Fiziksel Tespitteyken Kendi Gözünü Çıkaran Bir Olgunun Sunulması



Benzer belgeler
Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

İntihar Girişimlerinde İlk Yardım: Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler. Danışman: Halise DEVRİMCİ ÖZGÜVEN

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

PSİKOFARMAKOLOJİ 6. Duygudurum Bozuklukları Tedavisi Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül. HKU, Psikoloji YL, 2017 Bahar.

DEPRES DEPRE Y S O Y NDA ND PSİKOFARMAKOTERAPİ

verme davranışı birçok psikiyatrik hastalıkta görülür. Psikotik hastalarda emir veren işitsel

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

Psikofarmakolojik Tedavilerin Bilişsel İşlevler Üzerinde Etkisi

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Aripiprazole Bağlı NREM Parasomni Olgusu

İNTİHAR DAVRANIŞINDA TEDAVİ STRATEJİLERİ ve İNTİHARIN ÖNLENMESİ. Dr Çiğdem Aydemir

Depresyonda Güncel Tedaviler. Doç. Dr. Murat ERKIRAN

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

SUNUM PLANI. Genel değerlendirme EKT TMU tdcs

Psikiyatride Akılcı İlaç Kullanımı. Doç.Dr.Vesile Altınyazar

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

POSTPARTUM BAŞLANGIÇLI DEPRESYONDA GİDİŞ VE SONLANIM

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ACOG Diyor ki! HER GEBE TAKİP SÜRECİNDE EN AZ BİR KEZ PERİNATAL DEPRESYON AÇISINDAN TARANMALIDIR. Özeti Yapan: Dr. Semir Köse

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

Uyku sorunları: Ruhsal bozukluklardaki önemi. Prof. Dr. Mustafa Tayfun Turan Erciyes ÜTF Psikiyatri AD

DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ:

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Klinik Psikoloji: Ruh Hali Rahatsızlıkları. Psikolojiye Giriş. Günümüz Kriterleri. Anormallik nedir?

Obsesif Kompulsif Bozukluk. Prof. Dr. Raşit Tükel İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı 5.

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Geriatrik depresyon tedavisinde idame EKT

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanının hukukla imtihanı Malpraktis. Dr Eyüp Arslan

Psikiyatri Acil Servise Başvuran Perinatal Dönemdeki Hastaların Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

Demans ve Alzheimer Nedir?

AĞIR ŞİDDETTE DEPRESYON SAĞALTIMI

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Eğitim Yılı Dönem V Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Staj Eğitim Programı

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

HASHİMOTO TİROİDİTİNE BAĞLI GELİŞEN BİR PSİKOZ VAKASI

ADOLESANA VERİLMESİ GEREKEN KORUYUCU SAĞLIK HİZMETLERİ. Doç Dr Müjgan Alikaşifoğlu

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

BOS GLUKOZ DÜġÜKLÜĞÜ ĠLE SEYREDEN TÜBERKÜLOZ MENENJĠT ÖN TANILI VARİCELLA ZOSTER MENENJİTİ OLGUSU

Açıklama Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Dr. Birgül Kaçmaz Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

PSİKOZ İÇİN RİSK GRUBUNDA OLAN HASTALARDA OBSESİF KOMPULSİF VE DEPRESİF BELİRTİLERİN KLİNİK DEĞİŞKENLER VE BİLİŞSEL İŞLEVLERLE İLİŞKİSİ

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

Yaşlılarda İntihar Davranışı ve Müdahele İlkeleri. Prof. Dr. Çınar Yenilmez Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

AYAKTAN HASTA DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 6 RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

Acil Serviste En Sık Neler Şikayet Ediliyor? Doç. Dr. Selahattin KIYAN Ege ÜTFH Acil Tıp AD ATOK «Acilde Adli Tıp»

Yaşlılarda Dirençli Anksiyete Bozukluklarının Tanı ve Tedavisi

Bölüm: 11 Manik Depresyona Özel İlaç Fikri

KİMLİK BİLGİLERİ. ÇOCUK SAĞLIĞI ve HASTALIKLARI ANABİLİM DALI HASTA DEĞERLENDİRME FORMU. Doktorun Adı, Soyadı: Cinsiyeti: Kadın Erkek

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Bir Akut Psikoz Kliniğinde Yatan Erkek Hastalarda Psikoaktif Madde Kullanımı ve Klinik Değişkenler Üzerine Etkisi

TRSM de Rehabilitasyonun

NEJAT İŞLER İSTANBUL'A SEVK EDİLDİ

DEPRESYON. Belirtiler

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Erken boşalmamak için en iyi yardımcı kaynak için burayı tıklayın

Ders Yılı Dönem-V Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Staj Programı

Son 10 yıldır ilaç endüstrisi ile bir ilişkim (araştırmacı, danışman ve konuşmacı) yoktur.

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

OKB DE KOMORBİDİTENİN VARLIĞI TEDAVİYİ NASIL ETKİLER? Dr.Abdulkadir Tabo

Adana RSHH'de zorunlu tedavi ve sorunları DR. GÖZDE CİĞERLİ

ÇANKAYA BELEDİYESİNİN ÖZEL HASTANELERLE YAPMIŞ OLDUĞU PROTOKOLLERLE ALINAN İNDİRİM ORANLARI

ÇOCUK VE GENÇLERDE DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI

Üniversite Öğrencilerinde Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri

Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

Hastanın tedaviye karşı iç görüsüz ve uyumsuz olması Kendisine veya çevresine zarar verme riskinin yüksek olması

Düşmeler, tıbbi hata kapsamında değerlendirilebilir mi?

Araş.Gör. Dr. Meltem Yanaş ESOGÜTIPFAK PSİKİYATRİ ABD

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Transkript:

DOI: 10.5455/NYS.20140827121138 Olgu Sunumu / Case Report Fiziksel Tespitteyken Kendi Gözünü Çıkaran Bir Olgunun Sunulması Filiz Dere-Yılmaz 1, Armağan Özdemir 1, Evrim Erten 1, Selime Çelik 2, Duran Çakmak 3 1 Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul-Türkiye 2 Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul-Türkiye 3 İstanbul AREL Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, İstanbul-Türkiye Yazışma Adresi / Address reprint requests to: Armağan Özdemir, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul-Türkiye E-posta / E-mail: armioz@yahoo.com Geliş tarihi / Date of receipt: 19 Ağustos 2014 / August 19, 2014 Kabul tarihi / Date of acceptance: 27 Ağustos 2014 / August 27, 2014 ÖZET: Kendi gözünü çıkarma nadiren görülmesine rağmen ciddi akıl hastalıklarının en trajik sonuçlarından biridir. Kendi gözünü çıkarma en sık dini sanrılar, patolojik suçluluk, işitsel varsanılar ve gözle ilgili sanrılar ile ilişkilidir. Tek taraflı veya tamamlanmamış kendi gözünü çıkarma olgularında diğer göze yönelik zarar verme riski hala yüksektir. Gözünü çıkarma girişimlerinde körlüğü önlemenin tek yolu bire bir gözlem ve fiziksel kısıtlama (parmak ve göğüs/gövde dahil) olabilir. Bu yazıda, tedavi zorluklarını vurgulamak amacıyla fiziksel kısıtlama altındayken kendi gözünü çıkaran bir olgu sunulacaktır. Anahtar sözcükler: kendi gözünü çıkarma, kendine zarar verme davranışı, şizofreni New/Yeni Symposium Journal 2014;52(1):27-31 ABSTRACT: Self-Enuclation under the physical restraint : A case report Self-enuclation is a rare but tragic consequence of a severe mental disorder and it is strongly associated with the symptoms of religious delusions, pathological guilt, auditory hallucinations and delusions specifically relating to the eye. In the case of unilateral or incomplete self-enucleation the risk of further eye injury remains high. In the situation of attempted enucleation the only way to prevent blindness may be one-to-one nursing and physical restraint (including finger and chest/body). In this report, we describe a case of self-enuclation under physical restraint which highlights the difficulties of management. Key words: self-enuclation, self-injury, schizophrenia New/Yeni Symposium Journal 2014;52(1):27-31 GİRİŞ Kendine zarar verme davranışı (self-mutilasyon) kişinin bilinçli intihar isteği olmadan, tekrarlayıcı, isteyerek ve amaçlı olarak yapılan, doku hasarı ile sonuçlanan, kendi bedenine yönelik fiziksel zarar verme girişimi olarak tanımlanmaktadır. Kendine zarar verme davranışı, hayati ciddiyetine göre yüzeysel/hafif derecede, stereotipik ve major (şiddetli) olarak sınıflandırılmıştır. 1 Yüzeysel kendine zarar verme davranışı çok daha sık görülmesine rağmen genellikle ciddi yaralanmalara neden olmamaktadır. Bunun aksine, önemli miktarda beden dokusunun harap olduğu şiddetli kendini yaralama davranışı nadiren görülmesine rağmen sıklıkla bir organın veya işlevinin kalıcı kaybına neden olabilmektedir. Şiddetli kendine zarar verme davranışı en sık kendi gözünü çıkarma (self-enüklasyon) (ödipizm), kendini kastre etme (self-kastrasyon), kendi parmak ve ekstremitelerini kesme (self-amputasyon), kendi kendine cerrahi girişimde bulunma şeklinde görülmektedir. 1 Ödipizm, Yunan mitolojisinde babasını öldürdüğünü ve annesiyle cinsel ilişkiye girdiğini öğrendikten sonra gözlerini çıkaran Kral Ödipus tan ismini almaktadır. 1990-2007 yılları arasında yayınlanmış şiddetli kendine zarar verme olgularıyla ilgili bir gözden geçirmede, yılda 4 milyonda bir görüldüğü, olguların %89 unun erkek ve yaş ortalamasının 32.7 olduğu belirtilmektedir. 2 Şiddetli kendine zarar verme olgularının %39,6 sı göze yönelik zarar verme olgularıdır. Göz çıkarma olgularının çoğu psikotik bozukluk yelpazesindedir ve kalıcı görme kaybıyla sonuçlanan olguların yaklaşık yarısının ilk psikoz atağı sırasında gerçekleştiği saptanmıştır. 3,4 Kendi gözüne yönelik zarar verme davranışı genellikle parmakla, nadiren makas, jilet, kalem, bıçak, keskin bir 27

Fiziksel tespitteyken kendi gözünü çıkaran bir olgunun sunulması tahta parçası gibi cisimlerle yapılmaktadır. 5-7 Bu yazıda bir gözüne zarar verdiği için fiziksel tespitteyken dini ve suçluluk sanrıları nedeniyle diğer gözüne de zarar veren bir şizofreni olgusu sunulacaktır. OLGU Otuz yaşında, bekâr, üniversite eğitimini yarıda bırakan ve çalışmayan erkek hasta, yaşadığı şehirdeki devlet hastanesinin psikiyatri servisinden hastanemize yönlendirilmiş ve paranoid şizofreni ön tanısıyla yatırılmıştı. Kimseyle iletişime girmeme, uyuyamama, yemek yememe ve işaret parmağıyla gözüne zarar verme şikâyetleri nedeniyle başka bir hastaneye yatırılan hasta, yatışının 3. gününde el ve ayak tespitindeyken annesinin olmadığı birkaç dakikalık sürede bedeninin üst yarısını kaldırarak parmağıyla diğer gözünü perfore etmesi nedeniyle göz operasyonu yapılmış ve sonra klinik izleminde testislerini ve penisini keseceğini söylemesi üzerine elektrokonvülsif tedavi (EKT) endikasyonu nedeniyle hastanemize sevk edilmişti. Serviste yapılan ilk muayenesinde iletişim kurulamadı, derin uyku halindeydi, sözel uyarana cevap vermiyordu, ağrılı uyarana ise her iki ekstremitede flexor yanıtı mevcuttu. İlk gün negativist tutumu belirgindi, sorulara sadece evet ya da hayır şeklinde cevap veriyordu ve oral alımı reddediyordu. Yapılan görüşmelerde 2. günden itibaren Allah yeryüzünü peygamberimiz için yarattı, onu çok sevdiğini biliyorum, beni de seviyor, iki sevgi birarada olmaz, ben hata yaptığım için gözlerime zarar verdim. Benim hatalarım söylemekle bitmez, benim insan olup olmadığım bile belli değil, bir de size yük olmayayım. Kalp rahatsızlığım nedeniyle oruç tutmamam gerekirken tuttum, çok hatalıyım diyordu. Annesinin ailesine çektiği için çelimsiz olduğunu, mide ülseri olduğunu, bu nedenle perhiz yaptığını söyleyerek yemek yemeyi reddediyordu. A isimli çocukluk arkadaşının başkalarının yanında ona küfür ettiği için arkadaşlığını kestiğini ancak A nın kardeşiyle yakın arkadaşlık kurduğunu ve aynı evde yaşadığını, bunların babasının yokluğundan kaynaklandığını ifade ediyordu. İlk haftadan itibaren tüp kapağının kendiliğinden döndüğünü, o gün evliya olduğunu anladığını, gazetelerde ne haber okumak istese o gün o haberin çıktığını, kendisine mehdilik verildiğini, 2,5-3 senedir Allah la konuştuğunu, Allah onu öldürdüğünde kıyamet kopacağını, her şeyin onunla son bulacağını söylüyordu. Psikiyatrik geçmişinde 17 yaşında babasının ölümünden sonra başlayan, fiziksel görünümünü beğenmeme, yaşıtlarına göre çok zayıf olduğunu düşünme, üniversite sınavını kazanamayınca mutsuzluk, isteksizlik ve evden çıkmama gibi şikâyetlerinin olduğu öğrenildi. 2002 de hastanemizdeki ilk yatışına ait kayıtlar incelendiğinde mutsuzluk ve ağlama, çocukluğundan beri midesinde yara olduğunu, başkalarının çok zayıf olduğu için erkek olmadığına dair kendisine imalarda bulunduklarını, yediklerinin kana karışmayıp gaz şeklinde çıktığını belirtmişti. Psikotik özellikli depresyon tanısıyla amisülpirid 400 mg/gün/p.o., diazepam 10 mg/gün/ p.o., venlafaksin 75 mg/gün/p.o., biperiden 2 mg/gün/ p.o. tedavisi ile hastaneden çıkartılmıştı. Sonraki yıllarda hastada içe kapanma, uyku ve iştahta azalma olduğu, Affet Allahım diyerek sık sık salavat getirdiği, 2006 yılından itibaren yakın arkadaşı olan A nın kendisine topluluk içinde küfür etmesi nedeniyle A ile görüşmediği, sürekli bu olaydan bahsettiği, kendi kendine konuşmalarının olduğu, başkalarının kendisine eşcinsel olduğuna dair imalarda bulunup güldüklerini düşündüğü belirtilmişti. Haksızlığa uğradığını düşünerek A yı birkaç kez jandarmaya şikâyet ettiği, 2009 yılından itibaren eve kimseyi sokmadığı, annesinin başkaları ile konuşmasını kısıtladığı, anlamsız öfkelenmelerinin olduğu öğrenildi. Hastanın, hastanemizde 6 defa 1 ila 2 ay arasında değişen sürelerde yatarak tedavi gördüğü, psikotik özellikli depresyon ve başka türlü adlandırılamayan psikotik bozukluk ön tanılarıyla imipramin, klomipramin, venlafaksin, mirtazapin gibi antidepresanlar; amilsülpirid ve klozapin gibi antipsikotikler ve kısa süreli benzodiazepinden oluşan ilaçlar kullandığı saptandı. Aileden alınan bilgiye göre 8 sene boyunca düzensiz ilaç kullanımı olduğu, yatışları dışında düzensiz poliklinik kontrolüne geldiği, hiçbir zaman tam düzelmenin olmadığı, işlevselliğinin giderek bozulduğu öğrenildi. Özgeçmişine bakıldığında hastanın bir kardeşi 28

Dere-Yılmaz F, Özdemir A, Erten E, Çelik S, Çakmak D ölmüştü. Hasta ortaokul ve lise eğitimini imam hatip lisesinde tamamlamıştı, öğrencilik döneminde başarılı ve dışa dönük bir öğrenciymiş, üniversite sınavında halkla ilişkiler bölümünü kazanmış ancak okula devam edememiş, faal bir çalışma hayatı olmamış. Soygeçmişinde, annede hipotiroidi ve eşinin ölümünün ardından patolojik yas reaksiyonu nedeniyle klomipramin kullanımı vardı. Oftalmoloji konsültasyonunda her iki göz ödemli, sol göz içi hiperemik pürüle, sağ gözde operasyona bağlı sutur mevcuttu, solda ışık refleksi alınamadı. Nöroloji konsültasyonunda hastanın iletişime girmediği, ağrılı uyarana kısmi üst ekstremite yanıtının olduğu, taban cildi refleksinin bilateral flexör olduğu ve taraf seçen bulgusunun olmadığı yönünde değerlendirildi. Kranial BT ve MR da özellik saptanmadı. Sonraki nörolojik muayenesinde patolojik bulgu saptanmadı. Yapılan tam kan sayımı, sedimentasyon, biyokimya, mikrobiyoloji testlerinde özellik saptanmadı. Psikiyatrik muayenesinde, yaşından büyük gösteren, özbakımı azalmış, astenik yapıda erkek hastaydı. Bilinci açık, yer-zaman-kişi oryantasyonu tam, kooperasyon zorlukla kuruluyordu ve negativist tutumu belirgindi. Psikomotor aktivitesinin azaldığı, mırıldanarak konuştuğu, duygudurumunun depresif, duygulanımının kısıtlı olduğu belirlendi. Başlangıçta düşünce içeriğini açmadığı, sonraki görüşmelerde perseküsyon, grandiyöz, somatik ve mistik sanrı ve işitsel varsanılarının olduğu, muhakemesinin bozuk olduğu, suisid ve homisid düşüncelerinin buna eşlik ettiği, içgörüsünün olmadığı tespit edildi. Güncel olayları kısmen izleyebiliyordu. Klinik izlemde, iletişim kurulamaması ve kendine zarar verme düşüncelerinin yoğun olması nedeniyle hastane personelinin birebir gözleminde el ve göğüs tespitine alındı, acil EKT endikasyonuyla dahiliye, göz hastalıkları, nöroloji tarafından değerlendirilerek EKT başlandı. Oral alımının olmaması nedeniyle hastaya sıvı ve elektrolit takviyesi yapıldı. Paranoid şizofreni tanısıyla haloperidol 20 mg/gün/i.m., biperiden 10 mg/gün/i.m., göz enfeksiyonunu önlemeye yönelik sefazol 2 g/gün/ i.v., siprofloksasin pomad tedavisi sürdürüldü. Hastada ekstrapiramidal sistem EPS bulgularının ortaya çıkması nedeniyle 3. haftada amisülpirid 1200 mg/gün/p.o. tedavisine geçildi, ve ketiapin 200 mg/gün/p.o. eklendi. 10 seans EKT süresince göz hastalıklarına konsülte edildi ve her iki gözünde de total retina dekolmanı saptandığından operasyon önerilmedi. İzlemde grandiyöz, somatik ve perseküsyon sanrılarının sürmesi nedeniyle II. kür EKT başlandı. Amisülpirid 1000 mg/gün/p.o., biperiden 4 mg/gün/p.o. tedavisine devam edildi. Başlangıçta suçluluk sanrıları ve depresif duygudurumu belirginken sonraki görüşmelerde bu belirtiler geriledi, grandiyöz sanrıları devam ediyordu ve mehdi olduğu için Allah ın tekrar gözlerini geri vereceğini söylüyordu. Servis içinde diğer hastaların kör olduğu yönündeki sözleri üzerine içe kapanma, mutsuzluk şikâyetleri nedeniyle essitalopram 10 mg/gün/p.o. eklendi. Servis içindeki hastaların gözlerinin durumundan faydalanmak istedikleri şeklindeki eşcinsel içerikli perseküsyon sanrılarından ve diş etlerinin eridiğine dair somatik sanrılarının tabloya eklenmesi üzerine II. kür EKT 10 seans sürdürüldü, ancak kısmi yanıt olması nedeniyle EKT ardından klozapin tedavisi başlandı, haftalık hemogram takibi ile doz 250 mg/gün/p.o. a kadar yükseltildi. İzlemde klozapinin artırılması, diğer antipsikotik tedavilerin azaltılarak kesilmesi planlandı. Kendisine zarar vermesini söyleyen işitsel varsanılarının, suçluluk ve perseküsyon sanrılarının kaybolması üzerine yatışının 90. gününde hastaneden kısmi düzelme halinde taburcu edildi. Taburculuk sonrası poliklinik kontrollerine gittiği, tedavisinin klozapin 350 mg/gün/p.o., amisülpirid 600 mg/gün/p.o, biperiden 4 mg/gün/p.o olarak sürdürüldüğü, evden dışarıya çıktığı, kahveye gidip insanlarla sohbet ettiği öğrenildi. TARTIŞMA Literatürde göz çıkarma olgularının genellikle iki taraflı ve yineleyici olma riskinden bahsedilmektedir. 2,3,8 Bizim olgumuzun önemi yineleyici olmasının yanı sıra diğer gözüne yönelik zarar verme davranışının fiziksel tespitteyken, refakatçisinin olmadığı birkaç dakikalık bir sürede gerçekleşmiş olmasıdır. Kraus ve arkadaşlarının 8 33 vakayı incelediği yazısında vakaların yaklaşık yarısının genç kadınlardan 29

Fiziksel tespitteyken kendi gözünü çıkaran bir olgunun sunulması oluştuğu bildirilmiştir. 2009 da yayınlanan bir gözden geçirme yazısında ise kendi gözüne zarar verme davranışının sıklıkla genç erkek şizofreni hastalarında görüldüğü bildirilmektedir. 2 Gözüne zarar veren psikotik hastaların %92 sinde sanrıların, %28 inde emir veren işitsel varsanıların mevcut olduğu saptanmıştır. En sık dini ve ampute edilen organla ilgili sanrıların olması dikkat çekicidir. Psikoz hastalarında katastrofik nitelikteki göz çıkarmanın genellikle ancak bu şekilde önlenebilecek bir tehlike içeren sanrı içeriğiyle ilgili olduğu ileri sürülmüştür. 2,3 Literatüre uygun olarak olgumuz şizofreni tanısı konulmuş bir genç erkek hasta idi; hastanın dini ve suçluluk sanrılarının yanı sıra perseküsyon, somatik ve grandiyöz sanrıları bulunmaktaydı. Hasta, olay sonrasında mistik ve grandiyöz sanrıları sonucu evliya olması nedeniyle Allah ın gözlerini tekrar açacağına dair sanrıları ileri sürmekteydi. Hastamızın işitsel varsanılarının da uzun süredir devam ettiği saptandı. Bazı yayınlarda Hıristiyanlıkta Matthew İncil indeki Eğer sağ gözün seni günaha sokarsa, onu çıkar, at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, tüm vücudunun cehenneme atılmasından iyidir temasına sık rastlandığı vurgulanmasına rağmen bizim olgumuzda olduğu gibi diğer dini inançlara sahip bireylerde de benzer vakalar bildirilmiştir. 4,6,9,10 Literatürdeki olgu bildirimlerini inceleyen bir yazıda vakaların yaklaşık yarısının ilk psikoz atağı sırasında şiddetli kendine zarar verme davranışı olduğu gösterilmiştir. 3 Olgumuzda, yaklaşık 13 yıldır psikotik ve depresif belirtilerin olduğu, bu süre içinde psikotik özellikli depresyon ve şizofreni tanıları nedeniyle antidepresan ve antipsikotik ilaçlar kullandığı ve ailesinden alınan bilgiler ve tıbbi kayıtlarına göre daha önce kendine yönelik zarar verme düşüncesi veya davranışının olmadığı görülmüştür. 1899 da Axenfeld adlı bir göz doktorunun deneysel olarak gösterdiği gibi 1 dakika gibi kısa bir sürede parmakla çift taraflı göz çıkarmanın yapılabilmesi dikkat çekicidir. 11 Kraus ve arkadaşları literatürdeki olgu bildirimlerini inceleyen yazısında göz çıkarmanın tekrarlama riskinin yüksek olduğunu bildirmiştir. 8 Göz çıkarma, herhangi bir alete ihtiyaç duyulmadan kişinin kendi parmaklarıyla kısa bir sürede yapabilmesi nedeniyle tercih edilen bir yöntemdir ve özellikle sakin hastaların kendine zarar verme bakımından en riskli hastalar olduğu bildirilmiştir. 12 Geçmişte kendine zarar verme öyküsü olan kişilerde, özellikle şizofrenlerin yeniden kendilerine zarar verme riski çok yüksektir. 13 Bizim olgumuz da önce tek gözüne, annesinin olmadığı birkaç dakikalık bir sürede diğer gözüne zarar vermiş ve hastanın klinik izleminde penisini kesmeyi planladığı anlaşılmıştır. Kişinin kendi gözünü çıkarması görme kaybının yanı sıra orbital selülit, menenjit, subaraknoid kanama ve hipofiz yetmezliği gibi komplikasyonlarla sonuçlanabilmektedir. Hastaların acil olarak göz doktoru tarafından değerlendirilmesi, gerekli durumlarda profilaktik antibiyotik ve kortikosteroid başlanması önerilmektedir. 5 Zarar verme girişiminin tekrarlama riski yüksek olduğundan tek taraflı veya tamamlanmamış göz çıkarma girişimlerinde yakın gözlem altına alınması ve gerekirse fiziksel kısıtlama yapılması düşünülmelidir. Bu tedbirler uygulanmasına rağmen, bizim olgumuzda görüldüğü gibi bazı hastalar için el ve ayak tespiti bile yeterli olmamakta, ancak parmak ve göğüs tespiti uygulanması ile bu durumun tekrarlaması önlenebilmektedir. 3,14 Literatürde bazı vakalarda EKT uygulandığı ve yanıt alındığı bildirilmektedir. 14 Bizim hastamızda da EKT uygulanmıştır ancak yanıt kısmi olmuştur. SONUÇ Suçluluk ve dini sanrıları olan hastalarda suisid kadar şiddetli nitelikte kendine zarar verme riskinin de değerlendirilmesi, sanrı ve varsanı içeriklerinin öğrenilmesi çok önemlidir. Kendi gözünü çıkarma riski olan hastalarda yakın takip, el-ayak tespitinin yanı sıra göğüs ve parmakları içine alan eldiven şeklindeki tespit de zorunlu olabilir. 30

Dere-Yılmaz F, Özdemir A, Erten E, Çelik S, Çakmak D KAYNAKLAR 1. Favazza A, Rosenthal R. Diagnostic issues in self-mutilation. Hospand Community Psychiatry 1993; 44: 134 40. 2. Large M, Babidge N, Andrews D, Storey P, Nielssen O. Major selfmutilation in the first episode of psychosis. Schizophr Bull 2009; 35(5): 1012-21. 3. Large M, Andrews D, Babidge N, Hume F, Nielssen O. Self-Inflicted Eye Injuries in First-Episode and Previously Treated Psychosis. Aust N Z J Psychiatry 2008; 42: 183-91. 4. Öncü F, Türkcan A, Şüküroğlu S, Yeşilyurt S, Ceylan ME. Kendi gözüne yönelik zarar verme sonucu gelişen körlük: Üç Şizofreni Olgusu. Noropsikiyatr Ars 2012; 49: 152-56. 5. Patton N. Self-inflicted eye injuries: a review. Eye 2004; 18: 867-72. 6. Thippeswamy H, Chawan N, Rajkumar RP, Chaturvedi SK. Bilateral self-enuclation in acute transient psychotic disorder: the influence of sociocultural factors on psychopathology. Compr Psychiatry 2012; 53: 576-78. 7. Pompili M, Lester D, Tatarelli R, Girardi P. Incomplete oedipism and chronic suicidality in psychotic depression with paranoid delusions related to eyes. Ann Gen Psychiatry 2006; 21(5): 18. 8. Krauss HR, Yee RD, Foos RY. Autoenucleation. Surv Ophthalmol 1984; 29: 179-87. 9. Takaya K, Suzuki Y, Yoshioka Y, Nakazawa M. Vitreous surgery for scleral rupture and retinal detachment with oral tear following self-inflicted injury by a schizophrenic. Rinsho ganka 2005; 59: 1877-80. 10. Yucel B, Ozkan S. A rare case of self-mutilation: selfenucleation of both eyes. Gen Hosp Psychiatry 1995; 17: 310-11. 11. Axenfield T. Uber Luxation: Zerstorung und Herausreissung des Augapfels als Selbstversmmmelung bei Geisteskranken. Z Augenheilkd 1899; 1: 122-51. 12. Shore D, Anderson DJ, Cutler NR. Prediction of selfmutilation in hospitalized schizophrenics. Am J Psychiatry 1978; 135: 1406-07. 13. Dilly JS, Imes RK. Autoenucleation of a blind eye. J Neuroophthalmol 2001; 21: 30-31. 14. Kelly VC, Chan YC. Oedipism thwarted with electroconvulsive therapy. J ECT 2004; 20: 273-74. 31