Benzer belgeler

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

TÜRKİYE BEYAZ ET SEKTÖRÜ

FÝYATLAR A. FÝYATLARDAKÝ GENEL GÖRÜNÜM


Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları


Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor



Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

KANATLI HAYVAN BESLEME (Teorik Temel-Pratik Uygulama)

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

Kafes Sisteminde Gübrenin Uzaklaþtýrýlmasý ve Yönetimi. Manure Management and Removal at Cage System


düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,


BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK


MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

FEN BÝLÝMLERÝ. TEOG-2 DE % 100 isabet

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ


ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Kedinizin yeni mamasý

ünite1 Hücre 3. Öðretmenin sorularý ve Müge nin yanýtlarý tabloda verilmiþtir: 1. Tabloda öðretmenin sorularý ve Duygu nun yanýtlarý bulunmaktadýr.

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip proses filtreleri ile, siklonlar, seperatörler çalýþma koþullarýna göre anti nem,anti

Esin ATASEVEN IªIK 1, Alpaslan ªAHÝN 1, Kezban YAZICI 1

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Yaþlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Mersin Ýlinde Hassas Bölgelerde Gürültü Düzeylerinin Yýllarý Arasýndaki Deðiþiminin Araþtýrýlmasý

Gelir Vergisi Kesintisi

Kanatlı Hayvan Hastalıkları

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.

Alzheimer Hastalarý. P r o f. D r. Ý s m a i l T u f a n

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

Kanatlı Beslemede Yemler Yönetim ve Değerlendirme Stratejileri

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

m3/saat AISI

KALSİYUM, FOSFOR, Vit-D 3 VE FİTAZ

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

COPYRIGHT EBD YAYINCILIK LTD. ŞTİ.

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

3. Tabloya göre aþaðýdaki grafiklerden hangi- si çizilemez?

EÞÝTSÝZLÝKLER. I. ve II. Dereceden Bir Bilinmeyenli Eþitsizlik. Polinomlarýn Çarpýmý ve Bölümü Bulunan Eþitsizlik

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

Kanguru Matematik Türkiye 2015


İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm HİJYEN ve SANİTASYON İkinci Bölüm GIDA HİJYENİ, TANIMI ve ÖNEMİ Üçüncü Bölüm PERSONEL HİJYENİ

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi


BESİNLER VE ÖZELLİKLERİ

TÜRKÇE WORLD ENERGY OUTLOOK

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve


olarak çalýºmasýdýr. AC sinyal altýnda transistörler özellikle çalýºacaklarý frekansa göre de farklýlýklar göstermektedir.

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Simge Özer Pýnarbaþý

Saðlýklý Bir Diþeti Nasýl Olmalýdýr? Saðlýklý diþeti, çoðunlukla açýk pembe renkli, sert kývamlý, mat, yüzeyi portakal kabuðu görünümünde ve diþlerin


BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK

ASKÝ 2015 YILI KURUMSAL DURUM VE MALÝ BEKLENTÝLER RAPORU


ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

TÜRKÝYE DE SAÐLIK OCAKLARINDA AÞI ÝLE ÝLGÝLÝ SORUNLARIN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI: KALSİYUM, B1 VE B2 VİTAMİNİ


Ebeveyn Sürüsü 2. Basım

.. YILI SAĞLIKLI BESLENME KURS PLANI MODÜL SÜRESİ. sahibi olmak * Beslenme Bilimi * Beslenme Biliminin Kapsamı 16 SAAT.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Tehlikeli Atýk Çözümünde EKOVAR...

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi

Broyler Damızlık Sürü Yönetimi

NÜFUSUN GELÝÞÝMÝ, DAÐILIÞI ve NÝTELÝKLERÝ

PID Kontrol Formu. Oransal Bant. Proses Deðeri Zaman

ünite VÜCUDUMUZUN BÝLMECESÝNÝ ÇÖZELÝM Fen Bilimleri TEST 1

Transkript:

www.veterinertavukculuk.org info@veterinertavukculuk.org BAÞYAZI Deðerli Meslektaþlar Bu sayýdaki yazýmý iki konu üzerinde yoðunlaþtýrmak istiyorum. Konularýn her ikisi de yemle, tavukçulukla yakýndan ilgili. Bunlardan ilki tüm dünyayý dolayýsýyla da bizi doðrudan takip etmemiz konusunda zorlayan "soya". Global ýsýnma ve çevre günümüzde tüm meslek gruplarýnýn üzerinde titizlikle durduðu ve medyanýn çok yakýndan takibinde olan evrensel bir yaklaþýmdýr. Çevre konferanslarýnda "Dünya ve doðal varlýklar bize atalarýmýzýn mirasý deðil torunlarýmýzýn geleceðidir" temel ilkesi benimsenmiþ korunmasý konusunda her türlü tedbirin alýnmasý için uluslar arasý antlaþmalar imzalanmýþtýr. Bu çerçevede ABD, Çin, Hindistan ve soya konusunda özellikle Brezilya yakýn takiptedir. Yaðmur ormanlarý yalnýz Brezilya'nýn deðil tüm dünyanýn ciðerleri konumundadýr. Bu ormanlarýn gaddarca tahrip edilmesi sonucunda bir taraftan bazý canlý türleri bir daha varolmayacak þekilde yok edilirken diðer taraftan da küresel ýsýnma eriyen buzullar, azalan su kaynaklarý ve kasýrgalarýyla dünyadaki dengeleri altüst etmekte, yaþamý tehdit etmektedir. Burada çevreciler ortaya çýkan olumsuzluklarýn bir nedeni olarak da "soya"yý gündeme getirmektedirler. Yirminci yüzyýlýn harika bitkisi olarak kabul edilen soyadan insan yiyeceði ve hayvan yemi olarak direkt ve endirekt pek çok ürün elde edilmektedir. Bu devamý 15 te. TAVUKÇULUK SEKTÖRÜNÜN PROBLEMLERÝ VE ÇÖZÜM ÖNERÝLERÝ Uzm.Veteriner Hekim Mücteba BÝNÝCÝ Veteriner Tavukçuluk Derneði Genel Sekreteri Ülkemizde gerek tarým sektörü gerekse hayvancýlýk sektörü sermaye yeterliliðini bugüne kadar tam olarak karþýlayamamýþtýr. Örneðin bir turizm sektörü, bir tekstil sektörü, bir otomotiv sektörü, bir beyaz eþya sektörü sermaye yeterliliðini saðlamýþtýr. Bu nedenle bu sektörlerde rekabet daha fazladýr. Tarým ve hayvancýlýk sektörleri son zamanlarda spekülatif geliþmelere karþý açýk kalmýþ ve bu spekülasyonlardan dolayý son derece zarar görmüþtür. Bu zararlarý maalesef sektör ve üreticiler birlikte ödemiþlerdir. Hayvancýlýðýn en önemli bileþeni olan tavukçuluk sektörü et ve yumurta üretimi yaparak ülkemiz insanýn protein gereksinimini ve saðlýklý gýdanýn insanlarýmýza ulaþmasýný saðlayarak önemli bir iþlev yapmaktadýr. Bu sektör üretim olarak Türkiye yi dünyada ilk yirmi ülke içerisine girmesini saðlamaktadýr ve üç milyar beþ yüz milyon dolarlýk bir potansiyele sahiptir. Ýki milyon beþ yüz bin insan yaþamýný bu sektörden direk yada dolaylý olarak kazanmaktadýr. Tavuk eti ile ilgili olarak þu anda altý entegrasyon ihracat yapabilecek durumdadýr. Tavukçuluk sektörü bu aþamaya kolay gelmedi. Her sektörün yaþadýðý büyümenin sýkýntýlarýný tavukçuluk sektörü de yaþamýþtýr. Sürekli büyürken ortaya çýkan problemler çözülmemiþse doðal olarak bu problemlerde büyümeye devam etmektedir. devamý 2 de.

Veteriner Tavukçuluk Derneði nin yayýn organýdýr. Yýlda 4 kez 3 ayda bir yayýmlanýr. Veteriner Tavukçuluk Derneði Adýna Sahibi Prof. Dr. Ahmet ERGÜN Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü Prof. Dr. Mehmet AKAN Yayýn Kurulu Doç. Dr. Erol ÞENGÖR Dr. Serdar ERTAÇ Uzman Vet. Hek. Mücteba BÝNÝCÝ Doç. Dr. Tansel ÞÝRELÝ Vet. Hek. Ekrem T. YÜCESAN Ýdare Yazýþma Adresi Arama Sokak No: 20/D Aydýnlýkevler - ANKARA Tel: 0312 17 25 65 Faks: 0312 17 25 65 Banka Hesaplarý REKLAM GELÝRLERÝ Türkiye Ýþ Bankasý Dýþkapý Þubesi 4206 932790 ÜYE AÝDATLARI Türkiye Ýþ Bankasý Dýþkapý Þubesi 4206 917468 Dergide yayýmlanan yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir. Alýntý Yapýlamaz. Grafik Tasarým ve Baský Elma Teknik Basým Matbaacýlýk Tel: 0312 229 92 65 Tavukçuluk sektörü et ve yumurtayý sürekli olarak halkýmýza ucuz, hijyen kurallarýna uygun ve saðlýklý olarak ulaþtýrma çabasý içerisinde iken problemlerini ve çözüm önerilerini özetlemekte yarar görüyorum. 1. Tavuk eti sektörü sürekli kapasite arttýrýrken üretim yapacak kümes sayýsý gereksinimi saðlayamamaktadýr. Tavuk eti sektörü için üretim özellikle köylerde yapýlmaktadýr. Kümes üretiminin teþvik kapsamýna alýnmasý hem köyde yaþayan insanýmýzýn gelirini arttýracak hem de köyden kente göçü azaltacaktýr. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý ile Hazine Müsteþarlýðý birçok konuda tarým ve hayvancýlýk sektörünü teþvik ile desteklerken hem kümes yapýmýnýn, hem kümes içerisinde bulunan modern ekipmanýn teþvik kapsamýna alýnmasýnda yarar bulunmaktadýr. 2. Kýrmýzý etin perakende fiyatýnda KDV yüzde 1 olmasýna raðmen tavuk etinde hala yüzde 8 dir. KDV leri farklý olmasýna raðmen satýlan her iki ürün de sonuçta ettir. Tavuk eti hem daha ucuz hem de kitlelere daha kolay ve çabuk ulaþýrken KDV oranýnýn böyle kalmasý bir adaletsizliktir. Sonuçta olan yine yurttaþa olmaktadýr. Geçmiþte Maliye Bakanlýðý, Hazine Müsteþarlýðý, Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý ile BESD- BÝR (Beyaz Et Sanayicileri Birliði) arasýnda tavuk etinin KDV oranlarýnýn yüzde 1 e indirilmesi konusunda görüþmeler yapýlmýþ fakat bugüne kadar hiçbir sonuç alýnamamýþtýr. Üretici ve tüketicilerin maðdur olmamasý için tavuk eti KDV oranýnýn yüzde 8 den yüzde 1 e düþürülmesinde ve böylece her iki et türünün KDV lerinin eþitlenmesinde her yönden yarar bulunmaktadýr. 3. Tavuk eti ve yumurta üretimi için hammadde önemli bir gereksinimdir. Bu konuda herhangi bir üretim planlanmasý bulunmamaktadýr. Nüfusunun yarýsýna yakýn bir kýsmýnýn köylerde yaþadýðý bir ülke için bu talihsizliktir. Köyde üretimi arttýrarak refahý buralara götürmek kamu otoritesinin görevidir. Ne yazýk ki son iki yýl öncesine kadar gereksinim duyulan mýsýrýn nerede ise yüzde 50 si ABD den ve diðer ülkelerden ithal edilmekteydi. 2006 yýlýnda ülkemiz kendi gereksinimini saðlayacak mýsýr üretimini yaptý. Maalesef 2007 yýlýnýn baþýnda bulunduðumuz bugünlerde geçen yýlki üretimin düþük olmasý nedeni ile nerede ise mýsýr karaborsaya düþmüþtür. Hammadde fiyatlarýnda ki artýþ doðal olarak üretimin pahalý olmasýna neden olmaktadýr ve bunun sonucunu 2 Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1

tüketiciler pahalý tavuk eti ve yumurta yiyerek ödemektedirler. Ayrýca pahalý girdilerle yapýlan üretim ihracat açýsýndan da rekabet gücümüzü olumsuz etkilemektedir. Üretimin planlanmasýnda, mýsýrýn yem bitkileri üretimi desteði içerisine alýnmasýnda ülkemiz çýkarlarý açýsýndan büyük yararlar vardýr. Ayný sýkýntý soya fasulyesi için de geçerlidir. Ülkemizin soya fasulyesi gereksinimi 1.200.000 (bir milyon iki yüz bin) tondur. Bunun 100.000 (yüz bin) ton civarýndaki bir kýsmý ülke içerisinde üretilirken geri kalan açýk ithalatla karþýlanmaktadýr. Tarým hammaddeleri ithalatý için yurt dýþýna göndereceðimiz dövizleri farklý alanlarda kullanmak ülkemiz yararýnadýr. 4. Tavuk hastalýklarý ile ilgili olarak devletimizin elle tutulur doðru dürüst bir eradikasyon (hastalýðý yok etme) programý yoktur. Geliþmiþ ülkeler bu konuda milyonlarca Avro harcarken maalesef ülkemizde sadece hastalýk çýktýðýnda tavuklarý imha için nadiren para harcanmaktadýr. Devletimizin savunma dýþýnda tarým, hayvancýlýk, sosyal güvenlik, saðlýk, eðitim ve adalet konularýnda kýsa, orta ve uzun vadeli stratejileri olmadýðý için tavuk hastalýklarýnýn yok edilmesinde de böyle bir stratejisi bulunmamaktadýr. Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðý hastalýklarýn eradikasyonu (yok edilmesi) ile ilgili olarak kýsa, orta ve uzun vadeli stratejiler oluþturmak ve bunu yaþama geçirmek zorundadýr. bir Avian Influenza için Acil Eylem Planý hazýr olmalý ve bu hastalýkla ilgili olarak ülkemizin ekonomik açýdan zarar görmemesi için biyogüvenlik ve güvenlik konsepti yoðun þekilde uygulanmalýdýr. 8. Köylerde yaþayan nüfusun eðitimi her alanda yetersizdir. Tavuk eti ve yumurta üretimi için eðitim sektör tarafýndan yapýlmaktadýr. Tarým ve Köy Ýþleri Bakanlýðý bu konuda eðitim için çalýþmalar yapmak zorundadýr. Bu konu, hammadde üretimi de dahil düþünülmelidir. Bakanlýk bu konuda yönlendirici güç olmalýdýr. Yukarýda belirtilen problemler devletimiz için pahalýya mal olmayacak, söz konusu problemler çözüldüðünde üretimi ve özellikle köyde yaþayan nüfusumuzun refahýný arttýracaktýr. Geliþmiþ ülkelerde olduðu gibi ülkemizde de tarým ve hayvancýlýk stratejik bir sektör olarak deðerlendirilmelidir. Anadolu topraklarý ve insaný bu ülke nüfusunu doyurabileceði gibi dünyada yaþayan nüfusun önemli bir kýsmýný besleyecek potansiyele de sahiptir. Yeter ki problemleri bilelim ve bu problemleri çözelim. Gerisi zaten kendiliðinden gelecektir. 5. Tavuk hastalýklarý ile mücadelenin en önemli yollarýndan birisi de koruyucu hekimliktir. Bu baðlamda nasýl yem bitkileri üretimi, suni tohumlama, su ürünleri yetiþtiriciliði vs gibi konularda yirmi dört kaleme destek veriliyorsa aþý ve dezenfeksiyon için de teþvik getirilmelidir. 6. Ýhracat ile ilgili olarak tavukçuluk sektörü mutlaka desteklenmelidir. Tavuk eti sektöründe altý entegrasyon bu konuda tüm yatýrýmlarýný tamamlamýþtýr. Geriye sadece ihracat yapmak kalmýþtýr. Özellikle Avrupa Birliði nezdinde yapýlacak çalýþmalar ile bunun sonuçlanacaðý kanaatindeyim. Bu desteðin rekabet koþullarýna uygun olarak yapýlmasýnda yarar vardýr. Bu alanda yapýlacak ihracat ülkemize döviz getireceði gibi üretimin artmasýndan dolayý köyde yaþayan nüfusun refahýnýn da artmasý saðlanacaktýr. 7. Tavuk hastalýklarý özellikle Avian Influenza (Kuþ gribi) zaman zaman dünya kamuoylarýnýn gündeminde olduðu gibi ülkemiz kamuoyunun da gündemine gelmektedir. Komþu ülkelerde ya da ülkemizde olasý Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1 3

BROYLERLERDE OPTÝMAL AYAK SAÐLIÐI ÝÇÝN BESÝNSEL FAKTÖRLERÝN ÖNEMÝ Çeviren: Araþ. Gör. Bekir Hakan KÖKSAL AÜ Veteriner Fakültesi-Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalýklarý Anabilim Dalý Kaynak: Waldenstedt, L. (2006). Nutritional factors of importance for optimal leg health in broilers: A review. Animal Feed Science and Technology. 126: 291-307. 1. Giriþ Kanatlý sanayinde, broylerlerde görülen bacak bozukluklarý hem hayvanýn refahý hem de olayýn ekonomik yönü açýsýndan önem taþýmaktadýr. Bacak bozukluklarýna baðlý geliþen ölümler süredeki toplam ölümlerin % 10-30 unu oluþturmaktadýr. Bacak bozukluklarý ve hayvanýn hareket etme yeteneði çok sayýda farklý faktörden, kemik, doku ve sinirsel bozukluklardan, etkilenebilir. Kanatlýlarda bacak bozukluklarýnýn geliþmesinde etkin besin maddelerin eksiklik ya da fazlalýklarý en önemli rolü oynamaktadýr. Besinsel uygulamalara baðlý olarak en çok þekillenen bacak bozukluklarý; tibiyal diskondroplazi (TD) kemiðin büyüme tabakasý altýnda anormal bir kartilaj kütlesinin oluþumu, kemik anormallikleri ve hatta kýrýklarýn geliþmesi þeklinde sýralanabilir. Tibiyanýn distali veya metatarsuslarýn proksimal kýsýmlarýn lateral ya da mediyale doðru yer deðiþtirmeleri ile þekillenen, varus-valgus deformitesi ya da bükülmüþ bacak gibi çeþitli isimler alan uzun kemiklerin açýsal deformitelerine bazen gastrokinemus tendonunun kaymasý da eþlik edebilir. Raþitizm, kemiðin epifizyal kýsmýnýn büyümesi bazen de yumuþak kýsmýnýn deformitesiyle karakterize bir bozukluktur. Bacak bozukluklarýnýn etiyolojisi genelde komplekstir ve tek bir faktöre baðlý kalmaz. Bazen olayýn etiyolojisi, patolojisi ve klinik belirtileri iç içe seyreder. Genel olarak baðýrsak epitelini etkilemek suretiyle besin madde yararlanýlabilirliðini azaltan, bakteriyel, viral, paraziter enfeksiyonlar ile yemlerde bulunan antinutrisyonel faktörlere baðlý olarak bacak bozukluklarý görülebilir. O nedenle deneysel olarak oluþturulan veya sahada karþýlaþýlan bacak bozukluklarýnýn insidensinde genetik, idari (management), besleme, hijyen ve de tekrarlayan hastalýklar etkili olmaktadýr. Son 40-50 yýlý aþkýn bir süredir çok sayýda araþtýrma bu konu üzerine düzenlenmiþtir. Bu derlemenin amacý broyler rasyonlarý hazýrlanýrken optimal bacak saðlýðý için hangi besinsel faktörlerin göz önünde bulundurulmasý gerektiðine genel bir bakýþ saðlamaktýr. Kemiðin kartilaj kýsmýnýn anormallikleri bakteriyel enfeksiyonlara ortam hazýrlayarak osteomyelitis gibi saðlýk problemlerine neden olabilir. Osteomyelitis (femur baþý nekrozu adý da verilir), tibiyanýn veya femurun proksimal kýsmýnýn infeksiyöz organizmalarla, genelde de Staphylococcus spp ile, enfekte olmasýdýr. Ýskeletteki infeksiyöz hastalýklarý, yumuþak dokularýn, merkezi ve çevresel sinir sistemlerinin enfeksiyonlarýna katýlabilir ancak bu enfeksiyonlar genelde besinsel faktörlerden etkilenmezler. 4 Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1

Yapýlan bir çalýþmada (Whitehead ve ark., 2004) broylerlerin ilk 14 günlük yaþlarýna kadar rasyonlarýnda bulunmasý gerekli kalsiyum ve yararlanýlabilir fosfor düzeylerinin 35-50 µg/kg olmasýnýn kortikal kemik kalitesi için gerektiði belirlemiþtir. Ayný çalýþmada 14. günden sonra rasyonda bulunmasý gerekli vitamin D3 düzeyinin 20 µg/kg ýn altýna düþtüðü bildirilmiþtir. Söz konusu bu ihtiyaç düzeyleri daha önce tahmin edilen deðerlere nazaran çok daha yüksek olmuþtur. Bunun muhtemel nedeni, modern broyler genotiplerinin rasyonlarýnda daha fazla miktarda kalsiyuma ihtiyaç duymalarý gösterilmektedir. Rasyonda vitamin D3 eksikliðine baðlý þekillenen raþitizmin söz konusu vitaminin yaklaþýk olarak 40-45 µg/kg düzeyinde ilave edilmesiyle aþýlabileceði belirtilmektedir. Hayvanlarýn vitamin D3 ihtiyaçlarýný etkileyen bir diðer unsur da rasyondaki Ca ve P düzeyleridir. Modern broyler genotiplerinin ihtiyaç duyduklarý Ca ve P düzeylerindeki artýþ vitamin D3 ihtiyacýna da yansýmýþtýr. Baker ve ark. (1998) yaptýklarý bir çalýþmada 3 haftalýk yaþta olan ve fosforca yetersiz rasyonla beslenen broylerlerin rasyonlarýna yüksek miktarda (1250 µg/kg ) vitamin D3 ilavesinin maksimum büyüme ve kemik külü açsýndan gerekli olduðunu bildirmiþtir. Bununla birlikte ayný denemede kalsiyumun eksik olmasýnýn veyahut da hem kalsiyum hem de fosforun yeterli düzeylerde bulunmasý halinde 30-40 µg/kg dan fazla vitamin D3 ilavesinin büyüme, yemden yararlanma veya kemik külü deðerlerinde beklenen yanýtý oluþturmadýðý tespit edilmiþtir. Ayrýca kanatlýlarýn vitamin D3 ihtiyaçlarý açýsýndan ultraviyole ýþýðýn etkisi de göz ardý edilmemelidir. Bu durum özellikle kolekalsiferolün yetersiz olduðu rasyonlarda dikkate alýnmalýdýr. Ancak bu durum yoðun yetiþtiriciliðin yapýldýðý ve kapalý kümes sistemlerinin kullanýldýðý modern broyler yetiþtiriciliðinde söz konusu deðildir. 2.1.1. Vitamin D Metabolitleri Kanatlýlardaki Vitamin D metabolizmasý bir takým metabolitlerin de içersinde yer aldýðý kompleks bir süreçtir. Rasyonda bulunan D2 ve D3 vitaminleri ince baðýrsaktan absorbe olur ve kan yoluyla karaciðere gelirler. Burada Vitamin D3 ün metabolizmasýnda önemli rolü olan 25-hidroksikolekalsiferol e (25-OHD) dönüþürler. 25-OHD böbreklere aktarýlýr ve burada 1,25-dihidroksikolekalsiferol e (kalsitriyol, 1,25-OHD) dönüþür. Bu madde söz konusu vitaminin biyolojik olarak en aktif olan hormonal metabolitidir. Hayvan yoðunluðunun çok olmasý, sýcak stresi, mikotoksinler, enteritis, malabsorbsiyon ve immun sistem bozukluklarý gibi stres þartlarý kolekalsiferolün emilimini ve karaciðerdeki hidroksilasyonunu olumsuz yönde etkiler. O nedenle broyler rasyonlarýnda vitamin D metabolitlerin kullanýlmasý mantýklý bir uygulamadýr. Avrupa Birliði ülkelerinde broyler rasyonlarýnda kullanýmýna izin verilen Vitamin D3 düzeyi 125 µg/kg dýr. Vitamin D3 metabolitleriyle beslemenin yapýlmasý genç broylerlerin ihtiyaç duyduklarý vitamin D3 düzeyinin karþýlanmasý anlamýna gelmektedir. Biyolojik olarak aktif olan 25-OHD düzeyinin, kolekalsiferol düzeyinin 2-3 katý olduðu yapýlan çalýþmalarla bildirilmektedir. Rasyona 25-OHD ilavesi Rasyonda vitamin D3 ün fazla oluþu da hayvanýn bacak saðlýðýný ve canlý aðýrlýðýný olumsuz yönde etkilemektedir. Baker ve ark. (1998) 2-3 haftalýk broylerlerin rasyonlarýnda 1250 µg/kg gibi yüksek düzeyde vitamin D3 ü tolere edebildiklerini belirtmiþler ancak daha önce yapýlan denemelerde rasyondaki vitamin D3 düzeyinin 500 µg/kg düzeyine kadar çýkarýlmasýnýn bacak anormallikleri ve kýsmen de TD insidensini arttýrdýðý bildirilmiþtir. Modern broyler yetiþtiriciliðinde hayvanlarýn bacak saðlýklarý ve performanslarý açýsýndan rasyonda bulunan vitamin D3 ün hangi düzeylerde etkili olacaðý kesinlik kazanmamýþtýr. 6 Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1

1,25-OHD ilavesinden baðýmsýz olarak TD þiddeti ve insidensinde önemli düzeyde bir azalmaya neden olmuþtur. Yapýlan çalýþmalarda TD den korunma açýsýndan rasyona yapýlmasý gereken 25-OHD ilave düzeyinin 75-344.5 µg/kg olduðu belirlenmiþtir. Ayrýca söz konusu vitaminin rasyondaki kalsiyum düzeyi ile de iliþkili olduðu ve rasyonda kalsiyumun eksik olmasý durumunda 25-OHD ilavesinin TD insidensinin azaltýlmasýnda etkili olduðu belirlenmiþtir. Yine ultraviyole ýþýðý alan tavuklarýn rasyonlarýna 10 µg/kg 25-OHD ilavesini TD görülme sýklýðýný minimize ettiði yapýlan denemelerden elde edilen bir sonuçtur. 25-OHD rasyonda 690 µg/kg düzeyine kadar kullanýlmasý halinde tavuklarda büyüme oraný veya yemden yararlanma üzerine herhangi bir olumsuz etkiye sebep olmamaktadýr. Baþka bir çalýþmada ise rasyonda kalsiyum ve fosforun yetersiz olmasý durumunda yapýlacak olan 5-10 µg/kg düzeyinde 1,25-OHD ilavesinin raþitizm ve TD insidensini azalttýðý da belirlenmiþtir. Diðer bazý D vitamin metabolitlerinin de (1,24 R, 25- trihidroksikolekalsiferol 1,25-dihidroksikolekalsiferoldihidroksi-26,27-hekzadenten yum kolekalsiferol ve 1,25-dihidroksikolekalsiferol-dihidroksi-24Rflorokolekalsiferol) TD geliþiminden korunmada etkili olduklarý bilimsel denemeler ile belirlenmiþtir. deviyasyonunda artýþa neden olmaktadýr. Söz konusu bu vitaminin eksik olmasý durumunda muskuler distrofiler de söz konusudur ve bu durumda hayvanýn hareketlerinin olumsuz yönde etkileyeceði þüphesizdir. Bu baðlamda vitamin E ve selenyum arasýndaki sinerjistik etki de göz önünde bulundurulmalýdýr. Ayrýca rasyonda vitamin E nin fazla olmasý halinde, vitamin D3 yararlanýlabilirliði azalmakta bu durumda da tavuklarda vitamin D ve kalsiyum eksiklikleri görülmektedir. 2.3. B Grubu Vitaminler Bazý B grubu vitaminlerinin eksikliklerinde bacak anormalliklerinin görüldüðü bildirilmektedir. Özellikle pridoksin (vitamin B6) eksikliðinde uzun kemiklerde büyüme azalmaktadýr. Bu durum söz konusu vitaminin rasyona ilavesiyle insidens olarak azaltýlmaktadýr. Pridoksinin yararlý etkilerini gösterebilmesi çinko ile bileþik oluþturmasýna baðlýdýr. Olayýn metabolizmasý oldukça karýþýktýr. Yine bu vitaminin metabolizmasý protein metabolizmasýyla da iliþkilidir. Rasyonda yüksek miktarda protein olmasý transaminasyon ve/veya deaminasyon prosesine baðlý olarak pridoksinin metabolik ihtiyacýný artýrmaktadýr. Genel olarak buðday ve arpa gibi tahýl tanelerinde biyotin yararlanýlabilirliði düþüktür. Bazý çalýþmalar her ne 2.2. A ve E Vitaminleri Vitamin A eksikliði olan kanatlýlarda kemik geliþimi ve kalsifikasyonu zayýftýr. Ancak modern broyler yetiþtiriciliðinde söz konusu vitaminler göreceli olarak rasyonlara yüksek düzeylerde ilave edildikleri için eksikliklerinin görülmesi nadirdir. Rasyonda A vitaminin fazla olmasý halinde TD oluþumu ise tartýþmalý bir durumdur. Bazý çalýþmalar böyle bir durumda TD insidensinin arttýðýný savunsalar da diðerleri herhangi bir etkiye neden olmayacaðý görüþündedir. Hatta söz konusu vitaminin fazla olmasýnýn TD insidensini azalttýðýný savunanlar da mevcuttur. Vitamin A fazlalýðýnda görülen hipervitaminozun þiddeti diðer besin maddeleri ile örneðin suda eriyebilen diðer vitaminlerle olan interreaksiyonlara baðlýdýr. Whitehead ve ark. (2004) denemelerinde broyler rasyonlarýnda, ticari uygulamlarda kullanýlan Viatmin A doz aralýðýnýn (8000-15000 IU/kg) kullanýlmasýnýn, vitamin D3 ile herhangi bir intereaksiyona sebebiyet vermediðini belirlemiþtir. Vitamin E eksikliði bacak bozukluklarýnýn görülme sýklýðýný özellikle de tibiya distali veya metatarsus proksimalinin lateral ya da mediyale olan Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1 7

kadar diðerleri ayný görüþte olmasalar da, biyotin eksikliðinin tibio-metatarsal deformite ile sýklýkla da tendon kaymasýyla iliþkili olduðunu belirtmektedir. Ayak tabanýnýn dermal yangýsý biyotin eksikliði ile iliþkilidir ve bu durum vücuda bakteriyel bir enfeksiyonun yayýlmasýnda hazýrlayýcý rol oynamaktadýr. Kolin eksikliði de tibio-metatarsal baðlantýda deformite ve sýklýkla da tendon kaymasý ile iliþkilidir. Niyasin eksikliðinde ise bacak deformitelerin görülme yüzdesinin yüksek oluþu yapýlan çalýþmalarla ortaya konmuþtur. Benzer durum riboflavin (vitamin B2) eksiliðinde de geçerlidir. 2.4. Vitamin C Vitamin C (askorbik asit), 1,25-OHD ve kollegen sentezinde etkin bir rol oynar ve yapýlan bazý denemelerde rasyona ilave edilmesi halinde TD oluþumunun azaltýlmasýnda belirgin etkileri görülmüþtür. Ancak söz konusu bu iliþkinin hangi þartlar altýnda TD den pratik olarak korunmada önemli olduðu konusu netlik kazanmamýþtýr. 2.5. Folacin (Folik Asit) Broyler rasyonlarý genellikle fazladan kalsiyum ve fosfor kaynaklarýný da içermektedir. Kalsiyum genelde pek çok farklý kaynaktan tedarik edilebilip emilirken, fosforun emilmesi kaynaðýna göre deðiþkenlik gösterir. Örneðin tahýl tanelerinde yer alan fosforun önemli bir bölümü fitat þeklinde baðlýdýr. Bu durumdaki fosfor kanatlýlar tarafýndan yeterince deðerlendirilemez. O nedenle kanatlýlarda rasyon hazýrlanýrken fitat halinde baðlý olmayan fosfor kaynaklarý göz önünde bulundurulmalýdýr. Broyler rasyonlarýnda marjinal düzeyler fosfor kullanýlmasý halinde çevre kirliliðini önlemek adýna fitaz enziminin kullanýlmasý düþünülmesi gereken bir husustur. Ayrýca fitaz enzimi hem fitat fosforunun hem de kalsiyum yararlanýlabilirliðini arttýrmasý sebebiyle broylerlerde bacak bozukluklarýna karþý etkili olan bir maddedir. Söz konusu bu minerallerin rasyon içersindeki konsantrasyonlarý veya fiziksel ve kimyasal formlarý, yemin pasajlanma oraný, sindirim kanalýnýn ph düzeyi,rasyondaki protein, yað ve karbonhidrat düzeyi, sindirilmiþ besin maddelerin viskoziteleri, mineraller ile þelat oluþturan ajanlar gibi nonenfeksiyöz nedenler kalsiyum ve fosforun gastrointestinal kanaldan emilimini etkileyebilir. Folik asit eksikliði lateral ya da mediyal kemik deviyasyonlarý ve tendon kaymalarý ile sonuçlanýr. Rasyonda yað ve protein düzeyinin fazla olmasý halinde folik asit metabolizmasý kesintiye uðrar ve bu durum bacak bozukluklarýyla sonuçlanýr. 3. Kalsiyum ve Fosfor Kalsiyum ve fosfor kemikte en bol miktarda bulunan iki elementtir. Kemik külünde yaklaþýk olarak 370 g/kg kalsiyum ve 170 g/kg fosfor bulunur. Kemik oldukça kompleks bir yapýya sahiptir ve bileþimi hayvanýn beslenme durumuna ve yaþýna baðlý olarak deðiþkenlik gösterir. Ýskelet kimyasal anlamda stabil deðildir çünkü kemikler ile yumuþak doku arasýnda sürekli olarak kalsiyum ve fosfor alýþveriþi söz konusudur. Bu iki besin maddesinin dengeli olmasý son derece önemlidir. Aksi bir durum ikisinden birinin eksikliði kadar zararlý olabilir. Dengesizlik durumunda karþýlaþýlacak temel sorun raþitizmdir. Söz konusu bu hastalýk adý geçen besin maddelerinin eksikliklerinde ya da birbirlerine göre olan dengelerin bozulmasý halinde ortaya çýkar. Olasý sonuçlardan bir diðeri ise TD nin oluþmasýdýr. TD, rasyonda kalsiyum ve fosforun optimal düzeylerde olmasý durumunda dahi görülebilirken doðru formüle edilmiþ rasyonla beslenen hayvanlarda raþitizm görülmemektedir. 8 Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1

Tablo 2. Broylerlerin kemik oluþumunda önemli olan mikro besin madde ihtiyaçlarý (NRC, 1994) Klorit (g) Magnezyum (mg) Manganez (mg) Potasyum (g) Sodyum (g) Çinko (mg) 0-3 Hafta 2 600 60 3 2 40 3-6 Hafta 1.5 600 60 3 1.5 40 Kemik kalsifikasyonu için gereken kalsiyum miktarý, vücut aðýrlýðýnýn artýþý için gereken miktardan daha fazladýr. Halbuki fosfor açýsýndan büyüme ve kemik mineralizasyonu için gereken ihtiyaç düzeyleri birbirine yakýndýr. Kanatlýya verilen rasyonda Ca:P oraný genellikle 1:1-2:1 oranlarý arasýndadýr. Baþlangýç rasyonlarýnda normalde 10g/kg kalsiyumun ve 4.5 g/kg yararlanýlabilir fosforun olmasý gerekmektedir. Bu da yaklaþýk olarak 2:1 oraný saðlamaktadýr. Ancak yapýlan bazý çalýþmalarda, modern broyler rasyonlarýndaki Ca:P oranýnýn 11. güne kadar 2.6:1 (yemin 1 kg da 12 g Ca ve 4-5 g yararlanýlabilir P anlamýna gelir) olmasýnýn bu dönemdeki broylerde en iyi büyümenin saðlanmasý açýsýndan gerekli olduðu belirtilmiþtir. Magnezyum, çinko ve alüminyum gibi bazý metal elementler de kemik geliþimi sýrasýnda kalsiyumun yerini almak suretiyle bacak anormalliklerine sebebiyet verebilirler. Kemik geliþimi açýsýndan önemli ve esansiyel olan mikro besin maddelerin düzeyleri Tablo 2 de gösterilmektedir. Konvansiyonel broyler rasyonlarýnda hayvanlarýn ihtiyaç duyduklarý mikro besin maddeleri ya doðal bileþikler halinde ya da iz element premiksleri þeklinde ilave edilmektedir. 5. Büyüme Büyüme hýzý yavaþ olan broylerler veya yumurta tipi tavuklara göre bacak bozukluklarý hýzla büyüyen broyler ve hindilerde daha sýk görülmektedir. O nedenle büyüme hýzý ve canlý aðýrlýk söz konusu bozukluk açýsýndan hazýrlayýcý faktörlerdendir. Ancak 4. Mikro Besin Maddeleri Pek çok vitamin ve mineralin yaný sýra bazý mikro besin maddelerinin eksiklik ya da fazlalýklarý da kemik geliþimini etkileyebilir. Yýllardan beri iz minerallerin eksikliðine baðlý þekillenen bacak bozukluklarýna dair çok sayýda çalýþma yapýlmýþtýr. Rasyondaki sodyum, potasyum ve klor arasýnda oluþabilecek bir dengesizlik halinde bacak anormallikleri özellikle de TD þekillenebilir. Rasyondaki klorit miktarýndaki artýþ özellikle de sodyum ve potasyum deðerleri düþük ise kemiðin kartilaj dokusundaki anormalliklere neden olur. Bunun nedeni fazla olan kloritin, sodyum ve potasyumun molar konsantrasyonlarýnca dengelenmek istenmesidir. Buna karþýn sodyum ve potasyumun fazlalýðý halinde ise su tüketimi ve altlýk þartlarý etkilenmektedir. Yine çok sayýda diðer bazý mikro besin maddeleri de bacak bozukluklarýna yol açabilir. Örneðin manganez eksikliði büyüme tabakasýnýn yetersiz geliþimine ve gastrokinemus tendonunun yer deðiþtirmesine neden olabilir. Ayrýca deneysel þartlar altýnda oluþturulan, çinko, bakýr, bor, florid, silikon ve vanadyum gibi maddelerin eksikliklerinde de tavuklarda bacak bozukluklarý þekillenmiþtir. Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1 9

bu her büyüme hýzý veya canlý aðýrlýðý yüksek olan broylerde söz konusu rahatsýzlýðýn oluþmasý anlamýna gelmemektedir. Hayvanlarýn refahý açsýndan olaya bakýldýðýnda büyüme hýzýnýn yavaþlatýlmasý adýna yem miktarýnýn veya yemdeki besin madde yoðunluðunun düþürülmesi doðru bir uygulama deðildir. Büyüme hýzýný etkilemek adýna yapýlan bir çok çalýþma ve konuyla ilgili çok sayýda rapor mevcuttur. Örneðin broylerlerde ilk hafta verilecek rasyonda enerjide bir kýsýtlamaya gidilmesi söz konusu bacak bozukluklarýnýn görülme sýklýðýný azaltmýþtýr. Yine protein içeriðindeki kýsýtlama da benzer þekilde hayvanýn büyüme hýzýný yavaþlatarak bacak rahatsýzlýklarýnýn görülme oranýný düþürmüþtür. Büyümenin azaltýlmasý adýna baþ vurulan bir diðer yol ise yemin kýsýtlanmasýdýr. Genç broylerlerin yemleme sürelerinin kýsýtlanmasý iskelet geliþiminde görülen anormallikleri önemli derece de azaltmaktadýr. Yemin 2 ila 4 saat süreyle kýsýtlanmasýnýn TD oluþumunun azaltýlmasýna herhangi bir etkisi olmazken gece veya gündüz 8-10 saatlik bir kýsýtlama ile söz konusu bozukluðun görülme insidensinde önemli bir azalma saðlanmýþtýr. Iþýklandýrma gibi çok sayýda bakým faktörü de bacak bozukluklarýnýn azaltýlmasýnda etkilidir. Ancak günümüzdeki modern broyler yetiþtiriciliði açýsýndan söz konusu bozukluklarýn oluþumunda genetik, idari ve besinsel çok sayýda faktörler arasýndaki kompleks iliþkiler söz konusudur. olurlar. Fusarium ve Aspergillus türleri ile kontamine tahýllarda broylerlerde bükülmüþ veya kavislenmiþ bacaklara veyahut da tibiyaldiskondroplaziye (TD) neden olurlar. Pratikte rasyonda yüksek düzeyde vitamin D bulundurulmasý bu tip toksin bulaþma ihtimalinin olduðu durumlarda yaygýn olarak baþvurulan bir yöntemdir. Tahýllarýn koruma amaçlý yapýlan fungusidler ile kontamine olmalarý da tavuklarda görülen TD insidensini arttýrýr. Tibiyaldiskondroplazi gibi bazý bacak bozukluklarý bir takým derecelere ayrýlmaktadýr. O nedenle saha þartlarýnda bacak anormallikleri arasýndaki farklýlýklar genelde seçilen hayvan hibridlerinin farklý olmasýndan ileri gelir. Genetiðin iskelet geliþimine olan etkisi kadar cinsiyet de bu konuda önemli derecede etkiye sahiptir. Ýskelet geliþimi açýsýndan cinsiyetler arasý hormon farklýlýklarý önemlidi. Testosteron ve östrojen hormonlarý arasýndaki denge iskelet geliþimini etkilemektedir. Ancak söz konusu buhormonlarýn iskelet geliþimine olan muhtemel etkileriancak 5 haftalýk yaþta ve küçük farklýlýklar halinde kendini belli eder. Tüm bu faktörlere ilave olarak civcivin ebeveyninin yaþý ile besinsel açýdan kuluçka dönemindeki vücut depolarýnýn durumu a genç broylerlerde kolekalsiferol ihtiyacýný etkileyebilmektedir. 6. Diðer Faktörler Bacak bozukluklarýnýn yemin içeriðinden ve kaynaðýndan etkilenebileceði yaygýn olarak kabul edilen bir konudur. Örneðin fazla miktarda tanen içeren kanola küspesi ve sorgum mekanizmasý henüz tam netlik kazanmasa da TD görülme sýklýðýný arttýrmaktadýr. Yemlerde bulunan diðer antinutrisyonel faktörler (lektin, glukosinolatlar, alkoloid ve saponinler gibi) de ya doðrudan ya da yem tüketimini azaltmak suretiyle bacak bozukluklarýnýn oluþmasýna neden olabilir. Rasyonun tahýl taneleri ile yoðunluðunun azaltýlmasý bazý ülkelerde yaygýn olarak baþvurulan bir uygulamadýr. Böylece besin madde alýnýmý azaltýlmýþ olunur. Ancak bu tip bir uygulamada önemli olan konu, hayvanýn günlük olarak almasý gereken besin maddelerinin yeterli düzeyde tedarik edildiðinden emin olunmasýdýr. Mikotoksinlerle kontamine yem maddeleri de iskelet problemlerine yol açmaktadýr. Hem aflatoksinler hem de okratoksinler, kemik dayanýklýlýðýný azaltýr. Ayrýca bu iki toksin, vitamin D metabolizmasýný da kesintiye uðratarak söz konusu vitaminin eksikliðine neden 10 Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1

ERKEN DÖNEM VE YUMURTA ÝÇÝ (ÝN-OVO) BESLENME Veteriner Hekim Buðra GENÇ AÜ Veteriner Fakültesi-Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalýklarý Anabilim Dalý GÝRÝÞ Kanatlý hayvanlarýn geliþim süreci yumurtadan çýkýþý takiben kesimhaneye sevk edilmesine kadar devam etmektedir. Bu süreç içinde hayvanlarýn sindirilebilirliði ve besin deðeri yüksek yemlerle beslenmesi esastýr. Geliþme döneminde beslemeye yönelik hatalar doðrudan performansý düþürebileceði gibi birtakým hastalýlara da yol açabilmektedir. Söz konusu olumsuz geliþmelerin önüne geçilebilmesi için erken dönem beslemeye önem verilmelidir. Civcivlerin geliþimleri embriyonal hayatlarýnýn son dönemlerinden itibaren birçok faktör tarafýndan kýsýtlanmaktadýr. Bu faktörlere aþaðýdaki hususlar örnek gösterilebilir: oranlarýnda artýþ gözlenmektedir. Bu durum erken dönemdeki beslenmenin etkisinin belirlenmesi gereðini ortaya çýkarmaktadýr. Sorunlarýn önlenebilmesi için civcivin yumurtadan çýkmasýndan hemen sonra tüketebileceði bazý özel ticari yem karmalarý geliþtirilmiþtir. Katý, sývý ve yarý katý formlarda hazýrlanan bu özel yemlerde ilk olarak göz önünde bulundurulan faktör sývý kaybýnýn giderilmesi ikinci faktör ise karbonhidrat ihtiyacýnýn karþýlanmasýdýr. Ayný zamanda besin maddesi açýðý nedeni ile kaslarýn geliþimini saðlayan satellit hücre oluþumunun gecikmesi de dikkate alýnmaktadýr. Özellikle ilk 48 saatlik açlýk durumunda söz konusu hücrelerin aktif olmamasý nedeni ile göðüs kasýnýn yeterli düzeyde geliþemeyeceði bildirilmektedir (Halevy, 2000). 1- Embriyonun geliþimi için yumurtanýn sahip olduðu besin miktarýnýn kýsýtlý olmasý. 2- Sindirim kanalýnýn ekzojen besin öðeleri olan karbonhidratlarý ve proteinleri yeterli etkinlikte sindirememesi. 3- Dönem içinde embriyo tarafýndan öncelikli olarak rezidüel yumurta sarýsýnýn kullanýlma zorunluluðu. Ticari uygulamalarda civcivlerin tamamý yumurtadan çýkmadan kuluçkadan çýkarýlmazlar. Bunun sonucunda bazý civcivler yaklaþýk 48 saat boyunca makinede kalabilmektedir. Geçen zaman içinde civcivler rezidüel yumurta sarýsýný besin olarak kullanmaktadýr. Kuluçka sonrasý cinsiyet tayini aþýlama kutulara yerleþtirme gibi iþlemlerin uygulanmasý ile de yeme ve suya geçiþ zamaný da bir hayli uzamaktadýr. Özellikle damýzlýk hayvanlarýn deniz aþýrý nakilleri de kritik dönemde olumsuz sonuçlarýn geliþmesine zemin hazýrlamaktadýr. Yem ve su ile beslenmeye geçemeyen hayvanlarýn ileriki dönemlerinde performanslarýnda düþüþ ve ölüm Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1 11

ERKEN DÖNEMDE ÝNCE BAÐIRSAK FÝZYOLOJÝSÝ VE MORFOLOJÝSÝNÝN ÖNEMÝ Rezidüel yumurta sarýsýndan karbonhidratlarca zengin yeme geçiþ döneminde ince baðýrsak fizyolojisinde ve morfolofisinde ayrýca sindirim enzimlerinin rol oynadýðý olaylarda önemli deðiþiklikler olmaktadýr (Uni, 1996). Sindirim kanalýnýn geliþimi civcivlerde 6-10 hindi palazlarýnda ise 6-8 günde en yüksek düzeyine ulaþmaktadýr. Özellikle ince baðýrsaklarda olan bu geliþme yemin varlýðýnda daha hýzlý olmaktadýr (Noy, 1995). Erken dönemde sindirim kanalýnýn fiziksel ve morfolojik olarak geliþim hýzý canlý aðýrlýk artýþ hýzýndan daha yüksektir. Bu hýzlý geliþim özellikle duodenum, jejunum ve pankreasta saptanmýþtýr (Jin, 1998). Normal koþullar altýnda baðýrsak epitel hücreleri sürekli olarak hýzlý bir þekilde çoðalýr, farklýlaþýr ve yýpranýr. Bu deðiþimler, tüketilen yemler ve sindirilen besin maddelerinden etkilenirler. Histolojik açýdan bakýldýðýnda emilim alaný ve baðýrsak epitel hücreleri çoðalma hýzýnýn kuluçka sonrasý dönemde arttýðý görülmektedir (Moran, 1985). Histomorfolojik geliþim yönünde yapýlan çalýþmalar yumurtadan çýkýþtan sonraki 4-10 gün arasýnda, ince baðýrsaðýn tüm bölümlerinde villus yüksekliði ve çapýnýn % 34-100 arasýnda arttýðýný göstermektedir (Uni, 1996). üzerine etkili olmadýðý, ancak besin maddesi içeren yemle beslenenlerde göðüs eti oranýnýn önemli derecede fazla olduðu görülmüþtür. Çalýþma sonucunda araþtýrmacýlar erken beslemenin civcivlerde 4-6, hindilerde ise 6-8. günlerde performansý pik düzeye getirdiði ancak bu etkinin zamanla azaldýðýný bildirmiþlerdir. Yumurtadan yeni çýkmýþ civcivlerin açlýk durumlarýnýn iskelet kaslarý geliþimi ve satellit hücre proliferasyonu üzerine olan etkilerinin incelendiði bir çalýþmada (Halevy, 2000) 1 saatlik erkek civcivler kullanýlmýþtýr. 1. gruba yem ve su ad libitum olarak verilirken, 2. grupta yem ve su 48 saat kýsýtlanmýþtýr. Ek bir deneme olarak hayvanlarýn yem ve suya 48. ile 96. ve 96. ile 144. saatler arasýnda ulaþmalarý tekrar engellenmiþtir. Çalýþmadan elde edilen bilgilere göre ilk günden itibaren aç býrakýlan gruba göre erken beslemeye tabi tutulan grupta canlý aðýrlýk bakýmýndan belirgin fark görülmüþtür. Yemin tamamen kýsýtlandýðý gruba ancak tekrar yem verilmeye baþlanmasýndan sonra canlý aðýrlýkta artýþ olduðu saptanmýþtýr. Aç býrakýlmýþ civcivlerde canlý aðýrlýk artýþýnýn, ilk saatten itibaren Civciv ve hindi palazlarý ile yapýlan bir çalýþmada (Noy, 1999) erken beslemenin çeþitli kriterler üzerine etkilerini bir dizi deneme ile araþtýrýlmýþtýr. Deneme gruplarýndaki hayvanlara; 1.grup: sadece ticari yem; 2. grup: yem + su; 3. grup: sadece su; 4. grup: yarý katý yem; 5. grup: toz talaþ karýþýmý verilmiþtir. Kontrol grubunda ise civcivler 34 saat, hindi palazlarý 48 saat sonra ticari yemle beslenmiþlerdir. Ýlk 3 grup sadece 21 gün beslenirken diðer 2 grupta civcivler 39 gün, hindi palazlarý 140 gün beslenmiþlerdir. Denemeler sonucunda sadece hemen su verilen grupta canlý aðýrlýk (CA) geçici olarak iyileþmiþ, toz-talaþ karýþýmý tüketen grupta erken dönemde canlý aðýrlýðýn arttýðý ancak bu etkinin 14. günden sonra kaybolduðu bildirilmiþtir. Erken besleme uygulamasýnýn yemden yararlanma oraný 12 Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1

beslenenlere göre daha düþük olduðu gözlenmiþtir. Canlý aðýrlýk farkýnýn göðüs kasý aðýrlýðýndan kaynaklandýðý sonucuna varýlmýþtýr. Erken beslemeye tabi tutulan hayvanlarda göðüs eti aðýrlýðýnýn 15.5 g/ 100 g CA diðer grupta ise bu oranýn 14 g/100 g CA olduðu saptanmýþtýr. Kas morfolojisine bakýldýðýnda erken beslemeye tabi tutulmayan hayvanlarýn göðüs kaslarýnda miyofibrillerin daha ince ve multinükleer hücrelerin genç olduðu dikkati çekerken, diðer grupta söz konusu kasýn miyofibrillerinin daha kalýn ve multinükleer hücrelerin erken olgunlaþmýþ olduðu görülmüþtür. Kas geliþimindeki bu farklýlýðýn satellit hücre geliþimine baðlý olduðu bildirilmiþtir. Erken beslenen grupta 3. güne kadar her gram kasýn oluþumu için gerekli olan satellit hücre geliþiminde yükselen bir artýþ olduðu 4. ve 5. günlerde bu artýþýn azaldýðý saptanmýþtýr. Denemede 24 saatin sonunda satellit hücre aktivitesi açýsýndan iki grup arasýnda fark görülmezken, 48 saat sonunda aç býrakýlan grupta hücre sayýsýnýn daha fazla olduðu saptanmýþtýr. Bu durum az geliþen kaslarda baðdoku ve yað dokusu geliþiminde artýþa yol açmaktadýr. kapatýlamadýðý bildirilirken buna neden olarak da açlýk döneminden sonra yemden yararlanma oranýnýn düþmesi gösterilmiþtir. YUMURTA ÝÇÝ (ÝN-OVO) BESLEME Ýn-ovo besleme yöntemi yakýn zamanda baþlamýþ, inkubasyon dönemindeki kanatlý embriyolarýnýn keselerine karbonhidrat, amino asit ve çeþitli protein içeriklerine sahip sývý solüsyonlarýn enjeksiyonu esasýna dayanan uygulanmasý için ileri teknolojik geliþimlerden yararlanýlan biyoteknolojik bir yaklaþýmdýr. Yumurta içi besleme tekniði uygulanan hayvanlarýn doðal olarak yumurtadan çýkmadan önce besin maddesi tüketmeye baþlamasýndan dolayý bu teknik, klasik besleme yöntemlerine göre havanýn sindirim sistemi geliþimi üzerine daha olumlu sonuçlar vermektedir (Uni, 2003). Organik asitlerin yumurta içine enjeksiyonu ile civcivlerin sindirim sistemlerinde istenen bakteri kolonizasyonu civiciv daha yumurtadan çýkmadan saðlanabilmektedir (Gonzales, 2003). Ayrýca alýnan sonuçlar doðrultusunda bu teknik kanatlý hayvanlarýn geliþim dönemi içinde belki de en önemli sürecin embriyonal dönem olduðu gerçeðini ortaya Bir baþka çalýþmada (Batal, 2002) kuluçkadan yeni çýkmýþ olan civcivlerin büyüme performansý, amino asit ve enerji sindirilebilirliði üzerine mýsýr-soya küspesi bazlý karma yem, ticari ürün (%1' den az yað, %70 su, %10 protein, %20 karbonhidrat içeren yem) ve dekstroz-kazein esaslý yem ayrýca yumurtadan çýktýktan sonra 24 ve 48 saat süreyle karýþým ticari yem verilmiþtir. Karýþým tüketen grup 21 gün boyunca mýsýr-soya esaslý karma yemle beslenmeye devam etmiþtir. Çalýþma sonunda yumurtadan çýktýktan sonra beslenmeye baþlayan hayvanlarýn 21. günde canlý aðýrlýklarýnýn diðer gruplardan önemli derecede düþük olduðu bildirilmiþtir. Dekstroz-kazein içerikli rasyonla beslenen gruplarýn yumurtadan çýkýþ sonrasý 48. saat ve 7. gündeki canlý aðýrlýk artýþý, yumurtadan çýkýþ sonrasý hemen mýsýr-soya bazlý karma yemle beslenenlerden daha yüksek olduðu görülmüþtür. Bigot (2003) erken beslemeye tabi tutulmayan hayvanlarda yemlemeye geçilene kadar canlý aðýrlýk artýþýnýn olmadýðý 6. günde yapýlan tartýmda ise canlý aðýrlýklarýnýn % 25 daha az olduðunu bildirmiþtir. Canlý aðýrlýkta gözlenen bu açýðýn daha sonra da Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1 13

koymaktadýr. Saðlanan besinsel destek bir çok avantajý da beraberinde getirmektedir; bunlara örnek olarak baðýrsaklarda emilimin artmasý, erken dönemde hastalýklarýn ve ölüm oranýnýn azalmasý, enterik antijenlere karþý immun cevabýn artmasý, iskelet geliþim bozukluklarýnýn önüne geçilmesi ve baþta göðüs eti miktarý olmak üzere kas geliþiminin artmasý sayýlabilir (Uni, 2003). Bazý çalýþmalarda yumurta albuminine in-ovo leptin uygulanmasý ile civcivlerin kontrol grubuna göre daha önce yumurtadan çýktýðý görülmüþtür. Ayný uygulama ile yumurta çýkýþýnda canlý aðýrlýk da daha fazla olmaktadýr (Lamosova; 2003). Ýn-ovo çalýþmalarda, kullanýlan ß-hidroksi metilbütiratýn (HMB) amnion keselerine enjeksiyonlarýýn baðýrsak villus yüzeylerini geliþtirdiði saptanmýþtýr. Ayrýca karbonhidrat solüsyonlarý ile birlikte yapýlan enjeksiyonlar canlý aðýrlýk artýþý üzerine de olumlu etki yapmýþtýr. Sonuç olarak yapýlan araþtýrmalardan elde edilen bilgiler biyoteknolojik bir geliþme olan yumurta içi enjeksiyonla besleme tekniðinin çok yeni olmasýna raðmen denemelerden istenen doðrultuda olumlu sonuçlar alýndýðý ve gelecekte bir çok hastalýðýn önüne geçilmesinde çok etkili bir yol olabileceði gibi daha erken ve saðlýklý büyümenin de saðlanabileceði görülmektedir. Ayný zamanda uygulanmasý daha kolay olan erken dönem beslemenin özellikle canlý aðýrlýk kazancý ve iç organ geliþimi üzerine olan etkisi düþünüldüðünde iki yöntemin birlikte uygulanmasý kanatlý sektörüne yeni bir dinamizm kazandýrabilecektir. 14th Eur. Symp. Poultry. Aug. Norway Uni Z(1996). Development of the small intestine in the heavy and light strain chicks before and After hatching. British Poultry Sci. 37:63-71 Gonzales, E.; Oliviera, A.S. (2003).14th Eur. Symp. Poultry. Aug. Norway Bigot, K.(2003). Effects of delayed feed intake on body, intestine, muscle development in neonate broilers. Pultry Sci., 82: 781-788 Halevy, O., Geyra, A.,Barak, M. (2000). Early posthatch starvation decreases satellite cell proliferation and skeletal muscle growth in chicks. J. Nutr.,130:858-864 Noy, Y., Sklan, D. (1999). Different types of early feeding and performance in chicks and poults. J. Appl. Poultry Res., 8:16-24. Jin, S. Corless, (1998). Digestive system development in posthatch poultry. World's Poultry Sci., 54:335-345 Noy, Y. Sklan D.(1995). Digestion and absorption in the young chicks. Poltry Sci., 74: 366-373. Uni Z., Noy.,Y.(1996) development of the small intestine in the heavy and light strain chicks before and after hatching. Poultry Avian Biol. Rew., 10(3) 167-169. KAYNAKLAR Batal, A.B.; Parsons, C.M. (2002). Effect of fasting versus feeding oasis After hatching on nutrient utilization in chicks. Poultry Sci., 81: 853-859 Moran, E.T. (1985). Digestion and absorbtion of carbonhydrates in fowl and events through prenatal development. J. Nutr., 115:665-674 Lamosova, D.; Macajova, M. (2003). Effect of in ovo leptin administration on the development of japanese Quail. Physiol Res., 52:201-209. Uni Z. (2003). Methods for early nutrition and their potential. 14 Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1

Baþyazý nýn devamý da soyaya olan talebi giderek arttýrmaktadýr. Brezilya soya üretimde ilk sýralarda yer alan bir ülkedir ve ülke ekonomisi için soya ihracatý önemli bir gelir kaynaðýdýr. Soya ekim alanlarý ise sýnýrlýdýr. Yeni ekim alanlarý yaratýlmasý için üreticiler gözlerini yaðmur ormanlarýna dikmiþler ve sorumsuzca tahrip etmektedirler. Çevreciler bu konuda tedbirler alýnmasý için seslerini giderek yükseltmektedirler. Bu kýsa açýklamadan da anlaþýlacaðý gibi kanatlý yemlerinin hazýrlanmasýnda %35 düzeylerinde kullanýlabilen soyanýn yakýn gelecekte ithalinde Türkiye'nin büyük zorluklarla karþýlaþýlacaðý açýktýr. Gelecek yýllarda yem sanayi ve hayvancýlýk sektörünün darboðazlarla karþýlaþmamasý için bir taraftan soya üretimini artýracak politikalar süratle uygulamaya konulmalý, diðer taraftan soyaya alternatif küspe üretiminde kullanýlabilecek ayçiçeði gibi yaðlý tohumlarýn üretimi teþvik edilmelidir. Ýkinci konumuz kanatlý yemlerinin bir diðer vazgeçilmezi "mýsýr" dýr. Yurtiçi üretimi yetmediði için Türkiye her yýl mýsýr ithal etmektedir. Mýsýr ithalinin gecikmesi içerdeki mýsýr fiyatlarýnýn artmasýna neden olmaktadýr. Mýsýr ithali gündeme geldiðinde bizlere masum bir görünümde "ithal edilecek mýsýrýn AI epidemisine neden olup olmayacaðý" sorulmaktadýr. Burada soruyu yanýtlarken çok dikkatli davranýlmasý gerekmektedir. Ýçerde mýsýrý depolamýþ ve fiyat artýþlarýndan son derece memnun olanlar mýsýr- AI iliþkisini gündeme getirerek mýsýr ithalini birkaç hafta geciktirmeye çalýþmaktadýrlar. Bu gibi haksýz kazançlara neden olacak açýklamalardan kaçýnýlmalýdýr. Tabiatýyla Tarým ve Köyiþleri Bakanlýðýnýn da üzerine düþeni yapmasý mýsýr ithalinde gecikmeye zemin hazýrlamamasý ve ithal için karalarý zamanýnda almasý gerekmektedir. Saygý ve sevgilerimle. Prof. Dr. Ahmet ERGÜN Baþkan Veteriner Tavukçuluk Derneði Yýl: 2007 Cilt: 5 Sayý: 1 15