T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2294 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1291 ADALET MESLEK ET. Yazar Yrd.Doç.Dr. Ertu rul UZUN



Benzer belgeler
MESLEK ETİĞİ KISA ÖZET KOLAYAOF

Ard fl k Say lar n Toplam

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Bu yaz da 6 mant k sorusu sorup yan tlayaca z.

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Yeniflemeyen Zarlar B:

Yay n No : 1610 Hukuk Dizisi : Bas - Ekim 2005

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

filetme 1 ÜN TE III filetme YÖNET M I. flletme fllevleri a. Yönetim b. Üretim c. Pazarlama ç. Muhasebe d. Finansman e.

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

FİKİR MÜLKİYETİ HUKUKU

Yay n No : 2351 letiflim Dizisi : Bask Aral k 2010 STANBUL

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Bu bölümde, bugüne dek ancak rüyalar n zda görece inizi

Oyunlar mdan s k lan okurlardan -e er varsa- özür dilerim.

TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ 2011 FAAL YET RAPORU 45 TÜRK YE Ç DENET M ENST TÜSÜ F NANSAL TABLOLAR VE DENET M RAPORLARI

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

T bbi Makale Yaz m Kurallar

Tekdüzen Hesap Sistemi ve Çözümlü Muhasebe Problemleri

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Saymak San ld Kadar Kolay De ildir

1/3 Nerde ya da Kaos a Girifl

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir.

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

3. SALON - PARALEL OTURUM VI

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

DOĞAN GRUBU TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİ POLİTİKASI

Bir odada sonsuz say da insan n bulundu unu varsayal m. Bu

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Her noktas ya maviye ya k rm z ya boyanm fl bir düzlem

Bir tavla maç 5 te biter. Yani 5 oyun kazanan ilk oyuncu

6 MADDE VE ÖZELL KLER

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

AÇIKLAMALAR VE UYGULAMALAR

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

Prof. Dr. Neslihan OKAKIN

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

yaz -tura at yor. Yaz gelirse birinci oyuncu, tura gelirse ikinci oyuncu kazanacak. Birinci oyuncu oyunun bafl nda ortaya 1 lira koyuyor.

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

Bir tan mla bafllayal m. E er n bir do al say ysa, n! diye yaz -

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Do al Say lar Do al Say larla Toplama fllemi Do al Say larla Ç karma fllemi Do al Say larla Çarpma fllemi Do al Say larla Bölme fllemi Kesirler

ULAfiTIRMA S STEMLER

Cümlede Anlam İlişkileri

STRATEJ K V ZYON BELGES

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

ARAMALI VERG NCELEMES NDE CEZA MUHAKEMELER KANUNU NUN ARAMAYA L fik N HÜKÜMLER N N DURUMU. K l c n yapamad n adalet yapar. KANUN SULTAN SÜLEYMAN

Yolsuzlukla Mücadele Politikası

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 )

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Yay n No : 1696 Hukuk Dizisi : Bas m - Kas m 2006 ISBN

Destekli Proje İşletme Prosedürü

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

Rastgele Bir Say Seçme ya da Olas l k Nedir

VERG NCELEMES & MÜKELLEF HAKLARI

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Ders 10: BEKLENEN ETK LER (SONUÇLAR/ÇIKTILAR)

9. Uluslararas Ceza Hukuku Kongresi (Lahey, A ustos 1964)

Dördüncü K s m: Gerçel Say lar Yap s

Zihinden fllem Yapal m, Yuvarlayal m, Tahmin Edelim

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Geçen bölümde, Zorn Önsav varsay larak yis ralama Teoremi

Olas l k Hesaplar (II)

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

TÜRK YE DE A LE Ç fi DDET Ülke Çap nda Kriminolojik-Viktimolojik Alan Araflt rmas ve De erlendirmeler

ÜN TE II L M T. Limit Sa dan ve Soldan Limit Özel Fonksiyonlarda Limit Limit Teoremleri Belirsizlik Durumlar Örnekler

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

Transkript:

T.C. ANADOLU ÜN VERS TES YAYINI NO: 2294 AÇIKÖ RET M FAKÜLTES YAYINI NO: 1291 ADALET MESLEK ET Yazar Yrd.Doç.Dr. Ertu rul UZUN Editör Yrd.Doç.Dr. Elif UZUN ANADOLU ÜN VERS TES

Bu kitab n bas m, yay m ve sat fl haklar Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Ö retim tekni ine uygun olarak haz rlanan bu kitab n bütün haklar sakl d r. lgili kurulufltan izin almadan kitab n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay t veya baflka flekillerde ço alt lamaz, bas lamaz ve da t lamaz. Copyright 2011 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University. UZAKTAN Ö RET M TASARIM B R M Genel Koordinatör Prof.Dr. Levend K l ç Genel Koordinatör Yard mc s Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Ö retim Tasar mc s Arfl.Gör.Dr. rem Erdem Ayd n Grafik Tasar m Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Ö r.gör. Cemalettin Y ld z Ö r.gör. Nilgün Salur Ölçme De erlendirme Sorumlusu Ö r.gör. Gülcan Ergün Kitap Koordinasyon Birimi Yrd.Doç.Dr. Feyyaz Bodur Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Dizgi Aç kö retim Fakültesi Dizgi Ekibi Adalet Meslek Eti i ISBN 978-975-06-0968-8 1. Bask Bu kitap ANADOLU ÜN VERS TES Web-Ofset Tesislerinde 31.000 adet bas lm flt r. ESK fieh R, A ustos 2011

çindekiler iii çindekiler Önsöz... vii Etik: Kavramsal Temeller... 2 AHLÂK... 3 Ahlâk n Konusu... 3 Ahlâk Sözcü ünün Kullan mlar... 3 Pratik Ak l ve Ahlâkî Düflünüfl... 5 Ahlâk ve Toplum... 7 AHLÂK VE ET K... 8 AHLÂK SORUMLULUK: ÖZGÜRLÜK, ÖZNELL K VE GÖREL L K... 9 AHLÂK EYLEM N GAYES : Y N N GERÇEKLEfiT R LMES... 12 En Yüksek yi Olarak Mutluluk... 12 Do ru Eylem Olarak yi... 13 Özet... 15 Kendimizi S nayal m... 16 Okuma Parças... 17 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar... 18 S ra Sizde Yan t Anahtar... 18 Yararlan lan Kaynaklar... 19 Etik Gerekçelendirme...... 20 ET K DÜfiÜNME... 21 B R NC DÜZEY GEREKÇELEND RME: SOMUT DURUMDA EYLEM SEBEB BULMAK... 21 Olguyla Gerekçelendirme... 22 Duygularla Gerekçelendirme... 22 Olas Sonuçlarla Gerekçelendirme... 22 Ahlâk Kurallar yla Gerekçelendirme... 23 Ahlâkî Otoriteyle Gerekçelendirme... 23 Vicdanla Gerekçelendirme... 23 K NC DÜZEY GEREKÇELEND RME: KURALI GENELLEfiT RMEK... 24 Kendi Ç kar Peflinde Koflmak: Bencilik... 25 Sonuçlar Dikkate Almak: Sonuççuluk... 25 Ödeve Uygun Eylemde Bulunmak: Ödev Eti i... 26 Erdemli Olmak: Erdem Eti i... 27 ÜÇÜNCÜ DÜZEY GEREKÇELEND RME: KURAMIN DO RULU UNU SINAMA... 27 Do alc l k... 27 Sezgicilik... 28 Duyguculuk ve Öznelcilik... 29 Görelilikçilik... 29 DÖRDÜNCÜ DÜZEY GEREKÇELEND RME: KURAMLARI KARfiILAfiTIRMA... 30 Temelcilik... 30 Tutarl l kç l k... 30 BEfi NC DÜZEY GEREKÇELEND RME: ET K DÜfiÜNME EYLEM NE AHLÂK KAZANDIRMA... 30 1. ÜN TE 2. ÜN TE

iv çindekiler Özet... 33 Kendimizi S nayal m... 34 Okuma Parças...... 35 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar... 36 S ra Sizde Yan t Anahtar... 37 Yararlan lan Kaynaklar... 37 3. ÜN TE 4. ÜN TE 5. ÜN TE Kamu Eti i... 38 MESLEK ET OLARAK KAMU ET... 39 KAMUDA AHLÂK SORUNLARI VE ET N ÖNEM... 41 KAMU AHLÂKÎ YARATMAK... 44 TÜRK KAMU YÖNET M NDE YOLSUZLUK... 46 Özet... 51 Kendimizi S nayal m... 52 Okuma Parças...... 53 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar... 54 S ra Sizde Yan t Anahtar... 55 Yararlan lan Kaynaklar... 55 Kamu Eti i ve nsan Haklar... 56 G R fi... 57 NSAN HAKLARININ FELSEF TEMELLER... 57 nsanlar n Haklar ve nsan Haklar... 58 nsan Haklar n n Gerekçelendirilmesi... 59 nsan Haklar n n Temel Özellikleri... 61 Evrensellik... 61 Do ufltanl k... 61 Mutlakl k... 62 Vazgeçilemezlik... 62 KAMU ET VE NSAN HAKLARI... 63 AD L YARGILANMA HAKKI... 64 Uluslararas Belgelerde Adil Yarg lanma Hakk... 64 Mahkemede Yarg lanma Hakk... 66 Ba ms z ve Tarafs z Yarg lama... 66 Hakkaniyete Uygun Yarg lanma Hakk... 71 Aleniyet lkesi... 72 Makul Sürede Yarg lanma Hakk... 73 Özet... 74 Kendimizi S nayal m... 75 Okuma Parças..... 76 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar... 77 S ra Sizde Yan t Anahtar... 78 Yararlan lan Kaynaklar... 78 Etik Mevzuat... 80 ET K MEVZUATIN GENEL GÖRÜNÜMÜ... 81 5176 SAYILI KANUNUN ÇER VE KAPSAMI... 82 KAMU GÖREVL LER ET K DAVRANIfi LKELER LE BAfiVURU USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMEL N ÇER VE KAPSAMI... 82

çindekiler v KAMU GÖREVL LER ET K KURULU: YAPISI, GÖREVLER VE YETK LER... 83 KAMU PERSONEL NE KARfiI ET K LKE HLÂL BAfiVURU VE NCELEME USULÜ... 85 hlâl Baflvurusu... 85 Baflvurunun Yap laca Yer... 85 Baflvuruda Bulunabilecek Kifliler... 85 Baflvurunun fiekli... 86 Baflvurunun Kabulü ve nceleme... 86 DENET M SONUNDA VER LEN KARARLAR VE YAPTIRIM... 87 ET K KOM SYONLARI... 88 ET K SÖZLEfiME... 89 Özet... 90 Kendimizi S nayal m... 91 Okuma Parças... 92 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar... 93 S ra Sizde Yan t Anahtar... 94 Yararlan lan Kaynaklar... 95 Etik Davran fl lkeleri... 96 G R fi... 97 KAMU H ZMET B L NC YLE EYLEMDE BULUNMA... 97 Görevin Yerine Getirilmesinde Kamu Hizmeti Bilinci... 97 Halka Hizmet Bilinci ve Sonuca Odakl l k... 98 Hizmet Standartlar na Uyma, Nezaket ve Sayg... 98 Amaç ve Misyona Ba l l k... 99 Kamu Mallar ve Kaynaklar n n Kullan m ve Savurganl ktan Kaç nma... 99 Yetkili Makamlara Bildirim... 100 Ba lay c Aç klamalar ve Gerçek D fl Beyan... 100 DÜRÜSTLÜK VE SAYGINLIK... 100 Dürüstlük ve Tarafs zl k... 100 Yasall k ve Takdir Yetkisi... 101 nsan Haklar, Ayr mc l k ve F rsat Eflitli i... 101 Hizmet Kay rmac l ve Siyasî Kay rmac l k... 101 Sayg nl k ve Güven... 102 HESAP VEREB L RL K VE SAYDAMLIK... 104 Yöneticilerin Hesap Verme Sorumlulu u... 104 Bilgi Verme, Saydaml k ve Kat l mc l k... 104 Mal Bildiriminde Bulunma... 105 ÇIKAR ÇATIfiMASI DURUMUNDA DAVRANIfi LKELER... 106 Ç kar Çat flmas ndan Kaç nma... 106 Görev ve Yetkilerin Menfaat Sa lamak Amac yla Kullan lmamas... 106 Kendisine ve/veya Yak nlar na Ç kar Sa lama... 107 Yap lan fl çin Ücret Alma... 107 Arac l k... 108 Görev, Unvan ve Yetki Kullanarak Ticaret Yapma... 108 Kurum, Vak f, Dernek veya Spor Kulübüne Yard m ve Ba fl Alma... 109 Görev S ras nda Elde Edilen Bilgilerin Aç klanmas... 109 Seçimlerde Kamu mkanlar n Kullanma... 109 Hediye Alma ve Menfaat Sa lama Yasa... 110 6. ÜN TE

vi çindekiler Eski Kamu Görevlileriyle liflkiler... 112 Özet... 113 Kendimizi S nayal m... 114 Okuma Parças... 115 Kendimizi S nayal m Yan t Anahtar... 116 S ra Sizde Yan t Anahtar... 116 Yararlan lan Kaynaklar... 117 Sözlük... 119 Dizin... 121

Önsöz vii Önsöz Günlük hayatta kamu kurumlar n n iflleyifliyle ilgili pek çok yak nmaya flahit oluruz. Bu yak nmalar n bir k sm, mevcut kurallar n kamu görevlileri taraf ndan olmas gerekti i gibi uygulanmad ; baz kamu görevlilerinin kamu hizmetlerinin sunumunda flahsi ç kar sa lad ; kamu hizmetlerinden yararlanmada bütün vatandafllar n ayn muameleye tabi olmad, baz kiflilerin kay r ld yönündedir. Adalet hizmetlerinin sunumunda da benzer flikayetlerle karfl laflmak mümkündür. Bu flikayetlerin temelini, kamu görevlilerinin, genel olarak benimsenmifl ve bir k sm yasal düzenlemeye konu olmufl ahlak kurallar na uymamas oluflturur. Adalet Meslek Eti i bafll n tafl yan bu kitap, yard mc adalet personeline, mesleklerini icra ederken karfl laflabilecekleri ahlakî sorunlar n üstesinden gelmede yard mc olmay hedeflemektedir. Bu hedefe ulaflmak için kitab n ilk iki ünitesi, ahlak ve etik hakk nda temel bilgileri aktarmak, ahlak hakk nda düflünme tarzlar n k saca da olsa tan tmak ve bu konuda daha derin bir düflünmeye talip olanlar için ahlakla ilgili temel tart flma konular n göstermek üzere tasarland. lk iki ünitede, gündelik hayatta s kça kulland m z ve duydu umuz, zaman zaman tart flma konusu yapt m z ahlak ve etik üzerinde daha derin bir düflünmenin ipuçlar n bulacaks n z. Kitab n muhataplar n n daha çok kamuda görev alaca öngörüsüyle kitab n geri kalan k sm, kamu eti i ad verilen, daha çok kamu görevlilerinin ahlaki davran fl standartlar yla ilgili bir meslek eti i dal na e iliyor. Kamu görevlilerinin ahlak n n bir sorun haline gelifli ve bu alandaki sorunlar üçüncü ünitede yer al yor. Dördüncü ünite, ahlak ve kamu eti i düflüncesinin zorunlu kesiflim noktas insan haklar düflüncesini, yine muhataplar n n özgün durumunu dikkate alarak adil yarg lanma hakk na a rl k vermek suretiyle iflliyor. Nihayet son iki ünite, kamu eti i alan ndaki hukuki düzenlemelere yer veriyor. Bu çerçevede beflinci ünitede etik mevzuat, alt nc ünitede ise mevzuatla getirilmifl kamu görevlilerinin etik davran fl ilkeleri ele al n yor. Ünitelerin bafl nda belirlenen Amaçlar m z ile o ünitenin amac ortaya konulmaktad r. Her ünitenin bafl nda Anahtar Kavramlar ile ünitenin içindeki önemli kavramlar n dikkatinizi çekmesi amaçlanmaktad r. Ünite içinde yer alan aç k uçlu S ra Sizde çal flmalar ile ünitede edindi iniz bilgileri kendi kendinize de erlendirmeniz ve tart flman z beklenmektedir. Ünitenin sonunda yer alan Okuma Parças, konuyu farkl bir flekilde ele alan yazarlar n görüflleriyle tan flman z sa layarak, yeni yaklafl m olanaklar n de erlendirmenizi sa layacakt r. Kendimizi S nayal m ile de, ifllenen konuyu kavray p kavramad n z anlaman z amaçlanmaktad r. Editör Yrd.Doç.Dr. Elif UZUN

1ADALET MESLEK ET Amaçlar m z Bu üniteyi tamamlad ktan sonra; Ahlâk ve etik kavramlar n tan mlayabilecek; Eti in temel sorunlar n tart flabilecek bilgi ve beceriler kazanabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Ahlâk De er Erdem Etik Evrensellik Faydac l k Görelilik Haz rade özgürlü ü yi Mutluluk Nesnellik Özgürlük Öznellik Pratik ak l çindekiler Adalet Meslek Eti i Etik: Kavramsal Temeller AHLÂK AHLÂK VE ET K AHLÂK SORUMLULUK: ÖZGÜRLÜK, ÖZNELL K VE GÖREL L K AHLÂK EYLEM N GAYES : Y N N GERÇEKLEfiT R LMES

Etik: Kavramsal Temeller AHLÂK Ahlâk n Konusu Ahlâk, hiç yabanc s olmad m z, gündelik hayatta s kça duydu umuz, kulland - m z bir sözcük. Belki flöyle demek daha do ru: Gündelik hayatta s kça duydu- umuz ve kulland m z sözcük, ahlâk de il de, ahlâks z veya ahlâks zl k. Zira ahlâkla ilgili düflüncelerimizi ço u zaman harekete geçiren, ahlâks zl k yahut ahlâka ayk r l k olarak kabul etti imiz eylemlerdir. Son cümlenin, son sözcü üyle devam edelim: eylem. Ahlâk(s zl k), bir eylemin, bir insan eyleminin niteli i olarak kullan l r. Nesneler, olaylar, durumlar; ahlâka uygun veya ahlâka ayk r olarak nitelenemez. Ayn flekilde hayvanlar n hareketleri de ahlâkla ilgili de ildir. Ahlâka uygun veya ahlâka ayk r olan, ancak ve ancak insan eylemleridir. Burada bir sözcük tercihine dikkat etmek gerekiyor: nsan eylemlerinden bahsediyoruz. Her ne kadar bu kitapta gündelik dilin kullan m esnekli iyle sürekli olarak bu tercihi ortaya koymayacaksak da, insanlar n her türlü hareket veya davran fl n n ahlâkla ilgisinin kurulmad n belirtmek üzere, insan eylemlerine iflaret ediyoruz. Zira uykusunda horlayan birisi, ne kadar çok kifliyi rahats z ederse etsin, s rf horlad için ahlâka ayk r davranm fl olmaz. En fazla, horlad n n ve baflka insanlar rahats z etti inin fark nda oldu u halde, tedavi olmak için hiçbir çaba sarf etmemesini ahlâka ayk r l k olarak niteleriz. Öyleyse ahlâka uygun veya ayk r olabilen fley, insanlar n bilinçli, iradi (istençli), isteyerek yapt klar davran fllar olarak, eylemdir. Ahlâk n konusu, insanlar n bilinçli eylemleridir. Ahlâk Sözcü ünün Kullan mlar Ahlâk n konusunun eylemler oldu unu söyledik, ancak ne oldu unu henüz söylemedik. Bunu söylemek zor, zira ahlâk sözcü ünün anlam, ancak ba lam içerisinde ortaya ç kabiliyor. Üstelik bu kelimeden türetilmifl ahlâkî, ahlâks z, ahlâka ayk r, ahlâka uygun, gayr ahlâkî, ahlâk d fl, ahlâkl l k gibi sözcük ve ifadeler ile ahlâk sözcü üne verece imiz tek bir tan m aras nda sa l kl bir iliflki kurulamayabilir. Dolay s yla farkl ba lamlarda ahlâk sözcü ünün hangi anlamlarda kullan l - yor olabilece ine bakmam z gerekiyor. Önce ilk verdi imiz kullan ma, ahlâks z kelimesine bakal m. Her ne kadar ahlâk n konusunun eylemler oldu unu söylemiflsek de, ahlâks z sözcü ü kiflilere yüklenen bir niteliktir. Bir kifliyi ahlâks z olarak nitelemekle, uyulmas gerekti ini

4 Adalet Meslek Eti i Erdem: Ahlâken de erli görülen bir durumun gerçeklefltirilmesi için kiflinin sahip olmas gereken yetenek, beceri kapasite ve yeterliliklerdir. Erdem, kiflilik özelli idir. Ama bu özellik, ancak eylemler vas tas yla görünür hale gelir. düflündü ümüz baz kurallara uymadan hareket etmeyi al flkanl k haline getirmifl olmay kastederiz. Ahlâks z, baz durumlarda, kötü huylulu a da gönderme yapar. Ahlâks z, anlam itibariyle muhatab hakk nda bizde olumsuz düflünceler uyand r r. Ahlâks z sözcü ünün bu kullan m, yap s itibariyle, bir yoksunluk belirtir: ahlâk yoksunlu u. Bu yoksunluk ifade etmesi aç s ndan düflündü ümüzde, ahlâks z sözcü ünün varsayd ahlâk, öncelikle, kiflili e, karaktere, huya gönderme yapar. Öyleyse ahlâks z; kötü huylu, kötü karakterli, zay f kiflilikli anlam na gelirken, ahlâk, yahut ahlâka sahip olmak, ahlâkl olmak; iyi huylulu a, dürüstlü e, iyi karakterli olmaya, sa lam kiflili e iflaret eder. Güzel ahlâk ve karfl t olarak kötü ahlâk sahibi olmak da, ayn anlam çerçevesine dahildir. Öyleyse ahlâk sözcü üyle ilgili ilk olarak, karaktere veya kiflili e gönderme yapan bir anlam tespit edebiliriz. Bu anlam n, erdem veya fazilet dedi imiz kavramlarla yak ndan iliflkili oldu u aç kt r. Bu kullan m yla ahlâkl veya güzel ahlâk sahibi insan, erdemli insand r. Mesela, dürüst, öfkesine hakim olabilen, iyiliksever, yard msever vb. bir kiflidir. Ahlâks z veya kötü ahlâk sahibi insan ise, bu erdemlerden yoksun olan insand r. Yani yalan söyleyen, öfkesine hakim olamayan, baflkalar na iyilik yapmayan, ihtiyac olanlara yard m etmeyen vb. bir kifli. fiimdi bu kullan mda yer alan iki noktan n alt n çizmemiz gerekiyor. Birincisi, uyulmas gerekti i düflünülen baz kurallar ; ikincisi ise, bir kiflilik özelli i olsa bile, erdemlerin eylem olmadan tan mlanamamas. Uyulmas gerekti i düflünülen baz kurallar düflüncesi, ahlâka ayk r (gayr ahlâkî, ahlâka mu ayir) ifadesini kulland m zda aç k bir flekilde ortaya ç kar. Bir eylemin ahlâka ayk r oldu unu söylemek, ahlâk ad verilen, uyulmas gerekti ini düflündü ümüz baz kurallar bütününe ayk r davran ld n söylemektir. Ahlâka ayk r ifadesinin karfl t olarak gündelik dilde, ahlâka uygun luktan çok, ahlâkîlik i kullan r z. Bir eylemin ahlâkî olmas, o eylemin ahlâk ad verilen, uyulmas gerekti ini düflündü ümüz baz kurallar bütününe uygun olmas d r. Erdemlerin eylem olmadan tan mlanamamas ise, erdem sözcü ünün eylemlerle ve eyleme kabiliyetiyle, potansiyeliyle ilgili olmas d r. Öyleyse bir kiflinin erdemlere gönderme yaparak ahlâks z oldu unu söylemek, onun sar saçl veya yeflil gözlü oldu unu söylemekten farkl d r. Bir kiflinin dürüst oldu unu söyleyebilmek için, ama bunu gerçekten söyleyebilmek için, o kiflinin o güne kadar flahit olunan kayda de er bir yalan söyleme eylemine flahit olunmam fl olmal d r. Üstelik dürüst oldu una kanaat getirmeye yetecek kadar say da eylemine flahit olunmufl olmal d r. Basit bir meselede do ruyu söylemifl olmak veya dürüst görünmek kifliyi dürüst yapmaz. Herhangi bir eylemine flahit olmad n z bir kiflinin yalanc oldu unu söyleyemezsiniz, ama dürüst oldu unu da söyleyemezsiniz. Dürüst olmak için, dürüst davranm fl olmak gerekir. Öyleyse kiflilik niteli i olarak kullan ld durumda bile, ahlâk sözcü ünün eylemi konu edindi i söyleyebiliriz. Ayn zamanda ahlâk, yukar daki kullan mlarda, eylemin varolan bir kurala uymas yla ilgilidir. Ahlâk sözcü ü, bir toplum, grup veya kurumla iliflkilendirilerek de kullan l r. Burjuva ahlâk veya köle ahlâk, H ristiyan ahlâk veya slam ahlâk, Alman ahlâk veya Türk ahlâk, Avrupa ahlâk veya Ortado u ahlâk gibi kullan mlar, ahlâk sözcü ünün iliflkilendirildi i toplum, grup veya kurumun davran fl kurallar bütününe gönderme yapar. Ahlâk eylemlerle ilgilidir, davran fl kurallar d r; ama her türlü eylemle ve bütün davran fl kurallar yla ilgili olarak ahlâk sözcü ünü kullanmaktan kaç n r z. Bir toplumda geçerli olan pek çok davran fl kural vard r. Ahlâk sözcü ünü çok genifl bir

1. Ünite - Etik: Kavramsal Temeller 5 anlamda ele al rsak, bütün davran fl kurallar na ahlâk demek mümkündür. Ama bir ülkenin hukuk sisteminde geçerli olan bir hukuk normuna ahlâk kural dersek veya o toplumun ahlâk ndan bahsederken hukuk normlar n da ahlâka katarsak, yad rgan r z. Öyleyse ahlâk sözcü ünü, kurumlaflm fl ve devlet deste ini alm fl kurallar olarak hukuktan, daha çok baz ritüelleri, törensel nitelikli eylemleri iflaret etmek anlam nda geleneklerden ayr bir anlamda kullan yoruz. Bu noktaya tekrar dönece iz. Bu örneklerden anlad m za göre, ahlâk sözcü ünün betimsel ve normatif anlam tafl yan iki kullan m vard r. Birincisi, özellikle toplum veya gruplarla ilgili oldu unda, varolan davran fl kurallar na gönderme yapar. Bir toplumun ahlâk ndan bahsederken, uyulmas gereken kurallardan de il, uyulmakta olan kurallardan bahsederiz. Bu nedenle böyle bir kullan m, tasvir etme ifllevine sahip olmak anlam nda betimseldir. kincisinde ise, uyulmas gereken kurallar düflüncesi vard r. Bu anlam yla ahlâk, insanlara uyma talebinde bulunmak anlam nda kullan l r, dolay - s yla da normatiftir. Kullan mla ilgili tart flmam z, ahlâk sözcü ünü normatif anlamda kullanmakla ne yapt m z ortaya koyarak bitirelim. Normatif anlamda ahlâk n, uyulmas gereken davran fl kurallar anlam na geldi ini söyledik. Bir eylemin ahlâka uygun olmas yla, ahlâk kurallar na uygun olmas n kastederiz. Ancak ahlâkî olmak, sadece kurala uygun olmakla aç klanmaz. Ahlâka uygun eylem do ru, uygun olmayan yanl fl olarak nitelenmifl olurken, ayn zamanda, ahlâkî eylemin iyiye yöneldi ini, ahlâka ayk r eylemin de kötüye yöneldi i söylemifl oluruz. Dolay s yla ahlâk kurallar, do ru ve iyiye yönelmifl eylemi talep eden kurallard r. Ahlâkî nitelemenin bu özelli i, ahlâk kurallar n di er davran fl kurallar ndan ay ran en önemli yönüdür. Sözgelimi yukar da, her ikisi de davran fl kural olmas na ra men ahlâk kurallar ndan bahsederken hukuk kurallar n kastetmedi imizi belirtmifltik. flte bunun en büyük nedeni, hukuk kurallar na uygun bir eylemin, en az ndan s rf hukuka uygun olmak nedeniyle ahlâkî anlamda iyi olarak nitelendirilemeyece idir. Bir eylem hukuka, geleneklere, moda kurallar na vs uydu u için do ru olmaz. Yahut farkl bir ifadeyle, ahlâka uygunlukla kastedilen do ru olma, kendine özgü bir do ru olmad r. Bu noktay afla daki bafll k alt nda biraz daha açaca z. Pratik Ak l ve Ahlâkî Düflünüfl nsan ak l sahibi bir varl kt r ve flüphesiz ak l sahibi olmak, onu di er varl klardan ay - ran en önemli özelliktir. nsan, akl sayesinde nesneleri ve olgular seyretmekle kalmaz, onlar karfl laflt r r, birbirleriyle ba lant land r r. nsan yine akl sayesinde karfl - laflt rma ve ba lant land rman n yan nda projeler yapar, bu projelere uygun araçlar tasarlar. Do a yasalar ndan tamamen ba ms zlaflamasa da, kendini tümden do an n ak fl na b rakmaz, do ay de ifltirmeye çal fl r. Filozoflar öteden beri, insan akl n n iki yönünü birbirinden ay rm flt r. Bunlar n birincisi teorik ak l olarak isimlendirilir ve nesne ve olgular seyretmeye, karfl laflt rmaya ve ba lant land rmaya karfl l k gelir. Teorik ak l, nesneler ve olgular üzerine düflünür. Neye inan lmas gerekti ine karar verir. Bunun yan nda pratik ak l, ne yap lmas gerekti ine karar verir. Pratik ak l, amaçlar ve hedefler koyar, projeler üretir, bu amaç ve hedeflere nas l ulafl laca n belirler. Dolay s yla pratik ak l, eylemleri yönlendirir. nsan n her eylemi öncesinde pratik ak l devreye girer ve kifli fark nda olsun olmas n fiimdi ne yapmal y m? sorusuna verdi i yan ta göre eylemde bulunur. Ne yap lmas gerekti ine karar verilecek durum, bazen pratik akl n salt araçsal kullan m n gerektirir. Yani ortada belli bir hedef vard r ve bu hedefin gerçekleflmesi için hangi eylemin yap lmas gerekti ine karar verilecek- Ahlâk, iyiye yönelmifl eylemi gerektirir. Teorik ak l: Akl n, nesne ve olgular hakk nda neye inan lmas gerekti iyle ilgili yap lan düflünmeyi gerçeklefltiren yönü. Pratik ak l: Akl n eylemle ilgili düflünmeyi gerçeklefltiren, ne yap lmas gerekti ine karar veren yönü.

6 Adalet Meslek Eti i tir. Sözgelimi, bir elmay ikiye bölmek için yumrukla vurmak, makasla kesmek veya b çakla kesmek aras nda yap lacak tercih, salt araçsal ak l vas tas yla belirlenir. Ancak pratik ak l, nas l davran lmas gerekti ine iliflkin olarak farkl bir türde daha ifller. Buna pratik akl n ahlâkî yönü diyebiliriz. Bu yönüyle pratik ak l, de erler ve normlar türetir. Eylemleri bu de erler ve normlar çerçevesinde yönlendirir. Yukar da, ahlâk n kulland iyi ve do ru nitelemesinin, kendine özgü anlam oldu unu belirtmifltik. Bu kendine özgü anlam, elmay ikiye bölmek için belirlenecek do ru eylem ile yalan söylemenin do ru mu yanl fl m oldu u hakk nda verilecek karar aras ndaki farkta ortaya ç kar. Ayn flekilde iyi b çak nitelemesi ile iyi insan nitelemesi birbirinden farkl d r. Öyleyse, pratik akl n genel olarak iki tür yarg da bulundu unu söyleyebiliriz: Konusuna de er yükleyen de er yarg lar ile yap lmas gereken bir eyleme iflaret eden yükümlülük yarg lar. Bu yarg lar n da, ahlâkî olan ve olmayan iki yönü bulunur. Söz konusu yarg lar, Frankena n n (2007: 30-31) tablosundaki örneklerde yapaca m z küçük de iflikliklerle afla daki gibi gösterebiliriz: Ahlâkî de er yarg lar Tekil yarg örnekleri: Genel yarg örnekleri: a. Dedem iyi bir insand. a. yi niyetlilik bir erdemdir. DE ER YARGILARI Ahlâkî olmayan de er yarg lar Tekil yarg örnekleri: Genel yarg örnekleri: a. Bu, iyi bir arabad r. a. Haz, kendi bafl na iyidir. b.yapt fleyden sorumludur. b. K skançl k utan lacak bir fleydir. b. Zebercet in iyi bir yaflam olmad. b. Demokrasi en iyi yönetim fleklidir. c.cezaland r lmay hak ediyorsun. d.karakteri takdire de er. c. Böyle bir dikkatsizli i ba fllayabilecek bir insan evliyad r. d. yi insan, sahtekarl k yapmaz ya da çalmaz. e. Niyeti iyiydi. Ahlâkî yükümlülük yarg lar Tekil yarg örnekleri (terimlerin ahlâkî anlamlar yla kullan ld varsay larak): a. fiu anda, hapisten kaçmamam gerekir. b. Bir görev adam olman gerekir. YÜKÜMLÜLÜK YARGILARI Genel yarg örnekleri: a. Sözleflmelere uymam z gerekir. b. Sevgi, ahlâk yasas n n yerine getirilmesidir. c. Yapt fley yanl flt. c. Özgürlük her insan n hakk d r. Ahlâkî olmayan yükümlülük yarg lar Tekil yarg örnekleri: a. Yeni bir tak m elbise alman gerekiyor. b. Bu konsere mutlaka gitmelisin. Genel yarg örnekleri: a. Kitapl k kurarken, kifli çivi kullanmal, yap flkan bant de il. b. Kaleciyle karfl karfl ya kalm flken yap lacak do ru fley kaleye flut atmakt r.

1. Ünite - Etik: Kavramsal Temeller Ahlâk ve Toplum Buraya kadar yapt m z tart flmadan, ahlâk n de er yarg lar içeren, iyiye yönelmifl davran fl kurallar olarak belirlenebilece i sonucuna varmak mümkün. Ancak halen aç kl a kavuflturulmas gereken bir nokta bulunuyor: Kurallar n kayna veya koyucusu sorunu. Öncelikle ahlâk n do adan ve olgudan kaynaklanmad n söylemeliyiz. Ahlâk beflerîdir. nsan ürünüdür. Do ada ahlâk olmaz; do an n ahlâk olmaz. Do an n yasalar vard r. E er mecazi olarak suyun ahlâk ndan bahsetseydik, bunun anlam, mesela buharlaflmakla ahlâk na uygun davranmas olurdu. Ama suyun ahlâks zl - ndan bahsetmek, tamamen fliirsel (poetik) bir ifadedir. Su, mecazi anlamda bile ahlâks zl k yapamaz. Olgular bizatihi de er yaratmaz. Yafll bir insan n varl, kendisine yard m edilmesini do al olarak gerektirmez. Karn n doyurmak için sürekli baflkalar n öldüren bir aslan, ahlâks z de ildir. E er insan n de erlendirme özelli i, yani ahlâkî yönü veya boyutu olmasayd, bir insan n bugün vahflet kabul etti imiz herhangi bir eyleminin vahflet oldu unu söyleme imkan olmayacakt. Dolay s yla, ahlâk, insan n ürünüdür ve insana ba l d r. Ne var ki ahlâk n befleri olmas, insan ürünü olmas, toplumsall ktan ayr düflünülemez. Hepimiz, ad nas l konmufl olursa olsun, uyulmas gereken kurallar bütünü olarak ahlâk, do makla kat ld m z toplumda haz r buluruz. Hatta dahil oldu umuz toplumsal gruplar de ifltikçe, yeni ahlâklarla tan fl r z. Ailenin ahlâk ndan kopan çocuk, soka n ahlâk yla ve ö rencilerin ahlâk yla tan fl r. Sonra dahil oldu u meslek grubunun, kendine ait bir ahlâk vard r. Suç iflleyip de hapishaneye düflerse, mahkumlar n ahlâk n tan ma imkan bulur. Her grubun kendine has ama üyelerinden ba ms z oluflturulmufl bir ahlâk vard r. Ahlâkla ilk olarak çocuklukta tan fl l r. Uzunca bir süre, neyin do ru neyin yanl fl oldu u ö renilir. Baz de er yarg lar n reddetmifl bile olsa, çocuk, de erlendirme sistemini ö renmifltir. Bu gerçek, ahlâk n toplumsal, topluma ba l oldu unu, ahlâk kurallar n n toplum taraf ndan belirlendi ini söylemek için oldukça güçlü bir nedendir. Ama ö retilen de er yarg lar n reddetme imkan daima vard r. Ço umuz, toplumun ahlâkî yarg lar ndan zaman zaman flikayet etmiflizdir. Belli bir olgunluk seviyesine erifltikten sonra, toplumdan ö rendi imiz ahlâkî yarg lar kendi içimizde sorgular, de erlendirir ve de erlendirmemize göre farkl bir ahlâkî yarg ya tutunabiliriz. Herkesin yaflad bu deneyim ise, ahlâk n bireyin kendi koydu u kurallar oldu unu düflündürür. Ne var ki hiçbir zaman ahlâkî yarg lar m z bizzat kendimizin mi oluflturdu u yoksa toplumun küçüklükten bilinçalt m za kaz d inançlar m oldu u konusunda kesin bir karar veremeyiz. Üstelik, ahlâk n bireysel oldu unu savunurken, pek çok ahlâkî konuda pek çok kifliyle anlaflabilmek tuhaft r. Dolay s yla pek çok konuda toplumsal mutabakat n sa lanm fl olmas, bireysellik ile toplumsall k aras nda karar vermeyi güçlefltirir. Bu konuda kesin bir karar veremesek bile, en az ndan flunu söyleyebiliriz: Ahlâkî yarg lar öncelikle toplumdan ö renilir. Bu durumda ahlâk d flar dad r. Ama bir eylemin ahlâkî bir eylem olmas, iyiye yönelmeye ve isteyerek yapmaya ba l ise, kiflinin derin bir düflünme yapmaks z n kabullendi i ve yöneldi i hedefin iyili i konusunda hiç düflünmedi i bir eylem standard, zaten ahlâkî de ildir. Do ada yasalar vard r; olgular ve nesneler yasalara tabidir. Ahlâk, insan ürünüdür, insan taraf ndan yarat lm flt r. 7

8 Adalet Meslek Eti i Etik düflünme, sadece filozoflara ait de ildir. Ne yapmal y m sorusunun soruldu u bir durumda, herkes etik düflünme gerçeklefltirmek durumundad r. AHLÂK VE ET K Bir önceki bölümü, tümüyle ahlâka ay rd k ve ahlâk hakk nda konufltuk. Halbuki kitab m z n bafll nda yer alan ve gündelik dilde yukar da de indi imiz anlamlara karfl l k gelen bir sözcük daha vard r: etik. Eflanlaml gibi kullan lan bu iki sözcü ü, etimolojileriyle ve yukar da anlatt klar m z da bir anlamda özetleyecek flekilde k saca ele alal m: Etik sözcü ünün kökeni, Yunanca bir sözcük olan ethos tur. Yunancada ethos, ikili bir anlam yap s na sahiptir. Birincisinde al flkanl k, töre, görenek gibi sözcükleri iflaret eder; ikincisinde ise toplumda haz r buldu u töre, al flkanl k ve görenekleri aynen uygulamay p, bunlar n üzerine düflünerek, sorgulayarak, elefltirerek içsellefltirme ve bunu kiflili- in belirleyici özelli i haline getirme anlam na gelir. Ayn flekilde, Latince ortak kökenli bat dillerindeki ve zaman zaman Türkçe kullan m yla da karfl laflt m z moral sözcü ü ikili bir anlam yap s na sahiptir. Eski Latincedeki mos (ço ulu mores) sözcü ünden türetilen moral, öncelikle belirli bir insan toplulu unda, bu insan toplulu unun üyelerinin birbirleriyle iliflkilerini belirleyen eylem modellerini veya normlar n ifade eder. kinci olarak ise bu normlarla ba l olman n, kifli aç s ndan bir kiflilik meselesi oluflunu yans t r. Nitekim aslen Arapça hulk sözcü ünün ço ulu olan ahlâk da, huy, seciye, tabiat, f trat, yarat l fl anlamlar na gelir. Görüldü ü üzere, kökleri itibariyle etik, moral ve ahlâk sözcükleri, temel olarak ikili bir anlama sahiptir ve bu flekilde ele al nd klar nda neredeyse efl anlaml olarak da kabul edilebilirler. Bununla birlikte, zaman içerisinde konuya iliflkin literatürde bu sözcüklerin daha belirgin içerikleri olan terimler haline getirilmesine yönelik tart flma ve çabalara da tan k oluruz. Bu ba lamda, etik sözcü ünün, ahlâk felsefesi anlam na gelmek üzere kullan lmas n n uygun oldu u söylenebilir. Ahlâk ise, insan eylemlerinin do ru ve yanl fl gibi de er ölçüleriyle ifade edilmesini mümkün k lan yarg, tutum, davran fl, ilke ve kurallard r. Dolay s yla, etik, ahlâk konu edinen bir derin düflünme faaliyetidir. Ahlâk, eylem taleplerini kiflilere yöneltmifl görünüyorsa da, hepimizin, ahlâk bir kurum olarak haz r buldu umuzu belirtmifltik. Ne var ki, ahlâk ve di er toplumsal normlar n bizim varl m z önceleyifli, bireyler olarak eylemde bulunurken, bu eylemlerin do ru veya yanl fl oldu u konusunda de erlendirme yapmam z engellemez. Böyle bir de erlendirme, tam da yukar daki tan ma uygun flekliyle, ahlâk felsefesi alan na girmek veya etik eylemde bulunmak demektir. Bütün bir etik tarihi, bir eyleme ne zaman do ru ne zaman yanl fl demek gerekti i sorunuyla biçimlenmifltir. Öyleyse, eti in temel sorununun, Ne yapmal y m? sorusunun cevab n vermek oldu unu söyleyebiliriz. Etik tarihi demekle, her ne kadar nispeten kurumlaflm fl ve somutlaflm fl felsefi bir disipline gönderme yap yor gözüksek de, esasen, eylem öncesinde eyleminin do rulu u konusunda yetkin düflünceye yönelen ve böylece ahlâkî özne olan her bir birey, bu konudaki tefekkürüyle etik bir eylem gerçeklefltirmifl olur. Bu belirlemenin aç kça gösterdi i bir nokta, etik eylemin bir felsefe uzmanl na ba lanm fl olmad d r. Baflka bir flekilde ifade edecek olursak, buraya kadar yapt m z tart flma, felsefe tarihine geçecek, halis bir felsefi düflünme prati i olmayabilir; ama yapt m z, etiktir. Sadece burada de il, zaman zaman gündelik hayat m zda ahlâk n ne oldu unu sorgulad m z, ahlâkî yarg lar m z n nas l do ru olabilece ini gelifligüzel de il, ciddi argümanlarla tart flt m z, baflkalar n n ahlâkî tutum veya görüfllerini bir ahlâk sistemi aç s ndan elefltirdi imiz her an yap lan, etik düflünme faaliyetidir. Filozoflar ve felsefecilerin fark, bu prati i daha fazla argümanla, daha sistematik bir flekilde yapmalar ; argümanlar n ço unca yaz ya geçirmeleridir.

1. Ünite - Etik: Kavramsal Temeller 9 Bir eylemin ahlâken do ru olmas n toplumun ahlâk na uygun olmaya SIRA ba layan S ZDE bir görüfl tutarl olabilir mi?tart fl n z. AHLÂK SORUMLULUK: ÖZGÜRLÜK, ÖZNELL K DÜfiÜNEL M VE GÖREL L K Ahlâk n iyi yi gerçeklefltirmeye yönelmifl, kurall ve istençli eylem S ORU kurallar oldu- unu belirtmifltik. Ahlâkî yarg lar, baz eylemleri do ru baz lar n yanl fl, baz insanlar iyi baz lar n kötü olarak niteler. Ahlâk, ahlâkî kural ve ilkelere uyulmas gerekti ini söyler. Dolay s yla ahlâk n dili, olgular ve nesneleri betimlerken kullan- D KKAT d m z dilden farkl d r. Ahlâk n dili, di er normatif sistemlerin dili gibi, yasaklar, izin verir veya buyurur. Çalmamal s n! der, Kullanabilirsin! der SIRA veya S ZDE Yard m etmelisin! der. Böyle bir ahlâk kural n n varl na inan ld anda, kurala uymayan eylemin sahibini elefltirebilece imizi, k nayabilece imizi, ay playabilece imizi biliriz. flte bu durumda, kiflinin ahlâken sorumlu oldu unu söylemifl oluyoruz. nsan n ahlâken sorumlu olmas, önündeki eylem seçenekleri aras nda tercih yapabilece ini, bu tercihin bizzat kendisine ait oldu unu ve eylemin ahlâka uygun K T A P kabul edilebilmesi için, ahlâk dikkate alarak, ahlâka uygun hareket etmesi gerekti i anlam na gelir. Dolay s yla sorumluluk, insan n iradesini kullanmakta özgür oldu unu varsayar. Ne var ki günlük hayatta ço unca tart flmaks z n benimsedi imiz TELEV ZYON bu düflünce, filozoflar n çözmeye çal flt zor bir sorunu temsil eder. SIRA S ZDE DÜfiÜNEL M SORU Ahlâk n dili normatiftir: Yasaklar, izin verir, D KKAT buyurur. SIRA S ZDE AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ 1 K T A P TELEV ZYON Baz fleyler kesinlikle kontrolünüz d fl ndad r. Siz do madan geçmiflte olanlar, içinde yaflad n z evren -bunlarda hiçbir flekilde size b rak lm fl bir fley yoktur. T pk bizatihi sahip oldu unuz pek çok özelli in de kontrolünüz d fl nda oldu u gibi -insan NTERNET olman z ve dolay s yla da ölecek olman z, göz renginiz, etraf n zda olup bitenlerle ilgili inand n z fleylere neden olan deneyimleriniz, hatta flu anda sahip oldu unuz arzu ve duygular n z. Fakat baz fleyler vard r ki, onlar kontrol edebilirsiniz. Bunlar, sizin halihaz rdaki ve gelecekteki eylemlerinizdir. Önünüzdeki birkaç saati eve gidip kitap okuyarak m yoksa sinemaya giderek mi geçirece iniz; bu y l tatil için nereye gidece iniz; bir sonraki seçimlerde oy kullan p kullanmayaca n z ve kullanacaksan z kime oy ataca n z; bir büroda çal flmaya devam m edece iniz yoksa istifa edip yazarl k kariyerinde mi flans n z deneyece iniz -iflte bunlar kontrol edebilirsiniz. Kontrol edebilirsiniz zira sizin kas tl eylemlerinizden oluflur veya kas tl eylemlerinize dayan rlar -bu eylemleri yap p yapmamak size kalm flt r. Normal, ak l sa l na sahip bir yetiflkin olarak nas l hareket edece iniz, do adaki olaylar n veya di er insanlar n size dayatt bir fley de ildir. Kendi eylemleriniz söz konusu oldu unda, iflin bafl nda siz vars n zd r. Hangi eylemde bulunaca m z kontrol ediyor oldu umuz -eylemlerimizin bize kalm fll - düflüncesi, herkesin paylaflt bir düflüncedir. Düflünüflümüzün sabit ve temel bir özelli idir, ve herkes bu düflünceyi kabul edebilir. Ve ayr ca, karfl koyulamaz bir düflüncedir bu. Felsefe yaparken ne kadar flüpheci olursak olal m, gündelik hayata döndü ümüzde, nas l hareket edece imizin bize ait bir mesele oldu unu düflünmeye devam ederiz. Nas l hareket edece imizi kontrol ediyor oldu umuzu düflünmek, k smen, hayat oldukça de erli bir fley olarak görmeyi mümkün k lar. Ancak ve ancak eylemlerimizi yönlendirebiliyor ve kontrol edebiliyor oldu umuz müddetçe hayatlar m z gerçekten kendi baflar veya baflar s zl m z olabilir. Hayat m z bu flekilde bizim olur; sadece hofllan lan veya katlan lan de il, bizzat kendimiz için yönlendirdi imiz ve yapt m z bir fley. NTERNET

10 Adalet Meslek Eti i Veya, biz öyle düflünüyoruz. Eylemlerimizin kontrolü gerçekten de bizde mi? Geçmiflte olanlar, evrenin do as ve hatta inançlar m z ve duygular m z bizim elimizde de- ilken, nas l hareket edece imiz gerçekten bize mi kalm flt r? flte bu, hangi eylemde bulunaca m z kontrol edip edemedi imiz ve söz konusu kontrolün mahiyeti sorunu, filozoflar n irade özgürlü ü sorunu dedi i fleydir. (Pink 2004: 1-2) Belirlenimcilik: nsan eylemlerinin, aynen do a olaylar ndaki gibi do al süreçlerle belirlendi ini savunan görüfl. Öznelcilik: Ahlâkî yarg lar n kiflilerin duygular na ba l oldu u, salt o kifliye ait olmas nedeniyle do ru veya yanl fl olamayaca n söyleyen görüfl. nsan n iradesini kullanmakta özgür oldu u düflüncesinin karfl s nda belirlenim (determinasyon) düflüncesi yer al r. Belirlenimcilik, insan eylemlerini do al olaylar olarak aç klar; yani yüksekten b rak lan bir nesnenin yere düflmesi nas l aç klan yorsa, insan eylemleri de ayn flekilde aç klan r. Yüksekten b rak lan bir nesne, nesnenin a rl, yerçekimi gibi do al nedenler sonucu yere düfler. nsan eylemleri de, insan n etraf ndaki olaylara, sinirler ve beynin fizyolojik yap s çerçevesindeki tepkilerden ibarettir. Belirlenim düflüncesine göre, evrende do al bir neden olmadan hiçbir fley gerçekleflmez. nsanlar do al dünyan n bir parças d rlar; insan n her edimi ya da karar, do al olaylar n bir türünden baflka bir fley de ildir; dolay s yla onun da bir nedeni vard r (Honer vd. 2003: 226). nsan n gerçekten özgür olup olmad konusunda karar vermek oldukça zordur. Zira, bir yandan yapt klar m za sahip oldu umuzu düflünür, özellikle bize zarar veren eylemler nedeniyle baflkalar n sorumlu tutar z; di er yandan yap l p edilenlerin arkas nda, eylemlerin belirleyicisi olarak gördü ümüz nedenler arar z, özellikle de ahlâken yanl fl bir eylemi mazur göstermek istedi imiz zamanlarda. Çocuklu unda ailesinden fliddet görmüfl bir kiflinin yetiflkinli indeki baz eylemleri çocukluk deneyimlerine ba lanabiliyorsa, özgür irade iddias n sürdürmek zorlaflacakt r. Özgür iradenin ahlâkî sorumlulukla iliflkilendirilmesi, insan özgürdür önermesinin nsan nedir? sorusunun yan t olarak verildi ini de hat rlatmal d r. nsan nedir? sorusuna verilecek tek yan t insan n özgür oldu u de ildir ve e er bu sorunun yan t nda, insan n bencil, sald rgan vb oldu u gösterilebilirse, sahip oldu umuz ahlâkî yarg lar n içeri i, salt özgürlükle iliflkilendirilemeyecektir. nsan n ahlâkî yarg larda bulunma konusunda özgür olmas, etik tart flmalarda de il ama gündelik tart flmalarda baflka bir anlamda daha kullan l r. Bu flekliyle ahlâkî yarg lar n her bir bireye has oldu u savunulur. nsan madem özgürdür, ahlâkî yarg larda bulunma konusunda herhangi bir kifliye, kuruma, otoriteye, ölçüte vs ba l de ildir ve kendi ahlâkî görüflünü oluflturabilir. Dolay s yla kiflinin ahlâkî yarg lar n n elefltirilmesi olanaks z hale gelir, zira elefltirinin karfl l, Ahlâkî yarg larda bulunmada özgürüm, beni yarg layamazs n! olacakt r. Öznelcilik dedi imiz bu görüfl, ahlâken elefltiriden kaçmak istendi inde s kl kla baflvurulan bir argümand r. Ne var ki özgürlük düflüncesi üzerinde yap lacak derin bir düflünme, özgürlü- ün öznelcili in gerekçesi olamayaca n rahatl kla gösterecektir. Çünkü ahlâkî eylemin ancak özgürlükle mümkün olmas, her türlü ahlâkî de er yarg s n n özgürlü e ba lanmas anlam na gelir ki bu da, bizatihi özgürlü ün de erli olmas sonucunu do urur. Bu düflünce, tek tek kiflilerin özgürlü ünün yan nda hatta ondan daha önce, genel olarak özgürlü ü de erli k lar. Dolay s yla kiflinin kendi özgürlü- ünü de erli görebilmesi, di er insanlar n özgürlü ünü de erli görmesine ba l d r. Kiflinin baflkalar n n özgürlü ünü de erli görmesi, özgürce yapt tercihlerde, baflkalar n n özgürlü ünü gözetece i anlam na gelir. Özgürlü ünü kullanarak ahlâk kural koyarken, baflkalar n n özgürlü ünü de sa layacak bir kural koyacakt r. Böylece ahlâkî eylemin koflulu olarak özgürlük, baflkalar n n özgürlü ünü gözetme anlam na gelecek; herkesin ahlâkî yarg da bulunma özgürlü ünün anlam, bi-

1. Ünite - Etik: Kavramsal Temeller reysellik ve di er insanlardan soyutlanm fll k olarak de il, baflkalar n n ahlâkî görüfllerini de dikkate almak olarak ortaya ç kacakt r. Herkesin kendine has ahlâkî yarg lar oldu u düflüncesi, aç kça veya örtük olarak flu iddiay da içerir veya içerebilir: Herkes kendine özgü ahlâkî yarg larda bulunmakta özgürdür ve bu ahlâkî yarg lar, yarg da bulunan için do rudur; yani herkes kendi do rusunu yarat r. Bu görüflün, özgürlük düflüncesiyle mümkün olan ahlâk anlay fl na uygun olmad n gösterdik, ancak e er öznelcilik yanl flsa, do ru olan nesnelliktir demek, baflka elefltirileri gündeme getiriyor. Zira nesnellik iddias nda bulunmak, en az ndan baz ahlâkî yarg lar n herkesin için do ru olmak zorunda oldu unu söyler. Bu iddiaya evrenselcilik ad alt nda da rastlamak mümkün. Nesnellik ve evrensellik, ahlâkî yarg lar n özelli i olarak ileri sürüldü ünde, flu söylenmifl oluyor: Kifliden kifliye, zamandan zamana, toplumdan topluma de iflebilen de er yarg lar ve ahlâkî yarg lar vard r. Ancak bunlar n hepsi ayn anda geçerli veya do ru olamaz. Baz ahlâkî yarg lar vard r ki, bunlar herkes için ahlâkî sorumluluk iddias nda bulunurlar. Nesnellik, evrensellik olarak dile getirildi inde, karfl s nda görelilik kavram n bulur. Özellikle kültürel görelilik olarak ortaya ç kan evrensellik elefltirisi, ahlâk kültürel bir ürün olarak görür. Dahas, kültürlerdeki de er yarg s farkl l n verili bir durum olarak kabul eder. Her kültürün kendine özgü koflullar içinde gelifltirdi i ahlâklar n her birinin ayn anda, kendi kültür çevreleri aç s ndan geçerli ve do ru oldu unu savunur. Böylece, bir kültürün ahlâk n n di er kültürün ahlâk yla karfl laflt r lmas, bir kültürün ahlâkî bak fl aç s yla di er kültürün yanl fl görülmesi mümkün de ildir. Kifli, kendi kültür çevresinin d fl ndaki kültürlerin ahlâkî yarg lar n n do ru oldu unu da kabul etmek zorunda de ildir. Kültürel görelilik düflüncesinin iddias, o kültür için, o ahlâkî yarg n n do ru oldu udur. Ayn yönde ben de, kendi kültür çevremde, baflka bir kültürün üretti i ahlâkî yarg y yanl fl kabul ederim. Çok insanî, kültüre sayg duyan ve özellikle uluslararas siyasetin kültür temelli savafllar nda zay f ülkeleri kollar görünümdeki bu düflünce, yine özgürlük düflüncesi karfl s nda zorlan r. Zira böyle bir düflünce, öncelikle, özgürlük düflüncesini yads m fl olur. Kiflinin ahlâkî kararlar n n mutlak belirleyicisi olarak, toplumun sahip oldu u ahlâk ön plana ç kar. De er yarg lar, kifli taraf ndan oluflturulmam fl, kültür taraf ndan ona haz r verilmifltir. Üstelik yap lmas gereken i ifade eden ahlâkî yarg lar, kültürel görelili e bu kadar sayg l davrand klar nda, toplumun genel ahlâkî yarg lar ndan ayr lmak isteyen kiflilerin bast r lmas n desteklemek zorunda kal rlar. Zira ahlâkî yarg lar n yap veya yapma fleklinde dile getirildikleri durumda, kültürel de erlerin bu kadar önemsenmesi, farkl davranan insan n yanl fl yapt anlam na gelecektir. Üstelik ahlâk hakk nda yarg da bulunan, yani etik düflünme faaliyeti yapan kifli, konumunu iyi belirlemelidir. Ahlâkî ve etik yarg lar, yarg - da bulunan n kiflili ine ba l d r; bu bak mdan kifli kendi özerkli inin fark na varmal d r; kiflinin özerkli i, di er insanlarla ve bir bütün olarak toplumla iliflkisini kesmek anlam na gelmez. Özerklikle kifli, kendi biricikli iyle özgürlü ünü birlefltirir ve kendi ahlâkî yarg lar n di er bütün ahlâkî yarg larla eflit konumda görür. Bu durumda ahlâkî yarg da bulunan kifli, di er insanlar ve toplumlar muhatap al r. Ortaya koydu u ahlâkî yarg, herkesin kabul etmesini bekledi imiz bir yarg - d r. Gündelik hayatta zaman zaman duydu umuz, Tabi bu benim ahlâkî görüflüm, senin için bir fley söyleyemem. ifadesi, ya çelifliktir ya da stratejik olarak tart flmadan kaçmay amaçlamaktad r. 11 Evrenselcilik: Baz ahlâkî yarg lar n herkes için geçerli oldu unu savunan görüfl. Kültürel görelilik: Ahlâkî yarg lar n kültürel temele sahip olmas nedeniyle karfl laflt r lamayacaklar n ve/veya farkl kültürlerde birbirleriyle çat flan ahlâkî yarg lar n ayn anda geçerli/do ru olabilmesi anlam na gelir. Kültürel görelilik, toplumu ahlâkî bir otorite haline getirir.

12 Adalet Meslek Eti i AHLÂK EYLEM N GAYES : Y N N GERÇEKLEfiT R LMES Ahlâkî eylem, iyiye yönelmifl eylemdir. Ancak iyiye yönelmifl olmakla bir eylemin ahlâkî olup olmad n belirleyebilece imizi, yukar da pratik akl n üretti i normatif yarg lar tablosunda gözlemlemifltik. Televizyonu çal flt rmak için, dü mesine basmal s n z. Ama buradaki gereklilik, ahlâkî bir gereklilik de ildir, çünkü iyi ye yönelmemifltir. Televizyonun dü mesine basma eyleminin, ahlâkî anlamda iyi veya do ru oldu unu da söyleyemeyiz; zira bu yönde ahlâkî oldu unu söyleyebilece imiz bir ödev yoktur. Bu bölümde, her türlü ahlâk kuram n n çözmesi gereken iyi sorununun ele al nma imkanlar n inceleyece iz. lk olarak, iyiyi eylemin sonuçlar n n, ulafl lacak hedefin iyi olmas çerçevesinde anlamland ran yaklafl mlara de inece iz. kinci olarak ise, bizatihi ahlâkî eylemin iyi olmas n merkeze alan görüflü ele alaca z. Mutlulukçuluk: Yaflam n anlam n mutlulukta bulan, insan eylemlerinin son ere i olarak mutlulu u gören ahlâk ö retisi, mutçuluk. Hazc l k: Duyusal hazlara ba lanan mutlulukçuluk. En Yüksek yi Olarak Mutluluk Ahlâkî eylem, iyiyi gerçeklefltirmeye yönelmifl eylemdir. Felsefe tarihinde iyinin ne oldu una iliflkin ortaya ç kan sorun, en yüksek iyi sorunu olarak adland r l r. Bu çerçevede yap lan tart flma, insan eyleminin neyi gerçeklefltirmesi gerekti iyle, insan n ahlâkî eylemiyle ulaflmaya çal flt veya ulaflmak zorunda oldu u en yüksek iyi hedefinin ne oldu uyla ilgilidir. Bir hedefe yönelmifllik aç s ndan, bu yönde ortaya konan felsefi görüfllere, amaçç, erekçi veya teleolojik adlar verilir. Ayn zamanda bu görüfller, eylemlerin sonuçlar n önemsediklerinden, sonuççudurlar. nsan n gerçeklefltirmesi gereken en yüksek iyinin ne oldu una dair bir görüfl, mutlulukçuluktur. Mutlulukçuluk, insan n en büyük hedefi, gayesi, ere i olarak mutlulu u belirler. Böylece insan eylemlerinin belirleyicisi, eylemin mutluluk sa lamas olmaktad r. nsan n do al olarak mutlu olmaya çal flt konusunda çok büyük bir fikir ayr l bulunmaz. Ama mutlu olman n ne demek oldu u, nas l sa lanaca, mutluluk türleri olup olmad ve sadece eylem sahibinin mi yoksa baflka insanlar n da mutlulu unun eyleme yön verip vermeyece i üzerinde hat r say l r bir görüfller çoklu u bulmak mümkündür. Mutlulu un ne oldu u yahut neyin insan mutlu etti i sorusunun bir yan t, haz d r. Hedonizm ad da verilen hazc l kta, haz, büyük ölçüde bedensel haz olarak anlafl l r. Hazc l n bir türü, hiçbir özgeci (di erkâm) yön içermeyen, kifliyi zevk düflkünü, zevkperest bir konuma sokan, toplumsal sorumluluklar hiç dikkate almayan benci (egoist) hazc l kt r (Özlem 2004: 55). Niteliksel hazc l k ad verilen baflka bir tür hazc l kta ise, insan n ahlâksal eylemlerinin ere inin yaln zca bedensel hazza ulaflmak olmad, hatta daha çok tüm yaflam süresi, tüm bir ömür göz önünde tutuldu unda, uzun vadeli yarar ve ç karlar m z gözetmemiz gerekti- i, bu yüzden bir anl k ve gelip geçici hazlar n sa layaca geçici mutluluklar yan nda ve hatta onlardan daha çok, sürekli mutluluk getirecek hazlara yönelmenin esas oldu u söylenir (Özlem 2004: 56). Bu düflüncede bedensel hazlar n üstünde yer alan zihinsel hazlar, sözgelimi bilgilenmekten, düflünmekten, sanatsal faaliyetlerde bulunmaktan duyulan hazlar önemsenir. Mutlulu u ve hazz en yüksek iyi olarak belirleyen mutlulukçulu un bir baflka türü, fayda/yarar kavram n kullanarak ortaya ç kar. Faydac l k olarak adland r lan düflünce, insan n hazza yönelen ve ac dan kaçan bir varl k oldu u tespitiyle bafllayarak, insan do as na ait bu olguyu, bir ahlâk ilkesine dönüfltürür: Ahlâken do ru

1. Ünite - Etik: Kavramsal Temeller 13 eylem, hazz art ran ac y azaltan eylemdir. Bu flekliyle dile getirildi inde, faydac - l k, yukar da gördü ümüz hazc l ktan, hatta egoist hazc l ktan farks zd r. Nitekim faydac görüflün önemli bir temsilcisinin ifadesiyle, [a]maçlarla ilgili sorular, baflka bir deyiflle, hangi fleylerin arzu edilir oldu una iliflkin sorulard r. Yararc ö reti, mutlulu un arzu edilir ve hatta bir amaç olarak arzu edilir biricik fley oldu u ö retisidir; bütün di er fleyler yaln zca söz konusu amac n araçlar olarak istenir... [E] er insan taraf ndan gerçekten elde edilecek bir mutluluk yoksa, o ahlâk n veya ak lc davran fl n amac olamaz. (J.S. Mill den aktaran Cevizci 2008: 200-201). Bununla birlikte faydac l k, hazz n ne oldu unu belirlerken sadece bedensel hazlar dikkate almam flt r. Bedensel hazlardan daha yüksek oldu u kabul edilebilecek estetik, entelektüel ve ahlâkî hazlar vard r ki, bazen bu hazlar bedensel hazlar n yoklu unda bile tercih edilebilir. Ayn faydac n n sözleriyle: Karn doymufl bir domuz olmaktansa, aç bir insan olmak; doyurulmufl bir aptal olmaktansa doyumsuz bir Sokrates olmak iyidir (J.S.Mill den aktaran Cevizci 2008: 204). Bununla birlikte entelektüel ve estetik hazlar, bireylerin tek bafl na ulaflabilecekleri hazlar de ildir. Bireyin bu hazlara mümkün olan en fazla miktarda ulaflmas, toplumun bir bütün olarak mutlulu a ulaflmas yla mümkündür. Dolay s yla insan, kendi mutlulu u için, toplumun mutlulu unu istemelidir. Dolay s yla fayda, kiflinin salt kendi faydas de il, bir bütün olarak toplumun, toplumdaki mümkün oldu unca çok insan n mümkün olan en fazla mutlulu udur. Böylece özünde benci bir karakter tafl yan hazc l k, toplumsal sorumluluk düflüncesiyle birleflmifl olmaktad r. Mutluluk konusunu, Pieper in de erlendirmeleriyle bitirelim (Pieper 1999:136-137): Mutlulu a ulaflma çabas, her insan eyleminin vazgeçilmez bir u ra d r. Mutlulu u, do rudan bir amaç olarak hedefimize koyamay z; mutluluk ancak somut hedefler üzerinden verili bir fley olarak hedeflenebilir ki, bu somut hedeflere ulaflmak bize memnuniyet ve mutluluk vaat eder. Mutluluk kendili inden ortaya ç kmaz; baflar lmas ( flans z m n yaver gitmesi ) durumunda anlam dolu bir yaflam sa layacak bir prati i fiilen gerçeklefltirerek oluflur. Anlaml, baflar lm fl, flansl ve mutlu bir hayat n niteli ini oluflturan mutlulu u, insana ahlâk arac l yla veremezsiniz; ahlâk n sunaca mutluluk de il ortak anlamlar üzerinde ötekilerle uzlaflmad r; mevcut koflullarda ve durumlarda anlaml olarak kabul edilen amaçlara gerçekten ulaflabilmek için her fleyin yap lmas ahlâken istenebilir; hepsi bu. Mutluluk, eti in normatif de il betimleyici bir kavram d r. nsan mutlulu a ulaflmaya çal flmamal d r, ama do as gere i her zaman ulaflmaya çabalamaktad r. Asl nda insan, her zaman ve her yerde tüm gücüyle iyi davranmaya çal flmal d r, o kadar; ahlâkî aç dan mutlulu u ancak burada bulur... Faydac l k, özünde benci bir düflüncedir. Ancak kiflilerin mutlulu unun toplumun genel mutlulu una ba l oldu unu savundu undan, toplumsal mutlulu u art rmay ahlâkî bir görev olarak görür. Do ru Eylem Olarak yi Ahlâkî eylemin gerçeklefltirmeye yöneldi i iyi, eylemin sonucuyla sa lanacak bir durum, ulafl lacak bir hedef olarak en yüksek iyi fleklinde düflünülebilece i gibi, bizatihi eylemin kendisinin iyili i olarak da düflünülebilir. Bu düflüncenin en önemli örne ini, I. Kant ta görüyoruz. Kant, ahlâk mutluluk olarak belirlenmifl bir en yüksek iyi ile temellendirmenin mümkün olmad n söy-

14 Adalet Meslek Eti i ler. Herkesin üzerinde uzlaflaca bir en yüksek iyi yoktur. Öyleyse, eti in temeli olarak herkes için geçerli bir yasa bulunmal d r. Ne var ki bu yasa, do an n yasalar gibi olmayacakt r. Do an n yasalar olan gösterir, oysa ahlâk yasas, olmas gerekeni göstermelidir. Bu ise, insan n sonradan akl ile tasarlay p uygulamaya soktu u bir yasad r. Kant insan n ak l sahibi varl k olarak ahlâk yasas na sahip olmas gerekti ini söylerken, ahlâk n salt insanili ini vurgulam fl olur. Zira ahlâk mutluluk ile aç kland nda, mutluluk da ço unca haz ile özdefllefltirildi inde, hayvanlar n hazza ulaflmaya çabalamalar yla, insan n haz yönelimli hareketlerini birbirinden ay rmak mümkün olmaz. Öyleyse ahlâk, ak l sahibi olmakla mümkündür. Ak l sahibi bir varl k olarak insan n koydu u ahlâk yasas ; insan n hem kendisi için istemifl ve kendisine koymufl oldu u, eylemlerini ona göre yönlendirdi i bir bireysel ilke, hem de ayn zamanda baflkalar n n da isteyebilece i ve baflkalar n n da kendine koymufl olduklar, eylemlerini ona göre yönlendirdikleri bir genel ilke olarak konumlanabilir. Böyle bir yasay ise, ancak özgür bir insan isteyebilir. Özgürlük, zaten, insan n isteyerek, yani istencini (iradesini) harekete geçirerek kendisine yasa koymas ndan baflka bir fley de de ildir. Ahlâk yasas bir en yüksek iyi de de ildir. yi, ancak böyle bir yasay isteme ve ona uymada kendini gösterebilir. (Özlem 2004: 70) Kant n ahlâk yasas, kendi ifadesiyle flu flekilde formüle edilir: Öyle eyle ki, eyleminin dayand ilke, ayn zamanda öbür insanlar n eylemleri için de bir ilke ve yasa olabilsin! Bu flekilde ele al nd nda, ahlâkî eylemin yöneldi i veya içerdi i iyi, eylemin sonuçlar yla belirlenmez. yi olan, böyle bir ahlâk yasas n özgür iradesiyle koyma ve istemedir. Yasa ayn zamanda baflka insanlar n eylemleri için de bir ilke ve yasa olabilmelidir. SIRA S ZDE DÜfiÜNEL M 2 nsan n eylemlerinde SIRA S ZDEözgür olmad düflüncesinin, ahlâkî ve hukuki sonuçlar n n ne olabilece ini tart fl n z. DÜfiÜNEL M SORU SORU D KKAT D KKAT SIRA S ZDE SIRA S ZDE AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ K T A P K T A P TELEV ZYON TELEV ZYON NTERNET NTERNET