Hemostaz karmaşık bir mekanizmadır. Birbiri ile ilintili,

Benzer belgeler
Koagülasyon Mekanizması

Homeostaz. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Serin proteaz

DAMAR DUVARI VE ENDOTELİN TROMBOZDA YERİ

HEMOSTAZ. Güher Saruhan-Direskeneli. İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Fizyoloji AD

Dr. Ecz. Murat Şüküroğlu

Hemostaz Mekanizmas. Prof. Dr. Burhan Ferhano lu

KOAGÜLASYON TESTLERİ

Kan dokusu. Hematokriti hesaplamak için eritrositlerle dolu olan tüpün uzunluğu kanla dolu tüpün uzunluğuna bölünüp, çıkan sonuç 100 ile çarpılır.

ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER

Sunumun Amacı. Fizyolojik hemostaz ve bileşenleri

4/12/2019. Pıhtılaşma Sisteminin Fizyolojisi ve Farmakolojik Modülasyonu. Homeostaz. Serpin (Serin proteaz inhibitörü) Trombin

HÜCRE SĠNYAL OLAYLARI PROF. DR. FATMA SAVRAN OĞUZ

Koagulan ve Antikoagulan Proteinlerin Trombozda Yeri

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

Koagülasyon Fizyolojisi

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

Doymamış Yağ Asitlerinin Transformasyonu. Prof. Dr. Fidancı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

HORMONLAR VE ETKİ MEKANİZMALARI

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği

Kan Liflerinin Biyokimyası

Fibrinolytics

GENEL BİLGİLER. Preterm doğuma neden olan faktörler:

İNFLAMASYON DR. YASEMIN SEZGIN. yasemin sezgin

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

4 TROMBOZ S B YOK MYASI

Yenidoğanda Kalıtsal Kanama Bozukluklarına Yaklaşım

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN

Kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

ADEZYON MOLEKÜLLERĐ ve SĐTOKĐNLER. Dr. Sabri DEMĐRCAN

GLİKOJEN METABOLİZMASI

ÜNİTE. FİZYOPATOLOJİ Doç. Dr. Mehtap KAÇAR Prof. Dr. Bayram YILMAZ İÇİNDEKİLER HEDEFLER PIHTILAŞMA SİSTEMİ HASTALIKLARI

2 AM F ZYOPATOLOJ S NDE; TROMBOS T 1-6

HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

KAN AKIMININ KONTROLÜ. 1- Otoregülasyon veya Miyojenik Regülasyon 2- Metabolik Regülasyon KAN AKIMININ LOKAL KONTROLÜ DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ IV

AKUT YOĞUN SİGARA DUMANI SOLUTULAN RATLARDA TESBİT EDİLEN TROMBOSİT AGREGASYON VE SEKRESYON DEĞİŞİKLİKLERİ. Dr. Neşe ATEŞ

KAS DOKUSU. Prof.Dr. Ümit TÜRKOĞLU

Hemodiyaliz hastalarında hemostatik sistem değişiklikleri ve komplikasyonları

Cover Page. The handle holds various files of this Leiden University dissertation

Düz Kas. Nerede???? İçi boş organların duvarı, Kan damarlarının duvarı, Göz, Kıl follikülleri. Mesane. Uterus. İnce bağırsak

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I I

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış

TİP I HİPERSENSİTİVİTE REAKSİYONU. Prof. Dr. Bilun Gemicioğlu

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

Hücre membranının biyolojik özellikleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ BĠYOTEKNOLOJĠ ENSTĠTÜSÜ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ. FAKTÖR V 4070 A-G DEĞĠġĠMĠNĠN TROMBOZLU HASTALARDA ĠNCELENMESĠ.

Referans:e-TUS İpucu Serisi Biyokimya Ders Notları Sayfa:368

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ

5.111 Ders Özeti #12. Konular: I. Oktet kuralından sapmalar

HÜCRESEL İMMÜNİTENİN EFEKTÖR MEKANİZMALARI. Hücre İçi Mikropların Yok Edilmesi

Notlarımıza iyi çalışan kursiyerlerimiz soruların çoğunu rahatlıkla yapılabileceklerdir.

[ALPHAN KÜPESİZ] BEYANI

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

HÜCRELERARASI İLETİŞİM

HEMOSTAZ CERRAHİ KANAMA TRANSFÜZYON. Prof. Dr. Süphan ERTÜRK Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı

Slayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir.

FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar)

HEMOSTAZDA LABORATUVAR Hangi test, kime, ne zaman, sonuçları nasıl değerlendireceğim?

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS


15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİYOTEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanser Tedavisi: Günümüz

MOTOR PROTEİNLER. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM ETİYOPATOGENEZ

Kolesterol Metabolizması. Prof. Dr. Fidancı

skelet sistemi tek ba ına vücudu hareket ettiremez. Herhangi bir hareket için gerekli kuvvet kaslar tarafından sa lanır. Kas dokusu vücutta oldukça

HÜCRE ZAR SİSTEMLERİ. Yüzey (plazma) zarı: Tüm hücrelerde var. İç zar: Ökaryotik hücrelerde var.

İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI

TÜMÖR ANJiYOGENEZİ TUMOR ANGIOGENESIS. Reha Aydın. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Kanamanın durması anlamına gelir. Kanamanın durmasında üç eleman rol alır. Bunlar şunlardır:

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR

TRANSLASYON ve PROTEİNLER

PRP Terapi nedir? Kanınızdaki güzel ilaç, Genesis PRP

ĐNFLAMASYON ĐNFEKSĐYON ve ATEROSKLEROZ. Dr. Sabri DEMĐRCAN

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM II DOKU BİYOLOJİSİ

FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

GLİKOLİZİN KONTROLU Prof. Dr. İzzet Hamdi Öğüş

Kolesterol Metabolizması. Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D.

Koroner Check Up; Coronary risk profile; Koroner kalp hastalıkları risk testi; Lipid profili;

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Transkript:

HEMOSTAZ MEKANİZMASI Tanju Atamer İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İstanbul Hemostaz karmaşık bir mekanizmadır. Birbiri ile ilintili, etkilerini artıran, karşı mekanizmayı da harekete geçiren, hemostaz etkisi yanı sıra vücut savunma mekanizması ile de bağlantıları olan çok yönlü bir sistemdir. Fizyolojik ve patolojik koşullardaki hemostaz ile ilgili bilgilerimiz hala gelişmeler göstermektedir. Bununla birlikte temel öğeler iyi bilinmektedir. Hemostaz, yapı ve işleyiş bakımından birincil ve ikincil hemostaz olarak ayrı ayrı ele alınır. Hemostaz olayı, travma, cerrahi girişim, damarın endotel döşemesini bozan hastalıklar, endotoksinlerin etkisi ve kanın endotel altı bağ dokusu ile temas etmesi durumlarında başlatılır. Birincil hemostaz hasar yerlerinde trombosit tıkacının oluştuğu olaya verilen isimdir. Hasarı izleyen saniyeler içerisinde gelişir. Esas olarak kapillerlerden, küçük arteriol ve venüllerden kan kaybının durdurulması bakımından önem taşır. İkincil hemostaz plazma pıhtılaşma sistemi reaksiyonlarını kapsar ve sonuçta fibrin oluşur. Bunun tamamlanması birkaç dakika alır. Oluşmuş olan fibrin lifleri birincil hemostaz tıkacının oluşmasını artırır. İkincil hemostaz daha büyük damarlarda önem taşır, hasarı izleyen saatler ya da günler sonra kan kaybının önlenmesini sağlar. Burada ayrı ayrı olarak bahsedilmiş olsa da aslında bu iki tip hemostaz birbiri ile yakın bir ilişkidedir. Örneğin, aktive olmuş trombositler plazmada pıhtılaşmayı hızlandırırlar, bunun sonucu ortaya çıkan trombin trombosit aktivasyonuna neden olur. Dolaşımın arter alanında var olan yüksek kan basıncı nedeniyle, damar hasarı oluştuğunda kan kaybının önlenmesi için sağlam, anında ve tamamen yerel olarak oluşan bir pıhtı yanıtı gereklidir. Bu pıhtı damarda kanın akımını olumsuz olarak etkilememelidir. Pıhtılaşma yanıtının hasarlı bölge etrafında istenmeyen trombus oluşturmasını engelleyen sistemik antikoagülan ve bir pıhtı çözündüren öğeler de vardır. Sonuçta hemostatik sistem, şu beş önemli sistemde bağlantılı olarak stimüle edici ya da inhibe edici yolların mozaikliğinden oluşan bir bütündür: Kan damarları, trombositler, pıhtılaşma faktörleri, pıhtılaşma inhibitörleri ve fibrinoliz. Bundan başka hemostaz ile bedeninin diğer savunma mekanizmaları olan immun sistem ve inflamatuvar sistemler arasında (kompleman ve kinin sistemleri ve fagositoz) ilişkiler vardır. Karmaşık bir hemostaz sorununun çözümü için, iyi bir kinikçi yukarıda bahsedilen hemostazın beş önemli öğesine ait olabilecek kusurları tek tek gözden geçirmelidir. Kan damarları Yapı: Kan damarlarında arter, ven ve kapillerlerde damarın histolojik katmanları ve içerikleri farklılıklar gösterir. Elastin damarın esnekliğini, bedenin hareketlerine ve kalbin pompalama kuvvetine uyumu sağlar. Düz kaslar uyarıya göre kasılırlar (vazokonstriksiyon). Damar kollajeni başlıca tip I ve tip III den oluşur. Tip III kollajen trombositin yapışmasını en iyi şekilde sağlar ve aynı zamanda damarın bütünlüğünü korur. Bunun eksikliğinde (örneğin Ehlers- Danlos sendromu tip IV) büyük bir arterin yırtılması sonucunda ani ölüm sık görülür. Endotel: Endotel hücreleri (EH) bedenin savunma mekanizmasında çok önemli rol oynarlar. Yüzeylerinde çok sayıda reseptör barındırırlar. Örneğin trombin, anjiotensin II, damar tonusunun belirlenmesinde ve hemostaz üzerine etkiler gösterirler. Endotel hücreleri travma, kan akımına bağlı sürtünmeden doğan yüksek makas etkisi, trombin, interlökin 1, tümör nekroz faktörü gibi sitokinler ile zedelendikten ya da uyarıldıktan sonra, çok çeşitli intersellüler yapışma moleküllerini yüzeylerinde belirtili hale getirir (eksprese eder) ya da plazmaya salarlar. Örneğin vasküler hücre adezyon molekülleri, E-selektin, P-selektin gibi moleküller. Böylece lökosit ve trombosit yapışması, iltihap, fagositoz ve damar geçirgenliği gibi olaylar hafifletilir. Bütünlüğü bozulmamış endotel hücreleri, sentezlediği veya saldığı ya da yüzeylerinde belirlediği faktörler aracılığı ile hemostaz üzerine güçlü bir inhibitör etki gösterir. Bu faktörlerden prostaglandin I2 (prostasiklin) ve azot oksitin (NO) güçlü bir vazodilatatör etkisi vardır ve bu sayede kan akımı 7

T. Atamer Tablo 1. Subendotelyal matriksde bulunan bazı önemli ögeler Matriks bile eni Kollajenler Von Willebrand faktörü Fibronektin Trombospondin-1 Lamininler Mikrofibriller Özellikler Proteinlerin geni ailesi. Bazıları trombositlerin yapı ma, kümelenme ve salgılamasını destekler Büyük multimer halinde protein. Trombositlerin hemostaz i levleri için çok önemli. Dimer veya multimer halinde bir protein. Trombositlerin ba lanmasını ve yayılmasını destekler Trimer halinde protein. Hem yapı kan, hem yapı kan olmayan özellikler gösterir. Trombosit ba lanmasını destekleyen proteinler. Bazı matrikslerde bulunan kamı yı ını eklinde protein ögeleri. yavaşlatılır. Bu iki madde de trombosit içi siklik adenozin monofosfat ve siklik guanozin monofosfat düzeylerini artırarak trombositlerin ve lökositlerin agregasyonunu inhibe ederler. Von Willebrand faktörü (vwf) endotel hücreleri ve megakaryositlerde sentezlenen büyük bir glikoproteindir. Salınımını uyaran başlıca etmenler trombin, IL-1, ve bazı hormonlardır (adrenalin, vazopressin ve insülin). Şiddetli eksersiz ve basit bir damar tıkanması da etkili uyarıcılardır. Ayrıca karaciğeri ve kan damarlarını etkileyen birçok hastalıkta da kanda vwf düzeyleri artar. Trombosit vwf alfa granüllerinde depolanmıştır ve trombosit aktivasyonu halinde plazmaya salınır. Plazmada vwf ve faktör VIII yakın derecede birlikte bulunurlar ve bu sayede faktör VIII, aktive protein C, trombin ve diğer plazma proteazları tarafından yapılan hızlı proteolizden korunur. Endotel hücreleri elektrik olarak negatif yüklüdürler ve yine negatif yüklü trombositleri uzaklaştırırlar. Bu fiziksel etkinin dışında yine EH yüzeyinde bulunan trombomodulin ve heparan sülfatın trombini inhibe edici etkileriyle, fibrin pıhtısının damar içi yayılması sınırlanır. Trombospondin ve fibronektin trombosit adezyonu ve agregasyonunda rolü olan adezif proteinlerdir. Endotelinler vazokostriksiyon yapıcı etkiye sahip peptidlerdir. Laminin ve vitronektin subendotel tabakasında bulunurlar, trombosit-damar etkileşiminde küçük bir rol alırlar. Son olarak EH plazminojen aktivatörleri ve plazminojen aktivatör inhibitörü-1 i oluşturarak hemostazda incelik isteyen bir görevi de ortaya koyarlar. Trombositler Trombositler megakaryositlerin sitoplazmasından oluşan küçük parçacıklardır. Çapı 2-4 m, hacmi 5-8 fl arasında, bikonveks, çekirdeksiz hücrelerdir. Plazma zarı: İki bakımdan trombosit plazma zarı önemlidir. İlki, bir dizi özgül glikoprotein reseptörlerini bulundurur ve bunlar aracılığıyla agregasyon yapıcı etmenlerle, inhibitörlerle, pıhtılaşma faktörleri ile, diğer trombositlerle ve damar duvarı ile etkileşir. İkinci önemi plazma zarının fosfolipidler içermesidir. Bu fosfolipidler prostaglandin sentezi, hücre içi kalsiyum hareketi ve prokoagülan aktivitenin trombositin dış yüzeyinde oluşması ve yerleşmesi bakımından önemlidir. Sitoplazma granülleri: Bunlar alfa granülleri ve dens (elektron mikroskopta yoğun) granüllerdir. Alfa granülleri TF4, beta tromboglobulin, trombospondin, vwf, fibrinojen, fibronektin, plasminojen aktivatör inhibitörü-1, 2 -antiplazmin içerirler. Yoğun granüllerde ise adenozin difosfat (ADP), adenozin trifosfat (ATP ), 5- hidroksitriptamin (5-HT), pirofosfat ve kalsiyum iyonları bulunur. Yoğun granüllerdeki ATP ve ADP depolama havuzu (storage pool) olarak adlandırılır. Yüzeyle bağlantılı kanaliküler sistem: Plazma membranının çok sayıda invaginasyonu ile oluşur ve bu sayede yüzey alanı artar. Bu sistemde membran transportuyla salınım reaksiyonu kolayca olur. Diğer kısımlar: Mikrotubullerin çevresel bandı, sitoplasmanın mikrofilamentleri ve yoğun tubuler sistemden oluşurlar. Trombositlerin hemostazdaki rolleri şu şekilde sıralanabilir: - trombosit adezyonu (yapışması) - trombosit şekil değişikliği - trombosit salınım reaksiyonu - trombosit agregasyonu - trombosit prokoagülan aktiviteleri Birincil hemostazın etkili olabilmesi için üç önemli olay gereklidir: trombosit yapışması, granül salınması, trombosit kümeleşmesi. Damar hasarını izleyen ilk saniyeler içinde trombositler endotel altında bulunan kollajen fibrillerine kollajen reseptörleri ile yapışır. Bu reseptörler glikoprotein (Gp) Ia/IIa ve Gp VI olup integrin ailesinin üyeleridirler. 8

Hemostaz Mekanizması Kollajene bağlanan GpVI, Fc reseptörü üzerinden trombositleri aktive eden sinyal gönderir. Trombositlerin kollajen ile olan bu bağlantısı, yapışkan özellikte bir protein olan von Willebrand faktörü (vwf) ile sağlam hale getirilir ve böylece damar lumeni içinde var olan yüksek makas kuvvetlerine rağmen damar duvarına bağlı halde kalabilir. vwf bu görevini bir trombosit reseptörü olan Gp Ib/IX ile kollajen lifleri arasında köprü oluşturarak yapar. Damar duvarı elemanlarına yapışmayı (adezyon) izleyen saniyeler içinde trombositler şekil değişikliğine gider: hücre küresel hale gelirken uzun ve ince psödopodlar oluşturur. Şekil değişikliği trombosit içindeki ögelerin yeniden düzenlenmesi aşamasıdır. Bu aşamada mikrofibrillerin kasılması ile trombositin salgılaması kolaylaştırılır. Bu mikrofibrillerin daha sonra yeniden biçimlenmesi ve kasılması ise pıhtı retraksiyonunu sağlar. Pıhtı retraksiyonu ile trombosit tıkacı sağlam hale gelir. Yapışmış ve aktive olmuş trombosit içindeki granüllerden bazı maddeleri dışa salar ki bunlar: adenozin difosfat, faktör Va, trombospondin, vwf, fibronektin, fibrinojen, heparinaz ve tromboksan A 2 (TXA 2 ) dir. Bu salınım reaksiyonu (release) fosfatidil inozitol döngüsü ve prostaglandin oluşumu ile birlikte gerçekleşir. Diğer hücrelerde de olduğu gibi, trombosit aktivasyonu ve sekresyonu siklik nükleotid düzeyindeki değişikliklerle, kalsiyumun hücre içine girmesiyle, membran fosfolipidlerinin hidrolizi ve hücre içinde önemli bazı proteinlerin fosforilasyonu ile düzenlenir. Trombosit membranında yer alan iki enzim olan fosfolipaz C ve fosfolipaz A 2, trombositlere bağlanan agonistlerle (adrenalin, kollajen, trombin) aktive olur. Bu enzimler arakidonik asitten iki önemli membran fosfolipidinin salınmasını katalize ederler. Bunlar fosfotidilinozitol ve fosfatidilkolindir. Fosfolipaz C nin fosfatidilinozitole etkisi sonucu oluşan inozitol trifosfat kalsiyum depolama organelleri üzerindeki reseptörlerle etkileşir, iyonize kalsiyumu harekete geçirir ve sitoplasmadaki yoğunluğunu artırır. Trombosit aktivasyonunda rol alan birçok süreç kalsiyuma bağımlıdır. Prostaglandin metabolizması ile ilgili olarak, arakidonik asitten siklooksijenaz enzimi etkisiyle TXA 2 oluşur. Bu maddenin plazmada yarı ömrü 2 dakikadır ve etkisiz bir şekile (TXB 2 ) dönüşür. TXA 2 güçlü bir vazokonstriktördür ve yoğun granüllerden Ca 2+ harekete geçirerek salınım reaksiyonunu stimüle eder. Aktivasyondan sonra trombositler granüllerinde bulunan maddeleri plazmaya salarlar. Granüllere göre bu maddelerin dağılımı şöyle sıralanabilir: Lizozomlardan endoglikozidazlar ve heparin yıkan enzim; Yoğun granüllerden kalsiyum, serotonin, ADP; Alfa granüllerinden vwf, fibronektin, trombospondin, trombosit kaynaklı büyüme faktörü, heparini nötralize eden protein (trombosit faktör 4). Trombositin alfa granüllerinden salınan trombosit kaynaklı büyüme faktörü fibroblastların ve düz kas hücrelerinin damar duvarı içinde göç etmesini ve çoğalmalarını sağlar. Bu da onarım olayı için gereklidir. Son olarak dengeli bir sistem trombositlerin aktive olmalarının hızını ve boyutunu kontrol eder. TXA 2 trombosit aktivasyonunu ve sekresyonunu uyarır. Buna karşılık endotel hücresi ürünü prostasiklin trombosit aktivasyonunu baskılar. Ayrıca endotel hücrelerinin yüzeylerinde adenozin difosfatı hidrolize ederek etkilerini sınırlayan ekto-adpaz enzimi yer almaktadır. Trombositlerin sinyal ileti sistemi karmaşıktır. Trombosit aktive etme potansiyeli olan ajanlar bir yüzey reseptörüne bağlanır ve bir dizi sinyal olayını başlatır. Bazı önemli trombosit membranı reseptörleri ve işlevleri Tablo 2 de özetlenmiştir. Sinyal gönderme kalsiyum akımını, hücre iskeletinde yeniden modelleşme, görünümde değişiklik, ipliksi ayakların oluşması ve granül salınımını başlatır. Bu değişiklikler trombositlerin damar içinde kümecikler oluşturması ile sonlanır. ADP ve TXA 2 damar hasarı olan noktalarda geçici ve yerel olarak trombosit agregasyonu başlatan maddelerdir. Karmaşık bazı etkileşimlerden sonra sonuç olarak GPIIb-IIIa kompleksi aktive edilir, ve bu da fibrinojenin bağlanmasına ve trombosit agregasyonuna yol açar. Bir dimer olarak fibrinojen komşu trombositler arasında doğrudan köprüler oluşturur. Kapillerlerde lokal vazokonstriksiyon ile birlikte trombosit agregasyonu hemostazın sağlanması için genellikle yeterlidir. Fakat daha büyük damarlarda mekanik kuvvetlerin etkisiyle trombosit tıkacının yer değiştirmemesi için fibrin ile kuvvetlendirilmesi gereklidir. Trombositlerin bizzat kendileri yüzeylerinde güçlü prokoagülan aktiviteler oluşturarak tıkacın pekişmesine katkıda bulunurlar. Trombosit agregasyonunu izleyen saniyeler içinde membran fosfolipidlerinde yeniden örgütlenme başlar. Normalde trombosit membranının iç lipid tabakasında yer alan, hidrofobik ve negatif yüklü olan fosfatidil serin ve fosfatidil kolin dış tabakasına açığa çıkar. Özellikle K vitaminine bağımlı olan bir dizi pıhtılaşma faktörü bu fosfolipidlere bağlanır. Diğer pıhtılaşma faktörleri de (fibrinojen, FV, VIII ve IX) reseptörleri aracılığıyla trombositlere bağlanır. Böylece hasarlı damar bölgesinde trombositlerin yüzeyinde toplanmış pıhtılaşma faktörleri birbirleriyle etkileşmeleri kolaylaşır ve bunun yerel kalması sağlanır. Ayrıca bir arada toplu bulunan bu pıhtılaşma faktörleri doğal inhibtör olan antitrombin III ve protein C nin etkisinden de korunmuş olurlar. Trombositlerin prokoagülan aktivitesi daha az oranda FXI ve kontakt yolla da gerçekleşir. 9

T. Atamer Arakidonik asid Siklooksijenaz Endoperoksitler Tromboksan sentetaz Prostasiklin sentetaz Tromboksan A2 Prostasiklin (PGI2) Tromboksan B2 (trombositler) 6 keto PGF1 (endotel hücreleri) ekil 1. Tromboksan A 2 nin (trombositlerde) ve prostasiklinin (endotel hücrelerinde) olu umu. Tablo 2. Bazı önemli trombosit membranı glikoproteinleri (GP). GP Ligandı levi GPIa/Iia Kollajen Trombosit-kollajen yapı ması GPIb/IX von Willebrand faktörü Trombosit-subendotelyal mikrofibril yapı ması; trombini de ba lar GPIc, Iia Fibronektin?Trombositin yayılması;?fibroblastın damar duvarına ba lanması GPIIb/IIIa Fibrinojen Trombosit-trombosit agregasyonu; vwf ünü de ba lar GPIV Trombospondin?Trombosit agregasyonu; Kollajen fibrillerini de ba lar 7-Transmembran Trombin, adrenalin Trombosit agregasyonu ve sekresyonu zinciri Gp leri Pıhtılaşma Pıhtılaşma sistemi için daima geçerli üç önemli özellik vardır: (1) çok ince bir düzenleme ve kontrol, (2) yüzey bağlılığı, (3) kalsiyum bağlılığı 1) Düzenleme ve kontrol mekanizmaları: - Her sistem karşıt bir sistemle dengelenmiştir. - Birden fazla negatif geri besleme yolları vardır. - Bir sistem sıklıkla aynı zamanda karşıt sistemini başlatır. 2) Yüzey bağlılığı: Hemostaz fosfolipid bir yüzey üzerinde gerçekleşir. Bu sayede pıhtılaşma, doku hasarının olduğu yerde sınırlı kalır ve dolaşımda serbest pıhtılaşmanın gözükmesi önlenmiş olur. Trombosit fosfolipidi pıhtılaşma için birincil yer olarak hizmet eder. 3) Kalsiyum bağlılığı: Kalsiyum trombosit aktivasyonu ve agregasyonu için gereklidir. Ayrıca pıhtılaşma proteinleri ile trombosit fosfolipidi arasında bir bağ ödevini görür. Birincil hemostaz tıkacının oluşumu ile eş zamanda plazma pıhtılaşma proteinleri ikincil hemostazı başlatmak üzere aktive olurlar. Pıhtılaşmanın tamamlanması fibrinojenin trombin enziminin etkisiyle fibrine dönüşmesi ve fibrinin de f.xiii 10

Hemostaz Mekanizması - Büyüme dönemi: Hasara uğrayan damar bölgesinde yukarıda anlatılmış olan trombosit yapışması ve aktivasyonu oluşur. Aktive trombositler DF ile temas eder. Daha önce oluşan az miktarda trombin trombositleri aktive eder, trombositlerin yapışmaları artar, ayrıca alfa granüllaerinde bulunan fv i de yüzeyine çıkarır. Trombin ayrıca f.viii i de vwf den ayırır ve aktive eder. Şimdi trombositler aktive olmuştur ve yüzeylerinde aktive f.v ve f.viii bulunmaktadır. ekil 2. Pıhtıla ma proteinlerinin aktivasyonu ve fibrin olu umunun güncel bilgilere göre eması. (DFY, doku faktörü yolu inhibitörü) etkisiyle katı (insolübl) hale gelmesidir. Burada anahtar nokta trombinin oluşması olayıdır. Bu seviyeye kadar normalde inaktif olan pıhtılaşma faktörlerinin, sırayla, aktifleşen bir diğer pıhtılaşma faktörü tarafından aktif hale geçmesi gereklidir. Her ne kadar pıhtılaşma mekanizmasında iç (intrinsic) ve dış (extrinsic, temas aktivasyonu) kaynaklı yollar hem anlatım kolaylığı hem de laboratuvar testlerinin doğru yorumlanmasını sağlarsa da, in vivo olarak pıhtılaşma doku faktörü (DF) tarafından başlatılır. Pıhtılaşmada şu aşamalar sırasıyla gerçekleşir: - Başlama dönemi: Zedelenen doku veya damar bölgesinden DF açığa çıkar. Bir lipoprotein yapısında olan DF hemen hemen tüm hücrelerin zarında bulunur. Ayrıca iltihabi durumlarda monositler ve endotel hücrelerince de ortaya konabilir. DF normalde dolaşımda bulunan f.vii ile bir bileşik oluşturur. Bu bileşiğin aktive olmuş trombositlerin yüzeyine ulaşması etkin pıhtılaşmanın başlaması için gereklidir. DFfaktör VIIa enzimatik olarak f.x u aktive eder (Xa). Ancak bu DF-faktör VIIa bileşiği ve Xa, endotel hücrelerinden yapılan özgül bir inhibitör olan doku faktörü yolu inhibitörü (DFYİ, tissue factor patway inhibitor) tarafından süratle inaktive edilir. Bu durumda, in vivo olarak DF-faktör VIIa bileşiğinin esas etkisi f.xa nın aktivasyonu (IXa) ile olmaktadır. f.ixa, f.viiia, kalsiyum ve fosfolipid ile birlikte faktör X u aktive eder (Xa). Bu fxa, DFYİ ve antitrombin tarafından süratle inhibe edilir. Ancak hücre yüzeyinde kalan az miktarda f.xa bu inhibisyondan korunur, aktive f.v (Va), fosfolipid ve kalsiyum varlığında protrombini trombine çevirir. - Çoğalma dönemi: Artık trombositlerin yüzeyinde FX u aktive edecek tenaz ve FII yi aktive edecek protrombinaz bileşikleri kurulmuştur. Daha önce oluşmuş az miktarda trombin ile aktive olan f.xi in de sağladığı ek f.ix oluşumu ile giderek artan tenaz bileşiği (f.viiia/ixa) sayesinde f.x aktive olur ve şimdi kofaktörü olan f.v ile birlikte (protrombinaz) trombosit yüzeyinde fibrin pıhtısı oluşturacak bollukta trombin üretimini sağlarlar. Trombinin fibrinojene etkisi, fibrinojen molekülünden fibrinopeptid A ve B nin ayrılması ve ortaya çıkan fibrin monomerlerinin kendiliğinden polimerize olması şeklindedir. Henüz solübl (çözelti halinde) olan bu fibrin molekülü, faktör XIIIa nın etkisiyle çapraz bağlarla birbirine bağlanır ve solübl olmayan (katı) fibrin haline dönüşür. Serbest trombin antitrombin tarafından süratle nötralize edilir. Trombinin sadece fibrinojene değil, birçok faktöre ve yola da aktive edici etkisi vardır. Bu sayede trombin pıhtılaşma faktörlerini ve trombositleri aktive ettiği gibi, antikoagülan sistemini oluşturan trombomodulin ve protein C sistemini ve fibrinolitik sistemi (plazmin) de aktive eder. Nihayet hemostazın son ürünü olan ve trombositlerle fibrinden (ve bazen arada sıkışmış eritrositlerden) oluşan pıhtının uygun zamanda erimesi plazmin tarafından sağlanır. Normal hemostazın yukarıda sayılan temel ögelerinden bir ya da birkaçının eksikliğinde (antitrombin eksikliği, protein C ye direnç durumları) ya da fazlalığında (trombositoz, pıhtılaşma faktörlerinde artma); endotel bütünlüğünün bozulmasına yol açan durumlarda (travma, diyabet, arterioskleroz, hiperhomosisteinemi); kanda mevcut bir anormallikte (antifosfolipid sendromu, sepsis, reolojik değişiklikler, inflamasyon, ilaçlar, lösemi, bazı kanserler) hemostaz patolojik seyreder ve istenmeyen bir tromboz halinde sonlanabilir. Normal insanlarda hemostazın gelişimi ve seyri tek bir faktöre bağlı değildir. Bu gelişim prokoagülanlar, antikoagülanlar ve diğer risk faktörlerinin etkisi arasında bir sinerjiye bağlıdır. 11

T. Atamer KAYNAKLAR 1. Ashby, Daniel JL, Smith B. Mechanisms of platelet activation and inhibition. Hemat Oncol Clin North Amer 1990;4:1-26. 2. Walsh PN. Platelet coagulation-protein interactions. Semin Thromb Hemost. 2004;30:461-71. 3. Mann KG, Krishnaswamy S, Lawson JH. Surface-dependent hemostasis. Sem Hematol 1992; 29:213-226 4. Hoffman M, Monroe DM. A cell based model of hemostasis. Thromb Haemost 2001;85:958-965. 5. Carvalho ACA. Hemostasis and thrombosis. In: Schiffman FJ, ed. Hematologic pathophysiology. Lippincott-Raven, Philadelphia, 1998:161-244. 6. Broze GJ. The role of tissue factor patway inhibitor in a revised coagulation cascade. Sem Hematol 1992; 29:159-169. 7. Colman RW, Marder VJ, Salzman EW, Hirsh J. Overview of hemostasis. In: Colman RW,Hirsh J, Marder VJ, Salzman EW, eds. Hemostasis and thrombosis. Basic principles and clinical practice. JP Lippicott Company, Philadelphia, 1994:81-93. 8. Hutton RA, Laffan MA, Tuddenham EGD. Normal hemostasis. In: Hoffbrand AV, Lewis SM, Tuddenham EGD,eds. Postgraduate haematology. Butterworth Heinemann, Oxford, 1999:550-580. 9. Baglia FA, Walsh PN. Prothrombin is a cofactor for the binding of factor XI to the platelet surface and for platelet-mediated factor XI activation by thrombin. Biochemistry 1998; 37:2271-2280. 10. Mann KG, Butenas S, Brummel K.The dynamics of thrombin formation. Arteriscler Throm Vasc Biol 2003; 1:17-25. 11. Butenas S, Orfeo T, Gissel MT, Brummel KE, Mann KG. The significance of circulating factor IXa in blood J Biol Chem. 2004;279:22875-22882. 12. Butenas S, van t Veer C, Mann KG. Normal thrombin generation. Blood. 1999;94:2169-2178. 13. Orfeo T, Butenas S, Brummel-Ziedins KE, Mann KG. The tissue factor requirement in blood coagulation. J Biol Chem. 2005;280:42887-42896. 14. Brummel-Ziedins K, Vossen CY, Rosendaal FR, Umezaki K, Mann KG. The plasma hemostatic proteome: thrombin generation in healthy individuals. J Thromb Haemost. 2005;3:1472-81. 15. Butenas S, Mann KG. Blood coagulation. Biochemistry (Mosc). 2002;67:3-12. 12