AYLIK RAPOR Haziran 2012

Benzer belgeler
HAFTALIK RAPOR 08 Haziran 2012

HAFTALIK RAPOR 18 Ocak 2016

HAFTALIK RAPOR 22 Haziran 2012

HAFTALIK RAPOR 20 Mayıs 2014

HAFTALIK RAPOR 16 Ocak 2017

HAFTALIK RAPOR 07 Kasım 2016

HAFTALIK RAPOR 20 Mart 2017

HAFTALIK RAPOR 06 Mart 2018

HAFTALIK RAPOR 05 Şubat 2018

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

HAFTALIK RAPOR 26 Kasım 2018

HAFTALIK RAPOR 05 Eylül 2017

VakıfBank. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar. Haftalık Ekonomi Raporu. 13 Nisan Bu Haftaki Yazımız..

HAFTALIK RAPOR 27 Ağustos 2018

HAFTALIK RAPOR 20 Haziran 2016

HAFTALIK RAPOR 10 Mart 2014

HAFTALIK RAPOR 02 Ekim 2017

HAFTALIK RAPOR 09 Kasım 2015

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

HAFTALIK RAPOR 02 Ocak 2017

HAFTALIK RAPOR 16 Ocak 2018

HAFTALIK RAPOR 22 Ağustos 2016

HAFTALIK RAPOR 12 Kasım 2018

HAFTALIK RAPOR 05 Ocak 2015

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Ocak 2007

HAFTALIK RAPOR 09 Nisan 2018

HAFTALIK RAPOR 13 Şubat 2018

HAFTALIK RAPOR 05 Aralık 2016

AYLIK RAPOR. Kasım VakıfBank Ekonomik Araştırmalar Müdürlüğü İstanbul

HAFTALIK RAPOR 10 Şubat 2014

HAFTALIK RAPOR 14 Aralık 2015

HAFTALIK RAPOR 03 Temmuz 2017

HAFTALIK RAPOR 03 Mart 2014

HAFTALIK RAPOR 23 Ekim 2017

HAFTALIK RAPOR 18 Temmuz 2016

HAFTALIK RAPOR 19 Ekim 2015

HAFTALIK RAPOR 18 Nisan 2016

HAFTALIK RAPOR 11 Aralık 2017

HAFTALIK RAPOR 23 Temmuz 2018

HAFTALIK RAPOR 22 Mayıs 2017

HAFTALIK RAPOR 10 Aralık 2018

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

HAFTALIK RAPOR 08 Aralık 2014

HAFTALIK RAPOR 04 Mart 2019

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Mart 2007

HAFTALIK RAPOR 11 Eylül 2018

HAFTALIK RAPOR 09 Ekim 2017

HAFTALIK RAPOR 22 Eylül 2014

HAFTALIK RAPOR 16 Temmuz 2012

HAFTALIK RAPOR 05 Kasım 2012

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

HAFTALIK RAPOR 10 Nisan 2017

%7.26 Aralık

HAFTALIK RAPOR 03 Ekim 2016

HAFTALIK RAPOR 16 Temmuz 2018

HAFTALIK RAPOR 24 Nisan 2017

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 9 Temmuz 2018

HAFTALIK RAPOR 05 Kasım 2018

HAFTALIK RAPOR 17 Ekim 2016

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2012

HAFTALIK RAPOR 05 Mayıs 2014

HAFTALIK RAPOR 09 Ocak 2017

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 10 Ekim 2016

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

HAFTALIK RAPOR 02 Kasım 2015

HAFTALIK RAPOR 09 Mart 2015

HAFTALIK RAPOR 23 Ocak 2017

HAFTALIK RAPOR 13 Ağustos 2018

EKİM AYI FİYAT GELİŞMELERİ 5 KASIM 2013

VakıfBank. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar. Haftalık Yurtiçi Ekonomi Raporu Mart Bu Haftaki Yazımız...

HAFTALIK RAPOR 11 Nisan 2016

HAFTALIK RAPOR 17 Ağustos 2015

HAFTALIK RAPOR 06 Kasım 2017

HAFTALIK RAPOR 17 Aralık 2018

HAFTALIK RAPOR 12 Haziran 2017

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

ÖZET ...DEĞERLENDĐRMELER...

HAFTALIK RAPOR 15 Nisan 2019

HAFTALIK RAPOR 15 Şubat 2016

HAFTALIK RAPOR 07 Ekim 2013

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 28 Mayıs 2018

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

HAFTALIK RAPOR 14 Ocak 2019

ÖZET ...DEĞERLENDĐRMELER...

HAFTALIK RAPOR 01 Ağustos 2016

HAFTALIK RAPOR 17 Temmuz 2017

HAFTALIK RAPOR 13 Temmuz 2015

HAFTALIK RAPOR 10 Kasım 2014

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Transkript:

AYLIK RAPOR Haziran 212 İÇİNDEKİLER Mayıs ayında yıllık TÜFE sert bir şekilde geriledi. 212 yılı Mayıs ayında TÜFE bir önceki aya göre %.21 oranında azalarak piyasa ve bizim beklentilerimizin (Vakıfbank: %.48, piyasa: %.4) altında gerçekleşmiştir. Nisan ayındaki artışı ile birlikte %11.14 seviyesine yükselen yıllık TÜFE Mayıs ayında %8.28 seviyesine gerilemiştir. Böylece Mayıs ayında yıllık TÜFE 211 yılı Ekim ayından bu yana ki en düşük seviyesine gerilemiştir. Cari işlemler açığındaki toparlanma Nisan ayında da devam etti. Son açıklanan ödemeler bilançosu istatistikleri cari işlemler açığındaki yavaşlamanın Nisan ayında da devam ettiğini göstermektedir. Nisan ayı verisi ile birlikte yıllık cari işlemler açığı 211 yılı Mayıs ayından bu yana ilk defa 7 milyar doların altına gerilerken, GSYH ye oranı ise %9 seviyesine inmiştir. Bu raporumuzda öncelikle cari işlemler açığının seyri ve son dönemde giderek dikkat çekici bir hale gelen net hata noksan kalemi ele alınmıştır. Buna ek olarak, enerji hariç cari işlemler açının seyri de ele alınmıştır. Raporun ikinci bölümünde ise cari işlemler açığının finansman yapısı incelenmiş ve doğrudan yatırımların finansman içindeki seyri ele alınmıştır. TCMB faiz oranlarında değişikliğe gitmediği Haziran ayı toplantısında zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemeler yaptı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son Para Politikası Kurulu toplantısında beklentilere paralel olarak faiz oranında değişikliğe gitmezken, zorunlu karşılıkların döviz ve altın cinsinden tutulabilecek oranlarında artırımına gitmiştir. Son dönemde küresel piyasalarda yaşanan gelişmeler gelişmekte olan ülke büyümeleri üzerindeki soru işaretlerini arttırırken, bu durumun Türkiye ekonomisine de yansıması önem kazanmaktadır. Bu raporumuzda öncelikle TCMB nin kararları ele alınmış olup, kararların yansımaları incelenmiştir. İzleyen bölümde ise enflasyon ve büyüme beklentileri çerçevesinde küresel ekonomilerdeki gelişmeler ve bu gelişmelerin para politikaları yansımaları ele alınmıştır. Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde %3.7 oranında büyümesini bekliyoruz Euro Bölgesi nde süregelen borç krizinin etkileri birçok dünya ülkesini olumsuz etkilemeye devam ederken, Türkiye ekonomisinde söz konusu etkinin daha sınırlı kaldığı görülmektedir. İç talep ve ekonomik aktivitedeki yavaşlama işaretlerine karşın, ihracattaki artışla birlikte net ihracatın büyümeye katkısının artmasını bekliyoruz. Bu yazımızda ilk çeyrek GSYİH beklentimiz ve beklentimizde rol oynayan faktörler detaylı bir şekilde incelendikten sonra öncül veriler ışığında yılın ikinci çeyreğine ilişkin değerlendirmeler ele alınacaktır.

Oca.4 Tem.4 Oca.5 Tem.5 Oca.6 Tem.6 Oca.7 Tem.7 Oca.8 Tem.8 Oca.9 Tem.9 Oca. Tem. Oca.11 Tem.11 Oca.12 Mayıs ayında yıllık TÜFE sert bir şekilde geriledi. Grafik 1 14 12 8 6 4 2 Kaynak: TÜİK TÜFE (yıllık, %) 8.28 212 yılı Mayıs ayında TÜFE bir önceki aya göre %.21 oranında azalarak piyasa ve bizim beklentilerimizin (Vakıfbank: %.48, piyasa: %.4) altında gerçekleşmiştir. Nisan ayındaki artışı ile birlikte %11.14 seviyesine yükselen yıllık TÜFE Mayıs ayında %8.28 seviyesine gerilemiştir. Böylece Mayıs ayında yıllık TÜFE 211 yılı Ekim ayından bu yana ki en düşük seviyesine gerilemiştir. Grafik 2 Giyim Grubu TÜFE (a-a %) 14 12 8 6 4 2 Nisan Mayıs Nisan Mayıs Nisan Mayıs Nisan Mayıs Nisan Mayıs Nisan Mayıs Nisan Mayıs Nisan Mayıs Nisan Mayıs 24 25 26 27 28 29 2 211 212 Kaynak: TÜİK Mayıs ayında TÜFE nin beklentilerin altında gelmesinde en önemli etken giyim ve ayakkabı grubunun aylık artışının düşük gerçekleşmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Mayıs ayında giyim ve ayakkabı grubunda aylık fiyat artışını %12 beklememize karşın söz konusu gruptaki fiyat artışı %8.6 olmuştur. Geçmiş yıllarda giyim grubundaki Mayıs ayı fiyat gelişmelerine bakıldığında 212 yılında yaşanan farklılık göze çarpmaktadır. Yeni sezon açılması dolayısıyla tarihsel olarak Nisan ve Mayıs aylarında giyim grubu enflasyonu yüksek çıkmaktadır. Mayıs ayında söz konusu grubun fiyat artışı Nisan ayına göre daha yüksek olmaktadır. Mayıs aylarında yıllık enflasyonun bir önceki aya göre sert bir şekilde gerilediği yıllarda (27, 2, 211) dahi giyim ve ayakkabı grubunun fiyat artışı Nisan aylarına göre yüksek olmuşken, son açıklanan verilere göre söz konusu grubun aylık fiyat değişimi Nisan ayına göre önemli ölçüde gerilemiştir. Nisan ayında giyim ve ayakkabı grubunun fiyat artışının geçmiş yıllara göre bir miktar yüksek olması söz konusu gruba ilişkin bir düzeltmenin yaşandığı sonucunu doğurabilmesine karşın, yukarıdaki grafik incelendiğinde sert düşüşün sıra dışı olduğu söylenebilmektedir. Bu durum yurtiçi talebin yavaş seyri ile indirimlerin bir miktar öne çekilmiş olabileceğini de göstermektedir. 2

Oca.4 Haz.4 Kas.4 Nis.5 Eyl.5 Şub.6 Tem.6 Ara.6 May.7 Eki.7 Mar.8 Ağu.8 Oca.9 Haz.9 Kas.9 Nis. Eyl. Şub.11 Tem.11 Ara.11 May.12 May.4 Eki.4 Mar.5 Ağu.5 Oca.6 Haz.6 Kas.6 Nis.7 Eyl.7 Şub.8 Tem.8 Ara.8 May.9 Eki.9 Mar. Ağu. Oca.11 Haz.11 Kas.11 Nis.12 12 11 9 8 7 6 5 4 3 2 Harcama gruplarının enflasyona TÜFE Harcama Gruplarının Katkısı (puan) katkılarına bakıldığında, Mayıs ayında Eğitim %8.6 oranında aylık enflasyonun Ev Eşyası Yıllık Aylık gerçekleştiği giyim ve ayakkabı grubunun aylık enflasyona katkısının.6 puan Ulaştırma olduğu görülmektedir. Mayıs ayında Konut Lokanta ve Oteller Giyim ve ayakkabı Gıda ve Alkolsüz İçecekler fiyatların aylık olarak %2.4 gerilediği gıda ve alkolsüz içecekler grubunda enflasyon beklentilerimizin bir miktar altında gerçekleşmiştir. Söz konusu grup -.63 ile aylık enflasyona en fazla negatif katkıyı yapan grup olmuştur. Mayıs ayında konut -1 1 2 3 Kaynak: TÜİK grubu fiyatlarında önemli bir değişim görülmezken, ulaştırma grubu -.23 puan ile aylık enflasyona negatif katkı yapan bir diğer grup olmuştur. Grafik 3 Grafik 4 Kaynak: TÜİK Çekirdek I Endeksi (y-y, %) 3 Aylık Hareketli Ortalama (%) Piyasalarda enflasyonun gidişatına ilişkin en yakından takip edilen ve gıda ve enerji gibi kontrol edilemeyen kalemleri içermeyen çekirdek enflasyon (I Endeksi) Mayıs ayında beklentilerimizin bir miktar altında kalarak, bir önceki aya göre %1.35 artış göstermiştir. Böylece çekirdek enflasyonun aylık artış hızı Nisan ayındaki %2.1 lik sert yükselişinin ardından gerilemiştir. Mayıs ayında yıllık çekirdek enflasyonda da gerileme görülmüştür. Çekirdek enflasyon Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %7.6 oranında artarken, yıllık çekirdek enflasyonun 3 aylık hareketli ortalamasının ise son 4 aydır aşağı yönlü hareket ettiği görülmektedir. Mayıs ayında çekirdek göstergelerde görülen yavaşlamada, genel trendinin altında gelen giyim grubu fiyatlarının etkili olduğunu söylemek mümkündür. Grafik 5 Enflasyon Göstergeleri (yıllık %) 25 2 15 5-5 - -15 Fark TÜFE ÜFE Kaynak: TÜİK Maliyet kaynaklı fiyat baskılarını izlemekte önemli bir role sahip olan Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) Mayıs ayında gerek aylık gerekse yıllık bazda yükselmiştir. Mayıs ayında ÜFE bir önceki aya göre %.53 artış gösterirken, Nisan ayında %7.65 e kadar gerileyen ÜFE nin yıllık artış hızı da %8.6 seviyesine yükselmiştir. ÜFE verilerine alt gruplar itibariyle bakıldığında tarım fiyatlarında aylık bazda %3.65 oranındaki artış dikkat 3

çekmektedir. 211 yılının Kasım ayından sonra ilk defa bu kadar yüksek bir aylık artışın gerçekleştiği tarım fiyatlarının yıllık artış hızı ise %7.72 olmuştur. Mayıs ayında hem tarım hem de sanayi fiyatları yıllık bazda yükselirken, sanayi fiyatlarında aylık bazda %.12 oranında sınırlı bir düşüş görülmüştür. Tarım grubu fiyatlarında görülen bu yükseliş, önümüzdeki dönemde gıda fiyatları üzerinde bir baskı yaratabilecektir. ÜFE nin Mayıs ayındaki yükselişi ile TÜFE'nin sert bir şekilde gerilemesi sonucunda makro marjin olarak ifade edilen iki enflasyon göstergesi arasındaki fark -.22 gibi düşük bir seviyeye gerilemiştir. ÜFE nin önümüzdeki aylarda TÜFE nin üzerine çıkması enflasyon üzerinde maliyet baskıları yaratabilecek olmasına karşın, bu duruma ilişkin nihai tespitlerin yapılabilmesi için bir süre daha beklenmesi yararlı olacaktır. Petrol fiyatlarının son dönemdeki aşağı yönlü hareketi de bu konuda temkinli olunması gerektiği yönündeki düşüncemizi desteklemektedir. Mayıs ayında yıllık enflasyon bir önceki aya göre önemli ölçüde gerilemiştir. Gıda ve ulaştırma gruplarında görülen fiyat düşüşleri enflasyonun gerilemesinde önemli rol oynarken, giyim ve ayakkabı grubunda görülen fiyat artışlarının genel trendinden daha düşük olması enflasyonun beklentilerimizden aşağı yönde sapmasında başrolü oynamıştır. Enflasyonun önümüzdeki aylarda izleyeceği seyir açısından, ÜFE nin son aylarda sergilediği yükselişi devam ettirip ettiremeyeceği önem kazanmaktadır. Yıllık ÜFE deki yükselişin sürmesi, enflasyon üzerinde maliyet yönlü baskıların artmasına neden olabilecektir. Önümüzdeki birkaç ay yıllık TÜFE de baz etkisi kaynaklı bir miktar yükseliş görülebilecek olmasına karşın, enflasyonun çift haneli seviyelere ulaşması zor görünmektedir. Son dönemde petrol fiyatlarının uluslararası piyasalarda fiyatlarının düşüşü de enflasyondaki ılımlı seyrin devamını destekler niteliktedir. Şubat ayında 111 dolar/varil seviyesine yükselen ham petrol fiyatları Haziran ayı başında %26 gerileyerek 82 dolar/varil seviyesine inmiştir. Küresel piyasalarda büyümeye ilişkin endişelerin petrol fiyatlarını aşağı yönde desteklemesi enflasyon görünümüne olumlu yansıyabilecektir. Gelecek üç aylık periyodda baz etkisi kaynaklı bir yükseliş beklediğimiz yıllık TÜFE nin yılın son çeyreğinde yeniden gerilemesini bekliyoruz. Ancak, Avrupa kaynaklı yaşanan sorunların derinleşmesi ile gelişmekte olan ülkelerden hızlı bir fon çıkışı yaşanması söz konusu düşüşü sınırlayabilecek bir etken olabilecektir. Sonuç olarak, gerek çekirdek enflasyonun artış hızının yavaşlaması gerekse Merkez Bankası nın önemini sıklıkla vurguladığı enflasyon beklentilerinin gerilemesi, TCMB politikalarının enflasyonun ılımlı seyrini desteklediğini göstermektedir. 4

Oca.6 May.6 Eyl.6 Oca.7 May.7 Eyl.7 Oca.8 May.8 Eyl.8 Oca.9 May.9 Eyl.9 Oca. May. Eyl. Oca.11 May.11 Eyl.11 Oca.12 Oca.5 Nis.5 Tem.5 Eki.5 Oca.6 Nis.6 Tem.6 Eki.6 Oca.7 Nis.7 Tem.7 Eki.7 Oca.8 Nis.8 Tem.8 Eki.8 Oca.9 Nis.9 Tem.9 Eki.9 Oca. Nis. Tem. Eki. Oca.11 Nis.11 Tem.11 Eki.11 Oca.12 Nis.12 Cari işlemler açığındaki toparlanma Nisan ayında da devam etti. Son açıklanan ödemeler bilançosu istatistikleri cari işlemler açığındaki yavaşlamanın Nisan ayında da devam ettiğini göstermektedir. Nisan ayı verisi ile birlikte yıllık cari işlemler açığı 211 yılı Mayıs ayından bu yana ilk defa 7 milyar doların altına gerilerken, GSYH ye oranı ise %9 seviyesine inmiştir. Bu raporumuzda öncelikle cari işlemler açığının seyri ve son dönemde giderek dikkat çekici bir hale gelen net hata noksan kalemi ele alınmıştır. Buna ek olarak, enerji hariç cari işlemler açının seyri de ele alınmıştır. Raporun ikinci bölümünde ise cari işlemler açığının finansman yapısı incelenmiş ve doğrudan yatırımların finansman içindeki seyri ele alınmıştır. 9 8 7 6 5 4 3 2 Grafik 1 Net Hata Noksan Cari İşlemler Açığı Dış Kaynak İhtiyacı (Sağ Eksen) 15 5-5 -, Veriler 12 aylık kümülatif olarak hesaplanmıştır. Merkez Bankası tarafından açıklanan verilere göre 212 yılı Nisan ayında cari işlemler açığı, 4.96 milyar dolar ile bizim ve piyasa beklentisinin bir miktar üzerinde gerçekleşmiştir. 211 yılının Ocak- Nisan döneminde 29.3 milyar dolar olan cari işlemler açığı için 212 yılının aynı döneminde 21.2 seviyesine gerilemiştir. Böylece 12 aylık kümülatif cari işlemler açığı Mart ayındaki 71.8 milyar dolar seviyesinden Nisan ayında 69.1 milyar dolar seviyesine gerilemiş yıllık artış hızı da, Temmuz ayından bu yana süren trendini devam ettirerek %.9 a düşmüştür. Son dönemde yüksek miktarda döviz girişine işaret eden net hata noksan kaleminde Nisan ayında 1 milyar dolarlık bir çıkış yaşanmasına karşın son bir yıldaki kaynağı belirsiz döviz girişinin 12.1 milyar dolar ile hala yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Cari işlemler açığından net hata noksan kaleminin çıkartılması ile bulunan dış kaynak ihtiyacındaki gerilemenin de net hata noksan kalemindeki bu düşüşe karşın sürdüğü dikkat çekmektedir. Grafik 2 Enerji Hariç Cari İşlemler Dengesi (yıllık, milyar 2 $) - -2-3 -4 Merkez Bankası tarafından yakından takip edilen ve cari işlemeler açığının politika araçları ile kontrol edilebilen bölümü olarak ifade edilebilen enerji hariç cari işlemler açığı da 211 yılı Kasım ayından bu yana önemli bir düşüş trendine girmiştir. Son açıklanan verilerin ardından enerji hariç cari işlemler açığı yıllık bazda %22.5 gerileyerek 2 milyar dolara düşmüştür. Enerji hariç cari 5

Oca.5 Haz.5 Kas.5 Nis.6 Eyl.6 Şub.7 Tem.7 Ara.7 May.8 Eki.8 Mar.9 Ağu.9 Oca. Haz. Kas. Nis.11 Eyl.11 Şub.12 Oca.9 Mar.9 May.9 Tem.9 Eyl.9 Kas.9 Oca. Mar. May. Tem. Eyl. Kas. Oca.11 Mar.11 May.11 Tem.11 Eyl.11 Kas.11 Oca.12 Mar.12 işlemler açığının gerilemesi dış dengedeki toparlanmanın daha net olarak görülmesini sağlamaktadır. Önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarındaki düşüş cari işlemler açığına olumlu yansıyabilecek olmasına karşın, gerek TL deki kısmi değerlenme ve iç talepteki yavaşlamanın etkisini bir miktar kaybetmesi enerji hariç cari işlemler açığındaki düzelmenin sona ermesine yol açabilecektir. Grafik 3 9 8 7 6 5 4 3 2 - -2 Finans Hesabı (yıllık, milyar $) Doğrudan Portföy Diğer Cari işlemler açığının finansman tarafında bakıldığında, Nisan ayında kümülatif finansman girişindeki gerilemenin devam ettiği görülmektedir. Mart ayında 56.8 milyar dolar seviyesinde olan son on iki aydaki sermaye girişi cari işlemler açığındaki azalmaya da paralel olarak, Nisan ayında 53.6 milyar dolara gerilemiştir. Nisan ayında doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımları bir önce aya göre gerilerken, diğer yatırımlar kaleminde bir yükseliş dikkat çekmektedir. 19 milyon dolarlık net giriş ile doğrudan yatırımlar son beş ayın en düşük seviyesine gerilerken, portföy yatırımlarında ise yabancı yatırımcıların hisse senedi piyasalarından çıkışı (145 milyon dolar) devam etmiştir. Nisan ayında yabancıların DİBS alımları (514 milyon dolar) bir önceki aya göre bir miktar ivme kaybetse de sürmüştür. Nisan ayında bankacılık kesiminin yurtdışı piyasalarda ihraç ettiği 1 milyar dolarlık borçlanma senedi de portföy yatırımlarındaki artış da önemli rol oynamıştır. Nisan ayında önemli ölçüde artan diğer yatırımlar kaleminde ise bankaların artan yurtdışı kredi kullanımları etkili olduğu görülmektedir. Grafik 4 9 8 7 6 5 4 3 2 Doğrudan Yatırımlar / Cari İşlemler Açığı (%) Son dönemde cari işlemler açığında bir gerileme yaşanırken, finansman tarafında da dikkat çekici gelişmeler karşımıza çıkmaktadır. Cari işlemler açığının düşüşüne paralel olarak finans kalemlerindeki döviz girişleri azalırken, finansman yapısı da bu süreçte değişmiştir. Bu bağlamda, doğrudan yatırımların cari işlemler açığını karşılama oranı 2 yılının son çeyreğinden itibaren düşük seviyelerde yatay bir seyir izlerken, toplam sermaye girişi içinde doğrudan yatırımların payı da özellikle son aylarda gerilemiştir. Cari işlemler açığının doğrudan yatırımlarla finanse edilen bölümünün uzun süredir düşük seviyelerde istikrar kazanması ve toplam sermaye girişi içindeki payının azalması, cari işlemler açığının finansmanın da kısa vadeli sermaye olarak tanımlanan portföy yatırımlarının ve borç yaratan diğer yatırımların payının yükseldiğini göstermektedir. Özellikle, küresel piyasalarda başta Avrupa kaynaklı kırılganlıkların artarak devam etmesi sıcak para olarak ifade edilen sermaye girişlerinin önemini arttırmaktadır. 6

Nisan ayı verileri 211 yılı Mayıs ayından bu yana ilk defa 7 milyar doların altına gerileyen cari işlemler açığındaki düzelmenin devam ettiğini göstermektedir. Cari işlemler açığındaki düşüşte, dış ticaret dengesinin ihracatın değerli maden ihracatındaki yükselişin de etkisiyle güçlü görümünü devam ettirmesi ve ithalatın ivme kaybetmesi sonucunda toparlanması etkili olmuştur. Türkiye ekonomisinde cari işlemler açığının düşüşü en önemli kırılganlığımız olarak belirtilen yapısal sorunumuzda bir düzelmeye işaret etmesi bakımından olumlu olarak algılanmaktadır. Ancak, finansman tarafında cari işlemler açığının hala sıcak para olarak ifade edilen kısa vadeli sermaye ile finanse ediliyor oluşu finansman kaynaklı riskleri göz ardı etmememiz gerektiğini göstermektedir. Buna ek olarak, borç yaratan finansman kaynaklarının da toplam sermaye girişi içindeki payının Nisan ayındaki sert yükselişi finansman açısından bir diğer dikkat çekici gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Sonuç olarak, petrol fiyatlarında Mayıs ayından itibaren görülen gerileme cari işlemler açığındaki toparlanmayı destekleyebilecek olmasına karşın önümüzdeki aylarda cari açıktaki söz konusu toparlanmanın bir miktar ivme kaybetmesi mümkün görünüyor. Nisan ayı itibariyle 69.1 milyar dolar seviyesine gerileyen cari işlemler açığının yıl sonunda 65 milyar dolar seviyesine gerilemesini ve 211 yılında % olan GSYİH ya oranının ise %7.5 - %8 aralığına düşmesini bekliyoruz. 7

TCMB faiz oranlarında değişikliğe gitmediği Haziran ayı toplantısında zorunlu karşılıklara ilişkin düzenlemeler yaptı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son Para Politikası Kurulu toplantısında beklentilere paralel olarak faiz oranında değişikliğe gitmezken, zorunlu karşılıkların döviz ve altın cinsinden tutulabilecek oranlarında artırımına gitmiştir. Son dönemde küresel piyasalarda yaşanan gelişmeler gelişmekte olan ülke büyümeleri üzerindeki soru işaretlerini arttırırken, bu durumun Türkiye ekonomisine de yansıması önem kazanmaktadır. Bu raporumuzda öncelikle TCMB nin kararları ele alınmış olup, kararların yansımaları incelenmiştir. İzleyen bölümde ise enflasyon ve büyüme beklentileri çerçevesinde küresel ekonomilerdeki gelişmeler ve bu gelişmelerin para politikaları yansımaları ele alınmıştır. Grafik 1 14 TCMB Faiz Oranları (%) 12 8 6 4.211 11.211 12.211 1.212 2.212 3.212 4.212 5.212 6.21 Ağırlıklı Ort. Fonlama Maliyeti Borç Verme Borç Alma Politika Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Haziran ayı toplantısında faizlerde herhangi bir değişikliğe gitmeyerek politika faiz oranını beklentilere paralel olarak, %5.75 seviyesinde sabit bırakmıştır. TCMB ayrıca borç alma ve borç verme faiz oranlarını %5 ve %11.5 olarak sabit tutmuştur. TCMB nin toplantının ardından yaptığı açıklamada, önceki kararlara paralel olarak, yurtdışı koşulların para politikası duruşunda esneklik gerektirdiği vurgulanırken, enflasyonun bir süre daha hedefin üzerinde seyredecek olmasından dolayı temkinli duruşun korunacağı ifade edilmiştir. Bununla birlikte TCMB nin gerekli görülen günlerde ek parasal sıkılaştırmaya gidebileceğini belirtmesi de önümüzdeki günlerde gerektiğinde istisnai gün uygulamasının devam edebileceğini ve efektif faiz oranının daha yukarı çekilebileceğini göstermektedir. TCMB nin ikinci çeyrek büyümesi için ılımlı toparlanma ifadesini kullanması da dikkat çekmektedir. TL yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tutulabilecek kısmına ilişkin kararlar Karar Tarihi Karar Döviz Rezervi Artışı 5 Ekim 211 % dan %2 ye 3.6 milyar dolar 27 Ekim 211 %2 den %4 a 4.7 milyar dolar 29 Mayıs 212 %4 tan %45 e 2.1 milyar dolar 21 Haziran 212 %45 ten %5 ye 2.7 milyar dolar TL yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların altın cinsinden tutulabilecek kısmına ilişkin kararlar Karar Tarihi Karar Altın Rezervi Artışı 27 Mart 212 % dan %2 ye 2.2 milyar dolar 21 Haziran 212 %2 den %25 e 2.2 milyar dolar TCMB, Haziran ayı toplantısında ayrıca TL yükümlülükler için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tutulabilecek kısmının üst sınırına ilişkin Mayıs ayı toplantısından sonra beklentilerimize paralel ikinci bir ayarlamaya gitmiş ve söz konusu oranı %45 den %5 ye yükseltmiştir. TCMB, beklentilerimiz dahilindeki 5 puanlık yükselişe karşın, döviz TL dönüşüm katsayısını 1.4 yerine 1.7 olarak belirlemiştir. Bu çerçevede, imkanın bankalarca tam olarak kullanılması durumunda TCMB rezervlerinin 2.7 milyar dolar artması, piyasaya ise 2.8 milyar TL likidite sağlanması beklenmektedir. 8

Katsayının beklentilerden yüksek olması, TCMB nin piyasaya sağlayacağı TL likiditenin kısıtlı olacağını göstermekte ve sıkı para politikasının devamının teyidi anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, alınan kararın TCMB rezervlerine artış yönünde katkı yapacak olması da olumlu karşılanmaktadır. Ayrıca TCMB, Türk lirası zorunlu karşılıkların altın olarak tutulabilecek kısmına ilişkin üst sınırı da %2 den %25 e yükseltmiştir. Böylece, sağlanan imkanın önceki uygulamayla aynı oranda kullanılması durumunda, TCMB rezervlerinde 2.2 milyar dolarlık bir artış olacak, piyasaya ise 2.8 milyar TL likidite sağlanacaktır. Grafik 2 7.7 7.6 7.5 7.4 7.3 7.2 7.1 7. Yıl Sonu TÜFE Beklentisi (%) Grafik 3 3.8 3.7 3.6 3.5 3.4 3.3 3.2 Yıl Sonu Büyüme Beklentisi (%) Merkez Bankası nın söylemlerinde fiyat gelişmelerinin enflasyon beklentilerinde bozulmaya yol açmaması önemli bir yer tutmaktadır. Bu çerçeve TCMB enflasyonun mevcut seyrinin yanında ekonomik aktörlerin enflasyona ilişkin bekleyişlerini de politika tasarımında göz önüne almaktadır. Son dönemde TL de görülen değerlenme ve uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının gerilemesi yıl sonu enflasyon beklentilerinin önemli ölçüde gerilemesini sağlamıştır. Bu durum TCMB nin para politikası uygulamalarının enflasyon üzerinde olumlu yansımalarının görüldüğünü yansıtmaktadır. Bunun yanında, küresel krizin ardından 29 yılından itibaren görülen toparlanma sürecindeki aksamanın giderek belirginleştiği de göze çarpmaktadır. Özellikle Avrupa da sorunlu ülkelerde yaşanan borç ve bankacılık sorunlarının giderek derinleşmesi ve bulaşıcı bir nitelik kazanması ile Avrupa daki gelişmelerin ABD ekonomisine de büyüme kaynaklı endişeleri artırıcı şekilde yansımaya başlaması söz konusu süreci desteklemektedir. Uluslararası ekonomilerde yaşanan bu gelişmeler şu anda olmasa bile önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinde de büyümeye ilişkin soru işaretlerini artırabilecektir. Bu sürecin devam etmesi TCMB nin önümüzdeki dönemde enflasyondan daha çok büyümeye odaklanmasına yol açabilecektir. Avrupa ve ABD kaynaklı sorunların artması piyasalarda yeni bir parasal genişleme paketinin uygulamaya konulması beklentilerini güçlendirmiştir. Her ne kadar ABD Merkez Bankası son yaptığı toplantıda QE3 yerine vade uzatım programını (Operation Twist) genişleterek uzatmaya karar verse de sorunların daha fazla hissedilmeye başlanması ile önümüzdeki aylarda yeni bir parasal genişleme söz konusu olabilecektir. Avrupa tarafında ise İspanya ve İtalya kaynaklı sorunların artması ile ECB nin Temmuz ayında 5 baz puanlık bir faiz indirimine gitmesi ve önümüzdeki dönemde yeni bir uzun vadeli kredi imkanı (LTRO) sağlaması söz konusu olabilecektir. İngiltere ve Japonya Merkez bankalarının da genişleyici politikalarına devam ettiği bir ortamda, yeni parasal genişleme uygulamalarının devreye girmesi gelişmekte olan ülkelere fon akışını hızlandırabilecektir. Bu durum görece güçlü konumda olan Türkiye ekonomisinde TL nin değer kazanmasına yol açabilecek ve TCMB yi daha yumuşak duruşa itebilecektir. Sonuç olarak, TCMB Haziran ayı toplantısında gerek yurtiçindeki gerekse yurtdışındaki gelişmeleri de göz önünde bulundurmuş ve enflasyonun bir süre daha yukarı yönlü hareket edeceği beklentisiyle 9

önümüzdeki dönemde de sıkı para politikasına devam edeceğini belirtmiştir. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz gibi, özellikle gelişmiş ülkeler kaynaklı küresel belirsizliklerin dünya ekonomileri üzerinde neden olduğu yavaşlama sinyalleri giderek artmaktadır. Böyle bir ortamda, söz konusu belirsizliklerin Türkiye ekonomisi üzerinde de önümüzdeki dönemde bir etki yaratması mümkün görünmektedir. Daha önce de bahsedildiği gibi, önümüzdeki dönemde küresel ekonomilerdeki olası bir yavaşlamaya bağlı olarak FED, ECB gibi büyük merkez bankalarının yeni bir parasal genişlemeye gitmeleri de mümkünken, bu durum GOÜ ekonomilerine olan ilgiyi artırabilecek ve TL nin de değer kazanmasına yol açabilecektir. Söz konusu durumun oluşması, TCMB nin halihazırda yürütmekte olduğu enflasyon odaklı sıkı para politikası üzerindeki enflasyonist baskıları azaltabileceğinden, izlenecek para politikasında büyümeye odaklanılmasına neden olabilecektir. Böyle bir durumda, TCMB nin piyasalardaki genel beklentilerin aksine, Eylül veya Ekim aylarından önce borç verme faiz oranında bir indirime giderek, faiz koridorunu daraltması mümkün görünmektedir. Bu kapsamda, Vakıfbank olarak, politika faiz oranında yıl sonuna kadar bir değişiklik beklemezken, TCMB nin halihazırda %11.5 olan borç verme faiz oranını yılsonuna kadar %9 a indirmesini bekliyoruz.

26 Q2 26 Q4 27 Q2 27 Q4 28 Q2 28 Q4 29 Q2 29 Q4 2 Q2 2 Q4 211 Q2 211 Q4 27Q2 27Q3 27Q4 28Q1 28Q2 28Q3 28Q4 29Q1 29Q2 29Q3 29Q4 2Q1 2Q2 2Q3 2Q4 211Q1 211Q2 211Q3 211Q4 212 Q1 Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde %3.7 oranında büyümesini bekliyoruz Euro Bölgesi nde süregelen borç krizinin etkileri birçok dünya ülkesini olumsuz etkilemeye devam ederken, Türkiye ekonomisinde söz konusu etkinin daha sınırlı kaldığı görülmektedir. İç talep ve ekonomik aktivitedeki yavaşlama işaretlerine karşın, ihracattaki artışla birlikte net ihracatın büyümeye katkısının artmasını bekliyoruz. Bu yazımızda ilk çeyrek GSYİH beklentimiz ve beklentimizde rol oynayan faktörler detaylı bir şekilde incelendikten sonra öncül veriler ışığında yılın ikinci çeyreğine ilişkin değerlendirmeler ele alınacaktır. Grafik 1 15.. 5.. -5. -. -15. -2. Kaynak: TÜİK Reel GSYİH (y-y,%) Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış GSYİH (ç-ç,%) 11.9 212 yılının ilk çeyreğine ilişkin tablo büyüme verisinin de açıklanmasıyla netleşmiş olacak. 2 yılı ardından 211 yılında da güçlü büyüme performansını devam ettiren Türkiye ekonomisinde yılın ilk çeyreğine ilişkin öncül göstergeler iç talebin belirgin şekilde hız kestiğine işaret etmektedir. Diğer yandan ihracatın artış hızının ithalatı aşması cari işlemler açığı kadar büyüme açısından da olumlu bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmamızın ileriki bölümlerinde detaylı bir şekilde inceleyeceğimiz bu gelişmeler ışığında yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme tahminimiz yıllık bazda %3.7 oranına işaret etmektedir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış büyümenin ise bir önceki çeyreğe göre %.6 oranında artış yaşayacağını düşünüyoruz. i. Sanayi üretimi yılın ilk çeyreğinde ortalama %2.8 büyüdü. 9.1 8.4 5.2 3.7.6 Grafik 2 Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (a-a,%) Sanayi Üretim Endeksi (sağ eksen, y-y,%) 3 2 1-1 -2-3 -4-5 Kaynak: TÜİK Yılın ilk çeyreğinde ekonomik aktiviteye ilişkin yavaşlama sinyallerinin arttığı görülmektedir. Büyümenin en önemli öncül göstergelerinden biri olan sanayi üretim endeksi, 212 yılının ilk çeyreğinde, 211 yılının ikinci çeyreğinde başlayan yavaşlama eğilimini devam ettirerek belirgin şekilde hız kesmiş ve ortalama %2.8 lik bir yıllık büyüme kaydetmiştir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksinde ise yavaşlamanın daha net görüldüğü söylenebilir. Arındırılmış endeks yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre ortalama %.5 lik bir gerileme sergilemiştir. Arındırılmış endekste Ocak ayındaki %3.1 lik sert gerilemenin ardından Şubat ve Mart aylarında pozitif artışlar yaşanmasına karşın bu artışların Ocak ayındaki gerilemeyi telafi edemediği dikkat çekmektedir. Sanayi üretiminin detaylarına baktığımızda, dayanıklı ve dayanıksız tüketim malı imalatının yıllık artış hızındaki yavaşlama iç tüketimdeki yavaşlamayı yansıtmaktadır. Diğer yandan ara malı ile sermaye malı imalatında yaşanan sert gerileme ise dış talep koşullarındaki bozulmaya bağlı olarak üretimin 15 5-5 -15-25 11

1999 Q1 1999 Q4 2 Q3 21 Q2 22 Q1 22 Q4 23 Q3 24 Q2 25 Q1 25 Q4 26 Q3 27 Q2 28 Q1 28 Q4 29 Q3 2 Q2 211 Q1 211 Q4 Oca.7 May.7 Eyl.7 Oca.8 May.8 Eyl.8 Oca.9 May.9 Eyl.9 Oca. May. Eyl. Oca.11 May.11 Eyl.11 Oca.12 May.12 yavaşladığını göstermektedir. Tüm bu gelişmeler ışığında gerek iç talep gerekse dış talep koşullarındaki zayıf görünümün ilk çeyrek büyüme rakamlarında belirleyici olacağı söylenebilir. ii. Yatırımlar zayıf bir performans sergiledi. Grafik 3 125 115 5 95 85 75 65 55 Mevsimsellikten Arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi 211 yılında görece zayıf bir performans sergileyen yatırımların yılın ilk çeyreğindeki seyri büyüme açısından önemli görünmektedir. Yukarıda da değindiğimiz gibi yatırımlar açısından öncül olan yatırım malı imalatındaki sert yavaşlamanın yanı sıra yatırım malı ithalatının da gerilemesi yılın ilk çeyreğinde de yatırımların düşük seyrinin devam ettiğini göstermektedir. Diğer yandan yatırım talebini göstermesi bakımından algılamaları yansıtan mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış reel kesim güven endeksi yılın ilk çeyreğinde yukarı yönlü bir hareket sergilemesine karşın bir önceki yılın aynı dönemine göre yavaşlamıştır. Bu görünüm reel kesimin ekonomiye dair algılamasının geçen yıla göre daha olumsuz ama yine de ılımlı olduğunu göstermektedir. Yılın ilk çeyreğinde %73.6 olan kapasite kullanım oranının nispeten güçlü bir görünüm sergilediği görülürken, mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranının da ilk çeyrekte belirgin bir düşüş yaşanamasına karşın hala düşük seviyelerde seyrettiği dikkat çekmektedir. iii. Net ihracatın büyüme katkısı ilk çeyrekte artacak. Grafik 4 212 yılının ilk çeyreğinde dış ticaret İhracat (y-y,%) İthalat (y-y,%) açığındaki toparlanma daha belirgin hale 35 15-5 gelmiştir. Söz konusu toparlanmada ihracat performansı dikkat çeken bir rol oynarken, ihracatın yıllık artış hızı, 29 yılının son çeyreğinden sonra ilk kez ithalatın yıllık artış -25 hızının üzerine çıkmıştır. Gerileyen ithalat -45 artış hızına karşın ihracatın bu performansı yılın ilk çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısının da artacağına işaret etmektedir. İhracatın bu performansında bölgesel ticaret ağımızın Euro Bölgesi krizi ile birlikte Avrupa dan Orta Doğu ya kaydırılması yönünde atılan adımların meyvelerini vermesinin yanı sıra geçmiş dönemlerden farklı olarak İnciler, kıymetli veya yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller sektörü ihracatında görülen sert artışların etkili olduğu görülmüştür. 12

Mar.7 Tem.7 Kas.7 Mar.8 Tem.8 Kas.8 Mar.9 Tem.9 Kas.9 Mar. Tem. Kas. Mar.11 Tem.11 Kas.11 Mar.12 iv. Kamu harcamalarının ilk çeyrekte büyümeye olumlu katkıda bulunmasını bekliyoruz. Grafik 5 212 yılının ilk çeyreğinde faiz dışı kamu Faiz Dışı Kamu Harcamaları (y-y,%) harcamaları reel olarak yıllık bazda %2.3 25 oranında artış göstermiştir. Harcamalardaki 2 15 yüksek oranlı artışın ilk çeyrekte büyümeye 5 olumlu yansıyacağını düşünüyoruz. Ancak ithalattaki azalışa bağlı olarak ithalde alınan KDV gelirleri ve tüketimin hız kesmesi ile -5 - özel tüketim vergisi gelirlerinde yaşanan düşüş kamu disiplininden taviz vermek istemeyen kamunun harcamalarını Kaynak: Maliye Bakanlığı kısmasına neden olarak önümüzdeki dönemde büyüme açısından dolaylı bir olumsuz etki de doğurabilecektir. Yukarıda değindiğimiz öncül veriler ışığında, yılın ilk çeyreğinde ekonominin yıllık bazda %3.7 oranında büyümesini bekliyoruz. Beklentilerimiz geçen yılın tamamında %8.5, son çeyreğinde ise %5.2 oranında büyüyen ekonominin 212 yılında bir miktar soğuyacağına işaret etmektedir. İlk çeyrekte iç ve dış talepteki yavaşlama işaretleri büyümenin ivme kaybetmesinde temel rol oynamasına karşın, net ihracatın büyümeye katkısı ve kamu harcamalarının performansı büyümeyi destekleyecektir. 212 yılının ikinci çeyreğine ilişkin ilk veriler de açıklanmaya başlandı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi bir önceki aya göre %1 oranında artış yaşayarak ilk çeyreğin ardından daha olumlu bir tablo çizdi. Yılın ilk çeyreğinde arındırılmış endeks ortalama %.5 oranında daralmıştı. Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise Haziran ayında %73 ile 2 yılının Eylül ayından sonraki en düşük seviyesine geriledi. Bu durum yatırım performansı açısından da zayıf seyrin devam ettiğine işaret etmektedir. Yatırım malı ithalatındaki yavaşlamanın da Nisan ayında sertleşmesi bu düşüncemizi desteklemektedir. İhracat ise Nisan ayında beklentilerin üzerinde açıklanmasına karşın altın ihracatının bu artışta pay sahibi olduğu değerlendirildiğinde büyümeye katkısı açısından Mayıs ve Haziran aylarının beklenmesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz. Diğer yandan son dönemdeki olumlu enflasyon gelişmelerinin TCMB nin para politikası açısından elini rahatlatacağını düşünüyoruz. Açıklanan verilerin ekonomide yavaşlamanın devam ettiğini göstermesi durumunda, halihazırda enflasyon odaklı bir politika izleyen TCMB nin büyüme odaklı bir politika izlemeye başlaması mümkün olabilecektir. Tüm bu gelişmeler dikkate alındığında 212 yılında ekonominin bir önceki yıla göre %3.5 oranında büyüyeceği yönündeki beklentilerimizi koruyoruz. 13

Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar ekonomik.arastirmalar@vakifbank.com.tr Cem Eroğlu Kıdemli Ekonomist cem.eroglu@vakifbank.com.tr 212 398 18 98 Nazan Kılıç Ekonomist nazan.kilic@vakifbank.com.tr 212 398 19 2 Ümit Ünsal Ekonomist umit.unsal@vakifbank.com.tr 212 398 18 99 Emine Özgü Özen Ekonomist emineozgu.ozen@vakifbank.com.tr 212 398 18 9 Naime Doğan Eriş Araştırmacı naimedogan.eris@vakifbank.com.tr 212 398 18 92 Fatma Özlem Kanbur Araştırmacı fatmaozlem.kanbur@vakifbank.com.tr 212 398 18 91 Bu rapor Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. tarafından güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan sağlanan bilgiler kullanılarak hazırlanmıştır. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu bilgi ve verilerin doğruluğu hakkında herhangi bir garanti vermemekte ve bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan dolayı sorumluluk kabul etmemektedir. Bu rapor sadece bilgi vermek amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir konuda yatırım önerisi olarak yorumlanmamalıdır. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. bu raporda yer alan bilgilerde daha önceden bilgilendirme yapmaksızın kısmen veya tamamen değişiklik yapma hakkına sahiptir. Vakıfbank Ekonomik Araştırmalar