SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ



Benzer belgeler
ÜNİTE:1. Sosyal Politikaya İlişkin Genel Bilgiler ve Sosyal Politikanın. Araçları ÜNİTE:2. Sosyal Politikanın Tarihsel Gelişimi ÜNİTE:3

İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARIN SON DURUMU

İÇİNDEKİLER I - İŞYERİ KURMA

EMEKLİLİK YAŞINI BEKLEYEN İŞÇİ HER İŞYERİNDEN BU SEBEPLE AYRILIP KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?

1- Kamu sektöründe hizmet akdine tabi çalıştığım, Emekli Sandığı iştirakçisi olmadığım dönemler için Emekli Sandığı tarafından ikramiye ödenir mi?

İŞSİZLİK ÖDENEĞİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER. - İşsizlik sigortası nedir?

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

İş kazalarında yaşamını yitiren binlerce işçinin anısına...

KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ

ĠÇĠNDEKĠLER. 1. AYLIKLARDA YAPILAN ARTIġLAR (HĠZMET AKDĠ ĠLE VE BAĞIMSIZ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)...2

Sosyal Güvenlik Hukuku 1. Ders

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİMİZDE ENGELLİ SİGORTALILARA SAĞLANAN POZİTİF AYRICALIKLAR

Sirküler Rapor Mevzuat /24-1 VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

Mali Tatilin SGK ya Yapılacak Bildirimlere Etkisi

ERCİYES Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş.

Süresinde Uygulanacak Olan Asgari Ücret Tutarları

SGK dan Ankara Sanayi Odasına Seminer

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2016/89. Ücretli Çalışanların Bireysel Emeklilik Sistemine Otomatik Olarak Dâhil Edilmesine İlişkin Kanun Yayımlandı.

Cumhuriyet Halk Partisi

T.C. GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI

Bunu işveren biz çalışanlara söylemedi. Hizmet Dökümünü incelediğimizde ortaya çıktı.

SİGORTACILIK VE BİREYSEL EMEKLİLİK SEKTÖRLERİ 2010 YILI FAALİYET RAPORU YAYIMLANDI

Dünya Nüfus Günü, 2016

Stratejik Planlama ve Performans Yönetimi, Finlandiya Örneği. AB Eşleştirme Projesi, Ankara 5. Eğitim Haftası Klaus Halla

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI SOSYAL SİGORTALAR KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü Sigorta Primleri Daire Başkanlığı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

2016 Ocak SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ 25 Ocak 2016

El koyduğu trafik kazalarında trafik kazası tespit tutanağı düzenlemek,

G E N E L G E ( 2007 / 8 )

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

SERMAYE PİYASALARININ GELİŞMESİ EKONOMİLERDEKİ KRİZLERİN BAŞ ETKENİ OLABİLİR Mİ?

ASGARİ ÜCRET yılında dönemler itibariyle uygulanacak asgari ücret tarifesi aşağıdaki gibidir.

ŞİRKET ORTAKLARININ SİGORTALILIĞI VE HUZUR HAKKI

Not: yılından itibaren Asgari Ücrette yaş kriteri kaldırılmıştır.

İNSAN KIYMETLERİ YÖNETİMİ 4

İzmir SMMMO. dayanışma. Ömer AKBAŞ Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

ödeneğinden yararlanma süresini doldurmadan tekrar işe girer ve işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanmak için bu Kanunun öngördüğü şartları yerine

2015 Yılında Yapılan Değişiklikler

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

1. Asgari ücret desteğinden faydalanabilecek işverenler kimlerdir?

MALİ ANALİZ KISA ÖZET KOLAYAOF

Türkiye İnsani Gelişme Raporu kapsamında İGE değerleri ve sıralamalarındaki değişiklikler

MATBAA DA SAATLİK MALİYET SİSTEMİ VE UYGULANMASI

ADANA SOSYAL YARDIM HİZMETLERİ yılında hane, 2015 yılında ise hane sosyal yardımlardan faydalanmıştır.

: ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ BAĞLI İŞYERLERİ İŞLETME TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ TEKLİFİ

2016 ASGARİ ÜCRET VE İŞVERENE MALİYETİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III AÇIKLAMA... V BÖLÜM I - TEMEL KAVRAMLAR...1

Editörler Doç. Dr. Müslüm Akıncı & Yrd. Doç. Dr. Mustafa Avcı İDARE HUKUKU I

GİRESUN KOBİ LERİNİN İHRACAT EĞİTİM İHTİYACI ARAŞTIRMA RAPORU

Öğr. Gör. Enes GÜNDÜZ Erciyes Üniversitesi.

Türkiye nin İş Sağlığı ve Güvenliği Profili ve Sudan la Yürütülen İş Sağlığı Ve Güvenliği İşbirlikleri

5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ HAZİRAN. Turizm Sektörü Genel Değerlendirmesi ve Sektörde Çalışanların İş Tatmini

Emeklilik Yazı Dizisi - 9: Gemi Adamları, Gazeteciler ve Matbaacıların Emeklilik Hesabı Perşembe, 13 Kasım :09

- Bir kısmının geçici süre ile yürürlükte olacağı, bir kısmının ise devamlı olduğu,

Esas No: 1/510 Tarih: 04/08/2008 Karar No: 14 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

SEDA ÇAYIR - FUNDA GÖREN

DENİZLİ CAM SANAYİİ VE TİCARET A.Ş. Sayfa No: 1

ÇALIŞAN BAĞLILIĞINA İTEN UNSURLAR NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?

KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ YÖNETİM KOMİTESİ (CDEG) Avrupa Konseyi Kadın Erkek Eşitliğinden Sorumlu. 7. Bakanlar Konferansı TASLAK EYLEM PLANI

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KANUNU. NOT: Bu sunum "İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü"nün ISG Kanunu Sunumundan derlenmiştir.

... OKULU 7/... SINIFI SOSYAL BİLGİLER DERSİ YILLIK BEP ÇALIŞMA PROGRAMI. İletişimi olumsuz etkileyen davranışlara örnekler verir

SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİN TEMEL PARAMETRELER. SGK Mart-2012

Sağlıkta Yılında Başlamıştır. Dönüşüm Programı

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU Bolu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü. Erhan ÇAVUŞ Sosyal Güvenlik İl Müdürü

T.C. KARABÜK ÜNİVERSİTESİ ÖN LİSANS VE LİSANS PROGRAMLARI YATAY GEÇİŞ YÖNERGESİ

Soru 1. Hammurabi Kanunları hangi sektörde iş güvenliği önlemleri alınması gerekliliğini düzenlemiştir? A. Tarım B. Hayvancılık C. İnşaat D.

SAYILI TABABET VE ŞUABATI SAN ATLARININ TARZI İCRASINA DAİR KANUN

Bu kararın verilmesine göre de borçlanma önem kazanabiliyor ve borçlanmanın da çok farklı nirengi noktaları karşımıza çıkıyor.

İçindekiler. K ısaltm alar Ö nsöz G iriş... 17

KAPSAM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

1. VATANDAŞLARIMIZI İLGİLENDİREN GELİŞMELER

EKREM DEMİRTAŞ İZMİR TİCARET ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Kasım 2013, No: 78

GÜDÜMLÜ PROJE DESTEĞİ

SÜREKLĐ ĐŞ GÖREMEZLĐK GELĐRĐ

Etlik Piliç Kümeslerinin Serinletilmesinde Güneş Enerjisi Kullanımının Tekno-Ekonomik Analizi. Yrd. Doç. Dr. Metin DAĞTEKİN

SİRKÜLER. Sayı: Temmuz

SANAYİ, HİZMETLER VE TARIM KOMİSYONU

Çocuk, Ergen ve Genç Yetişkinler İçin Kariyer Rehberliği Programları Dizisi

30 Soruda Kıdem Tazminatıyla İlgili Bilinmesi Gerekenler

AR-GE VE TASARIM MERKEZLERİ İLE TEKNOKENTLERDE MALİ UYGULAMALAR. Mehmet AKARSLAN Gelir İdaresi Başkanlığı Grup Başkanı

Akaryakıt kaçakçılığına geçit yok

BİR ÖRGÜT OLARAK OKUL

BU TUTKUYA SENDE KATIL Cuma, 18 Nisan :03

LİDERLİK TEKSTİL VE OTOMOTİVDE... Dr. Can Fuat GÜRLESEL

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

İşletme Sahipleri Neleri Bilmeli?

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm İKTİSADİ GÜVENLİK ARAYIŞLARI

İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku (KAM 427) Ders Detayları

8. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı

ÖZET. Nisan 2016 Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri

ÖZET. Mayıs 2016 Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri

ABD'DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ

İş Sağlığı ve Güvenliğine Genel Bakış ve Güvenlik Kültürü

Dönem Sonu Yaklaşırken; Ödenmeyen veya Geç Ödenen Sosyal Güvenlik Primlerinin Vergisel Muhasebesi Nasıl Olmalıdır?

Önsöz. Değerli Meslektaşlarım,

2016 YILINDA BELİRLENEN ASGARİ ÜCRET VE ASGARİ ÜCRETE İLİŞKİN HESAPLAMALAR

Kararlı mücadelemizle, üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırttık. Darbeci zihniyet ürünü kesintisiz eğitim dayatmasının kaldırılmasını sağladık.

Transkript:

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ Hedefler Sosyal Güvenlik Sistemi ve sistemin konusu olan riskler hakkında bilgi sahibi olacaksınız.

2 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri İçindekiler 1. DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHİ GELİŞİMİ 2. SOSYAL DEVLET 3. SOSYAL SİGORTALAR 4. SOSYAL YARDIMLAR 5. SOSYAL GÜVENLİĞİN KONUSU OLAN TEHLİKELER VE ÇEŞİTLERİ

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ 1. DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHİ GELİŞİMİ Sosyal güvenlik" insanlara, bugün ve gelecekte, çalışma koşullarını yitirmesi hali de dahil olmak üzere çeşitli risklere karşı, yaşamını sürdürebileceği sürekli bir gelir güvencesinin sağlanmasıdır. Sosyal güvenliğin gelişimi iş kazası, meslek hastalıkları ve analık sigortaları ile başlamış, daha sonra diğer hastalık, maluliyet, yaşlılık, ölüm ve işsizlik sigortası hakları kazanılmıştır. Sosyal güvenliğin unsurları, işçi sınıfının verdiği mücadele ile 20. yüzyıl başından itibaren gelişmeye başlamış, ancak yaygınlık kazanması ve bir insan hakkı olarak kabulü için II. Dünya Savaşı nın yaşanması ve sosyalizmin bir dünya sistemi haline gelmesini beklemek gerekmiştir. Yani, kapitalizmin sosyalist sisteme karşı geliştirdiği sosyal devlet ya da refah devleti denilen olgunun gündeme gelmesi ile sosyal güvenlik uluslararası belgelerle sistemli hale getirilmiştir. II. Dünya Savaşı ndan sonra sosyalist sisteme karşı geliştirilen refah devleti anlayışıyla, özellikle sağlık ve eğitim meta olmaktan çıkmış ve kamu hizmeti haline getirilmiştir. Sosyal güvenliğin uluslararası belgelerde bir hak olarak kabulü Uluslararası Çalışma Örgütü nün 1944 yılında kabul ettiği Filadelfiya Bildirgesi ile mümkün olmuştur. Uluslararası Çalışma Örgütü Ekim Devrimini takiben 1919 yılında kurulmuştur. Filadelfiye Bildirgesi nin 1. maddesi her nerede olursa olsun fakirlik, bütün insanların refahı için bir tehlike oluşturur demekte ve 3. maddesi de korunmaya muhtaç olan herkes için bir esas gelir sağlamak üzere, sosyal güvenlik tedbirlerinin, diğer taraftan tam sıhhi yardımlarının genişletilmesi görevinden bahsetmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü 1952 yılında da Sosyal Güvenliğin Asgari Normlarına ilişkin 102 sayılı Sözleşmeyi kabul etmiştir. Bu sözleşme, sosyal güvenlik ile ilgili riskleri hastalık, işsizlik, yaşlılık, iş kazası, meslek hastalığı, analık, sakatlık, ölüm ve aile yükleri olarak belirlemiştir. Sözleşmeyi

4 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri kabul eden devletler, kişilerin, belirtilen bu risklere karşı korunması için gerekli tedbirleri alacaktır. Sosyal güvenlik ile ilgili diğer önemli uluslararası belge ise 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi dir. Beyannamenin 22. maddesi herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı olduğunu belirtmekte, 25. madde ise bu hakkın kapsamını göstermektedir. Buna göre; herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır; herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir; anaların ve çocukların, özel bakım ve yardım görme hakları vardır. Bütün çocuklar, evlilik içi veya evlilik dışı doğmuş olsunlar, aynı sosyal güvenceden yararlanırlar. Türkiye de sosyal güvenliğin gelişimi Dünyada olduğu gibi aşamalı olarak gerçekleşmiştir. İlk İş Kanununun tarihi 1936 dır ve işçi lehine olan hükümleri 1940 tarihli Milli Korunma Kanunu nedeniyle uzun yıllar uygulanamamıştır. Hafta sonu tatiline ilişkin ilk yasa 1924 de çıkarılmış, ancak ücretsiz olarak uygulanmıştır. Hatta uygulanıp uygulanmadığı konusunda bile şüphe vardır. 1942 tarihli bir rapor (Kessler Raporu) istatistiklere dayanarak, muntazaman bir hafta tatili uygulamasının olmadığını tespit etmektedir. Ücretli hafta sonu tatili uygulaması ancak 1960 yılında çıkarılan bir yasa ile genel olarak uygulanmaya başlanmıştır. İlk sigorta uygulamaları 1945 tarihli bir yasa ile gündeme gelmiştir ki bu yasa iş kazaları, meslek hastalıkları ve analık sigortasını kapsamaktadır. Maluliyet, ihtiyarlık ve ölüm sigortası ile ilgili yasa ise 1957 yılında düzenlenmiştir. Osmanlı Devleti döneminde, askerlerin ve memurların emekliliği ile ilgili düzenlemeler vardır ve bu düzenlemeler 1930 yılında Askeri ve Mülki Tekaüt Kanunu ile birleştirilerek primsiz bir emeklilik sistemi getirilmiştir. Ancak, o dönem, yine sosyal devletin temel unsuru olan kamu hizmeti kavramı

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU gelişmediği için memur sayısı çok sınırlıdır ve emeklilik hakkı yaygın bir uygulama değildir. 1946 yılında İşçi Sigortaları Kurumu kurulmuştur; bu kurum 1964 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu olarak yeniden düzenlenmiştir. Kamu görevlilerinin sosyal güvenlik kurumu olan Emekli Sandığı nın kurulması ise ancak 1950 yılında gerçekleşmiştir. 1961 Anayasası nın 48. maddesi Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Bu hakkı sağlamak için sosyal sigortalar ve sosyal yardım teşkilatı kurmak ve kurdurmak devletin ödevlerindendir. demek suretiyle sosyal güvenliği anayasal bir hak haline getirilmiştir. 1982 anayasası, tüm olumsuzluklarına karşın, sosyal güvenliği anayasal bir hak olarak korumuştur. Sosyal güvenliğin bir unsuru olan işsizlik sigortası ile ilgili yasa ancak 1999 yılında kabul edilmiştir. Fakat yararlanma koşulları o kadar ağır olarak belirlenmiştir ki, birçok kişi işsiz kalmasına rağmen bu sistemden yararlanamamakta ve işsizlik sigortası fonunda devlet tarafından kullanılan büyük miktarda paralar birikmektedir. Dünyada, sosyal güvenlik uygulamaları için primli, primsiz veya karma yöntemlerle finansman sağlanmaktadır. Primli sistem, işçi ve işverenin katkılarıyla, çalışan kişilerin prim ödemesine dayanmaktadır. Primsiz sistem ise sosyal güvenliğin genel vergi gelirleriyle finanse edilmesidir. Karma sistem, sigorta konusuna göre bu iki sistemin birlikte uygulanmasıdır. Bilindiği üzere, Türkiye de primli sistem uygulanmaktadır. Kısacası, gerek Dünyada ve gerekse Türkiye de sosyal güvenlik uygulamalarının 50 yıllık bir geçmişi vardır ve temelde, insanların sosyal risklerden korunmasını sağlamaktan çok, sosyal risklerle karşı karşıya olan insanların sistemi tehdit edecek boyuttaki başkaldırılarını önlemek için varılan bir uzlaşmadır. Dolayısıyla, bu tehdit azaldığı sürece sosyal güvenlik uygulamalarında gerilemeler görülecektir. 1980 lerden bu yana yaşanan gelişme de bunu göstermektedir. Türkiye de 1990 ların ortalarından itibaren sosyal güvenliğin tasfiyesi yüksek sesle ifade edilmeye başlanmıştır. TÜSİAD, 1996 da Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yeniden Yapılanma başlıklı bir çalışma başlatmış, 1997 yılında rapor haline getirilen sermayenin formülü Ekim 1997 de Ankara ve İstanbul da yapılan

6 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri toplantılarla kamuoyuna açıklanmıştır. Rapora göre; sosyal sigorta kurumlarının aktif-pasif dengesi bozulmuştur; gelişmiş ülkelerde 5 çalışan bir emekliyi beslerken ülkemizde 1.8 çalışan 1 emekliyi beslemektedir; genç yaşta emeklilik ve kayıt dışı çalışma yaygındır; sosyal güvenlik kurumları arasında aylığa hak kazanma, prim ödeme süresi ve aylık bağlama oranları arasında ciddi farklılıklar vardır; sağlık hizmetleri yetersiz ve kalitesizdir; işsizlik sigortasının hayata geçirilmesi ve kıdem tazminatının tasfiyesi gereklidir vs. Ağustos 1999 da emeklilik yaşının kadınlarda 58 ve erkeklerde 60 a çıkarıldı. Bu değişiklik sisteme yeni giren çalışanlar yanında mevcut çalışanların kazanılmış haklarını da önemli ölçüde tırpanladı. 2003 yılında yeni iş yasası, Sosyal Güvenlik Kurumu kurulmasına ilişkin yasa, İş Kurumu Yasası, SSK ve Bağ-Kur yasalarındaki değişiklerle devam etti. (http://www.arsiv.halkinbirligi.net/modules.php?name=news&file=article&sid=1 098) 2. SOSYAL DEVLET Sosyal devlet, toplumun korunmaya, yardıma ve bakıma muhtaç kesimlerine gerekli, görüldüğünde ekonomik ve sosyal durumlarını geliştirmeyi sağlamak ve toplum içinde dışlanmaksızın yaşamalarını, insanca beslenme ve barınma imkanına kavuşmalarını sağlaması için destek yapması gerektiği anlayışını benimseyen bir devlet sıfatı, bir devlet niteliğidir. Sosyal devlet, vatandaşların sosyal durumları, refahı ile ilgilenen ve vatandaşlara asgari bir yaşama seviyesi sağlamayı kendisine görev kabul eden bir devlettir. Sosyal devlet anlayışı gereği devlet, ortaya çıkabilecek bazı sosyal risklerden doğan zararlara yönelik bir takım görevleri de yerine getirmelidir. 3. SOSYAL SİGORTALAR Sosyal sigortalar, bir ülkede çalışanların karşılaşabilecekleri belli tehlikeleri karşılamak amacıyla zorunlu olarak çalışan ve çalıştırılanların katılımıyla oluşan ve

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU hukuken devlet tarafından oluşturulan bir kurumdur. İlgililerin maddi katkılarıyla gerçekleştirildikleri için de primli sosyal güvenlik rejimi içerisinde kabul edilmektedir. Sosyal sigortalar, mesleki, fizyolojik ve sosyo ekonomik tehlikelerden dolayı geliri ya da kazancı devamlı veya geçici olarak kesilmiş yahut azalmış bulunan bireylerin ihtiyaçlarını karşılayan ve devlet güvencesine dayalı zorunlu bir sistem şeklinde de tanımlanabilmektedir. Bu bağlamda sosyal sigortalar, devletçe organize edilmiş, kendi kendine yönetim esasına göre işleyen, kamu hukuku karakterli, baskın olarak zorunluluk esasına dayanan, çalışan nüfusun büyük kısmını gelir elde etme yeteneğinin kaybı, ölüm ve işsizlik gibi tehlikelere karşı koruyan, kendine özgü bir sigorta şeklinde de tanımlanabilir. Temel İlkeleri; Sosyal edim (yardım) sağlayan tüm alanlarda olduğu gibi, sosyal sigortalar da sosyal adalet ve sosyal güvenliğin gerçekleştirilmesi amacına hizmet etmeye ve insan onuruna layık bir yaşam düzeyi sağlamaya yöneliktir. Böyle bir amacı hedefleyen sosyal sigortaların bazı ilkelere dayanması gerekir. Sosyal sigortalar başlıca beş ilkenin karışımından oluşmaktadır. Sosyal Koruma İlkesi Sosyal sigortalar, hizmet akdiyle çalışanları güvence altına almak, yani sosyo ekonomik sıkıntı hallerinde en çok korunma ihtiyacı olan kesimlere hizmet etmek için ortaya çıkmış, daha sonra bağımsız çalışanları da kapsamına almıştır. Zamanla kapsama alınan sosyal risklerin sayısı arttığı gibi, sosyal edimlerin miktarı da artmıştır. Bütün bu gelişmeler, bir ülke halkının tamamının sosyal sigortalar yoluyla korunmasına kadar varmıştır. Dayanışma ilkesi: Bu ilke, bireylerin kendilerinden başka toplumun diğer bireylerine de destek olmayı, böylece sosyal adaleti gerçekleştirmeyi amaçlar. Örneğin, hastalık sigortasında geliri yüksek olduğu için daha yüksek prim ödeyen işçiler ve işverenler, diğer dar gelirli bağımlı çalışanlara yardım etmiş olurlar. Böylece, toplumda bir bakıma sosyal denge sağlanmış olur. Ayrıca devlet, vergiler yoluyla sağladığı fonları sosyal güvenlik

8 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri şemsiyesi altında olamayanlara dağıtarak, dayanışma ilkesinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmuş olur. Zorunluluk İlkesi Sosyal sigorta ilişkisi, hizmet ilişkilerinin kurulmasıyla kanun uyarınca zorunlu olarak kendiliğinden kurulur. Sosyal sigortalar, her ne kadar geleneksel müesseselerin yetersiz kalması üzerine benimsenmiş ise de, günümüzde de sosyal sigortaların teknik ve idari birtakım boşluklar taşıması mümkündür. Bu yüzden boşluklar, sosyal yardım ve sosyal hizmetlerle tamamlanmaya çalışılmaktadır. 4. SOSYAL YARDIMLAR Sosyal yardımlar, muhtaç durumda olan ve sosyal güvenliğin diğer yöntemlerinin kapsamı dışında kalan bireylere yöneliktir. Bu anlamda sosyal yardımlar, sosyal güvenlikte son ağ ve sosyal güvenlik sisteminin açıklarını kapatıcı bir yöntemdir. Yoksul olarak doğan veya sonradan yoksulluğa düşen kişiler, devlet tarafından kendi haline bırakılamazlar. Çünkü, bu durum hem söz konusu kişilerin hayatını hem de toplumsal hayatı tehlikeye sokabileceği gibi, ciddi sosyal sorunlara da yol açabilecektir. Bu bağlamda sosyal yardımlar, yoksulların korunması, bir bakıma toplumsal düzenin sağlanması ve ortaya çıkabilecek muhtemel sosyal sorunların bertaraf edilmesi anlamına gelir. (Sosyal Güvenlik Sistemini oluşturan Bileşenlerin Tarihi Süreç Işığında Değerlendirilmesi Makalesi, Yrd. Doç. Dr. Hasan ŞENOCAK, sf. 427-435) 5. SOSYAL GÜVENLİĞİN KONUSU OLAN TEHLİKELER VE ÇEŞİTLERİ 1. Fizyolojik Riskler Fizyolojik riskler insanın canlı yaratılmış olmasından kaynaklanan tehlikelerdir. İnsan bu varlığını koruyabilmek için uygun şartlarda beslenmek, barınmak ve

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU giyinmek ihtiyaçlarını duyar. Bu ihtiyaçlar karşılamadığında bir takım tehlikelerle karşı karşıya kalır. İşte fizyolojik tehlikeler kişinin ruhi ve bedeni sağlığını bozan ve kişinin çalışma ve kazanma gücünü geçici veya sürekli kaybetmesine yol açan tehlikelerdir. Fizyolojik tehlikeleri hastalık, sakatlık, yaşlılık ve doğum alarak sıralamak mümkündür. Hastalık: kişinin İster bedeni ve ister ruhi olarak vücudun sağlıklı olmama durumuna hastalık denir. En tipik sosyal risklerden biridir. Hastalık zamanı belirsiz, muhtemel bir tehlikedir. Kişinin çalışma ve kazanma gücünü olumsuz etkiler. Hastalanan kişi gelir eksilmesi veya kesilmesiyle karşılaşabilir. Ayrıca kişinin tedavi olma ihtiyacı ortaya çıkar. Sakatlık (Malüllük): Kazalar veya hastalık sebebiyle kişi bedeni ve ruhi bakımdan süreklilik gösteren kayıplara uğrarlar. Kişide ortaya çıkan ve süreklilik arz eden bu bedeni ve ruhi kayıplar sakatlık olarak ifade edilir. Sakatlıklar doğuştan veya sonradan ortaya çıkan olarak iki gruba ayrılır. Sakatlık kişinin çalışma ve kazanma gücünde sürekli kayıplara; dolayısıyla gelir azalması yada kesilmesine yol açar. Bu sebeple sosyal risk kapsamında değerlendirilmektedir. Yaşlılık: Her canlı için yaşlanma normal bir süreçtir. Büyüyen ve gelişen insan bünyesi yaşlanma döneminde, bir takım olumsuz gelişmelerle karşılaşır. Kişi belirli bir yaşa ulaştıktan sonra bedeni ve ruhi bakımdan birtakım kayıplara uğramaya başlar. Bu bedeni ve ruhi kayıplar kişinin çalışma ve kazanma gücünde de azalma ve kayıplara yol açar. Bu anlamada yaşlanma muhtemel bir fizyolojik risk olarak değerlendirilir. Doğum: Kadınlar için normal bir fizyolojik durum olan doğum, bazı durumlarda fizyolojik risk de olabilmektedir. Bazı durumlarda kadın tıbbi yardım, destek ve tedaviye ihtiyaç duyabilirler. Öte yandan çocukların sağlıklı olarak dünyaya gelebilmelerini sağlamak amacıyla hamilelik sürecini kadınların birtakım tıbbi kontrol ve yardımlara ihtiyacı da olabilmektedir. Hatta bu destek gebelik kontrollerinin ve sağlık yardımlarının yapılması, sağlıklı çocuklara kavuşmak bakımından önem taşıyan bir konudur. Bu sebeplerle doğum kadılar için gelir kesilmesi ve

10 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri gider artışına yol açabilen; çalışan erkekler(babalar) için ise gider artışına yol açan fizyolojik bir tehlikedir. 2. Sosyo-Ekonomik Riskler İnsan, toplum meydana getirme ve toplum olarak yaşama gücü ve yeteneği olan sosyal bir varlıktır. Toplum içinde yaşamak ve toplumun üyesi olmak dolayısıyla insan bir takım risklerle karşılaşır. Aslında bu riskler aslında toplum halinde yaşamaktan kaynaklanan ihtiyaçlar ya da ihtiyaçların ortaya çıkardığı risklerdir. Toplum halinde yaşamaktan doğan bir takım ihtiyaçlar vardır ki bu ihtiyaçların sürekli ve düzenli olarak karşılanması gerekir. Dolayısıyla sosyo-ekonomik nitelikli riskler toplum halinde yaşamaktan kaynaklanan risklerdir. Sosyalleşme süreci günümüzde bir ihtiyaç olmaktan öte günümüzde bir zaruret halini almıştır. Kişinin toplum dışında kalması ya da toplumdan bütünüyle kopuk yaşaması mümkün değildir. Sosyo-ekonomik riskler hem ekonomik hem de sosyal niteliği olan tehlikelerdir. Bu riskler kişinin bir sosyal varlık olması, toplum içinde yaşaması itibariyle bir risk sayılırlar. Bu riskler karşılanması gerekli olan risklerdir. İşsizlik: sosyo-ekonomik risklerin başında işsizlik riski gelir. En yalın anlamıyla işsizlik çalışma gücü, yetenek ve isteği var iken ve cari şartlarda işi kabule hazır iken iş bulamayan kişilerin durumunu ifade eden bir kavramdır. İşsizlik riski ile kişi iki şekilde karşılaşır. Bunlardan birisi çalışma istek gücü, yetenek ve isteği var iken iş bulamamak dolayısıyla ortaya çıkan işsizliktir. İş bulamamaktan kaynaklanan işsizlik, kişi bakımından gelir elde edememek, dolayısıyla giderlerini karşılamayacak durumda olma yani muhtaç olma durumunu yaratır. Çalışmaktayken işsiz kalanlar bakımından ise işsizlik gelir kesilmesi sonucunu doğuran sosyo-ekonomik bir risktir. Piyasa ekonomisinin hakim olduğu çağdaş iktisadi sistemlerde çalışanların her an işini kaybetme ve işsiz kalma riskleri vardır. Günümüzde artan rekabet şartları içinde işsizlik her an ortaya çıkabilir. Dolayısıyla günümüzdeki işsizlik ve işsiz kalma

İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU sosyal güvenlik bakımından çağdaş toplumlarda mutlaka ve kısa zamanda çare bulunması gereken önemli bir risktir. Bu gerçek işsizlik riskine karşı sosyal güvenlik sağlanmasını da daha önemli ve hayati bir hale getirmiştir. Evlenme ve Çocuk Sahibi Olma: Toplum içinde yaşamakta olan insanlar da nesillerini devam ettirmek ve bir aile kurmak isterler. Sosyal bakımdan evlenme ve çocuk sahibi olma mutlaka karşılanması gerekli olan sosyal bir ihtiyaçtır. Evlenme, yuva kurma ve çocuk sahibi olma sosyal güvenlik bakımından farklı boyutları olan bir konudur. Evlenme ve çocuk sahibi olma sosyal güvenlik bakımından gider artışına yol açan durumlardır. Sosyal gelişme ile birlikte evlenmek, yuva kurmak ve çocuk sahibi olmanın maliyeti artmıştır. Evlenme ve çocuk sahibi olmada sosyo-ekonomik risklerdendir. Bu ihtiyaçlar zamanında karşılanmazsa muhtaçlık durumu doğar. Dolayısıyla toplumun temeli olarak kabul edilen yuvanın korunması bakımından toplumun sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve huzur içinde yaşaması açısından evlenme ve yuva kurmanın getireceği gider atışlarına karşı aileye ve aile kurmak isteyen kimselere sosyal güvenlik sisteminin yardımcı olması gerekir. Konut: konut, insanların barınma ihtiyacını gidermeye yönelik ortaya çıkan bir kavramdır. Başlangıçta barınma ihtiyacının giderilmesi için ortaya çıkan kavram; sosyalleşme sürecinde konut anlamında barınmanın ötesinde çok önemli sosyal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Barınak kişiyi soğuktan sıcaktan, sair tehlike ve saldırılardan koruyacak bir kavramken, konut aile ile birlikte insanca hayat sürülebilecek bir mekandır. Konut belli asgari konfor şartları (ısınma, aydınlanma, temiz su vb.)olan bir barınaktır. Günümüzde konut sahibi olma veya kiralama suretiyle konut ihtiyacını karşılama kişiler bakımından maliyeti yüksek bir sorun haline gelmiştir. Konut ihtiyacının karşılanması, kişilerin gider kalemlerinin en önemlilerinden birini oluşturur. Konut sahibi olmak gün geçtikçe zorlaştığı gibi kiralama suretiyle konut ihtiyacının karşılanmasının aile bütçeleri üzerindeki yükü artmıştır. Öte yandan konut sahibi olmak ya da kiralamak sorunu çözmemektedir. Sahip olunan konut içinde su, elektrik, ısınma gibi

12 Adapazarı Meslek Yüksekokulu Modülleri sürekli ve zorunlu giderlerinde karşılanması gerekmektedir. Bütün bunlar barınma ve konut ihtiyacını önemli bir sosyo-ekonomik ihtiyaç durumuna getirmiştir. Ölüm: Sosyal güvenlik açısından ölüm de bir risktir. Ancak sosyal güvenlik açısından ölüm fizyolojik değil sosyo-ekonomik bir risktir. Ölüm riski ölen kimsenin sağlığında geçindirmek zorunda olduğu eşi, çocukları varsa ana babası yani ölenin geride bıraktıkları açısından bir risktir. Dolaysıyla ölüm halinde sosyal güvenlik ihtiyacı ölenin geride bıraktığı ve geçindirmekle yükümlü olduğu yakınları bakımından söz konusudur. Ölüm riski ile karşı karşıya kalanlar, ölenin dul ve yetimleri ile ana-babasıdır. Ölüm özellikle ana ya da babasını kaybeden çocuklar, dul kalan özellikle de çocuklu dul kalan eşler bakımından da gelir kesilmesi anlamında önemli bir risktir. Ölüm halinde sosyal güvenlik sistemleri hem kesilen geliri telafi ederek hem de cenaze dolayısıyla ortaya çıkan gider artışını karşılayarak sosyal güvenlik garantisi sağlar. (Anadolu Üniversitesi, Açık Öğretim Yayınları, Sf. 36-41)