Diaspora da Kıbrıs Türk Tarihinin Mihenk Tasları Güç, Görünürlük ve Kimlik



Benzer belgeler
DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DERS PROFİLİ. Rus Dış Politikası POLS 439 Güz Mehmet Turan Çağlar

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

İngilizce İletişim Becerileri II (ENG 102) Ders Detayları

Akran Koçluğu Koçluk Becerileri

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

Güncel Ekonomik Yorum

MEHMET ÇEKİÇ ORTAOKULU

Fizik ve Ölçme. Fizik deneysel gözlemler ve nicel ölçümlere dayanır

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Cümlede Anlam İlişkileri

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Kıbrıs Sorunu PSIR

AMERĐKA DA YAŞAM BOYU. Prof. Dr. Erdal ZORBA

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

Brexit ten Kim Korkar?

Yaşam Boyu Sosyalleşme

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Taylan Özgür Demirkaya

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

ÖNEMLİ NOT: 2016 BÜTÇESİ HAZIRLAMA ÇALIŞMASI. NYC Nilgün Yetiş Koçluk ve Danışmanlık. Gözden Geçirme Tarihi:

İçindekiler Şekiller Listesi

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

ÇEVRE KORUMA KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK

KONUTTA YENİ FİKİRLER

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

SİLİVRİ 2014 SWOT ANALİZİ

Ara rma, Dokuz Eylül Üniversitesi Strateji Geli tirme Daire Ba kanl na ba

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

Giresun Üniversitesi Akademik Değerlendirme Ve Kalite Geliştirme Uygulama Yönergesi

TÜS AD Yönetim Kurulu Ba kanı Arzuhan Do an Yalçında ın Rotary Bölge Asamblesi Konu ması

KAR YER GÜNLER PROJES. Murat F DAN

YÖNETMELİK. Hacettepe Üniversitesinden: HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ KANSERDE İLERİ TEKNOLOJİLER UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Cumhuriyet Halk Partisi

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

TÜRKİYE SERMAYE PİYASALARINDA MERKEZİ KARŞI TARAF UYGULAMASI 13 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

Bütün hayvanlar eşittir, ama domuzlar daha

İTÜ İŞ VE İNSAN KAYNAKLARI MERKEZİ. (Kariyer Ofisi)

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

1. İLK ÇOCUKLUK DÖNEMİ 1.1.SOSYAL GELİŞİM 1.2.BİLİŞSEL GELİŞİM

İngilizce İletişim Becerileri I (ENG 101) Ders Detayları

Araştırma Notu 15/177

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

TMMOB EH R PLANCILARI ODASI TRABZON UBES III. DÖNEM ( ) ÇALI MA PROGRAMI

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 6

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

TASARIM KÜLTÜRÜ /02 10 TL

RİSK VE KRİZ YÖNETİMİ

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

OMURGA GAYRİMENKUL PORTFÖY YÖNETİMİ ANONİM ŞİRKETİ 2015 YILI ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU OMURGA GAYRIMENKUL PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

KAPSAMLI İÇERİK SADELEŞTİRİLMİŞ ARAMA MOTORU YENİLİKÇİ BİLGİ İŞLEME TEKNOLOJİSİ PRATİK GÖRÜNTÜLEME ARAÇLARI MOBİL ERİŞİM

MAT223 AYRIK MATEMATİK

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü

0 dan matematik. Bora Arslantürk. çalışma kitabı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Sayfa No: 1

AİLE DİNİ REHBERLİK BÜROSU

2006 Nüfus ve Konut Sayımı Kesin Sonuçları

Türk Dili II (TURK 102) Ders Detayları

DERS BİLGİLERİ. Ders Adı Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLAP TARİHİ I AİT Yok. Ön Koşul Dersleri.

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

ENDÜSTRİYEL METALLER (SPOT ve VADELİ İŞLEMLER)

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

Kurumsalla ma nedir? FUTBOLDA KURUMSAL YÖNET M VE DENET M. yıllardan sonra dahil olmu popüler bir terimdir. kavram, verebilirlik ve sorumluluk.

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

ZENTIVA YA BAKIŞ İÇİNDE NE OLDUĞU ÖNEMLİDİR

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

ïlk kongre kapanîrken : Avrupalî Türk gözü ile Avrupalî Türkler Altay Manço, IRFAM, Belçika

Sıva altı montaj için Symaro sensörleri yenilikçi ve enerji verimli

Uluslararası Pazarlama (LOJ 214) Ders Detayları

İstatiksel Analiz ve Enstrümantasyon (MFGE 312) Ders Detayları

2015 Ekim ENFLASYON RAKAMLARI 3 Kasım 2015

ARAŞTIRMA PROJESİ NEDİR, NASIL HAZIRLANIR, NASIL UYGULANIR? Prof. Dr. Mehmet AY

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Girişimcilik. Arzu GÖZEL. Ocak Aydın DSYB Kuşadası

İşletmelerde Pazarlama Faaliyetleri- I Copyright S.K.Mirze 1

Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,50% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya -0,10%

Kurumsal Sosyal Sorumluluk CSR

Sihirli Parmaklar Öğrencilerimizin; çizgi, renk, doku, kompozisyon, perspektif gibi bilgilerini geliştirerek resim sanatını sevdirmek

Atatürk Anadolu Lisesinde Tablet Bilgisayar Dağıtımı Yapıldı

Oyun Teorisi IENG 456 Karar Vermede Analitik Yaklaşımlar

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Transkript:

Diaspora da Kıbrıs Türk Tarihinin Mihenk Tasları Güç, Görünürlük ve Kimlik Özkimliklerini olu tururken, faaliyet ba lamları ne kadar yerel olursa olsun, bireyler sonuçları ve yarattıkları anlamlar bakımından küresel olan sosyal aglar geli tirir ya da onlara katkıda bulunurlar. (Giddens 1999:2) Bu makalede ngiltere ye yerle mi olan Kıbrıslı Türkler in diaspora tecrübelerini, hafıza ve tarih ili kisi ba lamında ele alacagım. Makalenin odak noktası, modern Kıbrıs tarihinde birbiriyle rekabet halindeki iki anlatım biçiminin nasıl üretildi idir. Bunların ilki, 1974 olaylarının Kıbrıs Türk diaspora cemaatinin kültürel ve siyasi örgütlerinin ileri gelenleri tarafından nasıl yorumlandı ıdır. kincisi ise, aynı olayların diasporanın sıradan üyelerinin hafızaları ve tercihlerinin etkisi ile nasıl yeniden aktarıldı ıdır. lk anlatım büyük oranda Kıbrıs Türk tarihi üzerinde resmi milliyetçili in bariz etkisi ile ekillenirken, ikinci anlatım toplumun sava la parçalanmı geçmi inden geriye kalan bireysel ve özerk algılarının izlerini ta ımaktadır. Bu iki farklı anlatım ekli arasındaki uyu mazlık, resmile tirilmi milli tarih ile geçmi in bireysel hafızada bıraktıgı izler ve yeniden de erlendirilmesi arasındaki gerginli e i aret eder. Diasporik gurupların milli tarihlerinin ne redilmesi ve yeniden ifade edilmesi kendine has özellikler tasır. Bu durum diasporada kimlik olu turma ve kalıcı kılma sürecinin ayrıksılı ından kaynaklanır. Diasporalar etno-dinsel kimlik vasıfları açısından tanımlanırlar ancak bu vasıflar topraga dayalı köken iddialarıyla genelde örtüsmez (Bah 1996; Lavie ve Swedenburg 1996; Van Hear 1998). Dahası, bir diasporanın anavatanından fiziki olarak ayrılması, kendine mesken seçtigi yeni toplumun parçası olarak kabul edilece i anlamına gelmez. Son olarak, hem göç veren hem göç alan ülkelerde, diasporadaki cemaatlerle anavatan arasındaki ba ların çogu kez sorunlu bir biçimde devam etti i kanısı hakimdir. Bu varsayılan ba lılı ın etkileri ba lama göre de i ir, ancak genelde hakim olan korku, diasporaların milli siyasete dolaylı katılımı ve beklenmedik etkileri ile ilgilidir.

Düzenli göç ve mülteci dalgalarına maruz kalan Batı ülkelerinde vurgulanan ba lıca husus, göçmen ve diaspora cemaatlerin asimilasyon ve entegrasyonu meselesi olagelmi tir (Pulis 1999; Castles ve Davidson 2000; Faist 2000). Bu nedenle, göçmen alımını sa layan ba lar ve mekanizmalar bu makalenin ele aldıgı konular arasındadır. Aykırı göçmen kimliklerinin kurulması statükoya tehdit olu turma e ilimdedir ve hatta yerle ik göçmen cemaatleri bile ev sahibi toplumlarda dönemsel kaygılara yol açabilmektedirler (Papastergiadis 1997). Öte yandan dı arıya göç veren ülkeler açısından göçmenler ve daha özelde diasporalar, belirli bir milli kimli in devamı ve asıl vatana sarsılmaz sadakatı temsil ederler. Bu bakı açılarının ikisinin de diaspora kimliklerin ve diaspora cemaatinin geçmi algısının kurulması ve sürekli kılınması ile ilgili karma ık sürece yalnızca bir yönüyle bakılmaktadır. Oysa diasporalar ancak çok yönlü ve çok kollu bir varolus seması içinde anlasılabilirler. Diaspora cemaatlerini di er göçmen guruplarından ayırmak amacıyla genelde iki ana özelligin altı çizilir: geri dönü ideali, farklı bir cemaatsel aitlik duygusuyla ba lılık. Bu yazımda benim iddiam, bu listeye farklı siyaset türlerinin ve tarihle aykırı hesaplasmaların da dahil edilmesinin gerektigi yolundadır. Cemaatsel aidiyet meselesine biraz yakından bir bakı, bunun yalnızca diaspora cemaatinin etrafına sınırlar çizmesinden ibaret olmadı ını ortaya çıkaracaktır. Diasporaların göç alan toplumla aralarındaki ili ki kadar, diaspora cemaatinin anavatanla ili kisi de diasporik kimliklerin ifade edilmesi üzerinde do rudan etkiye sahiptir. Örne in, diasporalar genellikle anavatanı temsil eden devlet tarafından verilen etno-dinsel kimliklerin gardiyanları olarak görüldükleri için, sürekli olarak ideolojik sorgulamaya kalırlar. Diaspora örgütlenmelerine uygulanan baskı aslında onların milli davaya destek olmalarını ve uluslararası arenada anavatan larının temsilcileri gibi davranmalarını sa lamak amacını güder (Demetriou 1999, 2000). Öte yandan, ev sahipligi yapan toplumun farklılıklara gösterdi i ho görünün sınırları, diaspora üyelerinin melez [hybrid] bir kimli i benimsemeyi mi yoksa gözlemlenebilir bir tecrit veya tümden bir asimilasyonu mu tercih edecekleri konusunda fikir edinmemizi sa lar. Bu ba lamda diasporada farklı kimliklerin kurulması ve idame ettirilmesi yalnızca bireyler arası iliskilere içkin de il, aynı zamanda çok katmanlı ve çok

aktörlü bir toplumsal süreçlerdir. Hem anavatanın diasporalar ile ilgili izledigi politika, hem de diasporaya ev sahipli i yapan toplumun siyasi cemaat üyeli ine dair dinamikleri çogunlukla diaspora aleyhine gerginliklere yol açmaktadır. Buna ek olarak, bazı diasporalar diaspora cemaatinin istisnai durumunu göz ardı eden katı ve güçlü kurumsal yapılara--ulusal kilise gibi sahiptirler ve tek yönlü bir sadakat konusunda tavizsiz davranırlar. Yine de sadakat ve kimlikle ile ilgili konularda son söz diasporada yasayan bireylere aittir. Hatta milliyetçiligin kıskacından kurtulmaları açısından, bu analiz daha da ileri götürülerek anavatanlarında kendilerine sunulmayan imkanların diasporada sunuldugu türünde iddialara da rastlanır (Sullivan 2001). Ancak diasporalar, geni bireysel tercih ve inisiyatifler kadar anavatan toplumu ve ev sahibi toplum tarafından üretilen baskılar, kısıtlamalar ve imkanlar gibi faktörlerin bile imi tarafından varlıkları tescil edilen, akı kan sosyal olusumlardır. Bu çalı ma, diasporik kimli in toplumsal tarih algısıyla iç içe geçmi bir parçası olan, diasporik aidiyetin bireysel yorumlanma ekilleri üzerinde yo unla maktadır. Diasporaları göçmen guruplarından ayıran temel unsur, nesilden nesile aktarılan guruba ba lılık hisleri ve toplumdan grup temelli farklılıkları mıdır? Bir göçmenin, özellikle ikinci nesilde göç ettigi ülke ile ba larını hemen hemen kesmesi çok da beklenmedik bir durum de ildir. Buna kar ın, bir diaspora toplumunun üçüncü ve sonraki nesilleri bile hiç topraklarında ya amadıkları halde, bu varsayılan anavatana ba lılık hissine sahiptir ve duydukları kadarıyla dahi olsa bu özel geçmi e sahip çıkma egilimi gösterebilirler. Böylesine belirgin mesafelerin zamanda ve uzamda bireyin hayat hikayesinin organik bir parçası haline gelmesi, diaspora toplumunun anavatan kavramı ile özel bir tür ili ki içerisinde olmasına dayanmaktadır. Diasporada geli en geçmi e ve güncel zamana iliskin kimlikler arasındaki yasanan bu arabuluculuk sürecinin do ası, üzerinde ya adıkları toprakların sahipli ini iddia eden tarihsel toplumların kimliginin in ası ve idame ettirilmesi sürecininkinden oldukça farklıdır. Diaspora toplumları kimlik açısından hem ya adıkları hem de geride bıraktıkları toplumda bir gri bölgede yer alırlar: ne tam içeride ne de tam dı arıdır durusları. Kaldı ki aidiyet kriteri olarak sınırlarla tanımlı bir bölgede ya ayan belli grupların akrabalık ba larını ve köken iddialarını sermaye haline

getirip kullanan milliyetçi projelerden kar sa lama amacı zaten güdemezler. Birkaç nesilden daha uzun ömürlü oldukları için diasporalar, eninde sonunda tekrar yuvaya dönecek yabancılar olarak da tanımlanamazlar. 1 Kim olduklarını, yani nereden geldiklerini ve nereye ait olduklarını anlamlandırmak için, diaspora cemaat mensupları bir yandan bireysel ve toplumsal ecerelerine dair güvenilir anlatımları muhafaza etmek için direnirken, öte yandan onları degisen zamanın kosullarına uyarlamak zorundadırlar. Diasporik varlı ın çıkmazı bu nedenden ötürü, cemaatin bireylerinin bilinçli ve istekli olarak kökenlerinin ait oldugu toplumun dı ında bir ortamda, çogunluk nüfustan tamamen farklı bir kimlikle ya ama- ve ölme- tercihleri olarak özetlenebilir. Diasporik kimli in in ası ve sürdürülmesi, farklılıkların ifadesi ve korunmasında bireysel inisiyatif kullanımını gerektirir. Cemaatsel ve ailesel beklentiler gibi faktörlerki her ikisi de güçlü bir cinsiyetçili in etkisi altındadır- her ne kadar bu özgün aidiyet duygusunun sürdürülmesinde belirgin bir rol oynasa da, diasporik kimliklerin sürekli kılınması olgusunu tamamen küçük gurup dinamiklerine ya da toplumsal baskıya ba lamak hatalı bir genelleme olur. Nitekim Kıbrıslı Türklerin durumu göstermektedir ki, bir diaspora cemaatinin üyelerinin tecrübeleri üzerinde belirleyici etkiye sahip daha ba ka ve belki de daha önemli de i kenler bulunmaktadır. Bu ba lamda çok önemli bir faktör, aynı zamanda bireyin güvenlik, aidiyet ve tanınma gibi ihtiyaçlarına cevap sunabilen bir kimli in üretilmesi becerisidir. Sonuç olarak, diasporik kimli in in ası, koruma ile oldu u kadar uyarlama ve de i imle de ilgili olan çift-yönlü [Janus-faced] bir süreç olarak irdelenmelidir (Cohen 1997; Sorkin ve Clogg 1999). Çok farklı bir çevrede ata topraklarıyla, geride bırakılan bir kültür ve tarihle güçlü duygusal ve entellektüel ba ların muhafaza edilmesi, belli bir toplumda dünyaya gelmenin veya önceden tasarlanmı bir kimli e sadık kalma baskısının çok ötesinde bir olgudur. Bu genel çerçeve dahilinde, ileriki sayfalarda bireyin benlik algısıyla ili ki içerisinde diasporik bir kimlik olu turma sürecinin temel özelliklerini irdeleyece im. Daha sonra, bu sürecin hem ev sahibi 1

toplumun hem de anavatan toplumunun diaspora cemaatiyle ili kilerini kapsayan, toplumsal ve siyasi dinamikleri üzerinde duraca ım. Makalemin son kısmında ise, bir yandan cemaatsel ve bireysel kimliklerin diasporada aidiyeti belirleme hususundaki ikili durumu, öbür yandan diasporik ve di er kimlik türleri arasındaki iliskilerde geçmi e dair algıların ve tarihin oynadı ı rol üzerinde duraca ım. Aidiyetin Ço ul Dayanakları: Diaspora Cemaatlerinde Toplumsal Benlik ve Bireysel Kimlik 1999 yılında, Lewisham yakınlarında bir mahalle kuaföründe iki Kıbrıslı Türk gençle yaptıgım mülakat, Kıbrıslılık konusunda gerceklestirdigim saha çalısmaları arasında hafızama en çok kazınmıs olanı diyebilirim. Gençlerden bir tanesi cep harçlı ını çıkarmak için burada çalı ıyordu. Di eri ise saçını yaptıran annesini bekliyordu. kisi de Londra da do mu, büyümü ve aynı okula gitmi lerdi. Türkçeleri biraz bozuktu ama ne dedikleri gayet iyi anla ılıyordu. Buna ra men benim stanbul Türkçem kar ısında Kıbrıs Türk iveleriyle konu maktan utandılar ve ilerleyen sohbette tamamen Ingilizceye dönerek rahatladılar. Benimle Türkçe konu mak istememelerini açıklarcasına, ikisi de kendilerini ngiliz oldu u kadar Kıbrıs Türk ü olarak hissettiklerini, ancak Kıbrıs a geri dönmeyeceklerini ve Londra da daha mutlu olduklarını söylediler. Buna ek olarak, Londra da anavatanlılar la (yani Türkiyeli Türkler) sorun ya adıklarını ima ettiler ve üzerine basa basa okulda beraber Türk dili ve kültürü dersi aldıkları Türk çocuklardan farklı olduklarını vurguladılar. Hemen arkasından, sırf ngiliz pasaportu alabilmek için Kıbrıslı Türk kadınlarla evlenip, amaçlarına ula tıktan sonra onları terk eden Türk erkekleri ile ilgili kötü tecrübelerinden bahsettiler. Kıbrıslı olmaktan gurur duyduklarını ancak asla o kara sakallı ve görgüsüz Anadolulular gibi olmayacaklarını söylediler. Bu çocuklar Kıbrıs ta hiç bulunmamı lardı ve 1974 sonrası dönemde Türkiye nin do usundan ve kırsal kesimlerinden adaya gelen, bundan dolayı adalı Kıbrıs Türkleri nin, gerici ve taraflı/maksatlı dindar bir kültürün temsilcileri olarak gördükleri yerle imcilerle hiç ili kileri olmamı tı. Bu ba lamda, adalıların tarihsel algılarından izlerin Anglo-Kıbrıslı olarak tanıtılan bu kimliklerde hemen ön plana çıkması oldukça

a ırtıcıydı. Daha da a ırtıcı olanı, genç bir insanın diasporadaki benlik algısını ifade ederken cemaatsel kimli e verdi i önemin derecesiydi. Ingiltere ortamında alt-orta sınıf mensubu, oniki ve onbe gibi hassas ya lardaki bu iki Kıbrıslı Türk genç için diasporik kimlikleri, kim oldukları ve ne olmak istedikleri konusunda alı ılageldik biçimde daha ergenlik döneminden itibaren dayatılan kagulardan çok daha öte bir eydi. Kendilerini tanıttıkları koordinatlar, bir diaspora cemaatine olan üyelikleri ve etraflarındaki toplumlarla- bu durumda ngiltere, Kıbrıs ve Türkiye- kar ılıklı mesafe ya da yakınlıkları açısından belirlenmi ti. Bu anlamda Kıbrıslılar, birbirinden farklı birkaç toplumdan gelen etkilerle aynı anda ba a çıkmak durumunda kaldıkları için sıradı ı bir grup te kil etmektedirler. Örne in, yine 1999 yazında mülakat yaptı ım orta ya lı bir Kıbrıslı Türk mimar, kendisine aydın bir Türk, bilinçli bir Kıbrıslı ve sadık bir ngiliz vatanda ı gibi üç unsuru bir arada barındıran bir melez kimlik kurmak için oldukça derinlere indi. Kendi bireysel tarihi birbiriyle ba lantılı birkaç hafıza bölmesine ayrılmı tı. Çocuklu u Kıbrıs ın bir köyünde, gençli i ve e itim yılları 1960 ların ve 70 lerin ba larında Türkiye nin patlamaya hazır siyasi atmosferinde geçmi ti. Ömrünün yeti kinlik yıllarını belirleyen olaylar ise Kıbrıslı bir Türkle evlenip çocuk sahibi oldu u, sürekli bir i e sahip oldu u, kısacası yerle ti i Londra dacereyan etmektedir. Bu bireyin kimli ini olu turma süreci için bu degisken cografyanın ve toplumlarının birinin di erinden daha önemli oldu u söylenemez; çünkü ki inin çocukluk ve gençlik hafızası ile bu dönemlerden kalan izler do al olarak yeti kinlik dönemine ta ınır. Nitekim bu sahsın hayatında meydana gelen dönüm noktası mahiyetindeki olaylar o kadar iç içe geçmi ki, mülakatımız boyunca ancak olayların tarihleri ve meydana geldikleri yerler üç farklı toplumdan, ülkeden ve kültürden- Kıbrıs Rum toplumundan ayrı bir ba lık altında bahsetti imizde sayı dörde çıkıyor- bahsedildigini hatırlatabiliyordu. 1999-2001 yılları arasında kendisiyle mülakatta bulundugum diasporadaki Kıbrıslı Türkler in hiç birinin- iki genç çocuk ve orta ya lı mimar da dahil- kimlikleri hakkında herhangi bir kafa karı ıklı ına sahip olmadıklarını ifade etmeleri de bu tekil gözlemimi

do rulamaktadır. Tam tersine, birbirlerinden ayrı dü tükleri özel noktalar ne olursa olsun, mülakatta bulundugum Kıbrıslı Türklerin her biri, kim olduklarına dair sa lam bir anlayı a sahipti. Bazıları ısrarla Türklüklerini vurguladı; kimisi için kimliklerinin ngiliz/avrupalı bile eni daha a ır basıyordu; di erleri içinse, önemli olan Kıbrıslılıklarıydı. Bununla birlikte, tüm bu durumlarda Kıbrıs Türk kimli inin birçok bile enden olu tu una ve bu bile enlerin birbirini bo a çıkarmadı ına dair bir anlayı hakimdi. Hiçkimse bu bile enler arasında seçim yapmak gibi bir ihtiyaç duymuyordu. Tam tersine, Kıbrıslı Türkler samimi bir ekilde, diasporik, post-kolonyal ve iç sava sonrası kimliklerinin çe itli görünüm/yön/özelliklerinin her birine tek tek anlam yüklemek için ellerinden geleni yapıyorlardı; ve bu yönden, ngiltere de ya ayan ve bir sömürge geçmi ine sahip olan birçok azınlık grubuyla benzerliklere sahiptiler (Anthias ve Lazaridis 1999). Kendilerinden bahsederken ortaya çıkan çe itli co rafyaların, kültürlerin ve tarihlerin ne kadarının diaspora ya amlarının sonucu oldu u sorusu bu yüzden büyük önem arz etmektedir. Kıbrıslı Türk aidiyet duygusunun ço ul katmanları birbirinden farklı bir takım tarihsel tecrübeler tarafından in a edilmi tir. Bu katmanlar arasında, Osmanlı yönetimi altındaki imtiyazlı Müslüman sınıfın bir parçası olmak, ngiliz sömürge yönetimi altında Türk ve Müslüman olmak, 1960 lardaki federalizm döneminde Kıbrıs Türk azınlı ın bir üyesi olmak, 1974 sonrasındaki Türk askeri yönetimi altında Kıbrıslı Türk olmak ve ngiltere de Müslüman, Kıbrıslı ve bazen de ırk anlamında öteki olmak sayılabilir. Bu ba lamda Kıbrıslı Türk kimli i melez ve etrafındaki di er azılık kimliklerinden de açıkça farklı olan bir kimliktir. Benimsemenin ve ayrı dü menin bu dikkatli kombinasyonu, diasporik kimlik insası sürecini anlasılır kılmak açısından anahtar konumdadır (Frykman 2001). Melez kimliklerin global olarak yayılmasının kaçınılmazlı ı üzerine son zamanlarda yapılan çalı malarda ileri sürülen yaygın fikirlere zıt olarak, ben bu çalısmamda su iddiada bulunacagım. Diasporik cemaatler bir yandan çok yönlü bir varolus çabası vermekte, ancak öte yandan da farklı ve cemaatsel bir kimli in muhafazası için u ra makta ve tamamıyla melezle tirilmeye kar ı direnmektedirler. Çünkü asimilasyon ve melezle me çok ileri gittiginde artık cemaatsel bir kimlikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Kıbrıslı Türklerin

durumuna gelince, onlar için topyekün asimilasyon tehlikesi oldukça yüksek ve çok kaynaklıdır. Ingiltere de bazen direk Türk olarak sınıflandırılabilirler, ki bu kendileri için baskaları tarafından kullanıldı ında ço unun rahatsız oldukları bir sıfattır. Öte yandan Kıbrıslı olarak sınıflandırılmak da onları aynı derecede rahatsız eder çünkü Kıbrıslılık genelde sadece Kıbrıslı Rumlar a atfedilen bir durumdur. ngiltere de bir etnik azınlık olarak kategorize edilmek ise onların di er azınlıklardan farklılıklarını silecek ve dahası onları ngiltere nin kurucu (en azından daha saygıde er) etnik gruplarından sonra gelen bir konuma dü ürecek bir yargı niteligi tasır ve bu yüzden istekle benimsenmez. Bu karmasık nedenler yumagından ötürü cemaatin bir çok üyesi için ngiltere de ya arken Türklük ve Müslümanlıgı bir arada barındıran bir Anglo-Kıbrıs kimli ini benimsemek, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs da ya arken ise Kıbrıslılık kimli ini öne çıkarmak gibi bir durum söz konusu olmaktadır. Diasporik kimli i muhafaza etme sürecinin önemli bir diger unsuru ise cemaatin bireysel üyelerinin refahını içerden, yani gurubun iç dinamiklerine baglı olarak sürdürme potansyelidir. Bu tutum, aynı zamanda asimilasyona kar ı direnme dürtüsünü arttırır. Diasporik varolu un bu yönü ilk bakı ta oldukça bireysel görünmekle birlikte, diasporik kimli in korunması açısından kilit karakterdedir. Aidiyet hissi, her ne kadar bireysel tercihe dayansa da, birey ba lılık ve sadakat ili kileri geli tirebilece i bir cemaatle özde le ti i için, aidiyet tek ba ına ya anan bir tecrübe de ildir. Dahası, aidiyet duygusu sosyal ve kültürel etkile imin sonucuna ba lı olarak güçlenip zayıflayabilir. Bu baglamda diasporik kimlik ve aidiyet, kayna ını küçük ölçekte cemaatin kendi içinden ve genis ölçekte ise toplum genelinden alan, ancak kendine has özellikleri olan sosyal besleme süreçlerine gereksinim duyar. Örne in, ev sahibi toplumda diasporik kimliklere kar ı ayrımcılık ve bu kimliklere kar ı dillendirilen olumsuz tepkiler, topyekün bir asimilasyona ya da cemaatsel kimli in bir savunma refleksi olarak kendini yalıtan uygulamalara ba vurmasına neden olabilir. Benzer ekilde diasporik kimli in güçlü ekilde ifade edilmesinden elde edilen fayda ve genç nesillere kendilerine has de erlerden ödün vermemeleri konusunda yapılan grup içi baskı, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin diaspora kimli iyle özde le menin devam etmesi ile sonuçlanabilir. Öte yandan, bu

de i kenler verili bir diasporik kimli in de erlerinden ve önko ullarından tamamen sapmaya ya da daha yaygın olarak, çe itli biçim ve derecelerde melezle meye yol açabilir. Kısacası, birey, diaspora cemaati, anavatan toplumu ve ev sahibi toplum arasındaki etkile imin sonucunun ne olaca ı, etkile ime giren bütün de i kenler göz önüne alınmadan kestirilemez. Her eye kar ın bu dört bile en arasında genellikle bir hiyerar ik iliski sözkonusudur. En önemli konumda olan, diasporik kimli in birey ve anavatan boyutları dahilinde, diaspora cemaatleri ile onlara ev sahipli i yapan toplumlar arasındaki iliskidir. Bu a ırı vurgunun nedeni diasporik kimlik in asının gerçekle ti i ko ullardır. Sosyolojik sa duyu, belirsizlik ve birden çok seçene in oldu u durumlarda bireylerin ya adıkları istikrarsızlık ve içe kapanma duygusunu en aza indirmek amacıyla, etraflarına koruyucu bir koza öreceklerini söylemektedir (Giddens 1999: 3). Cemaatsel kimlige sarılma, tehditkar derecede farklı sosyo-kültürel ko ulların etkileri ile bazen kaygısız ancak çogu zaman açıkça saldırgan olan durumların üstesinden gelmek için takip edilen bir yoldur. Bireyin cemaatsel kimlik bünyesinde benlik algısının emniyeti, yararlanılabilecek bir bilgi sistemi ve risk dolu ihtimaller, seçenekler ve tercihlerin ortasında bir ortak anlamlar gelene inin yaratılmasında yatar. Parçalanma/bölünme ve üphenin öz kimlik yaratılması sürecinin gerekli bir parçası oldu u do rudur. Bununla birlikte, uzayan kaos ve çatı maya yol açan etkiler kendini gerçekle tirme ve anlamlı, tatmin veren bir hayat kurma çabasının önünde ciddi engel teskil edebilir. Bu ba lamda, farklı bir çevrede ki inin geli tirdi i benlik algısı için diasporik kimli in bir kale vazifesi gördü ü gerçe i çok da beklenmedik bir ke if de ildir. tiraz edilecek bir nokta varsa, o da kurulduktan sonra diasporik kimlikte ilgili de i ikliklere ve cemaatin bireysel üyelerinin bu de i iklikleri kabullenme biçimine dair açıkça söylenmemi varsayımlardır. Daha acık degisle, diasporik kimligin ya melezligi ya da degismezligi üzerine yapılan asırı vurgular, bu konudaki tartısmaları hiziplestirmektedir. Buna alternatif bir bakı açısı, süreklilik ve de i ime e it derecede vurgu yapılmasını öngörür. Daha önce belirttigim gibi, diaspora mensubu bireylerin kendilerine ev sahipli i yapan toplumdaki

yerlerini belirleyen kimlikler olu turması ve bu kimliklere sadık kalması kendi refahları açısından gayet önemlidir. Bu açıdan, diasporik kimli in muhteviyatı, onu çevreleyen siyasi kültürün ve in a sürecindeki ko ulların do rudan etkisi altında ekillenir. Ancak, aynı derecede önemli ba ka bir husus, bir cemaatin kendini tanımlama eklinin temel özellikleri ve farklı bireylerin, kendi tarihlerine gönderme yaparken bu tanımlamanın hangi bölümlerini alıp kullandıkları hususunda zamanla yasanan de i imdir. üphesiz, bu de i ikliklerin bazılarının bireysel düzlemde ve bireyin tercihleri ile ilgili olarak açıklanması gerekir. Ancak de i im diasporaların in ası ve ayakta tutulması sürecine özgüdür ve bu konu hem cemaatsel hem de toplumsal ba lamda ele alınmalıdır. Bu konuyu saglıklı irdelemenin bir yolu, diaspora kimli ine yapılan müdahalelerin kayna ını ve özelliklerini sorgulamak ve bu kimli in daim kılınmasında ya da farklı biçimlere bürünmesinde söz konusu olan çıkarları tanımlamaktır. Diasporik kimli e yapılan müdahalelerin kaynagı, genis bir toplumsal ili kiler agına yayılmıstır. Bireysel, cemaatsel, örgütsel ve kurumsal, özel, yurtta lıkla ilgili ve kamusal, siyasi, toplumsal, kültürel, ekonomik ve diplomatik hareket alanları bu kapsam dahilindedir. Sonuç olarak, kimli in önceden varolan vasıfları düzenli olarak yeni kaygılardan, bakı açılarından ve farklı gündemlerden etkilenir. Diasporada eski ile yeninin kar ıla ması yeni nesiller arasında bazen uzla maya ancak bazen de çatısmaya yönelik tepkilere ve yeni giri imlere yol açar. Diasporayı ku atan ve etkileyen de i ken ko ulların bilgisi, bu baglamda diasporik kimlik için dı sal ya da tesadüfi de ildir. Tam tersine, ortaya çıkan endi e ve benli in sorgulanması durumu, diasporik kimli i olu umda ana bile endir. Buna ek olarak, bir diaspora cemaatine mensup bireylerin öz kimlikleri, ya amlarındaki evrelere göre de i im ve dönü üme u rar. Tüm bu faktörlerin birle ik etkisi, diasporik kimli in standartla tırılmı bir reçetesinin yazılmasını önler. Diasporik kimliklerin tanımlanma ve ya anma biçimlerinde sürekli bir sapma ve dönüsüm ya anıyorsa, o zaman bu noktada sorulacak soru bireylerin böyle kimliklere neden sadık kaldı ı ve diaspora cemaatinin tarihini kendi hayat hikayelerinin merkezine koymakta neden bu kadar ısrarcı davrandıkları olmalıdır. Bu durumda, geçmi olaylara ve e ilimlere yapılan tümevarımsal atıflardan yalnızca günümüzü

anlamlandırmak amacıyla yararlanılmamaktadır. Günceli olu turan bir parça olarak geçmi e, günümüzden do ru gidilmektedir. Diasporik geçmi in önemine olan bu güven, cemaatsel aidiyetin öncüllerine sürekli ve kategorik bir ba lılı ın teminatı durumundadır. Bunun sonucunda, içeriklerini veya yorumlanı biçimlerini etkileyebilecek de i imlerden ba ımsız olarak, bireysel ve cemaatsel tarih arasında düzenli ba lar kuran -ele tirel ya da onaylayan tarzda- genel bir tutum ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda diasporik kimlik, hem sosyalle me hem de bireyin benlik duygusunu geli tirme sürecinin ana hatlarını belirleyen önemli bir arabulucu güç haline gelmektedir: ki bu, de i imin içkin oldu u ve bu yüzden diasporik kimli in süreklilik ve de i ime olanak tanıyan güvenli bir sı ınak sa layabildi inin göstergesidir. Kimlik in ası ve idame ettirilmesi sürecinde bu tarz bir esnekli in en önemli artı, cemaatin bireysel üyelerinin önceden tasarlanmı temel kalıplara riayet etmeleri yönünde yersiz baskı altında kalmamalarıdır. Diasporaya aidiyetin bu cazibesi, ki inin farklı oldu u halde yine de benimsenmesi gerçe ine dayanır. Farklılık, bireyin benlik algısından çıkarılmak yerine eklendi inde, zenginle tirici bir katkıda bulunur. Bununla birlikte, bu ko ulların diasporada korunup korunamadı ı bireysel tercih ve inisiyatifin dinamiklerinin ötesinde de erlendirilmesi gereken bir konudur. Diasporanın in ası: toplum, kültür, siyaset ve tarih Buraya kadar ele aldıgım konulardan çıkan sonuç sudur: diasporalar yapıları gere i dura an de ildir ve diasporik kimli in in ası ve korunması, üzerinde uzla ılmı verilerin yeniden üretilmesi olarak de erlendirilemez. Diasporaların da ılmasının, büyümesinin, küçültülmesinin ve hatta standartla tırılmasının sa lıklı bir de erlendirmesi için, bu sürece dair unsurların cemaatin ya am biçiminin bakı açısından incelenmesi gerekir. Nitekim diasporik tecrübe, diasporanın yeniden bir araya gelmesi ya da ilk ba taki grubun da ılarak farklı yeni cemaatlere bölünmesine yol açması gibi süreçleri içerebilir. Bu tecrübe tersine göçle birlikte dediasporizasyon (diasporanın önemini yitirmesi) ile dahi sonuçlanabilir. Veyahut, diasporik kimli in toparlanması ve güçlenmesini gözleyebiliriz. Son olarak, topyekün asimilasyon farklı kimlik iddialarıyla beraber cemaatin sınırlarının ve diasporik ba ların

korunan gücüne son verebilir (Van Hear 1998: 195). Bu baglamda dikkat edilecek en önemli nokta, de i imin do rultusuna odaklanmak de il, belli bir diaspora cemaatini çalı ırken bu farklı ihtimalleri göz önünde bulundurabilme yetisini kullanmaktır. Aynı zamanda, diasporanın kendi tarihinden ba ımsız olarak varlı ını sürdürmesi gibi tuhaf bir beklentiden kurtulmanın da tek yolu budur denilebilir. Ya am döngüsü [life-cycle] modeli Lonra daki Kıbrıs Türk diasporasının ekillenmesi ve yeniden üretilmesi sürecine uygulandı ında ortaya ilginç bir hikaye çıkmaktadır. Kıbrıslı Türklerin büyük ço unlu u 1963-64, 1967 ve 1974 yıllarında adada ya anan toplumlararası çatı malardan önce ngiltere ye göç etmi lerdir. Bu göç esasen 1944 ve 1961 yılları arasında gerçekle mi tir ve 1960-61 yılları göçün en yo un ya andı ı dönemdir (Oakley 1971, 1979; Oberling 1982; Charalambous et. al 1988). Kıbrıs tan kitlesel ayrılı ların ya andı ı di er bir zaman dilimi, 1974 olayları ve akabinde adanın askeri olarak ikiye bölünmesinin hemen sonrasına denk gelir (Loizos 1977). Ancak bu ikinci dönem zarfında adadan ayrılanların büyük çogunlugu Kıbrıslı Rumlar olmustur. 2000 li yılların basında, ngiltere de-ço unlukla Londra ve çevresinde- ya ayan Kıbrıslı Türkler in tahmini nüfusu 190,000 civarında idi. Kıbrıslı Rumların nufüsu ise bu rakamın dört-be katı daha fazla olarak tahmin edilmektedir (Ladbury 1979a: 17). 1974 sava ından sonra adadan göç edenlerin bu nüfusa oranı henüz tam olarak bilinmemektedir. Bununla beraber, 1974 sonrası göçle gelenlerin genelde Kıbrıs diaspora cemaatinin, özelde ise Kıbrıslı Türk diasporasının küçük bir oranını olu turdukları söylenebilir. Çünkü 1974 sonrasında ngiltere ye yerle enlerin ezici ço unlu u, Türk ordusunun adanın kuzeyini askeri i gali sonucunda topraklarını ve malvarlıklarını kaybedip, mülteci statüsünde ngiltere ye sı ınan Kıbrıslı Rumlardan olu maktadır. Bu baglamda, ngiltere ye yerle en Kıbrıslı Türklerin ço unun siyasi nedenlerden ziyade ekonomik nedenlerden dolayı göç etti i kanısı hakimdir (Berk 1972; Ladbury 1979a, b; Demetriou 2001). Kıbrıslı Türkler için, ne ba ımsızlık, ne de bölünme ekonomik refahı getirememi tir. Buna kar ın Kıbrıslılar ın diasporada kurdu u i ler büyüyüp geli mi tir; terzilik, elbise imalatı, lokantacılık, toptancılık,

perakendecilik, manavlık, kuaförlük, ayakkabı imalatı, taksicilik gibi sektörlere Kıbrıslı Rumlar ve Türkler oldukça hakimler (Ladbury 1979a: 209). Bunlara ek olarak, Kıbrıslı diaspora cemaati, genelde yeni göç edenlerin i piyasasına kısa zamanda girmesine olanak sa layacak, son derece geni bir ili ki a ına sahiptir. Her ne kadar marjinal ve hizmet sektörlerinde gerçeklesen bu ekonomik patlama ve sonsuz imkanlar dönemi 1970 lerin sonuna do ru inme yasamıssa da, o zamana kadar Kıbrıslı Rum ve Türk cemaatler çoktan kendilerine ngiltere de yer edinmi ler ve i piyasasındaki konumlarını sa lamla tırmaya baslamıslardı. Her ne kadar Birmingham, Manchester ve Londra nın etrafında küçük anavatan yerle imleri kurulmu olsa da, Kıbrıslı Türklerin ngiltere ye göçleri genelde Londra ve civarına olmustur (Bridgwood 1986; Leeuwenberg 1979; Ladbury 1977). Londra nın Haringey kasabası uzun süre Kıbrıslıların yerle ti i en büyük merkez olma özelligini korumustur. Haringey i Islington ve Lewisham takip etmi tir (Alkan ve Constantinides 1979: 18-19, 219). Bununla birlikte, 1980 lerde Kıbrıslı Türklerin yerle im biçimi daha da ınık bir yapıya bürünmü tür. Konut imkanlarının nispeten daha iyi oldu u banliyölere yerle enlerin sayısı günden güne artmı ve da ınıklık örgütsel, ileti imsel ve akrabalık temelli ili kilerde de belirgin hale gelmi tir. Bugün, Londra da Kıbrıslı Türkler in ço unlukta oldu u tek bir mahalle ya da i merkezine rastlayamazsınız; her ne kadar Londra nın kuzey yakası boyunca ço unlukla Kıbrıslı Türkler e hizmet veren e lence ve kültür merkezleri varsa da, böyle yerlerin ço unlukta oldu u yerler pek yoktur. Artık evliliklerin aynı köyden, kasabadan ve hatta aynı bölgeden olan Kıbrıslılar arasında yapılmasına yönelik bir tercih veya istek de pek kalmamıs görünmektedir. Onun yerine, göçmenlerin nereden geldiklerine de il de, daha çok u an ya adıkları yerde kim olduklarına ve hangi sosyal statüye sahip olduklarına dayalı yeni ili ki türleri geli meye ba lanmı tır. Genç Kıbrıslı Türk nesil için, daha çok okul ve mahalle arkada lı ı eksenli, ba ka göçmen cemaatlerden bireyleri de kapsayan ili ki a ları yaygınla mı tır. Öyle ki, mülakat yaptı ım yeni nesil Kıbrıslı Türkler ngiltere de do an ya da en azından büyüyen insanlarla evlenmeyi tercih ettiklerini sıkça belirtmislerdir. Uygun bir e in bulunamadı ı durumlarda Kıbrıs a ya da Türkiye ye yönelinen durumlar olsa da, önceden ayarlanmı

evliliklerin bu eski adresleri artık hemen kabul gören bir alternatif te kil etmemektedir. Bu nedenle, köy ve akrabalarla ba lantılar ve ili ki a ları geçmi te ngiltere de Kıbrıs Türk diasporasının in asında çok önemli rol oynamakla birlikte, 1980 ler ve 1990 lardan beri dinamikler oldukça de i mi tir denilebilir. Benzer ekilde, diaspora cemaatinin demografik yapısı da büyük oranda dönü mü tür. lk göç dalgasıyla Kıbrıs tan gelenlerin ço u otuz ya ın altındaydı (Oakley 1971). Bu göçmenler genelde sonradan ailelerini de yanlarına alan genç erkeklerdi. Genç erkek kategorisinin göçmen nüfus içindeki hakimiyeti her ne kadar halen devam etse de, 1990 ların sonuna do ru Kıbrıslı Türk diasporası bünyesinde on ve daha fazla yıldır Kıbrıs dı ında ya ayan iki ya da üç farklı nesil barındırır hale gelmistir. Son olarak, sosyo-ekonomik arka plan bakımından, Kıbrıslı Türk diasporası daha geni olan Kıbrıs halkı kategorisini tam anlamıyla temsil etmemektedir. lk göçmen nesli arasında bile beyaz yakalı i çiler ve hizmet sektöründe çalı anların sayısı çiftçiler ve vasıfsız i çilerinkinden daha fazlaydı (Oakley 1971: 79). Londra da aynı zamanda is adamları, akademisyenler, profesyoneller, sanatçılar ve politikacılardan olu an oturmu nispeten genis ve kuvvetli bir Kıbrıslı Türk elit tabakası mevcuttur. ngiltere deki Kıbrıslı Türk ve Rum diasporaları üzerine yapılan ara tırmalar, bu cemaatlerin uzun zamandan beri tek ba larına ayakta durduklarını ve anavatanlarından finansal, kültürel ve siyasi anlamda büyük oranda ba ımsız ya adıklarını ileri sürmektedirler. Öyle ki uzaktaki akrabalara ya da Kıbrıs ta yatırım yapmak için memlekete nadiren para göndermektedirler. Geri dönü olasılı ı oldukça sınırlı ve ço unlukla yoktur; onun yerine ngiliz ya am tarzına alı ma ve bunun benimsenmesi, gerekli oldu u kadar arzu edilen bir durum haline gelmi tir. Geriye dönen azın bir gurup ise, bunu emekliye ayrılmak ya da maddi birikimlerini küçük bir i e veya tatil evine yatırmak amacıyla yapmaktadır. Hatta onlar Kıbrıs a dönse bile, çocukları e itimlerini tamamlamak ya da yerle mek amacıyla ya geride kalırlar ya da tekrar ngiltere ye dönerler. Bununla birlikte, Kıbrıslı Türk diasporasının ngiltere deki köklü yapısı, cemaatin kendine yetebilme becerisi ve ekonomik gücüne ra men, ba ta gelen siyasi ve kültürel örgütlenmelerinin ço u, Kıbrıslı Türk diasporası ile ilgili tamamen

bambaska bir tablo çizmektedir. Devlet olarak mevcudiyetini kendinden ba ka tanıyan olmayan Kuzey Kıbrıs taki Kıbrıs Türk hükümetiyle ba lantılı olan ve onun resmi çıkarlarını açıkça savunan memurlar ve hükümet görevlilerinin giderek artan etkisi altında kurulan bu örgütler, diaspora siyasetinde ön plandadırlar. Bu örgütlenmelerin üyeleri genelde orta sınıftan ve e itimli, Londra da temsilcilik görevleri üstlenmeden önce ya adada ya da Türkiey de biraz da olsa siyasi tecrübeye sahip olmus insanlardır. kibinden az üyesiyle bu gruplar, temsiliyet bakımından çok küçüktür. Ancak görünür olma durumu açısından, Kıbrıslı Türklerin diaspora ili kilerinde ön saflarında yer aldıkları söylenebilir. Diasporada iktidar, görünürlük ve tarih arasındaki kar ılıklı etkile imin cetrefillestigi nokta da tam burasıdır. Bu örgütlenmede yer almayan ve diasporada çogunlugu temsil eden Kıbrıs Türkleri nin durumuna gelince, diaspora cemaati, ço unlu u temsil etmekten uzak, ancak kültürel ve siyasi ili kileri yürütüyor gibi görünen, politik ideologlardan ve ate li ö rencilerden olu an guruplardan kendini uzak tutmaya çalıssa da, bu sınırlı bir çabadır. Ingiltere de cemaatin öncelikli kaygılarını ve çıkarlarını nadiren temsil eden, daha çok Kıbrıs la ilgili uluslararası meselelerle u ra an büyüklü küçüklü pek çok gurup bulunmaktadır. Diaspora bünyesindeki bu grupların bir kaçı ngiliz sol veya muhalif partilerin kollarına dahil olmuslardır. Ancak bu olusumların dahi üyelikleri ve temsiliyet kabiliyetleri yetersiz kalmakta ve siyasi kaygıları diaspora cemaati ile çok örtü memektedir. Ek olarak belirtmek gerekir ki, örgütleyicilerin ço unlukla Kıbrıs taki elit ngiliz okullarında aldıkları e itimden sayesinde ngiliz tarzı na olan a inalıkları, ngiliz tabanı hedefleyen propaganda temelli politik faaliyetleri daha rahat ve etkili davranmalarına olanak tanımaktadır. Bu nedenle kendilerini daha görünür kılmaktadırlar: para toplayabilmekte, yemekler, kültürel aktiviteler, dersler ve protestolar düzenleyebilmekte, bültenler çıkarabilmekte ve Internet i etkili ekilde kullanabilmekteler. Ne var ki, bu gruplar tarafından düzenlenen etkinlikler genelde yalnızca kendi gazetelerinde ilan edilmekte ve bu da kısıtlı bir dola ım ve seçici katılım anlamına gelmektedir. Bu gruplar, Türk kültürünü, de erlerini ve inancını tanıtmayı ve dünyaya Kıbrıs sorununun gerçekte ne oldu unu anlatmayı amaçlamaktalar. Her ne kadar Londra daki

KKTC temsilcileriyle resmi ba lantıları olmasa da, Kıbrıs sorununun ortaya çıkı nedeni ve gelece iyle ilgili resmi görü leri desteklemektedirler. Bu örgütlenmelerin en büyü ü Cemiyet, 1952 de, ngiltere deki Kıbrıs Türkleri nin sesi olmak iarıyla kurulmustur. Geçen zaman zarfında yayınları ve düzenledikleri etkinlikler, Kıbrıs meselesiyle ilgili resmi milliyetçi tutumu destekler mahiyette bürünmüstür. Ancak, Londra da faaliyet gösteren ve Kıbrıs Türk cemaatinin en azından bir kesimini temsil etme iddiasındaki küçük ve orta ölçekli bir dolu örgütlenme gibi, Cemiyet in de cemaat ili kilerine gerçek katılımı oldukça sınırlıdır. Bu ba lamda, günlük faaliyetler boyutuyla, modern ulusal Kıbrıs Türk tarihinde dönüm noktası te kil eden bazı önemli konular, cemaatin farklı kesimlerince oldukça farklı yorumlanmaktadır. ngiltere deki Kıbrıslı Türk diaspora cemaati demografik ve iktisadi anlamda güçlü, kültürel anlamda hibrid ve co rafik olarak da ınık bir yapı arzeder. Öte yandan kısaca bahsettigim gibi, diasporada ideolojik olarak niyetleri anavatan milliyetçili ini ve kimlik siyasetini kucaklamak ve yaymak olan bir klasör dolusu örgüt bulunmaktadır. Bu guruplar görünürlü e sahipken, yaygın ve örgütsüz diaspora cemaati üyeleri tercih yapma, diasporadaki ya amlarının akı ını belirleme ve kendi çıkarlarını gerçekle tirme gücünü ellerinde tutmaktadırlar. Ba ka bir deyi le, diasporada kimlik in ası ve idame ettirilmesi sürecinin, örgütsel yapılar tarafından gölgelenen ancak çok daha önemli unsurları bulunmaktadır. Bu ikili e [dichotomy] örnek olarak verilebilecek en kaydade er olaylardan birisi, Kıbrıs ın 1974 te Türk ordusu tarafından i galidir. Malum, bu harekat Türkiye de ve Kuzey Kıbrıs ta Kıbrıs Barı Harekatı adı altında kapsamlı bir ekilde ve yüceltme ile hatırlanmaktadır. Harekat, gerçek (yani ba ımsız) Kıbrıs Türk tarihinin ba ladı ı kurucu an olarak görülmekte ve bu görü Londra daki birçok siyasi ve kültürel örgütlenme tarafından benimsenmektedir. Oysa, ço u iki ya da üç ku aktan beri Londra da ya ayan Kıbrıslı Türk ailelerin evinde, 1974 harekatının ne anlama geldi ine ve neler getirdi ine dair oldukça farklı anlatımlar duymak mümkündür. Anma ve kutlama günlerinin ne zaman oldu u bilinse dahi, bu bilginin yorumlandı ı çerçeveler ve yeni ku aklara aktarımı, resmi Kıbrıs Türk milliyetçili inin birle ik hikayesinden oldukça farklı anlatılara izin vermektedir.

Yasemin (adının gizli kalmasını istedi i için rumuz kullanıyorum) yirmili ya larda genç ve e itimli bir Kıbrıs Türkü. 2000 yılının ba ında kendisiyle mülakat yaptı ım zaman, Londra Üniversitesi nin saygın bir bölümünde doktora yapıyordu ve ondan önceki mezuniyeti Oxford ve Cambridge den. Türkçe ve Fransızcası da akıcı ama o anadilinin ngilizce oldu u konusunda israrlı. ngiltere dı ında, Fransa ve Türkiye de uzun süreli yasamı. Anne babası yirmili ya larında ngiltere ye gelen ve bir daha geri dönmeyen Kıbrıs Türklerinden. Babası Kıbrıs Türkleri nin Türk kökeninin korunması gerekti ini hararetle savunurken, annesi Yasemin in ifadesine göre uzun zamandan beri çok kültürlülü ü, cemaatler arası pozitif ili kileri ve genel olarak liberal görü leri savunan bir insan. 1974 ün evde nasıl hatırlandı ına dair Yasemin in söyledikleri, tarihe diasporada nasıl farklı anlamlar yüklendi i konusunda oldukça aydınlatıcı. Onun aktarımına göre babası bo zamanının ço unu üye oldu u cemaatsel örgütlenmelerde, 1974 ün Kıbrıs Türkleri için Ba ımsızlık Günü olarak kutlanması etkinliklerinin organizasyonunda yer alarak geçiriyor. Öte yandan annesi, bu gereksiz yaygaralara kulak asmadan hayatını sürdürüyor. Yasemin ve erkek karde ine gelince, onların 1974 olaylarıyla ya da kutlamalarıyla pek i i olmuyor: onun yerine Yasemin, her iki tarafta da katiller ve ihanetçiler oldu unu ve gerçe in Londra nın bu küçük resmi diaspora kurumlarındaki kutlama atmosferinden çok daha karma ık yapıda oldu unu bildi ini söylemekte. Yasemin ve onun ku a ından bir çok insan için, 1974 anmaları belki anne babalarını ve Türkiye ya da Kıbrıs tan yeni gelenleri co turan, ancak kendileri için anlam ifade etmeyen bir olgu. Anglo-Kıbrıslı ku a ının genç bireyleri olarak onları asıl ilgilendiren kültür, dil, aile tarihi gibi meseleler ve tabii ngiltere de ve Avrupa da nasıl algılandıkları ve kabullenildikleri. Bu bakımdan bu yeni kusak, 1974 ün diasporada dayatılan anlamından açık bir kopu u temsil etmekte. Yirmili ya larının sonunda, 1999 da kendisiyle mülakat yaptı ım sırada ilk çocu una hamile olan ba ka bir Kıbrıslı Türk genç kadın Aysen de benzer deneyimlere sahip. 1974 olaylarını anma törenleri boyunca olanlara dair anlatımı yine benzer bir kopu a isaret etmekte: üst kattaki anne babasının evinde ya lılar toplanıp eskilerden

konu urken, alt katta onların hayatı normal akı ıyla devam eder. Öte yandan ya lı ku ak sohbetlerinin co kun bir havadan ziyade kaybedilen eylere duyulan keder ve nostalji içinde geçti ini söylüyor Aysen. Yaslıların gözünde 1974, hiçbir eyin artık eskisi gibi olamayaca ını yani Kıbrıs ın artık eski Kıbrıs olmayaca ını açık göstergesidir. Aysen n 1974 sürecine ve onun öncesine dair anıları üphesiz, ba larda iki dil konu an ve gençlik yıllarını Kıbrıs ın karma köylerinde geçiren büyüklerin anlattı ı tecrübelerle süslenmi tir. Onlar için, dolayısıyla Aysen için 1974, yeni oldu u kadar acı bir ba langıcı da temsil eder. Dolayısıyla, halk oyunlarının oynandı ı, diaspora siyasetçilerinin zafer isaretleri ile bezenmis konu malar yaptı ı kutlama törenlerine katılmak üphesiz istenmeyen bir durum. Onun yerine bu kusak, çocuklarına ve torunlarına cemaatler arası sava ta herkesin suçlu oldu unu ve meselenin sadece kötü Rumlar a kar ı sava an iyi Türkler den ibaret olmadı ını anlatan farklı bir tarih ö retmeye yeltenmistir. Bu ve benzer anlatımlarda, 1974 bayram havasını yitirerek acı bir tarihsel gerçek olarak kabul edilmektedir. Kıbrıs Türk Diasporasının Ço ul Anavatanları 2i Bu bölümde yanıtlamaya çalısacagım ana soru söyle: diaspora ya amının kamusal ve siyasi boyutları- birkaç istisna hariç- 1974 sonrası Kıbrıs Türk milliyetçili inin bir birle ik cephesi görünümü verirken, cemaatsel tarihin özel alanlarda bu denli farklı anlatımları barındırması nasıl mümkün oluyor? Milliyetçi siyasetin demir eli, hangi alanlarda bütün alternatif anlatıları bastırarak sınır ötesi harekata devam edebiliyor? Yoksa, diasporik milliyetçi kimlik kamusal alanda baskın çıkarken, özel alanlarda farklı kimlikler mi ifade olana ı buluyor? Diasporadaki Kıbrıs tarihi anlatımları, bu yazımda belirttigim gibi siyaset, hafıza ve toplumsallık arasındaki kar ılıklı etkile ime dair ipuçları sunarak bu sorulara yanıtlar bulmamıza yardım etmektedir. Diaspora üyelerinin bünyesinde faaliyet yürüttü ü sosyo-kültürel ve siyasi örgütlenmeler, etno-milliyetçi kimliklerinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ve kültürel oda ı nın farklı 2

sekillerde düzenlenmesine yol açmıstır. Bu süreç sonucu, aynı cemaat içerisinde farklı tarihsellik ve aidiyet formlarının yaratılmıs ve yan yana varolagelmistir. Bu ba lamda, diaspora ve anavatan arasındaki ili kiler, diasporanın evrilen karakterini tamamen belirlememekle birlikte, diaspora cemaati üyelerinin benlik ve geçmi algıları üzerinde önemli bir rol oynar. Süphesiz ulus-devlet, ulusal tarihin baskın anlatılarını üretir ve onları ulusal sınırların hem dahilinde hem de ötesinde kolayca ula ılır kılar. Dolayısıyla anavatan milliyetçilikleri diaspora cemaatlerinin tarihsel algıları için bir örnek/model / ablon sa lama e ilimi gösterirler. Ancak Kıbrıs Türk kimligi özelinde bu ili ki, Kıbrıs Türk anavatanı tanımlanırken ya anan mu laklıktan ötürü son derece karma ık bir durum arz eder. Çünkü diasporada bir yanda 1963 ya da 1974 öncesindeki birle ik Kıbrıs ı hatırlayanlar ve benimseyenler, öbür yanda Kıbrıs ve Kıbrıslılık algıları 1974 sonrasının bölünmü ülkesinin parametrelerince ekillenmi olanlar vardır. Aynı zamanda anavatan Türkiye den ayrı bir Kıbrıs dü ünemeyen önemli bir grup da bulunmaktadır. Bunlara son dönemde, kendilerini ait hissettikleri bir Kıbrıs ın beklentisi içerisinde olan ve hayatları gönülsüz ve zorunlu sürgünle geçenler eklenmistir. Ba ka bir deyi le, Kıbrıs anavatanıyla ba lar geli tirmek, aslında Kıbrıslılar arasında kimlik in ası sürecinin önemli en önemli de i kenini olu turmaktadır. Bu baglamda Kıbrıs Türk diasporasında tarih ve aidiyet meseleleriyle ilgili olarak üç genel e ilim gözlemlenebilir. Bunların ilki, ulusal sadakatin göstergesi olarak Kuzey Kıbrıs taki mevcut hakim siyasi hiziplerin görü lerine ve resmi ideolojiye ba lılıktır. kinci olarak, ba ımsız siyasi örgütlenmelerin emsiyesi altında, radikal bir statüko ele tirisi ve ada siyasetinin öncüllerinin reddi gelir. Üçüncü e ilim ise, bireyin diaspora ya antısıyla Kıbrıs siyaseti arasına kısmen ya da tamamen mesafe koyması ve Kıbrıs la ilgili sosyal, kültürel ve siyasi faaliyetlere son derece seçici ve sınırlı bir katılım göstermesi durumudur. Besbelli ço u Kıbrıs Türk bireyinin ya amları saydı ım bu üç e ilimin karı ımı veya herhangi birine yapılan seçici vurgu sonucunda ortaya çıkan melez [hibrid] olu umların etkisi altında ekillenmektedir. Hangi aidiyet biçiminin benimsenece i hususunda

her ne kadar her zaman seçme hakkı bulunsa da, yapılacak seçim beraberinde belirli bedeller getirmektedir. lk olarak anavatan neresi sorusu, anavatan rejimi için önemli sorgulamalar do urur. Bu sorgulama yalnızca siyasi rejime de il, aynı zamanda ulusal kimliklerin belkemi ini olu turan ve üzerinde uzla ılmı kültürel ekonomiye de yöneliktir. Farklı Kıbrıslılık formlarından bahsedebilme ve Kıbrıs için farklı gelecekler tasavvur edebilme olasılı ı bile milliyetçi kimli in istikrarını bozabilir. Özel olarak ise bireyin adanın bölünmesinden dolayı kendi tarihinden mahrum bırakıldı ını ifade etmesi, 1974 olaylarından sonra meydana gelen durumu fait accompli olarak de erlendiren (yani isi oldu bittiye getiren) bir siyasi sistem için ciddi sorun yaratabilir. Buna karsın, diasporanın kültürel alanda kendini ayakta tutabilme zorunlulugu vardır ve cemaat üyelerinin milli dava ya ihanet etmediklerinden emin olmak için, sadakatlerini ortak çabalarla sık sık peki tirmeleri beklenir. Yine de farklı kültürel, siyasi ve tarihsel tecrübelerin gerçekligi, uzaktan sansür veya diaspora cemiyetlerinden yayılan siyasi baskılarla yok edilemez. Diaspora üyelerinin kültürel anlamda hayatta kalma mücadelesi çok yönlü esneklikler gerektirir ve diasporalara farklı sosyo-kültürel ve siyasi normlara göre varlıklarını sürdürebilme dirayeti verir. Sonuç hibrid, önemli oranda farklılıkları içine alan ve uzla tırıcı bir kimlik olusumu için gerekli imkanların yaratılması olabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı, diasporada hem tarih algısı hem de aidiyet biçimleri ada nüfusununkilerden önemli ölçüde ayrılmaktadır. Kıbrıslılı ın anlamında bir parçalanma [fragmentation] ve Kıbrıs anavatanının ve Kıbrıs tarihinin algılanmasında meydana gelen önemli farklılıklar bu sürecin bariz sonuçlarındandır. Diasporik kimli i ayakta tutan sütunlardan bir tanesine geri dönü ideali ise, öbürü kimligin tire ile ayrılmıs ve çifte isimli olarak belirtilmesi durumu. Yapmı oldu um mülakatlarda ikinci ve daha genç ku aktan Kıbrıslı Türkler in Batılı bir kimlik iddia ederken bu kimli e bir de etno-ulusal bir do rultu katmadıkları pek nadirdi. Nerelisiniz sorusuna verilen en tipik yanıtlar bu nedenle hibrid bir aidiyet özelli i sergilerker: Anglo-Kıbrıslı, Kıbrıs-Kanadalı, Amerikan-Kıbrıslı ve benzeri... Hukuksal olarak Anglo-Kıbrıs topra ı diye bir yer olmayabilir. Ancak bireysel zaman ve uzam söz konusu oldu unda diasporaların özellikle de genç-üyeleri için en

makul co rafya bu tanımsız memleket olmaktadır. Bu türden bir öztanıtım geleneksel ve siyasi olarak ayrı tutulan kimlikleri, tarihleri ve sınırları fütursuzca bir araya getirmektedir. Bireyin kendini tireli tanımlaması bir taraftan anavatanla ili kilerini bir düzene koymayı gerektirirken, öbür taraftan ev sahibi toplumla da sosyo-politik, ekonomik ve kültürel ili kileri peki tirmekten geçer. Nihayetinde diasporik mevcudiyet, ki inin kendi kaderi üzerinde daha kapsamlı kontrol biçimleri olu turma ve mutlulu u üzerinde do rudan etkiye sahip alanlarda anlamlı kararlar alabilme yetisiyle belirlenmektedir. ayet diasporanın iç dinamikleri anavatanla ba lara a ırı vurgu yaparken ev sahibi toplumla ili ki ve kayna ma düzeyi eksik kalıyorsa, diaspora üyeleri etkili temsiliyetten mahrum kalmaya ve sonucunda hayatlarını de i tirme ve kontrol altında tutma gücünü yitirmeye mahkumdurlar. Benzer ekilde, diasporanın kültürel ya amında anavatanla ve onun etnno-dinsel tarihiyle ili kilenme eksikli i bir defa hissetmeye ba landı mı, o zaman bizzat diaspora olmak anlam yitimine ugrar ve zaman içinde diasporik aidiyet algısı yerini ba ka özde le me biçimlerine bırakır. Bu bakımdan, kimlik in asının uluslararası boyutu ve diasporada yeni tarih yazım stilleri ve co rafyaların üretilmesi hem açık uçlu hem de sınırlı bir süreç olarak ele alınmalıdır. Ulusal tarih ve cemaatsel köken, diaspora üyeleri arasında kültürel, sosyo-ekonomik ve siyasi ili ki a ının kurulmasında bir dü üm noktası olu turur ve bu vesileyle cemaate topyekün me ruiyet kazandırır. Öte yandan diasporik kimlik politikaları, burası ve orası arasında düzenli bir arabuluculuk yapmak zorundadırlar. Keza gerçek bir temsiliyet ve me ruiyet olmadan iktidardan bahsedilemez. Kıbrıs Türk örne inde görüldü ü gibi, anavatan-milliyetçisi, ev sahibi-milliyetçisi ve cemaatin diasporada temsiliyetine dayalı iktidar yapıları açısından diasporik yasam tecrübesi, beklenmedik sonuçlara yol açabilmektedir. Ortaya çıkan çözümlerden biri diasporik kimli in, ço ul aidiyet biçimlerini ve geçmi algılarını bünyesinde barındırabilen bir siyasi yelpaze çatısı altında ile güvenceye alınmasıdır. Bu durumda, Kıbrıs Türk diasporası, ada toplumuyla olan ba larına ra men, anavatan nüfusunun bir uzantısı olmaktan çok daha fazlasını ifade eder hale gelebilir. Bu cemaatin üyeleri benzersiz tarihsel olaylara tanıklık ettiler ve Kıbrıs ın geçmi ine dair her biri farklı anılara sahip. Göçmen

ya da mülteci cemaatlerin tarih algısına mukadder olabilmek açısından, Anglo-Kıbrıslı ların tecrübelerinin sundu u iç dinamizm ve daha geni kapsamlı tarihsel de i im tablosu çok önemli unsurlar teskil etmektedir. Üzerinde ara tırma yaptı ım cemaati ngiltere nin Kıbrıs Türk diasporası yapan, ilk ve öncelikli olarak tarihleri konusundaki özerk anlayıslarıdır denilebilir; hem kendileriyle beraber getirdikleri hem de daha sonra yeniden yazılmasında bizzat rol oynadıkları tarih. Bununla birlikte, bu tarihle ilgili bireysel ve aykırı hatırlama biçimlerine yeteri kadar yer verilmedi i zaman, diasporada yeseren farklı aidiyet biçimleri ve ya am tecrübesi, diaspora siyasetinin kurumsal ve örgütsel cephesi tarafından gölgede bırakılabilir. Diasporik kimlik in ası süreci ki isel tercih, cemaatsel ili kiler a ı ve son olarak da diaspora cemaatinin hem anavatan hem de ev sahibi toplumla kar ılıklı ili kilerinden olu an bir dinamik kombinasyondur. Diasporik tecrübenin bireysel, cemaatsel, toplumsal ve ulusötesi [transnational] unsurları arasındaki bu girift ba lantı ve ili kiler a ı, tarihsel tahayyülümüzü ve sosyokültürel literatürümüzü önemli oranda zenginle tirme potansiyeline sahiptir. Bu makalede ben Kıbrıs Türk örne ini kesin cevaplar üretmekten ziyade yeni sorulara yönelebilmek amacıyla kullandım. Öncelikli olarak, bu çalı ma Kıbrıs Türk diasporasının kendi içinde ve ba lı ba ına bir sosyal, kültürel ve siyasi varlık olarak görülmesi gerekti inin bir kanıtıdır. Bu durum, yalnızca bu istisnai diasporanın demografik niteliklerinden de il, aynı zamanda onu olu turan bireylerin ve gurupların farklı hayat tecrübelerinden kaynaklanmaktadır. kinci olarak, ne ngiltere ye yerle mi Kıbrıs Türk diasporası üzerindeki Batı etkisi, ne de Türk ve Kıbrıs Türk milliyetçiliklerinin çe itli versiyonlarına ta ba ından beri maruz kalma durumu de i mez faktörler olarak ele alınmamalıdır. Diaspora cemaatleri, ev sahipligi yapan ülkedeki ya amlarını ekillendiren üçlü yapı içinde, ko ulların, cemaat bünyesindeki dinamiklerin ve diasporaların anavatanlar tarafından algılanması ve gördü ü muamelelerin etkisi altında, tatamen kendilerine özgü denilebilecek tarihsel bir süreçten geçerler. Nitekim diaspora cemaati üyelerinin hem degisim hem de istikrara verdikleri anlam, bireysel, cemaatsel ve ulusal tarihi kaydetme ve tekrar kaydetme konusundaki özgün deneyimlerinden kaynaklanır. Ancak bu her zaman uzlasmaya yönelen