Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü



Benzer belgeler
1. İklim Değişikliği Nedir?

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

İklim ve İklim değişikliğinin belirtileri, IPCC Senaryoları ve değerlendirmeler. Bölgesel İklim Modeli ve Projeksiyonlar

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma


Küresel Bir Okyanus/Atmosfer Olayı

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Bölüm 1: İklim değişikliği ve ilgili terminoloji

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

ANALYSIS OF SPATIAL AND TEMPORAL CHANGE OF TEMPERATURE AND PRECIPITATION IN LAKE VAN BASIN AND SURROUNDINGS

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KURAKLIK ANALİZİ

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

Türkiye de iklim değişikliği ve olası etkileri

IPCC 1.5 C Küresel Isınma Özel Raporu ve Türkiye ye Etkileri

GÖZDE BEDİR İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİLERİ

İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir.

III. ÇALIŞMA GRUBU İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİLERİNE UYUM. 2. ÇALIŞTAY İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve SAĞLIK

Dü nyamızdaki Hassas Denge

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı

KÜRESEL ISINMA NEDİR?

Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü. İklim Değişikliği Nedir?

COĞRAFYA DERGİSİ TÜRKİYE DE YILLIK ORTALAMA SICAKLIKLAR İLE YAĞIŞLARDA EĞİLİMLER VE NAO ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ ( )

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

Sunan: Prof.Dr.Alper Çabuk

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN VE BÖLGENİN BİTKİ ÖRTÜSÜ ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİN ARTVİN İLİ ÖZELİNDE İNCELENMESİ ÖZET

Sera Gazı - Küresel Isınma ve Kyoto Protokolü

İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ VE OLASI ETKİLERİ. Mehmet Ziya Varol

TARIM YILI KURAKLIK ANALİZİ VE BUĞDAYIN VERİM TAHMİNİ

Küresel Ġklim DeğiĢimi ve Türkiye. Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU İTÜ Meteoroloji Müh. Bölümü ve Afet Yönetimi Merkezi Öğretim Üyesi

Bulguları kaydetme, karşılaştırma, gözlem yapma. Anlatım, tartışma, beyin fırtınası

Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ ve TARIM VE GIDA GÜVENCESĠ

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

TÜRKİYE DE TAŞKIN GERÇEĞİ VE METEOROLOJİK ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

TÜRKİYE NİN YAĞIŞ TOPLAMI VE YOĞUNLUĞU DİZİLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLERİN VE EĞİLİMLERİN ZAMANSAL VE ALANSAL ÇÖZÜMLEMESİ

DEĞİŞEN İKLİMLERE DEĞİŞMEYEN BİLİNÇLERİN VURGUNU

İklim Değişikliği. Mercan DOĞAN Ahmet AKINCI Murat ÖZKAN Ela CÖMERT Ferhat ÜSTÜNDAŞ Aynur DEMİRTAŞ Sevda KOCAKAYA Merve Gizem GENÇ

KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE OLASI ETKİLERİ. Murat TÜRKEŞ, Utku M. SÜMER ve Gönül ÇETİNER Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara ÖZET

FOSİL YAKITLARIN TÜKETİMİNDEN KAYNAKLANAN KARBONDİOKSİT SALIMLARINDAKİ EĞİLİMLER. Duygu PAPUR 1, Nazif Hülâgü SOHTAOĞLU 2

Çanakkale Yöresinin Rüzgar Klimatolojisi ve Rüzgar Gücü/Enerjisi Potansiyeli

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EYLEM PLANINDA SU

2015 Yılı İklim Değerlendirmesi

UNFCC VE KYOTO PROTOKOLÜ GEREKLİLİKLERİ

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ve ÇEVREYE ETKİLERİ HÜSEYİN ILHAN YENIŞEHIR METEOROLOJI MÜDÜRLÜĞÜ

İçerik. Türkiye de Su Yönetimi. İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Çalışmaları

BİZ DEĞİŞELİM İKLİM DEĞİŞMESİN!

Dünyanın sağlığı bozuldu; İklim Değişikliği

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

Gıda Güvencesinde, Değişen İklimin Ardındaki Gerçekler

İklim Değişikliği ve Enerji İlişkisi

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE YAPILAN ÇALIŞMALAR

Acıgöl Havzası nda Yağışın Trend Analizi ve Haritalanması

İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SU KAYNAKLARINA ETKİSİ PROJESİ

İÇİNDEKİLER. İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Projesi İklim Değişikliğine Uyum İklim Değişikliği ve Yerel Yönetimler

İklim Değişikliğiyle Ssavaşım, Kyoto Protokolü ve Türkiye

Büyük İklim Tipleri COĞRAFYA DERSİ PERFORMANS ÖDEVİ. Doruk Aksel Anil

KÜRESEL ISINMANIN TÜRKİYE NİN ENERJİ KAYNAKLARINA OLASI ETKİLERİ

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

Hava, İklim, Şiddetli Hava Olayları ve Küresel Isınma(*)

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SU KAYNAKLARINA ETKİSİ PROJESİ

MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ SAYI: 22, TEMMUZ , S İSTANBUL ISSN: copyright 2010

Examination of Long Period Precipitation and Temperature Trendlines at Tokat Kazova from Drought Point of View

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

Kosta Y. Mumcuoglu, PhD

Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

PROJE TABANLI DENEY UYGULAMASI

İklim Değişikliği nin Güneş ve Rüzgar Enerjisi Üzerindeki Etkileri. Kıbrıs ve Türkiye Açısından Bakış

. GİRİŞ. Ancak, söz konusu sorunların bugün birdenbire ortaya çıkmadığını hepimiz biliyoruz. Bunları meydana getiren süreçlerin tarihsel bir

II. ULUSAL TOPRAK ve SU KAYNAKLARI KONGRESİ BİLDİRİ KİTABI (EK)

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KÜLLİYESİ TURKISH WATER FOUNDATION CLIMATE CHANGE FACULTY. Aralık (December) 2016 İstanbul - Türkiye.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Kastamonu, Karabük ve Bolu da ile Yılları Arasındaki Sıcaklık ve Yağışın Değişimi

Palmer Kuraklık Ġndisi ne Göre Ġç Anadolu Bölgesi nin Konya Bölümü ndeki Kurak Dönemler ve Kuraklık ġiddeti

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOGY)

Dünyanın ısısı düzenli olarak artıyor. Küresel ortalama yüzey ısısı şu anda15 santigrat derece civarında. Jeolojik ve diğer bilimsel kanıtlar,

İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ VE ETKİLERİ: METEOROLOJİK AFETLER

Küresel İklim Değişikliği Politikaları ve Türkiye Önder Algedik İklim ve Enerji Uzmanı Tüketici ve İklimi Koruma Derneği Başkan Yardımcısı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

B- Türkiye de iklim elemanları

2006 YILI İKLİM VERİLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ Hazırlayan: Serhat Şensoy YILI ORTALAMA SICAKLIK DEĞERLENDİRMESİ

İKLİM BİLGİSİ - 5 BASINÇ VE RÜZGARLAR - 1. cografya cepte 14 TON. Basınç Dağılışını Etkileyen Faktörler BASINÇ. cografya CEPTE

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Hava, İklim ve Su ile Geleceğimizi Güçlendirmek

PRECIS BÖLGESEL İKLİM MODELİ İLE TÜRKİYE İÇİN İKLİM ÖNGÖRÜLERİ: HaDAMP3 SRES A2 SENARYOSU (*)

K.K.T.C. Çevre Ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Meteoroloji Dairesi.

KĐMYA EĞĐTĐMĐNDE PROJE DESTEKLĐ DENEY UYGULAMALARI. Proje Hedef Sorusu : Sera Etkisi Buzulları Nasıl Eritiyor?

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL BİLDİRİMLERİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ 6. ULUSAL BİLDİRİM TURİZM BÖLÜMÜ

KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KYOTO PROTOKOLÜ, TARIM SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

K.K.T.C. ÇEVRE VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANLIĞI METEOROLOJİ DAİRESİ

2014 Yılı İklim Değerlendirmesi

Transkript:

Doç. Dr. Murat Türkeş Çanakkale 18 Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü 17020, Terzioğlu Yerleşkesi - ÇANAKKALE ÖZET Başta fosil yakıtların yakılması olmak üzere, çeşitli insan etkinlikleri sonucunda atmosfere salınan sera gazlarının atmosferdeki birikimleri, sanayi devriminden beri hızla artmaktadır. Bu ise, doğal sera etkisini kuvvetlendirerek, şehirleşmenin de katkısıyla, dünyanın yüzey sıcaklıklarının artmasına neden olmaktadır. Küresel yüzey sıcaklıklarında 19. yüzyılın sonlarında başlayan ısınma, 1980 li yıllardan sonra daha da belirginleşerek, hemen her yıl bir önceki yıla göre daha sıcak olmak üzere, küresel sıcaklık rekorları kırmaktadır. Küresel iklimde gözlenen ısınmanın yanı sıra, en gelişmiş iklim modelleri, küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında 1990-2100 dönemi için 1.4 ile 5.8 C arasında bir artış olacağını öngörmektedir. Küresel sıcaklıklardaki artışlara bağlı olarak da, hidrolojik döngünün değişmesi, kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün alansal daralması, deniz seviyesinin yükselmesi, iklim kuşaklarının yer değiştirmesi ve yüksek sıcaklıklara bağlı salgın hastalıkların ve zararlıların artması gibi, dünya ölçeğinde sosyo-ekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan etkileyecek önemli değişikliklerin oluşacağı beklenmektedir. 1. Hava, İklim ve İklim Değişikliği Atmosferdeki çok çeşitli ve değişken süreçlere bağlı olan hava, Yeryüzünün herhangi bir yerinde ve herhangi bir anda yaşanan ya da gözlenen atmosferik olayların tümüdür. İnsan etkinliklerinin çok büyük bir bölümü, hava olaylarına bağlıdır ve ondan etkilenir. Yeryüzünün herhangi bir yerinde uzun yıllar boyunca yaşanan ya da gözlenen tüm hava koşullarının ortalama durumu olarak tanımlayabileceğimiz iklim, ölçülen uç değerleri, şiddetli olayları ve tüm değişkenlikleri de içerir. İklim değişikliği ise, çok genel bir yaklaşımla, Nedeni ne olursa olsun iklim koşullarındaki büyük ölçekli (küresel) ve önemli yerel etkileri bulunan, uzun süreli ve yavaş gelişen değişiklikler biçiminde tanımlanabilir. Bugünkü bilgilerimize göre, Yerküre nin 4.5 milyar 1 / 14

yıllık çok uzun jeolojik tarihi boyunca iklim sisteminde milyonlarca yıldan on yıllara kadar tüm zaman ölçeklerinde doğal etmenler ve süreçlerle birçok değişiklik oldu. Jeolojik devirlerdeki iklim değişiklikleri, özellikle buzul hareketleri ve deniz seviyesindeki değişimler yoluyla yalnızca dünya coğrafyasını değiştirmekle kalmadı, ekolojik sistemlerde de kalıcı değişiklikler oluşturdu. Ancak sanayi devriminden beri, iklimdeki doğal değişkenliğe ek olarak, ilk kez insan etkinliklerinin de iklimi etkilediği yeni bir döneme girildi. Özellikle fosil yakıtların yakılması, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaşma, çimento üretimi ve sanayi süreçleri gibi insan etkinlikleri sonucunda, atmosferdeki sera gazı birikimleri sanayi devriminden beri hızla artmaktadır. Bu yüzden, günümüzde iklim değişikliği, sera gazı birikimlerini arttıran insan etkinlikleri dikkate alınarak da tanımlanabiliyor. Örneğin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi nde (BM/İDÇS), Karşılaştırılabilir bir zaman döneminde gözlenen doğal iklim değişikliğine ek olarak, doğrudan ya da dolaylı olarak küresel atmosferin bileşimini bozan insan etkinlikleri sonucunda iklimde oluşan bir değişiklik biçiminde tanımlanmıştır. İnsan kaynaklı iklim değişikliği (küresel ısınma), insanoğlunun yalnız bugünkü kuşaklarını değil gelecek kuşaklarını da ilgilendiren en önemli küresel değişiklik konularının başında gelmektedir. 2. Küresel İklimde Gözlenen Değişiklikler Çeşitli insan etkinlikleri sonucunda atmosferdeki birikimleri hızlı bir artış gösteren sera gazları, Yerküre nin radyasyon (ışınım) dengesini bozmaktadır. Bu değişikliğin iklim üzerindeki en önemli ve en belirgin etkisi ise, doğal sera etkisini kuvvetlendirerek, şehirleşmenin de katkısıyla, dünyanın yüzey sıcaklıklarını arttırma eğilimi göstermesidir. Yerküre ikliminde küresel ve bölgesel ölçekte değişiklikler gözlenmektedir. Bazılarının insan etkinlikleriyle bağlantılı olduğu kabul edilen bu değişiklikler, şöyle özetlenebilir: Küresel ortalama yüzey sıcaklığı, 20. yüzyılda yaklaşık 0.6 C arttı. Küresel olarak, 1990 lı yıllar 1860 yılından sonraki aletli gözlem kayıtlarındaki en sıcak on yıldır; 1998 ise, +0.58 C lik anomali ile en sıcak yıldır (Şekil 1a). İkinci en yüksek sıcaklık rekoru, +0.47 C ile 2002 ve 2003 yıllarına aittir. Benzer ısınma eğilimleri ve yüksek sıcaklık rekorları, kuzey ve güney yarım kürelerin yıllık ortalama sıcaklıklarında da gözlenmektedir (Şekil 1b ve 1c). Gece en düşük hava sıcaklıklarında yaklaşık her on yılda 0.2 C olarak gerçekleşen artış, gündüz en yüksek hava sıcaklıklarındaki artışın yaklaşık iki katıdır. 20. yüzyılda sıcaklıklarda gözlenen bu ısınma, geçen 1,000 yılın herhangi bir dönemindeki artıştan daha büyüktür. Atmosferin en alt 8 kilometrelik bölümündeki hava sıcaklıkları da, geçen 40 yıllık dönemde belirgin bir artış eğilimi göstermektedir. Öte yandan 20. yüzyılda, orta enlem ve kutupsal kar örtüsü, kutupsal kara ve deniz buzları ile orta enlemlerin dağ buzulları azalırken, küresel ortalama deniz seviyesi, yaklaşık 0.1-0.2 m arasında yükseldi ve okyanusların ısı içerikleri arttı. Yağışlar kuzey 2 / 14

yarımkürenin orta ve yüksek enlem bölgelerinde her on yılda yaklaşık % 0.5 ile % 1 arasında artarken, subtropikal karaların (Akdeniz Havzası nı da içerir) önemli bir bölümünde her on yılda yaklaşık % 3 azaldı. Sera gazlarının atmosferik birikimleri ve onların ışınımsal zorlaması, insan etkinliklerinin bir sonucu olarak artmaya devam etti. Öyle anlaşılıyor ki, insan etkinliklerinden kaynaklanan sera gazı ve aerosol salımları, atmosferin bileşimini değiştirmeyi ve bu nedenle de iklimi etkilemeyi ve değiştirmeyi 21. yüzyılda da sürdürecektir. 3. Türkiye İkliminde Gözlenen Değişiklikler 3.1. Sıcaklık Değişiklikleri ve Eğilimleri Türkiye de 1929-1999 dönemindeki uzun süreli sıcaklık değişikliklerini ve eğilimlerini ortaya çıkarmayı amaçlayan yeni çalışmaların sonuçları, aşağıda özetlenmektedir: (i) Yıllık, kış ve ilkbahar ortalama sıcaklıkları, özellikle Türkiye nin güney bölgelerinde artma eğilimi göstermesine karşın, yaz ve özellikle sonbahar ortalama sıcaklıkları, kuzeyde ve karasal iç bölgelerde azalmaktadır. (ii) Gece en düşük hava sıcaklıklarında saptanan ısınma eğilimleri, Türkiye nin pek çok kentinde istatistiksel olarak anlamlıdır (Şekil 2). (iii) Yaz mevsimi gece en düşük hava sıcaklıklarındaki ısınma, ilkbahar ve sonbahar gece sıcaklıklarının ısınma oranlarından genel olarak daha büyüktür. İlkbahar ve yaz gece sıcaklıklarındaki ısınma oranları ise, ilkbahar ve yaz maksimum (gündüz en yüksek) sıcaklıklarındakilerden genel olarak daha kuvvetlidir (Şekil 2). (iv) Türkiye nin sıcaklık rejimindeki daha ılıman ve/ya da daha sıcak iklim koşullarına yönelik değişiklikler, ilkbahar ve yaz mevsimlerindeki anlamlı gece ısınmasıyla daha kuvvetli açıklanmaktadır. (v) Gece en düşük hava sıcaklıklarındaki belirgin ısınmayla karşılaştırıldığında, gündüz en yüksek sıcaklıkların bazı istasyonlarda zayıf bir ısınma ve bazılarında ise zayıf bir soğuma sergilediği görülmektedir. Gece hava sıcaklıklarındaki belirgin ısınma eğilimlerinin oluşmasında, küresel 3 / 14

ısınmanın genel ve uzun süreli etkisine ek olarak, Türkiye deki hızlı nüfus artışına ve kentsel alanlara yönelik büyük göçe bağlı yaygın ve hızlı kentleşmenin de etkisi vardır. 3.2 Türkiye ve Bölgesindeki Yağış Değişiklikleri ve Eğilimleri Sahel de ve Subtropikal kuşak yağışlarında 1960 lı yıllarda başlayan ani azalma, 1970 li yıllarla birlikte Doğu Akdeniz havzasında ve Türkiye de de etkili olmaya başlamıştır. Yağışlardaki önemli azalma eğilimleri ve kuraklık olayları, kış mevsiminde daha belirgin olarak ortaya çıktı. 1970 li yılların başı ile 1990 lı yılların başı arasındaki kurak koşullardan en fazla, Ege, Akdeniz, Marmara ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin etkilendiği gözlendi. Kış mevsimindeki yağış değişiklikleri dikkate alındığında, kuraklık olaylarının en şiddetli ve geniş yayılışlı olanlarının, 1971-1974 dönemi ile 1983, 1984, 1989, 1990, 1996 ve 2001 yıllarında oluştuğu görülür. Bu yıllarda oluşan uzun süreli ortalamanın çok altındaki yağış koşullarına bağlı meteorolojik kuraklıkların bir sonucu olarak, su açığı ve su sıkıntısı, yalnız tarım ve enerji üretimi açısından değil, sulamayı, içme suyunu, öteki hidrolojik sistemleri ve etkinlikleri içeren su kaynakları yönetimi açısından da kritik bir noktaya ulaştı. Kasım 2001 den 2004 ilkbaharına kadar olan dönemde ise, yağışlar Türkiye nin önemli bir bölümünde genel olarak uzun süreli ortalamanın üzerinde gerçekleşti. 4. Gelecek Yüzyıl İçin Öngörülen İklim Değişiklikleri Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli nin (IPCC) Üçüncü Değerlendirme Raporu nda (TAR) temel alınan tüm salım senaryoları ve projeksiyonları, atmosferdeki karbondioksit birikimlerinin, yüzey sıcaklıklarının ve deniz seviyesinin 21. yüzyıl süresince yükseleceğini; kara ve deniz buzlarının ve buzullarının alansal ve hacimsel olarak azalacağını göstermektedir. 4 / 14

4.1. Sıcaklık Öngörüleri 1990-2100 döneminde, küresel ortalama yüzey sıcaklığının 1.4 ile 5.8 C arasında artacağı öngörülmektedir. Öngörülen ısınma oranı 20. yüzyılda gözlenen değişikliklerden daha büyüktür ve eski iklim verilerine dayanarak, büyük bir olasılıkla bunun en azından son 10,000 yıl boyunca bir benzeri yoktur. Son küresel model benzeştirmelerine dayanarak, neredeyse tüm kara alanları, özellikle soğuk mevsimde yüksek kuzey enlemlerindeki karalar, daha hızlı ısınabilecektir. Bunlar arasında en dikkat çekici olanı, tüm modellerde küresel ortalamayı %40 dan daha fazla aşan Kuzey Amerika nın kuzey bölgelerinde ve Orta Asya nın kuzeyindeki ısınmadır. Buna karşılık, yazın güney ve güneydoğu Asya da ve kışın Güney Amerika daki ısınma küresel ortalama değişiklikten daha azdır. 4.2. Yağış Öngörüleri Küresel model benzeştirmelerine dayanarak ve çok sayıda senaryo açısından, küresel ortalama su buharı birikimi ve yağış tutarının 21. yüzyıl süresince artacağı öngörülmektedir. 21. yüzyılın ikinci yarısına kadar, yağışlar, kışın orta ve yüksek kuzey enlemlerde ve Antarktika da artmış olabilecektir. Alçak enlemlerdeki kara alanlarında, hem bölgesel artışlar hem de azalışlar beklenmektedir. Ortalama yağış için bir artışın öngörüldüğü pek çok alanda, yıldan yıla yağış değişkenliği daha büyük olabilecektir. Yağışta mevsimlik kaymalar olabileceği de öngörülmektedir. Genel olarak, yağışlar, yüksek enlemlerde yaz ve kış mevsimlerinde artabilecek. Yağışların, kışın, orta enlemler, tropikal Afrika ve Antarktika da, yaz mevsiminde ise, güney ve doğu Asya da artacağı öngörülmektedir. Avustralya, Orta Amerika ve güney Afrika nın kış yağışlarında sürekli bir azalma bekleniyor. IPCC modellerinde, özel olarak Akdeniz havzası için önemli bir yağış değişikliğinden söz edilmemekle birlikte, Hadley Centre in iklim modellerine ve başka model sonuçlarına göre, özellikle Doğu Akdeniz havzası ve Orta Doğu için, yağışlarda, su kaynaklarında ve 5 / 14

akımlarda gelecek yüzyıl için önemli azalmalar beklenmektedir. Yağış projeksiyonları arasındaki model tutarlılıkları, dünyanın birçok bölgesi için göreli olarak zayıftır. 4.3. Kar ve Buz Öngörüleri Kuzey yarımküredeki kar örtüsü ve deniz buzu yayılışının daha da azalacağı öngörülmektedir. Buzulların ve buz şapkalarının geniş ölçekli geri çekilmesinin 21. yüzyılda da süreceği beklenmektedir. Antarktika buz kalkanı daha fazla yağış nedeniyle kütle kazanabilirken, akışlardaki artış yağıştan fazla olacağından Grönland buz kalkanı kütle kaybedebilir. Deniz seviyesinin altında kalması yüzünden, Batı Antarktika buz kalkanının kararlılığı konusunda kaygılar bulunmaktadır. 4.4. Deniz Seviyesi Öngörüleri TAR da temel alınan tüm senaryolara göre, küresel ortalama deniz seviyesinin, 1990 ve 2100 arasında 0.09 ile 0.88 metre kadar yükseleceği öngörülmektedir. Bu yükselme, esas olarak okyanusların termal genişlemesi ile buzullardan ve buz şapkalarından olan kütle kayıplarıyla bağlantılıdır. 5. İklim Değişikliğinin Türkiye Üzerindeki Olası Etkileri İklim modellerinin çoğunda, genel olarak Akdeniz Havzası na ya da Türkiye ve bölgesine ilişkin sıcaklık öngörüleri, Kuzey Yarımküre nin orta ve yüksek enlemlerine göre daha düşüktür. Başka sözlerle, en büyük ısınma yüksek enlemlerde bulunan alanlarda beklenmektedir. IPCC 3. Değerlendirme 6 / 14

Raporu nda da kullanılan çeşitli iklim modellerine göre, Türkiye üzerindeki yıllık ortalama sıcaklıkların 2050 yılına kadar, yalnız sera gazlarındaki artışları dikkate alındığında, 1-3 C arasında; sera gazlarındaki ve sülfat parçacıklarındaki değişimler birlikte dikkate alındığında ise 1-2 C arasında bir artış olacağı öngörülmektedir. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin ya da küresel ısınmanın Türkiye üzerindeki etkileri, başka model sonuçlarından yararlanarak da değerlendirilebilir. Örneğin, Hadley Centre modeli, atmosferdeki CO2 birikimlerini 750 ppmv ve 550 ppmv düzeylerinde durduran CO2 salımları senaryolarını temel almaktadır. Bu modelde, öteki sera gazlarındaki ya da aerosollerdeki artışlar dikkate alınmamaktadır. Burada bir örnek olarak, insan kaynaklı iklim değişikliğinin Türkiye nin sıcaklık ve yağış koşulları ve su kaynakları üzerindeki etkileri, Hadley Centre İkinci İklim Modeli nin sonuçlarına göre bölgesel ve özet olarak değerlendirilmiştir: 2080 li Yıllara Kadar Türkiye deki Sıcaklık Değişiklikleri: Atmosferdeki CO2 birikimlerini 750 ppmv de durdurmayı öngören senaryoya göre, 1961-1990 normaliyle karşılaştırıldığında yıllık ortalama sıcaklıklarda yaklaşık 2-3 C artış; CO2 birikimlerini 550 ppmv de durduran senaryoya göre ise, yıllık ortalama sıcaklıklarda yaklaşık 1-2 C artış. 2080 li Yıllara Kadar Türkiye deki Yağış değişiklikleri: CO2 birikimlerini 750 ve 550 ppmv de durdurmayı öngören her iki senaryoya göre, 2080 li yıllara kadar yıllık ortalama yağışlarda yaklaşık 0 ile 0.5 mm/gün arasında bir değişiklik (azalma). 2080 li Yıllara Kadar Türkiye nin Önemli Akarsu Havzalarındaki Akım Değişiklikleri: CO2 birikimlerini 750 ppmv de durduran senaryo altında, yıllık akımlarda yaklaşık % 5-25 azalma; CO2 birikimlerini 550 ppmv de durduran senaryo altında, yıllık akımlarda yaklaşık % 0-15 azalma. 7 / 14

2080 li Yıllara Kadar İklim Değişikliği Nedeniyle Türkiye deki Su Stresi: CO2 birikimlerini 750 ve 550 ppmv de durduran sera gazı salımları senaryolarına göre, Türkiye ve Ortadoğu bölgesi, dünyanın su stresinde artış beklenen stresli ya da su sıkıntısı çeken alanları arasında değerlendirilmiştir. 6. İklim Değişikliği Ve Doğal Afetler Küresel sıcaklıklarda, özellikle 1980 lerden başlayarak belirginleşen ısınmaya koşut olarak, 1980 lerde ve özellikle 1990 lı yıllarda doğal afetlerin daha sık oluştuğu ve daha etkili olduğu dikkat çekmektedir. Örneğin, hidrometeorolojik afet sayısının, 1990 lı yıllarda küresel olarak iki kat arttığı bilinmektedir. Sigorta şirketlerine ait istatistikler, 1950 1999 yılları arasındaki hava ve iklim kaynaklı doğal afetlerin neden olduğu ekonomik zararın 960 milyar dolar olduğunu göstermektedir. Yalnız 1997-1998 El Niño olayının ekonomik maliyeti, yaklaşık 100 milyar dolardır. Kuraklık ve çölleşme ise, yaklaşık 1.2 milyar insanın hayatını ciddî bir biçimde tehdit etmektedir. Bu yüzden günümüzde, giderek daha çok sayıda iklimbilimci, doğal afetlerdeki bu belirgin artışı, insan kaynaklı sera gazlarının atmosfere salınması sonucunda kuvvetlenen sera etkisine (küresel ısınmaya) bağlamaktadır. Ayrıca, ekstrem hava ve iklim olaylarının sıklığına ve etkisine ilişkin öngörüler, bu konudaki değerlendirmeleri destekler özelliktedir. İklim modelleri, ekstrem hava olaylarında ve iklim koşullarında; örneğin sıcak günlerin sayısında, sıcak dalgalarında, kuvvetli yağış olaylarında, taşkınlarda, kuraklıklarda, yangınlarda, zararlıların yayılışında ve yağış şiddetinde bir artış, buna karşılık soğuk günlerin sayısında ve don olaylarında bir azalış olacağını öngörmektedir. 7. Sonuç ve Tartışma 8 / 14

Küresel yüzey sıcaklıklarında 19. yüzyılın sonlarında başlayan ısınma, 1980 li yıllardan sonra daha da belirginleşerek, hemen her yıl bir önceki yıla göre daha sıcak olmak üzere, küresel sıcaklık rekorları kırdı. 1998 yılı, 1860 yılından beri yaşanan en sıcak yıl oldu. Sonuç olarak, küresel ortalama hava sıcaklıkları 20 nci yüzyılda yaklaşık 0.6 C arttı. Bu ısınma, geçen 1,000 yılın herhangi bir dönemindeki artıştan daha büyüktür. Küresel ısınmanın doğal bir sonucu olarak, orta enlem ve kutupsal kar örtüsü, kutupsal kara ve deniz buzları ile orta enlemlerin dağ buzulları 20. yüzyılda alansal ve hacimsel olarak azalırken, küresel ortalama deniz seviyesi, yaklaşık 10 ile 20 cm arasında yükseldi ve okyanusların ısı içerikleri arttı. Ne yazık ki, gelişmiş iklim modelleri de gelecekteki iklimimiz konusunda iyi haberler vermemektedir. Küresel yüzey sıcaklıklarındaki artışın 21. yüzyılda süreceği ve artışın 1.4 ile 5.8 C arasında olabileceği öngörülmektedir. Bu artışa bağlı olarak da, hidrolojik döngünün değişmesi, kara ve deniz buzullarının erimesi, kar ve buz örtüsünün alansal daralması, deniz seviyesinin yükselmesi, iklim kuşaklarının yer değiştirmesi ve yüksek sıcaklıklara bağlı salgın hastalıkların ve zararlıların artması gibi, dünya ölçeğinde sosyoekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri, insan yaşamını ve refahını doğrudan etkileyecek önemli değişikliklerin oluşacağı beklenmektedir. Bu arada, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliklerinin etkilerinin, geçmişte ve günümüzde olduğu gibi, gelecekte de alansal ve zamansal farklılıklar gösterebileceği unutulmamalıdır. Örneğin, gelecekte, dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınlar gibi şiddetli hava olaylarının şiddetlerinde ve sıklıklarında artışlar olabilecekken, bazı bölgelerinde uzun süreli ve şiddetli kuraklıklar ve çölleşme olayları daha fazla etkili olabilecektir. İşte bu noktada, Ülkemizin durumu gelecekte ne olacaktır? sorusunun yanıtı yaşamsal bir önem kazanmaktadır. Çeşitli iklim modellerine göre, Türkiye üzerindeki yıllık ortalama hava sıcaklıklarının, yalnız sera gazlarındaki artışlar dikkate alındığında, 2080 yılına kadar 2-3 C arasında artacağı öngörülmektedir. Uzun yıllardır ilkbahar ve yaz gece hava sıcaklıklarında gözlenen ısınma eğilimleri ve kış yağışlarındaki azalma eğilimleri ile özellikle son yıllarda yaşadığımız ekstrem sıcaklıklar, yağış yetersizliğine bağlı yaygın ve şiddetli meteorolojik kuraklıklar ve sıklıklarında giderek artış gözlenen taşkınlar ve seller gibi öteki doğal afetler de dikkate alındığında, Türkiye nin küresel ısınmaya ve onun olası 9 / 14

etkilerine karşı çok duyarlı olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye nin karasal iç ve doğu bölgelerinin önemli bir bölümü ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, iklim etmenleri ve bitki örtüsü dikkate alınarak, çölleşmeye eğilimli kurak araziler olarak değerlendirilmektedir. Akdeniz ve Ege bölgelerinin geniş bir bölümü ise, yüksek ve parçalı yeryüzü şekilleri, tarım arazilerinin son 20-30 yıldaki tarım dışı ve sürdürülebilir olmayan fiilî kullanımı, kentsel ve turizm getirisi yüksek olan tarım ve orman arazilerinin tarımsal etkinlik ve orman rejimi dışına çıkarılmasına yönelik girişimler ve yasal düzenlemeler, sanayi, turizm ve orman yangınları gibi iyi bilinen öteki doğal ve insan kaynaklı etmenler dikkate alınarak, gelecekte çölleşme süreçlerinden daha fazla etkilenebilecek yarınemli alanlar olarak kabul edilmektedir. Uzun süreli ve şiddetli yaz kuraklıklarının ve yüksek hava sıcaklıklarının yanı sıra, yağış ve kuraklık indisi dizilerinde gözlenen kurak koşullara yönelik değişme eğilimlerinin, Akdeniz ve Ege bölgelerinde iklim etmenlerinin çölleştirme kuvvetini arttırmakta oluşu, bu düşünceyi desteklemektedir. Yerküre iklimi ısınmaktadır ve iklim modelleri gelecek yüzyıl için önemli iklim değişikliklerinin olacağını göstermektedir. Bu da, toplumlar için olumsuz sonuçlar yaratarak, kalkınmanın önünde büyük bir engel oluşturacaktır. Bu yüzden, uluslararası toplum, insan kaynaklı sera gazı salımlarındaki artışla bağlantılı iklim riskini önlemeye yönelik önemli bir görevle karşı karşıya bulunmaktadır. Öngörülen iklim değişikliklerini ve bu değişikliklerin, sosyoekonomik sektörler, doğal ekosistemler ve insan sağlığı üzerindeki olası olumsuz etkilerini en aza indirmenin en önemli yolu, insan kaynaklı sera gazı salımlarını azaltmak ve yutakları (ormanları ve bitki örtüsünü) çoğaltmaktır. Sera gazı salımlarını azaltmaya ya da kontrol etmeye yönelik politikalar ve önlemler ise, sera gazı salımlarını azaltmak amacıyla uygulanmakta ve/ya da yakın bir gelecekte uygulanması olası olan bilimsel ve teknik/teknolojik yaklaşımlar ve önlemler ile makro politika araçlarını içermektedir. Türkiye nin Ek II den çıkarak İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ne (İDÇS) bir Ek I ülkesi olarak taraf olma isteği, Kasım 2001 de Fas ın Marakeş kentinde yapılan 7. Taraflar 10 / 14

Konferansı nda ilgili organlarca görüşülerek kabul edildi. Türkiye nin İDÇS ye taraf olmasına ilişkin yasal süreç Türkiye Büyük Millet Meclisi nde 2003 yılı sonunda tamamlandı ve 24 Şubat 2004 tarihinde BM ye resmî olarak başvuruldu. Sözleşme kuralları gereğince, Türkiye 24 Mayıs 2004 te 188. (AB dikkate alındığında 189.) ülke olarak İDÇS ye taraf oldu. Bu yüzden, Türkiye nin de, kendisine en uygun politika araçları ile bunların uygulanmasını sağlayacak olan yasal önlemleri ve çok sektörlü/çok kullanıcılı programları, kalkınma hedeflerini, önceliklerini, özel koşullarını ve gereksinimlerini dikkate alarak bir an önce belirlemesi gerekmektedir. 8. KISA KAYNAKÇA IPCC. 2001a. Climate Change 2001: The Scientific Basic - Contribution of Working Group I to the Third Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC) (Houghton J, T., et al., eds.), Cambridge University Press, Cambridge. IPCC. 2001b. Climate Change 2001: Impacts, Adaptation and Vulnerability - Contribution of Working Group II to the Third Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC) (McCarthy, J. J., et al., eds.), Cambridge University Press, Cambridge. Türkeş M. 1996. Spatial and temporal analysis of annual rainfall variations in Turkey. International Journal of Climatology 16: 1057-1076. 11 / 14

Türkeş M. 1998. Influence of geopotential heights, cyclone frequency and Southern Oscillation on rainfall variations in Turkey. International Journal of Climatology 18: 649-680. Türkeş M. 1999. Vulnerability of Turkey to desertification with respect to precipitation and aridity conditions. Turkish Journal of Engineering and Environmental Science 23: 363-380. Türkeş M, Sümer UM, Demir İ. 2002. Re-evaluation of trends and changes in mean, maximum and minimum temperatures of Turkey for the period 1929-1999. International Journal of Climatology 22: 947-977. Türkeş M. 2003. Spatial and temporal variations in precipitation and aridity index series of Turkey. In: Mediterranean Climate Variability and Trends, Hans-Jürgen Bolle, (ed.), Regional Climate Studies. Springer Verlag, Heidelberg, pp. 181-213. Türkeş, M. 2003a. Küresel iklim değişikliği ve gelecekteki iklimimiz. 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü Kutlaması Gelecekteki İklimimiz Paneli, Bildiriler Kitabı, 12-37. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, 23 Mart 2003, Ankara. Türkeş, M. 2003b. Sera gazı salımlarının azaltılması için sürdürülebilir teknolojik ve davranışsal seçenekler. TMMOB Çevre Mühendisleri 12 / 14

Odası, V. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi: ÇEVRE BİLİM ve TEKNOLOJİ Küreselleşmenin Yansımaları, Bildiriler Kitabı, 267-285. 1-4 Ekim 2003, Ankara. Türkeş, M. and Erlat, E. 2003. Precipitation changes and variability in Turkey linked to the North Atlantic Oscillation during the period 1930-2000. International Journal of Climatology 23: 1771- Türkeş, M. 2004. Küresel iklim değişikliği ve sıcak hava dalgaları üzerine. Lodos 23: 18-21. Türkeş, M. and Sümer, U. M. 2004. Spatial and temporal patterns of trends and variability in diurnal temperature ranges of Turkey. Theoretical and Applied Climatology 77: 195-227. UKMO/DETR. 1999. Climate Change and Its Impacts, Stabilisation of CO2 in the Atmosphere, United Kingdom Meteorological Office and Department of the Environment, Transport and the Regions (UKMO/DETR), the Hadley Centre for Climate Prediction and Research, Bracknell. Kaynak: 2023 dergisi Kay.Tar: 25.8.2008 www.2023.gen.tr 13 / 14

14 / 14