Benzer belgeler
Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. HACETTEPE ÜNĐVERSĐTESĐ Sosyal Bilimler Enstitüsü

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

I. BÖLÜM I. DİL. xiii

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

ORTA DOĞU VE KAFKASYA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Yazar Hakkında Dilek Turan Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü nden lisans (1995), yüksek lisans (1998) ve doktora (2002)

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Öğretim Üyesinin Adı: Yrd. Doç. Dr. Milena Yordanova

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE VE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ DİL KURSLARIMIZ BAŞLIYOR

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Söylem Çözümlemesi (ETI205) Ders Detayları

IMT18004 OKUDUĞUNU ANLAMA Z IMT18005 DUYDUĞUNU ANLAMA Z IMT18006 DİL KULLANIMI Z

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

TRAKYA ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖRGÜN ÖĞRETİM ARA SINAV PROGRAMI (SEÇMELİ)

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ. Yüksek Lisans Bilimsel Hazırlık Sınıfı Dersleri. Dersin Türü. Kodu

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ BATI DİLLLERİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ

MOĞOLCA İBNİ MÜHENNÂ LÜGATİ BÜLENT GÜL

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) *

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR PROGRAMI

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MÜTERCİM -TERCÜMANLIK BÖLÜMÜ

Teknik Çeviri (ETI320) Ders Detayları

KIRGIZİSTAN TÜRKİYE MANAS ÜNİVERSİTESİ MODERN DİLLER YÜKSEK OKULU MÜTERCİM - TERCÜMANLIK BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI

EDEBİYAT. Edebiyat okumak bakmak ve görmek arasındaki hassas çizgiyi anlamayı sağlayan bir yolculuğa çıkmaktır. (By Oleg Shuplyak)

IMT15001 İNGİLİZCE OKUMA-YAZMA Z IMT15002 İNGİLİZCE DİNLEME-KONUŞMA Z IMT15003 İNGİLİZCE DİLBİLGİSİ Z

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

Yüksek Lisans Öğretim Programı Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı

DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Çeviri Eleştirisi (ETI402) Ders Detayları

DERS BĠLGĠLERĠ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

DERS BİLGİLERİ Ders Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler Dersin Yardımcıları Dersin Amacı

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ BÖLÜM AÇMA BAŞVURU DOSYASI

OĞUZ KAĞAN DESTANI METİN-AKTARMA-NOTLAR-DİZİN-TIPKIBASIM

DERS BİLGİLERİ TÜRKÇE I: YAZILI ANLATIM TRD

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...III

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Bitirme Yılı. Lisans İlahiyat Fakültesi Ankara Üniversitesi 1999

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

NEDEN BOĞAZİÇİ? Özgür düşünceli Araştırmacı Kendine güvenen Önyargısız Topluma saygılı Girişimci. bireyler

DERS İÇERİKLERİ. DILB1001 Dilbilimine Giriş

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

DİL VE İLETİŞİM. Prof. Dr. V. Doğan GÜNAY

BİRİNCİ BÖLÜM KURAMSAL ÇEVİRİ YAKLAŞIMLARI

İÇİNDEKİLER 1. KİTAP. BÖLÜM I Program KavraMI ve TÜRKÇE ÖğRETİM PrograMI. BÖLÜM II TÜRKÇE Öğretim PrograMININ TARİhî Gelişimi BÖLÜM III

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

KAFKAS ÜNIVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESI SLAV DİLLERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DERSLERİN İÇERİĞİ I.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Dilbilim ve Çeviri (ETI105) Ders Detayları

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

ANKARA YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARAP DİLİ VE EDEBİYATI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (TEZLİ) (DİL: TÜRKÇE) EK 6

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

Çeviriye Giriş (ETI200) Ders Detayları

Lisans Eğitim Programı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

Arnavutça (DİL-2) Boşnakça (DİL-2)

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

RUS DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ PROGRAMI

TALAT TEKİN VE TÜRKOLOJİ. Editörler: Prof. Dr. Emine Yılmaz Prof. Dr. Nurettin Demir Dr. Öğr. Üyesi İsa Sarı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KAHRAMANMARAŞ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10. SINIF OSMANLI TÜRKÇESİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Transkript:

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...I KISALTMALAR.....V ÖN SÖZ.VI GİRİŞ...VIII I. BÖLÜM 1. ÇEVİRİ KONUSUNA GENEL BAKIŞ...1 1. 1. Çeviri Nedir?...1 1. 2. Çevirinin Tarihsel Gelişimi...8 1. 3. Türk Dünyasında Çeviri Tarihi...... 12 1. 3. 1. Türkiye de Çeviri...19 1. 4. Çeviri Kuramları....21 1. 5. Çeviri Türleri...25 1. 5. 1. Yazın metinlerinin Çevirisi......26 1. 5. 2. Bilimsel Metinlerin Çevirisi...31 1. 5. 3. Teknik Metinlerin Çevirisi...32 1. 5. 4. Bilgisayarlı Çeviri...33 1. 5. 5. Konferans Çevirmenliği...35 2. ÇEVİRİDE PRENSİPLER VE SORUNLAR...37 2. 1. Çeviri Prensipleri...37 2. 1. 1. Çeviriye Başlamadan Önce Uyulması Gereken Prensipler...42 2. 1. 2. Çeviri Yaparken Uyulması Gereken Prensipler...45 2. 1. 3. Bazı Özel Çevirilerde Uyulması Gereken Prensipler...50 2. 1. 4. Çeviride Metin Türünün Önemi...52 2. 1. 5. Çeviride Eş Değerlik...53 2. 2. Çeviri Sorunları...57 2. 2. 1. Çeviride Kayıp...62

II. BÖLÜM 1. KIRGIZCADAN TÜRKÇEYE ÇEVİRİ...64 1. 1. Kırgızlar ve Kırgız Türkçesi...64 1. 2. Anadolu Türkleri ve Türkiye Türkçesi...68 1. 3. Kırgızca İle Türkçe Arasındaki Farklılık ve Benzerlikler...70 1. 3. 1. Söz Varlığındaki Farklılık ve Benzerlikler...70 1. 3. 1. 1. Alıntı Sözler...70 1. 3. 1. 2. Karşılığı Bulunmayan Sözler...75 1. 3. 2. Gramatikal Farklılık ve Benzerlikler...121 1. 3. 2. 1. Ekler...121 1. 3. 2. 2. Alıntı Yapı ve Kurallar...127 1. 3. 2. 3. Fiiller...130 1. 3. 3. Sentaktik Farklılık ve Benzerlikler...131 1. 3. 4. Noktalama ve İmlâdaki Farklılık ve Benzerlikler...134 1. 3. 4. 1. Noktalama İşaretleri...134 1. 3. 4. 2. İmlâ Kuralları...144 1. 3. 5. Semantik Farklılıklar ve Benzerlikler...145 1. 4. Kırgız Türkçesinden Türkiye Türkçesine Çeviri Meseleleri...149 1. 4. 1. Kırgızcadan Türkçeye Çeviri Sorunları ve Uyulması Gereken Prensipler...150 1. 4. 1. 1. Çeviri Tekniğiyle İlgili Sorunlar ve Çözüm Yolları... 151 1. 4. 1. 2. Söz Varlığı Farklılıklarından Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Yolları..155 1. 4. 1. 3. Gramatikal Farklılıklardan Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Yolları.163 1. 4. 1. 4. Sentaktik Farklılıklardan Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Yolları 168 1. 4. 1. 5. Noktalama ve İmlâdaki Farklılıklardan Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Yolları...169 1. 4. 1. 6. Semantik Farklılıklardan Kaynaklanan Sorunlar ve Çözüm Yolları 174 III. BÖLÜM 1. METİN TÜRLERİ AÇISINDAN KIRGIZCADAN TÜRKÇEYE ÇEVİRİ...178 1. 1. Metin Türü Açısından Çeviri...178 1. 1. 1. Edebî Metinlerin Çevirisinde Karşılaşılan Sorunlar ve Uyulması Gereken Prensipler...179 II

1. 1. 2. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Karşılaşılan Sorunlar ve Uyulması Gereken Prensipler...183 1. 1. 3. Teknik Metinlerin Çevirisinde Karşılaşılan Sorunlar ve Uyulması Gereken Prensipler...184 1. 2. Kırgızcadan Türkçeye Edebî Metinlerin Çevirisi...184 1. 2. 1. Kırgızcadan Türkçeye Nesir Çevirisi...184 1. 2. 1. 1. Nesir Çevirilerinde Anlama Dayalı Olarak Yapılan Yanlışlıklar...184 1. 2. 1. 2. Nesir Çevirilerinde Üslûba Dayalı Olarak Yapılan Yanlışlıklar......197 1. 2. 1. 3. Nesir Çevirilerinde Ortak Sözlerin Kullanılmamasından Kaynaklanan Yanlışlıklar...208 1. 2. 1. 4. Nesir Çevirilerinde Gramer Kuralları Açısından yapılan Yanlışlıklar...215 1. 2. 1. 5. Nesir Çevirilerinde Sentaktik Farklılıklardan Kaynaklanan Yanlışlıklar...219 1. 2. 1. 6. Nesir Çevirilerinde Bağlamın Dikkate Alınmamasından Kaynaklanan Yanlışlıklar...226 1. 2. 1. 7. Nesir Çevirilerinde Yabancı Kelimelerle İlgili Olarak Yapılan Yanlışlıklar...229 1. 2. 1. 8. Nesir Çevirilerinde Kelime Seçimiyle İlgili Yapılan Yanlışlıklar...230 1. 2. 2. Kırgızcadan Türkçeye Şiir Çevirisi...232 1. 2. 2. 1. Şiir Çevirilerinde Anlamla İlgili Yapılan Yanlışlıklar...233 1. 2. 2. 2. Şiir Çevirilerinde Kafiyeyle İlgili Yapılan Yanlışlıklar...250 1. 2. 2. 3. Şiir Çevirilerinde Hece Sayısıyla İlgili Yapılan Yanlışlıklar...255 1. 2. 2. 4. Şiir Çevirilerinde Üslûba Dayalı Olarak Yapılan yanlışlıklar...259 1. 2. 2. 5. Şiir Çevirilerinde Ortak Sözlerin Kullanılmamasıyla İlgili Yapılan Yanlışlıklar...261 1. 2. 2. 6. Şiir Çevirilerinde Yanlış Söz Seçiminden Kaynaklanan Yanlışlıklar......264 1. 2. 3. Kırgızcadan Türkçeye Bilimsel Metinlerin Çevirisi...265 1. 2. 3. 1. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Anlama Dayalı Olarak Yapılan Yanlışlıklar...265 1. 2. 3. 2. Bilimsel Metinlerin Çevirilerinde Terimlerle İlgili Yapılan Yanlışlıklar...272 III

1. 2. 3. 3. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Üslûba Dayalı olarak yapılan Yanlışlıklar...277 1. 2. 3. 4. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Ortak Sözlerin kullanılmamasından Kaynaklanan Yanlışlıklar...284 1. 2. 3. 5. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Fazla Söz Kullanımından Kaynaklanan Yanlışlıklar...287 1. 2. 3. 6. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Yönteme Dayalı Olarak Yapılan Yanlışlıklar...288 1. 2. 3. 7. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Taklidî Sözlerle İlgili Yapılan Yanlışlıklar...290 1. 2. 3. 8. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Yardımcı Fiillerle İlgili Yapılan Yanlışlıklar...292 1. 2. 3. 9. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Yanlış Söz Seçiminden Kaynaklanan Yanlışlıklar...295 1. 2. 3. 10. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Hedef Lehçenin Yeterince Bilinmemesinden Kaynaklanan Yanlışlıklar...299 1. 2. 3. 11. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Sentaktik Farklılıklardan Kaynaklanan Yanlışlıklar...303 1. 2. 3. 12. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Çevirinin Eksik Yapılmasından Kaynaklanan Yanlışlıklar...304 1. 2. 3. 13. Bilimsel Metinlerin Çevirisinde Kaynak Lehçenin Etkisinde Kalmaktan Kaynaklanan Yanlışlıklar...305 EKLER...307 Camiyla......307 Kızıl Elma.....332 İngilizce Özet...336 Türkçe Özet...337 KAYNAKÇA......338 IV

KISALTMALAR age. adı geçen eser agm. adı geçen makale agy. adı geçen yer Alm. Almanca Ank. Ankara Ar. Arapça çev. çeviren doğ. doğumu Dr. Doktor F. Farsça hakk. hakkında harf. harfiyen İng. İngilizce İst. İstanbul Kırg. Kırgızca mec. mecazî mes. mesela M.Ö. milâttan önce Prof. Profesör R. Rusça s. sayfa sat. satır ss. sayfalar arası T. Türkçe TDK Türk Dil Kurumu vb. ve benzeri vs. vesaire yay. yayınları V

ÖN SÖZ Çeviri uygarlıklar arasında köprü kuran, toplumları birbirine yaklaştıran etkin bir iletişim aracıdır. Teknik ve bilimsel alanda çağın son gelişmelerine ayak uydurabilmek çeviriyle mümkündür. Kültürel gelişmenin zirveye ulaştığı dönemler aynı zamanda çeviri çalışmalarının da zirvede olduğu dönemler olmuş, çeşitli uyanış çağları çeviriyle başlamıştır. Çeviri uluslar arası alış verişin artmasıyla da giderek daha büyük önem kazanmış, bilgi alış verişinde, teknoloji transferinde, bilimsel çalışmalarda, endüstride, ticaret ve ekonomide, uluslar arası ilişkilerde, kısaca hayatın her alanında karşımıza çıkar olmuştur. Türk toplumları açısından ise ayrı bir önemi vardır çevirinin. Öyle ki, yıllarca birbirlerinden ayrı, habersiz yaşamış olan Türk toplumları, yeniden çeviri yoluyla tanışmışlar, iletişim kurmuşlardır. Henüz istenen düzeyde olmasa da pek çok eser karşılıklı olarak çevrilmiştir. Ancak bu ilk çeviriler doğrudan lehçeden lehçeye değil, başka diller aracılığıyla yapılmış, dolayısıyla da pek çok ortak dilsel ve kültürel özellik kaybolmuştur. Böylesine önemli bir fonksiyonu yerine getiren Türk Lehçeleri arası çevirinin şu ana kadar prensipleri ve sorunları belirlenmemiş, bu iş amatör bir şekilde yerine getirilmiştir. Oysa gelişen sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasî ilişkiler sonucunda çeviriye her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Zaten büyük ölçüde benzer dil ve kültür ögelerine sahip olan Türk toplulukları çeviri yoluyla daha da yakınlaşacak, aralarındaki anlaşma güçlükleri asgarî düzeye indirilecektir. Çevirmen çeviri yaptığı dili, o dili konuşanların kültürünü, tarihini, düşünce tarzını çok iyi bilmek zorundadır. Bu yönüyle bakıldığında Türk Lehçeleri arasında yapılan çeviriler, herhangi bir yabancı dilden Türkçeye yapılan çeviriye göre çok daha kolay gerçekleştirilebilecektir. Ancak yakınlık ya da benzerlik her zaman bir avantaj olmayıp, çok önemli sorunlara da neden olabilmektedir. Bu hususların belirlenmesi lehçeler arası çeviri çalışmalarında büyük oranda doğruluk ve kolaylık sağlayacaktır. Çalışmamızda çeviri konusu ele alınarak Kırgızcadan Türkçeye çevirinin prensip ve sorunları belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmamız üç bölüm halinde düzenlenmiştir. Lehçeler alanında bu husustaki çalışmalar yetersiz olduğundan VI

öncelikle genel olarak dilden dile çeviri konusunda araştırma yapılmış, çevirinin ne olduğu, çeviri kuramları, çevirinin dünyada ve Türk dünyasında tarihsel gelişimi, çeviri türleri ile çevirinin prensip ve sorunları incelenmiştir. İkinci bölümde genel çeviri prensip ve sorunlarından yola çıkılarak ve Kırgızca ile Türkçenin farklılık ve benzerliklerinden kaynaklanan çeviri sorunları da dikkate alınarak Kırgızcadan Türkçeye çevirinin prensip ve sorunları belirlenmeye çalışılmıştır. Üçüncü bölümde çeviri, edebî türler açısından ele alınmıştır. Bu amaçla daha önceden belirlediğimiz, Kırgızcadan Türkçeye yapılmış çeviri örnekleri incelenerek tespit edilen bu prensip ve sorunlar daha anlaşılır kılınmaya çalışılmıştır. Parça parça verdiğimiz bu çeviri örneklerinin bağlam içinde değerlendirilebilmesi için Cemile ve Kızıl Elma hikayelerinin tarafımdan yapılmış çeviri özetlerinin ekler kısmında verilmesi uygun görülmüştür. Çalışmamızın sonuç bölümünde Kırgızcadan Türkçeye çeviri konusunda elde ettiğimiz sonuçlar maddeler halinde belirtilmiştir. Birbirlerinden zaman ve mekan mesafesiyle yüzyıllardır ayrı kalan kardeş Kırgız ve Türk toplumları arasındaki iletişimi daha da güçlendirmek, kolaylaştırmak amacıyla yapılmış olan çalışmamızın diğer Türk Lehçeleri arasında yapılacak olan çeviriler için de yararlı olmasını umuyor ve diliyoruz. Çalışmamın her aşamasında bana yardımcı olan sevgili hocam Doç. Dr. Gülzura Cumakunova Hanıma öncelikle teşekkür ederim. Ayrıca danışmanım olmamasına rağmen tezimle ilgilenen değerli hocam Prof. Dr. Sema Barutçu Özönder Hanıma da teşekkürü borç bilirim. Kaynaklara ulaşmam konusunda yardımdan kaçınmayan bölümümüz asistanlarından Aynur Öz, Selcan sağlık, Melek Erdem ve Gülsüm Killi Hanımlara da sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Tezimin son aşamasında plan açısından değerli önerileriyle çok büyük yardımlarını gördüğüm sevgili hocam Doç. Dr. Melek Özyetkin Hanıma da teşekkürlerimi sunarım. VII

GİRİŞ Konu Kırgızcadan Türkçeye Çeviri Meseleleri adlı çalışmamızda Türk Dilinin iki uzak lehçesi olan Kırgız Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasındaki çeviri prensip ve sorunları incelenmiştir. Çalışmada İzlenen Yol Bu çalışmada yazılı kaynaktan faydalanma metodu ile dilden dile çeviri literatürü taranmış; çevirinin anlamı, kuramları, tarihçesi, türleri ile prensip ve sorunları ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çeviri eserler incelenirken ise öncelikle Kırgızca asılları ve Türkçe çevirileri tamamıyla gözden geçirilmiş, daha sonra tek tek cümleler incelenmiştir. Tespit edilen çeviri yanlışları fişleme metodu ile listelenmiş, böylece sorunlar anlam, üslûp, ortak sözlerin kullanımı, yanıltıcı benzerlikler, deyim ve atasözleri, dilbilgisi vb. şeklinde gruplandırılmıştır. Tespit edilen bu hatalı cümle ya da paragraf çevirileri yukarıdaki sorun başlıkları altında tek tek analiz edilmiş ve böylece bir taraftan sorunlar ortaya konulurken, diğer taraftan da lehçeler arası aktarma yapılırken uyulması gereken prensipler belirlenmiştir. Şiir çevirisi kısmında da yine cümle ya da sözün bağlam içinde değerlendirilebilmesi için, kısımlar uzun ve konu bütünlüğü olacak şekilde tespit edilmiştir. Sözlük çevirisindeki hatalar bazen sözün anlamında bulunabildiği gibi, bazen de verilen örnek cümlelerde görülmüştür. Bunlar da yine ayrı başlıklar altında incelenmiştir. Araştırmalarımız esnasında noktalama ve yazım kurallarındaki farklılıkların da çeviride oldukça önemli olduğu görülmüş; o nedenle bu husus da çeviri prensip ve sorunları içinde ele alınmıştır. Çalışmamızda orijinali Kiril alfabesiyle yazılmış olan Kırgızca örnekler, isteyen herkesin okuyabilmesi amacıyla Latin alfabesine aktarılarak verilmiştir. Ayrıca bu örneklerin çevirmen tarafından Türkçeye eksik aktarılan, çevirisinde VIII

fazladan eklenen, yanlış aktarılan kısımlar ve ortak olmalarına rağmen çeviride kullanılmayan deyimler koyu harflerle gösterilmiş ve bu kısımlarla ilgili açıklamalar yapılmıştır. Kırgızca bölümler ve çevirileri orijinal şeklinde, aynı yazım kuralları ve noktalama işaretleri kullanılarak verilmiştir. Şiir çevirisi kısmında hata, fark ve benzerliklerin daha iyi görülebilmesi amacıyla eserin orijinali, E. G. Naskali ile tarafımızdan yapılan Türkçe çevirileri yan yana verilmiştir. Çalışmada kullanılan eserler Çalışmamızda edebî eserlerin çevirisi kısmı için ünlü Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov un Üç Tomdon Turġan Çıġarmalar adlı eserinden aldığımız Cemile ve Kızıl Elma adlı hikâyeleri ve bunların Refik Özdek tarafından yapılan Türkçe çevirileri; şiir çevirisi için Manas Destanı ile Emine Gürsoy Naskali tarafından yapılan Türkçe çevirisi; bilimsel metinlerin çevirisi için de Yudahin in Kırgız Sözlüğü nün Abdullah Taymas tarafından yapılan Türkçe çevirisi kullanılmıştır. Ancak maalesef bu çevirilerin hiç biri doğrudan Kırgızcadan Türkçeye değil, ikinci, hatta üçüncü dillerden (Rusça, Fransızca, Almanca gibi) yapılmış; bu da her iki Türk lehçesinde ortak olan pek çok dilsel ve kültürel ögenin kaybına neden olmuştur. O nedenle tespit edilen yanlışlıkların çoğuna, doğrudan çeviri hatası olarak bakılması doğru değildir. Çeviriler incelenirken özellikle bu husus göz önünde tutulmuştur. Ancak burada Türk Lehçeleri arası çeviri meselesinin aydınlatılmasında ve prensiplerin belirlenmesinde sadece mevcut çevirilerle sınırlı kalınmayıp konuya genel olarak da temas edilmeye çalışılmıştır. IX

I. BÖLÜM 1. ÇEVİRİ KONUSUNA GENEL BAKIŞ 1. 1. Çeviri Nedir? Dilbilime yeni bakış açıları getiren çeviribilim, çağın gereksinimlerine bağlı olarak çeviri sorunlarının uygulamalı bir düzlemde, yöntemli biçimde ele alınması sonucu ortaya çıkmıştır. Son otuz yılda önemli gelişmelere sahne olan çeviribilim hem uygulamalara, hem de teorik yaklaşımlara açık bir alandır. Çeviri, yabancı dil öğretimi, yazın eleştirisi, sözlükbilim, bilgi-iletim, iletişim, deyişbilgisi gibi alanlarla birlikte Uygulamalı Dilbilimin dallarından biridir. Çeviribilim çeviriyi bilimsel, toplumsal, göstergebilimsel bir olgu biçiminde ele alıp irdeleyen, bir kurama dayanarak açıklamaya çalışan bilim dalı 1 olarak tanımlanmaktadır. Çeviribilim için Fransızcada Traductologie, Almancada Übersrtzungswissenschaft, İngilizcede ise Science of Translation terimleri kullanılmaktadır. Çeviribilim temelde çevirinin ne olduğu, ne tür prensiplerin göz önüne alınması gerektiği ve çeviride karşılaşılan sorunları araştırır ve çözüm yolları sunar. Bunların yanı sıra çevirinin çok boyutlu olmasına bağlı olarak dilsel ve kültürel yönlerini, metin türü açısından gösterdiği özellikleri, çeviri eleştirisinde uygulanabilecek ölçütlerin neler olduğunu, çeviri öğretiminin uyulması gereken ilke ve yöntemlerini inceleyen ve çözüm yolları sunan bir alandır. yapılmıştır: Çevirinin yerli ve yabancı bilim adamları tarafından çeşitli tanımları Uluslararası Çevirmenler Derneğinin kurucuları arasında yer alan ve kendisi de başarılı bir çevirmen olan Edmond Cary çeviriyi, farklı dillerde ifade edilen iki metin arasındaki eş değerlikleri bulmaya çalışan bir işlem 2 olarak tanımlar ve bu eş değerliklerin her zaman ve kesinlikle iki metnin doğasına, kullanım amaçlarına, iki 1 Göktürk, Akşit, Çeviri: Dillerin Dili, YKY, İst., Ekim 2000, s. 109. 2 Cary, Edmond, Çeviri Nasıl Yapılmalı?, çev. Mete Çamdereli, İst., Şubat 1996, s. 97.

halkın kültürü arasında bulunan ilişkilere, onların ahlâksal, duygusal ve entelektüel iklimlerine bağlı olduğunu belirtir. Bir başka bilim adamı, Almanya nın Saarbrücken Üniversitesinde Çeviribilim Bölüm başkanlığı yapmış olan Alman bilim adamı Wolfram Wills çeviriyi kaynak dildeki bir metnin hedef dildeki eş değer bir metinle yer değiştirmesi eylemi 3 olarak tanımlar. Bu tanıma göre çeviri iki dil arasında eş değerlik kurma işlemidir. Çeviri yeteneğinin bir tür doğuştan gelen yetenek olduğunu göz önünde tutmak gerektiğini savunan Wills, çevirinin çevirmene, metne ve bilgisayara dayalı olmak üzere, en az üç ayrı biçimde tanımlanabileceğini de belirtmektedir: Çevirmene dayalı tanım: Çeviri, bir çevirmenin bir kaynak dil iletisini amaç dilde yeniden ürettiği süreçtir. Böylece kaynak dil iletisini, amaç dil alıcısı için anlaşılır, alınabilir duruma getirir. Metne dayalı tanım: Çeviri, yazılı bir kaynak dil metnini elden geldiğince eş değerde bir amaç dil metnine aktaran, kaynak dildeki metnin sözdizimsel (syntactic), anlambilimsel (semantic), kullanımsal (pragmatik) anlaşılmasını gerektiren bir aktarma sürecidir. Bilgisayara dayalı tanım: Çeviri, kaynak dildeki gösterge bileşimlerinin amaç dildeki gösterge bileşimleri yerine, bilgisayarla programlanarak konması sürecidir. 4 Wills e göre çeviri, temelde, çoğunlukla bir insan olan çevirmenin sorun çözme yeteneğine dayanan, zihinsel, biraz bilgisel (cognitive), biraz yorumbilimsel (hermeneutic), biraz da çağrışımsal (associative) bir işlem olarak görülmelidir. Çeviri, yaratıcı değil, daha çok yeniden yaratıcı bir dilbilimsel etkinliktir. Wills çevirinin, hiçbir zaman bir hiçten yaratma değil, tersine eldeki metnin çifte kuralla kuşatılmış yeniden bir üretimi olduğunu savunur. 3 Wilss, Wolfram, Übersetzungswissenschaft, Probleme und Methoden, 1997, s.72. 4 Wills, Wolfram, Yazko Çeviri Dergisi, Çeviri Sürecinde Yaratıcılık Ögeleri, çev. A. Nihal Akbulut, cilt 1, sayı 1-6, yıl 1981-1982, s. 169. 2

Çeviri konusundaki çalışmalarıyla tanınan J. R. Ladmiral, çeviriyi bir dildeki iletişim düzenini diğer dildekine dönüştüren ikinci dereceden bir iletişim, bir üst-iletişim aracı 5 olarak tanımlamaktadır. Ladmiral çevirinin diller ve toplumlar arasında iletişim sağlayıcı işlevi üzerinde durmakta, dilsel, metinsel boyutuna değinmemektedir. Bu bakımdan Ladmiral ın tanımı dar kapsamlıdır. Yazar ve çevirmen Alan Duff yabancı dil öğretmenlerine pratik bilgiler vermeye yönelik olarak hazırladığı Translation adlı eserinde çeviriyi, dilbilimsel ve kültürel engeller karşısında mesajları iletme yolu olarak, üstün bir konuşma aktivitesi 6 şeklinde tanımlamaktadır. Duff da çeviriyi tek boyutlu olarak ele almakta, sadece kültürler arasında iletişim sağlayıcı rolü üzerinde durmaktadır. Ancak dilbilimsel ve kültürel engellerden de bahsederek çevirinin dilsel ve toplumsal yönüne de değinmektedir. Türkiye de de özellikle son otuz yıldır çeviri konusuna ilgi artmış, bu konuda dilbilimciler, yazarlar ve çevirmenler görüşlerini beyan etmişlerdir. Çeviribilim alanında öğretim çalışmalarına başlayan ilk bilim adamlarımızdan olan, edebiyat eleştirmeni, yazar ve dilbilimci Akşit Göktürk çeviriyi dillerarası ve diliçi olmak üzere ayrı ayrı tanımlamıştır: Dillerarası çeviri: Bir doğal dilin göstergelerini başka bir doğal dilin göstergeleriyle yorumlama edimidir. Diliçi çeviri: Bir dildeki göstergeleri, yalınlaştırma, güncelleştirme vb. amacıyla, aynı dil içinde başka göstergelerle yeniden söyleme edimidir. 7 Göktürk, çevirinin öneminden bahsederken, çeviriyi, başka dillerin tanımladığı başka dünyaların tanıtılması, yeni bilgi alanlarına açılmanın yolu olarak görmektedir. 8 Yine İstanbul Üniversitesinde Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanlığı yapmış olan değerli dilbilimcilerimizden Berke Vardar çeviri etkinliğinin bütün çağlarda karşımıza çıkmakla birlikte özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra öneminin giderek arttığını belirttikten sonra çeviriyi doğal bir dildeki bildirilerin 5 Ladmiral, Jean-René, Dilbilim V, Traduction et connotaion, 1980, s. 162. 6 Duff, Alan, Translation, 1989, s. 5. 7 Göktürk, Akşit, Çeviri: Dillerin Dili, İst., Ekim 2000, YKY, s. 110. 8 age. s. 14-15. 3

anlamsal ve işlevsel eş değerlik sağlanarak bir başka doğal dile aktarılması 9 olarak tanımlar. Berke Vardar bu tanıma göre çeviride dillerarası ve insansal bir etkinliğin söz konusu olduğunu, dil içi ve bilgisayar çevirisinin bu tanımın dışında kaldığını belirtir. Vardar yazısında dil içi ve bilgisayarlı çevirinin tanımlarını da vermiştir: Dil içi çeviri bir dildeki göstergeleri yine o dildeki açıklamalarla, tanımlamalarla, eş anlamlı ya da karşıt anlamlı sözcüklerle yorumlama eylemidir; bilgisayar çevirisi ise bir dildeki göstergeleri yapay bir dildeki dilsel olmayan göstergelerle yorumlayan etkinliktir. 10 Ahmet Kocaman Dilbilim Araştırmaları (1993) dergisinin Çeviri Eleştirisi özel sayısındaki yazısında, çeviride daha çok dil-biçem boyutunu önemseyen, özellikle yapısal dilbilimcilerin çeviriyi biçimi korumaya özen gösteren bir etkinlik olarak nitelediklerini, dili kuşatan kültür sorunlarına öncelik verenlerin içeriğe daha çok önem verdiklerini, günümüzde ise toplumbilim ve edimbilim kavramlarının öne geçmesinin ileti ağırlıklı tanımların benimsenmesine yol açtığını belirtmektedir. Kocaman yazısında ayrıca çevirinin geleneksel ve çağdaş tanımlarını şöyle vermiştir: Geleneksel tanım: En üst düzeyde anlam eş değerliği sağlamak amacıyla kaynak dilde yazılmış bir metnin yerine hedef dilde yazılmış bir metin konulması işlemidir. Çağdaş tanım: Kaynak dilde anlatılmış bir iletiyi, iletideki içeriğin tek ya da birkaç düzeyde eş değerliğini en üst düzleme çıkararak anlatılmış bir iletiye dönüştürme işlemidir. 11 Burada her iki tanımda da eş değerlikten söz edilmekle birlikte birincisinde metin düzleminde, sınırlı bir eş değerlikten, ikincisinde ise hem içerik, hem ileti, hem de dilin işlevlerini de kapsayan çok boyutlu bir eş değerlikten bahsedilmektedir. 9 Vardar, Berke, Türk Dili Dergisi, Çeviri Sorunları Özel Sayısı, cilt 38, sayı 322, 1978, s. 66; YAZKO Çeviri Dergisi, Çeviri Konuşmaları, cilt 1, sayı 1-6, 1981-1982, s. 172. 10 Vardar, Berke, Türk Dili Dergisi, Çeviri Sorunları Özel Sayısı, cilt 38, sayı 322, 1978, s. 66. 11 Kocaman, Ahmet, Dilbilim Araştırmaları Dergisi, 1993, s. 2. 4

Tahsin Aktaş pek çok bilim adamının çeviri tanımlarını verdikten sonra kendisi de çeviriyi, bir dildeki bildirinin başka bir dilde değişik bir düzenekle anlatılması ya da diller ve kültürler arası bir bilgi aktarımı olarak tanımlamaktadır. 12 Aktaş çeviride diller arası eş değerlik kurmanın önemi üzerinde durmakta, bunun için de anlam çevirisini savunmaktadır. Bir başka görüşü de Nedret Pınar ın eserinde görmekteyiz. Nedret Pınar, çeviriyi iki boyutta ele alır. Pınar çeviriyi dar anlamıyla yazılı bir metni biçim, anlam, bildiri (mesaj) ve üslûp düzeylerinde kaynak dilden hedef dile aktarma; geniş anlamıyla ise, bir kültür ürününü başka bir kültürün okurlarına sunma eylemi olarak tanımlar. 13 Pınar, tanımında çeviriyi sadece dilsel bir işlem olarak görmeyip kültürler arası iletişim işlevi açısından da ele almaktadır. Ahmet Kocaman, İsmail Boztaş ve Ziya Aksoy un ortak çalışmaları olan İngilizce Çeviri Kılavuzu adlı eserde çeviri, iki (kaynak ve hedef) dil arasında bir eş değerlik kurma sorunu olarak ele alınmaktadır. 14 Bilim adamlarımızdan Özcan Başkan ise çeviriyi şöyle tanımlar: Bir dildeki belli bir parçada, yani dilcede bulunan anlamın, başka bir dildeki belli bir dilcede yeniden kurulmasını sağlayacak biçimde girişilen dilsel bir aktarma işlemi. 15 Başkan çeviri işleminin bir bakıma iki dil arasında uzlaşmayı sağlayan bir teknik olduğunu savunur. Başkan a göre her çeviride iki dil söz konusudur: Kendisinden aktarma yapılan kaynak dil ve kendisine aktarma yapılan erek dil. Gerek Batılı bilim adamları, gerekse Türk bilim adamları tarafından yapılan tanımlarda çevirinin iki özelliği üzerinde önemle durulduğu dikkati çekmektedir: Diller arasında eş değerliğin kurulması ve milletler, kültürler arası iletişimi sağlaması. Çağdaş çeviri anlayışında diller arasında anlamsal, biçimsel, metinsel, biçemsel eş değerliğin sağlanması ve toplumlar, kültürler hatta medeniyetler arası iletişim işlevini 12 Aktaş, Tahsin, Türk Dili Dergisi, Çeviri İşlemi Ve Eş Değerlik, sayı 522, Ank., 1995, s. 693. 13 Pınar, Nedret, Kültürlerarası İletişim Aracı Olarak Çeviri, İst., 1991, s. 2. 14 Kocaman, Ahmet; Boztaş, İsmail; Aksoy, Ziya, İngilizce Çeviri Klavuzu, Ank., s. 7. 15 Başkan, Özcan, Türk Dili Dergisi, Çeviri Sorunları Özel Sayısı, Dilde Çeviri İşlemi, cilt 38, sayı 322, Temmuz 1978, s. 27. 5

yerine getirmesi yetkin bir çeviriden beklenen özelliklerdir. O nedenle bunların tümünü kapsayan bir tanımın çağdaş anlamda çeviriyi daha iyi tanımlayacağı kanısındayız: Çeviri iki dil arasında anlamsal, biçimsel, metinsel, biçemsel, iletişimsel eş değerliklerin kurulmasını ve iki toplum, iki kültür, iki medeniyet arasında iletişimi sağlayan işlemdir. Çeviri işlemi bir takım süreçlerden oluşmaktadır. Amerikalı dilbilimci, insanbilimci ve çeviri kuramcısı Nida çeviri sürecini, teknik süreçler ve çalışmanın düzenlenmesiyle ilgili süreçler olmak üzere iki kısımda ele alır. Teknik süreçler, çevirmenin kaynak dil metnini amaç dil metnine dönüştürürken izlediği süreçleri içine alır. Düzenlemeyle ilgili süreçler ise tek bir çevirmen açısından olsun, çoğu zaman yapıldığı gibi bir kurul açısından olsun, bu tür çalışmanın düzenlenişini kapsar. Teknik süreçler de kendi içinde üç gruba ayrılır: 1- Sözkonusu iki dilin çözümlenmesi. 2- Kaynak dil metninin dikkatle incelenmesi. 3- Uygun eş değerliklerin belirlenmesi. Çevirinin düzenlenişiyle ilgili süreçler de tek kişi çevirisi veya kurul çevirisi olmasına göre değişir. 16 Çeviribilimci ve dilbilimci, Çek bilimadamı Jirry Levy ye göre ise çeviri süreci şu aşamalardan oluşur: 1- Metnin yazınsal, biçemsel yönden bir sanat yapıtı olarak bütünüyle kavranışı. 2- Metnin anlam çekirdeğinin bulunarak yorumlanması. 3- Metnin bir takım dilsel, biçemsel dizgeler arasında karşılıklı bir uygunluk gözetilerek, bir sanatsal biçimle aktarımı. 16 Nida, Eugene A., YAZKO Çeviri Dergisi, Çeviribilime Doğru, cilt 2, sayı 9, yıl 1982-83, s. 109. 6

görmektedir. Buna göre Levy çeviri sürecini kavrama ve aktarma olmak üzere iki aşamalı Bize göre de çeviri işlemi iki aşamalı bir süreçtir. Birinci aşama kaynak metnin çözümlenişini, ikinci aşama ise metnin hedef dilde yeniden oluşturulmasını içerir. Çeviri güçlüklerle dolu bir uğraştır. Hatta bazı kuramcılar çevirinin mümkün olamayacağını ileri sürmüşlerdir. Gerçekten de iyi çevirilerin azlığı ve şiir gibi yazın türlerinin çevrilmesindeki güçlükler bu düşünceyi destekler niteliktedir. Bunun yanı sıra çevirinin olanaklılığını, yararını, güzelliğini savunan yazarlar da bulunmaktadır. Fransız şair ve yazarı Perrault (1628-1703), bir yazarın yapıtının çevirisiyle daha iyi değerlendirilebildiğini savunur. Yine bir Fransız şair ve siyaset adamı olan Lamartine (1790-1869), yabancı bir şairi orijinalinden çok, çevirisinden okumanın her zaman daha keyifli olduğunu ileri sürer. 17 Çağdaş dünya şiirinin en büyük adlarından olan Meksikalı şair Octavio Paz (doğ. 1914) Avrupa dillerindeki en güzel şiirlerin çoğunluğunun çeviri olduğunu ve bu çevirilerin çoğunun da büyük şairlerin elinden çıktığını belirterek hem şiirin, hem de genel olarak çevirinin mümkün olduğunu savunur. 18 Berke Vardar da yine çevirinin mümkün olduğunu savunan bilim adamları arasındadır. Ancak çeviri sırasında belli bir bilgi yitiminin de kaçınılmaz bir gerçek, güdülmesi gereken başlıca amacın da bu bilgi yitimini olabildiğince azaltmak olduğunu belirtir. 19 Çeviri bütün güçlüklerine rağmen çok eski çağlardan beri yapılmış ve günümüzde de artarak devam etmektedir. Sayısız sorunlarına rağmen başarılı çeviri örnekleri mevcuttur. Akşit Göktürk, çeviri için şunları söylemektedir: Çeviri, yalnızca anlamın yabancı bir dilden tanıdık bir dile aktarılması değildir. Her dil belli bir kültürün göstergeler dizgesiyle, belli uzlaşımlar, töreler, davranışlar, değer ölçüleriyle, kısacası somut insan yaşamıyla iç içedir. Bu yönüyle çeviri, başka dillerin tanımladığı başka dünyaların tanıtılmasıdır. İnsanın kendi yaşam çevresi dışındaki olgularla düşleri bilme çabasının bir sonucudur çeviri. Değişik toplulukların, ulusların bilim, sanat, 17 Cary, Edmond, Çeviri Nasıl Yapılmalı?, İst., Şubat 1996, s. 42. 18 Paz, Octavio, YAZKO Çeviri Dergisi, Söz Sanatı ve Söze Bağlılık Açısından Çeviri, çev. Ahmet Cemal, cilt 1, sayı 1-6, 1981-1982, s. 166. 19 Vardar, Berke, Dilbilim Dergisi, Çeviri Sorunları, cilt 2, 1977, s. 199. 7

düşünce alanındaki çabalarını birbirleriyle paylaşabilme yoludur. Bu yönüyle tek tek diller ötesinde bir ortak dildir çeviri, dillerin dilidir. 20 Gerçekten de bugün dünyada bilim, sanat, düşünce, kültür alanındaki alış veriş çeviri yoluyla gerçekleşmekte, insanlar birbiriyle bu vasıtayla iletişim kurmaktadır. Çeviri yabancı bir dili, o dili konuşan insanları, kültürlerini, yaşam tarzlarını, dünyaya bakış açılarını tanımanın, anlamanın en iyi yollarından biridir. Dolayısıyla çeviri, toplumlar arasında bir iletişim aracıdır. İnsanlar birbirlerini tanıdıkça yakınlaşmakta, bu yönüyle çeviri, dolaylı olarak dünya barışına da katkıda bulunmaktadır. 1. 2. Çevirinin Tarihsel Gelişimi Çevirinin tarihi çok eskilere uzanır. Yazının ortaya çıkışından ve yayılmasından önce çeviri, bu işi meslek edinmiş kişilerce sözlü ve anında yapılmıştır. Çevirinin bilinen ilk resmi biçimleri Eski Mısır daki dilmaçlara (tercüman) kadar gider. Baş dilmaçlar savaş ve yer değiştirmelerde firavunlara prens düzeyinde eşlik etmişlerdir. 21 Avrupada ilk çevirinin M.Ö. 240 yılında Yunanlı Lividus Andronicus un Yunancadan Latinceye yaptığı Odysseia nın manzum çevirisi olduğu sanılmaktadır. Daha sonra ilk Latin yazarları Naevini ile Ennius Yunan piyeslerinden, bilhassa Euripides in piyeslerinden bir kısmını çevirmişlerdir. VIII. ve IX. asırlarda Arap aleminin gelişmesi, Yunan eserlerinin Arapça ya çevrilmesi sonucu gerçekleşmiştir. Arap bilginleri Bağdat a gelerek Aristo, Eflatun, Galien, Hippokrates ve diğerlerinin eserlerini Arapçaya tercüme etmişler ve Bağdat adeta bir tercüme okulu haline gelmiştir. Üç asır sonra çeviri hususunda Toledo önem kazanır. Bir çevirmen heyeti sürekli Arapçayı Latinceye çevirir. Bu sebeple XII. asırda bir yazar Aristo dan bahsederken gerçekte onun Yunancadan Süryaniceye, Süryaniceden Arapçaya, Arapçadan Latinceye yapılan çevirisini düşünmektedir. 22 Toledo bir asırdan fazla 20 Göktürk, Akşit, Çeviri: Dillerin Dili, İst., Ekim 2000, s. 14-15. 21 Cary, Edmond, Çeviri Nasıl Yapılmalı, İst., Şubat 1996, s.26. 22 Savory, Theodore, Tercüme Sanatı, çev. Hamit Dereli, Ank., 1961, s. 27. 8

bilginlerin uğrak yeri olur. Bunlar arasında Euklides in İlkeler ini Arapça tercümesinden Latince ye çeviren İngiliz Adelard, 1141-1143 de Kuran ın ilk tercümesini yapan Robert de Retines de vardır. XII. asırda çeviri sanatı çok ileri seviyelere ulaşır. Bu asırda çevirmenlerin şahı olarak bilinen Auxerre piskoposu Jacques Amyot nun eserleri yayımlanır. Onun İngiliz edebiyatına en büyük katkısı, 1559 da yaptığı, Plutarkhos un Meşhur Grekler ve Romalıların Hayatları adlı eserinin çevirisidir. Yine o sıralarda Alman teolojisti, düşünürü ve çevirmeni Martin Luther (1483-1564) İncil i Almancaya çevirir. İngiliz şair, dramaturg ve çevirmeni George Chapman (1559-1634) Homeros çevirisini 1598-1616 arasında, John Florio (1553-1625) Montaigne in Denemeler inin bir çevirisini 1603 te, Thomas Shelton ise Don Quixote tercümesini 1612 de ortaya koyarlar. XVII. asır çeviri açısından sönük geçen bir yüzyıl olur. Çevirinin bir sanat olduğunu, çevirmenin uyması gereken belirli prensipleri ve bir temel teorisi bulunduğunu ilk defa anlayan ve anlatan İngiliz şair, tiyatro yazarı ve edebiyat eleştirmeni Dryden (1631-1700) XVII. asrın en önemli çevirmenlerinden biridir. Çeviriler XVIII. asırda yoğun olarak devam etmiştir. Bunlar arasında dikkate değer olanlar İngiliz şair, hicivci, eleştirmen ve çevirmen Alexander Pope (1688-1744) ve William Cowper (1731-1800) ın Homeros un İngilizceye manzum olarak yaptıkları çevirisidir. 1792 de çeviri sanatı üzerine önemli bir eser olan İsviçreli avukat, yargıç ve akademisyen Lord Woodhouselee (Alexander Fraser Tyther) in (1747-1814) Tercüme Prensipleri Üzerine Deneme adlı kitabı basılır. Bu eser, çeviri konusunda üç temel prensip ortaya koyar: 1- Bir çeviri aslındaki fikirleri, tam ve eksiksiz, olduğu gibi vermelidir 2- Yazının üslûp ve tarzı aslınınki ile aynı vasıfta olmalıdır 3- Bir çeviri telif kadar kolay okunabilmelidir XIX. asrın çevirmenleri arasında pek çok büyük isim vardır. İngiliz çevirmen ve şair Edward Fitzgerald (1809-1883) 1854 te İspanyol edebiyatından Calderon un altı piyesini çevirir. Sonra üstün bir maharetle rubai veznini İngilizceye uyarlayarak Ömer Hayyam ın Rubaiyat ını Farsça dan İngilizce ye çevirir. 1859 da yayımlanan 9

bu eser hâlâ sevilmektedir. Yine bu sıralarda, 1861 de İngiliz şair, eleştirmen, eğitimci ve çevirmen Mathew Arnold un Homeros Çevirisine dair denemesi yayımlanır. XX. asrın savaş dışındaki zamanlarında da çeviriler son hızla devam etmiştir. Başlangıçta bunların vasıfları istenen seviyede olmamış, çok defa para için yapılmışlardır. Fakat bu durum devamlı olarak düzelmiştir. 23 Çeviri, elbette, sadece Avrupa da görülen bir etkinlik olarak kalmamıştır. Columbia Üniversitesi Çeviri Kurulu Başkanı Robert Paynes çeviri tarihinde dört büyük dönemden söz eder. 24 Bu dönemlerden ilki VII. yüzyılda Erken Tang dönemidir. En önemli çevirmeninin Hsuanchuang adlı bir Çinli Budist rahibin olduğu bu dönemde sayısız Budist metinleri Çin diline çevrilmiştir. Hsuanchuang ın atılımıyla Budist klasiklerine karşı duyulan ilgi daha da artmıştır. Paynes in belirttiği ikinci büyük dönem IX. yüzyılda Halife Mansur zamanına rastlamaktadır. Halife, Suryanilerin Yunancadan Suryani ve Arami dillerine sürekli çeviriler yaptıklarını görmüş ve bu eserlerin Arapçaya çevrilmelerini emretmiştir. Böylece Plato ve Aristotales in yapıtları, Galenus un tıpla ilgili yazıları, Euklid in matematik çalışmaları, Ptolemeus un ülkeler coğrafyası ve daha yüzlerce kitap Aramice den Arapçaya çevrilmiş ve klasik Yunan düşüncesi İslâm kültürüne taze bir güç katmıştır. Çeviri tarihinin üçüncü büyük dönemi XV. yüzyılda yaşanmıştır. Bu dönemin başlaması bugün adı neredeyse unutulmuş olan Caluccio Salutati nin çabalarına bağlıdır. İlk humanistlerden biri ve özgürlük tutkunu olan Salutati, çeviriyle de bu nedenle ilgilenmiştir. Salutati ye göre özgürlüğe Roma tirihinin hiçbir döneminde Cumhuriyet döneminde olduğu kadar değer verilmemiştir. Böylece Roma tarihiyle uğraşarak tarihten yararlanmayı düşünür. Bu nedenle Kuzey İtalya, İsviçre ve Alman manastırlarında bu konuyla ilgili Latin harfleriyle yazılmış ne varsa toplamaya ve kopyalarının yapılmasını sağlamaya başlar. Kilisenin baskısından ve her türlü diktatörlükten kurtulmak uğruna canlarını vermekten kaçınmayan büyük çevirmenler, zamanla bütün Latince ve Yunanca metinleri İtalyancaya çevirirler. Dördüncü dönem ise İngiltere de Kraliçe Elisabeth dönemidir. Bu dönemde de İspanyolca, Hollandaca, Fransızca, Yunanca hatta Rusçadan bıkıp usanmadan çeviriler yapılır. 23 age., s. 30. 24 Payne, Robert, Bağlam Dergisi, Çeviri Tarihinde Büyük Dönemler, çev. Zehra İpşioğlu, cilt 1, 1979, s. 298. 10

Birinci Dünya Savaşından sonra sözlü çevirinin gelişmiş bir şekli olan konferans tercümanlığı meydana geldi. Uluslar arası kuruluşların oluşması ve çoğalmasıyla da gelişmeye başladı. Çevirinin ilk biçimi olan tercümanlık, geriledikten ve işlevsizleştikten sonra, eş zamanlı (simültane) denilen çeviriyle ve çeşitli tercümanlık biçimleriyle, yeniden güçlü bir şekilde dönüş yaptı. Tercümanlık önceleri ardışık biçimde yapılırdı ve konuşmacının sözlerinin açımlanmasından, bazen de indirgenmesinden ibaret olurdu. 1930 lara doğru eş zamanlı (simültane) tercümanlık doğdu. İkinci Dünya Savaşından sonra yapılan müzakereler, BM Teşkilatının ve diğer başka uluslar arası kuruluşların oluşturulması tercümanlara olan ihtiyacı arttırdı. Dolayısıyla çeviri en büyük önemi İkinci Dünya Savaşından sonra kazandı. Çeviri son yıllara dek dilbilimciler tarafından neredeyse tamamen görmezlikten gelinmiştir. Bu konuda Alan Duff, çevirinin son 30-40 yıla değin gözden düştüğünü, dil pratiği ve geliştirme için sağlam bir aktivite olarak bilmezlikten gelindiğini, çevirinin dil öğretmek için değil, sadece sınav için kullanıldığını söyledikten sonra bunun ana nedeninin de yüzyılı aşkın bir süredir gittikçe fosilleşen çeviriler olduğunu belirtmektedir. 25 Fakat bu tutum 1950 lerden itibaren değişmeye başlamıştır. Bu değişimin çeşitli nedenleri vardır: Kanada da Bureau Ministériel des Traducteurs (Bakanlık Çevirmenler Bürosu) aracılığıyla iki dilli bir yönetimin modernleştirilmesi sorunu; ABD de Kutsal Kitap çevirilerinin, çeviri bölümü çalışmalarını yönetmek için değerli dilbilimcilere başvurmaktan kaçınmayan Amerikan Bible Society (Amerikan Kutsal Kitap Kurumu) tarafından hemen hemen sanayileştirilmesi; Sovyetler Birliği nde çeviriyi, yazınsal üretimin en yüksek noktasına yerleştiren eski bir geleneğin bulunması; özellikle de 1949 dan sonra matematikçiler, mühendisler ve mantıkçıların elektronik hesap makinelerinin nasıl çeviri makinelerine dönüştürülebileceğini araştırmaya başlamaları sonucu ortaya çıkan sorunlar 26 değişimin ana nedenleri olmuşlardır. 25 Duff, Alan, Translation, 1989, s. 5. 26 Mounin, Georges, YAZKO Çeviri Dergisi, La Linguistik, La Traduction, çev. Sema Rifat Güzelşen, cilt. 2, sayı 7-12, yıl 1982-83, s. 140. 11

1. 3. Türk Dünyasında Çeviri Tarihi Çeviri Türk dünyasında da gereken önemi görmüş ve Türk Dilinin yazılı belgelerle takip edilebilen ilk dönemlerinden beri yapılagelen bir etkinlik olmuştur. Türk Dilinin bilinen ilk yazılı belgeleri olan Orhun Kitabeleri bir yüzü Türkçe, diğer yüzü Çince olarak hazırlanmışlardır. Türkçe ve Çince yazılar farklı konulardan bahsetmekle birlikte her iki toplumun da anlayabilmesi için Türkçe ve Çince yazılmıştır. Bir çeviri olmasa da toplumlar arası iletişimi sağlaması bakımından, kitabeler çevirinin bir işlevini yerine getirmişlerdir. Yine bu dönemde başka dillerden Orhun Türkçesine yapılmış çeviriler bulunmaktadır. Mesela Çin kaynaklarına göre, Çinliler arasında Türkçeyi bilenlerden biri Nirvana-Sutra yı Orhun Türkçesine çevirmiştir. 27 Göktürklerden sonra hakimiyeti ele geçiren Uygurlar Budizm, Maniheizm, Hıristiyanlık gibi din ve mezheplere girdikleri için Uygur eserlerinin çoğu bu dinlerle ilgili çeviri eserlerdir. Uygur aydınlarının tercümecilik geleneğini benimsemelerinin nedenlerinden biri de bu dinlerle ilgili çok sayıda kitap tercüme etmeleridir. Uygur çevirmenler Sanskrit, İran, Çin, Moğol gibi dillerden tercümeler yapmışlar, bunu yaparken de eserin aslına sadık kalarak pek çok yabancı unsurun Uygur Türkçesine girmesine yol açmışlardır. 28 Uygurların tercüme eserleri arasında astronomiye, tababete ve çeşitli edebiyat türlerine temas eden eserler de bulunmaktadır. 29 Bu dönemde Sıngu-Seli-Tutung Budist sutrası Suvarnaprabhasa yı Altun Yaruk (Altın Işık) adıyla Türkçüye çevirmiştir. 30 Orta Türkçe Dönemine gelindiğinde çeşitli Türk boylarını içine alan Karahanlıların İslâmiyeti kabulü ile Türk Dilinde de yeni bir dönem başlamıştır. Türklerin İslâmiyeti kabul etmeleriyle Arapça ve Farsçadan pek çok dinî eser de tercüme edilmiştir. Mesela Miftahü l-adl adlı fıkıh kitabı bu dönemde çevrilmiştir. Burada çevirmen kendi okuyucu muhitini tatmin etmek için öz Türkçe sözler 27 Caferoğlu, Ahmet, Türk Dili Tarihi I-II, Enderun yay., İst., 1984, s. 110. 28 age., s. 158. 29 age., s. 152. 30 age., s. 56. 12

kullanmaya çalışmış ve böylece Türkçenin sadeliğine de hizmet etmiştir. 31 Umumiyetle tefsir, Kuran, fıkıh ve bunun gibi dinî eserlerin çevirme ve izahları, öteden beri dil ve linguistik araştırmalarının klâsik anahtarı vazifesini görmüştür. Eserin kudsiyetine en ufak bir halel getirmemek amacıyla metne karşı gösterilen sadakat, her bir kelimenin gerçek nüansını belirtmeye yaramış ve dilin zenginleşmesini temin etmiştir. Bundan dolayıdır ki, bu tür eserlerin çevirilerinde her bir kelimenin kendi başına ifade etmek istediği anlamı meydana koymak gerekmiştir. Yazar ve çevirmenler bu metodu takip ederek, genellikle tercümelerini kelime kelime ve alt alta yazmakta olduklarından, her kelimenin karşılığını vermişlerdir. 32 Kuran tercümeleri Türk Dili Tarihinin kilit eserleri arasında hususî bir grup teşkil eder. Bu tercümeler Orta Türkçe Dönemi ürünleri olup şiveleri farklıdır. Tabarî nin Kuran tefsiri Sâmâniler devrinde (875-999) Buhara da Arapçadan Farsçaya tercüme edilmiştir. Bu ilk Farsça Kuran tercümesi Kuran ın ilk Türkçe çevirisi için de model olmuştur. Maalesef bu tercümenin ne zaman, nerede ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. 33 XII.-XVI. asırlarda Kuran ın Doğu Türkçesine yapılmış altı adet tercümesi bilinmektedir. Bunlar başlıca iki türdedir. Birincisi satır arası, yani ek bir izahat eklenmeksizin tamamen kelime kelime yapılan çevirilerdir. İkincisi ise metnin tercüme edilen kısmıyla münasebetli, oldukça uzun hikayeler ve yorum gibi ara sözler ile genişletilmiş tercümelerdir. Satır arası Kuran tercümelerinden biri Şiraz da, 1333-34 te Muhammed İbn Hâcı Devletşâh tarafından yazılmıştır. Bu tercüme XII.-XIII. asır Orta Asya İslâmî Türk Edebî dilini yansıtmakta, çok az Arapça söz içermektedir. Çeviri kelime kelime yapılmıştır. 34 İkinci Kuran tercümesi yukarıdakiyle aynı tiptedir. Bu geniş fakat eksik yazma, Arapça ve Türkçe metinler arasına yazılmış bir satır arası Farsça tercümeyi de 31 age., s. 91. 32 age. ss. 91-92. 33 Eckmann, János, Harezm, Kıpçak ve Çağatay Türkçesi Üzerine Araştırmalar, TDK yay., Ank., 1996, s. 245. 34 age., s. 246. 13

ihtiva etmektedir. Tercüme XII.-XIII. asır başları Karahanlı edebî dili hususiyetlerini göstermektedir. 35 Üçüncü tercüme Farsçadan Doğu Türkçesine tercüme edilmiş bir el yazması Kuran dır. Türkçe tercümenin dili Karahanlı Türkçesidir. XIII. asra aittir. Kelime çevirisi yapılmıştır. 36 Dördüncü tercüme satır arası yapılmıştır. Tefsir değil, kelime çevirisidir. Eserin dili XIV. asrın edebî dili, Harezm Türkçesidir. Çevirmeni belli değildir. 37 Beşinci tercüme Anonim ya da Orta Asya Tefsiri diye bilinmektedir. Çevirmeninin adı, çevrildiği yer ve tarih bilinmemektedir. Satır arası tercümenin yanı sıra surenin içindekilere atıfta bulunan tefsirler ve hikayeler de içerir. Kelime kelime çevirinin dili Karahanlı Türkçesidir. Ancak tefsirler ve hikayeler Harezm Türkçesi ile yazılmıştır. 38 XVI. asrın ilk yarısında Maveraünnehir de, muhtemelen Şeybâni hanedanından Körkünçi Han veya Ubaydullâh Han devrinde hacimli bir tercüme ve tefsir meydana getirilmiştir. Kuran metni ayrı kısımlar halinde verilmekte, bunu ya harfiyen tercüme veya geniş bir şerh ve uzun masallar takip etmektedir. Dil Çağataycadır. 39 Karahanlı Dönemi eserlerinden Kutadgu Bilig Karahanlı hükümdarı Tavgaç Buğra Kara Hakan Ebu Ali Hasan b. Süleyman Arslan Kara Hakan a takdim edilmek üzere 1069-1070 yıllarında Balasagunlu Yusuf tarafından yazılmıştır. Eser Türkçe yazılmış olmakla birlikte içerdiği bir takım bilgilerin başka kaynaklardan çeviri yoluyla edinildiğini öğreniyoruz. Arat bu hususta şunları söylemektedir: Yusuf, münevver ve mütefekkir bir şahsiyet sıfatı ile, kendi devir ve muhitinde elde edilebilecek bütün bilgi ve fikirleri edinmeye çalışmış olduğu gibi, bunların bir 35 age., s. 247. 36 age., s. 249. 37 age., s. 250. 38 age., s. 250. 39 age., s. 251. 14

kısmını bizzat elde etmiş olması da tabîdir. İlim şubelerinin bir kısmının, eserde kullanılan ıstılahlara göre, Arapça ve Farsça eserlerden istifade suretiyle elde edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. 40 XIII. yüzyılda İftihareddin Kelile ve Dinme yi Moğolcaya, Sindibatname yi ise Türkçeye çevirmiştir. XIII. asır Türk Dili yadigârlarının en önemli eserlerinden biri olan Kıssa-i Yusuf (ya da Yusuf-i Züleyha), Firdevsî nin aynı adlı Farsça eserinden hem bazı Türk şivelerine çevrilmiş, hem de tamamen yeniden yazılmıştır (Dresden ve Berlin nüshaları). 41 XIV. asır mahsullerinden olup Uygur harfleriyle yazılmış olan Miraçname ise, eserin girişindeki kayda göre Nehcü l-feradis in Arapça nüshasının Türkçeye çevirisidir. Bu eser, Harezm Türkçesiyle yazılmış olan Nehcü l-feradis ten farklı bir eserdir. 42 Orta Türkçe Döneminde Kıpçak sahasında da yine çeviri faaliyetleri yoğun olarak devam etmiştir. Memlük sultanlarının bazıları Arapça bilip Türkçe ile Arapçanın her ikisinde de edebî eserler vermekle birlikte çoğu sadece Türkçe biliyordu. Ülkenin Arapça konuşan halkının Türkçeyi öğrenmesini kolaylaştırmak için emir ve sultanların iradesiyle bir takım Türkçe eserler yazıldı veya Arapçadan, Farsçadan tercüme edildi. 43 Kıpçak Türkçesinin Memlük sahasının en önde gelen edebî eseri bir çeviri olan Gülistan dır. Gülistan İran ın en büyük şair ve ediplerinden biri olan Sa di nin yalnız Fars ve şark edebiyatında değil, bütün dünya edebiyatında tanınmış ünlü eseridir. Eserin Saraylı Seyf tarafından yapılan çevirisi Gülistan ın Türkçeye en eski tercümesidir. 44 Gülistan Tercümesi kelimesi kelimesine bir çeviri değildir. Şair, 40 Arat, Reşit Rahmeti, Kutadgu Bilig, TDK yay., Ank., 1991, s. XX. 41 Caferoğlu, Ahmet, Türk Dili Tarihi I-II, Enderun yay., İst., 1984, s. 126. 42 age., s. 113. 43 Eckmann, János, Harezm, Kıpçak ve Çağatay Türkçesi Üzerine Araştırmalar, TDK yay., Ank., 1996, s. 52. 44 Sârâyî, Seyf, Gülistan Tercümesi, Hazırlayan: Ali Fehmi Karamanlıoğlu, TDK yay., Ank., 1989, s. XXIV. 15

şiirleri oldukça serbest tercüme ederken sadece nesir hikayelerin tercümesinde eserin aslına sadık kalmıştır. 45 Memlük-Kıpçak şiirinin ilk mahsulü, aktarıcı Berke Fakih tarafından 51 beyitlik hatimenin yazılıp eklendiği Kutb un Husrev ü Şirin idir. Bir Kıpçak Türkü olan Berke Fakih bu eseri 1383 te İskenderiye de kopyalamıştır. 46 Memlük-Kıpçak devrinde en önemli fıkıh kitabı bir satır altı tercümesi olan İrşadü l-mülûk ve s-selâtîn, yine Berke Fakih tarafından 1387 de İskenderiye de meydana getirilmiştir. 47 Yine Kıpçak Türkçesi ile Türk kültür hayatını karakterize eden eserlerden biri Memlüklerden Esenbey İbn Sudun tarafından Kıpçakçaya çevrilen Ebülleys Semerkandî nin Kitab-ı Mukaddime sidir. 48 Arapçadan bir diğer satır altı tercümesi Kitâbül-fıkh tır. Eserin son kısmı kaybolduğundan tercümanın adı ve tercüme tarihi bilinmemektedir. 49 Bir başka satır altı tercümesi olan Kitâb Mukaddimet Ebî l-leys es- Semerkandî, meçhul bir mütercim tarafından çevrilmiştir. 50 Memlük Kıpçakçasıyla tıbbî eserler de çevrilmiştir. Bu eserler genelde at hastalıkları, tedavileri ve at terbiyesi hakkındadır. Bunlar arasında Tolu Beg in emri ile hazırlanmış Arapçadan bir çeviri olan Kitâb baytaratü l-vâzıh ı sayabiliriz. 45 Eckmann, János, Harezm, Kıpçak ve Çağatay Türkçesi Üzerine Araştırmalar, TDK yay., Ank., 1996, s. 56. 46 age. s. 55. 47 age., s. 60. 48 Caferoğlu, Ahmet, Türk Dili Tarihi I-II, Enderun yay., İst., 1984, s. 185. 49 Eckmann, János, Harezm, Kıpçak ve Çağatay Türkçesi Üzerine Araştırmalar, TDK yay., Ank., 1996, s. 61. 50 age., s. 61. 16

Çevirmenin adı, yeri ve çeviri tarihi verilmemiştir. 51 Yine atlarla ilgili olan ve çevirmeni bilinmeyen Kitâbü l-hayl risalesi Farsçadan tercümedir. 52 Memlük Kıpçakçasına binicilik sanatına dair eserler de çevrilmiştir. Bunlardan biri Hulasa veya kitââb fî-ilmü n-nüşşâb adlı çevirmeni belli olmayan bir eserdir. Eser Tolu Beg için çeşitli Arapça eserlerden çevrilmiştir. Munyetü lguzât adlı bir diğer binicilik kitabı, halife el-muktedî Billah ın seyisi Muhammed b. Yakûb Ahi Hazâmın el-fürûsi-ye fî remyü l-cihâd adlı Arapça eserinin üçüncü bölümünün Kıpçak Türkçesine tercümesidir. Çevirmeni meçhuldür. 53 Orta Türkçe Döneminin Harezm sahasında meydana getirilmiş olan ilk eser de yine bir tercüme olan Kısasu l-enbiya dır. Eser Naşireddin b. Burhâneddin er-rabguzî tarafından Moğol prensi Naşıreddin Tok Buga adına, Farsça bir tercümeden Türkçeye adapte edilen bir siyer-i nebi derlemesidir. 54 Türk Dilinin tarihî gelişimini göstermesi bakımından büyük öneme sahip olan Zemahşerî nin Mukaddimetü l-edeb i önce Arapça yazılmış, daha sonra yine o devirde Harezm şahlarından Atsız ın emri üzerine yine Zemahşerî tarafından Harezm ve çeşitli Türk şivelerine çevrilmiştir. 55 Çağatayca dönemine gelindiğinde şair ve yazarlar yine bir taraftan kendileri eserler üretirlerken, diğer taraftan da çeviri faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. Bunlardan Hive Hanlığı şair ve tarihçisi Agehî, döneminin en önemli tarih eserini yazmanın yanı sıra Farsçadan Çağataycaya pek çok eser çevirmiştir. Bunlar arasında Muhammed Varisî nin Zübdetü l-hikâyât ı, Qâbûs b. Vaşmgır in Nasihatnâme veya Qâbûsnâme si, İmadeddin Gicdavânî nin Miftahu t-tâlibîn i, Hüseyn b. Ali el-vaiz- 51 age., s. 63. 52 age., s. 64. 53 age., s. 65. 54 age., s. 2. 55 Caferoğlu, Ahmet, Türk Dili Tarihi I-II, Enderun yay., İst., 1984, s. 122. 17

el-kâşifî nin Ahlâq i Muhsinî si, Mirza Mehdî Han ıntârîh-i Nâdirî si, Mirhond un Ravzatu s-sefâ sı vardır. 56 Yine Hive Hanlığı şairlerinden Kâmil Çağatayca divanı yanı sıra Fahreddin Ali eş-şafî nin Letâ ifü t-tevâ if adlı eserini Çağataycaya çevirmiştir. 57 Sadi nin Gülistan ının Kıpçak Türkçesine yapılan tercümesinden başka bir de yedi yıl sonra Çağatay Türkçesine yapılan çevirisi vardır. Nerede, ne zaman ve kim tarafından aktarıldığı hakkında eserde hiçbir bilgi yoktur. Ancak yazı biçimine bakarak eserin XVI. yüzyılda Orta Asya da meydana geldiği düşünmüştür. Çevirmen Sibicabi girişteki kayda göre Gülistan çevirisini 1397-98 de tamamlamış ve onu Türkistan valisi, Timur un oğullarından Miran Şah ın oğlu Muhammed Sultan a ithaf etmiştir. Sibicabi Farsça aslına sadık kalmakla birlikte kelime çevirisi yapmamış, bazen metni kısaltmış, bazen de ona bir şeyler katmıştır. Çeviri Çağatay Türkçesinin elimizde mevcut olan ve yazılış tarihi belli olan en eski mahsulüdür. 58 Osmanlı Türkçesine de pek çok çeviri yapılmıştır. Bu eserler de yine Arapça ve Farsçadan tercüme edilmişlerdir. Bunlardan bazıları şunlardır: Hüseyin b. Hasan b. Muhammed el-hûseyini tarafından yapılan Şâhnâme tercümesi, Aynî tarafından yapılan Kudûrî tercümesi, Kemâl-oglı nın Ferahnâmesi, İbrahim b. Bâlî nin Hikmetnâmesi, üç tane Yüz Hadis, Siyer-i Nebevî ve Mustafa Darir invâkidî den yaptığı Fütuhü s-şâm tercümesi. 59 Türkçe yazılmış olan eserler de büyük bir yayılım sahası bulmuş, hem şiveden şiveye, hem de başka dillere çevrilmişlerdir. Mesela Türkçenin yabancılar için kolayca öğrenilmesi bakımından en büyük kaynaklardan biri olan Harezm sahası Türk şivelerine ait sözlük malzemesini içinde barındıran Muhammed Bini Kays ın Harezm Türkçesine ait eseri, İbn-i Mühenna başta olmak üzere pek çok İranlı filolog için kaynak teşkil etmiştir. Kays ı kaynak olarak kullanan bir diğer yabancı filolog 56 Eckmann, János, Harezm, Kıpçak ve Çağatay Türkçesi Üzerine Araştırmalar, TDK yay., Ank., 1996, s. 214. 57 age., s. 215. 58 age., s. 273. 59 age., ss. 54-55. 18