OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ



Benzer belgeler
ÖKARYOT CANLILAR Protista alemi

ADIM ADIM YGS-LYS 46. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-6 PROTİSTA ALEMİ

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

PROTİSTA Genel Özellikleri Kamçılılar

Protista Alemi. 1-) Protozoalar (Kamçılılar, Kök Ayaklılar, Sporlular, Kirpikliler) 2-) Algler 3-) Cıvık Mantarlar

GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI 2. Laboratuvar: Hücre Kavramı ve Bir Hücreli Canlılar

CANLILARIN TANIMLANMASI ve ADLANDIRILMASI: TAKSONOMİ

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

1. ÜNİTE: YAŞAM BİLİMİ BİYOLOJİ...10

ADIM ADIM YGS-LYS 44. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-4 BAKTERİLER ALEMİ-2

LABORATUVAR 4: ÖKARYOTİK HÜCRELER

30. Çiçekli bir bitkinin yaþam döngüsü sýrasýnda döllenme sonrasý, zigot ilk olarak aþaðýdaki yapýlardan hangisini oluþturur?

Her canlının neslini devam ettirmek üzere kendine benzer yeni bireyler meydana getirmesi olayına üreme denir.

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

CANLILARIN ÇEŞİTLİLİĞİ Canlıların dış görünüşüne ve yaşadıkları yere göre yapılan sınıflandırma..denir amp.yap. Kökenleri farklı görevleri aynı olan

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Mantarlar genel özellikleri. Üremeleri

CYANOBACTERIOPHYTA (Mavi-Yeşil Algler)

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

BAKTERİLER ALEMİ SELİN HOCA

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #19

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur.

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

Canlıları benzer özelliklerine göre gruplara ayırmaya sınıflandırma denir. Sınıflandırmayı inceleyen bilim dalına ise Biyosistematik denir.

ISPARTA HALIKENT ANADOLULİSESİ ÖĞRETİM YILI 9 A-B-C-D-E SINIFLAR BİYOLOJİ DERSİ 2. DÖNEM 3. YAZILI SINAVI RAKAMLA YAZIYLA PUAN

Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR

МАКЕДОНСКО БИОЛОШКО ДРУШТВО MAKEDONYA CUMHURİYETİ BİYOLOGLAR BİRLİĞİ BİYOLOJİ 4.CUMHURİYET YARIŞМАSI LİSE (I) BİRİNCİ SINIF.

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #6

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #17

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #7

olmak üzere 2 gruba ayrılırlar.

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

*Bu alemde bulunan tüm canlılar ökaryot hücre yapısına sahiptirler ve genelde bir hücreli canlılardır.

ÖKARYOTĠK PROTĠSTLER: FUNGUSLAR, ALGLER, PROTOZOONLAR

ÇEV 219 Biyoçeşitlilik. Edafik ve Biyotik Faktörler. Edafik Faktörler

DENİZ BİYOLOJİSİ. Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Hidrobiyoloji ABD

" N i t e l i k l i B i l g i "

TIBBİ BİYOLOJİ PROF. DR. CEYDA SİBEL KILIÇ

CANLILARIN ÇEfi TL L BÖLÜM

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

ADIM ADIM YGS-LYS 32. ADIM HÜCRE 9- SİTOPLAZMA

BİO-209 OMURGASIZ HAYVANLAR

Saprolegnia (Su Küfü)

Tatlı su, deniz ve rutubetli topraklarda yaşarlar. Büyük bir kısmı insan ve diğer hayvanlarda parazittir. Bilateral simetriye sahiptirler.

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

SİTOPLAZMA VE ORGANELLER

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

HAMAMBÖCEKLERİ ve MÜCADELE YÖNTEMLERİ

A. TOHUMLU BİTKİLERİN TEMEL KISIMLARI

ÜNİTE:1 CANLILARDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

Hücre canlının en küçük yapı birimidir.

ADIM ADIM YGS-LYS 47. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-7 MANTARLAR ALEMİ

Biyoloji = Canlı Bilimi. Biyoloji iki ana bölümden oluşur:

ADIM ADIM YGS-LYS 2. ADIM CANLININ ORTAK ÖZELLİKLERİ

Biyoloji Bilimi ve Canlıların Ortak Özellikleri

SU BİTKİLERİ 8. Prof. Dr. Nilsun DEMİR

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12

Ayxmaz/biyoloji. Hayvansal organizmalarda gamet ve gamet oluşumu oluşumu:

CANLI ALEMLERİ HAYVANLAR ALEMİ

BİYOLOJİ DERS NOTLARI YGS-LGS HÜCRE

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

SİTOPLÂZMA HÜCRE ORGANELLERİ. * Maddelerin taşınması için kanal, sentezi yapılmış maddeler için de toplanma bölgeleridir.

Sunum ve Sistematik 1. ÜNİTE: HÜCRE, ORGANİZMA VE METABOLİZMA KONU ÖZETİ

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21

ADIM ADIM YGS-LYS 43. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-3 BAKTERİLER ALEMİ

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi

ENERJİ VE YAŞAM NEJLA ADA

GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI (Zooloji) 1. Laboratuvar: Hayvan Sistematiği, Simetriler, Vücut Yönleri, Kesitler

Mikroorganizmalar; nükleus özelliklerine göre prokaryot ve ökaryot olmak üzere iki grupta incelenir.

12. SINIF KONU ANLATIMI 28 EKOLOJİ KOMÜNİTE EKOLOJİSİ

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: MİKROBİYOLOJİYE GİRİŞ...1 BÖLÜM 2: MİKROORGANİZMALARIN MORFOLOJİLERİ.13 BÖLÜM 3: MİKROORGANİZMALARIN HÜCRE YAPILARI...

1. Hücre zarının görevi nedir? ð Hücre içi ile hücre dışı arasında madde alış verişini sağlayan esnek, canlı ve seçici geçirgen bir zardır. 2.

FEN BÝLGÝSÝ TESTÝ. cam balon içindeki. X gazý ve borularda- ki cývalar þekildeki gibi dengededir.

FOTOSENTEZ C 6 H 12 O O 2. Fotosentez yapan canlılar: - Bitkiler - Mavi yeşil algler - Bazı bakteriler - Bazı protistalar. Glikoz IŞIK KLOROFİL

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA

12. SINIF KONU ANLATIMI 33 HAYATIN BAŞLANGICI

HÜCRE BÖLÜNMESİ. 1-Amitoz (Amitosis) bölünme, 2-Mitoz (Mitosis) bölünme, 3- Mayoz (Meiosis) bölünme.

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI. Prof. Dr. SERKAN YILMAZ

7- Aşağıdakilerden hangisi hayatsal olayların tümünün gerçekleştiği canlının yapı birimidir? A-Kloroplast B-Mitokondri C-Hücre D-Doku

LYS BÝYOLOJÝ. Biyolojiye Giriþ ve Bilimsel Yöntem Canlýlarýn Temel Bileþenleri Enzimler Canlýlarýn Sýnýflandýrýlmasý

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

PARAZİTLERDE ÜREME VE ÇOĞALMA

Aşağıda verilen bilgilerin karşısına doğru ya da yanlış olduğunu belirtiniz

ADIM ADIM YGS-LYS 55. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-15 VİRÜSLER

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÖZEL EGE LİSESİ BÖCEKLERİN DÜNYASI HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER: Tan Bayraktutan. Aylin Şen. Ece Lara Taş. Ozan Ellikçi

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

BİYOLOJİ(BİOS=HAYAT; LOGOS=BİLİM) SİSTEMLER BİLİMİDİR.

Transkript:

OMURGASIZLAR BİYOLOJİSİ Canlõlarla ilgili problemler ele alõndõğõnda organizmalarõ sõnõflandõrmak ve onlarõ gruplara ayõrmak zorunluluğu ortaya çõkmaktadõr. Yeryüzünde milyonlarca canlõ varlõk vardõr ve bunun yanõ sõra geniş ölçüde bir çeşitlilik de görülür. Sõnõflandõrmanõn Tarihçesi İnsanlar yaradõlõşlarõndan itibaren çevrelerinde bulunan bitki ve hayvanlarõ öğrenmeye çalõştõlar. İlk insanlar, bitki ve hayvanlarõ kendileriyle olan ilişkisine göre tanõdõklarõndan, o zamanlarda yapõlmõş olan sõnõflandõrmalar fazla derin olmayan günlük tecrübe ve gözlemlere dayanõyordu. Daha sonra bilgiler arttõkça onlarõn bir esasa göre sõnõflandõrõlmasõ ihtiyacõ ortaya çõkmõştõr. Milattan önce 4. asõrda filosozofiyi ilk teklif eden Aristo ilk bilimsel sõnõflandõrmayõ yapmõştõr. Aristo ve öğrencisi Theophrastus bitkileri ot, ağaçcõk, ve ağaçlar; hayvanlarõ da havada, suda ve karada yaşayan kuşlar, balõklar, balinalar ve böcekler olmak üzere 4 gruba ayõrõyorlardõ. Böcekleri de õsõrõcõ, emici, kanatlõ ve kanatsõz olarak gruplamõşlardõr. Canlõlarõ sõnõflandõrmada çeşitli gelişme ve kademelerden sonra John Ray (1627-1705) belli bir tür kavramõ geliştirmiştir. Ona göre tür, ortak atalarõ olan, benzer bireylerin bir grubudur. Ray çok az farklõlõklarõ olan çeşitli organizmalarõn aynõ türe sokulabileceğine inanõyordu. Böylece canlõlarla ilgili gözlemler türlerle ilgili bir hipotezle birleştiriliyordu. Ray ve onu destekleyenler tabiattaki türlerin sayõsõnõn değişmez olduğuna inanõyorlardõ. Tür anlamõ Ray'den sonra değişmiştir. Linnaeus dan sonra Lamarck hayvanlarõ 8 klasise ayõrmõş, hayvanlar için omurgalõ ve omurgasõz tabirini kullanmõş daha sonra Cuvier (1796-1832) mukayeseli anatomiden faydalanarak hayvanlarõ Vertebrata, Mollusca, Arthropoda, Radiata olmak üzere 4 ana gruba ayõrmõştõr.

2 Sistematik bir esasa göre, yapõ benzerliği esas alõnarak bitki ve hayvanlarõn sõnõflandõrõlmasõ ilk defa İsveçli biyolog Carl Von Linnaeus tarafõndan yapõlmõştõr (1707-1778). Sistematiğin babasõ olarak tanõmlanan Linnaeus, Systema Naturae (1758) adlõ yapõtõnda hayvanlar alemini sõnõf, takõm, cins ve türlere göre gruplara ayõrmõştõr. Linnaeus un diğer bir önemi binominal nomenclature denen metodu kurmasõdõr. Bu metoda iki adla adlandõrma denir. Yani her çeşit canlõ iki isimle anõlõr. Bunlardan birincisi yani o hayvanõn ait olduğu cins (genus-çoğulu genera)'õn adõ büyük harfle, tür adõ ise küçük harfle yazõlõr. Her ikisi de latincedir. Dünyanõn her yerinde bu şekilde kullanõldõğõndan anlaşma zorluğu ve karõşõklõk olmaz. Linnaeus de tür sayõsõnõn değişmez olduğuna inanmõştõ. Bugün tür ortak atadan gelen, birbiriyle çiftleşebilen, doğurgan yavrular meydana getiren, kendi aralarõnda nesil veren dolayõsõ ile gen alõşverişinin devam ettiği tabii topluluklara (Yani doğal populasyonlar) ait gruplar olup çok benzer diğer gruplardan üreme bakõmõndan izole bireyler topluluğu olarak tanõmlõyoruz. Belirli bir ekolojik nişe sahip olan bu populasyonlar, yapõ ve işlevleri ile birbirine benzeyen fiziksel ve kimyasal koşullara benzer tepki gösterirler. Sõnõflandõrmada Kategoriler Sistematikte en küçük grup tür olduğuna göre yapõ taşõ da türdür. Türler birleşerek genuslarõ onlar da sõrasõyla daha büyük gruplarõ oluştururlar. Örneğin 1. Tür - Species - Homo sapiens 2. Cins - Genus - Homo 3. Aile - Family - Hominidae 4. Takõm - Ordo - Primates Super- Class - Enteria

3 5. Sõnõf - Class - Mammalia 6. Phylum - Þube - Chordata 7. Regnum - Alem - Animale Bir canlõ türünün tam olarak sõnõflandõrõlabilmesi için en az 6 gruptan söz edilmesi gerekir. Bazõ durumlarda ara gruplardan da faydalanõlõr. Böyle ara gruplar için Alt= sub, Üst = super terimleri kullanõlõr. Örneğin Sub species = Salmo trutta abanticus = Abant gölünde yaşayan bir tür alabalõk. Ayrõca tür adõnõ ilk kez kullanan araştõrõcõnõn adõ da 2. isimden sonra ilave edilir. Leptinotarsa decemlineata (Say, 1879) Hayvanlar Alemini Sõnõflandõrmada Esas Alõnan Başlõca Özellikler Hayvanlar alemini sõnõflandõrmada esas, hayvan populasyonlarõ arasõnda var olan akrabalõk ilişkileridir. Linnaeus'den sonra sistematik üzerine olan çalõşmalar ilerlemiş evrim teorisinin kabul edilmesiyle de, yani Darwin le, zoologlar evrimsel orijini birbirine çok yakõn olan organizmalarõ bir gruba koymak suretiyle daha çok, doğal ilişkilere dayanan bir tasnif sistemi kurmaya çalõşmõşlardõr. Yapõsal benzerliklerin çoğu evrimsel akrabalõğa bağlõ olduğundan organizmalarõn modern tasnifi birçok bakõmdan Linnaeus'nin ortaya koyduğu mantõki yapõ benzerliğine uymaktadõr. Özet olarak modern sistematik yapõlõrken hayvanlarõn yanlõz dõş görünüşlerinden değil, karşõlaştõrmalõ anatomilerinden ve embriyonal gelişmelerinden faydalanõlarak evrimsel gidişlerine uygun akrabalõk derecelerine göre sõnõflandõrma yapõlõr. Bu sõnõflandõrmada hareket noktasõ olan temel kavramlar şunlardõr : Homoloji : Birbiriyle hiç ilgisiz gibi görünen bazõ yapõlar incelenecek olursa birçok temel köken benzerlikleri ortaya koyulabilir. Örneğin; fokun

4 yüzme ayağõ, yarasanõn kanadõ, insanõn kolu. Bunlardan ilki yüzmeye, ikincisi uçmaya, üçüncüsü yakalamaya yarar. Ancak bunlarõn iç yapõsõ, kemik ve kaslarõ incelenirse her üçünün de kökten birbirine benzediği görülür. Yüzme ayağõ, kanat ve kol aynõ orijinlidir, fakat zamanla her biri temel örneğe kõyasla belirli bir görevi yerine getirmek için değişmiştir. Orijinleri aynõ olup yani aynõ kökenden gelen ancak değişik işler görebilecek şekilde farklõlaşarak evrimleşmiş yapõlara homolog yapõlar denir. Sõnõflandõrmada özellikle homolog yapõlar göz önünde tutulur. Bunun dõşõnda daha farklõ benzerlikler de vardõr. Örneğin hayvanlarda kanat; sinek ve yarasa kanadõnõn her ikisi de uçmaya yarar. Ancak bu benzerlik yüzeyseldir. Benzerliklerin yüzeysel olduğu ve hemen hemen aynõ işi gören yapõlara analog yapõ denir. Fakat bunlarõn embriyonal dönemlerdeki durumlarõ birbiriyle kõyaslanõrsa tamamen farklõ kökenden olduklarõ görülür. Orijinleri tamamen ayrõ olan bu yapõlarõ, evrimsel gidişleri, benzer işi gördüklerinden, birbirine benzeyen duruma getirmiştir. Yüzeysel olan bu benzerliklerin doğal sõnõflandõrmada hiçbir önemi yoktur. Fizyoloji ve biyokimyadan da yararlanõlarak canlõlar arasõndaki akrabalõk tesbit edilir. Son zamanlarda, biyologlar protein yapõlarõnõn benzerliğinden yararlanmõşlardõr. Hayvanlarõn bir hücreden veya çok hücreden yapõlmõş olmasõ yüksek kategorilerde önemli bir temel karakter olup böyle bir ayõrõm sonucunda hayvanlar alemi Protozoa ve Metazoa olmak üzere 2 büyük subregnuma (veya Regnum yani Aleme) ayrõlõr. Embriyodaki hücre tabakasõ, Diploblastik, (Porifera, Coelenterata.) Triptoblastik (diğerleri); Simetri (bilateral, lateral) ve segmentasyon büyük gruplarõ sõnõflandõrmadaki ayõrõcõ özelliklerdir. Sindirim, dolaşõm ve sinir sisteminin olup olmamasõ (Protozoa ve Porifera da yok; Coelenterata ve Platyhelminthes'de sindirim gastrovasküler boşluk halinde, ağõz açõklõğõ vardõr, diğerlerinde sindirim borusu hem ağõz hem de

5 anüs var) ve söz konusu grubun kendine has morfolojik karakterleri yine başlõca ayõrõcõ özelliklerdendir. Aristo zamanõndan beri biyologlar canlõlar dünyasõnõ en basit anlamda bitkiler ve hayvanlar olmak üzere 2 aleme ayõrmõşlardõr. Buna göre derinliğine düşünülürse birçok türü, mikroskop altõnda gözlenebilen ve bir hücreli organizmalardan pek çoğunu bitki veya hayvanlar aleminden birine dahil etmek kolay bir iş değildir. Bundan bir asõr önce Alman biyolog Ernest Haeckel birçok özellikler bakõmõndan bitkilerle hayvanlar alemi arasõnda yer alan bütün bir hücreli organizmalarõ kapsayabilen Protista'yõ üçüncü bir alem olarak teklif etmiştir.uzun süre dünya biyologlarõnõn pek rağbet etmediği bu teklif ilk bakõşta sõnõflandõrmayõ basitleştireceği yerde daha da güç duruma sokacağõ ortaya konmuştur. Çünkü bitki benzeri olan bazõ protistalar bitkilerle çok yakõn ilişki kurarlar. Birçok grup (veya türler) gösterdikleri bazõ karakterler nedeniyle bitkilerle hayvanlarõn arasõnda yer alõrken diğer karakterleri nedeniyle hem bitki hem de hayvanlardan çok farklõ bir durum gösterirler. Hatta farklõ biyologlar tarafõndan Protista alemi içerisinde gösterilen organizmalar da farklõ olabilmektedir. Bazõ sistematikçiler Protista içerisine sadece birhücreli formlar koyduklarõ halde bazõlarõ mantarlarõ, çokhücreli algleri hatta bakteri ve mavi yeşil algleri de Protista ya dahil etmektedirler. Daha yakõn zamanlarda bazõ biyologlar Monera diye dördüncü bir alem açõlmasõnõn uygun olacağõnõ savunmuşlardõr. Monera alemi, bakteriler ve mavi yeşil algler gibi pek çok ortak karakterlere sahip organizmalarõ içine almaktadõr. Prokaryot maviyeşil alglerde çekirdek zarõ bulunmadõğõ gibi mitokondri, kloroplast gibi zarla çevrilmiş organeller de bulunmaz. Diğer taraftan bitki ve hayvan bütün Protista'lar Eukaryottur ve çekirdek zarõyla çevrilmiş gerçek nukleus ihtiva ederler. Bitki ve hayvanlar arasõnda pek çok temel benzerlikler vardõr : 1. Her ikisinde de yapõ ve fonksiyon birimi hücredir. 2. Her ikisinde de metabolik olaylarõn çoğu ortaktõr.

6 Ancak her iki grup çok bariz ve farklõ bazõ yollarla birbirinden kesinlikle ayrõlõr. 1. Bitki hücreleri hücreyi çevreleyen ve bitkiye destek vazifesi gören selülozdan ibaret sert bir hücre çeperi salgõlar. Hayvan hücrelerinde böyle bir çeper yoktur. Ancak bazõ bitkilerde selüloz çeper bulunmadõğõ gibi (bir grup hayvanda da) tunicat gibi ilkel Chordatlar da hücrelerin etrafõnda aynen bitki hücrelerinde olduğu gibi, selüloz çeper vardõr. 2. Bitki büyümesi genellikle sõnõrsõzdõr. (Bu büyüme ömür boyu aktif büyüme fazõnda kalan bazõ bitki hücreleri ile gerçekleştirilir, tropik bitkilerde devamlõ, õlõman bölge bitkilerinde ise daha çok ilkbahar ve yaz aylarõnda). Hayvanlarõn çoğunda son vücut büyüklüğü belli bir büyüme devresi sonunda ortaya konmuş olur. Ancak timsahlar, kaplumbağalar ve istakozlar uzun süre büyümelerini devam ettirirler. 3. Hayvanlarõn çoğu hareket eder, bitkiler ise istisnalar dõşõnda hareketsizdir. 4. En önemli fark ise gõda temin etmeleridir. Bitkiler yeşil renkli klorofil pigmenti yardõmõ ile fotosentez yapar. Fotosentez ile suyu parçalayabilmek için õsõ enerjisini kullanõrlar ve neticede karbondioksiti karbonhidrata indirgerler. Klorofil ihtiva etmeyen mantarlar ve bakteriler bu kaideye uymazlar (bazõ yüksek organizasyonlu bitkiler). Evrimsel olaylarõn asõrlar önce cereyan etmiş olmasõ ve ilk formlara ait fosillerin yetersiz olmasõ nedeni ile bugün bile önemli bitki ve hayvan phylumlarõ arasõndaki evrimsel yakõnlõk hakkõndaki görüşler açõk değildir. Örneğin, virus ve bakterilerin diğer organizmalara olan evrimsel yakõnlõğõ fazla bilinmediği gibi önemli alg ve mantar cinsleri arasõndaki akrabalõğa dair eldeki mevcut deliller de yetersiz olup önemli Protozoa cinsleri ile çok hücreli hayvanlar arasõndaki akrabalõk ilişkileri hakkõndaki bilgiler de henüz kesin değildir. Hayvan gruplarõnõ incelerken; hücre tabakalaşmasõnõ, solunum olup olmamasõnõ, metameri durumunu, sindirim sistemini ele alõp kendine özgü morfolojik karakterleri vurgulayacağõz.

7 Canlõlar alemi bitkiler ve hayvanlar olarak (genel bir ifade ile) ele alõnmakta son zamanlarda aşağõdaki gibi gruplandõrõlmaktadõr. I. Alem : Monera II. Alem : Protista - Birhücreliler III. Alem : Fungi - Mantarlar IV. Alem : Plantae - Bitkiler V. Alem : Animalia - Hayvanlar I. Alem : MONERA Prokaryot olan bu organizmalar çekirdek, çekirdek zarõ, plastit, mitokondri ve tubuler yapõ taşõmayan, kamçõlarõ olmayan ancak kamçõ benzeri uzantõlar taşõyan, birhücreli canlõlardõr. Bölünme ya da tomurcuklanma ile eşeysiz ürerler, kalõtsal madde alõşverişi konjugasyon, transformasyon, transdüksiyon veya plasmit değişimi ile gerçekleşir. Eubacteria ve Archaebacteria şeklinde iki gruba ayrõlõrlar. 2700 farklõ türü bilinmektedir. II. Alem : PROTİSTA Ökaryot canlõlar olan (Yani zarla çevrili çekirdek, kamçõ, sil, yalancõ ayak ve organel içeren) bir ve çok hücreli fotosentetik algler, çok çekirdekli ya da çok hücreli heterotrof bazõ mantarlar, bir hücreli ökaryotik canlõlarõ içerir. Fotosentez, absorbsiyon ya da doğrudan yeme ile beslenirler. Eşeyli ya da eşeysiz çoğalõrlar. 60.000 yaşayan, 60.000 de fosil türü bilinmektedir. ALT ALEM (SUBREGNUM): PROTOZOA Protozoa (Eski yunanca protos = birinci; zoon = hayvan) bir hücreli mikroskobik hayvanlardõr. Bir protozoon'õn yapõsõ çokhücreli hayvanlarõn

8 (birhücreye) bir hücresine karşõlõktõr fakat fonksiyon bakõmõndan çokhücreli bir organizmanõn bütün temel görevlerini yapar. Birhücrelilerin hepsi çok küçük mikroskobik hayvanlar olmakla beraber büyüklükleri oldukça değişiktir. Bazõlarõ 2-3 mikron boyunda olup çoğu 250 mm. den daha küçüktür. (Nadir olarak 15-16 mm. boyunda olanlara da rastlanõr Sporozoa'dan Porospora gigantea ). 30.000'den fazla bir hücreli hayvan türü bilinmektedir. Bunlar tatlõ sularda, denizlerde, rutubetli topraklarda yani sulu ortamda yaşarlar. Bir kõsmõ da diğer hayvanlarõn vücudunda parazittir. Kuru yerlerde ancak kist halinde bulunurlar. Bu geçici bir korunma durumu olup aynõ zamanda birhücrelilerin yayõlmasõ bakõmõndan da avantaj sağlar. Þöyle ki bu durumda kuş, böcek ve rüzgarla her yere taşõnabilirler. Denizde yaşayanlarda kuruma tehlikesi olmadõğõndan genellikle kist oluşumu yoktur. Vücutlarõ stoplazma ve nukleustan ibarettir. Stoplazma ekto ve endoplazma olmak üzere 2 kõsma ayrõlmõştõr. Dõşta yer alan ektoplazma granülsüz veya çok az granüllü ve yoğun, iç kõsõmda bulunan endoplazma ise granüllüdür. Ekto ve Endoplazma arasõnda geçiş vardõr. Genellikle hücre zarõ yani Pelikula (veya Pellicula) altõnda ektoplazma, anterior uçta cytostom (hücre ağõzõ) ve cytopharynx bulunur. Besin stoplazma içine geçerken etrafõnda bir zar şekillenerek koful oluşur. Sindirim bu kofulun içinde gerçekleşir. Posterior uçta cytopig (hücre anüsü) bulunur. Hücre anüsü bir çok kamçõlõda ve özellikle sillilerde görülür. Hücre anüsü çok dar yapõlõ olduğundan, varlõğõ ancak dõşkõlama sõrasõnda belirlenebilir. Bir veya daha fazla nukleuslu olabilirler. Tek nukleuslu formlara monoenergid, çok nukleuslulara da polyenergid adõ verilir. Bir hücrelilerde bütün hayatsal olaylar organellerle yapõlõr. (Belirli bir ödevi olan stoplazma farklõlaşmalarõna organel denir.) Hareket organelleri pseudopod (yalancõ ayak), flagellum (kamçõ), sillerdir (kirpik). Pseudopodlarõn yeri değişken olup vücudun herhangi bir yerinde teşekkül edebilir ve kaybolur. Buna karşõn kamçõ ve kirpikler yeri

9 ve şekilleri sabit olan daimi organellerdir. Sporozoa ve Ciliatlar da vücudun uzayõp kõsalmasõ myonem adõ verilen kas lifleri ile yapõlõr. Parazit birhücrelilerde hareket organeli genellikle yoktur. Bununla birlikte bir kõsmõ (gelişimin erken evrelerinde) yer değiştirebilirler. Kayma şeklinde olan özel bir yöntem ile hareket edebilirler. Kirpik ve kamçõlar hareketten başka duygu organõ vazifesini de görürler. Bundan başka bazõ flagellatlarda göz vazifesini gören ve õşõktan etkilenen kõrmõzõ renkli stigma vardõr. Ciliatlar õn bir çoğunda uyartõ nakleden organeller de tesbit edilmiştir.bunlar sillerin dip cisimlerini birbirine bağlayan ektoplazmik fibrillerdir. Bir hücrelilerin bazõlarõnda örneğin amiplerde vücut ince bir zarla örtülüdür. Plasmolemma adõ verilen ve çok ince olan bu zar madde alõş verişini düzenler. Fakat hayvanõn vücuduna belirli ve sabit bir şekil vermez. Buna karşõn bir çok tek hücrelilerde korunma ve destek organelleri vardõr. Bu organeller sayesinde vücut şekilleri sabit kalõr. Koruma ve Destek Organelleri: Yapõlarõna göre iki türlüdür. 1. Euplasmatic : Stoplazmanõn farklõlaşmasõndan meydana gelen organeller; fibriller aksopodlarõn eksen çubuklarõ radyolenlerin iç kapsülleri, pelikula vs. 2. Alloplasmatic : Stoplazmanõn salgõ maddesinden meydana gelen organeller; örtüler, kabuklar, evcikler, kistler ve iskeletler. Örtü ve kabuklar vücut yüzeyine yapõşõktõr. Evcikler ise yalnõz belirli yerlerde yapõşõktõr. Kistler: Bunlar ya yalnõz organik maddeden (jelatin, pseudokitin, sellüloz) veya inorganik maddeden SiO 2 ve Ca 2 CO 2 den yapõlmõştõr. Tatlõsu protozoonlarõnda ve bir çok parazitlerde görülen geçici korunma organelleridir. Bunlar yaşamaya elverişli olmayan zamanlarda ve bazen çoğalma esnasõnda meydana gelirler. Kist meydana geleceği zaman hayvan bütün organellerini kaybeder. Yuvarlak bir şekil alõr. Kendi

10 etrafõna saldõğõ jelatinli tabaka sertleşir. Böylece kist meydana gelmiş olur. Normal şartlar başlayõnca kist parçalanõr ve yeniden organeller teşekkül eder. Beslenme (4 tiptir) I. Ototrof : Bitkilerdeki fotosenteze karşõlõktõr. Yani anorganik maddeleri organik hale koyar. (Bir kõsõm flagellatlarda) II. Saprozoik : Erimiş haldeki organik maddelerle geçinirler. Bu maddeler bakteriler tarafõndan parçalanmõş olan organik maddeler vücut sõvõlarõ ve barsak sõvõlarõdõr. (Parazit yaşayanlar ve renksiz flagellatlarõn bir kõsmõ). III. Miksotrof : Hem organik ve hem anorganik maddelerle geçinirler (Euglena). IV. Heterotrof : Katõ organik maddelerle beslenir (serbest yaşayan birhücrelilerin çoğu). Beslenme ile ilgili organeller. Cytostom (Hücre ağzõ), Cytopharynx (yemek borusu) Ciliatlar da besin stoplazma içine geçerken bir sõvõ vakuolü teşekkül eder. Sindirim bu vakuol içersinde olur. Artõk maddeler vücudun herhangi bir yerinden veya hususi bir yerden (Cytopig ) dõşarõ atõlõr. Boşaltõm organeli : Osmoz sonucunda ve besin maddeleri ile birlikte stoplazma içersine giren fazla suyun dõşarõ atõlmasõna yarayan Kontraktil vakuollerdir. Deniz formlarõnda çok nadir olarak bulunur; parazitlerde yoktur. Esas olarak tatlõ su protozoonlarõnda mevcuttur. Katõ atõklar çok defa stoplazmada biriktirilir. Öyle ki bu durum bir çeşit atõk pigmentasyonuna (renklenmesine) neden olur. Çoğalma

11 1. Bölünme : Enine (Ciliata) veya boyuna olmak üzere (Ekseri flagellatlarda) ikiye bölünme. 2. Tomurcuklanma : İkiye bölünmenin bir modifikasyonuna tomurcuklanma adõ verilir. Öncelikle tomurcuk taslağõ meydana gelir. Bu taslak ana hayvanõn büyüklüğüne erişince koparak ondan ayrõlõr veya koloniler oluşur. 3. Multible bölünme : Nukleus bir çok defalar bölünür. Sonra stoplazma nukleus sayõsõ kadar parçalanõr. Çoğalma neticesinde fertler bazen bir arada kalarak kolonileri meydana getirirler. Cinsiyet ve Döllenme : Cinsiyet olaylarõ bütün gruplarda görülür. Döllenme çok hücrelilerdeki gibi cinsiyeti farklõ iki hücrenin haploid sayõdaki kromozomlarõnõn birleşmesiyle 3 şekilde olabilir. 1. Konjugasyon, 2. Autogamie, 3. Kopulasyon Kopulasyon : Yüksek organizasyonlu hayvanlarda olduğu gibidir. Birleşen hücrelere gamet, birleşme mahsulüne zigot denir. Basit halde, kopulasyon yapan gametler normal vegetatif fertlerden farklõ değillerdir. Yani bunlarda gametleri verecek olan fertler bir çoğalma safhasõ geçirmeden doğrudan doğruya gametlere değişirler. Böyle bir kopulasyonda eşeysel bir çoğalmadan bahsedilemez. Çünkü redüksiyon yoktur. Diğer durumda ise gametler vegatatif fertlerden farklõdõr. Esas ferdin ikiye bölünmesi (mayoz bölünmesi neticesinde) meydana gelir ve kromozom sayõsõ yarõya iner. Birbiri ile birleşen gametler ya görünüşleri aynõ isogamet (isogamie) veya farklõ anisogamet (anisogamie)'dir. Anisogamide yedek besin maddesi içeren gamete dişi veya macrogamet diğerine de erkek ya da microgamet denir. Sporozoonlarda izogamiden çok hücrelilerdeki oogamie'ye kadar bütün tipler görülür. Konjugasyon : Yalnõz Ciliat'larda görülen özel bir döllenme şeklidir.

12 Autogamie : Kendi kendini döllemedir. Ekseriya bir kist içinde meydana gelir. Bazõ tek hücrelilerin yapõsõ çok basit olduğu halde diğer bazõlarõ çok kompleks bir yapõ gösterir. Kompleks yapõlõ birhücrelilerde bütün hayatsal olaylar çeşitli organellerle yapõlõr. Protozoon'lar hareketlerini sağlayan yapõnõn çeşidine göre sõnõflandõrõlõr. SUBREGNUM PROTOZOA 1. Class - Flagellata (Mastigophora) Kamçõlõlar 2. " - Sarcodina (Rhizopoda) Kökbacaklõlar 3. " - Sporozoa (Sporlular) Hareket organeli yok, parazit 4. " - Ciliata (Infusoria) Kirpikliler Sub Class Protociliata " Euciliata " Suctoria Barnes ve Demirsoy a göre de Phylum (Şube) : Sarcomastigophora 1. Class : Flagellata (Mastigophora) Kamçõlõlar 2. Class : Sarcodina (Rhizopoda) Kökbacaklõlar Phylum Sporozoa Sporozoa (Sporlular) Hareket organeli yok, parazit Phylum Ciliophora - Ciliata Ciliata (Infusoria) Kirpikliler Subclass Protociliata Euciliata Suctoria

13 I. Class - FLAGELLATA (Mastigophora), Kamçõlõ hayvanlar Flagellatlar bir veya birkaç kamçõya sahiptirler. Kamçõ hareketi temin eder ve besin almaya yarar. (Çõkõş yeri Flagellata sistematiğinde önemlidir). Nukleus zarõndan veya stoplazma içindeki dip taneciğinden (bazal granül) çõkar. Burada bir de kamçõ kesesi teşekkül etmiştir. (Dip taneciği bazõ flagellatlarda bölünme anõnda ikiye ayrõlõr, kutuplarda iğ iplikleri meydana getirir). Flagellatlarda kamçõnõn dip kõsmõna yakõn bir yerde göz lekesi (stigma) denen kõrmõzõ pigmentli bir organel vardõr. Bu organizmalarda karbonhidrat depo eden cisimcikler stoplazmada yer alõr. Plastidler genellikle serbest yaşayanlarda bulunur. Kloroplast içerenler güneş õşõğõnda besin yapabilirler. Bu karakterleri nedeniyle bitki olarak da sõnõflandõrõlõrlar. Ancak hepsinde selüloz bir hücre çeperi yoktur. Çoğalma uzun eksen boyunca bölünmek suretiyle eşeysizdir. Bölünme ön uçtan başlar, nukleus mitozla bölünür, organeller bölünür. Eşeysel çoğalma tam olarak ancak bir kaç Zooflagellat da saptanmõştõr. (Son zamanlarda yapõlan çalõşmalar çoğalma olaylarõnõn günün karanlõk peryodunda olduğunu göstermektedir). Klorofilleri olmasõna rağmen yaşadõklarõ ortamda bazõ amino asitlerin mevcut olmasõnõ isterler. Flagellatlar ototrof, heterotrof bazõsõ da saprofit olarak yaşar. Katõ haldeki besin maddeleri ile beslenen türlerde, besin vücudun ön kõsmõnda, kamçõ dibinde bulunan ağõz yolu ile vücuda girer. Þimdiye dek bildiklerimizden bu grubun hem bitki hem de hayvansal organizmalara ait özellik gösterdiği anlaşõlmaktadõr. Bu özellik evrim bakõmõndan bitki ve hayvanlarõn aynõ orijine sahip olduklarõnõ destekler durumdadõr. Bazõ flagellatlar, örneğin Eudorina ve Volvox koloni teşkil eder, Volvox'lar, çok hücreli hayvanlarõn embriyo gelişmelerinin blastula safhasõna benzer. Tek hücreliler ve çok hücreliler arasõnda geçit gibi görülürler.

14 Uygun olmayan şartlar altõnda kist teşkil ederler veya palmella safhasõna geçerler. Palmella safhasõnda kistlerden farklõ olarak metabolizma devam ettiği gibi bölünme ve çoğalma olaylarõ da görülür. Vücut küre şeklini alõr ve kamçõlar kaybolur. Tatlõsu flagellatlarõnda boşaltõm organeli olarak kontraktil vakuol bulunur. Bunlar ya tek ya da vakuol sistemi halindedir. Fazla suyun dõşarõ atõmõnda da kullanõlõr. Flagellatlara yağmur sularõ, birikinti sularõ, dam oluklarõ, nehir ve göl gibi sularda rastlanõr. Bazõlarõ hayvan ve insanlarda parazittir. 60.000 kadar flagellat türü bilinmektedir. Ordo - Cystophlagellata : Doğrudan gözle görülebilecek büyüklüktedirler. Pelikula ile örtülü vücut içi jelatinli bir madde içerir mahtut bir bölgede stoplazma toplanmõştõr. Noctiluca miliaris : 1-1,5 mm. çapõnda bir veya iki kamçõlõ ve genellikle küre biçimindedirler. Stoplazma vücudun ön kõsmõnda bulunur ve küçük bir bölgeyi kaplar. Vücudun geri kalan kõsmõnõ jelatine benzer bir madde doldurmuştur. Stoplazma, jelatinsi madde içine ağ şeklinde uzantõlar gönderir. Başka organizmalarõ yiyerek geçinir. Stigma ve plastidleri yoktur. Çoğalmalarõ ikiye bölünme veya zoospor meydana getirmek suretiyle olur. Zoosporlar birleşerek zigotu teşkil eder. Çok sayõda Noctiluca bir araya gelirse, õşõk salmalarõ nedeni ile yakamoz denen olayõ meydana getirirler. Denizde pelajik yaşarlar. Ordo - Euglenoidina : İğ şekilli, oval, uzun vücutlu olup vücut yüzeyi kalõn bir pelikula ile örtülüdür, renkli veya renksiz olabilirler. Renklilerde parlak yeşil kromatofor bulunur. Euglena viridis : Oval görünüşlüdürler. Yeşil renkli kromatoforlarõ ince uzun olup bir merkez etrafõnda toplanmõştõr. Bol olduklarõ zaman su

15 yüzünde hareket ederler. Yeşil lekeler meydana getirirler. Stigma ve boşaltõm organeli olan kontraktil koful, vücudun ön kõsmõnda yer almõştõr. Astasia sp. Kromatoforsuz ve çoğu stigmasõzdõr. Ordo - Phytomonadina : Sabit şekilli, oval ve uzun flagellatlar olup vücut yüzeyi ince veya kalõn olabilen selüloz zarla örtülüdür. Stigmalarõ vardõr. İki kamçõlõ olup çanak şekilli bir kromatoforlarõ vardõr. Soliter yaşarlar veya koloni teşkil ederler. Nematod gibi diğer omurgasõzlarõn bağõrsaklarõnda kamçõsõz olarak bulunan parazit türleri de vardõr. Volvox : Tatlõsularda yaşarlar ve koloni teşkil ederler. Bir kolonide 4-128 fert bulunur. Bazõ türlerde 20 bin kadar fertten oluşan koloniler de görülür. Kolonide hareket belirli bir bölgeden öne doğru görülür. Yüzlerce fert küre üzerinde sõralanmõştõr. Her fert ucu küre merkezine uzanan 6 köşeli jelatin bir piramit içindedir. Komşu fertler stoplazma köprücükleri ile irtibatlõdõrlar (Fertler küre veya yassõ şekillidirler). Çoğalma eşeyli veya eşeysiz olabilir. Koloninin ön kõsmõnda bulunan fertler çoğalma kabiliyetini kaybetmiştir ve beslenme işini görür. Her bir fertte aynõ delikten çõkan eşit uzunlukta 2 kamçõ, stigma, çanak şeklinde kromatofor ve kontraktil vakuol bulunur. Gonium : 4-16 fertlik koloni teşkil ederler. Eudorina : Genel olarak 32 nadiren 16 fertlik koloniler teşkil eder. Ordo - Protomonadina : Parazit flagellatlardõr. Hayvan karakteri gösterirler. Küçük renksiz, 1-2 kamçõlõ, ameboid hareketli olup çoğu besinini pseudopod teşkil ederek veya basit bir ağõzla alõr. Soliter veya koloni halinde yaşarlar.bu takõm içerisinde yer alan bir familya (Coanaflagellatidae) ön tarafõnda birbirine çok yakõn mikrovilluslardan oluşmuş Collare = yakalõk taşõrlar. Kamçõ, bu yakalõğõn içinde bulunur. Coanaflagellatlar,süngerlerin koanositlerine benzediklerinden belki çok hücrelilerin köken aldõğõ hat olabilecekleri düşünülmektedir.

16 Leismania : Bu genus'a bağlõ türlerin bazõsõ böceklerde bazõsõ omurgalõlarda yaşar ve önemli hastalõklara neden olur. Leishmania donovani (Visceral Leismaniasis): Kala-azar hastalõğõnõn etkenidir. Hindistan, Güney Rusya, Çin, Türkistan, Irak ve Akdeniz havzasõnda görülür. Başka memleketlerde hem çocuk hem de büyükler hastalõğa yakalanabildikleri halde Akdeniz havzasõnda bilhassa 4 yaşõn altõndaki çocuklarda görülür. Parazit memeli konakçõsõnda dalak, karaciğer, kemik iliği, barsak ve lenf bezlerinin kan hücrelerinde (reticulaendothelial) bulunur. İnsan vücudundaki hücrelerde kamçõsõnõ kaybetmiştir. Hücre içinde çoğalõr, çoğalma sonucu hücreler patlar, genç fertler yeni hücrelere geçer. Bir kõsmõ da dolaşõm sistemine geçer, ara konakçõ sinek (Phlebotomus) böyle bir kanõ emince hastalõk etkenini alõr. L. donovani sinek vücuduna geçince kamçõlõ hale geçer, orta barsakta (mide) çoğalõr oradan ön barsağa ve tükrük bezlerine geçer. Hastalarda karaciğer ve dalak şişer. Kansõzlõk baş gösterir. Düzensiz nöbetler sonucu hasta tedavi edilmezse öldürücüdür. Leishmania tropica : Asya, Afrika, İran, Arabistan ve Türkiye de bulunur. Avrupa memleketlerinden (İspanya, İtalya, Yunanistan ve nadiren Fransa'da rastlanõr). Yurdumuzda Güney ve Güneydoğu illerinde vardõr. Ara konakçõsõnõn insektisitler ile hemen hemen ortadan kaldõrõldõğõ yerlerde çok nadir olarak ortaya çõkar. Böceklerden (Diptera) ara konakçõsõ Phlebotomus papataci dir. Parazit ara konağõn orta barsak epitelinde çoğalõr, ön barsağa doğru yayõlõr, epipharynxe yerleşir ve nihayet sineğin bir insanõ õsõrmasõ ile memeli konukçuya geçmiş olur. Memeli konukçularõndaki kuluçka süresi birkaç gün, haftalar ve hatta bazen 3-4 yõl olabilir. Deride önce sivilce şeklinde bir kabarcõk daha sonra birkaç santimetrelik yara meydana gelir. (Bir yõl içinde yara kurur ve bir leke bõrakõr. Onun için hastalõğõn bir başka ismi "Yõl- çõbanõ" veya "Þarkçõbanõ"dõr. Bazõ hallerden sonradan bakterilerinde yaraya girmesi ile yara daha çok büyüyebilir. Þark çõbanõ el, yüz, ayak gibi örtülmeyen yerlerde olur.

17 Trypanosoma : Bu genus omurgalõ hayvanlarda kan paraziti olan türleri ihtiva eder. Serbest olarak kanda yaşar onun dõşõnda diğer sistemlerde de görülür. (Konakçõlar arasõnda kan emen omurgasõz hayvanlar vasõtasõyla yayõlõr). Parazit, omurgalõ hayvanõn vücudunda tam bir Trypanosoma karakteri gösterir. Burada parazitin vücudu uzar, iki uç sivrileşir, dalgalõ bir zar içinde uzanan kamçõ görünür. Trypanosoma türleri bütün hayvanlarda bulunabilir, ancak insanda ve evcil hayvanlarda patogendir. (muhtemelen bu konaklarõn yeni olmasõ nedeniyle) Hastalõk yapan türler tropik bölgelerde yaşar. Trypanosoma lewisi : Fare kanõnda bulunur. Patojen değildir. Trypanosoma brucei : Sõğõrlarda nagana hastalõğõna sebep olur. Güney Amerika da görülür. Trypanosoma gambiense : Afrika da uyku hastalõğõnõn etkeni olup en önemli patogen trypanosomalardandõr. Glossina palpalis denen çeçe sineği ile taşõnõr.parazit, sineğin sindirim kanalõnda çoğalõr, gelişimini tamamlar. Tükrük bezine geçer. Sinek insanõn kanõnõ emerken paraziti memeli konukçusuna bulaştõrõr. Düzensiz aralõkla nöbet başlar. Hastanõn ateşi yükselir, lenf bezleri şişer, Parazitin metabolizma sonucu meydana getirdiği maddeler hastada felç yapar ve "uyku" haline neden olur. Sinir sistemini istila ettiğinde genel olarak öldürücüdür. Termit ve selülozla (simbiyoz) beslenen diğer böceklerin barsaklarõnda yaşayan ve Beta glikosidaz enzimi salgõlayan ve böylece selülozu glikoza çeviren birçok flagellat türü bilinmektedir. II. Class : SARCODİNA (Rhizopoda) Bu sõnõfa dahil hayvanlarda vücut şekilsiz olup simetrisiz olduğu gibi küresel simetri gösterenler de vardõr. Flagellatlar dan daha basit olup, gelişim dönemlerinde bazen kamçõ içerirler. Yine Flagellatlar dan farklõ olarak vücut yüzeyinde pelikula bulunmaz. Vücut ordolara göre çõplak

18 veya kabukludur. Stoplazma bariz biçimde ekto ve endoplazma kõsõmlarõna ayrõlmõş veya ayrõlmamõştõr. Nukleus bir veya daha fazladõr. Hareket ve besin alma organeli çeşitli tipteki yalancõ (Pseudopod) ayaklardõr. Yalancõ ayaklar loblu (lobopod), iplik gibi (filopod) ağ (retikulopod) şeklinde yahut desteklidir (aksopod). Deniz ve tatlõsularda yaşarlar. Tatlõsularda yaşayanlarda l-2 kontraktil koful vardõr. Bazõlarõnda kabuk, evcik, bazõlarõnda stoplazma içinde SiO 2 den ibaret iskelet bulunur. Çoğalmalarõ ikiye veya daha fazla parçalara bölünme ya da tomurcuklanma ile olur. I. Ordo: Amoebozoa : Stoplazma ekto ve endoplazmaya ayrõlmõş hareket loblu lobopod veya iplik filopodlarla olur, bunlar ya bir yerden çõkar veya vücut yüzeyine dağõlmõştõr. Subordo - Amobina Amoeba (Çõplak amipler) : Bu subordo'nun en tipik örneği amip cinsidir. Amipler tatlõsularda yaşarlar. Çaplarõ 200-300 mikron kadardõr. Stoplazma ekto ve endoplazma olarak belirli bir şekilde ayrõlmõştõr, bir veya birkaç tane besin vakuolü, küre şeklinde bir kontraktil vakuol (nadiren 2-3) ve disk şeklinde nukleuslarõ vardõr. Pseudopodlarõ lobopod veya filopod şeklinde olup bu harekete amoeboid hareket denir. Amoeboid harekete birçok Protozoa da rastlandõğõ gibi kan hücrelerinden akyuvarlarda da görülür. Pseudopodun meydana geldiği bölgede endoplazmanõn kolloid hali değişir. Gel halindeki endoplazma sol haline geçer. Amibin kontraksiyonu ile arka bölgede sol haline geçen endoplazma pseudopod istikametinde akar. Amip sudaki besin parçasõnõ çevirir ve onu içine alõr. Sindirim vakuol içinde olur. Sindirilmeyen artõklar hücrenin herhangi bir bölgesinden dõşarõya atõlõr. Çoğalma eşeysizdir. İkiye bölünme tomurcuklanma ve multible bölünme ile olur. Amoeba proteus : Çapõ 200-500 mikron olan en büyük amip türlerindendir.

19 Amoeba vespertilio : En çok görülen tatlõsu formlarõndan biridir. Entomoeba coli : İnsan kalõn barsağõnda kommensal olarak yaşar. Besin kofulu içinde yemiş olduğu bakteri maya ve diğer mikroorganizmalar vardõr. Entomoeba histolitica : İnsanlarda amipli dizanteriyi yapar. Barsak epitelini yer. Parazit barsak boşluğunda iken minuta adõnõ alõr. Minutalarda besin kofulu içinde bakteri yoktur (E. coli den farklõ). E. histolitica kistleri su vs. ile alõnõr. Kistler sindirim borusunda açõlarak amipler barsak dokularõna girer. Barsak duvarõna yerleştikten sonra magna adõnõ alõr. (Barsak epitelini ve alyuvarlarõ yediği için vakvuolde alyuvarlara rastlanõr). Minutalar barsak boşluğunda kist teşkil eder ve ancak yeni bir konağa (insana) geçtiği zaman açõlõr. Subordo - Thecamoeba (Kabuklu amipler) Bu grupta kadeh, şişe yumurta vs. şeklinde olan bir kabuk meydana getirilir. Kabuğun organik maddesine dõşardan alõnan anorganik maddeler de karõşõr. Pseudopodlarõn dõşarõ uzanabilmeleri için kabukta bir tane büyük veya daha fazla küçük delik bulunur. Arcella vulgaris - Nukleus 2 veya daha fazladõr. Saat camõna benzeyen kabuklarõ vardõr. Pseudopodlar filopod cinsindendir. Difflugia : Balon şeklinde olan kabuklarõ yabancõ cisimlerle sertleşmiştir. Pek çok türü vardõr. 2. Ordo - Foraminifera : Vücut plazmasõnda bariz bir ektoplazma ayrõmõ yoktur. Dallanan pseudopodlarõ vardõr. Hepsi kabukludur ve kabuğun üzerinde çok sayõda küçük delik bulunur. İlksel formlar kum, kitin, sünger spiküllerinden, yüksek formlar ise kalsiyum karbonattan yapõlmõş kabuk içerirler. Kabuk boşluğu ya tek bir odacõktan ya da ara bölmeler ile birbirinden ayrõlmõş olan bir çok odacõktan oluşmuştur. Foraminifer kabuklarõnõn deniz dibinde birikmesi ile tebeşir ve kalker tabakalarõ

20 teşekkül etmiştir Denizlerde yaşarlar. (18.000 türü bilinmektedir). Pseudopodlarõn hepsi ya büyük delikten çõkar veya buna ilave birçok küçük delik bulunur. Salyangoz kabuğu biçimindedir. Bölünerek çoğalõrlar. Bir veya daha çok sayõda küçük nukleus içerirler. Ammodiscus - Kabuk bir odacõklõ olup kumdan yapõlmõştõr. Az veya çok helezonlu boru şeklindedir. Nummulites - Çap 19 cm. büyük fosil formlar bu cinstendir. Kabuk mercimeğe benzer üzerinde ikinci bir kabuk vardõr. Foraminiferlerden Fusulinidae familyasõ birinci zamanõn son devrinde oldukça kõsa bir süre (75 milyon yõl) içerisinde büyük bir gelişme göstermiş ve sonra yok olmuştur (bunlarõn bazõlarõ sõğ deniz tabanõnõ kaplayan çapõ 2 cm. kadar olan büyük tek hücrelilerdir). Genellikle bu fosillere petrolün bulunduğu yataklarda rastlanõr. (Bir petrol kuyusu kazõlõrken tortul kayalarõ arasõnda birbirini izleyen ince tabakalar halinde Fusilinidae türlerinden oluşan katlar görülür. Tabakalardaki (belli bir kõsmõ içinde bulunan) türlerin incelenmesiyle sondaj yapõlan yerde paleozoik tabakada ne kadar ilerlendiği tahmin edilebilir. 3. Ordo - Heliozoa (Güneş hayvancõklarõ) - Küre şeklindedirler. Stoplazma ekto ve endoplazma bölgelerine ayrõlmõşlardõr. (Dõştaki ektoplazma bir veya daha çok vakuollüdür. Endoplazma orta bölgede granüllü olup nukleuslar yer alõr). Çoğu tatlõsularda yaşar, vücut çõplak veya kabuk kafesle örtülüdür. Pseudopod destekli tipinde (aksopod) olup, ekto-endoplazma sõnõrõndan, ya da nukleustan hatta çok nukleuslu türlerde herbiri bir nukleustan çõkar. (Hususi bir destek noktasõndan çõkar). Actinosphaerium - Örtü ve iskeleti yoktur. Oldukça büyük çapõ= l mm. Aksopodlarõn eksen çubuklarõ ekto-endo stoplazma sõnõrõnda olup endoplazmada 200 veya daha fazla nukleus var. (Ektoplazmada 2-14 kontraktil koful yer alõr. Kokmuş bataklõk sularõnda bulunur.

21 Clathrulina - Küre şeklinde büyük delikli pseudokitinden iskeletleri vardõr. Boru şeklinde uzun bir sapla kendilerini tespit ederler. 4. Ordo - Radiolaria - Stoplazmalarõ iç ve dõş olmak üzere kapsül ile iki bölgeye ayrõlõr. (Kapsül organik madde ve pseudokitinden yapõlmõştõr) kapsül üzerindeki delikler vasõtasõyla iki stoplazma bölgesi temas halindedir. Genellikle silisyum dioksitten pek azõnda da stransiyum sülfattan yapõlmõş (kalsiyum aliminyum silikatta olabilir) değişik şekillerde hayvanlar aleminin en güzel ve zarif iskeletlerini salgõlarlar. Başlõca iskelet elementleri iğne, diken, dallõ veya çatallõ çubuklar ve muhtelif şekilde delinmiş küreledir. (Bunlar kapsülün iç ve dõşõnda bulunabilirler) Bu iskeletler okyanus tabanõnda çamur haline gelir ve basõnçla çakmak taşõ gibi silisli kayalara dönüşür. Endoplazmada bir veya daha çok nukleus, yağ damlacõklarõ, ektoplazmada besin vakuolleri, pigmentler ve yağ damlalarõ (Tek hücreli alg) yer alõr. Bir kõsõmdan çok sayõda pseudopodlar çõkar. Pseudopodlar çoğunlukla filopod veya aksopod tipindedir (bu ordoda kontraktil vakuol yok). Dõş tabakalarõnõ genişleterek suda farklõ seviyelere iner ve çõkarlar. Denizlerde yaşarlar, genellikle plankton hayvanlardõr. Heterotrofturlar, flagellatlar ve diatomeler ile beslenir. Theopilium - İskelet miğfer şeklinde-akdeniz de Heliosphaeera - İskelet kafes şeklinde - Akdeniz de III. Class - SPOROZOA (Sporlular) Omurgalõ ve omurgasõz hayvanlarda hücre içi ve hücre dõşõnda yaşayan parazitlerdir. Her tür belirli bir konakçõda yaşar. Yuvarlak veya oval bir hücreye benzerler. Tek bir nukleuslarõ vardõr. Parazit olduklarõndan hareket ve boşaltõm organelleri yoktur. Sporozoonlar konakçõ vücudunda bir süre eşeysiz olarak çoğalõr. Bu tarz çoğalmaya Schizogonie ana sporozoona Schizont ve bölünme sonucunda

22 meydana gelen genç hayvana da Merozoit denir. Merozoitler sağlam konukçu hücrelere hücum ederler diğer hücreleri aşõlarlar. Merozoitlerin büyümesi ile yine eşeysiz çoğalan Schizont'lar veyahut eşeyli olarak çoğalan gamontlar teşekkül eder. Parazit organizma ancak eşeyli çoğalma yani Sporogonie yolu ile başka konukçulara geçme imkanõnõ bulur. Yaşam döngüleri üç bölüme ayrõlabilir; 1. Sporogonie (eşeysiz çoğalõr) 2. Schizogonie (eşeysiz çoğalõr) 3. Gametogonie (eşeyli çoğalõr). Bu ayrõmda, schizogonie safhasõ iki bölüme ayrõlarak schizogonie ve gametogonie olarak incelenmektedir. Schizogonie periyodunun sonuna doğru bazõ gametler makro ve mikrogamete dönüşerek eşeyli çoğalõrlar. Bu safha eşeysiz ve eşeyli iki bölüme ayrõldõğõndan bir farklõlõk oluşmaktadõr. Gamontlar çoğunlukla bölünerek veya doğrudan doğruya gametleri (mikro ve makro gamet) meydana getirir. Gametlerin birleşmesi ile ortaya çõkan zigot yardõmõ ile parazitin geçişi olur. Zigot'un etrafõ koruyucu sert bir kabukla örtülür onun için buna Spor da denilir. Sporozoa adõ buradan gelmektedir. Zigot=spor, içinde çok sayõda genç fert teşekkül eder. Spor başka bir konakçõya geçince muhafaza parçalanõr ve genç Sporozoitler serbest hale geçer. Büyüyerek schizont haline gelir. Bazõ türlerde zigotun bir konakçõdan diğerine geçişi kan emen bir ara konakçõyla olur. Bu halde zigot etrafõnda kabuk bulunmaz. Sporozoanõn çoğunda, bir hayat devri içinde schizogonie ve sporogonie birbirini tabip eder. Bu çoğunlukla konakçõ değişimi ile birlikte görülür. Ordo - Coccidiomorpha : Hücre içi parazitidirler. Hayvanlarõn barsak epiteli veya iç organlarõnda yaşarlar. Eimeria - küçük bir çiyan cinsi olan Lithobiuslarõn barsak epitelinde yaşar. Ayrõca kümes hayvanlarõnõn barsaklarõnda da yaşar. Plasmodium - Anopheles cinsinden dişi bir sivrisinek bir insanõ soktuğunda deride açtõğõ deliğe biraz da tükrük akõtõr. Şayet bu sinek plazmodiumlu ise tükrük içerisinde bulunan sporozoidler kana geçer ve eritrositlere girerler. Sporozoidler eritrositin içinde büyüyerek amip şekilli

23 bir schizont haline geçerler. Oradan karaciğere geçer, burada multible füzyon (çok parçaya bölünme) geçirerek merozoitler oluşur. Bu şekildeki çoğalmaya Schizogonie denir. Bu faz yaklaşõk 10 gün sürer, çõkan merozoitler tekrar karaciğer hücrelerine saldõrarak schizogonie ile çoğalabilirler. Merozoitler daha sonra eritrositlere saldõrõrlar ve burada tekrar schizogonie geçirirler. Eritrositin içi merozoidlerle dolunca parçalanõr ve serbest kalan merozoidler schizogonie'yi tekrarlamak üzere diğer eritrositlere girerler bu bir süre devam ettikten sonra schizontlar merozoitlere kõyasla daha büyük olan ve daha çok besin maddesi ihtiva eden erkek ve dişi gamontlara değişirler. Gamontlar ancak ara konak vazifesi gören bir sivrisineğin barsağõna geçebilirlerse gelişmelerine devam ederler. Bu zamanda erkek gamontlar multiple bölünmeyle 4 veya 8 mikrogamet meydana getirir. Dişi gamontlar olgun makrogametlere değişirler. Döllenme sivrisineğin barsak boşluğunda olur. Zigot uzundur ve amoeboid hareket eder. Buna ookinet zigot denir. Ookinet sivrisineğin barsak epitelinden geçerek barsak kaslarõna yerleşir ve etrafõ kalõn bir kõlõfla çevrelenir. İçerde multiple bölünme ile pek çok sayõda sporozoid meydana gelir. Kõlõfõn patlamasõ ile serbest hale gelen sporozoidler sivrisineğin vücut boşluğundan geçerek tükrük bezlerine gelirler. Böyle bir sivrisineğin insanõ sokmasõ ile Plasmodium'un hayat devresi tamamlanmõş olur. Nöbetler daima merozoidlerin kan içine dökülmesi zamanõna rastlar. İlk nöbetten bir hafta sonra gametler teşekkül eder. Gamontlu kan emmek sureti ile sivrisinekler enfekte olur. sivrisinekteki gelişme 10-20 gün arasõndadõr. Enfeksiyondan sinek etkilenmez. Plasmodium vivax : 48 saatte bir alyuvarlar parçalanarak merozoitler kana geçer. Alyuvarlarõn patlamasõndan önce titreme, patlamasõndan sonra ateş gelir. Bu parazitin neden olduğu sõtmaya Tersiana denir. Plasmodium falciparum (Lavenaria malaria) : Tropik sõtmaya sebep olur. 48 saatte schizogoni devresi tamamlanõr. Eritrositlerin birbirine yapõşmasõ sonunda kõlcal damarlarõn tõkanma tehlikesi vardõr. Beyin ve kalp damarlarõ tõkanõrsa ölüme sebep olur.

24 Plasmodium malaria : Schizogoni devresi 72 saattir. Quartana tipi sõtmaya neden olur. Sõtma tedavisi 17. asõrda cinchona denen bir ağaç kabuğunun Peru'dan Avrupaya getirilmesi ile başlar. O zamandan beri kinin, malarya tedavisinde kullanõlmaktadõr. Denilebilir ki bu ilaç insanlar tarafõndan keşfedilen ilaçlar arasõnda son zamanlarda keşfedilen sülfamidler ve antibiyotikler dahil en fazla nisbette insan hayatõ kurtarmõştõr. 2. Ordo - Gregarinida : Birçok omurgasõz hayvanõn barsak ve vücut boşluklarõnda parazit olarak yaşarlar. Gragarina blattarum : Hamam böceklerinin barsaklarõnda parazit olarak yaşarlar. Vücutlarõ epimerit, protomerit ve deutomerit olmak üzere üç bölümlüdür. Epimerit çengellidir. Hayvanõn tutunmasõna yardõm eder. Nukleus bir tane olup deutomerit bölümünde yer alõr. IV. Class : CILIATA (Infusoria) Birhücreli hayvanlarõn en yüksek organizasyonlu grubunu teşkil ederler. Vücutlarõ oval, küre, silindir, vazo vs. gibi değişik şekillerde olup pelikula ile sarõlmõştõr. Bazõlarõ üzerini örten zarõn (pelikula) elastiki olmasõ sebebi ile şekillerini değiştirebilir. Stoplazmalarõ ektoplazma ve endoplazma bölgelerine ayrõlmõştõr. Ektoplazmada kirpikler (sil), miyonemler, besin alma ile ilgili olan organeller, kontraktil vakuoller ve savunma organeli olan trikosistler bulunur. Endoplazma granüllü bir sõvõ halindedir. Burada besin kofullarõ yedek besin depolarõ (glikojen ve yağ) ve nukleuslar görülür. Hareket organeli olan siller beslenmede de etkili kõsa iplikçiklerdir. Bunlar ektoplazmada bulunan dip taneciklerinden çõkarak pelikula'yõ deler ve yüzeye geçerler. Uzunlamasõna ve diagonal olarak sõralanmõş vaziyettedirler. Ciliat'larõn bir kõsmõ da dip taneciklerini birbirine bağlayan

25 ipliksi bir sistem mevcuttur. Siller yapõ ve fonksiyonlarõ bakõmõndan flagellatlarõn kamçõlarõna benzerlerse de boylarõ kõsa ve sayõlarõ fazladõr. Vorticella gibi bazõ Ciliat gruplarõnda düz veya çizgili kas liflerinden ibaret miyonemler vardõr. Bu lifler sayesinde bütün vücut veya bazõ kõsõmlarõ kontraksiyon yapabilir. Heterotrofturlar, bazõlarõ bakteri, küçük birhücreliler ve çürümüş besinler ile geçinir. Bunlarda peristom bölgesindeki tüylerin hareketi ile ağõza doğru bir su akõmõ oluşturulur. Besinler titrek tüylerin hareketi ile cytostom ve huni şeklindeki cytopharynxten geçer. Bu arada küresel biçimde toplanan besin koful içine alõnõr. Besin kofullarõ stoplazma içinde belirli bir yönde hareket ederler. Sindirilen besinler koful membranõndan stoplazmaya geçer, artõk maddeler ise sitopig'den dõşarõ atõlõr. Tatlõsularda yaşayan türlerin ektoplazmasõnda ve belli yerlerde kontraktil kofullar vardõr. Paramecium'da kontraktil koful etrafõnda daire şeklinde sõralanmõş toplayõcõ kanallar vardõr. Trikosistler, korunma organelidir. Bunlar ektoplazmada, vücut yüzeyine dik olarak sõralanmõş oval veya çomak şeklinde küçük organellerdir. Mekanik veya kimyasal uyartõ karşõsõnda pelikulada bulunan delikten fõrlatõlarak sivri uçlu uzun iplik halini alõrlar. Paramecium gibi bazõ cinslerde bu organeller bütün vücutta, yahut vücudun belli bölgesinde bulunur (Didinium). Endoplazmada Macronukleus ve Micronukleus vardõr. Macronukleus beslenmede rol oynar. Micronukleus, çoğalma ile ilgilidir, sayõsõ l-80 kadar olabilir. Bölünmeleri enine ikiye bölünme şeklindedir. Nadiren boyuna olur. Macronukleus amitoz, micronukleus mitozla bölünür. Vorticella 'da olduğu gibi yeni teşekkül eden fertler bir araya gelerek koloni meydana

26 getirebilirler. Yalnõz Suctoria alt-sõnõfõnda tomurcuklanma ile çoğalma görülür. Ciliatlar da Protociliata hariç hepsinde eşeysel çoğalmaya benzetebileceğimiz konjugasyon görülür. Konjugasyonda bireyler ağõzlarõnõnõn bulunduğu kõsõmdan yan yana gelerek bir çift teşkil ederler. Bu sõrada çiftteki her organizmanõn macronukleus'u parçalanarak kaybolur. Mikronukleus'lar ise, üst üste iki defa bölündüğünden her bir fertte 4 nukleus meydana gelir. Bunlardan üçer tanesi stoplazma içinde erir. Geriye kalan birer nukleus bölünerek ikişer nucleus meydana getirir. Bu sõrada yan yana gelmiş olan iki ciliat'õn hücre zarõ eriyerek arada bir stoplazma köprüsü teşekkül etmiştir. Her iki organizmanõn nukleuslarõndan birisi stoplazma köprüsü yolu ile diğerine geçer ve orada bulunan nukleus ile birleşir. Bundan sonra fertler birbirinden ayrõlõr. Bu dönemden sonra örneğin Paramecium caudatum 'da üç bölünme ile 8 nukleus teşekkül eder. Bunlardan üç tanesi kaybolur. Geriye kalanlardan 4'ü macronukleuslar õ bir tanesi de micronukleus u meydana getirir. Paramecium ve micronukleus bölünür. Macronukleuslar taksim edilir. Paramecium ve micronukleuslar tekrar bölünür. Neticede bir macro bir micronukleusu olan 8 Paramecium meydana gelir. Ciliata sõnõfõ 3 alt sõnõfa ayrõlõr: l- Subclass; Protociliata 2- Subclass; Euciliata 3- Subclass; Suctoria 1- Sub Class Protociliata : Vücut şekilleri yuvarlak veya yassõ olup siller vücudun her tarafõnda bulunur. Hücre ağzõ ve kontraktil koful yoktur. Nukleus iki veya daha çok bölünme ile ve konjugasyonla değil kopulasyon şeklinde eşeyli olarak çoğalõrlar. Kurbağalarõn larva ve erginlerinde nadiren de diğer soğuk kanlõ ve omurgalõlarda barsak parazitidirler.

27 Opalina ranarum : Vücut yassõ ve çok nukleuslu su kurbağalarõnõn son barsağõnda parazittir. 2- Subclass Euciliata : Hücre ağzõ vardõr, genç ve ergin safhalarõ kirpikli olan Ciliatlardõr. 1- Ordo - Holotrichia : Basit yapõlõ siller kõsa ve eşit boyda bunlar ya boyuna sõralar halinde bütün vücut yüzeyini kaplar veya kemer oluşturacak şekilde sõralanõrlar. Ağõz yüzeyde veya içeri çökük bir çukur (peristom) dibindedir. Paramecium : Bu grubun en çok bilinen cinsidir. Þekli nedeniyle terliksi hayvan olarak da adlandõrõlõr. En çok rastlanan türleri; Paramaecium bursaria- geniş ve yassõ olduğundan yeşil renkli görülür (zooklorel= yeşil renkli alg, stoplazmada simbiyoz olarak bulunur). Paramecium caudatum : En çok rastlanan türdür. Colpidium colpoda : Şekil olarak böbrek gibidir. Dileptus: Ön uçta uzun ve kontraktil bir hortum bulunur, arka uç sivri, macronukleus tespih tanesi gibi bir veya birçok kõsõmlõdõr. 2 - Ordo - Spirotricha : Peristomun sağõndan veya ön kenarõndan cytopharynx'e inen adoral membranal bölge içeren tüm Ciliatlar bu grupta yer alõr. Kirpikler kaynaşõp zar şekline dönmüştür. Sub Ordo 1- Heterotrichae - Kirpikler vücudun her tarafõnda eşit ve uzun sõralar oluşturacak tarzda dizilmiştir. Ayrõca ağzõn bulunduğu bölgede cytopharynx e kadar devam eden bir kirpik bölgesi vardõr Stentor (Borozan Hayvanõ) : Vücut huniye benzer biçimdedir. Ağõzlarõ vücudun geniş tarafõnda olan ağõz çukurunun (peristom) dibindedir. Membranel bölgesi peristomun etrafõnõ sardõktan sonra helezonlar teşkil ederek sitofarinse iner.

28 Genellikle kendilerini bir yere iliştirirler ancak buradan ayrõlarak serbest yüzdükleri görülür. Macronukleus tesbih şeklinde olup micronukleus bir veya birden fazladõr. Balantidium : Omurgalõ (Domuzlarda) ve omurgasõz hayvanlarõn barsaklarõnda parazit olarak yaşar. Sub Ordo 2-Entodinomorpha : Sõnõfõn en kompleks grubudur. Vücudun arka ucunda değişen sayõ ve biçimde dikenimsi uzantõlar yer alõr. Ağõz bölgesinden başka diğer bölgelerde de membranal bölgeler vardõr. Entodinium : Siller yalnõz adoral bölgede yer alõr. Sõğõr, koyun, deve vs. geviş getiren hayvanlarõn sindirim sisteminde yaşar. Arka ucu uzantõlõdõr. Ophryoscolex : Arka uçtaki uzantõlarõn dõşõnda bazõ türlerde ön uçta da diken çelenkleri vardõr. Daha çok keçilerde bulunur. Stylonychia : Arka uçta 3 uzantõ vardõr. Tatlõsularda bulunur. 3 - Ordo - Peritrichia : Siller diğer ordolara göre daha azalmõştõr. Vücudun ön ucunda daire biçiminde peristom vardõr ve burada etrafõ sillerle çevreli iç ve dõş sil kemeri oluşturur. Adoral bölgedeki siller dalgalõ bir zar görünümünde. Bazõlarõnda vücudun arka tarafõnda halka şeklinde sõralanmõş siller bulunur ve genellikle vücutlarõ bir sapta tutunmuştur. Çoğalmalarõ diğer Ciliatlardan farklõ olarak boyuna bölünme iledir. Konjugasyonda görülür. Vorticella : Saplõ ve çan biçimindeki vücutta siller yalnõz ön tarafta iki sõra helezon oluşturacak tarzda dizilmiştir. At nalõ şeklindeki macronukleus'un girintisinde küçük bir micronukleus bulunur. Sap ile kendini bir yere tutturur ve sapta bulunan esnek iplikler (miyonem) ile ileri geri hareket edebilir. Kontraktil vakuol bir tanedir. Vorticella microstoma - Pis sularda görülür. Vorticella nebulifera - Temiz sularda.

29 3 - Sub Class Suctoria : Gençleri serbest yüzer ve kirpikli Ciliatlara benzer. Ergin safhada silleri yoktur. Yerine emme tentakülleri meydana gelmiştir. Doğrudan doğruya veya sap ile kendilerini bir yere tesbit ederler. Sap kutikuladan yapõlmõştõr. Uzayõp kõsalamaz. Bir adet oval biçimli uzun veya dallõ macronukleus veya daha fazla sayõda micronukleus bulunur. Besin alma organelleri emme tentakülleridir, bunlar ektoplazmanõn tüp şeklindeki uzantõlarõdõr. Stoplazmalar ekto ve endo olmak üzere ikiye ayrõlõr. Emme tentakülleri avõn üzerine yapõşõr ve av felce uğratõlõr. Sonra da emilir. Eşeysiz çoğalma iç ve dõş tomurcuklanma ile olur. Eşeyli çoğalma ve konjugasyon da görülür. Ephelota gemmipara : Emme tentaküllerinden başka sivri uçlu tentakülleri de vardõr. Denizlerde yaşarlar. SUB-REGNUM : METAZOA Protozoalarõn dõşõnda METAZOA adõ altõnda toplayabileceğimiz diğer hayvan phylumlarõnda vücut çok hücreden yapõlmõştõr. Gelişmeleri sõrasõnda çeşitli embriyo tabakalarõ ve bunlardan da farklõ organlar teşekkül eder. Phylum : PLACOZOA En ilkel çok hücreliler olarak kabul edilirler. 1883 yõlõnda Avrupa daki bir deniz akvaryumunda küçük, hayvana benzer serbest yaşayan bir canlõ bulundu ve adõna Trichoplax adhaerens dendi. Bu canlõ, yassõ vücutlu (bazen küremsi) 0.1-3 mm çapõnda, gevşek yapõlõ, kasõlgan, mezenşime benzeyen ince iç hücreleri örtmüş monosilli epitel hücreleri ile çevrilidir. Kenar kõsõmlarõ düzensiz, amipler gibi şekil değiştiren hücrelerden oluşmaktadõr. Renksizdirler. Üzerindeki silleri ile çok yavaş olarak sürünür gibi hareket ederler. Bir hücreli ve algler ile beslenirler. Bölünme ve tomurcuklanma ile eşeysiz olarak çoğalõrlar. DNA miktarõ bugüne kadar bilinen hayvanlarõn hepsinden daha azdõr. Birçok araştõrmacõ bunlarõ süngerler ile birlikte incelemeyi teklif etmektedirler.