TCMB DEN FİNANSAL PİYASALARA: BEN BURADAYIM SİNYALİ



Benzer belgeler
EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası

tcmb nin kararları ve bankalar

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

TÜRKĐYE CUMHURĐYET MERKEZ BANKASI

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

BAKANLAR KURULU SUNUMU

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

Güncellenmiş Faiz Dersi

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Merkez in 2016 Para ve Kur Politikası..! Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici olmuştur..!

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara


Ekonomik Gelişmeler Erdem Başçı Başkan 11 Mart 2015 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Ankara

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2010 YILI 9 AYLIK FAALİYET RAPORU

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Finansal İstikrar Raporu - Mayıs Endonezya. G. Afrika. Brezilya. Malezya. Romanya. Rusya. Tayland Oran. Ort.

Bankacılık Sektöründeki Gelişmeler. 28 Şubat 2017

Mevduat, Fon Akımı ve Rezerv Gelişmeleri

PARA POLİTİKASINI ANLAMAK

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

Temel Ekonomik Gelişmeler

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Temel Ekonomik Gelişmeler

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Temel Ekonomik Gelişmeler

* EL KAZANDI BİZ ÖVÜNÜYORUZ *BORSA 2012 DE DE YABANCIYA ÇALIŞTI *İstanbul da kazanıp, New York ta, Londra da şampanya patlattılar

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır.

PARA POLİTİKALARI. Erdem Başçı Başkan. 24 Eylül 2013 Denizli Sanayi Odası ve Denizli Ticaret Odası

%7.26 Aralık

PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Temel Ekonomik Gelişmeler

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

GÖSTERGELERİ > > TÜRKİYE NİN HABER

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Bu sunum, borç stoku ve borçlanma ile ilgili güncel bilgileri. kamuoyuna kapsamlı olarak sunmak amacıyla hazırlanmıştır ve

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu Aslı Kazdağlı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Fon Bülteni Ekim Önce Sen

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU A

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI.

Ayın Yatırım Sözü: Vasatın üstünde getirinin yolu, sıradışı ve rahat olmayan yatırımdan geçer. -- Howard Marks (Oaktree)

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Haftalık Piyasa Beklentileri. 16 Mart 2015

Para Politikaları ve Finansal İstikrar

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU

1- Ekonominin Genel durumu

1-Ekonominin Genel durumu

Bakanlar Kurulu Sunumu

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Grafik I.3. ABD Enflasyon, İşsizlik ve Fed Bilanço Büyüklüğü Değişiminin Gelişimi 2

1- Ekonominin Genel durumu

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Ekonomik Göstergeler Neyi Gösteriyor? 2013 e Bakış ve 2014 Beklentileri

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

internet adreslerinden

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

GARANTİ BANKASI 1Ç2016 Sonuçları

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YAŞANAN GELİŞMELER VE 2011 YILI EKONOMİK BEKLENTİLERİ. Dr.Süleyman Yaşar. 17 Nisan 2011

Transkript:

Ömer Faruk Çolak ofc1962@yahoo.com EKONOMİMASASI TCMB DEN FİNANSAL PİYASALARA: BEN BURADAYIM SİNYALİ Yaşanan küresel kriz, ekonomilerin altını üstüne getirmekle kalmadı, iktisat politikalarında da farklılaşmalara yol açtı. Krizin özellikle gelişmiş ülkelerde, önce finansal piyasaları, sonra reel sektörü vurması, geleneksel muhafazakâr iktisat politikalarına iman etmiş ülkeleri bile şaşkına çevirdi. Başta ABD Merkez Bankası (FED) olmak üzere, Avrupa Birliği ve Japonya Merkez Bankası nın para politikalarını hızla değiştirmelerine ve pasif para politikasından aktif para politikalarına geçmelerine neden oldu. Başkan Bush döneminden başlayarak FED para piyasalarında istikrar sağlamak ve toplam talebin daha da aşağıya düşmesini engellemek için 1990 lardan bu yana uygulanan fiyat istikrarı öncelikli para politikasını ve muhafazakâr merkez bankacılığını bırakıp aktif merkez bankacılığına başladı. Bu konuda FED temel olarak şunları yaptı: 2008 den bu yana değişik zamanlarda ekonomideki daralmayı azaltmaya yönelik çeşitli destek ve teşvik paketleri açtı. Bu paketlerle bankalardan Junk Bond denilen tahviller satın alarak onlara likidite sağladı. Bu şekilde kimi bankaların batmasını engelledi. ABD Hazine sinin borçlanmasını kolaylaştırmak, bankaların likidite krizine düşmelerini engellemek için devlet tahvili satın aldı, yeni tahviller satın alma vaadinde bulundu. FED faiz oranlarını aşağıya çekti. ABD de faiz oranı kısa vadede yüzde 1 in altına indi. Bankalar tarafından verilen (plase edilen) özellikle konut kredilerinin ödenmesi ile ilgili kolaylıklar getirdi. FED, ABD dolarının rezerv para olma kimliğini aşındıracak tüm söylemlerin karşısında durdu. Sıraladığımız bu araçları daha da ayrıntılı ele alabiliriz. Ancak önemli olan FED gibi muhafazakâr merkez bankacılığı yapan ve yeni klasik makro iktisat temelli politikalara bağlı olan bir bankanın, kriz karşısında bunlardan vazgeçerek, aktif merkez bankacılığına ve Keynesyen politikalara dönmesidir. Çünkü bu dönüş bir anlamda 1973 petrol krizi sonrası egemen iktisat teorisi olan Neo Klasik iktisat teorisinin çözülüşüdür. 50

Türkiye krizi uzunca süre yadsıdı. Hükümet krizi fırsat olarak gördü. TCMB ise 2006 yılından itibaren uygulamaya başladığı açık enflasyon hedeflemesine bağlı kaldı. Pasif para politikasına devam etti. Avrupa Merkez Bankası da (ECB) bu süreçte FED in pek altında kalmadı. Kriz boyunca piyasalara doğrudan müdahaleler yaptı. Para arzını artırdı, doğrudan tahvil piyasasına girerek maliye politikasına destek verdi. Faiz oranlarını ve kanuni karşılık oranlarını düşürerek, GSYH nin daha hızlı düşmesini engellemeye çalıştı. ECB, 2010 un son aylarında borç krizine girmiş olan Portekiz ve Yunanistan ın tahvillerini satın alınarak aktif para politikasından örnekler verdi. ECB de tıpkı FED gibi fiyat istikrarı hedefine kitlenmiş iken bu müdahalelerle para politikası hedefleri arasına finansal piyasalarda istikrarı da almış oldu. Gelişmekte olan ülkelerde (buna yükselen ekonomileri de dahil edelim) faiz oranı kriz sürecinde gelişmiş ülkelere göre yüksek kaldı. Bundan dolayı da bu ülkelere yönelik kısa vadeli sermaye (sıcak para) girişi hızlandı. Sermaye girişine Carry Trade (borç alıp, daha sonra borç vermek yoluyla faiz farkından para kazanmak) hacmindeki artış sermaye girişlerine daha da ivme kazandırdı. Başını Türkiye nin çektiği kimi ülkeler bu durumu krizin yarattığı bir fırsat olarak değerlendirdi. Buna karşın kimi ülkeler de mevcut durumu bir anlamda bela olarak gördü. Örneğin Brezilya bu görüşte olduğu için sermaye girişini engellemeye yönelik olarak işi kısa vadeli sermaye gelirlerine vergi koymaya kadar götürdü (Tobin Vergisi). Bu önlemler yetmedi; Tablo 1 de gördüğünüz üzere bankaların pasifleri üzerinden (çoğunlukla mevduat) alınan kanuni karşılık oranını; kredi maliyetlerinin artmasına ve kredi arzının azalması pahasına yüzde 7 ye varan oranda artırdı. Brezilya bu eylemi ile büyüme oranının düşeceğini bilmesine rağmen, kısa vadeli sermaye hareketlerinin üzerine gitme cesaretini gösterdi. Çünkü mevcut yapılanmanın daha sonra cari açığı hızla yükselteceğini ve döviz kuru riskinin arttıracağını düşündü. KRİZİN İLK YILINDA TÜRKİYE AKTİF PARA POLİTİKASINA ÇEKİNCELİ BAKTI Türkiye krizi uzunca süre yadsıdı. Hükümet krizi fırsat olarak gördü. TCMB ise 2006 yılından itibaren uygulamaya başladığı açık enflasyon hedeflemesine bağlı kaldı. Pasif para politikasına devam etti. Bu dönemde kimi zaman döviz üzerinde küçük müdahalelerde bulundu. 2008 Ekim ayına kadar da bu politika değişikliklerinin dışında bir politika değişikliğine girişmedi. Ancak bu aylarda faiz oranlarında yüzde 1 lik bir düşüşe gitti. 2009 yılında ise para politikası araçları kullanılarak şu değişiklikler yapıldı: 19 Haziran 2009 da üç ay vadeli repo ihalelerine başlandı ve piyasaya likidite verilmesi yoluna gidildi. 16 Ekim 2009 da TL cinsinden mevduatlarda kanuni karşılık oranı, yüzde 6 dan yüzde 5 e indirildi. TCMB, bir anlamda ekonomide 2009 yılı ilk çeyreğindeki yüzde 14,6 küçülmeye, Şubat 2009 dönemindeki yüzde 16 1 i bulan işsizlik oranına ve 2009 yılı sonundaki 52,2 milyar TL lik Cumhuriyet tarihinin en büyük bütçe açığına kayıtsız kaldı. 23 Aralık 2009 dan itibaren ikincil piyasadan Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) alımına başlandı. Dikkat edileceği üzere FED in 2008 yılında almış olduğu önleme TCMB ancak bir buçuk yıl sonra başvurmuştur. TCMB bir anlamda ekonomide 2009 yılı ilk çeyreğindeki yüzde 14,6 küçülmeye, Şubat 2009 dönemindeki yüzde 16 1 i bulan işsizlik oranına ve 2009 yılı sonundaki 52,2 milyar TL lik Cumhuriyet tarihinin en büyük bütçe açığına kayıtsız kaldı. Bu dönemde merkez bankaları utangaç gelin gibi oturmamalı başlıklı bir yazı yazdığımı hatırlıyorum. Elbette TCMB 2006 yılından itibaren bir türlü tutturamadığı, hatta yüzde 100 sapmaların gerçekleştiği 2006-2008 döneminin aksine, 2009 yılında enflasyon hedefini tutturdu. Burada bir soru sormak durumundayız. Acaba TCMB hiçbir para politikası uygulamasa bile hedef enflasyon oranına erişir miydi? Bu sorunun yanıtını size bırakıyorum. İsterseniz Okuyucu Köşesi sayfamızda bu soruya yanıt verebilirsiniz. 51

Tablo 1. Gelişmekte Olan Ülkelerde Niceliksel Para Politikası Uygulamaları Kaynak: TCMB, Enflasyon Raporu, 2011 Zorunlu Karşılık Oranlarındaki Değişim (puan) Kriz Dönemi (Düşüş) Kriz Sonrası (Artış) Giriş Kontrollerinin Artırılması Brezilya 2 7 Sermaye Kontrolleri Çıkış Kontrollerinin Esnetilmesi Kolombiya 3 Peru 5 3 Çin 2 3 Diğer Önlemler* Endonezya 4 3 Kore Filipinler Tayvan Tayland Hindistan 2,5 1,5 Polonya 0,5 0,5 G. Afrika Rusya 5 2 Türkiye TL: 1 YP: 2 TL: 2,4** YP: 2 * Endonezya: Uzun vadeli yatırımı teşvik etmeye yönelik tedbirler. Kore, Tayvan: Spekülatif aktivitenin kontrolüne yönelik tedbirler. Hindistan: Yurt dışı borçlanmayı zorlaştırıcı tedbirler. Rusya: Döviz cinsi borçlanmayı zorlaştırıcı vergi düzenlemeleri ** TL zorunlu karşılık oranları 7 Ocak 2011 tarihinde mevduat vadelerine göre farklılaştırılmıştır. Tabloda verilen artı oranı, farklı vadelerdeki mevduatların toplam mevduat içerisindeki ağırlıkları kullanılarak hesaplanmıştır. TCMB ŞİMDİ NE YAPIYOR? TCMB yi aktif para politikası konusunda cesaretlendiren olguların başında, 2009 son çeyreğinde büyüme oranının yüzde 6 gibi bir yüksek oranda gerçekleşmesine rağmen, enflasyon oranındaki sapmanın daralmasıdır. Ancak bu gerçekleşmeler TCMB yi aktif para politikasına döndürmeye yetmedi. Pasif para politikasına, enflasyon hedeflemesine ve araç olarak da faiz oranlarını almaya, yani Taylor Kuralı na bağlı kalmaya devam etti. TCMB yi aktif para politikasına sevk eden belirleyici değişkenler, 2010 yılında ulusal paranın aşırı değerlenmesi ile birlikte gelen cari açığın çok hızlı artması ve Türkiye ye giren kısa vadeli sermaye girişinin Kasım ayında 120 milyar doları bulması oldu. TCMB 2010 yılının son çeyreğinde para politikasında kısa aralıklarla ataklara girişti. Daha önemlisi, açık açık TCMB nin enflasyon oranının dışında finansal piyasalarda istikrarı da hedefleri arasına aldı. TCMB bu tavrı ile bizlere şunları söylemeye başladı: Artık ben de kabul ediyorum. TL aşırı değerli, bununda nedeni benim uyguladığım enflasyon hedeflemesi neticesinde artan kısa vadeli sermaye girişidir. Gelinen noktada finansal piyasalarda riskler artıyor. Her ne kadar bankaların sermaye yeterlilikleri yüksek ise de kredi hacmi çok genişledi. Türkiye de borçlanma düzeyi artıyor. Bu durum enflasyon hedefimi de tehdit ediyor. Enflasyon hedefini terk etmeden daha müdahaleci bir Merkez Bankası kimliği ile (yani muhafazakar banka olmaktan vazgeçiyor) aktif para politikası izleyeceğim (yani yeni klasik makro teori temelli para politikasından dönüyorum). Bunun için sadece para politikasının açık piyasa işlemleri politikasını değil, daha uzun vadeli etkilere sahip (bankaların kredi hacmini de uzun dönemde etkileyen) karşılıklar politikası, yeni politika araçlarım arasına girdi. TCMB bunları bu açıklıkla ve tümünü bir arada uygula- 52

TCMB 2010 yılının son çeyreğinde para politikasında kısa aralıklarla ataklara girişti. Daha önemlisi, açık açık TCMB nin enflasyon oranının dışında finansal piyasalarda istikrarı da hedefleri arasına aldı. maya almadı. Tabiri caiz ise sindire sindire (eskilerin deyişi ile tedrici olarak) yapmaya başladı. Tablo 1 ve 2 de TCMB kriz sürecindeki uygulamalarının bir özeti verilmekte. Görüldüğü üzere uygulamanın başını önce gecikmeli olarak düşürülen faiz oranları çekmiştir. 2010 yılında ikinci adıma geçilmiştir. Bu adım teorik olarak keskin bir dönüşümü ifade etmese de Taylor kuralına belli bir kırılmayı ifade etmektedir. Özellikle karşılıklar politikasının etkin olarak kullanılmaya başlanması 2006 yılından itibaren uygulanan para politikasından bir sapmayı ifade etmektedir. TCMB nin Ocak ayında bir taraftan faiz oranlarını düşüren, diğer taraftan da kanuni karşılıkları artıran bir politika değişikliğine gitmesinin altında iki neden bulunmaktadır: - Politika faiz oranlarını düşürerek sermaye hareketlerinin yararlandığı faiz marjını düşürmek, böylece yüksek getiriye dayalı kısa vadeli spekülatif sermaye girişini engellemek. - Faiz oranlarının düşmesi ile artacak olan kredi talebinin toplam harcamaları (toplam talebi) artırmasını engellemek için bankaların kredi faiz oranlarını yükseltmek istedi. Bununla da TCMB politika faiz oranlarını yükselterek yapmak yerine, kanuni karşılık oranlarını yükselterek, bankaların hem kaydi para hacmini daraltmak hem de bankaların fon kaynak maliyetini artırarak yapılmasını kendisi açısından daha avantajlı gördü. 1 Karar Tarihi Vadesiz 1 aya kadar 3 aya kadar 6 aya kadar 1 yıla kadar 1 yıl ve daha uzun Birikimli Mevduat/ katılım fonu dışı diğer* 16 Ekim 2009 5 5 5 5 5 5 5 5 5 23 Eylül 2010 5,5 5,5 5,5 5,5 5,5 5,5 5,5 5,5 5,5 12 Kasım 2010 6 6 6 6 6 6 6 6 6 17 Aralık 2010 8 8 7 7 6 5 5 8 7,4 24 Ocak 2011 12 10 9 7 6 5 5 9 9,4 Ağırlıklı Ortalama Tablo 2. Zorunlu Karşılık Oranlarına ilişkin Kararlar (Yüzde) Kaynak: TCMB, Enflasyon Raporu, 2011 * 17 Aralık 2010 tarihli düzenlemeyle bankaların TCMB ve kendi aralarında yaptıkları hariç olmak üzere repo işlemlerinden sağladıkları fonlar da zorunlu karşılık kapsamına alınmıştır. 53

KARARLAR BEKLENTİLERİ KARŞILAR MI? Şimdilik bu soruya kesin yanıt vermek mümkün değil. Çünkü TCMB bu kararların maliyetini bankacılık sektörünün üstüne attı. Bankalar artan fon kaynak maliyetine rağmen kredi faiz oranlarını artırmayabilir. Yani daha düşük faiz marjı ile çalışır, kârlılıklarından fedakarlık edebilirler. Tersi durumda ise bankalar kredi faiz oranlarını artırır, kredi talebi düşer, faiz marjı belki değişmez fakat bu defa da küçülen aktifler nedeni ile kârlılıkları azalır. Bundan dolayı bankalar ilk seçeneğe daha sıcak bakabilir. Çünkü ellerinde ciddi bir fon kaynağı var. Para politikasındaki değişikliğe gidilen tarih genel seçimlere beş ay kala yapıldı. Eğer gelişmeler TCMB nin istediği gibi olursa, yani faiz oranları bugünkü düzeyini korur, buna karşın döviz kuru belli ölçüde yukarı çıkarsa TCMB 2011 yılında seçimden önce hükümetin elinde, bütçe kanununun içinde yer almayan iki kaynak olacak: Torba yasanın içinde yer alan gecikmiş vergi ve prim tahsilatları ile 2B yasası olarak adlandırılan düzenleme sonrası hazineye girecek olan kaynak. Bu kaynakların nasıl kullanılacağı para politikasının başarısını da belirleyecek. başarılı bir politika değişikliği yapmış olacak. Bu şekilde döviz kurları arttığı için ihracatçıdan sürekli gelen şikayeti de azaltmış olur. Bu hükümetin aktifine pozitif yansır. Diğer yandan faiz oranları değişmeden bankaların kârını da biraz törpülemiş, sektöre aşırı kâr ediyorlar gözüyle bakanlara da hak verdiğini göstermiş durumuna gelir. Buna karşın gerçekleşmeler TCMB nin beklendiği gibi olmaz ise, ortaya çıkacak ilk gelişme, kurların artması nedeni ile enflasyon oranının yükselmesidir. Diğer bir olumsuz gelişme de karşılık oranlarındaki artışın bankaların kredi hacminde düşüşe neden olması ve ekonomide büyüme oranının beklenenden daha fazla oranda etkilenmesidir. Son olarak şunu da söyleyelim, bu analizde maliye politikasına fazla vurgu yapılmadı. 2011 yılında seçimden önce hükümetin elinde, bütçe kanununun içinde yer almayan iki kaynak olacak: Torba yasanın içinde yer alan gecikmiş vergi ve prim tahsilatları ile 2B yasası olarak adlandırılan düzenleme sonrası hazineye girecek olan kaynak. Bu kaynakların nasıl kullanılacağı para politikasının başarısını da belirleyecek. SON NOT 1. Konuya yabancı olanlar için biraz ayrıntı verelim. Bir finansal sistemde merkez bankası kanuni karşılık uygulaması ile şunu yapmaktadır. Diyelim ki kanuni karşılık oranı yüzde 10 olsun. Bu durumda 100 TL mevduat toplayan bir ticari banka bunun 10 TL sini merkez bankasına karşılık oranı olarak yatırır. Yani banka 100 TL lik mevduatın faiz, personel ve diğer maliyetlerine katlanmakta, ancak bunun 90 TL sini kullanabilmektedir. Üstelik Türkiye de TCMB bu ayrılan ve kendisine yatırılan 10 TL lik karşılık için bir faiz ödememektedir. Kanuni karşılık oranı artırılarak böylece bankaların fon kaynak maliyeti artırılmaktadır. Bu da bankaların kredi faiz oranlarını artırmalarına neden olmakta. İkinci maliyet artıran unsur 100 TL kredi vermek için bankanın artık 111,1 TL mevduat toplamak zorunda kalması, yani artık yüzde 10 karşılık uygulandığı için 100 TL kredi vermek için 11,1 TL daha ek mevduat toplayıp onun maliyetine katlanmaktadır. Bu durum bankaların yine kredi faiz oranlarını artırmasına neden olacaktır. 54