8ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ



Benzer belgeler
Türk Dahİlİ Ve Cerrahİ Bİlİmler Yoğun Bakım Derneğİ. Yoğun Bakım Yeterlilik Kursu Mart 2017 Limak Ambassadore Otel, Ankara

MEKANİK VENTİLASYON. Editör Erdoğan Kunter Filiz Koşar Cenk Kıraklı. TÜSAD Eğitim Kitapları Serisi


YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN İŞ YÜKÜNÜN BELİRLENMESİ. Gülay Göçmen*, Murat Çiftçi**, Şenel Sürücü***, Serpil Türker****

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

12. Ulusal Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Kongresi & 4. Avrasya Yoğun Bakım Toplantısı 4 KASIM 2015

12. Ulusal Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Kongresi & 4. Avrasya Yoğun Bakım Toplantısı 4 KASIM 2015

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

12. Ulusal Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Kongresi & 4. Avrasya Yoğun Bakım Toplantısı 4 KASIM 2015

Spinal Cerrahi Hemşireliği Sempozyumu

YILLIK EĞİTİM PLANI (2013)

ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ. 29 Eylül - 3 Ekim Bilkent Otel, Ankara SON DUYURU

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

TÜRK TORAKS DERNEĞĐ OKULU KURSLARI TEMEL MEKANĐK VENTĐLASYON KURSU. 2-4 Mart 007 Ankara Midas Oteli

PULMONER HİPERTANSİYONUN. Prof Dr Sait Karakurt Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Yoğun Bakım Ana Bilim Dalı

YOĞUN BAKIMDA NONİNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON. Dr. Aynur Akın Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı

ÖZGEÇMİŞ. Yabancı Dil: İngilizce. Uluslararası dergilerde yayınlanan makaleler

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ ÇOCUK ENFEKSİYON YOĞUN BAKIM İŞLEYİŞ PROSEDÜRÜ

II. YIL ASİSTANLARININ SORUMLU OLDUĞU KONULAR:

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

PROGRAM İÇERİĞİ SUNUŞ. Şok Tedavisi - Doğrular ve Yanlışlar


Noninvazif Mekanik Ventilasyon Kime? Ne zaman?

Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireleri Derneği Bülteni

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Ertenü.M, Timlioğlu İper.S, Boz.E.S, Özgültekin.A, Kabadayı.M, Tay.S, Yekeler.İ

YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE GELİŞEN SAĞLIK BAKIMI İLE İLİŞKİLİ ENFEKSİYONLARIN MALİYET ANALİZİ

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

14. MEZUNİYET SONRASI HİPERTANSİYON EĞİTİM KURSU MART 2017 SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TOPLANTI SALONU MUĞLA

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

GERİATRİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA KOMORBİDİTE VE PERFORMANS SKORLAMALARININ PROGNOSTİK ÖNEMİ; TEK MERKEZ DENEYİMİ

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı

Neonatoloji Hemşireliği Derneği ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD. Neonatoloji BD. ve Erciyes Üniversitesi

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

Kolistin ilişkili nefrotoksisite oranları ve risk faktörlerinin değerlendirilmesi

ACIBADEM SAĞLIK GRUBUNDA HEMŞİRELİK BAKIMINDA ETKİN MALİYET ve VERİMLİLİK ÖRNEKLERİ

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

HEMODİALİZ HASTALARINA VERİLEN DİYET VE SIVI EĞİTİMİNİN BAZI PARAMETRELERE ETKİSİ

Adrenal yetmezlik var mı? Kortikosteroid verelim mi? Prof.Dr.Bilgin CÖMERT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım BD

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

9. ACİL TIP OKULU ACİL TIPTA TEDAVİ SEMPOZYUMU

TKD/TKYK KORONER BAKIM İLERİ KLİNİK UYGULAMALAR SERTİKASYON PROGRAMININ ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

14 Aralık 2012, Antalya

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN TOTAL TİROİDEKTOMİ SONRASI HİPOKALSEMİ RİSKİ ÜZERİNE ETKİSİ

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

NÖROŞİRÜRJİ HEMŞİRELİĞİ DERNEĞİ 14. BİLİMSEL KONGRESİ KONGRE PROGRAMI SÖZEL VE POSTER BİLDİRİ SUNUMLARI

SPİNAL CERRAHİ HEMŞİRELİĞİ SEMPOZYUMU

SEZARYEN İLE DOĞUM YAPAN ANNELERİN EPİDURAL ANESTEZİ SEÇME NEDENLERİNİN İNCELENMESİ

EVDE BAKIM HİZMET DENEYİMLERİ:KAMUDA

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

Diyaliz hastalarında morbidite ve mortalite oranı genel populasyondan kat daha yüksektir.*

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

TİP 1 DİYABETİ OLAN İNSÜLİN POMPASI KULLANAN BİREYLERE BAZAL İNSÜLİN DOZ DEĞİŞİKLİĞİ EĞİTİMİ VERMELİ MİYİZ?

Türkiye'de yaşayan 345 Suriyeli Göçmenin Hemodiyaliz Deneyimi: Türk Hemodiyaliz Hastaları ile Karşılaştırılmalı Veri Tabanı Çalışması

ÖZGEÇMİŞ. Görevler Görev Unvanı Görev Yeri Yıl Hemşire Türkiye Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Koroner Yoğun Bakım Ünitesi, Ankara

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

PALYATİF BAKIMA KABUL VE TABURCU KRİTERLERİ GAMZE SEZER

Ağustos,2016, ANKARA

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

TOPLUM KÖKENLİ DERİ VE YUMUŞAK DOKU ENFEKSİYONLARINDA RİSK FAKTÖRLERİNİN BELİRLENMESİ VE TEDAVİDE SIK KULLANILAN ANTİBİYOTİKLERİN KARŞILAŞTIRILMASI

DİRENÇLİ GRAM NEGATİF BAKTERİLERLE HASTANE KÖKENLİ KAN DOLAŞIMI ENFEKSİYONU GELİŞMESİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

SPİNAL CERRAHİ HEMŞİRELİĞİ SEMPOZYUMU & SPİNAL CERRAHİ VE ENSTRÜMANTASYON HEMŞİRELİĞİ KURSU

BESTE ÖZGÜVEN ÖZTORNACI

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Malnutrisyon ve İnflamasyonun. Hasta Ötiroid Sendromu Gelişimine imine Etkisi

Travmada Güncel Literatür. Prof. Dr. Ahmet Baydın OMÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD/Samsun

Konferans. Panelist. Konferans. Konferans. Konferans. Panelist. Panelist. Konferans. Panelist. Panelist. Konferans. Panelist. Konferans.

TIBBİ HİZMETLER BAŞKANLIĞI VIII. SAĞLIK BAKIM HİZMETLERİ MÜDÜRLÜKLERİ TOPLANTISI

Dr. Akın Kaya. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Solunum Yoğun Bakım Ünitesi

ÖZGEÇMİŞ. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Lisans Hemşirelik Hemşirelik Bölümü Lisans Programı

9. ACİL TIP OKULU-ATOK ACİL TIPTA TEDAVİ SEMPOZYUMU

Transkript:

8ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ 16-20 Kasım 2011 Swissotel, Ankara BİLDİRİ ÖZETLERİ

Değerli Meslektaşlarımız; Derneğimiz kuruluşundan bu yana yoğun bakım çalışanlarının daha iyi hasta bakımı için gerekli olan bilgi donanımlarını artırmak amacı ile her türlü çabayı göstermektedir. Yoğun bakım uzmanlığının diğer tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de tanımlanmış bir alan olması için yoğun çalışmalarımız devam etmektedir. Sekizinci ulusal kongremizde de geçmiş yıllarda olduğu gibi ülkemizin ileri gelen 100 civarında yoğun bakım uzmanının deneyimlerinden yararlanma şansını bulacaksınız. Bu yıl da kongremizi başkentimiz Ankara da gerçekleştireceğiz. Kongre öncesi kurslarımız özellikle yoğun bakım alanındaki temel bilgilerini geliştirmek isteyenler için benzersiz bir fırsat olmaya devam edecek. Kurslara katılan meslektaşlarımızın kongreye de katılımları için kolaylıkları bu yılda sağlayacağız. Kongrede yapılan bildiri ve posterler yeni yapısı ile daha da güçlenen, bir çok indekse dahil edilmiş olan Dahili ve Cerrahi Bilimler Yoğun Bakım Dergisi nde yayınlanacaktır. Beş yüz civarında katılımcının olacağı kongremizde siz meslektaşlarımızı görmek, deneyimlerimizi paylaşmak bizleri mutlu edecektir. Başarılı ve verimli bir kongre için şimdiden hepinize teşekkür ederiz. Prof. Dr. Murat Sungur Kongre Başkanı Prof. Dr. Muhammet Güven Dernek Başkanı

BİLİMSEL SEKRETERYA Yrd. Doç. Dr. Melda TÜRKOĞLU Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım Bilim Dalı Ankara Tel: 0 312 202 42 41/202 42 01 E-mail: meldaturkoglu@yahoo.com.tr Uzm. Dr. Cenk KIRAKLI İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi İzmir Tel: 0 232 433 33 33-2557 E-mail: ckirakli@hotmail.com Doç. Dr. Emel ERYÜKSEL Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Solunum Yoğun Bakım Ünitesi İstanbul Tel: 0 212 664 17 00-1149 E-mail: emeleryuksel@yahoo.com ORGANİZASYON SEKRETERYASI DMR Kongre Organizasyon Hizmetleri Turizm Ltd. Şti Barbaros Bulvarı Akdoğan Sok. No: 23/2 34353 - Beşiktaş / İSTANBUL Tel : 0 212 258 50 28 Fax : 0 212 258 50 29 Web : www.dmrturizm.com.tr E-mail : esin.ozcan@dmrturizm.com.tr

8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara 4 KURSLAR - 16 KASIM 2011 UYGULAMALI MEKANİK VENTİLASYON KURSU Yöneticiler: Kürşat Uzun, Zuhal Karakurt 09:00-09:30 Mekanik Ventilasyon Tanımı, Endikasyon ve Kontrendikasyonları Serpil Öcal 09:30-10:15 Modlar ve Ayarlar Melda Türkoğlu 10:15-10:45 Kahve Arası 10:45-11:30 Mekanik Ventilasyonda Monitorizasyon, PEEP, Oto PEEP Ramazan Coşkun 11:30-12:15 Ventilatörden Ayırma ve Ekstübasyon Zuhal Karakurt 12:15-13:00 Öğle Yemeği 13:00-13:30 Mekanik Ventilatör Problemleri ve Komplikasyonlar Defne Altıntaş 13:30-14:15 Noninvaziv Mekanik Ventilasyon, Endikasyon, Kontraendikasyon ve Modlar, Uygulama Kürşat Uzun 14:15-14:45 Kahve Arası 14:45-17:00 Kahve Eşliğinde Pratik Uygulama Defne Altıntaş, Serpil Öcal, Ramazan Coşkun KRİTİK HASTADA BESLENME KURSU Yöneticiler: Hülya Sungurtekin, Osman Abbasoğlu 09:00-09:30 Kritik Hastada Beslenmenin Önemi, Planlama Çetin Kaymak 09:30-10:00 Kritik Hastada Enteral Beslenme Gülbin Aygencel 10:00-10:30 Kritik Hastada Paranteral Beslenme Kürşat Gündoğan 10:30-11:00 Kahve Arası 11:00-11:30 Özel Ürün Kullanımı Hülya Sungurtekin 11:30-12:00 İzlem ve Hedefler Osman Abbasoğlu 12:00-13:00 Öğle Yemeği 13:00-13:45 Beslenmeye Bağlı Komplikasyonlar Zekeriya Ülger 13:45-17:00 Olgu Tartışması Masa 1 Gülbin Aygencel Olgu Tartışması Masa 2 Hülya Sungurtekin Olgu Tartışması Masa 3 Melda Türkoğlu Olgu Tartışması Masa 4 Çetin Kaymak

KURSLAR - 16 KASIM 2011 08:30-09:00 Açılış Konuşmaları 09:00-10:40 OTURUM - I 09:00-09:30 Oturum Başkanı: E. Ümit Seviğ Hemşirelikte Örtük Bilgi Nurgün Platin 09:30-09:40 Tartışma YOĞUN BAKIM HEMŞİRELİĞİ KURSU Yöneticiler: Sultan Taşçı, Gönül Sungur 09:50-10:20 Oturum Başkanı: Sevgi Hatipoğlu Yoğun Bakımda Ağrı Nedenleri, Değerlendirme ve Yeni Yaklaşımlar Ayla Yava 10:20-10:40 Tartışma 10:40-11:00 Kahve Arası 11:00-12:30 OTURUM - II - Yoğun Bakımda Hasta Güvenliği Oturum Başkanı: Aysel Badır 11:00-11:20 İnsan Gücü, Eğitim ve İletişim Aysel Badır 11:20-11:35 Risk Yönetimi ve Olay Raporlama Vesile Ünver 11:35-11:55 Hatalı Uygulamalar Melahat Saylam 11:55-12:15 Enfeksiyonlar Hümeyra Zengin 12:15-12:30 Tartışma 12:30-13:30 Öğle yemeği 13:30-14:10 OTURUM - III Oturum Başkanı: Sultan Taşçı Ventilatör İlişkili Pnömoniyi Önlemede Kanıta Dayalı Uygulamaların Kullanımı Gönül Sungur 14:00-14:10 Tartışma 14:10-14:50 Oturum Başkanı: Nalan Akbayrak Yoğun Bakım Hemşireliğinde Son Durum: Uygulamada Neredeyiz? Eğitimde Neredeyiz? Emine Türkmen 14:50-15:00 Tartışma 15:00-15:20 Kahve Arası 15:20-15:50 OTURUM - IV Oturum Başkanı: E. Ümit Seviğ İleri Yaşam Desteği İlkeleri Murat Sungur 15:40-15:50 Tartışma 15:50-16:40 Oturum Başkanı: Murat Sungur Yoğun Bakımda Etik Sorunlar ve Yaklaşımlar Nermin Ersoy 16:40-16:50 Tartışma 16:50-17:00 Değerlendirme ve Kapanış 5 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara

8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara 6 BİLİMSEL PROGRAM - 17 KASIM 2011 09:30-10:00 Açılış SALON A 10:00-11:00 Konferans Oturum Başkanı: Muhammet Güven Organ Nakli Merkezi Nasıl Kurulur ve Geliştirilir? Münci Kalayoğlu 11:00-11:30 Kahve Arası 11:30-12:30 Konferans Oturum Başkanı: Turgay Çelikel World Federation of Societies of Intensive Care Medicine President s Lecture Edgar J. Jimenez 12:30-13:30 Öğle Yemeği 13:30-15:00 Yoğun Bakımda Karaciğer Yetmezliği Oturum Başkanları: Münci Kalayoğlu, Aras Pirat 13:30-13:50 Kronik Karaciğer Yetmezliğinde Yoğun Bakım Gerektiren Durumlar Aras Pirat 13:50-14:10 Akut Karaciğer Yetmezliğininin Yoğun Bakımda İzlemi Levent Yamanel 14:10-14:30 Karaciğer Yetmezliğinde Ekstrakorpereal Tedavi Ender Gedik 14:30-14:50 Akut Karaciğer Yetmezliğinde Karaciğer Nakli Münci Kalayoğlu 14:50-15:00 Tartışma 15:00-15:30 Kahve Arası 15:30-17:00 Yoğun Bakımda Sıvı Resüsitasyonu ve Hemodinamik İzlem Oturum Başkanları: Hülya Sungurtekin, Dilek Memiş 15:30-15:50 Kritik Hastada Hipo ve Hipervolemi Dilek Memiş 15:50-16:10 Sıvı Resüsitasyonunda Kristaloid mi? Kolloid mi? Bilgin Cömert 16:10-16:30 Hemodinamik İzlemde Statik İndeksler Kullanılabilir Muhammet Güven 16:30-16:50 Hemodinamik İzlemde Dinamik İndeksler Kullanılmalıdır Hülya Sungurtekin 16:50-17:00 Tartışma 17:00-18:00 Workshop

BİLİMSEL PROGRAM - 17 KASIM 2011 SALON B 13:30-15:00 A. Baumannii İnfeksiyonları Oturum Başkanları: Yeşim Çetinkaya Şardan, Melda Türkoğlu 13:30-13:50 Türkiye de A. Baumannii İnfeksiyonları Dilek Arman 13:50-14:10 Risk Faktörleri ve Önlem Yeşim Çetinkaya Şardan 14:10-14:30 Mortalite ve Morbidite Üzerine Etkileri Hakan Erbay 14:30-14:50 Tedavi Seçenekleri Melda Türkoğlu 14:50-15:00 Tartışma 15:00-15:30 Kahve Arası 15:30-17:00 Nöroloji Yoğun Bakım Oturum Başkanları: Mois Bahar, Hakan Seçkin 15:30-15:50 Travmatik Beyin Hasarında Hasta İzlemi Mois Bahar 15:50-16:10 İskemik Serebrovasküler Olay Belgin Koçer 16:10-16:30 İntraserebral Kanama Hakan Seçkin 16:30-16:50 Kritik Hastada Konvülzyon Yönetimi Neşe Dericioğlu 16:50-17:00 Tartışma 7 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara

8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara 8 BİLİMSEL PROGRAM - 18 KASIM 2011 SALON A 09:00-10:30 Sepsis Oturum Başkanları: Melek Tulunay, Arzu Topeli İskit 09:00-09:20 Sepsiste Erken Hedefe Yönelik Tedavi Melek Tulunay 09:20-09:40 Organ Disfonksiyonunun Erken Tanısı ve Rejyonel Perfüzyonda Hedefler İsmail Cinel 09:40-10:00 Sepsiste ivigma, APC,Steroid Tedavisi Figen Esen 10:00-10:20 Sepsis Kampanyası Başarıya Ulaştı mı? Arzu Topeli İskit 10:20-10:30 Tartışma 10:30-11:00 Kahve Arası 11:00-12:30 Göğüs Cerrahisi Oturumu Oturum Başkanları: Bülent Tırnaksız, Akın Kaya 11:00-11:30 Son dönem Solunum Yetmezlikli Hastada Akciğer Nakli ve Diğer Cerrahi Tedaviler Adnan Sayar 11:30-11:50 Uzamış Ampiyem Yönetimi Cüneyt Kurul 11:50-12:20 Mekanik Ventilasyon Uygulanan Hastalarda Cerrahi Tedavi Gerektirecek Pulmoner Sorunlar Bülent Tırnaksız 12:20-12:30 Tartışma 12:30-13:30 Öğle Yemeği Yoğun Bakımda Yılın Makalesi Müge Aydoğdu Oturum Başkanı: Gül Gürsel 13:30-15:00 Yoğun Bakımda Tıbbi Hatalar Oturum Başkanları: Turgay Çelikel, Arzu Topeli İskit 13:30-13:50 Sorunun Boyutu Turgay Çelikel 13:50-14:10 Hasta Bildirimi ve Yönetimi Yusuf A. Kılıç 14:10-14:30 Neler Yapmalıyız? Arzu Topeli İskit 14:30-14:50 Sorunun Adli Boyutu Ziynet Özçelik 14:50-15:00 Tartışma 15:00-15:30 Kahve Arası 15:30-16:30 Serbest Bildiriler Oturum Başkanları: Gündeniz Altıay, Emre Karakoç 16:30-17:30 İnteraktif Oturum Oturum Başkanları: Fatih Ağalar, Murat Sungur 20:00 Gala Yemeği

BİLİMSEL PROGRAM - 18 KASIM 2011 SALON B 09:00-10:30 Akut Böbrek Hasarı Oturum Başkanları: Murat Sungur, Celalettin Usalan 09:00-09:20 Akut Böbrek Hasarının Tespitinde Yeni Kriterler ve Belirteçler Melda Dilek 09:20-09:40 Kritik Hastada Akut Böbrek Hasarının Önlenmesi Defne Altıntaş 09:40-10:00 Aralıklı Konvansiyonel Hemodiyaliz Standart Tedavidir Celalettin Usalan 10:00-10:20 Erken Sürekli Renal Replasman Tedavisi Uygulanmalıdır Murat Sungur 10:20-10:30 Tartışma 10:30-11:00 Kahve Arası 11:00-12:30 Yoğun Bakımda Hemofagositik Sendrom Oturum Başkanları: Yahya Büyükaşık, Benan Bayrakçı 11:00-11:30 Tanımlamalar, Sorunun Boyutu ve Primer Hemofagositik Sendrom Şule Ünal 11:30-11:50 Sekonder Hemofagositik Sendrom Benan Bayrakçı 11:50-12:20 Makrofaj Aktivasyon Sendromu Yahya Büyükaşık 12:20-12:30 Tartışma 12:30-13:30 Öğle Yemeği 13:30-15:00 Akut Respiratuar Distres Sendromu Oturum Başkanları: Emel Eryüksel, Emre Karakoç 13:30-13:50 Akut Respiratuar Distres Sendromunda Sıvı Tedavisi ve Hemodinamik İzlem Emel Eryüksel 13:50-14:10 Akut Respiratuar Distres Sendromunda Steroidler ve Nöromusküler Tedavi Cenk Kıraklı 14:10-14:30 Basınç Volüm Eğrileri Ne İşe Yarar Emre Karakoç 14:30-14:50 Akut Respiratuar Distres Sendromunda PEEP Ayarı, Recruitment ve Yüzüstü Pozisyon Nalan Adıgüzel 14:50-15:00 Tartışma 15:00-15:30 Kahve Arası 15:30-16:30 Serbest Bildiriler Oturum Başkanları: Defne Altıntaş, Serpil Öcal 20:00 Gala Yemeği 9 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara

8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara 10 BİLİMSEL PROGRAM - 19 KASIM 2011 09:00-10:30 Uyku SALON A Oturum Başkanları: Mehdi Yeksan, Murat Aksu 09:00-09:20 Uyku Fizyolojisi Murat Aksu 09:20-09:50 Uyku Bozukluklarının Temelleri Sadık Ardıç 09:50-10:20 Yoğun Bakımda Uyku Ebru Ortaç 10:20-10:30 Tartışma 10:30-11:00 Kahve Arası 11:00-12:30 Kronik Obstriktif Akciğer Hastalığı, Astım, Obesite Hipoventilasyon Oturum Başkanları: Filiz Koşar, Levent Kart 11:00-11:20 Hiperkapni; Ne Kadar İzin Verebiliriz? Özlem Moçin 11:20-11:40 Hipoksi; Ne Kadar Düşük Olabilir? Emel Eryüksel 11:40-12:00 Status Astmatikusda Mekanik Ventilasyon Levent Kart 12:00-12:20 Obesite Hipoventilasyon Hastasının Yönetimi Filiz Koşar 12:20-12:30 Tartışma 12:30 Kapanış

BİLİMSEL PROGRAM - 19 KASIM 2011 09:00-10:30 Perioperatif Dönem SALON B Oturum Başkanları: Ülkü Aypar, Gökhan Yağcı 09:00-09:20 Kardiyovasküler ve Pulmoner Risk Değerlendirilmesi Hatice Yağmurdur 09:20-09:50 İntraoperatif Katastrofik Olaylar Seval İzdeş 09:50-10:20 Postoperatif Cerrahi Stresin Azaltılması (Beta Bloker, Beslenme, Analjezi, Sıvı Tedavisi) Gökhan Yağcı 10:20-10:30 Tartışma 10:30-11:00 Kahve Arası 11:00-12:30 Yoğun Bakımda Sıfır Enfeksiyon Oturum Başkanları: Cem Terzi, Erhan Tabakoğlu 11:00-11:20 Nasıl Başarılır? Gökay Güngör 11:20-11:40 Ventilatör İlişkili Pnömoni Erhan Tabakoğlu 11:40-12:00 Kateter İlişkili Kan Dolaşım Yolu Enfeksiyonları Ahmet Doğrul 12:00-12:20 Cerrahi Alan Enfeksiyonları Cem Terzi 12:20-12:30 Tartışma 12:30 Kapanış 11 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara

SÖZEL BİLDİRİLER

S01 İÇ HASTALIKLARI SERVISLERINDE YATAN HASTALARDA ERKEN UYARI SKORLARI ILE GÜNLÜK SÜRVEYANS HASTANE MORTALITESINI ÖNGÖREBILIR Mine Durusu Tanrıöver, Burçin Halaçlı, Bilgin Sait, Arzu Topeli Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara Amaç: Basit fizyolojik parametreler kullanılarak hesaplanan erken uyarı skorları (EUS) akut tıp üniteleri ve acil servislerde triyaj ve prognozu öngörme amaçlı olarak kullanılmaktadır 1. Validasyonu yapılmış bir skorlama sistemi olan modifiye erken uyarı skorları, 3 ve üstünde olduğu zaman kötü sonlanım noktaları ile ilişkili bulunmuştur 2. Ancak, iç hastalıkları servislerinde kötüleşmekte olan hastaları tanımak ve prognozu öngörmek amacıyla günlük sürveyansta kullanımına dair veriler kısıtlıdır 3. Gereç ve yöntem: Eylül 2009-Temmuz 2010 arasında İç Hastalıkları Servisi ne yatmış olan hastalar, terminal dönem malignansiler, günlük yatışlar ve yoğun bakım ünitesinden çıkmış olanlar dışlanarak prospektif olarak izleme alındı. Modifiye EUS nin servise yatışta, sonrasında 4 saatte bir, 3 ve üzeri skor olduğu durumlarda da saatlik hesaplanması için servis hemşirelerine eğitim verildi 2. Hastalar taburculuk veya eksitus olana kadar izlendi. Skor ölçümlerinde %30 dan fazla günde eksiği olanlar analize alınmadı. Her hastanın giriş skoru, çıkış skoru, en yüksek skoru, günlük ortalama skor ölçüm sayısı ve değeri ve her bir fizyolojik parametrenin giriş, çıkış, en yüksek ve toplam değerleri kaydedildi. Mann Whitney-U, ki-kare ve ROC testleri ile veriler SPSS 17.0 programında analiz edildi. Bulgular: İzleme alınan 182 hastadan 108 hastanın verileri analiz edildi. Hastane mortalitesi %6.5 idi. Altta yatan hastalıklar ve cinsiyet açısından mortalite farkı yoktu. Acil servisten yatan hastalar diğer yerlerden yatanlara göre daha yüksek mortaliteye sahipti (%15 e %1.5, p=0.01). En yüksek skoru 3 olan hasta oranı %29.6, ilk skoru 3 olan hasta oranı ise %4.6 idi. Acilden yatanlar ve diğerleri karşılaştırıldığında, girişte skoru 3 ve üstünde olan hasta oranında fark yoktu. Ancak, izlemdeki en yüksek skor acilden yatanlarda daha yüksek oranda 3 ve üstüne çıkmıştı (%45 e %20.6, p=0.007). Girişte (%18.8 e %1.3, p= 0.003) ya da izlemde (%40 a %4.9, p=0.033) en yüksek skoru 3 veya daha fazla olan hastaların hastane mortalitesi anlamlı derecede yüksekti. Ancak, ROC analizinde giriş skoru değil, izlemdeki en yüksek skor mortalite ile ilişkili bulundu (Tablo 1). Bunların yanında en yüksek sistolik kan basıncı, vücut ısısı ve nörolojik puanlar da mortalite ile ilişkili idi (Tablo 1). Sonuç: EUS genellikle triaj amaçlı kullanılmakla beraber, bu çalışmada giriş skoru değil, izlemdeki skorların mortaliteyi öngördüğü gösterilmiştir. Acil servisten yatan hastalarda mortalite daha yüksek olmasına rağmen, bu hastaların giriş skorları yerine izlemdeki en yüksek skorları mortaliteyi öngörmüştür. EUS nin sadece triajda kullanılmaları kötüleşen hastayı tanımakta yeterli olmayabilir, sürveyansda da kullanılmaları mortaliteyi daha iyi öngörmektedir. Ancak eğitim verilmiş olmasına rağmen hastaların ancak %59 unda tama yakın skor izlemi mevcuttur. Bu nedenle EUS nin ileri sistemlerle izlemi, kritik skorlara ulaşıldığında hastane akut tıp ekiplerine haber verilmesi ve hastaların en kısa zamanda akut bakım veya yoğun bakım yataklarına yatırılmaları uygundur. Kaynaklar: 1. Subbe CP, Kruger M, Rutherford P, et al. Validation of a modified early warning score in medical admissions. Q J Med 2001;94:521 6. 2. Goldhill DR, McNarry AF. Physiological abnormalities in early warning scores are related to mortality in adult inpatients. Br J Anaesthes 2004;92:882-4. 3. Goldhill DR, McNarry AF, Mandersloot G, et al. A physiologically-based early warning score for ward patients: the association between score and outcome. Anaesthesia 2005;60:547 53. Tablo 1. ROC analizinde fizyolojik parametrelerin mortaliteyi öngörme değerleri Değişken Eğri altındaki alan p En yüksek skor 0.853 0.002 En yüksek nörolojik skor 0.850 0.002 En yüksek vücut ısısı skoru 0.789 0.011 En yüksek sistolik kan basıncı skoru 0.722 0.05 15 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara

8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara 16 S02 SOLUNUM YETMEZLİKLİ YOĞUN BAKIM HASTALARINDA ATRİAL FİBRİLASYON: GÖRÜLME SIKLIĞI VE KLİNİK ETKİLERİ Çiğdem Hanazay1,Yağmur Aldağ1, Ayşe Baha1, Salih Bilgin2, Müge Aydoğdu1, Gül Gürsel1 1 Gazi Ünivesitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Yoğun Bakım Ünitesi, Ankara 2 Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi Amaç: Atrial fibrilasyon (AF) genel popülasyonda ve yoğun bakım ünitesi (YBÜ) hastalarında en sık görülen aritmi; uygun tedavi edilmediği takdirde önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. Hız kontrolü sağlanamayan AF hastalarında eşlik eden kalp yetmezliği belirtileri nedeniyle hastanın ventilatörden ayrılması zorlaşmakta; uzun süreli antikoagülan tedavi başlanmadığı takdirde tekrarlayan pulmoner emboli, derin ven trombozu ve serebrovasküler olay (SVO) gelişme riski artmaktadır. Bu çalışmada yaşamı tehdit eden önemli sonuçları olan AF nun YBÜ de takip ettiğimiz hastalarda görülme sıklığını, yoğun bakım ünitesi sonuçlarına etkisini ve bu hastalara uygulanan tedavilerle etkileşimini belirlemeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Yoğun bakım ünitemizde takip edilen, entübe olan ve olmayan hastaların yatıştaki ve eğer mevcut ise daha önceki EKG leri AF varlığı açısından prospektif olarak değerlendirildi. Tüm hastaların yatış öncesi kullanılan ve yatıştan sonra yeni başlanan bronkodilatör, kardiak, antikoagülan tedavileri ayrıntılı bir şekilde sorgulandı ve kaydedildi. Hastalar AF u olan [AF(+)] ve olmayanlar [AF(-)] olarak iki gruba ayrıldı ve YBÜ sonuçları (MV gün, YBÜ gün, mortalite) açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya yaş ortalaması 68±15 yıl olan 76 sı erkek (%52) toplam 147 hasta dahil edildi. Bu hastaların 36 sında (%25) AF saptandı. AF u olan 36 hastadan 33 ü YBÜ yatışı öncesi AF tanısı almış; tedavi başlanmıştı. AF nu olan ve olmayan hastalar karşılaştırıldığında yatış APACHE II değerleri, MV süre, NIMV süre, YBÜ süre açısından anlamlı farklılık saptanmazken mortalitenin AF (+) olan hastalarda daha yüksek olduğu belirlendi (%36 ya karşılık %21; p=0.05). AF (+) 36 hastanın 22 sine (%61) konjestif kalp yetmezliği de eşlik ediyordu (p=0.007). Diğer eşlik eden komorbiditelerden geçirilmiş SVO AF(+) grupta anlamlı derecede yüksek bulundu (%25 e karşılık %5; p=0,002). YBÜ takipleri sırasında akut böbrek yetmezliği gelişimi yine AF si olan hastalarda anlamlı derecede daha yüksekti (%44 e karşılık %15; p=0.001). AF si olan ve olmayan hastalarda AF yi tetiklediği düşünülen bronkodilatörlerden teofilin, kısa ve uzun etkili betagonistin hastaneye yatış öncesi dönemde kullanımı karşılaştırıldı; iki grup arasında anlamlı fark saptanmadı. Hastaneye yatış sonrasında ise AF(+) hastalarda teofilinin tercih edilmediği belirlendi [%4 e karşılık %25; p=0.013]. AF tanısı ile yatış öncesi başlanılan tedaviler değerlendirildiğinde 9 (%27) hastanın beta-blokör, 17(%52) hastanın Ca ++ kanal blokörü, 11(%33) hastanın dijital, 13 (%39) ünün warfarin ve 13 (%39) ünün asetil salisilik asit kullandığı belirlendi. Düşük molekül ağırlıklı heparin (DMAH) kullanımı yoktu. YBÜ yatışı sonrası uygulanan AF a yönelik tedaviler ise 8 (%22) hastada beta blokör, 18 (%50) hastada Ca ++ kanal blokörü, 10 (%28) hastada dijital, 13 (%36) hastada warfarin, 16 (%44) hastada asetil salisilik asit ve 21(%58) hastada DMAH di. Taburcu edilebilen 23 AF lu hastanın 12 si (%52) warfarin ile, 11 i (%48) ise DMAH ile antikoagülasyon önerilerek taburcu edildi. Sonuç: Bu çalışma YBÜ ne yatan hastaların yaklaşık %25 inde AF tanısı olduğunu ancak bunların sadece %70 inin yatışta antikoagulan ve antiagregan tedavi aldığını, bu hastalarda kalp ve böbrek yetmezliği sıklığının daha fazla olduğunu ve mortalitenin yüksek olduğunu göstermiştir. S03 YOĞUN BAKIM HASTALARINDA PLAZMA VE İDRAR CYSTATİN-C VE NGAL DÜZEYLERİNİN SEPTİK AKUT BÖBREK HASARINI TAHMİN ETME ÖZELLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Müge Aydoğdu1, Gül Gürsel1, Banu Sancak2, Serpil Yeni1, Gülçin Sarı1, Seçil Taşyürek1, Murat Türk1, Seher Yüksel2, Mehmet Şenez3, Türkan Nadir Öziş1, Ayşen Karademir1, Aykut Türk1, Nimet Erbasan1 1 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Yoğun Bakım Ünitesi, Ankara 2 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı, Ankara 3 Ankara Hastanesi Biyokimya Bölümü, Ankara Amaç: Sepsis, yoğun bakım ünitelerinde sık görülen ve %45 mortaliteye sahip bir sendromdur. Akut böbrek hasarı (ABH) varlığında sepsisteki bu yüksek mortalite oranı %70 e kadar artar. Yeni geliştirilen belirteçler ile ABH nın erken tanısı mortaliteyi önleyebilir. Bu çalışmada sepsisli hastalarda inflamasyonun plazma ve idrar Sistatin-C ve NGAL konsantrasyonları üzerine etkisini ve bu belirteçlerin septik ABH da tanı değerlerinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Hastalar her gün RIFLE kriterlerine göre ABH açısından değerlendirildi ve yatıştan itibaren gün aşırı kan ve idrar örnekleri alındı. Plazma ve idrar Sistatin-C ve

NGAL in septik hastalarda ABH tanısı için performanslarını değerlendirmek amacıyla ROC eğrileri çizdirildi ve AUC ler hesaplandı. Bulgular: Çalışmaya 151 hasta alındı ve normal (N =22 ) ; sepsis (N =66), ve sepsis ve ABH (N =63) olmak üzere 3 grup belirlendi. İdrar NGAL düzeyleri ABH tanısı için 0.83 AUC değeri verirken, plazma NGAL düzeyleri için AUC 0.44 olarak bulundu. İdrar NGAL düzeyi için eşik değeri 29.5 ng/ml olarak belirlendi; bu eşik değerine göre idrar NGAL analizinin ABH tanısı için sensitivitesi %88, spesifisitesi %73 olarak belirlendi. İdrar NGAL analizine benzer şekilde plazma ve idrar Sistatin C düzeyleri de ABH tanısında oldukça etkili bulundu (AUC 0.81 ve 0.88). Plazma Sistatin C için eşik değerler 1.5 mg/l olarak belirlendi; bu eşik değerine göre plazma Sistatin C nin ABH tanısında sensitivitesi %73, spesifisitesi %68 olarak değerlendirildi. İdrar Sistatin-C için eşik değer 0.106 mg/l, sensitivitesi %85, spesifisitesi %80 olarak bulundu. İdrar NGAL analizi ile ABH tanısının 4±3 gün (ortalama±ss); plazma Cystatin C analizi ile 3 ±1 gün önce koyulabileceği belirlendi. Sonuç: Bu çalışma septik hastalarda ABH gelişiminin tanısı açısından idrar NGAL, plazma ve idrar Sistatin C düzeylerinin yararlı olabileceğini plazma NGAL in ise sepsiste de yükselebileceğini ve ABH tanısında yararlı olmadığını göstermiştir. Bu çalışma TÜBİTAK (Proje No: 109S001, SBAG-HD-384) ve Gazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (01/2010-03) birimi tarafından desteklenmiştir. S04 AKUT ENTOKSİKASYON OLGULARIMIZ VE KLİNİK SONUÇLARIMIZ Ali Kemal Kadiroğlu 1, Serdar Yıldırım 2, Ferhat Oto 2, Berat Ebik 2, Fuad Ulucan 2, Abdullah Karakuş 2, Dilek Geneş 2 1 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı,, Nefroloji Bilim Dalı, 2 Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Amaç: Entoksikasyon olguları Genel Dahiliye Yoğun Bakım Ünitesine yatırılan hastaların önemli bir kısmını oluşturur. Bunların içinde aşırı dozda ilaç almaya bağlı gelişen akut entoksikasyonlar sıklıkla karşılaşılan olgulardır. Bu çalışmamızda amacımız ünitemize yatırılan akut ilaç entoksikasyon olgularımızın özelliklerini ve sonuçlarımızı paylaşmaktır. Materyal ve Metod: Haziran 2010 tarihinden itibaren Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Dahiliye Yoğun Bakım Ünitemize yatırılan akut ilaç entoksikasyon olgularımızın retrospektif analizi yapıldı. Hastalar cins, yaş, etyoloji, komorbid durumlar, kan basıncı, arteriyel kan gazı, hematolojik ve biyokimyasal parametreleri ile tedavileri açısından değerlendirildi. Bununla beraber üniteye yatışıyla birlikte mekanik ventilatör ihtiyacı olanlar ve hastaların klinik son durumları belirlendi. Bulgular: Hastalarımızın % 81.4 ü(n=35) kadın, %18.6 sı(n=8) erkekti ve yaş ortalaması 30.23±15.44yıl idi. Etyolojik dağılım tablo 1 de verildi. Hastalarımızın %32.5 da (n=14) ünde komorbid durum saptadık ve tablo 2 de gösterildi. Hastalarımızın kan basıncı, hematolojik, biyokimyasal ve arteriyel kan gazı değerleri tablo 3 de özetlendi. Organofosfor entoksikasyonu ile yatırılan hastalarımızdan sadece birinde aşırı sekresyon nedeniyle mekanik ventilatör ihtiyacı oldu. PAM uygulamasının 72. saati bittikten sonra sekresyonların azalması ve saturasyonlarının düşmemesi üzerine extübe edildi ve hasta şifa ile taburcu edildi. Diğer entoksikasyon olgularımızda mekanik ventilatör ihtiyacı olmadı. Hastalarımızın tedavilerinde ağırlıklı olarak sıvı-elektrolit replasmanı yapılmasının yanında aktif kömür verildi, deşarjları sağlandı ve organofosfor entoksikasyonlarında ise antidotla birlikte genel destek tedavisi verildi. Valporik asit entoksikasyonu olan olgumuza 2 seans hemodiyaliz uygulandı. Olgularımızda exitus gelişmedi. Tablo 1: Etyolojik dağılımı Etkenler Sayı Yüzde Çoklu ilaç 22 % 51.2 Amitriptilin 12 %27.9 Organofosfor 5 % 11.6 Karbamazepin 2 %4.7 Valporik asit 1 %2.3 Metformin 1 %2.3 Toplam 43 % 100 Tablo 2: Olgularımızın komorbiditeleri Komorbiditeler Sayı (n) Yüzde (%) Psikoz 7 16.2 Diyabetes mellitus 2 4.7 Kalp hastalığı 1 2.3 Alzheimer 1 2.3 Postpartum 1 2.3 Gebelik 1 2.3 Ankziete 1 2.3 TOPLAM 14 32.5 17 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara

8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara 18 Tablo 3: Olgularımızın kan basıncı, hematolojik, biyokimyasal ve arteriyel kan gazı değerleri Parametreler Min. Maks. Ortalama Standart sapma Sistolik KB 87 159 125,23 15,72 Diyastolik KB 50 92 72,62 10,05 Glukoz 36 368 112,83 48,04 Üre 3 54 20,30 10,37 Kreatinin 0,3 2,36 0,70 0,31 Na 132 152 138,41 3,36 K 3 6,4 3,84 0,62 ALT 6 94 17,53 16,26 AST 10 52 20,95 8,86 Albumin 2,2 4,51 3,41 0,52 Hgb 8,66 17,3 12,22 1,77 Lökosit 4,54 14,5 9,26 2,22 Trombosit 80 445 224,25 53,02 ph 7 7,52 7,38 0,08 HCO3 18,1 28,2 23,02 2,22 pco2 19,3 52,8 38,28 7,15 po2 34,4 99 82,96 18,20 Sonuç: Yoğun bakım ünitemize akut ilaç entoksikasyonu tanısıyla yatırılan olguların içinde çoklu ilaç entoksikasyonlarının (% 51.2) daha fazla olduğu görüldü. İlaç entoksikasyonu ile yatan olgularımızın % 16 sında zeminde psikoz olduğu saptandı. S05 KOLİSTİN NEFROTOKSİSİTESİ FARKLI FORMÜLASYONLAR ARASINDA FARKLILIK GÖSTERİR Mİ, KAN CYSTATİN-C DÜZEYLERİ KOLİSTİN NEFROTOKSİSİTESİNİ ERKEN ÖNGÖRÜR MÜ? Gül Gürsel, Müge Aydoğdu, Yağmur Aldağ, Nimet Erbasan, Ayşen Karademir, Aykut Türk Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Yoğun Bakım Ünitesi, Ankara Amaç: Çok ilaca dirençli Acinetobacter ve Pseudomonas enfeksiyonlarında kullanılan kolistinin farklı formülasyonlarının böbrek fonksiyonları üzerine etkilerini karşılaştırmak ve kan cystatin-c düzeylerinin kolistin nefrotoksisitesini erken öngörmede değeri olup olmadığını araştırmaktır. Yöntem: Çalışmaya 49 (%69) colistin sulphomethate sodium (colomycin ) ve 22 (%31)Kolistimetat Sodyum (colimysin ) alan toplam 71 hasta alındı. Hastalar akut böbrek hasarı (ABH) gelişimi açısından günlük kan kreatinin düzeyleri ve idrar miktarları ile monitörize edildi. ABH tanısı RIFLE kriterlerine göre konuldu. Hastalardan gün aşırı kan cystatin-c düzeylerine de bakıldı. Hastaların kan basıncı düzeyleri, kullandıkları diğer nefrotoksik ilaçlar, vazopressörler, diüretik alımı, sepsis ve septik şokta olup olmadıkları, kalp yetmezliği ve kronik böbrek hastalığı tanılarının olup olmadığı kaydedildi. İstatistik analizlerde t testi, Chi kare testi ve lojistik regresyon analizi kullanıldı. Bulgular: Hastaların yaş ortalamaları 68± 17 olup, ortalama APACHE II değerleri 23± 6 olarak belirlendi. Toplam 71 hastanın %66 ı erkekti ve %94 mekanik ventilatördeydi. %72 inde ventilatör ilişkili pnömoni, %10 unda hastane kökenli pnömoni, %18 inde ise diğer bölge infeksiyonları vardı. Hastaların %51 inde ortalama 6± 5(median 4.) günde ABH gelişti, %40 ı takiben normale döndü. %27 hastada ortalama 4±3 (median 3.) günde poliüri gelişti ve tamamında düzeldi. %30 hastada ortalama ve median 7. günde oligüri gelişti; %30 u daha sonra düzeldi. ABH geliştiği gün ortalama kreatinin ve cystatin-c düzeyleri sırasıyla 1.9± 1.5mg/ dl, 2.12± 1.06 mg/dl olarak bulundu. Hastaların %27 sinde kolistin kesilmek zorunda kalındı, %5 inde doz azaltıldı. Her iki ilaçla ABH, oligüri, poliüri gelişme oranları istatistiksel olarak farklı bulunmadı. Kan cystatin-c düzeyleri monitörize edilen 30 hastanın % 39 unda kan cystatin-c düzeyi kreatininden ortalama 4± 4(median 2, 0-15) gün önce en az %25 artış gösterdi. İleri yaş (OR:1.05, p:0.04) ve vazopressör kullanımı gerektiren hipotansiyon (OR:1.7, p:0.005) kolistin alan hastalarda ABH gelişimi için bağımsız risk faktörleri olarak bulundu. ABH gelişen hastalarda mortalite %78 iken gelişmeyenlerde %27 olarak belirlendi (p<0.0001). Sonuç: Kolistin alan hastaların %51 inde ABH gelişebilir ve %40 ında bu hasar geri dönüşümlüdür. Kolistinin farklı formları arasında nefrotoksisite açısından fark yoktur. İleri yaşta ve septik şoktaki hastalarda Kolistin kullanımı ile nefrotoksisite riski daha yüksektir. Bu hastalar ABH tanısını kreatine göre iki gün önceden koyabilen kan cystatin-c düzeyi ile takip edilebilirler.

S06 HIPERKAPNIK SOLUNUM YETMEZLIĞI OLAN HASTALARDA NONINVAZIV MEKANIK VENTILASYON TEDAVISININ İLK GÜN CEVABINI ETKILEYEN FAKTÖRLER Gül Gürsel 1, Müge Aydoğdu 1, Seçil Taşyürek 1, Gazi Gülbaş 2, Şevket Özkaya 3, Sakine Nazik 1, Ayşe Demir 1 1 Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Yoğun Bakım Ünitesi, Ankara, Türkiye 2 İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye 3 Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Rize, Türkiye Giriş: Noninvaziv mekanik ventilasyon (NIMV) akut hiperkapnik solunum yetmezliği erken döneminde mekanik ventilasyon ihtiyacını azaltır ve NIMV başarısı ile ilgili faktörler iyi bilinmektedir. Ama subakut dönemde NIMV cevabını etkileyen faktörler ile ilgili çok az bilgi mevcuttur. Bu çalışmada akut hiperkapnik solunum yetmezliği olan hastaların NIMV tedavisinin ilk 24 saatinde PaCO2 düzeylerindeki düşüşü ile ilişkili faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Metod: NIMV cevabı ilk 24 saat içinde PaCO2 düzeyinin 50mmg nin altına düşmesi olarak tanımlandı. Bu kritere göre akut hiperkapnik solunum yetmezliği tanısı ile NIMV uygulanan hastalar iki gruba ayrıldı: grup 1- cevap alınamayan; grup 2-cevap alınan. Bu retrospektif çalışmada iki grubun özellikleri ve uygulanan NIMV metodları arasındaki farklılıklar değerlendirildi ve karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmaya toplam 100 hasta dahil edildi; 66 hasta grup 1 de, 34 hasta grup 2 de yer aldı. Her iki grup arasında NIMV uygulama süresi, YBÜ yatış süresi, entübasyon ve mortalite oranları arasında anlamlı fark saptanmadı. Grup 2 deki hastaların %91 i tüm gece boyunca NIMV tedavisi aldı; bu oran grup 1 de %74 tü (p=0.036). Multivaryant analizin sonuçları gösterdi ki; nokturnal NIMV uygulaması daha iyi NIMV cevabı ile ilişkili iken evde NIMV kullanımı, daha yüksek basınç destek (PS) değerlerine ihtiyaç duyulması daha kötü NIMV cevabı ile ilişkilidir. Sonuç: Akut hiperkapnik solunum yetmezliği olan hastalarda tüm gece boyunca NIMV uygulanması ilk 24 saat içindeki PaCO2 düşüşünü artırarak iyileşmeyi hızlandırabilir. Yüksek PS değerlerine ihtiyaç duyulan ve evde NIMV kullanan hastalarda hızlı PaCO2 düşüşü beklenmemelidir. S07 BRADEN RİSK DEĞERLENDİRME ÖLÇEĞİNE GÖRE YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİNDE YATAN HASTALARDA RİSK VE İNSİDANS İNCELENMESİ Pakize Özyürek 1, Meryem Yavuz 2,,Özlem Yıldız 3 1 Afyon Kocatepe Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu, Afyonkarahisar 2 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği, İzmir. 3 Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Cerrahi Yoğun Bakım Hemşiresi, ÖZET: Giriş: Basınç yarası özellikle yoğun bakım ünitelerinde halen istenmeyen bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir. Amaç: Bu çalışma yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda görülen basınç yarası insidansını ve basınç yarası gelişme risk düzeyini incelemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Tanımlayıcı olan çalışma 01.10.2008-04.01.2010 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin Dahili ve Cerrahi Bilimler yoğun bakım ünitelerinde yapıldı. Çalışmanın evrenini 01.10.2008-04.01.2010 tarihler arasında yatan toplam 323 hasta oluşturdu. Veriler Hasta Tanıtım Formu, Braden Risk Değerlendirme Ölçeği, Glaskow Koma Skalası ve Deri İzlem Formu kullanılarak toplandı. Veriler SPSS for Windows (13.0) programında kodlanarak sayı, yüzde ve ki-kare dağılımları yapılarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan hastaların yaş ortalaması ±60,51 yaş, ortalama yatış günü ± 7,7 gün, %44,6 sının kadın, %55,4 nün erkek olduğu görüldü. Braden Risk değerlendirme ölçeğine göre 283 hastada basınç yarası gelişme riski olduğu saptandı. Çalışmaya katılan 323 hastanın 42 sinde (insidans: %13) birinci derece, 15 inde 2. derece basınç yarası geliştiği (insidans: % 4,6), dış merkezden basınç yaralı gelen 2 hasta olduğu bulundu. Yoğun bakım ünitelerine yatan hastaların 114 ü tam yatağa bağımlı, 74 hastanın bilinç durumunun kapalı olduğu analiz edildi. 9 hastada basınç yarası birinci haftada (1-7 gün), 6 hastanın ikinci hafta (8-15 gün) geliştiği saptandı. Sonuç: Yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda ilk hafta basınç yarası geliştiği görüldü. Yoğun bakım ünitelerine yatan hastaların ilk 6-12 saat içinde risk değerlendirilmelerinin yapılarak, risk durumuna göre önleme girişimleri basınç yaralarının gelişmesini veya ilerlemesini önleyebilir. 19 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara Anahtar Kelime: Basınç yarası, yoğun bakım ünitesi, kritik hasta, Braden Risk Değerlendirme Ölçeği.

8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara 20 GİRİŞ: Basınç yarası hastanın acı, ağrı çekmesine, asıl hastalıklarının tedavisini geciktirerek yaşam kalitesini, morbidite ve mortaliteyi belirgin olarak etkileyen önemli bir sağlık sorunudur1,2. Basınç yaralarının tedavisi ve ekipmanı, bakım zamanının büyük bir bölümünü kapsamaktadır. Ayrıca basınç yarası 20. yy en pahalı ve fiziksel zayıflatıcı komplikasyonlarından biri olduğu, kanserden ve kalp damar hastalıklarından sonra üçüncü en pahalı sağlık sorunu olduğu belirtilmektedir3. Yoğun bakım hastaları basınç yarası gelişme riski yönünden birden fazla risk taşımaktadırlar3. Çeşitli risk faktörleri olarak kritik hastalık durumu, hastanede kalma süresindeki artış, bozulmuş doku perfüzyonu, instabil hemodinami varlığı, anemi, sedasyon nedeniyle duyu ve his kaybında azalma, cildin nem nedeniyle maserasyonu, hareketsizlik ve beslenme bozukluğu sayılabilir. Tüm bu faktörlerle birlikte mekanik basınç yarası nedenleri olan basınç, sürtünme ve yırtılmada basınç yarası oluşmasına katkıda bulunurlar1. Hastanede yatan hastaların uluslararası basınç yarası insidans oranları % 1 -% 11 ve prevalans oranları % 3 ile% 22 arasında olduğu görülmektedir. Yoğun bakım hastalarında ise insidans % 5.2 -% 20 ve prevalansı % 14.4 olarak daha yüksek olduğu görülmektedir4. Ülkemizde Yavuz ve ark. (2007) anestezi yoğun bakım ünitesinde yaptıkları bir çalışmada basınç yarası prevalansının %30.4 oranında olduğu, Karadağ ve Gümüşkaya (2005) postoperatif Cerrahi Bilimler yoğun ünitesinde yaptıkları çalışmada basınç yarası prevalansını %54,8 olarak bulmuşlardır. 5,6 Basınç yaralarının önlenmesi ve tedavisi multidisipliner ekip yaklaşım gerektirmekle beraber hemşirelerin basınç yaralarını önlemede ön planda oldukları konusunda herkes hem fikirdir7,8,9. Basınç yaraları hemşireliğe hassas bakım kalite indikatörlerinden biridir4,10.basınç yarası insidansını azaltmak için yapılabilecek en önemli girişim risk durumunun ve faktörlerinin değerlendirilmesidir9. GEREÇ YÖNTEM: Çalışma 01.10.2008-04.01.2010 tarihleri arasında bir üniversitenin Dahili bilimler ve Cerrahi Bilimler yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda basınç yarası gelişme risklerini ve görülme sıklığını incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak planlanmıştır. Çalışmanın evrenini çalışma tarihinde yoğun bakım ünitelerine yatan 323 hasta oluşturdu. Çalışmanın verileri hastanın demografik özelliklerini içeren anket formu, basınç yarası oluşumu, basınç yarası gelişme süresi, basınç yarası gelişen vücut bölgeleri, önleyici girişim türleri ve basınç yarasının Avrupa Basınç Ülseri Danışma Paneli sistemi (EPUAP) göre derecelendirildiği (Tablo1) deri izlem formu11, Basınç yarası gelişme riskini değerlendirmek için Braden Risk Değerlendirme Ölçeği ve hastanın bilinç ve sedasyon durumunu değerlendirmek için Glaskow Koma Skalası formu kullanılarak elde edildi. Çalışmaya katılan hastalar yoğun bakım ünitesine alındıkları ilk altı saat içinde basınç yarası gelişme risk durumları Braden Risk değerlendirme ölçeği ile değerlendirildi. Ölçek uyaranın algılanması, nem, aktivite, hareket, beslenme, sürtünme ve tahriş olmak üzere altı alt boyut içermektedir. Alt boyut puanlarının toplanmasıyla ölçeğin 6-23 arasında değişen toplam puanı elde edilir. Toplam puana göre 9 puan ve altı çok yüksek riskli, 10-12 puan yüksek riskli,13-14 puan orta riskli, 15-18 puan düşük riskli, 19-23 puan risk yok olarak değerlendirilmektedir12,13. Hastalar yoğun bakım ünitesine kabul edildiklerinde ve yoğun bakımda kaldıkları süreçte her gün deri izlemi yapılmış olup, günlük deri izlemleri forma kayıt edildi. Geliştirilen deri gözlem formu üç kategoride aşağıdaki gibi tanımlanmıştır: 1- Deri travması ( ödem, alerji, morluk, deri çatlakları gibi),2-yara (Cerrahi Bilimler yara yeri varlığı, bacak ülserleri gibi) 3- Diğer (Tanımlanan deri değerlendirmesi dışında farklı oluşumlar) kategorilerinde kaydedildi13. Basınç yarasını önlemede destek yüzeyler ile beraber kullanılan veya önerilen pozisyon verme de Basınç Yaralarını Önlemeye Yönelik Girişimler formu ile günlük olarak dolduruldu. Tablo1: Avrupa Basınç Ülseri Danışma Paneli Sistemine Göre Basınç Yarasının Derecelendirmesi Basınç Yarası Tanım Dereceleri 1.derece BY* Cilt sağlamdır. Genellikle bir kemik çıkıntı üzerinde yer alan bölgede basmakla solmayan kızarıklık vardır. 2.derece BY Dermiste kısmi kayıp vardır. Yara yatağının pembe kırmızı olduğu, ölü dokunun olmadığı yüzeysel bir yara vardır. 3.derece BY Tam kat cilt kaybı vardır. Cilt altı yağ dokusu görülebilir fakat kemik, tendon veya kas açıkta değildir. 4. derece BY Kemik, tendon veya kasın ortaya çıktığı tam kat doku kaybı vardır. *Basınç Yarası

Etik Kurul Onay: Çalışmanın yürütülebilmesi için Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Etik Kurulundan 18.03.2008 tarihinde yazılı izin alınmıştır. Çalışmanın uygulanabilmesi için çalışmanın yapıldığı Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Başhekimliği nden 01.04.2008 tarihinde yazılı izin alınmıştır. Çalışma kapsamına alınan bilinci açık hastalara, bilinçsiz hastaların yakınına çalışmanın amacı ve uygulaması ile ilgili gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra katılımları için sözlü ve yazılı onam alınmıştır. Hasta ve hasta yakınlarına hastalarını istedikleri zaman araştırmadan çıkabilecekleri ve bu durumun tedavilerini etkilemeyeceği açıklanmıştır. BULGULAR: Çalışmaya katılan 323 hastanın yaş ortalamasının ± 60,51 yaş olduğu, % 44,6 sının kadın, % 55,4ünün erkek olduğu, %87,6 sının Braden Risk değerlendirme ölçeğine göre basınç yarası gelişme riski taşıdığı bulundu. Hastaların yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) ortalama 7,7 gün kaldıkları görüldü. Hastaların 29,4 ü Dahili Bilimler YBÜ nde, %70,6 sının Cerrahi Bilimler YBÜ nde idi. Grafik 1 yoğun bakım ünitelerine göre hastaların risk dağılım oranlarını göstermektedir. Çalışmaya alınan hastaların %65,9 unun servise çıkarıldığı, %26 sının ex olduğu, %4,3 ünün diğer YBÜ gönderildiği, %3,7 sinin taburcu olduğu görüldü. Hastalar klinik durumları incelendiğinde, hastaların yalnızca %10,8 nin kendi kendine yetebildiği, %35,3 nün yatağa tam bağımlı, % 53,9 u yarı bağımlı, %17 sinin sedasyonlu olduğu saptandı. Hastaların hemodinamikleri incelendiğinde ise albumin düzey ortalamaları 2,9 g/dl (3,5 g/dl altında olduğu), hemoglobin düzey ortalamaları 10,7 g/dl, hemotokrit düzey ortalamaları 32,5 gr/dl, Beden kitle İndeksleri (BKI) 19,9 (18.5-24.9; normal) olarak bulundu. Çalışmaya alınan hastaların %36,5 inde incelmiş deri, %33,7 sinde ödem,%13,6 sında dolaşım bozukluğu, %12,7 sinde deride çatlama, %5,3 ünde bül gibi cilt travmaları olduğu görüldü. Çalışmada yeni basınç yarası oluşma oranı %17,6 olarak bulundu. Basınç yarası gelişme zamanının ortalama 7,7 gün olduğu, hastaların YBÜ de min:1 gün max:120 gün kaldığı görüldü. Yeni basınç yarası gelişen hastaların Dahili Bilimler YBÜ sinde ortalama 12,8 gün, Cerrahi Bilimler YBÜ sinde ortalama 5,6 gün yattıkları saptandı. Cerrahi Bilimler YBÜ yatan 227 hastanın %9,3 nde 1. Derece, %2,2 sinde 2. Derece basınç yarası geliştiği, Dahili Bilimler YBÜ yatan 95 hastanın %22,1 inde 1. Derece, %9,5 inde 2.derece, %1,1 3. derece basınç yarası geliştiği saptandı. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda Dahili Bilimler YBÜ daha fazla basınç yarası geliştiği ve iki yoğun bakım ünitesi arasında anlamlı fark bulunduğu saptandı (p>0,05 X 2 =0.00 df=2). Hastalarda basınç yarası görülen vücut bölgeleri Tablo 2 de verilmiştir. Tablo 2:Hastalarda Gelişen Basınç Yaralarının Gelişen Vücut Alanlarına Göre Dağılımları Vücut Derece Derece Derece Alanları N % N % N % Dirsek 4 1,2 Torakonter 5 1,5 4 1,2 1 0,3 İskiyum 6 1,9 3 0,9 Topuk 10 3,1 Kürek 17 5,3 5 1,5 Kemiği Sakrum 21 6,5 10 3,1 Çalışmaya katılan hastalarda basınç yarası önlemek amacıyla iki tür viskoelastik sünger yatak kullanıldığı görüldü. 162 hasta viskolelastik sünger I, 161 hasta ise viskoelastik sünger II yatağa alındı. İki viskoelastik sünger yataklarda basınç yarası gelişme durumları karılaştırıldığında iki yatak arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamadı (p>0,05). Diğer önleyici hemşirelik girişimleri arasında hastaların iki saat süre ile döndürüldüğü ve pozisyon verildiği kayıt edildi. Hastalar hemşireler tarafından günde ortalama 7,01 kez döndürüldüğü saptandı. Hemşirelerin hastalara günde bir kez tüm vücut bakımı verdikleri ve bakım sırasında kuru ciltleri olan hastalara nemlendirici uyguladıkları (ort: 1,4 kez) kayıt edildi. Tartışma: Çalışma sonucunda yeni basınç yarası gelişme oranı %17,6 olduğu görüldü. Çalışma yoğun bakım ünitelerinde yapılan çalışmalarla uyumlu olduğu, ülkemizde yapılan çalışmalara oranla basınç yarası oranımızın düşük olduğu (Yavuz ve ark. %30,4, Karadağ and Gümüşkaya %54,8) saptandı. Ç a l ı ş - mada basınç yaralarının bir haftadan fazla ancak iki haftadan az süre aralığında oluştuğu görüldü. Yeni oluşan birinci derece basınç yaralarının 1-7 gün içinde meydana geldiği kayıt edildi. Literatürde basınç yaralarının belirgin olarak iki hafta içinde oluştuğunu15, ortalama olarak 3-5 gün arasında artığı bildirilmektedir16. Farklı viskoelastik sünger destek yüzeylerinin basınç yarası üzerinde etkinliğini belirlemek üzere yapılan çalışmalar incelendiğinde, Gunningberg ve arkadaşları (2000) nın ça- 21 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara

8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara 22 lışmasında 1.evre basınç yarasının postoperatif dördüncü günde17, Defloor ve arkadaşları (2005) çalışmasında 2. evre basınç yarası 4-6 günde18 ve Nixon ve arkadaşları (2006) nın çalışmasında 2. evre basınç yarasının yatışın ilk günlerinde14 ve Shahin ve ark. (2009) nın çalışmasında %25 basınç yarasının birinci haftada geliştiği görülmektedir3. Çalışmada Dahili Bilimler yoğun bakım ünitesinde daha fazla basınç yarası geliştiği saptandı. Bunun nedeninin hastaların Dahili Bilimler YBÜ sindeki yatış sürelerinin daha uzun (ort: 12 gün, max:120 gün) ve bağımlılık düzeylerinin (48 hasta) daha fazla olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Çalışma sonuçları basınç yaralarının görüldüğü bölgeler oranında farklılık gösterse de; sıklıkla sakral, trokanterik, iskium, malleol bölgelerinde görüldüğü fikrinde birleşmektedirler19,20. Bu çalışmada hastaların en çok sakrum, kürek kemiği ve topuk bölgesinde basınç yarası geliştiği görüldü. Shahin ve ark. (2009) yılında yoğun bakım hastalarında yaptıkları insidans çalışmasında hastaların sakrum, topuk ve kürek kemiklerinde basınç yarası geliştiği görülmektedir. Sonuçlarımız diğer çalışmalarla paralellik göstermektedir3. Basınç yaralarını önlemede yüksek özellikli sünger yataklar hastanelerdeki standart yataklardan daha etkilidir3. Bu çalışmada iki tür yüksek özellikli sünger yatak kullanıldı. İki yatak arasında basınç yarası görülme sıklığı arasında fark olmadığı ve diğer çalışmalarla uyumlu olduğu görüldü14,15,17,18. Sonuç: Çalışma sonucunda hastalarda çoğunlukla ilk haftada birinci derece yeni basınç yarası geliştiği görüldü. Hastaların ilk YBÜ alındığında risk faktörlerinin ve basınç yarası gelişme riski belirlenmesi uygulanacak hemşirelik girişimlerinin planlanmasına yardımcı olacağı düşünülmektedir. Viskoelastik sünger yatakların önleme girişimleri arasında yer alması cilt bütünlüğünün bozulduğu ikinci ve daha ileri derece basınç yarası gelişmesini önlemede etkili olduğu görüldü. Yoğun bakım ünitelerinde viskoelastik sünger veya alternatif basınç azaltıcı destek yüzeylerin kullanılması basınç yarasını önlemede etkili olacağı düşünülmektedir. Basınç yaralarının önlenmesinde viskoelastik sünger yatak veya diğer alternatif destek yüzeylerin kullanılmasının tek başına yetersiz kalacağı mutlaka diğer önleme girişimleri (döndürme, pozison verme, sürtünmeyi azaltma gibi) ile birlikte kombine uygulanması etkinliği artıracağı bilinmektedir. KAYNAKLAR: 1. Eugene F. Reilly, Giorgos C. Karakousis, Sherwin P. Schrag,, S. P. Stawicki. Pressure ulcers in the intensive care unit: The forgotten enemy. OPUS 12 Scientist, 2007; 1: 2, 17-30. 2. Beğer, T. Yoğun Bakımda Dekübit Ülserleri: Risk Faktörleri Ve Önlenmesi, Yoğun Bakım Dergisi 2004, 4(4):244-253. 3. Shahin E, Dassen T,. HalfensIncidence R, prevention and treatment of pressure ulcers in intensive care patients: A longitudinal studyinternational Journal of Nursing Studies 2009:46, 413 421. 4. Elliott R, McKinley S, F Vicki. Quality Improvement Program to Reduce the Prevalence of Pressure Ulcers in an Intensive Care Unit. Am J Crit Care 2008;17:328-334.). 5. Yavuz, M., Dinçarslan, G., Suakar, D., Ilgın, S. Anestezi ve Reanimasyon Yoğun Bakım Ünitesinde Basınç Yarası Prevelansı, III. Ulusal Yoğun Bakım Hemşireliği Kongresi, Kongre Özet Kitabı, 6-08 Nisan Antalya, 2007: ss:66., 6. Karadağ M & Gümüşkaya N. The incidence of pressure ulcers in surgical patients: a sample hospital in Turkey. Journal of Clinical Nursing 2005,15: 413 421. 7. Akıncı, G., Yıldırım, G. Yoğun Bakım Ünitelerinde Bası Yarası Gelişiminin Önlenmesi, Yoğun Bakım İnfeksiyonları Kitabı, Bası YaralarıSayısı 2007: 67-70. 8. Athlin, E., Idvall, E., Jernfa, M.Factors of İmportance to The development of Pressure Ulcers İn The Care Trajectory: Perceptions of Hospital and Community Care Nurses. İt And İnger Johansson, Journal of Clinical Nursing2009, 3:2-23. 9. Sayar S, Turgut S, Doğan H, Ekici A, Yurtsever S, Demirkan F,Doruk N, Taşdelen.Incidence of pressure ulcers in intensive care unit patients at risk according to the Waterlow scale and factors influencing the development of pressure ulcers, Journal of Clinical Nursing 2009, 18: 765 774. 10. Akyol, A. İntervention Studies For Prevention Of Pressure Ulcer İn Turkey:Aliterature Review, İnternational Nursing Review 2006, 53:308-316. 11. European Pressure Ulcer Advisory Panel, 2002. Prevalence and Incidence Monitoring 4(1). Available at: www.epuap.org/review4_1/page6.html at 10.06.2008. 12. Bergstrom, N., Demuth, PJ., Braden, BJ. AClinical Tria Of the Braden Scale For Predicting Pressure Sore Risk, Nurs Clin North Am,1987, 22:417-428. 13. Unosson, M., Krantz, AN.. A Risk Assessment Scale For The Prediction Of Pressure Sore Development:Reliability And Validity Journal Ofadvanced Nursing 2002, 38(2), 190 199. 14. Nixon, J., Cranny, G., Iglesias, C. Etall. Randomised, Controlled Trial Of Alternating Pressure Mattresses Compared With Alternating Pressure Overlays For The Prevention Of Pressure Ulcers: PRESSURE (Pressure Relieving

Support Surfaces) Trial, BMJ, 2006, 1-5. 15. Theaker, C., Kuper, M., Soni, N.. Pressure Ulcer Prevention İn İntensive Care - A Randomised Control Trial Of Two Pressure-Relieving Devices, Anaesthesia 2005, 60(4):395-399. 16. Sharon A.Aronovitch Intraoperatively Acquired Pressure Ulcers: Are There Common Risk Factors? Http://Www.O-Wm.Com/Article/6776, (Erişim Tarihi:01,03,2010 ). 17. Gunningberg, L., Lindholm, C., Carlsson, M. Effect Of Visco-ElasticFoam Mattresses On The Development Of Pressure Ulcers İn Patients With Hip Fractures, Journal Of Wound Care 2000, November, Vol9,No 10, Pp455-460. 18. Defloor, T., Bacquer, D., Grypdonck, M. The Effect Of Various Combinations Of Turning And Pressure Reducing Devices On The İncidenceOf Pressure Ulcers, International Journal of Nursing Studies 2005, 42: 37 46. 19. Courtney, HL. Pressure Ulcers - Evidence-Based Handbook For Nurses, Advances İn Skin And Wound Care 2007., Chapter 30. 20. Huq, E. Bir Eğitim Hastanesinde Basınç Yarası Prevelansı ve Basınç Yarası Gelişiminde Risk Faktörleri, İstanbul Üniversitesi Cerrah Paşa Tıp Fakültesi FTR Anabilimdalı, Uzmanlık Tezi,2004, İstanbul. S08 YOĞUN BAKIM HEMŞİRELERİNİN FİZİKSEL TESPİT KULLANIMINA İLİŞKİN BİLGİ, TUTUM VE UYGULAMALARI Sevim Çelik, Esra Demircan, Özge Durmuş, Sibel Kavrazlı, Nur Güven, Emek Seçil Duran Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Zonguldak Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü Amaç: Bu çalışma yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşirelerin fiziksel tespit kullanımına ilişkin bilgi, tutum ve uygulamalarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Gereç Yöntem: Araştırma evrenini Zonguldak İl Merkezinde yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşireler, örneklemini ise çalışmayı kabul eden 105 hemşire oluşturmaktadır. Veriler Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkin Bilgi Düzeyi, Tutum ve Uygulamaları Ölçeğinden yararlanılarak, 24 Ocak-14 Şubat 2011 tarihleri arasında toplanmıştır. Veriler, Mann - Whitney -U ve Kruskal - Wallis testleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Hemşirelerin fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin bilgi puan ortalamasının 8.00 ± 1.37, tutum puan ortalamalarının 29.96 ± 4.93, uygulama puan ortalamasının 33.92 ± 4.65 olduğu belirlenmiştir. Çalışılan yoğun bakım üniteleri, çalışma yılı, haftalık çalışma saatleri, gündüz bakılan hasta sayılarının fiziksel tespit edici kullanımında hemşirelerin bilgi, tutum ve uygulama puanları üzerinde anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir. Sonuç: Hemşirelerin fiziksel tespit edici kullanımına yönelik bilgi puan ortalamalarının iyi, fiziksel tespit uygulamasına ilişkin tutumlarının da olumlu olduğu bulunmuştur. Anahtar Kelimeler; fiziksel tespit, hemşirelik, bilgi, tutum, uygulama. S09 ENDOSÜLFAN İNTOKSİKASYONUNUN HİPOFİZ BEZİ FONKSİYONLARI ÜZERİNE ETKİSİ Ramazan Coşkun 1, Kürşat Gündoğan 1, Fatih Tanrıverdi 2, Muhammet Güven 1, Murat Sungur 1. 1 Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım Bilim Dalı. Kayseri 2 Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı. Kayseri. Amaç: Endosülfan tarımda kullanılan poliklorid hidrokarbon bir pestisiddir.1960 yılından beri tarımda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmadaki amacımız, endosülfan intoksikasyonu nedeniyle takip edilen hastalarda intoksikasyondan üç ay sonra endosülfanın hipofiz bezi fonksiyonları üzerine etkisini araştırmaktı. Gereç ve yöntem: Endosülfan intoksikasyonu nedeni ile yoğun bakım ünitesinde takip ve tedavi edilen yedi hastadan üç tanesi taburcu edildikten üç ay sonra halsizlik, yorgunluk ve ellerde uyuşma olması şikayeti ile müracaat etti. Hastaların hipofiz bezi fonksiyonlarının incelenmesine karar verildi. Hastaların bazal hormonları (st3, st4, TSH, PR, FSH, LH, E2, IGF-1 ve Kortizol) çalışıldı. Glukagon testi ve 1 mcg ACTH stimülasyon testi yapıldı. Bulgular: Bazal hormon değerleri (Tablo-1), glukagon testi (Tablo-2) ve 1 mcg ACTH stimülasyon testi (Tablo-3) aşağıda verilmiştir. İkinci vakada hipotaloma-pitüiter-adrenal aksta yetmezlik ve ACTH eksikliği teşhis edildi. Üçüncü vakada ise GH-IGF-I aksında yetmezlik ve GH eksikliği tespit edildi. Sonuç: Bu çalışma endosülfan intoksikasyonundan sonra hipofiz fonksiyonlarının etkilendiğini gösteren ilk çalışmadır. Endosülfan intoksikasyonu olan hastalarda muhtemel hipofiz disfonksiyonu açısından takip gereklidir. 23 8. ULUSAL DAHİLİ VE CERRAHİ BİLİMLER YOĞUN BAKIM KONGRESİ, 16-20 Kasım 2011, Swissotel, Ankara