BEYİN VE ÖĞRENME SÜRECİNDE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM



Benzer belgeler
Bir çocuk değişir, dünya değişir

Çocuğunuz ne kadar zeki?

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Üstün Zekalı Çocukların. Tanılanması

Bloomberg Businessweek. BASINDA GeniuSpy. Zihni Birleştirir, Zekâyı Geliştirir 1/6

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ ÖZEL ÖĞRETİM İHTİYAÇLARI POLİTİKASI

İçindekiler. ÜNİTE bir Üstün Zekâlı Öğrencileri Anlamak 1. Üstün Zekâlı Öğrenciler Kimlerdir? 3. Üstün Zekânın Gelişimi 35. Ön Söz xvii. 2.

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..

Müh. Salim İMAMOĞLU. Çalışmalarımıza Başlarken dayanak noktası olarak aşağıdaki başlıklardan ilham aldık.

b. Mevzuat Çalışmaları ( Yasa ve Anayasa çerçevesinde yapılması gereken mevzuat çalışmaları )

İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul) Programları. Yrd.Doç.Dr.Gülçin TAN ŞİŞMAN

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

BAŞKA BİR OKUL MÜMKÜN DERNEĞİ DEMOKRATİK EKSEN DEĞERLENDİRME FORMU

Eğitim Fakülteleri ve İlköğretim Öğretmenleri için Matematik Öğretimi

Sorularımız, Sorunlarımız Zekayı Tam Olarak Anlamak Adına

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Eğitim Bilimlerine Giriş

FL2018 YÜRÜTME KURULUNDAN

ATBÖ Sürecinde Ölçme-Değerlendirmeye Hazırlık: ATBÖ Yaklaşımı Nasıl Bir Ölçme Değerlendirme Anlayışını Öngörüyor?

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

Gelin, Yarışın; Fikriniz Saklı Kalmasın...

Zirve Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği ABD Ders Ġçerikleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S

Okul Temelli Mesleki Gelişim Nedir?

YEMEKTE DENGE EĞİTİM PROJESİ İYİ UYGULAMALAR" YARIŞMA ŞARTNAMESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

EĞİTSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞERLENDİRME ASSESSMENT Ders 1: Tarihsel, Felsefi ve Yasal Boyutları. Prof. Dr. Tevhide Kargın

7. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ. Abdullah ATLİ

1 ÖZEL EĞİTİM VE ÖZEL EĞİTİME MUHTAÇ ÇOCUKLAR

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Üstün Zekalılar ve Özel Yetenekliler ÖZEL EĞİTİM. Kasım 2010

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ

AKTIF (ETKİN) ÖĞRENME

OYUN TEMELLİ BİLİŞSEL GELİŞİM PROGRAMININ AYLIK ÇOCUKLARIN BİLİŞSEL GELİŞİMİNE ETKİSİ

Pazartesi İzmir Gündemi

Nörometrika Medikal Tıp Teknolojileri Ltd.Şti.

İÇİNDEKİLER SUNUŞ VE TEŞEKKÜR KİTABIN YAPISI VE KAPSAMI YAZAR HAKKINDA 1. BÖLÜM ÜSTÜN YETENEKLİLİKLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR VE KURAMSAL ÇERÇEVE

Kariyer Yolculuğumda Doğru Rotayı Seçerken... Dr. Öğr. Üyesi Olcay YILMAZ Eğitim Fakültesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı

EYPRO BÜLTENİ. Engelsiz Yaşam Uygulama ve Araştırma Merkezi. Sayı 6, EKİM-KASIM 2017 İçindekiler

Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

veriler, ilk olarak René Descartes tarafından sistematik olarak öne sürülmüş olan psikofiziksel etkileşim modelini desteklemektedir.

DERS: ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ

Öğretmenleri Bilgi Paylaşım Seminerleri

VYGOTSKY SİSTEMİ: KÜLTÜREL-TARİHSEL GELİŞİM KURAMI

Doç. Dr. Tülin Güler. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı

22. Baskı İçin... TEŞEKKÜR ve BİRKAÇ SÖZ

GELECEGIN MUCITLERI ROBOT YAPMAYI ÖGRENIYOR

2016 YARIYIL ATÖLYELERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

Ulusal Eğitim Derneği Cumartesi Konferansları

Prof. Dr. Serap NAZLI. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler

II. ULUSAL FİZİK EĞİTİMİ KONGRESİ

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

EK-1 BEDEN EGİTİMİ DERSİNDE ÖĞRENCİ BAŞARISININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Beynin Temelleri BEYNİN TEMELLERİ 1: BEYNİN İÇİNDE NE VAR?

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

"YEMEKTE DENGE EĞİTİMİ PROJESİ EN İYİ UYGULAMA" YARIŞMA ŞARTNAMESİ

9 MAYIS 2012 TARİHLİ TOPLANTI ÖZETİ

ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÖĞRENCİLER: ÜSTÜN YETENEKLİLER

EĞİTSEL DEĞERLENDİRME SÜRECİ

PSİKOLOJİK TESTLER. Prof.Dr. Ayşe Yalın Uzm. Psk. Gökçe Yılmaz Uzm.Psk. Ceyda Dedeoğlu

İÇİNDEKİLER BÖLÜM-I. Doç. Dr. Günseli GİRGİN

KARABÜK ÜNĠVERSĠTESĠ ÜSTÜN YETENEKLĠLER EĞĠTĠM UYGULAMA VE

Yalıtım ve Yalıtım Malzemeleri Konusuna Yönelik Hazırlanan Öğretim Tasarımının Görme Engelli Öğrencilerin Akademik Başarısına Etkisi

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Türkiye deki yenilikçi okulları belirlemek, buluşturmak ve desteklemek için yeni bir program...

OKULLARDA TEKNOLOJİ KULLANIMI İLE BEŞERİ ALTYAPI ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN İNCELENMESİ. Demet CENGİZ

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

BARTIN ÜNİVERSİTESİ OKUL ÖNCESİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BİYOSİSTEM MÜHENDİSLİĞİ PROGRAMI SON SINIF ÖĞRENCİ ANKET FORMU. Aralık,2013

MMKD Stratejik İletişim Planı Araştırma Sonuçları

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme

KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) xxxxxxx DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU. "Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir."

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER

Yönetim Kurulu Strateji Belgesi

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

YÖNETMELİK YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ÖZÜRLÜLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

ÖĞRETMENLER İÇİN YARATICI DRAMA

İTHAF... 3 İÇİNDEKİLER... 4 TABLO LİSTESİ ŞEKİL LİSTESİ ÖNSÖZ GİRİŞ...

Einstein bilimi, her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası olarak tanımlar.

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ KARADENİZ STRATEJİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

Sayın Bakan, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel. Kurumu Genel Müdürü, Danışma Kurulu Üyeleri, Kurumların Saygıdeğer

Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Yalın Altı Sigma Konferansı-5 / 7-8 Kasım 2014

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS A- Seçmeli IV-Okul Öncesi Eğitimde Kaynaştırma Ön Koşul -

Sayın Yargıtay Başkanım, Sayın Bakanım, Sayın Yargıtay Başsavcım, Sayın Rektörüm, IALM nin Başkanı, Hanımefendiler, Beyefendiler;

TED OKULLARI İNGİLİZCE ÖĞRETMENLERİ BÖLGESEL EĞİTİMLERİ

Veri Toplama Teknikleri

TANITIM DOSYASI. 1. Bölüm: Dahi Merkezi nin Tarihçesi. 3. Bölüm: Franchise Şartları. 4. Bölüm: Franchisee ye Verilen Hizmetler

NEDEN OKUL ÖNCESİ EĞİTİM? OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI PROGRAMIN TEMEL ÖZELLİKLERİ ÖĞRENME MERKEZLERİ AYLIK EĞİTİM PLANI GÜNLÜK EĞİTİM AKIŞI GÜNE

Transkript:

TÜRKİYE ÖZEL OKULLAR BİRLİĞİ DERNEĞİ BEYİN VE ÖĞRENME SÜRECİNDE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM Ayşim İncesulu Cem Gülan Dr. Muammer Yıldız Funda Kocabıyık Prof. Dr. Sirel Karakaş Dr. Bülent Madi Prof. Dr. Belma Tuğrul Prof. Dr. İsmihan Artan Prof. Dr. Esra Aslan Dr. Sabri Yurdakul Yrd. Doç. Dr. Özgül Polat Çiğdem Ergül Nimet Akman Al ok Yrd. Doç. Dr. Miraç Özar Dr. Jale Onur Dr. Sung-il Kim Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın Prof. Dr. Gelengül Haktanır Prof. Dr. Mücella Uluğ Zafer Erkoç Dr. Beril Uslu Refika Yazgaç Özlem Gülay Yrd. Doç. Dr. Emel Erdoğan Bakar Sibel Sagner Filiz Yaşar Alev Cınbarcı Elif Şahin II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 1

II. OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ SEMPOZYUMU BEYİN VE ÖĞRENME SÜRECİNDE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM 3-4 Aralık 2011, İstanbul SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU Yönetim Kurulu Cem GÜLAN Yusuf TAVUKÇUOĞLU Nurullah DAL Hayik NİŞAN Dr. Jale ONUR Ayşim İNCESULU Pınar Gözükara KARADENİZ Kemal NAKİPOĞLU Whitman SHEPARD Okul Öncesi Eğitimi Komisyonu Ayşim İNCESULU Behiye ÖMEROĞLU Gülay TOY Nesli GÜVEN Nur YAŞAR Özlem EREN Sevinç YILMAZ Serda BÜYÜKKOYUNCU YAYINA HAZIRLAYAN Nalan TUĞ BASKI Almina Basım Sanayi / Ankara TÜRKİYE ÖZEL OKULLAR BİRLİĞİ DERNEĞİ İstiklal Cad. Odakule İş Merkezi No. 142 K. 5 Beyoğlu / İstanbul TEL: 0212 249 00 00 (pbx) FAKS: 0212 249 00 10 www.turkozokbir.org.tr info@turkozokbir.org.tr 2 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...7 AÇILIŞ KONUŞMALARI Ayşim İNCESULU... 11 Cem GÜLAN... 12 Dr. Muammer YILDIZ... 13 Funda KOCABIYIK... 15 KONFERANSLAR ÜSTÜN YETENEK NEDİR? NASIL TANILANIR? Prof. Dr. Sirel KARAKAŞ... 19 OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ, DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE Dr. Bülent MADİ... 31 PANELLER 1. PANEL ESKİ KÖYE YENİ ÂDET GETİRMEK Prof. Dr. Belma TUĞRUL... 41 NEDEN MÜZİK? BİR ÇOCUK GELİŞİMCİNİN BAKIŞ AÇISINDAN Prof. Dr. İsmihan ARTAN... 56 YARATICI SORU SORMA TEKNİKLERİ Prof. Dr. Esra ASLAN... 62 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM DÖNEMİNDE ÇOCUKLARDA ZEKÂ KAPASİTESİNİN ARTIRILMASI Dr. Sabri YURDAKUL... 73 2. PANEL KONUŞMA BOZUKLUKLARI Çiğdem ERGÜL... 79 DUYU BÜTÜNLEMESİ Nimet Akman ALTIOK... 84 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 3

İNSAN BEYNİ VE İLK YILLAR Yrd. Doç. Dr. Miraç ÖZAR... 97 3. PANEL NÖROBİLİM VE EĞİTİM Dr. Sung-İl KİM... 103 OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE BEYİN GELİŞİMİ VE KAPASİTEYİ GELİŞTİRME TEKNİKLERİ Yrd. Doç. Dr. Oktay AYDIN... 116 4. PANEL ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE BEYİN TEMELLİ ÖĞRENME İLKELERİNE UYGUN EĞİTİM Prof. Dr. Gelengül HAKTANIR... 123 OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE MANİPÜLATİFLERLE OYNAYARAK MATEMATİK EĞİTİMİ Prof. Dr. Mücella ULUĞ... 130 OKUL ÖNCESİNDE OLUMLU ÖĞRENENLER Zafer ERKOÇ... 136 ÇALIŞTAYLAR İSVEÇ OKUL ÖNCESİ EĞİTİM MODELİ Yrd. Doç. Dr. Miraç ÖZAR... 143 MANİPÜLATİFLERLE MATEMATİK EĞİTİMİ Dr. Beril USLU... 145 İLKÖĞRETİME HAZIRLIKTA SES VE YAZMA EĞİTİMİ Yrd. Doç. Dr. Özgül POLAT... 148 OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ Refi ka YAZGAÇ... 153 MENAR-MENTAL ARİTMETİK EĞİTİMİ Dr. Sabri YURDAKUL Özlem GÜLAY... 164 OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Yrd. Doç. Dr. Emel Erdoğan BAKAR... 167 DÜŞÜNEN ÇOCUKLARLA KONUŞAN MASALLAR Sibel SAGNER... 180 4 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu

DOKUNMA DUYUSUNUN EĞİTİMDEKİ ÖNEMİ Dr. Bülent MADİ... 188 GELİŞİMSEL KOORDİNASYON SORUNU VE ORFF YAKLAŞIMI Filiz YAŞAR... 193 PLASTİK SANATLAR UYGULAMA MATERYALLERİ Alev CINBARCI... 197 OKUL ÖNCESİ EĞİTİM VE PSİKODRAMA Elif ŞAHİN... 202 SONUÇ BİLDİRGESİ...205 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 5

SUNUŞ Okullarımızdan gelen talep üzerine bu yıl ikinci kez gerçekleştirilen Okul Öncesi Eğitimi Sempozyumu, ülkemizin ve dünyanın önde gelen eğitimcileri ve uzmanlarının katılımı ile 3-4 Aralık 2011 tarihlerinde Beyin ve Öğrenme Sürecinde Okul Öncesi Eğitim başlığı altında gerçekleştirilmiştir. Elinizdeki kitap, bu Sempozyumda yapılan konuşmaları ve sunulan tebliğleri içermektedir. Sempozyumda; Okul öncesi eğitiminde, öğrenmenin beyin temelli fi ziki bir süreç olduğu, bütünsel yaklaşımın ve disiplinler arası bağlantılar kurmanın beyni geliştirdiği eğitim politikaları ve programlarını belirlerken bu bulgulara dayanılması gerekliliği üzerinde fi kir birliği sağlanmıştır. Beyin-Öğrenme ilişkilerinin mutlaka göz önünde bulundurulmasının gereğinin ve öneminin vurgulandığı Sempozyumumuza değerli katkılarından dolayı; M.E.B. Temel Eğitim Genel Müdürü Sayın Funda Kocabıyık a ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Dr. Muammer Yıldız a teşekkür ediyoruz. Ayrıca Sempozyuma değerli görüşleri ile katkı sağlayan çok değerli akademisyenlere ve uzmanlara, çalışmalarımızı daima destekleyen tüm özel okul kurucularına, yöneticilerine ve öğretmenlerine de en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu Sempozyumun düzenlenmesinde öncülük eden ve emeği geçen Türkiye Özel Okullar Birliği Okul Öncesi Eğitim Komisyonu nun değerli üyelerine ve Yönetim Kurulu Üyelerine, ayrıca bu yıl ikinci kez düzenlenen sempozyuma ev sahipliği yapan FMV Özel Erenköy Işık Okulları nın Kurucu Temsilcisi Yük. Müh. A. Tufan Durgunoğlu na ve Anaokulu Müdürü Emir Boru ya sağladıkları katkı ve desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Titiz bir çalışma ile hazırlanan bu kitaptaki konuların, ülkemiz okul öncesi eğitimi açısından değerli öneriler içerdiğine ve bunun eğitim sistemimize katkılar sağlayacağına inanıyor, saygılar sunuyoruz. Cem Gülan Yönetim Kurulu adına Başkan II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 7

BEYİN VE ÖĞRENME SÜRECİNDE OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ SEMPOZYUMU AÇILIŞ KONUŞMALARI Ayşim İNCESULU Türkiye Özel Okullar Birliği Okul Öncesi Eğitimi Komisyonu Başkanı Cem GÜLAN Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muammer YILDIZ İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Funda KOCABIYIK Milli Eğitim Bakanlığı, Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 9

Ayşim İNCESULU Türkiye Özel Okullar Birliği, Okul Öncesi Eğitimi Komisyonu Başkanı Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği, Okul Öncesi Eğitimi Komisyonunun büyük bir heyecanla hazırladığı Beyin ve Öğrenme Sürecinde Okul Öncesi Eğitim temasıyla eğitim ve öğrenme sürecinde beynin irdeleneceği 2. Okul Öncesi Eğitimi Sempozyumu na hoş geldiniz. Antalya Sempozyumları diye başlayan eğitim sempozyumlarımız yıllar içinde geleneksel hale geldi. Buradan aldığımız güçle Antalya Sempozyumları içinde yer alan okul öncesi eğitimle ilgili paylaşımları sadece okul öncesi eğitimine özel bir sempozyum haline getirmeye karar verdik. Geçen yıl başladığımız Okul Öncesi Eğitim Sempozyumunun bu yıl ikincisini düzenliyoruz ve umarım bu Sempozyumumuz da gelenekselleşecek, bizden sonra eğitimci dostlarımız da bu bayrağı çok güzel bir şekilde taşıyacaklar. Geçen yıl Özel Eyüboğlu Koleji nde misafi rdik, bu yıl FMV Özel Erenköy Işık Okulları nın olağanüstü bir misafi rperverliği ile ağırlanıyoruz. Her şey çok güzel ve çok organize, buradan bir kez daha Komisyonum ve Derneğim adına kendilerine teşekkür etmek istiyorum. Aramızda çok değerli öğretim üyesi arkadaşlarımız var. Cumartesi ve Pazar günlerini bizler için ayırdılar. Kendilerine müteşekkiriz. Yurtdışından gelen uzman konuğumuz var. Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürümüzden, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürümüze kadar herkes bizi desteklemek üzere buradalar, şükranlarımızı sunuyoruz. Okul öncesi eğitimi artık ülkemizde de hak ettiği yeri buluyor diye düşünüyorum. Yönetmeliklerimiz, yönergelerimiz, eğitim programlarımız ve eğitim ordumuzla bu en değerli eğitim dönemini layık olduğu yere taşımayı hedefl iyoruz. Son yıllarda Okul Öncesi Eğitimi büyük bir ivme kazandı, gerek sayısal gerekse kalite olarak hızla ilerliyoruz, çağ nüfusuna göre okullaşma oranımız çağdaş ülkeler seviyesine ulaşmak üzere. Öğretmenler ve eğitimciler olarak bizler, STK lar ve Derneğimiz de bu konuda olağanüstü çaba sarf ediyorlar. Umarım hepimiz için daha güzel, daha keyifl i ve nitelik olarak daha da yükselmiş bir okul öncesi eğitime doğru gideceğiz. Sempozyumumuzda 2 konferans, 4 panel ve 20 tane çalıştayda beraber olacağız, iki günümüzü dolu dolu geçireceğiz. Her sene olduğu gibi bu yıl da salonumuza sığamıyoruz, ben herkese teşekkür etmek istiyorum. Çalıştaylarımızda yer kalmadı dedik, kırılan arkadaşlarımız oldu ancak okullarımızda hizmet içi eğitim çalışmaları düzenleyerek bu çalıştaylardan öğrendiklerimizi birbirimize aktarabiliriz diye düşünüyorum. Geçen yıl bu çalışmaların sonucunda çok güzel geribildirimler, kazanımlar elde ettik. Sözlerime son verirken hepinize tekrar hoş geldiniz diyor, keyifl i bir Sempozyum dileğiyle, herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 11

Cem GÜLAN Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu, Yönetim Kurulu Başkanı Saygıdeğer hanımefendiler ve beyefendiler, Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği nin düzenlemiş olduğu 2. Okul Öncesi Eğitimi Sempozyumuna hoş geldiniz. Geçen yıl Derneğimizin Antalya da 10 uncusunu düzenlediği Geleneksel Sempozyumunda Beyin ve Eğitim konusu işlenmişti. Okul öncesi eğitim kurumlarımız, ilgili komisyonlarında bu konu üzerinde daha derinlemesine çalışma yapmak istediklerinden bu yılın konusu Beyin ve Öğrenme Sürecinde Okul Öncesi Eğitim olarak belirlenmiştir. Her zaman olduğu gibi siz değerli akademisyenlerimize başvuruda bulunduk ve yine her zaman olduğu gibi hiçbir maddi karşılık beklemeksizin, yılların emeği ve birikimini ülkemizin geleceğine sunuyorsunuz. Değerli dostlarım gerçekten tüm bu çalışmalar ve verilen emekler ülkemizin geleceğini şekillendirecektir. Sevgili okul öncesi eğitimi yönetici ve öğretmenleri bir kez daha belirtiyorum; Türkiye nin geleceği sizlerin ellerinde. Eğer 2023 yılında kadına şiddetten söz etmek istemiyorsak, eğer 2023 yılında annebabalar çocuklarına fi ziksel ya da psikolojik şiddet uygulamasın istiyorsak, eğer 2023 yılında bu topraklar üzerinde hala anadili-resmi dil tartışması yapmak istemiyorsak, biran önce 36-72 ay arası yavrularımıza hizmet verecek okul öncesi eğitim kurumu sayısını artırmalıyız. Zaten bu konuda hükümetimizde uzun süredir ciddi ve son derece yararlı çalışmalar yürütmektedir. Bu yaş dönemindeki çocuklarımızı eğitecek olan siz değerli öğretmenlerimiz, sizler bu tip çalışmalara katılmakla, yaşam boyu öğrenime verdiğiniz önemi göstermekte ve kendinizi aydınlık geleceğimize hazırlamaktasınız. Katılımlarıyla arkamızda olduklarını ve desteklerini hissettiren Temel Eğitim Genel Müdürümüz Sayın Funda Kocabıyık a ve İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Dr. Muammer Yıldız a, desteklerini esirgemeyen değerli akademisyenlerimize, bu vesile ile bugün sempozyumumuzda katılımcı olarak yer alan ancak dünyanın her yerinde ülkemizi başarı ile temsil ederek göğsümüzü kabartan Sayın Güher ve Süher Pekinel e, emeklerinden dolayı dernek yönetimindeki ve okul öncesi eğitimi komisyonundaki arkadaşlarımıza, mükemmel ev sahipliklerinden dolayı FMV Işık okullarının değerli yönetici ve çalışanlarına ve siz değerli yönetici ve öğretmenlerimize teşekkür ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. 12 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu

Dr. Muammer YILDIZ İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Temel Eğitim Genel Müdürüm, Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği nin değerli başkanı ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım, yurtdışından bu sempozyuma katılan değerli konuklarımız, ülkemizin değerli akademisyenleri ve öğretmenlerimiz... Hepinizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. Bugün ikincisini düzenlemekte olduğumuz, Türkiye Özel Okullar Birliği nin yapmış olduğu ve Türkiye de bir marka yaratma peşinde gerçekten iddiasını ispat etmiş ve Türk Milli Eğitimine katkı sağlamak için her zaman en iyisini yapmış siz değerli arkadaşlarıma ben bu açıdan teşekkür ediyorum. Konu özel okulculuk olunca biz sizlerin yapmış olduğu çalışmalardan her zaman gerçek manada gurur duyuyoruz. Okul öncesinin gerekliliği üzerine herhalde artık çok fazla söz söyleme zamanı değildir, bunun gerekli olduğuna en üstü düzey politikalarla, ülkemizde en alt seviyeden en üst seviyeye kadar herkes buna inanıyor. Ama artık kaliteye ilişkin bir takım adımları atma zamanı geldi. Özellikle okul öncesi süreçte beyin yarımkürelerinin ya da öğrenme stillerinin bizim müfredatımızda bir yöntem olarak artık kendini göstermiştir. Bu toplantının sonuçlarını derneğimiz bizimle paylaşacaklar. Ben kendi adıma bu birikime talip olduğumuzu ve bunu takip edeceğimizi ifade etmek istiyorum. Sayın Genel Müdürüme çok teşekkür ediyoruz, bütün çalışmalarımızda bize katkı sunuyorlar, İl Milli Eğitim Müdürü olarak ben de kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Ben bir mesajı diri, canlı tutmak için ve siz değerli arkadaşlarımın da katkı sunması için buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Şu anda okullarımızda serbest etkinlik saatlerinde İstanbul dersi ve Okuma Kültürü dersi okutuyoruz. Biliyorsunuz şu anda Okuma Kültürü Başkanlığı kuruldu. Ülkemizin temel sorunlarının başında bana sorarsanız çocuklarımızın yeterince okumaması geliyor, uluslararası sonuçlar açıklandığında yüzümüzü kızartan, omuzlarımızı çökerten bu tablonun değişmesi için sürekli bir adım atmak gerekiyor. O yüzden de İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü olarak geçen sene başlattığımız İstanbul Dersi gerçekten de çok büyüdü, kamuoyuna çok güzel mal oldu ve herkes buna katkı sunuyor. Ama okuma kültürünün de okullarımızda aynı şekilde yaygınlaşmasını istiyoruz. Bu açıdan da İstanbul da okullarımızda yazarlarla bir çalışma başlattık. Bunun gibi birçok çalışmayı bu sene hayata geçiriyoruz. Siz değerli arkadaşlarımız da bu anlamda iyi örneklerini bizimle paylaşırlarsa, hepsine sahip çıkıp İstanbul genelinde bunu bir kampanya olarak yürütmek istiyoruz. Eğitim camiamıza kitap yakışır, bunun için de kitabı görünür kılmak gerekiyor, kitap- II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 13

la birlikteliğimizi ifade etmek için bürokratik olarak değil bulunduğumuz her ortamda 2,5 milyon öğrenciye 100 bin öğretmen, aile olarak, eğitim camiası olarak bunu yapmamız gerektiğine inanıyorum, kitap dostu olduğumuzu göstermek adına ben bundan sonra elimde hep bir kitapla dolaşıyorum. Öğrencilerim ve öğretmenlerimde kitapla dolaşacaklar, kitabı daha görünür kılmamız gerekiyor. Kitabı dost olarak gördüğümüzü ifade etmemiz gerekiyor. Eğer buna katkınız olacak adımlarınız varsa müteşekkir olurum. Hepinize saygılarımı sunuyorum. 14 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu

Funda KOCABIYIK Milli Eğitim Bakanlığı, Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürü Sayın İl Milli Eğitim Müdürümüz, Sayın Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı ve Üyeleri, saygıdeğer öğretim üyeleri, değerli katılımcılar, Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği nin düzenlemiş olduğu 2. Okul Öncesi Eğitimi Sempozyumu nda sizlerle bir arada bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Hepinize hoş geldiniz diyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum. Anne karnında gelişmeye başlayan ve yaşamın ilk yıllarında gelişimini inanılmaz bir hızla sürdüren beyin karmaşık yapısı ve bilinmeyenleriyle hâlâ gizemini koruyor. Geçmişte beyin gelişimini kalıtsal faktörlerin mi yoksa çevrenin mi daha çok etkilediği tartışılırken, bugün her iki faktöründe çocuğun gelişiminde çok etkili olduğu biliniyor. Erken çocukluk döneminde beynin gelişimi üzerine yapılan araştırmalar 5 yaşına kadar beyindeki bağlantı temellerinin % 60 nın kurulduğunu, bu dönemin çocukların gelişim ve öğrenmeleri açısından ne kadar önemli olduğunu göstermekte. Bu nedenle çocukların öğrenmeye en açık olduğu okul öncesi dönemde onlara sağlayacağımız eğitim fırsatları büyük önem taşımakta. Erken dönemde çocuğa uygun uyaranların verilmesi çocuğun zekâsını ve öğrenme kapasitesini artırmakta. Çocukların yaşam boyu kullanacakları beceriler, öğrenme potansiyelleri, çevreyle ilişkileri ve kişilikleri de beyin gelişimiyle birlikte büyük ölçüde bu yıllarda gelişiyor. Bilim bize geleceğimiz adına kaçırılmayacak bir fırsatı işaret ediyor. Çocuklarımızın kalıtsal özellikleri üzerinde etkimiz olamayacağından çevresel faktörleri düzenleyerek beyin gelişimlerini desteklemek bizlerin elinde. Çocuğun farklı deneyimleri yaşabileceği ortamları oluşturmak, aileleri destelemek, etkili bir iletişim ortamı ve tüm gelişim alanlarını destekleyen eğitim programlarını hazırlamak bizlerin görevi. Çünkü erken çocukluk dönemi, çocuğun çevresinden en çok etkilendiği dönem, çocuğu etkileyen sosyal ve çevresel faktörler onun fi ziksel, zihinsel, dil, sosyal ve duygusal gelişimini de doğru orantılı olarak etkilenmektedir. Bilimsel araştırmalar insan yaşamının temeli olarak kabul edilen bu dönemde çocuklara sağlanacak nitelikli eğitimin hem çocuğun geleceğine, hem de toplumun gelişimine çok önemli katkıları olacağı gerçeğini ortaya koymakta. Okul öncesi eğitim, toplumun geleceğine yön veren insan gücünün yetişmesinde ve ulusal kalkınmanın oluşumunda ön koşullardan bir tanesi. Okul öncesi eğitimi yaygılaştırma ve niteliğini artırma çalışmaları artık tüm ülkelerin öncelikli eğitim hedefl ere arasında yer almakta. Birçok Avrupa ülkesinde okul öncesi eğitimin okullaşma oranı %80 lere ulaşmakta. Erken çocukluk döneminin önemine inanan ve eğitim politikalarını belirlerken okul öncesi eğitimi öncelikleri arasına alan Bakanlığımız okul öncesi ile ilgili önemli gelişmeleri imza atmış, geçtiğimiz 10 yıl içinde okullaşma oranlarında önemli bir ivme kaydedilmiştir. II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 15

2009-2010 öğretim yılında 5 yaş çocuklarının tamamının okul öncesi eğitime alınması için 32 ilde başlatılan zorunlu eğitim pilot uygulaması bugün itibariyle 71 ilimizde devam etmektedir. 2012-2013 eğitim-öğretim yılında 10 ilin daha pilot uygulama kapsamına alınmasıyla tüm illerimiz 5 yaş grubunda zorunlu eğitime geçmiş olacaklardır. Amacımız tüm çocuklarımızın okul öncesi eğitim fırsatlarından eşit koşullarda yararlanmasını sağlamaktır. Okul öncesi eğitimde niceliksel artışın yaşandığı bu dönemde bizlerin en büyük çabası aynı zamanda kurumlarımızın niteliklerini de iyileştirme yönündedir. Şunu biliyoruz ki yaygılaştırma ancak nitelikli bir eğitim sağlandığında gerçek amacına ulaşacaktır. Genel hedefi dezavantajlı çocukların okul öncesi eğitime kayıt ve devamlarını artırmak olan ve şu günlerde yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürmüş olduğumuz okul öncesi eğitimi güçlendirme projesi, okul öncesi eğitimde hem nicelik hem de nitelik konusunda ülkemize önemli katkılar sağlayacaktır. Değerli katılımcılar değişen dünya koşullarıyla her yönden donanımlı ve yaratıcı bireylere olan ihtiyacı artırmaktadır. Bu özelliklere sahip bireylerin yetişmesinde okul öncesi eğitim temel oluşturmaktadır. 21.yüzyıl çocuklarının ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve çocuklarımızı tüm gelişim alanlarında çok boyutlu olarak desteklemek için okul öncesi eğitim kurumlarını yeni değerler ve standartlar doğrultusunda geliştirmeyi hedefl emekteyiz. Çocukların öğrenme süreçlerine aktif olarak katıldıkları, öğrenmeyi istediklerini seçme hakkına sahip oldukları, oynayarak, yaparak ve yaşayarak öğrendikleri okulları ve mutlu çocukları hayal ediyor ve bu hayali de gerçekleştirmek üzere de var gücümüzle çalışıyoruz. Bu hayalimizi gerçekleştirirken yerel yönetimleri, özel sektörü, sivil toplum kuruluşlarını ve üniversiteleri daha çok yanımızda görmek istiyor, ortak amacımız doğrultusunda herkesi birlikte çalışmaya davet ediyoruz. Yarınlarımızı şekillendirecek çocuklarımız için sevgi ve umut dolu bir gelecek dileklerimle sizleri Bakanlığım adına selamlıyor, okul öncesi eğitim sempozyumunun verimli geçmesini diliyorum. Bu sempozyuma ev sahipliği yapan FMV Özel Erenköy Işık Okulları na teşekkür ediyor, hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. 16 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu

BEYİN VE ÖĞRENME SÜRECİNDE OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ SEMPOZYUMU KONFERANSLAR ÜSTÜN YETENEK: NEDİR? NASIL TANILANIR? Prof. Dr. Sirel KARAKAŞ Hacettepe Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Merkezi OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ, DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE Dr. Bülent MADİ Nöroloji Uzmanı II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 17

Prof. Dr. Sirel KARAKAŞ Hacettepe Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Merkezi ÜSTÜN YETENEK NEDİR? NASIL TANILANIR? Emile Zola: Deha büyük işleri başlatır, ancak işi çalışkanlık bitirir. Albert Einstein: İmgelem bilgiden daha önemlidir. Bu sempozyum boyunca okul öncesi eğitimle ilgili çok yararlı bilgiler elde edeceğinizi düşünüyorum. Ancak Sayın Genel Müdürüm öyle bir özet yaptı ki sanki bütün konuşmaların çerçevesini çizdi. Çizilen bu çerçevenin bu sempozyumdaki sunumların anlaşılmasını kolaylaştıracağını düşünüyorum. Bir konuşma yapmam istendiği zaman, ben Üstün yetenek nedir, ne değildir? konusunu ele almak istedim. Çünkü bu konuda benim bir takım bilimsel verilerim bulunmakta. Dünyada bu konuda bilimsel veriler var. Bütün bunlar doğrultusunda devletimiz, ülkemiz bu konuyu ayrı bir ışık altında ele almak yönünde harekete geçmiş durumda. Zekânın düzeyleri dünyada ve ülkemizde çok yaygın olarak kullanılan Wechsler Zekâ Testi (kısaca WISC-R) kullanılarak ortaya konmaktadır. Bu testten hesaplanan zekâ bölümleri, 140 ve üstü ile 20 ve altı arasında olmak üzere değişik dereceler almakta. Çoğunuz zekânın bu bölümlerini biliyorsunuz: 140 ve üstü dehayı, 130-139 çok üstün zekâyı ifade ediyor. Bilim ve Sanat merkezlerine 130 ve üstü zekâ bölümü olan çocuklar alınıyor. Zekâ bölümü 130 ve üstünde olan grup, dünyada toplam nüfusun yaklaşık %2 sini oluşturuyor. Ülkemizde 0-24 yaş civarında yaklaşık 25 milyon kişi bulunmakta. Bunun %2 si 627.480 kişi ediyor. Demek ki bizim ülkemizde 0-24 yaş grubunda üstün yetenek grubuna giren yaklaşık 630 bin kişi bulunmakta. Zekâ neyi içerir? Kime zeki, üstün yetenekli veya dahi deriz? Buna çok çeşitli cevaplar gelecektir. Kiminiz ben üstün yeteneğe zekâ derim, kiminiz ben yaratıcılık derim, kiminiz ben ödüllendirilmişlik derim, diyeceksiniz. Zekâ için doğaçlama yapabilme yeteneği, hayal kurma, yaratıcılık, akıllı olma gibi açıklamalar da getirilebilir. Peki, nedir gerçekten bu zekâ? Üstün yetenekliler incelendiğinde, onlarda bazı özelliklerin bulunduğu görülmüştür. Bu özelliklerin bir bölümü kişiyle ilgilidir. Bunlar arasında yeterlilik duygusu, cesaret, karakter, sezgi, ego gücü, enerji bulunmaktadır. Zeki insan dediğimiz zaman bütün bu özellikler geçerli olabiliyor. Ama bütün dünyada ve ülkemizde zekâyı ölçmede kullanılan WISC-R bunları ölçmüyor. Üstün yetenekle birlikte görülen çevreyle ilgili özellikler arasında sosyo-ekonomik düzey, anne ve babanın kişiliği ve eğitimi, şans faktörü, zamanın ruhu sayılıyor. WISC-R zekâ bölümü puanı bu özellikleri de yansıtmıyor. Asırlar boyunca bilim kişileri de zekânın ne olduğu konusunu açıklayan kuramlar geliştirmiştir. Bunların bir kısmı verilere uygulanan istatistiksel analizlerin sonuçların- II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 19

dan çıkarılmıştır. İleri sürülen pek çok zekâ türünün büyük bölümü WISC-R da ölçülmemektedir. Diğer zekâ kuramları grubunda, bilişsel süreçlere ağırlık verilmiştir. Örneğin Piaget nin soyut işlemler dönemi, zekâ ile ilgili özelliklerin ön planda olduğu bir gelişim aşamasıdır. Son dönemlerde üzerinde durulan bir diğer kuramda duygusal zekâ kavramı öne sürülmektedir. Kişinin kendi duygularını tanıması, kontrol edebilmesi, karşısındakinin duygularını tanıması ve kontrol edebilmesini içeren duygusal zekâ örneğin iş hayatının bazı sektörlerinde başarılı olmak için önemlidir. WISC-R da duygusal zekâ ölçülmemektedir. Günümüzde ülkemiz eğitim-öğretiminde önemli yeri olan açıklama biçimi Gardner ın Çoklu Zekâ Kuramında yer almaktadır. Gardner ın kuramındaki zekâ türleri arasında matematiksel, sözel, görsel-mekânsal zekâ türlerinin dışında müzik zekâsı, içsel zekâ, doğa zekâsı, bedensel zekâ, sosyal zekâ da bulunmaktadır. Güncel eğitimöğretim sistemimiz büyük çapta bu kuram üstüne kurulmuştur. Ders programlarındaki kazanımlar, yapılan bütün etkinlikler, çocukların, Gardner ın kuramındaki farklı zekâ türlerinden geldiği kabul edilmektedir. Kazanım ve etkinlikler, bütün bu değişik zekâ düzeylerine hitap edecek şekilde hazırlanmaktadır. Ülkemizde yakından bilinen Reisberg in Üç Çember Kuramı nda zekâ ortalama üstü genel yetenek ile sanat, resim, edebiyat vs. alanlarında özel yetenekler i; yaratıcılık ögesini ve bir de göreve/işe bağlılık yani güdülenme ögesini içermektedir. Bu kurama göre, zeki insanın sadece genel ve özel yetenekleri üstün değildir. Üstün zekâlı yaratıcıdır. O yüksek güdülenme ve göreve adanmışlık sergiler; yaptığı işte estetik duygularla ve yüksek standartlarla hareket eder. ÜSTÜN YETENEKLİ BİREYLER İÇİN UYGULAMA PLANI Atamız diyor ki: Bir yolcunun yolda yürüyebilmesi için ufku görmesi yeterli değil. Ufkun ötesini de görmesi gerekir. Üstün yetenek beslenmeli, büyütülmeli ve korunmalıdır. Üstün yetenek önce gizlidir, doğan bebekte gizli bir biçimde vardır. Temel eğitimle birlikte üstün yetenek görünür hale geçer ve artık geliştirilebilir. Sayın Genel Müdürümüzün belirttiği gibi, kalıtıma bizim yapacağımız şimdilik bir şey yok. (Olasılıkla, ileride kalıtımsal zekâ da etkilenebilecektir.) Şu an için yapabileceğimiz, kalıtımla gelen potansiyelin üzerinde çalışmak, onu geliştirmektir. Üstün yetenek konusu bizim ülkemizde nasıl ele alınmaktadır? Dünyada üstün yeteneğin bir ülke için önemini fark etmiş ve bunu kurumsal düzeyde ele almış olan ilk devlet olasılıkla Osmanlı İmparatorluğu dur. Enderun Mektepleri, üstün yetenekli çocukları seçen; onları idari, askeri, bilim ve sanat alanları için yetiştiren bir okuldur. Daha sonra Cumhuriyet döneminde, özellikle sanat alanında üstün yetenek gösteren insanlar için özel kanunlar çıkarılmıştır. İzleyen dönemlerdeki kanunlar ise, özel eğitim adı altında, daha ziyade zekâ düzeyi düşük olanlar ve engelliler için çıkarılmıştır. 20 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu

Ülkemizde 2007 yılında bilim ve sanat merkezleri (BİLSEM) yasası çıkmıştır ve BİLSEM ler kurulmuştur. Ancak günümüzde BİLSEM ler sorgulanmakta, alternatif yolların daha uygun olup olmadığı üzerinde düşünülmektedir. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu 2009 yılındaki 19 uncu toplantısında Üstün Yetenekli Bireyler Strateji ve Uygulama Planını oluşturmuştur. Planda şu noktalar üzerinde durulmuştur: Üstün yetenekli çocukların nasıl tanılanacağı; nasıl bir eğitim modeliyle eğitileceği; insan kaynakları ve onların nasıl eğitileceğinin belirlenmesi; ayrıca, yapılan düzenlemelerin sürdürülebilir olması için hangi yasal düzenlemelerin ve bürokratik önlemlerin gerekli olduğunun belirlenmesi. Halen ülkemizde, bütün dünyanın yaptığı gibi zekâyı WISC-R ile ölçüyoruz. Ama bu konuşmadan sonra görüyoruz ki zekâ basit bir özellik değil, belki belli bir cevabı da yok. Nitekim akil bilim adamları oturmuşlar ve çok sayıda kuram ortaya çıkmış. Yenileri de, Üç Çember Kuramı gibi, geliştirilmeye devam ediliyor. Ülkemizde 2007 den bu yana üstün yetenekli çocuklar için bir seçim süreci işliyor. Bu seçim, çocukların ders dışı eğitim gördüğü BİLSEM lere kabul edilecek öğrencileri belirlemek için yapılıyor. BİLSEM e seçim nasıl yapılmaktadır? En önemli seçim sınıf öğretmeni tarafından yapılıyor. Öğretmen çocuklar için gözlem formu dolduruyor ve bazı çocukların üstün yetenekli olarak değerlendirilmesi sürecini başlatıyor. Peki, öğretmen bunu neye dayanarak yapıyor? Tabii ki kendi kişisel deneyimine dayanarak. Peki, bu deneyim neye dayanıyor, kaç yıllık bir sürede oluşmuş, nasıl bir kapsam içeriyor? Bu karar öğretmene verilen çok büyük bir sorumluluk, bana sorarsanız çok da büyük bir haksızlık. Çocuğun bütün bir geleceğini etkileme gücüne sahip karar aşaması, görüldüğü gibi fevkalade sübjektif yani öznel. Sonuçta öğretmeninin doldurduğu gözlem formundaki değerlendirme, üstün yetenekliliğe aday olan büyük grubu oluşturuyor. Bu bilgi ve görüşlere uygun olan çocuklar bir sonraki aşamaya ilerliyorlar, olmayanlar eleniyorlar. İzleyen aşamada Temel Kabiliyetler Testi denen gerçekten çok eski bir grup testi uygulanmakta ve büyük gruptaki bazı çocuklar bu testten alınan puanlara bakılarak elenmektedir. Daha sonra WISC-R uygulanmakta, zekâ bölümü 130 ve üstünde olan çocuklar BİLSEM e kabul edilmektedir. Yukarıda belirtilen bilimsel çalışmaları ve öne sürülmüş olan kuramları göz önüne aldığımızda, Zekâ testini veririz, 130 ve üstünde çıkıyorsa çocuğu üstün yetenekli olarak kabul ederiz. diyebilir miyiz? Hayır. Çünkü üstün yeteneğin WISC-R ın ölçtüğü özellikler kümesinden ibaret olmadığını artık biliyoruz. Üstelik de WISC-R la ilgili bazı trajikomik durumlar da var. Bu testle ilgili kurslar veriliyor, maddelerin doğru cevabı çocuklara öğretiliyor. Daha sonra, zekâsı olasılıkla normal sınıfta olan çocuk ezberlediği cevapları test sırasında veriyor ve zekâ 130 un üstünde çıkıyor. Ebeveyn acaba bir an çocuğunun gerçekten üstün zekâlı çocuklar arasında neler yaşayabileceğini düşünüyor mu? Çok olası ancak beklenebilir başarısızlıkların yol açacağı travmayı düşünüyor mu? Soru şu: Üstün yetenekli çocuk nasıl tanılanabilir? Objektif yani nesnel, bilimsel ve kapsamlı kararlara nasıl varılabilir? II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu 21

Nöroeğitim Üstün yeteneklilerin tanılanmasında yani bu açıdan çocuklardan ölçüm alınmasında hangi yöntemler kullanılmalıdır? Ben buradan Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği ni tebrik etmek istiyorum. Beyin ve Eğitim kavramı bu Derneğin düzenlediği kongrelerde tanıtıldı. Çok daha dinamik olan ve hızlı hareket edebilen özel teşebbüs ve bu bağlamda Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği, nöroeğitim alanında öncü görevi yapmıştır. Bu vizyonları takdire değerdir. Nöroeğitim, dünyadaki bilişsel nörobilim yaklaşımının eğitime uygulanmasıdır (Karakaş, 2010). Zekâ konusunda şimdiye kadar geliştirilmiş kuramların hepsi istatistiksel veya davranışsal nitelikte; bu kuramlarda kişilerin davranışlarına bakılarak sonuçlara varılmakta. Kullanılan ölçme araçları da davranışları ölçüyor. Hâlbuki davranışa gelene kadar bir insanın zihninde ve beyninde en azından şu işler oluyor: Kişi duyumsuyor ve algılıyor, uyarıcı hakkında bir karara varıyor, davranışın ne olacağına karar veriyor ve davranışı yapıyor. Zekâ bunun neresinde, hangi aşamasında, hepsinde mi? Biz bunu bilmiyoruz çünkü biz en sondaki davranışa bakıyoruz (Karakaş, 2010). Nöroeğitimdeki kritik öge beyindir. Nöroeğitim yaklaşımı bilişsel ve duygusal süreçlerin temelinde beynin bulunduğunu öngörür. Bu yaklaşım davranışları aşar, davranışlar ve davranışlara yansıyan zihnin, beyin temelinde gözlenmesini sağlar. Biz beynin nasıl çalıştığını bilirsek, bu çalışma biçimine uygun eğitim stratejileri de oluşturabiliriz. Beyin hakkında bilinenlerin eğitime doğurguları konusunda bazı örnekler verelim: Beyin, bütün ve parçaları aynı anda işlemler. Sağ beyin-sol beyin söylemi ana hatları ile doğru. Ancak zannetmeyelim ki bazı fonksiyonları sadece sol beyin (konuşma gibi) diğerlerini de sadece sağ beyin (müzikle ilgili işlevler gibi) yerine getiriyor. Beyin bir bütün halinde çalışır. Parçaları ve bütünü aynı anda işlemler. Bu bakımdan etkinliklerin, beyin alanlarının etkileşimini, iletişimini sağlayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Biz zannediyorduk ki öğrenme açık olarak yapılan bilinçli bir iştir. Hayır, beyinde öğrenme sadece bilinçli olarak gerçekleşmez. Öğrenme bilinçaltında da oluşur. Dolayısıyla açık öğrenme ve bellek oluşumunun yanında örtük öğrenme ve bellek oluşumunu da gerçekleştiren teknikler kullanmalıdır. Beyin bilgi ve becerileri anısal bellekten türetir. Soyut kavramları ve anlamları özellikle çocuklar doğrudan öğrenemez. Bilgi, özellikle soyut olanlar, çocukların deneyimleri, günlük yaşam ve duyumlarıyla eşleştirilerek sunulmalıdır. Günümüzde uygulanmakta olan yapılandırmacı yaklaşım, işte bunu sağlamaktadır. Üstün Yeteneklilerin Tanılanmasında Güncel Yaklaşımlar Beyin faaliyetleri çeşitli teknikler kullanılarak ölçülebilir. WISC-R dahil tüm psikometrik araçlarda ölçüm dıştan gözlenen davranışlara bakılarak konulur. Onlar uyarıcı ve davranış arasında yer alan süreçleri gözleyemez ve ölçemezler. Örneğin Dikkat Ek- 22 II. Okul Öncesi Eğitim Sempozyumu