8 Türkiye Finans tan Dünya Çapında Bir Başarı Öyküsü Türkiye Finans Bankası nın Bilgi Sistemleri Ekibinin yapmış olduğu projeler dünya devi Microsoft tarafından bir başarı hikâyesi olarak gösterildi. Ödüllendirilen bu projelerin her biri sadece ülkemizde değil dünyada ilk kez Türkiye Finans Bilgi Sistemleri ekibi tarafından hayata geçirildi. Bizde bu başarı hikâyesini onlardan dinledik. Teknolojinin hızla ilerlemesi bir yandan hayatımızı kısıtlarken diğer taraftan pek çok konuda hayatımızı kolaylaştırıyor. Bir yandan zamanımızı alıyor, diğer taraftan zamandan tasaruf etmemizi sağlıyor. Ama nasıl bir etkisi olursa olsun şunu kabul etmemiz gerekiyor teknolojiden kaçmak mümkün değil. 2011 in ilk sayısında Bankamızdan bölümünde bankamızın Bilgi İşlemlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İkram Göktaş ile Sistem Sorumlusu Hakan Uzuner le görüştük. Göktaş ve Uzuner bize Türkiye Finans Bankasının Microsoft la ortaklaşa yapmış olduğu çalışmalardan bahsetti. Buraya kadar her şey normaldi. Bugün irili ufaklı pek çok firma kaçınılmaz olarak Microsoft la birlikte çalışıyor. Lakin röportajımız devam ettikçe işin rengi biraz değişti. Bilgi İşlemlerinin yapmış olduğu projeler dünya devi Microsoft tarafından bir başarı hikâyesi olarak ödüllendirilmiş ve Microsoft un medyasında yerini almış. Çünkü yapılan bu projeler sadece ülkemizde değil, dünyada bir ilk olma özelliğini taşıyor. Biz çok heyecanlandık, sizinde heyecanlanacağınıza eminiz. Sözü daha fazla uzatmadan bol bol bilişim kokan bu röportajla sizi baş başa bırakıyoruz.
9 İlk olarak şunu sormak istiyorum, Bankacılıkla teknoloji hangi noktada bir araya geliyor? İkram Göktaş: Bankacılık doğası itibariyle teknolojiyle iç içe geçmiş bir iş. Bir araya gelmesi gibi bir durumdan bahsetmek çok mümkün değil. Çünkü zaten hep bir arada yaşıyorlar. Türkiye Finans tamamen Microsoft altyapısını kullanıyor. Bütün bankacılık altyapısı Microsoft tabanı üzerinde gelişti. O yüzden Microsoft la çok ciddi bir partnerlik ilişkimiz mevcut. Son dönemde Operasyon Müdürlüğümüzün yapmış olduğu bir takım başarılı çalışmalar oldu. Bu çalışmalarda Microsoft un yeni ürünlerinin bir kısmının bankacılıkta uygulanması söz konusu oldu. Birinci Başarı Hikâyesi: TMG ile güvenlik üst seviyeye çıkarıldı Bu çalışmalardan bahsedebilir misiniz? İkram Göktaş: Bugün güvenlik çok önemli. Özellikle son zamanlarda yaşanan gelişmeler bilgi sistemlerinde güvenliğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Güvenlik için bankamızda farklı farklı uygulamalar kullanılıyordu. İlk başarı hikâyelerimizden biride bu düşüncemizden ortaya çıkıyor, Forefront Threat Management Gateway 2010 (TMG). TMG ile tek bir üründe farklı farklı ürünleri bir araya getirmiş olduk. Bu maliyetlerin azalmasına, yönetim kolaylığına ve daha profesyonel bir bakış açısının kazanılmasını sağladı. Microsoft la benzer bir şekilde yapmış olduğumuz bir diğer çalışma, GeoCluster yapısına geçtik. Hakan bey, sizden de güvenlik alanında yapılan bu başarı hikâyesini dinleyebilir miyiz? Hakan Uzuner: Biz aslında Microsoft la iç içe çalışan bir bankayız. Biz son dönemde sadece yaptığımız işlere biraz daha vizyon kattık. Operasyon departmanı olarak biz zaten çok yoğun çalışan bir departmanız. Fakat gördüğümüz şey şu, biz Microsoft ürünlerinin tamamına yakınını kullanıyoruz. Baktığımızda diğer bankalarda ve dünya örneklerinde de Microsoft kullanılıyor. Biz bu ürünleri nasıl daha iyi kullanabiliriz ve bankamıza nasıl katma değer sağlayabiliriz noktasında araştırma yapmaya başladık. Yani zaten yaptığımız bir işe biraz vizyon kattık. Burada İkram beyin çok büyük katkıları oldu. Kendisi bizi yönlendirdi. Yapılan çalışmalardan bir diğeri ise kurum içi iletişimde tüm telefon, kablolu ve kablosuz ağın Alcatel-Lucent ürünleri kullanılarak yüksek performansta çalıştırılması. Bilgi İşlemlerinden Sorumlu Müdür Yardımcısı İkram Göktaş bu projeyi şu sözlerle anlatıyor. Kurum içi iletişimde eskiden ben sizi arıyordum ve siz belli nedenlerden dolayı telefonunuzu açamayabiliyordunuz. Artık beni aramadın deme şansınız yok. Çünkü bu sistemle birlikte kırmızı bir lamba sürekli olarak yanıyor ve kimin aradığını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bizde bu yönlendirme doğrultusunda dört başarı hikâyesi yakalamış olduk. Bunlardan biri TMG. Burada yaptığımız en önemli nokta muadili olan bir ürün yerine çok daha uygun bir fiyata Microsoft ürünü tercih etmemiz ve bu ürünün muadil üründen çok daha başarılı bir şekilde çalışması. Finans sektöründe bunu dünyada ve Türkiye de yapan ilk kuruluş biziz. Muadil ürün dünyada çok yaygın bir ürün. Tabi ki biz bu projeyi ortaya koyarken amacımız bir heyecan aramak değildi. İkram bey, bize her zaman şunu söyler: Asla bir konuda öncü olmayın. Çünkü o işin risklerini de üstlenmiş olursunuz. Biz bu konuda zaten çok yetkindik. Ürünü çok iyi biliyorduk. Konuyla ilgili ciddi testler yapılarak bu ürüne geçildi. Burada önemli iki nokta var, birincisi bankamıza maddi bir getiri sağladık. İkincisi ise artık çalışanlarımıza daha kaliteli bir hizmet verebiliyoruz. Bu bizim güvenlik alanında ki başarı hikâyemiz. Bu banka personeli için yapılmış bir çalışmaydı. Neden böyle bir çalışma yapıldı? Hakan Uzuner: Diğer muadil üründe bir takım sızmalar olabiliyordu. Örneğin girmek istediğiniz bir takım siteler yanlış filtrelenebiliyordu. Biz Türkiye Finans Bankası olarak global bazlı yasaklar yapıyoruz. Bunlar nedir? Örneğin kumar siteleri ya da illegal ilaç siteleri gibi filtrelemeler yapıyoruz. Bu filtrelerde bir takım sızmalar olabiliyordu. Biz bu yüzden bizim daha çok söz sahibi olabileceğimiz, yönlendirebileceğimiz bir ürüne geçtik. Böylelikle banka içerisinde ki güvenlik seviyesini daha başarılı bir filtreleme yaparak daha üst seviyelere çıkarmış olduk. Peki, bu güvenlik çalışması banka çalışanları için yapılan bir uygulama dahi olsa bir tüketici olarak şunu sormadan edemiyo-
10 rum, insanların kişisel hesaplarına girebilmek mümkün mü? GeoCluster dan kastımız, fiziki olarak ayrı ama online olarak bağlı bir sistem. Hakan Uzuner: Belli durumlarda mümkün olabiliyor. Bugün Sosyal Mühendislik denilen bir kavram var. Bugün kötü niyetli bir kişi karşısında ki insanın belli bilgilerini bilirse banka hesaplarına ulaşabiliyor. Örneğin, hangi ilde doğduğunu, ortalama yaşını, arkadaşlarını yahut tuttuğu takım gibi bir takım bilgileri alarak sosyal mühendislikle banka hesaplarına ulaşabiliyorsun. Burada bankanın alabileceği önlemler tabi ki var ama nereli olduğunuz tuttuğunuz takım gibi bir takım şeyler sizin banka şifrelerinize yansıyor. Biraz da çevrenize yakın insanlarsa kimliğinizi bir şekilde alıp görebiliyorsa sosyal mühendislik yoluyla sizin bilgilerinize ulaşabilmesi mümkün. Peki, burada güvenliği sağlamak bankada, sizin alanınıza giriyor mu? Hakan Uzuner: Tabi ki, bizim burada amacımız zaten güvenliği üst seviyeye çıkartmak. Benim biraz önce bahsettiğim olayda Muadil olan ve çok pahalı olan bir ürünün yerine Microsoft un çok daha başarılı bir ürününü koymanız. Çünkü genellikle bankalarda insanlar buna cesaret edemiyor. Bu ürün zaten çalışıyor, herkes bunu kullanıyor, bunu neden değiştirelim düşüncesi hâkim. Biraz da bunun üzerinde tecrübe sahibi olmakla alakalı. Biz şimdi ürünü çok iyi bildiğimiz için istediğimiz gibi modifiye ettik ve diğer ürünü ortadan kaldırdık. Bu da bize iç güvenlik noktasında çok büyük bir artı kazandırdı. Sizin bu bahsettiğiniz dışarıdan gelecek ataklardır. Bu konuda da güvenlik departmanımız zaten çalışıyor. 2. Başarı Hikâyesi: GeoCluster Olası bir felaket anında Peki, Microsoft la yapılan ve öne çıkan bir diğer çalışma nedir? Hakan Uzuner: Microsoft la yapılan bir diğer çalışma, GeoCluster. Felaket durumlarında, bu durumlar deprem olabilir yahut sel baskını olabilir bu örnekleri uzatabilmek mümkün, bankamızın sürekli çalışabiliyor olması lazım. Bu tür konular için felaket senaryoları üretiriz. Bu senaryonun en biliniri bir uygulamanın birden çok ortamda çalıştırılmasıdır. Buna basit bir örnek vermek gerekirse bir felaket durumunda bu binaya bir şey olması halinde iş sürekliliği için bahçeye ek bir bina yapılabilir gibi bir takım önlemler alınıyor. Bunlar çok bilindik yöntemler. Pek çok banka pek çok kuruluş bunu zaten yapıyor. Biz buna Felaketten Kurtarma Senaryoları diyoruz. Biz burada farklı olarak bir eklemede bulunduk. Burada GeoCluster dan kastımız, fiziki olarak ayrı ama online olarak bağlı bir sistem. Biz bu şekilde bir sistemi kurduk. Bu başarı hikâyesi de daha önce Türkiye de yapılmadığı için süreçler sancılı geçti. Peki, burada tam olarak ne yapılıyor diye sorarsanız şu şekilde bir açıklama getirebilirim. Burada ki yapımızda şöyle çalışıyor: İstanbul da ki tüm datalar eş zamanlı olarak Ankara da ki sunucularımızın veri depolama ünitelerine gönderiliyor. Ve bu nedenle olası bir felaket anında bu İstanbul çapında da olsa Ankara dan sistem tamamen sürekliliğini devam ettirebilecek şekilde konumlandırılmış bir durumda. Diğer kuruluşlar bunu bu şekilde yapmıyorlar mı? Hakan Uzuner: Diğerleri online çalışmıyorlar ya da İstanbul dışında böyle bir alternatifleri yok. Bunu diğer bankalar neden düşünemiyor peki? Hakan Uzuner: Düşünemiyor değiller. Bu işin içerisinde IMC, Microsoft, IBM ve banka olarak biz varız. Biz bu üç üreticinin son teknolojilerini kullandık. Bu da aslında biraz istemeyerek oldu ama sonucu çok güzel oldu. Bankacılık sistemimizi yeni bir platforma geçiriyorduk. Bu platform geçişleri sırasında yeni ürünlerin bir takım destekleri var. Madem bu kadar yatırım yapıyoruz bu projeyi de yapalım istedik. Geçiş aşamasında sahip olduğumuz teknolojiler bunu desteklediğinden dolayı bunu kullanmaya karar
konumumuzdan da kaynaklanan avantajlar oldu diyebiliriz. Peki, İkram Bey biraz önce sorduğum soruyu size de aktarmak istiyorum. Bilgi sistemleri ekibi olarak pek çok başarı hikâyesinin kurucuları olmuşsunuz. Bu fikirlerin nasıl doğduğunu bir de sizden dinleyebilir miyiz? verdik. Ama eminim ki pek çok bankadan da yakın bir zaman içerisinde GeoCluster örnekleri göreceğiz. Doğru zamanda doğru iş yaptığımızı söyleyebilirim. Aslında benim merak ettiğim bu yaratıcı düşüncelerin nasıl bulunduğu? Hakan Uzuner: Burada vizyon İkram beyden geliyor. Biz operasyon tarafındayız. Biz bu işi her şekilde yapabiliriz. İkram bey bize belli konularda yön veriyor. İkram bey, bize her zaman gerekmediği sürece öncü olmayın öğüdünde bulunur. Bu çok mantıklı. Biz bu işte öncü olduk ve gerçekten sancısını çektik. Burada hemen İkram beye sormak istiyorum, İkram bey bir işte öncü olmak önemli değil mi? İkram Göktaş: Mutlaka öncü olmak önemlidir. Ama bu tür projeler çok ciddi maliyetli projeler. Diğer büyük bankaların girmedikleri bir alana siz giriyorsunuz. Burada şöyle bir avantajımız vardı. Küçük olmak maliyetler açısından bir dezavantaj belki ama biz küçük olduğumuz için onlara göre daha hızlı hareket edebiliyoruz. Hem karar mekanizmalarını çok hızlı çalıştırma şansımız var hem de aksiyon almada çok hızlı olma şansımız var. Diğer taraftan teknolojide de emin olamıyorsunuz. Biz çok uzun süre test yaptık. Burada öğrenilmiş bir ders yoktu. Biz bizzat yaşayarak öğrendik. Çok büyük projelere girip risk almak çok zor. Bu yüzden çok dikkatli olmanız lazım. Evet, biz bu işlerde öncü olduk ama bizi biraz hayat buraya getirdi. Türkiye de tamamen Microsoft bazlı çalışan dört tane banka var. Biz bunlardan ilkiyiz. Çok fazla örnek alabileceğimiz bir banka yoktu. Ya da bizim kadar Microsoft un her ürününü kullanıp bir araya getirecek durumları da yok. O yüzden biraz bizim mevcut İkram Göktaş: Bilgi sistemleri olarak 178 kişiyiz. Operasyon ekibimizde yaklaşık 56 kişi çalışıyor. Burada hem teknik hazırlama aşamasından hem de fikri hazırlık aşamasından bahsedebilmek mümkün. Benim iş ailemde dört müdür arkadaşım var. Dört birim müdür arkadaşım ben ve ilgili servis yönetici mümkün olduğu kadar bir araya gelerek kararları birlikte alıyoruz. Kararları birlikte aldığımız için arkadaşlarda projeleri daha çok sahipleniyorlar. Birilerinin verdiği kararı salt uygulayıp yapmak bir çözüm ama sizinde içinde dâhil olduğunuz bir projede çalışmak daha keyifli oluyor. Ön hazırlık aşaması yönetsel bu şekilde gelişti. Hakan Uzuner: Bunu zamanlama olarak cevaplarsak GeoCluster yaklaşık altı ay sürdü. GeoCluster ın altı ay gibi bir süre sürmesinin nedeni Microsoft, IBM ve EMC tarafında bir takım sıkıntıların olmasıydı. Bunların Türkiye ofisleri bu projeyi daha önce Türkiye de yapmadıkları için destek veremediler. Yurtdışından destek almak zorunda kaldık. TMG konusunda ortalama bir ay. Yapalım yaptık gibi bir süreç oldu. OCS de bir üç ay gibi bir sürede geçirdik. 3. Başarı Hikâyesi: OCS Online eğitimin gücü Eğitim odaklı bir başarı hikâyesinin daha olduğunu duyduk. Hakan Uzuner: Microsoft un OCS dediğimiz bir ürünü var. Bu ürün, bizim mesajlaşma altyapımıza destek veren bir ürün. Daha anlaşılır bir ifadeyle sizin Messenger olarak bildiğiniz bir düzenek. Bu ürün bize şirket içi mesajlaşma özelliği sağlıyor. Bir nevi kurum içerisinde kendi aramızda chatleşmemizi sağlıyor. Fakat bu ürünün sadece bu özelliği yok. Aynı zamanda web konferans özelliği var. Yani siz oturduğunuz yerden Ankara da ki İzmir deki Londra da ki insanlarla web üzerinden görüşebiliyorsunuz. Bu ürün zaten kullanıyordu ama biz onu artı olarak
12 paylasim@turkiyefinans.com.tr Microsoft Çözüm Satış Uzmanı Kadir Kaya TFKB bünyesinde gerçekleştirilen Office Communications Server 2007 R2 projesi çok başarılı bir proje ve Microsoft olarak örnek projeler arasında gösteriyoruz. Anlık Mesaj, konferans kullanım özellikleri yanında özellikle iş süreçlerine entegrasyon yapılarak Finans sektöründe kurumlara yol gösteren bir çalışma oldu. Cari Operasyon da belli limit üzeri işlemlerde onaylar OCS üzerinden işlemekte, bunun yanında şubelerden eğitimlere katılım sayesinde hem zaman kaybı azalmakta, harcamalar düşmekte çalışanların verimliliği artmaktadır. Gittikçe artan kullanımı ile oldukça yüksek kazanç sağlayan bu örnek çalışma için tüm TFKB ekibini kutluyor ve birlikte nice başarılı projelere imza atmayı diliyoruz. daha farklı bir biçimde de kullanmış olduk. OCS dediğimiz ürünü kimse bizim gibi eğitim amaçlı kullanmıyordu. Biz böylelikle çok sayıda insana eğitim olanağı sağlamış olduk. Bunu bir örnekle açıklayabilir misiniz? Hakan Uzuner: Örneğin bizim terfi eğitimlerimiz var. Bu terfi eğitimlerimiz bizim eğitim departmanımız için gerçekten önemli eğitimler. Aslında personel ve banka için de çok önemli olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü terfi herkesi ilgilendiren ve çalışan psikolojisini etkileyen bir konu. Terfi edebilmek için biz personelimize eğitim veriyoruz. Ortalama eğitim alan 3500 e yakın personelimiz var. Yıllık ise 8000 kişiye eğitim veriyoruz. Bütün illerden şubeler olsun bölge müdürlükleri olsun merkeze gelip buradan eğitim alıyorlar. Her yıl verdiğimiz bu eğitimlerde bankanın pek çok maliyeti oluyor. Eğitim almaya gelen kişilerin konaklama gibi pek çok maliyeti oluyor. Diğer taraftan eğitim almaya gelen kişinin şubesinden ayrılması, şubede ki işlerim aksaması ve ailesinden uzaklaşması gibi pek çok negatifliklerde yaratıyordu. Biz operasyon müdürlüğü olarak şunu düşündük, biz bu ürünü zaten kullanıyoruz ama bu ürünün böyle bir özelliği de var. Peki, biz bu ürünün bu özelliğini neden kullanmıyoruz diye düşündük. Böylelikle bu eğitimleri bu ürüne taşıdık. Artık insanlar bu eğitimler için her yıl seyahat etmiyor, ailesinden ayrılmıyor ve konaklama ücreti ödenmiyor. Eğitimi, sadece bir ya da iki saat bilgisayar başında öğretmenin sesini ve görüntüsünü görerek alıyor. Ayrıca eğitim verilirken dersler kaydediliyor ve kişi herhangi bir nedenden dolayı eğitimi kaçırmışsa kaydedilen bilgileri portalımız üzerinden tekrardan dinleyebiliyor. Bu bankacılık sektöründe Türkiye deki ikinci en büyük proje. Bu proje bankamıza yıllık 3.5 milyon dolar para kazandırdı. Önceden ortalama kişi başı maliyetimiz 800 dolardı, bu 75 dolara düştü. Peki, çalışanlar bunu nasıl karşıladı? Hakan Uzuner: Çok teşekkür ediyorlar. Bizde bu durumdan oldukça memnunuz. Çünkü daha öncesinde kişi bu eğitimleri almak için seyahat ediyordu, bu şubeden ayrılmasına ve işlerinin aksamasına neden oluyordu. Tabi ki biraz öncede belirttiğim gibi bankamız için konaklama ve aynı zamanda bir yol bedeli vardı. Bunların hepsi ortadan kalkmış oldu. Bizim yaptığımız şey sadece güzel yapılan işlere biraz vizyon kazandırmak oldu. Microsoft ta bu projeyi bir başarı hikâyesi olarak kendi yayınlarında gösterdi. İkram Göktaş: Ben ilk geldiğimde bütün arkadaşlarımla görüştüm ve bütün iş aileleriyle birer gün süren toplantılar yaptık. Burada herkes çok çalışıyor ama ne yaptıklarını gerçek anlamda üst yönetimde bilen yok. Velhasıl ben yaptığım bu toplantılarda şunu fark ettim, bizim gerçekten bir sürü ürünümüz var. Bu bahsettiğimiz üründe elimizde vardı, biz bu ürünün bedelini Microsoft a ödemişiz ama tam anlamıyla kullanmıyoruz. Arkadaşlarıma ricam şu oldu, Kafanızı önünüze eğin ve düşünün ürünün hangi özelliklerinin olduğunu Tabi her özelliği banka kullanacak diye bir şey yok. Benim teknolojiye merakım her zaman vardı. Ben ofis programlarını kendimce iyi kullanırım. Ama araştırıp içine girdikçe ben %10 ununu anca kullanabildiğimi fark ettim. Elinizde bir ürün var ve siz sadece %10 ununu kullanabiliyorsunuz. Nasıl verimli olabilirsiniz o ürünün kullanım verimliliğini artırarak bunu düşünmemiz gerekiyordu. Örneğin ben Bankada ki herkese ciddi bir Outlook eğitimi vermek istiyorum. Outlook şu anda bankada ki herkes için en önemli bir uygulama. Ama çok ciddi kullanımı bilinmiyor. Aslında kullanabileceğiniz o kadar güzel ve önemli özellikleri var ki. Mevcut ürünleri daha iyi nasıl kullanırız diye düşündüğümüz zaman aslında tüm bunlar ortaya çıktı. Biz bir şeyi birilerinden nasıl farklı yapalım diye düşünmedik. Artık şimdi her bir arkadaşımız
şunu da yapalım diyerek bir şeyler üretme gayreti içerisinde. Bir başarı hikâyesi daha yapalım içinde biz de olalım diyorlar. Bu bakış açısı biraz da yeni fikirleri ortaya çıkartıyor. Mor inek hikâyesi vardır biliyorsunuz eğer bir işi diğerlerinden farklı yaparsanız ortaya çıkar. Farklının yanında farklı maliyet ve sürati ortaya koyduğunuz zaman daha anlamlı bir hale geliyor. Çünkü biz hakikaten zamanla inanılmaz bir yarış içindeyiz. Bütün iş ailelerinin bizden beklentileri var. Hem bu beklentileri yerine getirerek hem de bankamızı bundan sonra beş altı yıla taşıyacak altyapı projeleri de yapabiliyor olmamız lazım. Microsoft bu projeyi nasıl bir başarı hikâyesi olarak anlattı? Hakan Uzuner: Bizim başarı hikâyelerimiz Microsoft un hem web sayfalarında yayınlandı hem de diğer kurumlara basılı medyalar olarak dağıtıldı. Microsoft için bir başarı hikâyesi yapmak aslında zor. Şöyle düşünün sizin 500 bine yakın müşteriniz var. Ben başarı hikâyesi yaptığımda bunu herkes istiyor. Microsoft un bu durumda çok seçici olması ve çıtayı yükseltmesi gerekiyor. Tabi Microsoft un bir projeyi başarı hikâyesi olarak adlandırması için belli kriterleri vardı. Birincisi yapılan bir uygulamanın daha önce yapılıp yapılmadığına bakıyor. İkincisi ciddi bir katma değerinin olması lazım. Yani bunu yapan kurum gerçekten bir kazanım sağlamalı. Üçüncüsü bunu yaptığınız zaman maddi getirisinin dışında bazı getirilerinin de olması gerekiyor. Bugün pek çok fikir var. Asıl önemli olan bu fikirleri hayata geçirebilmek. En önemli takdiri biz bu noktada aldık. Microsoft ta iki temel medya var, biri internet üzerinden. Microsoft başarı hikâyesini internet üzerinden hem İngilizce hem de Türkçe olarak yayınlıyor. Birde basılı medyalar var. Yaprak baskılar, hem bize dağıtılıyor hem de diğer bankalara. İkram Göktaş: Ben geçmişte çok eğitim verdim. Bizim banka olarak her yıl yaptığımız terfi eğitimlerinde arkadaşlarımızı iki hafta boyunca bir eğitim bombardımanına tutuyorduk. Sonra da sınav yapıyorduk. O stres sınav başarı oranını %50 lerde tutuyordu. Biz sistemimizi bu şekilde değiştirdiğimiz zaman insanlar artık bu eğitimlere kendi mekânlarından girebiliyor durumuna geldiler, defalarca aynı konuyu dinleme şansına sahip oldular. Tüm bu özellikler de başarı oranlarına yansıdı. Diğer bir avantajı interaktif bir sistem olduğu için ayrıca istediğiniz soruyu anında sorabiliyor olmanız. Sistemde bir el işareti var, siz Microsoft Kurumsal Müşteriler Çözüm Uzmanı Mehmet Üner Forefront TMG Projesi Türkiye finans sektöründeki şirket içi internet güvenliği projeleri arasında örnek gösterilecek bir projedir. Hem proje ekibinin başarılı bir şekilde çözümü uygulaması, hem yerine geçtiği bir önceki çözümden çok daha fazla güvenlik özelliğini çok daha uygun maliyetlere sağlaması sayesinde Microsoft olarak projeyi güvenlik alanındaki oncü projelerden bir olarak gördük ve başarı hikayesi yaptık. Bu projeden sonra birçok Microsoft Müşterisi Türkiye Finans ı örnek alarak Forefront TMG çözümüne geçiş yapmıştır. bu el işaretine bastığınız zaman eğitimci sizin soru sormak istediğinizi görüyor. Sorduğunuz soruya göre anında yazılı ve sözlü cevap veriliyor. Tabi eğitimler esnasında küçük guizler de yapılıyor. Bir konu anlatıyorsunuz test yapılıyor, bu test sonucunu anında öğrenebilme şansınız var. Örneğin çek anlatıyorsunuz vade konusu var. Vade konusunda 10 12 kişi hata yaptıysa eğitimci bunu bir kez daha anlatma ve üzerine düşme şansı var. Anlaşılmadığını sorulardan görebiliyorsunuz. Böylelikle başarı oranı not olarak %70 lere yükseldi. Tabi sınavı geçen herkes terfi edecek diye bir şey yok. B u belli koşullarda oluşacak. Diğer taraftan sınavı geçemediğiniz zaman hiç şansınız yok. Bunu dünyada ilk defa Türkiye Finans Bankası yaptı öyle mi? Hakan Uzuner: Evet O zaman biz ülke olarak teknoloji konusunda çok da eksik değiliz. İkram Göktaş: Dünyada teknoloji lideri ülkeler var. Son dönemde yapılan çalışmalara baktığınız zaman artık silah dediğiniz şey yazılım. Klasik silah diye bir şey kalmadı. Türkiye bu konuda çok çok iyi. Aslında ortada sadece bir ürün var. Microsoft bunu üretmiş. Bunun uygulayıcısı olmak kâşif olmak anlamına gelmiyor. Sadece fırsatı görmek anlamına geliyor. 13