anjinal hastalar da içermesi ve hastalar n stabil bir duruma daha erken dönemde gelmifl olmas olabilir. Yo un bak mda yatan, 24 saatten fazla vasopressor tedavi alan, septik floklu hastalarda, yüksek bazal kortizol düzeyleri ve kortikotropin uyar m na düflük yan t n, kötü prognozun bir prediktörü oldu u ileri sürülmüfltür (3). Bir baflka çal flmada, sepsisli hastalarda <25 Ìg/dl kortizol düzeyleri ile > 45 Ìg/dl kortizol düzeylerinin yüksek mortaliteye sahip oldu u gösterilmifltir (31). Bain ve ark lar AM de infarkt alan n n hacmi ile kortizol cevab n n fliddeti aras nda iliflki oldu unu, çok yüksek kortizol seviyelerinin kötü prognozun belirtisi olabilece ini iddia etmifllerdir (32). ve grup 2 de yaflayan hastalarda kortizol 1 de erinden kortizol 3 de erine istatistiksel anlaml bir azalma söz konusu iken, ölen hastalarda kortizol seviyeleri yüksek düzeylerde kalm fl ve anlaml bir azalma görülmemifltir. Bu sonuç bize prognozu iyi olan hastalarda stresin gittikçe azald n, ancak ölen hastalarda prognozu etkileyen streslerin devam etti ini, adrenal yetersizli inin henüz geliflmedi ini göstermektedir. Kortizol seviyelerinin yükselmesi ve yüksek kalmas, ventilatörle iliflkili pnömoni, sepsis, a r, AM nin tekrarlayan ataklar, kardiyojenik flok, iskemi ve nekrozun büyüklü ü gibi prognozdan sorumlu olabilecek streslere ba l olabilir. KPR uygulanan 66 hastada yap lan bir çal flmada, uzam fl anoksi sürelerinin kötü prognoz için yüksek bir risk tafl d gösterilmifltir. Bu çal flmada, hastalar n ortalama anoksi sürelerini iyi prognozu olanlarda 13 dakika ve kötü prognozu olan hastalarda ise 23 dakika olarak bulunmufltur. Anoksi süresinin?5 dakika olmas n n kötü prognozda %75 pozitif, %8 negatif ve? dakika olmas n n %91 pozitif, %52 negatif prediktif de eri oldu u gösterilmifltir (8). Baflka bir çal flmada, iyi nörolojik sonuçlar olan hastalarda anoksi süresi ortalama 4.1 dakika, kötü sonuçlar olan hastalarda 8, dakika bulunmufltur (6). Çal flmam zda her iki grupta da anoksi süreleri ölen hastalarda, yaflayan hastalardan istatistiksel anlaml olarak daha uzun bulunmufltur. Kardiyak nedenlerle ölenler ile serebral nedenlerle ölenler aras nda anoksi sürelerinde anlaml farkl l k gösteren (7.5 dakika ve 11.6 dakika) çal flma vard r (6). Çal flmam zda grup 2 deki hastalar n anoksi süresinin grup 1 den daha uzun oldu u görüldü. Bunun nedeni, grup 2 deki hastalar n bir k sm nda suda bo ulma, yabanc cisim obstruksiyonu, tip II solunum yetmezli i, ilaç intoksikasyonu gibi KPA in birincil nedeninin solunum durmas olan hastalar n bulunmas diye düflünmekteyiz Bu sonuçlar anoksi sürelerinin KPA de prognozun 11

B LD K ve ARK. 6 5 4 49,25 42,5 36,9 Kortizol 1 Kortizol 2 Kortizol 3 6 5 4 49,25 3,85 18,45 49,1 5 42,16 33,4 24 24 Kortizol 1 Kortizol 2 Kortizol 3 5 5 3 32,35 31,6 26,9 3 16,15 14,6 3,5 1 1 Grup 3 fiekil 3: Kortizol düzeylerinin gruplara göre da l m fiekil 4: Kortizol düzeylerinin prognoza göre da l m öngörüsünde kullan labilece ini düflündürse de, ne yaz k ki bu sürenin uzunlu u ve beyin hasar n n ciddiyeti genellikle bilinemez (5). Hastane d fl KPA geliflen hastalarda, bu süre hasta yak nlar n n, temel ve ileri yaflam deste i uygulayan ambulans ekibinin verdikleri bilgiye veya kay tlara dayanmaktad r ki, bu genellikle sa l kl ve güvenilir de ildir. Bunu farkl çal flmalarda farkl anoksi sürelerinin bulunmas ile aç klayabiliriz. SONUÇ KPR sonras vücutta bir akut faz yan t oluflmaktad r. Bu yan tta oluflan CRP düzeyleri KPR uygulanan hastalarda uygulanmayan hastalara oranla anlaml derecede yüksektir. Ancak, KPA in altta yatan nedenleri, geliflebilen komplikasyonlar n varl veya tipi, uygulanan tedavi yöntemleri CRP düzeylerini etkileyebilecektir. Serum kortizol düzeyleri ve seyri, KPR nedeniyle yo un bak m servislerinde izlenen hastalarda prognozun bir göstergesi olabilir. KPR sonras ilk saatlerdeki kortizol düzeylerinde beklenen art fl n görülmemesi veya düflmesi adrenal yetmezlik geliflti i ve prognozun kötü olaca, daha sonraki dönemlerde yüksek seyretmesi veya anlaml bir düflüfl göstermemesi ise geliflebilecek komplikasyonlar ve kötü prognoz hakk nda bilgi verebilir. Global beyin iskemisinin süresi ve ciddiyeti beyin hasar n n derecesini ve sonucunu tayin edecektir. Anoksi süresi, ölen hastalarda yaflayan hastalara göre anlaml derecede yüksek bulunmufltur. Fakat ne yaz k ki bu süre genellikle tam ve objektif olarak saptanamamaktad r. Bu nedenle, anoksi süresini kesin olarak tespit etmek için daha güvenilir monitorizasyon sistemlerine ihtiyaç vard r. KAYNAKLAR 1- Nolan J, Baskett P, Gabbott D et al. Advanced Life Support Course. Fourth edition, London, Resuscitation Council (UK) and Europan Resuscitation Council, :1-138. 2- Manning JE, Katz LM. Cardiopulmonary and cerebral resuscitation. Crit Care Clin ;16: 659-679. 3- Weisfeldt MI, Becker LB. Resuscitation after cardiac arrest A 3-phase timesensitive model. JAMA 2;288:335-338. 4- Böttiger BW, Möbes S, Glatzer R, et al. Astroglial protein S-1 is an early and sensitive marker of hypoxic brain damage and outcome after cardiac arrest. Circulation 1;13:2694-2698. 5- Longstreth WT. Neurological complications of cardiac arrest, In: Aminoff M.J.(eds) Neurology and General Medicine, 3rd ed, New York; Churchill Livingstone, 1:159-185. 6- Berek K, Lechleitner P, Luef G, et al. Early determination of neurological outcome after prehospital cardiopulmonary resuscitation. Stroke 1995;26:543-549. 7- Martens P, Raabe A, Johnsson P. Serum S-1 and neuron-specific enolase for prediction of regaining consciousness after global cerebral ischemia. Stroke 1998;29:2363-2366. 8- Rosen H, Sunnerhagen KS, Herlitz J, et al. Serum levels of the brain-derived proteins S-1 and NSE predict long-term outcome after cardiac arrest. Resuscitation 1;49:183-191. 9- Oppert M, Gleiter CH, Müller C, et al. Kinetics and characteristics of an acute phase response following cardiac arrest. Intensive Care Med 1999;25:1386-1394. 1- Lindner KH, Strohmeger HU, Ensinger H, et al. Stress hormone response during and after cardiopulmonary resuscitation. Anesthesiolgy 1992;77:662-668. 11- Lindner KH, Haak T, Keller A, et al. Release of endogenous vasopressors during and after cardiopulmonary resuscitation. Heart 1996;75:145-15. 12- Foley PJ, Tacker WA, Wortsman J, et al. Plasma catecholamine and serum cortisol responses to experimental cardiac arrest in dogs. Am J Physiol 1987;253:283-289. 13- Smithline H, Rivers E, Appleton T, et al. Corticosteroid supplementation during cardiac arrest in rats. Resuscitation 1993;25:257-264. 14- Kornberger E, Prengel AW, Krismer A, et al. Vasopressin-mediated adrenocorticotropin release increases plasma cortisol concentrations during cardiopulmonary resuscitation. Crit Care Med ;28:3517-3521. 15- Schultz CH, Rivers EP, Feldkamp CS, et al. A characterization of hypotalamicpituitary-adrenal axis function during and after human cardiac arrest. Crit Care Med 1993;23:1339-1347. 16- Krause GS, White BC, Cerebral resuscitation. In: Tintinalli J.E (eds) Emergency Medicine a Comprehensive Study Guide. 5th ed, New York, McGraw-Hill Com. :118-121. 17- Bulton E, Disturbance of cardiac rhythm and conduction. In: Tintinalli JE. (eds) Emergency Medicine a Comprehensive Study Guide. 5th ed, New York, McGraw-Hill Com. :169-214. 18- Albert CM, Ma J. Rifai N, et al. Prospective study of C-reactive protein, and plasma lipid levels as predictors of sudden cardiac death. Circulation 2;15:2595-2599. 19- Mulvihill NT, Foley JB. nflammation in acute coranary syndromes. Heart. 2;87:1-4. - Andreotti F, Porto I, Crea F et al. Inflammatory gene polimorphism and ischaemic heart disease: review of population association studies. Heart 2;87:17-112. 21- Thompson SG, Kienast J. Pyke SD, et al. Hemostatic factors and the risk of myocardial infarction or sudden death in patient with angina pectoris. New Eng J Med 1995;332:635-641. 22- Hoffmeister HM, Ehlers R, Büttcher E, et al. Comparison of C-reactive protein and terminal complement complex in patients with unstable angina pectoris versus stable anjina pectoris. Am J Cardiol 2;89:99-912. 23- Nikfardjam M, Müllner M, Schreiber W, et al. The association between C- reactive protein on admission and mortality in patients with acute myocardial infarction. J ntern Med ;247:341-345. 24- Erren M, Reinecke H, Junker R, et al. Systemic inflammatory parameters in patients with atherosclerosis of coroner and peripheral arteries. Atherosclerosis, Trombosis and Vascular Biology 1999;19:2355-2363. 25- Koulouridis E, Tzilianos M, Katsarou A, et al. Homocysteine and C-reactive protein levels in haemodialysis patients. Int Urol Nephrol 1;33:7-215. 26- Ortega O, Rodriguez I, Gallar P, et al. Significance of high C-reactice proteins levels in pre-dialysis patients. Nephrol Dial Transplant 2;17:115-119. 27- Bickel C, Rupprecht HJ, Blankenberg S, et al. Relation of markers of inflammation (C- reactive protein, fibrinojen, von willebrand factor, and leukoyte count) mortality in patients with anjiographically proven coronary artery disease. Am J Cardiol 2;89:91-98. 28- Morishima I, Sone T, Tsuboi H, et al. Plasma C-reactive protein predicts left ventricular remodeling and function after a first acute anterior wall myocardial infarction treated with coroner angioplasty: comparison with brain naturetic peptide. Clin Cardiol. 2;25:112-116. 29- Donalt RA, Crozier IG, Foy SG, et al. Plazma corticotrophin releasing hormone, vazopressin, ACTH and cortisol responses to acute myocardial infarction. Clin Endocrinol 1994;4:499-54. 3- Bollaert PE, Fieux F, Charpenter C, et al. Baseline cortisol levels, cortisol response to corticotropin, and prognosis in late septic shock. Shock 3;19:13-15. 31- Marik PE, Zaloga GP. Adrenal insufficiency in critically ill a new look at an old problem. Chest 2;1784-1796. 32- Bain RJ, Fox JP, Jagger J, et al. Serum cortisol levels predict infarct size and patient mortality. Int J Cardiol 1992;37:145-15. 12