KADINDA CİNSELLİK VE CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI CİNSELLİK: İki karşı cins arasında ilgi, yakınlık, sevgi, istek, zevk ve üreme sağlayan düşünsel, duygusal, davranışsal ve sosyal bir etkileşimdir.
**Kadın veya erkek karşı cinsle düzenli, paylaşımlı, mutlu bir ilişki içinde olmak ister.cinsellik doğumdan ölüme kadar bir yaşam dürtüsü olarak sürerken doyuma ulaşmak ister. **İyi bir cinsellik için ön koşul, uygun eş, uygun zaman ve uygun ortamın olmasıdır. **Cinsel gelişim, kişilik gelişiminin bir parçasıdır. Kadının kadınlığını, erkeğin erkekliğini bilmesi, hissetmesidir.
**Toplumumuzda aileler gençlerin birçok konuda kendilerini geliştirmelerine, güven kazanmalarına destek olurken cinsel konularda destek olmaz, güven kazanmalarına çalışmazlar. **Toplumumuzda cinsellik tabudur. Cinsellik hakkında çocuklarımıza halen eğitim verememekteyiz.
**Cinselliği tanımamız için fizyolojisini, anatomisini ve psikolojisini bilmemiz gerekmektedir. **Cinsel uyarılmaya karşı kadın ve erkek fizyolojik tepkiler verir.
Masters ve Johnson cinsel yanıtı dört evreye ayırmıştır. 1. Heyecanlanma (Uyarılma) Evresi 2. Plato Evresi 3. Orgazm Evresi 4. Çözülme (Rahatlama) Evresi
1. UYARILMA EVRESİ: Psikolojik ve fiziksel uyarılma sonucu ortaya çıkar. Bu devrede istemli ve istem dışı çalışan kasların gerilimi artar, damar göllenmesi başlar. 2. PLATO EVRESİ: Cinsel uyaranın devam etmesi durumunda kadın ve erkek plato evresine girer. Bu evrede cinsel gerilim artarak kişinin orgazma geçeceği uç noktaya ulaşır. Eğer uyarı yetersizse kişi orgazmik rahatlamaya geçemeyecektir.
3. ORGAZM EVRESİ: Cinsel zevkin doruğundaki duyguya orgazm denir. Orgazmın kesin bir tanısını yapmak olanaksızdır. Bu evrede vajina kasları istemsiz olarak kasılır. Orgazmda beynin ve psikolojik faktörlerin önemi tartışılamaz. En önemli cinsel organ beyindir. diyebiliriz.
4. ÇÖZÜLME-RAHATLAMA EVRESİ: Yüksek orgazmik evreden sonra çözülme evresine girilir. İstem dışında oluşan bu gevşeme ve rahatlama sırasında kadınlar yeniden bir uyarı alırsa bir başka orgazm evresine girme potansiyeline sahiptir.
Ülkemizde cinsel sorunlara son derece sık rastlanmasına karşılık hekimler tarafından en az bilinen konuların başında gelmektedir. Bunun önemli nedeni cinselliğin tıp eğitimi içinde yer almamasından ve ülkemizde formel bir cinsel eğitimin verilmemiş olmasındandır.
Tüm cinsel bozuklukları üç gruba ayırabiliriz: 1. PARAFİLİLER- CİNSEL SAPMALAR 2. CİNSEL KİMLİK BOZUKLUKLARI (TRANSSEKSÜALİTE) 3. CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI
1.PARAFİLİLER: Bir kişinin cinsel açıdan uyarılabilmesi için çeşitli nesneler, eylemler içeren tekrarlayıcı ve yoğun dürtü, fantezi ve davranışlara gereksinim duymasıdır.
ÖRNEK: Egzibisyonizm: Teşhircilik. Fetişizm: Yalnızca belli nesnelerle uyarılabilme Pedofili: Çocuklara yönelik cinsel ilgi Zoofili: Hayvanlara yönelik cinsel ilgi Nekrofili: Ölülere yönelik cinsel ilgi Mazohizm: Acı çekerek uyarılabilme Sadizm: Acı yaşatarak uyarılabilme... gibi
2. CİNSEL KİMLİK BOZUKLUKLARI (TRANSSEKSÜALİTE) Kişinin kendi biyolojik cinsiyetini kabul etmemesi ondan rahatsızlık duymasıdır. Kendi cinsel organını reddeder, karşı cinsin kimliğine uygun tutum davranış ve rolleri benimser. Karşı cins gibi giyinir ve davranır. Bazı uygun vakalarda cinsiyet değiştirme operasyonu uygulanabilir. Ancak bu operasyon ciddi bir psikolojik hazırlık ve psikoterapi sürecinden sonra hekimlerin onayı ve mahkeme kararı ile gerçekleşir.
3. CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI **Cinsel yanıt evrelerindeki cinsel istek, uyarılma ve orgazm aşamalarındaki aksamalardan kaynaklanmaktadır. **Cinsel işlev bozuklukları multidisipliner bir alandır. Hem tanı, hem de tedavide disiplinler arası işbirliği gerekmektedir. (jinekoloji, üroloji, endokrinoloji, psikiyatri)
CİNSEL İŞLEVLERİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEYEN HASTALIKLAR **KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Aterosklerotik hastalıklar, kalp yetmezliği **ÜROLOJİK HASTALIKLAR Kronik böbrek yetmezliği, hidrosel, varikosel **HEPATİK HASTALIKLAR Siroz
**PULMONER HASTALIKLAR Solunum yetmezlikleri **ENDOKRİN BOZUKLUKLAR Diabet, hipofiz-adrenal testis eksenindeki bozukluklar, akromegali, adrenal neoplaziler, mikrodem hipertroidi **NÖROLOJİK HASTALIKLAR Multipl skleroz, Parkinson, temporal lob epilepsisi, omuriliğin travmatik ve neoplastik hastalıkları, merkezi sinir sistemi tümörleri, genel paraziler, periferik nöropati...
**ENTOKSİKASYONLAR Kurşun; tarım ilaçları **İNFEKSİYON HASTALIKLARI Elefantiyazis, kabakulak **GENEL DURUMU BOZAN SİSTEMİK HASTALIKLAR
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUĞUNDA YAN ETKİSİ BULUNAN İLAÇLAR VE MADDELER **Diüretikler **Antihipersansifler **Psikotrop ilaçlar (antipsikotikler, antidepresanlar, hipnotik ilaçlar) **Anti ülser ilaçlar **Antihistaminikler **Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar **Kardiyolojide kullanılan ilaçlar **Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar **Alkol ve uyuşturucu maddeler
CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARININ NEDENLERİ Cinsel işlev bozukluklarının hem bedensel (organik), hem de psikolojik nedenleri vardır: C.İ.B. nin ortaya çıkmasında genellikle çok sayıda psikolojik faktör rol oynar. **Erken çocukluk dönemine ait bilinçaltı çatışmalar **Çocukluk ve ergenlik dönemine ait psikoseksüel gelişim dönemlerindeki aksaklıklar
**Yanlış öğrenilmiş cinsel davranışlar **Eksik veya yanlış cinsel bilgiler **Cinsellikle ilgili abartılı beklentiler **Geleneksel ve tutucu yetiştirilme biçimi **Utanma, günahkarlık ve suçluluk duyguları **Eşler arasındaki uyumsuzluk ve iletişim sorunları **Depresyon gibi cinsel yaşamı olumsuz etkileyen psikiyatrik hastalıklar.
Cinsel işlev bozukluklarını beş grupta inceleyebiliriz: 1. Cinsel istek ve tiksinti bozuklukları 2. Cinsel uyarılma bozuklukları 3. Orgazmla ilgili bozukluklar 4. Cinsel ağrı bozuklukları (Disparoni, vajinismus) 5. Genel tıbbi duruma bağlı cinsel işlev bozuklukları
CİNSEL İSTEK BOZUKLUĞU **Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. **cinsel istekte azalma **cinsel düşünce ve fantezi,cinsel birleşme ve orgazma ulaşma sıkılığının azlığı ya da yokluğu **cinsel bir etkinliği başlatma, katılma ya da yanıt verebilme motivasyonunun yetersizliği olarak tanımlanır. **Nedeni çoğunlukla psikolojiktir.
**Cinselliğin yasaklandığı tutucu toplum ve kültürlerde sık görülür. **Küçük yaşlardan itibaren uygulanan cinsel yasak ve baskıların doğal sonucu olarak kadının cinselliğe hatta kendi bedenine yabancılaşması olarak da algılanabilir.
**Tek tedavisi cinsel terapidir. **Sonradan ortaya çıkan cinsel istek azlığına kronik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, alkol ve uyuşturucu madde kullanımı, menopoz, emzirme dönemi, depresyon ve diğer psikiyatrik bozukluklar, eşle olan uyumsuzluk ve çatışmalar, cinsel travma ve şiddet uygulaması sayılabilir.
CİNSEL TİKSİNTİ BOZUKLUĞU Cinsel ilişki kurmaktan sürekli ve aşırı bir biçimde tiksinti duyma ve bu nedenle cinsellikten kaçınmadır.
ORGAZM BOZUKLUĞU **Yeterli cinsel uyarıya karşın çoğunlukla orgazmın yaşanmaması, gecikmesi veya güçlükle ulaşılabilmesidir. **Kadınların yaklaşık üçte biri orgazm sorunu yaşamaktadır.
**Önemli psikolojik nedenleri; *Tutucu değer yargıları *Cinsel travmalar *Suçluluk duyguları *Yetersiz, yanlış ve abartılı bilgiler *Eşle olan iletişim sorunları *Ön sevişmenin yetersizliği *Eşteki erken boşalma veya ereksiyon güçlüğü sayılabilir.
**Kadındaki orgazm bozukluğu yaşamın önceki dönemlerinde yokken sonradan da ortaya çıkabilir. Bunun nedenleri olarak; *Eşler arası uyumsuzluk *Evlilik içi çatışma *Cinsel travma *Çeşitli jinekolojik ve sistemik hastalıklar *Kullanılan ilaçlar *Alkol veya uyuşturucu kullanımı *Depresyon ve diğer psikiyatrik hastalıklar *Menopoz *Yaşlılık veya diğer cinsel işlev bozuklukları sayılabilir.
**Orgazm sağlıklı ve doyumlu cinsel yaşamın en önemli kısmıdır. **Orgazm bozuklukları cinsel terapistler tarafından başarı ile tedavi edilirler.
CİNSEL AĞRI BOZUKLUKLARI VAJİNİSMUS: **Kadınlarda psikolojik nedenlerle ortaya çıkan bir cinsel işlev bozukluğudur. **Cinsel birleşme denendiğinde vajinanın dış üçte bir kaslarında, vajinaya penisin, parmağın, tamponun girmesini engelleyecek şekilde, sürekli kasılmalar nedeniyle cinsel birleşmenin gerçekleşememesi veya ağrılı olarak gerçekleşmesidir.
**Kasılma istemsiz yani kadının bilinçli kontrolü dışında gerçekleşir. Kasılmaya tüm bedendeki kasılmalar, bacakların kapanması, adeta bir kilitlenme, korku, cinsel birleşmeden kaçınma, girişin olmayacağı inancı eşlik eder. Nadiren cinsel birleşme olabilir ama ağrılı ve sıkıntılıdır. (Disparoni) **Vajinismuslu kadınların cinsel organları anatomik olarak normaldir ama vajinal kaslar girişe olanak vermeyecek şekilde kasılır. Her cinsel birleşme girişimi, yoğun endişe, sıkıntı, ağlama, öfke uyandırır. Paniğe benzer bir davranış ortaya çıkartır.
**Çoğu zaman kadın vajinanın penisi içine alamayacak kadar dar olduğunu düşünür. **Kızlık zarının yırtılması, ölümü bile düşündürecek kadar felaket abartıları ile doludur. **Vajinanın parçalanacağı, çok acı duyacağı, aşırı kanamanın olacağı, penisin içerde kalacağı... gibi çarpıtılmış, abartılı düşünceler sıktır.
**Vajinismus genellikle cinsel yaşamın başlangıcında, ilk cinsel birleşme denendiğinde ortaya çıkar, (primer) Daha seyrek olarakda kürtaj, komplikasyonlu doğumlar, cinsel travmalardan sonra ortaya çıkar,(sekonder) **Ülkemizde vajinismus batı ülkelerinden daha fazla görülmektedir.
**Vajinismus sorunu yaşayan çiftler bu durumun yalnız kendi başlarına gelen bir durum olduğunu düşünürler. Sorunu aileleri ile paylaşamazlar, nereye başvuracaklarını bilemezler. Hep bir gün düzelir ümidi ile beklerler. **Uzamış yılları bulmuş vajinismus vakaları görmekteyiz. ( 28yıl) **Vajinismus sorunu olan kadınların cinsel uyarılma ve orgazm sorunları yoktur.
**Vajinismuslu kadın sevişmek ister, sevişir, hatta orgazmı yaşar ama tam bir birleşmeden kaçınır. Bedeni ve kaslarını kasarak tam bir savunma davranışı içine girer. Ama aslında ilişkiye girmek istemektedir. **Denemeler sırasında kadın şiddetli bir korku duyar, panik yaşar. Bu durumda erkeğin davranışı çok önemlidir,pasif veya çok sert değil anlayışlı, aktif, problem çözücü bir davranış göstermelidir.
**Vajinismus sorunlu kadınlar cinsel ilişkiden korkarlar fakat çocuk sahibi olmak isterler. Bu yüzden sıklıkla jinekologlara ve sterilite kliniklerine başvururlar. **Çoğunlukla jinekolojik muayenede zorluk çekerler. Kendi cinsel organlarını elleyemezler. **Bu sorun kadının eksiklik, güvensizlik, suçluluk duyguları yaşamasına sebep olur.
**Erkekte eşine karşı öfke, istenmeme, reddedilme duyguları bazen de ereksiyon sorunları yaşayabilir. **Bu sorun boşanmaya, fiziksel şiddet davranışlarına, adli olaylara neden olabilir. **Vajinismus kentli, eğitimli, meslek sahibi kadınlarda da görülür.
Hastaların soruna ilişkin korkuları Ağrı ve acı duyma korkusu 114 %57 Aşırı kanama korkusu 31 %15,5 Yırtılma, parçalanma korkusu 18 %9 Bayılma, ölme korkusu 11 %5,5 Penisin içinde kalma (kilitlenme)korkusu 17 %8,5 Tiksinme, iğrenme duygusu 9 %4,5 TOPLAM 200 %100
VAJİNİSMUSUN NEDENLERİ 1. Yanlış, Yetersiz, Abartılı Bilgilerden Etkilenme (Yanlış İnanışlar): Penisin giremeyeceği, ilişki sırasında çok fazla acı duyacağı, aşırı kanama ve parçalanma olacağı, bayılıp öleceği, hastanelik olacağı, penisin içerde kalacağı gibi abartılı ve yanlış bilgilere inanma (cinsel mitler, ilk gece korkusu) ülkemizde en fazla gördüğümüz nedenlerdir.
2. Toplumsal Baskılar: Cinselliğin ayıp, günah, yasak olarak görüldüğü toplumlarda yetişme. Bekaretin çok önemli olduğu, çok iyi saklanması hatta canları pahasına korunması gerektiğine inanma. Baskıcı ve otoriter aile vajinismusun ortaya çıkmasında önemli nedendir.
3. Cinsel Travmalar: Yaşanan cinsel taciz, tecavüz ve hoş olmayan yaşantılara bağlı olarak ortaya çıkar. 4. Encest İlişkiler 5. Gebe Kalma Korkusu (Doğum Korkusu) 6. İlk ilişki denemesinde erkeğin kadına ön sevişmesiz, aceleci, sert ve kaba davranması, cinsel birleşmeye zorlaması
7. İstemeden, zorla evlendirilme 8. Cinsel Özdeşim (Kimlik) Bozukluğu: Kadının karşı cinsle özdeşim kurup kadınlığını reddetmesi ve kadınlık rolünü benimsememesi. 9. Obsessif (Mükemmeliyetçi), çocuksu, histrionik, aşırı duygusal kişilik yapısına sahip olma.
10. Performans Kaygısı: İlişkide başarılı olamama düşünce ve duyguları. 11. Cinsel bölgelerde fiziksel bir travmaya maruz kalma. 12. Cinselliği normal bir davranış olarak algılayamama, reddetme...
DİSPARONİ Erkeklere göre kadınlarda daha fazla karşılaşılan disparoni DSM IV e göre cinsel ilişkide yineleyici bir biçimde ya da sürekli olarak genital ağrı yaşanması şeklinde tanımlanır. Genital bölgede ağrının nerede olduğu iyi bilinmelidir.
Girişteki rahatsızlık; vajinal kuruluk (yetersiz uyarılma), bartolin kisti, mantar, enfeksiyon gibi sorunlardan ortaya çıkarken, daha derinlerdeki ağrı yumurtalık ve uterustan kaynaklanabilir. Kadın menstürasyon döneminde de ağrı hissedebilir. Derinlerdeki ağrı pelvik enfeksiyon, endometriozis, jinekolojik operasyonlar, kanser nedeniyle olmakta, cinsel birleşme sırasında ağrının şiddeti artmaktadır. (organik nedenler)
Disparoni, eğer organik bir neden yoksa psikolojik nedenlerle ortaya çıkmıştır. (vajinismusu ortaya çıkartan nedenler )
Cinsel ilişkide ağrının sürekli yaşanması cinsel isteksizlik, uyarılma ve orgazm bozuklukları yaratabilir. Bazen de yaşanan ağrının şiddetine göre cinsel yaşamdan tamamen uzaklaşma söz konusu olabilir. Disparoni sorunu yaşayan kişiye, neden organikse, organik tedavi, psikolojikse cinsel terapi uygulanır.
Cinsel Sorunların Kaynağı 1. Bilgisizlik (Deneyimsizlik) 2. Cinsel dürtünün düşüklüğü 3. Eşle iletişim sorunları 4. Performans kaygılarıdır.
TEDAVİ Tedaviye Başvurma; *Eşlerin ayrılık tehditleri *Çocuk nerede (aile ve toplumsal baskılar) *Oluşan psikiyatrik hastalıklar Depresyon, anksiyete, suicid riski
**Bu vakalar doğru adresi bulmakta zorlanırlar. Nereye, kime başvuracaklarını bilemezler. Genellikle jinekologlara başvururlar. **Jinekologlar tarafından kızlık zarının ameliyatı ile sorunun ortadan kalkacağı düşünülsede sorunun daha da ağırlaştığı görülmektedir.
**Ancak bu sorun cinsel sorunlar konusunda özel eğitim almış terapistlerce çözüme ulaşır. **Ne yazık ki toplumumuzda bu konuya çıkarcı yaklaşan, hastaları suistimal edip travma yaşatan uzman geçinenler de bulunmaktadır.
YANLIŞ TEDAVİ YÖNTEMLERİ **KIZLIK ZARININ OPERASYONLA ALINMASI: Vajinismus psikolojik nedenlerle ortaya çıktığı için ancak psikoterapi ile çözülür. Kızlık zarının alınması sorunu çözmez. **GENEL ANESTEZİ ALTINDA CİNSEL BİRLEŞME: Gerçekleşse bile, sorun yine devam edecektir. Bu yaklaşım etik değildir. **UYUŞTURUCU POMATLAR: Yararsızdır.
**KADININ SARHOŞ EDİLMESİ: Sorunu çözmez. **ANTİSİYOLİTİK İLAÇLAR: Yararsızdır. **SICAK SU BANYOSU, ANESTEZİK POMATLAR, AĞRI KESİCİLERİN BİRLİKTE KULLANIMI: Yararsızdır, hafif fobik hastalarda (vajinal kasılma olmayan) geçici olarak işe yarayabilir.
**VAJİNAL BOTOKS UYGULANMASI: Botoks vajina kaslarını felç eder. Bu yüzden cinsel birleşme sağlanabilir. Botoksun etkisi geçince tekrarlar. Etik değildir. Kadınların korkusu, direnci varsa travmaları tedavi edilmeden kalır. **HAMİLE KALMAKLA-ÇOCUK DOĞURMAKLA sorun düzelmez
TEDAVİ NASIL YAPILIR **Vajinismus tedavisi bu konuda eğitim almış uzmanlarca yapılmalıdır. **Tedavide hasta detaylı olarak dinlenir, anamnezi alınır. **Eşler birlikte alınmalıdır. **Bu sorunun ne olduğu, hangi koşullarda, nasıl ortaya çıktığı hastaya ve eşine anlatılır. **Terapi süreci, terapinin kuralları, zamanı, seansları, ev ödevleri konuşulur.
**Çiftlere cinsel bilgi verilir. Cinselliğin anatomisi, fizyolojisi, jinekolojisi ve psikolojisi anlatılır. Ev ödevleri verilir. **Cinsel tedavi sırasında cinsel birleşmeye yasak konur. Kadının kendi organını tanıması, benimsemesi, vajina girişine parmağını tutması önerilir. (fonksiyonu olmayan organı beyin reddeder.)
**Kegel ve gevşeme egzersizleri ile rahatlama sağlanır. **Haftalık verilen ev ödevleri gerektiği gibi yapıldığı taktirde tedavi ortalama 6-8 seansta sonlanır
Tedaviler vakalara ve sorunlara göre farklılıklar gösterebilir. a. Bireysel Terapi b. Eşlerin birlikte alındığı Çift Terapisi c. Evlilik Terapisi d. Grup Terapisi e. Masters ve Johnson tarafından geliştirilen Kognitif-Davranışçı Terapi yaklaşımları kullanılabilir.
Tıpta hedef sadece hastalığı tedavi etmek değil, koruyucu önlemler de almaktır. Ülkemizde cinsel sorunların ortaya çıkmasında cinsel bilgisizliğin ve yanlış bilgilerden etkilenmenin fazla olduğu görülmüştür. Bunun için koruyucu önlem olarak cinsel eğitimin verilmesi gerekir.
CİNSEL EĞİTİMİN AMAÇLARI 1.Cinsel konularda doğru ve gerekli bilgileri vermek (yanlış, yetersiz bilgilere engel olmak) 2.Cinsel sorunları azaltmak, mutlu insanlar yaratmak. 3.Boşanmaları azaltmak 4.Cinsel sapmaları azaltmak 5.Cinsel suçları azaltmak
6. Doğum kontrolünü öğretmek 7. Cinsel temasla bulaşan hastalıkları azaltmak 8. Cinsellikle ilgili içgörü kazandırmak **Cinsel eğitimi; aile, okul, medya, jinekologlar ve psikologlar verir. **Ülkemizde geleneksel olarak, kültürel ve dini nedenlerle cinsel eğitime gereği kadar yer verilememiştir. Ancak bazı okullarda pilot çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.
**Bu konuya politikacıların eğilmesi ve gerekli yasaların çıkartılması için girişimlerin yapılması önemlidir. **Üniversite öğrencileri ile yapılan bir araştırmada **Cinsel bilgileriniz yeterli mi? Sorusu sorulmuş. **%86 sı yetersiz cevabı vermiştir.
CİNSEL MİTLER 1. Cinsel ilişki cinsel birleşme demektir. 2. Tüm fiziksel yaklaşımlar cinsel birleşmeyle bitmelidir. 3. Çiftler için aynı anda orgazm yaşamak amaç olmalıdır. 4. Cinsellik hakkında konuşmak ve düşünmek onu bozar. 5. Cinsellikte başarıya ulaşmak çok önemlidir.
6. İlk cinsel ilişkide başarılı olunmaması daha sonrakilerde de başarılı olunamayacağının göstergesidir. 7. Erkekler cinsel birleşmenin yalnız mekanik kısmı ile ilgilidir, duygusallık kadınlarda görülür. 8. Sevişme sırasında fantezi kurmak yanlıştır. 9. Erkeklerde cinsel organın boyutu cinsel gücün göstergesidir. 10. Mastürbasyon zararlıdır. cinsel güce etkisi vardır.
11. Oral seks olgunlaşmamışlığın göstergesidir. 12. Adet ve gebelik dönemlerinde cinsel ilişkiden kaçınılmalıdır. 13. Erkekler cinsel eyleme her an hazır ve isteklidir. 14. Kadınların cinsel açıdan pasif olmaları, cinsel eylemi başlatmamaları gerekir. 15. Cinsellik öğrenilemez. 16. Cinsellik pis ve kirlidir. 17. Cinsel ilişki sırasında kadınlar ağrı-acı duyar.
18. Cinsellik yalnız üremeye yönelik bir eylemdir. 19. Kalp krizi veya felç geçiren erkekler cinsel ilişkiden kaçınmalıdır. 20. Erkeklik hormonu almak cinsel gücü tümüyle arttırır. 21. İstenmeyen gebelikleri önlemek yalnız kadının sorumluluğundadır.