YAZAR ve ESERLER HAKKINDA



Benzer belgeler
Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

11. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: KUVVET ve HAREKET 4. KONU AĞIRLIK MERKEZİ - KÜTLE MERKEZİ ETKİNLİK ÇÖZÜMLERİ

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

AÇIKLAMALAR VE UYGULAMALAR

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

mayan, kimileyin aç klay c, kimileyin biraz daha ileri seviyede ve daha ilgili ve merakl ö renci için yaz lm fl olan di er bölümlerin bafl na 3A, 4C

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

NTERNET ÇA I D NAM KLER

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

6 MADDE VE ÖZELL KLER

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

CO RAFYA SICAKLIK. Kavram Dersaneleri 6. ÖRNEK 1 : Afla daki haritada, Türkiye de y ll k günefllenme sürelerinin da l fl gösterilmifltir.

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

TEST 10. Afla daki noktal yerlere uygun sözcükleri bularak cümleyi tamamlay n z. 1. Dünya n n flekli...

ÖNSÖZ Bu kitap, muhtelif dinlere mensup baz insanlar n, slam dini hakk ndaki eksik ve yanl fl düflünceleri nedeniyle kaleme al nm flt r. Muhtelif zama

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL DERGİLER YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

Mercedes-Benz Orijinal Ya lar

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

Psikolojiye Giriş. Gözden geçirme oturumları. Evrim ve Akılcılık Ders 10. Pazartesi, 26/02, Salı, 27/02,

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Amerika Birleflik Devletleri nde dikkatimi ilk çeken her fleyin

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

1/3 Nerde ya da Kaos a Girifl

Yoga. Beden Ruh ile Bulufluyor

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Uzay Keflfediyoruz. Günefl Sistemi Nerede? Her Yer Gökada Dolu! n yaln zca biri! evrendeki sonsuz Dünya bizim evimiz ve

F Z N DO ASI. 2. Bilimsel bilginin ortaya ç k fl, ilk olarak tar m uygarl na. 3. Bilimsel yöntem; ak l, deney ve gözleme dayan r.

Endüstri 4.0. nsanl n Gelece i. Tümüyle bilgisayar

Rulmanlar n z nereden geliyor? Artan taklit ürün sorunlar hakk nda gerçekleri ö renin

Sonlu bir kümenin eleman say s n n ne demek oldu unu

DE fi M. Do ada her fley de iflime u rar. A açlar de iflir. Hayvanlar de iflir. Eflyalar de iflir.

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

T bbi Makale Yaz m Kurallar

Hiç K salmadan K salan Yol

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Yeniflemeyen Zarlar B:

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim.

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

Olas l k Hesaplar (II)

yaz -tura at yor. Yaz gelirse birinci oyuncu, tura gelirse ikinci oyuncu kazanacak. Birinci oyuncu oyunun bafl nda ortaya 1 lira koyuyor.

Çöplerimizle yere serdi imiz Albatroslar

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

Bir odada sonsuz say da insan n bulundu unu varsayal m. Bu

Etkili letiflim. Mesaj n bafll takip eden metine göre çok daha fazla okunuyor.

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

DENEY 2: PROTOBOARD TANITIMI VE DEVRE KURMA

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

Ard fl k Say lar n Toplam

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.9. Pazar De eri Esasl ve Pazar De eri D fl De er Esasl De erlemeler için ndirgenmifl Nakit Ak fl Analizi

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin

KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

YILDIZLAR NASIL OLUŞUR?

Transkript:

YAZAR ve ESERLER HAKKINDA Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y l nda Ankara'da do du. lk, orta ve lise ö renimini Ankara'da tamamlad. Daha sonra stanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve stanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde ö renim gördü. 1980'li y llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser haz rlad. Bunlar n yan s ra, yazar n evrimcilerin sahtekarl klar n, iddialar n n geçersizli ini ve Darwinizm'in kanl ideolojilerle olan karanl k ba lant lar n ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad r. Harun Yahya'n n eserleri yaklafl k 30.000 resmin yer ald toplam 45.000 sayfal k bir külliyatt r ve bu külliyat 41 farkl dile çevrilmifltir. Yazar n müstear ismi, inkarc düflünceye karfl mücadele eden iki peygamberin hat ralar na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf ndan kitaplar n kapa nda Resulullah' n mührünün kullan lm fl olmas n n sembolik anlam ise, kitaplar n içeri i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran- Kerim'in Allah' n son kitab ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya olmas n remzetmektedir. Yazar da, yay nlad tüm çal flmalar nda, Kuran' ve Resulullah' n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar n tek tek çürütmeyi ve dine karfl yöneltilen itirazlar tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah' n mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duas olarak kullan lm flt r. Yazar n tüm çal flmalar ndaki ortak hedef, Kuran' n tebli ini dünyaya ulaflt rmak, böylelikle insanlar Allah' n varl, birli i ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc sistemlerin çürük temellerini ve sapk n uygulamalar n gözler önüne sermektir. Nitekim Harun Yahya'n n eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, ngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, spanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan talya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan n daha pek çok ülkesinde be eniyle okunmaktad r. ngilizce, Frans zca, Almanca, talyanca, spanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, S rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullan l yor), Hausa (Afrika'da yayg n olarak kullan l yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan l yor), Danimarkaca ve sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d fl nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf ndan takip edilmektedir.

Dünyan n dört bir yan nda ola anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insan n iman etmesine, pek ço unun da iman nda derinleflmesine vesile olmaktad r. Kitaplar okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl l r ve samimi üslubun, ak lc ve ilmi yaklafl m n fark na varmaktad r. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl maktad r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar n, art k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di er sapk n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de ildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard r, çünkü fikri dayanaklar çürütülmüfltür. Ça - m zdaki tüm inkarc ak mlar, Harun Yahya Külliyat karfl s nda fikren ma lup olmufllard r. Kuflkusuz bu özellikler, Kuran' n hikmet ve anlat m çarp c l ndan kaynaklanmaktad r. Yazar n kendisi bu eserlerden dolay bir övünme içinde de ildir, yaln zca Allah' n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr ca bu eserlerin bas m nda ve yay nlanmas nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir. Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu unda, insanlar n görmediklerini görmelerini sa layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas n teflvik etmenin de, çok önemli bir hizmet oldu u ortaya ç kmaktad r. Bu de erli eserleri tan tmak yerine, insanlar n zihinlerini buland ran, fikri karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da tmada, iman kurtarmada güçlü ve keskin bir etkisi olmad genel tecrübe ile sabit olan kitaplar yaymak ise, emek ve zaman kayb na neden olacakt r. man kurtarma amac ndan ziyade, yazar n n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyece i aç kt r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n n eserlerinin tek amac n n dinsizli i çürütmek ve Kuran ahlak n yaymak oldu unu, bu hizmetteki etki, baflar ve samimiyetin aç kça görüldü ünü okuyucular n genel kanaatinden anlayabilirler. Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar n, Müslümanlar n çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman n yolu ise, dinsizli in fikren ma lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas ve Kuran ahlak n n, insanlar n kavray p yaflayabilecekleri flekilde anlat lmas d r. Dünyan n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi i zulüm, fesat ve kargafla ortam dikkate al nd nda bu hizmetin elden geldi ince h zl ve etkili bir biçimde yap lmas gerekti i aç kt r. Aksi halde çok geç kal nabilir. Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat, Allah' n izniyle, 21. yüzy lda dünya insanlar n Kuran'da tarif edilen huzur ve bar fla, do ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu a tafl maya bir vesile olacakt r. 3

OKUYUCUYA Bu kitapta ve di er çal flmalar m zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr lmas n n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar felsefenin temelini oluflturmas d r. Yarat l fl ve dolay - s yla Allah' n varl n inkar eden Darwinizm, 140 y ld r pek çok insan n iman n kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay s yla bu teorinin bir aldatmaca oldu unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar m za ulaflt - r labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular m z belki tek bir kitab m z okuma imkan bulabilir. Bu nedenle her kitab m zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ayr lmas uygun görülmüfltür. Belirtilmesi gereken bir di er husus, bu kitaplar n içeri i ile ilgilidir. Yazar n tüm kitaplar nda imani konular, Kuran ayetleri do rultusunda anlat lmakta, insanlar Allah' n ayetlerini ö renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah' n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan n akl nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b rakmayacak flekilde aç klanmaktad r. Bu anlat m s ras nda kullan lan samimi, sade ve ak c üslup ise kitaplar n yediden yetmifle herkes taraf ndan rahatça anlafl lmas n sa lamaktad r. Bu etkili ve yal n anlat m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat lanlar n do rulu unu inkar edememektedirler. Bu kitap ve yazar n di er eserleri, okuyucular taraf ndan bizzat okunabilece i gibi, karfl l kl bir sohbet ortam fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar birarada okumalar, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar aç s ndan yararl olacakt r. Bunun yan nda, sadece Allah r zas için yaz lm fl olan bu kitaplar n tan nmas na ve okunmas na katk da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt r. Çünkü yazar n tüm kitaplar nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar n di er insanlar taraf ndan da okunmas n n teflvik edilmesidir. Kitaplar n arkas na yazar n di er eserlerinin tan t mlar n n eklenmesinin ise önemli sebepleri vard r. Bu sayede kitab eline alan kifli, yukar da söz etti imiz özellikleri tafl yan ve okumaktan hoflland n umdu umuz bu kitapla ayn vas flara sahip daha birçok eser oldu unu görecektir. mani ve siyasi konularda yararlanabilece i zengin bir kaynak birikiminin bulundu una flahit olacakt r. Bu eserlerde, di er baz eserlerde görülen, yazar n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynaklara dayal izahlara, mukaddesata karfl gereken adaba ve sayg ya dikkat edilmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat mlara rastlayamazs n z.

5

Bu kitapta kullan lan ayetler, Ali Bulaç' n haz rlad "Kur'an- Kerim ve Türkçe Anlam " isimli mealden al nm flt r. Birinci Bask : A ustos, 2005 kinci Bask : Ekim, 2005 Üçüncü Bask : Kas m, 2005 ARAfiTIRMA YAYINCILIK Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi brahim Elmas flmerkezi A. Blok Kat 4 Okmeydan - stanbul Tel: (0 212) 222 00 88 Bask : Seçil Ofset 100 Y l Mahallesi MAS-S T Matbaac lar Sitesi 4. Cadde No: 77 Ba c lar- stanbul Tel: (0 212) 629 06 15 www.harunyahya.org - www.harunyahya.net

ÖNSÖZ................................................8 G R fi.................................................18 UÇUfiUN KÖKEN HAKKINDAK EVR MC SENARYOLAR VE ÇIKMAZLARI.............24 KUfiLAR VE D NOZORLAR ARASINDAK ÖNEML YAPISAL FARKLILIKLAR.....................50 ARCHÆOPTERYX B R ARA GEÇ fi FORMU DE L, SOYU TÜKENM fi B R KUfi TÜRÜDÜR................168 EVR MC FANAT ZME B R ÖRNEK: SAHTE FOS L ARCHÆORAPTOR...........192 HAYAL D NOZOR-KUfi BA LANTILARI...210 PTEROZORLAR (UÇAN SÜRÜNGENLER) NEDEN EVR M TEOR S Ç N B R ÇIKMAZDIR?..............................252 BÖCEKLERDE UÇUfiUN KÖKEN...........262 SONUÇ...................................286 EVR M YANILGISI.........................290

çmak binlerce y ld r insanl n ideali haline gelmifl, çok say da bilim adam n n ve araflt rmac n n emek, zaman ve para harcad bir alan olmufltur. Çok ilkel baz denemeler d fl nda, uçabilen araçlar ancak 20. yüzy lda yap - labilmifltir. nsanl n yüzlerce y ll k teknoloji birikimiyle yapmaya çal flt klar bu ifli, dünya üzerinde 150 milyon y ld r var olduklar bilinen kufllar kusursuzca gerçeklefltirmektedirler. Yeni do an bir kufl yavrusu bile, insanlar n ancak yüksek teknoloji ile baflarabildi i bu özel yetene i, çok k sa bir süre içinde kazanmaktad r. Peki bu hayranl k verici canl lar nas l ortaya ç km flt r? Kufllar inceleyen herkes, di er canl lar gibi onlar n da çok iyi tasarlanm fl vücut yap lar na sahip olduklar n fark eder. Bu durumun bizi ulaflt raca sonuç ise, kufllar n kusursuz bir yarat l fl n ürünü olduklar d r. Ancak evrim teorisi, bu gerçe i kabullenmek istemez. Evrim teorisine göre tüm canl lar tek bir ortak atadan türeyerek çeflitlenmifllerdir. Bu senaryoya göre, say lar n n 100 milyona1 vard düflünülen canl türleri birbirlerinden türemek zorundad r. Evrimciler canl l n kökeni ve çeflitlili i konusunda aç klama olarak iki temel mekanizma öne sürerler: Do al seleksiyon ve mutasyonlar. (Detayl bilgi için bkz. Harun Yahya, Evrim Aldatmacas, Hayat n Gerçek Kökeni, Araflt rma Yay nc l k) Oysa her iki mekanizman n da yeni bir canl oluflturma özelli i yoktur; çünkü bunlar herhangi bir amaca yönelik olmayan zararl ve rastlant sal etkilerdir. Elbette amaçs zca ve bilinçsizce geliflen tesadüflerin planl, düzenli ve belli bir amaca yönelik olarak tasarlanm fl canl lar meydana getirmeleri mümkün de ildir. Kör tesadüfler, canl lara kompleks organlar ve sistemler kazand ramazlar. Sa duyu sahibi bir kimse, canl l inceledikçe, evrim teorisi-

10 KUfiLARIN VE UÇUfiUN KÖKEN nin, canl l n kökenini rastlant lara dayand - ran bu iddias n n saçmal n fark edecektir. Tasar m görüp buna amaçs z demek, düzen görüp rastlant demek, göz göre göre gerçekleri inkar etmekten baflka bir fley de ildir. Bu inkar n temelinde ise, evrimcilerin materyalist felsefeye olan ba l l klar ve yarat l fl gerçe ine olan ba naz tepkileri yatar. Evrimciler bir Yarat c 'n n varl n kabul etmektense, kör tesadüflerin sözde yaratma gücü oldu una ve bilinçsizli i, amaçs zl ifade eden bu kavram n herfleyi yapabilece ine inanmay tercih ederler. Ancak buradaki çarp k inanc görmek çok kolayd r: Bir maket uça n parçalar n rastgele yere koysan z, bu parçalar rüzgar, y ld r m, ya mur, deprem gibi etkilerle tesadüf eseri birleflerek, bütün bir uçak maketi haline gelmeyecektir. Üstelik bu örnekte uça n tüm parçalar önceden birbirine uyumlu olarak yap lm flt r. Buna ra men ne kadar beklenirse beklensin do ru parçalar n yan yana gelerek birbirine monte olmas mümkün de ildir. Bu tasar m ancak, bilinçli bir varl n parçalar biraraya getirmesi ile gerçekleflir. Ama evrimcilere göre tesadüfler, bu örneklerle k yas olmayacak kadar mükemmel sistemler kurabilmekte, hassas dengeler oluflturabilmektedir. Buradaki mant k çöküntüsü son derece aç kt r. Canl lar n her biri ayr birer tasar m harikas d r. leri sürülen evrim mekanizmalar ise, evrimcilerin iddialar na hiçbir katk da bulun-

Ak l ve mant k sahibi olan hiç kimse bir uçaktaki tasar ma bak p, bunun kendili inden olufltu unu düflünmez. Parçalar n tesadüf eseri biraraya gelip uçabilen bir araç oluflturdu unu iddia etmez. Aksine uçaktaki tasar ma bakanlar, her aflamas nda çok ince bir plan oldu unu, pek çok bilim adam n n bilgi ve tecrübelerini kulland klar n, emek ve zaman harcad klar n düflünür. Kufllar ise uçaklardan çok daha üstün özelliklerle donanm fllard r. Uçma yetene ine sahip olarak yarat lan kufllara bak p, onlar n tesadüf eseri var olduklar n söylemek en baflta ak l ve mant kla çeliflir. Bu iddia ile ortaya ç kan kiflilerin durumunu, Allah "Vicdanlar kabul etti i halde, zulüm ve büyüklenme dolay s yla bunlar inkar ettiler..." (Neml Suresi, 14) ayeti ile bildirmektedir.

12 KUfiLARIN VE UÇUfiUN KÖKEN mamaktad r. Bu mekanizmalar n ilki olan do al seleksiyon, yaflad klar ortamla uyum içinde olan canl lar n hayatta kald n, uyumsuz olanlar n ise yok oldu unu öngörür. Evrimcilere göre bu bilinçsiz eleme flekli, canl lara birbirinden kompleks organlar, sistemler kazand rmaktad r; ama bu iddian n geçerli hiçbir kan t ve bilimsel dayana yoktur. Gözlemler, do al seleksiyonun sadece uygun olmayan bireyleri ay klamakta ifle yarad n, canl lara yeni organlar ve sistemler katmas n n ise söz konusu olmad n göstermektedir. Ünlü biyolog D'Arcy Wentworth Thompson bunu flöyle özetlemektedir: Do al seleksiyonda gördü ümüz fley yaratmak de il, yok etmek, budamak ve yang na sürüklemektir.2 K sacas do al seleksiyon ile yeni bir türün ortaya ç kmas mümkün de ildir. Üstelik do al seleksiyonla seçim süreci, hem bilinçsizdir hem de canl lar n genetik bilgilerine bir katk s olmaz. Yani do al seleksiyonla canl da bir de ifliklik meydana gelse de bu de ifliklik kendinden sonraki bireylere aktar lamaz. Genlere etki eden tek do al mekanizma mutasyondur. Mutasyonlar ise canl lar n genetik yap lar nda meydana gelen hasarlard r ve mutasyonlar n genetik bilgiye faydal bir ekleme yapt klar hiçbir zaman gözlemlenmemifltir.3 Evrimcilerin do al seleksiyon ve mutasyonlar yoluyla evrimleflme iddialar geçersizdir, çünkü; 1) Do al seleksiyon gelece i görerek planlama yapamaz, 2) Mutasyonlar hiçbir zaman geliflme sa layan bir "yarar" oluflturmazlar. New Mexico Üniversitesi'nden Profesör John O. Woller mutasyonlarla geliflme iddias n n mant ks zl na flöyle de inmektedir: Genel evrim için gerekli olan tesadüfi dizayn ayarlamalar, mant ksal felaketlerdir. Radyasyon, kopyalama hatalar ya da önerilen di er kaynaklar n neden oldu u tesadüfi mutasyonlar çok nadiren dizayn ayarlar n ortaya ç karmaktad rlar, daha geliflmifl mükemmel dizaynlar ise hiçbir zaman oluflturmazlar.4

Harun Yahya (Adnan Oktar) 13 Do al seleksiyonun evrim teorisine kazand rd hiçbir fley yoktur. Çünkü bu mekanizma, hiçbir zaman bir türün genetik bilgisini zenginlefltirip gelifltirmez. Hiçbir zaman bir türü bir baflka türe çevirmez. Çünkü do al seleksiyonun bir bilinci yoktur. Canl lar için neyin iyi, neyin kötü oldu unu ay rt edecek bir akla da sahip de ildir. Bu nedenle do al seleksiyon asla kompleks tasar mlara sahip canl lar n kökenini aç klamada kullan labilecek bir mekanizma de ildir.

14 KUfiLARIN VE UÇUfiUN KÖKEN fiöyle bir düflünelim... Kendiniz için bir ihtiyaç tespit ettiniz: Örne in vücudunuzda s alg lay c lar oldu unda çok daha verimli bir hayat sürece inize kanaat getirdiniz ya da sizin için hayati bir önem tafl yaca n düflündü ünüz baflka bir organ n varl na ihtiyaç duydunuz... Bunu vücudunuzda meydana getirebilir miydiniz? Vücudunuzdaki di er tüm organlarla koordine bir flekilde, flafl rmadan, zamanlamas mükemmel flekilde, tam ihtiyac n z oldu unda gerekli tedbirleri alarak sizi korumak, size faydal olmak için durmaks z n çal flan bir organ ya da sistem oluflturabilir miydiniz? Sonra da bunu sizden sonraki nesillere aktaracak gerekli genetik flifreleri hatas z bir flekilde DNA'n za kodlayabilir miydiniz? Bu, ne kadar isteseniz, ne kadar u raflsan z da mümkün olmazd. Sizin gibi ak l ve fluur sahibi bir varl n bunu baflarmas mümkün de ilken, fluursuz moleküller bunu nas l baflarabilir? Dolay s yla fluursuz moleküllerin hücreler infla ettiklerini, sonra da bunlar n genetik yap lar nda tesadüf eseri kusursuz düzenlemeler gerçekleflti ini iddia etmenin, hiçbir bilimsel dayana yoktur. Tüm bunlar n sonucu olarak, zaman içerisinde tesadüfi sözde evrim mekanizmalar yla bir canl n n baflta uçufl yetene i olmak üzere mükemmel özelliklere sahip bir kufla dönüflmesi, kuflun da yine farkl mükemmel özelliklere sahip bir baflka canl ya dönüflmesi mümkün de ildir. Canl lardaki çeflitlilik Allah' n sonsuz ilminin, yaratma sanat n n delillerinden sadece biridir. Evrimciler ise bu gerçe i kabul etmemek u runa gerçek d fl izahlara saplan p kalmaktad rlar. Canl l n kompleksli inin giderek daha iyi anlafl ld son 20 y l içinde, evrim teorisinin savundu u tesadüf dogmas na tepki gösteren bilim adamlar n n say s artm flt r. Örne in Yeni Zelanda'daki Otega Üniversitesi'nden moleküler biyolog Michael Denton, evrim teorisinin ç kmazlar kendisine soruldu unda, tesadüfi mutasyon iddialar n flöyle elefltirmektedir: Benim en ciddi itiraz m mutasyonlar n mahiyetiyle ilgili. Darwinizm evrim sürecinde seçilmifl olan tüm mutasyonlar n ilk kez meydana geldiklerinde tümüyle tesadüfi oldu u görüflüne dayanmaktad r. Mutasyon-

Harun Yahya (Adnan Oktar) 15 lar tesadüfidir... flte Darwinizm'in temel tafl budur. Canl lardaki mutasyon girdisi her zaman oldu u gibi tesadüfidir. Darwinizm do adaki tüm uyumlu yap lar n ve tarih boyunca var olan tüm organizmalar n tümüyle bafl bofl mutasyonlar n birikimiyle meydana geldi ini iddia etmektedir. Bu iddia en küçük bir delili bulunmayan dayanaks z bir düflüncedir kinci problem ise do ada çok say da kompleks sistem bulundu u ve bu problem ne kadar itici olursa olsun ve insanlar ne kadar bunu görmemeye çal fl rsa çal fls n, do ada bulunan çok say da ileri derecede kompleks sistemin, küçük rastgele mutasyonlar n zaman içinde birikmesiyle hiçbir flekilde oluflamayaca d r. Asl nda ço u zaman biyolojik literatürde bu sistemlerin nas l meydana geldi ini aç klayacak bir giriflim bile bulunmamaktad r. Klasik bir örnek kuflun akci eridir ve baflkalar n da sayabilirim, fakat herkes kuflun ak- Mutasyonlar evrim teorisine hiçbir destek sa lamaz. Çünkü: - Mutasyonlar her zaman zararl d r. - Mutasyon sonucunda DNA'ya yeni bilgi eklenmez. - Mutasyonun bir sonraki nesile aktar labilmesi için, mutlaka üreme hücrelerinde meydana gelmesi gerekir. Mutasyonlar n net etkisi, kaplumba- a örne indeki gibi zararl d r. Mutasyonun sonuçlar ancak ölüler, sakatlar ve hastalard r.

17 ci erinin kendine has dolafl mla ilgili bir yap s oldu unu bilir. Herhangi geliflmifl bir canl n n fizyolojisi aç s ndan bu kadar hayati olan bir organ n bu flekilde küçük bir dizi olayla ola anüstü biçimde de- iflikli e u ramas n n imkans z oldu unu görmek için çok fazla biyoloji bilgisine gerek yoktur. Bu bizim tekrar has r alt edemeyece imiz bir konudur. Çünkü temelde Darwin'in söyledi i gibi, e er herhangi bir organ n küçük aflamalarla zaman içinde geliflmifl olamayaca gösterilebilirse, bu teori tümüyle geçersiz olacakt r. Akla uygun düflünüldü ünde do ada buna benzer çok say - da örnek vard r.5 Hayvanlardaki herfley öylesine ince düflünülmüfltür ki, daha do madan ihtiyaçlar olacak özel organlarla donat lm fllard r. Bu canl lar n tesadüf eseri, daha önce görmedikleri bir ortamla tam bir uyum içinde var olmalar mümkün de ildir. Canl lar sahip olduklar mükemmel sistemlerle yaratan Yüce Rabbimiz Allah't r.

vrim senaryosunun iddialar ndan biri de kufllar kapsamaktad r. Bu senaryoya göre sudaki canl lardan - amfibiyenlerden- bir k sm sürüngenlere dönüflüp tam bir kara hayvan haline gelmifltir. Bu canl lardan bir k sm da kufllar grubunu oluflturmufllard r. Evrimci iddialara göre kufllar, günümüzden yaklafl k 150-200 milyon y l önce, sözde sürüngen atalar ndan türemifllerdir. Kufl aday olan bu hayali canl lar, tam birer kufl olana kadar aflama aflama yeni özellikler kazanm fllard r. Dolay s yla uçma yetene i de senaryo gere i aflama aflama bugünkü mükemmel halini alm flt r. Ancak evrimcilerin yaflad klar n varsayd klar yar kufl-yar sürüngen canl lar n izine -1.5 as rd r süren çabalara ra men- hiçbir yerde rastlanmam flt r. Yeryüzü katmanlar nda yar s pul yar s tüy kapl derileri olan ya da tek kanatl veya yar m kanatl ara geçifl formlar na rastlanmad gibi, iddialar n tersine sadece mükemmel yap lardaki, kusursuz, tam canl lara ait fosiller bulunmufltur. Elbette ki bu durum evrimcilerin iddialar aç s ndan son derece düflündürücüdür. Çünkü bu bilim d fl hikayeyi do rulayan hiçbir delil olmamas na ra men, evrimciler bu iddialar n srarla sürdürürler; bir gün bu hayallerinin gerçek olaca umudunu tafl rlar. Evrimcilerin bir türlü gerçekleflmeyen hayallerine destek sa lama çabalar, ilerleyen bölümlerde detayl olarak de inece imiz çarp tmalardan, tarafl yorumlardan öteye gidememifltir. Yeryüzünde on binden fazla kufl türü yaflamaktad r. Bu kufllar n her biri birbirinden farkl özelliklere sahiptir. fiahinin keskin gözleri, genifl kanatlar ve sivri pençeleri vard r. Yüzlerce metre yükseklikte süzülürken, yukar dan yavru bir tavflan fark edebilecek kadar keskin gözlere sahiptir. Birkaç yüz graml k ya mur kufllar, her y l k fl geçirmek üzere 4.000 kilometrelik yolu 88 saat boyunca kanat ç rparak ve okyanus üzerinde rotalar n flafl rmadan katederler.

20 KUfiLARIN VE UÇUfiUN KÖKEN Papa anlar ses taklidi yetenekleri ile en zeki birkaç canl dan biridir. Papa anlar, çok farkl bir ses organ anatomileri oldu u halde -örne in diflleri ve dudaklar olmamas na ra men- insanlar n ç kard seslere çok benzer sesler ç karabilmektedirler. Bilinen en küçük kufl olan sinek kuflu, uzun gagas yla çiçek nektarlar ve çiçeklerin içinde bulunan küçük böceklerle beslenebilir. Besin alabilmek için çiçe in önünde havada as l olarak kalmas gerekir ve sahip oldu u özel yarat l flla bunu yapabilen tek kufl sinek kufludur. Baykufl ise ince ama keskin olmayan tüylerindeki özel yarat l fl sayesinde, geceleri yapt av uçufllar s ras nda tam bir sessizlik elde eder. Bugün baykuflun kanatlar, hava türbülans n -gürültüyü- engellemesiyle bilim adamlar n n taklit etmeye çal flt klar tasar mlar aras nda yerini alm flt r. 3.5 metrelik kanatlar ile en uzun kanat sahibi olan albatroslar yaflamlar n n %92'sini aç k denizlerde geçirirler ve neredeyse hiç karaya inmezler. Albatroslar n çok uzun süre hiç durmadan uçabilmeleri ise, kanatlar n olabildi ince genifl açarak, kanat ç rpmadan, hava ak mlar n kullanarak uçmalar yla mümkün olur. Alakargalar toplad klar palamutlar daha sonra kullanmak üzere topra a gömerler. Her yeri birbirine benzeyen bir orman n içinde 9 ay geçtikten sonra bile, güçlü haf zalar ile bu palamutlar bulup ortaya ç - karabilmektedirler. Kufllar, yavrular yla ilgilenme flekilleri, onlara olan flefkatli tav rlar yla da son derece dikkat çekicidirler. Baz kufllar çok detayl yuvalar yaparlar ve yuvan n tasar m nda pek çok koflulu göz önünde bulundururlar. Örne in deniz kenar nda yaflayan kufllar, yuvalar n batmayacak flekilde ve buna uygun malzeme ile yaparlar; hatta su yükseldi i takdirde yuva içindeki yavrular n bundan zarar görmemesini hesap ederler. Sazl k bölgelerde yaflayan baz kufllar ise, yumurtalar rüzgar n etkisiyle düflmesin diye yuvalar n n duvarlar n yüksek yaparlar. Kufllar n ciltlerce kitap ile anlat labilecek çeflitlilikteki birbirinden farkl özel yuva tasar mlar, ak lc davran fllar, fedakarl klar ak l ve fluurdan yoksun bu canl lar için nas l mümkün olmaktad r?

Harun Yahya (Adnan Oktar) 21 Kufllar n sahip olduklar özellikleri zaman içinde yavafl yavafl kazanm fl olmalar mümkün de ildir, çünkü böyle bir sürecin ara aflamalar nda hayatta kalmalar mümkün de ildir. Nitekim evrimcilerin iddia ettikleri gibi aflama aflama mükemmelleflen bir canl yoktur; aksine farkl canl gruplar, yeryüzü katmanlar nda ilk belirdikleri andan itibaren flu anki mükemmel halleriyle bulunmaktad r. Bunlar, kufllar n yarat ld n n bilimsel kan tlar d r. Bu kan tlar, insanlara Kuran'da ö retilen bir gerçe i teyit etmektedir: Bu canl lar, sahip olduklar yeteneklerle ve buna uygun tasar mlarla yaratan, herfleyin Yarat c s olan Allah't r. Kuran'da Allah "... O'nun, aln ndan yakalay pdenetlemedi i hiçbir canl yoktur..." (Hud Suresi, 56) ayetiyle canl lar üzerindeki hakimiyetini bildirmektedir. Kufllar da sahip olduklar kusursuz özellikleriyle göklerin ve yerin Rabbi olan Allah' n sanat n n ve ilmininin örneklerinden sadece birini sergilemektedir:... Göklerin, yerin ve bunlar aras ndakilerin tümünün mülkü Allah' nd r; diledi ini yarat r. Allah herfleye güç yetirendir. (Maide Suresi, 17)

Yeryüzünde on binden fazla kufl türü yaflamaktad r. Bu kufllar n her biri birbirinden farkl özelliklere sahiptir. Baykufllar, papa anlar, a açkakanlar, alakargalar, sinek kufllar... Bu kufllar n her biri, Allah' n yaratma sanat n n örneklerindendir ve sahip olduklar özelliklerle Allah' n sonsuz ilmini sergilemektedirler.

vrimciler kufllar n sözde atas n n, bir sürüngen grubu olan dinozorlar oldu unu öne sürerler. Ancak evrimciler dinozorlar n nas l olup da kufllara dönüfltüklerini aç klayamazlar. Uçuflun kökeni ile ilgili öne sürülen belli bafll iki iddia vard r. Her iki iddia da saçma ve delilsizdir; yaln zca varsay mlara dayanmaktad r. Cursorial (yerden yukar ) teori olarak bilinen iddiaya göre, dinozorlar yerden havalanarak kufllara dönüflmüfltür. Cursorial kelimesi Latince curcus kelimesinden türemifltir ve "koflarak, h zl hareket" anlam na gelmektedir. Arboreal (a açlardan afla ) teori olarak bilinen görüfle göre ise, kufllar n sözde atalar a açlarda yaflayan bir sürüngen grubu olan dinozorlard r; bu dinozorlar zamanla "daldan dala atlayarak kanatlanm fl" ve kufllara dönüflmüfllerdir.

26 KUfiLARIN VE UÇUfiUN KÖKEN Her iki teori de hayal gücüne ve varsay mlara dayanmaktad r. Ne arboreal teoriyi ne de cursorial teoriyi destekleyecek hiçbir kan t yoktur. Evrimcilerin bu sorun karfl s nda hiçbir bilimsel de eri olmayan senaryolar üretmekten baflka bir çözümleri yoktur. Tufts Üniversitesi'nden Dr. Robert G. Cook'un editörlü ünü yapt Avian Visual Cognition (Kufllarda Görsel Bilinç) adl kitapta da kufllar n kökeni konusunun spekülasyona ne kadar aç k oldu undan flöyle bahsedilir: Kufllar n uçufl için sahip olduklar mükemmel tasar m, geçifl formlar için olan fosil kan tlar n n yetersizli iyle birlikte, kufllarda uçuflun evrimi konusunu çok büyük bir spekülasyon alan yapt.6 Scientific American dergisinin 17 Ocak 2003 tarihinde yay nlanan "Origin of Bird Flight Explained" (Kufllarda Uçuflun Kökeni Aç kland ) adl makalede de -asl nda içinde kufllar n kökenine dair hiçbir gerçekçi aç klama yoktur- hem arboreal hem de cursorial teorilerin yetersizli ine flöyle de inilmifltir: hem arboreal hem de cursorial senaryolar aç klama getirmek aç s ndan boflluklara sahiptir. A açta yaflayanlara bakt m zda, günümüzde yaflayan yüzlerce uçmayan fakat süzülerek hareket eden omurgal lar içinden, hiçbir tanesi bile ek kanatlar ile vurufl yapamaz. Do al seleksiyon niçin yerde koflmak için a r kasl bacaklar olan theropodlarda küçük ilkel kanatlar n geliflmesine onay versin? Dial [Montana Üniversitesi'nden evrimci bir biyolog olan Kenneth Dial], iki teorinin de ad m ad m adaptasyonlar n, tamamen geliflmifl uçufl mekanizmas na nas l yol açt na dair yeterli aç klama getiremediklerini ileri sürmektedir.7 CURSORIAL TEOR YE GÖRE UÇUfiUN KÖKEN VE YANILGILARI Cursorial teori, iki ayakl lar n, koflarken gerçeklefltirdikleri bir dizi s çray fl ile uçmay baflard klar n öne sürer. S çray fl mesafeleri artt kça, kanatlar n denge ve itici kuvvet için kullan ld n, bunun da baflka her-

Harun Yahya (Adnan Oktar) 27 hangi bir ek vas taya gerek kalmaks z n uçma ile sonuçland n varsayar. Bu ütopik varsay m aç klama giriflimi iki flekilde olmufltur: Böcek a modeli Bu model, iki ayakl canl larda ön kollar n serbest hareket edebildi ini, böylece avlar n daha kolay yakalanabildi ini öne sürer. Zaman içinde tüyler geniflledikçe, kanatlar n, kovalama ve vurma yöntemiyle böceklerin yakalanmas için daha iyi bir alet halini ald n iddia eder. ddialar n devam ise ön ayak büyüdükçe, hareketin bugünkü kanat ç rpma yöntemiyle uçufla dönüfltü ü fleklindedir. Bu iddian n, evrim teorisine aç klama getirebilmek için yap lan zorlama bir model oldu u ortadad r. Bilinçsiz evrim mekanizmalar n n canl için neyin faydal neyin Evrimci senaryolardan biri de, dinozorlar n kollar n n, saniyede 1.000 kere kanat ç rpabilen sinekleri yakalamaya çal fl rken kanatlara dönüfltü ü fleklindedir. Bu gülünç iddialar günümüzde karikatürlere konu olmaktad r.

28 KUfiLARIN VE UÇUfiUN KÖKEN faydas z oldu unu tespit etmelerini; bu tespit do rultusunda öngörülü davranarak, canl n n vücudunda gerekli de ifliklikleri meydana getirmelerini beklemek son derece ak l d fl d r. Zararl ve rastgele etkileri olan mutasyonlar n, canl lara faydal de iflimler sa lamas, gerçekleflmesi imkans z bir hayalden baflka bir fley de ildir. Kald ki bu teori, mutasyonlar n olumlu etkiler sa layabilece i varsay lsa bile tutars zd r. Çünkü kufllar yukar afla kanat ç rparlar; ama böcekleri yakalamak için kullan lan hareket, uçufl hareketinden daha farkl d r. Böyle bir amaç için kufllar n kanatlar n öne geriye hareket ettirmeleri gerekmektedir. Bu durumda böcek yakalamaya çal flan bir canl n n, kollar n n kanada dönüflmesi bir dezavantaj olaca için, zaten böyle bir de iflime ihtiyaç yoktur. Bu da evrimci iddialar aç s ndan çeliflkili bir durumdur. Çünkü evrimciler organlar n ihtiyaca göre geliflti ini iddia ederler. Ayr ca evrimcilerin iddialar do rultusunda böcek yakalamaya çal - flan canl da kanat ve tüyler oluflsayd, bu kanatlar ve tüyler avlanmak için kullan ld klar nda hasar görürlerdi. Bu da böcek a modeli iddias aç s ndan bir çeliflkidir. E er bir canl kollar yla böcek yakalamaya çal fl rken kollar evrimleflseydi, canl n n kollar nda, av n yakalamas için, havan n geçiflini sa lamak amac yla (sineklik benzeri) hava deliklerinin olmas gerekirdi.8 Ancak kufllar n kanatlar bu tür deliklere sahip de ildir; tam olarak uçmak için yarat lm fllard r. Nitekim bilinen en eski kufl olan ve kusursuz bir uçufl anatomisine sahip olan Archæopteryx'in kanatlar nda da hava delikleri yoktur. Bu da, onun bu yöntemle böcek yakalayamayaca n gösteren delillerden biridir. Sonuç olarak, tüm bunlar söz konusu modelin geçersizli ini ortaya koymaktad r. Kanat ç rpma modeli Bu model, söz konusu canl lar n avlar n çeneleriyle yakalad klar n, havaya s çrarken de ön ayaklar n iki yanl dengeleyici olarak kulland klar n iddia eder. Ön ayaklardaki büyümenin, kald rma gücünde dakika-